Türkiye EXPO 2025 Osaka’da Medeniyetlerin Altın Çağı temasıyla yer alacak

0

Ticaret Bakanlığı, Türkiye’nin 13 Nisan-13 Ekim 2025 tarihleri arasında Japonya’nın Osaka kentinde düzenlenecek EXPO 2025’e katılımına ilişkin tanıtım toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda, Türkiye pavilyonunun konsepti ve ülkenin ekonomik başarıları hakkında detaylı bilgiler verildi.

Türkiye, EXPO 2025 Osaka’da “Medeniyetlerin Altın Çağı” teması ile 900 metrekarelik bir alanda ziyaretçilere ev sahipliği yapacak. Pavilyonun tasarımında Türklerin Orta Asya’dan itibaren taşıdıkları ve Türkiye ile Japonya bayraklarındaki ortak sembolleri yansıtan “Kün-Ay” sembolünden ilham alındığı belirtildi.

Toplantıda, Türkiye’nin EXPO’lara katılım geçmişi de vurgulandı. 1851 yılından itibaren düzenlenmekte olan EXPO’lara, 17’si Osmanlı İmparatorluğu döneminde, 21’i ise Cumhuriyet döneminde olmak üzere toplam 38 kez katılım sağlandığı paylaşıldı. Türkiye’nin 2016 yılında Antalya’da ilk kez bir EXPO’ya ev sahipliği yaparak bu alandaki deneyimini geliştirdiği belirtildi.

Tarihi bir not olarak, Sultan II. Abdülhamit’in İmparator Meiji’ye hediyelerini ve dostluk mesajını iletmek için 1890 yılında Japonya’ya gönderilen ve Kushimoto kasabası açıklarında batan Ertuğrul Fırkateyni’ne, iki ülke arasındaki dostane ilişkilerin unutulmaz bir simgesi olarak Türkiye Pavilyonunda özel olarak yer verileceği ifade edildi.

Türkiye’nin EXPO’daki Milli Günü’nü, 23 Nisan 2025 tarihinde Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın coşkusuyla kutlayacağı duyuruldu. Bu özel günde çeşitli kültürel etkinlikler, sanat gösterileri, geleneksel Türk dansları, sergiler, interaktif atölyeler ve müzik performanslarıyla iki ülkenin kültürlerinin bir araya getirileceği belirtildi.

Toplantıda ayrıca Türkiye’nin ekonomik başarılarına da geniş yer verildi. 2002 yılında 238 milyar dolar olan cari fiyatlarla GSYH’nin, 2023 yılında ilk kez 1 trilyon dolar eşiğini aştığı, 2024 yılında ise 1 trilyon 322 milyar dolara yükselerek tüm zamanların milli gelir rekorunu yenilediği aktarıldı. Kişi başına düşen GSYH’nin 2002 yılında 3 bin 608 dolar iken, 2024 yılında bir önceki yıla göre %16,8 artarak, 15 bin 463 dolara yükseldiği kaydedildi.

Türkiye ekonomisinin 2024 yılında %3,2 oranında büyüdüğü, bu büyüme oranıyla ülkenin verisi açıklanan ülkeler arasında OECD’de 4’üncü, AB ile karşılaştırıldığında 5’inci, G20’de 6’ncı sırada yer aldığı bildirildi.

Türkiye’nin 2025 yılı Mart ayında ihracatının geçen yılın aynı ayına göre %3,2 oranında artarak 23 milyar 385 milyon dolar, dış ticaret hacminin ise %2,7 oranında artarak 54 milyar 36 milyon dolar olarak gerçekleştiği aktarıldı. Yıllıklandırılmış mal ihracatının ise Mart ayında, Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesi olan 263,4 milyar dolara yükseldiği vurgulandı.

Türkiye-Japonya ilişkileri hakkında da bilgiler verildi. 2014 yılında 3,8 milyar dolar olan iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2024 itibarıyla 5,4 milyar dolar seviyesine ulaştığı belirtildi. Türkiye’de faaliyet gösteren 257 Japon şirketinin toplam 3,1 milyar dolarlık (2023-Stok) yatırımı bulunduğu, ancak Japonya’nın yurt dışındaki doğrudan yatırımlarının toplam büyüklüğünün 2 trilyon doları aştığı düşünüldüğünde, Türkiye’nin bu yatırımlardan daha büyük bir pay alması gerektiği kaydedildi.

Nükleer atıktan enerji üreten 40 MW’lık reaktör!

0

Dünya enerji sistemlerini karbondan arındırmak ve fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmak için çabalarken, Fransız bir girişim, küçük, verimli ve nükleer atıkla çalışan farklı bir tür nükleer reaktöre güveniyor. Jean-Luc Alexandre ve Ivan Gavriloff tarafından 2020 yılında kurulan NAAREA, geleneksel nükleer santrallerden çıkan kullanılmış yakıtı kullanarak 40 MW elektrik ve 80 MW’ı ısı üretmek üzere tasarlanmış erimiş tuz mikroreaktör XAMR’yi geliştiriyor.

Nükleer atıktan enerji üretimi

Büyük ölçekli nükleer tesislerin aksine, bu kompakt reaktörler seri üretim ve yerel dağıtım için (fabrikalarda, veri merkezlerinde ve hatta uzak topluluklarda) inşa edilmiş. Ayrıca temiz enerjinin nasıl iletildiği konusunda potansiyel bir atılım sunuyor.

NAAREA’nın konsepti, üç büyük küresel enerji zorluğunun aynı anda ele alınmasına yardımcı olabilir: radyoaktif atıkların azaltılması, enerji üretiminin merkezsizleştirilmesi ve karbon emisyonlarının düşürülmesi.

Erimiş tuz reaktörleri yeni bir fikir değil, ancak NAAREA bunları küçük, hızlı spektrumlu ve seri üretilebilir hale getirmeye çalışan az sayıdaki şirketten biri. Amaç, merkezi tesisler kurmak yerine, reaktörleri enerji yoğun endüstrilere daha yakın yerlere kurmak. Şirketin bu yaklaşımı hem dikkat çekti hem de kamuoyunda destek gördü. 2024 yılında NAAREA, Fransa 2030 “Yenilikçi Nükleer Reaktörler” planı kapsamında hükümetin teklif çağrısını kazanan ilk Fransız firması oldu. Geleneksel tasarımlardan farklı olarak, erimiş tuz reaktörleri nükleer materyali sıvı tuza dönüştürerek daha düşük basınçlarda ve yerleşik güvenlik avantajlarıyla çalışıyor.

NAAREA, Temmuz 2023’te reaktörünün dijital ikizinin ilk aşamasını tamamladı ve daha sonra Grand Prix National de l’Ingénierie ödülüne layık görüldü. Şirket şu anda yakıt tuzu kimyası, saflaştırma ve geri dönüşümüne odaklanan ortak bir laboratuvar olan IMS Lab aracılığıyla CNRS ve Paris-Saclay Üniversitesi ile yakın bir şekilde çalışıyor.

NAAREA ayrıca Şubat 2025’te bileşenlerin prototipini yapmak ve dijital sistemlerini doğrulamak için 2.400 metrekarelik bir endüstriyel test sahası açtı. Aynı zamanda Fransa’nın nükleer düzenleyicisiyle düzenli diyalog halindedir.

