WhatsApp, bireysel sohbetler için etkinlik oluşturma özelliği sunuyor!

0

WhatsApp, kullanıcı deneyimini daha da geliştirecek yeni bir özellikle karşımıza çıkıyor. Android için test edilen beta sürümü 2.25.3.6 ile birlikte, uygulama, bireysel sohbetlerde etkinlik oluşturma özelliğini kullanıma sunmaya başladı. Daha önce yalnızca grup sohbetlerinde mevcut olan etkinlik oluşturma fonksiyonu, artık bireysel sohbetlerde de kullanılabilir hale geldi. Bu yenilik, özellikle kişisel randevuları ve planları WhatsApp üzerinden yönetmek isteyen kullanıcılar için büyük bir kolaylık sağlıyor. Özellikle iş görüşmeleri, arkadaşlarla yapılacak buluşmalar ya da randevular gibi çeşitli etkinlikler, doğrudan WhatsApp üzerinden organize edilebilecek.

WhatsApp, bireysel sohbetler için etkinlik oluşturma fonksiyonu getirecek

Yeni özellik, grup sohbetlerinde olduğu gibi, etkinlik planlamanın tüm yönlerini kapsıyor. Kullanıcılar, yüz yüze görüşmeler için etkinlik detayları eklerken, konum belirleme imkânına sahip olacak. Bu sayede bir toplantı ya da buluşma için yer belirleme işlemi kolaylaştırılmış olacak. Ayrıca, sanal toplantılar için sesli ve görüntülü arama seçenekleri de sunulacak. Bu özellik, özellikle uzaktan çalışan bireyler, öğrenciler ve profesyoneller için büyük bir avantaj sunuyor. Görüşmelerin, etkinliklerin ve toplantıların kolayca planlanabilmesi, zamandan tasarruf sağlamakla birlikte verimliliği de artıracak.

WhatsApp, bireysel sohbetler için etkinlik oluşturma fonksiyonu getirecek.

Bunun dışında, etkinlik oluşturulan sohbetler içerisinde etkinlik detayları kalıcı olarak saklanacak. Böylece kullanıcılar, geçmiş mesajları taramak zorunda kalmadan etkinlikle ilgili tüm bilgilere kolayca ulaşabilecek. Bu özellik, etkinlik tarih ve saatleri, katılımcılar ve diğer önemli bilgilerin daha düzenli bir şekilde takip edilmesini sağlıyor. Kullanıcılar, planlanan etkinliği kabul edebilir veya reddedebilir. Bu da katılımcılar arasında net bir iletişim kurulmasına olanak tanıyor. Özellikle profesyonel ortamlarda, proje teslim tarihleri ya da iş görüşmeleri gibi etkinliklerin düzenli bir şekilde organize edilmesi için çok kullanışlı olacak.

En dikkat çekici yanlarından biri ise, bu yeni özellik sayesinde üçüncü parti takvim uygulamalarına duyulan ihtiyacın ortadan kalkması. WhatsApp üzerinden etkinlik oluşturmak, kullanıcıları başka uygulamalarla uğraşmaktan kurtaracak. Örneğin, bir doktor ve hasta arasında yapılacak bir randevu planlaması, doğrudan WhatsApp üzerinden gerçekleştirilebilecek. Aynı şekilde, iş arkadaşları veya ekip üyeleri arasında proje teslimatları için hatırlatıcılar ve etkinlikler oluşturulabilecek. Bu özellik, kullanıcılar arasındaki iletişimi daha verimli hale getiriyor ve WhatsApp’ın sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları arasındaki yerini pekiştiriyor.

Sonuç olarak, WhatsApp’ın bireysel sohbetlerde etkinlik oluşturma özelliği, hem kişisel hem de profesyonel hayatta kullanıcılara büyük kolaylık sağlayacak. Bu yeni özellik, uygulamanın işlevselliğini artırırken, kullanıcıların günlük yaşamlarında daha verimli bir planlama süreci yaşamasını sağlayacak.

Pump.fun platformu, dolandırıcılık vakasıyla gündem oldu!

Solana ağında hızla popülerleşen ve bir nevi token üreticilerine finansal destek sağlayan Pump.fun platformu, son dönemde büyük bir dolandırıcılık vakasıyla gündeme geldi. Platform, başlangıçta yatırımcılara güvenli bir alan sunduğu ve projeleri borsalarda listeleyerek yatırımcıların kazanç sağlamasına yardımcı olduğu iddialarıyla dikkat çekmişti. Ancak zamanla, bu sistemin arkasında yatan istismarlar ve dolandırıcılık olayları gün yüzüne çıkmaya başladı.

Pump.fun platformu, dolandırıcılık vakasıyla gündeme oturdu

Pump.fun, yaratılan token projelerini ilk etapta kendi içerisinde fonlayarak, ardından merkezi olmayan borsalarda (DEX) ya da merkezi borsalarda (CEX) listelenmesini sağlıyordu. Bu sayede hem kendisi hem de yatırımcılar kazanç sağladığını iddia ediyordu. Ancak, platformu kullanarak token üretenlerin amacı sadece kendi çıkarlarını sağlamak ve kısa vadeli büyük karlar elde etmek oldu. Yatırımcılar, zengin olma hayaliyle bu platforma akın etti ve platform kısa sürede büyük bir işlem hacmi ve para akışı yarattı.

Ne yazık ki, platformda işlerin kötü gitmeye başlaması uzun sürmedi. On binlerce token, finansal destek alarak hayat buldu ancak çoğu kısa süre sonra büyük satışlar yaparak değer kaybetti. En dikkat çeken olaylardan biri, bir kullanıcının 17 bin token üreterek yatırımcılara tepeden satış yapması ve bu şekilde 840 bin dolar kazanması oldu. Bu durum, yatırımcıları büyük bir zarara uğrattı.

Pump.fun’un bu tür dolandırıcılıkları, nihayetinde ABD’de dava konusu oldu. Davacılar, platformun kayıtsız bir menkul kıymet alanı yürüttüğünü ve düzenlemelere karşı geldiğini belirtiyor. Dava dosyasına GRIFFAIN, FWOG ve FRED coinleri de dahil edildi. Pump.fun’un sahibi olan İngiliz Baton Corporation ise bugüne kadar yalnızca komisyonlardan 500 milyon dolar kazanç sağladı. Platformun günlük işlem hacminin 4 milyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.

Birçok uzman ve otorite, Pump.fun’un kapanmasının ardından altcoin’lere likidite akışının başlayacağını ve piyasalarda hareketlilik yaşanacağını öngörüyor. Ancak şu an için platformun faaliyetleri ciddi şekilde şüphe altında ve yatırımcıların dikkatli olmaları gerektiği vurgulanıyor.

