2025’te dünya değişiyor: Saxo Bank’ın çılgın tahminleri

Danimarka merkezli saygın finans kuruluşu Saxo Bank, 2025 yılına dair dikkat çekici öngörülerini paylaştı. 2025’te dünya değişiyor ve bu değişimlerin, ekonomi, teknoloji, çevre ve enerji gibi birçok alanda büyük değişimlerin yaşanabileceğini vurgulayan bankanın tahminleri, hayal gücünü zorlayan ancak olasılığı tartışmaya açık senaryolara dayanıyor. İşte Saxo Bank’ın 2025 için öngördüğü çarpıcı gelişmeler:

Trump 2.0 ve doların güvenilirliğinin sarsılması

Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesiyle, yüksek gümrük tarifeleri ve ticari kısıtlamalar yeniden gündeme gelecek. Bu durum, küresel finans sisteminde istikrarsızlıklara yol açabilir. Öte yandan Elon Musk liderliğinde kurulacak “Hükümet Verimliliği Departmanı”nın, bütçe açıklarını azaltmaya yönelik adımları ekonomik tartışmaları alevlendirecek. Bu gelişmelerin, ABD dolarının rezerv para birimi olarak güvenilirliğini sarsabileceği öngörülüyor. Dünya ise dolara alternatif arayışına girebilir. Aslında, 2025’te dünya değişiyor ve bu değişimin etkileri birçok kişi tarafından hissediliyor.

Nvidia teknoloji dünyasının zirvesinde

Yapay zeka teknolojilerindeki hızlı ilerleme, Nvidia’nın değerini Apple’ın iki katına çıkartabilir. Saxo Bank’a göre, devrim niteliğindeki AI çipleri ile Nvidia, teknoloji dünyasında rakipsiz bir konuma yükselecek ve dünyanın en değerli şirketi olacak. 2025’te dünya değişiyor ve bu değişimler, teknoloji şirketlerine yeni fırsatlar sunuyor.

Çin’in 50 trilyon yuanlık ekonomik hamlesi

Çin, 50 trilyon yuanlık devasa bir teşvik paketi açıklayarak ekonomik büyümesine hız kazandırabilir. Bu hamle, Çin’in borç yükünü hafifletirken, küresel ekonomide yeni bir dinamik yaratacak. Bu da, 2025’te dünya değişiyor ve bizler bu değişimlere tanıklık ediyoruz.

2025'te dünya değişiyor

3D biyo-baskı ile insan kalbi üretilecek

Tıp dünyasında devrim yaratacak bir gelişme yaşanabilir: 3D biyo-baskı yöntemiyle ilk kez tamamen işlevsel bir insan kalbi üretilecek. Bu yenilik, organ nakli bekleyen milyonlarca insana umut ışığı olacak. 2025’te dünya değişiyor ve bu teknolojiler, sağlık alanında büyük bir etki yaratıyor.

Petrol çağının sonu

Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte petrol talebinde sert bir düşüş yaşanabilir. OPEC ülkelerinin pazar payını koruma çabası, üretimi artırarak petrol fiyatlarının hızla düşmesine neden olabilir. Enerji sektörü köklü bir değişimle karşı karşıya kalacak. Sonuç olarak, 2025’te dünya değişiyor ve enerji sektöründe büyük dönüşümlere şahit oluyoruz.

2025'te dünya değişiyor

Yapay zeka veri merkezlerine vergi geliyor

Yapay zeka uygulamalarının yaygınlaşmasıyla veri merkezlerinin enerji tüketimi ciddi şekilde artacak. Bu durum, elektrik fiyatlarının yükselmesine ve yapay zeka şirketlerine yönelik ağır vergilerin gündeme gelmesine yol açabilir.

İklim krizi ve sigorta devi iflası

ABD’de yaşanacak yıkıcı bir kasırga, iklim değişikliği risklerini hafife alan büyük bir sigorta şirketinin iflasına neden olabilir. Bu gelişme, iklim değişikliğinin ekonomik etkilerini yeniden tartışmaya açacak.

2025'te dünya değişiyor

Sterlinin Brexit sonrası güçlenişi

Birleşik Krallık, ekonomik reformlarla sterlini güçlendirebilir. Avrupa’nın ekonomik zorluklar yaşadığı bir dönemde sterlin, euro karşısında Brexit öncesi seviyelerine dönebilir. 2025’te dünya değişiyor ve bunun etkilerini farklı ekonomik sistemlerde görebiliriz.

Düşündüren, ama imkansız olmayan senaryolar

Saxo Bank’ın bu tahminleri, bugünden uzak görünse de gelecekte karşılaşılabilecek olası gelişmelere ışık tutuyor. 2025, dünya ekonomisinden teknolojiye kadar birçok alanda köklü değişimlerin yaşanacağı bir yıl olabilir. Bu senaryolar, kesin bir öngörü değil; geleceğe dair yeni bakış açıları sunarak düşünmeye teşvik ediyor.

2025’in neler getireceğini hep birlikte göreceğiz. Saxo Bank’ın tahminleri ise bizi bu süreçte olası sürprizlere hazırlıyor.

Honor, yeni nesil kayar ekran teknolojisi geliştirdi!

0

Honor, mobil cihaz sektöründe çığır açabilecek yeni bir ekran teknolojisi üzerinde çalışıyor. Şirketin kısa süre önce patentini aldığı “kayar ekran” teknolojisi, ekran boyutunu artırmak için farklı bir yaklaşım sunarak mevcut katlanabilir ekranlara dayanıklılık açısından üstün bir alternatif olmayı hedefliyor. Bu yenilikçi sistem, özellikle akıllı telefon ve tabletlerde yeni tasarım trendlerinin öncüsü olma potansiyeline sahip.

Honor, yeni nesil kayar ekran teknolojisiyle gündemde

Patent detaylarına göre, sistem bir sabit ekran modülü ve doğrusal bir motor yardımıyla yana doğru kayan ek bir panelden oluşuyor. Bu yapı, cihazın ekran boyutunu önemli ölçüde genişletiyor. Kayar ekran teknolojisi, geleneksel katlanabilir ekranların zamanla yıpranma sorunlarını aşabilecek daha dayanıklı bir çözüm sunmayı vaat ediyor. Aynı zamanda, kullanıcı deneyimini iyileştirmek ve cihazların çok yönlü kullanımını artırmak için pratik bir tasarım yaklaşımı sağlıyor.

Honor, yeni nesil kayar ekran teknolojisiyle gündemde.

Honor’un bu patentle ilgili planlarının ne kadar ileri gideceği henüz belli değil. Teknoloji şu an geliştirme ve değerlendirme aşamasında. Ancak gerçeğe dönüşmesi durumunda, bu yenilik sadece Honor’un ürün gamını değil, genel olarak mobil cihaz tasarımını da köklü bir şekilde değiştirebilir.