Otonom taksi operatörü Avrupa’ya taşınıyor

Pony.ai’nin Lüksemburg’da Seviye 4 otonom testler için izin aldığını doğrulamasıyla, Çin’in otonom taksi şirketlerinin küresel erişiminin genişlediği bir kez daha vurgulanmış oldu. Guangzhou merkezli şirket, nüfusu sadece 600.000’in biraz üzerinde olan ve Fransa, Belçika ve Almanya ile sınırı bulunan bu küçük ülkede bir araştırma merkezi kurdu. Dolayısıyla artık burada test yapabilecek olması beklenmedik bir durum değil. Ancak duyurunun aslında daha büyük bir önemi var, zira Pony.ai’nin Avrupa’daki ilk ruhsatı olması ve Çin’in ‘üç büyük’ ​​sürücüsüz taksi operatörü için bir dönüm noktası olarak görülebilecek dönemin tamamlanması söz konusu.

Otonom taksi operatörü Pony.ai için stratejik karar

Sadece son birkaç hafta içinde rakip firma Baidu, otonom araç çağırma hizmeti Apollo Go ile Birleşik Arap Emirlikleri’nin hem Dubai hem de Abu Dabi kentlerine giriş yapacağını doğruladı. WeRide, aynı zamanda Uber ile ortaklık kurarak Abu Dabi’deki mevcut hizmetini tamamlamak üzere Dubai’yi de kadrosuna eklediğini ve ayrıca Avrupa’da ilk kez Fransa’da sürücüsüz araç ruhsatı aldığını duyurdu.

Pony.ai’nin Lüksemburg’daki lisansı ise kendi pazarı olan Güney Kore ve ABD’deki izinlere eklenebilir ve bu da Çin’in robotaksi alanındaki hızlı büyümesini destekleyebilir. Şirket, ülkede otonom araçların yaygın olarak kullanıma sunulmasına yönelik araştırmalarını sürdürürken, hem toplu hem de özel taşımacılık alanındaki uzmanlığından yararlanmak için Lüksemburg’un önde gelen mobilite çözümleri sağlayıcısı Emile Weber ile iş birliği yaptı.

CEO James Peng: “Pony.ai, Lüksemburg’da otonom araç testi için izin alan ilk şirketlerden biri olmaktan onur duyuyor. Ülke, merkezi konumu, destekleyici düzenleyici çerçevesi ve mobilitede inovasyona olan bağlılığı nedeniyle Avrupa operasyonlarımız için ideal bir ortam sunuyor. Lüksemburg Ulaşım ve Kamu Hizmetleri Bakanlığı’na teknolojimize duydukları güven için teşekkür ediyor ve otonom çözümleri Lüksemburg’un gelecekteki ulaşım ekosistemine entegre etmek için çalışırken iş birlikçi ve üretken bir ortaklık kurmayı dört gözle bekliyoruz” dedi.

Algoritma ile suçlu tahmini yapılacak

İngiltere potansiyel suçluları tahmin etmek için algoritmik araç geliştiriyor. İngiliz hükümeti, Minority Report’ta da yer aldığı gibi, katil olma olasılığı en yüksek kişileri belirlemeyi amaçlayan bir “cinayet tahmini” aracı üzerinde çalışıyor.

Algoritma ile suçlu tahmini

Başlangıçta “cinayet tahmin projesi” olarak adlandırılan ancak daha sonra “risk değerlendirmesini iyileştirmek için veri paylaşımı” olarak yeniden adlandırılan proje, İngiltere Adalet Bakanlığı tarafından yürütülüyor ve hesaplamalarını yapmak için Denetim Hizmetleri de dahil olmak üzere algoritmalar ve kişisel veriler kullanıyor. Hükümet, projenin şu anda yalnızca araştırma amaçlı olduğunu ve “denetim altındaki kişilerin ciddi şiddete başvurma riskini daha iyi anlamamıza yardımcı olacağını” söyledi.

Önceki Muhafazakar Parti hükümeti döneminde başlatılan çalışmalar, geçen yıl iktidara gelen İşçi Partisi hükümeti döneminde de devam ediyor. Sivil özgürlükler kampanya grubu Statewatch, projenin varlığını bir Bilgi Edinme Özgürlüğü talebi aracılığıyla keşfetti. Statewatch araştırmacısı Sofia Lyall: “Adalet Bakanlığı’nın bu cinayet tahmin sistemini kurma girişimi, hükümetin sözde suç ‘tahmin’ sistemleri geliştirme niyetinin son ürpertici ve distopik örneği.” Dedi.

Aracın “ceza hukuk sisteminin temelinde yatan yapısal ayrımcılığı güçlendireceğini ve büyüteceğini” söyledi. Lyall: “Araştırmalar, suçu ‘tahmin etmek’ için kullanılan algoritmik sistemlerin özünde kusurlu olduğunu defalarca gösterdi. Yine de hükümet, insanlar henüz hiçbir şey yapmadan önce onları suçlu olarak profilleyecek yapay zeka sistemleriyle ilerlemeye devam ediyor” dedi.

Algoritmaları kullanarak potansiyel katilleri tahmin etme kavramı, Philip K. Dick’in 1956 tarihli kısa romanı Azınlık Raporu’nda belirgin bir şekilde yer alır ve daha sonra Tom Cruise’un başrol oynadığı 2002 yapımı hit filme uyarlanmıştır. Bu kurgusal evrende, sözde “Suç Öncesi” memurlar, cinayet işlemeden önce kişileri tutuklamak için psişik mutantlar (“önceden bilme”) kullanıyor. Bu da öngörücü polisliğin erken bir keşfini temsil ediyor. Ancak bu durumda, hikaye geleneksel algoritmalar yerine önseziyi kullanıyor.

Çin’den misilleme: ABD mallarına %84 ek gümrük vergisi geldi!

Çin, 10 Nisan’dan itibaren geçerli olmak üzere tüm ABD mallarına %84 oranında misilleme gümrük vergisi uygulayacağını açıkladı. Bu hamle, Başkan Donald Trump’ın Salı sabahı itibariyle Çin’den ithal edilen mallara uygulanan ABD vergilerini %100’ün üzerine çıkararak dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ticareti felç etme tehdidinde bulunan son gümrük vergisi artışına doğrudan bir yanıt olarak geldi.

Çin, ABD Mallarına %84 Misilleme Tarifesi Uyguluyor

Çin Devlet Konseyi Tarife Komisyonu Ofisi, daha önceki %34’lük misilleme gümrük vergisine kıyasla yapılan keskin artışı teyit ederek Pekin’in stratejisinde keskin bir değişimin sinyalini verdi. Bu gelişme, Trump’ın geçen hafta açıkladığı ve ticaret ortaklarını karşı koymamaları konusunda uyardığı kapsamlı gümrük tarifesi politikasının ardından geldi. Yeni %84’lük oran, gerilimi kaynama noktasına getiren ve tam anlamıyla bir küresel ticaret krizi korkularını arttıran önemli bir tırmanışa işaret ediyor.

Çin Maliye Bakanlığı sözcüsü yaptığı açıklamada “ABD’nin eylemleri bizi ekonomik çıkarlarımızı korumak için kararlı bir şekilde karşılık vermeye zorladı” dedi. “ABD’yi tek taraflı tedbirlerini geri almaya ve müzakerelere geri dönmeye çağırıyoruz.” Trump’ın gümrük vergilerini uluslararası ticaret kurallarının ihlali olarak değerlendiren bakanlık, ABD’yi küresel tedarik zincirlerini tehlikeye atan “zorbalık” taktikleriyle suçladı.

ABD hisse senedi vadeli işlemleri düşüyor

Duyuru finans piyasalarında şok etkisi yarattı ve ABD hisse senedi vadeli işlemleri düştü. Dow Jones Endüstriyel Ortalama kontratları piyasa öncesi işlemlerde 1.000 puanın üzerinde düşerken, S&P 500 ve Nasdaq 100 sırasıyla %2,5 ve %3’lük düşüşler kaydetti. Dalgalanma etkisi Avrupa piyasalarını da vurdu ve Stoxx 600 endeksi gün ortasında %4,8 düştü.

