Yapay zeka elektrik tüketiminde hangi seviyede?

0

Yapay zeka benimsenmesi artmaya devam ettikçe, teknolojinin enerji maliyetleri de artıyor. Yüksek hesaplamalı sistemlerden oluşan yapay zeka, veri merkezleri olarak bilinen büyük bilgisayar ağlarında depolanması gereken çok fazla veri gerektirir. Tıpkı kişisel bilgisayarınız gibi, bu devasa merkezlerin de elektriğe ihtiyacı var.

Yapay zeka elektrik tüketiminde artış yaşıyor

Geliştirici platformu Hugging Face’te yapay zeka ve iklim lideri olan Dr. Sasha Luccioni’nin yakın zamanda yayınlanan bir köşe yazısında itiraf ettiği gibi yapay zekanın ne kadar enerji tükettiğini hâlâ tam olarak bilmiyoruz. Çünkü çok az şirket yapay zekanın kullanımına ilişkin verileri kamuoyuyla paylaşıyor.

Çeşitli çalışmalar enerji tüketiminin, yapay zekaya olan artan taleple birlikte artışta olduğunu gösteriyor. 2024 Berkeley Lab analizi, elektrik tüketiminin son yıllarda yapay zeka ile birlikte katlanarak arttığını buldu. GPU hızlandırmalı sunucular 2017’de katlandı; bir yıl sonra, veri merkezleri toplam yıllık ABD elektrik tüketiminin neredeyse %2’sini oluşturuyordu ve bu sayı her yıl %7 artıyordu. 2023’e gelindiğinde, bu büyüme oranı %18’e fırladı ve 2028’de %27’ye kadar çıkması öngörülüyor. Veri merkezi enerjisinin ne kadarının yapay zekaya harcandığını birleştiremesek bile, daha fazla tüketim ile yapay zekanın genişlemesi arasındaki eğilim açık.

Boston Consulting Group, 2030 yılına kadar veri merkezlerinin ABD’deki tüm elektrik tüketiminin %7,5’ini oluşturacağını ve bunun da 40 milyon ABD evinin tüketimine eşdeğer olacağını tahmin ediyor.

Vermont Hukuk ve Lisansüstü Okulu’ndaki Enerji ve Çevre Enstitüsü’nün geçici müdürü Mark James, başka bir karşılaştırma sundu. Tam kapasitede çalışan büyük bir tesis saatte 1.000 megavat kullanıyor. Şu anda, küresel veri merkezleri dünyanın elektriğinin yaklaşık %1,5’ini kullanıyor. Bu da tüm havayolu endüstrisininkiyle hemen hemen aynı.

Nisan 2025 tarihli bir IEA raporu , küresel olarak veri merkezi elektrik kullanımının 2017’den bu yana her yıl %12 arttığını, bunun da “toplam elektrik tüketim oranından dört kat daha hızlı” olduğunu buldu. Yapay zeka tarafından doğrudan veya dolaylı olarak desteklenen veri merkezleri, diğer enerji kullanımları çoğunlukla aynı kalsa bile, dünyanın enerji manzarasında daha fazla yer kaplamaya başlıyor.

Türk girişimciler Londra’dan Dünya’ya açılıyor

İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa olarak iki Ar-Ge üniversitesinin paydaş olduğu tek Teknokent olma özelliği taşıyan Entertech İstanbul Teknokent ve Yıldız Teknopark iş birliğiyle hayata geçirilen “London Market Expansion Programme” kapsamındaTürk teknoloji girişimleri, İngiltere’ye gitmeye hazırlanıyor. Kapsamlı workshop ve eğitimleri ile online hazırlık süreci 06 Mayıs 2025 itibariyle başlayan program, Türk teknoloji firmalarını Birleşik Krallık pazarına açacak. Programın fiziksel ayağında girişimciler, London Tech Week (Londra Teknoloji Haftası) kapsamında Türk pavilyonunda standlı katılım sağlayarak ürün ve hizmetlerini küresel pazarda sergileme imkânı bulacak. London Tech Week kapsamında Türk Pavilyonunda gerçekleştirilecek Demo Day’de hızlandırıcıya kabul edilmiş girişimler iş fikirlerini yatırımcılara sunacak. Devam eden süreçte firmalar; birebir mentorluklar, yatırımcı görüşmeleri, networking etkinlikleri ile Birleşik Krallık pazarında görünürlük kazanacak, yeni iş birlikleri geliştirecek ve yatırım fırsatlarını değerlendirecek.

150 milyon dolarlık teknoloji ihracatı hedefleniyor

Konuyla ilgili konuşan Entertech İstanbul Teknokent Genel Müdürü Dr. Muhammed Kasapoğlu, Londra ve Amsterdam’da açtıkları Uluslararası Teknoloji Pazarlama Ofisleri (UTPO) ve Yurt Dışı Hızlandırıcı Programları sayesinde girişimcilerin küresel pazarlara entegrasyonunun hızlanması ve rekabet güçlerinin artması yönünde çalıştıklarını belirtti.

2023’te 96,9 milyon dolar, 2024’te ise 99 milyon dolar tutarında gerçekleşen teknoloji ihracatının, yürütülen uluslararası programların doğrudan katkısıyla yıl genelinde önemli ölçüde artmasını beklediklerinin altını çizen Dr. Kasapoğlu, “Entertech İstanbul Teknokent olarak uluslararasılaşma stratejileri doğrultusunda 2025–2026 dönemi içinde toplamda 150 milyon dolar teknoloji ihracatı gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Türk teknoloji ekosistemini uluslararası pazarlarda daha görünür ve etkili kılmayı amaçlayan bu yolculukta yer alan tüm girişimcilerimizi kutluyoruz. Hem Hollanda hem de İngiltere’de hayata geçirdiğimiz programlarımızın yanı sıra ABD, MENA Bölgesi ve Singapur özelinde de geliştireceğimiz programlarla Türkiye’de teknoloji üreten seçkin girişimcilerimizi globale taşımaya devam edeceğiz” dedi.

Türk girişimciler Londra’dan Dünya’ya açılıyor

Programa katılan girişimciler

Gingerlive Bilişim Teknolojileri: Twitch, Kick ve YouTube gibi canlı yayın platformlarında önemli anları tespit ederek, markaların genç kitlelere etkili bir şekilde ulaşmasını ve anlamlı içgörüler elde etmesini sağlıyor. Gingerlive, yapay zekâ destekli görsel ve işitsel analiz teknolojilerini kullanarak, canlı yayın sırasında reklamları doğru zamanda doğru kitleye ulaştırmak suretiyle yayıncılar ile markaları en etkili şekilde bir araya getirmeyi hedefliyor.

Girift Eğitim Teknolojileri Yazılım ve Danışmanlık: Çeşitli alanlarda eğitim ve öğretim çözümleri geliştirme vizyonuna sahip bir eğitim teknolojileri ve yazılım Ar-Ge firması olan Girift EdTech’in faaliyet alanları arasında eğitim yazılımları, artırılmış/karma/sanal gerçeklik uygulamaları, sanal laboratuvarlar, göz takibi, STEM, mobil uygulamalar ve yapay zekâ destekli dijital ürünler bulunuyor.

Alotech İletişim Teknolojileri: Türkiye’nin önde gelen CCaaS sağlayıcısı olan Alotech, yurt dışında Call Center Studio markasıyla faaliyet gösteriyor. Google Cloud altyapısında çalışan CCS, ölçeklenebilir, yapay zekâ destekli ve çok kanallı çözümler sunar. 60’tan fazla ülkede faaliyet gösteriyor.

Scalar Vision Bilgi Teknolojileri: Web, 3D, AR ve VR teknolojileri kullanarak kurumsal 3D uygulamalar geliştiren girişim, Türkiye genelinde 850’den fazla satış noktasında çözümleri aktif olarak kullanılıyor. Scalar Vision; PC, mobil cihazlar, AR/VR gözlükleri ve Holoporter sistemi üzerinden gerçek zamanlı 3D iletişim sunarak görsel deneyimleri daha etkileyici hâle getirmeyi amaçlıyor.

