LG, çok amaçlı projektörlerini tanıttı!

0

LG, CES 2025 öncesinde tanıttığı yeni projektör modelleriyle dikkatleri üzerine çekti. Bu modellerden biri, çok amaçlı işlevselliğiyle öne çıkıyor. PF600U modeli, sadece bir projektör olmanın ötesinde, Bluetooth hoparlör ve LED ortam ışığı özellikleriyle de kullanılabiliyor.

LG, çok amaçlı projektörlerini görücüye çıkardı

Ayaklı yapıdaki projektörün baş kısmı hareket edebiliyor ve yatay konumdayken projeksiyon, dikey konumdayken ise estetik bir ambiyans aydınlatması işlevi görüyor. Full HD (1.920 x 1.080) çözünürlük, 300 ANSI lümen parlaklık ve 150.000:1 kontrast değeri sunan bu model, 120 inç boyutuna kadar büyük görüntüler oluşturabiliyor. Ayrıca, webOS işletim sistemi üzerinden akış platformlarına bağlanarak film ve dizi gibi içerikleri izlemek mümkün.

LG, çok amaçlı projektörlerini görücüye çıkardı.

LG’nin diğer tanıttığı modeli CineBeam S ise, firmanın en küçük 4K Ultra Kısa Mesafeli projektörü olarak öne çıkıyor. Sadece 2.2 kg ağırlığa sahip olan bu projektör, çok yakın mesafeden 100 inç kadar büyük görüntüler sunabiliyor. 4K çözünürlük, 500 ANSI lümen parlaklık ve 450.000:1 kontrast değeriyle gelişmiş görsel deneyim sağlayan CineBeam S, ayrıca HDR 10 ve HLG standartlarını destekliyor. DCI-P3 renk uzayının yüzde 154’ünü kapsayarak geniş bir renk paleti sunan model, Dolby Atmos destekli stereo ses sistemi ile de geliyor. Bağlantı seçenekleri arasında HDMI ve USB-C bulunurken, webOS sayesinde Android ve iOS cihazlarından içerik aktarımı yapılabiliyor.

Her iki model de şık tasarımlarıyla dikkat çekerken, LG henüz projektörlerin fiyatları ve çıkış tarihleri hakkında herhangi bir bilgi paylaşmadı. Bu bilgilerin ise CES 2025’te açıklanması bekleniyor.

Gigabyte, QD-OLED oyuncu monitörlerini tanıttı!

Gigabyte, CES 2025 öncesinde oyun monitörü teknolojisinde çıtayı yükselten iki yeni QD-OLED modeli olan Aorus FO27Q5P ve MO27U2’yi tanıtarak dikkatleri üzerine çekti. Aorus FO27Q5P, profesyonel e-spor oyuncularını hedef alan 500Hz yenileme hızına sahip QD-OLED paneli ile bir ilki gerçekleştirirken, MO27U2 modeli ise hibrit oyuncular ve içerik üreticileri için yüksek çözünürlüklü ve renk doğruluğu odaklı bir seçenek sunuyor.

Gigabyte, QD-OLED oyuncu monitörlerini görücüye çıkardı

Aorus FO27Q5P, 26.5 inçlik QD-OLED ekranıyla son derece akıcı bir oyun deneyimi vadediyor. 80 Gbps bant genişliği sağlayan DisplayPort 2.1 (UHBR20) teknolojisi sayesinde, yüksek yenileme hızında mükemmel görüntü kalitesine erişiliyor. Ayrıca monitörün ClearMR 21000 sertifikasını alması bekleniyor, bu da hareket bulanıklığını önemli ölçüde azaltacağını gösteriyor. VESA DisplayHDR True Black 500 sertifikası da renklerin ve kontrastın üstün bir seviyede sunulacağına işaret ediyor. Bu model, FPS ve e-spor oyuncuları için adeta bir oyun odaklı güç merkezi olmayı hedefliyor.

Diğer model olan Gigabyte MO27U2 ise yaratıcı çalışmalar ve hibrit kullanım için ideal bir monitör olarak tanıtılıyor. 27 inç boyutundaki bu model, 4K çözünürlüğe ve 166 PPI piksel yoğunluğuna sahip. Pantone onaylı renk doğruluğu ile Delta E≤2 değerine ulaşarak hem oyun hem de profesyonel renk düzenleme işleri için hassas ve canlı renkler sunuyor. Özellikle içerik üreticileri ve yayıncılar için önemli olan bu özellikler, monitörü çok yönlü bir çözüm haline getiriyor.

Her iki monitörde de bulunan yapay zeka destekli OLED Care teknolojisi, yanma riskini önleyerek uzun ömürlü kullanım sağlıyor. Bunun yanı sıra, çözünürlük ve ekran oranları arasında hızlı geçişi mümkün kılan Tactical Switch 2.0 gibi yenilikçi özellikler, kullanıcı deneyimini zenginleştiriyor.

Gigabyte, monitörlerin fiyat ve çıkış tarihi ile ilgili henüz bir bilgi paylaşmadı. Ancak her iki modelin de farklı ihtiyaçlara hitap eden özellikleriyle oyun ve profesyonel monitör pazarında iddialı olacağı kesin görünüyor. Özellikle Aorus FO27Q5P’nin 500Hz yenileme hızındaki performansı merakla bekleniyor.

Samsung, yapay zekalı televizyon modellerini tanıttı!

Samsung, 2025 yılına güçlü bir başlangıç yaparak CES 2025 fuarında yeni televizyon serisini tanıttı ve bu alandaki iddiasını bir kez daha ortaya koydu. Tanıtılan modeller arasında Neo QLED, QLED ve OLED teknolojilerini içeren yenilikçi seçenekler yer alırken, yapay zeka destekli özellikler ve kablosuz bağlantı gibi modern teknolojiler de ön plana çıkarıldı. Özellikle amiral gemisi konumundaki Neo QLED 8K QN990F modeli, yüksek çözünürlük, gelişmiş görüntü kalitesi ve kullanıcı dostu yenilikleriyle dikkatleri üzerine topladı. İnce bir tasarıma sahip olan bu model, NQ8 AI Gen3 işlemcisinin gücüyle 8K görüntü yükseltme, HDR remastering ve adaptif ses gibi özellikler sunuyor. Ayrıca, izlenen içeriğe göre görüntü ve ses ayarlarını otomatik olarak optimize eden yapay zeka modu ile üstün bir deneyim vaat ediyor.

Samsung, yapay zekalı televizyon modellerini görücüye çıkardı

QN990F modeline eşlik eden Wireless One Connect Box ise kablo karmaşasına son veriyor. On metreye kadar sorunsuz kablosuz bağlantı sunan bu yenilik, televizyon kurulumlarını sadeleştirerek kullanıcı dostu bir çözüm sunuyor. QLED 4K serisine gelindiğinde, NQ4 AI Gen3 işlemcisinin sunduğu 4K AI Upscaling Pro teknolojisi ve 165 Hz yenileme hızı, net görüntü kalitesi ve akıcılık sağlıyor. Bu serinin farklı boyut seçenekleri, geniş ekran severler için etkileyici bir alternatif sunuyor.

Samsung’un Vision AI ile güçlendirdiği 2025 serisi, “Click to Search” gibi interaktif özelliklerle hem eğlence hem de günlük yaşam ihtiyaçlarını karşılıyor. Örneğin, izlediğiniz içerikteki aktörler ya da mekanlarla ilgili bilgi alabilir veya Samsung Food özelliğiyle ekrandaki yiyeceklerden ilham alarak tarif önerilerine ulaşabilirsiniz. Aynı zamanda buzdolabınızı analiz edip alışveriş listesi oluşturan ve sipariş vermenize olanak tanıyan teknolojiler, akıllı ev entegrasyonunu yeni bir seviyeye taşıyor.