Yılmayan Trump, politikasını savunmak için Truth Social’a başvurdu ve Çin’in misillemesinin stratejisinin işe yaradığını kanıtladığını iddia etti. “Çin piyasaları çöküyor çünkü bize %84 gümrük vergisi uyguluyorlar ama biz onlardan ve diğerlerinden haftada MİLYARLARCA dolar getiriyoruz” diye yazdı. “Bu bir EKONOMİK DEVRİM. Sıkı durun-Amerika KAZANACAK!”

Çin teknoloji yatırımlarında rekor kıracak!

Çin bilim ve teknoloji yatırımlarında rekor kırmaya hazırlanıyor. Ülke hükümeti 2025 yılında 55 milyar dolarlık yatırım ayıracak.

Analistler, kısasa kısas geriliminin 2024 yılında 582,4 milyar dolar değerindeki ABD-Çin ticaretini neredeyse durma noktasına getirebileceği konusunda uyarıyor. Amerikalı tüketiciler elektronik, giyim ve makine gibi malların fiyatlarında artışla karşı karşıya kalabilirken, ABD’li ihracatçılar, özellikle de tarım sektöründe, büyük kayıplara hazırlanıyor. Halihazırda emlak krizi ve zayıf iç taleple boğuşan Çin’in teşvik tedbirlerine ağırlık vermesi ve alternatif ticaret ortaklarıyla bağlarını derinleştirmesi bekleniyor.

Beyaz Saray henüz resmi bir yanıt vermedi ancak Trump, Pekin’in geri adım atmaması halinde Çin mallarına %50 ek gümrük vergisi uygulanacağı tehdidinde bulunarak daha ileri adımlar atılabileceğinin işaretini verdi. Son tarih yaklaşırken, her iki ülke ve küresel ekonomi için riskler daha yüksek olamazdı.

Kripto para uygulama birimi dağılıyor

ABD Adalet Bakanlığı, kripto para dolandırıcılıklarını kovuşturmaya odaklanan kripto para uygulama birimini dağıttı. Başsavcı Yardımcısı Todd Blanche, gönderdiği bir muhtırada Ulusal Kripto Para Uygulama Ekibi’nin sonunu duyurdu.

Kripto para uygulama birimi için beklenen son

NCET’in odak noktası kara para aklama, dolandırıcılık ve hırsızlıkta kullanılan kripto paraları kovuşturmaktı. Kripto para uygulama biriminin sonu ancak son yıllarda Adalet Bakanlığı, aşağıdakilerle ilgili davalarda birkaç yüksek profilli zafer elde etti: Binance, Tornado Cash ve Bitfinex. Ancak NCET’in feshedilmesi, hükümetin mevcut yönetimin kripto dostu tutumunu uygulamaya koyma yönündeki son hamlesi olarak değerlendirilebilir.

Göreve başladıktan kısa bir süre sonra, Başkan Donald Trump, blok zinciri ağlarının oluşturulmasını teşvik etmeyi amaçlayan bir yürütme emri imzaladı. Blanche, bunu gerekçesi olarak gösterdi ve bakanlığın kripto para uygulama birimi çabalarının “dijital varlık yatırımcılarını mağdur eden veya dijital varlıkları terörizm, uyuşturucu ve insan ticareti, organize suç, bilgisayar korsanlığı ve kartel ve çete finansmanı gibi suçları ilerletmek için kullanan kişilere” odaklanmasını emretti.

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu da kripto para düzenlemesini geri çekiyor, örneğin Coinbase’e karşı bir uygulama davasını sonlandırıyor. Ancak kripto para birimi, hırsızlıkların hala yaygın olması nedeniyle riskli bir girişim olmaya devam ediyor. Ayrıca, kripto para uygulama birimi Trump ailesinin kripto işlemlerini teşvik etmede zaten çıkarı var ve gelirin çoğunu talep ediyor

İnsansı robotlar depolarda görev alıyor

0

ABD merkezli depolama firması, depo otomasyonunda sınırları zorlamak amacıyla Agility Robotics, Reflex Robotics ve Apptronik tarafından geliştirilen insansı robotları konuşlandırdı. GXO tarafından işletilen Atlanta’daki bir Spanx tesisinde, Agility Robotics tarafından üretilen iki ayaklı robot Digit, ağır konteynerleri 6 River Systems robotundan kaldırıp bir konveyör bandına yerleştirerek göreve başladı.

İnsansı robotlar depolarda çalışıyor

1,75 metre boyunda ve 68 kilo ağırlığındaki insansı robot, ekim ayından bu yana tesiste çalışıyor. Şirketin gerçek dünyadaki depo ortamlarında pilotluk yaptığı birkaç insansı araçtan biri. Apptronik’in 1.73 metre boyunda, 77 kilo ağırlığında, dört saatlik pil ömrüne ve 25 kilo yük kapasitesine sahip insansı aracı Apollo da pilotun bir parçası ve şu anda ismi açıklanmayan bir teknoloji müşterisiyle test ediliyor. Bu arada, bir Reflex Robotics insanı, bir spor giyim müşterisine ait Locus Robotics ünitesinden gelen boş oluklu kutuları taşımak üzere görevlendiriliyor.

GXO’nun pilot programındaki bir diğer robot, iki şirketin Eylül ayında imzaladığı bir robotik-hizmet-olarak (RaaS) anlaşmasının ardından Reflex Robotics’ten geliyor. Reflex’in makinesi Digit veya Apollo’dan daha az geleneksel olarak insansı görünse de, yine de tekerlekli bir tabanın üzerinde uzun bir gövdeye monte edilmiş hareketli kollara ve bir başa sahip. Robot, zamanla insan gösterilerinden öğrenerek sonunda tamamen otonom hale gelmek üzere tasarlandı. Bu aşamada GXO’nun pilot programındaki her insansı, tek ve belirli bir görevi yerine getirmek üzere tasarlanıyor.

Bunların dışında lojistik devi, depoya hazır robotları test etme niyetini dile getiren dört insansı robotik şirketiyle de aktif görüşmeler yürütüyor. GXO’nun otomasyon şefi Adrian Stoch, insansı robotların bir depoda birden fazla görevi tamamlayabileceğine inandığını söylüyor.

Abu Dabi merkezli DMSF Holding, N11’i devralıyor

0

DMSF Holding Limited, N11 Elektronik Ticaret ve Bilişim Hizmetleri Anonim Şirketi’nin tüm hisselerini devralmasına yönelik işlem için Rekabet Kuruluna başvuru yaptı. Bu başvuruya ilişkin bilgilendirme, Rekabet Kurumunun resmi internet sitesinde paylaşıldı. Açıklamada, n11’in hisselerinin tamamının DMSF Holding Limited’e geçmesini öngören devralma süreci için gerekli başvurunun gerçekleştirildiği belirtildi.

Geçtiğimiz yılın eylül ayında, n11’in sahipliği Getir’den Borancılı Teknoloji Anonim Şirketine geçti. O dönem paylaşılan bilgilere göre Getir Perakende Lojistik Anonim Şirketi’nin şirketteki doğrudan pay sahipliği oranı yüzde 100 iken yüzde 0’a düştü. Borancılı Teknoloji Anonim Şirketi’nin n11’deki doğrudan pay sahipliği oranı ise yüzde 0 iken yüzde 100 oldu.

