Mercedes, elektrikli araçlarında önemli bir değişikliğe gidiyor!

Mercedes-Benz, elektrikli araç stratejisinde önemli bir değişikliğe giderek, 2016’dan bu yana kullandığı “EQ” adlandırmasını terk ediyor. Alman otomotiv devi, elektrikli otomobillerini artık özel bir alt marka gibi değil, doğrudan ana model serisinin bir parçası olarak konumlandıracak. Bu değişiklikle birlikte Mercedes, elektrikli mobiliteyi markanın genel kimliğiyle daha uyumlu hale getirmeyi amaçlıyor ve müşteri kitlesi için daha tanıdık bir model adlandırma sistemine geçiş yapıyor.

Mercedes, elektrikli araçlarında önemli bir değişiklik yapacak

Yeni sistem kapsamında, tamamen elektrikli G-Serisi “G580 with EQ technology” adıyla sunulacak ve plug-in hibrit modeller de “with EQ hybrid technology” ifadesiyle tanıtılacak. Böylece elektrikli ve hibrit modellerin, Mercedes’in geleneksel serilerine daha organik bir şekilde entegre edilmesi sağlanacak.

Mercedes, elektrikli araçlarında önemli bir değişiklik yapacak.

Marka, geçmişte EQS, EQE ve EQA gibi modellerle elektrikli araçlarını ayrı bir kategori olarak sunmuştu, ancak bu adlandırma, klasik Mercedes modellerine aşina olan müşteriler için kafa karıştırıcı bulunuyordu. Yeni strateji, bu sorunu ortadan kaldırmayı hedefliyor.

Bu değişiklikle birlikte Mercedes’in elektrikli modellerinde tasarım anlayışında da yenilikler yapılacak. 2025 model EQS’te sahte ızgara gibi klasik tasarım ögelerine geri dönülmesi planlanırken, aşırı yuvarlak hatların yerini daha belirgin çizgilere sahip modeller alacak. Böylece elektrikli Mercedes modellerinin hem tasarım hem de adlandırma açısından markanın geleneksel çizgisiyle daha uyumlu hale gelmesi sağlanacak. Bu hamle, Mercedes’in elektrikli araç pazarında rekabet gücünü artırma ve elektrikli mobiliteyi daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaştırma stratejisinin bir parçası olarak görülüyor.

OpenAI CEO’su Sam Altman’dan Şok Açıklama: “GPU Kalmadı!”

Yapay zekâ dünyasının en büyük oyuncularından OpenAI, büyük bir darboğaza girdi. Şirketin CEO’su Sam Altman, “GPU kalmadı” diyerek, donanım eksikliğinin OpenAI’nin gelişimini sekteye uğrattığını duyurdu.

Dünya çapında yapay zekâ modellerinin eğitilmesi için kullanılan grafik işlemcileri (GPU’lar), OpenAI’nin projeleri için kritik önem taşıyor. Ancak Altman, bu donanımın tükendiğini ve bunun şirketin ilerlemesini ciddi şekilde etkilediğini söyledi.

Yapay Zekâ Yatırımları Donanım Kriziyle Karşı Karşıya

OpenAI, büyük dil modelleri ve yapay zekâ tabanlı hizmetlerini geliştirmek için güçlü GPU’lara bağımlı. NVIDIA gibi firmalar, AI devrimiyle birlikte büyük talep görüyor. Ancak bu yüksek talep, GPU tedarik zincirini zorladı ve OpenAI gibi şirketler için kritik bir sorun hâline geldi.

Altman’ın açıklamaları, şirketin yapay zekâ araştırmalarında ve yeni modellerin geliştirilmesinde zorluklarla karşılaşabileceğini gösteriyor. Donanım eksikliği, mevcut projelerin ilerleyişini yavaşlatabilir ve kullanıcıların yeni yapay zekâ teknolojilerine erişimini geciktirebilir.

Rekabet Kızışıyor, Çözümler Aranıyor

Altman, OpenAI’nin bu sorunu çözmek için farklı stratejiler geliştirdiğini belirtti. Alternatif tedarik yolları ve yeni donanım çözümleri üzerine çalışmalar yapılıyor. Ancak teknoloji dünyasındaki dev isimler de aynı GPU krizinden etkileniyor.

Rakip şirketler, üretim kapasitelerini artırmak için büyük yatırımlar yapıyor. NVIDIA ve AMD gibi devlerin üretimlerini genişletmesi beklenirken, teknoloji şirketleri de kendi çiplerini tasarlamaya yöneliyor.

OpenAI’nin bu darboğazı nasıl aşacağı merak konusu. Şirket, Microsoft gibi büyük ortaklarıyla çözüm arıyor. Ancak kısa vadede, yapay zekâ projelerinde yavaşlamalar yaşanabilir.

Sektör İçin Ne Anlama Geliyor?

Bu kriz, yapay zekâ alanında çalışan tüm şirketleri etkileyebilir. GPU sıkıntısı, küçük ve orta ölçekli girişimlerin de gelişimini yavaşlatabilir. Büyük teknoloji şirketleri bile bu darboğazı aşmak için farklı stratejiler geliştiriyor.

Önümüzdeki dönemde, OpenAI ve diğer şirketlerin GPU sorununa nasıl çözümler getireceği büyük bir merak konusu. Yapay zekâ devrimi hız kesmeden ilerlerken, donanım tarafındaki darboğaz bu ilerleyişi ne kadar yavaşlatacak? Teknoloji dünyası bu sorunun yanıtını arıyor.

Intel, yeni nesil High NA makinesiyle çip üretiyor!

0

Intel, ASML Holding’in son nesil High NA EUV litografi makinelerini kullanarak çip üretimine başladı. Şirket, bu yeni makinelerle elde edilen ilk verilerin oldukça olumlu olduğunu ve önceki modellere kıyasla daha güvenilir sonuçlar gösterdiğini açıkladı. San Jose, Kaliforniya’da düzenlenen bir konferansta konuşan Intel’in kıdemli mühendislerinden Steve Carson, firmanın bu makinelerle yalnızca bir çeyrekte 30.000 wafer ürettiğini belirtti.

Intel, yeni nesil High NA makinesiyle çip üretmeye başladı

Intel, ASML’nin yeni nesil High NA makinelerini teslim alan ilk çip üreticisi oldu ve bu adım, şirketin çip üretiminde rakiplerinin önüne geçmeyi hedeflediğini gösteriyor. Geçmişte aşırı ultraviyole (EUV) litografi makinelerinin benimsenmesinde rakiplerinin gerisinde kalan Intel, bu nedenle Tayvan merkezli TSMC’ye pazar liderliğini kaptırmıştı. Ancak yeni High NA makineleri, önceki nesil makinelerden iki kat daha güvenilir olarak tanımlanıyor. Intel, bu makinelerle wafer üretiminin daha istikrarlı ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilebildiğini vurguluyor.