OLED serisindeki yenilikler de etkileyici. Daha yüksek parlaklık seviyeleri ve gelişmiş yansıma önleme özellikleriyle S95F modeli, OLED serisinin en üst düzey seçeneği olarak dikkat çekiyor. FreeSync Premium ve 144 Hz yenileme hızı gibi oyun odaklı özellikler, özellikle oyuncular için ideal bir çözüm sunuyor. Ayrıca, gerçek zamanlı altyazı çevirisi, dinamik duvar kağıtları gibi ek özellikler de Samsung’un televizyonlarını sadece bir ekran olmanın ötesine taşıyor. Her ne kadar fiyat bilgisi henüz paylaşılmamış olsa da, yeni modellerin önümüzdeki aylarda global olarak satışa sunulacağı belirtiliyor.

CES 2025: LG ve Samsung TV’lere Microsoft Copilot entegrasyonu geliyor

Tüketici elektroniği dünyasının kalbinin attığı CES 2025 fuarında, yapay zeka teknolojileri öne çıkıyor. LG ve Samsung, akıllı televizyonlarında yapay zeka entegrasyonunu daha da ileri taşıyarak Microsoft’un Copilot yapay zeka asistanını cihazlarına eklediklerini duyurdu. Ancak Copilot’un televizyonlarda tam olarak nasıl çalışacağına dair detaylar henüz netleşmiş değil.

CopilotLG ve Samsung TV’lerde

Her iki teknoloji devi, yeni televizyon modellerinde Microsoft Copilot’u özel bir yapay zeka bölümü ve web uygulaması kısayolu olarak entegre ediyor. LG, bu entegrasyonu daha ileri taşıyarak televizyon kumandasını “AI Remote” olarak yeniden tasarladı. Şirket, bu yeniliğin kullanıcılara karmaşık bilgileri daha kolay bulma ve düzenleme imkânı sunduğunu belirtiyor. Bununla birlikte LG, kendi geliştirdiği yapay zeka sohbet botunu da tanıtarak kullanıcılarına belirli bir konuda daha fazla bilgi ararken Copilot’un devreye gireceğini ifade etti.

Samsung ise yapay zeka odaklı özelliklerini “Vision AI” adı altında topluyor. Yeni televizyon modellerinde yapay zeka destekli görüntü iyileştirme, otomatik HDR yeniden işleme, Adaptive Sound Pro gibi özellikler sunan Samsung, kumandaya eklenen “AI düğmesi” ile yapay zeka yeteneklerine doğrudan erişim sağlıyor.

Kışiye özel içerik önerileri

Samsung, Copilot’un Vision AI ekosisteminin bir parçası olacağını ve Smart TV ile Smart monitörlerde yer alacağını doğruladı. Copilot’un, kısıye özel içerik önerileri sunma ve daha geniş bir hizmet yelpazesini keşfetme olanağı sağlayacağı ifade edildi. Ancak uygulamalı bir demo ya da görsel detaylar CES 2025 boyunca paylaşılmadı.

Yapay zeka geleceği şekillendiriyor

CES 2025’te sergilenen bu yenilikler, yapay zeka teknolojilerinin tüketici elektroniği alanındaki etkisini gözler önüne seriyor. LG ve Samsung’un, Microsoft Copilot ile yaptığı bu ortaklık, akıllı televizyonların sadece birer izleme cihazı olmaktan çıkıp, kısıselleştirilmiş deneyimler sunan merkezler haline geleceğini gösteriyor. Gelişmelerin ilerleyen dönemde daha net detaylarla ortaya çıkması bekleniyor.

Intel CES 2025’te yeni Arrow Lake mobil işlemci serisini tanıttı

Intel, CES 2025′te yeni nesil mobil işlemci serisi olan Arrow Lake ailesinin tamamını duyurdu. Şirket, hem ince ve hafif dizüstü bilgisayarlar hem de performans odaklı oyun bilgisayarlarını hedefleyen Core Ultra 200H ve 200HX işlemci serilerini tanıttı. Intel CES 2025’te bu duyurularıyla dikkat çekti.

Intel Core Ultra 200H serisi

Core Ultra 200H serisi, ince ve hafif dizüstü bilgisayarlar için optimize edilmiş bir çözüm olarak öne çıkıyor. Lion Cove performans çekirdekleri ve Skoymont verimlilik çekirdekleri ile güçlendirilen bu işlemciler, önceki nesil Meteor Lake tabanlı Core Ultra 100H serisine göre %15’e kadar daha yüksek performans vaat ediyor. Intel CES 2025’te bu iddialı performans artışını vurguladı.

Grafik tarafında, 200H serisinin çoğu modeli Intel’in Arc GPU’su ile geliyor ve 8 Xe LPG+ çekirdeği içeriyor. Bu GPU’lar, grafik iş yüklerinde bir önceki nesile kıyasla %15’e kadar daha iyi performans sunuyor.

Serinin öne çıkan modeli Intel Core Ultra 9 285H, 16 çekirdek (6 performans, 8 verimlilik, 2 düşük güç çekirdeği), 5,4 GHz’e kadar turbo hız, 24 MB önbellek ve 8 GPU çekirdeği gibi özellikler sunuyor.

Core Ultra 200H serisi işlemcilerin başlıca özellikleri:

ModelÇekirdekler (P+E+LPE)Turbo (GHz)Ön Bellek (LLC)Bellek Desteği
Core Ultra 9 285H16 (6+8+2)5.424 MBDDR5-6400 / LP5x 8400, 96 GB
Core Ultra 7 265H16 (6+8+2)5.324 MBDDR5-6400 / LP5x 8400, 96 GB
Core Ultra 5 235H14 (4+8+2)5.018 MBDDR5-6400 / LP5x 8400, 96 GB

Intel Core Ultra 200HX serisi

Core Ultra 200HX serisi, oyun dizüstü bilgisayarları için özel olarak tasarlandı. Bu serideki işlemciler, önceki Raptor Lake-H Refresh modellerine göre %5 daha yüksek tek iş parçacıklı performans ve %20 daha yüksek çoklu iş parçacıklı performans sunuyor.

Amiral gemisi model Intel Core Ultra 9 285HX, 24 çekirdek (8 performans, 16 verimlilik), 5,5 GHz’e kadar turbo hız ve 36 MB önbellek gibi özelliklerle dikkat çekiyor. Ayrıca, yapay zeka hızlandırıcı (NPU) ile 13 TOPS gücünde yapay zeka performansı sağlıyor. Intel CES 2025’te tüm bu özellikler büyük ilgi gördü.

Core Ultra 200HX serisinin başlıca özellikleri:

ModelÇekirdekler (P+E)Turbo (GHz)Ön Bellek (LLC)Güç Baz/Turbo (W)
Core Ultra 9 285HX24 (8+16)5.536 MB55 / 160
Core Ultra 7 265HX20 (8+12)5.330 MB55 / 160
Core Ultra 5 245HX14 (6+8)5.124 MB55 / 160

Piyasaya çıkış tarihleri

Intel, Core Ultra 200H serisi işlemcilerin önümüzdeki hafta dizüstü bilgisayarlarda yer alacağını duyurdu. Oyun odaklı Core Ultra 200HX işlemciler ise 2025’in ilk çeyreğinin sonunda satışa sunulacak. Bu CES’te açıklanan tarihler heyecan yarattı.

