Site icon TechInside

Finans dünyasının işletim sistemi

İş bonoların, tahvillerin ve hisse senetlerinin yıldırım hızıyla el değiştirdiği günümüzün finans dünyasına geldiğinde, bilişim endüstrisinde çalışan yazılımcıların fikir birliğine göre güvenebileceğiniz tek işletim sistemi Linux. Peki, ama neden? Microsoft ve Apple gibi dev şirketler veya Cisco ile SAP gibi yazılım devleri dururken neden kişisel çabalar ile geliştirilen bir işletim sistemi, deyim yerindeyse medeniyetimizi ayakta tutuyor?

LinuxCon konferansında konuşmacı olan Christoph Lameter, yüksek hızlı bilgisayar terminallerinden oluşan bu finansal dünyanın neden Linux kullanmayı seçtiğinden bahsetti.

Kendisi de bir Linux kerneli geliştiricisi olan Lameter, Linux çekirdeğinin mesajları çok hızlı bir şekilde iletebilme yeteneği yüzünden eskiden kullanılan Unix sisteminin yerini her yerde Linux’a bırakmaya başladığını söylüyor. İşin gerçeği, eğer Linux olmasaydı bu kadar hızlı işleyen bir finans dünyasına asla sahip olamazdık. Lameter’in kendisi de bir borsada danışman olarak çalışıyor fakat bu borsanın hangi borsa olduğunu belirtmekten kaçınıyor.

Dünyanın en büyük borsası olan New York Borsası’nda (NYSE) kurulu olan Linux, saniyede 1,5 milyon güncelleme ve 250 bin komutu işleyip, her satın almayı iki milisaniye içinde gerçekleştirebiliyor.

Unix’in ölümü

2007 gibi geç bir tarihte bile Wall Street finans dünyası hala HP’nin HP-UX, IBM’in AIX ve Sun Microsystems’ın Solaris sistemleri gibi Unix bağımlısıydı.

Son bir kaç yılda Linux bu pazara yavaşça sızıp, önce bazı yardımcı sistemleri daha sonra da bir kaç ana sistemi çalıştırmaya başladı. “Solaris ve AIX gibi sistemlerin güncelleme aralıkları çok uzundu, bazen iki veya üç yılı bulunuyordu. Linux ise güncellemesini bir ay içinde halledebiliyor” diyor Lameter.

Finans borsaları sunucularının işlemleri mümkün olduğunca hızlı yapmasına ihtiyaç duyar. Birkaç milisaniyelik ekstra bir hız bile, günde milyarlarca doların el değiştirdiği bir ortamda ciddi bir avantaj sunar. Böyle bir ortamın zorladığı inovasyon gereksinimini birkaç yıllık güncellemeler ile karşılayabilmek mümkün değil. Borsalar da en az gecikmenin yalnızca Linux ile mümkün olduğunu görmekte çok gecikmediler.

Unix basitçe Linux kadar hızlı işlem yapamıyordu. Linux’un bu konuda üç avantajı var. Birincisi, iki makine arasında gidip gelen işlem paketlerini denetleyen TCP/IP stack yapısının çok hızlı çalışabilmesi. İkinci özelliği, bir işlem başladığında başka bir işlem tarafından engellenmesine veya geçici olarak durdurulmasına mani olan iş düzenleme sistemi. Üçüncüsü de ciddi bir ordu sayılabilecek kadar kalabalık gönüllü geliştiricileri. Bu gönüllü geliştiriciler sayesinde Linux, yeni donanımlar için yazılım desteğini Unix satıcılarından çok daha hızlı sunabiliyor.

Linux Android’e avantaj yaratır mı?

Bu soruya kısa cevabımız: pratik olarak hayır. Hemen aşağıda uzun cevabımız var.

Android işletim sistemi de aslında epey elden geçirilmiş bir Linux çekirdeği üzerine kurulu ve tüm diğer Linux işletim sistemi dağıtımları ile özü aynı. Hemen aklımıza özellikle uluslar arası finans dünyasına, borsa işlemlerine yönelik uygulamalar geliştiren fintech startupları geliyor. Bu startuplar, özellikle mobil çözümlerini Android üzerinde mi geliştirmeleri gerekiyor?

Hayır. Birincisi, borsa işlemlerine doğrudan bağlantı diye bir şey dünyanın hiç bir ülkesinde yok. Çok sıkı regülasyonlar ile kontrol edilen borsa işlemlerine herhangi bir mobil cihaz doğrudan bağlanamaz, arada mutlaka “broker” yazılımlar olması gerekir. Bu ara yazılımlar, verilen komutları borsa bilgisayarlarının anlayacağı dile zaten çevireceği için, komutların hangi işletim sisteminden veya ne şekilde geldiklerinin bir önemi yok.

Ayrıca, dünya borsalarını birbirine bağlayan fiber optik iletişim şebekesinin hızına, herhangi bir kablosuz ağ bağlantısı ile yaklaşmak bile mümkün değil. Uluslar arası finans dünyasının baş döndürücü hızı karşısında son tüketiciye sunular hemen her şey çok yavaş kalacaktır. Bu yüzden de Android bir avantaj sağlamayacak.

Exit mobile version