Site icon TechInside

Teknoloji bağları, büklüm büklüm yolları…

Teknoloji ve kapsadığı hemen her şey çocukluğumdan beri değişmeyen tutkum. Ve ne mutlu ki mesleğim gereği son 20 yılımı bu sektörü inceleyip takip ederek geçirdim. Pek çok değişim ve dönüşüme şahit olduğum bu süre boyunca gündemden ve dillerden hiç düşmeyen iki klişe hala geçerliliğini koruyor:

Bu beklentilerin anıldığı her ortamda topraktan fırlayan ninja misali geliveren ‘her ülke kendi teknolojisini nasıl üretsin?’, ‘mevcut çözümleri kullanarak katma değerli hizmetlere yönelmek daha mantıklı’ türünden tartışmalara girmiyorum bile.

Evet, her ülkenin kendi teknolojisini üretmesi mümkün değil. Dahası uçtan uca bir ülkeyle özdeşleştirebileceğimiz bir ürün / hizmet / cihaz da kalmadı gibi. Popüler bir örnek olarak çoğu parçası Japonya, Güney Kore, Çin gibi ülkelerden toparlanıp Çin’de imal edilen iPhone herkesin gözünde bir Amerikan ürünü. San Fransisco’da tasarlandığı için mi dersiniz? Hiç sanmıyorum.

Gizemli bir maharetle zihnimize yerleşen bu klişelerin mağduruyuz. Öyle ki iPhone gibi iğneden otomobile nice arzu nesnesini üreten Çin dahi ‘çakma’ ya da ‘kalitesiz’ malların anavatanı algısından kurtulamıyor. Kalitenin beklentilerimize biçtiğimiz bedele paralel şekillendiğini kolayca unutuveriyoruz.

Demek ki bir ürünü geliştirmek, üretmek ve pazarlayıp satmak kendi içinde dahi son derece karmaşık ilişkilere sahip. Birbirleri arasındaki farksa tahminlerin ötesinde. Ses getiren her yeni teknolojik ürünü parçalarına ayırıp maliyetini çıkaran ifixit benzeri sitelerin ulaştığı sonuçlara bakınca (o meşhur tabirle) insan gerçekten hayret ediyor. Meseleyi sadece parçaları bir araya getirmeyi sananlar için tatlı bir tuzak.

Bu ‘üretici ülke / tüketici ülke’ tartışmalarında eli vicdana yerleştirebilmek için yakın geçmişine, teknoloji sektörünün durumuna ve ülke şartlarına bakarak bazı noktaları hatırlamakta fayda var:

Maddeleri böyle uzatmak mümkün ama bu dozdan ötesi can yakmaz sanırım.

Devleti, üreticisi, tüketicisi, girişimcisi, yatırımcısıyla herkesin bu durumu oluşturan her bileşen için daha faydalı bir modeli nasıl kurgulayabileceğini düşünmesi gerekiyor. Her gün bir kayıp; ama aynı zamanda ilk adım için en iyi zaman.

Bu denklemde TechInside’a bir rol ya da vazife düşer mi bilmiyorum. Ama yardım taleplerinin karşılıksız kalmayacağına eminim.

Exit mobile version