Yeni bir cihaz doğuyor! OpenAI telefonları bitirecek

0

OpenAI CEO’su Sam Altman, şirketin akıllı telefonların yerini alabilecek yapay zeka destekli bir cihaz geliştirdiğini açıkladı. Japonya merkezli Nikkei’ye verdiği röportajda Altman, bahsettiği yeni cihazın mevcut yapay zeka donanımlarından farklı olacağını ve tamamen generatif AI teknolojilerine odaklanacağını belirtti. Peki bu gerçekten mümkün mü? Ayrıntılar haberimizde…

OpenAI, telefonların yerine geçebilecek yapay zeka destekli bir cihaz üzerinde çalışıyor

Bildiğiniz üzere şu ana kadar piyasaya sürülen yapay zeka tabanlı cihazlar, genellikle sesli asistanlarla entegre edilmiş akıllı hoparlörler şeklinde karşımıza çıkmıştı. Ancak bu cihazlar yüksek fiyatları, sürekli internet bağlantısı gereksinimi ve abonelik modeli nedeniyle yaygınlaşmakta piyasada tutunmakta epey zorlandı. OpenAI’ın ise geliştirdiği yeni donanımın, bu kısıtlamaları aşarak daha geniş bir kullanıcı kitlesine hitap edeceği söyleniyor.

openai

Altman, yeni cihazın hangi form faktörüne sahip olacağına veya hangi özellikleri içereceğine dair henüz detay vermedi. Ancak OpenAI’ın, Apple ve Google gibi devlerin ekosistemine rakip olabilecek tamamen bağımsız bir AI cihazı geliştirme hedefinde olduğu düşünülüyor.

Bu gelişmeye paralel olarak, OpenAI’nin SoftBank ile ortak bir girişim kurduğu ve Japonya’da büyük ölçekli yapay zeka projeleri geliştirmek için iş birliği yaptığı da bildirildi. SoftBank CEO’su Masayoshi Son, OpenAI teknolojilerini kullanarak AI destekli kurumsal çözümler geliştirmeyi planladıklarını açıkladı.

OpenAI, 340 milyar dolar değerlemeyle yatırım alabilir!

OpenAI, 340 milyar dolar değerleme üzerinden 40 milyar dolar yatırım almayı planlıyor. The Wall Street Journal’ın konuya yakın kaynaklara dayandırdığı habere göre, SoftBank, bu yatırım turuna 15 milyar ile 25 milyar dolar arasında bir miktarla liderlik edecek. Eğer yatırım turu başarıyla tamamlanırsa, OpenAI, yeni alınan yatırımla iş operasyonlarını finanse etmek ve ABD genelinde yeni veri merkezleri ve altyapı sistemleri kurmak için gerekli adımları atacak. Bu yatırımlar ayrıca, OpenAI’ın ortak olduğu Stargate projesindeki taahhütlerini yerine getirebilmesi için kullanılacak.

OpenAI, tam 340 milyar dolar değerlemeyle yatırım alacak

OpenAI, son büyük yatırımını geçtiğimiz yıl Ekim ayında 157 milyar dolar değerleme üzerinden 6.6 milyar dolar alarak kapatmıştı. Thrive Capital’in liderlik ettiği bu turla, şirket yapay zeka alanında dünyadaki en değerli şirketler arasında yer aldı. OpenAI, yatırım turuna katılacak şirketlere, rakipleri olan xAI ya da Anthropic gibi firmalara yatırım yapmamaları şartı koymuştu.

OpenAI, tam 340 milyar dolar değerlemeyle yatırım alacak.

Bu dönemde, OpenAI yeni yapay zeka modelleri olan O1 serisini ve Operator isimli yapay zeka ajansını piyasaya sundu. Ayrıca, TSMC ile iş birliği yaparak yapay zeka çipleri geliştirmeye başladı.

Son olarak, OpenAI CEO’su Sam Altman, SoftBank CEO’su Masayoshi Son ve Oracle CEO’su Larry Ellison ile Beyaz Saray’da düzenlenen bir basın toplantısında, ABD’nin yapay zeka alanındaki liderliğini korumak amacıyla başlatılan Stargate girişimini duyurdu. 500 milyar dolar sermayeyle başlatılan bu ortak girişim, ABD’de yapay zeka altyapısının güçlendirilmesi ve yeni veri merkezlerinin kurulmasını hızlandırmayı hedefliyor. Nvidia, Microsoft ve Arm gibi büyük teknoloji şirketleri de bu projeye teknolojik destek sağlayacak. Bu girişim, ABD’nin yapay zeka odaklı altyapı çalışmalarını hızlandırmayı ve sektördeki liderliğini sürdürebilmesini amaçlıyor.

Samsung Galaxy A56, Awesome Intelligence ile geliyor!

Samsung, Galaxy A56 modelini tanıtarak, orta seviye telefon pazarında önemli bir adım atmaya hazırlanıyor. Bu model, firmanın yapay zekâ alanındaki yeniliklerini de içeriyor. Özellikle Awesome Intelligence adı verilen yeni yapay zekâ paketi, Samsung’un amiral gemisi telefonlarındaki Galaxy AI seviyesinde olmasa da, önemli özellikler sunacak. Bu yapay zekâ paketi, metin özetleme, görsellerden nesne silme gibi işlevsellikler sunarak, Galaxy A56 kullanıcılarına daha akıllı bir deneyim vaat ediyor. Bu özelliklerin, orta segment telefonlarda daha önce görülmemiş bir kullanım kolaylığı ve verimlilik sağlaması bekleniyor.

Samsung Galaxy A56, Awesome Intelligence ile karşımıza çıkacak

Tasarım açısından, Galaxy A56 önceki nesil modellerle benzerlik gösterecek. 6.6 inçlik Super AMOLED ekran, kullanıcıların alışık olduğu canlı renkler ve derin siyahlar sunmaya devam edecek. Telefonun ekranı, görsel deneyimi iyileştirirken, tasarımda da büyük değişiklikler beklenmiyor. Yonga seti açısından ise, Exynos 1580 tercih edilecek. Bu çip, Exynos 1480’e göre yüzde 10-15 arasında daha yüksek bir performans artışı sağlıyor. Exynos 1580’de kullanılan Cortex-A720 ve 520 çekirdekleri, güçlü işlem performansı sunarken, RDNA 3 tabanlı grafik birimi de enerji verimliliğini artırıyor. Bu sayede, Galaxy A56’nın oyun ve multimedya performansının da daha verimli olacağı öngörülüyor.

Samsung Galaxy A56, Awesome Intelligence ile karşımıza çıkacak.

Samsung, bu yeni modelle birlikte güvenlik güncellemeleri konusunda da kullanıcılarına uzun vadeli bir garanti sunuyor. Galaxy A56, piyasaya sürüldüğünde 6 yıl süresince güvenlik güncellemeleri alacak. Bu, kullanıcılara telefonlarının uzun yıllar boyunca güvenli bir şekilde kullanılabilmesini sağlayacak. Ayrıca, bu modelin Mart 2025’te piyasada olması bekleniyor ve Samsung’un orta seviye telefon pazarında rekabetçi bir konum elde etmesine yardımcı olacak.

Sonuç olarak, Samsung Galaxy A56, sadece donanım değil, aynı zamanda yazılım tarafında da önemli yenilikler sunuyor. Yeni Awesome Intelligence yapay zekâ paketinin orta segment telefonlara kazandırılacak özellikleri, bu modelin öne çıkmasını sağlayacak. Samsung, böylece hem performans hem de yapay zekâ alanında kullanıcı deneyimini geliştirirken, güvenlik güncellemeleri konusunda uzun vadeli bir destek sunarak, Galaxy A56’yı rekabetçi bir model haline getiriyor.

AB Yapay Zeka Yasası için bilinmesi gerekenler

0

AB Yapay Zeka Yasası’nın ilk yükümlülüklerinin yürürlüğe girmesiyle Yapay Zeka düzenlemeleri için yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. Tam uyumluluk gereklilikleri 2025 ortasına kadar yürürlüğe girmeyecek olsa da, AB YZ Yasasının ilk aşaması 2 Şubat’ta başlıyor ve belirli Yapay Zeka uygulamaları üzerinde önemli yasaklar içeriyor. AB’de faaliyet gösteren dünya çapındaki işletmeler artık katı kurallara ve yüksek risklere sahip bir düzenleyici ortamda gezinmek zorunda.