Crealab Teknoloji Mühendislik Hizmetleri: Enerji verimliliğine odaklanan bir teknoloji şirketi olan Crealab, KOBİ’lere yönelik enerji kullanımı izleme, yönetme ve optimize etme yazılımları sunuyor. Akıllı şehirlerde enerji katmanı görevi görerek uzaktan enerji varlık yönetimi sağlıyor. Lisanssız ve kolay entegre edilebilir ürünüyle bir ara yazılım platformu olmayı hedefliyor.

Easy2Patch: Microsoft danışmanlığı ve yazılım geliştirme alanında faaliyet gösteren girişim, IT altyapı yönetimini kolaylaştıran yenilikçi çözümler sunarak küresel pazarda güçlü bir varlık kurmayı hedefliyor.

Ramplis: Bir yazılım şirketi olan Ramplis, gerçek zamanlı veri analizi, otomatik görsel tanıma ve sistem entegrasyonu ile paketleme ve fiyatlandırma süreçlerini tamamen dijital ve yapay zekâ destekli hâle getirmeyi ve açık API yapısı ile şeffaf ve adil fiyatlandırma sunarak dijital üretimde yeni bir standart oluşturmayı amaçlıyor.

PaxAnimi Games: Mobil oyun geliştirme ve yayınlama alanında faaliyet gösteren girişim, hyper-casual, hybrid-casual ve idle/tycoon türlerinde kullanıcı odaklı tasarımla yüksek kaliteli mobil oyunlar üretmeyi aynı zamanda veri analitiği ve ölçeklenebilir büyüme stratejileriyle global başarıyı yakalamayı hedefliyor.

Kalli Teknoloji: Teknoloji, sağlık, inşaat ve etkinlik organizasyonu gibi alanlarda yenilikçi çözümler geliştiren çok disiplinli bir şirket olan Kalli, akıllı medikal cihazlar, gelişmiş hareket destek sistemleri, akıllı ev sistemleri ve güvenlik/oyun gibi özel yazılımlar üretiyor. Ayrıca kamu ve özel sektör için stratejik ve yaratıcı etkinlikler düzenliyor.

Game Actor: Oyun sektörü ve gelişmiş reklam modelleme çözümleri sunan girişim, oyunculardan doğrudan toplanan verilerle gerçek zamanlı ve doğrulanabilir istatistiklere dayalı bir ekosistem kurmayı ve markalar için oyuncu davranışlarına göre kişiselleştirilmiş reklam deneyimleri sunmayı amaçlıyor.

Orion Twin: Giyim perakendecilerine özel Dijital İkiz, yapay zekâ ve artırılmış gerçeklik tabanlı altyapı sistemleri geliştiren girişim, tüketim ve üretimi ileri altyapı sistemleri ile birleştirerek, sorumlu tüketim ve üretime katkı sağlamak ve pazar verimliliğini artırmayı hedefliyor.

Zenith Teknik Enerji Anonim Şirketi: Yenilenebilir enerji sektöründe faaliyet gösteren girişim, yüzer güneş enerjisi santralleri (FPV) çözümleri sunuyor. Mühendislik, proje teslimi ve EPCI hizmetleri sağlayan Zenith FPV, hidroelektrik santrallerini hibrit enerji istasyonlarına dönüştürerek FPV teknolojisiyle küresel lider olmak istiyor.

Yamy Studio Yazılım ve Oyun Geliştirme: Mobil oyun geliştirme sektöründe faaliyet gösteren Yamy, kendi yayın altyapısı ve veri odaklı yaklaşımıyla başarılı oyunlar üretiyor. Girişim, Türkiye’den dünyaya açılan, milyonlara ulaşan, veri odaklı ve yapay zekâ destekli oyun analiz teknolojileriyle sektöre yenilik getiren bir başarı hikayesi yaratmak istiyor.

Rusya lazer silahı kullanacak

0

Rusya, Ukrayna’nın insansız hava aracı saldırılarını püskürtmek için ilk kez Çin lazer silahını konuşlandırdı. Telegram kanalında paylaşılan videoda, Rus ordusuna ait bir ekibin bir araçtan karşı drone lazer sistemini çalıştırdığı görülüyor.

Rusya lazer silahı devreye alıyor

Kiev ile Moskova arasında süren savaşın ortasında Rusya’nın Ukrayna’ya ait İHA’ları düşürmek için elinde yeni bir lazer silahı olduğu anlaşılıyor. Rus Askeri Bilgi kanallarının Telegram’daki iddialarına inanılacak olursa, Moskova’nın Çin’den bir lazer silah sistemi aldığı ve bunu savaş alanında kullandığı belirtiliyor.

Telegram kanalında yayınlanan bir videoda, Rus Ordusu personelinden oluşan bir ekip, bir araçtan karşı-drone lazer sistemini çalıştırıyor. Birçok rapora göre, lazer silahı Çin’in İran’a tedarik ettiği sisteme benziyor. Bu aynı zamanda Rus kuvvetlerinin devam eden savaşta Çin lazer silahını kullandığına dair bildirilen ilk olay.

Çin, karşı-drone operasyonları için çeşitli lazer silah sistemleri inşa ediyor ve test ediyor. Bu sistemler yalnızca dronları yok etmekle kalmıyor, aynı zamanda füzeleri, uydu ağlarını ve diğer saldırı veya gözetleme ekipmanlarını öldürmek amacıyla da üretiliyor.

Rusya’nın Telegram kanalında yapılan iddialara göre Çin’in sağladığı sistem Alçak İrtifa Lazer Savunma Sistemi (LASS). Telegram kanalında yayınlanan mesajda ayrıca Çin’deki silahlı polisin aynı sistemi kullandığı ve büyük ihtimalle Çin Mühendislik Fiziği Akademisi tarafından geliştirildiği belirtiliyor.

Videoda ilk olarak karşı-drone lazer silah sisteminin gücü gösteriliyor. Aynı ekipman tarafından yapıldığı iddia edilen metal bir plakada delikler gösteriliyor. Ardından videoda dört delikli metal plaka gösteriliyor. Sonraki videoda, bir drone’un alev aldığı ve kontrol edilemez şekilde döndüğü gösteriliyor; ikinci bir drone’un da lazer patlamasıyla vurulduğu gösteriliyor. Daha sonra, videoda yanıklar olan hasarlı drone parçaları gösteriliyor.

Ruslar karşı-drone sisteminin ve kabiliyetlerinin tam ayrıntılarını açıklamasa da Ukrayna’nın planlarına zarar verebilecek etkili bir önlem gibi görünüyor. Ayrıca Çin tarafından Rusya’ya tedarik edilen bu lazer silah sistemlerinin sayısı ve konuşlandırıldıkları alanlar konusunda da bir gizem var.

Microsoft, İsviçre’ye 400 milyon dolarlık yapay zeka yatırımı yapacak!

Yatırım kapsamında, şirketin Cenevre ve Zürih bölgelerinde bulunan mevcut veri merkezlerinin altyapısı genişletilecek. Microsoft Başkanı Brad Smith, Bern’de düzenlenen bir basın toplantısında yaptığı açıklamada, bu yatırımın, ülkedeki bulut ve yapay zeka hizmetlerine yönelik artan talebi karşılamak amacıyla planlandığını belirtti.

Toplantıya İsviçre Ekonomi Bakanı Guy Parmelin ve Microsoft İsviçre CEOsu Catrin Hinkel de katıldı. Smith, bu yatırımın sadece fiziksel altyapıyla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda İsviçre’deki inovasyon parkları ağıyla olan iş birliklerini de güçlendirme hedefi taşıdığını ifade etti. Şirket, özellikle Cenevre’de faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlarla ilişkilerini derinleştirmek istiyor.

