Kanada, hakimiyetini kötü kullandığı için Google’a dava açtı!

0

Kanada’nın antitröst regülatörü Competition Bureau, reklam sektöründeki hakimiyetini kötüye kullandığı gerekçesiyle Google’a dava açtı. Google, Alphabet çatısı altında faaliyet gösteren arama motoru devi, halihazırda Kanada’nın yanı sıra Avrupa Birliği ve ABD’de de regülatörlerle sorunlar yaşıyor. Bu dava, Google’ın reklam hizmetlerini yasa dışı bir şekilde birbirine bağlamak ve reklam açık artırmalarını çarpıtmak suretiyle pazar üzerindeki üstünlüğünü devam ettirdiği iddialarına dayanıyor. Competition Bureau, Google’ın rekabete aykırı uygulamalarını sonlandırmak ve sektörde adil rekabeti sağlamak için mahkemeden tazminat talep etti.

Kanada, hakimiyetini kötü kullandığı için Google’a dava açıyor

Dava dosyasında, Google’ın 2007 yılında dijital reklamcılık ekosisteminde önemli bir rol oynayan DFP ve AdX reklam araçlarını satın alması da yer alıyor. Bu satın alımlar, Google’ın reklam dağıtımı ve programatik reklamcılık alanındaki baskın pozisyonunu pekiştirdiği ve rekabeti engellediği gerekçesiyle eleştiriliyor.

Kanada yönetimi, Google'a dava açtı.
Kanada yönetimi, Google’a dava açtı.

Rekabetin sağlanması adına adil bir ortamın oluşturulması gerektiğine inanan Kanada regülatörü, Google’a, elde ettiği kârın üç katı kadar bir ceza ödemesini talep ediyor. Eğer bu miktar belirlenemezse, Google’ın küresel brüt gelirinin yüzde 3’ü kadar bir para cezası ödemesi isteniyor.

Google, dava ile ilgili açıklamalarda bulunarak, Kanada’daki şikayetin “reklam alıcıları ve satıcılarının çok sayıda seçeneğe sahip olduğu ve yoğun bir rekabet ortamının bulunduğu” gerçeğini göz ardı ettiğini belirtti. Şirket, davayı mahkemeye taşımayı planladığını söyledi. Bu dava, küresel ölçekte dijital reklam pazarındaki hakimiyetin sorgulanmasına yol açabilecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

ABC Technologies, TI Fluid Systems’i 1.3 milyar dolara satın alacak!

Kanadalı ABC Technologies, otomotiv sistemleri ve bileşenleri sağlama alanındaki liderliğini pekiştirecek önemli bir adım atarak, İngiltere merkezli TI Fluid Systems’i 1.3 milyar dolara (1.04 milyar sterlin) satın alma anlaşmasına vardı. TI Fluid Systems, otomotiv sektörüne yönelik termal yönetim ve akışkan sistemleri geliştiren bir şirket olarak, özellikle araçların performansını iyileştirmeye ve sürdürülebilirliklerini artırmaya yönelik çözümler sunuyor. Şirket, dünya çapında 27 farklı ülkede faaliyet gösteriyor ve bu satın alma, TI Fluid’in ABD, Avrupa ve Asya’daki varlığını genişletme amacını da destekleyecek.

ABC Technologies, TI Fluid Systems’i 1.3 milyar dolara satın alıyor

TI Fluid Systems, mobilitenin geleceğini şekillendirmek ve araçların verimliliğini artırmak adına termal yönetim ve akışkan kontrol sistemleri üretiyor. Bu çözümler, özellikle elektrikli araçlar ve yeni nesil içten yanmalı motorlar gibi teknolojiler için kritik öneme sahip, çünkü araçların soğutma ve ısıl yönetimi, genel performansları ve sürdürülebilirlikleri üzerinde doğrudan etkili oluyor. Bu alanda önemli bir oyuncu olan TI Fluid Systems, aynı zamanda çevre dostu teknolojiler geliştirme ve otomotiv sanayisinin enerji verimliliğini artırma konusunda da önemli bir rol oynuyor.

ABC Technologies, Kanada merkezli bir şirket olarak, otomotiv endüstrisine yönelik plastik işleme teknolojileri ve sistemleri sağlıyor. Şirket, yüksek verimlilik, hızlı ürün geliştirme ve maliyet tasarrufu sağlama vaadiyle sektördeki lider konumunu koruyor. ABC Technologies, geçmişte birkaç kez TI Fluid Systems’e satın alma teklifleri sunmuş, ancak bu teklifler reddedilmişti. Ancak bu sefer, her iki şirket anlaşmaya vararak, TI Fluid Systems’in satın alınması sürecini tamamlamaya çok yakın olduklarını belirtti. Bu birleşme, ABC Technologies’in küresel pazarda daha fazla etki yaratmasına ve özellikle termal yönetim ve akışkan kontrol sistemleri konusunda daha fazla yetkinlik kazanmasına olanak tanıyacak.

Bu anlaşmanın bir diğer önemli boyutu ise, ABC Technologies’in bu satın almayla birlikte ABD, Avrupa ve Asya’daki varlığını genişletme hedefidir. TI Fluid Systems’in küresel pazarındaki köklü deneyimi ve geniş müşteri ağı, ABC Technologies’e stratejik bir avantaj sağlayacak. Ayrıca, her iki şirketin de otomotiv endüstrisindeki güçlü portföyleri ve ileri düzey mühendislik kapasitesi, birleşerek daha rekabetçi ve yenilikçi çözümler sunmalarını mümkün kılacak. Bu adım, otomotiv sektöründe gelecekteki gelişmelere yön verecek önemli bir birleşme olarak değerlendiriliyor.

Yazılım test otomasyonu girişimi Text2Test, 495 bin dolar yatırım aldı!

Yapay zeka tabanlı yazılım test otomasyonu çözümleri sunan yerli girişim Text2Test, 495 bin dolarlık tohum öncesi yatırım turunu başarıyla tamamladı. Bu yatırım, şirketin yenilikçi teknolojisini küresel pazarlara taşımak ve yazılım test süreçlerini daha hızlı, etkili ve erişilebilir hale getirme hedeflerine bir adım daha yaklaşmalarını sağladı. Yatırım turuna ARYA Kadın Yatırım Platformu liderlik ederken, Yapay Zeka Fabrikası (YZF) da sektördeki derin tecrübesi ve yenilikçi yaklaşımıyla katkı sağladı. Ayrıca melek yatırımcılar Özlem Eke Tümer, Sanem Tatlıdil ve Selin Çelikel de yatırıma katıldılar.

