En Yeni İçerikler

Sony’nin giyilebilir kliması Reon Pocket 5 son derece iddialı!

0

Frank Herbert’in Dune’unda, çöl gezegeni Arrakis’te yaşayan Fremen yerlileri bunaltıcı koşullarda hayatta kalabilmek için nem tutucu natürmortlar giyerler. Şimdi bu teknoloji gerçek oluyor! Bulunduğunuz ortamın koşullarına bağlı olarak vücudunuzu soğutan veya ısıtan giyilebilir bir termo cihaz olan Sony Reon Pocket 5 ile tanışın! Boynunuzun arkasına düzgün bir şekilde oturacak şekilde tasarlanan bu yeni cihaz, tabak benzeri bir “termos modülü” ve beş sensör (üçü sıcaklık, biri nem ve biri de hareket için) kullanarak optimum vücut sıcaklığını belirliyor ve hareket ederken, ayakta dururken veya otururken sizi daha rahat ettiriyor.

Reon Pocket 5 beş soğutma ve dört sıcaklık seviyesi sunuyor, yani teorik olarak soğuk bir uçak yolculuğunda olduğu kadar kızgın bir banliyö treninde de kullanışlı. Cihaz, dış koşulları algılayan ve bilgileri boyun cihazına geri besleyen giyilebilir Reon Pocket Tag ile eşleştirildiğinde otomatik olarak çalışır. Reon Pocket 5 bu iğne benzeri aksesuar olmadan da çalışır, ancak çevrenizin sıcaklığını değil, yalnızca vücudunuzun sıcaklığını algılar. Böylece çevresel etmenleri ölçerek vücut sıcaklığındaki değişiklikleri önceden tahmin etmek yerine sadece vücut ısısındaki değişimlere tepki verir.

Manuel bir yaklaşım tercih ederseniz cihaz, Sony’nin hem iOS hem de Android cihazlarla uyumlu mobil uygulaması kullanılarak kontrol edilebilir. Bluetooth aracılığıyla yukarıda bahsedilen sıcaklık seviyeleri arasında geçiş yapabileceksiniz, bu nedenle cihaz her zaman, her yerde çalışabilir. Ayrıca 17 saate kadar şarj edilebilir pil ömrüne sahip.

Bu arada, Sony’nin uzaktan iklimlendirme teknolojisi yeni değil; ilk Reon Pocket cihazı 2019’da Japonya’da piyasaya sürüldü ve sonraki yinelemeler o zamandan beri Japonya ve Hong Kong’da satışa sunuldu. Ancak Reon Pocket 5, türünün Asya dışında satışa sunulan ilk cihazı ve ilk olarak İngiltere pazarında satışa sunulacak.

Reon Pocket 5, Sony’nin web sitesinden 139 £ (yaklaşık 170 $) karşılığında ön sipariş verilebiliyor ve 15 Mayıs’ta gönderilmeye başlanacak. Reon 5T paketinde cihazın kendisi, bir Reon Pocket Tag ve beyaz bir boyun bandı yer alıyor. Termos modülü temelde boynunuz için bir sıcak plaka ve küçük boyutuna rağmen, vücudun bu bölgesinde sıcaklığa karşı artan hassasiyet, onu ısıtmanın veya soğutmanın tüm vücudunuzu daha rahat hissettirdiği anlamına geliyor.

Sadece 116 gram ağırlığındaki cihazın kendisi de takması zor ve yorucu değil. Buna karşın ön tarafta boyun bandı yakanın hemen üzerinde duruyor ve arkada termos modülü yukarı ve dışarı doğru çıkıntı yapıyor, bu nedenle halka açık yerlerde bu cihazı takarken “bu da ne?” bakışlarıyla karşılaşacağınıza şüphe yok (Apple’ın AirPods’u ilk çıktığında alay konusu olmuştu).

Mercedes-Benz, ABD’de Seviye 3 otonom araç satmaya başladı!

Kaliforniya ve Nevada eyaletlerinde satışa çıkan EQS ve S-Serisi sedanlar, Tesla‘nın Tam Kendi Kendine Sürüş betasının aksine, sürücülerin şekerleme yapma veya koltuğu yatırmasına imkan tanımayan bir otonom sürüş özelliği (Drive Pilot) ile birlikte geliyor.

Mercedes’in Seviye 3 özellikli otomobilleri ilk olarak Aralık ayında satışa sunuldu ancak yasal olarak sadece Kaliforniya ve Nevada’da satılabiliyor. Bu iki eyaletin Motorlu Taşıtlar Dairesi geçen yıl araçların satışa sunulmasına onay vererek, Mercedes’i bu teknolojiyi ABD halkına satmak üzere hükümet tarafından onaylanan tek otomobil üreticisi haline getirdi.

Yıllık 2.500 dolarlık bir abonelik gerektiren otonom sürüş özelliği Drive Pilot, yalnızca havanın açık olduğu gündüz saatlerinde, yoğun trafik sıkışıklığında, belirli Kaliforniya ve Nevada otoyollarında ve araç 65 km/saat hızın altında seyrederken dahil olmak üzere belirli durumlarda ve alanlarda etkinleştirilebilir. Mercedes tarafından önceden onaylanmamış yollarda çalışmaz ve inşaat bölgelerinde kullanılamaz.

Kullanıcılar Drive Pilot devredeyken gözlerini yoldan ve ellerini direksiyondan ayırabilirler, ancak Teslalarda gördüğümüz gibi şekerleme yapmalarına veya koltukları hareket ettirmelerine izin verilmez. Araçlar, direksiyon başındaki kişinin devralma talebine yanıt vermeye hazır olduğundan emin olmak için sürücü ekranında bir izleme kamerası ile donatılmıştır. Bu özelliğin etkinleştirilmesi, sürücünün oyun oynayabilmesi, video izleyebilmesi veya araç içi eğlence özelliklerinden yararlanabilmesi için merkezi ekrandaki etkinliklerin kilidini açar.

Kaliforniya ve Nevada’daki yol kullanıcıları, otonom sürüş özelliklerini kullanan bir Mercedes’i aracın dikiz aynaları, farları ve arka lambalarındaki turkuaz renkli ışıklardan fark edebilecekler. Aynı renkteki ışıklar sürücülere sistemin devrede olduğunu bildirmek için kabin içinde de görünür olacak.

Waymo ve GM’s Cruise, Seviye 4 otonom sürüş teknolojisine sahip robotaksileri işletiyor, ancak bunlar halkın satın alması için mevcut değil. Ayrıca hatasız olmaktan da uzaklar zira Cruise, bir yayaya çarpıp aracın tekerlekleri altında 20 metre sürüklendiği bir olayın ardından hizmetini askıya aldı. Mercedes, Seviye 4 araçlar üzerinde çalıştığını, ancak bunların 2030 yılına kadar satın alınamayacağını söylüyor.

Otonom sürüş için kullanılan seviye tanımları ve standartları merkezi ABD’de bulunan Amerikan Otomotiv Mühendisleri Birliği (SAE) düzenliyor. Otonom sürüş standartları Seviye 0’dan başlayıp Seviye 5’e kadar toplam 6 seviyede değerlendiriliyor.

Apple’dan yerleşik yapay zekâ geliyor: OpenELM

Google, Samsung ve Microsoft şirketleri son dönemde PC’ler ve mobil cihazlarda kullanılacak üretken yapay zekâ çalışmalarını sürdürürken Apple, bulut sunucularına bağlanmak yerine tamamen tek bir cihazda çalışabilen yeni bir açık kaynaklı büyük dil modelleri (LLM’ler) ailesi olan OpenELM ile partiye katılmaya hazırlanıyor.

Çarşamba günü yapay zekâ kod topluluğu Hugging Face’de yayınlanan OpenELM, metin oluşturma görevlerinde verimli bir performans sergilemek üzere tasarlanmış küçük modellerden oluşuyor. Toplamda sekiz OpenELM modeli var – dördü önceden eğitilmiş ve dördü talimatla ayarlanmış – 270 milyon ile 3 milyar parametre arasındaki farklı parametre boyutlarını kapsıyor (bir LLM’deki yapay nöronlar arasındaki bağlantılara atıfta bulunuyor ve daha fazla parametre tipik olarak daha yüksek performans ve daha fazla yetenek anlamına geliyor).

4 modelin yer aldığı ön eğitim, bir LLM’nin tutarlı ve potansiyel olarak yararlı metinler üretmesini sağlamanın yolu olsa da, esas olarak tahmine dayalı bir alıştırma olarak görülüyor. Diğer 4 modelin yer aldığı yönerge ayarlama ise bir kullanıcının belirli isteklerine daha alakalı çıktılarla yanıt vermesini sağlamanın yolu olarak kabul ediliyor.  Ön eğitim, bir modelin yalnızca ek metinle komut istemini tamamlamaya çalışmasıyla sonuçlanabilir, örneğin kullanıcının “bana nasıl ekmek pişirileceğini öğret” komutuna gerçek adım adım talimatlar yerine “ev fırınında” metniyle yanıt vermek gibi.

Apple, OpenELM modellerinin ağırlıklarını, eğitimden farklı kontrol noktaları, modellerin nasıl performans gösterdiğine dair istatistiklerin yanı sıra ön eğitim, değerlendirme, talimat ayarlama ve parametre verimli ince ayar talimatlarıyla birlikte “örnek kod lisansı” olarak adlandırdığı bir lisans altında sunuyor. Örnek kod lisansı ticari kullanımı ya da değişikliği yasaklamıyor, sadece “Apple Yazılımını bütünüyle ve değişiklik yapmadan yeniden dağıtmanız halinde, bu bildirimi ve aşağıdaki metin ile feragatnameleri Apple Yazılımının tüm bu yeniden dağıtımlarında muhafaza etmeniz gerekir” şartını koşuyor.

Şirket ayrıca modellerin “herhangi bir güvenlik garantisi olmadan kullanıma sunulduğunu belirtiyor. Sonuç olarak, bu modellerin kullanıcı istemlerine yanıt olarak yanlış, zararlı, önyargılı veya sakıncalı çıktılar üretme olasılığı mevcut.”