Özellikle esnek ekranların dayanıklılık problemlerine çözüm arayışında olan sektörde, Honor’un bu hamlesi dikkatle takip ediliyor. Kayar ekran teknolojisiyle donatılmış cihazların piyasaya sürülmesi, kullanıcılar için daha sağlam ve yenilikçi cihaz seçenekleri sunarak mobil cihaz sektöründe yeni bir rekabet dönemi başlatabilir.

Google, oyunlarda fark yaratacak yapay zeka aracını tanıttı!

Google DeepMind, oyun dünyasında çığır açabilecek yeni yapay zeka aracı Genie 2’yi tanıttı. Şirket, yılın başında metin veya gerçek resimlerden oynanabilir iki boyutlu oyunlar oluşturabilen Genie isimli aracı duyurmuştu. Şimdi ise bu teknolojiyi geliştirerek, 3D oynanabilir oyunlar üretebilen ikinci versiyonunu sundu. Genie 2, bir oyun motoru olmaktan çok, oyuncunun veya başka bir yapay zekanın simüle edilmiş bir dünyada hareket ederken görüntüler ürettiği bir difüzyon modeli olarak tanımlanıyor. Bu araç, sahneleri birinci şahıs, üçüncü şahıs ya da izometrik açılardan işleyebilme yeteneği ile dikkat çekiyor. Ayrıca su, ışık, duman ve fizik gibi gerçek dünya efektlerini modelleyebilme kapasitesine sahip.

Google, oyunlarda fark yaratacak yapay zeka aracını görücüye çıkardı

Modelin en önemli özelliklerinden biri, bir sahnenin oyuncunun görüş alanından çıktığı durumlarda bile detayları hafızasında tutabilmesi ve bu öğeleri tekrar görünür hale geldiklerinde doğru bir şekilde yeniden oluşturabilmesi. Ancak Genie 2, bu yenilikçi özelliklerine rağmen bazı sınırlamalara sahip.

Google, oyunlarda fark yaratacak yapay zeka aracını görücüye çıkardı.

Model, şimdilik yalnızca 60 saniyeye kadar tutarlı sahneler üretebiliyor ve daha uzun sürelerde görüntü bozulmaları ve kalite kayıpları yaşanıyor. DeepMind, Genie 2’nin nasıl eğitildiği konusunda detaylı bilgi paylaşmasa da modelin büyük ölçekli bir video veri setine dayandığını belirtti.

Henüz deneysel aşamada olan Genie 2, oyun dünyasında devrim yaratma potansiyeli taşırken, şimdilik geniş kitleler için kullanılabilir bir araç olmaktan uzak. DeepMind, bu modeli şimdilik kendi yapay zeka algoritmalarını eğitmek ve değerlendirmek için kullanıyor. Ayrıca sanatçılar ve tasarımcılar için hızlı prototip oluşturma ve deneme yapma süreçlerinde yardımcı bir araç olarak değerlendiriliyor. Genie 2 gibi gelişmiş dünya modellerinin, gelecekte yapay genel zekanın gelişiminde önemli bir rol oynaması bekleniyor. Bu teknoloji, oyun tasarımından yapay zeka eğitimine kadar birçok alanda yenilikçi çözümler sunabilir.

Intel’in 18A çip üretim sürecinde büyük sorun verimlilik sadece %10!

0

Intel, geleceğini şekillendirmeyi hedefleyen çip üretim teknolojilerinde ciddi sorunlarla karşı karşıya. Güney Koreli medya kuruluşu Chosun tarafından yayımlanan bir rapora göre, Intel’in 1.8 nm üretim süreci olan 18A, beklenenden çok daha kötü sonuçlar veriyor. Şirketin üretim verimliliği yalnızca %10 seviyesinde. Yani üretilen her 100 çipten sadece 10 tanesi kullanılabilir durumda.

Bu düşük verimlilik oranı, Intel’in çip üretim birimi olan Intel Foundry Services (IFS) için büyük bir darbe anlamına geliyor. Şirketin son dönemde yaşadığı zorluklar, Broadcom gibi büyük müşterilerin Intel’e olan güvenini kaybetmesine yol açtı. Broadcom’un, Intel Foundry Services’ten beklediği performansı alamadığı gerekçesiyle siparişlerini iptal ettiği ve alternatif tedarikçilere yöneldiği iddia ediliyor.

CEO Pat Gelsinger Görevden Ayrılıyor

Intel CEO’su Pat Gelsinger’ın görevden ayrılmasının nedenlerinden biri olarak, Intel Foundry Services’in zayıf performansı gösteriliyor. Şirketin tarihinin en zor dönemlerinden geçtiği bir dönemde, 18A sürecindeki başarısızlık, IFS’in geleceğini daha da belirsiz hale getirdi. Hatta, Intel Foundry Services biriminin satılma ihtimali bile gündeme gelmiş durumda.

TSMC ile Rekabet Kızışıyor

Intel, sektörün lideri TSMC ile olan rekabetinde de geride kalmaya devam ediyor. TSMC’nin 2nm (N2) süreci, özellikle SRAM yoğunluğu bakımından Intel’in 18A sürecinden daha üstün görünüyor. SRAM yoğunluğu, işlemcilerin performansını ve verimliliğini doğrudan etkileyen kritik bir metrik olarak kabul ediliyor.

Bu gelişmeler, Intel’in bazı projelerinde neden TSMC’yi tercih ettiğini daha net ortaya koyuyor. Örneğin, Intel’in yeni nesil işlemcileri olan Arrow Lake ve Lunar Lake için TSMC’nin 3nm sürecini seçmesi, kendi üretim teknolojilerindeki aksaklıkları telafi etmeye yönelik bir hamle olarak yorumlanıyor.

Intel İddiaları Reddediyor

Intel, eylül ayında 18A süreciyle ilgili çıkan olumsuz iddiaları yalanlamış ve “beklentilerin üzerinde sonuçlar elde edildiğini” açıklamıştı. Şirket, 20A sürecini iptal ederek doğrudan 18A sürecine geçiş yapacağını duyurmuştu. Resmi açıklamalara göre, 18A sürecinin 2025 yılında piyasaya sürülmesi planlanıyor ve bu süreç, yeni nesil Clearwater Forest sunucu işlemcilerinde kullanılacak.

Intel’in Geleceği Tehlikede mi?

18A sürecindeki başarısızlık, yalnızca Intel Foundry Services için değil, tüm şirketin geleceği için kritik bir sorun teşkil ediyor. Şirketin stratejik hatalarını ve artan rekabet baskısını göz önüne aldığımızda, Intel’in yarı iletken sektöründeki liderlik konumunu koruması her geçen gün daha zor hale geliyor.

Çinli otomobil üreticileri, AB’nin ek vergisini böyle aşacak!