Yeni ASML makineleri, çiplerin üzerindeki mikro devreleri ışık huzmeleriyle basarak üretimi hızlandırıyor. Önemli bir avantaj ise, önceki nesil makinelerle aynı işlemi gerçekleştirmek için daha az aşama gerektirmeleri. Intel’in testlerine göre, High NA makineleri önceki modellerin üç kez tekrarlayarak gerçekleştirdiği işlemi tek bir aşamada tamamlayabiliyor. Bu, üretim süresini ve maliyetleri ciddi şekilde azaltıyor. Ancak bu makineler, önceki EUV makinelerinden yaklaşık iki kat daha pahalı.

Intel, 18A üretim sürecini desteklemek için bu makineleri kullanmayı planlıyor ve yıl sonuna kadar yeni nesil PC çipleri olan Panther Lake ile sunucu sınıfı Clearwater Forest CPU’larının seri üretimine başlamayı hedefliyor. 2025 yılı sonuna kadar bu ürünlerin piyasaya sürülmesi bekleniyor. Ayrıca, bir sonraki üretim süreci olan 14A teknolojisinin de bu makinelerle tam kapasite üretime taşınması hedefleniyor, ancak bunun ne zaman gerçekleşeceği konusunda net bir tarih verilmedi.

TUSAŞ ve ASPİLSAN arasında batarya anlaşması

0

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) ile ASPİLSAN Enerji, Savunma Sanayii Başkanlığı’nın Sanayi Katılımı Offset Desteği kapsamında havacılık batarya hücresinin geliştirilmesi ve üretilmesi için iş birliği anlaşması imzaladı.

Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından desteklenen proje kapsamında, ASPİLSAN Enerji’nin Kayseri’de bulunan Pil Üretim Tesisi’nde üretim gerçekleştirilecek. Yerli imkanlarla geliştirilecek hücreler, hava platformları başta olmak üzere savunma, havacılık ve uzay projelerinde kullanılacak.

Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, imzalanan anlaşma ile Türkiye’nin savunma sanayisinde yerli ve milli üretim kapasitesini artırmaya devam ettiğini belirtti. Tedarik zincirinin güçlendirilmesi ve sektörde rekabetçiliğin artırılması adına bu tür destek mekanizmalarının önemli olduğunu vurguladı.

TUSAŞ Genel Müdürü Dr. Mehmet Demiroğlu, bu iş birliğinin Türkiye’nin havacılık sanayisinde tarihi bir adım olduğunu ifade etti. Demiroğlu, yerli batarya ve hücre üretiminin ülkeyi dışa bağımlılıktan kurtararak kendi kendine yetebilen bir güç haline getireceğini belirtti.

ASPİLSAN Enerji Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Turan Özdemir, anlaşmanın Türkiye’nin havacılık sanayisinin bağımsızlığı açısından kritik önem taşıdığını dile getirdi. Özdemir, yerli batarya çözümlerinin geliştirilmesi için Savunma Sanayii Başkanlığı’nın desteğiyle bir üretim tesisi yatırımı kararı alındığını açıkladı.

Bu iş birliği sayesinde Türkiye’nin milli havacılık platformlarında kullanılacak bataryalar yerli hücrelerle üretilecek. Anlaşma ile ülkenin savunma sanayisinde yerli teknolojilerin geliştirilmesine katkı sağlamaya devam edecek.

YouTube, aylık 1 milyar aktif podcast izleyicisine ulaştı!

YouTube, yaptığı son açıklamada aylık 1 milyardan fazla aktif podcast izleyicisine ulaştığını duyurdu.

Bu büyük dönüm noktası, YouTube’un podcast endüstrisindeki gücünü gösterirken, kullanıcıların giderek daha fazla video odaklı formatları tercih ettiğini ortaya koyuyor. Geçtiğimiz yıl sadece oturma odalarındaki televizyonlardan 400 milyon saatten fazla podcast içeriği izlendiği bildirilmişti.

Spotify ve Apple için büyük rekabet

Podcast sektöründeki en büyük rakiplerinden biri olan Spotify, YouTube’un bu yükselişine karşı önlemler almaya başladı. Şirket, video içerikli podcast’lere yaptığı yatırımları artırarak popüler video podcast yapımcılarını platformuna çekmeye çalışıyor. Kasım 2024’te, video podcast içerik üreticilerine ödeme yapmaya başlayan Spotify, böylece YouTube’un sunduğu kazanç modeline benzer bir strateji izlemeye başladı.

YouTube’un podcast ekosistemi, içerik üreticilerine reklam gelirinden pay verilmesi gibi avantajlar sunarak, onları platforma çekmeye devam ediyor. Spotify da bu alanda rekabeti artırarak, video podcast’e odaklanan stratejisini güçlendirmeyi planlıyor.

Yeni reklam politikasıyla daha akıcı deneyim

YouTube, kullanıcı deneyimini iyileştirmek ve içerik üreticilerine daha fazla kazanç sağlamak amacıyla orta reklam (mid-roll) yerleşimlerini optimize edeceğini duyurdu.

12 Mayıs’tan itibaren, platform artık reklamları videoların doğal duraklama anlarında ve geçiş noktalarında gösterecek. Böylece, konuşma sırasında veya aksiyon dolu sahnelerin ortasında aniden beliren reklamlar yerine daha akıcı bir izleme deneyimi sunulacak.

NotebookLM videoları

YouTube’un bu alandaki yükselişi ve yeni reklam politikaları, hem içerik üreticileri hem de kullanıcılar için önemli değişiklikler getiriyor. Spotify ve Apple Podcasts gibi rakipler, bu değişim karşısında nasıl bir strateji izleyecek, zamanla göreceğiz.

Ses hızının 16 katına çıkabilen jet motoru geliştirildi!

0

Çinli bilim insanları, ses hızının 16 katı hızına ulaşabilen jet yakıtlı bir motor geliştirdi. Bu motor, dünyada ilk kez kerosen yakıtıyla çalışan eğik patlamalı motor olarak kayda geçti ve hipersonik uçuşlarda devrim yaratma potansiyeline sahip. Pekin’deki JF-12 şok tünelinde yapılan denemeler, RP-3 jet yakıtıyla yüksek irtifada ve yüksek hızlarda elde edilen sonuçlar, geleneksel scramjet motorlarının çok ötesine geçebilecek hızlara ulaşılabileceğini gösterdi. Bu yeni motor, yanma oranlarını 1.000 kat daha hızlı bir şekilde gerçekleştirebiliyor ve Mach 6 ile Mach 16 arasında hızlara ulaşabiliyor. Bu hızlar, geleneksel hava soluyan motorlarla elde edilemeyecek kadar yüksek.

