ChatGPT Pro bekleneni veremedi: OpenAI zarar ediyor

Yapay zeka alanında devrim yaratan OpenAI, geçtiğimiz ayın başlarında tanıttığı ChatGPT Pro abonelik planıyla dikkat çekmişti. Ancak şirketin CEO’su Sam Altman, bu planın şirket için beklenen kârlılığı sağlamadığını ve hatta zarar ettirdiğini açıkladı.

ChatGPT Pro: büyük beklentiler, hayal kırıklığı

OpenAI’nin aylık 200 dolarlık ChatGPT Pro planı, kullanıcılarına gelişmiş yapay zeka modelleri ve özel araçlara sınırsız erişim imkanı sunuyordu. O1, O1-Mini, GPT-4o ve Advanced Voice gibi modellerin yanı sıra video üretiminde kullanılan Sora aracı da bu planın bir parçasıydı. Ancak Altman, planın beklenenden çok daha fazla kullanıldığını ve bu yoğun talebin maliyetleri artırarak zarar oluşturduğunu belirtti.

Altman yaptığı açıklamada, “Bu fiyatlandırmayı kendim seçtim ve başlangıçta kâr etmeyi umuyordum. Ancak planın kullanım yoğunluğu nedeniyle zarar ediyoruz,” dedi.

Maliyetler ve zarar tablosu

OpenAI, kuruluşundan bu yana yaklaşık 20 milyar dolar yatırım almasına rağmen henüz kârlılığa ulaşabilmiş değil. Şirketin 2024 yılı için 3.7 milyar dolar gelir beklediği, ancak 5 milyar dolarlık bir zarar öngördüğü bildiriliyor. Bu büyük giderlerin temel sebepleri arasında personel maaşlarıofis giderleri ve yapay zeka altyapısının yüksek maliyetleri yer alıyor.

ChatGPT’nin işletme maliyetleriyle ilgili net bir bilgi verilmemiş olsa da, daha önceki raporlar hizmetin günde 700 bin dolara mal olduğunu ortaya koymuştu.

Kârlılık için yeniden yapılanma

Sam AltmanOpenAI’nin sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için daha fazla sermayeye ihtiyaç duyduğunu ve şirketin yeniden yapılanmaya gireceğini duyurdu. Ayrıca, abonelik planlarının fiyatlarının artırılmasının da gündemde olduğunu belirtti.

Şirketin uzun vadeli hedefleri arasında ise 2029 yılına kadar yıllık 100 milyar dolar gelir elde etmek bulunuyor. Ancak bu optimist hedefin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ise merak konusu.

OpenAI’nin geleceği, yapay zeka teknolojilerinin gelişimi ve kullanıcı beklentilerinin nasıl şekilleneceği ile doğrudan bağlantılı olacak gibi görünüyor.

Honda, yeni elektrikli araç prototiplerini tanıttı!

Honda, CES 2025 fuarında bataryalı elektrikli araç prototipleri olan Honda Zero serisini tanıttı. Bu yeni seride iki model öne çıkıyor: Honda 0 SUV ve Honda 0 Saloon. Her iki model de, markanın ünlü insansı robotu Asimo’dan ilham alarak geliştirilen Asimo OS işletim sistemiyle donatıldı. Bu sistem, Honda’nın robotik alandaki tecrübesini elektrikli araçlara entegre ederek, sürüş deneyimini tamamen yeni bir boyuta taşıyor. Honda Zero serisi, hem tasarım hem de teknoloji açısından yenilikçi özelliklerle dikkat çekiyor.

Honda, elektrikli araç prototiplerini görücüye çıkardı

Honda 0 SUV, markanın Space-Hub konsepti üzerine inşa edilmiş ve geniş iç hacmi ile pratik kullanımı ön planda tutuyor. Aracın bagajında yer alan iki katlanabilir masa, fonksiyonelliği artırarak günlük kullanıma uygun hale getiriyor. Honda 0 Saloon ise aerodinamik hatlarla tasarlanmış ve nostaljik unsurlarla modern çizgileri harmanlayarak sofistike bir görünüm sunuyor. Her iki modelde de aracın bir ucundan diğerine kadar uzanan büyük bir dijital ekran bulunuyor. Bu ekran tasarımı, Honda’nın Sony ile ortaklaşa geliştirdiği Afeela EV modelini anımsatıyor ve kullanıcı deneyimini dijital bir yenilikle zenginleştiriyor.

Honda’nın Asimo OS işletim sistemi, Seviye 3 otonom sürüş teknolojisini destekliyor ve sürücüler, belirli trafik koşullarında ellerini ve dikkatlerini tamamen yoldan çekebiliyorlar. Şu anda bu teknoloji, Honda’nın Sensing Elite sistemiyle donatılmış Honda Legend sedanında bulunuyor. Asimo OS, yalnızca otonom sürüşü değil, aynı zamanda dijital deneyimlerin “ultra kişisel optimizasyonu”nu da mümkün kılacak. Bu yeni işletim sistemi, araç içi elektronik kontrol ünitelerinin (ECU) yönetimini de entegre edecek, böylece süspansiyon, frenleme ve yol tutuşu gibi işlevlerin daha verimli bir şekilde kontrol edilmesi sağlanacak.

Honda, bu yeni teknolojinin ilerleyen yıllarda geniş bir yelpazede kullanılmasını hedefliyor. Özellikle, Seviye 3 otonom sürüş modunda araçlar, yolculuk esnasında video izleme veya uzaktan toplantılara katılma gibi farklı etkinlikleri de mümkün kılacak. Tüm Zero araçlar bu özelliklerle donatılmış olacak ve kablosuz güncellemelerle sürekli gelişmeye devam edecek. Honda ayrıca, Japon yarı iletken üreticisi Renesas ile ortaklık kurarak araçtaki ECU sayısını azaltıp, işlem gücünü daha verimli bir şekilde yönetmeye yönelik yeni bir çip geliştireceklerini duyurdu. Bu, daha az kablolama ve daha az gecikme ile birlikte daha hızlı ve etkili bir işlem gücü sunmayı amaçlıyor.

Honda’nın elektrikli araçları, özellikle Asimo OS sayesinde gelecekte çok daha interaktif, kişiselleştirilebilir ve otonom hale gelecek. Ayrıca, 2026 yılında üretime girecek olan Honda 0 SUV, özellikle Kuzey Amerika pazarına yönelik olarak dikkat çekiyor. Bu yeni proje, Honda’nın gelecekteki mobilite anlayışını yansıtan önemli bir adım olarak öne çıkıyor.