Çinli otomobil üreticileri, Avrupa Birliği’nin elektrikli araçlara uyguladığı ek vergileri aşmak için hibrit araçlara yöneliyor. Avrupa Komisyonu’nun Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara yönelik beş yıl geçerli ek vergi kararı, Çinli firmaları yeni stratejiler geliştirmeye itmiş durumda.

Çinli otomobil üreticileri, AB’nin ek vergisini böyle aşmayı planlıyor

Bu stratejilerden biri, Avrupa’ya hibrit araç ihracatını artırmak. İlave vergilerin hibrit araçları kapsamaması, Çinli üreticiler için önemli bir fırsat yaratıyor. Özellikle BYD gibi önde gelen markalar, Avrupa’daki büyümelerini sürdürmek amacıyla şarj edilebilir hibrit araçlara (PHEV) ağırlık veriyor. Çin’in Avrupa’ya hibrit araç ihracatında bu yıl %20’lik bir artış görülürken, bu oran önümüzdeki yıl daha da yükselebilir.

Son verilere göre, Temmuz-Ekim 2024 döneminde Çin’in Avrupa’ya yaptığı hibrit araç ihracatı geçen yılın aynı dönemine kıyasla üç kat artarak 65.800 adede ulaştı. Hibrit araçlar, Çin’in Avrupa’ya toplam araç ihracatının %18’ini oluştururken, bu oran yılın ilk çeyreğinde %9 seviyesindeydi. Aynı dönemde elektrikli araçların ihracat oranı ise %62’den %58’e geriledi. Bu değişim, Çinli firmaların hibrit segmentine ne kadar yoğunlaştığını açıkça gösteriyor. Örneğin BYD, Avrupa’ya özel olarak geliştirdiği ilk hibrit modeli Seal U DM-i’yi piyasaya sürdü. Bunun yanı sıra, Honda da Çin’den Avrupa’ya iki tam hibrit ve bir şarj edilebilir hibrit modeli ihraç ederek bu pazarda payını genişletmeye çalışıyor.

Çinli üreticiler, hibrit pazarında Avrupa ve Japonya’nın hakimiyetine rağmen uygun fiyatlı modellerle rekabet etmeyi planlıyor. Ancak uzmanlar, bu stratejinin daha fazla ek vergiyi tetikleyebileceği konusunda uyarıyor. Daha önce Türkiye’de yalnızca elektrikli araçlara uygulanan ek vergilerin tüm Çin menşeli araçlara genişletildiği göz önüne alındığında, benzer bir durumun Avrupa’da da yaşanabileceği ifade ediliyor. Bu nedenle, Çinli firmaların fiyat politikalarında dikkatli olmaları gerektiği belirtiliyor.

Geri dönüşüme odaklanan Amp Robotics, 91 milyon dolar yatırım alıyor!

0

Amp Robotics, geri dönüşüm süreçlerinde devrim yaratmaya devam ediyor ve yeni bir yatırım turuyla dikkatleri üzerine çekti. Şirket, Congruent Ventures’ın liderliğindeki 91 milyon dolarlık D serisi yatırım turunu başarıyla tamamladı. Yatırım turuna, Blue Earth Capital, California State Teachers Retirement System, Liberty Mutual Investments, Wellington Management, Range Ventures, Sequoia Capital, Tao Capital Partners ve XN gibi prestijli yatırımcılar katıldı. Bu yeni yatırım, Amp Robotics’in gelecekteki operasyonlarını genişletmek, robotik sistemlerini daha verimli hale getirmek ve yapay zeka teknolojilerini geliştirmek amacıyla kullanılacak.

Geri dönüşüme odaklanan Amp Robotics, 91 milyon dolar yatırım aldı

2014 yılında Matanya Horowitz tarafından kurulan Amp Robotics, geri dönüşüm süreçlerini otomatikleştirmek amacıyla robotik sistemler geliştiriyor. Şirket, yapay zeka destekli kameralar ve robotik kollar kullanarak, geri dönüştürülebilir malzemeleri atık yığınlarından ayırma işlemini gerçekleştiriyor. Amp Robotics, sadece robotlar üretmekle kalmıyor, aynı zamanda geri dönüşüm tesislerinde tüm operasyonları yönetiyor. Bu tesislerde, bakım süreçlerini ve sistem güncellemelerini de üstlenerek, geri dönüşüm alanındaki verimliliği artırmayı amaçlıyor.

Geri dönüşüme odaklanan Amp Robotics, 91 milyon dolar yatırım aldı.

Geri dönüşüm oranlarının düşük olduğu günümüzde, Amp Robotics’in teknolojisi, insan hatalarını minimize ederek daha fazla atığın geri dönüştürülmesini sağlıyor. Dünya çapında geri dönüşüm oranı yalnızca yüzde 32 seviyelerinde ve insanlar, geri dönüşüm kurallarına uymadıkları için atıkların ayrıştırılmasında sıkıntılar yaşanıyor.

Amp Robotics’in robotik sistemleri, manuel ayrıştırma yöntemlerine göre çok daha hızlı ve doğru bir şekilde geri dönüştürülebilir malzemeleri tanıyıp ayırabiliyor. Bu sayede, hem verimlilik artarken hem de insan iş gücü maliyetleri düşüyor. Amp Robotics, geri dönüşüm sektörüne sağladığı bu inovatif çözümlerle büyük bir değişim yaratmayı hedefliyor.

Dünyanın ilk operasyonel niyobyum bazlı elektrikli aracı tanıtıldı

Elektrikli araç teknolojisinde devrim yaratacak bir yenilikle, Echion Technologies ve Switch Technologies iş birliğiyle geliştirilen dünyanın ilk XNO destekli aktif anot malzeme teknolojisiyle çalışan elektrikli araç, resmen tanıtıldı. Bu niyobyum bazlı elektrikli aracı tanımak için etkinliğe katıldık. Perth’teki Avustralya Otomasyon ve Robotik Merkezi’nde (AARP) düzenlenen etkinlikte, Toyota Land Cruiser 79 Serisi bir araçta uygulanan teknoloji, sektör için bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

10 dakikada tam şarj imkanı

Araçta kullanılan niyobyum bazlı XNO anot teknolojisi, sadece 10 dakikada tamamen şarj olabilme yeteneğiyle dikkat çekiyor. Bu teknoloji, lityum iyon bataryaların geleneksel grafit anotlarına kıyasla çok daha hızlı şarj süresi, yüksek enerji yoğunluğu ve uzun ömür sunuyor. Niyobyum bazlı elektrikli aracı bu özellikleriyle öne çıkıyor.

Echion Technologies, yıllık 2.000 metrik ton XNO üretim kapasitesine sahip olduklarını belirtiyor. Bu kapasite, yaklaşık 1GWh lityum iyon hücre üretimine eşdeğer. XNO teknolojisi, bataryalar aşırı sıcaklık koşullarında bile yüksek enerji yoğunluğunu koruyabiliyor ve 10.000 döngüden fazla kullanım ömrü sunuyor.