Bu modeller, bu alandaki çabalarını henüz kamuya duyurmamış ya da tartışmamış olan ve modelleri ve makaleleri çevrimiçi olarak yayınlamanın ötesinde, gizliliğiyle ve tipik olarak “kapalı” bir teknoloji şirketi olarak bilinen Apple’ın şaşırtıcı bir dizi açık kaynaklı yapay zekâ modeli sürümünün sonuncusu. Ekim ayında şirket, multimodal yeteneklere sahip açık kaynaklı bir dil modeli olan Ferret’in sessiz sedasız piyasaya sürülmesiyle manşetlere çıkmıştı.

Yapay zekâ dil modeli ailesi OpenELM nedir?

Open-source Efficient Language Models’in kısaltması olan OpenELM henüz piyasaya sürülmüş ve halka açık bir şekilde test edilmemiş olsa da, Apple’ın HuggingFace’teki listesi, rakipleri Google, Samsung ve Microsoft gibi modellerle cihaz içi uygulamaları hedeflediğini gösteriyor. Microsoft bu hafta tamamen bir akıllı telefonda çalışabilen Phi-3 Mini modelini piyasaya sürmüştü.

Açık erişimli dergi arXiv.org’da yayınlanan model ailesini tanımlayan bir makalede Apple, OpenELM’in geliştirilmesinin “Mohammad Rastegari ve Peter Zatloukal’ın ek öncü katkılarıyla Sachin Mehta tarafından yönetildiğini” ve model ailesinin “gelecekteki araştırma çabalarını kolaylaştırarak açık araştırma topluluğunu güçlendirmeyi ve güçlendirmeyi amaçladığını” belirtiyor.

Apple’ın OpenELM modelleri 270 milyon, 450 milyon, 1,1 milyar ve 3 milyar parametre olmak üzere dört boyutta olup, her biri piyasadaki birçok yüksek performanslı modelden daha küçük olmasıyla dikkat çekiyor. Modeller Reddit, Wikipedia, arXiv.org ve daha pek çok yerden alınan 1,8 trilyon token’dan oluşan kamuya açık veri kümeleri üzerinde önceden eğitilmiş durumda.

Bu yapay zekâ dil modelleri dizüstü bilgisayarlarda ve hatta bazı akıllı telefonlarda çalışmaya uygun. Apple’ın makalesinde kıyaslamaların “64 GB DDR5-4000 DRAM ile donatılmış Intel i9-13900KF CPU’ya ve Ubuntu 22.04 çalıştıran 24 GB VRAM’li NVIDIA RTX 4090 GPU’ya sahip bir iş istasyonu” ve “macOS 14.4.1 çalıştıran M2 Max yonga üstü sistem ve 64 GB RAM’e sahip bir Apple MacBook Pro” üzerinde gerçekleştirildiği belirtiliyor.

İlginç bir şekilde, yeni ailedeki tüm modeller, transformatör modelinin her katmanındaki parametreleri tahsis etmek için katman bazında bir ölçeklendirme stratejisi kullanıyor. Apple’a göre bu, modellerin aynı zamanda hesaplama açısından verimli olmalarını ve gelişmiş doğruluk sonuçları sunmalarını sağlıyor. Şirket modelleri yeni bir CoreNet kütüphanesi kullanarak ön eğitime tabi tuttu.

Güçlü, ancak son teknoloji olmayan performans

Performans açısından, Apple tarafından paylaşılan OpenLLM sonuçları, modellerin, özellikle 450 milyon parametreli talimat varyantının oldukça iyi performans gösterdiğini ortaya koymakta. Buna ek olarak, 1,1 milyar OpenELM varyantı “2 kat daha az ön eğitim jetonu gerektirirken 1,2 milyar parametreye sahip OLMo’dan %2,36 oranında daha iyi performans gösteriyor.” OLMo, Allen Yapay Zekâ Enstitüsü’nün (AI2) yakın zamanda piyasaya sürdüğü “gerçekten açık kaynaklı, son teknoloji ürünü büyük dil modeli”.

Bilgi ve muhakeme becerilerini test etmek için tasarlanan ARC-C kıyaslamasında, önceden eğitilmiş OpenELM-3B varyantı %42,24 doğrulukla puan aldı. Bu arada, MMLU ve HellaSwag üzerinde sırasıyla %26,76 ve %73,28 puan aldı.

Model ailesini test etmeye başlayan bir kullanıcı, bunun “sağlam bir model ama çok hizalı” göründüğünü, yani yanıtlarının yaygın olarak yaratıcı olmadığını veya NSFW bölgesine girme olasılığının düşük olduğunu belirtti. Rakip Microsoft’un kısa süre önce tanıttığı 3,8 milyar parametre ve 4k bağlam uzunluğuna sahip Phi-3 Mini şu anda bu alanda lider.

Uzun vadede OpenELM’in hızla ve stabil bir biçimde gelişmesi bekleniyor. Apple’ın açık kaynak hamlesinden heyecan duyan topluluğun ise bunu farklı uygulamalarda nasıl kullanacağını görmek ilginç olacak.

MIT çip ile veri saldırılarını önlüyor!

MIT’nin yeni güçlü çipi, testlerde milyonlarca veri hırsızlığı saldırısını engelliyor. Bu yeni çip, yapay zeka cihazlarını veri saldırılarından korumak için üç bölümlü bir yaklaşım benimseyecek. MIT ve MIT-IBM Watson AI Laboratuvarı’ndan bir araştırmacı ekibi, sağlık izleme uygulamalarını daha güvenli hale getirmek için yeni bir çip geliştirdi.

MIT çip konusunda güvenlik sağlıyor

Bu yeni makine öğrenimi hızlandırıcı çipleri, sağlık takipçileri, fitness uygulamaları ve diğer yapay zeka destekli cihazlar için veri güvenliğini geliştirmeyi amaçlıyor. Sağlık izleme uygulamaları, insanların kronik rahatsızlıkları ve sağlıklı yaşam hedeflerini yönetmelerine yardımcı olan güçlü fitness izleme araçları sunuyor. Bu uygulamaların düzgün çalışabilmesi için, telefon ile merkezi sunucu arasında sürekli iletişimin ve kapsamlı veri alışverişinin gerçekleştiği makine öğrenme modellerine dayanıyor.

Bu sürekli iletişim süreci nedeniyle bu tür uygulamalar cihazın pilini yavaşlatıyor ve tüketiyor. Bu nedenle mühendisler genellikle süreci hızlandıran özel donanım olan makine öğrenimi hızlandırıcılarını kullanıyor. Ancak bu hızlandırıcılar cihazları kırılmaya açık bırakarak, bilgisayar korsanlarının hassas sağlık ve finansal verileri çalabilmesi nedeniyle bu uygulamaları veri hırsızlığına karşı savunmasız hale getiriyor.

Yeni makine öğrenimi hızlandırıcı, MIT başına en yaygın saldırı türlerine direnecek şekilde tasarlandı. Hız ve doğruluk üzerindeki etkiyi en aza indirirken güvenliği en üst düzeye çıkarmak için çeşitli akıllı optimizasyonlar içeriyor. Büyük yapay zeka modellerinin cihazlarda sorunsuz bir şekilde çalışmasına izin verirken hassas kullanıcı verilerinin gizliliğini korumayı amaçlamakta.

Bu yeni makine öğrenimi hızlandırıcıları aracılığıyla güvenliği artırmanın anahtarı, üç bölümlü bir yaklaşımda yatıyor. Çip ilk başta verileri rastgele parçalara bölüyor. Bu, bilgisayar korsanlarının “yan kanal saldırıları” olarak bilinen saldırılar aracılığıyla anlamlı bilgileri yeniden oluşturmasını engelliyor. Daha sonra, çip dışı bellekte saklanan yapay zeka modelini şifrelemek için hafif bir şifre kullanarak “veri yolu araştırma saldırılarını” etkisiz hale getiriyor. Son olarak, küçük üretim farklılıklarına dayalı olarak doğrudan çip üzerinde benzersiz bir şifre çözme anahtarı üretiliyor ve bu da bilgisayar korsanlarının onu kopyalamasını neredeyse imkansız hale getiriyor. MIT’in Baş İnovasyon Sorumlusu Anantha Chandrakasan: “Güvenlik, uç cihazların tasarımında kritik bir konu haline geldiğinden, güvenli operasyona odaklanan eksiksiz bir sistem yığını geliştirmeye ihtiyaç var” dedi.

Dünyanın en büyük 3D yazıcısı ev inşa ediyor!

0

Dünyanın en büyük 3D yazıcısı 80 saatte küçük bir ev inşa edebiliyor. Normalde tek katlı bir bungalovun inşası birkaç ay sürebiliyor ancak bu yazıcı projeyi dört günden daha kısa sürede tamamlayabiliyor.

Dünyanın en büyük 3D yazıcısı

Maine Üniversitesi, en büyük polimer 3D yazıcıyı yaratarak kendi dünya rekorunu kırdı ve sürdürülebilir üretimin geleceğinin yolunu açtı. 2019’da, geri dönüştürülebilir malzemelerden yapılmış 600 metrekarelik bir ev inşa eden ilk rekor kıran 3D yazıcıyı piyasaya sürdü. Daha uygun fiyatlı konut talebini karşılamak için inşa edilen Maine eyaletinin önümüzdeki altı yıl içinde 80.000 eve daha ihtiyacı var ve bunu gerçekleştirmek için insan gücü sıkıntısı var.

Daha büyük ve daha iyi Geleceğin Fabrikası 1.0 (FoF 1.0) 3D yazıcı, selefinin daha azıyla daha fazlasını sağlama hedefine ulaşmasına yardımcı olmak için burada. ABD hükümetiyle uzun süredir devam eden bir ilişkisi olan üniversite, Birleşmiş Milletler Çevre Programına göre inşaat sektörü sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 37’sini ürettiğinden, bir 3D yazıcının daha düşük karbon ayak izine sahip bir ev basabileceğini göstermek istiyordu.

FoF 1.0 dört kat daha hızlı baskı yapıyor, bu da bir biyo-ev çıktısını yaklaşık 80 saat içinde alabileceği anlamına geliyor. Örneğin tek katlı bir bungalovun inşası birkaç ay sürebilir. Ancak bu yazıcı projeyi dört günden daha kısa sürede tamamlayabilir. Maine Üniversitesi Gelişmiş Yapılar ve Kompozitler Merkezi Direktörü Dr. Habib Dagher, amacın ucuz bir ev inşa etmek değil, insanların yaşamak isteyeceği bir ev inşa etmek olduğunu söyledi.