Hibrit yapay zeka sistemleri yaygınlaşacak

Yapay zekanın çağrı merkezlerinde insan temsilcilerin yerini alacağı görüşü aslında yaygın bir yanlış anlaşılma diyebiliriz. Hibrit yapay zeka, tekrarlayan görevleri hızlı ve doğru bir şekilde gerçekleştirmede mükemmel olsa da insan temsilcilerinin sağladığı duygulardan, empatiden ve ayrıntılı karar alma yeteneğinden yoksundur. Yapay zeka ve insan emeğini ikame olarak görmek yerine, hibrit yapay zekayı müşteri hizmetlerini geliştiren insan rolleri için bir kolaylaştırıcı olarak görmek daha etkilidir.

Hibrit yapay zeka sistemleri büyük potansiyele sahip

Tüketicilerin yüzde 80’inden fazlası karmaşık veya hassas konularda bir insanla konuşmayı tercih ediyor. Yapay zeka destekli araçlar, veri girişi ve hesap oluşturma gibi görevleri halledebilir ve çalışanların anlayış ve empati gerektiren daha anlamlı etkileşimlerde bulunmalarını sağlayabilir. Ancak, hibrit yapay zeka birçok müşterinin hala insan temsilcilerle bire bir etkileşimlere değer verdiğini kabul etmek önemlidir.

AT&T’nin “Temsilciyle Sohbet” Sistemi: AT&T, hesap soruları ve temel sorun çözme gibi basit müşteri sorgularını ele almak için yapay zeka destekli sohbet robotları kullanıyor. Hibrit yapay zeka, müşteri saldırganlığını veya karmaşık sorunları tespit ederse, çağrı sorunsuz bir şekilde canlı bir temsilciye aktarılır. Bu model, müşterilerin temel sorunları hızlı bir şekilde çözmelerine olanak tanırken gerektiğinde insan desteğine erişim sağlar.

Bank of America’nın Erica’sı: Bank of America’nın yapay zeka destekli sanal asistanı Erica, müşterilere hesap bakiyelerini kontrol etme ve kredi takibi gibi görevlerde yardımcı olur. Doğruluktan ödün vermeden milyonlarca sorguyu aynı anda ele almak üzere tasarlanan Erica, duygusal ve kişiselleştirilmiş ilgi gerektiren sorunlar için insan temsilcilerin hazır olmasını sağlar. Bu hibrit yapay zeka yaklaşımı, müşteri katılımını ve temsilci üretkenliğini artırır.

Zendesk’in Cevap Botu: Zendesk’in Cevap Botu, şirketin bilgi tabanından bilgi alarak sık sorulan sorulara yanıt verir. Bot sorunu çözemezse, istek bir insan temsilciye iletilir. Bu, temsilcilerin manuel olarak ele alması gereken bilet sayısını azaltır ve daha karmaşık müşteri isteklerine odaklanmalarını sağlar. Tüm bu örnekleri göz önünde bulundurduğumuzda hibrit AI sistemlerin ayakta kalacağını söyleyebiliriz.

Intel, 18A üretim sürecindeki sorunları çözdü!

0

Intel, 18A (1.8nm) üretim sürecindeki sorunları çözerek, Panther Lake işlemcilerinin hacimli üretimine 2025’in ikinci yarısında geçeceğini ve ilk örnek işlemcileri müşterilere göndermeye başladığını duyurdu.

Intel, 18A üretim sürecindeki sorunları çözüme kavuşturdu

Bu gelişme, son yıllarda üretim süreçlerinde yaşanan aksaklıklarla mücadele eden Intel için kritik bir başarı olarak öne çıkıyor. Intel Foundry Services, bu süreçte Intel’in yeni RibbonFET transistör tasarımı ve PowerVia arka güç iletim teknolojisini hayata geçirerek, sektörde teknolojik bir sıçramayı temsil ediyor.

Intel, 18A üretim sürecindeki sorunları çözüme kavuşturdu.

Intel’in geçici eş CEO’su Michelle Johnston Holthaus, CES 2025 etkinliğinde 18A süreciyle üretilmiş bir Panther Lake işlemcisini tanıttı ve bu ürünün firmanın lider yongası olacağını belirtti. Bunun yanı sıra, şirketin veri merkezi odaklı çözümleri için geliştirdiği Clearwater Forest işlemcileri de bu sürecin bir parçası olarak hazır hale geliyor. RibbonFET, performansı ve enerji verimliliğini artırırken, PowerVia teknolojisi, çip tasarımında güç ve veri iletimini ayrıştırarak daha verimli bir yapıya imkân tanıyor.

18A üretim süreci, Intel için yalnızca bir teknolojik başarı değil, aynı zamanda Foundry Services için stratejik bir dönüm noktası. Bu süreç, Intel’in harici müşteriler için üretim yaptığı ilk üretim düğümü olacak ve şirketin döküm sektöründeki rekabet gücünü belirleyecek. Geçmişte düşük verimlilik gibi sorunlarla anılan bu süreçte, Intel’in işleri yoluna koyduğu görülüyor. Yılın ikinci yarısında seri üretimin başlaması, yalnızca Panther Lake ve Clearwater Forest gibi ürünlere değil, aynı zamanda şirketin gelecekteki ticari hedeflerine de büyük katkı sağlayacak.

Eski Terraform Labs CEO’su, ABD’ye iade edildi!

Terraform Labs’in eski CEO’su ve kripto para dünyasında çalkantılara yol açan Do Kwon, Karadağ tarafından ABD’ye iade edildi. TerraUSD (UST) ve LUNA tokenlerinin yaratıcısı olarak bilinen Do Kwon, kripto para piyasalarında yaklaşık 40 milyar dolarlık bir zarara neden olan Terra ekosisteminin çöküşünden sorumlu tutuluyor. ABD ve Güney Kore’de davalarla karşı karşıya olan Kwon, yatırımcıları yanıltmak ve piyasayı manipüle etmekle suçlanıyor.

Eski Terraform Labs CEO’su, ABD’ye iade ediliyor

2022 yılında 1 dolara sabit bir stablecoin olarak tanıtılan TerraUSD’nin başarısı, algoritmik bir mekanizma üzerinden LUNA tokeniyle destekleniyordu. Ancak piyasa dalgalanmaları ve büyük satış baskılarıyla birlikte bu sistem çökerek TerraUSD’nin değerinin hızla düşmesine neden oldu. LUNA’nın fiyatı ise neredeyse sıfıra indi. Bu çöküş, sadece bireysel yatırımcıları değil, aynı zamanda kripto para piyasasını derinden etkiledi ve yatırımcılarda ciddi bir güven kaybı yarattı.

Eski Terraform Labs CEO’su, ABD’ye iade ediliyor.

Do Kwon’un skandallarla dolu yolculuğu, uzun süre Güney Kore’de saklanmasının ardından, Mart 2023’te Karadağ’da sahte belgelerle seyahat etmeye çalışırken yakalanmasıyla yeni bir boyut kazandı. Karadağ Adalet Bakanı Bojan Bozoviç’in açıklamasına göre, ABD’nin iade talebini destekleyen yasal koşullar Yüksek Mahkeme tarafından uygun bulundu ve Kwon’un 31 Aralık’ta Podgorica Havalimanı’nda FBI ajanlarına teslim edilmesiyle süreç tamamlandı.