Ağır hizmet araçlarına özel çözüm

XNO teknolojisi, özellikle ağır hizmet tipi elektrikli araçlar için geliştirildi. Uzun ömürlü yapısı ve süper hızlı şarj kapasitesiyle bu teknoloji, ticari ve endüstriyel araçlar için ideal bir çözüm sunuyor. Niyobyum bazlı elektrikli aracı kullanmak bu araçlar için avantaj sağlar. Switch TechnologiesLand Cruiser modeli için özel olarak tasarlanan XNO batarya modülleri ve paketlerini, dokuz aylık bir geliştirme sürecinde tamamladı.

Niyobyum bazlı bataryalar yükselişte

Niyobyum bazlı batarya teknolojisi, enerji depolama sistemlerinde giderek daha fazla ilgi görüyor. Geçtiğimiz aylarda Leclanche SAEchion tarafından geliştirilen XNO teknolojisiyle donatılmış lityum iyon batarya hücresini tanıtmıştı. Bu gelişmeler, niyobyum bazlı anot teknolojilerinin endüstri genelinde benimsenmeye başladığını gösteriyor. Niyobyum bazlı elektrikli aracı tanıtmak ilerisi için büyük bir adım.

Echion ve Switch Technologies’in bu öncü iş birliği, elektrikli araç sektöründe yeni bir çağ başlatma potansiyeli taşıyor. Hızlı şarj, uzun ömür ve yüksek güvenlik vaat eden XNO teknolojisi, geleceğin batarya standartlarını belirleyebilir.

Dijital banka platformu Zopa, 85 milyon dolar yatırım aldı!

İngiltere merkezli dijital banka platformu Zopa, 1 milyar dolar değerleme üzerinden 85 milyon dolar yatırım alarak dikkatleri üzerine çekti. Bu yatırım turuna A.P. Moller Holding liderlik ederken, şirketin önceki yatırımcıları arasında SoftBank, Silverstripe, Northzone ve Uprising gibi büyük isimler yer alıyor. Yatırım, Zopa’nın finansal hizmetlerde yapay zeka (AI) teknolojilerine odaklanarak daha fazla yenilik yapmasını ve ilk cari hesap ürünlerini piyasaya sürmesini sağlamak için kullanılacak. Şirket, bu yeni yatırımı kullanarak dijital bankacılık alanında daha da büyümeyi hedefliyor.

Dijital banka platformu Zopa, 85 milyon dolar yatırım alıyor

Zopa, 2005 yılında Richard Duvall, James Alexander, Giles Andrews, David Nicholson ve Tim Parlett tarafından kuruldu. İlk başta bir peer-to-peer (P2P) kredi platformu olarak faaliyete geçen şirket, kredi verenlerle kredi alanları doğrudan birbirine bağlayarak aracı bankaları ortadan kaldıran bir model sundu. Ancak, 2020 yılında bankacılık lisansı alarak faaliyet alanını genişletti ve geleneksel bankacılık hizmetlerine de adım attı. Bugün, kredi kartları, kredi ve tasarruf hesapları gibi geleneksel bankacılık ürünlerini sunan Zopa, aynı zamanda finansal teknoloji (fintech) alanında önemli bir oyuncu olarak öne çıkıyor.

Zopa, 1.3 milyon müşterisine çeşitli finansal hizmetler sunuyor ve bunlar arasında kredi, kredi kartları, tasarruf hesapları gibi ürünler bulunuyor. Şirket, büyümesini artırarak, Octopus Energy ve John Lewis gibi büyük markalarla stratejik ortaklıklar kurdu. Bu ortaklıklar sayesinde Zopa, finansal hizmetler alanında daha geniş bir müşteri tabanına hitap etmeyi başardı.


Şirketin 2022’de halka arz (IPO) planlarını duyurmasına rağmen, piyasa koşullarının elverişsizliği nedeniyle bu planlarını erteleme kararı almıştı. Zopa, 2024 yılı itibarıyla aldığı bu yeni yatırımı ve büyüme stratejilerini değerlendirerek halka arzı tekrar erteleme kararı aldı. Şirket, IPO’yu şu an için öncelikli bir hedef olarak görmediğini ve gelecekteki piyasa koşullarına göre halka arzı yeniden değerlendirebileceğini belirtti. Yatırımcılar ve şirket yetkilileri, IPO’nun tekrar gündeme gelmesinin ancak piyasa koşullarının daha uygun hale gelmesiyle mümkün olacağını ifade etti.

Zopa’nın aldığı bu yeni yatırım, şirketin dijital bankacılık sektöründeki liderliğini pekiştirmesinin yanı sıra, teknoloji ve yenilikçi hizmetler geliştirme açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Zopa, yapay zeka ve dijital çözümlerle finansal hizmetleri daha erişilebilir hale getirmeyi ve daha verimli bir şekilde sunmayı hedefliyor.

Meta’dan yeni yapay zeka modeli: Llama 3.3 70B!

Meta, düzenlediği etkinlikte yeni üretken yapay zeka modeli olan “Llama 3.3 70B”’yi tanıttı. Llama model ailesinin en yeni üyesi olarak duyurulan bu model, sunduğu yüksek performans ve düşük maliyet avantajı ile dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Yapılan açıklamalara göre Llama 3.3 70BGoogle’ın Gemini 1.5 Pro ve OpenAI’nin GPT-4o gibi dev rakiplerini geride bırakacak özelliklere sahip.

Yüksek performans ve düşük maliyet

Meta’nın üst düzey yöneticilerinden Ahmad Al-DahleLlama 3.3 70B’nin, ailenin en büyük modeli olan Llama 3.1 405B ile aynı performansı sunduğunu belirtti. Ancak yeni modelin en büyük avantajı, daha düşük maliyetli olması. Bu özellik, özellikle kurumsal müşterilerin ilgisini çekmeye yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Rakiplerini geride bırakıyor

Meta’nın gerçekleştirdiği testlerde Llama 3.3 70B, sadece metin odaklı yapay zekâ modelleri arasında üstün performans gösterdi. Testlerde model, Google Gemini 1.5 ProOpenAI GPT-4o ve Amazon Nova Pro gibi modelleri geride bıraktı. Meta yetkililerinin paylaştığı performans grafikleri de bu durumu destekliyor. Ancak, Meta’dan ismi açıklanmayan bir sözcü, TechCrunch ile yaptığı açıklamada, yeni modelin bazı alanlarda hâlâ geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle genel kültürmatematikuygulama kullanımı ve talimat takibi gibi konularda iyileştirmeler yapılması gerektiğini belirtti.