Çinli araştırmacılar, dünyanın ilk jet yakıtlı motorunu tasarladı

Eğik patlama motorları, scramjetlerden farklı olarak büyük yanma odalarına ihtiyaç duymuyor ve yüksek hızlarda bile alevin sönmesi gibi sorunlarla karşılaşmıyor. Bu motor, mikro saniyeler içinde yanmayı tamamlayan “patlama elmasları” adı verilen, şok dalgalarıyla beslenen patlamalar oluşturarak çalışıyor. Şok dalgaları, yakıt-hava karışımını şiddetli bir şekilde tutuşturuyor ve böylece kendi kendini güçlendiren bir patlama cephesi yaratıyor. Yapılan testlerde, detonasyon noktalarında ortam basıncı 20 kat artarken, bu motorun yüksek hızlarda önemli itiş gücü ürettiği gözlemlendi. Ancak, aşırı yüksek güç gereksinimi nedeniyle motor yalnızca çok kısa sürelerde çalıştırılabiliyor.

Çinli araştırmacılar, dünyanın ilk jet yakıtlı motorunu tasarladı.

Bu motorun, geleneksel scramjet motorlarından daha kısa bir yanma odasına sahip olması, uçağın ağırlığını azaltıp menzilini artırabilir. Ayrıca, bu motorun geliştirilmesinde RP-3 keroseninin kullanılması, daha verimli ve lojistik açıdan pratik bir çözüm sunuyor. Kerosen, hidrojen gibi yakıtlara göre daha kolay depolanabilir ve yüksek enerji yoğunluğuna sahiptir. Araştırmacılar, yakıt-hava karışımını sıcaklıklarını artırarak ve özel yapı tasarımlarıyla bu yakıtın daha verimli şekilde ateşlenmesini sağladı.

Çin, bu yeni teknolojiyi 2030 yılına kadar her yere bir saat içinde ulaşabilecek bir uçak yapmak için kullanmayı planlıyor. Mach 16 hızına ulaşan bir uçak, örneğin Şanghay’dan Los Angeles’a yarım saatte ulaşabilir. Bu teknoloji, atmosferik uçuşları ve yörüngesel uçuşları birleştiren uzay uçaklarını mümkün kılabilir. Ayrıca, bu motor askeri teknolojilerde de kullanılabilir, uzun menzilli ve düşük maliyetli hipersonik füzeler, insansız hava araçları ya da bombardıman uçakları üretilebilir, böylece Çin, gelecekteki savaşlarda önemli bir avantaj elde edebilir. Ancak, motorun verimliliğini artırmak ve yanma sırasında oluşan yan ürünler hakkında daha fazla bilgi edinmek için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.

Trump, AB’den gelen otomobillere %25 vergi uygulayabilir!

0

ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa Birliği’nde üretilen otomobiller ve diğer ürünler için %25 oranında gümrük vergisi uygulama planını duyurdu. Beyaz Saray’da düzenlediği ilk kabine toplantısında gazetecilere açıklamalarda bulunan Trump, bu vergilerin sadece otomobillerle sınırlı kalmayacağını, tüm Avrupa Birliği ürünlerine uygulanacağını belirtti. “Çok yakında duyuracağız, bu genel olarak %25 olacak ve bu oran, otomobiller ve diğer tüm ürünler için geçerli olacak” diyen Trump, vergilerin ne zaman uygulanacağına dair net bir takvim vermedi, ancak bu kararın yakın zamanda açıklanacağını ifade etti.

Trump, AB’den gelen otomobillere %25 vergi uygulamayı planlıyor

Trump, ABD’nin ticaret politikalarını hedef alarak Avrupa Birliği’ni eleştirdi. Avrupa’nın, ABD’yi ticaret anlamında “kazıklamak” amacıyla kurulduğunu savunarak, “Avrupa Birliği, ABD’yi kazıklamak için kuruldu, kuruluş amacı budur ve bunu iyi başardılar. Ama artık başkan benim” şeklinde sert bir açıklama yaptı. Bu sözler, Trump’ın Avrupa Birliği’ne karşı daha sert bir duruş sergileme niyetini açıkça ortaya koyuyor. Trump’ın açıklamaları, Amerika’nın uluslararası ticaret anlaşmalarında daha agresif bir yaklaşım benimsediği izlenimini pekiştiriyor.

Başkan, Kanada ve Meksika’ya yönelik tarifeleri kaldırmayacağını da belirtti. Özellikle bu iki ülke üzerinden ABD’ye gelen fentanil gibi tehlikeli maddelerin, ülkedeki milyonlarca ölümün sorumlusu olduğunu ileri sürerek, bu konuda kararlı bir tavır sergileyeceğini ifade etti. “Tarifeler devam edecek, hepsi değil ama birçoğu” şeklinde konuşarak, yalnızca belirli tarifelerin yürürlükte kalacağını açıkladı. 2 Nisan’dan itibaren Kanada ve Meksika’ya yönelik yeni tarifelerin yanı sıra, diğer tüm tarifelerin de uygulanmaya başlanacağına işaret etti. Bu açıklamalar, Trump’ın özellikle ticaretle ilgili olarak uzun vadeli stratejiler geliştirdiğini ve dış ticaret ilişkilerinde sıkı bir kontrol sağlama amacında olduğunu gösteriyor.

Trump, bu vergi politikalarını yalnızca gelir elde etmek için değil, aynı zamanda ABD’deki üretimi canlandırmak amacıyla kullanmayı planlıyor. Gümrük vergilerini, diğer ülkeleri Amerika’nın isteklerine boyun eğdirmeye zorlamak ve ekonomik çıkarlarını korumak için bir araç olarak görmeye devam ediyor. Göreve geldiğinden beri Çin’den ithal edilen mallara %10 oranında gümrük vergisi koyan Trump, her ülke için özel tarifeler belirlenmesi konusunda talimatlar vermişti. Bu özel tarifeler, ABD’nin ticaret ortaklarıyla yaptığı ikili anlaşmalarla şekillenecek ve her ülke için özel olarak belirlenen oranlar uygulanacak. Bu, Trump’ın dünya çapında daha fazla ekonomik egemenlik kurma arayışının bir parçası olarak değerlendirilebilir.

Trump’ın bu yeni vergi hamlesi, özellikle Avrupa Birliği ile olan ticaret ilişkilerini daha da gerginleştirebilir. Ancak, ABD içindeki üreticilere yönelik sağlanacak avantajların yanı sıra, ticaret savaşlarının daha geniş bir küresel etki yaratması bekleniyor. Avrupa Birliği’nde üretilen otomobiller ve diğer mallara yönelik vergi artışı, ABD pazarında Avrupa ürünlerinin daha pahalı hale gelmesine yol açacak ve bu durum, Avrupa’nın ABD’ye yaptığı ihracat üzerinde önemli bir baskı oluşturabilir.

3DExperience World 2025, yeni nesil teknolojileri görücüye çıkardı!

