Vodafone-Three birleşmesi gereken onayı aldı!

Ancak birleşmenin, bazı şartların yerine getirilmesi koşuluyla gerçekleşmesine karar verildi. Birleşme, İngiltere genelinde birleşik bir 5G ağı kurmak için büyük yatırımlar yapılacağı taahhüdüyle kabul edildi.

CMA, her iki şirketin de birleşme için İngiltere’de 5G altyapısı oluşturmak amacıyla milyarlarca sterlinlik yatırım yapacaklarına dair bağlayıcı taahhütlerde bulunacaklarını belirtti. Ayrıca, birleşen şirketin belirli mobil tarifeleri sınırlaması ve mobil sanal ağ işletmecilerine (MVNO) sabit fiyatlar ve sözleşme şartları sunması gerektiği ifade edildi.

Vodafone ve Three’nin sahibi CK Hutchison, birleşmeyi geçen yıl duyurmuştu. Birleşme, Vodafonea %51 oranında bir kontrol payı verirken, CK Hutchison’a ise azınlık hissesi bırakacak. Bu birleşme, Birleşik Krallık mobil pazarında önemli bir değişime yol açarak, yaklaşık 29 milyon müşteriye ulaşacak.

CMA, bu birleşmenin, ülkedeki ana telekomünikasyon ağ oyuncusu sayısını dörtten üçe indirerek fiyat artışlarına ve hizmet kalitesinde azalmaya neden olabileceğinden endişeliydi. Ancak belirlenen düzenlemeler ve taahhütlerle bu endişeler hafifletildi.

Vodafone İtalya

Vodafone CEO’su Margherita Della Valle, bu kararın Birleşik Krallık’ın telekomünikasyon altyapısının güçlendirilmesine yardımcı olacağını belirtti. Birleşmenin 2025 yılı ilk yarısında tamamlanması planlanıyor. Yeni şirket, sekiz yıl içinde 5G ağını kuracak ve belirli tarifeleri üç yıl boyunca sabit tutacak. Bu şartlar, CMA ve iletişim düzenleyicisi Ofcom tarafından denetlenecek.

Analistler, birleşmenin faydalarının yıllar içinde netleşeceğini ve bu süreçte zor kararların alınacağını belirtiyor. PP Foresight’in kurucusu Paolo Pescatore, kararın hemen etkilerini görmek zor olsa da uzun vadede telekom pazarında önemli gelişmeler yaşanacağına dikkat çekti.

Apple, Endonezya’ya 1 milyar dolar yatırım yapacak!

Bu anlaşma, Ekim ayında Endonezya hükümetinin iPhone 16’nın satışını yasaklamasının ardından yapılan görüşmelerin bir sonucu olarak gündeme geldi. Hükümet, Apple’ın ülke ekonomisine yeterince yatırım yapmadığını belirterek iPhone 16 satışını durdurmuştu.

İlk başta Apple, Endonezya’daki bir geliştirici akademisine 109 milyon dolar yatırım yapmayı teklif etmiş, ancak hükümet yalnızca 95 milyon dolar harcandığını belirtmişti. Bunun üzerine Apple, yatırımı 100 milyon dolara çıkarma teklifinde bulunmuştu. Ancak hükümet, bu miktarın yeterli olmadığını belirtmiş ve Apple’dan 1 milyar dolarlık bir yatırım talep etti.

Endonezya Yatırım Bakanı Rosan Roeslani, Appleın bu talebi kabul ettiğini ve 1 milyar dolarlık yatırımın akıllı telefonlar ve diğer ürünler için bileşen üreten bir fabrikada kullanılacağını açıkladı. Bakan, yatırımın ayrıntılarının hâlâ görüşülmekte olduğunu, ancak Apple’dan yazılı bir taahhüt almayı beklediklerini belirtti. Apple henüz resmi bir açıklama yapmamış olsa da, yatırımla ilgili gelişmelerin kısa süre içinde duyurulması bekleniyor.

Apple’ın Endonezya’ya yapacağı 1 milyar dolarlık yatırım, yalnızca şirketin üretim kapasitesini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda Endonezya’nın teknoloji sektörünü de güçlendirecek.

iPhone 16'

Endonezya hükümeti, bu yatırımın ülke ekonomisini desteklemeyi, yeni iş fırsatları yaratmayı ve yerel üretimi artırmayı hedefliyor. Eğer anlaşma resmileşirse, Apple’ın Endonezya’daki üretim yatırımı, bölgedeki teknoloji yatırımlarının geleceği için önemli bir adım olacak.

Endonezya, düşük maliyetli üretim ve güçlü iş gücü potansiyeliyle dikkat çekerken, Apple’ın bölgedeki varlığı, Asya’daki pazar payını artırma hedefiyle uyumlu. Ayrıca, bu adım, Apple’ın tedarik zinciri çeşitlendirmesine katkı sağlayacak.

CEO arayışındaki Intel, yönetim kuruluna iki önemli isim kattı!

Eski ASML CEO’su Eric Meurice ve Microchip Technology geçici CEO’su Steve Sanghi, bu kapsamda Intel Yönetim Kurulu’na katılacak.

Bu atamalar, şirketin yönetim kurulunda, Cadence Design Systems Başkanı Lip-Bu Tan’ın Ağustos ayında görevden ayrılmasının ardından kaybolan yarım kalmış yaratıcılığı yeniden inşa etmeyi amaçlıyor.

Intel, yeni yönetim kurulu üyelerinin hangi komitelere katılacağına ve CEO arayışının detaylarına dair herhangi bir açıklama yapmadı. Ancak, konuyla ilgili bilgi sahibi kaynaklara göre, Intel’in yönetim kurulu Gelsinger’ın görevden alınmasından önce de yeni yönetim kurulu üyeleri için arayışa başlamıştı.

Meurice, sekiz yıl boyunca ASML’yi yönetti. ASML, çip üretimi için ileri teknoloji makineleri üreten şirketlerden biri ve Meurice’in liderliğinde şirketin hisse fiyatı beş kat arttı. Sanghi ise, 1991 ile 2016 yılları arasında Microchip Technology’nin CEO’su olarak görev yaptıktan sonra, Kasım ayında şirketin geçici CEO’su olarak görev yapmaya başladı. Sanghi, Intel’de daha önce de yönetici olarak çalışmıştı.

Intel CFOsu David Zinsner ve ürün başkanı MJ Holthaus, şirketin geçici CEO’ları olarak görevlerini sürdürürken, yeni yönetim kurulu üyeleri bu kritik dönemde görev yapmaya başlıyor. Intel’in piyasa değeri hala 100 milyar doları altında ve şirket, yoğun bir maliyet azaltma sürecini sürdürüyor.