FoF 1.0’ın resmi açılışında ABD Savunma, Enerji Bakanlığı, Maine Eyaleti Toplu Konut İdaresi’nden temsilciler ve bu Geleceğin Fabrikası 1.0 3D yazıcıyı iyi bir şekilde kullanmayı planlayan diğer paydaşlar hazır bulundu. Termoplastik polimer yazıcı, saatte 226 kg malzeme tüketerek, 29m uzunluğa, 10m genişliğe ve 5.5m yüksekliğe kadar olan nesneleri basabiliyor.

Uygulamaları sanayiden ulusal güvenliğe kadar uzanıyor. Yani gemileri hızlı bir şekilde inşa etmeleri gerekiyorsa bunu yapacak teknolojiye sahip.

Eski telefonları değerlendirme yöntemleri

0

Her gün, hava durumunu kontrol etmekten fotoğraf çekmeye ve verileri analiz etmeye kadar görevleri yerine getiren cep boyutunda bir süper bilgisayar taşıyoruz. Akıllı telefonlar muazzam faydalar sunarken, yeni modellerin sürekli olarak piyasaya sürülmesi, onu sık sık yükseltmeyi cazip hale getiriyor. Ancak bu durum bizi hâlâ potansiyeli olan eski cihazlarla baş başa bırakıyor.

Bunları atmak veya saklamak yerine, yeniden değerlendirmeyi düşünebilirsiniz. Bunları satmak veya takas etmek bir seçenek olsa da elinizde tutmaya karar verirseniz, özellikle Wi-Fi’ye bağlanabiliyorlarsa yine de yararlı olabilirler. İşte eski akıllı telefonunuzu yenilemenin çeşitli yaratıcı yolları.

Eski telefonları değerlendirme için tavsiyeler

Kendin Yap Güvenlik Kamerası: AlfredCamera gibi uygulamaları kullanarak eski telefonunuzu ev güvenlik kamerasına dönüştürün. Gereken yere monte edin ve yayını uzaktan izlemek için mevcut telefonunuzu kullanın.

Çocuklara Verin: Eski cihazınızı çocukların kullanımı için yeniden kullanın. Fotoğraf çekme, internette gezinme ve oyun oynama gibi temel işlevler için onu Wi-Fi’ye bağlayın.

Mobil Oyun Sistemi: Eski akıllı telefonunuzu oyunlara adayın. Oyunları indirin ve Xbox Cloud Gaming veya Steam Link gibi oyun yayın hizmetlerinden yararlanın.

Görüntülü Sohbet Cihazı: Eski telefonunuzu yalnızca görüntülü aramalar için kullanın ve birincil telefonunuzu diğer görevler için serbest bırakın.

Kablosuz Web Kamerası: DroidCam veya EpocCam gibi uygulamaları kullanarak eski telefonunuzu bilgisayarınız için bir web kamerasına dönüştürün.

Ucuz Çalar Saat: Eski telefonunuzu geniş ekranından yararlanarak çalar saat olarak kullanın. Ekran süresini azaltmak için ana telefonunuzu başucunuzdan uzak tutun.

Yedekleme TV Uzaktan Kumandası: İlgili uygulamaları indirerek medya akış cihazlarının kaybolan veya arızalı uzaktan kumandalarını eski telefonunuzla değiştirin.

Alternatif E-Kitap Okuyucu: Amazon Kindle veya Webtoon gibi okuma uygulamalarını indirerek eski telefonunuzu e-kitap ve çizgi roman okumak için kullanın.

Video Aktarıcı: Eski cihazınızı, Bluetooth hoparlörlere veya kulaklıklara bağlı özel bir video aktarıcı, müzik çalar veya podcast dinleyicisi olarak yeniden kullanın.

Acil Durum 112 Telefonu : Eski telefonunuzu, aktif bir SIM kartı veya veri planı olmasa bile 112 araması yapabilecek bir acil durum cihazı olarak tutun.

Yeni elektrot malzeme 33 kat daha yüksek kapasitede!

0

Giyilebilir teknolojideki gelişmeler, hafif ve dayanıklı enerji depolama çözümlerine olan ihtiyacı artırdı. Bu talepleri karşılamak, çeşitli mekanik deformasyonlar altında güç tutma ve enerji yoğunluğunu koruyabilen teknoloji gerektiriyor. Bu zorluğun üstesinden gelmek için Kore Bilim ve Teknoloji Enstitüsü’ndeki (KIST) araştırmacılar, giyilebilir cihaz tasarımında benzeri görülmemiş çok yönlülük sunan, enerji depolayabilen fiber benzeri bir yeni elektrot malzeme geliştirdi.

Yeni elektrot malzeme detayları

Ekibin Advanced Energy Materials dergisinde yer alan araştırması, geleneksel fiberler gibi çeşitli şekillere kusursuz bir şekilde uyum sağlayan fiber şekilli süper kapasitörler (FSSC’ler) üzerine odaklanıyor. Karbon nanotüp fiberleri (CNTF’ler), üstün elektriksel iletkenlikleri, dayanıklılıkları ve esneklikleri nedeniyle ana rakipler olarak ortaya çıkıyor.

Sıvı kristal faz içinde ıslak eğirme tekniğiyle üretilen bu CNTF’ler, olağanüstü elektriksel iletkenlik, sağlam güç, hafiflik ve esneklik sergiliyor. Bunların tümü, yüksek kristalli karbon nanotüplerden oluşan sıkı bir şekilde paketlenmiş ve hizalanmış yapılarından kaynaklanıyor.

Bununla birlikte, CNTF’lerin temiz yüzeyi, enerji depolama için gerekli olan kimyasal reaksiyonlar için sınırlamalar teşkil etmektedir. Enerji depolama yeteneklerini geliştirmek için araştırmacılar genellikle CNTF’lerin yüzeylerine ekstra malzemeler ekleyerek kimyasal reaksiyonlar için yüzey alanını arttırır. Ancak bu yaklaşımın malzeme ayrılması ve sürekli elyaf üretimi için pratik olmama gibi dezavantajları var.

Buna yanıt olarak KIST ekibi, ek malzeme veya işlem adımları gerekmeden verimli enerji depolama kapasitesine sahip özel CNTF’ler geliştirdi. CNT’lerin yüzeyini işleyerek ve bunları fiberler halinde döndürerek, iletkenlikten ödün vermeden fiberlerin gücünü ve elektrik iletkenliğini artıran bir sıvı kristal formu oluşturdu. Bu değiştirilmiş CNTF’ler, normal fiberlere kıyasla 33 kat daha fazla enerji depolama, 3.3 kat daha fazla dayanıklılık ve 1.3 kat daha fazla iletkenlik dahil olmak üzere önemli gelişmeler sergiledi.

Etkinliğini test eden ekip, fiberleri 15 dakikadan fazla etkili bir şekilde çalışan dijital saate güç sağlamak için kullandı. Fiber şekilli süper kapasitörler, 5.000 bükülme testinden sonra performanslarının yüzde 95’ini koruyarak ve düğümlendiğinde neredeyse mükemmel işlevselliği koruyarak etkileyici bir dayanıklılık gösterdi. Ayrıca, dijital saatlerin bilek kayışlarına dahil edildiğinde fiberler bükülmeye, katlanmaya ve temizlenmeye karşı dayanıklılık sergiledi.

KIST’te araştırmacı olan Dr. Kim Seung-min, karbon nanotüplerin ikincil piller için iletken malzemelerin ötesinde daha geniş çapta uygulanabilirliğinin altını çizerek çeşitli alanlardaki potansiyel ilerlemelerin sinyalini veriyor. Ekip, alışılmadık enerji depolama uygulamalarını daha fazla keşfetmeyi ve fiber tipi pillerin enerji yoğunluğunu artırmayı, teknolojinin faydasını süper kapasitörlerin ötesine genişletmeyi hedefliyor.

MG elektrikli hiper hızlı aracını duyurdu!

0

EXE181 konseptinin piyasaya sürülmesiyle MG, 2024 Auto China fuarı başlarken rekabeti altüst etmeye hazır. Bu sıradan bir elektrikli araç değil. Daha ziyade, fütürist tarzı, ünlü yarış tarihine saygıyla harmanlayan, tek koltuklu bir hiper otomobilin başyapıtı.

MG elektrikli hiper hızlı modeli

Alçaltılmış EXE181‘in gözyaşı damlası şeklindeki profili onu korkutucu bir araç haline getiriyor. Bu form, 0,181’lik dikkate değer bir sürtünme katsayısıyla son derece aerodinamik. Bu sadece görünüş için değil. Her ne kadar çarpıcı olsa da, otomotiv tarihinin hayranları, daha akıcı silüetler sağlayan Mercedes Vision EQXX (0.18) gibi fikirleri hatırlayabilir. Yine de EXE181, MG’nin en son teknoloji aerodinamiğe olan bağlılığının kanıtı.

Bu, adını aldığı 1959 MG EX181’i onurlandırıyor. Söylentilere göre, bu UFO şeklindeki tasarımın daha da düşük bir sürtünme katsayısı vardı. Bu da markanın hızlı arabalarda uzun süredir verimliliğe olan tutkusunu gösteriyordu. SAIC Motor of China halihazırda MG’nin sahibidir ancak EXE181, aerodinamiğin yanı sıra nefes kesen bir hız da sunmakta. Bu elektrikli canavarın 0’dan 100 km/saat hıza çıktığını söyleyebiliriz.

Azami hız merak uyandıran bir gizem olmaya devam ederken, MG ipuçları vermekten çekinmiyor. EXE181’in “kara hız rekoruna meydan okuduğu” yönündeki cesur iddiaları var. Orijinal 1959 konsepti, yarış efsanesi Phill Hill’in direksiyonundayken şaşırtıcı bir şekilde 406 km/saat hıza ulaştı. EXE181 rekorlar kitabını yeniden yazmaya hazır olabilir mi?