AB Yapay Zeka Yasası

Yeni düzenlemeler, birkaç yüksek riskli YZ sisteminin konuşlandırılmasını veya kullanılmasını yasaklıyor. Bunlar arasında sosyal puanlama, duygu tanıma, kamusal alanlarda gerçek zamanlı uzaktan biyometrik tanımlama gibi uygulamalar ve Yasa kapsamında kabul edilemez olarak değerlendirilen diğer senaryolar yer alıyor.

Kuralları ihlal ettiği tespit edilen şirketler, küresel yıllık cirolarının yüzde 7’sine varan cezalarla karşı karşıya kalabilir ve bu da kuruluşların kısıtlamaları anlamasını ve bunlara uymasını zorunlu hale getirir.  Informatica İklim, Sürdürülebilirlik ve Yapay Zeka Baş Stratejisti Levent Ergin, “Sonunda geldi. Hala aşamalı bir yaklaşım içinde olsak da, işletmelerin AB Yapay Zeka Yasası’na yönelik zorlu hazırlıkları şimdi nihai testle karşı karşıya kalacak” diyor.

Informatica İklim, Sürdürülebilirlik ve Yapay Zeka Baş Stratejisti Levent Ergin’in, AB Yapay Zeka Yasası’nda getirilen düzenlemelerin Avrupa Birliği ve ötesindeki işletmeler için ne anlama geldiğine ilişkin bir makale için çekilen vesikalık fotoğrafı.

Ergin, uyumluluk gerekliliklerinin çoğu 2025 ortasına kadar yürürlüğe girmeyecek olsa da, erken yasakların belirleyici bir ton oluşturduğunun altını çiziyor. Ergin: “İşletmeler için 2025’teki baskı iki yönlüdür. Veri kalitesi ve mevzuat belirsizliği ile ilgili zorlukları aşarken yapay zeka yatırımlarından elde edilen somut yatırım getirisini göstermeleri gerekiyor. AB’deki büyük işletmelerin yüzde 89’unun üretken YZ girişimleri için çelişkili beklentiler bildirmesiyle, bu durum şimdiden mükemmel bir fırtınaya dönüşmüş durumda. Aynı zamanda, yüzde 48’i teknoloji sınırlamalarının YZ pilotlarının üretime geçmesinin önündeki en büyük engel olduğunu söylüyor” dedi.

Şirketler uyum sağlamak için veri kalitesine yaklaşımlarını güçlendirmeye öncelik vermelidir. Ergin: “Veri kalitesini ve yönetişimini güçlendirmek artık isteğe bağlı değil, kritik önem taşıyor. Hem uyumluluğu sağlamak hem de yapay zekanın değerini kanıtlamak için işletmeler, verilerin doğru, bütünsel, entegre, güncel ve iyi yönetildiğinden emin olmak için yatırım yapmalıdır” diyor.

Fintech girişimi Moove, rakibi Kovi’yi satın aldı!

Moove, mobilite odaklı fintech alanında faaliyet gösteren ve özellikle Afrika’daki serbest çalışan kuryelere ve sürücülere gelir bazlı araç finansmanı ve finansal hizmetler sunarak dikkat çeken bir girişim. Şirket, Brezilya merkezli rakibi Kovi’nin tamamını satın alarak önemli bir stratejik adım attı. Bu satın alma, Moove’nin Latin Amerika pazarındaki varlığını pekiştirmek ve büyütmek amacıyla gerçekleştirilmiş bir hamle olarak dikkat çekiyor. Moove, şu anda dünya çapında 36 bin araçla hizmet veriyor ve bu araçları altı kıtada, 19 farklı ülkede, çeşitli sürücülere sunuyor. Ancak şirket, Brezilyalı rakibi Kovi’nin deneyiminden faydalanarak, global hedeflerinden biri olan dünyanın en büyük yolcu paylaşım filosunu kurmayı amaçlıyor. Bu birleşme ile birlikte, Moove’nin yıllık gelir hedefinin 275 milyon dolara ulaşması bekleniyor.

Fintech girişimi Moove, rakibi Kovi’yi resmen satın alıyor

Moove, başlangıçta Nijerya’da sadece 76 araçla operasyonlarına başlamıştı, ancak hızla büyüyerek büyük bir küresel ağa dönüştü. Bu büyüme sürecinde, Moove’nin esas stratejisi, araçları gelir bazlı ödeme planlarıyla, yani sürücülerin haftalık kazançlarından kesinti yaparak satmaktı. Böylece araç sahibi olma imkânı bulamayan sürücüler, Moove sayesinde araçlarını temin edebiliyor ve bunları taşımacılık, lojistik gibi sektörlerde kullanabiliyorlardı. Şirket, Kovi’yi satın alarak Latin Amerika’daki araç çağırma hizmetlerine yönelik artan talebi karşılamak ve bölgedeki pazar payını artırmak istiyor.

Kovi, 2018 yılında kuruldu ve Y Combinator mezunu bir girişim olarak Brezilya’da araç sahipliğini daha erişilebilir, esnek ve basit hale getirmeyi amaçladı. Şirket, otomobil üreticileriyle işbirliği yaparak, sürücülere araç sahibi olma fırsatı sunuyor. Bu araçlar, taşıma, lojistik gibi çeşitli sektörlerde kullanılmak üzere sürücülere tahsis ediliyor. Kovi, Brezilya’da özellikle ulaşım ve lojistik sektöründeki araç sahipliği gereksinimlerini karşılamak için bir çözüm sundu ve bu model, Moove’nin küresel genişlemesi için büyük bir katkı sağlayacak.

Moove’nin Kovi’yi satın almasının ardından, şirketin Latin Amerika’daki operasyonları hızla güçlenecek. Kovi’nin yerel deneyimi ve altyapısı, Moove’nin Latin Amerika pazarındaki talebi karşılamasında önemli bir rol oynayacak. Şirket ayrıca, geçtiğimiz ay ABD pazarına da girmeyi başardı ve burada serbest çalışan sürücülere yönelik yeni çözümler geliştirmeyi planlıyor. Bu yeni çözümler, yalnızca araç çağırma hizmetleriyle sınırlı kalmayacak, aynı zamanda serbest çalışan sürücüler için daha fazla finansal destek sunmayı da içerecek. Moove, Kovi’yi bünyesine katarak, Latin Amerika ve Kuzey Amerika’daki büyümesini hızlandırmayı hedefliyor.

Uber sahte sigorta talepleri için dava açtı!

Bloomberg’e göre, Uber yakın zamanda hukuk firmaları, doktorlar ve ağrı yönetimi kliniklerinin Uber’den sigorta ödemelerinden para kazanmak için sahte araba kazaları ve bunun sonucunda yaralanmalar sahnelemek üzere bir araya geldiği kapsamlı bir suç komplosu iddia eden bir dolandırıcılık davası açtı.