0

Houston, Teksas’ta düzenlenen 3DExperience World 2025 etkinliği, Solidworks ve 3DExperience platformu kullanıcılarını en yeni tasarım ve simülasyon yazılımlarını keşfetmek için bir araya getirdi. Dassault Systèmes’in yıllık kullanıcı konferansında bu yıl da büyük bir ilgiyle karşılanan 3DExperience Playground, en yeni iş istasyonları, 3D yazıcılar, CNC makineleri ve uygulamaları içeren birçok standı barındırıyordu.

3DExperience World 2025 etkinliği, yeni nesil teknolojileri tanıttı

Etkinlik boyunca öne çıkan sergiler, özellikle dört ana kategori etrafında şekillendi: üretici projeleri, yarışmalar, robot teknolojileri ve 3DExperience platformunun endüstriyel uygulamaları. Robotlar, etkinliğin hemen her köşesinde kendini gösterirken, robotları programlamak ve üretim süreçlerine entegre etmeyi kolaylaştıran yazılımlar büyük ilgi gördü. BlueBay Automation, Spartan Robotics ve Tormach gibi şirketler, sürekli çalışan robotik sistemlerini sergileyerek ziyaretçilere otomasyon çözümlerini tanıttı. Tormach, yeni CNC freze makinesi 1500MX’i ve ZA6 robot koluyla nasıl entegre edildiğini gösterdi. Makine tamamlanan parçayı otomatik olarak çıkarırken, yeni bir iş parçası yerleştirerek kesintisiz bir üretim süreci sağlıyordu.

Solidworks’ün 30. yıl dönümünün kutlandığı etkinlikte, hızlandırılmış modelleme yarışmaları büyük ilgi gördü. Katılımcılar, Windows 95 emülatöründe çalışan Solidworks 95 ile belirlenen bir parçayı 10 dakika içinde tasarlamaya çalıştı. Talimatlar verilmesine rağmen, birçok kişi süreyi tamamlayamazken, başarılı olanlar Solidworks temalı hediyeler kazandı. Bunun yanında, Model Mania Xtreme adı verilen birebir modelleme yarışmaları, yorumcuların eşliğinde bir boks ziliyle başlayarak etkinlik alanına heyecan kattı.

Solidworks for Makers programı da etkinliğin dikkat çeken bölümlerinden biriydi. Katılımcılar, ortak bir sanat projesi kapsamında farklı tekniklerle tüyler tasarlayarak büyük bir kanat yapısına ekledi. Ayrıca, OpenR2 projesi gibi yaratıcı projeler de tanıtıldı. Star Wars filminde kullanılan orijinal R2D2 robotunun açık kaynaklı olarak yeniden üretildiği bu projede, ekip eksik olan son parçayı bulduktan sonra kablolama aşamasına geçti. Bunun yanı sıra, Gigabot 3D yazıcıları ve Solidworks ile tasarlanan moda projeleri de sergilendi.

Etkinlikte en çok ilgi çeken standlardan biri, ColdSnap’ın dondurma makinesi oldu. Keurig tarzı çalışan bu sistem, iki dakika içinde raf ömrü uzun bileşenlerden dondurma üretiyor. Şirket, tasarım sürecinde 3DExperience araçlarından faydalandı ve artık üretim aşamasına geçerek cihazlarını pazara sunmaya başladı. Bir diğer dikkat çeken stand, Grind Basketball’a aitti. Bu sistem, atılan basketbol toplarını yakalayıp şutöre geri gönderen pnömatik bir mekanizma ile çalışıyor ve tasarım sürecinde Solidworks’ün sac levha araçları kullanılarak geliştirildi.

Bağımsız Hareketlilik Vakfı’nın standında ise erişilebilir teknolojilere yönelik açık kaynaklı çözümler sergilendi. Vakıf, üretimi durmuş bir tekerlekli sandalyeyi tersine mühendislik yöntemiyle yeniden tasarlayarak, hem kendi üretimini yapmayı hem de dosyaları herkesin erişimine açmayı hedefliyor.

Etkinlikte ayrıca yarış otomobillerine olan ilgiyi çeken standlar da vardı. Cadence, McLaren F1 takımının ön kanat tasarımında kullanılan hesaplamalı akışkanlar dinamiği (CFD) çözümlerini tanıtırken, HP de Scuderia F1 HP Racing ekibine ait geçmiş yıllara ait model araçları sergiledi.

Bu yıl Houston’da düzenlenen etkinlik, önümüzdeki yıl da aynı şehirde gerçekleşecek. 3DExperience World 2026, 1-4 Şubat tarihleri arasında Houston’da teknoloji meraklılarını bir araya getirecek.

Google, kişisel bilgilerin arama sonuçlarından kaldırılmasını hızlandırdı!

0

Google, kişisel bilgilerin arama sonuçlarından kaldırılmasını daha kolay ve erişilebilir hale getiren yeni bir güncelleme duyurdu. Şirket, “Hakkınızdaki Sonuçlar” aracını güncelleyerek, kullanıcıların adları ve diğer kişisel iletişim bilgilerini kaydedip, bu bilgilerin arama sonuçlarında yer alması durumunda hızlı bir şekilde kaldırma talebi iletmelerini sağladı.

Google, kişisel bilgilerin arama sonuçlarından kaldırılmasını kolaylaştırıyor

Artık bu özellik yalnızca Google uygulaması üzerinden değil, masaüstü ve mobil platformlarda da erişilebilir hale getirildi. Kullanıcılar, arama sonuçlarında gördükleri ilgili içeriklerin yanında yer alan üç noktalı menüye tıklayarak “Bu sonucu kaldır” seçeneğini kullanarak taleplerini doğrudan iletebiliyorlar.

Google, kişisel bilgilerin arama sonuçlarından kaldırılmasını kolaylaştırıyor.

Google, kullanıcıların hangi tür içeriklerin silinebileceği hakkında da ek bilgilendirmeler sunuyor. Yeni sistemde üç tür kaldırma talebi bulunuyor. İlki, kişisel bilgilerin korunmasıyla ilgili talepleri kapsıyor ve özellikle izinsiz paylaşılan veriler (doxxing) için geçerli. İkinci olarak, telif hakkı ihlali veya yasa dışı içeriklere yönelik yasal talepler yer alıyor. Üçüncü talep ise, güncellenmiş veya kaldırılmış bir web sayfasının hala eski haliyle Google Arama sonuçlarında görünmeye devam etmesi durumunda, içeriğin yeniden taranmasını sağlıyor.