EXE181’in içine adım attığınızda fütüristik tema devam ediyor. Son derece dar iç mekanda, sürücüyü aksiyonun tam ortasına yerleştiren, emniyet kemerine sahip, merkezi olarak monte edilmiş tek bir yarış koltuğu bulunuyor. Büyük bir entegre ekrana sahip boyunduruk tarzı direksiyon simidi, bu canavara güç veren dört elektrik motorunun varlığını akla getiriyor. Her ne kadar MG ayrıntılar konusunda ağzı sıkı olsa da, dört tekerlekten çekiş ve 1.000 beygir gücünü aşan toplam güç, güvenli bahisler gibi görünüyor.

MG EXE181 bir konsept otomobil olabilir ancak Auto China fuarındaki varlığı sadece bir gösteriden çok daha fazlasını ifade ediyor. Bu konsept, markanın yüksek performanslı EV pazarına hakim olmaya hazır olduğunu güçlü bir şekilde hatırlatıyor ve arkasında elektrikli hayallerden oluşan bir iz bırakıyor. Elektrikli mobilitenin geleceği çok hızlı olacak gibi görünüyor ve MG ön planda olmaya kararlı.

Saniyeler içinde şarj mümkün mü?

0

Enerji depolamada devrim yaratacak MXene’ler; cihazların saniyeler içinde şarj olmasına yardımcı olabilir. Texas A&M Üniversitesi’ndeki bir ekip, geleneksel lityum iyon pillere ilgi çekici bir alternatif olması beklenen MXenes’e odaklanıyor.

Saniyeler içinde şarj için MXene

Texas A&M Üniversitesi’ndeki bir ekip, yeni nesil enerji depolama cihazlarının geliştirilmesi için önemli adımlar atıyor. Mevcut teknolojilerin faydalarını birleştirirken sınırlamalarını da giderebilecek bir cihaz geliştirmeyi hedefliyor. Texas A&M Üniversitesi’nde kimya mühendisliği profesörü olan Dr. Abdoulaye Djire ve birkaç kimya mühendisliği mezunu, geleneksel lityum iyon pillere ilgi çekici bir alternatif olması beklenen MXene’lere odaklanıyor. Ekip şu anda nitrür MXene’lerin başlıca avantajlarını araştırıyor.

Djire: “Bu çalışmanın saniyeler içinde tamamen şarj edilebilen ve günlerce dayanabilen enerji depolama cihazlarının geliştirilmesine yol açmasını umuyoruz” dedi. Djire: “Bu enerji depolama teknolojisinin tam olarak hayata geçirilmesinden önce yapılması gereken çok iş var. Bu, Texas A&M’de yapacağımız daha heyecan verici araştırmaların ilk adımı” diyor.

Ekip, gelecekteki enerji depolama taleplerini karşılamak üzere performanslarını optimize etmek için nitrür MXenlerin yük depolama mekanizmalarını daha fazla inceleyecek. Djire, devam eden araştırmalarının enerji depolama çözümlerine dayalı çeşitli alanlarda büyük bir etkiye sahip olmasını bekliyor.

MXenler, titanyum ve karbon atomlarından oluşan iki boyutlu malzemeler. Olağanüstü mekanik mukavemetleri, ultra yüksek yüzey-hacim oranı ve üstün elektrokimyasal kararlılıkları, onları süper kapasitörler olarak umut verici adaylar haline getiriyor. Yani yeterli hacimde nanomalzemelerin bulunduğu ve geniş yüzeylerinin bulunduğu 3 boyutlu mimarilerde düzenlenebildikleri sürece önemli bir avantaj sağlıyor. İki boyutlu malzemeler, tüm atomları yüzey katmanında bulunan bir veya daha fazla katmana sahip kristaller diyebiliriz. Bu onları kimyasal olarak son derece aktif hale getiriyor ve sonuç olarak elektrot olarak, yani elektrik akımını ileten cihazlar olarak kullanımlarını kolaylaştırıyor. Bununla birlikte, iki boyutlu malzemelerin sentezi pahalı ekipmanlar gerektirir ve bu da bunların büyük ölçekte kullanımını zorlaştırıyor.

Katmanlı yapılarıyla MXene’ler elektrolit iyon taşınmasını artırıyor ve yüzeyde geçiş metali aktif redoks bölgeleri sağlıyor.

Fedora Linux 40, yeni sürümünü yayınlandı!

Fedora Projesi bugün, en son GNU/Linux teknolojilerinden ve Açık Kaynak yazılımlarından bazılarını içeren bu popüler dağıtımın en son kararlı sürümü olarak Fedora Linux 40’ı piyasaya sürdü.

En yeni ve en büyük Linux 6.8 çekirdek serisi tarafından desteklenen Fedora Linux 40 sürümü, amiral gemisi Fedora Workstation sürümü için GNOME 46 masaüstü ortamı ve X11 oturumu tamamen kaldırıldıkça varsayılan olarak Wayland oturumuna sahip Fedora KDE Spin için KDE Plasma 6 masaüstü ortamı ile birlikte geliyor.

Fedora Linux 40’ta diğer özellikler arasında, varsayılan olarak IPv4 adres çakışma tespitinin etkinleştirilmesi, NetworkManager’da bireysel sabit MAC adreslerinin Wi-Fi bağlantılarına atandığı varsayılan mod olarak stable-ssid’in kullanılması ve varsayılan sistem hizmetleri için systemd servis sıkılaştırma özelliklerinin etkinleştirilmesi bulunuyor.

Fedora Linux 40 ayrıca Delta RPM’lerini bırakma ve DNF / DNF5’in varsayılan yapılandırmasında desteklerini devre dışı bırakma gibi bazı ilginç paket yönetimi değişikliklerini içeriyor. Ayrıca, DNF davranışını artık varsayılan olarak filelists indirmemek üzere değiştiriyor. Ancak, bu sürüm uzun zamandır beklenen DNF5 paket yöneticisiyle gelmiyor.

Bu sürüm ayrıca, sudo dnf install python3-torch komutuyla PyTorch açık kaynak makine öğrenimi çerçevesinin kolayca kurulmasını sağlıyor. Ancak, mevcut PyTorch sürümü yalnızca CPU desteği içeriyor, GPU’lar gibi hızlandırıcılar ve NP’ler gibi destekler gelecekteki güncellemelerde etkinleştirilecek.

Kaputun altında, Fedora Linux 40, GCC (GNU Derleyici Koleksiyonu) 14.0, GNU Binutils 2.41, GNU C Kütüphanesi (Glibc) 2.39, GDB (GNU Hata Ayıklayıcı) 14.1, Golang 1.22, LLVM 18, Boost 1.83, Ruby 3.3, Podman 5, PostgreSQL 16, PHP 8.3, Kubernetes 1.29 ve IBus 1.5.30’dan oluşan güncel bir GNU araç zinciri ile birlikte geliyor.

Fedora Linux 40’ta, libuser kütüphanesi ve bunun yerine shadow-utils’ten gönderilecek olan passwd paketi, OpenSSL 1.1 ve Python 3.7 paketleri ve bir SASL mekanizması olarak NTLM kimlik doğrulaması gibi bazı özellikler kullanımdan kaldırılmış veya değiştirilmiş. Bu sürüm Zlib’i Zlib-ng, minizip minizip-ng, wget wget2 ve iotop iotop-c ile değiştiriyor.


Diğer dikkate değer değişiklikler arasında /var/run selinux-policy girişlerinin /run’a taşınmasının yanı sıra, UKI’lerin doğrudan önyüklenmesini sağlamak için birleşik çekirdekler için geliştirilmiş destek, AArch64 mimarisi için UKI’lerin etkinleştirilmesi ve UKI’leri kullanan yalnızca UEFI bulut görüntü varyantı eklenmesi yer alıyor.

AMD GPU’lar için Fedora Linux 40, AMD’nin AI ve HPC iş yükü performansı için optimize edilmiş yazılımının en son sürümü olarak AMD ROCm 6.0 ile birlikte gelir ve bu da en yeni amiral gemisi AMD Instinct MI300A ve MI300X veri merkezi GPU’ları için destek sağlar.

Resmi Fedora Linux Spin’lerindeki önemli değişiklikler arasında Fedora Cinnamon Spin için en son Cinnamon 6.0 masaüstü ortamı, Fedora IoT sistemlerini dağıtmak ve yapılandırmak için yeni bir araç olan Basitleştirilmiş Sağlama ile birlikte Edge ve IoT kullanım durumları için uygun bir işletim sistemi sağlamak üzere Fedora IoT dönüşü adına OSTree desteği yer alıyor.

Bunun da ötesinde, Fedora Silverblue ve Fedora Kinoite sürümleri, önyükleyici güncellemelerini yönetmek için bootupd kullanacak. Bu sürümle, rpm-ostree tabanlı Fedora varyantları artık Silverblue, Kinoite, Sway Atomic ve Budgie Atomic’den oluşan Fedora Atomic Desktops adlı tek bir şemsiye altında yer alıyor.

Bir kez daha, yeni Fedora Linux sürümü, yüklerken yenilenmiş bir kullanıcı arayüzü ve yeni özellikler vaat eden uzun zamandır beklenen Anaconda yükleyicisini getiremiyor. Bu, bu yıl için planlanan bir sonraki sürüm olan Fedora Linux 41 için ertelendi.

Fedora Linux 40 artık 64-bit (amd64) ve AArch64 (arm64) platformları için resmi web sitesinden indirilebilir. Elbette, mevcut Fedora Linux 39 kullanıcıları DNF sistem yükseltmesi kullanarak kurulumlarını yükseltebildikleri için bu sürüm yeni kurulumlar için tasarlanmıştır.

Ayrıca önceden yüklenmiş Fedora Linux 40 ile bir dizüstü bilgisayar da satın alabilirsiniz.


SDN Summit katılımınızı sonsuzlaştırın!

0

Teknoloji dünyasının sabırsızlıkla beklediği 27-28 Nisan tarihlerinde düzenlenecek SDN Summit etkinliğine sayılı gün kaldı. Üstelik katılımcılar yapay zeka destekli Postuby ile SDN Summit katılım görselini hemen buraya tıklayıp oluşturabiliyor.