Yazılım test otomasyonu girişimi Text2Test, 495 bin dolar yatırım alıyor

2024 yılında Esin Yılmaz ve Prof. Dr. Cemal Yılmaz tarafından kurulan Text2Test, yazılım test otomasyonunu yapay zeka ile güçlendirerek, özellikle yazılım geliştirme süreçlerinde kaliteyi artırmayı ve maliyetleri düşürmeyi amaçlıyor. Yazılım projelerindeki test ve kalite güvencesi maliyetleri genellikle %31 ile %90 arasında değişirken, manuel müdahaleler hem maliyetleri artırıyor hem de süreci yavaşlatıyor.

Yazılım test otomasyonu girişimi Text2Test, 495 bin dolar yatırım alıyor
Yazılım test otomasyonu girişimi Text2Test, 495 bin dolar yatırım alıyor

Text2Test, doğal dilde oluşturulmuş test senaryolarını yapay zeka yöntemleriyle anlamlandırarak, yazılım testlerini daha verimli ve hatasız bir şekilde gerçekleştirmeyi sağlıyor. Bu yaklaşım, test süreçlerini dinamik ve adaptif hale getirerek, daha kaliteli ürünler ve müşteri memnuniyeti sağlıyor.

Text2Test’in kurucusu Esin Yılmaz, bu yatırımın küresel liderlik hedeflerini güçlendirdiğini belirterek, şirketin test otomasyonunu statik bir süreç olarak değil, gelişen sistemlere uyum sağlayabilen dinamik bir süreç olarak sunduğunu vurguladı. Prof. Dr. Cemal Yılmaz ise akademik bilgi birikimini yazılım endüstrisinde önemli problemlerin çözümüne katkı sağlamak için kullanmanın büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu ve Text2Test’in sektöre yeni standartlar kazandıracağına inandığını ifade etti.

Gazi Endüstri Topluluğu 19. Kariyer Günleri başlıyor!

0

Türkiye’nin köklü öğrenci topluluklarından biri olan Gazi Endüstri Topluluğu, bu yıl 19. kez düzenlediği “Kariyer Günleri” ile öğrencileri sektör liderleri ve ilham verici isimlerle buluşturuyor.

3-4 Aralık tarihlerinde gerçekleşecek etkinlik, bu yıl “Zemheri” konseptiyle katılımcılara ilham veren deneyim hikayeleri, sektör liderlerinden özel oturumlar ve çeşitli atölyeler sunuyor.

Gazi Üniversitesi başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından öğrencilerin yoğun ilgi göstermesi beklenen etkinlikte gençlerin kariyer yolculuklarına rehberlik edilecek.

Etkinlikte yer almak ve geleceğinize yön vermek için takviminizi şimdiden ayarlayın!

Türkiye’de test edilen elektrikli otobüsler Avrupa yollarında

0

Daimler Buses, elektrikli otobüs filoları için en yeni araç geliştirmeleri, batarya çözümleri ve hizmetlerini Daimler Buses eMobility Days 2.0 etkinliğinde tanıttı. Berlin’de düzenlenen etkinlik, e-mobilite alanında geleceğin teknolojilerine dair kapsamlı bir bakış sundu.

Açılışı Daimler Buses CEO’su Till Oberwörder tarafından yapılan etkinliğe dünyanın farklı yerlerinden çok sayıda basın mensubu katıldı. Daimler Buses ağında önemli bir yere sahip olan Mercedes-Benz Türk İstanbul AR-GE Merkezi, yeni nesil otobüs modellerinin geliştirilmesine katkılarıyla dikkat çekti.

Daimler Buses, 2022 yılında ilk eMobility Günleri’nde duyurduğu elektriklendirme stratejisini geliştirmeye devam ediyor. 2024 etkinliğinde, seri üretime yakın prototip model yeni Mercedes-Benz eIntouro, şehirlerarası ve gezi rotaları için elektrikli mobilite ihtiyacını karşılayacak çözümleriyle tanıtıldı.

Ayrıca, Mercedes-Benz eCitaro K modelinde kompakt eMobilite sağlanırken, tamamen hidrojenle çalışma özelliği sunan eCitaro Fuel Cell modeliyle yeni bir işletim modu geliştirildi. NMC4 bataryaların tanıtımıyla da elektrikli otobüslerde daha fazla kapasite ve daha uzun kullanım ömrü hedefleniyor.

Mercedes-Benz Türk, 2018 yılında Daimler Truck tarafından üretilen ilk elektrikli otobüs olan Mercedes-Benz eCitaro’nun geliştirme süreçlerinde kritik bir rol üstlendi. Türkiye’de zorlu iklim koşullarında ve farklı sürüş senaryolarında test edilen araç, bu kapsamlı süreçlerin ardından Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde hizmet vermeye başladı.

Tamamen elektrikli Mercedes-Benz eIntouro, LFP bataryaları ve merkezi motorla donatılmış yeni bir batarya-elektrik sistemi sunuyor. Bu özellikler, şehirlerarası güzergahlar, okul servisleri ve kısa mesafeli yolculuklar için uygun bir elektrikli mobilite çözümü sağlıyor. Yeni eIntouro, Avrupa’da mobil ağ üzerinden yazılım güncellemelerinin ilk kez kullanılabildiği bir otobüs olarak dikkat çekiyor.

Mercedes-Benz eCitaro K modeli, sınırlı yolcu kapasitesine uygun kompakt tasarımıyla dar ve dolambaçlı rotalarda yüksek performans sunuyor. Araç, 588 kWsa kapasiteli bataryasıyla 400 kilometrelik bir menzil sağlıyor.

Öte yandan, Mercedes-Benz eCitaro Fuel Cell modeli, hidrojen bazlı yakıt hücresiyle donatılarak hareket halindeyken bataryasını şarj edebiliyor. Bu yenilikçi model, çevre dostu özellikleriyle uluslararası ödüllere layık görüldü.

Daimler Buses tarafından tanıtılan yeni nesil NMC4 bataryalar, yüksek enerji yoğunluğu ve uzun kullanım ömrü ile elektrikli otobüslerin performansını artırmayı hedefliyor. Bu bataryalar, 2026 yılından itibaren eCitaro modellerinde kullanılmaya başlanacak. Ayrıca, Daimler Buses Solutions GmbH, elektromobilite altyapısının tasarımı ve uygulanması konusunda sunduğu kapsamlı hizmetlerle dikkat çekiyor.