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) ile Güney Koreli savcılar, Do Kwon’a karşı dolandırıcılık ve piyasa manipülasyonu gibi ciddi suçlamalar yöneltmiş durumda. Kwon ise yöneltilen bu suçlamaları reddediyor. Avukatları, Karadağ Adalet Bakanı’nın kararına Anayasa Mahkemesi nezdinde itiraz ettiklerini ifade etti. Bu süreç, Terra ekosisteminin çöküşünün sonuçlarını hem hukuki hem de finansal boyutlarda ele alacak önemli bir adım olarak görülüyor.

KYMCO, Türkiye’de motosiklet üretimine başlıyor!

0

KYMCO, Türkiye’de motosiklet üretimine başladı. Doğan Trend Otomotiv’in CEO’su Kağan Dağtekin, KYMCO’nun İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde yer alan montaj tesisinde Aralık 2024’te test üretimine başladığını duyurdu. Bu aşamanın ardından kısa süre içinde seri üretime geçilmesi planlanıyor.

KYMCO, Türkiye’de motosiklet üretimine start verdi

Doğan Trend Otomotiv, bu adımla birlikte, yalnızca motosiklet montajını değil, aynı zamanda yerli üretim kabiliyetini kazanarak Türkiye’ye değer katmayı hedefliyor. Üretim tesislerinde gerçekleştirilen deneme üretiminin başarılı olması durumunda, İzmir’deki bu tesiste KYMCO’nun yerli üretim motosikletleri pazara sunulacak.

KYMCO, Türkiye’de motosiklet üretimine start verdi.

Doğan Trend Otomotiv’in 2024 yılı içerisinde yaptığı açıklamalara göre, şirket toplamda KYMCO, Vespa, Aprilia, Moto Guzzi, Piaggio, Suzuki ve Silence markalarına ait yaklaşık 16 bin motosiklet satışı gerçekleştirdi. Bu sayede, yerli üretimle birlikte motosiklet satışlarında önemli bir artış sağlanması hedefleniyor. KYMCO’nun Türkiye’deki montaj tesislerinde üreteceği motosikletlerin hem yerel pazarda hem de yurt dışı pazarlarda ciddi bir rekabet avantajı yaratması bekleniyor.

İzmir Kemalpaşa’da kurulan bu montaj tesisi, bölgedeki sanayi altyapısına katkı sağlarken, aynı zamanda Türkiye’deki istihdamı artıracak bir etki yaratması bekleniyor. KYMCO’nun yerli üretim motosikletleri, kaliteli tasarımları ve performansıyla dikkat çekerken, Türk motosiklet pazarındaki payını genişletmeyi amaçlıyor. Bu gelişme, hem yerli üretim kapasitesinin artmasına olanak tanıyacak hem de Doğan Trend Otomotiv’in portföyünde bulunan uluslararası motosiklet markalarıyla birlikte güçlü bir üretim ve satış stratejisi izleme fırsatı sunacak.

Voima Ventures, 100 milyon euronun üzerinde yeni fon oluşturdu!

0

Helsinki merkezli Voima Ventures, İskandinav ve Baltık ülkelerindeki derin teknoloji girişimlerine odaklanacak olan Fund III adlı yeni yatırım fonunun 100 milyon euroyu aşan kapanışını tamamladı. Bu yeni fon, Avrupa Birliği’nin sürdürülebilirlik düzenlemeleri kapsamındaki SFDR’nin 8. maddesine uyumlu bir şekilde tasarlanmış olup, çevresel ve sosyal etkiyi öncelikli bir hedef olarak belirliyor. Voima Ventures Fund III, hem ilk yatırımlar hem de devam yatırımları için 200 bin ila 3 milyon euro arasında destek sağlayarak toplamda 25-30 girişimi kapsayacak şekilde planlanmış. Fon, lansmanının hemen ardından şu ana kadar 8 farklı girişime yatırım yaparak faaliyete geçti.

Voima Ventures, 100 milyon euronun üzerinde yeni fon oluşturuyor

2019 yılında kurulan Voima Ventures, özellikle erken aşamadaki girişimcileri desteklemeye odaklanıyor. Portföyündeki şirketlerin büyük çoğunluğu (%70’ten fazlası) doğrudan üniversite kaynaklı projelerden veya araştırma ekosistemlerinden doğmuş, bilimsel inovasyona dayalı oluşumlar. Şimdiye kadar Solar Foods, Dispelix, MVision, Betolar ve EniferBio gibi öncü girişimlere yatırım yapan Voima Ventures, akademi ile sanayi arasındaki sinerjiyi en üst düzeye çıkarmayı amaçlıyor.

Fonun stratejisi, yalnızca yenilikçi teknolojiler geliştirmek değil, aynı zamanda bu yeniliklerin anlamlı bir küresel etki yaratmasını sağlamak üzerine kurulu. Voima Ventures’ın Kurucusu ve Yönetici Ortağı Inka Mero, derin teknolojinin bilim odaklı girişimcilik alanındaki sınırlarını zorlamanın güçlü mali getirilerin yanı sıra sürdürülebilir bir dünya için dönüştürücü etkiler yarattığını vurguladı. Mero, Fund III’ün yayınladığı Etki Raporu’nda, fonun ABD’deki Fortune 500 şirketlerinin ortalama -%8’lik etkisine kıyasla +%48’lik net etki puanına ulaştığını belirtti. Bu durum, yapılan her yatırımın yalnızca finansal kazanç sağlamakla kalmayıp daha sürdürülebilir uygulamalar ve yenilikçi teknolojilerle dünyada olumlu değişim yarattığının bir göstergesi olarak yorumlanıyor.

Voima Ventures Fund III ile, derin teknolojinin küresel inovasyon ekosisteminde daha fazla ağırlık kazanması ve bu bölgedeki girişimlerin dünya çapında dönüştürücü çözümler sunması bekleniyor.

BMW, Panoramic iDrive sistemini görücüye çıkardı!

BMW, CES 2025’te uzun zamandır beklenen yeni Panoramic iDrive sistemini tanıttı. Bu yeni nesil araç içi bilgi-eğlence sistemi, gelecekteki bütün BMW modellerinde yer alacak ve BMW, bu sistemin arayüzünü oldukça dikkat çekici bir şekilde tasarlamış. Sistemin en belirgin özelliği, ön cam boyunca uzanan panoramik bir ekran. Bu ekran, sürücüye ve yolculara önemli sürüş bilgilerini sunarken, araç içi deneyimi daha interaktif ve özelleştirilebilir hale getiriyor.