Intel, yeni yönetim kurulu üyeleriyle birlikte yönetimsel yapısını güçlendirerek CEO arayışında önemli bir adım attı. Meurice ve Sanghi’nin sektördeki geniş deneyimleri, şirket için kritik bir dönemde faydalı olabilir.

Şirket, piyasa değerini artırmak ve maliyetleri düşürmek amacıyla yoğun bir şekilde stratejik adımlar atarken, CEO değişikliği süreci de hızla devam ediyor.

GM Çin’de büyük darbe alıyor: 5 milyar dolarlık kayıp kapıda

0

General Motors (GM), Çin otomobil pazarındaki payını hızla kaybederken, BYD gibi düşük maliyetli Çinli rakipleriyle rekabet etmekte zorlanıyor. Şirket, Çin’deki operasyonlarında bu yıl 5 milyar dolar gelir kaybı bekliyor.

GM’nin Çin’deki ortak girişimi olan SAIC-GM, 2024’ün dördüncü çeyreğinde gelirlerde 2.6 milyar dolar ila 2,9 milyar dolar arasında bir düşüş öngördü. Ayrıca, şirket 2,7 milyar dolarlık yeniden yapılandırma masrafı bekliyor. GM, bu önlemlerle birlikte fabrika kapatmaları ve portföy optimizasyonlarına gidecek, ancak hangi tesislerin kapatılacağına dair henüz bir açıklama yapılmadı.

Bu yıl üç çeyrek üst üste zarar eden GM, Çin pazarındaki kaybını 350 milyon dolar olarak öngörüyor. Şirketin satışları, 2024’ün ilk dokuz ayında yaklaşık %20 oranında düştü. GM’nin Çin’deki pazar payı, son on yıl içinde neredeyse yarı yarıya azalarak %8,6’ya geriledi.

GM, kısa vadede Çin’deki operasyonlarının toparlanmasını beklemediğini ve sermaye verimliliği ve maliyet disipliniüzerine odaklandığını açıkladı. Şirket, 2025 yılı sonuçlarının yıllık bazda iyileşme göstermesini öngörüyor.

Çinli rakipler pazarın hakimi oluyor

GM gibi geleneksel otomobil üreticileri, Çin’de düşük maliyetli elektrikli araç üreticileriyle, özellikle de BYD ile rekabet etmekte zorlanıyor. Kasım ayında BYD506.804 araç satarak rekor kırdı ve yılın ilk 11 ayında 3,7 milyonun üzerinde elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araç satışı gerçekleştirdi.

BYD, geçtiğimiz yıl Volkswagen’i geride bırakarak Çin’in en çok satan otomobil markası oldu ve Alman üreticisinin 40 yıllık liderliğini sonlandırdı. Şirket, küresel pazarda da genişlemeyi hedefliyor ve yıl sonunda Ford’u geçerek altıncı büyük otomobil üreticisi olma yolunda ilerliyor.

ABD’deki Başarı GM’nin Yüzünü Güldürüyor

Öte yandan GM, ABD pazarında başarılı bir performans sergiliyor. Şirket, üçüncü çeyrekte bir önceki yıla göre %60 artışla 32.095 adet elektrikli araç satışı gerçekleştirerek rekor kırdı. GM, Ford ve Hyundai’yi geride bırakarak Kuzey Amerika’da Tesla’dan sonra en çok elektrikli araç satan ikinci üretici oldu.

GM, Çin pazarındaki zorluklarla mücadele ederken, Amerika’daki başarılarıyla küresel stratejisindeki dengeyi sağlamaya çalışıyor.

Meta, İngiltere’de 2.7 milyar dolarlık bir davayla karşı karşıya!

Dava, Meta’nın sosyal medya pazarındaki baskın konumunu göz önünde bulundurarak, şirketin kullanıcı verilerini adil olmayan bir anlaşma ile topladığı iddialarına dayanıyor.

Davayı açan rekabet hukuku uzmanı Dr. Liza Lovdahl Gormsen, Facebook, Instagram ve WhatsApp gibi Meta şirketlerinin, İngiltere kullanıcılarının kişisel verilerini adil olmayan şekilde topladığını ve bunları şirketin reklam gelirleri için işlediğini öne sürüyor.

Davada, kullanıcıların Meta’nın veri toplama ve işleme uygulamalarına karşı gerçek bir alternatifinin olmadığı, çünkü şirketin pazar hakimiyetinin buna zorladığı savunuluyor. Dr. Lovdahl Gormsen, bu uygulamaların adil olmayan ticaret koşullarına yol açtığını ve kullanıcılar üzerinde aşırı yüksek bir fiyat oluşturduğunu iddia ediyor.

Davaya dahil edilen yaklaşık 46 milyon İngiliz Facebook kullanıcısının, 14 Şubat 2016 ile 6 Ekim 2023 arasındaki dönemi kapsayan verileri üzerinden Meta’ya karşı açılan bu toplu dava, üç yıldan uzun süredir devam etmekte.

Gizlilik ihlalleri ve kullanıcı verilerinin değeri

Davaya, Dr. Lovdahl Gormsen adına tüm İngiltere’deki Facebook kullanıcıları katılabiliyor. Kullanıcılar, davaya otomatik olarak dahil ediliyor ve katılmamak isteyenlerin bu durumu reddetmesi gerekiyor.

Bu dava, kişisel verilerin değerini somutlaştırıyor ve özellikle sosyal medya platformlarının kullanıcı verilerini nasıl işlediğine dair tartışmaları yeniden gündeme getiriyor.

Facebook kullanıcı verileri

Eğer dava başarılı olursa, bu durum, rekabet hukukunun veri sömürüsü bağlamında nasıl uygulanacağına dair önemli bir emsal oluşturabilir. Ayrıca, teknoloji devlerine karşı açılabilecek benzer toplu dava türleri için de bir yol haritası çizebilir.

Meta, bu dava hakkında yorum yapmadı ancak davanın sonucunun teknoloji dünyasında büyük yankı uyandırması bekleniyor.

Apple’dan Firefox kullanıcılarına müjde

Apple, Mac kullanıcıları için önemli bir yenilik sunarak Firefox tarayıcısı için iCloud Parolalar eklentisini yayınladı. Bu yenilik, kullanıcıların iCloud Keychain veya Parolalar uygulamasında sakladıkları parolalara kolay ve güvenli bir şekilde erişmelerini sağlıyor. Apple’dan Firefox tarayıcısı için böyle yenilikler önemli.

iCloud Parolalar eklentisi, Firefox tarayıcısında web sitelerine giriş yaparken iCloud Keychain’de saklanan parolaları otomatik olarak dolduruyor. Ayrıca, Firefox’ta oluşturulan yeni parolalar da iCloud Keychain’e kaydedilerek farklı cihazlar arasında kolayca senkronize edilebiliyor. Apple’dan Firefox için bu eklentiler ile parolalarınızı yönetebilirsiniz.