Microsoft, 1 milyon kişiye yapay zeka eğitimi verecek

Microsoft’un İsviçre’ye yönelik planları yalnızca teknik altyapı ile sınırlı değil. Şirket, yapay zekayı toplumun daha geniş kesimlerine ulaştırmak amacıyla eğitim alanında da önemli adımlar atmayı hedefliyor. Bu kapsamda başlatılması planlanan programlarla, 2027 yılı sonuna kadar 1 milyon İsviçre vatandaşına yapay zeka konusunda eğitim verilmesi amaçlanıyor. Şirket, bu hedefe ulaşmak için yerel eğitim kurumları ve kamu kuruluşlarıyla iş birliği yapmayı planlıyor.

Microsoft çalışanları e-posta

Microsoft’un bu stratejik yatırımı, hem teknolojik kapasitenin artırılması hem de toplumun dijital dönüşüme hazırlanması açısından önemli bir adım olarak görülüyor. Yapay zekanın daha kapsayıcı bir biçimde yaygınlaştırılması, İsviçre’nin küresel dijital ekonomideki yerini sağlamlaştırmasına katkı sağlayabilir.

Ayrıca, bu yatırımla birlikte Microsoft’un İsviçre’deki Ar-Ge faaliyetlerini artırması ve yeni istihdam olanakları yaratması bekleniyor. Yerel teknoloji ekosistemine katkı sunacak bu adım, start-up’larla iş birliğini teşvik ederken İsviçre’nin dijital alandaki rekabet gücünü de artırmayı hedefliyor.

Starlink uyduları, gökbilimcilerin çalışmaları için tehdit oluşturuyor!

SKA Gözlemevi’nin spektrum yöneticisi ve Uluslararası Astronomi Birliği Karanlık ve Sessiz Gökyüzünü Koruma Merkezi’nin eş başkanı Federico Di Vruno, düşük yörüngede dönen Starlink uydularının, gökyüzünde tıpkı bir far gibi davranarak zayıf radyo sinyallerini engelleyebileceğini belirtti.

Bu durum, evrendeki uzak galaksilerden ve diğer gök cisimlerinden gelen hassas sinyallerin alınmasını zorlaştırabilir.

Starlink’in Güney Afrika’da faaliyet göstermesi için yürütülen lisans görüşmeleri, zaten ülkedeki hissedarlık yasaları nedeniyle karmaşık bir seyir izliyordu. SpaceX, yerel ortaklık zorunluluğunu eleştirirken, eşdeğer katkı programlarıyla alternatif çözümler sunmaya çalışıyor. Şimdi ise bilim insanları, bu lisanslara astronomi dostu hükümler eklenmesini talep ediyor.

SKA ve Güney Afrika Radyo Astronomi Gözlemevi (SARAO), belirli frekans aralıklarında (350 MHz – 15.4 GHz) Starlink’in etkisini en aza indirecek teknik düzenlemelerin lisans şartlarına dahil edilmesini istiyor. Örneğin, uyduların sinyal gönderimini SKA antenlerine doğru yönlendirmemesi veya birkaç saniyelik sinyal kesintileriyle parazit oluşturmasının önlenmesi öneriliyor.

Güney Afrika hükümeti, bilişim ve iletişim teknolojileri alanındaki düzenlemeleri gözden geçireceğini açıklasa da, ekonominin dönüşümünü amaçlayan siyah haklarını güçlendirme politikalarından geri adım atmayacağını vurguladı. Bu durum, Musk’ın geçmişte “yatırım yapmaktan caydırıcı” olarak nitelediği politikalarla bir kez daha karşı karşıya gelmesine neden olabilir.

SKA-Mid’in öncülü olan MeerKAT teleskopu, Samanyolu’nun 32 katı büyüklüğünde devasa bir radyo galaksisi keşfetmişti. Sadece geçen yıl üç saat içinde 49 yeni galaksi tespit eden bu sistem, bilim dünyasında büyük heyecan yaratmıştı.

SKA Gözlemevi sadece Starlink değil, Amazon’un Kuiper projesi ve Eutelsat’ın OneWeb ağı gibi diğer uydu operatörlerine karşı da küresel çapta düzenleyici ve teknik tedbirler için girişimlerde bulunuyor. Amaç, hızla kalabalıklaşan yörüngede gökyüzünün sessizliğini koruyarak bilimsel gözlemlerin kesintiye uğramasını engellemek.

Uzmanlara göre, bu durum sadece Güney Afrika’nın değil, tüm dünyanın uzay araştırmalarındaki geleceğini ilgilendiriyor.

Intel destekli yapay zeka, göz hastalıklarını teşhis ediyor!

0

Göz hastalıklarında teşhis süreci, geleneksel yöntemlerle çoğu zaman haftalar sürebiliyor. Fundus fotoğrafçılığı ile elde edilen görüntüler doktorlar tarafından analiz edilse de, bu analizlerin tamamlanması ve doğrulayıcı teşhislerin yapılması haftalar alabiliyor. Özellikle uzmanlık gerektiren hastalıklarda, sonuçların başka göz doktorlarıyla paylaşılması süreci daha da uzatıyor. Ancak bu tablo artık değişiyor. Intel destekli yeni nesil bir yapay zeka çözümü, teşhis süresini saniyelere indirdi.

Intel’in yapay zekası, göz hastalıklarını tespit ediyor

Tayvan merkezli Acer Medical tarafından geliştirilen ve Intel’in donanım-yazılım desteğiyle hayata geçirilen yapay zekâ destekli tanı sistemi, göz hastalıklarının erken teşhisinde devrim yaratıyor. VeriSee DR adlı yazılım diyabetik retinopatiyi, VeriSee AMD ise yaşa bağlı makula dejenerasyonunu tespit etmek için kullanılıyor. Her iki yazılım da Intel® Core™ Ultra işlemcilerle çalışan bir Acer dizüstü bilgisayarda çalışıyor ve herhangi bir internet bağlantısına ihtiyaç duymadan saniyeler içinde teşhis yapabiliyor.

Sistemin merkezinde özel bir fundus kamerası yer alıyor. Bu kamera, göz bebeklerini büyüten damlalar kullanılmadan gözün iç yüzeyinden yüksek çözünürlüklü görüntüler alıyor. Ardından bu görüntüler Acer AI PC’ye aktarılıyor ve yapay zekâ yazılımı saniyeler içinde bu görüntüleri analiz ederek olası lezyonları belirliyor. Yapay zeka, yalnızca lezyonları tespit etmekle kalmıyor; aynı zamanda bunları orta ve ağır olmak üzere derecelendiriyor. Şu anda VeriSee AMD’nin doğruluk oranı yaklaşık %95 seviyesinde ve bu oran, daha fazla anonimleştirilmiş veriyle beslendikçe yükseliyor.

Bu çözümün en büyük avantajlarından biri, sadece büyük hastanelerde değil, internet bağlantısının yetersiz olduğu kırsal bölgelerde de kullanılabilmesi. Sistem, taşınabilir olması sayesinde bir bavul boyutundaki bir çanta içinde taşınabiliyor. Bu da, uzman doktorlara ulaşmakta zorlanan hastaların yerinde teşhis edilmesini mümkün kılıyor.

Ulusal Tayvan Üniversitesi Hastanesi’nde göz hastalıkları uzmanı Dr. Hsieh Yi-Ting tarafından geliştirilen sistem, doktorları tamamen devre dışı bırakmıyor. Dr. Hsieh, yapay zekanın sunduğu bilgilerin bir teşhis referansı olduğunu, nihai kararın yine doktorlar tarafından verildiğini vurguluyor. Ancak sistemin doktorlara zaman kazandırdığı ve standart hasta bakım kalitesini yukarı çektiği belirtiliyor. Özellikle göz hastalıklarına dair yeterli uzmanlığı bulunmayan aile hekimleri için eğitici bir araç olarak da kullanılıyor.