Cezbedici fiyat politikası

Llama 3.3 70B’nin fiyatlandırması da dikkat çekici. Meta’nın açıkladığı fiyatlara göre:

  • 1 milyon girdi için 0,1 dolar,
  • 1 milyon çıktı için 0,4 dolar talep edilecek.

Öte yandan, Llama 3.1 405B için bu ücretler sırasıyla 1 dolar ve 1,8 dolar seviyesinde. OpenAI ve Google gibi rakiplerinin sunduğu fiyatlar ise 10 dolara kadar çıkabiliyor. Bu durum, Llama 3.3 70B’nin kurumsal müşterilere büyük tasarruf sağlayabileceği anlamına geliyor.

Meta’nın yeni modeliyle yapay zekâ dünyasındaki rekabetin daha da kızışması bekleniyor. Llama 3.3 70B, hem performansı hem de uygun fiyatı ile sektörde önemli bir yer edinmeye aday.

Vertiv, yapay zekanın veri merkezi endüstrisini dönüştüreceğini öngörüyor!

Yapay zeka, veri merkezi endüstrisinde önemli bir dönüşümü beraberinde getiriyor ve 2025 yılına doğru bu dönüşümün daha da hızlanması bekleniyor. Vertiv, bu süreçte veri merkezlerinin enerji ve soğutma altyapılarında önemli yenilikler ve gelişmeler yaşanacağını öngörüyor. Özellikle yapay zeka uygulamalarının artan bilgi işlem yoğunluğu, veri merkezlerinin güç ve soğutma sistemleri üzerinde daha fazla baskı oluşturacak. Bu durum, daha gelişmiş sıvı ve hava soğutma sistemlerine olan talebi artıracak. Yüksek yoğunluklu bilgi işlemi desteklemek için kullanılan yenilikçi çözümler, soğutma ve enerji sağlama süreçlerinde önemli iyileştirmeler gerektiriyor. Sıvı soğutma sistemlerinin daha fazla entegre edilmesi ve çevresel etkilerin minimize edilmesi, bu gelişmelerin odak noktası olacak.

Vertiv, yapay zekanın veri merkezi endüstrisini dönüştüreceğini belirtti

Veri merkezleri, yapay zekanın artan enerji taleplerine ayak uydurabilmek için güç altyapılarını geliştirecek. Yapay zeka raflarının daha yüksek güç yoğunluğuna sahip UPS sistemleri, bataryalar ve güç dağıtım ekipmanlarıyla donatılacak. Ayrıca, sıvı-soğutma akışkan yapılandırmaları ve hibrit soğutma sistemleri, mevcut ve yeni uygulamalarda daha yaygın kullanılacak. Bu tür yenilikçi çözümler, veri merkezlerinin daha verimli çalışmasını ve aynı zamanda enerji verimliliğini artırmalarını sağlayacak.

Bununla birlikte, artan enerji talepleri ve karbon emisyonları, veri merkezi sektöründe yeni düzenlemelere yol açabilir. 2030 yılına kadar yapay zekanın enerji ihtiyacının küresel enerji tüketiminin %3-4 seviyelerine çıkması bekleniyor. Bu da veri merkezlerinin enerji stratejilerini yeniden şekillendirmelerini gerektirecek. Hükümetlerin enerji tüketimini düzenleme müdahaleleri ve artan enerji maliyetleri, sektörde sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği çabalarına daha fazla odaklanmayı zorunlu hale getirecek.

Vertiv, 2024 yılı itibarıyla enerji alternatifleri ve mikro şebeke çözümleri için bir trend öngörüyor ve 2025’te bu trendin hız kazanarak, veri merkezlerinin enerji tasarrufu çözümleri ve yenilikçi enerji alternatiflerini önceliklendireceğini belirtiyor. Bu dönemde, yakıt hücreleri ve alternatif akü kimyalarının daha erişilebilir hale gelmesiyle enerji tasarrufu çözümleri önemli bir rol oynayacak. Ayrıca, uzun vadede veri merkezlerinin yüksek enerji tüketimini karşılayabilecek küçük modüler reaktörlerin geliştirilmesi ve bu teknolojilerin kullanımının 10 yıl içinde yaygınlaşması bekleniyor. 2025, bu alandaki gelişmeleri izlemek için kritik bir yıl olacak.

Teleperformance, ZP Better Together’ı 490 milyon dolara satın aldı!

Teleperformance, işitme engellilere yönelik dil hizmetlerinde dünya lideri olan ZP Better Together’ı 490 milyon dolara satın aldı. Bu stratejik satın alım, Teleperformance’ın müşteri deneyimi yönetimi ve dijital iş hizmetleri alanındaki gücünü artırarak, engelsiz iletişim konusunda daha kapsamlı çözümler sunmasını sağlayacak.

Teleperformance, ZP Better Together’ı 490 milyon dolara satın alıyor

ZP Better Together, bundan sonra Teleperformance’ın bir parçası olarak, sağlık, sigorta, finansal hizmetler ve telekomünikasyon sektörlerinde, ayrıca kamu hizmetlerinde dünya çapında yüksek kaliteli çeviri ve tercüme hizmetleri sunmaya devam edecek.

Teleperformance, ZP Better Together’ı 490 milyon dolara satın alıyor.
Teleperformance, ZP Better Together’ı 490 milyon dolara satın alıyor.

Teleperformance, bu satın almayı, özelikle işitme engelli topluluğa yönelik sunduğu hizmetlerin kalitesini artırma ve müşteri portföyünü genişletme amacıyla gerçekleştirdi. ZP Better Together, yaklaşık 25 yıldır işitme engelli topluluk için iletişim erişimini destekleyen çözümler geliştiren bir şirket olarak, gelişmiş teknoloji platformları ve yenilikçi çeviri hizmetleri sunuyor. Bu satın alım, Teleperformance’ın müşterilerine daha geniş bir hizmet yelpazesi sunmasına ve yapay zeka çözümlerinin entegrasyonunu hızlandırmasına olanak tanıyacak.

Teleperformance Türkiye CEO’su Tülay Doğrular, şirketin kapsayıcı ve çeşitliliği temel alan kurum kültürünün, bu satın alımı ve hizmetlerin kalitesini artırma misyonunu pekiştirdiğini belirtti. Şirket, ZP’nin sunduğu çözümlerle işitme engelli bireylerin günlük yaşamlarını kolaylaştırmayı ve iletişim engellerini aşmalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Bu satın alma, Teleperformance’ın uzun vadeli büyüme ve karlılığını artıracak ve 2025’in başlarında tamamlanması bekleniyor.

macOS 15.2 güncellemesi, Mac’leri yapay zekayla donatıyor!

