Elektrikli Hyundai Ioniq 5 ile üç yılda 666.000 Km katedildi: İşte sonuçlar

Güney Kore’de bir Hyundai Ioniq 5, üç yıl içinde tam 666.255 kilometre yol kat etti. Elektrikli Hyundai Ioniq 5 otomobillerin dayanıklılığına dair önemli veriler sunan bu deneyim, batarya ömrü ve araç dayanıklılığı hakkında dikkat çekici sonuçlar ortaya koyuyor. Üstelik, bu denli yüksek kilometrelere ulaşan bir aracın performansının ve bakım gereksinimlerinin nasıl şekillendiği merak konusu.

Orijinal batarya 580.000 Km dayandı

Söz konusu Ioniq 5’in orijinal bataryasının 580.000 kilometre boyunca sorunsuz çalıştığı belirtiliyor. Hyundai, bataryanın garanti kapsamında olmamasına rağmen ücretsiz olarak değişimini sağladı. Elektrikli Hyundai Ioniq 5 modelinin standart batarya garantisinin 10 yıl veya 160.000 kilometre olduğu biliniyor. Değiştirilen bataryanın sağlık durumunun ise %87olduğu kaydedildi. Bu oran, bataryanın uzun vadede ne kadar dayanıklı olduğunu ve elektrikli araç bataryalarının beklenenden daha uzun süre performans gösterebileceğini ortaya koyuyor.

Otomobilin sahibi, hızlı şarjı düzenli olarak kullandığını ve bataryayı sık sık %100’e kadar şarj ettiğini belirtiyor. Genel kanının aksine, Elektrikli Hyundai Ioniq 5 gibi bu tür yoğun kullanımın batarya üzerinde büyük bir olumsuz etkisi olmadığı gözlemleniyor. Hızlı şarjın bataryalar üzerindeki etkileri hâlâ tartışma konusu olsa da bu örnek, gelişmiş batarya yönetim sistemlerinin zararları minimize edebildiğini gösteriyor.

Teknik aksamda sınırlı arızalar

Üç yıl boyunca yüksek kilometre yapan Elektrikli Hyundai Ioniq 5’te yalnızca entegre şarj kontrol ünitesinde bir arıza meydana geldiğive bu nedenle AC şarjının kullanılamadığı ifade ediliyor. Bunun dışında, araçta yalnızca diferansiyel yağı ve fren hidroliği değişimi yapıldığı bildiriliyor. Mekanik anlamda büyük sorunlar yaşanmamasıelektrikli araçların uzun süre dayanıklılığını koruyabildiğinin bir kanıtı olarak gösterilebilir.

Araç sahibinin düzenli bakımları aksatmadan yaptırması, bu süreçte aracın sağlıklı kalmasını sağlayan önemli bir etken oldu. Özellikle bataryanın termal yönetim sistemlerinin etkin çalışması, batarya sağlığının uzun süre korunmasına yardımcı oldu.

Bu sonuçlar, elektrikli araç teknolojisinin geldiği noktayı gözler önüne sererkenuzun ömürlü bataryalar ve gelişmiş termal yönetim sistemleri sayesinde batarya dayanıklılığı konusundaki endişelerin büyük ölçüde ortadan kalktığını gösteriyor. Elektrikli Hyundai Ioniq 5 araçların sadece çevre dostu olmaları değil, aynı zamanda uzun vadede düşük bakım maliyetleri sunmaları da kullanıcılar için önemli bir avantaj olarak öne çıkıyor.

Qualcomm Snapdragon 8 Elite 2’nin AnTuTu sonuçları ortaya çıktı

Teknoloji dünyasının önde gelen çip üreticilerinden Qualcomm, yeni nesil amiral gemisi işlemcisi Snapdragon 8 Elite 2ile performans sınırlarını zorlamaya hazırlanıyor. Çin kaynaklı sızıntılara göre, Snapdragon 8 Elite 2‘nin AnTuTu benchmark testlerinde yaklaşık 3.8 milyon puan aldığı ortaya çıktı.

Bu skor, mevcut en güçlü çiplerden biri olan Snapdragon 8 Elite‘in aldığı 2.69 milyon puana kıyasla yaklaşık %41’lik bir performans artışına işaret ediyor. Snapdragon 8 Elite 2, özellikle üst segment akıllı telefonlarda büyük bir performans sıçraması sağlayacağı tahmin ediliyor.

Snapdragon 8 Elite 2Qualcomm‘un kendi geliştirdiği ikinci nesil Oryon CPU ile donatılacak. İşlemcide iki adet yüksek performanslı prime çekirdek ve altı adet performans çekirdeği bulunacak. Grafik tarafında ise Adreno 840 GPU yer alacak. Yeni nesil işlemcinin, TSMC’nin 3nm üretim sürecinden geçerek daha yüksek performans ve enerji verimliliği sunması bekleniyor.

Bununla birlikte, Snapdragon 8 Elite 2, gelişmiş yapay zeka desteği ve daha iyi güç yönetimi sunarak, mobil cihazların hem daha uzun pil ömrüne sahip olmasını hem de daha verimli çalışmasını sağlayacak. Özellikle oyun performansıaçısından büyük bir sıçrama bekleniyor. Adreno 840 GPU, yüksek kare hızları ve daha akıcı grafikler sunarak, mobil oyun deneyimini üst seviyeye taşıyacak.

Snapdragon 8 Elite 2‘nin resmi adı henüz kesinleşmese de, Ekim ayında tanıtılması bekleniyor. Ayrıca, bu çipin ilk olarak Samsung, Xiaomi ve OnePlus gibi markaların amiral gemisi modellerinde kullanılması öngörülüyor. Bu gelişmeler, mobil cihazlardaki performans çıtasının yeniden yükseleceğini gösteriyor. Ancak, benchmark testlerinin yalnızca genel bir performans göstergesi olduğu unutulmamalı. Yine de Snapdragon 8 Elite 2‘nin mobil dünyada önemli bir etki yaratacağı şimdiden belli.

OpenAI’dan ChatGPT’ye büyük güncelleme

OpenAI, popüler yapay zeka asistanı ChatGPT’yi güçlendiren GPT-4o modeline önemli iyileştirmeler getiren yeni bir güncellemeyi duyurdu. 29 Ocak’ta piyasaya sürülen önceki GPT-4o modeline kıyasla daha gelişmiş özellikler sunan bu güncelleme, özellikle karmaşık teknik problemleri çözme ve kullanıcı talimatlarını daha hassas bir şekilde takip etme yeteneklerini artırıyor.