SDN Summit katılım görselinizi hemen buraya tıklayıp oluşturabilirsiniz. Karşınıza çıkan SDN Summit için özel oluşturulmuş Postuby sayfasına adınız ve soyadınızı girip, titrinizi yazmanız yeterli. Paylaşmak istediğiniz fotoğrafı seçip, upload edip “Generate” tuşuna bastıktan sonra yapay zeka, sizin otomatik olarak SDN Summit katılım görselinizi oluşturacaktır.

Story gibi dik paylaşımlar yapabilmeniz için dik ve normal formatta iki sonuç veren Postuby
ile beraber elde edilen görüntü ise bu şekilde:

SDN Summit, Türkiye’nin en önde gelen teknoloji üreticilerini ve girişimcilerini bir araya getiriyor. Bugünün teknolojisini ve geleceğin fırsatlarını keşfetmek isteyen herkesi bekliyoruz. İnovasyon ve ilham dolu iki gün boyunca, teknolojiye dair ne varsa SDN Summit’te olacak.

Telekom ve mobilite şirketleri, savunma sanayi temsilcileri, otomotiv sektörünün oyuncuları, yenilenebilir enerji ve sürdürülebilirlik odaklı şirketler, tüketici elektroniğinin önde gelen şirketleri… Tüm bunları sayınca aklınıza bir sürü marka geliyor değil mi? O markaların hepsi, teknolojilerini anlatmak için SDN Summit’e yer alacak.

Markalar ile tüketiciler arasında bir köprü oluşturmasını planladığımız etkinlikte 2 gün boyunca farklı markalardan temsilciler, sektördeki güncel konuları tartışmak için sahneye çıkacak. Hatta belki de yepyeni bir ürünün lansmanını bu sahnede yapacak! Sürprizlere hazır olun.

Hepsiburada ve Turkcell‘in ana sponsorluğunda gerçekleşecek olan SDN Summit‘in Elmas sponsoru ise ToggPlatin sponsorları ise Binance ve Mastercard.

Altın sponsorlar ise ASPower, Continental, DESİ, DJI l Karacasulu, egaranti, Google, Global IT, HAVELSAN, Monster Notebook, Segway – Ninebot Türkiye, Ticimax, TikTok, Turan ve Zore.

Gümüş sponsorlarımız ise Carmekan, E-Garaj, Gökçe Avukatlık Ortaklığı, TEZ Elektronik, THEADX, Tumurly ve Solarçatı.

Oturum sponsoru Vestel, Girişimcilik alanı sponsorlarımız ise Arz Portföy, GOSB, İTÜ ARI Teknokent ve KADEM.

Ulaşım sponsorumuz ise BiTaksi ve GetirAraç.

SDN Summit‘te pek çok farklı teknoloji firmasının en yeni ürünlerini deneyimleyecek alanlarla beraber, değerli konuşmacıları da dinleyebileceğiniz oturumlar olacak.

Hem kurumları, hem teknoloji şirketlerini, hem girişimcileri, hem yayıncıları hem de teknoloji severleri bir araya getirecek SDN Summit’e hepinizi bekliyoruz.

SDN Summit’te pek çok farklı marka, kurum ve mecranın yöneticileri konuşmacı olarak yer alıyor. Konuşmacıları alfabetik olarak sıraladık. İşte etkinliğimizdeki konuşmacılar;

  • Mehmet Fatih Kacır T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı
  • A. Serdar İbrahimcioğlu, KOSGEB Başkanı
  • Dr. Ali Taha Koç, Turkcell Genel Müdürü
  • Ali Yüksel, CoinDesk Türkiye İçerik Yöneticisi
  • Arif Furkan Mendi HAVELSAN BIT İş Geliştirme Direktörü
  • Prof. Dr. Attila Dikbaş İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü
  • Burak Akusta Global IT Cloud Engineering Director
  • Bülent Tekmen Colendi Kurucu Ortak ve CEO
  • Can Yalçın Yıldız Segway-Ninebot Türkiye Ülke Müdürü
  • Celal Toprak Gazeteci
  • Cenk Çiğdemli Ticimax CEO
  • Esra Soylu, KADEM Girişimci Danışmanı
  • Erkan Ünlü, TikTok Türkiye Head of Operations
  • Faruk Emre Kocuk, THEADX Satış Direktörü
  • Görkem Gökçe Gökçe Avukatlık Kurucu ve Yönetici Ortak
  • Harika Eldoğan, Binance Pazarlama Direktörü
  • Hakkı Alkan ShiftDelete.Net kurucusu
  • İlhan Yılmaz, Monster Notebook Kurucu Ortak & CEO
  • Kaan Sancaklı BiTaksi CEO
  • Kamile Uray, Teknik Analist
  • Prof. Dr. Murat Çemberci, GOSB Teknopark Genel Müdür
  • Murat Onuk, Arz Portföy Managing Partner
  • Nilhan Onal Gökçetekin Hepsiburada CEO
  • Özcan Ayyıldız English Home CIO
  • Özgür Bayraktar Turan Kurucu ve CEO
  • Ramazan Demir, ASPower Genel Müdür
  • Senur Biçer Arnica Yönetim Kurulu Başkanı
  • Dr. Serhan Yılmaz Google Türkiye Ülke Kanal Lideri
  • Serhat Dolaz, Paycell CEO
  • Serkan Bağçe, Fongogo Genel Müdür
  • Serkan Girgin Google Türkiye CMO
  • Süleyman Orakçıoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Orka Holding
  • Tolga Ünvan, İcra Kurulu Üyesi, Pazarlama, Kurumsal İletişim ve E-Ticaret Direktörü, MediaMarkt Türkiye
  • Tuncay Erhan Yanar Desi Yönetim Kurulu Başkanı
SDN Summit'e nasıl katılabilirim

SDN Summit’e nasıl katılabilirim? Etkinliğe katılmak için aşağıdaki adımları takip ederek etkinliğe katılabilirsiniz;

  • Buraya tıklayarak etkinliğin web sitesine giderek kayıt işlemine başlıyoruz.
  • İsim, Soyisim, E-posta ve Cep Telefonu bilgilerimizi giriyoruz.
  • Daha sonra etkinliğe hangi tarihte katılmak istediğimizi seçiyoruz.
  • Son olarak Kayıt ol butonuna tıklıyoruz.

Teknolojinin kalbi Haliç’te atacak. Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan etkinlik, tamamen ücretsiz. Google Haritalar linkine buradan ulaşabilirsiniz.

Etkinlik boyunca Haliç Kongre Merkezi’ne gidiş ve dönüşlerde BiTaksi uygulamasında “BiTaksi150” koduyla 150 TLGetirAraç yolculuklarında ise %40 indirimden yararlanabilirsiniz.

Telefondaki dolandırıcıları nasıl anlarsınız?

Dolandırıcıların telefon yoluyla kişileri kandırarak, kişisel bilgilerini ve banka hesaplarını ele geçirmeye çalışmasıyla ortaya çıkan telefon dolandırıcılığı, modern toplumun karşılaştığı en yaygın suçlardan biri olarak görülüyor.  

Günümüz teknoloji dünyasında siber saldırılara ve dolandırıcılıklara yalnızca kurumlar değil, bireyler de sık sık maruz kalıyor. Gelişmiş teknolojiler sayesinde dolandırıcılar, daha etkili yöntemler kullanarak masum kişileri kandırma konusunda farklı taktikler geliştirebiliyor. Özellikle modern toplumun karşılaştığı en yaygın suçlardan biri olarak görülen telefon dolandırıcılığında yaşanan artışlar, bireylerin dolandırıcılar tarafından kişisel bilgilerini ve paralarını kaybetmeleri konusunda ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, telefon dolandırıcılığı noktasında dikkat edilmesi gereken noktaları ve saldırılardan korunmanın yollarını paylaşıyor.

Dolandırıcının Aradığını Anlamanın Yolları

 1. Yerel gibi görünen uluslararası alan kodlarına sahip olması.

 2. Numaranın, arayanın kimliğiyle ve bahsettiği şirketle eşleşip eşleşmemesi.

 3. Polis veya resmi bir devlet kurumundan olduğunun iddia edilmesi.

 4. Arayanın kimliğinde “Olası Dolandırıcılık” veya “Spam Riski” görünüyor ibaresi.

 5. Sorun olduğunu dile getirerek bir yazılım indirilmesini veya erişim izni istenmesi.

 6. T.C. kimlik numarası, şifreler ve banka hesap numaraları gibi kişisel bilgilerin doğrulanmasının istenmesi.

Cevap verirken bunlara dikkat edin!

Bir spam aramasına cevap verilmesi durumunda paniğe kapılmadan, soğukkanlılıkla hareket edilmesi gerektiğini dile getiren Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, “Çoğu durumda, bir spam numarasını yanıtlamak değil, onlarla paylaştığınız şeyler sizi riske atabilir. Bir dolandırıcı ne kadar çok kişisel veri elde ederse, kimlik dolandırıcılığı, hırsızlık veya adınıza yasa dışı olarak yeni krediler açılması riskiniz o kadar yüksek olur.” ifadelerinde bulunuyor ve dikkat edilmesi gereken noktaları sıralıyor.

1. Güvenmediğiniz numaralardan arayan kişilere, asla kişisel veya finansal bilgilerinizi vermeyin. Bir dolandırıcılıktan şüpheleniyorsanız telefonu kapatın.

2. Herhangi bir bilgi vermeden önce kimliklerini doğrulayın. İsimlerini ve dahili numaralarını isteyin. Telefonu kapatın ve kurumu resmi numaralarından tekrar arayın.

3. Akıllı telefonunuzda bilinmeyen numaraları sessize alın. Bu sayede aramalar, doğrudan meşgule alınmış olur.

4. Bilinen dolandırıcılık numaralarını tespit etmek için operatörünüzün spam engelleyici uygulamasını kullanın.

5. Kısa süreli arama yapıp kapatan numaraları geri aramayın. Bu durum, dolandırıcıları geri aramanızı sağlamak için kullanılan yaygın bir dolandırıcılık taktiğidir. 6. Şüphelendiğiniz kişilere uzaktan cihaz erişimi vermeyin veya istenmeyen arayanlarla herhangi bir şeyi kabul etmeyin.

FTC, istihdamı zorlaştıran kuralı kaldırıyor!