Sadece Mac kullanıcılarına özel

Bu eklenti şu an için yalnızca macOS kullanıcılarına sunuluyor. Windows kullanıcıları, iCloud Parolalar özelliğini Chrome ve Edge tarayıcıları üzerinden kullanabiliyor. Ayrıca, Windows için iCloud programı da mevcut durumda. Apple’dan Firefox kullanıcılarına sunduğu bu yenilik, çok cihazlı kullanımda kolaylık sağlıyor.

Yeni parolalar uygulaması ile entegre

AppleiOS 18, iPadOS 18 ve macOS 15 ile birlikte, tüm parolaları, oturum açma bilgilerini ve doğrulama kodlarını bir araya getiren ve bunların yönetimini kolaylaştıran yeni bir Parolalar uygulaması tanıttı. Firefox için geliştirilen iCloud Parolalar uzantısımacOS Sequoia’daki Parolalar uygulamasıyla çalışıyor, ancak macOS Sonoma ve daha yeni sürümlerle de tamamen uyumlu.

Apple’ın bu hamlesi, farklı tarayıcılar ve platformlar arasında parola yönetimini daha da kolaylaştırmayı hedefliyor. macOS kullanıcıları, Firefox tarayıcısında artık daha güvenli ve sorunsuz bir şekilde iCloud üzerinden parolalarına erişebilecek. Apple’dan Firefox tarayıcısına sunduğu bu özellikler, kullanıcı deneyimini iyileştiriyor.

OpenAI 12 Gün sürecek Shipmas etkinliğine başladı!

Yapay zeka alanında devrim yaratan teknolojilere imza atan OpenAI, 12 gün boyunca sürecek ve her gün yeni duyurularla dolu özel bir etkinlik olan **”Shipmas”**ı duyurdu. Bu etkinlik, OpenAI 12 Gün olarak da biliniyor. OpenAI CEO’su Sam Altman, etkinliği New York Times DealBook konferansında resmen açıkladı. Altman, etkinlik boyunca hem büyük çaplı hem de küçük ölçekli yeniliklerin tanıtılacağını belirtti. Ancak bu duyuruların detaylarına dair herhangi bir ipucu vermemesi, teknoloji dünyasında büyük bir merak uyandırdı.

Sora: etkinliğin yıldızı olabilir

Etkinlikte yapılması beklenen duyurular arasında en dikkat çekeni, OpenAI’ın uzun süredir üzerinde çalıştığı üretken yapay zeka video modeli Sora. OpenAI 12 Gün etkinliği kapsamında tanıtılması beklenen bu model, bu yılın başlarında tanıtılan ve sınırlı bir kullanıcı kitlesiyle test edilen Sora, o dönemde büyük yankı uyandırmıştı. Ancak, aradan geçen süre zarfında sektörde benzer veya daha gelişmiş yapay zeka modellerinin ortaya çıkması, OpenAI’ın yeni versiyonunun daha yetenekli olmasını kaçınılmaz hale getiriyor.

OpenAISora’nın lansmanını detaylı incelemeler, güvenlik önlemleri ve kullanıcı deneyimlerini optimize etme gerekçeleriyle birkaç kez ertelemişti. Ancak şimdi, OpenAI 12 Gün kapsamında modelin daha gelişmiş özelliklerle kullanıma sunulabileceği konuşuluyor.

Yapay zeka bayramı” başlıyor

“Shipmas” etkinliğiOpenAI’ın yapay zeka teknolojilerinde yeni bir dönemi başlatabileceğine dair beklentileri artırıyor. OpenAI 12 Gün boyunca açıklanacak olan yenilikler, hem bireysel kullanıcılar hem de işletmeler için önemli bir fark yaratma potansiyeli taşıyor.

Yapay zeka dünyasının liderlerinden biri olan OpenAI’ın bu etkinlikte tanıtacağı teknolojiler, sektörün geleceğinişekillendirecek önemli adımlardan biri olabilir. OpenAI 12 Gün etkinliğindeki Sora’nın resmi lansmanıyla birlikte üretken yapay zeka alanında yeni bir dönemin kapıları açılabilir.

Ford, Endonezya’da elektrikli araç fabrikası kuracak!

Amerikan otomotiv devi Ford, 4.5 milyar dolarlık nikel işleme projesinin bulunduğu Endonezya’da bir EV fabrikası kurmayı planlıyor. Bu hamle, şirketin Çin ve Avrupa’da kaybettiği pazar payını geri kazanma çabasının bir parçası.

Ford, 2022 yılında altı yıllık bir aranın ardından Tayland merkezli RMA Group ile ortaklaşa Endonezya pazarına geri dönmüştü. Şirket, şu anda Tayland’da üretilen Ranger ve Everest modellerini satıyor. Ancak yeni fabrika, Endonezya’nın geniş nikel rezervlerinden yararlanarak EV üretimini hızlandırmayı amaçlıyor. Ülke, küresel nikel üretiminin %20,6’sını karşılıyor ve bu, EV bataryalarının kritik bir bileşeni olan nikel açısından büyük bir avantaj sağlıyor.

Endonezya hükümeti, elektrikli araç yatırımları için yabancı otomobil üreticilerini çekmeye çalışıyor. Genç nüfusun iş gücüne katılımını artırmayı ve düşük araç sahipliği oranını fırsata çevirmeyi hedefleyen ülke, Ford ve Volkswagen gibi büyük markalarla temaslarını sürdürüyor.

Dev yatırımlar ve üretim hedefleri

Ford, geçen yıl Çinli Zhejiang Huayou Cobalt Company ve madencilik devi Vale ile birlikte Sulawesi Adası’nda 4.5 milyar dolarlık bir nikel işleme projesine yatırım yaptı. Bu proje, EV bataryalarının katotları için yılda 120.000 ton nikel ara ürün üretmeyi hedefliyor. Operasyonların 2026 yılında başlaması planlanıyor.

Endonezya hükümeti, 2026 yılına kadar yerel üretim oranını %40’a, 2030 itibarıyla ise %80’e çıkarmayı hedefliyor. Sanayi Bakan Yardımcısı Faisol Riza, Ford’un 2024 yılına kadar fabrika yatırımını gerçekleştireceğini belirtti. Riza, bu yatırımların sosyal ve ekonomik açıdan büyük etkileri olacağını, özellikle iş gücü yaratımında önemli bir rol oynayacağını ifade etti.