DMSF Holding, merkezi Abu Dabi’de bulunan ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren çok yönlü bir yatırım şirketi. İthalat ve ihracatın yanı sıra perakende, depolama, lojistik ve gayrimenkul geliştirme alanlarında hizmet veren şirket, yalnızca yerel pazarda değil uluslararası alanda da faaliyet gösteriyor. DMSF Holding, büyüme stratejisini kurduğu stratejik ortaklıklar üzerinden sürdürüyor.

Geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin bir diğer önemli e-ticaret platformlarından Hepsiburada’nın da çoğunluk hissesi, 1.1 milyar dolarlık satış bedeliyle Kaspi.kz tarafından satın alındı. Bu satışla birlikte Türkiye’nin önde gelen e-ticaret platformlarının yabancı sermayeye geçişi hız kazandı.

Dünya genelinde temiz enerji payı yüzde 40’ı aştı!

Ember tarafından paylaşılan bu oran, 1940’lardan bu yana ulaşılan en yüksek seviyeyi temsil ediyor.

Raporda, 2024 yılında yenilenebilir enerjiden toplam 858 terawatt saat (TWh) elektrik üretildiği belirtiliyor. Bu rakam, 2022 yılındaki önceki rekordan yüzde 49 daha fazla. Güneş enerjisi ise art arda üçüncü kez en fazla katkı sağlayan kaynak oldu. Sadece 2024 yılında güneşten 474 TWh elektrik üretilirken, bu kaynak küresel elektrik üretiminin yüzde 6,9’unu karşıladı. Son 20 yıldır en hızlı büyüyen enerji kaynağı olan güneş enerjisi, son üç yılda kapasitesini ikiye katlayarak 2.000 TWh seviyesini geçti. Rüzgar enerjisinin payı ise yüzde 8,1’e ulaşırken, hidroelektrik kaynaklar yüzde 14 ile istikrarını korudu.

Ember Genel Müdürü Phil MacDonald, “Güneş enerjisi, küresel enerji dönüşümünün motoru haline geldi. Batarya depolama sistemleriyle birleştiğinde, güneş enerjisi durdurulamaz bir güç olacak.” ifadelerini kullandı.

Temiz enerji kaynaklarının yükselişine rağmen, 2024 yılında küresel elektrik talebindeki yüzde 4’lük artış nedeniyle fosil yakıt kullanımı da yüzde 1,4 oranında arttı. Bu artışın en önemli nedeni ise dünyayı etkisi altına alan sıcak hava dalgaları oldu. Ember’in analizine göre, artan soğutma ihtiyacı nedeniyle fosil yakıtların elektrik üretimindeki artışının beşte biri sıcak hava etkisinden kaynaklandı.

Öte yandan, elektrikli araçlar (EV), veri merkezleri, yapay zeka ve ısı pompaları gibi yeni teknolojiler de küresel elektrik talebini artıran diğer faktörler arasında yer aldı. Bu teknolojiler, 2024 yılında küresel elektrik talebinde yüzde 0,7’lik bir artışa neden oldu. Bu oran, beş yıl öncesine kıyasla iki katına çıktı.

Çin temiz enerji

Ember raporu, temiz enerji üretimindeki büyümenin önümüzdeki yıllarda elektrik talebindeki artışı rahatlıkla karşılayacağını ve fosil yakıt kullanımında kalıcı bir düşüş döneminin başlayacağını öngörüyor. Özellikle Çin ve Hindistan’ın yenilenebilir enerji yatırımlarındaki hızlı artış, küresel enerji dengesinin değişmesinde kritik bir rol oynuyor. Çin, 2024 yılında güneş enerjisi üretiminde dünyada lider olurken, Hindistan ise bir yılda güneş kapasitesini iki katına çıkardı.

Uluslararası Enerji Dönüşümü Çalışmaları Derneği Başkanı Prof. Xunpeng Shi, “Küresel enerji sisteminin geleceği Asya’da şekilleniyor. Çin ve Hindistan’ın yenilenebilir kaynaklara yönelmesi, fosil yakıtların küresel ölçekte gerilemesinde belirleyici olacak.” dedi.

Meta genç kullanıcılar için kısıtlama getiriyor

Meta, küçüklerin uygunsuz temas ve içeriklere maruz kalmasını önleyen Instagram kısıtlamalarını genişletiyor. Bu korumaları Facebook ve Messenger’a getiriyor ve genç Instagram kullanıcıları için yeni sınırlamalar ekliyor.

Meta genç kullanıcılar için iyileştirmeler yapıyor

Eylül ayında Instagram’a “Genç Hesapları”nı tanıttıktan sonra  Meta, artık Facebook ve Messenger’da “benzer” korumaların mevcut olduğunu duyurdu. Bu, Facebook’un genç kullanıcıları uygulamaya çekmek için yıllarca mücadele ettiği ve TikTok gibi rakip sosyal medya platformlarına karşı gerilediği bir dönemde geldi.

Meta’ya göre Facebook ve Messenger Genç Hesapları bugün itibarıyla ABD, İngiltere, Avustralya ve Kanada’da kullanıma sunuluyor ve diğer bölgeler “yakında” kullanıma sunulacak. Şirket hangi korumaların uygulanacağını belirtmedi ancak Instagram’ın Genç Hesapları kullanıma sunulmasıyla eşleşirse değişiklikler 18 yaş altı kullanıcılar için yeni ve mevcut hesaplara otomatik olarak uygulanacak. Daha büyük gençler bu korumaları devre dışı bırakabilir ancak 16 yaş altındakilerin herhangi bir değişiklik yapmak için denetim araçları aracılığıyla ebeveyn izni istemeleri gerekecektir.

Mevcut Genç Hesap korumaları arasında mesajlaşma ve yabancılarla etkileşimler konusunda kısıtlamalar ve hassas içerikleri görme konusunda daha sıkı kontroller yer alıyor. Gençler ayrıca 60 dakikalık zaman sınırı hatırlatıcıları ve 22:00 ile 07:00 arasında bildirimleri sessize alan bir uyku modu ile çevrimdışı daha fazla zaman geçirmeye teşvik ediliyor. Bu özellikler, Meta’nın platformlarındaki çocuk güvenliğiyle ilgili eleştirileri ele alma çabalarının bir parçası. Facebook ve Instagram şu anda küçükleri koruma konusundaki endişeler nedeniyle AB soruşturması altında ve 2023’te açılan ayrı bir ABD davasında Meta’nın “çocuk arayan avcılar için bir pazar yeri” yaratmakla suçlanmasıyla suçlanıyor.

Genç girişimciler iş dünyası temsilcileri ve yatırımcılarla buluştu

Genç MÜSİAD tarafından MÜSİAD Genel Merkezi’nde düzenlenen Demo Day etkinliği, genç girişimcilerin yenilikçi fikirlerini ticari başarıya dönüştürme yolunda önemli bir adım attı. Genç girişimciliği yatırım sunumlarının ötesine taşıyarak ticaretin odağına yerleştirmeyi hedefleyen etkinlikte, teknoloji ve inovasyon odaklı 10 girişim sahne aldı. Fon arayan değil, gerçek müşteriye ulaşmak isteyen start-up’lar, iş dünyasıyla birebir temas kurdu. Genç MÜSİAD, Demo Day ile sadece genç girişimcilerin fikirlerini duyurmasına değil, ölçeklenebilir ve sürdürülebilir ticari modeller geliştirmesine alan açtı.