GPT-4o modelinde yapılan önemli iyileştirmeler

OpenAI’a göre, güncellenen GPT-4o modeli, özellikle bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM)alanlarında daha başarılı sonuçlar veriyor. Yapılan geliştirmeler sayesinde model, karmaşık kodlama problemlerine daha doğru yaklaşıyor ve ürettiği kodlar daha sade ve derlenebilir yapıda oluyor. Bu iyileştirme, geliştiricilerin iş akışlarını hızlandırmayı hedefliyor.

Özellikle frontend (ön uç) kodlamasında yapılan geliştirmeler sayesinde model, daha temiz ve optimize edilmiş kodlar üretiyor. Ayrıca, mevcut kod üzerinde gerekli değişiklikleri belirleme konusunda daha isabetli olduğu belirtiliyor.

Yeni GPT-4o modelibirden fazla veya karmaşık istekler içeren istemlere (prompt) daha iyi uyum sağlıyor. Kullanıcının istediği formatta çıktı üretme konusunda daha tutarlı ve doğru çalışıyor. OpenAI’ın açıklamasına göre, model artık kullanıcı niyetini daha iyi anlıyor. Kullanıcılar, modelin yaratıcı ve iş birliğine dayalı görevlerde beklentilerini daha iyi kavradığını belirtiyor. Ayrıca, yanıtlar daha kısa ve anlaşılır bir şekilde sunuluyorgereksiz emoji ve karmaşık biçimlendirmeler de azaltıldı.

GPT-4o modelinin performansında büyük sıçrama

Güncellenen GPT-4o modeli, yapay zeka modellerini değerlendiren LMArena platformunda dikkat çekici bir ilerleme kaydetti26 Mart 2025 itibarıyla, bu güncellenen model, geçen ay piyasaya sürülen GPT-4.5’i bile geride bırakarak ikinci sıraya yükseldi. Model, matematik, zorlu istemler ve kodlama kategorilerinde birinci basamağa fırladı.

Güncellenen GPT-4o modelini kimler kullanabilir?

OpenAI, yaptığı açıklamada güncellenen GPT-4o modelinin tüm ücretli kullanıcılar için aktif hale getirildiğiniduyurdu. Ücretsiz kullanıcılar ise önümüzdeki haftalarda yeni sürüme kavuşacak. Geliştiriciler için yeni modele chatgpt-4o-latest API üzerinden erişim sağlanabiliyor.

Google Workspace yazılım güncellemeleri sağlıyor

Google, birkaç yıl önce Pixel telefonları için “Feature Drops” sunmaya başladı. Bu, hataları düzeltmenin yanı sıra yeni özellikler ekleyen düzenli yazılım güncellemeleridir.

Google Workspace yazılım iyileştirmeleri

Google, geçen sonbaharda ilk kez sunulan “Benim için not al” özelliğini genişleterek, bu yeni Meets özelliğinin önemli toplantı sonuçlarını kaçırmamanızı sağlayacağını söylüyor. Google Workspace yazılım kullanıcıları için Meets’teki Gemini, toplantınızın içeriğini analiz edecek. Toplantıdan sonra e-posta özetinizi aldığınızda, ilgili kişiler için olası eyleme geçirilebilir sonraki adımları göreceksiniz. Bu önerileri inceleyip düzenleyebilir ve bunları ekibinizdeki üyelere atayabilirsiniz.

Google, not alma özelliğinin toplantı sonrası not e-postasıyla birlikte tam bir transkript içereceğini ekliyor. Google Workspace yazılım notları, geri dönmek isterseniz toplantının tam bölümüne bağlanacak. Google’ın AI video oluşturma aracı olan Vids de bir yükseltme alıyor. Google Workspace yazılım Vids aracı, aracın “Bana oluşturmamda yardım et” işlevini kullanarak, önerilen sahneler, önerilen stok medya, metin, arka plan müziği ve hatta tam bir senaryo dahil olmak üzere tek bir komuttan tamamen düzenlenebilir bir video oluşturabilirsiniz. Artık senaryonuzdaki her sahneyle eşleşen AI seslendirmeleri de oluşturabilirsiniz. Google, mükemmel çekimi elde etmek için saatler harcamak yerine, herhangi bir stil için profesyonel sesli bir sesi kolayca ekleyebileceğinizi söylüyor.

Son olarak, Google Chat’in “Benim için çevir” özelliği genişletiliyor ve artık 120’den fazla dili otomatik olarak algılayıp çevirebiliyor. Başka bir dilde bir mesaj gönderildiğinde, Chat onu seçtiğiniz dilde görmenizi sağlayacak ve çevirmek için başka bir pencereye gitmenizi engelleyecek.

SMIC’ten 5nm çip üretimi hamlesi

Çin’in en büyük yarı iletken üreticisi SMIC (Semiconductor Manufacturing International Corporation), 2025 yılına kadar 5nm çip üretim sürecini tamamlamayı planlıyor. Ancak, şirketin gelişmiş aşırı ultraviyole (EUV) litografi ekipmanlarına erişimi bulunmadığı için, bu süreç TSMC gibi rakiplerine kıyasla çok daha maliyetli ve verimsiz olacak. SMIC, Huawei‘nin Mate 60 serisinde kullanılan Kirin 9000S işlemcisini üretmek için 7nm üretim sürecini kullanıyor. 2024 yılı itibarıyla ise şirketin 5nm teknolojisini geliştirdiğine dair bazı söylentiler ortaya çıkmıştı.

Ancak, EUV ekipmanlarının eksikliği nedeniyle bu teknolojiyi endüstriyel ölçekte uygulamak oldukça zorlayıcı olacak. SMIC’in, daha eski bir teknoloji olan derin ultraviyole (DUV) litografi kullanarak 5nm çip üretmeyi hedeflediği bildiriliyor. DUV yöntemi, üretim sürecini uzatarak daha fazla hata payına neden oluyor ve verimliliği de olumsuz etkiliyor.

SMIC’in 5nm üretim verimliliği düşük kalacak

Kiwoom Securities tarafından yayımlanan verilere göre, SMIC’in 5nm üretim verimliliği TSMC‘ye kıyasla üçte bir oranında kalacak. Yani, üretilen her üç çipten sadece biri kullanılabilir durumda olacak. Ayrıca, multi-patterning (çok desenli) ek desenleme işlemleri, üretim maliyetlerinin artmasına neden olacak. Bu durumda, SMIC’in 5nm çipleri, TSMC’nin aynı süreçte ürettiği çiplere kıyasla yüzde 50’ye kadar daha pahalı olabilir.