Ford’un bu hamlesi, Asya pazarındaki varlığını güçlendirme çabalarının bir parçası. Endonezya’nın zengin doğal kaynakları ve stratejik konumu, şirketin gelecekteki EV planları için kritik bir üs olmasını sağlayabilir.

Bu gelişmeler, Endonezya’nın elektrikli araç üretiminde bir merkez haline gelme hedefini desteklerken, Ford gibi devlerin bölgede yeniden etkin rol oynamasına zemin hazırlıyor.

Binlerce yıl çalışan pil geliştirildi!

0

İngiltere’deki Bristol Üniversitesi ve İngiltere Atom Enerjisi Kurumu’ndan (UKAEA) bilim insanları, devrim niteliğinde bir buluşa imza attı. Dünyanın ilk karbon-14 elmas pili geliştirildi. Binlerce yıl boyunca enerji üretebilme kapasitesine sahip olan bu yenilikçi teknoloji, güvenli ve sürdürülebilir bir güç kaynağı olarak dikkat çekiyor.

Karbon-14 elmas pili nasıl çalışıyor?

Karbon-14 elmas pili, radyokarbon tarihlemede kullanılan radyoaktif bir izotop olan karbon-14’ün radyoaktif bozunmasından elektrik üretiyor. Pil, radyoaktif materyali, bilinen en sert malzemelerden biri olan elmasla muhafaza ediyor. Bu elmas kaplama, kısa menzilli radyasyonu emerek güvenli bir ortam sağlarken aynı anda elektrik üretimine olanak tanıyor.

Güneş panellerine benzer şekilde çalışan pil, ışığı elektriğe çevirmek yerine, karbon-14’ün bozunmasından kaynaklanan hızlı hareket eden elektronları enerjiye dönüştürüyorKarbon-14’ün 5.700 yıllık yarı ömrü, bu pillerin binlerce yıl boyunca çalışabileceği anlamına geliyor.

Çeşitli alanlarda kullanım potansiyeli

Karbon-14 elmas pillerin en dikkat çekici özelliklerinden biri çok yönlülüğü. Bu piller, geleneksel enerji kaynaklarının kullanılamadığı birçok farklı ortamda çözüm sunabiliyor:

  • Sağlık SektörüKalp pilleri, işitme cihazları ve göz implantları gibi tıbbi cihazlara onlarca yıl boyunca kesintisiz güç sağlayabilir. Bu, sık değiştirilmesi gereken geleneksel pillerin yerini alarak hastaların hayatını kolaylaştırabilir.
  • Uzay TeknolojisiUydular, uzay araçları ve radyo frekansı (RF) etiketlerine uzun süreli enerji sağlama kapasitesine sahip olan bu teknoloji, maliyetleri düşürürken operasyonel ömürleri uzatabilir.

Karbon-14nükleer reaktörlerin yan ürünü olan grafit bloklarından çıkarılıyor. Bu yöntem, radyoaktif atıkların yeniden kullanımını sağlayarak nükleer atık miktarını azaltma potansiyeli taşıyor. Aynı zamanda, nükleer atıkların güvenli bir şekilde depolanması sorununa da sürdürülebilir bir çözüm sunuyor.

Enerjide devrim niteliğinde bir adım

Bilim insanları, karbon-14 elmas pilin çeşitli uygulamalarda enerji ihtiyacını karşılayarak ekonomik, çevresel ve operasyonel avantajlar sağlayacağına inanıyor. Bu yenilikçi teknoloji, yalnızca enerji üretiminde değil, çevresel sürdürülebilirlikte de yeni bir dönem başlatabilir.

Bu buluş, hem enerji sektöründe hem de farklı endüstrilerde devrim yaratma potansiyeli taşıyorBinlerce yıl dayanabilen bu pil, geleceğin enerji kaynaklarına dair umut verici bir örnek olarak karşımıza çıkıyor.

LC Waikiki’nin yeni teknoloji yatırımı: LCW Digital

Türkiye’nin moda perakendeciliğinde öncü şirketlerinden LC Waikiki, dijital dönüşüm yolculuğunda yeni bir adım atarak teknoloji odaklı bir şirket kuruyor. LC Waikiki’nin %100 iştiraki olarak hayata geçen LCW Digital, moda ve teknoloji dünyasını bir araya getirerek sektörde fark yaratmayı hedefliyor.

800 kişilik güçlü bir BT ekibi bulunan LC Waikiki, 5 kıtada, 60 ülkede bulunan 1300’den fazla mağazası ve 25 lojistik merkezinin tüm BT altyapısını kendi ekipleriyle sürdürüyor. Bununla birlikte yapay zeka, üretken yapay zeka, iş zekası, bulut bilişim ve e-ticaret gibi alanlarda yenilikçi projelere imza atan LC Waikiki, e-ticaret, lojistik, mağazacılık, tedarik zinciri, ERP ve planlama gibi geniş bir yelpazede teknoloji çözümleri sunuyor.

Bu çözümleri Türkiye’de yerleşik 2 veri merkezi ve bunun yanı sırsa iki büyük bulut hizmet sağlayıcı üzerinden sunuyor. LCW Digital’i kurarak dijitalleşme odaklı çalışmalarını ve stratejisini yeni bir seviyeye taşıyan LC Waikiki, teknoloji dünyasında da öncü bir oyuncu olma hedefiyle inovasyon, Ar-Ge ve iş birliği çalışmalarını güçlendirmeyi amaçlıyor. 

Teknoloji ve tekstil sektörüne yeni değerler kazandırılacak

LCW Digital, yalnızca LC Waikiki’ye hizmet sunmakla kalmayıp, Türkiye’nin teknoloji ekosisteminde daha etkin bir rol üstlenmeyi planlıyor. Şirket, üniversitelerle sanayi iş birliklerini güçlendirmeyi, inovasyon kültürünü desteklemeyi ve Ar-Ge projeleriyle sektöre yeni değerler kazandırmayı amaçlıyor.

Ayrıca teknoloji odaklı bu girişimle LC Waikiki’nin sektördeki algısının güçlenmesi hedeflenirken yenilikçi yaklaşımlarla geliştirilecek ürün ve hizmetler, ulusal ve uluslararası pazarda şirketi daha ileri bir konuma taşıyacak. LCW Digital, yapay zeka ve üretken yapay zeka ekseninde veri odaklı, karar alma ve operasyonel süreçleri optimize eden uygulamalar, e-ticaret ekosistemine yenilikçi çözümler sunan projeler, mağazacılık ve müşteri deneyimi üst seviyeye çıkaran çalışmalara imza atacak. 