Girişimciler sahneye çıktı

Demo Day’de yer alan girişimler, farklı sektörlerde dikkat çeken yenilikler sundu. UniToni, üniversiteler için sosyal yaşam ve akademik araçları birleştiren bir platformla öğrenci katılımını yüzde 40 artırırken maliyetleri yüzde 35 düşürdü. Harcy, tekstil atıklarından ürettiği çevre dostu Harcy Polyester Yünü ile bina yalıtımında maliyet avantajı sağladı. SOWEC, deniz dalgalarını yenilenebilir enerjiye dönüştürerek dört yılda kendini amorti etti. Sugar, yapay zeka ile dijital dekorasyon çözümleri sunarken, WorkyBe, 1GW+ yenilenebilir enerji alanında 198.000 ton karbon ayak izini önledi. NevaSoft, tıbbi laboratuvarlar için yapay zeka destekli tanı sistemleri geliştirdi. Counterfake, e-ticaret için sahtecilik tespit sistemiyle güvenliği artırdı ve Mostaş Teknoloji, tarımda insansız hava araçlarıyla verimliliği yükseltti.

Teknopark ile ortak hızlandırma programı başlayacak

Demo Day’de ayrıca Teknopark İstanbul ile imzalanan protokolün detayları da duyuruldu. Girişimciliğin teknoloji ve iş dünyasıyla daha sıkı entegre edilmesini amaçlayan işbirliği kapsamında ortak hızlandırma programları düzenlenmenin yanı sıra, Teknopark İstanbul bünyesindeki girişimler, iş dünyasıyla entegre edilerek ticari hacimlerini büyütülmesi hedefleniyor. Bu adım, Türkiye’nin teknoloji ve ticaret ekosistemini birleştirme yolunda önemli bir gelişme olarak dikkat çekiyor.

MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı: “Girişimciliği, toplumsal sorumlulukla harmanlayarak destekliyoruz”

Girişimciliğin sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir güç olduğunu belirten

MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, “Gençlerimizin bu alanda cesur adımlar atması, Türkiye’nin küresel ekonomide daha güçlü bir oyuncu haline gelmesinin temelidir. MÜSİAD olarak girişimciliği, toplumsal sorumlulukla harmanlayarak destekliyoruz. Genç MÜSİAD’ın gerçekleştirdiği Demo Day, bu yaklaşımın sahadaki karşılığıdır. Yatırımcı bulmanın ötesinde, reel sektörle temas eden bu genç girişimler sayesinde sadece şirketler değil, Türkiye ekonomisi de büyüyor” dedi.

Genç MÜSİAD Başkanı Muhammed Güllüoğlu: “Girişimleri ticarileştirme yolunda önemli bir model geliştiriyoruz”

Genç MÜSİAD Başkanı Muhammed Güllüoğlu
Genç MÜSİAD Başkanı Muhammed Güllüoğlu

Girişimciliği fon bulma süreciyle sınırlı görmediklerini belirten Genç MÜSİAD Başkanı Muhammed Güllüoğlu: “Hedefimiz; gençlerin pazara çıkabilen, satış yapabilen, istihdam oluşturan ve ihracat yapma potansiyeline sahip girişimlere dönüşmesi. Bu vizyonla hayata geçirdiğimiz Demo Day, gençlerin gerçek müşterilerle buluştuğu bir ticaret sahnesine dönüştü. Ayrıca bu süreçte Teknopark İstanbul ile imzaladığımız iş birliği protokolü sayesinde, teknoloji girişimlerini iş dünyasıyla entegre ederek ticarileşme yolunda önemli bir model geliştiriyoruz” dedi.

Genç MÜSİAD Girişimcilik Merkezi Başkanı Mağsum Usta: “Demo Day bizim için sadece sunum yapılan bir gün değil”

Demo Day’in  sadece sunum yapılan bir gün olmadığına dikkat çeken Genç MÜSİAD Girişimcilik Merkezi Başkanı Mağsum Usta, “Genç girişimcilerin pazara ilk adım attığı, gerçek müşterilerle tanıştığı, ticaretin içine ilk kez girdiği bir eşiktir. Sahneye çıkan her girişimcimiz bu süreçte sadece fikrini değil, artık olgunlaşmış bir iş modelini ortaya koydu. Genç MÜSİAD olarak bu dönüşümün parçası olmak, iş fikrini ticarete dönüştüren her adımda onların yanında durmak en büyük gururumuz” dedi.

Teknopark İstanbul Genel Müdürü Prof. Dr. Abdurrahman Akyol:“Girişimleri sadece yatırımcılarla değil, reel sektörle buluşturacağız”

Yalnızca teknoloji geliştirme süreçlerine değil, bu teknolojilerin ticarileşmesine de aynı ölçüde odaklandıklarına dikkat çeken Teknopark İstanbul Genel Müdürü Prof. Dr. Abdurrahman Akyol, “Girişimciliğin sadece fikirle değil, pazarda karşılık bulan bir modelle büyüyebileceğini biliyoruz. Genç MÜSİAD ile imzaladığımız iş birliği protokolü, bu yaklaşımın en somut adımlarından biridir. Bu iş birliği sayesinde, Teknopark bünyemizdeki girişimleri yalnızca yatırımcılarla değil, reel sektörle buluşturacağız. Amacımız; laboratuvarda geliştirilen projeleri reel sektörle entegre ederek, katma değerli üretimi artırmak ve Türkiye’nin teknoloji ihracatını güçlendirmektir. Girişimcilik ekosistemini sadece desteklemekle kalmayıp, dönüştürmek istiyoruz. Bu modelin, girişimciliğin geleceğinde belirleyici rol oynayacağına inanıyoruz” dedi.

Türkiye’de startup yatırımları ilk çeyrekte dip yaptı

Startups.watch tarafından yayınlanan “2025 Q1 Türkiye Startup Ekosistemi Raporu” verilerine göre, 2025’in ilk çeyreğinde Türkiye’deki startup yatırımları önemli ölçüde düşüş gösterdi. Toplam 49 yatırım turunda 58 milyon dolar yatırım gerçekleşti.

Rapora göre 2025’in ilk çeyreği, yatırım sayısı açısından 2023’ün başından bu yana en kötü çeyrek oldu. Yatırım miktarı açısından ise 2023’ün son çeyreğinden sonra en düşük seviyeyi gördü.

Türkiye startup ekosisteminde yeni bir soğuk dönem mi başlıyor?

Türkiye’deki startup ekosisteminin en büyük sorunlarından biri olan tohum aşamasından A ve B serisi yatırımlara geçiş sorunu 2025’in ilk çeyreğinde de devam etti. Rapor, Türkiye’de ortalama tohum yatırımının Avrupa’dakinin yarısından az olduğunu ve bunun startupların A Serisi yatırıma ulaşmasını zorlaştırdığını belirtiyor.

İlk çeyrekte oyun ve fintech sektörleri yatırım faaliyetlerine öncülük etti. Oyun sektöründe Good Job Games, fintech sektöründe ise Fimple yatırım trendlerini şekillendirmede önemli rol oynadı. Yapay zeka startuplarına yapılan yatırımların mütevazı görünmesine rağmen, bunun gelecekteki büyüme için atılan tohumlar olarak değerlendirildiği ifade ediliyor.

2025’in ilk çeyreğinde herhangi bir yeni kurumsal risk sermayesi (CVC) fonu kurulmadı veya duyurulmadı, toplam sayı 92’de değişmedi. Kurumsal ve CVC katılımı ile yapılan yatırımlar çeyrek bazda düşerek %27’ye geriledi.

Türkiye Sermaye Piyasası Kurulu verilerine göre, 2025’in ilk çeyreğinde 26 adet Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF) yetkilendirildi ve toplam sayı 481’e (kapatılanlar hariç 462) ulaştı. GSYF katılımı ile yapılan yatırımlar, beş çeyrek üst üste düşerek 2025’in ilk çeyreğinde %30’a geriledi.

