2016 ve 2020 ABD başkanlık seçimleri, gelecek yıllarda sosyal medyanın yükselişindeki en önemli adımlardan ikisi olarak anılabilir. ABD Başkanı gibi, dünyadaki en büyük siyasi figürün yazdığı mesajlar için “yalanlama” açıklayacak “bu mesaja inanmayın, bu doğru değil,” diyecek duruma gelen Twitter’ın ve benzer sosyal medya servislerinin dünya üzerindeki etkisi, tahmin ettiğimizden çok daha büyük olabilir.
Trump’ın prestiji yerle bir
Twitter üzerinden medyaya ve rakibi Biden’a savaş açan Trump’ın yenilgisi ise şimdi yine Twitter üzerinden ilan edilmişe benziyor.
Twitter artık Trump’ın seçim hakkında attığı “seçimde dolandırıcılık yapıldı” gibi açıklamaların altına, “election officials have certified Joe Biden as the winner of the U.S. presidential election,” uyarısını koyuyor. (“Seçim otoriteleri Joe Biden’i ABD başkanlık seçiminin kazananı olarak açıkladırlar”)
Bu uyarılar aslında, resmi olarak açıklanan sonucu hatırlatmak kadar masum bir girişim olarak görünüyor, dolayısıyla Twitter’ı resmi olarak suçlu veya hatalı duruma düşürmüyor.
Ancak bu uyarıların arkasında sosyal medya yöneticilerinin kendi tercih ettikleri başkan adayını desteklemek için tercih etmedikleri siyasi liderin prestijini sabote etmek, onun söylemlerini küçük düşürmek gibi bir amacın bulunduğu biliniyor, dolayısıyla medyada ve siyaset bilimciler arasında şimdi yeni bir tartışma gündeme gelecek gibi görünüyor: Dünya siyasetini artık Twitter’ın yönetim kurulu mu şekillendirecek?
2016 seçimleri sonrasında tüm dünyayı saran sosyal medya ve siyaset konulu tartışmaların daha da alevlenerek yaygınlaşmasına hazır olalım.