Acer Medical’in çözümleri yalnızca göz hastalıklarıyla sınırlı değil. Tayvan Gıda ve İlaç İdaresi tarafından onaylanan üçüncü bir ürün olan VeriOsteo OP, göğüs röntgeni üzerinden kemik yoğunluğu analizleri yaparak osteoporozu erken evrede tespit edebiliyor. Yapay zekâ, göğüs röntgenlerinde sorunlu alanları işaretleyerek doktorlara erken müdahale imkânı sunuyor. Dr. Allen Lien’in açıklamasına göre, OpenVINO yazılım kiti sayesinde yazılımın açılış süresi %70, analiz süresi ise %90 oranında azaltılmış durumda. Bellek kullanımı da aynı şekilde %90’a varan oranda azaldı.

Tayvan, Tayland, Malezya ve Endonezya dahil olmak üzere 13 ülkede halihazırda kullanılan bu çözümler, önümüzdeki dönemde daha fazla ülkede klinik onay süreçlerinin tamamlanmasıyla yaygınlaşacak. Ulusal Tayvan Üniversitesi Hastanesi’nde sadece göz hastalıkları değil, endokrinoloji ve aile hekimliği birimlerinde de kullanılmaya başlanan sistem, yaşlı bakımı gibi yeni alanlara da genişletilmeye hazırlanıyor.

Dr. Hsieh, yapay zekanın sadece tıbbi alanda değil, toplumun tüm alanlarında dönüşüm yaratma potansiyeline sahip olduğunu ifade ediyor. Yapay zekanın bir tehdit değil, dünyanın daha iyi bir yer olmasına katkı sunabilecek güçlü bir yardımcı olduğunu savunuyor. “Yapay zekanın etkilediği birçok alana tanıklık ettik. Bu, korkulacak değil, benimsenmesi gereken bir gelişme,” diyor.

Yapay zeka destekli bu çözüm, sadece hasta deneyimini dönüştürmekle kalmıyor; sağlık sistemlerinin genel verimliliğini de artırıyor. Intel destekli Acer Medical yazılımları, modern tıbbın en temel sorunlarından biri olan erken teşhis sorununa, ulaşılabilir ve pratik bir yanıt veriyor.

NASA arazi inişi için geliştirme yapıyor

0

NASA zorlu arazilerde inişi sağlamlaştırmanın yeni yollarını test ediyor. Gelecekteki uzay görevlerinin güvenli ve yumuşak inişler gerçekleştirmesine yardımcı olmak için yeni tehlike algılama ve hassas iniş teknolojilerinin geliştirilmesi, özellikle gelecekteki mürettebatlı görevler için kritik bir uzay araştırma ve geliştirme alanıdır.

NASA arazi inişi üzerine çalışıyor

Bunu desteklemek için NASA’nın Uzay Teknolojisi Görev Müdürlüğü (STMD), araştırmacıların Ay, Mars ve ötesine yapılacak görevler için bu kritik sistemleri hızla geliştirmelerine yardımcı olmak amacıyla çeşitli araçlarda düzenli uçuş testleri gerçekleştiriyor.

Houston’daki NASA Johnson Uzay Merkezi’nde hassas iniş için STMD teknik entegrasyon yöneticisi ve görevli Dr. John M. Carson III: “Bu uçuş testleri, gelişmiş rehberlik algoritmalarından ve araziye göre navigasyondan, lidar ve optik tabanlı tehlike algılama ve haritalamaya kadar, NASA’nın en üst sıralardaki teknoloji ihtiyaçlarını veya eksikliklerini doğrudan ele alıyor” dedi.

Bu yılın başından beri STMD, NASA, üniversiteler ve ticari endüstri dahil olmak üzere birçok sektörden dört hassas iniş ve tehlike algılama teknolojisinin uçuş testini destekledi. Bu son teknoloji çözümler, bir alt yörüngesel roket sistemi, yüksek hızlı bir jet, bir helikopter ve bir roketle çalışan iniş test yatağında uçtu. Bu, dört ayda dört farklı uçuş aracında test edilen dört hassas iniş teknolojisidir.

Dr. Carson: “Bu teknolojileri Dünya üzerinde uzay uçuşuyla ilgili yörüngelerde ve hızlarda uçuş testleriyle göstererek, yeteneklerini gösteriyoruz ve teknolojileri laboratuvardan misyon uygulamalarına dönüştürmek için gerçek verilerle doğruluyoruz. Bu çalışma ayrıca endüstriye ve diğer ortaklara, bu yeteneklerin NASA ve akademiden öteye geçip yeni nesil ay ve Mars iniş araçlarına doğru ilerlemeye hazır olduğunu gösteriyor” dedi.

Şubat-Mayıs ayları arasında NASA destekli uçuş testleri gerçekleştirildi. Draper’ın Ay’a inişlerin güvenliğini ve hassasiyetini artırmak için tasarlanmış, görüş tabanlı navigasyon ve tehlike algılama teknolojisi olan Çok Ortamlı Navigatör’ünün (DMEN) temel bir işlevi, doğru navigasyon çözümleri hesaplamak için yer işaretlerini belirlemektir.

Odyssey etkileşimli video oluşturuyor

0

Piyasada metin komutlarından hiper gerçekçi resimler üretebilen düzinelerce görüntü oluşturucu varken, birçok geliştirici yeni bir zorluğun üstesinden gelmeye başladı: video oluşturma. Yapay zeka laboratuvarı Odyssey, yeni bir tür etkileşimli deneyimin kilidini açan bir video oluşturucu piyasaya sürdü.

Odyssey etkileşimli video

Odyssey, tamamen yapay zeka tarafından gerçek zamanlı olarak video üreten ilk etkileşimli video deneyiminin araştırma önizlemesini başlattı . Bu etkileşimli videoyu izlemek ve gezinmek, klavyenizi, kontrol cihazınızı ve sonunda sesinizi kullanarak bir video oyununda yürümeye benzer.

Odyssey, bu etkileşimli videoyu, isteğe bağlı videonun gelişiyle yeni eğlence biçimlerine kapı açan “yeni bir hikaye anlatımı ortamı” olarak tanımladı. Şirket, bu ortamın, bugün bildiğimiz şekliyle her video içeriği örneğini dönüştüreceğini iddia etti. Özellikle, model her 40 ms’de yeni kareler üretiyor. Bu deneyimi güçlendiren, geleneksel bir video modelinden farklı olan gerçek zamanlı bir dünya modelidir. Bir dünya modeli, mevcut durumu, yakın geçmişi ve en son eylemleri birleştirerek bir sonraki video karesini oluşturur.

Dünya modeli, yeni eylemler geldikçe güncellenerek bu süreci adım adım tamamlar. Bu otoregresif yaklaşım, gerçek zamanlı etkileşim ve tepkiselliği mümkün kılar. Buna karşılık, bir video modeli, tüm deneyimi tek seferde oluşturur ve etkileşimi imkansız hale getirir.

Dünya modeliyle ilişkili bazı istikrarsızlık sorunları vardır, bu nedenle araştırma önizlemesi bunun yerine dünya üzerinde geniş bir şekilde önceden eğitilmiş ve daha küçük bir yer kümesinden gelen daha spesifik video verileri üzerinde ince ayar yapılmış dar bir dağıtım modeli kullanır.

Lansmanından sonraki 24 saat içinde, Odyssey’nin söylediğine göre küresel olarak 85.000 etkileşimli video akışı oluşturuldu ve bu da 250 milyon video karesine eşdeğer. Deneyimi ücretsiz deneyebilirsiniz.

Xbox kurucu ortağı akıllı ev cihazları için çalışıyor

Xbox’ın kurucu ortağı J Allard, Amazon’da ‘çığır açan’ cihazlar üzerinde çalışıyor. Allard’ın ZeroOne ekibi için birden fazla iş ilanı bulunmakta. Ekip için bir iş ilanına göre, bu ürünlerden biri akıllı ev cihazı.