SMIC’in bu süreci tamamlaması, özellikle Huawei‘nin Ascend 910C yapay zeka çipi için kritik bir adım olacak. Huawei, bu çipi kullanarak Nvidia‘ya olan bağımlılığını azaltmayı ve yerli çözümler geliştirmeyi hedefliyor.

Yerli EUV ekipmanları çözüm olabilir

SMIC’in üretim verimliliği ve maliyet dengesini sağlamak için en olası çözüm, Çin’in kendi EUV makinelerini geliştirmesi olacak. Raporlara göre, Çin merkezli ekipman üreticisi SiCarrierASML‘ye alternatif olabilecek EUV makineleri üzerinde çalışıyor. Bu makinelerin, 2025’in üçüncü çeyreğinde deneme üretimine başlaması bekleniyor. Eğer bu makineler başarılı olursa, SMIC’in 5nm üretim sürecindeki zorluklar hafifleyecek ve maliyetler daha sürdürülebilir hale gelebilir.

Honda elektrikli araç fabrikası otomatik hale geldi

0

Honda, Çin EV fabrikasında iş gücünü %30 azalttı, üretimi otomatikleştirdi. AGV’ler gibi pratik otomasyon araçları fabrika zeminine hakim olsa da, gelişmiş insansı robotlar da ilerleme kaydediyor.

Honda elektrikli araç fabrikası

Honda, otomasyon ve yapay zekaya tamamen odaklanmış durumda ve zemin personeli ihtiyacını %30 azaltarak Çin’deki elektrikli araç üretim sürecini dönüştürmeyi hedefliyor. Yeni Çin elektrikli araç fabrikası, tamamen elektrikli Ye P7 crossover’ın üretimine başladı ve sabit maliyetleri düşürmek ve üretim verimliliğini artırmak için kaynak işlemini optimize etmek için yapay zekayı kullanıyor.

Fabrika ayrıca, pil paketleri gibi ağır bileşenleri taşımak için manuel iş gücü gerektiren otomatik güdümlü araçlar kullanıyor. Robotlar fabrikalarda insan işçilerin yerini gerçekten almamış olsa da, Honda ve Mercedes-Benz, BMW ve Dongfeng gibi şirketlerin piyasaya sürdüğü teknoloji türü, mavi yakalı işçiler için sorunlu bir gelecek olduğunu gösteriyor.

Guangzhou fabrikası, ağır otomobil bileşenlerini fabrika zemininde taşımak için otomatik güdümlü araçlar (AGV’ler) kullanıyor. Tarihsel olarak, bu iş insanlar tarafından yapılmıştır. Yerel ortak girişim ortağı Guangzhou Automobile Group (GAC) ile ortaklık kuran Japon otomobil üreticisi, yakın zamanda bu fabrikada tamamen elektrikli Ye P7’nin üretimine başladı.

Honda ayrıca Nikkei Asia ile yaptığı bir röportajda “sabit maliyetleri mümkün olduğunca düşürmeyi” planladıklarını açıkladı. Ye P7 için ince ayarlı AI kaynak süreçlerinin kullanıldığını açıkladılar. Amaç açıktır ve şirketin aynı röportajdaki ifadesiyle doğrulanabilir: “Araç üretme şeklimizi elden geçirmek için bir fırsat olarak elektrifikasyon”, üretim sürecini sıfırdan yeniden tasarlama çabasıdır.

Ye P7, Japon otomobil üreticisinin Batı pazarlarında bataryalı elektrikli araçlar piyasaya sürme konusunda rakiplerinin çoğunun gerisinde kalması nedeniyle Honda için stratejik öneme sahiptir. Ayrıca, Çin artık dünyanın en büyük EV pazarı haline geldiğinden, üretici rekabetin gerisinde kalıp Çin pazarındaki hakimiyetini riske atamaz.

Güneş enerjili stadyum için Borussia Dortmund’dan örnek proje!

Dünyanın en büyük stadyum güneş çatısı, 1.000 maç için ışıklandırma sağlayacak 11.000 panel ile kuruldu. JA Solar güneş paneli sistemi, yılda 4 MWh’ten fazla elektrik üretecek. Bu sistem, güneş enerjili stadyum projelerinde örnek teşkil etmektedir.

Güneş enerjili stadyum

Almanya Bundesliga’sının önde gelen futbol kulübü Borussia Dortmund, 11.000 fotovoltaik panel ve 4.2 MW enerji kapasitesiyle dünyanın en büyük stadyum güneş çatısını inşa etmeye hazırlanıyor. Bu, yeni bir güneş enerjili stadyum projesidir.

Enerji devi RWE ve Çin merkezli lider PV modül üreticisi JA SOLAR ile ortaklık kuran Borussia Dortmund, ikonik stadyumu SIGNAL IDUNA PARK’ın çatısına kapsamlı güneş dizisini kuracak. Borussia Dortmund Genel Müdürü Carsten Cramer: “Herhangi bir stadyum çatısındaki en büyük fotovoltaik sisteme güç verecek olan JA SOLAR modülleriyle, daha çevre dostu bir geleceğe doğru yol alıyoruz” dedi. Bu da, güneş enerjili stadyum konseptinin bir parçasıdır.

Kulüp, sürdürülebilir spor operasyonlarına doğru önemli bir adım olacak olan iddialı projeyi 2025 yazının sonuna kadar tamamlamayı hedefliyor. Güneş enerjili stadyum projesi kapsamında, JA Solar’ın şık siyah modüllerinin yer aldığı sistem, yılda 4 MWh’den fazla elektrik üretecek.

JA SOLAR bir basın bülteninde: “Bu benzersiz kombinasyon, sahada, tribünlerde ve şimdi çatıda benzersiz siyah-sarı enerji getiriyor ve enerji dönüşümü için yeni bir standart belirliyor” açıklamasında bulundu. Bu çıktı, yılda etkileyici 1.000 maç için stadyumun projektörlerini çalıştırmaya yetiyor. Kulüp, sahada üretilen tüm elektriği kullanmayı ve karbon ayak izini önemli ölçüde azaltmayı amaçlıyor. Güneş enerjili stadyum projesinin, karbondioksit emisyonlarını yılda yaklaşık 1.800 metrik ton azaltması bekleniyor.

Enerji verimliliğini daha da artırmak için, istikrarlı ve güvenilir bir güç kaynağı sağlayacak 3,4 MWh’lik bir pil depolama sistemi entegre edilecek. Bu stadyum projesi, 2012’de kurulan daha küçük 1 MW’lık bir PV sistemi de dahil olmak üzere Borussia Dortmund’un önceki sürdürülebilirlik çabalarına dayanmaktadır.