OMNIplus, elektrikli otobüsler için dijital hizmetlerini genişletiyor. Batarya izleme sistemi ve kablosuz yazılım güncellemeleri gibi yeniliklerle filo operatörlerine operasyonel verimlilik sağlanıyor. Türkiye pazarına da sunulması planlanan bu hizmetler, e-mobilite dönüşümünü destekleyecek önemli adımlar arasında yer alıyor.

Tripnly’den hepsi bir arada seyahat platformu!

0

Tripnly, kişiselleştirilmiş ve entegre seyahat çözümlerine yönelik artan talebe yanıt vermek için “Hepsi Bir Arada Seyahat Platformu” konseptini tanıttı. Accenture’ın 26 Eylül 2024 tarihli araştırmasına göre seyahat edenlerin %97’si, çeşitli hizmetlere tek bir noktadan erişim sağlayan bir platform istiyor. Tripnly, bu beklentiye yenilikçi bir çözüm sunarak sektörde yeni bir standart oluşturmayı hedefliyor. Şirketin CEO’su Alper Aydın, platformun seyahatseverlerin yolculuklarının her aşamasında en iyi yol arkadaşı olmayı amaçladığını ifade etti.

Tripnly’nin mobil uygulaması, 20 Ağustos 2024’te iOS platformunda soft launch gerçekleştirerek pazara giriş yaptı. Uygulama, yalnızca iki hafta içinde Portekiz Apple Store’un Seyahat kategorisinde 116. sıraya yükselerek dikkat çekici bir başarı elde etti. Şirket, aynı dönemde 480.000 € hedefli ön tohum yatırım turunun 240.000 €’luk kısmını tamamladı ve melek yatırımcıların desteğiyle büyüme yolunda önemli bir adım attı.

Tripnly, Lizbon Belediye Başkanlığı Ofisi tarafından Web Summit 2024 startup programına seçilerek uluslararası sahnede de kendini gösterme fırsatı buldu. Etkinlikte yapay zeka destekli özelliklerini tanıtan şirket, kullanıcılar, iş ortakları ve yatırımcılar tarafından büyük ilgi gördü. Tripnly, bu süreçte yeni işbirliklerini duyurdu ve hikayesini medya kuruluşlarıyla paylaşarak küresel görünürlüğünü artırdı.

2025 yılında Tripnly, yapay zeka entegrasyonunu daha da geliştirerek Batı Avrupa ve İngiltere genelinde kullanıcı tabanını genişletmeyi planlıyor. Portekiz pazarındaki varlığını güçlendirmeye devam eden şirket, karbon nötr seyahat hedefi doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Tripnly, seyahatseverlerin tüm ihtiyaçlarını tek bir platformda sunarak sektördeki inovasyon açığını kapatma misyonuyla hareket ediyor.

Mayıs 2022’de İstanbul’da kurulan Tripnly, 2024 yılında Avrupa pazarına giriş yaparak büyüme hızını artırdı. Kasım 2024 itibarıyla Lizbon’daki yeni genel merkezine taşınan şirket, şu anda hem Türkiye’de hem de Portekiz’de faaliyet gösteriyor. Tripnly, 50’den fazla B2B iş ortağı ve geniş yatırımcı ağıyla seyahat teknolojisi alanında fark yaratmaya devam ediyor.

Samsung DRAM pazarında liderliğini koruyor!

0

DRAM pazarında rekabet hızla artarken Samsung, liderliğini sürdürmeye devam ediyor. Ancak SK Hynix ve Micron gibi rakiplerin yaptığı atılımlar, pazar dengelerini değiştirebilecek potansiyel bir sürprizin habercisi olabilir. Yapay zekâ teknolojilerindeki hızlı gelişmeler, DRAM pazarındaki talebi önemli ölçüde artırırken özellikle DDR5 ve HBM bellek satışlarında ciddi bir ivme yakalandı. DDR4 ve LPDDR4 belleklerin popülaritesi azalırken, yeni nesil bellek türlerinin büyümesi sektör dinamiklerini yeniden şekillendiriyor.

Samsung DRAM pazarında liderliğini korudu

TrendForce tarafından yapılan son araştırmaya göre, 2024 yılının üçüncü çeyreğinde DRAM pazarı toplamda 26 milyar dolarlık bir satış hacmine ulaştı ve bu, çeyrek bazında yüzde 13,6’lık bir artış anlamına geliyor. Samsung, aynı dönemde DRAM satışlarını yüzde 9 artırarak 10,7 milyar dolara çıkardı ve pazar lideri konumunu korudu. Ancak SK Hynix, yüzde 13’lük bir büyüme oranıyla 9 milyar dolarlık satışa ulaşarak Samsung ile arasındaki farkı daralttı. Özellikle HBM bellek kategorisindeki güçlü performansı, SK Hynix’in yakın gelecekte liderliği ele geçirme ihtimalini güçlendiriyor.

Micron, üçüncü çeyrekte yüzde 28 gibi dikkat çekici bir büyüme kaydederek 5,7 milyar dolarlık satış gerçekleştirdi ve pazarın önemli oyuncularından biri olduğunu kanıtladı. Bununla birlikte, bu üç devin dışında kalan firmalar için tablo pek iç açıcı değil; bu firmalar yapay zekâ odaklı taleplere uyum sağlamakta zorlanarak büyük düşüşler yaşadı. Pazar verileri, yapay zekâ devriminin etkilerini yalnızca büyük oyuncuların etkili bir şekilde yakalayabildiğini gösteriyor.

Samsung’un liderliği hâlâ sağlam olsa da rekabetin giderek yoğunlaştığı bu dönemde pazar payını korumak için yenilikçi çözümler geliştirmesi kritik bir önem taşıyor. Özellikle DDR5 ve HBM bellek teknolojilerinde yeni ürünlerle pazara yön vermesi bekleniyor. Rakiplerin artan baskısı, DRAM sektöründe yakın dönemde daha da hareketli bir rekabetin yaşanacağının sinyallerini veriyor.

WhatsApp, yeni özelliğiyle kanalların abone sayısını artıracak!