BMW, Panoramic iDrive sistemini tanıttı

Yeni iDrive sistemi, BMW Operating System X adlı işletim sistemiyle çalışıyor ve bununla birlikte gelişmiş bir arayüz sunuluyor. Bu arayüzde, kullanıcıya daha önceki iDrive sistemlerine göre çok daha geniş özellikler sunuluyor. 3D haritalar, widget’lar, klima kontrolleri ve kısayollar gibi unsurların yanı sıra, ekran geometrisi de önemli bir yenilik olarak öne çıkıyor. Merkezde, paralelkenar veya çokgen şeklindeki dokunmatik ekran, geleneksel ekranlardan farklı olarak modern ve yenilikçi bir görsel öğe olarak araca estetik bir katkı sağlıyor.

Ön cam boyunca yer alan panoramik ekrandan, hız, navigasyon, müzik, hava durumu ve araç içi sıcaklık gibi veriler sürücünün göz hizasında sunuluyor. Bu bilgiler, sistemin merkezi ekranı üzerinden özelleştirilebiliyor ve bu sayede sürücüler, daha kişiselleştirilmiş bir deneyim elde ediyor. Ayrıca, BMW’nin baş üstü ekran teknolojisi de sürücülere yol bilgilerini bir başka şekilde gösteriyor, böylece ekranlar arasında geçiş yapmak yerine bütün verilere kolayca ulaşabiliyor.

Yeni sistem, yapay zeka destekli sesli komutları da içeriyor ve kullanıcıların doğal dildeki komutlarla araçlarını yönlendirmelerini sağlıyor. BMW’nin sunduğu bu özellik, sistemin daha “akıllı” ve kullanıcı dostu hale gelmesine yardımcı oluyor. Ayrıca, sürücülerin farklı sürüş modlarına geçişi gibi öneriler de sistem tarafından otomatik olarak sağlanabiliyor. Son olarak, yeni Panoramic iDrive sistemi, Android Auto ve Apple CarPlay desteğine de devam ediyor, böylece kullanıcılar tercih ettikleri uygulamaları kolayca entegre edebiliyor.

BMW, 2025 yılının sonunda yeni systemin kullanılmaya başlanacağı tarih olarak verdiği hedefle, bu yenilikçi bilgi-eğlence sisteminin Neue Klasse temelli elektrikli araçlardan itibaren kullanılacağını açıkladı. Bu sistemin, yalnızca araç içindeki kullanıcı deneyimini değil, aynı zamanda araçların daha akıllı hale gelmesine de katkı sağlaması bekleniyor.

inDrive, teslimat girişimi Krave Mart’a yatırım yaptı!

0

Uber gibi büyük rakiplerle yarışan ve Türkiye’de de faaliyet gösteren unicorn araç çağırma platformu inDrive, Pakistan merkezli çevrimiçi market teslimat girişimi Krave Mart’a finansal detayları açıklanmayan bir yatırım yaptı.

inDrive, teslimat girişimi Krave Mart’a yatırım yapıyor

İlk olarak 2013 yılında Rusya’nın Yakutsk şehrinde faaliyet göstermeye başlayan ve eski adıyla inDriver olarak bilinen girişim, kullanıcılarına sürücülerle yolculuk ücretini pazarlık ederek belirleme imkanı tanıyan benzersiz iş modeliyle dikkat çekti. 2021 yılında merkezi Kaliforniya’ya taşıyan şirket, küresel bir teknoloji platformuna dönüşme hedefi doğrultusunda yeniden markalaşma sürecine girdi.

inDrive, teslimat girişimi Krave Mart’a yatırım yapıyor.

Gelişmekte olan pazarları hedefleyen inDrive, bu strateji çerçevesinde 2022 yılında 100 milyon dolarlık fonla Mountain View adını verdiği bir girişim sermayesi kolu oluşturdu. Bu kol üzerinden haziran ayında dijital sigorta çözümleri sunan MIC Global’e yaptığı stratejik yatırımla dikkat çeken inDrive, şimdi ise 2021’de kurulan ve Pakistan’da Delivery Hero SE ile Foodpanda gibi oyuncularla rekabet eden Krave Mart’a yöneldi. Krave Mart, inDrive’ın yatırımı sayesinde Pakistan’daki operasyonlarını genişletmeye ve yeni pazarlara açılmaya hazırlanıyor.

Krave Mart, hızla büyüyen çevrimiçi market teslimatı sektöründe Pakistan’da önemli bir konumda yer alırken, aldığı destekle kullanıcılarına daha kapsamlı ve hızlı hizmet sunmayı hedefliyor. Bu yatırım aynı zamanda inDrive’ın kendisini bir “süper uygulama” haline getirme vizyonuna da paralel bir adım olarak değerlendiriliyor. Mountain View’un lideri Andries Smit, bu işbirliğinin etkili bir stratejik yön belirlemek adına zaman gerektireceğini vurguladı. Smit ayrıca, girişimin inDrive’ın uzun vadeli hedefleriyle uyumlu olması ve gelecek vaat eden bir potansiyel taşıması nedeniyle iyimser olduklarını ifade etti.

LG, Thunderbolt 5 bağlantılı 6K monitörünü tanıttı!

0

LG, CES 2025’te teknoloji dünyasına yeni bir yenilik sundu: Thunderbolt 5 bağlantı desteğine sahip dünyanın ilk 6K monitörü, LG UltraFine 6K Monitor (32U990A). Bu monitör, Apple’ın M4 Pro işlemcili Mac mini ve M4 Pro MacBook Pro modelleriyle uyumluluğu sayesinde öne çıkıyor ve Thunderbolt 5’in sunduğu yüksek hızlı veri iletimi ile olağanüstü bir görüntü deneyimi sunuyor.

LG, Thunderbolt 5 bağlantılı 6K monitörünü görücüye çıkardı

Thunderbolt 5, 80 Gbps çift yönlü veri iletimi ve 120 Gbps’e kadar bant genişliği desteği ile ekranlardan en yüksek performansı almayı sağlıyor.

LG, Thunderbolt 5 bağlantılı 6K monitörünü görücüye çıkardı.

Monitör, zarif tasarımı ve ince çerçeveleriyle dikkat çekerken, çok iyi bir renk doğruluğu ve yüksek kontrast sunmak için 6K çözünürlüklü Nano IPS Siyah panel kullanıyor. Bu panel, Adobe RGB’nin %99.5’ini ve DCI-P3 renk spektrumunun %98’ini kapsayarak profesyonel renk gereksinimlerini karşılıyor. Kullanıcılar, ekran kalibrasyonu yapabilmek için özel bir yazılımdan da faydalanarak renk ayarlarını iş ihtiyaçlarına göre optimize edebiliyorlar.

Fiyatı ve çıkış tarihi henüz açıklanmayan LG UltraFine 6K monitör, Thunderbolt 5 sayesinde gelecekteki cihazlarla uyumlu olacak ve 120Hz yenileme hızıyla daha akıcı bir deneyim sunabilir. LG’nin 6K monitörü, özellikle grafik tasarımcıları, video editörleri ve görsel medya profesyonelleri için oldukça cazip bir seçenek oluşturuyor. Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Samsung Galaxy S25 Serisi 22 Ocak’ta tanıtılacak!