FTC tarafından uygulamaya alınacak olan yasak, özellikle gelir ölçeğinin alt ucunda, işçiler için bir kazanç olabilir.

Bu anlaşmaları eleştirenler, işçilerin daha yüksek ücret ödeyen veya başka bir fırsat sunan yeni işler alma yeteneklerini kısıtlayarak yeniliği ve ücret artışını engellediklerini söylüyor. Ayrıca, işverenlerin güçlü yetenekleri işe almasını ve rekabeti azaltmasını zorlaştırıyorlar.

Bazı eyaletlerde rekabet etmeyenleri yüksek gelirli insanlarla sınırlayan veya onları tamamen yasaklayan yasalar var, ancak çoğu yok.

“FTC, nihai kuralın…yılda %2,7 oranında yeni iş oluşumuna yol açacağını ve her yıl 8.500’den fazla yeni iş yaratılmasına yol açacağını tahmin ediyor”

FTC, ortalama bir işçi için yıllık ekstra 524 dolar ve sağlık maliyetlerinde 194 dolar daha az olduğunu tahmin ediyor. Ayrıca, kuralın önümüzdeki 10 yıl boyunca her yıl ortalama 17.000 ila 29.000 patent daha fazla artışla sonuçlanmasını bekliyor.

Herhangi bir nihai kuralın uzun yıllar boyunca yürürlüğe girmesi pek olası değildir Eğer bir itiraz varsa, kesinlikle mahkemeye bağlanacaktır.

Yasağa karşı çıkan FTC, dava açmaya hazır ve istekli olduğunu zaten söyledi.

FTC’ye göre, beş işçiden biri rekabet etmeyenlerden etkileniyor.

Şirketler bir zamanlar anlaşmayı esas olarak yüksek ücretli yöneticilerin rakiplere atlamasını ve içeriden bilgi almasını önlemek için kullanılıyordu.

Sadece geçen yıl, birkaç eyalet düşük gelirli işçiler veya sağlık hizmetleri gibi belirli sektörlerdekiler için kullanımlarını yasaklayan faturalar sundu (bu kullanışlı izleyiciye göz atın).

Minnesota kısa süre önce 100 yıldan fazla bir süredir rekabet etmeyenleri yasaklayan ilk eyalet oldu. New York eyaletindeki bir yasa tasarısı vali tarafından veto edildi.

Apple, Vision Pro’dan beklentilerini düşük tutuyor!

0

Apple analisti Ming-Chi Kuo’ya göre, Apple 2024’te Vision Pro birimlerinin sevkiyat miktarını beklenen 700 ila 800 bin birimden 400 ila 450 bin birime düşürdü.

Kuo’ya göre, Apple Vision Pro’nun ABD dışındaki pazarlarda piyasaya sürülmeden önce siparişler azaltılması, ABD’deki talebin “beklenenden keskin bir şekilde düştüğü” anlamına geliyor.


Bu nedenle, Vision Pro’nun ek ülkelerde piyasaya sürülmesiyle birlikte Apple’ın kulaklık talebine “temkinli bir bakış” alması bekleniyor. Kuo daha önce, Apple’ın Vision Pro’yu Haziran’daki Dünya Geliştiriciler Konferansı’ndan önce yeni pazarlara tanıtacağını söylemişti.

Apple’ın 2025’te Vision Pro sevkiyatlarının 2024’e kıyasla azalması bekleniyor ve şirketin kulaklık ürün yol haritasını “gözden geçirdiği ve ayarladığı” söyleniyor. Kuo, 2025’te yeni bir Vision Pro modelinin olacağına inanmıyor, daha önceki bir raporda Vision Pro’nun modifiye edilmiş bir versiyonunun gelecek yılın sonlarında seri üretime gireceğini öne süren bir düzeltme yapıldı.

Şubat raporunda Kuo, Apple’ın üretim verimliliğini ve tedarik zinciri yönetimini iyileştirmek için çalıştığını belirtti; ürün özelliklerinde ve kullanıcı deneyiminde pek fazla değişiklik olmayacağını da söyledi.
O zamanlar Kuo, önemli güncellemeler barındıran bir Vision Pro görmeyeceğimizi tahmin ediyordu. Kuo, Apple’ın ana uygulamaların eksikliği, fiyat ve konfor gibi konuları kullanıcı deneyimini etkilemeden çözmesi gerektiğine inanıyor.

Zayıf Vision Pro satışlarının, pancake lenslerin büyümesini ve küçük boyutlu tüketici elektroniğinde microOLED ekran teknolojisinin benimsenmesini etkilemesi bekleniyor. Yine de net tahminler için henüz erken.

Yapay zekaya hazır Wi-Fi 7 kablosuz erişim noktaları tanıtıldı

Hewlett Packard Enterprise, kablosuz veri aktarımı için rakip ürünlere göre %30’a kadar daha fazla kapasite sağlayan Wi-Fi 7 erişim noktalarını (AP) piyasaya sürdü. Yeni AP’ler ağ güvenliğini güçlendirmenin yanında kurumsal yapay zeka, nesnelerin interneti (IoT), konum ve güvenlik uygulamalarının ihtiyaç duyduğu bağlantıları sağlamak amacıyla konum tabanlı hizmetleri iyileştiriyor. Söz konusu performans, HPE’nin 5GHz ve 6GHz bantlarını tamamen kullanarak bantlar arasındaki mücadeleyi kalıcı şekilde ortadan kaldıran, patentli ultra üç bantlı donanım teknolojisiyle elde ediliyor.

HPE Aruba Networking kablosuz teknolojilerden sorumlu CTO’su Stuart Strickland, “Yirmi yılı aşkın Wi-Fi inovasyon liderliğiyle HPE Aruba Networking, müşterilerine sürükleyici deneyimlerden otomatik üretim süreçlerine kadar değişen farklı iş hedeflerine ulaşmak için ihtiyaç duydukları güvenilir, güvenli, yüksek performanslı bağlantıyı sunma taahhüdünü sürdürüyor” dedi. Strickland, “Wi-Fi 7 AP’lerimiz performans ve verimlilikteki iyileştirmelerin çok ötesine geçerek akıllı bir IoT merkezi haline geliyor, ağı güvence altına alıyor, iş yükünü dağıtıyor, ortam karakterini tanımlıyor ve iş ve operasyonel analitik için sağlam bir temel sağlıyor” şeklinde konuştu.

Ek IoT ağ katmanı kurma ihtiyacını ortadan kaldırıyor

HPE Aruba Networking Central tarafından yönetilen yeni HPE Aruba Networking AP’ler, Zigbee ve Bluetooth gibi çeşitli IoT protokolleri için yerleşik donanım desteği sağlayarak veya çift USB arayüzü aracılığıyla ek IoT ağ katmanı kurma ihtiyacını ortadan kaldırıyor. AP’ler aynı zamanda kurumların ağların ucuna yerleştirdikleri kameralar, motor sensörleri, enerji sensörleri ve hareket dedektörleri gibi IoT cihazlarının sayısındaki artışı karşılamak için güvenli bir bağlantı platformu sağlıyor. 350’den fazla teknoloji ortağının entegrasyonu sayesinde kuruluşlar artık IoT kaynaklı verileri verimli bir şekilde yakalayabiliyor, güvenliğini sağlayabiliyor, taşıyabiliyor ve gerçek zamanlı içgörüler elde etmek amacıyla bunlardan yararlanabiliyor. Ayrıca bu veriler öngörü ve tahmine dayalı bakım, dijital ikizler ve kişiselleştirilmiş müşteri kullanıcı deneyimleri gibi çözümler için yapay zeka modellerini eğitmek ve etkinleştirmek için kullanılabiliyor.

650 Group baş analisti Chris DePuy, “Optimize edilmiş bağlantılar günümüzde kritik bir öneme sahip. Müşterilerimiz kablosuz altyapılarına akıllı yatırımlar yapmayı, ağın geleceğe hazır olmasını ve istenen iş sonuçlarını sağlama ihtiyacını göz önünde bulundurmayı istiyor. IoT cihazlarındaki artış, her yerde güvenliğe olan talep ve eski cihazları barındırmak için geriye dönük uyumluluk ihtiyacı ile Wi-Fi 7, günümüz işletmelerinin ağ yükseltme kararları verirken aradıkları işlem gücünü, esnekliği, hızı, güvenilirliği ve kapasiteyi sağlıyor” dedi.

IoT cihazları, yapay zeka eğitimi ve çıkarımları için zengin bir veri kaynağı sunduğundan, 350’den fazla HPE teknoloji ortağından oluşan kapsamlı bir iş çözümleri ekosistemi, kuruluşların gerçek zamanlı iş öngörüleri sunmak için IoT kaynaklı verileri verimli bir şekilde yakalamasına, güvenliğini sağlamasına, taşımasına ve bunlardan faydalanmasına yardımcı olabilir. AI veri göllerinin oluşturulmasına yardımcı olmanın yanı sıra bu veriler, tahmine dayalı bakım, dijital ikizler ve kişiselleştirilmiş müşteri kullanıcı deneyimleri gibi çözümlere yönelik yapay zeka modellerini eğitmek ve etkinleştirmek için kullanılabilir.

Kablosuz yatırımlarının değerini artırıyor

HPE Aruba Networking 730 Serisi Kampüs AP’lerinin piyasaya sürülmesiyle, işletmeler aşağıda sıralanan özellikler eşliğinde kablosuz yatırımlarının değerini en üst düzeye çıkarabilirler:

• Zorlu kullanım koşullarında daha fazla Wi-Fi performansı: UTB filtreleme, 5GHz ve 6GHz bantlarında bitişik kanallardaki paraziti ortadan kaldırarak performansı ve kapasiteyi en üst düzeye çıkarır ve kuruluşlara her iki bandı aynı anda kullanma olanağı sağlar.

• Gelişmiş kablosuz güvenlik: İlke tabanlı erişim kontrolü, Layer 7 uygulama güvenlik duvarları ve gelişmiş IoT görünürlüğü sağlayan HPE Aruba Networking Central Client Insights, kullanıcılar ve IoT cihazları için rol tabanlı erişim sağlamak üzere otomatik Dinamik Segmentasyon gibi güvenlik öncelikli özelliklerin temelini oluşturur. Ek özellikler arasında kablolu veri korumasını AP’ye taşıyan yeni bağlantı seviyesi şifreleme (MACsec*) yetenekleri ve üniversite kampüsleri gibi grup ortamlarında kullanıcı cihazlarının güvenli, self-servis hizmete alınmasını sağlayan kişisel kablosuz ağ modu da yer alır.