Bu özellik şu an için ABD, Birleşik Krallık, İrlanda, Avustralya, Kanada, Güney Afrika, Brezilya, Meksika, İspanya, Fransa, İsveç, Tayland, Hindistan ve Endonezya’da kullanılabiliyor. Google, bu hizmetin yakında daha fazla ülkede aktif hale geleceğini belirtiyor. Bu güncelleme, kullanıcıların dijital güvenliğini daha iyi korumalarını ve istenmeyen kişisel bilgilerin internetteki görünürlüğünü azaltmalarını sağlamayı amaçlıyor.

SolidWorks, Yapay Zeka Entegrasyonu ile Tasarım ve Üretimi Yeniden Tanımlıyor!

SolidWorks, 30. yılını kutladığı 3DEXPERIENCE World 2025 etkinliğinde, tasarım ve endüstri dünyasına yön veren yapay zeka (AI) entegrasyonunu duyurdu. Techinside olarak yerinde takip ettiğimiz etkinliği SolidWorks Türkiye Ülke Müdürü Emin Cenal ile değerlendirdik. Cenal, SolidWorks’ün geçmişten günümüze uzanan yolculuğunu ve yapay zekanın tasarım araçlarına getirdiği devrimsel yenilikleri paylaştı. Türkiye’deki maker ve startup ekosistemine Solidworks’ten çok önemli bir destek geliyor!

30 Yıllık Serüven ve Yapay Zeka Devrimi

SolidWorks, 30 yıl önce başladığı yolculuğunda, elle yapılan tasarımlardan 3 boyutlu dijital tasarım dünyasına geçişi sağladı. Bugün ise yapay zeka ile tasarım ve üretim süreçlerini yeniden şekillendiriyor. Cenal, “Yapay zeka, tasarımcıların iş yükünü azaltırken, daha hızlı ve verimli çözümler sunuyor” dedi.

Endüstriyel Tasarımda Yapay Zeka Fırtınası

SolidWorks’ün yeni AI destekli Aura eklentisi, teknik resimden görselleştirmeye kadar tüm süreçlerde kullanıcılara rehberlik edecek. Bu eklenti, tasarımcıların ihtiyaçlarını anlayarak otomatik çözüm önerileri sunacak. Özellikle makine öğrenmesi  ve  otomasyon alanlarında, üretim maliyetlerini düşürürken kaliteyi artırmayı hedefliyor.

3D Experience Platformu ile Uçtan Uca Çözüm

SolidWorks’ün 3D Experience platformu, tasarım, simülasyon, üretim ve iş birliği süreçlerini tek bir çatı altında topluyor. Bu platform, özellikle maker’lar ve startup’lar için büyük avantajlar sunuyor. Türkiye’deki maker ekosistemine özel olarak, yazılımların ücretsiz sağlanacağı duyuruldu.

Türkiye’de Maker ve Startup’lara Tam Destek

SolidWorks, Türkiye’deki maker hareketi ve startup ekosistemi için önemli adımlar atıyor. Üniversiteler ve meslek okullarıyla iş birliği yaparak, yetişmiş iş gücü sağlamayı hedefliyor. Cenal, “Türkiye’deki startup’lar, ülkenin itici gücü haline geldi. Onlara tam destek veriyoruz” dedi. SolidWorks, Türkiye’deki yetkili iş ortaklarıyla birlikte, tasarımcıları ve üreticileri desteklemeye devam edecek. Özellikle üniversiteler ve meslek okulları ile yapılan iş birlikleri, genç yeteneklerin yetişmesine katkı sağlayacak.

Yeni Versiyon ve Gelecek Planları

Etkinlikte, SolidWorks’ün yeni versiyonunun özellikleri de tanıtıldı. Yapay zeka destekli tasarım araçları, daha hızlı simülasyonlar ve kullanıcı dostu arayüzler, tasarımcıların işini kolaylaştıracak. Ayrıca, 3D Experience Forum gibi etkinliklerle, tasarımcıların ve üreticilerin bir araya gelmesi sağlanacak.

Oyak Renault, otomobil fabrikasında 8 milyonuncu aracı üretti!

0

Oyak Renault, Bursa’daki otomobil fabrikasında 8 milyonuncu aracını üreterek önemli bir kilometre taşını geride bıraktı. Bu araç, Renault Duster modeli olarak banttan inmiş oldu. Oyak Renault’nun bu başarısı, şirketin Türkiye’deki üretim gücünün ne denli güçlü olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Oyak Renault, otomobil fabrikasında 8 milyonuncu aracı üretmeyi başardı

Renault Group Türkiye CEO’su ve Oyak Renault Yönetim Kurulu Başkanı Jan Ptacek, 8 milyonuncu aracın üretimiyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, Türkiye’nin otomotiv sektöründeki stratejik konumunun güçlendiğini ve bu başarının, Türkiye’nin küresel rekabetteki yerini daha da pekiştirdiğini vurguladı.

Oyak Renault, otomobil fabrikasında 8 milyonuncu aracı üretmeyi başardı.
Oyak Renault, otomobil fabrikasında 8 milyonuncu aracı üretmeyi başardı.

Oyak Renault, yıllar içinde sadece üretim kapasitesini değil, aynı zamanda mühendislik çözümleri ve üretim teknolojilerini de geliştirmiş durumda. Beş bini aşkın çalışanıyla, Renault Group’un en verimli üretim merkezlerinden biri haline gelen Oyak Renault, kaliteyi her zaman ön planda tutarak, Ar-Ge, tedarik zinciri ve diğer birçok kritik fonksiyonu bünyesinde barındırıyor.

Firma, 8 milyonuncu araç olan Duster’ın üretiminin ardından 2027 yılına kadar üç yeni modelin üretimine başlamayı planladığını da açıkladı. Bu plan doğrultusunda, Ar-Ge kapasitelerini daha da güçlendirmeyi hedefliyor. Oyak Renault’nun bu vizyonu, Türkiye’nin otomotiv üretimi alanındaki global rekabetteki konumunu daha da güçlendirme amacını taşıyor. Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

BTM’de görev değişimi

0

İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından girişimciliğin desteklenmesi amacıyla Kasım 2016’da kurulan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nde (BTM) görev değişimi yaşandı. Kurucu Genel Müdür Dr. İbrahim Elbaşı, BTM’nin Fulya’daki yerleşkesinde düzenlenen törenle yerini Dr. Önder Kul’a bıraktı.

Dr. İbrahim Elbaşı yönetimindeki BTM, kısa süre içinde dünyanın sayılı kuluçka merkezlerinden biri haline geldi. Kuluçka merkezlerini değerlendirme konusunda otorite olarak kabul edilen İsveç merkezli UBI Global, Silikon Vadisi de dahil dünya genelindeki tüm startup merkezleri arasında yaptığı değerlendirme sonunda henüz 3’üncü yılındayken BTM’yi “Dünyanın En Çok Gelecek Vaat Eden Merkezi” seçti. BTM iki yıl sonra yine UBI Global tarafından “Dünyanın En İyi 3’üncü Kuluçka Merkezi” ilan edildi.