RWE: “Çatıdaki PV sistemi, kulübün bir yıl boyunca tüm Bundesliga, Almanya Kupası ve Şampiyonlar Ligi iç saha maçlarındaki elektrik tüketimine eşdeğer miktarda yeşil elektrik sağlayacak” dedi.

Volkswage sürüş asistanlarını Valeo ve Mobileye ile geliştirecek

Alman otomotiv devi Volkswagen, gelecekteki MQB temelli otomobillerinde güvenliği ve sürüş konforunu artırmak amacıyla Valeo ve Mobileye ile iş birliği yapma kararı aldı. Bu iş birliği, Volkswagen’in yeni nesil araçlarında gelişmiş sürücü destek sistemlerini “seviye 2+” seviyesine yükseltecek. Önümüzdeki yıllarda meyvelerini vermesi beklenen bu ortaklık, markanın yüksek hacimli araçlarında daha güvenli ve konforlu bir sürüş deneyimi sunmayı hedefliyor.

Yeni sistem, sadece eller serbest sürüş sunmanın ötesinde, trafik sıkışıklığı desteğitehlike algılamapark asistanısürücü izleme ve 360 derece acil durum desteği gibi gelişmiş özellikler sağlayacak. Sistem, çoklu kameralar ve radarlarla donatılmış 360 derecelik bir görüş alanı sunuyor. Ayrıca, yazılım tanımlı yetenekler sayesinde belirli otoyol bölümlerinde eller serbest sürüştrafik sıkışıklığı desteğiakıllı park etme gibi yenilikçi özellikler kullanıma sunulacak.

A Volkswagen logo is seen, on the day of the annual Volkswagen Group press conference in Wolfsburg, Germany March 11, 2025. REUTERS/Liesa Johannssen/File Photo

Geliştirilen bu sistem, sürücü ve yayalar için daha yüksek güvenlik sağlarken, artırılmış gerçeklik ekranları gibi geleceğe hazır özellikler de barındırıyor. Valeo, yüksek performanslı elektronik kontrol üniteleri, sensörler ve park çözümleri sunarken, Mobileye ise Surround ADAS platformunu sağlayacak. Bu platform, Mobileye’ın “EyeQ 6 High” işlemcisi ve haritalama teknolojilerini içeriyor.

İlk kez bir araya getirilen bu unsurlar, merkezi bir ünite kullanarak birden fazla ECU’nun yerine geçiyor. Bu sayede verimlilik artarken, sistem performansı da yükseliyor. Ayrıca, gelişen güvenlik standartlarına uyum sağlamak amacıyla kablosuz güncelleme imkanı sunuluyor.

Volkswagen, Valeo ve Mobileye iş birliğiyle, otomotiv teknolojisinin geleceğini şekillendirmeye devam ediyor.

Elon Musk X’i sattı! Peki kim aldı?

Elon Musk şirketi xAI’nin, X’i tamamen hisse senediyle satın aldığını duyurdu. İşlem xAI’yi 80 milyar dolar, X’i ise 33 milyar dolar olarak değerlendiriyor.

xAI sosyal medya platformu X’i bünyesine kattı

Musk: “xAI, tamamen hisse senediyle X’i satın aldı. Birleşme xAI’yi 80 milyar dolar, X’i ise 33 milyar dolar olarak değerlendiriyor (45 milyar dolar eksi 12 milyar dolar borç)” diye tweet attı.

Musk, Twitter’ı Ekim 2022’de yaklaşık 44 milyar dolara satın aldı, şirketin adını X olarak değiştirdi ve xAI’yi sadece beş ay sonra yapay zeka şirketi olarak kurdu. Musk’ın satışı duyuran tweetinde X, küresel çapta 600 milyon aktif kullanıcı için “gerçek zamanlı temel gerçek kaynağı” olarak adlandırıldı.

Gerçekte, Musk’ın Twitter’daki değişiklikleri onu aşırı sağcı aşırılığın yuvasına dönüştürdü ve bir zamanlar yasaklanmış olan neo-Naziler ve komplo teorisyenleri (Nick Fuentes’ten Alex Jones’a) açık kollarla karşılandı. Musk daha önce 2018’de yasaklanan Jones’u tekrar işe almayacağını söylemişti ancak siteyi satın aldıktan yaklaşık bir yıl sonra fikrini değiştirmiş gibi görünüyor.

Musk, sosyal medya şirketi ve yapay zeka şirketlerinin birlikte daha iyi büyümeleri için bir fırsat görüyor, belki de X markasının normal insanlar için çok toksik hale gelmesinden dolayı. X’teki trafiğin 2024 başkanlık seçimlerinden sonra düştüğü bildirildi.

Musk’ın tweetinde “xAI ve X’in gelecekleri iç içe geçmiş durumda. Bugün, verileri, modelleri, hesaplamayı, dağıtımı ve yeteneği birleştirmek için resmi olarak adım atıyoruz. Bu kombinasyon, xAI’nin gelişmiş yapay zeka yeteneğini ve uzmanlığını X’in muazzam erişimiyle harmanlayarak muazzam bir potansiyelin kilidini açacak” dedi.

Musk’ın tweet’i, şirketlerinin tamamen “gerçek” üzerine kurulu olduğunu vurgulamaya çalıştı, bu da DOGE ile ilgili faaliyetleri hakkında sık sık söylediği yalanlar ve gizlemelerle çelişiyordu. Musk daha dün, Sosyal Güvenlik’teki insanlara daha fazla para vereceğini söyledi, ki bunu yapma yetkisi kesinlikle yok.

iPhone 17 Air ve iPhone 17 Pro Max yan yana Görüntülendi

0

Apple’ın önümüzdeki sonbaharda duyuracağı iPhone 17 serisinin en büyük sürpriziiPhone 17 Air modeli olacak. Yeni sızdırılan görseller, iPhone 17 Air’in, iPhone 17 Pro Max ile yan yana nasıl durduğunu gözler önüne seriyor. Bu yılın en dikkat çekici yeniliklerinden biri olan iPhone 17 Air, Plus modelinin yerini alacak ve birçok açıdan dikkat çekici özelliklere sahip.

