Yeni nesil FIRTINA obüsü için şanzıman anlaşması yapıldı!

Allison Transmission, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterine girmesi planlanan Yeni Nesil FIRTINA (FIRTINA-II) Kundağı Motorlu Obüsleri için kritik bir anlaşma yaptı. ABD merkezli savunma tahrik sistemleri üreticisi olan Allison, Türk otomotiv firması HST Otomotiv ile gerçekleştirdiği işbirliği çerçevesinde, X1100-5A4 çapraz tahrik şanzımanlarının üretimine devam edeceğini duyurdu. Yeni yapılan sözleşme, bu tahrik sistemlerinin tedarikini kapsıyor ve Türk savunma sanayii için önemli bir adım teşkil ediyor.

Yeni nesil FIRTINA obüsü için şanzıman anlaşması resmen imzalandı

X1100-5A4 şanzıman, özellikle ağır paletli muharebe araçları için tasarlanmış bir tahrik sistemi olup, 45 ila 63 ton arasında değişen ağırlıktaki araçlar için uygundur. Şanzıman, dört ileri ve iki geri vites seçeneklerine sahip olup, oldukça dayanıklı ve sağlam bir yapıya sahip olmasıyla dikkat çekiyor. Ayrıca, direksiyon ve frenleme sistemlerinin entegre edilmesi, bu şanzımanın operasyonel verimliliğini artıran bir özellik olarak öne çıkıyor. Şanzımanın en dikkat çekici özelliklerinden biri, düşük motor hızlarında bile yüksek verimlilikle çalışabilmesidir. Bu özellik, özellikle savunma operasyonları gibi zorlu koşullarda kritik bir avantaj sağlıyor.

Allison Transmission, bu projede HST Otomotiv ile birlikte çalışarak, 2024 yılında ilk fazda 10 adet X1100-5A4 şanzımanı teslim etti. İkinci fazda ise toplamda 32 ek şanzıman teslim edilecek ve bu teslimatlar 2026’nın ilk çeyreğinde başlayacak. Proje kapsamında, Türk Silahlı Kuvvetleri için toplamda 140 ila 160 adet Yeni Nesil FIRTINA Obüsü’nün üretileceği öngörülüyor. Bu anlaşma, Allison için de büyük bir finansal fırsat sunuyor; şirket, sözleşme çerçevesinde yıllık 100 milyon dolarlık bir ek gelir hedefliyor.

X1100 serisi, Allison Transmission’ın uzun yıllardır üretmekte olduğu çapraz tahrik şanzımanlarının bir parçasıdır. İlk olarak 1979 yılında ABD Ordusu için geliştirilen bu şanzımanlar, 75 ton ağırlığındaki ağır paletli savaş araçları için tasarlanmış ve 1.500 beygir gücüne kadar olan dizel veya türbin motorlarıyla uyumlu çalışacak şekilde optimize edilmiştir. Bu şanzımanlar, direksiyon ve fren sistemlerini tek bir ünite altında toplayan çapraz tahrik tasarımı sayesinde operasyonel verimliliği artırırken, aynı zamanda mekanik dayanıklılık ve uzun ömür sunuyor. Bu özellik, ağır hizmet döngülerinde, örneğin yoğun savaş koşullarında, araçların daha verimli ve güvenilir bir şekilde çalışmasını sağlıyor.

Fintech girişimi Zeta, 2 milyar dolar değerlemeyle yatırım aldı!

Hindistan merkezli bankacılık yazılım sağlayıcısı Zeta, Amerikan sağlık hizmetleri devi Optum’dan 50 milyon dolar yatırım alarak değerlemesini 2 milyar dolara çıkardı. 2015 yılında Bhavin Turakhia ve Ramki Gaddipati tarafından kurulan Zeta, geleneksel bankacılık sistemlerini modern bulut altyapılarına taşıyarak kredi kartı, çek hesabı ve kredi yönetimi gibi temel finansal hizmetleri daha verimli hale getirmeyi amaçlıyor. Özellikle finans sektöründe hâlâ eski sistemlerle çalışan bankaların dijital dönüşüm süreçlerini hızlandıran şirket, sağladığı modern API tabanlı platformlarla bankalara operasyonel maliyetleri düşürme ve kullanıcı deneyimini iyileştirme imkanı sunuyor.

Fintech girişimi Zeta, 2 milyar dolar değerlemeyle yatırım alıyor

Zeta, 2021 yılında SoftBank Vision Fund 2 liderliğinde gerçekleşen yatırım turunda 1.15 milyar dolar değerlemeye ulaşmıştı. Yeni yatırım turu, şirketin büyüme ivmesini koruduğunu ve bankacılık sektöründeki modernleşme ihtiyacının giderek arttığını gösteriyor. Zeta’nın sunduğu çözümler, özellikle geleneksel bankaların hâlâ 60-70 yıl öncesine dayanan eski altyapılarla çalışması nedeniyle büyük ilgi görüyor. Şirketin platformu, finans kuruluşlarına eski sistemlerini terk ederek daha güvenli, hızlı ve ölçeklenebilir bir dijital altyapıya geçiş yapma olanağı tanıyor.