Uber sahte sigorta talepleri için çözüm arıyor

New York Doğu Bölgesi ABD Bölge Mahkemesi’ne sunulan bir dosyada Uber: “2019’dan beri New York’taki bir hukuk ve tıp profesyonelleri şebekesi, araba kazalarına karışan kişileri hedef alıyor. Sözde veya gerçek küçük araç çarpışmalarına karışmış kişileri yakalayıp, kazada aldıkları yaralanmalar konusunda aşırı iddialarda bulunuyorlar ve onları Uber’in sonunda ödemek zorunda kaldığı tıbben gereksiz ameliyatlara sokuyorlar” dedi.Uber’e göre, tıbbi durumların çoğu “kurgu, abartılı veya önceden var olan” ve bu yaralanmaları ele almak için uygulanan prosedürlerin bazıları “omurga füzyonları” dahil olmak üzere aşırı.

New York Eyaleti, Uber ve diğer yolculuk paylaşım uygulamalarının, hizmet aracılığıyla çağrılan bir yolculuk sırasında bir sürücüye veya yolcuya gelebilecek herhangi bir yaralanmayı kapsayan sürücü sorumluluk sigortası yaptırmasını gerektirir. New York Şehri’nde, düzenlemeler sürücülerin en az 200.000 $ karşılığında kişisel yaralanma kapsamını da sürdürmesini gerektirir. New York, kusursuz bir eyalettir, bu da sigortanın bir kazada “kim kusurlu” olursa olsun kapsam için ödeme yapması gerektiği anlamına gelir; Uber’in bu hukuk firmalarının ve doktorların bundan faydalandığını iddia ettiği bir şey.

Uber, New York’ta sahte sigorta talepleri olasılığını gündeme getiren ilk şirket değil. New York’un en büyük taksi sigortacısı olan American Transit Insurance Co. (ATIC), geçen yıl tıbbi hizmet sağlayıcılarının şirketi 450 milyon dolar dolandırdığını iddia eden benzer bir dava açtı. Dava, Uber’in yaptığı iddiaların çoğunu içeriyor; doktorların sigorta poliçelerinden para kazanmak için araba kazalarından kaynaklanan yaralanmaları kasıtlı olarak aşırı teşhis ettiği, aşırı tedavi ettiği ve aşırı faturalandırdığı iddiaları.

Ses klonlayan ElevenLabs, değerlemesini 3 milyar dolara çıkaracak!

Yapay zeka destekli ses klonlama ve metin-okuma teknolojileri geliştiren ElevenLabs, son yatırım turunda elde ettiği 250 milyon dolarla birlikte değerlemesini önemli ölçüde artırarak 3 milyar dolara çıkardı. Şirket, bu Seri C yatırım turunda ICONIQ Growth ve Andreessen Horowitz gibi büyük yatırımcıları kendine çekti. New York merkezli girişim, 2024’te unicorn statüsüne ulaşarak bu başarıyı daha da pekiştirdi. ElevenLabs, sadece ses klonlama teknolojileriyle değil, aynı zamanda metinleri akıcı, doğal ve insan sesi gibi tonlamalarla seslendirerek de dikkat çekiyor.

Ses klonlayan ElevenLabs, değerlemesini resmen 3 milyar dolara çıkarıyor

ElevenLabs, kullanıcılarının seslerini analiz ederek klonlayabilen bir yapay zeka sistemi sunuyor. Bu teknoloji, çok çeşitli dil ve aksan desteğiyle, özellikle eğitim, eğlence, pazarlama ve erişebilirlik gibi alanlarda büyük bir potansiyel taşıyor. Şirket, ses klonlama teknolojisinin çok ötesine geçerek, ses profilleri oluşturabilme ve markaların seslerini tanınabilir bir imza haline getirebilme imkânı sunuyor. Kullanıcılar, yalnızca seslerini değil, başkalarının seslerini de klonlayarak farklı uygulamalarda kullanabiliyorlar.

ElevenLabs’ın sunduğu bu teknolojiler, sesli içeriklerin kişiselleştirilmesi, reklamlarda markaların ses imzası oluşturulması ve erişilebilirlik çözümleri sağlanması gibi çeşitli alanlarda devrim yaratma potansiyeline sahip. Örneğin, engelli bireylerin eğitimde daha etkili öğrenmelerine olanak tanıyacak sesli eğitim materyalleri oluşturulabilir veya markalar reklamlarda hedef kitlelerine daha doğrudan hitap edebilecek özgün sesler kullanabilir. Bu nedenle, şirketin sunduğu çözümler sadece sesli içerikler üretmekle kalmayıp, aynı zamanda kullanıcı deneyimini derinleştiriyor.

Geçtiğimiz yıl Ocak ayında Seri B turunda 80 milyon dolar yatırım alarak unicorn statüsüne ulaşan ElevenLabs, bu başarıyı devam ettirerek Seri C turunda yatırımını neredeyse dört katına çıkararak önemli bir büyüme kaydetti. Şirketin yıllık tekrarlayan gelirinin 90 milyon dolara yaklaşması, potansiyelinin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Bu büyüme, yatırımcıların ElevenLabs’ın gelecekteki başarısına olan inançlarını pekiştiriyor.

Şirketin önceki yatırım turlarında yer alan önemli yatırımcılar arasında Sequoia Capital, Credo Ventures, Concept Ventures, Salesforce Ventures ve Disney gibi büyük isimler bulunuyor. Bu büyük yatırımcıların katılımı, ElevenLabs’ın teknolojisinin ne kadar güçlü olduğunu ve global pazarda ne denli büyük bir talep gördüğünü gösteriyor. Yatırımcılar, ElevenLabs’ın sektördeki lider konumunu pekiştirecek ve inovasyonlarını hızlandıracak bu yeni finansmanla, ses teknolojilerinin geleceğini şekillendirmeye devam etmeyi hedefliyor.

Özellikle ses klonlama teknolojisinin etik kullanımı ve veri güvenliği konusunda dikkat edilmesi gereken birçok konu bulunuyor. ElevenLabs bu alanda önemli bir sorumluluk üstlenerek, teknolojisinin güvenli ve etik bir şekilde kullanılmasını sağlamak için adımlar atmayı sürdürüyor. Bu tür sorumluluklar, şirketin gelecekteki büyümesini daha sağlam temellere oturtmasına yardımcı olabilir.

ElevenLabs’ın geleceğe dair vizyonu, ses teknolojilerini daha da geliştirmek ve dünya çapında daha fazla sektöre hizmet vermek. Şirket, özellikle içerik üreticileri, eğitmenler, pazarlama ajansları ve diğer sesli içerik üreticilerine daha fazla özgürlük ve verimlilik sağlamayı hedefliyor. Yatırım almış olduğu 250 milyon dolar, bu hedeflere ulaşmada önemli bir kaynak sağlayacak ve şirketin sesli içerik üretimini daha geniş bir ölçekte sunmasına olanak tanıyacak.

Yerli girişim HockeyStack, 20 milyon dolar yatırım alıyor!

Yerli girişim HockeyStack, Seri A yatırım turunda Bessemer Venture Partners liderliğinde, Y Combinator, Uncorrelated ve QNBEYOND Ventures gibi yatırımcıların katılımıyla 20 milyon dolar yatırım aldı. Bu yatırım, şirketin Türkiye’de büyük bir mühendislik ekibi kurmayı ve yeni ürünler geliştirmeyi hedefleyen büyüme planlarına katkı sağlayacak.

Yerli girişim HockeyStack, 20 milyon dolar yatırım alacak

HockeyStack, pazarlama ekiplerinin verimliliğini artıran bir platform olarak B2B şirketlere yönelik müşteri edinim kanallarını analiz ediyor ve içgörüler sunarak satış yollarını daha etkin hale getiriyor. Yapay zeka destekli raporlama ve hesap tabanlı pazarlama (ABM) çözümleri sunan girişim, şirketlerin daha fazla satış fırsatı yaratmasına yardımcı olmayı amaçlıyor.