BTM 10 binden fazla girişimciye evsahipliği yaptı

BTM, kuruluşundan bu yana geride bıraktığı 7 yıl boyunca 6 bin 416 girişimden 10 bin 335 girişimciye destek verdi. Bu süreç içinde 135 BTM girişimine, 8 milyar 818 milyon lira değerleme üzerinden yatırım yapıldı.

Dr. İbrahim Elbaşı’dan görevi devralan Dr. Önder Kul ise liseyi birincilikle bitirdikten sonra Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek Lisansını Politecnico di Milano’da, doktorasını da Kültür Üniversitesi’nde yaparak mühendislik ekonomisi alanında uzmanlık kazanan Kul’un hem inşaat hem de turizm alanında yatırımları bulunuyor. Kul aynı zamanda MÜSİAD YTK’da Afrika diplomasi sorumluluğu ve MÜSİAD Invest’te ise icra kurulunda görev yapıyor.

Otomotiv devi Stellantis’in kârı %70 düştü!

0

Hollanda merkezli otomobil devi Stellantis, 2024 yılı finansal sonuçlarını açıkladı ve şirketin kârı %70 oranında büyük bir düşüş gösterdi. 2023 yılında 18,6 milyar euro olan net kar, 2024’te yalnızca 5,5 milyar euroya gerileyerek büyük bir daralma yaşadı. Bu rakam, analistlerin beklentisi olan 6,4 milyar euronun da altında kaldı. Ayrıca, şirketin gelirleri %17 oranında azalarak 156,9 milyar euroya düştü. Bu olumsuz sonuçlar sonrasında Stellantis’in hisseleri %4 değer kaybetti.

Otomotiv devi Stellantis’in kârı 2024’te %70 azaldı

Stellantis, 2024 yılı boyunca çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldığını belirtti. Ancak şirket, bu zorluklara rağmen bazı önemli stratejik adımlar attığını vurguladı. Özellikle yeni çok enerjili araç platformları üzerine ürünler sunduklarını, ortaklıklarla elektrikli araç pilleri üretmeye başladıklarını ve Çinli Leapmotor ile stratejik bir ortaklık kurduklarını açıkladılar. Şirket, 2025 yılı için pazar payını artırmayı ve mali performansını iyileştirmeyi hedefliyor.

Otomotiv devi Stellantis'in kârı 2024'te %70 azaldı.
Otomotiv devi Stellantis’in kârı 2024’te %70 azaldı.

Stellantis’in karşılaştığı zorluklar arasında Avrupa’daki diğer otomobil üreticilerinin yaşadığı sıkıntılar da bulunuyor. Yüksek maliyetler, durgun talep, Çin’den gelen sert rekabet, sıkı karbon düzenlemeleri ve yeni gümrük vergileri tehdidi gibi etmenler, şirketin finansal performansını olumsuz etkileyen faktörler arasında yer alıyor.

Bu süreçte, Renault gibi bazı rakipler olumlu finansal sonuçlar elde ederken, Mercedes 2025’te kazançlarında belirgin bir düşüş bekliyor. Volkswagen ise satışlarının küçük bir oranda düştüğünü bildirdi ve finansal sonuçlarını mart ayında açıklamayı planlıyor.

OpenAI’ın en büyük AI modeli GPT-4.5 tanıtıldı!

0

OpenAI, yapay zeka dünyasını yeniden sarsacak bir adım attı. Şirket, GPT-4.5 “Orion” modelini duyurarak şimdiye kadarki en büyük AI modelini tanıttı. Ancak beyaz kitaptan silinen bir cümle, tartışmaları da beraberinde getirdi: “GPT-4.5, sınırları zorlayan bir model değildir.” Peki bu devasa sistem ne vaat ediyor?

GPT-4.5 Orion’un Gücü ve Sınırları

GPT-4.5 Orion, önceki modellere kıyasla çok daha fazla veri ve hesaplama gücüyle eğitildi. OpenAI, modelin “derin dünya bilgisi” ve “duygusal zeka” konusunda ilerleme kaydettiğini belirtiyor. ChatGPT Pro aboneleri ve geliştiriciler, modeli hemen deneyebilirken, diğer kullanıcılar için erişim haftaya açılacak.

Ancak performans beklentileri karşılamıyor. Basit sorularda GPT-4o’yu geride bırakan Orion, karmaşık matematiksel testlerde Çinli DeepSeek ve Anthropic modellerine yetişemiyor. Üstelik maliyeti de dudak uçuklatıcı: Her 1 milyon kelime girdi için 75$, çıktı için 150$ ücretlendirme yapılıyor.

İlginç Detaylar:

  • Orion, SVG formatında tek boynuzlu at çizebilen tek model oldu.
  • Duygusal desteğe ihtiyaç duyan kullanıcılara daha insancıl yanıtlar veriyor.
  • Sesli sohbet özelliği henüz desteklenmiyor.

OpenAI, Orion’u “araştırma önizlemesi” olarak sunarken, uzun vadede API’de kalıp kalmayacağı belirsiz. Şirket, geleneksel eğitim yöntemlerinin sınırlarına dikkat çekiyor: “Ölçek büyütme, artık aynı performans sıçramalarını sağlamıyor.”

Bu açıklama, AI endüstrisinde tartışılan bir teoriyi doğruluyor. OpenAI’ın kurucularından Ilya Sutskever’in “Veri zirvesine ulaştık” uyarısı, Orion’un sınırlarıyla örtüşüyor. Şirket, gelecekte GPT serisini “akıl yürütme” modelleriyle birleştirmeyi planlıyor.

Orion, tek başına bir devrim yaratmasa da AI’ın evriminde kritik bir köprü olabilir. OpenAI, GPT-5 ile hibrit bir sistem geliştirirken, bu dev modelin sunduğu veriler yol haritasını şekillendirecek. Yapay zeka, insan dilini öğrenmeye devam ederken, sınırlarını da yeniden tanımlıyor.

Xiaomi, 25.000 mAh’lik powerbank modelini duyurdu!

0

Xiaomi, 212W HyperCharge PowerBank 25000 adlı yeni taşınabilir şarj cihazını küresel pazara sunmaya hazırlanıyor. Bu cihaz, 25.000 mAh kapasiteye sahip ve ultra hızlı şarj teknolojisiyle dikkat çekiyor.

Xiaomi, 25.000 mAh’lik powerbank modelini tanıttı

Özellikle, üç çıkış portu (iki USB-C ve bir USB-A) sunarak çok çeşitli cihazlarla uyumlu çalışabiliyor. Cihaz, toplamda 212W çıkış gücüne ulaşabiliyor ve 120W giriş desteği sayesinde yalnızca 90 dakikada tam şarja ulaşabiliyor. Bu da kullanıcıların uzun bekleme sürelerinden kurtulmasını sağlıyor.