Tasarımda devrim: İncelik

iPhone 17 Air, tasarım açısından büyük bir değişikliğe sahne olacak. Yeni modelin kalınlığı, yalnızca 9,5 mm olacak, ancak kameranın çıkıntısı hesaba katıldığında, cihazın kalınlığı 5,5 mm’ye kadar düşecek. Bu, iPhone 17 Pro Max’in mevcut nesildeki 8,25 mm’lik kalınlığından %66 daha ince bir yapı sunuyor. Apple, şimdiye kadar en ince iPhone modelini 6.9 mm kalınlığındaki iPhone 6 ile sunmuştu, ancak iPhone 17 Air, bu seviyenin çok altına inerek yeni bir tasarım anlayışını ortaya koyuyor. Bu inceliğin nasıl sağlanacağı ve batarya kapasitesinin nasıl korunacağı ise şu an için belirsiz.

Kamera: Tek kamera, Fusion sistem

Yeni iPhone 17 Air’in, iPhone 17 Pro Max ile kıyaslandığında bir başka farklı özelliği ise tek arka kameraya sahip olacak olması. Ancak AppleFusion Kamera sistemi ile bu eksikliği gidermeyi planlıyor. Bu sistem, kamera performansını artırarak, tek bir kameraya rağmen gelişmiş fotoğraf ve video çekimleri yapılmasına olanak tanıyacak.

Son olarak, Ming-Chi Kuo’nun analizine göre iPhone 17 Air, Apple’ın kendi tasarladığı 5G modemi ve A19 çipi ile güçlenecek. Ayrıca, iPhone 14 Pro’dan itibaren tanıtılan Dinamik Ada tasarımı da bu modelde yer alacak. Bu donanımlar, cihazın performansını bir üst seviyeye taşıyacak ve kullanıcı deneyimini iyileştirecek.

Çıkış tarihi

iPhone 17 Air, sonbaharda iPhone 17 serisiyle birlikte tanıtılması bekleniyor. Ancak şu an için cihazın tüm teknik detayları netleşmiş değil. Yeni modelin, Apple’ın donanım mühendisliğinde önemli bir adım olduğunu ve cihazın inceliği ile dikkat çekeceğini söylemek mümkün. Apple, iPhone 17 Air ile tasarım ve teknoloji konusunda devrim niteliğinde bir adım atmaya hazırlanıyor. Bu yenilikçi modelin, sonbaharda duyurulmasıyla birlikte teknoloji dünyasında heyecan yaratması bekleniyor.

Qualcomm’dan yeni hamle: Snapdragon 8s Elite plandan çıkarıldı, yerine Snapdragon 8s Gen 4 geliyor

Qualcomm, yeni nesil amiral gemisi yonga seti Snapdragon 8s Gen 4‘ü nisan ayında tanıtmayı planlıyor. Başlangıçta Snapdragon 8s Elite adıyla duyurulması beklenen yonga setinin ismi değişti ve teknik özellikleri de netleşmeye başladı. Geçen yıl Snapdragon 8 Gen 3‘ten Snapdragon 8 Elite‘e geçiş yapan Qualcomm, bu kez isimlendirme sisteminde bir değişikliğe daha gitmiş görünüyor. Daha önce, Snapdragon 8s Gen 3‘ün halefinin Snapdragon 8s Elite olacağı tahmin ediliyordu, ancak gelen yeni sızıntılar farklı bir durumu işaret ediyor.

Snapdragon 8s Gen 4’ün tanıtımı Nisan’da

Son gelen sızıntılara göre, Qualcomm bu yıl sadece tek bir “Elite” serisi sunacak. Bu nedenle, amiral gemisi telefonlar dışında kalan yongalar, “Elite” markasını taşımayacak. Snapdragon 8s Elite‘in yerine, Snapdragon 8s Gen 4 adıyla tanıtılacak yeni yonga seti, önümüzdeki aylarda teknoloji dünyasında büyük ilgi uyandıracak.

Şu an için Snapdragon 8s Gen 4’ün, nisan ayı başlarında resmi olarak duyurulması ve ilk akıllı telefonların ise nisan ortasında piyasaya sürülmesi bekleniyor. Sızıntılara göre, bu yeni yonga seti, TSMC‘nin 4nm üretim sürecinden çıkacak ve tamamen büyük çekirdeklerden oluşan bir CPU tasarımına sahip olacak. Ayrıca, Snapdragon 8s Gen 4’te Oryon çekirdekleri yerine, 1 adet Cortex-X4Cortex-A720 ve Cortex-A520 çekirdekleri yer alacak. Grafik tarafında ise, Adreno 825 GPU kullanılması bekleniyor.

Performans ve fiyat dengelemesi

Daha önce yapılan açıklamalara göre, Snapdragon 8s Elite yonga setinin AnTuTu testlerinde 2 milyon puana yakın bir performans sergileyebileceği belirtilmişti. Ancak, Snapdragon 8s Gen 4‘te kullanılacak olan Adreno 825 GPUSnapdragon 8 Elite’te bulunan Adreno 830’un bir alt versiyonu olacak. Bu da, yonga setinin performansının amiral gemisi seviyesinden bir adım geride kalacağı anlamına geliyor.

Snapdragon 8s Gen 4’ün, Qualcomm’un amiral gemisi modellerine kıyasla daha uygun fiyatlı telefonlarda yer alması bekleniyor. Nisan ayında yapılacak tanıtımla birlikte, bu modelin hangi cihazlarda kullanılacağı ve performansıyla ilgili daha fazla bilgi edinmemiz mümkün olacak.

Google Maps’ın başı yeni özelliğiyle belada!

Bu değişiklik, kullanıcıların verilerini bulut yerine doğrudan cihazlarında saklamasını amaçlıyor ve kullanıcı gizliliğini artırmayı hedefliyordu. Ancak son günlerde bazı kullanıcılar, Google Maps zaman çizelgelerinde verilerin kaybolduğunu bildirmeye başladı.

Birçok kullanıcı, mobil cihazlarında Google Maps hesap menüsünden zaman çizelgesini açmaya çalıştığında “Bugün için ziyaret yok.” şeklinde bir mesajla karşılaşıyor. Bu hata, kullanıcının tüm geçmiş verilerine yayılmakta ve yıllar öncesine kadar giden bilgiler de silinmiş gibi görünüyor.

Kullanıcılar, Google’ın önerdiği şekilde cihazlarına geçiş yaptı ancak hesaplarında otomatik silme özelliği aktif değil. Üstelik, harita köşesinde “Zaman Çizelgesi açık” olsa da, veriler güncellenmemiş.

Google, 2023 yılında harita verilerinin bulut yerine telefonlarda saklanacağına dair duyuru yapmıştı. Bu değişiklik, kullanıcıların gizliliğini artırmayı amaçlıyor. Ancak, yeni düzenlemeye uymayan kullanıcılar 9 Haziran’a kadar verilerini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacak. Ayrıca, yeni cihazlarına geçiş yapanlar için veri yedekleme ve transfer sistemi mevcut olsa da, şu an kaybolan verilerin yedeği erişilemiyor.