Xbox kurucu ortağı akıllı ev cihazları geliştirecek

J Allard, orijinal Xbox ve Xbox 360 konsollarının ana yüzlerinden biriydi ve Microsoft’taki yaklaşık 20 yıllık görev süresi boyunca Zune MP3 oynatıcısı, Kin telefonları ve Courier tablet prototipi üzerinde de çalıştı. 2024’ün sonlarında “yeni fikirlere” odaklanmak için Amazon’a katıldı.

Amazon’daki ZeroOne ekibi için iş ilanları arasında uygulamalı bilim , ürün pazarlaması ve müşteri içgörüleri alanlarında kıdemli roller yer alıyor . Uygulamalı bilim insanı rolü için yapılan açıklamada, kişinin “yeni bir akıllı ev ürünü” üzerinde çalışacağı belirtilirken, ürün pazarlama iş tanımı belirsiz bir şekilde “bir Amazon cihazı” üzerinde çalışmaktan bahsediyor.

ZeroOne’dan gelecek bir ürünün ne zaman piyasaya sürüleceği henüz belli değil. Akıllı ev teknolojisi Amazon için yeni bir şey değil, zira şirketin Alexa ekosisteminde Echo cihazları ve hatta Blink ve Eero gibi sahip olduğu diğer markalar da dahil olmak üzere çeşitli ürün hatları zaten mevcut. Amazon’un Şubat ayındaki Alexa etkinliği neredeyse tamamen , yalnızca davetle girilebilen ve aylık 20dolar abonelik ücreti olan yeni AI destekli Alexa Plus akıllı asistanına odaklanmıştı. Amazon, Alexa Plus ile en iyi ürününü nihayet yeniden icat ediyor.

Çok dilli mesajlaşma uygulaması Mektup 150 bin dolar yatırım aldı

Yapay zekâ tabanlı çok dilli mesajlaşma uygulaması Mektup, Tulpar Holding bünyesinde kurulan girişim sermayesi fonu Paradigma Kapital’den 150 bin dolarlık yatırım aldı. Fonun ilk yatırımlarından biri olan bu destekle, 96 farklı dilde sesli ve yazılı mesajları çevirebilen, hatta görüntülü görüşmeler sırasında bile gerçek zamanlı çeviri yaparak dil engellerini ortadan kaldıran ve kendi geliştirdiği dil modeli Mia ile güçlü bir yapay zeka asistanı olma potansiyeline sahip olan Mektup’un global büyüme sürecinin hızlanacağını kaydeden Tulpar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Çavuş, “Bilim temelli girişimlerin küresel pazarda yer bulması, sadece ekonomik değil, toplumsal dönüşüm açısından da stratejik öneme sahip.” dedi.

Paradigma Kapital Mektup’a 150 bin dolarlık yatırım yaptı

Tulpar Holding bünyesindeki Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF) Paradigma Kapital, yapay zekâ tabanlı çok dilli mesajlaşma uygulaması Mektup’a 150 bin dolarlık yatırım yaptı. Tulpar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Çavuş, bu yatırımın yalnızca Mektup’un teknolojik gelişimini değil, aynı zamanda Türkiye’deki bilim temelli girişimlerin küresel pazarda yer bulma yolculuğunu da desteklediğini ifade etti. 96 farklı dilde sesli ve yazılı mesajları çevirebilen, hatta görüntülü görüşmeler sırasında bile gerçek zamanlı çeviri yaparak dil engellerini ortadan kaldıran ve kendi geliştirdiği dil modeli Mia ile güçlü bir yapay zeka asistanı olma potansiyeline sahip olan Mektup’un klasik mesajlaşma uygulamalarından farklı olarak, işitme engelli bireyleri kapsayan, gerçek zamanlı çeviri ve entegre asistan hizmetleri sunan bir platform olduğunu belirten Çavuş, uygulamanın metin, sesli mesaj, görüntülü arama ve işaret dili dönüşümü gibi alanlarda sunduğu anlık çeviri özellikleriyle farklı ihtiyaçlardan kullanıcıları ortak bir iletişim zeminde buluşturduğunu söyledi.

Bilimsel üretimi ticarileştirecek bir ekosistem kurulmalı

Mektup yatırımının, Tulpar Holding bünyesinde oluşturulan ve erken aşama teknoloji projelerine odaklanan Paradigma Kapital Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’nun ilk adımlarından biri olduğunu kaydeden Erkut Çavuş, fonun odak noktasının, yalnızca kârlı yatırım fırsatları olmadığını, aynı zamanda bilimsel üretimin ve bilgi temelli girişimciliğin sürdürülebilir bir geleceğe dönüştürülmesi olduğunu söyledi. Şu anda fonun yatırım radarında, sağlık ve yapay zekâ entegrasyonu, kuantum teknolojileri, savunma sanayi gibi ileri teknoloji alanlarında projeler yer aldığını belirten Erkut Çavuş, “Bununla birlikte, çalışmalarımızı bir ürüne, hizmete veya teknolojiye dönüştürme potansiyeli taşıyan farklı disiplinlerden bilim insanları ve girişimcilerle de görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Laboratuvarlarında geleceği inşa eden bilim insanlarını desteklemek, sadece finansal bir tercih değil; kalıcı bir toplumsal dönüşüm hedefidir. Bilimsel üretimi ticarileştirecek bu ekosistemi kurabilirsek, ülke olarak yalnızca takip eden değil, yön veren olma şansımız var.” dedi.

Farklı sektörlere uyum sağlıyor

Uygulamanın merkezinde yer alan LLM tabanlı yapay zekâ altyapısı Mia’nın yalnızca çeviri yapmakla kalmayıp, kültürel bağlamı analiz ederek kişiselleştirilmiş iletişim sunduğuna değinen Çavuş, Mia’nın öğrenen yapısıyla farklı sektörlere hızla uyum sağladığını vurguladı. Beta sürecinde 100 bini aşkın kullanıcıya ulaşan Mektup’un, işitme engellilere yönelik çözümleri, çok dilli asistan desteği ve kurumsal kullanım potansiyeliyle dikkat çektiğini belirten Çavuş, uygulamanın eğitimden sağlığa, turizmden iş dünyasına kadar geniş bir kullanım yelpazesinde test edildiğini ve başarı sağladığını ifade etti.

Apple sağlık araştırma çalışmalarını herkese açtı

0

Apple, 2019 yılında ABD’ye özel Research uygulamasını başlattı. Kullanıcılarının, cihazları için yeni sağlık özellikleri şekillendirmeye yardımcı olacak sağlık çalışmalarına kaydolmalarını ve Apple ekosisteminin çok ötesinde etkiye sahip tıbbi araştırmalara katkıda bulunmalarını sağlamak için tasarlandı.

Apple sağlık araştırma çalışmalarını genel kullanıma açtı

Altı yıl sonra, uygulama hala güçlü bir şekilde devam ediyor. Apple, Research uygulamasını başlattığında kullanıcıların üç çalışmaya katılmasına izin verdi:

  • iPhone ve Apple Watch Döngü İzleme özelliğinin geliştirilmesine yardımcı olan ve Harvard Chan Okulu araştırmacılarının “kalıcı olarak anormal adet dönemleri, polikistik over sendromu ve endometrial hiperplazi ile kanser arasındaki ilişkiye dair bilimsel anlayışı ilerletmelerine” olanak tanıyan Apple Kadın Sağlığı Çalışması;
  • Beş yıldan uzun bir süre boyunca veri toplayan ve diğer şeylerin yanı sıra Apple’ın Apple Watch’un Yürüyüş Dengesi özelliğini geliştirmesine yardımcı olan ve ” Aktivite halkalarının kapanması ile uyku, kalp sağlığı ve ruhsal iyilik hali arasında olumlu ilişkiler tespit eden ” Apple Kalp ve Hareket Çalışması;
  • Apple İşitme Çalışması , tahmin ettiğiniz gibi AirPods Pro 2’nin nispeten yeni İşitme Testi özelliğinin temelini oluştururken, aynı zamanda Michigan Üniversitesi araştırmacılarının tinnitusun insanların hayatlarındaki yaygınlığı ve etkisini daha derinlemesine incelemelerine yardımcı oldu.