Şu anda 25 milyon hesabın işlemlerini yöneten Zeta, yeni yatırımla birlikte 25 milyon hesabı daha sistemine taşımaya hazırlanıyor. Hindistan’ın en büyük kredi kurumlarından biri olan HDFC Bank ile ortaklık yapan girişim, bu tür iş birliklerini genişleterek daha fazla bankanın dijital dönüşümünü desteklemeyi hedefliyor. Finans sektöründe giderek artan regülasyonlara uyum sağlamak, müşteri deneyimini iyileştirmek ve maliyetleri optimize etmek isteyen bankalar için Zeta’nın sunduğu modernizasyon çözümleri büyük önem taşıyor.

Yeni yatırımla birlikte Zeta, bankacılık sektöründe daha fazla kuruluşla anlaşmalar yaparak pazar payını artırmayı ve finansal hizmetlerin daha güvenli ve verimli hale gelmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki bankaların eski sistemlerden modern bulut tabanlı altyapılara geçişini hızlandırmak isteyen şirket, operasyonlarını genişletmeyi ve hizmet verdiği bölgelerdeki bankacılık ekosistemlerini yeniden şekillendirmeyi planlıyor.

Şikayetvar, 2024 yılı verilerini açıkladı!

0

Şikayetvar, 2024 yılına ait verilerini açıkladı ve Türkiye’deki en çok şikayet edilen sektörleri ve kategorileri duyurdu. E-ticaret sektörü, 400 binin üzerinde şikayetle 2024’te en çok şikayet alan sektör oldu. E-ticaretle ilgili şikayetlerin başında, ürünlerin gerekçe göstermeksizin iptal edilmesi ve ardından yüksek fiyatlarla satışa sunulması yer aldı. Ayrıca, gönderilen ürünlerin görsellerle uyuşmaması, kalitesiz ürünlerin teslim edilmesi, geç teslimatlar, yanıltıcı indirimler ve faturasız ürün teslimatı da sıkça dile getirilen sorunlar arasında yer aldı.

Şikayetvar, 2024 yılı verilerini resmen paylaştı

Diğer popüler sektörler arasında dijital içerik platformları, finans sektörü ve iletişim sektörü yer aldı. Kargo sektörü ise 156 bin 449 şikayetle en çok şikayet edilen kategori olarak öne çıktı. Ardından özel bankalar ve GSM operatörleri geldi.

Şikayetvar, 2024 yılı verilerini resmen paylaştı.
Şikayetvar, 2024 yılı verilerini paylaştı.

2024’te dolandırıcılık şikayetlerinde de önemli bir artış yaşandı. Özellikle evde paketleme dolandırıcılığı, burs vaadiyle dolandırıcılık gibi yöntemlerle yapılan dolandırıcılık şikayetleri öne çıktı. Bu tür şikayetlerde yüzde 44 oranında bir artış gözlendi. Ayrıca, dava/icra SMS dolandırıcılığı, sahte bahis siteleri ve sahte web sitesi dolandırıcılığı da dikkat çeken diğer yöntemler arasında yer aldı. Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyoruz.

En çok ziyaret edilen markalar sıralamasında ise Instagram zirvede yer alırken, Türk Telekom ve Akbank sırasıyla ikinci ve üçüncü sırada bulunuyor.

Apple, X platformuna yeniden reklam vermeye başladı!

0

Apple, Elon Musk’ın sahibi olduğu X platformunda reklamlarını yeniden yayınlamaya başladı. 2023 yılında Musk’ın tartışmalı paylaşımlarının ardından marka güvenliği endişesiyle X’ten çekilen Apple, uzun bir aradan sonra platformdaki reklam faaliyetlerine geri döndü. Şirketin Apple ve Apple TV hesapları üzerinden Safari’nin gizlilik özelliklerini ve Apple TV Plus yapımlarını tanıtan kampanyalar yürüttüğü görülüyor.

Apple, X platformunda yeniden reklam verme kararı kaldı

Apple, 2023 Kasım ayında Amazon, Disney, Comcast, Warner Bros. Discovery ve IBM gibi büyük markalarla birlikte X’ten çekilme kararı almıştı. Musk’ın antisemitik komplo teorileri ve beyaz ırkın üstünlüğünü çağrıştıran açıklamaları, birçok büyük şirketin X’ten reklamlarını çekmesine yol açmıştı. Ancak zaman içinde bu markalar, platforma geri dönmeye başladı. Özellikle Amazon’un X’e yönelik reklam harcamalarını önemli ölçüde artırmayı planladığı bildiriliyor.

Apple, X platformunda yeniden reklam verme kararı kaldı.