0

WhatsApp, kullanıcıların kanalları daha kolay bulmasını ve takip etmesini sağlayacak yeni bir özelliği test ediyor. Geliştirilmekte olan bu özellik, özellikle QR kod kullanımıyla kanallara katılım sürecini hızlandırmayı ve kolaylaştırmayı hedefliyor. Bu sayede kullanıcılar, bir kanala katılmak için sadece ilgili QR kodu tarayarak doğrudan yönlendirilecek ve isterlerse birkaç basit adımla abone olabilecekler.

WhatsApp, yeni özelliğiyle kanalların abone sayısını artırabilir

Yenilik, kanal sahiplerinin de işini oldukça kolaylaştıracak. Artık kanal yöneticileri, kanalları için özel bir QR kod oluşturma seçeneğine sahip olacak. Bu işlem, kanalın paylaşım ayarlarından gerçekleştirilecek ve oluşturulan QR kod farklı yollarla paylaşılabilecek. Mesajlar, sosyal medya gönderileri, el ilanları, kartvizitler, posterler ya da ürün ambalajları gibi hem dijital hem de fiziksel materyaller üzerinden bu kodun paylaşılması mümkün olacak. Bu, özellikle markalar, işletmeler ve içerik üreticileri için hem çevrim içi hem de çevrim dışı ortamlarda tanıtım ve erişim imkânını önemli ölçüde artıracak.

WhatsApp, yeni özelliğiyle kanal takibi ve katılımı kolaylaştıracak.
WhatsApp, yeni özelliğiyle kanal takibi ve katılımı kolaylaştıracak.

Kullanıcılar, kanal bağlantılarını kopyalayıp yapıştırmakla uğraşmak yerine, bir QR kodu taratarak hızlı bir şekilde kanallara katılabilecekler. Bu durum, sadece kullanıcı deneyimini iyileştirmekle kalmayacak, aynı zamanda kanalların abone sayısını artırma potansiyeline de sahip olacak. Kanal yöneticileri, oluşturdukları QR kodları çeşitli platformlarda paylaşarak hedef kitlelerine daha kolay ulaşabilecekler. Özellikle fiziksel etkinliklerde ya da mağaza gibi ortamlarda QR kodların kullanılması, dijital kanallara kullanıcı çekmek için pratik bir yol sunacak.

Bu özellik şu anda WhatsApp’ın Android beta sürümünde test aşamasında ve testlerden başarıyla geçmesi durumunda tüm kullanıcılar için erişilebilir hale gelmesi bekleniyor. WhatsApp’ın bu yeni hamlesi, platformun kanalları daha popüler hale getirmek ve kullanıcılar için daha işlevsel bir deneyim sunmak amacıyla geliştirdiği yeniliklerin bir parçası olarak dikkat çekiyor.

Antimaddeyi anlamak için yeni bir yöntem geliştirildi!

Bilim insanları, antimaddeyi daha iyi anlamak için ısıyı hızlı bir şekilde düşürmeye dayalı yeni bir yöntem geliştirdi. Bu amaçla, Japonya merkezli RIKEN araştırma merkezinde çalışan araştırmacılar, antimaddenin içindeki enerji seviyelerini daha hassas bir şekilde ölçmek için yenilikçi bir soğutma sistemi tasarladı. Geliştirilen bu sistem, sıcaklığı yalnızca hızla düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda çok daha düşük seviyelere indirerek antimadde üzerinde detaylı incelemeler yapılmasına olanak tanıyor.

Antimaddeyi anlamak için yeni bir yöntem tasarlandı

Evrenin oluşumuna dair temel bir gizemi çözmek, antimaddeyi daha iyi anlamaktan geçiyor. Evrenin başlangıcında eşit miktarda madde ve antimaddenin oluştuğu düşünülmesine rağmen, günümüzde antimaddeye oldukça nadir rastlanıyor. Bu durum, bilim dünyasında uzun süredir merak konusu olan madde-antimadde asimetrisi olarak biliniyor ve ne standart model ne de genel görelilik teorisi bu asimetrinin nedenini tam olarak açıklayabiliyor.

Antimaddeyi anlamak için yeni bir yöntem tasarlandı.
Antimaddeyi anlamak için yeni bir yöntem tasarlandı.

RIKEN’deki araştırmacılar, bu fenomeni anlamak için geliştirdikleri soğutma sistemiyle antiprotonların enerjisini hızlıca düşürerek daha net ve hassas ölçümler almayı hedefliyor.

Bu yeni sistemin sağladığı ani soğuma, antimadde incelemelerinde deney hassasiyetini büyük ölçüde artırabilir. Antiprotonlar düşük enerji seviyesindeyken yapılan detaylı çalışmalar, evrenin temel dinamiklerini ve madde-antimadde dengesizliğini daha iyi kavramamıza yardımcı olabilir. Bu tür ilerlemeler, evrenin yapısına dair daha derin bir anlayış geliştirmemiz için önemli bir adım olarak görülüyor.

Vestel Mobilite, İngiltere merkezli Electric Miles’a yatırım yapıyor!

0

Vestel Mobilite, İngiltere merkezli EVC ve enerji yönetimi yazılım şirketi Electric Miles’a yatırım yaparak stratejik ortaklık kurduğunu duyurdu. Bu iş birliği, Vestel’in İngiltere ve Avrupa pazarlarında mobilite ekosistemindeki varlığını güçlendirme hedefini destekliyor. Vestel Mobilite, London Electric Vehicle Show 2024’te yer alarak bu ortaklığını ve elektrikli araç şarj çözümleri konusundaki yenilikçi ürünlerini tanıttı. Şirket, Electric Miles ile gerçekleştirdiği stratejik iş birliğiyle, elektrikli araç enerji yönetimi alanında daha kapsamlı hizmetler sunmayı ve özellikle İngiltere pazarındaki etkinliğini artırmayı amaçlıyor.

Vestel Mobilite, İngiltere merkezli Electric Miles’a yatırım yaptı

Electric Miles, İngiltere’nin önde gelen akıllı enerji yönetimi ve elektrikli araç şarj yazılım çözümleri sağlayıcılarından biri olarak, sektördeki yenilikçi yaklaşımı ve verimli çözümleriyle dikkat çekiyor.

Vestel Mobilite, İngiltere merkezli Electric Miles’a yatırım yaptı.
Vestel Mobilite, İngiltere merkezli Electric Miles’a yatırım yaptı.