Şu anda Kadın Sağlığı Çalışması ve İşitme Çalışması hala devam ediyor. Kalp ve Hareket Çalışması kapatılmış olsa da Apple yakın zamanda Brigham ve Kadın Hastanesi ile iş birliği yaparak kapsamlı bir yaklaşım benimseyecek olan Apple Sağlık Çalışması’nı duyurdu. Uygulama şu anda yalnızca ABD’de kullanılabiliyor ve Apple’ın açıklamasında: “ABD’de yaşamanız ve eyaletinizin asgari yaş gereksinimini karşılamanız gerekiyor” denildi. Apple ayrıca “hem yazılı hem de sözlü İngilizce iletişim kurma konusunda rahat olmanız gerektiğini” söylüyor.

MUBI Unicorn oldu!

Sinema severlerin favori platformu MUBI, dev bir başarıya imza attı. İngiltere merkezli faaliyet gösteren ancak Türk girişimciler tarafından kurulan MUBI, 100 milyon dolarlık yeni yatırım aldı. Bu yatırımla birlikte şirketin değerlemesi 1 milyar doları aştı. Artık MUBI, Türkiye’den çıkan en yeni unicorn!

Yatırım turuna Amerikalı medya devi Times Bridged liderlik etti. Yatırımcılar arasında hem uluslararası hem de bölgesel fonlar yer aldı. Şirket bu yatırımı, içerik üretimini büyütmek, teknoloji altyapısını güçlendirmek ve küresel genişleme için kullanacak.

Kurucu ve CEO Efe Çakarel, başarının ardındaki en büyük gücün, “kaliteli sinemaya duyulan tutku” olduğunu vurguladı. Çakarel, “MUBI’yi tutkuyla büyüttük. Bu yatırım, sinemayı seven herkese daha iyi bir deneyim sunma yolunda büyük bir adım,” dedi.

MUBI, sadece bir yayın platformu değil. Aynı zamanda film yapımcılığı, dağıtımı ve sinema küratörlüğü gibi alanlarda da aktif. Her ay özenle seçilen bağımsız filmler, kullanıcılarla buluşuyor. Platform, hem klasiklere hem de festival ödüllü yapıtlara ev sahipliği yapıyor.

Geçtiğimiz yıllarda MUBI, Türkiye’de ve Latin Amerika’da hızlı bir büyüme kaydetti. İngiltere, ABD, Almanya ve Hindistan gibi pazarlarda da genişledi. Şirketin abone sayısı giderek artıyor. Aynı zamanda, dünya çapındaki sinema festivalleriyle iş birliği kuruyor.

Yeni yatırımla birlikte MUBI artık bir unicorn. Daha fazla orijinal yapım üretmeyi hedefliyor. Ayrıca kullanıcı deneyimini artırmak için yapay zekâ destekli öneri sistemleri geliştirecek. Teknoloji yatırımlarına büyük bir bütçe ayrıldı. Sinema içeriklerine erişimi daha da kolaylaştırmak için mobil uygulamalar güncellenecek.

Uzmanlara göre MUBI’nin bu başarısı, Türkiye girişimcilik ekosistemi için ilham verici bir gelişme. Türk teknoloji şirketleri için küresel başarı artık hayal değil. MUBI, kaliteli içerik ve sürdürülebilir büyüme sayesinde yatırımcıların ilgisini çekti.

Türkiye’nin unicorn sayısı böylece bir adım daha yükseldi. MUBI’nin başarısı, hem dijital medya sektörüne hem de bağımsız sinemaya büyük bir motivasyon sağladı.

Trump iklim değişikliği nedeniyle davalık oldu

0

Gençler iklim değişikliği nedeniyle Donald Trump’a dava açtı. Trump’ın fosil yakıtları destekleyen kararnamelerinin ‘anayasaya aykırı’ olduğu iddiasıyla yeni bir dava açıldı. Yaşları 7 ile 25 arasında değişen bir grup genç, Trump yönetiminin yenilenebilir enerji ve iklim eylemlerine yönelik saldırılarını durdurması için dava açtı.

Trump iklim değişikliği politikaları nedeniyle eleştiriliyor

Başkan Donald Trump’ın fosil yakıtları desteklemek için imzaladığı yürütme emirleri, Montana’daki bir ABD Bölge Mahkemesi’ne sunulan bir şikayette, “anayasaya aykırı” bir güç aşımı anlamına geliyor, iddia ediyorlar. 22 davacı ayrıca kirliliği artırarak ve iklim bilimini reddederek, başkanın eylemlerinin Beşinci Değişiklik kapsamındaki yaşam ve özgürlük haklarını ihlal ettiğini iddia ediyor.

Bu, fosil yakıt kirliliği ve iklim değişikliğinin kendi sağlıkları ve büyüdüklerinde gelişme yetenekleri açısından oluşturduğu riskler konusunda endişe duyan gençler tarafından hükümetlere karşı açılan son dikkat çekici dava.

Dava dilekçesinde, davada adı “JK” ve “NK” olan 11 ve 7 yaşlarındaki iki kardeşin, “daha ​​yaşlı nesiller için mevcut olmayan ve sağlıklarını tehlikeye atan iklim değişikliği kaynaklı duman mevsimlerinde doğdukları” belirtiliyor.

oğunlukla Montana’da büyüdüler ancak şimdi Güney Kaliforniya’da yaşıyorlar ve dava, orman yangını dumanının eyaletten eyalete hayatlarına müdahale ettiğini söylüyor. Davaya göre JK anormal bir akciğer dokusu kütlesiyle doğdu ve orman yangını dumanından dolayı burun kanamaları, boğaz ağrıları, baş ağrıları, yorgunluk, öksürük, nefes alma zorluğu ve göz tahrişi yaşadı. NK’nin sık üst solunum yolu enfeksiyonları var ve bu da acil servis ziyaretlerine yol açtı. İkisi de orman yangınlarından kaynaklanan duman ve havadaki is nedeniyle hasta hissettikleri için okul günlerini ve kampı kaçırdılar diyor.

Fosil yakıtlardan kaynaklanan sera gazı emisyonları ısıyı hapseder ve artan sıcaklıklar ABD’nin batısında daha uzun yangın sezonlarına katkıda bulunmuştur. Daha sıcak ve kuru koşullarla, ABD’nin batısında orman yangınlarının yaktığı alan 1984 ile 2015 arasında iki katına çıktı.

Şikayette ayrıca, “Sanıkların neden olduğu her ek ton [sera gazı] kirliliği ve ısı artışı, JK ve NK’nın daha fazla kötü hava kalitesine, daha fazla dumana ve dolayısıyla yaşamlarına, sağlıklarına ve güvenliklerine daha fazla zarara neden olacak” denildi.

Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS) devreye girdi!

Ticari araçlar için zorunlu hale gelen Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS) Türkiye genelinde devreye alındı. Sistem, akaryakıt alımlarında dijital izleme sağlayarak plaka bilgilerinin manuel girilmesini ortadan kaldırıyor ve işlemlerin otomatik olarak kaydedilmesini mümkün kılıyor.

UTTS, akaryakıt piyasasında vergi güvenliğini artırmayı, kayıt dışı işlemleri engellemeyi ve denetim etkinliğini yükseltmeyi hedefliyor. Yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara entegre edilen sistem, taşıt plakasını otomatik olarak okuyor ve vergi kayıtlarına anlık olarak işliyor.