Başarılı kitlesel fonlama kampanyalarının sayısı da düşmeye devam etti ve 2025’in ilk çeyreğinde sadece 4 başarılı kampanya tamamlandı. Rapora göre 2020’den bu yana, toplam 1,1 milyar dolar fon büyüklüğüne sahip 430 GSYF kuruldu.

Aynı dönemde, 54 geleneksel VC fonu toplam 1,4 milyar dolar fon büyüklüğünü hedefledi. GSYF’ler ortalama 2,5 milyon dolar fon büyüklüğü ile mikro fon olarak değerlendirilirken, geleneksel VC fonlarının ortalama büyüklüğü 26 milyon dolar oldu. 2025’in ilk çeyreğindeki en dikkat çekici satın almalar arasında, Laboratoires Vivacy’nin DCP portföy şirketi Burgeon’u satın alması yer aldı.

Bu anlaşma, DCP için bir “ejderha çıkışı” (fonu tamamen geri döndüren çıkış) temsil ediyor ve Türkiye’de bir deeptech fonunun tüm fon yatırımını geri döndüren bir çıkış gerçekleştirdiği ilk örnek oldu. Diğer önemli satın almalar arasında Constructor Tech’in Boğaziçi Ventures portföy şirketi Perculus’u, Cleversoft’un Fineksus’u ve Ava Labs’ın EtraPay’i satın alması yer aldı.

Yatırım düşüşünün Mart ayı sonundaki Ramazan Bayramı ve henüz duyurulmamış ilk çeyrek yatırımlarından kaynaklanabileceğini belirten rapor, bu durumun bir sonraki çeyrek raporunda daha net görüleceğini vurguluyor.

Kiremit güneş modülleri için yapıştırıcı geliştirildi!

Ülkemizden bilim insanları, gümüş mikro pullara ve optimize edilmiş polimerik katkı maddelerine dayalı yeni güneş modülü elektriksel olarak iletken yapıştırıcılar tasarladılar. Önerilen yapıştırıcıların gerçek dünya çalışma koşulları altında elektriksel iletkenliği, yapışma gücünü ve güvenilirliği artırdığı bulundu. Bu, özellikle kiremit güneş modülleri için önemlidir.

Kiremit güneş modülleri için yapıştırıcı

ODTÜ’den araştırmacılar, özellikle zona kaplı PERC tipi güneş hücreleri için tasarlanmış, su bazlı elektriksel iletken yapıştırıcılar (ECA’lar) geliştirdiler. Kiremitli paneller, hücrelerin yalnızca küçük bir kısmının güneş ışığına maruz kalmadığı bara içermeyen bir yapıya sahiptir. Hücreler, yüksek yoğunluklu bir kiremitli ip oluşturmak için elektriksel olarak iletken yapıştırıcı ile bağlanır ve ortaya çıkan şeritler bağlanır. Azaltılmış bara sayısı gölgeleme kayıplarını azaltıyor. Kiremit güneş modülleri bu nedenle daha verimli olabilir.

Araştırmanın baş yazarı Husnu Emrah Ünalan: “Uçucu organik bileşikler (VOC) yayan geleneksel solvent bazlı yapıştırıcıların aksine, yeni formüle edilen yapıştırıcı tamamen su bazlıdır ve fotovoltaik üretim için yeşil ve güvenli bir alternatif sunmaktadır. Gümüş mikro pullar, biyolojik olarak parçalanabilir katkı maddeleri ve optimize edilmiş yüzey aktif maddeler kullanılarak, formül 25 μm film kalınlığında 22 μΩ/cm hacim direnci, 4,8 MPa yapıştırıcı akma gerilimi ve ticari bir referans yapıştırıcıya kıyasla %0,4 mutlak güç dönüşüm verimliliği elde etti” dedi. Kiremit güneş modülleri için geliştirilen bu yapıştırıcı, çevre ve kullanıcı güvenliği açısından önemlidir.

Solar Energy Materials and Solar Cells dergisinde yayımlanan “PERC tipi zona kaplı güneş hücreleri için su bazlı elektriksel iletken yapıştırıcı” başlıklı makalede araştırma ekibi, yeni ECA’yı, birincil bileşenleri belirtilmemiş çevre dostu bir bağlayıcı sistem, dağıtıcılar ve reoloji değiştiriciler olan, iletken dolgu maddesi olarak Ag mikro pullarını içeren su bazlı bir sistem olarak tanımladı. Akademisyenler, bağlayıcının organik, suda çözünür, biyolojik olarak parçalanabilir ve çevre dostu özellikleri nedeniyle seçildiğini söylediler ancak daha fazla ayrıntı vermediler. Kiremit güneş modülleri için bu yaklaşım, sürdürülebilirliği artırır.

Bilim insanları, ECA’nın performansını Ankara’daki ODTÜ-GÜNAM fotovoltaik modül açık hava test sahasında tam açık hava testleri ile doğruladılar ve yapıştırıcının zaman içindeki elektriksel ve mekanik güvenilirliğini doğrulayan gerçek dünya testleri gerçekleştirdiler. ECA’ları, biriktirmeyi gerçekleştirmek ve yapışkan dağılımını kontrol etmek için 0,21 mm iç çaplı 27 kalibrelik bir nozulla doğrudan mürekkeple yazma (DIW) yoluyla uyguladılar. Birbirine bağlı iki şerit için 0,1 g ECA kullandılar, 15 çift şeritten oluşan tam bir set için ise toplam ECA tüketimi 16 g oldu. Bu testler, kiremit güneş modülleri için umut verici sonuçlar ortaya koydu.

Toyota elektrikli araç planını genişletiyor

0

Dünya elektrikli geleceğe doğru koşarken Toyota olduğu yerde kaldı. Ancak Japon otomobil üreticisi, EV partisine geç kalmış olabilir ve davetli listesini bir milyon kişiyle doldurmuş olabilir. Son on yıldır hibrit araçlara büyük yatırım yapan Toyota’nın, önümüzdeki birkaç yıl içinde elektrikli araçlara tam gaz yöneleceği bildiriliyor ve özellikle Toyota elektrikli araç modellerine öncelik vereceği belirtiliyor.

Toyota elektrikli araç hedefini büyütüyor

Şu anda Toyota’yı ABD BEV masasında yalnızca bZ4X ve Lexus RZ muadili temsil ediyor, ancak Toyota elektrikli araç portföyünü genişletmek istiyor, şirketin ciddi bir şekilde telafi etmesi gereken bir şey var. Ancak bu yakında değişebilir. Toyota’nın 2027 yılına kadar kendi bünyesinde yaklaşık 15 elektrikli araç modeli geliştirmeyi planladığı ve o tarihe kadar yıllık yaklaşık bir milyon elektrikli araç üretme gibi iddialı bir hedef belirlediği belirtiliyor.

2021 yılında Toyota’nın elektrifikasyon yol haritasını açıklayan dönemin CEO’su Akio Toyoda, tamamen elektrikliye geçiş için bir zaman çizelgesi belirlemeyi reddetti. Bu yaklaşım bugün bile devam ediyor ve Toyota elektrikli araç konusunda temkinli davranıyor. Şirket, yalnızca mantıklı olduğu yerde ve zamanda elektrifikasyona yöneleceğini savundu.

Dolayısıyla Toyota’nın şimdi büyük bir EV hamlesine hazırlanması, tıpkı birçok rakibin vaatlerinden cayması ve lansmanları ertelemesi gibi, zamanlamasının yanlış bir adımdan çok hesaplanmış bir hamle gibi görünmesini sağlıyor.