• Ek IoT ağ katmanı ihtiyacını ortadan kaldırın: HPE Aruba Networking Central’ın IoT Operasyonları panosu, cihazların devreye alınmasını kolaylaştırır. AP’lerin IoT cihazlarının üçüncü taraf IoT hizmetleriyle doğrudan iletişim kurması için bir bağlayıcı ve yerel işleme öğesi olarak hareket etmesine olanak tanıyarak, yüksek maliyetli ve satıcıya özgü IoT ağ katmanlarına olan ihtiyacı ortadan kaldırır.

• IoT protokolleri için daha geniş destek: Çift özel Bluetooth ve Zigbee radyo iletişimi, yüksek yoğunluklu IoT ortamları için destek sağlar. Çift USB bağlantı noktası, tescilli protokolleri kullanan çok çeşitli IoT cihazları için sağlam bağlantı olanağı sunar. AP’nin entegre, kalıcı olmayan harici antenleri zorlu radyo frekansı (RF) ortamları için tasarlanmıştır.

• Bir veri işleme çözümü olarak AP: HPE Aruba Networking 730 Serisi AP’ler, önceki HPE modellerine göre iki kat daha fazla SDRAM ve Flash belleğe sahiptir. Uygulamaya özel kapsayıcıların AP’lerin üzerinde çalışmasını sağlayarak veri iletimini kolaylaştırır ve sıcaklık veya hareket gibi gerçek zamanlı koşullara daha hızlı yanıt vermek için verilerin yerel olarak işlenmesini sağlar.

• Hassas konum hizmetleri: HPE Aruba Networking 730 Serisi AP’ler gerçek zamanlı, sürükleyici ve endüstriyel kullanım senaryolarının yanı sıra IEEE 802.11az standardı için kendi kendine konum belirleme ağlarının etkinleştirilmesine destek ve bir metre dahilinde hassasiyet sağlayan gelişmiş konum algılamalı hizmetler için yeni Wi-Fi konum standardından yararlanan ilk cihazlardır. Ek özellikler arasında Küresel Navigasyon Uydu Sistemi (GNSS) alıcısı ve kat seviyesinde haritalama için bir barometrik sensör yer alır; bu sensör, kullanıcı katılımını artırabilen ve kaybı azaltmak için değerli varlıkları takip edebilen çift yönlü IoT konum verileri için Bluetooth Düşük Enerji (BLE) 5.4’ü içerir.

• Sürdürülebilirlik ve enerji tasarrufu: Yapay zeka destekli, dinamik güç tasarrufu modu, işletmeler için enerji kullanımını ve maliyetlerini azaltmaya yardımcı olur.

HPE Aruba Networking 730 Serisi Erişim Noktaları Temmuz 2024’te dünya genelinde satışa sunulacak ve sınırlı ömür boyu garanti içerecek. HPE Aruba Networking 730 Serisi Kampüs AP’lerinin yönetimi, abonelik olarak sunulan HPE Aruba Networking Central aracılığıyla yapılacak. HPE Aruba Networking Central, bağımsız bir SaaS teklifi olmasının yanı sıra HPE GreenLake (NaaS) aboneliğinin bir parçası olarak da sunuluyor ve HPE GreenLake uçtan buluta platformu aracılığıyla kullanılabiliyor.

LG’den evlere şenlik! Türkiye’ye de gelecek yeni teknolojileri inceledik

0

LG, Abu Dabi’de düzenlenen LG Showcase MEA 2024 etkinliğinde son teknoloji ürünlerini sergiledi. Etkinliğe 500’den fazla davetlinin yanı sıra ShiftDelete.Net kurucusu Hakkı Alkan da katılarak ürünleri bizzat deneyimleme fırsatı buldu.

LG Showcase MEA 2024 etkinliğinde tüm yeni teknolojileri deneyimledik!

Etkinlikte öne çıkan ürünler arasında dünyanın ilk Zero Connect teknolojisine sahip televizyonu olan LG SIGNATURE OLED M de vardı. 97 inç boyutundaki bu televizyon 120 Hz’de kablosuz olarak 4K video ve ses aktarımı sağlayabiliyor.

Ayrıca, yeni α9 Gen6 işlemci ve geliştirilmiş WebOS platformu ile gelen yeni nesil OLED televizyonlarını da LG Showcase MEA 2024 etkinliğinde tanıttı. Ses sistemleri alanında ise güçlü bas ve yüksek ses kalitesi sunan yeni XBOOM hoparlör serisini gördük.

XBOOM XL9T ve XL5S modellerinin aynı zamanda dinamik piksel aydınlatma efektleriyle görsel bir şölen sunduğunu da belirtelim. LG’nin yeni taşınabilir projektörü CineBeam Q de şık tasarımı ve 4K çözünürlüğü ile dikkatleri çekti.

Bu kompakt projektör yeni akış özellikleriyle evde veya dış mekanda sinema deneyimi yaşatıyor. Oyun tutkunları için ise LG UltraGear OLED monitör serisi tanıtıldı. Burada dünyanın ilk VESA sertifikalı Çift Modlu oyun monitörü 32GS95UE modelini de gördük. Ayrıca LG burada üretkenlik ve eğlence için tasarlanan LG MyView Akıllı Monitör’ü de sergiledi.

Ticari çözümler alanında da iddialı ürünler bu etkinlikte kendine yer buldu. Dikkatleri ise en çok Mikro LED teknolojisi ile yüksek görüntü kalitesi sunan 4K çözünürlüklü LG MAGNIT (LSAL006) çekti. Ek olarak, perakende sektörü için OLED şeffaf ekranlarını deneyimledik.

Ev aletleri alanında ise kişiselleştirilebilir LED panelleriyle mutfaklara renk katan MoodUP buzdolabı, InstaView fırın, QuadWash bulaşık makinesi ve WashTower Kompakt çamaşır makinesi gibi diğer ev aletleri de tanıtıldı. ThinQ teknolojisiyle gelen akıllı ev sistemleri de etkinlikte öne çıkanlar arasındaydı. Zira bu sistemler ev aletlerini ve diğer cihazları birbirine bağlayarak kullanıcıların hayatını kolaylaştırıyor.

Yakında gelmesi beklenen GPT-4.5 neler içerecek?

0

Sosyal medya büyük bir OpenAI duyurusu söylentileriyle çalkalanıyor. Meta’nın Llama 3’ünün başarısı (Temmuz ayında daha büyük bir model gelecek) ve yapay zekâ laboratuvarı tarafından paylaşılan ve 22 rakamını gösteren şifreli bir dizi görsel bu söylentileri tetikledi. 22 Nisan OpenAI CEO’su Sam Altman’ın doğum günü olduğu için – kendisi 39 yaşında – söylentiler ilk etapta şirketin Sora veya hatta çok beklenen GPT-5 gibi büyük bir şey çıkaracağını öne sürüyordu. Ama bu beklentiler şimdilik boşa çıkmış durumda zira GPT-5 değil, muhtemelen ciddi bir yükseltme sağlayan ara sürüm GPT-4.5 geliyor.

Beklentilerin bu kadar büyük olmasının sebebi ve en küçük bir ipucu yakaladığını düşünen teknoloji severlerin bile spekülasyona başlaması elbette boşuna değil. Zira yeni bir yapay zekâ modeli ortaya çıkarsa bu yapay zekâ alanında önemli bir an olacak. Altman daha önce olası yeni modelin bir öncekinden “çok daha iyi” olacağını ve insanları şaşırtacağını söylemişti. Peki ama zaten Mart 2023’te çıkan GPT-4 yapay zekâ alanında adeta bir devrim yaratmışken GPT-5 bu gelişime neler katabilir?

GPT-4.5 hakkında ne biliyoruz?

OpenAI yeni nesil modelinin performansı ve işlevselliği konusunda ağzını sıkı tuttuğu için GPT-4.5 veya GPT-5 hakkında çok az şey biliyoruz. Altman röportajlar sırasında bu açıklamayı birden fazla kez yaptığı için “sadece daha iyi” olacağını biliyoruz. Büyük olasılıkla çok modlu olacak, yani sadece metinden daha fazla girdi alabilecek, ancak ne ölçüde çok modlu olacak henüz belirsiz.

OpenAI’nin her yeni büyük dil modeli, muhakeme, kodlama, bilgi ve konuşma alanlarında bir önceki nesle göre önemli bir gelişme ve GPT-4.5 veya GPT-5 de farklı olmayacak. Geçen yılın sonlarından bu yana eğitimde olan GPT-4’teki 1,5 trilyon parametreden çok daha fazlasına sahip olacak ya da benzer sayıda ancak daha güçlü bir temel mimariye sahip olacak. Böylece genel model boyutunu artırmadan büyük bir performans artışı sağlayacak. Bu, GPT-3.5’ten çok daha küçük bir model olan ancak kıyaslamalarda benzer bir seviyede performans gösteren Llama 3 gibi diğer rakip yapay zekâ modellerinde gördüğümüz bir şey.

GPT-4.5 ne yapabilecek?

GPT-4.5 ile önceki sürümlere göre görebileceğimiz en büyük değişikliklerden biri, odak noktasının sohbet robotundan aracıya kayması olacak. Bu, yapay zekâ modelinin alt modellere görevler atamasına veya farklı hizmetlere bağlanmasına ve gerçek dünyadaki eylemleri kendi başına gerçekleştirmesine olanak tanıyacak.

Bu, tüm sektörün keşfetmekte olduğu bir alan. Bir kullanıcının YZ’ye bir soru sormaktan daha fazlasını yapmasına olanak tanıyor, bunun yerine YZ’den aramaları yönetmesini, uçuş rezervasyonu yapmasını veya başka bir yerde topladığı verilerden bir elektronik tablo oluşturmasını isteyebilirsiniz.