Bu yeni işlemciler, performans ve enerji verimliliği arasında denge sağlayarak hem günlük kullanıcılar hem de oyun meraklıları için yeni standartlar belirliyor. Intel CES etkinliği ile bu yeniliklerin tanıtımını yaptı.

Norveç elektrikli araç devriminde zirveye ulaştı

Norveç’te 2024 yılı, elektrikli araçların zaferiyle geçti. Ülkede satılan her 10 yeni araçtan 9’u tamamen elektrikli olurken, bu gelişme Norveç’in çevreci ulaşım hedeflerine bir adım daha yaklaştığını gösteriyor.

Norveç Yol Federasyonu (OFV) tarafından açıklanan verilere göre, 2024 yılında satılan yeni araçların yüzde 88,9’u tamamen elektrikliydi. Bu oran, bir önceki yıl olan 2023’te yüzde 82,4 seviyesindeydi. Norveç’in bu başarısı, 2025 yılı itibarıyla yalnızca elektrikli araçların yollara eklenmesini hedefleyen politikanın hayata geçmesine çok az kaldığını gösteriyor.

Tesla zirvede, Çinli markalar yükselişte

Norveç’te en çok tercih edilen araç markası Tesla oldu. Volkswagen ve Toyota, Tesla’yı takip eden diğer büyük markalar arasında yer aldı. Öte yandan, Çin menşeli elektrikli araçlar da pazarda yükselişe geçerek toplam yeni araç satışlarının yüzde 10’una yaklaşan bir pay elde etti.

Norveç Elektrikli Araç Derneği Başkanı Christina Bu, bu dönüşümü şu sözlerle değerlendirdi:
“Norveç, benzinli ve dizel motorlu otomobilleri yeni otomobil pazarından büyük ölçüde silen dünyadaki ilk ülke olacak.”

Petrol üreten bir ülkeden elektrikli araç cenneti

Petrol üretimiyle tanınan Norveç, fosil yakıtla çalışan araçlara yüksek vergiler uygularken, elektrikli araçları ithalat ve KDV gibi vergilerden muaf tutarak tüketiciler için cazip hale getirdi. Uzmanlara göre, bu uzun vadeli teşvikler ve tutarlılık, ülkenin başarısının temelini oluşturuyor.

Norveç’in otomobil üreticisi bir ülke olmaması ve dolayısıyla otomotiv sektöründeki lobilerin baskısından uzak olması, dönüşümü kolaylaştıran unsurlar arasında yer alıyor.

Avrupa’yı geride bırakan bir model

Avrupa Birliği, 2035 yılı itibarıyla karbon salınımına neden olan araçların satışını yasaklamayı hedeflerken, Norveç bu hedefi şimdiden geride bırakmış durumda. Uzun vadeli ve öngörülebilir politikalar, Norveç’in bu alandaki liderliğini pekiştiriyor ve diğer ülkeler için bir model oluşturuyor.

Elektrikli araçlar trafikte benzinli araçları geride bıraktı

2024 yılında yollarında tamamen elektrikli araçların sayısı, yalnızca benzinle çalışan araçların sayısını geçti. Yıl sonu itibarıyla, ülkedeki tüm araçların yüzde 28’inden fazlasını elektrikli araçlar oluşturdu. Dizel araçlar hâlâ lider konumda olsa da, birkaç yıl içinde elektrikli araçların payının yüzde 50’ye ulaşması bekleniyor.

Bu dönüşüm, altyapıda da değişiklikleri beraberinde getiriyor. Akaryakıt istasyonları, elektrikli şarj noktalarına dönüştürülürken, Norveç üç yıl içinde yakıt pompaları kadar şarj istasyonu kurmayı hedefliyor.

Norveç’te elektrikli araç kullanıcıları, kış aylarında soğuk havanın şarj sürelerini uzattığını belirtiyor. Ancak çevresel faydalar ve düşük işletme maliyetleri, bu araçları cazip kılıyor. Uzmanlar, elektrikli araçların Norveç’in karbon nötr hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynayacağını vurguluyor.

Norveç’in örnek teşkil eden politikaları, dünyanın diğer ülkeleri için ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

Yeni Snapdragon ve Dimensity işlemciler, M4’e rakip olabilir!

0

Snapdragon 8 Elite Gen 2 ve MediaTek Dimensity 9500 hakkında yapılan ilk performans tahminleri, mobil işlemci dünyasında dengelerin değişmek üzere olduğunu gösteriyor. Qualcomm ve MediaTek’in yeni nesil işlemciler üzerinde çalışmaları devam ederken, bu iki platformun tek çekirdek performansı açısından Apple M4 ile rekabet edebileceği ifade ediliyor. Özellikle Apple M4’ün geçen yıl ARMv9 mimarisi ve ölçeklenebilir Matris Uzantısı desteğiyle yüksek verimlilik sunduğu göz önüne alındığında, bu yeni gelişmeler büyük bir teknolojik sıçramanın habercisi olabilir.

Yeni Snapdragon ve Dimensity işlemciler, M4’e rakip olabilecek mi?

Asya pazarından gelen bilgilere göre, Dimensity 9500 ve Snapdragon 8 Elite Gen 2, ARM’nin Matris Uzantısı teknolojisini benimsemesinin yanı sıra TSMC’nin 3nm “N3P” üretim sürecini kullanacak. Ayrıca her iki işlemcinin de oldukça yüksek frekanslarda çalışacağı belirtiliyor. Dimensity 9500’ün performans çekirdeklerinin 4,00 GHz’de, Snapdragon 8 Elite Gen 2’nin ise Oryon çekirdekleriyle 5,00 GHz’de test edildiği aktarılıyor.

Bu yüksek frekans değerleri, her iki platformun da tek çekirdek performansında 4.000 puan bandına ulaşabileceği iddialarını güçlendiriyor. Şu anda Snapdragon 8 Elite’in 3.216 ve A18 Pro’nun 3.400 puana sahip olduğu düşünülürse, bu yeni nesil işlemciler rekabeti üst seviyelere taşıyabilir.

Apple M4’ün, özellikle karmaşık iş yüklerini daha verimli çözebilmesi ve Geekbench 6 testlerinde 3.760 puan alması, mobil işlemcilerde bir standart belirlemiş durumda. Ancak Snapdragon 8 Elite Gen 2 ve Dimensity 9500’ün sunduğu yenilikler, bu dengeleri değiştirebilir. İddialara göre Qualcomm, Snapdragon 8 Elite Gen 2’yi 2025 yılının Ekim ayında piyasaya sürmeyi planlıyor. Lansman tarihinin önceki dönemlere göre daha erken olması, firmanın bu yeni işlemciden ne kadar umutlu olduğunun bir göstergesi. Ancak bu yeniliklerin tam kapsamıyla değerlendirilmesi için biraz daha beklememiz gerekecek gibi görünüyor.

Quantum AI 2025 sektörün gelişimini gösteriyor

Kuantum hesaplama ve yapay zekanın bir araya gelmesi, Quantum AI 2025 yılında teknolojik manzarayı yeniden tanımlamaya hazırlanıyor. Bu dönüştürücü teknolojiler geliştikçe, sinerjileri bir zamanlar aşılmaz olarak görülen sorunları çözmek için benzeri görülmemiş fırsatlar yaratıyor. Yapay zekanın eşsiz verimliliği ve uyarlanabilirliğinin kuantum hesaplamanın paradigma değiştiren gücüyle bütünleşmesi, Quantum AI 2025 için hesaplama olanaklarının katlanarak arttığı bir geleceğe dair bir bakış sunuyor.