Toyota EV stratejisi, esnekliği inovasyonla birleştiren “çok yollu bir yaklaşıma” dayanmaktadır. Şirket, pilli elektrikli araç (BEV) üretimini artırmaya kararlı olsa da çeşitli bölgesel ihtiyaçlara ve tüketici tercihlerine uyacak şekilde hibritlere, şarj edilebilir hibritlere ve hidrojenle çalışan araçlara yatırım yapmaya devam ediyor.

Şirket, 2035 yılına kadar Avrupa’da yeni araç satışlarında %100 karbondioksit azaltımı ve 2050 yılına kadar küresel karbon nötrlüğüne ulaşma gibi iddialı çevresel hedefler belirledi. Bu arada Toyota elektrikli araç pazarında da güçlenmeye çalışırken, hidrojen kartuş konsepti de dahil olmak üzere yenilenebilir enerji çözümlerini geliştirmek için yeni kurulan şirketler ve işletmelerle iş birliği yapıyor.

Samsung, Android 15 güncellemesini yayınlamaya başladı!

Samsung, bu güncellemeyle Galaxy cihazlarında önemli tasarım değişiklikleri ve yeni özellikleri hayata geçiriyor. Android 15’in kendisi büyük yenilikler getirmese de Samsung’un One UI 7 ile sunduğu yenilikler dikkat çekiyor.

Yeni arayüzde bildirim paneli ile hızlı ayarlar paneli birbirinden ayrılarak kullanıcıların ayarları daha kolay yönetmesi sağlandı. Uygulama menüsü ise artık dikey olarak kaydırılabiliyor. Ayrıca, ana ekrandaki uygulama simgeleri ve klasörler için daha fazla özelleştirme seçeneği sunuluyor. Çoklu görev ekranı ve sistem genelinde kullanılan bulanıklık efektleri de arayüze modern bir görünüm kazandırıyor.

One UI 7 ile gelen “Now Bar” ve “Canlı Bildirimler” özelliği ise iPhone’daki “Live Activities” özelliğine benzer bir deneyim sunuyor. Samsung, bu güncellemeyle kullanıcı deneyimini daha pratik, modern ve kişisel hale getirmeyi hedefliyor.

Android 15 alacak Galaxy modelleri ve güncelleme takvimi

Samsung, Android 15 ve One UI 7 güncellemesini 7 Nisan 2025 itibarıyla ilk olarak Güney Kore’de Galaxy S24 serisine dağıtmaya başladı. Diğer bölgelerdeki güncelleme süreci ise 10 Nisan’dan itibaren devam edecek.

Güncellemeyi ilk alan modeller şu şekilde:

  • Galaxy S24, S24+, S24 Ultra
  • Galaxy Z Fold 6, Z Flip 6
  • Galaxy Z Fold 5, Z Flip 5
  • Galaxy S23 serisi
  • Galaxy Tab S10+ ve S10 Ultra

Mayıs 2025 itibarıyla güncelleme alacak diğer önemli modeller:

  • Galaxy S22 serisi
  • Galaxy Z Fold 4, Z Flip 4
  • Galaxy S23 FE
  • Galaxy S21 serisi
  • Galaxy Tab S9 ve Tab S8 serileri
  • Galaxy Z Fold 3, Z Flip 3

Haziran 2025’te ise orta segment Galaxy A serisi ve bazı tablet modelleri güncellemeye kavuşacak:

  • Galaxy A53, A33, A25, A24, A15
  • Galaxy Tab S9 FE, S9 FE+
  • Galaxy Tab A9, Tab Active 5 ve Tab Active 4 Pro

Öte yandan, Galaxy S25 serisi ve bazı Galaxy A serisi modeller Android 15 yüklü şekilde doğrudan satışa sunulacak. Bu modeller arasında Galaxy S25, S25+, S25 Ultra ve Galaxy A56 gibi cihazlar bulunuyor.

Samsung’un 2025 Haziran ayına kadar Android 15’i 50’den fazla modele ulaştırması bekleniyor. Güncelleme takvimi ilerleyen dönemlerde daha da genişleyecek ve yeni modeller açıklanacak.

Samsung kullanıcılarını ne bekliyor?

Samsungun One UI 7 ile sunduğu Android 15 güncellemesi, sadece arayüz değişiklikleriyle değil, performans iyileştirmeleri ve kişiselleştirme seçenekleriyle de öne çıkıyor. Güncellemenin özellikle yeni bildirim ve hızlı ayarlar paneli ile cihaz kullanımını daha akıcı hale getirmesi bekleniyor.

Samsung kullanıcıları, güncelleme takvimini takip ederek cihazlarına Android 15’in ne zaman geleceğini kontrol edebilirler. Güncelleme geldiğinde Ayarlar > Yazılım Güncelleme bölümünden indirilebilir olacak.

Meta, gençleri koruyacak yeni özelliğini duyurdu!

İlk olarak geçtiğimiz yıl Instagram’da kullanıma sunulan bu özellik, şimdi de ABD, İngiltere, Avustralya ve Kanada’da Facebook ve Messenger kullanıcıları için devreye alındı. Meta, bu özelliği ilerleyen süreçte dünya genelinde yaygınlaştırmayı planlıyor.

Genç Hesaplar özelliği, 16 yaş altındaki kullanıcıların platform deneyimini otomatik olarak bazı sınırlamalarla şekillendiriyor. Bu sınırlamalar sayesinde uygunsuz içeriklere erişim ve tanımadıkları kişilerden gelen mesajlar engelleniyor. Ayrıca, 16 yaş altındaki gençlerin bu ayarları değiştirebilmesi için ebeveyn onayı gerekiyor.

Meta tarafından yapılan açıklamaya göre genç kullanıcılar, yalnızca daha önce takip ettikleri veya mesajlaştıkları kişilerden mesaj alabilecek. Hikayelerini ise sadece arkadaşları görebilecek ve bu kişiler cevap verebilecek. Etiketleme, bahsetme ve yorum yapma gibi etkileşimler de sadece arkadaşlarla sınırlı olacak.

Instagram’da ekstra koruma, Messenger ve Facebook’ta sessiz mod

Meta’nın getirdiği yeni düzenlemeler sadece iletişim kısıtlamalarıyla sınırlı değil. Genç Hesap sahipleri, sosyal medya uygulamalarında günde bir saatten fazla zaman geçirdiklerinde uygulamadan çıkmaları yönünde hatırlatmalar alacak. Ayrıca, gece saatlerinde otomatik olarak “Sessiz Mod” devreye girerek bildirimler kapatılacak.

Instagram tarafında ise 16 yaş altı kullanıcıların canlı yayın yapabilmesi için ebeveyn izni şartı getirildi. Aynı şekilde, doğrudan mesajlarda çıplaklık içeren görsellerin bulanıklaştırılmasını devre dışı bırakmak isteyen gençler de ailelerinin onayını almak zorunda kalacak.

Meta, bu yeniliklerin sosyal medya kullanımının gençler üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmayı hedeflediğini belirtiyor. Şirketin paylaştığı verilere göre, şu ana kadar 54 milyon genç kullanıcı Instagram’da Genç Hesaplar sistemine taşındı ve bu gençlerin %97’si yerleşik koruma özelliklerini aktif şekilde kullanmaya devam ediyor.

Öte yandan, Meta tarafından Ipsosa yaptırılan bir araştırmaya göre, ebeveynlerin %94’ü bu yeni özellikleri faydalı bulurken, %85’i ise Genç Hesaplar sayesinde çocuklarının sosyal medyada daha olumlu bir deneyim yaşadığını düşünüyor.

Meta, sosyal medya platformlarının genç kullanıcılar üzerindeki etkilerinin yoğun şekilde tartışıldığı bu dönemde, attığı bu adımlarla hem ebeveynlerin hem de resmi kurumların güvenini kazanmaya çalışıyor.