HockeyStack, 2023’ün Haziran ayında Y Combinator’ın hızlandırma programına katıldı ve aynı yıl mezun oldu. O süreçte General Catalyst, Soma Capital, Madrona gibi isimlerden 2.7 milyon dolar yatırım almıştı. Şirket, geçtiğimiz haftalarda Odin adlı yeni bir ürünü tanıttı. Odin, pazarlama ekiplerine müşterilerinin hangi faktörlerden etkilendiğini anlamaları ve gelirlerini ekstra iş gücü ya da yeni teknoloji adaptasyonu gerektirmeden artırmaları için yardımcı oluyor. Odin, web verilerini kullanarak müşteri araştırması yapan bir yapay zeka ajanı olarak konumlanıyor ve bu sayede pazarlama ekiplerine kritik soruları otomatik olarak yanıtlıyor.

Müşterileri arasında Outreach, 8×8, Sumo Logic gibi büyük isimlerin bulunduğu HockeyStack, şimdiye kadar yalnızca ABD’de işe alım yapmıştı. Ancak aldığı yeni yatırımla Türkiye’de büyük bir mühendislik ekibi kurmayı ve ABD’deki mühendislik ekibini büyütmeyi planlıyor. Şirket ayrıca, B2B şirketlerine en kapsamlı analitik ve uygulanabilir içgörüleri sunan yeni ürünler geliştirmeyi hedefliyor. HockeyStack CEO’su Buğra Gündüz, platformları aracılığıyla müşterilerinin şu anda 20 milyardan doların üzerinde kampanya harcaması yönettiğini belirtti. Bu yatırımın, şirketin değer önerilerini genişleterek, yapay zeka tabanlı içgörü ürünleriyle B2B şirketlerine ölçek kazandırma sürecini hızlandıracağını söyledi.

Barcelona merkezli TravelPerk, 200 milyon dolar yatırım aldı!

Barvelona merkezli iş seyahati yönetim platformu TravelPerk, Atomico liderliğindeki Seri E yatırım turunda 200 milyon dolar yatırım aldı. Bu yatırım turuna EQT Growth, Noteus Partners, Kinnevik ve General Catalyst gibi önemli yatırımcılar da katıldı. Yatırım sonucunda girişimin değeri 2.7 milyar dolara ulaşmış oldu. TravelPerk, iş seyahatlerinin bütçe planlamasından rezervasyonlara kadar tüm süreci tek bir panel üzerinden yönetmeye olanak tanıyan bir platform sunuyor. Şirket, işletmelere daha hızlı yönetim, daha iyi karar alma ve daha akıllı harcama çözümleri vaat ediyor.

Barcelona merkezli TravelPerk, tam 200 milyon dolar yatırım alacak

Platform, işletmelerin yurt içi ve yurt dışı tüm seyahatlerini hızlı ve verimli bir şekilde planlamasına yardımcı oluyor. Ayrıca, seyahat onaylarını otomatikleştiriyor, bütçeleri kontrol altında tutuyor ve kullanıcı dostu içgörü panoları ile ekiplerin platformu daha etkin kullanmasını sağlıyor. Kullanıcılar, otel, uçak ve araç kiralama gibi seyahat ihtiyaçlarını tek bir platformdan karşılayabiliyor.

TravelPerk’in Başkanı ve COO’su Jean-Christophe Taunay-Bucalo, hibrit ve uzaktan çalışma modellerinin iş seyahati talebi üzerinde çok az bir etki yaptığını belirterek, iş için seyahat edenlerin bu trendin dışında kaldığını vurguladı. “Bir satış toplantısı veya bir rüzgar türbini kurma gibi durumlar, çalışanların fiziksel olarak sahada olmalarını gerektiriyor,” dedi.

Ayrıca, girişim, yatırım turu ile birlikte İsviçreli akıllı harcama yönetimi platformu Yokoy’u da satın aldı. Bu stratejik satın alım, Yokoy’un teknolojisinin TravelPerk platformuna entegre edilmesini ve yerel gider yönetimi çözümlerinin devreye girmesini sağlayacak. Önceden üçüncü parti entegrasyonlar kullanan platform, Yokoy sayesinde ödeme çözümlerini doğrudan kendi sistemine dahil etmeye başlayacak. Satın alım sonucunda Yokoy CEO’su Philippe Sahli ve CTO’su Devis Lussi de dahil olmak üzere ekip, TravelPerk’e katılacak.

TravelPerk’in kurucu ortağı ve CEO’su Avi Meir, şirketin ana pazarlarda genişlemeye, ABD’deki büyümeyi hızlandırmaya ve bir numaralı seyahat ve masraf yönetimi platformu olma yolunda güçlü bir odakla ilerlemeye devam ettiğini belirtti. Meir, Yokoy ile olan ortaklıklarının büyük bir başarı olduğunu ve yapay zekanın seyahat ve masraf yönetiminde yeniden şekillendirici bir rol oynayacağına olan inançlarını dile getirdi.

SoftBank, robotik girişimi Skild AI’ın yatırım turuna liderlik edecek!

SoftBank, ABD merkezli robotik girişimi Skild AI’a önemli bir yatırım yapmayı planlıyor. Şirket, Skild AI’ın 500 milyon dolarlık yeni yatırım turuna liderlik etmek için görüşmelerde bulunuyor. Bu yatırımın, Skild AI’ın değerlemesini 4 milyar dolara çıkararak iki katına katlaması bekleniyor. Henüz 2023 yılında kurulan Skild AI, robotik alanında yapay zeka tabanlı çözümler geliştiren genç bir girişim olmasına rağmen, hızla büyük bir yatırımcı kitlesi kazanmış durumda. Girişim, 2024 yılı Temmuz ayında 1.5 milyar dolar değerleme ile 300 milyon dolarlık bir yatırım almıştı. Bu yatırım turu, Jeff Bezos, Lightspeed Ventures Partners, Menlo Ventures, General Catalyst, Sequoia Capital, SoftBank ve Coatue gibi çok sayıda prestijli yatırımcıdan gelen destekle gerçekleştirildi.

SoftBank, robotik girişimi Skild AI’ın yatırım turuna liderlik etmeyi planlıyor

Skild AI, Carnegie Mellon Üniversitesi profesörleri ve eski Meta yapay zeka araştırmacıları Deepak Pathak ve Abhinav Gupta tarafından kuruldu. Şirketin vizyonu, robotik için dünyanın ilk ölçeklenebilir temel yapay zeka modelini geliştirmek. Bu model, robotlara genel amaçlı bir “beyin” kazandırmayı amaçlıyor. Bu sayede, Skild AI’ın geliştirdiği yapay zeka teknolojisini kullanan robotlar, çevik, becerikli ve insanlarla etkileşime girebilen robotlar haline gelecek. Bu teknoloji, robotların farklı ortamlar ve koşullarda görev yapabilmesini ve insanların günlük yaşamlarıyla etkileşime geçmesini sağlıyor. Şirket, bu yenilikçi yapay zeka modelinin gerçek dünya ortamlarında otomasyonun önünü açacak büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirtiyor.

SoftBank ile Skild AI arasındaki görüşmelerin halen erken aşamada olduğu ve bu yatırımın kesinleşip kesinleşmeyeceğine dair bir garanti bulunmadığı ifade ediliyor. Ancak, eğer anlaşma gerçekleşirse, SoftBank’in yatırımının Skild AI için büyük bir itici güç oluşturması bekleniyor.