Quantum AI 2025 notları

Bu ortaya çıkan sınırı keşfetmek için Enter Quantum, önde gelen kuantum hesaplama sağlayıcılarından ve sektör uzmanlarından içgörüler topladı. Hem yapay zeka hem de kuantum bilişiminin etrafındaki heyecan ve sesle, 2024’te ikisi arasında bir rekabet ortaya çıkmaya başladı. Erken kuantum sistemleri 2025’te piyasaya çıktığında, ikisi arasında bir kazanan olmadığını fark edeceğiz. Aslında, Quantum AI 2025 için rekabet olmadığını göreceğiz.

Yapay zeka ve kuantum bilişim tamamen farklı iki sorunu çözüyor. Quantum AI 2025 için, yapay zeka üretkenliği artırabilir, zamandan tasarruf sağlayabilir ve insan ekipleri için bir kuvvet çarpanı görevi görebilirken, kuantum bilişim, elimizdeki hesaplama gücü türünde tam bir paradigma değişimini temsil ediyor ve klasik bilişimin herhangi bir biçimiyle imkansız olacak sorunları çözme yeteneğimizde devrim yaratıyor. Ancak ikisi birlikte çalışabilecek. Aslında, kuantum bilişimin yapay zekanın en kritik zorluklarından birini çözebileceğini zaten biliyoruz: fiziksel hesaplama gücüne erişim.

Tarih boyunca, hesaplama gücündeki herhangi bir gelişmenin dünyayı iyi yönde değiştirdiğini, ilk başta tahmin edebileceğimiz şekillerde ve sonra asla hayal edemeyeceğimiz şekillerde değiştirdiğini hatırlamak önemlidir. Quantum ve yapay zeka için Yapay zeka ve kuantum hesaplama, şu anda anın hararetinde tahmin edemeyeceğimiz yeniliklere güç vermek için muhtemelen kesişecektir, ancak 10 yıl sonra geriye baktığımızda bunun apaçık ortada olduğunu göreceğiz.

Kuantum teknolojisi, yapay zekanın verimliliğini artırmak için kritik bir araç olarak ortaya çıkarken, yapay zeka kuantum çözümlerini pratik uygulamalara entegre etmede önemli bir rol oynuyor. Bu karşılıklı ilişki, Quantum AI 2025 zorluklarını daha etkili bir şekilde ele almasını sağladı. Ayrıca, şirketler giderek daha fazla, hesaplama maliyetlerini düşüren modeller sunan ve bunları belirli kullanım durumlarına göre uyarlayan çözümler arayarak yapay zeka yatırımlarını optimize etmeye odaklanıyor. Verimlilik ve uzmanlaşmaya yönelik bu artan talep, sektörü bizim sunduğumuz gibi gelişmiş optimizasyon teknolojilerine doğru yönlendiriyor.

Çin gizli savaş uçağı teknolojisini duyurdu

Çin havacılık endüstrisi, askeri standart radar tespitinden kaçabilen altıncı nesil gizli savaş uçağının tanıtımıyla gizli teknolojide önemli bir dönüm noktasına ulaştı. AVIC Chengdu Uçak Tasarım ve Araştırma Enstitüsü’nden Zhou Hai, Advances in Aeronautical Science and Engineering’de yayınlandığı üzere gizli malzemeleri değerlendirmek için daha sıkı bir test çerçevesi sundu.

Çin gizli savaş uçağı ile askeri altyapısın güçlendiriyor

Gizli arka plan malzemeleri (uçakların radar tarafından tespit edilememesini sağlayan malzemeler) ince ve hafif kalırken gelişmiş askeri radarlar tarafından yayılan elektromanyetik (EM) dalgaları engellemelidir. Ayrıca, düşük frekanslı anti-gizli radar sistemlerine karşı koymalıdırlar. Kapsamlı bir gizli yetenek elde etmek için egzoz nozullarından gelenler gibi zayıf EM emisyonları bile hesaba katılmalıdır.

Zhou’nun çalışmasında anlatılan uçağa benzeyen yakın zamanda görülen bir uçak, Sichuan Eyaletindeki Chengdu üzerinde uçarken fotoğraflandı. Bu Falcon benzeri kuyruksuz gizli jet, ginkgo yaprağından esinlenen belirgin bir aerodinamik tasarıma, buruna kadar uzanan belirgin çene çizgilerine ve geniş bir delta kanada sahiptir. Kuyruksuz konfigürasyonu, buruna monteli hava girişi ve üç motorlu sistemi, gizli aerodinamikte önemli bir sıçramayı temsil ediyor. Raporlar, uçağın hava muharebesi, elektronik savaş ve drone sürülerini yönlendirme gibi çeşitli roller için tasarlandığını öne sürüyor. Uzay ve deniz operasyonlarında potansiyel uygulamaları olan jetin çok işlevli platformu, modern savaştaki çok yönlülüğünü vurguluyor. Bu gelişme, altıncı nesil savaş uçakları için küresel yarış hakkındaki tartışmaları yoğunlaştırdı.

Bu arada, ABD’nin Yeni Nesil Hava Hakimiyeti (NGAD) programı, çeşitli radar frekansları ve açılarında gizli kaplamaların etkinliği konusunda zorluklarla karşı karşıya. Buna karşılık, Çin’in radar emici malzemeler ve aerodinamik alanındaki ilerlemeleri, gizli jetini yeni nesil hava hakimiyeti için güçlü bir rakip haline getiriyor ve bu da ülkenin askeri havacılık teknolojisindeki artan etkisini yansıtıyor.

Kuantum noktalı monitör CES 2025’te olacak!

0

Ekran sektöründe Çin merkezli bir lider, CES 2025’te kuantum noktalı dünyanın ilk 750 Hz monitörünü tanıtmaya hazırlanıyor. Koorui ayrıca etkinlikler sırasında hem teknoloji hem de kullanıcı deneyimindeki gelişmeleri sergileyen bir dizi son teknoloji ürünü tanıtacak. Koorui’nin monitörü, TN panellerinin renk kusurlarını telafi etmek için geniş bir renk gamı ​​çözümüne sahip en son QD filmini kullanıyor. DCI-P3 %95’e kadar bir renk gamı ​​sağlıyor.

Kuantum noktalı monitör Koorui’den

Şirket, her karenin hızlı tempolu FPS ve MOBA oyunlarında oyun değiştirici olabildiği günümüz e-spor ortamında, e-spor oyuncuları için giderek daha akıcı bir performansa olan talebin arttığını iddia ediyor. 144 Hz, 240 Hz veya hatta 480 Hz yenileme hızlarına sahip geleneksel monitörler artık üst düzey oyuncuların beklentilerini karşılamak için yeterli değil.

Koorui, yeni oyun monitörünün bu sınırları aştığını ve bir sonraki seviye görsel akıcılık getiren olağanüstü 750 Hz yenileme hızı sağladığını savunuyor. Koorui, bu modelin seri üretimini 2025’te planladı ve küresel bir lansman planladı.

Şirket ayrıca, bir basın bültenine göre, OG32UK (480 Hz UHD oyun monitörü) ve GS49UK (yüksek yenileme hızına sahip 49 inç DQHD ultra geniş oyun monitörü) gibi OLED oyun monitörleri de dahil olmak üzere popüler öne çıkan ürün serisini CES 2025’te sergileyecek. Ana şirketi HKC’nin sağlam tedarik zincirinden ve tescilli cam üretim tesislerinden yararlanan Koorui, toplu tedarik ihtiyaçları için özel olarak tasarlanmış bir dizi uygun maliyetli monitör de sergileyecek.