Xiaomi, 25.000 mAh’lik powerbank modelini tanıttı.
Xiaomi, 25.000 mAh’lik powerbank modelini satışa çıkarıyor.

USB-C portları, sırasıyla 140W ve 65W güç sağlayarak yüksek performanslı cihazları hızlıca şarj edebiliyor. Örneğin, 16 inç MacBook Pro’yu 30 dakikada yüzde 50 oranında şarj edebiliyor. Xiaomi 13 Pro gibi akıllı telefonlar ise yalnızca 10 dakikada yüzde 50’ye kadar şarj olabiliyor. USB-A çıkışı ise 18W güç sunarak daha eski cihazlarla da uyumluluk sağlıyor. Cihaz, PD 3.0, QC 4.0 ve Xiaomi’nin HyperCharge teknolojileriyle çalışarak Apple, Samsung, Google gibi büyük markaların cihazlarını da destekliyor.

Alüminyum gövdesi, hem şıklığı hem de dayanıklılığı birleştiriyor, 580 gramlık ağırlığı ise taşınabilirlik açısından uygun bir denge sunuyor. Ayrıca, batarya seviyesini takip edebilmek için LED ekran bulunuyor. Cihaz, Japonya’da yaklaşık 87 dolar, Hong Kong’da ise 76 dolardan satılıyor, ancak farklı pazarlarda fiyatlar vergiler ve ek ücretlerle değişebilir.

Google Gemini’nin kod yazma aracı ücretsiz oldu!

Google, kurumsal odaklı yapay zeka kodlama aracı olan Gemini Code Assist’in ücretsiz sürümünü bireysel geliştiriciler için dünya çapında erişilebilir hale getirdi. Bu araç, kullanıcıların kod parçaları oluşturmasına, hata ayıklamasına ve mevcut uygulamalarda değişiklik yapmasına olanak tanıyor. Ücretsiz sürüm, geliştiricilerin farklı pencereler arasında geçiş yapmak veya kaynaklardan bilgi kopyalamak zorunda kalmadan verimli bir şekilde kod yazmalarını sağlıyor.

Google Gemini’nin kod yazma aracı ücretsiz olarak sunuldu

Gemini Code Assist, rakiplerine kıyasla çok daha cömert bir kullanım sunuyor. Örneğin, GitHub Copilot’ın ücretsiz sürümü, kullanıcılarına ayda 2.000 kod tamamlaması ve 50 Copilot Chat mesajı sunarken, Google bu araca 180.000 kod tamamlama hakkı tanıyor. Bu miktarın, en yoğun çalışan profesyonel geliştiricilerin bile kolayca aşamayacağı bir sınır olduğu belirtiliyor.

Google Gemini'nin kod yazma aracı ücretsiz olarak sunuldu.
Google Gemini’nin kod yazma aracı ücretsiz olarak sunuldu.

Google’ın Gemini 2.0 yapay zeka modelinden güç alan Gemini Code Assist, kod yazarken tamamlayıcı önerilerde bulunabiliyor ve kullanıcıların yazdığı kodu düzeltebiliyor. Ayrıca, chatbot arayüzü aracılığıyla genel kodlama desteği sağlıyor. Ücretsiz sürüm, Visual Studio Code, GitHub ve JetBrains gibi popüler geliştirici ortamlarıyla entegre olabiliyor ve kamuya açık tüm programlama dillerini destekliyor. Geliştiriciler, bu araçla doğal dilde komutlar vererek daha hızlı ve verimli kod yazabiliyorlar. Örneğin, bir HTML formu oluşturmak için basit bir komut verilebilir ve aracı, verilen talimatları doğru şekilde yerine getirebilir.

Ancak, ücretsiz sürümde bazı gelişmiş iş odaklı özellikler bulunmuyor. Örneğin, üretkenlik ölçümleri, Google Cloud hizmetleriyle entegrasyon ve özel veri kaynaklarıyla yanıt özelleştirme gibi özellikler yalnızca Standart ve Kurumsal sürümlerde mevcut. Yine de ücretsiz sürüm, özellikle bireysel geliştiriciler için oldukça kapsamlı ve güçlü bir seçenek sunuyor.

Türkiye’de ilk kabin tipi enerji depolama sistemi!

Özyeğin Üniversitesi, Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi (EÇEM) tarafından yürütülen LEGOFIT Projesi kapsamında enerji depolama alanında Vestel Mobilite ile iş birliği gerçekleştirdi. Avrupa Birliği Ufuk Avrupa (Horizon Europe) Programı kapsamında desteklenen proje doğrultusunda, Özyeğin Üniversitesi’nin yurt binasına entegre edilen Vestel Mobilite Enerji Depolama Sistemi (EDS), kesintisiz güç sağlamanın yanı sıra çevre dostu ve verimli enerji kullanımı sunuyor.

Bu projede, Vestel Mobilite’nin yüksek verimlilik sağlayan yerli batarya enerji depolama sistemi kullanıldı. EÇEM Direktörü Prof. Dr. M. Pınar Mengüç liderliğinde yürütülen çalışmaya, araştırmacılar Dr. Cem Keskin ve Gökçe Tomrukçu ile ÖzÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Göktürk Poyrazoğlu katkı sundu. Ayrıca, ÖzÜ Teknik Hizmetler Müdürlüğü ve Konaklama Hizmetleri Müdürlüğü de projeye destek verdi. Bu iş birliği, Özyeğin Üniversitesi’nin sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda enerji verimliliğini artırmak için atılan adımlardan biri olarak öne çıkıyor.

LEGOFIT Projesi kapsamında Çekmeköy Kampüsü’nde bir öğrenci yurduna entegre edilen 150 kWh kapasiteli Vestel Mobilite batarya enerji depolama sistemi, enerji kesintisi durumunda hızlıca devreye giriyor. 20 milisaniyenin altında tepki süresiyle çalışan sistem, ani enerji kesintilerine karşı güvenli ve kesintisiz güç kaynağı sunarak, kullanıcıların enerjiye erişimini sürekli hale getiriyor. Bu çözüm, öğrencilere güvenilir bir enerji altyapısı sağlarken, aynı zamanda enerji dönüşümüne yönelik yeni bir model oluşturuyor.

Özyeğin Üniversitesi kampüsünde hayata geçirilen Vestel Mobilite Enerji Depolama Sistemi, Türkiye’de bina ölçeğinde uygulanan ilk kabin tipi enerji depolama sistemi olma özelliği taşıyor. Kampüste enerji verimliliğini artıran bu sistem, yenilenebilir enerji kaynaklarının daha etkin kullanılmasını sağlayarak karbon salınımını azaltıyor. LEGOFIT Projesi kapsamında geliştirilen bu teknoloji, kesintisiz, düşük karbonlu ve akıllı yaşam alanlarının oluşturulmasına katkıda bulunuyor.