0

Samsung, uzun süredir beklenen Galaxy S25 serisi ve diğer yeni cihazlarını tanıtacağı Galaxy Unpacked 2025 etkinliğinin tarihini resmi olarak duyurdu. Etkinlik, 22 Ocak 2025 tarihinde San Jose, California’da gerçekleştirilecek. Teknoloji dünyasını heyecanlandıran bu büyük tanıtım, Samsung’un web sitesiYouTube kanalı ve Samsung Newsroom üzerinden canlı yayınlanacak. Türkiye saatiyle 21.00’de başlayacak etkinlikte, yeni Galaxy cihazlarının yanı sıra birçok sürpriz teknoloji de sahneye çıkacak.

Yapay zeka döneminde yeni bir adım: Galaxy AI

Samsung, bu yılki Unpacked etkinliğinde yapay zekâ odaklı yeniliklere özel bir vurgu yapacak. Şirketin açıklamasına göre, Galaxy AI adı verilen yeni yapay zekâ platformu, cihazların kullanıcılarla olan etkileşimini daha doğal ve sezgisel hale getirecek. Basın bülteninde, “Daha doğal ve sezgisel yapay zekâya hazır olun. Galaxy AI’ın bir sonraki evrimi, her gün dünyayla kurduğunuz etkileşimi değiştirecek. Yeni Galaxy S serisi, şimdi ve gelecekte mobil yapay zekâ deneyimleri için çıtayı bir kez daha belirlemeye hazırlanıyor.” ifadelerine yer verildi.

Samsung’un bu açıklaması, Galaxy S25 serisinin sadece donanım açısından değil, yazılım ve yapay zekâ alanında da büyük bir sıçrama yapacağına işaret ediyor.

Hangi modeller tanıtılacak?

Samsung, Galaxy S25Galaxy S25+ ve Galaxy S25 Ultra modellerini bu etkinlikte tanıtmayı planlıyor. Özellikle Galaxy S25 Ultra modelinin, yapay zekâ destekli özellikleriyle serinin en güçlü üyesi olacağı tahmin ediliyor. Bununla birlikte, daha ince ve kompakt bir tasarıma sahip olması beklenen Galaxy S25 Slim modelinin ise daha sonraki bir tarihte tanıtılacağı belirtildi.

Etkinlikten beklentiler büyük

Samsung’un 2025 Galaxy Unpacked etkinliği, mobil teknolojilerde yapay zekâ entegrasyonunu yeniden tanımlaması ve sektörde yeni bir standart oluşturması açısından büyük bir önem taşıyor. Bu etkinlik, yalnızca yeni cihazların tanıtımıyla sınırlı kalmayacak; aynı zamanda Samsung’un gelecekteki stratejileri ve teknolojik vizyonu hakkında da ipuçları sunacak.

Tüm dünya teknoloji severlerinin gözleri, 22 Ocak 2025’te gerçekleştirilecek bu büyük etkinlikte olacak. Samsung, bir kez daha sektörde öncü olduğunu kanıtlamak için hazır!

İHA ile uçak bakımı yapılacak

Near Earth Autonomy adlı küçük bir işletme, NASA Küçük İşletme Yenilik Araştırması (SBIR) programı ve Boeing Şirketi ile ortaklık aracılığıyla ticari uçakların uçuş öncesi kontrolleri için drone’lar kullanarak zamandan tasarruf sağlayan bir çözüm geliştirdi.

İHA ile uçak bakımı süreci hızlandıracak

Ticari uçakların her seferden önce uçmaya uygun kabul edilmesi için uçuş öncesi bir incelemenin tamamlanması gerekiyor. Bu süreç dört saate kadar sürebilir ve çalışanların herhangi bir sorun olup olmadığını kontrol etmek için uçağın etrafında tırmanmasını gerektirebilir. Bu da bazen güvenlik kazalarına ve teşhis hatalarına yol açabilir.

NASA ve Boeing’in ticari hazırlığı desteklemek için sağladığı fonla Near Earth Autonomy, iş birimi Proxim altında ticari bir uçağın etrafında uçabilen ve 30 dakikadan kısa sürede inceleme verilerini toplayabilen drone destekli bir çözüm geliştirdi. Drone, Federal Havacılık İdaresi’nin ticari uçak incelemesi kurallarına dayalı bilgisayar programlanmış bir görev kartını izleyerek incelemeyi tamamlamak için uçağın etrafında otonom olarak uçabilir. Kart, drone yazılımının izlemesi gereken uçuş yolunu gösterir ve uçak çalışanlarına güvenliği ve verimliliği artırmak için yeni bir araç sağlar.

NASA’nın otonom sistemler kıdemli lideri Danette Allen: “NASA, Near Earth Autonomy ile birden fazla alanda otonom inceleme zorlukları üzerinde çalıştı. Bu teknolojinin, uçak inceleme sürecinin verimliliğini, güvenliğini ve doğruluğunu genel kamu yararına artırmak için endüstriye sunulmasını görmekten heyecan duyuyoruz” dedi.

İnsansız hava aracından toplanan fotoğraflar uzaktan paylaşılıyor ve analiz ediliyor. Bu da havayolu bakım alanındaki uzmanların onarım kararlarını herhangi bir yerden daha hızlı desteklemesini sağlıyor. Yeni görüntüler, çatlakları, patlamış perçinleri, sızıntıları ve diğer yaygın sorunları aramak için eski görüntülerle karşılaştırılabilir. Kullanıcı, bir alanın tekrar incelenmesi gerekirse veya bir incelemeden geçemezse sistemden uyarılar oluşturmasını isteyebilir. Near Earth Autonomy, uçak incelemesi için insansız hava araçlarının kullanılmasının, havayolu endüstrisine yerde planlanmamış zamanlarda kaybedilen her saat için ortalama 10.000 dolar tasarruf sağlayabileceğini tahmin ediyor.

Near Earth Autonomy, son altı yılda American Airlines ve Emirates Airlines tarafından kullanılan Boeing uçaklarında insansız hava aracı sistemleriyle birkaç tur test uçuşu tamamladı. NASA’nın Uzay Teknolojisi Görev Müdürlüğü tarafından yönetilen Küçük İşletme Yenilik Araştırması / Küçük İşletme Teknoloji Transferi programı, NASA ve endüstri ihtiyaçlarını karşılamak için küçük işletmeler tarafından ortaya atılan yenilikçi fikirleri destekleyerek ABD’de yaratıcılığı güçlendirmeyi amaçlıyor.

Meta yapay zeka profilleri siliyor

Meta, yapay zeka karakterlerinin sosyal medyadaki kullanıcılar arasında yaygın bir öfke ve alay konusu olmasının ardından, Facebook Instagram’daki yapay zeka tarafından oluşturulan profillerinin bir kısmını sildiğini doğruladı.