Tüketici sınıfı 24,5 inç G7 monitör, CES Tüketici Elektroniği Fuarı 2025’teki lansmanın ardından 2025’te seri üretime geçmesi planlanıyor. Çin markası, cam üreticisi, monitör ve TV üreticisi HKC’nin bir yan kuruluşudur ve Koorui markası, akıllı elektroniklere odaklanarak 2021’de piyasaya sürüldü. E-spor oyuncuları için giderek daha akıcı performansa olan talebin arttığını görüyor ve 144Hz, 240Hz veya hatta 480Hz yenileme hızlarına sahip geleneksel monitörler artık üst düzey oyuncuların beklentilerini karşılamak için yeterli değil.

CATL uzun menzilli değiştirilebilir pillerini duyurdu

0

Elektrikli araçlar ve enerji depolama için dünyanın en büyük pil üreticisi olan CATL, bir basın bülteninde iki tür değiştirilebilir pil tanıttı ve Çin’de 100 ortakla bir şarj ağı kurdu. 2011 yılında kurulan CATL, Tesla, BMW ve Volkswagen gibi önde gelen elektrikli araç üreticilerinin pil tedarikçisidir. Şirket yalnızca bu markalar için piller monte etmekle kalmıyor, aynı zamanda elektrikli arçaların en önemli bileşeni için teknoloji sağlıyor.

CATL uzun menzilli değiştirilebilir pil geliştirdi

CATL’ın teknolojik uzmanlığı, dünyanın başka yerlerinde bulunan pil üreticilerinden çok daha üstündür ve potansiyel elektrikli araç alıcıları arasında menzil endişelerinin giderilmesine yardımcı olmuştur. CATL’ın pil değiştirme kolu CAES’in CEO’su Yang Jun’a göre, EV endüstrisi kullanıcıların tüm pil paketini satın almayacağı bir değişime tanık olacak. Bunun yerine, insanlar pil paketinin kullanımı için ödeme yapmayı tercih edecekler ve bu da her pilin değerini en üst düzeye çıkarmaya yardımcı olacak.

Bunu akılda tutarak, CATL kullanıcıların araçlarındaki pilleri yaklaşık 100 saniyede değiştirebilecekleri Choco-swap ekosistemi üzerinde çalışıyor. Şirket geçen ayki konferansında, benzin istasyonlarında bulunan #92 ve #95 benzin versiyonlarına çok benzeyen #20 ve #25 olarak adlandırılan değiştirilebilir pillerinin iki versiyonunu piyasaya sürdü. Hem #20 hem de #25, 42 kWh ile 70 kWh arasında değişen kapasitelere sahip lityum-demir-fosfat (LFP) ve üçlü versiyonlarda mevcuttur. 248 – 372 mil (400 – 600 km) arasında bir menzile sahiptirler ve A0 ve A/B sınıfı araçlar için mevcut olacaklardır. Şirket ayrıca gelecekte geliştireceği tüm pillerin değiştirilebilir yaklaşımla uyumlu olacağını duyurdu.

Jun, konferansta Çin’in 100.000 benzin istasyonunun sonunda eşit oranda kamu ve özel şarj istasyonları ve pil değiştirme merkezleriyle değiştirileceğini açıkladı. Bunu akılda tutarak, 2025 yılına kadar 1.000 Choco-Swap istasyonundan oluşan bir başlangıç ​​ağı kurmayı ve Hong Kong ve Makao’ya genişletmeyi planlıyor. Yıllar içinde, ortaklarıyla birlikte 30.000 pil değiştirme istasyonu inşa etme nihai hedefiyle bu sayıyı 10.000 istasyona çıkaracak.

Hazır olduklarında, bu istasyonlar yalnızca müşterilere şarjlı piller sağlayarak hizmet vermekle kalmayacak, aynı zamanda pilden şebekeye bir sistem için dağıtılmış enerji depolama birimleri olarak da hizmet verecekler. Her istasyon 14-30 pil paketine ev sahipliği yapacak ve tek başına değiştirme istasyonları 33,6 milyon kWh yeşil elektrik deposu olarak hizmet verecek.

Elon Musk’ın xAI’ı Grok 3’ü yine erteledi

Elon Musk’ın yapay zeka şirketi xAI’ın uzun zamandır beklenen yapay zeka modeli Grok 3, vaat edilen 2024 sonuna kadar kullanıma sunulamadıGrok 3’ün piyasaya sürülmesi, yapay zeka dünyasında devrim niteliğinde bir gelişmeolarak görülüyordu. Ancak modelin gecikmesi, sektörde büyük bir hayal kırıklığı yarattı.

Musk, Grok 3’ü “görsel analizi ve sorulara yanıt verme yetenekleriyle donatılmış, son teknoloji ürünü bir model”olarak tanımlamıştı. xAI’ın güçlü GPU kümeleri üzerinde eğitilecek olan modelin, OpenAI’ın GPT-4’ü ve Google’ın Gemini modeliyle rekabet etmesi bekleniyordu. Ancak bugün 3 Ocak itibarıyla Grok 3 hâlâ piyasaya çıkmadı ve yakın zamanda çıkacağına dair bir işaret de yok.

Ara Model Grok 2.5 gündemde

Modelin gecikmesiyle birlikte, xAI’ın öncelikle bir ara model olan Grok 2.5’i piyasaya sürebileceği konuşuluyor. Halihazırda ücretsiz olarak erişilebilen Grok 2, sosyal medya platformu X kullanıcılarına hizmet veriyor. Ancak Grok 3’ün gecikmesi, Musk’ın zamanlama konusundaki iyimser yaklaşımının bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Musk, daha önce yaptığı açıklamalarda, “100 bin H100 GPU üzerinde eğitimden sonra Grok 3 yıl sonunda gerçekten özel bir şey olacak” ifadelerini kullanmıştı.

Sektördeki diğer gecikmeler

Bu durum, sadece xAI ile sınırlı değilAnthropic, 2023’te duyurduğu Claude 3.5 Opus modelini planlanan tarihte piyasaya sürememişti. Benzer şekilde, OpenAI ve Google gibi büyük teknoloji şirketleri de yeni yapay zeka modellerinde hedefledikleri zaman çizelgelerine uymakta zorlandı.

Gecikmelerin sebebi ne?

Uzmanlara göre, yapay zeka modellerindeki bu gecikmeler, sektördeki yeni bir sınıra işaret ediyor olabilir. Geçmişte daha fazla veri ve güçlü donanımlarla büyük ilerlemeler kaydedilebiliyordu. Ancak artık bu yöntemlerle elde edilen gelişmelerin azalmaya başladığı ve şirketlerin alternatif tekniklere yönelmek zorunda kaldığı ifade ediliyor.

Elon Musk ve xAI’ın Grok 3’ü piyasaya ne zaman süreceği belirsizliğini korurken, gecikmelerin sektördeki inovasyonu nasıl etkileyeceği merakla bekleniyor.

SpaceX, Starlink V3 uydusuyla 1 Tbps indirme hızı sunacak!

SpaceX, Starlink hizmeti için yeni nesil “V3” uydularının detaylarını paylaştı ve bu yenilik, internet hızlarında büyük bir sıçrama vaat ediyor. Şirket, her bir V3 Starlink uydusunun 1 Tbps indirme hızına ve 160 Gbps yükleme kapasitesine sahip olacağını duyurdu. Bu, mevcut V2 Mini uyduları ile kıyaslandığında 10 kat daha hızlı indirme ve 24 kat daha hızlı yükleme anlamına geliyor. Mevcut V2 Mini uyduları yalnızca 96 Gbps indirme bant genişliği sunabiliyor. Bu açıklama, SpaceX’in Starlink ağının kapasitesini büyük ölçüde artırmaya yönelik güçlü bir adım attığını gösteriyor. Halen 350 Tbps seviyelerinde olan ağ kapasitesinin, V3 uydularının entegre edilmesiyle çok daha yüksek seviyelere çıkması bekleniyor.