Şirket, elektrikli araç şarj altyapısının verimliliğini artırmaya yönelik çözümler sunarken, İngiltere’nin karbon emisyonlarını azaltma hedeflerine katkı sağlıyor. Electric Miles, 2024’te Futurice tarafından Top 40 EV Innovators listesine seçildi ve bu başarılarıyla sektördeki liderliğini pekiştirdi.

Vestel Mobilite, London Electric Vehicle Show 2024’te Gold Sponsor olarak yer alarak elektrikli araç şarj cihazları alanındaki yeniliklerini sergiledi. Şirket, konut ve küçük işletmeler için tasarlanmış Libra modelleri, ticari tesisler için geliştirilen Gemini çift çıkışlı EV şarj cihazları, farklı kapasitelere sahip DC şarj cihazları ve daha birçok ürünüyle sektördeki öncü konumunu pekiştirdi.

Yerli fintech Craftgate, İspanya pazarına açılıyor!

0

Son bir yılda yüzde 443 büyüme kaydeden yerli fintech şirketi Craftgate, İspanya pazarına açıldığını duyurdu. Türkiye’de ödeme orkestrasyonu konusunda faaliyet gösteren ve işletmelere banka sanal POS’ları, alternatif ödeme yöntemleri ve ödeme hizmet sağlayıcılarını tek bir platformda sunan Craftgate, İspanya’da da benzer çözümlerle büyümeyi hedefliyor.

Yerli fintech Craftgate, İspanya pazarına açılacak

Şirket, İspanya’daki işletmelere akıllı ödeme yönlendirme, kapalı devre kart saklama, link ve QR kod ile ödeme gibi çözümler sunarak, ödeme süreçlerini kolaylaştırmayı ve maliyet avantajı sağlamayı planlıyor. Ayrıca, Craftgate, İspanya’nın önde gelen ödeme altyapılarından Redsys ile entegrasyon sağladı ve Bizum gibi yerel ödeme yöntemlerini platformuna entegre ederek, pazardaki gücünü artırmayı hedefliyor.

Yerli fintech Craftgate, İspanya pazarına açılacak.
Yerli fintech Craftgate, İspanya pazarına açılacak.

Craftgate’in CEO’su Hakan Erdoğan, İspanya pazarına girişin şirketin büyüme hızını artıracağını belirtti. İspanya’nın, Türk firmaları için büyük bir fırsat sunduğunu vurgulayan Erdoğan, şirketin platformunun işletmelere maliyetleri düşürme, operasyonel kolaylık sağlama ve kullanıcı deneyimini iyileştirme konusunda önemli avantajlar sunduğunu ifade etti.

Ayrıca, Craftgate’in İspanya’daki operasyonları, fintech ve ödeme çözümleri alanında geniş bir deneyime sahip olan Craftgate Ülke Müdürü Jorge Sorial tarafından yönetiliyor. Sorial, Craftgate’in yüksek teknoloji altyapısı sayesinde İspanya’daki işletmelere büyük bir rekabet avantajı sağlayacağını belirtti. Bu açılım, Craftgate için sadece İspanya pazarında değil, Avrupa ve Latin Amerika pazarlarında da güçlü bir temel oluşturma fırsatı sunuyor.

Yüksek dalgalara dayanabilen yüzer GES sistemi tasarlandı!

Çin‘in Jiangsu Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, açık deniz koşullarına dayanabilecek yenilikçi bir yüzer güneş enerjisi sistemi (GES) geliştirdi. Bu sistem, özellikle agresif dalga hareketlerinin görüldüğü bölgelerde enerji üretimini sürdürülebilir hale getirmek için tasarlandı ve 4 metre yüksekliğindeki dalgalara dayanabilmesiyle dikkat çekiyor.

Yüksek dalgalara dayanabilen yüzer GES sistemi geliştirildi

Yüzer platform, güneş panellerini destekleyen kafes çerçeveyle birlikte, dalga yüklerine karşı yüksek stabilite sağlıyor. Tasarımın 1:20 ölçekli bir modeli, düzenli ve düzensiz dalga koşullarını simüle eden dalga havuzlarında test edilerek dayanıklılığı doğrulandı.

Yüksek dalgalara dayanabilen yüzer GES sistemi geliştirildi.
Yüksek dalgalara dayanabilen yüzer GES sistemi geliştirildi.

Sistem, özellikle dalgaların yandan geldiği durumlarda hassasiyet gösterse de bu bulgu, ileride yapılacak tasarım iyileştirmelerine ışık tutacak nitelikte. Araştırmacılar, tasarımı optimize etmek için onaylanmış bir sayısal model kullanarak hidro-dinamik tepkileri ve demirleme gerilimlerini simüle ettiler. Bu yaklaşım, sistemin aşırı deniz koşullarında bile maliyet etkin ve güvenilir bir şekilde çalışmasını sağlamak için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Araştırmanın baş yazarı Sheng Xu, bu çalışmanın, deniz ortamlarında yüzer fotovoltaik (FPV) sistemlerin performansını optimize etme yolunda önemli bir ilerleme kaydettiğini belirtti.

Geleneksel olarak daha sakin sularda kullanılan yüzer güneş sistemleri, dalga kıran gibi yapılarla desteklenerek dalga etkisini minimize ediyordu. Ancak, agresif dalgalara dayanıklı bu yeni nesil sistemler, yüzer güneş enerjisi teknolojisinin potansiyelini genişletiyor. Bu yenilik, yenilenebilir enerji teknolojilerinde yeni uygulama alanlarının kapısını aralayabilir ve deniz kaynaklı enerji üretimini daha verimli hale getirebilir.

Çin, en büyük çölünü yeşil kuşakla çevreledi! Peki neden?

Çin, dünyanın ikinci en büyük hareketli çölü olan Taklamakan Çölü’nü çevreleyen 3.050 kilometrelik yeşil kuşak ve güneş enerjisiyle çalışan kum kontrol teknolojileriyle çevresel anlamda çığır açan bir projeyi hayata geçirdi. Bu girişim, yalnızca çölleşmenin yayılmasını durdurmayı değil, aynı zamanda altyapıyı korumayı ve bölgesel ekonomik kalkınmayı desteklemeyi amaçlıyor. Halk arasında “Ölüm Denizi” olarak bilinen Taklamakan Çölü, 337.600 kilometrekarelik alanıyla yüzde 85’i hareketli kumullardan oluşan devasa bir bölgeyi kaplıyor. Çöl, uzun yıllardır kum fırtınalarının etkisiyle tarımdan insan sağlığına kadar pek çok alanda tehdit oluşturuyordu.