Girişimin, yapay zeka ve robotik alanındaki yenilikçi projeleriyle daha geniş bir küresel etki yaratması ve otomasyon sektöründe önemli bir oyuncu haline gelmesi öngörülüyor. Hem SoftBank hem de Skild AI, bu konuya ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı, ancak şirketlerin gelecekteki yatırımlarıyla ilgili gelişmeler yakından takip ediliyor.

Otonom araç testleri neden azalıyor?

Kaliforniya’da otonom araç testleri yüzde 50 düştü. Eyalet Motorlu Taşıtlar Dairesi’nden alınan yeni verilere göre, otonom araç teknolojisi geliştiren teknoloji şirketleri Kaliforniya’nın kamu yollarında test yapma konusunda frene bastı.

Otonom araç testleri neden düşüşte?

Ajans, 2024’te toplam 4.5 milyon otonom araç test mili kaydedildiğini bildirdi. Bu bir önceki yıla göre yüzde 50 düşüş anlamına geliyor. Bu rakam iki tür izni kapsıyor: direksiyonda insan güvenliği sürücülerinin olduğu otonom araçlar ve sürücüsüz testlere izin verenler. Eyalette sürücüsüz araç testlerini düzenleyen kurum olan DMV’ye göre, düşüş sürücüsüz test kategorisinde daha belirgin. Kayıtlar, sürücüsüz testlerin 2023’teki 3.26 milyon milden geçen yıl sadece 552.895 mile yüzde 83 düştüğünü gösteriyor.

DMV ayrıca, teknoloji arızaları veya güvenlik endişeleri nedeniyle insan sürücülerin kontrolü ele geçirmek zorunda kaldığı durumları ayrıntılarıyla anlatan yıllık ayrılma raporlarını da yayınladı. Bu raporlar geçmişte tartışmalıydı çünkü şirketler farklı standartlar kullanıyordu ve bu da sonuçları karşılaştırmayı veya otonom araçların teknolojisinin yeterliliğini derecelendirmeyi imkansız hale getiriyordu.

Yeni rakamlar, az sayıda oyuncunun olduğu bir sektörü, Waymo’nun ticari robotaksi operatörüne geçişini ve ana şirketi GM tarafından Cruise’un askıya alınmasını ve nihai olarak kapatılmasını yansıtıyor. Cruise ve Waymo, tarihsel olarak en yüksek test millerini bildirdi. Örneğin Cruise, DMV’nin o yılın Ekim ayında izinlerini askıya almasına kadar 2023’te 2.6 milyon test mili kaydetti. Şirket, Kaliforniya’da testleri asla yeniden başlatmadı. Waymo, San Francisco ve Los Angeles’taki ticari operasyonlarını hızlandırırken testlerden uzaklaştı.

DMV tarafından insan sürücülü araçları test etmek için verilen yeni izinlerde son üç yılda gözle görülür bir düşüş yaşandı. 2022’de dört izin verildi. Ertesi yıl iki yeni izin verildi. DMV, 2024’te sadece bir yeni izin verdi.

WhatsApp casus yazılım konusunda uyardı

0

WhatsApp, platformundaki sivil toplum çalışanları ve gazetecilerin İsrail casus yazılım şirketi Paragon Solutions tarafından gerçekleştirilen saldırıların hedefi olduğunu söylüyor. Bir şirket yetkilisi WhatsApp’ın Aralık ayında saldırı girişimlerini tespit ettiğini ve saldırı vektörünü kapattığını söyledi. WhatsApp, platformun yaklaşık 90 kullanıcısının, bir grup sohbetine gönderilebilen ve otomatik olarak kurbanın telefonuna indirilebilen ve operatöre yalnızca WhatsApp’ın ötesinde cihaza geniş erişim sağlayan casus yazılımla enfekte eden kötü amaçlı bir PDF dosyası tarafından hedef alındığına inanıyor. Meta’ya ait olan şirket, Paragon’a bir durdurma ve vazgeçme mektubu gönderdi.

WhatsApp casus yazılım için dikkat uyarısında bulundu

Sözcü: “WhatsApp, gazeteciler ve sivil toplum üyeleri de dahil olmak üzere çok sayıda kullanıcıyı hedef alan Paragon’un casus yazılım kampanyasını bozdu. Etkilendiğine inandığımız kişilere doğrudan ulaştık. Bu, casus yazılım şirketlerinin yasadışı eylemlerinden sorumlu tutulması gerektiğinin en son örneğidir. WhatsApp, insanların özel olarak iletişim kurma yeteneğini korumaya devam edecektir” dedi.

Bu ifşaat, WhatsApp’ın popüler mesajlaşma uygulamasını tersine mühendislik yoluyla en az 1.400 insan hakları aktivisti, diplomat, avukat, gazeteci ve diğer hacker hedeflerinin telefonlarına kötü amaçlı yazılım yükleyen bir diğer İsrail casus yazılım şirketi NSO Group’a karşı açtığı davayı kazanmasından bir ay sonra geldi. Dava, bir mahkemenin bir casus yazılım şirketini ABD yasalarını ihlal ettiği için sorumlu tuttuğu ilk seferdi.

Paragon Solutions’ın merkezi Tel Aviv, İsrail’de bulunuyor ancak Virginia’da bir ofisi var. İsrail medyası raporlarına göre, bir Amerikan girişim sermayesi şirketi AE Industrial Partners, Aralık ayında şirketi 900 milyon dolara kadar satın aldı. Bu satın alma, Paragon’un Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi’nin (ICE) bir kolu olan Homeland Security Investigations ile amiral gemisi casus yazılım ürünü Graphite için bir yıllık, 2 milyon dolarlık bir sözleşme imzalamasından kısa bir süre sonra gerçekleşti.

Bu anlaşma, eski Başkan Joe Biden tarafından federal departmanların “Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti için önemli karşı istihbarat veya güvenlik riskleri veya yabancı bir hükümet veya yabancı bir kişi tarafından uygunsuz kullanım riskleri” oluşturan casus yazılım ürünlerini satın almasını yasaklayan 2023 tarihli bir yürütme emrini ihlal ettiğini söyleyen sivil toplum grupları tarafından hızla eleştirildi.

Hyundai mikro elektrikli araç üretmek istiyor

0

Hindistan’ın kapsamlı Bharat Mobility Expo otomobil fuarındaki en ilgi çekici sergilerden biri de bu ayın başlarında en az ele alınanlar arasındaydı. Hyundai, Hindistan’ın sıkışık yolları için birkaç havalı elektrikli mikro mobilite konsept aracını sergilemek üzere gezegenin üçüncü büyük iki tekerlekli üreticisi olan TVS ile iş birliği yaptı.

Hyundai mikro elektrikli araçlara yöneliyor

E4W otomobili ve E3W rikşası, minimalist tarzlarında birkaç ipucu paylaşıyor ve her iki konsept de pratik ve üretimi kolay olacak şekilde tasarlandı. Üç tekerlekli araç özellikle heyecan verici çünkü Hindistan’da, salaş ve rahatsız rikşalara razı olmaktan başka seçeneği olmayan milyonlarca insan için günlük işe gidiş gelişlerini büyük ölçüde iyileştirebilecek gibi görünüyor.