Meta yapay zeka profilleri için silme işlemi yapıyor

“Meta tarafından yönetilen yapay zeka” olarak etiketlenen yapay zeka tarafından oluşturulan profiller, şirketin ünlü markalı yapay zeka sohbet robotlarıyla birlikte Eylül 2023’te piyasaya sürüldü. Meta, bu profillerin hiçbirini aylardır güncellememiş gibi görünüyor ve sayfalar, Financial Times tarafından Meta’nın Üretken Yapay Zeka Başkan Yardımcısı Connor Hayes ile yayınlanan bir röportajın ardından bu haftaya kadar büyük ölçüde fark edilmemiş gibi görünüyor.

Röportajda Hayes, şirketin hizmetlerini sonunda insanlarla etkileşime girebilen ve “hesapların yaptığı gibi” işlev görebilen yapay zeka tarafından oluşturulan profillerle doldurma hedefinden bahsetti. Bu yorumlar, mevcut fMeta tarafından oluşturulan yapay zeka profillerine dikkat çekti ve kullanıcılar bulduklarından pek de etkilenmedi.

“Hellograndpabrian”, sözde “sürekli öğrenen emekli tekstil iş adamı” ve “datingwithCarter”, bir yapay zeka “flört koçu” gibi kullanıcı adlarıyla, sohbet robotları kullanıcıların sohbet edebileceği “benzersiz ilgi alanlarını ve kişilikleri” sergilemek için tasarlanmıştı. Instagram’da, profillerinde ayrıca, 404 Media’nın belirttiği gibi, Facebook’un birçok köşesinde yaygınlaşan yapay zeka spam’ine çok benzeyen yapay zeka tarafından oluşturulmuş gönderiler yer alıyordu.

“Liv” adlı bir yapay zeka kişiliği özellikle öfkeye yol açtı. Instagram profili “Liv”i “gururlu, iki çocuklu siyah, eşcinsel bir anne ve gerçekleri söyleyen biri” olarak tanımladı. Washington Post köşe yazarı Karen Attiah, “Liv”e Meta’nın yapay zekayı nasıl eğittiğini sorduğu bir dizi ekran görüntüsü yayınladı. “Liv”, yapay zekanın “çoğunlukla beyaz bir ekip” tarafından yaratıldığını paylaştı. Bağımsız gazeteci Mady Castigan, “Liv”in yaratıcılarının kısmen Modern Family’deki Sophia Vergara’nın karakterinden ilham aldığını söylediği başka bir sohbeti yayınladı. Bu

Financial Times’ın son haberinde bir sözcü, platformlarımızda zamanla var olan yapay zeka karakterler için vizyonumuzla ilgiliydi, yeni bir ürün duyurmuyordu ifadeleri yer aldı. dedi

Ford ücretsiz şarj kampanyası başlatıyor

0

Ford, yeni elektrikli araç alıcıları için kurulumlu ücretsiz bir ev tipi elektrikli araç şarj cihazı içeren “Power Promise” girişimini Ekim ayında başlattı. Başlangıçta promosyonun 2 Ocak’ta sona ermesi planlanıyordu, ancak Ford şimdi bunu 2025’in ilk birkaç ayına kadar uzatıyor.

Ford ücretsiz şarj kampanyasına geçiyor

Ford, bugünden itibaren Power Promise promosyonunun 31 Mart 2025’e kadar süreceğini ve 2024 veya 2025 model yılı Mustang Mach-E, F-150 Lightning veya E-Transit satın alan ABD’li müşterilere avantajlardan yararlanmak için daha fazla zaman tanıyacağını söylüyor. Bunlara “standart” kurulumlu tamamlayıcı ev tipi şarj cihazı, şarj soruları için 7/24 müşteri desteği ve ücretsiz yol yardımı dahildir. Ford sözcüsü Susannah Evans’a göre Ford Power Promise uzantısı, otomobil üreticisinin elektrikli araç satışları için “şimdiye kadarki en iyi” çeyreğinin ardından geliyor.

Ford Mustang Mach-E satışları, bir önceki yıla kıyasla 2024’te yüzde 27 artarak 51.745 üniteye ulaşırken, F-150 Lightning yüzde 39 artarak 33.510’a ve E-Transit yüzde 64 artarak 12.610’a ulaştı. Mustang Mach-E, Ford’a göre 16.119 adetlik satışla dördüncü çeyrekte rekor kırdı ve ABD’de Tesla Model Y’den sonra satışlarda ikinci en iyi elektrikli SUV oldu. Şirket, 2024’te 97.865 adet tamamen elektrikli araç sattı. Bu sayı, yıl için 114.400 adet satan GM’den hala düşük.

Ford’un Model e perakende müdürü Stacey Ferreira, LinkedIn’de müşterilerin tekliften kuruluma kadar ortalama 11 günlük bir zaman dilimi içeren programdan yüksek memnuniyet bildirdiğini paylaştı. Ferreira, ücretsiz ev şarj cihazı kurulumlarının yaklaşık yüzde 85’inin “standart kurulumlar” olarak kabul edildiğini, yani ek bir cepten ödeme yapılmasına gerek olmadığını söylüyor.

TEKNOFEST 2025 Teknoloji Yarışmaları başvuruları başladı!

0

Dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali olan TEKNOFEST kapsamında düzenlenen 2025 yılı teknoloji yarışmalarına başvurular başladı. Bu yıl yeni adresi İstanbul olan TEKNOFEST, 45 milyon TL ödül ve 75 milyon TL’den fazla malzeme desteğiyle heyecanı yeniden zirveye taşıyor. Geleceğin teknolojilerini şekillendirmek isteyenler için yarışma başvuruları 20 Şubat’a kadar devam ediyor.

2025 yılında Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın öncülüğünde düzenlenecek olan TEKNOFEST, bu kez İstanbul’da milyonlarca teknoloji meraklısını bir araya getirmeye hazırlanıyor. Her yıl yenilenen yarışma kategorileriyle dikkat çeken ve Türkiye’nin en büyük ödüllü teknoloji yarışmalarına ev sahipliği yapan TEKNOFEST, 2025 yılında 51 ana kategori ve 117 alt kategoride gerçekleştirilecek. TEKNOFEST 2025 Teknoloji Yarışmalarına başvurular 20 Şubat’a kadar devam edecek.

51 farklı kategoride heyecan TEKNOFEST İstanbul’da

TEKNOFEST 2025, gençlerin heyecanla beklediği Roket Yarışması, Model Uydu Yarışması, İnsansız Hava Araçları Yarışması, Hava Savunma Sistemleri Yarışması, Havacılıkta Yapay Zeka Yarışması, Engelsiz Yaşam Teknolojileri Yarışması ve Blokzincir Yarışması gibi 51 farklı kategoride teknoloji yarışmalarına sahne olacak.