SpaceX, Starlink V3 uydularını, fırlatma kapasitesini daha da artırmak amacıyla geliştirdiği “Starship” roketiyle uzaya göndermeyi planlıyor. Bu gelişme, fırlatmalarda daha büyük uydu taşıma kapasitesi sağlayacak. Şirket, her bir Starship fırlatmasının Starlink ağına 60 Tbps kapasite ekleyeceğini belirtiyor. Bu da Falcon 9 roketiyle yapılan fırlatmalarla taşıdığı V2 Mini uydularından 20 kat daha fazla kapasiteye karşılık geliyor. Bir Starship, 60 adet V3 Starlink uydusunu taşıyabilecek ve bu, Starlink’in daha geniş bir alanı kapsamasına olanak tanıyacak.

SpaceX, Starlink hizmetiyle dünya genelinde şu an 4,6 milyon aktif müşteriye hizmet veriyor. Ayrıca, Texas’ta yılda 5,5 milyon Starlink çanağı üretebilen yeni bir üretim tesisi kuruldu ve 2024 yılında 3,9 milyon müşteri kiti üretildiği bildiriliyor. Bu sayede şirket, Starlink ağının hızla büyüyen müşteri tabanına hızla hizmet verebilmek için üretim kapasitesini artırıyor.

Bununla birlikte, SpaceX Starlink Başkan Yardımcısı Michael Nicolls, V3 uydularının ağın en yoğun bölgelerinde ölçeklenebilirliği artıracağını ve bu uyduların bireysel kullanıcılara gigabit hızında bağlantılar sunacağını belirtiyor. Bu sayede Starlink, kırsal bölgelerde internet erişimi sınırlı olan kullanıcılar için hızlı internet erişimi sunacak ve aynı zamanda metropol alanlarında daha yüksek kapasiteli bağlantı sağlayacak.

Starship’in Starlink uydularını taşıyan gerçek fırlatmalara başlamasının tam zamanı belirsiz olsa da, SpaceX, 10 Ocak’ta bir test fırlatması gerçekleştirmeyi hedefliyor. Bu testler, gelecekteki büyük ölçekli fırlatmalar için önemli bir adım olacak.

Türkiye’ye yedi milyar dolar yatırım!

Türkiye’nin en büyük doğrudan dış yatırımcısı ve en büyük endüstri grubu olan SOCAR Türkiye, SOCAR Türkiye ve grup şirketlerinin 2024 yılı değerlendirmesini paylaşırken, planlanan petrokimya yatırımı ile ilgili bilgi vererek geleceğe dönük vizyonunu ortaya koydu. Toplantıda, “Master Plan” kapsamında ilk fizibilite çalışmasının tamamlandığı ve ayrıntılı teknik analizin yapılması için Pre-FEED (Ön Uç Mühendislik Tasarımı Hazırlığı) ve daha sonra FEED (Ön Uç Mühendislik Tasarımı) aşamasına geçileceği belirtildi. SOCAR Türkiye’nin, Petkim ve diğer iştiraklerini daha güçlü ve küresel rekabette öncü hale getirme hedefleri detaylandırılırken, “Master Plan” ve devamındaki sürecin petrokimya odaklı büyüme stratejisinin önemli bir parçası olduğu aktarıldı.

SOCAR Türkiye’ye yedi milyar dolarlık yatırım planlıyor! Petkim Genel Müdürü Kanan Mirzayev ile SOCAR Türkiye’nin planladığı yeni yatırımı ve Türkiye ekonomisine katkısını konuştuk.

SOCAR Türkiye CEO’su Elchin Ibadov ile SOCAR Türkiye Rafineri ve Petrokimya İş Birimi Başkanı ve Petkim Genel Müdürü Kanan Mirzayev’in katılımıyla gerçekleşen toplantıda yapılan açıklamalarda, SOCAR Türkiye’nin sanayi ve ekonomide büyümeye katkı sağlama misyonu doğrultusunda, şirketin uzun vadeli stratejik yatırımlarından biri olan “Master Plan” projesinin detayları paylaşıldı. Proje kapsamında, yeni petrokimya üretim ünitelerinin kurulumu ve mevcut tesislerin modernizasyonuna yönelik önemli adımların planlandığı belirtildi. 

Türkiye’nin en büyük doğrudan dış yatırımcısı

SOCAR Türkiye CEO’su Elchin Ibadov
SOCAR Türkiye CEO’su Elchin Ibadov

SOCAR Türkiye’nin 2024 yılıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan SOCAR Türkiye CEO’su Elchin Ibadov, “SOCAR Türkiye ve tüm grup şirketlerimizle birlikte kendimizi, Azerbaycan ve Türkiye`nin ekonomik ve sosyal alandaki güçlü birlikteliğinin bir simgesi olarak görüyoruz. Türkiye’deki 17. yılımızda, 18 milyar doları aşan yatırım tutarıyla Türkiye’nin en büyük doğrudan dış yatırımcısı ve en büyük entegre endüstri grubuyuz. Türkiye’deki stratejik yatırımlarımızın kalıcı olması yönündeki kararlılığımızla, yatırımların her iki ülkenin ekonomisine katkı sağlayacak şekilde devamı konusunda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sizlerin de “Master Plan” olarak bildiğiniz, Türkiye’de petrokimyanın geleceğine katkı sağlayacak yeni yatırım çalışmasıyla ilgili sürecin başlamasına karar verdiğimizi; bu doğrultuda ilk fizibilite çalışmalarının tamamlanmış olup, detaylı teknik analizlerin yapılacağı Pre-FEED (Ön Uç Mühendislik Tasarımı Hazırlığı) aşamasına ve ardından FEED (Ön Uç Mühendislik Tasarımı) aşamasına geçilmesinin planlandığı bilgisini sizlerle paylaşmaktan büyük heyecan duyuyorum. Bütün sürecin tamamlanmasıyla birlikte hem yeni proses ünitelerinin kurulmasını hem de mevcut ünitelerimizin modernizasyonunu kapsayan geniş kapsamlı bir projenin hayata geçirilmesi ile ilgili kararlar netleştirilmiş olacak” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin sanayi ve ekonomi alanındaki büyümesine destek

SOCAR Türkiye Rafineri ve Petrokimya İş Birimi Başkanı ve Petkim Genel Müdürü Kanan Mirzayev
SOCAR Türkiye Rafineri ve Petrokimya İş Birimi Başkanı ve Petkim Genel Müdürü Kanan Mirzayev

“Master Plan” projesiyle uzun vadeli hedeflerini gerçekleştirmek adına önemli bir adım attıklarını dile getiren SOCAR Türkiye Rafineri ve Petrokimya İş Birimi Başkanı ve Petkim Genel Müdürü Kanan Mirzayev, “SOCAR Türkiye olarak Türkiye’nin sanayi ve ekonomi alanındaki büyümesine destek sağlamak adına önemli bir adım attığımızı duyurmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. “Master Plan” projesi ve devamındaki analiz süreci sonunda alınacak kararın, Türkiye’nin sanayi altyapısını güçlendirecek, üretim kapasitesini artıracak önemli bir adım olacağını öngörüyoruz. Bu çalışma ile SOCAR Türkiye olarak daha verimli, rekabetçi ve çevre dostu bir üretim yapısına ulaşmayı hedefliyoruz. Projenin, Türkiye’nin petrokimya sektöründe liderliğimizi pekiştirirken, küresel ölçekte daha güçlü bir oyuncu olmamıza katkı sağlayacağına inanıyoruz” dedi.