“Ülkemizin teknoloji geliştirme kapasitesine katkı sağlayacağız” 

LCW Digital’in teknoloj alanındaki global trendleri yakından takip ederek, Ar-Ge ve inovasyon kültürünü destekleyen bir yapı oluşturacağını belirten LC Waikiki Dijital Dönüşüm ve Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Şerafettin Özer, yeni ürün ve hizmetler geliştirmenin, iş birliklerini artırmanın ve yenilikçi projelerle fark yaratmanın öncelikli hedefleri arasında yer aldığını söylüyor:

“LC Waikiki olarak perakende sektöründe ve moda dünyasında öncü bir marka olarak konumlanıyoruz. Şimdi LCW Digital ile bu liderliği teknoloji alanına da taşıyoruz. Halihazırda güçlü teknoloji ekibimizle pek çok yenilikçi projeye imza attık. Ancak artık bunu bir adım ileriye taşıyarak, dijitalleşme ve Ar-Ge odaklı bir yapıya kavuşuyoruz.

LCW Digital ile sadece kendi iş süreçlerimizi daha da güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda ülkemizin teknoloji geliştirme kapasitesine katkı sağlayacağız. Bu hamle, moda ve teknolojinin kesişim noktasında nasıl bir fark yaratabileceğimizi gösteren güçlü bir örnek olacak.”

Bitcoin 100 bin doları aştı! kripto para dünyasında tarihi gün

Bitcoin, Donald Trump’ın ABD Başkanı seçilmesi ve kripto paralara yönelik pozitif politikaların açıklanmasınınardından art arda rekorlar kırdı. Tarihinde ilk kez 6 haneli fiyata ulaşan Bitcoin100 bin dolar eşiğini geçti. Haberin hazırlandığı saat 07.45 itibarıyla Bitcoin’in fiyatı 103.200 dolar seviyesinde seyrediyor.

7 Yılda 10 bin dolardan 100 bin dolara

29 Kasım 2017’de ilk kez 10 bin doları aşan Bitcoin, o dönemde yatırımcıların ilgisini çekmişti. Ancak 100 bin dolar seviyesinin görülmesi, tam 7 yıl sürdü. Bugün, Bitcoin için kilometre taşı niteliğinde bir tarih yazıldı.

Bitcoin neden artıyor?

Bitcoin’deki bu büyük yükselişin arkasında, ABD Başkanı Donald Trump’ın kripto paralara yönelik olumlu yaklaşımı yer alıyor. Trump, göreve geldikten sonra sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarda, kripto paralara sıcak bakan Paul Atkins’i ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) başkanlığına aday göstereceğiniduyurdu.

Atkins’in göreve gelmesi halinde kripto paraların yaygınlaştırılması ve daha dostane düzenlemelerin hayata geçirilmesi planlanıyor. Bu vaatler arasında şunlar öne çıkıyor:

  • Kripto dostu düzenlemeler: SEC politikalarının kripto paraları destekleyecek şekilde yeniden şekillendirilmesi.
  • Vergi avantajları: Kripto paralar üzerindeki sermaye kazancı vergisinin kaldırılması veya azaltılması.
  • Bitcoin’in stratejik bir varlık haline getirilmesi: Trump, Bitcoin’i ulusal bir rezerv varlık olarak tanımayı hedefliyor.
  • Madencilik yatırımları: ABD merkezli Bitcoin madenciliğinin artırılması ve merkezi olmayan finans (DeFi) projelerinin desteklenmesi.

Trump’ın seçimiyle yüzde 50’lik artış

Donald Trump’ın başkanlık seçimlerini kazanması ve kripto dostu politikalar açıklaması, Bitcoin fiyatında son bir ayda yüzde 50’ye varan bir artışa yol açtı. Bitcoin, son bir yıl içinde ise yüzde 145’lik değer kazancıyla yatırımcılarını sevindirdi.

Kripto para dünyası, bu tarihi anı kutlarken, piyasaların nasıl bir seyir izleyeceği merak konusu. Ancak uzmanlara göre, ABD’nin kripto paralara yönelik politikalarında atılacak adımlar, Bitcoin’in ve diğer kripto varlıkların geleceği üzerinde belirleyici olacak.

Sosyal medyaya yaş sınırı geliyor!

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medya platformlarına yönelik yeni düzenleme hazırlıkları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Uraloğlu, özellikle çocukların sosyal medya kullanımı ile ilgili alınacak önlemleri değerlendirirken, düzenlemelerin sansür değil, kullanıcıların güvenliği için geliştirildiğini vurguladı.

Sansür değil, güvenlik önlemleri

Bakan Uraloğlu, 13 yaş altındaki çocuklar için sosyal medya erişim yasağı getirilmesi üzerinde çalışıldığını ve 13-16 yaş aralığında aile izninin zorunlu olacağını ifade etti. Konuyla ilgili şunları söyledi:
“Sansür demek istemiyoruz, bu bireye ömür boyu bir yasak değil. Yapay zeka teknolojisi kullanılarak kullanıcının yaşı tahmin edilecek ve yaş uygun değilse erişim engellenecek.”

Uraloğlu, zararlı içeriklere dikkat çekerken, özellikle kumar, cinsel içerik ve zorbalık gibi aktivitelerin çocukları etkilediğini ve bu alanlarda önlem alınmasının önemine değindi.

Gece kullanımı kısıtlanabilir

Bakan Uraloğlu, sosyal medya platformları için belirli saatlerde hizmet verilmemesi gibi bir düzenlemenin de tartışıldığını açıkladı. Gece 23.00 ile sabah 06.00 saatleri arasında çocukların sosyal medya kullanımının sınırlandırılabileceğini belirten Uraloğlu, bu uygulamanın bazı ülkelerde örneklerinin bulunduğunu dile getirdi.
“Platformlara ‘Bu saatlerde hizmet verme’ diyeceğiz. Ülke saatine göre düzenlemeler yapılabilir,” dedi.

Henüz net bir karar yok

Düzenlemenin halen tartışma aşamasında olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, ilgili bakanlıklar ve uzmanlarla görüşmelerin sürdüğünü açıkladı. Düzenlemenin detayları üzerinde çalışıldığını belirten Uraloğlu, tasarının önümüzdeki yıl gündeme gelebileceğini ifade etti.

Yeni düzenlemenin sosyal medya platformlarına yükümlülükler getireceği ve kullanıcıların kişisel bilgilerinin korunmasına yönelik önlemler alacağı da açıklandı.

Hükümetin üzerinde çalıştığı sosyal medya düzenlemeleri, çocukların güvenliği ve zararlı içeriklere karşı korunması için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak, kamuoyunda düzenlemelerin kapsamı ve uygulama şekli hakkında tartışmalar sürüyor.