Çin, en büyük çölünü büyük bir yeşil kuşakla çevreledi

Projenin temelinde, çölün kenarlarındaki rüzgar ve kum hareketini kontrol altına alacak yeşil bitki örtüsü ve güneş enerjisine dayalı teknolojilerle çölün genişlemesini önlemek yatıyor. Araştırmacılar, bu önlemlerin kırılgan ekolojik yapıyı korurken demiryolları ve karayolları gibi hayati altyapıyı da güvence altına aldığını ifade ediyor. Projenin ilk büyük kısmı, 1978 yılında başlayan 40 yılı aşkın bir sürede tamamlanırken, son 285 kilometrelik alan ise 2022 yılında 600.000 kişilik bir ekibin yoğun çalışmalarıyla tamamlandı. Bölgeye, çöl ortamına dayanıklı çöl kavağı, kırmızı söğüt ve saksağan gibi bitkiler dikildi ve toplamda 30 milyon hektarı aşkın ağaçlandırma çalışması yapıldı. Bu çabalar sonucunda, Çin’in toplam orman örtüsü 1949’da yüzde 10’un altındayken geçen yıl yüzde 25’in üzerine çıkarıldı.

Çin, en büyük çölünü büyük bir yeşil kuşakla çevreledi.
Çin, en büyük çölünü büyük bir yeşil kuşakla çevreledi.

Yeşil kuşak, sadece çevresel faydalarla sınırlı kalmıyor, ekonomik fırsatlar da sunuyor. Bölgeye ekilen çöl sümbülü gibi bazı bitkiler, şifalı özellikleriyle yerel ekonomiye katkı sağlıyor. Ayrıca, yeşil kuşak 2022 yılında faaliyete geçen ve çölün çevresini dolaşan dünyanın ilk demiryolu döngüsü olan Hotan-Ruoqiang hattını destekliyor. Bu demiryolu, yerel tarım ürünlerinin ülkenin diğer bölgelerine taşınmasını kolaylaştırarak ekonomik kalkınmayı teşvik ediyor.

Proje kapsamında enerji üretimine de büyük önem veriliyor. China Three Gorges Corporation, çölün çevresinde 8,5 gigawatt güneş enerjisi ve 4 gigawatt rüzgar enerjisi kapasitesine sahip devasa bir enerji santrali inşa etmeyi planlıyor. Dört yıl içinde tamamlanması beklenen bu proje, hem enerji üretimini artıracak hem de sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkıda bulunacak. Tüm bu çabalara rağmen Çin’in toplam yüzölçümünün yüzde 26,8’i hâlâ çölleşmiş alan olarak sınıflandırılıyor olsa da, bu oran on yıl önceye göre yüzde 27,2’den geriledi ve bu büyük projenin gelecekte daha fazla iyileşme sağlaması bekleniyor.

Tamamen elektrikli bir Golf modeli mi geliyor?

Volkswagen, elektrikli Golf modelini yeniden hayata döndürmek için Rivian ile stratejik bir iş birliğine imza attı. Şirketin CEO’su Thomas Schäfer, Rivian’ın teknolojik bilgi birikiminin bu projenin temel taşı olacağını açıkladı. Volkswagen, daha önce ID.3 ile tamamen elektrikli kompakt hatchback segmentine giriş yapmıştı ancak bu kez ikonik Golf modelini de elektrikli hale getirerek yeni bir başlangıç yapmayı hedefliyor. Rivian’ın yazılım ve platform geliştirme konusundaki uzmanlığından yararlanacak olan Volkswagen, bu iş birliği için 5,8 milyar dolarlık bir yatırım gerçekleştirdi.

Tamamen elektrikli bir Golf modeli çıkabilir

Yeni elektrikli Golf, Volkswagen’in gelecekteki Scalable Systems Platform (SSP) altyapısını temel alacak. Ancak dokuzuncu nesil tamamen elektrikli Golf’ün piyasaya çıkışı 2029 yılına kadar ertelendi.

Tamamen elektrikli bir Golf modeli çıkabilir.
Tamamen elektrikli bir Golf modeli çıkabilir.

Bu durum, ID.3 modelinin 2026’da tamamen yenilenmesiyle bir süre daha pazardaki varlığını sürdürmesine olanak tanıyacak. Öte yandan, elektrikli Golf, içten yanmalı motorlu Golf versiyonunu tamamen ortadan kaldırmayacak; her iki varyant da bir süre daha birlikte sunulacak.

Rivian teknolojisi, sadece Volkswagen markasıyla sınırlı kalmayacak. Audi ve Porsche gibi grup bünyesindeki diğer markalar da 2027 gibi erken bir tarihte Rivian’ın bilgi birikimiyle geliştirilmiş yeni modeller sunmaya başlayacak. Schäfer, bu süreçte Volkswagen’in yazılım tabanlı araç geliştirme konusunda önemli bir dönüşüm yaşayacağını ve Golf gibi ikonik bir modelle bu yeni dönemi başlatmanın doğru bir strateji olduğunu ifade etti.

Çin, grafit üretiminde büyük başarı yakaladı!

0

Çin, nükleer enerji ve yüksek teknoloji sektörlerinde önemli bir atılım gerçekleştirerek, neredeyse teorik saflığa ulaşan grafit üretiminde büyük bir başarıya imza attı. Devlete ait China Electronics Technology Group Corporation (CETC), geliştirdiği ileri saflaştırma ekipmanı sayesinde grafitin saflık oranını %99,93’ten %99,99995 seviyesine çıkararak bu malzemenin endüstriyel ölçekte düşük maliyetli üretimini mümkün kıldı. Bu seviye, grafit saflığında pratik olarak ulaşılabilen en yüksek değerlerden biri olarak değerlendiriliyor.

Çin, grafit üretiminde büyük başarı elde etti

Yüksek saflıktaki grafit, nükleer enerji reaktörlerinde nötron moderatörü olarak kullanılırken, yarı iletken üretimi, havacılık teknolojileri ve elektrikli araç bataryalarında kritik bir rol oynuyor.