Temsilciler için potansiyel kullanım alanlarından biri de günlük yaşam görevlerini yönetmek. GPT-4.5 ile ChatGPT’ye diyet gereksinimlerinizi, akıllı buzdolabı kameranıza ve market hesabınıza erişiminizi verebilirsiniz ve o da örneğin siz dahil olmak zorunda kalmadan otomatik olarak yeniden doldurma siparişi verebilir.

GPT-4.5 selefinden ne kadar farklı olacak?

GPT-4.5’te, özellikle ChatGPT’de görebileceğimiz en büyük farklardan bir diğeri OpenAI’nin Google’ı Gemini’ı takip etmesi ve varsayılan olarak internet erişimi vermesi olacak. Bu, yapay zekâ modelinin yalnızca eğitim bitiş tarihi kadar güncel bilgiye sahip olduğu veri kesintisi sorununu ortadan kaldıracaktır. Genişletilmiş çok modluluk aynı zamanda GPT-4.5 ile ses, video veya konuşma yoluyla etkileşimin ekstra bir seçenek yerine varsayılan hale gelmesi anlamına gelecektir. Bu da OpenAI’nin ChatGPT’yi Siri ya da Google Gemini gibi akıllı bir asistana dönüştürmesini kolaylaştıracaktır.

Son olarak, bağlam penceresinin şu anda olduğundan çok daha büyük olacağı öngörülüyor. Şu anda bu pencere yaklaşık 128.000 token. Bunun ne önemi var derseniz bu rakam aslında yapay zekâ modelinin bir sohbetin başlangıcında ne söylediğinizi unutmadan önce konuşmanın ne kadarını hafızasında saklayabileceği. Gemini Pro 1.5 gibi bazı modellerin bir milyondan fazla bağlam penceresine sahip olduğunu zaten görüyoruz ve bu daha büyük bağlam pencereleri, basit bir metin veya hareketsiz bir görüntüye kıyasla bir videodan gelen artan veri noktaları nedeniyle video analizi için son derece önemli.

Geçtiğimiz yıl üretken yapay zekâ alanındaki en büyük trendlerden biri, insansı robotlara bir beyin sağlayarak, robotun gerçekleştirebileceği her eylemi ve komutu programlamak zorunda kalmadan kendi başlarına görevlerini yerine getirmelerine olanak tanımak oldu. GPT-4.5’in bu alanda da bazı yenilikler ve ekstra yeterliliklere sahip olacağı konuşuluyor.

Örneğin Nvidia da bu alanda yaygın olarak kullanılabilecek yapay zekâ modelleri üzerinde çalışıyor ve yapay zekâ girişimi AI21’in kurucusu Profesör Amnon Shashua, gelecek yılın başlarında evlere ve işyerlerine girebilecek GenAI destekli robotlar yaratmak için Mentee Robotics’i kurdu.

Google da Gemini modellerinin gelecekteki versiyonlarını kullanabilecek, özellikle de devasa bağlam pencereleriyle üretken yapay zekâ destekli robotlar geliştiriyor ve Meta, akıllı gözlükler gibi daha yetkin yapay zekâ tabanlı AR cihazları için mekansal bilgileri anlamak üzere Llama’yı eğitiyor. Rekabet önümüzdeki aylarda bir kez daha kızışacak gibi görünmekte.

Biden güneş enerjisi hibelerini açıkladı

Başkan Joe Biden, düşük ve orta gelirli topluluklarda 900.000’den fazla haneye hizmet veren konut güneş enerjisi projeleri için 7 milyar dolarlık federal bağış açıklayarak Dünya Günü’nü kutluyor. Ayrıca New Deal tarzı American Climate Corps’un yeşil işler eğitim programını genişletmeyi planlıyor.

Biden güneş enerjisi hibelerini duyurdu

Hibeler, 60 alıcıyı açıklayan Çevre Koruma Ajansı tarafından veriliyor. Üst düzey yönetim yetkililerine göre, projelerin sonunda emisyonları 30 milyon metrik ton karbondioksite eşdeğer miktarda azaltması ve hane halkına yıllık 350 milyon dolar tasarruf sağlaması bekleniyor.

iden’ın çevreyle ilgili son duyuruları, yeniden seçilme kampanyası için genç seçmenleri harekete geçirmeye çalıştığı sırada geldi. Gençler , 2020’de  dönemin Başkan Donald Trump’ı yenmesine yardımcı olan geniş ama potansiyel olarak kırılgan bir koalisyonun önemli bir parçasıydı.  Bazıları  , yönetimin İsrail’in Gazze Şeridi’nde Hamas’la yürüttüğü savaşı yönetme biçimine karşı ülke çapındaki protestolara katıldı.

Üst düzey yönetim yetkilileri, genç Amerikalıların Biden iklim gündemine yoğun bir şekilde yatırım yaptıklarını ve bunun hayata geçirilmesine gerçekten yardımcı olmak istediklerini söyledi. Yetkililer, İklim Birliği girişiminin bunu yapmanın bir yolu olduğunu söyledi. Güneş, ülkenin gezegeni ısıtan sera gazları yayan fosil yakıtlara bağımlılığını azaltabilecek önemli bir yenilenebilir enerji kaynağı olarak ilgi görüyor. Sadece temiz değil, aynı zamanda güneş enerjisi de elektrik şebekesinin güvenilirliğini artırabilir. Ancak güneş enerjisinin ilk kurulum maliyeti yüksek olabilir. Bu da onu birçok Amerikalı için erişilemez hale getirebilir ve potansiyel olarak çevre politikasının seçim yılı politikalarıyla karışması anlamına gelebiliyor.

Yeni hibelerin 49’u eyalet düzeyinde ödüller, altısı Kızılderili kabilelerine hizmet ediyor ve beşi çok eyaletli ödüller. Çatı üstü güneş enerjisi ve topluluk güneş bahçeleri gibi yatırımlar için kullanılabiliyor.

Biden duyuruyu Washington’un yaklaşık güneybatısındaki kuzey Virginia’daki Prens William Orman Parkı’nda yapıyor. 1936’da, Büyük Buhran sırasında istihdam yaratmaya yardımcı olmak amacıyla Başkan Franklin D. Roosevelt’in Sivil Koruma Birlikleri’nin bir parçası olan Washington’daki yoksul gençler için bir yaz kampı olarak kuruldu.

Musk’ın yapay zeka aracı Grok para kazanmanıza yardımcı olabilir mi?

0

Teknoloji ilerledikçe yapay zekâ (YZ) etiği de giderek daha fazla tartışılır hale geldi. Sıradan tüketicilerin ve diğer bireylerin bu yeni teknolojilerin kapsamını ve çalışma şeklinin daha iyi anlayabilmeleri için, bu şirketlerin nasıl çalıştıklarını halka açıklamaları gerekip gerekmediği tartışmalı bir konu. Kısa bir süre önce bu konuda bir hamle yapan Elon Musk, yapay zekâlı sohbet robotu Grok’un kaynak kodunu tümüyle yayınladı. Şimdi ise bu kaynak kodunun nasıl kullanılabileceği tartışılıyor.

Grok, Musk’ın 2023 yılında kurduğu yapay zekâ şirketi xAI’ye ait ve Microsoft’un çoğunluk hissesine sahip olduğu OpenAI şirketine rakip. xAI, yasal sınırlar içinde kalarak insanlara yardımcı olmak için yapay zekâ araçlarının değerine inandıklarını daha önce çeşitli defalar açıklamıştı. Bununla birlikte Musk, yapay zekâyı dünyaya potansiyel zararları nedeniyle eleştiriyor. Buna bir de 2024 yılının Mart ayında OpenAI’ye açtığı dava eklendiğinde, Musk’ın xAI’nin Grok ile birlikte bir YZ şirketinin nasıl çalışması gerektiğine dair bir temel oluşturmasını istediği anlaşılıyor: kamuya fayda sağlamak ve şeffaflığı korumak. Güvenlik, riskler, kırılganlık ve istismar edilebilirlik YZ ile ilgili önemli endişe alanları olsa da, Grok’un açık kaynak kullanımı aynı zamanda kullanıcılara para kazanma fırsatı da sunuyor.

Grok modelinin açık kaynaklı olması, son kullanıcı ve KOBİ’lerin de tıpkı teknoloji girişimleri ve bağımsız geliştiriciler gibi kendi hedeflerine ulaşmak için bu modeli kullanmasına olanak tanıyor. Üstelik Grok, tescilli bir yapay zekâ modeli geliştirmekten hem daha ucuz hem de daha az zaman alıcı. Şimdi yayınlanan kaynak kodu sayesinde tüm kullanıcılar, yüksek bir ön yatırım yapmadan yeni ürünler ve hizmetler geliştirmek veya mevcut olanları iyileştirmek için Grok’tan yararlanabilecek. Açık kaynak kullanımı ayrıca daha fazla insanın program ve genel olarak yapay zekânın potansiyeli hakkında bilgi edinmesini sağlayacak.

Bu genişleme ve açık kaynak kod yayınlamanın olumlu yanından bahsedecek olursak, çok yakın gelecekte yapay zekâdan finansal bir fırsat olarak yararlanmanın şüphesiz daha fazla yolu olacaktır. Örneğin YZ uygulamaları “akıllı” buzdolaplarında ve kapı zili kamera sistemleri gibi ev güvenlik ürünlerinde çoktan yerini aldı. Her ikisi de yerleşik ürünler olmasına rağmen, YZ kullanımı üreticilerin yanı sıra birlikte çalışan yazılım geliştiricilere de fayda sağladı. Geniş uygulama alanlarıyla, geliştiriciler yapay zekâyı çeşitli farklı kârlı alanlarda kullanabilecek gibi görünüyor.

Buna karşın, gerek kaynak kodu yayınlanan Grok gerekse de ChatGPT, Gemini ve diğerleri hala yapay zekânın başlangıç adımları olmasa da ilk düz koşuları gibi. Bu araçlarda hala çokça hata, güvenlik zafiyeti ve halüsinasyon mevcut. Üstelik telif hakkı ihlali gibi pek çok tartışmalı konu da mevcut. Dolayısıyla YZ modülü geliştirirken dikkatli olmakta ve önce sınırlı test gruplarıyla denemeler yapmakta fayda var. Zira bu araçlardan gelir elde etmek isteyenler günün sonunda “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma” riskiyle de karşı karşıyalar.