Google haritalar tatil

Haklısınız, daha anlamlı ve ilgili bir ekleme yapalım:

Google Maps’deki bu yeni değişiklik, bazı kullanıcılar için büyük bir kafa karışıklığına yol açtı. Zaman Çizelgesi verilerinin kaybolmuş gibi görünmesi, özellikle eski verilerine ihtiyaç duyan kullanıcılar için ciddi ciddi sorun teşkil ediyor. Kullanıcılar, verilerinin gerçekten silinip silinmediği konusunda ciddi endişeler taşıyor ve Google’ın bu konuda nasıl bir çözüm sunacağı hala belirsiz.Yakın gelecekte bu konular özelinde daha kapsamlı hamleler beklemek mümkün.

Elon Musk, X platformunu resmen sattı!

0

Elon Musk, yapay zeka şirketi xAI’nin sosyal medya platformu X’i 33 milyar dolar değerleme ile satın aldığını duyurdu. Musk’ın bu kararı, iki şirketin güçlü yönlerini birleştirerek yeni bir oluşum oluşturmayı hedefliyor. Bu stratejik birleşme, sosyal medya ve yapay zeka alanındaki potansiyeli ortaya çıkaracak şekilde kurgulandı.

Elon Musk, X platformunu sattı

Yapılan açıklamada, bu birleşmenin tamamen hisse senedi transferi ile gerçekleştirildiği ve X’in 12 milyar dolarlık borcu dahil toplam değerinin 45 milyar doları bulduğu belirtildi. Musk, anlaşma kapsamında xAI’nin 80 milyar dolar, X’in ise 33 milyar dolar değerleme ile birleşime dahil olduğunu açıkladı. Bu işlemin sonucunda oluşan XAI Holdings adlı yeni varlık, borç hariç toplamda 100 milyar doları aşan bir değer taşıyor. Anlaşma sürecinde Morgan Stanley’in her iki tarafı da temsil ettiği bilgisi paylaşıldı.

Elon Musk X

Elon Musk, birleşme hakkında yaptığı açıklamada, “XAI ve X’in gelecekleri birbirine sıkı sıkıya bağlı. Bugün, bu iki şirketin verilerini, modellerini, hesaplama kapasitelerini, dağıtım ağlarını ve yeteneklerini birleştirmek için önemli bir adım atıyoruz” ifadelerini kullandı. Musk, bu kombinasyonun xAI’nin yapay zeka uzmanlığı ile X’in geniş kullanıcı erişimini bir araya getirerek büyük bir sinerji yaratacağını belirtti.

Sektörde büyük bir yankı uyandıran bu hamle, Elon Musk’ın yapay zeka ve sosyal medya arasındaki bağları daha da güçlendirme çabasını gözler önüne seriyor. Ancak yeni oluşumun sektörde nasıl bir etki yaratacağı ve hangi alanlarda faaliyet göstereceği önümüzdeki dönemde netleşecek. Musk’ın bu adımı, teknoloji dünyasında büyük bir merakla takip ediliyor.

Alexa Fund, yapay zeka yatırımları yapmaya başlıyor!

Özellikle büyük dil modelleri ve Amazon’un yapay zeka destekli Alexa+ ile multimodal yapay zeka modellerinin tanıtılması, fonun yönünü değiştirmesine yol açtı.

Alexa Fund’ın lideri Paul Bernard, fonun misyonunun zamanla evrildiğini belirterek, “AI alanındaki hızlı gelişmeler, fonun yeni teknolojilere odaklanmasını sağladı. Ancak orijinal misyonumuzu da koruyoruz.” dedi. Alexa Fund, bu yeni strateji çerçevesinde AI destekli donanım, yaratıcı medya, akıllı ajanlar ve yeni yapay zeka mimarileri gibi alanlara yatırım yapmayı sürdürüyor.

Fon, son dönemde dört yeni girişime yatırım yaptı. Bunlar arasında, kod, görsel ve video üretimi yapabilen, derin araştırmalar gerçekleştirebilen ve toplantı organize edebilen NinjaTech AI yer alıyor. Diğer bir girişim olan Hedra ise kullanıcıların içerik yaratmalarını sağlayan bir AI medya platformu sunuyor.

Ario, aile yönetimi için geliştirdiği uygulama ile takvim ve görevleri düzenlerken, HeyBoss ise kullanıcıların yalnızca açıklamalar yaparak web siteleri, uygulamalar ve oyunlar oluşturmasına olanak tanıyor.

Amazon, bu girişimlere bulut ve AI altyapısı sağlarken, aynı zamanda özel API ve SDK’lara erken erişim sunuyor. Bu sayede girişimler, Amazon’un teknolojilerini test etme fırsatı buluyor. Amazon’un bu yeni stratejisi, AI girişimlerini güçlendirerek, gelecekteki teknolojilere öncülük etmeyi hedefliyor.

Amazon’un Alexa Fund’ı, yapay zeka teknolojilerinin hızla gelişmesiyle birlikte yatırımlarını genişletiyor. Yeni girişimler, Amazon’un bulut ve AI altyapılarından faydalanarak, inovasyonun öncüsü olma yolunda ilerliyor. Bu strateji, hem girişimciler için fırsatlar yaratırken hem de Amazon’un teknoloji ekosistemini güçlendiriyor.

Corning’den akıllı cihazlar için yeni nesil dayanıklı cam

0

Corning, akıllı cihazlar için geliştirdiği yeni Gorilla Glass Ceramic camını resmi olarak tanıttı. Şirketin iddiasına göre bu yeni cam, asfalt gibi pürüzlü yüzeylere bir metreden defalarca düşse bile kırılmıyorCorning’in yeni ürünü, özellikle akıllı telefon ve tabletlerde dayanıklılık konusunda çığır açacak bir gelişme olarak görülüyor.

Yeni Gorilla Glass Ceramic, düşmelere karşı daha güçlü

Corning’in laboratuvar testlerine göre Gorilla Glass Ceramicbir metre yükseklikten asfalt benzeri yüzeylere 10 kez üst üste düşmeye dayanabiliyor. Şirket, piyasadaki diğer camların ise ilk düşüşte kırıldığını belirtiyor. Yeni camın bu yüksek dayanıklılığı, içeriğindeki seramik malzemeden kaynaklanıyor.