Starship’in fırlatma testinde ilk kez yük taşınacak!

SpaceX, 10 Ocak 2025 tarihinde gerçekleştireceği Starship roketinin yedinci test uçuşunda önemli bir dönüm noktasına ulaşmayı planlıyor. Bu uçuş, Starship’in ilk kez yük taşımaya başlamasını sağlayacak ve yeni nesil Starlink uydularını simüle eden model uyduları uzaya taşıyacak.

Starship’in fırlatma testinde ilk kez yük taşınıyor

Bu test, Starship’in Starlink görevlerinde aktif olarak kullanılabilmesi için önemli bir adım olacak. Testte taşınacak uydular, Starship’in uzaydaki yörüngesine bırakılacak ve uyduların boyut ve ağırlık açısından Starlink’in yeni nesil V3 uydularına benzemesi bekleniyor. Eğer test başarılı olursa, Starship’in potansiyelindeki önemli bir kapasite açığa çıkacak.

Starship'in fırlatma testinde ilk kez yük taşınıyor.
Starship’in fırlatma testinde ilk kez yük taşınıyor.

Bu fırlatma, SpaceX için yalnızca yük taşıma testinden ibaret değil. Şirket, bu uçuş için önemli yükseltmeler yaptı. Starship’in itki sistemi yeniden tasarlandı ve yakıt kapasitesinde %25 artış sağlandı. Bu iyileştirmeler, roketin güvenilirliğini ve performansını artırması amacıyla yapıldı. Ayrıca, Starship’in tekrar kullanılabilir itici roketinin başarılı bir şekilde bir iniş platformunda yakalanması hedefleniyor. Bir önceki testte bu işlem başarıyla gerçekleştirilmişti ancak geçen Kasım ayında gerçekleştirilen altıncı test uçuşunda olumsuz koşullar nedeniyle bu adım iptal olmuştu. Eğer yine hava koşulları elverişli olmazsa, roket Meksika Körfezi’ne güvenli bir şekilde iniş yapacak.

SpaceX CEO’su Elon Musk, test uçuşunun 10 Ocak Cuma günü yapılmasının planlandığını belirtti, ancak olumsuz hava koşullarının bu tarihi etkileyebileceği konusunda uyarılarda bulundu. Geçen ay, Federal Havacılık İdaresi (FAA) tarafından uçuş izninin verildiği de duyurulmuştu. Bu test uçuşu, SpaceX’in uzun vadeli hedefleri doğrultusunda önemli bir ilerleme kaydedilmesini sağlayacak.

Apple Intelligence’ın depolama alanı gereksinimi artıyor! Peki neden?

Apple Intelligence, Apple cihazlarındaki yapay zeka modellerinin performansını artırmak amacıyla depolama alanı gereksinimlerini arttırmış durumda. Daha önce, bu yapay zeka özelliklerinin çalışabilmesi için cihazda en az 4 GB boş alan gerekliydi.

Apple Intelligence’ın depolama alanı gereksinimi arttı

Ancak, yapay zekanın sahip olduğu yeteneklerin ilerlemesiyle bu gereksinim 7 GB’a çıkarıldı. Apple, cihazlarında çalışan bazı yapay zeka modellerinin yerel olarak işlediği için belirli bir depolama alanı kullanmak zorunda olduğunu belirtiyor. Bu sayede işlemler, veri merkezine bağımlı olmadan daha hızlı bir şekilde gerçekleştirilebiliyor.

Apple Intelligence'ın depolama alanı gereksinimi arttı.

Apple’ın yaptığı bu güncelleme, özellikle Apple Intelligence’ın genişleyen yetenekleriyle paralel bir gelişim gösteriyor. Bu artışın temel nedeni, daha karmaşık yapay zeka işlemlerinin yapılabilmesi ve uygulamalarda daha hızlı sonuç alınabilmesi için cihazda işlenmesi gereken daha büyük veri miktarıdır. Apple, bu yeni depolama gereksinimini resmi Apple Intelligence destek sayfasında da açıkladı.

Gelecek iOS güncellemeleriyle birlikte bu gereksinimlerin daha da artması bekleniyor. iOS 18.2’nin Image Playground, Genmoji, ChatGPT desteği ve Image Wand gibi yeni özelliklerle genişleyen yapay zeka kapasitesi, depolama alanı talebinin artmasını zorunlu kılıyor. Bu da demek oluyor ki, iPhone kullanıcılarının daha büyük depolama alanına sahip modellere yönelmesi ihtiyacı artacak. iOS 18.3 ile daha büyük veri işleme ve yeni yapay zeka özelliklerinin tanıtılması, bu depolama gereksinimlerinin daha da yükselmesine yol açabilir. Bu gelişmeler, gelecekteki Apple cihazları için yeni donanım ihtiyaçlarını da beraberinde getirecek gibi görünüyor.

Apple ve Samsung, silikon karbon pillere geçiş yapacak!

Silikon karbon pil teknolojisi, akıllı telefon endüstrisinde devrim yaratma potansiyeline sahip olan bir yenilik olarak karşımıza çıkıyor. Çinli telefon üreticilerinin son dönemde hızla benimsemesi, bu teknolojinin gelecekteki kullanımının ne kadar önemli olacağını gösteriyor. Bu yeni pil teknolojisinin temel farkı, geleneksel lityum iyon pillere göre anotta daha fazla silikon içeriğine sahip olması. Silikon, bilindiği üzere, enerji depolama kapasitesi bakımından oldukça yüksek bir potansiyele sahip. Ancak, silikonun kullanımında daha önce büyük bir sorun vardı: Genleşme problemi. Silikonun bu genleşmesi, batarya ömrünü olumsuz etkileyebilir ve pillere zarar verebilirdi. Fakat son yıllarda silikonun genleşmesini kontrol altına alabilen yeni malzeme ve teknolojiler geliştirilmiş durumda.

Apple ve Samsung, resmen silikon karbon pillere geçiş yapabilir

Bu gelişmeler sayesinde silikon karbon piller artık daha fazla rağbet görmekte ve pek çok üretici bu teknolojiye yöneliyor. Çinli üreticiler bu teknolojiyi kullanarak, artık 6000 mAh ve daha yüksek kapasitelere sahip telefon pilleri sunabiliyorlar. Bu piller, özellikle açık hava etkinliklerinde uzun süreli kullanım için büyük avantaj sağlamakta. Ayrıca, kullanıcılar için daha az şarj ihtiyacı anlamına geldiği için, telefonları daha verimli bir şekilde kullanabilme imkânı da sunuyor.

Apple ve Samsung, resmen silikon karbon pillere geçiş yapabilir.

Samsung ve Apple gibi büyük telefon üreticileri, uzun süredir 5000 mAh civarında bataryalar kullanıyorlar, bu da rekabetin gerisinde kalmalarına neden olabilir. Ancak, silikon karbon piller sayesinde bu iki dev şirketin, cihazlarının batarya kapasitelerini artırması bekleniyor. Gelen raporlara göre, Samsung şu anda bu teknolojinin malzeme geliştirme sürecine dahil olmuş durumda. Bunun yanı sıra, Apple da silikon karbon piller üzerinde kendi çalışmalarını sürdürüyor. Ancak Apple’ın teknolojiyi benimseme noktasında daha temkinli davrandığı biliniyor, bu yüzden Samsung’un bu teknolojiye geçiş yapmasının daha olası olduğu düşünülüyor.

