Google yeni bir blog yazısında: “Bugün, tarihte ilk kez bir kuantum bilgisayarının donanım üzerinde doğrulanabilir bir algoritmayı başarıyla çalıştırabileceğini gösteren bir araştırmayı duyuruyoruz” diye yazıyor. Nature dergisinde yayınlanan bir makaleyle desteklenen bu iddia, bir kuantum bilgisayarının pratik verimliliğini kanıtladığı ilk sefer olabilir.
Google kuantum bilgisayarı teknolojik altyapıyı güçlendiriyor
65 kübitlik bir kuantum hesaplamasının, üst düzey bir süper bilgisayar tarafından yaklaşık 3,2 yılda gerçekleştirileceği tahmin edilirken, kuantum işlemcisi bunu 2.1 saatte gerçekleştiriyor.
Evren, temel düzeyde bir kuantum bilgisayarı olarak kabul edilebilir. Her parçacık etkileşimi, her kimyasal bağ, her ışık titreşimi, muazzam bir hesaplamanın sonucunda ortaya çıkan bir bilgi güncellemesidir. Elbette, her fizikçi bu yoruma katılmayacaktır. Ancak bazıları evrene bu şekilde bakmıştır. Pratik sorun, gerçek hayattaki herhangi bir durumu bir kuantum süreci olarak simüle etmenin son derece zor olmasıdır.
[bkz url= https://www.techinside.com/tesla-yeni-model-yerine-yazilim-guncellemesine-odaklaniyor/]
Günlük hayatımızda, protein katlanmasından bir malzemenin özelliklerine kadar her şey o kadar karmaşıktır ki, kuantum bilgisinin iplikçikleri o kadar umutsuzca birbirine karışır ki, onları kaybederiz. Bilgi karıştırma olarak bilinen bu süreç, kuantum ergodisitesi adı verilen bir olguyla yakından ilişkilidir. Bu, bir blender’a kırmızı bir boya damlası atmaya benzer: bir anda, boyanın şekli ve konumu hakkındaki bilgi tekdüze pembe bir bulanıklık halinde dağılır. Sıradan ölçümler, bu son, karışık durumu yalnızca bir anlığına görebilir ve altta yatan kuantum süreçlerini gözlerden uzak tutar.
Araştırmacıların kuantum bilgisayarları konusunda bu kadar heyecanlı olmasının temel nedenlerinden biri de budur. Mutlaka daha fazla hesaplama yapabilecek olmanız değil, tamamen farklı türden hesaplamalar yapabilecek, hatta belki de gerçekliğin kendisini doğrudan simüle edebilecek olmanızdır.