Gorilla Glass Ceramic’in, daha önce piyasaya sürülen Gorilla Glass Victus 2 ile kıyaslandığında daha sağlam olduğu belirtiliyor. Victus 2, daha pürüzsüz yüzeylere defalarca düşmeye dayanabiliyordu, ancak Gorilla Glass Ceramicdaha pürüzlü yüzeylerde bile üstün performans sergiliyor. Yine de Corning, iki cam arasındaki farkı net bir şekilde ortaya koymaktan kaçınıyor.

CorningGorilla Glass Ceramic’in önümüzdeki aylarda Motorola cihazlarında kullanılacağını duyurdu. Ancak bu cihazın bir akıllı telefon mu yoksa bir tablet mi olacağı henüz kesinleşmiş değil.

Corning‘in bu hamlesi, akıllı cihazlarda seramik cam trendine uyum sağlama çabası olarak değerlendiriliyor. Şirket daha önce Apple için Ceramic Shield geliştirmiş ve Samsung’un yaklaşmakta olan Galaxy S25 serisi için de Gorilla Armor 2 adlı seramik cam çözümü sunmuştu. Ayrıca, HONOR da Magic 7 Pro modeli için NanoCrystal Shield adlı benzer bir koruma teknolojisi geliştirmişti.

Corning’in yeni Gorilla Glass Ceramic ürünü, mobil cihazlarda dayanıklılığı bir adım öteye taşıyacak gibi görünüyor. Kullanıcıların gerçek dünya deneyimleri, bu iddiaların ne kadar başarılı olduğunu ortaya koyacak.

Windows 11’e ReFS desteği geliyor

Microsoft, Windows 11’in en yeni Insider sürümlerinde ReFS (Resilient File System – Dayanıklı Dosya Sistemi)desteğini kullanıcılara sunmaya başladı. Windows Insider dedektifi PhantomOfEarth tarafından keşfedilen Windows 11 Build 27823 sürümüyle birlikte kullanıcılar, artık NTFS dışında ReFS dosya sistemiyle de kurulum yapma seçeneğine sahip olacak.

ReFS dosya sistemi nedir?

İlk olarak Windows Server 2012 ile tanıtılan ReFSyüksek performansveri bütünlüğüne yönelik iyileştirmeler ve veri bozulmalarına karşı artırılmış koruma gibi avantajlar sunuyor. ReFSNTFS‘e kıyasla çok daha büyük ölçekli veri işleme kapasitesine sahip olup, 35 petabayta kadar bölüm desteği sağlayarak NTFS‘in 256 terabaytlık sınırını aşabiliyor.

ReFS’in avantajları ve eksiklikleri

ReFSbüyük veri kümeleriyle çalışan profesyonel kullanıcılar ve sunucu ortamları için önemli avantajlar sunuyor. Microsoft, yeni dosya sisteminin veri erişilebilirliğini en üst düzeye çıkarmayıbüyük veri kümelerinde daha verimli ölçeklenebilirlik sağlamayı ve bozulmalara karşı dayanıklılığı artırarak veri bütünlüğünü korumayıhedeflediğini belirtiyor.

Ancak ReFSNTFS‘e kıyasla bazı eksiklikler de barındırıyor. Örneğin, şu an için önyüklenebilir disklerde kullanılamıyor ve çıkarılabilir medyalarla uyumlu değil. Ayrıca, dosya sistemi sıkıştırmadisk kotaları gibi bazı NTFS özelliklerini desteklemiyor. Microsoft, bu eksikliklerin giderilmesi için çalışmalarını sürdürüyor.

Windows 11 kullanıcılarına daha geniş ReFS desteği geliyor

Bu, ReFS özelliklerinin Windows 11’in tüketici sürümüne ilk gelişi değil. Geçtiğimiz Ekim ayındadosya kopyalama hızlarını artıran ReFS Blok Klonlama özelliğinin Windows 11‘e entegre edileceği açıklanmıştı. Şimdi ise MicrosoftReFS’in daha geniş bir özellik yelpazesini tüketici sürümüne taşımayı planlıyor.

Intel üst düzey ekran kartı pazarından çekilme kararı aldı

Intel, yüksek performanslı ekran kartı pazarında geri adım atarak, üst seviyeye hitap etmesi beklenen Xe2 Arc Battlemage “BMG-G31” ekran kartlarını iptal ettiğini duyurdu. Şirket, bu hamleyle ana akım ve bütçe dostu çözümler üzerine odaklanmaya karar verdi.

Sektörün güvenilir kaynaklarından gelen bilgilere göre, Intel’in 2024’ün üçüncü çeyreğinden itibaren, Arc Battlemage “BMG-G31” GPU’larının geliştirilmesine son verildiği belirtiliyor. İlk aşamada, 24 GB VRAM kapasitesine sahip, 256-bit bellek veri yolu sunan ve 32 adede kadar Xe2 çekirdeği içeren güçlü bir GPU tasarımının üzerinde çalışıldığı iddia edilmişti. Ancak, bu modellerin perakende satışa sunulma planlarının iptal edildiği bildiriliyor.

Intel’in Üst Seviyede Rekabetten Kaçınması

Intel’in, Arc serisi ile Nvidia ve AMD gibi rakiplerine karşı rekabetçi bir alternatif sunmayı hedeflediği biliniyor. Özellikle orta segmentte piyasaya sürdüğü Arc B580 ve B570 modelleri, fiyat-performans açısından dikkat çekmişti. Ancak, şirketin üst düzey oyun pazarında rekabet etmekten kaçınması, Intel’in gelecekteki stratejisinin ana akıma ve entegre çözümlere odaklanma yönünde olduğunu gösteriyor.

Intel’in, Arc Battlemage serisinin daha güçlü GPU’larının iptal edilmesi, şirketin artık bütçe dostu bağımsız ekran kartları ve entegre grafik çözümleri üzerinde yoğunlaşacağına işaret ediyor. Intel, gelecekte piyasaya sürmesi beklenen Celestial “Xe3” mimarisi hakkında ise henüz bir açıklama yapmış değil. Bu mimarinin, Intel’in 18A üretim süreci temelinde geliştirilen Panther Lake işlemcileriyle entegre grafik çözümleri sunması bekleniyor. Ancak, bu mimarinin bağımsız ekran kartı formunda piyasaya sürülüp sürülmeyeceği belirsizliğini koruyor.