Hyundai ve Genesis Global Tasarım Başkanı SangYup Lee, markanın müşteri odaklı odağının onu “Hindistan’ın benzersiz ortamına göre uyarlanmış mikro mobilite çözümleri tasarlamayı keşfetmeye, düşünceli tasarımla mobilite deneyimlerini geliştirmek için ikonik üç tekerlekli aracı yeniden hayal etmeye” yönelttiğini açıkladı. Her iki araç da belirgin şekiller ve kalın çizgilerden oluşan sade ama belirgin tasarımlara sahip ve son mil hareketliliği amacına uygun. Ayrıca, bunları şehir içi yolcular için çekici kılacak birkaç akıllıca ayrıntı da var.

Hyundai, her iki modelin dış yüzeyleri için geri dönüştürülmüş plastikler ve düz paneller kullanmıştır. Bu hususlar, bunların üretimini kolaylaştıracak ve sahiplerinin parçaları değiştirmesini daha az masraflı hale getirecektir. Ortadaki yan sütunlar, araca girmenize yardımcı olmak için tutma kulpları ve tavandaki bagajlara erişmek için yukarı tırmanmak için katlanabilir yan basamaklar içerir. Ayrıca, iyi görüş sağlaması gereken açılı ön camları, düz zeminleri ve daha fazla bacak mesafesi için uzun dingil mesafelerini de fark edeceksiniz.

Ayrıca dar ama orantısal olarak büyük tekerlekler de var ve bu da kötü yollarda sürüşleri biraz daha konforlu hale getirmeli. Hyundai ayrıca her iki modeli de “gelişmiş çarpışma koruması” düşünülerek tasarladığını söylüyor.

Finans girişimi TeamSec, 7.6 milyon dolar yatırım aldı!

Yerli finansal yazılım girişimi TeamSec, Deniz Ventures ve Katar merkezli Rasmal Ventures’tan aldığı 7.6 milyon dolarlık yatırımla büyük bir başarıya imza attı. TeamSec, finansal ve finans dışı kuruluşlara uçtan uca menkul kıymetleştirme hizmetleri sunan bir seküritizasyon platformu geliştiriyor. Bu platform, bulut tabanlı menkul kıymetleştirme, fon muhasebesi uygulamaları, yapay zeka destekli analitik ve risk değerlendirmesi, bulut barındırma ve danışmanlık gibi çeşitli finansal çözümler sunuyor.

Finans girişimi TeamSec, 7.6 milyon dolar yatırım alıyor

Alınan yatırım, TeamSec’in ürün ve hizmet portföyünü genişletme ve Orta Doğu ile Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde büyüme hedeflerine katkı sağlayacak. Şirket, bu finansal desteği kullanarak sektördeki yerini daha da sağlamlaştırmayı planlıyor. TeamSec Kurucusu ve CEO’su Esad Erkam Köroğlu, yatırımın şirketin vizyonunu ve teknolojik yetkinliklerini onayladığını belirtti ve bu finansal destekle MENA bölgesinde lider bir fintech şirketi olmayı hedeflediklerini söyledi.

Rasmal Ventures Eş Yönetici Ortağı Alexander Wiedmer, TeamSec’in Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki menkul kıymetleştirme pazarını dönüştürme vizyonunun kendileriyle örtüştüğünü belirterek, ekibin yüksek icra kabiliyetiyle bu alanda başarılı olacağına olan inancını dile getirdi. Deniz Ventures ile yapılan ortak yatırımın, geleneksel finansal süreçleri dönüştüren fintech çözümlerine katkı sağlamak için önemli bir adım olduğunun altını çizdi.

NEOHUB CEO’su Gürhan Çam, fintech sektöründeki dijital dönüşümün finansal işlemlerin daha verimli ve şeffaf bir şekilde gerçekleşmesini sağladığını vurgulayarak, TeamSec’e yapılan yatırımla menkul kıymetleştirme alanındaki teknolojik boşlukları doldurmayı ve finansal ekosisteme katkı sağlamayı hedeflediklerini ifade etti. Ayrıca, Emirates NBD Kurumsal Bankacılık Grup Başkanı Ahmed Al Qassim, menkul kıymetleştirmenin bölgesel büyümeyi desteklemek için önemli bir araç olduğunu belirterek, TeamSec’e yaptıkları stratejik yatırımın bu alandaki büyümeye katkıda bulunmayı amaçladıklarını dile getirdi.

Emirates NBD Strateji, Analitik ve Girişim Sermayesi Grup Başkanı Neeraj Makin de, TeamSec gibi yenilikçi fintech şirketlerine yaptıkları yatırımların, bankanın en yenilikçi banka olma vizyonu doğrultusunda dijital deneyimi iyileştirmek ve sektördeki dönüşümde öncü olmak adına çok önemli olduğuna dikkat çekti. Bu yatırım, yalnızca TeamSec için değil, bölgedeki fintech sektörünün geleceği için de büyük bir adım olarak kabul ediliyor.

Yapay zekalı robot depo organizasyonu için kullanılıyor

0

Yapay zeka destekli robotik ayıklama ve istifleme teknolojisi sağlayıcısı Ambi Robotics, ürünlerin paletlere veya konteynerlere maksimum yoğunlukta istiflenmesini otomatikleştiren yeni bir robotik sistem başlattı.

Şirket, yeni AmbiStack robotunun, boyut, konum veya görünüm hakkında önceden bilgi sahibi olmadan öğeleri istiflemesine olanak tanıyan gelişmiş yapay zeka teknolojisine sahip olduğunu söyledi. Takviyeli öğrenmeyi kullanarak, paletlerin ve konteynerlerin kullanımını en üst düzeye çıkarmak için gerçek dünya koşullarına anında uyum sağlayarak bu tür öğelerin en verimli şekilde istiflenmesi hakkında mantık yürütebilir.

Yapay zekalı robot depo organizasyonu

Şirket, robot sisteminin temel modellere ve 200.000’den fazla çalışma saati boyunca yüksek doğrulukta odaklanmış verilerden elde edilen bilgilere dayanan bir yapay zeka görüş sistemi kullandığını belirtti. Bu araçları kullanarak, kalite kontrol kontrollerini gerçekleştirirken her bir öğeyi analiz eder, izler ve seçer. Robot ayrıca, gerçek dünyadan veri toplamaya ihtiyaç duymayan simülasyondan gerçekliğe teknolojisi üzerine inşa edilmiş bir yapay zeka planlama sistemine sahiptir, bu nedenle üretim hatlarına hızla yerleştirilebilir.

Şirket, yapılandırılabilir sistemin, depo operatörlerinin robotu zemine yüklenmiş kamyonlardan gelen paletleri oluşturmak, perakende dağıtım için giden paletleri monte etmek veya paket taşımacılığı için duvarlı konteynerleri istiflemek gibi birden fazla kullanım durumu için kullanabileceği anlamına geldiğini de sözlerine ekledi. Örneğin, ürünleri paletler, zemin veya duvarlı konteynerler gibi çeşitli konteynerlere istifleyebilir ve aynı anda birden fazla kasayı alıp yerleştirebilir.

Şirket, sistemin yüksek yoğunluklu karışık SKU’ları hızlı ve güvenilir bir şekilde istifleyerek tedarik zinciri operasyonlarında verimlilik ve ölçeklenebilirlik için kritik bir talebi karşılayabileceğini söyledi. Bunun üretim, dağıtım ve e-ticaret sektörlerindeki depo operasyonları için aşağı yönlü nakliye maliyetlerini azaltmaya yardımcı olabileceği de sözlerine eklendi.