UTTS kimlere zorunlu, nasıl başvurulur, ücreti ne kadar?

Sistem, yalnızca ticari araçlar için zorunlu tutuluyor. Vergi mükellefi olan tüm işletmeler, şahıs şirketlerinden anonim şirketlere kadar, UTTS kapsamında değerlendiriliyor. Şirket adına kayıtlı olan veya vergi indirimi amacıyla kullanılan araçlara Taşıt Tanıma Birimi (TTB) takılması gerekiyor. Bireysel araç sahipleri ise bu kapsam dışında tutuluyor.

UTTS başvuruları dijital olarak yürütülüyor. Gerekli bilgilerin girilmesi ve TTB siparişinin verilmesiyle başlayan süreç, montaj merkezinde cihazın araca takılmasıyla tamamlanıyor. 2 Haziran 2025’e kadar başvuru yapan kullanıcılar, montaj işlemlerini 30 Haziran 2025’e kadar tamamlayabiliyor. Bu tarihler arasında işlem yapan mükellefler, akaryakıt harcamalarını vergi indirimi kapsamında değerlendirmeye devam edebiliyor.

Türkiye genelinde 3.962 yetkili montaj noktası belirlendi. Bu noktalar arasında çok sayıda akaryakıt istasyonu da bulunuyor. En yakın montaj merkezi bilgilerine dijital platformlardan ulaşılabiliyor.

UTTS fiyatı, montaj ve KDV dahil toplam 2.791,45 TL olarak belirlendi. Ancak sistem üzerinden yapılan başvurularda 619,45 TL tutarında iade uygulanıyor ve net maliyet 2.172 TL’ye düşüyor. Bu fiyatlandırma 30 Haziran 2025 tarihine kadar geçerli olacak.

Microsoft Not Defteri güncellemesi yayınladı

0

Microsoft, Not Defteri için cesur bir yeni güncelleştirme yayınladı. Not Defteri, hiperlinkler, listeler ve Markdown desteğinin yanı sıra italik ve kalın yazı stiline kavuşuyor.

Microsoft, Windows Not Defteri uygulamasına metin biçimlendirme özelliği ekliyor. Önemli Not Defteri güncellemesi, Windows 11’de Canary ve Dev Channel test kullanıcıları için mevcut ve kalın ve italik stilin yanı sıra köprü metinleri ve hatta Markdown desteği sunuyor.

Microsoft Not Defteri güncellemesi

Not Defteri’nde metin biçimlendirmesinin eklenmesi, uygulamanın en üstünde mevcut Dosya, Düzenle ve Görünüm seçeneklerinin yanında artık bir biçimlendirme araç çubuğu olduğu anlamına geliyor. Araç çubuğu kalın, italik ve köprü metni seçeneklerine erişim içerir, ancak listeler ve başlıklar için de destek içerir.

Microsoft’un Windows gelen kutusu uygulamaları için baş ürün yöneticisi Dave Grochocki: “Deneyim, hafif işaretleme diliyle doğrudan çalışmayı tercih eden kullanıcılar için Markdown tarzı girdi ve dosyaları destekliyor. Görünüm menüsünden veya pencerenin alt kısmındaki durum çubuğundaki geçiş düğmesini seçerek biçimlendirilmiş Markdown ve Markdown sözdizimi görünümleri arasında geçiş yapabilirsiniz” diyor.

Not Defteri genellikle düz metinle kullanıldığından, biçimlendirme araç çubuğundan veya uygulamadaki düzenleme menüsünden tüm biçimlendirmeleri kolayca temizleyebilirsiniz. Hafif biçimlendirme seçeneklerinden hoşlanmıyorsanız, Not Defteri uygulama ayarlarından bu yeni desteği tamamen devre dışı bırakabilirsiniz.

Not Defteri’ne eklenen bu biçimlendirme, Microsoft’un AI kullanarak sizin için metin üretebilen uygulamada yeni bir özelliği test etmeye başlamasından sadece bir hafta sonra geldi. Not Defteri’ndeki yeni Yazma özelliği, “isteminize göre metni hızla taslak haline getirmek” için kullanılabilir ve bu biçimlendirme seçeneklerinin yanı sıra Not Defteri, Microsoft Word’e çok daha fazla benzemeye başlıyor.

Çocukların internet süresi yasa ile kısıtlanacak

0

Nebraska, çocukların internette geçirdiği zamanı sınırlamayı amaçlayan bir yasayı kabul edecek. Yasa, platformların kullanıcıların öneri algoritmaları gibi uzun ekran süresiyle bağlantılı özelliklerden vazgeçmelerine izin vermesini gerektirecek.

Çocukların internet süresi için düzenleme

Nebraska Valisi Jim Pillen, çocukları daha uzun süre çevrimiçi tutabilecek sosyal platformların özelliklerine karşı sert önlemler alan bir yasa tasarısını imzaladı. Yaşa Uygun Çevrimiçi Tasarım Kodu Yasası ( LB504 ) uyarınca, büyük platformlar, uzmanların çocukların ruh sağlığı ve gelişimini olumsuz etkileyebileceğini tespit ettiği bir öneri algoritması tarafından sağlanan bir akış yerine kullanıcıların kronolojik bir akış görmeyi seçmesine izin vermeli.

Gece ve okul günlerinde potansiyel olarak rahatsız edici bildirimleri durdurmanın yanı sıra, platformlar kullanıcılara hizmetlerde ne kadar zaman harcayacaklarını gönüllü olarak sınırlama seçeneği sunmalıdır. Çevrimiçi hizmetlerin de kullanıcıların belirli içerik kategorilerinin önerilmesini sınırlamasına izin vermesi gerekiyor.

Yasa ayrıca kullanıcı takibine çeşitli sınırlamalar getiriyor ve platformların varsayılan olarak reşit olmayan olarak tanımlanan kullanıcılara katı gizlilik ayarları uygulamasını gerektiriyor. Bu ayarlar, platformların yalnızca genç kullanıcılardan “asgari” miktarda veri toplamasına, hedefli reklamları engellemesine ve karanlık desenlerin kullanımını sınırlamasına olanak tanıyor.

Kaliforniya ve Maryland benzer yasalar çıkarmış olsa da , NetChoice, Birinci Değişiklik’i ihlal ettikleri iddiasıyla mahkemede onlarla mücadele ediyor. NetChoice, Meta, Google, Amazon, Reddit, X, Snap ve diğer teknoloji devlerini içeren bir teknoloji ticaret grubudur. Şubat ayında NetChoice, Yaşa Uygun Tasarım Kodu Yasası’nı engellemek için Maryland’e dava açtı. Bir yargıç ise Mart ayında Kaliforniya’nın kural versiyonunu engelleyen bir kararda NetChoice’un tarafını tuttu.

NetChoice’un eyalet ve federal işler direktörü Amy Bos, Vali Pillen’a yazdığı mektupta, Nebraska’nın tasarım kodu yasasının ” Nebraska kullanıcılarına sunulan haber siteleri, popüler bloglar ve belirli çevrimiçi perakendeciler dahil çoğu web sitesinde” yaş doğrulama gereklilikleri getirebileceğini ve bunun potansiyel olarak bir güvenlik riski oluşturabileceğini yazdı.

Tesla robotaksi için dönüm noktasında!

Tesla’nın robotaksisi için uzun zamandır bekleniyordu ancak şirketin ilk  gerçek  sürücüsüz aracının yol testine hazır olabileceği anlaşılıyor. Bloomberg’e göre Tesla, robotaksisini 12 Haziran gibi erken bir tarihte duyurmaya hazırlanıyor. Takviminiz ve/veya zaman ve mekan hakkında yüzeysel bir fikriniz varsa bunun oldukça yakın olduğunu fark edebilirsiniz.