Vestel Mobilite Batarya Satış Genel Müdürü Yardımcısı Mert Uygun, LEGOFIT projesi kapsamında geliştirilen batarya depolama sistemlerinin enerji kesintisi anında devreye girerek binanın kesintisiz güç ihtiyacını karşıladığını belirtti. Bu iş birliği sayesinde, elde edilen bilgi birikimi ve teknik kazanımların ilerleyen dönemde farklı üniversite kampüslerinde ve ticari yapılarda uygulanabilecek model çözümler geliştirilmesine katkı sağlayacağı ifade edildi.

LEGOFIT Projesi kapsamında sağlanan 150 kWh kapasiteli enerji depolama sistemi, binanın 30 kW’lık ortalama enerji ihtiyacı düşünüldüğünde yaklaşık 5 saatlik kesintisiz enerji sağlama kapasitesine sahip. Gece saatlerinde daha düşük enerji tüketimiyle bu sürenin 7-8 saate kadar uzayabildiği belirtiliyor. Proje ile geleneksel dizel jeneratörlerin saatte 2-3 litre yakıt tüketmesiyle oluşan maliyetler ortadan kalkarken, karbon salınımı da minimum seviyeye indiriliyor. Vestel Mobilite tarafından geliştirilen batarya depolama sistemleri, kesintisiz ve çevre dostu enerji yönetimi sunarak, enerji arz güvenliğini en üst seviyeye çıkarıyor ve şebekeye bağımlılığı azaltıyor.

Google, kişisel bilgileri arama sonuçlarından silmeyi kolaylaştırıyor!

0

Google tarafından yayınlanan, telefon numarası, e-posta adresi ve fiziksel adres gibi bilgileri hızlıca kaldırmaya olanak tanıyan araç, artık daha basit bir kayıt süreci ve doğrudan Arama üzerinden başvuru imkanı sunuyor.

Yeni güncelleme ile kullanıcılar, Google Arama sonuçlarındaki herhangi bir bağlantının yanındaki üç noktaya tıklayarak doğrudan kaldırma talebinde bulunabiliyor. Eskiden bu işlemi yapmak için Google hesap ayarlarında gizli bir menüye gitmek gerekiyordu, ancak artık doğrudan Arama sonuçları üzerinden işlem yapılabiliyor.

Google ayrıca kullanıcıların bilgilerini sürekli olarak takip etmelerine ve yeni eklenen veriler için bildirim almalarına olanak tanıyor. Eğer bir kullanıcı, hakkında yer alan içeriği ilgili web sitesinden kaldırdıysa ancak Arama sonuçlarında hâlâ görünüyorsa, Googlea sayfayı yeniden taraması (recrawl) için güncelleme talebinde bulunabiliyor.

Bu özellik hangi ülkelerde kullanılabiliyor?

Google’ın yeni özelliği şu an için ABD, İngiltere, İrlanda, Avustralya, Kanada, Güney Afrika, Brezilya, Meksika, İspanya, Fransa, İsveç, Tayland, Hindistan ve Endonezya’daki kullanıcılar tarafından kullanılabiliyor.

Google, kullanıcıların bilgilerini gizliliğe uygun şekilde işleyeceğini ve bu verilerin başka hizmetlerde kişiselleştirme amacıyla kullanılmayacağını da vurguladı.

Bu güncelleme, çevrimiçi gizliliğini korumak isteyen kullanıcılar için önemli bir adım olarak görülüyor. Özellikle dolandırıcılık, kimlik avı saldırıları ve istenmeyen iletişimler gibi tehditlerin arttığı bir dönemde, kişisel bilgilerin kolayca kaldırılabilmesi büyük bir avantaj sağlıyor.

Google’ın bu aracı, bireylerin dijital ayak izlerini daha iyi kontrol etmelerine yardımcı olurken, yanlış veya yetkisiz paylaşılan bilgilerin kaldırılmasını da hızlandırıyor. Kullanıcı dostu arayüzü sayesinde herkes, teknik bilgiye ihtiyaç duymadan kişisel verilerini koruyabilecek.

Bu gelişme, gelecekte dijital güvenlik alanında daha fazla benzer önlemin alınmasını teşvik edebilir.

Apple’in C1 modemi, Qualcomm’a rakip olabilir mi?

0

Apple, iPhone 16e modelinde ilk kez Qualcomm yerine kendi tasarladığı C1 modemini kullanmaya başladı. Bu modem, Apple’ın mobil bağlantı dünyasında önemli bir adım attığını gösteriyor ve iPhone’lar için büyük bir yenilik anlamına geliyor. C1 modem, özellikle gelişmiş güç verimliliği ve veri kullanımını önceliklendirme gibi iki önemli özellik sunuyor.

Apple’in C1 modemi, Qualcomm’a rakip olacak

İlk özellik, Apple’ın C1 modeminin sağladığı gelişmiş güç verimliliği. Bu modem, iPhone 16e’nin pil ömrünü iPhone 16’ya kıyasla neredeyse %20 oranında iyileştiriyor. WiFi yerine hücresel bağlantıyı tercih eden kullanıcılar için bu özellik, önemli bir avantaj sağlıyor. Apple’ın bu modemle sağladığı güç verimliliği, cihazın pil ömrünü büyük ölçüde artırıyor. Ayrıca, bu teknoloji, gelecekteki iPhone modellerinde de kullanılacak. Örneğin, iPhone 17 Air modelinin de bu modemi kullanması bekleniyor, böylece ince ve uzun pil ömrüne sahip bir cihaz ortaya çıkabilir.

Apple'in C1 modemi, Qualcomm'a rakip olacak.

İkinci yenilik ise, veri kullanımını önceliklendirme özelliği. Apple’ın C1 modemi, iOS ile mükemmel bir entegrasyon sağlıyor. Bu özellik, cihazın ne yaptığınızı anlamasına olanak tanıyor ve ağ tıkanıklığı gibi durumlarda veri kullanımını akıllıca önceliklendiriyor. Qualcomm’un modemleri bu tür bir entegrasyon sunamıyordu, bu da ağda tıkanıklık olduğunda kullanıcıyı zor bir duruma sokuyordu. Apple’ın C1 modemi ise, hangi veri isteklerinin daha önemli olduğunu anlayarak daha verimli bir bağlantı sağlıyor.

Ancak, bu modemle ilgili hız testlerinin henüz yayımlanmadığı belirtiliyor. Şu an için Apple’ın C1 modeminin, Qualcomm’un en son Snapdragon X71 modemine kıyasla daha düşük hızda çalışması bekleniyor. Bununla birlikte, Apple’ın daha hızlı ve daha verimli bir modem olan C2 modelini test etmeye başladığı da biliniyor. C2 modeminin, daha hızlı 5G bağlantısı ve ek güç tasarrufu sunması bekleniyor.