Grafitin elektriksel iletkenliği, korozyon direnci ve yüksek sıcaklık stabilitesi gibi üstün özellikleri, bu stratejik sektörlerdeki önemini artırıyor. CETC’nin yeni üretim süreci, sadece üstün saflık seviyelerine ulaşmayı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda üretim maliyetlerini %60 oranında azaltarak Çin’in küresel grafit sektöründeki rekabet avantajını daha da güçlendiriyor.

Çin’in grafit üzerindeki hakimiyeti, bu malzemeyi bir jeopolitik koz haline getiriyor. Ülke, dünya grafit üretiminin ve ihracatının en büyük kaynağı olarak, geçen yıl alınan bir kararla yüksek saflıkta grafiti ihracat kontrol listesine ekledi. Bu karar, ABD ve Avrupa Birliği’nin Çin’e yönelik ticaret kısıtlamalarına bir yanıt olarak değerlendirilirken, Pekin’in bu stratejik malzemeyi uluslararası pazarda daha etkili bir şekilde kullanmayı planladığını gösteriyor. Bu gelişmeler, Çin’in elektrikli araçlar ve yarı iletken üretimindeki liderliğini pekiştirme çabalarının bir parçası olarak dikkat çekiyor.

Dünyanın en büyük CO2 bazlı deniz suyu ısı pompası faaliyete geçti!

0

Danimarka’nın Esbjerg kentinde hizmete giren dünyanın en büyük karbondioksit (CO2) bazlı deniz suyu ısı pompası, sürdürülebilir enerji sistemleri açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Almanya merkezli MAN Energy Solutions tarafından geliştirilen bu devasa tesis, 70 MW’lık ısıtma kapasitesiyle yaklaşık 25.000 haneye enerji sağlayacak ve yılda yaklaşık 280 GWh enerji üretimi gerçekleştirecek. Sistem, toksik olmayan ve çevre dostu bir soğutucu gaz olarak CO2 kullanıyor, bu da çevreye olan etkisini minimize ediyor.

Dünyanın en büyük CO2 bazlı deniz suyu ısı pompası aktif oldu

Bu modern tesisin bir diğer önemli özelliği, sürdürülebilir odun yongalarıyla çalışan 60 MW kapasiteli bir kazan ve 40 MW’lık elektrikli bir kazan ile desteklenmesi. Bu ek sistemler, hem tepe yüklerini dengelemek hem de gerektiğinde yedek güç sağlamak amacıyla entegre edilmiş durumda. Tesiste kullanılan iki adet hermetik kapalı HOFIM motor-kompresör ünitesi, aktif manyetik yatak teknolojisi sayesinde yağ kullanımını tamamen ortadan kaldırarak bakım gereksinimlerini azaltıyor ve verimliliği artırıyor.

Dünyanın en büyük CO2 bazlı deniz suyu ısı pompası aktif oldu.
Dünyanın en büyük CO2 bazlı deniz suyu ısı pompası aktif oldu.

Tesisin inşası, Esbjerg’in kömürle çalışan enerji santralini kapatma planlarının bir parçası olarak hayata geçirilmiş ve bölgedeki Varde gibi komşu yerleşimlerin bölgesel ısıtma şebekelerini desteklemeyi hedefliyor. Isı kaynağı olarak deniz suyundan faydalanan bu sistem, enerji ihtiyacını rüzgar türbinlerinden sağlanan elektrikle karşılayarak yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonunu destekliyor.

Bu gelişme, Esbjerg’deki çevresel koruma çabalarına katkıda bulunurken, aynı zamanda MAN Energy’nin Finlandiya’nın Helsinki şehrinde geliştirilmekte olan dünyanın en büyük hava-su ısı pompası projesine benzer ölçekli yenilikçi projelerdeki liderliğini pekiştiriyor.

Tesla Optimus için özel el geliştirildi!

Tesla, Optimus insansı robotu için geliştirdiği yeni ve oldukça gerçekçi elin videosunu yayınlayarak robotik alandaki ilerlemesini bir kez daha gözler önüne serdi. İnsan eline benzeyen tasarımıyla dikkat çeken bu yeni el, uzaktan atılan bir tenis topunu başarılı bir şekilde yakalayabiliyor ve hareketlerinin akıcılığı insan eliyle büyük benzerlik taşıyor.

Tesla Optimus için özel el tasarlandı

Bu el, 22 serbestlik derecesine sahip olup, bilek ve ön kol eklemleri de dahil edildiğinde toplamda 25 serbestlik derecesi sunuyor. Ayrıca, tasarımda tendonlara benzer bir mekanizma kullanılarak robotun hassasiyetinin artırılması hedeflenmiş. Ancak videoda sergilenen robotun henüz tamamen otonom çalışmadığı ve uzaktan kontrol edildiği belirtiliyor.

Optimus programının başkanı Milan Kovac, yıl sonuna kadar tamamlanması planlanan çalışmalara dair önemli detaylar paylaştı. Geliştirme sürecinde robot eline dokunsal algılama yetenekleri kazandırmak, tendonlar üzerinden daha ince motor kontroller sağlamak ve ön koldaki ağırlığı azaltmak gibi konular öncelik taşıyor. Özellikle tüm aktüatörlerin ön kola taşınması nedeniyle artan ağırlık, mühendislik açısından çözülmesi gereken bir sorun oluşturuyor. Ayrıca, parmaklar ve avuç içi üzerinde yeterli yumuşaklık ve esneklik sağlanması, bu hassasiyetin koruyucu bir katmanla dengelenmesi gibi zorluklar üzerinde çalışıldığı ifade ediliyor.

Tesla, Optimus robotlarını kendi fabrikalarında kısmen kullanmaya başlamış durumda ve robotlara kazandırılan her yeni yetenek, yapay zekanın gelişimiyle birleşerek endüstrideki potansiyelini artırıyor. Bu tür insansı robotların, önümüzdeki yıllarda üretim süreçlerinde daha yaygın hale geleceği öngörülüyor. Tesla’nın yenilikçi robot teknolojileriyle robotik ve yapay zeka entegrasyonunda bir dönüm noktası yaratmayı hedeflediği açıkça görülüyor.

Yapay zeka sayesinde 7 kat verimli rüzgar türbini geliştirildi!