Tesla robotaksi için artık dönüm noktasına geldi

Bu duyuru yakında olabilir ancak Tesla’nın robotaksisinin poponuzu yerleştirebileceğiniz gerçek bir şeye dönüşme yolculuğu uzun ve dolambaçlı oldu. Elon Musk ve bu doğru, Tesla yapımı robotaksi fikrinden ilk olarak *davul sesi lütfen* 2016’da bahsetti. Musk’ın otonom taksileri radarımıza sokmasının üzerinden neredeyse on yıl geçti.

12 Haziran’ın büyük tanıtım olup olmayacağını kesin olarak söylemek imkansız olsa da iddia edilen robotaksi tanıtımının yaklaştığını destekleyen en azından bazı kanıtlar var. Bazı kişiler, sürücüsüz aracın tanıtılması beklenen Austin, Teksas sokaklarında Tesla robotaksisinin test edildiğini gördüklerini bildirdi. Musk ayrıca, Austin’de büyük şeylerin yolda olduğunu ve şirketin iddiaya göre “programın bir ay önünde” olan otonom Model Y’leri test ettiğini doğrulamak için şüpheli şeyler söylemek için en sevdiği platform olan X’e başvurdu.

Yani, belki de Tesla robotaksisi için doğru zamandır. Musk’ın bu sefer gerçekten teslim etmesi için alan bırakıyorum. Kesin olarak söylemek zor ancak öğrenmek için yalnızca iki hafta kadar beklememiz gerekecek. Ancak kesin olan bir şey var: ne zaman o an gelirse, o an sadece o olacak. Tesla, Tam Otonom Sürüş (FSD) betasının gerçekten büyük ligler için hazır olduğunu düşünüyorsa, o zaman Tesla’nın robotaksisi gerçek test olacak.

Kişisel olarak FSD’nin bunu başarabileceğinden şüphelerim var. Tesla’nın beta sürümü birçok yönden işlevsel olsa da iki ölümcül kaza da dahil olmak üzere birçok tartışmayla ilişkilendirildi ve sürücü yardım yazılımı olan Autopilot, son beş yılda yüzlerce ölümcül olmayan kazayla ilişkilendirildi.

ChatGPT süper asistan olacak mı?

0

OpenAI, ChatGPT’nin hayatınızın her alanında bir ‘süper asistan’ olmasını istiyor. ChatGPT süper asistan rolünde, OpenAI’ın “internete arayüzünüzü” oluşturma hedefini ortaya koyuyor.

Alex Heath, Command Line bülteninin yardımcı editörü ve yazarıdır. On yıldan uzun süredir teknoloji sektörü hakkında haberler yapıyor. Yasal keşif süreci sayesinde, Google’ın Adalet Bakanlığı ile olan antitröst davası, ChatGPT’nin süper asistan olma yolundaki geleceğine dair büyüleyici bir bakış açısı sağladı.

ChatGPT süper asistan için yeterli kapasitede mi?

ChatGPT: H1 2025 Stratejisi” başlıklı dahili bir OpenAI strateji belgesi, şirketin “sizi derinden anlayan ve internete arayüzünüz olan bir AI süper asistanı” oluşturma isteğini açıklıyor. Belge bazı kısımlarında büyük ölçüde sansürlenmiş olsa da OpenAI’ın ChatGPT’nin yakında bir sohbet robotundan çok daha fazlasına, özellikle ChatGPT süper asistan konumuna, dönüşmesini hedeflediğini ortaya koyuyor.

2024’ün sonlarından kalma belge: “Gelecek yılın ilk yarısında, ChatGPT’yi süper bir asistana dönüştürmeye başlayacağız: Sizi tanıyan, neye önem verdiğinizi anlayan ve bilgisayar kullanan akıllı, güvenilir, duygusal zekası yüksek bir kişinin yapabileceği her görevde yardımcı olan bir asistan. ChatGPT süper asistan için zamanlama doğru. 02 ve 03 gibi modeller nihayet aracılık görevlerini güvenilir bir şekilde yerine getirebilecek kadar akıllı, bilgisayar kullanımı gibi araçlar ChatGPT’nin harekete geçme yeteneğini artırabilir ve çok modluluk ve üretken kullanıcı arayüzü gibi etkileşim paradigmaları hem ChatGPT’nin hem de kullanıcıların kendilerini görev için en iyi şekilde ifade etmelerine olanak tanır” diyor.

Belge, “süper asistanı” hem yaygın olarak uygulanabilir hem de niş görevler için “T şeklinde becerilere sahip akıllı bir varlık” olarak tanımlamaya devam ediyor. “Genel kısım, hayatı kolaylaştırmakla ilgilidir: bir soruyu yanıtlamak, bir ev bulmak, bir avukatla iletişime geçmek, bir spor salonuna kaydolmak, tatil planlamak, hediye almak, takvimleri yönetmek, yapılacakları takip etmek, e-posta göndermek.” Kodlamanın daha dar bir görevin erken bir örneği olduğunu belirtiyor.

Düzenlemeleri okurken bile, OpenAI’nin donanımı geleceği için olmazsa olmaz olarak gördüğü ve insanların ChatGPT’yi sadece bir araç olarak değil, bir arkadaş olarak düşünmelerini istediği açık. ChatGPT süper asistan olarak, kişisel asistan deneyimine yeni bir soluk getiriyor.

Ticari mini nükleer reaktör kullanıma hazır

0

Dünyanın ilk ticari mini nükleer reaktörü Çin’de 526.000 eve güç sağlamaya hazır. Boyutu ve güvenli ve istikrarlı bir şekilde güç iletme kabiliyeti nedeniyle “nükleer güç bankası” olarak adlandırılmıştır. Çin’in ilk ticari küçük modüler nükleer reaktörü Linglong-1’in kurulumu artık son aşamada.

Ticari mini nükleer reaktör Çin’de devreye girecek

Hainan Eyaletindeki Hainan Nükleer Güç Şirketi Ltd. (HNPC) tesisinde bulunan Linglong-1, Çin Ulusal Nükleer Şirketi (CNNC) tarafından geliştiriliyor. Çin’in devlet gazetesi Global Times’a göre, inşasına başlanan dünyanın ilk kara tabanlı küçük modüler reaktörü (SMR) olan santralin, Çin’in karbon emisyonlarını azaltmada önemli bir rol oynaması bekleniyor. ACP100 olarak da bilinen Linglong-1, üçüncü nesil küçük basınçlı su reaktör.

Tamamen Çin’de geliştirildi ve bağımsız fikri mülkiyet haklarına sahip. 2016 yılında, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından güvenlik incelemesinden geçen dünyadaki ilk SMR oldu. Boyutu ve güvenli ve istikrarlı bir şekilde güç iletme kabiliyeti nedeniyle “nükleer güç bankası” olarak adlandırılmıştır.

Global Times, reaktörün Çin’in ileri nükleer teknolojiye odaklanan 14. Beş Yıllık Planı’nın (2021-2025) bir parçası olduğunu bildirdi. HNPC’ye göre proje planlandığı gibi ilerliyor. Mühendisler sistem testleri gerçekleştiriyor ve tam operasyonlara başlamadan önce önemli bir adım olan soğuk fonksiyonel test için hazırlıklar yapılıyor. Linglong-1 gibi küçük modüler reaktörler geleneksel nükleer santrallerden farklıdır.

Daha küçük, daha güvenli ve inşa edilmesi daha hızlıdır. Bu reaktörler pasif güvenlik sistemleri kullanır, yani insan eylemi veya gücü olmadan güvenli bir şekilde kapatılabilirler. Daha küçük boyutları sayesinde sanayi bölgeleri, madencilik alanları ve enerjinin yoğun kullanıldığı bölgeler gibi pek çok alanda kullanılabiliyor.

Linglong-1 reaktörlerinin her biri 125 bin kWh elektrik üretebiliyor. Bu, yılda 1 milyar kWh ediyor ve yaklaşık 526.000 eve veya 1 milyon kişiye yetecek kadar enerji sağlıyor.