Apple CEO’su Tim Cook: yapay zeka için geç kalmadık, Apple Intelligence ücretsiz kalacak

Apple CEO’su Tim Cook, yapay zeka konusunda firmanın geri kaldığına dair iddialara yanıt vererek, şirketin bu alandaki geçmişine ve vizyonuna dair önemli açıklamalarda bulundu. Apple CEO’su Tim Cook, yapay zeka ve makine öğreniminin Apple için yeni bir çağ başlattığını belirtirken, firmanın 2017 yılından bu yana ürünlerine Neural Engine teknolojisini entegre ettiğini vurguladı.

“Yapay zekada geç kalmadık”

Cook, Wired ile yaptığı röportajda, Apple CEO’su Tim Cook’un yapay zeka konusundaki stratejisini şu sözlerle savundu:

2017 yılında ürünlerimize bir neural engine yerleştirdik. Yapay zeka ve makine öğreniminin çok büyük olduğu zaten belliydi. Çok sayıda insanı buna yönlendirmemiz gerektiği, bunun ürünlerimiz için yeni bir dönem olacağı aşikârdı.

Bu açıklama, Apple CEO’su Cook’un yapay zekada geri kaldığına dair eleştirilere bir yanıt niteliği taşıyor. Cook ayrıca, Apple Intelligence platformunun, firmanın yenilikçi mirasının bir devamı olduğunu ifade ederek, bu teknolojiyi “akıllı telefon devrimi” ve “modern tableti mümkün kılan multitouch teknolojisi” ile eşdeğer gördüklerini belirtti.

Apple Intelligence ücretli olacak mı?

Tim Cook, Apple Intelligence’ın ücretli olup olmayacağı konusundaki tartışmalara da açıklık getirdi. Cook, şu an için böyle bir planlarının olmadığını söyleyerek, “Ücretlendirme hakkında hiç konuşmadık” dedi. Apple CEO’su Tim Cook, Apple Intelligence, halihazırda iPhone 15 ProiPhone 15 Pro MaxiPhone 16 serisi ve M serisi çip ile donatılmış iPad ve Mac cihazlarında ücretsiz olarak kullanıma sunulmuş durumda.

Ancak daha önce bazı söylentiler, Apple Intelligence’ın 2027 sonrası abonelik tabanlı bir modele geçebileceğini öne sürmüştü. Cook’un bu iddiaları reddetmesine rağmen, gelecekte Apple’ın bu teknolojiden gelir elde etme yollarını göz ardı etmediği belirtiliyor.

Gelecek güncellemelerle daha yetkin

Apple’ın yapay zeka platformu Apple IntelligenceiOSiPadOS ve macOS platformlarına gelecek güncellemelerle yeni yetenekler kazanacak. Şirket, bu teknolojiyi kullanıcı deneyimini iyileştirmek ve daha ileri seviyelere taşımak için geliştirmeyi sürdürüyor.

Apple CEO’su Tim Cook’un ifadeleri, Apple’ın yapay zeka sahnesinde önemli bir oyuncu olmayı hedeflediğini gösteriyor. Apple’ın bu konudaki stratejisi, şirketin uzun vadeli hedeflerine dair önemli ipuçları veriyor.

Dünyanın ilk karbon yakalama tesisi kuruldu!

SLB Capturi, Heidelberg Materials’in Norveç’teki çimento fabrikasında dünyanın ilk endüstriyel ölçekli karbon yakalama tesisini hayata geçirerek önemli bir dönüm noktasına imza attı. Bu öncü tesisin inşaatı tamamlanırken, artık test ve devreye alma aşamalarına geçileceği açıklandı.

Dünyanın ilk karbon yakalama tesisi inşa edildi

Her yıl yaklaşık 400.000 metrik ton karbondioksit emisyonunu yakalayacak olan bu tesis, çimento üretim süreçlerini daha sürdürülebilir hale getirme hedefiyle tasarlandı. Gelişmiş karbon yakalama teknolojilerini sıkıştırma, ısı kullanımı, depolama ve yükleme gibi modern yöntemlerle birleştiren tesis, ürün kalitesinden ödün vermeden net sıfır karbonlu çimento üretmeyi amaçlıyor. 100 metre yüksekliğindeki bu yapı, genişleyen bir çimento fabrikasından çıkan karbondioksiti milimetrik bir hassasiyetle hapsedebilecek şekilde inşa edildi.

Dünyanın ilk karbon yakalama tesisi resmen inşa edildi.

Bu tesis, aynı zamanda Avrupa’nın ilk tam değer zincirli karbon yakalama ve depolama projesi olan Longship CCS girişiminin bir parçası olarak dikkat çekiyor. Longship projesi, sanayi kaynaklı karbon emisyonlarının yakalanması, taşınması ve depolanması için devrim niteliğinde bir çözüm sunmayı hedefliyor.

Çimento üretimi, küresel karbon emisyonlarının yaklaşık %8’ini oluştururken, bu sektördeki emisyonların mevcut üretim seviyeleriyle devam etmesi durumunda yıllık 3,8 milyar tona ulaşabileceği belirtiliyor. Heidelberg Materials’in bu tesisi, sektörün karbon ayak izini önemli ölçüde azaltma potansiyeli taşıyor ve 2025 yılında tam operasyonel hale gelmesi planlanıyor. Bu çığır açan girişimin, çimento sektöründe sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak isteyen diğer aktörlere de ilham kaynağı olması bekleniyor.

AMD Radeon RX 8000 ekran kartları geliyor!

0

AMD’nin RDNA4 tabanlı Radeon RX 8000 serisi ekran kartlarıyla ilgili detaylar netleşmeye başlıyor. Şirketin yeni GPU’larına dair önemli bir gelişme, AMD’nin açık kaynak platformu ROCm kütüphanesinde yapılan bir güncellemeyle ortaya çıktı. Bu güncellemeyle Radeon RX 8600 ve RX 8800 modellerinin varlığı doğrulandı. Görünüşe göre, Radeon RX 8000 serisi iki temel GPU olan Navi 48 ve Navi 44 mimarisi üzerine inşa edilecek. Navi 48’in, RX 8800 gibi üst düzey modelleri hedeflemesi beklenirken, Navi 44 ise RX 8600 gibi orta segment kartlara güç verecek.

AMD Radeon RX 8000, ekran kartları gelecek

Sızıntılarda, RX 8800 modelinin Navi 48’in kırpılmış bir versiyonunu içerdiği ve yaklaşık 3.584 çekirdeğe sahip olacağı belirtiliyor. Ancak bu detayların AMD tarafından henüz resmi olarak onaylanmadığını unutmamak gerekiyor. İlginç bir şekilde, serinin en üst modeli olması beklenen RX 8900 ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmuyor. Ayrıca Navi 48, 256-bit veya 192-bit bellek veri yoluna sahip olacak şekilde tasarlanırken, Navi 44’ün 128-bit bellek veri yolu arayüzüne sahip olacağı öne sürülüyor.

