Reuters’a konuşan üst düzey bir ABD Dışişleri yetkilisi, DeepSeek’in Güneydoğu Asya’da kurduğu paravan şirketler aracılığıyla, ABD’nin ihracat kısıtlamalarına tabi yüksek teknoloji ürünü çiplere erişmeye çalıştığını söyledi.
DeepSeek’in Ocak ayında tanıttığı yapay zekâ modelleri, düşük maliyetle ABD’li rakiplerine denk hatta üstün sonuçlar sunduğu iddiasıyla dikkat çekmişti. Ancak Washington’daki yetkililer, bu başarıların arkasında ABD teknolojilerinin yasa dışı yollarla kullanılması gerçeğinin yattığını düşünüyor.
Reuters’a konuşan ABD’li yetkili, bu konu hakkındaki açıklamalarında “DeepSeek yalnızca açık kaynaklı modeller sunmakla kalmıyor, Çin’in askeri ve istihbarat birimlerine gönüllü destek sağlıyor ve sağlamaya devam edecek gibi görünüyor.” ifadelerini kullandı.
DeepSeek’in Çin’e veri aktardığı iddia ediliyor
Şirketin, Çin hükümetine kullanıcı bilgilerini ve analiz verilerini aktardığı da iddialar arasında. DeepSeek’in, Çin ordusu ve savunma sanayi kuruluşlarıyla 150’den fazla alım-satım kaydında yer aldığı belirtilirken, bu iş birliklerinin özellikle araştırma enstitülerine teknoloji sağlama şeklinde gerçekleştiği ifade ediliyor.
DeepSeek, gizlilik uygulamaları ve iddialar hakkında yorum yapmazken, şirketin Nvidia’nın gelişmiş H100 çiplerine erişimi olduğu da öne sürüldü. Geçmişte çiplerin Çin’e satışı yasaklanmıştı; fakat iddialara göre şirket, Güneydoğu Asya’daki veri merkezleri üzerinden uzaktan erişim sağlayabiliyor. Nvidia ise DeepSeek’in yalnızca H800 modelini yasal yollardan temin ettiğini savunuyor.

Şu an için DeepSeek, ABD’nin ticaret kara listesine alınmış değil. Ancak şirketin askeri amaçlı faaliyetleri ve ihracat kontrollerini ihlal etme girişimleri, yeni yaptırımların gündeme gelmesine neden olabilir. Malezya hükümeti de ülkedeki Nvidia çipli sunucuların DeepSeek tarafından kullanılıp kullanılmadığını araştırıyor.
Tüm bu gelişmeler, Çin’in yapay zekâ teknolojileriyle küresel rekabette öne çıkma çabalarının arkasında etik dışı yöntemlerin kullanıldığına dair endişeleri artırıyor. DeepSeek’e yönelik suçlamalar, hem ulusal güvenlik hem de kullanıcı gizliliği açısından ciddi bir kriz potansiyeli taşıyor.