0

Apple, macOS 15.2 Sequoia sürümünü geliştiriciler ve beta test kullanıcıları için yayınladı. Bu sürüm, özellikle M1, M2, M3 ve M4 işlemcili Mac modellerine yeni Apple Intelligence özellikleri ekliyor. macOS 15.2 ile birlikte gelen önemli yenilikler arasında Image Playground, ChatGPT desteği ve Safari’nin geliştirilmiş özellikleri bulunuyor.

macOS 15.2 güncellemesi, Mac’leri yapay zekayla donatacak

Image Playground, fotoğraf kitaplığınızdaki verileri kullanarak farklı stillerde eğlenceli resimler oluşturmanızı sağlıyor. Bu uygulama, resimlerinizi iCloud üzerinden tüm cihazlarınızla senkronize ediyor ve farklı stil seçenekleri ile oyun alanında resimlerinizi düzenlemenizi mümkün kılıyor. Ayrıca, ChatGPT desteği sayesinde, Siri veya Yazma Araçları üzerinden doğrudan ChatGPT’ye erişim sağlanabiliyor. Bu özellik, anonim olarak çalışıyor ve OpenAI modellerini eğitmek için veri toplanmıyor.

macOS 15.2 güncellemesi, Mac'leri yapay zekayla donatacak.

Safari tarafında, başlangıç sayfası için yeni arka plan görüntüleri sunuluyor ve tüm web sitelerinde güvenli HTTPS kullanımı sağlanıyor. Ayrıca, geçmiş, yer imleri ve parolaların daha basit bir şekilde içe ve dışa aktarılması mümkün hale geliyor. Fotoğraflar uygulamasında ise Favoriler albümü, Sabitlenmiş Koleksiyonlar arasında daha erişilebilir hale geliyor ve son paylaşılan albüm geçmişi temizlenebiliyor.

Diğer yeni özellikler arasında, AirTag veya diğer aksesuarların konumunun güvenli bir şekilde paylaşılabilmesi, Apple Music ve Apple TV uygulamalarında doğal dil ile arama yapabilme yeteneği ve Podcast’lerde kişiselleştirilmiş öneriler yer alıyor. Ayrıca, News+ aboneleri için Sudoku bulmacaları, Sunucu önizlemesi ve menü çubuğunda hava durumu bilgileri gibi ek iyileştirmeler bulunuyor. Ancak, Genmoji ve Mail uygulamasının kategorileri ve özetleri gibi bazı özellikler, şu an yalnızca iOS 18.2’de mevcut ve henüz macOS tarafında kullanılamıyor.

Tecno, yenilikçi kamera teknolojilerini duyurdu!

0

Tecno, yeni amiral gemisi akıllı telefonlarında kullanacağı iki yenilikçi kamera teknolojisini duyurdu. Şirket, EVS Dynamic Snapshot ve Tap Any Zoom Dual Prism Telephoto adını verdiği teknolojilerle kamera tarafındaki rekabette önemli adımlar atmayı hedefliyor. Özellikle uygun fiyatlı telefonlarıyla tanınan Tecno, bu yeni teknolojilerle sektördeki devlerle yarışma potansiyeline sahip.

Tecno, yenilikçi kamera teknolojilerini tanıttı

Tap Any Zoom Dual Prism Telephoto teknolojisi, vizördeki bir nesneye çift tıklayarak, periskop lensin otomatik olarak pozisyon almasını sağlıyor ve nesneyi kare içine hizalıyor. Bu teknoloji, çift periskop modülü kullanarak lens geçişi ve optik görüntü sabitlemesini gelişmiş algoritmalarla birleştiriyor. Böylece, telefoto lensin daha büyük görüntüler yakalaması sağlanırken, hizalama sırasında bozulma yaşanmıyor.

Diğer bir yenilik olan EVS Dynamic Snapshot, geleneksel CMOS sensörün yanı sıra hareket tabanlı bir görüş sensörü ekliyor. Bu sensör, hareketli nesneleri daha hassas bir şekilde yakalayıp, kare kare piksel yakalamak yerine tam dinamik süreçle hareket verilerini topluyor. Aynı anda renk bilgilerini de kaydeden kamera sensörü, her iki sensörden gelen verileri işleyerek mükemmel bir odak ortaya koyuyor.


Son olarak, Tecno’nun TIM (Telefon İleri Mobil) adı verdiği yeni görüntüleme matrisi teknolojisi, telefonun kamerası, sensörü, çipseti ve ekran sürücüsünü kullanarak veri topluyor ve bu veriler, yapay zeka algoritmalarında işlendikten sonra mobil görüntüleme uygulamalarına aktarılıyor. Tecno, bu teknolojilerin hangi modellerde kullanılacağını ise henüz açıklamadı.

Bluesky’ın kullanıcı sayısı, 24 milyona ulaştı!

0

Bluesky, Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey’in öncülüğünde büyümeye devam ediyor. 2024 yılı içerisinde yalnızca 20 milyon yeni kullanıcı kazanan platform, toplamda 24 milyon kullanıcıya ulaşmış durumda.

Bluesky’ın kullanıcı sayısı, 24 milyona erişti

Özellikle Elon Musk’ın Twitter’ı satın almasının ardından, sosyal medya üzerinde ifade özgürlüğü söylemleriyle pek çok nefret söylemi barındıran hesabın yeniden aktif hale gelmesiyle birçok kullanıcı, alternatif sosyal medya ağları arayışına girmişti. Bu alternatiflerden biri olan Bluesky, özellikle yavaş ama istikrarlı bir şekilde büyüyerek dikkat çekiyor.

Bluesky'ın kullanıcı sayısı, 24 milyona erişti.

Bluesky, geçen yıl yaz aylarında eski adıyla Twitter platformundan büyük bir kullanıcı akışı yaşamış ve yıl başlarında 4 milyon kullanıcıya ulaşmıştı. Aradan geçen 9 ayda platform, 20 milyon yeni kullanıcı ekleyerek toplam kullanıcı sayısını 24 milyona çıkarmayı başardı. Ayrıca, platformun ilk 1 milyon takipçiye ulaşan kullanıcıları arasında ünlü isimler de yer alıyor. Senato temsilcisi Alexandria Ocasio-Cortez ve yazar Stephen King gibi isimlerin katılımıyla dikkat çekerken, toplamda 1.2 milyar takip etme sayısına ve 700 milyon gönderiye 3.1 milyar beğeni alındığı kaydedildi.

X platformu, 2023’te yaşadığı çalkantılı dönemin ardından, Premium abonelik hizmeti, Grok sohbet robotu ve fenomenlere dağıtılan para ödülleri gibi yeniliklerle kullanıcı kaybını bir ölçüde engellemeyi başardı. Ancak, X’in büyümesi büyük desteklere rağmen yavaşlamışken, alternatif platformların büyümesi de buna paralel olarak hız kesmiş durumda. Kasım ayı itibarıyla X platformunun aylık aktif kullanıcı sayısı 61 milyon olurken, Meta destekli Threads platformu 275 milyon, Mastodon ise 10 milyon aktif kullanıcıya sahip.