AMD Radeon RX 8000, ekran kartları gelecek.
AMD Radeon RX 8000, ekran kartları gelecek.

Bu yapıların farklı bellek hızları ve yapılandırmalar sunması muhtemel görünüyor. Örneğin, 256-bit konfigürasyonda 18 veya 20 Gbps modüller kullanılabilir ve bu da sırasıyla 640 GB/s ve 576 GB/s bant genişliği sağlayabilir.

RDNA4 mimarisi üzerine kurulu RX 8000 serisinin, NVIDIA’nın Ada Lovelace ve Hopper tabanlı ekran kartlarına karşı nasıl bir performans göstereceği merakla bekleniyor. AMD’nin bu yeni seriyi gelecek yılın başlarında tanıtması planlanıyor. Ancak daha fazla ayrıntının ortaya çıkması için bir süre daha beklemek gerekecek. Bu yeni serinin oyun dünyasında ve grafik teknolojilerinde nasıl bir etki yaratacağı büyük bir heyecanla takip ediliyor.

Çinli otomobil üreticileri AB tarifelerinden hibrit araçlarla sıyrılacak!

Hibrit araçların mevcut tarifelerden muaf olması, Çinli markalara AB pazarında büyümeye devam etme fırsatı sunuyor.

AB, yerel otomobil endüstrisini koruma amacıyla Çin menşeli elektrikli araçlara %45,3’e kadar varan tarifeler uygulamaya başladı. Ancak bu uygulama hibrit araçları kapsamıyor. BYD gibi büyük Çinli markalar bu boşluktan faydalanarak hibrit modelleri AB’ye ihraç etmeye hazırlanıyor. Uzmanlar, Çin’in hibrit ihracatının bu yıl %20 oranında artmasını, önümüzdeki yıl ise daha da hızlanmasını bekliyor.

Elektrikli araçlar için belirlenen tarifeler, üreticiye göre değişiklik gösteriyor. BYD için %17, Geely için %18,8 ve devlet destekli SAIC için %35,3 ek gümrük vergisi uygulanırken, AB’nin standart %10’luk ithalat vergisi de dahil ediliyor. Buna karşın, hibrit araçlar bu düzenlemelerin dışında bırakılıyor ve bu durum Çinli üreticilere önemli bir avantaj sağlıyor.

AB tarafındaki tepki ve endişeler

AB yetkilileri, Çinli üreticilerin devlet teşviklerinden yararlanarak düşük maliyetli araçlarla rekabet avantajı kazandığını ve bu durumun AB’deki yerel istihdamı tehdit ettiğini savunuyor. Çin’in yıllık 3 milyon EV’lik üretim kapasitesinin AB pazarının iki katı büyüklüğünde olması, endişeleri artırıyor.

Çin’den AB’ye hibrit araç ithalatı, Temmuz ve Ekim ayları arasında geçen yılın aynı dönemine göre üç kattan fazla artarak 65.800 adede ulaştı. Hibrit araçlar, Çin’in AB’ye toplam araç satışlarının %18’ini oluştururken, elektrikli araç satışlarının %58 düşmesi dikkat çekiyor.

Fiyat rekabeti ve gelecekteki tarifeler

BYD‘nin Avrupa’da tanıttığı ilk plug-in hibrit modeli Seal U DM-I, 35.900 Euro’dan satışa sunuluyor. Bu fiyat, Volkswagen’in popüler hibrit modeli Tiguan’dan 700 Euro daha düşük, Toyota’nın C-HR modelinden ise %10 daha ucuz. Ayrıca, BYD’nin Macaristan’da hem elektrikli hem de hibrit araç üretimi için bir fabrika kurmayı planladığı belirtiliyor.

AB’nin hibrit araçları da kapsayacak şekilde tarifelerini genişletmesi gündeme gelebilir. Ancak mevcut durumda, Çinli üreticiler Avrupa hibrit pazarını Japon ve Avrupa markalarına göre daha ekonomik ve yakıt verimliliği yüksek modellerle sarsabilir.

Çinli markaların stratejik hamleleri, Avrupa otomotiv pazarında yeni bir rekabet dönemini başlatıyor. AB’nin bu duruma karşı nasıl bir yol izleyeceği merakla bekleniyor.

Tesla araçlarını daha akıllı hale getiriyor

Tesla, 2024 yılına damga vuracak yeni tatil güncellemesini duyurdu. Model 3, Model Y, Model S, Model X ve Cybertruck sahiplerini kapsayan bu güncelleme, araçların sürüş deneyimini iyileştirecek önemli özellikler içeriyor. Hem HW3 hem de HW4 donanımlı araçlar için sunulan 2024.44.25.2 güncellemesi, yeniliklerle dikkat çekiyor. Özellikle, “Bakım Özeti” (Maintenance Summary) adı verilen yeni bir özellik, Tesla’nın araç bakım süreçlerinde çığır açmasını sağlıyor.

Bakım özeti özelliği: geçmiş ve gelecek bir arada

“Bakım Özeti” özelliği, Tesla araçlarının ne zaman bakım gerektirdiğini sürücülere bildiren bir sistem sunuyor. Bu özellikle, bakım işlemlerinin en son ne zaman yapıldığı ve bir sonraki bakımın hangi parça üzerinde ne zaman gerçekleştirileceği kolaylıkla takip edilebiliyor.

Sistem, aracın geçmiş ve gelecekteki tüm bakım işlemlerini kayıt altında tutarken, özellikle ikinci el araç piyasası için önemli bir avantaj sağlıyor. Araç sıfırlansa dahi bu bilgiler kaybolmuyor ve kullanıcıya güvenilir bir veri kaynağı sunuyor.

Tesla, bakım maliyetlerinde lider

Consumer Reports‘un 2023’teki analizine göre, Tesla10 yıllık bakım ve onarım maliyetleri açısından rakiplerinden oldukça önde. Ortalama maliyet yalnızca 4.035 dolar olarak belirlenirken, Buick ve Toyota gibi rakipler 4.900 dolarseviyelerinde kaldı. Tesla’yı, Lincoln (5.040 dolar) ve Ford (5.400 dolar) takip ediyor.