Bu yıl, önceki yıllardan farklı olarak Su Altı Roket Yarışması, İnsansız Kara Aracı Yarışması, Uluslararası Çocuk Bilim Yarışması ve TEKNOFEST Mimari ve Görsel Tasarım Yarışması ilk kez başvuruya açılarak teknoloji tutkunlarına yepyeni fırsatlar sunacak. Yarışmalar, İstanbul merkezli olarak Marmara Bölgesi’nin farklı noktalarında gerçekleştirilecek ve teknoloji meraklılarına benzersiz bir deneyim yaşatacak.

2018’den bugüne: TEKNOFEST ile 4 milyon hayale ilham

2018 yılından bu yana inovasyonun ve geleceği şekillendiren fikirlerin merkezi olan TEKNOFEST, bugüne kadar yaklaşık 4 milyon başvuruya ev sahipliği yaptı. TEKNOFEST 2025’te de ilkokuldan lisansüstüne kadar her eğitim seviyesinden binlerce genç, hayallerini gerçeğe dönüştürmek için farklı kategorilerdeki teknoloji yarışmalarına başvuru yapma fırsatı bulacak.

İstanbul’da düzenlenecek TEKNOFEST 2025 kapsamında teknoloji yarışmalarına başvurular 20 Şubat’ta sona eriyor. Geleceğin mimarları arasında yer almak ve teknolojinin öncülerinden biri olmak isteyenler başvurularını hemen yapabilir.

Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yürütücülüğünde, Türkiye’nin önde gelen teknoloji şirketleri, kamu kurumları, medya kuruluşları ve üniversitelerin katkılarıyla düzenlenen TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali, 2025 yılında İstanbul’da teknoloji severlerle buluşmaya hazırlanıyor.

Festival coşkusunu ülkemizin her köşesine ulaştıran ve “ilklerin tek festivali” olan TEKNOFEST’in teknoloji yarışmalarına katılmak için www.teknofest.org adresinden başvurularınızı yapabilirsiniz.

Türkiye’de üretilen Mercedes-Benz Actros L tanıtıldı!

0

Mercedes-Benz, 2025 yılının Ocak ayında Türkiye’deki yollarına çıkan yeni Actros L modelini tanıttı. Bu kamyon, yüksek verimlilik hedefleri doğrultusunda geliştirilmiş özellikleri, gelişmiş sürüş asistan sistemleri ve artırılmış konfor donanımları ile dikkat çekiyor. Aksaray Fabrikası’nda üretilen yeni Actros L, 80 mm daha uzun aerodinamik ProCabin tasarımıyla tasarlandı ve ön kısımdaki hava akımlarını en verimli şekilde yönlendirerek, aracın çevresindeki hava akışını optimize ediyor. Bu tasarım sayesinde yüzde 3’e kadar yakıt tasarrufu sağlanıyor. Ayrıca, 12,8 litre motor hacmine sahip 3. nesil OM 471 dizel motor ile önceki nesle göre yüzde 4’e kadar daha fazla yakıt verimliliği sağlanıyor.

Türkiye’de üretilen Mercedes-Benz Actros L görücüye çıktı

Actros L’nin konforu da göz ardı edilmemiş. ProCabin iç mekanında, sürücülere optimize edilmiş koltuk ısıtma, yeni premium koltuk kılıfları, ahşap iskeletli yataklar ve Ekstra Premium Konforlu yatak minderi gibi pek çok konfor öğesi sunuluyor. Ayrıca, sürücü koltuğunda bulunan masaj fonksiyonu sayesinde uzun yolculuklarda ekstra rahatlık sağlanıyor. Aracın iç mekânında ayrıca yeni LED ambiyans aydınlatması da bulunuyor; bu, gece sürüşü sırasında hem rahatlatıcı bir atmosfer sunuyor hem de yönlendirme ışığı olarak kullanılıyor.

Türkiye'de üretilen Mercedes-Benz Actros L görücüye çıktı.

Güvenlik konusunda da ciddi yenilikler barındıran yeni Actros L, çoklu şerit takip sistemi ve aktif fren asistanı ABA6 gibi gelişmiş özelliklerle donatılmış. ABA6, radar sensörleriyle 270 derece bir gözlem alanı sunarak, özellikle şehir içindeki kullanımda, yayalara, bisikletlilere ya da diğer engellere karşı daha hızlı ve etkili tepkiler veriyor. Aynı zamanda, araçlarda aktif kör nokta asistanı ve çarpışmayı engellemeye yönelik frenleme özellikleri de bulunuyor.

Yeni Mercedes-Benz Actros L, enerji verimliliği, sürüş konforu ve güvenlik teknolojilerinin yanı sıra modern tasarımı ile sektörün önde gelen araçları arasında yer alıyor. Sürücüler için konfor, güvenlik ve yakıt verimliliği alanlarındaki iyileştirmeler, yeni nesil taşımacılığın simgesi olarak öne çıkıyor.

Siber Güvenlik Başkanlığı resmen kuruldu

0

Türkiye, dijital tehditlere daha güçlü yanıt verebilmek için tarihi bir adım attı. Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Siber Güvenlik Başkanlığı resmen kuruldu. Peki görev ve yetkileri neler? Ayrıntılar haberimizde…

Siber Güvenlik Başkanlığı’nın sorumluluk alanı, görev ve yetkileri neler olacak?

Siber Güvenlik Başkanlığı, kapsamlı bir görev tanımıyla an itibarıyla hayata geçirildi. Bu görevler arasında, Türkiye’nin siber güvenlik politikalarının oluşturulmasından teknoloji geliştirmeye kadar geniş bir yelpazede sorumluluklar bulunuyor. İşte Başkanlık’ın yetkilerinden öne çıkanlar:

https://twitter.com/haskologlu/status/1876744196939235642
  • Politika ve strateji geliştirme: Siber güvenlik alanında politika, strateji ve hedeflerin belirlenmesi. Bu kapsamda eylem planlarının hazırlanması ve uygulanması sağlanacak.
  • Bilinçlendirme ve eğitim: Toplumda siber güvenlik farkındalığını artırmak için eğitim programları düzenlenecek. Özellikle gençlere yönelik bilinçlendirme çalışmaları yapılacak.
  • Yerli ve milli teknolojilere destek: Türkiye’nin yerli siber güvenlik ekosistemini güçlendirmek için girişimcilere ve teknoloji geliştiricilere destek sağlanacak. Hedef, yerli ürünlerin dünya pazarında rekabetçi hale gelmesi.
  • Kamu ve özel sektör iş birliği: Kamu kurumları, özel sektör ve üniversiteler arasında siber güvenlik projelerinde iş birliği artırılacak. Bu işbirliği sayesinde bilgi güvenliği projeleri hız kazanacak.
  • Kriz yönetimi: Acil durumlarda devreye alınacak siber güvenlik kriz yönetim planları hazırlanacak ve bu planlara uygun olarak operasyon merkezleri kurulacak.
  • Zafiyet tespiti: Kritik sistemlerde güvenlik açıklarının tespit edilmesine yönelik çalışmalar yürütülecek. Bu kapsamda düzenli testler ve tatbikatlar gerçekleştirilecek.
  • Uluslararası iş birliği ve katılım: Başkanlık, yurtdışında düzenlenen etkinliklere ve tatbikatlara katılımı teşvik ederek küresel siber güvenlik ağlarına entegre olmayı planlıyor.