Yeni silikon karbon pillerin piyasada kullanılmaya başlanmasının ise 2026 yılına kadar gerçekleşmesi bekleniyor. Bu, hem daha yüksek batarya kapasiteleri hem de daha uzun kullanım süreleri anlamına geliyor. Üreticilerin teknolojiye daha fazla yatırım yapması, pil ömrü ve kapasitesini önemli ölçüde iyileştirecek. Şu ana kadar batarya teknolojileri çoğunlukla lityum iyon tabanlıydı, ancak silikon karbonun enerji yoğunluğu sayesinde gelecekte çok daha verimli piller kullanılabilecek.

Silikon karbon pillerin en büyük avantajı, silikondaki yüksek enerji yoğunluğunun batarya kapasitesine doğrudan katkı sağlaması. Bununla birlikte, teknoloji geçtiğimiz yıllarda güvenlik riskleri yaratabilecek genleşme problemleriyle karşı karşıya kalmıştı. Ancak şu anda silikon karbon pillerin genleşme sorununu çözmek için daha güçlü ve daha dayanıklı malzemeler geliştirildi. Sonuç olarak, bu yeni teknoloji, akıllı telefonlar için uzun vadeli enerji depolama çözümleri sunma konusunda oldukça umut verici bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor.

Mahkemede sanal gerçeklik teknolojisi kullanıldı!

0

ABD‘de bir mahkeme, sanal gerçeklik (VR) teknolojisini bir ceza davasında ilk kez delil olarak kabul etti ve hakim, olayın sanığın gözünden nasıl gerçekleştiğini VR gözlüğü aracılığıyla deneyimleme şansı buldu.

Mahkemede resmen sanal gerçeklik teknolojisi kullanıldı

Florida eyaletindeki bir düğün salonunun sahibi Miguel Albisu’nun, sarhoş davetlilerle yaşadığı tartışma sırasında tabanca çekmekle suçlandığı davada, sanık avukatı Ken Padowitz, müvekkilinin bu eylemi nefsi müdafaa hakkını kullanarak gerçekleştirdiğini savundu. Avukat, bu iddiayı desteklemek için tanık ifadeleri ve amatör video kayıtlarından yararlanarak bir VR simülasyonu hazırlattı. Hazırlanan sanal gerçeklik deneyimi, olay anını sanığın bakış açısıyla interaktif şekilde sundu.

Bölge Yargıcı Andrew Siegel, VR simülasyonunun duruşmaya delil olarak sunulmasına onay vererek bu simülasyonun hakim, savcı ve tanıklar tarafından izlenmesini sağladı. Oculus Quest 2 gözlüğü kullanılarak izlenen bu simülasyon, Albisu’nun alkol etkisindeyken ve çevresinde saldırgan bir kalabalık varken tabancayı çektiğini açıkça gösterdi. Savunma, bu durumu Florida’nın nefsi müdafaa yasası kapsamında savunarak Albisu’nun kendini, ailesini ve mülkünü koruma hakkını kullandığını iddia etti.

Bu karar, hukuk dünyasında sanal gerçekliğin yargı sisteminde nasıl kullanılabileceği konusunda önemli bir kilometre taşı olarak değerlendiriliyor. VR teknolojisi, olayları daha şeffaf ve adil bir şekilde yansıtmak için potansiyel sunarken, doğru ve etik bir şekilde kullanılması durumunda adaletin daha hızlı ve eşit bir şekilde dağıtılmasını sağlayabilir. Şimdi hakim Siegel, dava hakkındaki kararını verecek, bu da sanal gerçekliğin hukuk süreçlerine dahil edilmesinin daha geniş bir kabul görüp görmeyeceği açısından önemli bir aşama olacak.

Xiaomi, 5 bin km menzilli walkie-talkie cihazını piyasaya sürdü!

0

Xiaomi, açık hava etkinlikleri ve zorlu doğa şartlarında iletişim ihtiyaçlarına yönelik yeni ürünü Xiaomi Sports Walkie-Talkie cihazını kullanıcılarla buluşturdu. Çin pazarında satışa sunulan bu gelişmiş bas konuş telsiz modeli, uzun menzilli iletişim ve dayanıklılık özellikleriyle açık hava tutkunları, dağcılar, bisikletçiler ve macera arayanlar için özel olarak tasarlanmış durumda. Özellikle 5 bin kilometreye kadar menzil sağlayan TD-LTE kablosuz veri teknolojisiyle donatılmış olan cihaz, kesintisiz iletişim sağlama konusundaki iddiasını ortaya koyuyor.

Xiaomi, 5 bin km menzilli walkie-talkie cihazını satışa çıkarıyor

Xiaomi Sports Walkie-Talkie, China Mobile, China Unicom ve China Telecom gibi Çin’in büyük operatörlerinden 4G ağ desteği alarak geniş bir iletişim yelpazesi sunuyor. 67 gram ağırlığıyla oldukça hafif ve kompakt olan cihaz, taşınabilirliğiyle outdoor etkinlikler için ideal. Güçlü 1030mAh lityum iyon polimer pil, kullanıcılara 24 saate kadar aktif kullanım veya 36 saat bekleme süresi sunarak uzun süreli performans sağlıyor. Cihazın -30°C’ye kadar düşük sıcaklıklara dayanabilmesi, onu zorlu kış şartlarında bile güvenilir bir iletişim aracı haline getiriyor.

Cihazın donanım özellikleri de dikkat çekiyor. Rüzgar gürültüsünü engelleyen bağımsız bir gürültü önleme çipi, 60 km/s rüzgar hızında bile net bir iletişim sağlıyor. Eldivenle kullanımda bile kolaylık sağlayan titreşimli özel takım düğmesi, hızlı grup düzenlemeleri yapmayı mümkün kılıyor. IP65 sertifikalı yapısıyla suya ve toza karşı dirençli olan cihaz, outdoor maceralarda güvenilir bir performans sunuyor. Manyetik hızlı çıkarma sistemine sahip olan cihaz, kullanıcıya farklı montaj seçenekleri sunuyor. Manyetik gözlük klipsleri, kol bantları ve kordonlar gibi aksesuarlarla hem taşınabilirliği hem de fonksiyonelliği artırıyor.

Xiaomi Sports Walkie-Talkie, yazılım entegrasyonuyla da kullanıcı deneyimini bir üst seviyeye taşıyor. Xiaomi Walkie-Talkie uygulamasıyla uyumlu çalışan cihaz, ekip yönetimi, konum paylaşımı ve kablosuz yazılım güncellemesi gibi ileri özellikler sunuyor. Ayrıca Bluetooth desteği sayesinde hoparlör olarak kullanılabiliyor veya bir düğmeye iki kez basarak akıllı telefonun sesli asistanını etkinleştirebiliyor. Kayıp Modu sayesinde ise cihazın yanlış yerleştirildiği durumlarda alarmı tetikleyerek bulunmasını kolaylaştırıyor.

Cihazın tasarımı da pratiklik ve dayanıklılık düşünülerek geliştirilmiş. USB-C portuyla hızlı şarj desteği sunan cihaz, sağlam manyetik klipsler ve kar kilidi klipsleriyle birlikte geliyor. 54 dolar gibi uygun bir fiyat etiketiyle satışa sunulan Xiaomi Sports Walkie-Talkie, ileri düzey teknolojik özellikleriyle hem bireysel kullanıcılar hem de ekip çalışmaları için güçlü bir alternatif sunuyor.