CEO Jim Liefer: “Lojistik şirketleri, ürünleri daha hızlı ve daha düşük maliyetle teslim etmek için sürekli baskı altında, bu da geleceğe hızla adapte olurken güvenilirliği korumak için operasyonlara çok fazla yük getiriyor” dedi. Şirket ayrıca, çalışanların tekrarlayan, yaralanmaya eğilimli hareketlerin yükünü hafifleterek, robot operatörleri olarak daha yüksek değerli rollere geçmelerini ve gerektiğinde robotlara yardımcı olmalarını sağlayabileceğini söyledi.

AmbiStack robotu, şirketin Sim2Real adlı tescilli simülasyondan gerçekliğe teknolojisini ve yüksek hızlı robotik sistemler için en yeni yapay zeka temel modellerini kullanan yapay zeka işletim sistemi AmbiOS’a temel bir yeni robot becerisi olarak istifleme özelliğini ekliyor.

Türkiye’den dünyaya yüksek teknoloji elektro gitar: Shark Guitars

0

Shark Guitars, Antalya’da kurduğu ileri teknoloji fabrikası ile hem yerel hem de uluslararası pazarda dikkatleri üzerine çekiyor. “Guitar v2.0” konseptiyle geliştirdiği elektro gitarlar, hem tasarım hem de üretim teknolojisi açısından sektörde yenilikler sunuyor.

Shark Guitars, kilogram başına 2000 dolara kadar katma değer yaratarak, Türkiye’nin yüksek teknoloji ihracatına katkı sağlamaya odaklanıyor. Antalya’da 1.600 metrekarelik bir alanda kurulan fabrika, hammadde girişinden nihai ürün çıkışına kadar tüm üretim aşamalarını kendi bünyesinde gerçekleştiriyor. Geleneksel gitar üretim yöntemlerinden farklı olarak Shark Guitars, titanyum ve ahşap işleme süreçlerinde son teknolojiyi kullanıyor.

Altı yıl süren AR-GE çalışmaları sonucunda geliştirilen ve 6 patentle koruma altına alınan Shark Guitars modelleri, elektro gitar tasarımına yeni bir yaklaşım getiriyor. Cem Köksal’ın liderliğinde gerçekleştirilen bu projede, her bir gitar modüler yapısıyla dikkat çekiyor.

Kullanıcılar, tüm parçaların birbiriyle uyum sağladığı sistem sayesinde daha fazla özgürlüğe ve kişiselleştirme imkanına sahip oluyor. Bu sistemin verimli çalışması için kritik bölümlerde titanyum kullanılıyor ve en yeni teknolojiyle işleniyor.

Shark Guitars, uçtan uca üretim modelini benimseyerek, ahşap ve titanyumun hammaddeden premium segment bir elektro gitar haline gelmesini sağlıyor. Zımpara ve boya gibi hassas işlemler robotik sistemlerle gerçekleştiriliyor. Elektronik aksamlar da Shark Guitars tarafından üretildiği için, tüm üretim süreci tamamen yerli imkânlarla gerçekleştiriliyor.

Shark Guitars’ın bir diğer yeniliği ise “Shark 3D Gitar Tasarımcısı”. Kullanıcılar, sharkguitars.com/designer adresi üzerinden gitarlarını tamamen kişisel tercihlerine göre tasarlayabiliyor. Gövde yapısından sap profiline, renk seçeneklerinden donanım detaylarına kadar her özellik kullanıcının isteklerine göre belirlenebiliyor.

Shark Guitars, dünya çapında tanınan bir premium gitar markası olmayı amaçlıyor. Cem Köksal, bu vizyonu desteklemek için geliştirilen ileri teknoloji ve patentli çözümlerin, gitaristlere özel bir deneyim sunduğunu belirtiyor. Geleneksel elektro gitar tasarımlarından farklı olarak, modüler yapı ve özelleştirilebilirlik gibi faktörler Shark Guitars’ı farklı bir noktaya taşıyor.

Antalya’dan dünyaya açılan Shark Guitars, hem yerli hem de uluslararası sahnelerde yer edinmeye devam ediyor. Türkiye’nin adını teknoloji ve inovasyon ile duyuran bu marka, “Guitar v2.0” konsepti ile müzik dünyasında yeni bir dönem başlatıyor.

Kuantum girişimi Alice & Bob, 100 milyon euro yatırım alıyor!

Paris merkezli kuantum girişimi Alice & Bob, 100 milyon euro yatırım aldı. Yatırım, Future French Champions (FFC), AVP ve Bpifrance’ın liderlik ettiği Seri B turunda sağlandı. Ayrıca, Elaia Partners, Breega, Supernova Invest ve Avrupa İnovasyon Konseyi (EIC) de bu tura katıldı. Alice & Bob, ilk evrensel ve hataya dayanıklı kuantum bilgisayarını geliştirmeyi amaçlıyor. Girişim, kuantum bilgisayarlarının ölçeklenmesi açısından önemli bir yenilik olan “kedi kübiti” teknolojisi ile dikkat çekiyor. Bu teknoloji, Amazon tarafından da benimsenmiş ve geleneksel yaklaşımlara kıyasla daha verimli ve kullanışlı olduğu belirtiliyor. Ayrıca, kedi kübitleri, büyük ölçekli bir kuantum bilgisayarının donanım gereksinimlerini 200 kata kadar azaltabiliyor.

Kuantum girişimi Alice & Bob, 100 milyon euro yatırım alacak

Alice & Bob CEO’su Théau Péronnin, kedi kübitleriyle elde ettikleri performans rekorlarının ardından, şirketin artık değerli sonuçlar verebilen bir kuantum bilgisayarı inşa etmeye odaklandığını belirtti. Geleneksel kuantum bilgisayarları milyonlarca kübit gerektirirken, Alice & Bob’un yaklaşımı binlerce kübitle aynı hedeflere ulaşmayı mümkün kılıyor. Şirket, bu yatırımı ekibini genişletmek, sistem performansını artırmak ve hata düzeltme özellikli mantıksal kübitler geliştirmek için kullanmayı planlıyor.

IBM kuantum bilgisayarlar

Ayrıca, girişim, son teknoloji laboratuvarı ve üretim tesisi inşasına devam ediyor ve bu yatırımın yarısını bu alanda harcayacak. Alice & Bob’un Yönetim Kurulu Başkanı Elie Girard, kuantum bilişiminin endüstrileri dönüştürme potansiyeline sahip olduğunu ancak mühendislik zorluklarının büyük bir engel teşkil ettiğini belirtti. Ancak Alice & Bob’un kedi kübit teknolojisinin verimlilik ve güvenilirlik bir araya getirerek bu potansiyeli açığa çıkardığını vurguladı.

Future French Champions Başkanı Antoine Emmanuelli, Alice & Bob’a yatırım yaparak, şirketin kuantum hesaplama alanında Fransa’nın lideri olma yolunda ilerlediğini ifade etti. AVP Yönetici Ortağı François Robinet ise, Alice & Bob’un geliştirdiği teknolojinin, kuantum hesaplamanın saf Ar-Ge aşamasından çıkarak gerçek yaşam kullanım durumlarına yönelik endüstriyel bir aşamaya geçtiğine inandıklarını belirtti. Bu yatırım, Alice & Bob’un kuantum teknolojisinde önemli bir oyuncu olma yolundaki büyümesini hızlandıracak gibi görünüyor.