Meta, şimdiye kadarki en büyük veri merkezini inşa ediyor!

0

Meta, Facebook, WhatsApp ve Instagram gibi küresel çapta kullanılan sosyal medya platformlarının sahibi olarak, ABD’nin Louisiana eyaletinde bugüne kadarki en büyük veri merkezini inşa etme planlarını duyurdu. Bu proje, şirketin teknolojik altyapısını güçlendirmek ve yapay zekâ uygulamalarına yönelik artan veri işleme ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla 10 milyar dolarlık devasa bir yatırım içeriyor. Veri merkezi, kuzeydoğu Louisiana’da 2.250 dönümlük bir arazi üzerine kurulacak ve aynı zamanda 370.000 kilometrekarelik bir teknoloji kampüsünü de barındıracak. Projenin, bu ay içinde inşaat çalışmalarına başlanarak 2030 yılında tamamlanması hedefleniyor.

Meta, şimdiye kadarki en büyük veri merkezini inşa edecek

Bu dev proje, sadece teknolojik kapasite açısından değil, ekonomik etkileriyle de dikkat çekiyor. İnşaat sürecinde 5.000 kişiye istihdam sağlayacağı tahmin edilen proje, tamamlandığında ise 500 doğrudan ve 1.000 dolaylı iş imkânı yaratacak. Louisiana eyaleti açısından, bu girişim bugüne kadarki en büyük özel sermaye yatırımı olarak tarihî bir önem taşıyor. Meta, bu veri merkezi için gerekli yol, su ve diğer altyapı ihtiyaçları için de ek olarak 200 milyon dolarlık bir bütçe ayırarak yerel altyapının güçlendirilmesine katkıda bulunacak.

Tamamen temiz enerjiyle çalışması planlanan veri merkezi, sürdürülebilirlik açısından teknoloji sektöründe bir dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor. Meta, yalnızca yenilenebilir enerji kaynaklarıyla operasyonlarını sürdürmeyi hedeflemekle kalmıyor, aynı zamanda gelecekte enerji ihtiyaçlarını karşılamak için nükleer enerji kullanımına yönelmeyi planlıyor. Şirket, 2030 yılı itibarıyla 1 ila 4 gigawatt arasında bir nükleer enerji kapasitesi eklemeyi amaçladığını açıkladı. Bu girişim, hem enerji verimliliği hem de karbon emisyonlarının azaltılması açısından teknoloji sektöründeki büyük oyuncuların sürdürülebilir enerji çözümlerine geçişine öncülük ediyor.

Yapay zekâ teknolojilerinin giderek artan işlem gücü talebi, veri merkezlerinin enerji ihtiyacını da hızla artırıyor. Meta’nın bu devasa projesi, sadece şirketin küresel operasyonlarını desteklemekle kalmayıp aynı zamanda teknoloji ve enerji sektörlerinde yenilikçi çözümlere yön verme açısından kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Google Pixel telefonlar için güncelleme politikasını uzattı

Android kullanıcılarını sevindiren gelişme! Google, Google Pixel 6, Google Pixel 7 serileri ve Pixel Fold için işletim sistemi güncelleme desteğini uzattığını duyurdu. Google Pixel telefonlar için yeni güncelleme politikası, bu cihazların toplamda 5 yıl boyunca Android işletim sistemi güncellemesi almasını sağlıyor. Ayrıca Pixel 8 ve Pixel 9 serileri gibi gelecekteki modellerin 7 yıllık güncelleme desteği sunacağı açıklandı.

Pixel telefonlar için güncelleme takvimi

Google Pixel telefonlar için Google’ın açıkladığı yeni güncelleme politikası kapsamında Google Pixel cihazlara özel destek süresi şu şekilde:

  • 7 Yıllık Android İşletim Sistemi ve Güvenlik Güncellemeleri:
    Pixel 8, Pixel 8 Pro, Pixel 8a, Pixel 9, Pixel 9 Pro, Pixel 9 Pro XL, Pixel 9 Pro Fold
  • 5 Yıllık Android İşletim Sistemi ve Güvenlik Güncellemeleri:
    Pixel 6, Pixel 6 Pro, Pixel 6a, Pixel 7, Pixel 7 Pro, Pixel 7a, Pixel Fold
  • 3 Yıllık Android İşletim Sistemi ve 5 Yıllık Güvenlik Güncellemeleri:
    Pixel Tablet

Pixel 6’dan önceki modeller güncellemeye dahil değil

Google Pixel telefonlar içerisinde Pixel 6’dan daha eski cihazlar (Pixel 1-5 serisi), artık Google Pixel yeni Android işletim sistemi ya da güvenlik güncellemeleri almayacak. Ayrıca Pixel Tablet modelinin de işletim sistemi güncellemeleri yalnızca 3 yıl ile sınırlandırıldı.

Android ekosistemine öncülük

Google Pixel telefonlar ile Google, Google Pixel güncellemeleri ile bu kararıyla Android ekosisteminde yeni bir standart belirliyor. Diğer üreticilerin de benzer politikalar benimsemesi bekleniyor. Özellikle giriş ve orta segment Android telefonlarda daha uzun güncelleme desteği, kullanıcıların cihazlarını daha uzun süre kullanabilmelerine olanak tanıyabilir.

Oura Ring hastalıkları erken tespit ediyor

0

Akıllı yüzük teknolojisinin önde gelen isimlerinden biri olan Oura, kullanıcılarının sağlık durumunu daha iyi takip edebilmesi için yeni bir özellik sunmaya başladı. Ring 3 ve Ring 4 modellerine eklenen Symptom Radar adlı bu özellik, hastalıklara dair belirtileri erken tespit edebilmek için tasarlandı.

Hastalık belirtilerini erken tespit etmek

Oura’nın yeni özelliği, kullanıcının sağlık verilerinde meydana gelen değişiklikleri takip ederek hastalanma ihtimaline dair bilgi verecek. Özellikle cilt sağlığıortalama vücut sıcaklığı eğilimlerisolunum hızıdinlenme halindeki kalp atış hızı ve hareketsizlik süresi gibi ölçümler analiz ediliyor. Oura Ring sayesinde, bu ölçümlere dayanarak kullanıcılar üç farklı şekilde bilgilendirilecek:

  • No Signs (Belirti Yok): Hastalığa dair herhangi bir belirti saptanmadığında.
  • Minor Signs (Hafif Belirtiler): Belirtilerin hafif düzeyde görülmesi durumunda.
  • Major Signs (Belirgin Belirtiler): Hastalığın tüm belirtilerinin tespit edilmesi halinde.