Tesla’nın 2024 güncellemesiyle gelen yenilikler

Tesla’nın bu yılki tatil güncellemesiyle sürüş deneyimini ve kullanıcı konforunu artıracak çok sayıda özellik araçlara ekleniyor:

  • Apple Watch Entegrasyonu: Apple Watch, artık Tesla araçlar için dijital anahtar olarak kullanılabilecek.
  • Dashcam ve Sentry Mod: Videolar doğrudan telefona kaydedilebilecek.
  • Hedef Enerji Yönetimi: Hedefe varışta tahmini enerji seviyesini daha hassas ayarlayabilme.
  • Navigasyon Geliştirmeleri: Kapalı yolları otomatik algılayarak dinamik rota oluşturma ve trafiği gösterme(Premium bağlantı gerekmiyor).
  • Arka Çapraz Trafik Uyarısı: Geri giderken güvenliği artıran yeni bir özellik.
  • Cybertruck Yenilikleri:
    • Özel kaplamalar ve plaka özelleştirme
    • Arka kamera iyileştirmeleri
    • Noel Modu ve Arka Arcade
  • Süper şarj cihazlarının durum bildirimleri
  • Müzik sesinin otomatik olarak düşmesi (geri giderken)
  • Yakındaki park yerlerini bulma özelliği
  • Tesla uygulamasından ışık gösterisi planlama
  • Boomerang Fu adlı yeni oyun

Tesla’nın kullanıcı odaklı bu yenilikleri, hem sürüş deneyimini hem de araç bakımını yeni bir seviyeye taşıyor. Güncellemeler, kablosuz olarak tüm Tesla araç sahiplerine kademeli olarak sunulacak.

Samsung’un AR gözlüğü yakında tanıtılıyor!

Artırılmış gerçeklik (AR) teknolojisinde yaşanan gelişmeler hız kesmeden devam ediyor. Apple Vision Pro ve Meta Quest gibi dikkat çeken cihazların ardından Samsung’un da kendi AR gözlüğünü piyasaya sürmeye hazırlandığına dair yeni bilgiler ortaya çıktı. Şirketin uzun süredir üzerinde çalıştığı artırılmış gerçeklik gözlüğü için tanıtım tarihisızdırıldı.

Galaxy Unpacked 2025’te tanıtılacak

Gelen sızıntılara göre Samsung, ilk AR gözlüğünü Galaxy Unpacked 2025 etkinliğinde tanıtmayı planlıyor. Samsung’un AR gözlüğü piyasa tarihi beklenenden daha geç olacağı ifade ediliyor. Henüz sınırlı bilgiye sahip olduğumuz gözlüğün, Meta’nın Ray-Ban modeli gibi hafif ve kullanışlı bir tasarıma sahip olacağı belirtiliyor. Yaklaşık 50 gramağırlığındaki gözlük, bu alanda rekabeti artırmayı hedefliyor.

Teknik detaylar ve özellikler

Samsung’un AR gözlüğü, güçlü donanım özellikleriyle dikkat çekiyor. Sızdırılan bilgilere göre cihazda:

  • 155mAh pil kapasitesi
  • Sony 12MP IMX681 kamera
  • Qualcomm AR1 işlemci
    bulunacak. Cihazın Samsung’un AR çözümleri piyasasında sunduğu ilk işlemci olarak rekabet gücü yüksek olacak.

Ayrıca Google’ın Gemini yapay zekasının da cihazın AI özelliklerini destekleyeceği söyleniyor. Bu yapay zeka ile hareket algılamayüz tanıma ve entegre ödeme gibi gelişmiş özellikler sunulacak. Ancak daha fazla detay için resmi tanıtımı beklemek gerekiyor.

Apple Vision Pro’da durum ne?

Apple’ın karma gerçeklik başlığı Vision Pro, ilk duyurulduğunda büyük bir ilgi görmüş olsa da, cihazın uzun vadeli başarısı beklentilerin altında kaldı. Kullanıcılar, cihazın uzun süreli kullanımdaki konfor eksikliği ve içerik yetersizliğinden şikayetçi. Bu durum satışları olumsuz etkiledi.

Samsung’un AR teknolojisi, sektördeki rekabeti nasıl şekillendirecek ve kullanıcıların beklentilerini karşılayabilecek mi? Tüm bu soruların yanıtı için Galaxy Unpacked 2025 etkinliğine odaklanıyoruz.

Sosyal medya platformları, yakında nükleer enerjiyle çalışabilir!

0

Meta, Facebook, WhatsApp, Instagram ve Messenger gibi dünyanın en popüler sosyal medya platformlarını işleten teknoloji devi olarak, 2030’ların başından itibaren veri merkezlerinin enerji ihtiyacını karşılamak için gigavat ölçekli nükleer enerji kullanmayı planladığını duyurdu.

Sosyal medya platformları, resmen nükleer enerji ile çalışacak

Şirket, bu hedef doğrultusunda Küçük Modüler Reaktörler (Small Modular Reactors – SMR) gibi yenilikçi nükleer teknolojilere yönelerek hem enerji güvenliğini artırmayı hem de çevresel etkileri azaltmayı amaçlıyor. Meta’nın vizyonuna göre nükleer enerji, veri merkezlerini desteklemekle kalmayıp çevresindeki topluluklara da enerji sağlayarak ekonomik büyümeye katkıda bulunacak.

Sosyal medya platformları, resmen nükleer enerji ile çalışacak.

Meta’nın platformlarının toplam günlük kullanıcı sayısı 3.29 milyarı aşarken, bu kadar büyük bir kullanıcı kitlesine hizmet eden veri merkezleri yoğun enerji tüketimiyle dikkat çekiyor. Şirket, bu altyapıyı geleceğin teknolojileriyle uyumlu hale getirmek ve yapay zeka ile daha verimli bir şekilde çalışmasını sağlamak için nükleer enerjiyi ideal bir çözüm olarak görüyor. Coğrafi sınırlamalar olmaksızın, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve baz yük gücü sağlanması konusunda iş ortaklarıyla iş birliğine açık olduğunu belirten Meta, yenilikçi enerji politikalarıyla karbon ayak izini minimize etmeyi hedefliyor.

Meta’nın yanı sıra Google, Microsoft ve Amazon gibi teknoloji devleri de benzer enerji stratejileri geliştiriyor. Google, 500 megawatt kapasiteye sahip birden fazla reaktör inşa etmeyi planlarken, Microsoft, ABD’deki Three Mile Island nükleer santralini yeniden devreye almayı hedefliyor. Amazon ise operasyonlarını desteklemek için nükleer enerji kullanımını gündemine aldı. Bu durum, teknoloji sektörünün yalnızca dijital inovasyonla değil, enerji altyapısında da sürdürülebilir çözümler geliştirmeye odaklandığını gösteriyor. Bu yeni yönelim, enerji verimliliğini artırırken, yenilikçi teknolojilerin hem ekonomik büyümeyi hem de çevresel sürdürülebilirliği desteklemesini amaçlıyor.