Site icon TechInside

Bosch geleceğini AIoT, elektrifikasyon ve yeşil hidrojende görüyor

Bosch

Nesnelerin interneti (IoT) ile yapay zeka teknolojilerini birleştiren hizmetler üreten Bosch, bugün yaptığı basın toplantısında yol haritasını ve 2020’nin başarı istatistiklerini paylaştı. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Volkmar Denner, Bosch’un geleceğinin AIoT, elektrifikasyon ve yeşil hidrojende olduğunu söyledi.

Şirketin değişimlere açık olduğunu vurgulayan Denner, “Bizim için, değişimin peşinden gitmek sadece temel faaliyetlerimizi yeniden yapılandırmak değil, aynı zamanda yeni zorlukları yeni işlere dönüştürmek demektir” açıklamasında bulundu. Bosch’un yeni rotasını ise şu maddeler ile özetledi:

Bosch ilk çeyrekte satışlarını yüzde 17 arttırdı

Bosch Grubu CFO’su ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Stefan Asenkerschbaumer, şirketin pandemi sürecini iyi idare ettiğini söyledi. 2021 yılında ise ilk üç aylık rakamlara bakarak iyimser olmak için her türlü nedene sahip olduklarını ifade ederek şu raporları paylaştı:

“Bosch’u önde gelen bir AIoT şirketine dönüştürüyoruz”

Teknolojik gelişimleri yakından takip ettiklerini dile getiren Bosch yöneticisi, önde gelen bir AIoT şirketine dönüşme yolunda firmanın aldığı kararları şu cümlelerle aktardı:

“Geniş alan bilgisini nesnelerin interneti ve yapay zeka alanındaki uzmanlıkla birleştirebiliyoruz. Ve sonuç olarak ortaya AIoT çıkıyor. Bağlanabilirlik, nesnelerin nasıl kullanıldığı hakkında bilgi sağlar. Ve eğer bu bilgiyi değerlendirmek için yapay zeka yöntemleri kullanırsak, yeni fonksiyonlar ve hizmetler geliştirebiliriz ki, bu da nesnelerin sunduğu faydaları artırır.

Bu sayede, mühendislerimizin laboratuvarları ile müşterilerimizin günlük yaşamları arasındaki değer yaratma döngüsündeki boşluğu kapatabiliriz. Bunu incelemenin bir yolu da bu günlük yaşamın, gelişim çalışmalarımızın üretken bir parçası haline gelmesidir. Örneğin, gelecekte bulut algoritmalarını kullanarak elektrikli bisikletçinin varış süresini sadece statik haritada değil, ampirik değerlere göre dinamik olarak hesaplayabileceğiz. Müşterilere ek faydalar sağlamak için saha verilerini kullanmak Bosch’un bir temel yetkinliği haline gelecek. Tüm ürün gelirlerinden servis geliri elde etmek değişmez hedefimizdir. Bosch’u önde gelen bir AIoT şirketi haline getiriyoruz.

Video güvenliği, teknolojik ve ticari açıdan bunun ne anlama geldiğine iyi bir örnektir. Yapay zeka, nöral ağlara dayalı video analizi ile gelecekteki bu alanda büyümenin temel etkenlerinden biri olacak. Bu amaçla, detektörleri hem yeni kameralara hem de monte edilmiş cihazlara bağlanabilen bir yapay zeka kutusuna entegre ediyoruz. Video güvenliği ve sürücü destek sistemlerinde video sensör teknolojisi için bu tür detektörler geliştiriyoruz. Sadece Bosch bu tür sinerji etkilerinden fayda sağlayabiliyor. Video güvenliğindeki ilk uygulama, zorlu aydınlatma koşullarında bile, yoğun trafikte araçları tespit edip yerlerini belirleyebilecek bir trafik detektörü. Örneğin bu, trafik akışlarının yüksek hassasiyet seviyesiyle ölçülmesinde önemlidir. Uygulamaya daha fazla veri akışı sağlandıkça yapay zeka, kazaların doğru bir şekilde tespit edilmesinin ötesinde daha fazla işlem yapabilecek. Yazılım güncellemeleri, ürüne yeni fonksiyonlar ekleyerek ve güncel tutarak bu iyileştirmeleri mümkün kılıyor. Bu şekilde AIoT, ürün işinin yazılım işiyle tamamlanmasıyla eksiksiz bir hale geliyor.

Bu alanda büyük adımlar atıyoruz. Örneğin 2020’de ev aletleri, elektrikli el aletleri, ısıtma sistemleri ve akıllı ev aletleri gibi yaklaşık dört milyon ağa bağlı cihaz sattık. 2021 yılında bunun iki katını satacağız. Önümüzdeki birkaç yıl boyunca yapay zeka özellikli ürünlerin satışları 1 milyar Euro seviyesine ulaşacak. Daha şimdiden 50’den fazla ürün çözümünü piyasaya sunarak iyi bir ilerleme kaydediyoruz. Bu gelişimin katalizörü, Bosch Yapay Zeka Merkezi veya kısaca BCAI’dır. Kurulmasından sadece üç yıl sonra merkez, projeleriyle yatırımın geri dönüşünü aldı ve pozitif FVÖK’ümüze yaklaşık 300 milyon Euro katkıda bulundu.”

“Elektrifikasyon ve yeşil hidrojen çalışmalarıyla yeni iş fırsatları doğacak”

İklim eylemlerinin tüm dünyada ivme kazandığını söyleyen Dr. Volkmar Denner, ABD’nin Paris Anlaşması’na geri dönmesini cesaret verici buldu. Avrupa Komisyonu’nun Yeşil Anlaşması’nı oldukça ciddiye aldıklarını söyleyen Bosch Yönetim Kurulu Başkanı, sektörel olarak bunun iki önemli sonucu olduğunu söyledi. Bunlardan ilki daha fazla elektrifikasyon olurken; ikincisi ise daha fazla hidrojen teknolojisi olarak açıklandı.

Elektrifikasyon ve yeşil hidrojen konusundaki çalışmaların gelecekte nasıl şekilleneceğini Denner şu cümleler ile aktardı:

“İklim eylemlerinin tüm dünyada ivme kazandığını görmekten mutluluk duyuyoruz. Her şeyden önce, ABD’nin Paris Anlaşması’na geri dönmesi cesaret verici. Özellikle iddialı programlardan biri, Avrupa Komisyonu’nun Yeşil Anlaşması’dır. Sektörlerimiz için iki önemli sonucu vardır: daha fazla elektrifikasyon ve daha fazla hidrojen teknolojisi. Elektrikli arabaların Avrupa’da trafiğe yeni tescil edilen araçlar arasındaki payı, 2030’da en az yüzde 60 olmak üzere daha önceden tahmin edilen rakama oranla çok daha büyük bir artış gösterecek.

Aynı zamanda, konut binalarında enerji verimliliğini artırmak için yıllık yenileme hızının da yaklaşık yüzde 2 olmak üzere iki katına çıkarılması gerekecek. Bu nedenle konut sektöründe de yapılacak çok iş var. Ancak özellikle yeşil hidrojenin destekleneceğine dair işaretler de görüyoruz. AB’deki yeşil hidrojen pazarının değeri 2030 yılına kadar neredeyse 40 milyar Euro ve yıllık büyüme oranı yüzde 65 olacak. Bosch için tüm bunlar, mevcut işletmelerimizdeki yapısal değişimin hızlanacağı ve yeni iş fırsatlarının artacağı anlamına geliyor.”

Exit mobile version