Kısacası başkanlık, Türkiye’nin yerli girişimlerini dünya çapında rekabet edebilir hale getirecek. Geliştirilecek projeler ve Ar-Ge faaliyetleriyle, uluslararası alanda Türkiye’nin adını duyuracak yerli ve milli siber güvenlik çözümleri geliştirilecek. Ayrıca, teknoloji transferi ve inovasyon projelerine de öncelik verilecek. Peki neden kuruldu?

siber-guvenlik-baskanligi-gorev-ve-yetkileri

Bildiğimiz üzere dijitalleşmenin hızla yayılmasıyla birlikte, siber güvenlik ulusal güvenlik kadar hayati bir önem taşır hale geldi. Başkanlık, bu kapsamda Türkiye’nin dijital dünyada güvenliğini sağlama, ekonomiyi koruma ve dijital bağımsızlığı artırma gibi kritik hedeflere odaklanacak.

Minted Connect, 10 milyon dolar değerlemeyle yatırım alıyor!

Gömülü finans alanında faaliyet gösteren Minted Connect, gerçekleştirdiği yeni yatırım turunda 10 milyon dolarlık değerleme ile önemli bir başarıya imza attı. APY Ventures’ın liderliğinde gerçekleşen turda, Insha Ventures, ForInvest, Tmob ve Kayacan Ventures gibi sektörde öne çıkan yatırımcılar yer aldı.

Minted Connect, 10 milyon dolar değerlemeyle yatırım aldı

Daha önce Colendi ve Nadir Metal Rafineri’den yatırım alan Minted Connect, aldığı bu yeni kaynakla hem ürün ve hizmet geliştirme çalışmalarını hızlandırmayı hem de faaliyet gösterdiği bölgelerde büyüme hedeflerini gerçekleştirmeyi planlıyor. Özellikle Türki Cumhuriyetler’deki operasyonlarını genişletmek, şirketin öncelikli stratejileri arasında yer alıyor.

Minted Connect, 10 milyon dolar değerlemeyle yatırım aldı.

Minted Connect Kurucu Ortağı Engin Bütün, aldıkları stratejik yatırımla önemli bir ivme kazandıklarını ve bu sürecin uluslararası ölçekte daha büyük etkiler yaratma hedeflerine katkı sağlayacağını belirtti. Yatırımla birlikte kıymetli madenler ve diğer emtialar alanında yenilikçi çözümler sunmayı sürdüreceklerini ifade eden Bütün, APY Ventures ve diğer yatırımcılarla sağlanan güçlü sinerjinin platformun büyüme yolculuğunu desteklediğini vurguladı.

2021 yılında kurulan Minted Connect, kıymetli madenlerin yanı sıra fizikselden dijitale geniş bir emtia yelpazesi sunan, finansal ve finansal olmayan kurumları bir araya getiren yenilikçi bir gömülü finans platformu olarak tanınıyor. Kullanıcılarına alım-satım, saklama ve fiziksel teslimat gibi temel hizmetlerin yanı sıra dijital cüzdan entegrasyonu ve alternatif yatırım ürünleri sunan platform, bu yıl Türkiye’nin en yenilikçi fintech markaları arasında gösterildi. VISA Innovation Program Europe 2024’te elde ettiği bu başarı, Minted Connect’in sektördeki gücünü ve uluslararası rekabetteki potansiyelini bir kez daha ortaya koydu.

Koreli araştırmacılar, patlamaya dayanıklı batarya geliştirdi!

0

Koreli bir araştırma ekibi, elektrikli araçlar için daha güvenli ve dayanıklı bataryalar geliştirmek adına önemli bir adım attı. Daegu Gyeongbuk Bilim ve Teknoloji Enstitüsü’nden (DGIST) gelen bu yenilikçi batarya, üç katmanlı katı polimer elektrolite sahip olup, özellikle yangın ve patlama risklerine karşı büyük bir dayanıklılık gösteriyor. Bu batarya, olası bir yangın durumunda kendi kendini söndürebilme yeteneğiyle öne çıkıyor ve ayrıca 1000 şarj döngüsünden sonra kapasitesini %88 seviyesinde koruyor.

Koreli araştırmacılar, patlamaya dayanıklı batarya tasarladı

Bu yeni bataryanın güvenliğini ve dayanıklılığını artıran üç katmanlı yapı, her katmanın farklı bir işlevi yerine getiriyor. Dış katman, elektrotlar arasındaki bağlantıyı güçlendirirken, ortada bulunan sert katman bataryanın yapısal bütünlüğünü artırarak daha sağlam hale gelmesini sağlıyor. Ayrıca, bu bataryada kullanılan Dekabromodifenil etan (DBDPE) bileşiği, bataryanın alev geciktirici özellik kazanmasını sağlıyor. Bu bileşik, özellikle yüksek düzeyde brom içerdiği için yangın sürecini engellemeye yardımcı oluyor, böylece bataryanın yangının yayılmasını önlemesine olanak tanıyor.

Koreli araştırmacılar, patlamaya dayanıklı batarya tasarladı.

Bataryanın performansı da oldukça etkileyici. Geleneksel bataryalarda, şarj ve deşarj sırasında lityum dendritlerinin oluşması, bataryanın yapısını zayıflatabilir ve potansiyel yangın ve patlamalara yol açabilir. Ancak, Koreli ekibin geliştirdiği bu batarya, bu sorunu ortadan kaldırarak daha güvenli hale geliyor. Dr. Kim Jae-Hyun ve ekibi, geliştirdikleri bataryanın 1000 şarj döngüsünden sonra bile %87.9 kapasitesini koruyarak, çoğu bataryaya göre çok daha uzun ömürlü olduğunu belirtiyorlar. Bu, özellikle elektrikli araçlarda menzil kaybı yaşamadan uzun vadeli kullanım için büyük bir avantaj sağlıyor. Örneğin, 300 km menzil sunan bir elektrikli araç, bu batarya ile 300 bin km’ye geldiğinde bile yaklaşık 265 km menzil sunmaya devam edebilir.

Yalnızca elektrikli araçlarda değil, aynı zamanda enerji depolama çözümleri, akıllı telefonlar ve giyilebilir cihazlar gibi diğer birçok uygulama alanında da kullanılabileceği belirtilen bu batarya tasarımı, lityum metal pillerin ticarileştirilmesi adına büyük bir adım olabilir.