Waymo kamera verilerine dayalı reklam gösterecek mi?

0

Robotaksi şirketi Waymo’nun araçların iç kameralarından gelen verileri kullanarak yapay zekayı eğitebileceği ve yolculara hedefli reklamlar satabileceği yönünde söylentiler dolaştı. Ancak şirket, Waymo kamera verilerine dayalı reklam hedeflemeyeceği konusunda ısrar ederek endişeleri yatıştırmaya çalıştı.

Waymo kamera verilerine dayalı reklam paylaşıyor mu?

Durum, araştırmacı ve mühendis Jane Manchun Wong’un Waymo’nun gizlilik politikasının yayınlanmamış bir versiyonu, robotaksi şirketinin jeneratif AI’yi eğitmek için araçlarından gelen verileri kullanmaya başlayabileceğini öne sürüyordu. Taslak politika, müşterilerin Waymo’nun “kişisel bilgilerinizi (kimliğinizle ilişkili iç kamera verileri dahil) GAI eğitimi için kullanmasını” reddetmelerine olanak tanıyan bir dile sahipti. Wong’un keşfi ayrıca Waymo bu şekilde bir reklam için bu görüntüleri sürücülere kişiselleştirilmiş reklamlar satmak için kullanabileceğini öne sürüyordu.

Waymo sözcüsü Julia Ilina: “Waymo’nun makine öğrenimi sistemleri bu verileri tek tek kişileri tanımlamak için kullanmak üzere tasarlanmamıştır ve bu şekilde bir reklam planları yoktur” dedi.

Ilina, Wong tarafından bulunan sürümün “özelliğin amacını doğru bir şekilde yansıtmayan yer tutucu metin” içerdiğini ve özelliğin hala geliştirilme aşamasında olduğunu belirtti. Ilina: “Waymo’nun Gizlilik Politikasında herhangi bir değişiklik getirmeyecek, bunun yerine Kamera verilerine dayalı reklam yerine sürücülere ML eğitim amaçları için veri toplamayı devre dışı bırakma fırsatı sunacak” dedi. Waymo’nun bu şekilde reklam stratehisini uygulamayacağını belirtmesi, şirketin sürdürülebilirliği için büyük önem taşıyor. Gizlilik endişeleri kullanıcı tarafında cephe alınmasına neden olabilirdi.

Amazon yapay zeka video süresini uzatacak

Amazon, yapay zeka video modelinin artık dakikalarca uzunlukta klipler üretebileceğini söylüyor. Aralık 2024’te duyurulan Nova Reel, Amazon’un jeneratif video alanına ilk girişimiydi. Hızla kalabalıklaşan bir pazarda OpenAI, Google ve diğerlerinin modelleriyle rekabet ediyor.

Amazon yapay zeka video çalışmalarını artırıyor

En son Nova Reel olan Nova Reel 1.1, AWS geliştirici savunucusu Elizabeth Fuentes’in bir blog yazısında açıkladığı gibi, çekimler arasında “tutarlı stil” ile “çoklu çekim” videoları üretebilir. Kullanıcılar, altı saniyelik çekimlerden oluşan iki dakikalık bir video üretmek için 4.000 karaktere kadar uzunlukta bir istem sağlayabilir.

Nova Reel 1.1 ayrıca “Multishot Manual” adlı yeni bir mod sunuyor. Bu modda, model bir video çekiminin kompozisyonu üzerinde daha fazla kontrol sağlamak için bir komutla birlikte bir görüntüye başvurabilir. Fuentes’e göre, 1280 x 720 çözünürlüklü bir görüntü ve 512 maksimum karakterlik bir komut verildiğinde, Multishot Manual 20 çekime kadar içeren videolar üretebilir.

Nova Reel yalnızca Bedrock, Amazon’un AI dev suite’i de dahil olmak üzere AWS platformları ve hizmetleri aracılığıyla kullanılabilir ve müşterilerin erişim talebinde bulunması gerekir. Çoğu üretken AI sisteminde olduğu gibi, Reel’in etik açıdan sağlam yöntemler kullanılarak geliştirilip geliştirilmediği konusunda sorular var. Video üreten modeller, yeni klipler üretmek için bu videolardaki kalıpları “öğrenmek” üzere çok sayıda video örneği üzerinde eğitilir. Bazı şirketler, sahiplerinden veya yaratıcılarından izin almadan modelleri telif hakkıyla korunan videolar üzerinde eğitir ve bu modeller telif hakkıyla korunan fotoğrafları ” tekrarladığında “, modellerin kullanıcılarını fikri mülkiyet davalarına maruz bırakır.

Amazon, Reel’in eğitim verilerinin kaynağını açıklamadı ve ayrıca, modellerin veri kümelerini videolarıyla besleyen yaratıcıların vazgeçmeleri için açık bir yol sağlamadı. Ancak şirket, tazminat politikasına uygun olarak, modelleri tarafından oluşturulan medyayla telif hakkını ihlal etmekle suçlanan tüm AWS müşterilerini koruyacağını söyledi.

Taşınabilir rüzgar türbini mobil enerji sağlıyor

Mobil cihazlarımızın her yerde, hatta doğada bile mevcut olduğu bir çağda, güvenilir, taşınabilir enerji çözümlerine olan ihtiyaç artıyor. Shine 2.0 üçü bir arada taşınabilir rüzgar türbini, hem açık hava meraklıları hem de acil durumlara hazırlananlar için uygun kompakt bir formda yenilenebilir enerji sağlıyor.

Taşınabilir rüzgar türbini

Shine 2.0, 1 litrelik bir su şişesine benzer kompakt bir boyuta katlanarak sırt çantasında taşınmasını kolaylaştırır. Sadece yaklaşık 3 pound (1,36 kg) ağırlığındadır ve rahatlık ve hareketlilik için tasarlanmıştır. Ayrıca türbin, çeşitli dış mekan koşullarında dayanıklılık sağlayan IP54 standartlarına göre hava koşullarına karşı sızdırmazdır.

Üç adet 23,6 inç (60 cm) kompozit takviyeli kanatla donatılan Shine 2.0, entegre bir seviyeyle birlikte 6 fit yüksekliğinde bir kule montajıyla eşleştirilebilir. Türbin rüzgarla otomatik olarak hizalanır ve rüzgarlar 28 mil/saat (45 km/saat) hıza ulaştığında 50 watt’a kadar güç üretebilir. Üreticiye göre bu enerji, bir akıllı telefonu sadece 17 dakikada tamamen şarj etmek veya bir dizüstü bilgisayarı 2 saatten kısa sürede çalıştırmak için yeterlidir. Ancak, 8 mil/saatlik bir esinti gibi daha hafif rüzgar koşullarında, bir dizüstü bilgisayarı şarj etmek 75 saatten fazla sürebilir.

Aurea’nın kurucu ortağı Rachel Carr: “İster şebekeden bağımsız bir alanda keşif yapıyor olun, ister evinizde elektrik kesintisi yaşıyor olun, bu türbin cihazlarınızı en çok ihtiyaç duyduğunuz anda hızlı bir şekilde şarj etmek için yenilenebilir enerji sağlıyor” diyor.

Shine 2.0, Aurea’nın taşınabilir türbinlere ikinci girişimini temsil ediyor ve orijinal modeli Kickstarter aracılığıyla başarıyla finanse edildi. Şirket, bu güncellenmiş sürüm için kitle fonlaması platformuna geri döndü ve taahhütler 356 dolardan başlıyor. Kitle fonlaması her zaman içsel riskler taşısa da, her şey plana göre giderse, sevkiyatın Mayıs 2025’te başlaması bekleniyor.