İngiltere’de yapay zeka tarafından tasarlanan ve “Birmingham Blade” olarak adlandırılan dünyanın ilk kentsel rüzgar türbini, enerji verimliliğinde önemli bir devrim olarak tanıtıldı. EvoPhase ve KwikFab ortaklığıyla geliştirilen bu türbin, Birmingham gibi düşük rüzgar hızlarına sahip kentsel bölgelerde kullanılmak üzere tasarlandı. Yapay zeka tarafından oluşturulan 2.000’den fazla tasarım arasından seçilen nihai model, 3,6 m/sn gibi düşük rüzgar hızlarında bile çalışabiliyor. Bu, standart türbinlerin 10 m/sn hız gereksinimine kıyasla büyük bir avantaj sağlıyor. Ayrıca, çatı kurulumlarına uygun olacak şekilde kompakt ve hafif bir yapıya sahip olması, şehir içi kullanımı için ideal hale getiriyor.

Yapay zeka sayesinde 7 kat verimli rüzgar türbini tasarlandı

Türbinin geliştirilmesi sırasında EvoPhase’in yapay zeka sistemleri, doğal seçilimi simüle eden evrimsel bir tasarım süreci kullanarak birçok parametreyi eşzamanlı olarak optimize etti.

Yapay zeka sayesinde 7 kat verimli rüzgar türbini tasarlandı.
Yapay zeka sayesinde 7 kat verimli rüzgar türbini tasarlandı.

Bu yaklaşım, performans ve maliyet arasında geleneksel tasarım süreçlerinde ortaya çıkan tavizlerden kaçınmayı mümkün kıldı. EvoPhase’in baş teknoloji sorumlusu Leonard Nicusan, birkaç hafta gibi kısa bir sürede geniş bir tasarım yelpazesini analiz ederek üretim sürecini hızlandırdıklarını ve milyonlarca pound tasarruf sağladıklarını belirtti. Bu yöntem, geleneksel olarak yıllar sürebilecek bir sürecin kısa sürede tamamlanmasına olanak tanıdı.

Projenin ilk prototipi, KwikFab tarafından üretilen bir alüminyum model olarak Birmingham’da bir çatıya yerleştirilecek ve gerçek koşullar altında test edilecek. Birmingham Blade’in verimliliği, aynı bölgede kullanılan mevcut türbin tasarımlarına kıyasla 7 kat daha yüksek olarak ölçüldü. Bu, kentsel rüzgar enerjisi kullanımında önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Türbinin nihai ticari versiyonunun 2025 yılının sonlarında piyasaya sürülmesi planlanıyor ve enerji sektöründe sürdürülebilirlik ve verimlilik konularında önemli bir katkı sağlaması bekleniyor.

AWS Türkiye Genel Müdürü istifa etti!

0

Amazon Web Services (AWS) Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın, yaklaşık dört yıllık görev süresinin ardından şirketten ayrıldığını duyurdu. Aydın, ayrılığını kişisel LinkedIn hesabında yaptığı bir paylaşım ile kamuoyuna açıkladı. AWS’in Türkiye’deki büyümesine öncülük eden ve birçok yeniliğe imza atan Aydın’ın ayrılığı, teknoloji dünyasında dikkat çekti.

Paylaşımında AWS’nin Türkiye’deki dijital dönüşüm sürecinde oynadığı önemli role ve bu süreçte edindiği deneyimlere vurgu yapan Aydın ekip arkadaşlarına, iş ortaklarına ve müşterilere teşekkürlerini iletti. AWS’in global vizyonunu Türkiye’de uygulamaktan gurur duyduğunu belirtti ve bundan sonraki kariyerinde Türkiye’nin teknoloji dünyasında yeni hikayeler yazmaya devam edeceğini ifade etti.

Amazon Web Services (AWS) Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın
Amazon Web Services (AWS) Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın

AWS, Türkiye’de ne kadar önemli?

Amazon Web Services, dünya genelinde bulut bilişim alanında lider konumda olan bir teknoloji devi. Şirket bulut tabanlı altyapı hizmetleri sunarak bireysel kullanıcılardan büyük şirketlere kadar geniş bir müşteri yelpazesine hizmet veriyor.

AWS de düşük maliyetli veri depolama, uygulama geliştirme ve yapay zeka çözümleri gibi alanlarda müşterilerine güçlü araçlar sağlıyor. Türkiye’de ise dijital dönüşüm süreçlerinde firmaların yanındaki en güçlü oyunculardan biri oluyor.

Burak Aydın liderliğinde AWS Türkiye de yerel firmaların küresel teknoloji standartlarına uyum sağlamasına destek oldu. Aynı zamanda girişimciler ve start-up ekosistemi için sağladığı altyapı desteği ile inovasyonu teşvik etti. Özellikle e-ticaret, finans, sağlık ve üretim gibi sektörlerde AWS çözümleri, iş süreçlerinin modernleşmesinde önemli bir rol oynadı.

Gelecekte ne olacak?

Burak Aydın, açıklamasında kariyerine yeni bir yön verme kararı aldığını belirtirken, Türkiye’nin teknoloji dünyasında yeni projelerle yoluna devam edeceğinin sinyallerini verdi. AWS Türkiye’nin yeni lideri ise henüz açıklanmış değil. Ancak Aydın’ın ayrılığı sonrası şirket için bir dönemin sona erdiğini söyleyebiliriz.

Burak Aydın, açıklamasında şunları söyledi:

“Bugün, AWS Türkiye Genel Müdürü olarak üstlendiğim görevime veda ederken, bu yolculuğu birlikte yürüdüğüm tüm ekip arkadaşlarıma, iş ortaklarımıza ve müşterilerimize yürekten teşekkür ediyorum.

Son dört yıl, hem AWS’in Türkiye’de büyümesine liderlik ettiğim hem de Türkiye’deki dijital dönüşümün büyümesine tanıklık ettiğim, ilham verici bir süreç oldu. Bu süre boyunca yenilikçilik, teknoloji ve ekip çalışmasının şirketlerin ve ülkenin teknoloji ekosistemini nasıl dönüştürebileceğini deneyimleme fırsatım oldu.

AWS’nin global vizyonunu Türkiye’de hayata geçirirken, güçlü bir ekip ve destekçi bir topluluğun parçası olmaktan büyük bir gurur duydum. Hep birlikte sadece teknolojiyi değil, insanlar ve kurumlar için yeni fırsatları da şekillendirdik.

Yolculuğumuzun farklı yollarda kesişmeye devam edeceğine inancım tam. Bundan sonra da Türkiye’nin teknoloji dünyasında yeni hikayeler yazmaya çalışacağım.

Gelecek, yeniliklerle dolu olsun!”