Gelecekteki Hedefler ve Beklentiler

Intel’in üst düzey Battlemage GPU’larının iptal edilmesi, sektörün büyük bir kısmı tarafından hayal kırıklığıyla karşılandı. Ancak, şirketin bütçe dostu çözümlerle pazara hitap etmeye devam etmesi, özellikle AMD’nin RDNA 3.5 tabanlı grafik çözümleriyle rekabet edebilecek kapasitede performans sunan Arc Battlemage serisinin geleceği adına umut verici görünüyor.

MediaTek liderliğini korudu, Apple ikinci sıraya yükseldi

Counterpoint araştırma şirketi, 2024 yılının dördüncü çeyreğine ait akıllı telefon işlemci pazarı verilerini yayınladı. Rapora göre, MediaTek pazardaki liderliğini korurken, Apple ise önemli bir çıkış yakalayarak Qualcomm’u geride bıraktı.

MediaTek, yılın son çeyreğinde %34 pazar payı elde ederek zirvedeki yerini korudu. Ancak şirket, satışlarını artırmasına rağmen bir önceki çeyreğe göre pazar payında küçük bir düşüş yaşadı. Buna karşın AppleiPhone 16 serisinin etkisiyle A18 işlemcileri sayesinde güçlü bir yükseliş sergiledi. Şirket, %23 pazar payına ulaşarak ikinci sıraya yerleşti ve Qualcomm’u geride bıraktı.

Qualcomm, sevkiyatlarındaki küçük bir azalmaya rağmen %21 pazar payı ile üçüncü sıraya geriledi. Ancak premium segmentteki büyümenin etkisiyle şirketin gelirlerinde artış yaşandı. Galaxy S25 serisine güç veren Snapdragon 8 Eliteyonga setiyle Qualcomm’un2025’in ilk çeyreğinde satışlarını yeniden artırması bekleniyor.

Pazarın dördüncü sırasını, düşük fiyat segmentine hitap eden 4G yongaları ile Unisoc aldı. Şirket, %14 pazar payıyla istikrarlı bir performans sergiledi. Samsung ise Exynos işlemcileriyle %4 pazar payına ulaşarak beşinci sıradakiyerini korudu. Onun hemen arkasında ise Huawei (HiSilicon), %3 pazar payıyla altıncı sırada yer aldı.

2025’in ilk çeyreğinde, özellikle Apple ve Qualcomm arasındaki rekabetin daha da kızışması bekleniyor. Apple’ın yeni nesil A18 Pro işlemcilerinin sağladığı performans artışı, şirketin üst segmentteki konumunu güçlendirebilir. Öte yandan, Qualcomm ise Snapdragon 8 Gen 4 ile yapay zeka (AI) odaklı iyileştirmeler yapmayı ve özellikle Android cihazlarda performans avantajı sağlamayı hedefliyor.

MediaTek ise orta segmentteki liderliğini korumanın yanı sıra, Dimensity 9300 ve 9400 serisi işlemcilerle premium segmentte de daha fazla pay almayı planlıyor. Samsung cephesinde ise Exynos 2500 işlemcisiyle performans ve verimlilik artışı hedefleniyor. Ayrıca Huawei’nin, ABD yaptırımları nedeniyle sınırlı kalmasına rağmen, Kirinişlemcileriyle Çin pazarında büyümeyi sürdürmesi bekleniyor.

Bu tablo, 2025’in ilk yarısında akıllı telefon işlemci pazarında kıyasıya bir rekabetin yaşanacağını gösteriyor. Özellikle AppleQualcomm ve MediaTek arasındaki mücadele, sektörün dengelerini belirleyen temel faktörlerden biri olacak.

Japonya dünyanın ilk uranyum bazlı şarj edilebilir pilini geliştirdi

Japonya Atom Enerjisi Ajansı (JAEA), nükleer atıkları enerji kaynağına dönüştürme potansiyeline sahip dünyanın ilk uranyum bazlı şarj edilebilir pilini geliştirdi. Bu yenilik, nükleer atık yönetiminde devrim yaratabilir ve yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen fazla elektriğin depolanmasına yönelik önemli bir çözüm sunabilir.

Uranyum, aktif malzeme olarak kullanıldı

Geleneksel piller genellikle lityum veya kurşun gibi malzemeler kullanırken, JAEA araştırmacıları bu süreçte aktif malzeme olarak zayıflatılmış uranyumu tercih etti. Yapılan açıklamaya göre, geliştirilen pil prototipi 10 santimetre genişliğinde ve 5 santimetre yüksekliğinde. Negatif elektrot için uranyum içeren bir elektrolitpozitif elektrot için ise demir içeren bir elektrolit kullanıldı.

Prototip pil, standart alkalin pillerin 1.5V gerilimine yakın bir değer olan 1.3V’luk bir voltaj elde etti. Araştırmacılar, pilin on kez şarj edilip boşaltılmasına rağmen performansında kayda değer bir düşüş olmadığını belirtti. Bu stabilite, pilin uzun ömürlü ve güvenilir olabileceğine dair önemli bir işaret olarak değerlendiriliyor.

Nükleer atıklar değerli bir kaynağa dönüşebilir

Japonya’nın yaklaşık 16.000 ton zayıflatılmış uranyum (DU) stoğuna sahip olduğu bilinirken, dünya genelinde bu miktarın 1.6 milyon tona ulaştığı tahmin ediliyor. Normalde nükleer yakıt zenginleştirme sürecinden arta kalan ve kullanım alanı sınırlı olan bu atıklar, yeni nesil piller sayesinde değerli bir enerji kaynağına dönüşebilir.

JAEA tarafından yapılan açıklamada, “Bu araştırma sonuçlarının, zayıflatılmış uranyuma yeni bir kaynak değeri kazandırması bekleniyor,” ifadelerine yer verildi. Uranyum bazlı pillerin, özellikle büyük güneş ve rüzgar enerjisi santralleri gibi değişken üretim yapan yenilenebilir enerji santrallerinde şebeke istikrarını sağlamada kritik bir rol oynayabileceği vurgulandı.

Yeni nesil pillerin geleceği

Araştırmacılar, pilin kapasitesini ve performansını artırmak amacıyla “redoks akış bataryası” geliştirmeyi planlıyor. Bu sistem, elektrolitlerin pompalar aracılığıyla dolaşımını sağlayarak daha büyük enerji depolama kapasitesi ve daha verimli enerji transferi sunabilir. Ancak uranyumun radyoaktif doğası nedeniyle bu tür pillerin sadece nükleer tesisler gibi radyasyon kontrollü alanlarda kullanılması gerektiği belirtiliyor. Bununla birlikte, araştırmacılar ticari olarak uygulanabilir, daha yüksek kapasiteli çözümler üzerinde çalışmalarını sürdürüyor.