Readiness Score ile bağımsız çalışıyor

Oura, Symptom Radar özelliğinin, kullanıcının günlük hazırlık durumunu gösteren Readiness Score ile ilişkili olmadığını açıkladı. Bu, hazırlık puanınız yüksek olsa bile Oura Ring kullanırken hasta olabileceğiniz anlamına geliyor.

Nasıl kullanılacak?

Symptom Radar özelliği, Oura Ring kullanıcılarının uygulamalarında aktif üyeliğe sahip olmaları durumunda varsayılan olarak açık olacak. Bu yenilik, Oura Ring kullanıcılarının sağlık durumlarını daha yakından takip edebilmesine ve erken önlem alabilmesine olanak tanıyor.

Oura Ring 3 ve 4, sunduğu gelişmiş kullanıcı deneyimiyle akıllı yüzükler arasında öncü konumunu sürdürüyor. Symptom Radar özelliği, bu teknolojinin sağlık alanındaki potansiyelini bir kez daha gözler önüne seriyor.

NASA’nın ay hedefleri tekrar ertelendi!

ABD’nin Ay’a dönüş misyonu olan Artemis programı, teknik sorunlar ve güvenlik gerekçeleri nedeniyle yeniden ertelendi. NASA, Artemis 2 ve Artemis 3 görevlerinin planlanan tarihlerinin değiştirildiğini açıkladı.

Artemis 2’nin tarihi 2026’ya ötelendi

Başlangıçta 2024’te yapılması planlanan Artemis 2 görevi, daha önce 2025’in sonlarına ertelenmişti. Ancak NASA’nın yaptığı son duyuruya göre, bu görev 2026’nın Nisan ayında gerçekleştirilecek. Mürettebatlı inişi içeren Artemis 3 görevi ise 2027 ortalarına kaydırıldı.

NASA Yöneticisi Bill Nelson, bir basın toplantısında, “Uzay zorlu bir iş. Astronotlarımızın güvenliğini sağlamak için ihtiyaç duyduğumuz zamanı kullanacağız,” diyerek, ertelemelerin ana nedeninin güvenlik önceliği olduğunu vurguladı.

Artemis 2 görevinin detayları

Artemis 2 görevi, dört astronottan oluşan bir ekibi Ay’ın yörüngesine göndererek, 10 günlük bir uçuş gerçekleştirecek. Görev, Ay yüzeyine inişi içermese de Apollo döneminden bu yana gerçekleştirilecek ilk mürettebatlı uçuş olacak. Ekipte Amerikalı astronotlar Christina Koch, Reid Wiseman, Victor Glover ve Kanadalı astronot Jeremy Hansen yer alıyor.

Astronotlar, NASA’nın Space Launch System (SLS) roketi ile fırlatılacak ve Orion mürettebat kapsülüyle yolculuk yapacak. Görev sonunda kapsül, Pasifik Okyanusu’na iniş yapacak.

Güvenlik sorunları ve teknik gelişmeler

NASA, 2022’de insansız gerçekleştirilen Artemis 1 sırasında Orion kapsülünün ısı kalkanında meydana gelen beklenmedik hasarların görev planlarını etkilediğini belirtti. Isı kalkanının malzemesi olan Avcoat, yüksek sıcaklıklarda gaz salınımında yetersizlik göstererek çatlamalara yol açtı. Buna rağmen kapsülün iç sıcaklık sensörleri, mürettebat için güvenli bir ortam sağlandığını doğrulamıştı.

Mühendisler, Artemis 2’de kapsülün güvenli bir şekilde kullanılabileceğini, ancak yeniden giriş rotasında değişiklikler yapılacağını duyurmuştu. NASA ise, güvenlikten taviz vermemek adına ısı kalkanları üzerindeki yeniliklerin devam ettiğini belirtti.

Artemis 3 göreviAy’ın güney kutbuna iniş yaparak insanlığın keşif sınırlarını genişletmeyi hedefliyor. NASA, bu görev için ısı kalkanlarının üretim sürecinde geliştirmeler yaparak Ay yüzeyine iniş ve dönüşte daha güvenli bir deneyim sağlamayı amaçlıyor.

Artemis programındaki ertelemeler, Apollo’dan bu yana ilk kez Ay’a insan göndermeyi hedefleyen bu büyük misyonun önündeki teknik zorlukların altını bir kez daha çiziyor. Ancak NASA, uzun vadeli başarı için güvenlikten ödün vermemekte kararlı.

Huawei, Güney Koreli yonga üreticilerinden destek istedi!

0

Huawei, ABD tarafından uygulanan ambargoların etkisi altında ciddi zorluklar yaşasa da yeni çözümler aramaya devam ediyor. Uzun süredir işlemci, bellek ve diğer yonga türlerinde beklenen performans seviyelerini yakalamakta zorlanan firma, yeniden Güney Koreli yonga üreticileriyle temas kurmaya çalışıyor. Huawei’nin bu girişimi, özellikle teknolojik ilerlemelerinde kısıtlamalara rağmen ayakta kalma mücadelesinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Çin hükümetinin desteğiyle varlığını sürdürmeye çabalayan şirket, bu süreçte mevcut teknolojilerinin sınırlarını zorlamış olsa da daha ileri seviyelere geçişte sorunlar yaşıyor.

Huawei, Güney Koreli yonga üreticilerinden destek istiyor

Ambargoların Huawei üzerindeki en büyük etkisi yonga üretiminde kendini gösteriyor. Çinli SMIC’in yalnızca 5nm üretim sürecine kadar ilerleyebilmesi ve bu üretimin eski DUV teknolojisiyle yapılması, ortaya çıkan yongaların verimliliğini ciddi şekilde kısıtlıyor. Benzer şekilde, Çinli bellek üreticileri de aynı verimsizlik sorunuyla mücadele ediyor. Bu nedenle, Huawei’nin rekabetçi ve yüksek performanslı yonga üretimi konusunda elindeki imkanlar oldukça sınırlı kalıyor.

Huawei, Güney Koreli yonga üreticilerinden destek istiyor.

Şimdi ise kaynaklar, Huawei’nin Güney Koreli teknoloji devleri Samsung ve SK Hynix ile yeni işbirliği olanakları üzerinde görüşmeler yaptığını öne sürüyor. Bu görüşmelerde, ambargo kısıtlamalarına takılmayacak daha eski üretim yongalarının ticareti de seçenekler arasında bulunuyor.

Trump yönetiminin ambargoları uygulamaya koymasıyla birlikte ticari ilişkilerde yaşanan kesinti, Huawei ile Güney Kore arasında yıllık yaklaşık 10 milyar dolarlık bir yonga ticaretini durma noktasına getirmişti. Ancak ambargoların sadece Huawei’yi değil, Güney Koreli üreticileri de olumsuz etkilediği biliniyor. Dolayısıyla, Güney Koreli şirketlerin bu görüşmelere nasıl bir yaklaşım sergileyeceği büyük bir merak konusu.