Bu gelişme, X’in 2024 yılının Ağustos ayında büyük reklamverenlere karşı açtığı antitröst davasının ardından geldi. Musk’ın şirketi, bazı büyük reklamcıların yasa dışı şekilde toplu boykot düzenlediğini ve X’in reklam gelirlerini bilinçli olarak düşürmeye çalıştıklarını iddia ediyordu. Öte yandan X, Musk’ın 2022’deki satın alımından bu yana içerik denetimi konusunda ciddi eleştirilerle karşı karşıya.

Platformun dezenformasyon, antisemitizm, İslamofobi ve nefret söylemleri konusunda yeterli denetimi sağlamadığına yönelik eleştiriler sürerken, Avrupa Birliği X’in reklam şeffaflığı kurallarını ihlal ettiğini belirten bir soruşturma yürütüyor. Apple’ın bu tartışmalara rağmen X’e geri dönmesi, şirketin platformla olan ilişkisini yeniden şekillendirdiğini ve sosyal medya reklam stratejisini değiştirdiğini gösteriyor.

BYD, en ucuz modeline otonom sürüş özelliği getirdi!

Çinli otomobil devi BYD, akıllı sürüş teknolojisini daha geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla dikkat çeken bir adım attı. Şirket, en ucuz elektrikli araç modeli Seagull da dahil olmak üzere, 21 modelini ücretsiz bir şekilde akıllı otonom sürüş teknolojisiyle donatmayı duyurdu. Bu yenilik, BYD’nin daha önce yalnızca yüksek fiyatlı araçlarda sunduğu “God Eye” akıllı sürüş sistemini, daha uygun fiyatlı modellere de taşıyor. Seagull, Çin’de yaklaşık 9500 dolar gibi düşük bir fiyatla satılmasına rağmen, bu yeni teknolojiye sahip olabiliyor.

BYD, en ucuz modeli için otonom sürüş özelliği sunuyor

BYD’nin CEO’su Wang Chuanfu, canlı yayınlanan bir etkinlikte, iyi teknolojinin herkes için erişilebilir olması gerektiğini belirtti ve bu teknolojinin tüm kullanıcılar için sunulmasının amacını vurguladı. Etkinlik sırasında, Seagull, Dolphin ve Seal gibi en çok satan elektrikli araçların yanı sıra, Han, Song, Yuan ve Seal 05 DM-i gibi şarj edilebilir hibrit modelleri de bu akıllı sürüş sistemiyle güncellenecek. Bu, BYD’nin müşterilerine büyük bir değer sunmasının yanı sıra, otonom sürüşün daha geniş bir pazara yayılmasını da sağlayacak.

BYD, en ucuz modeli için otonom sürüş özelliği sunuyor.

BYD, akıllı sürüş sistemine farklı teknoloji seviyeleri sunmayı da hedefliyor. Seagull gibi daha uygun fiyatlı araçlarda, “God Eye C” adı verilen DiPilot 100 sistemi kullanılacak. Bu sistem, 12 kamera, 5 dalga radarı ve 12 ultrasonik radar içeriyor. Lüks markası Yangwang ise, daha güçlü DiPilot 600 sistemi ve 3 LiDAR sensörüyle donatılan “God Eye A” paketine sahip olacak. Bu sayede, BYD’nin farklı kullanıcı segmentlerine hitap etmesi sağlanacak.

Daha önce yalnızca 28 bin doları aşan araçlarda sunulan bu otonom sürüş teknolojisi, BYD’nin bu hamlesiyle daha erişilebilir hale geliyor. Örneğin, Tesla Model 3 gibi rakip modellerin fiyatları, Çin’de 32 bin dolardan başlarken, BYD’nin en ucuz modellerinde bile bu teknoloji ücretsiz olarak sunuluyor.

Bu hamle, BYD’nin hızla büyüyen pazar payını daha da artıracağına işaret ediyor. Geçtiğimiz yıl, 4,25 milyon araç satarak Honda ve Nissan gibi büyük otomotiv markalarını geride bırakan BYD, 2025 yılında da büyümeye devam etmeyi hedefliyor. Bu yeni strateji, elektrikli araç pazarında rekabetçi kalabilmek için teknolojiyi daha geniş kitlelere sunma amacı güdüyor.

Katlanabilir iPhone, ekran boyutuyla rekor kırabilir!

0

Apple’ın uzun süredir üzerinde çalıştığı katlanabilir iPhone modeli hakkında yeni sızıntılar, cihazın sektörde rekor kırabilecek bir ekran boyutuna sahip olacağını gösteriyor. Son bilgilere göre Apple, Samsung’un Galaxy Z Fold serisi gibi yatay katlanabilen bir tasarım üzerinde çalışıyor. Ancak bu cihaz, açıldığında 12 inçlik dev bir ekrana ulaşarak mevcut katlanabilir telefonlardan çok daha büyük bir görüntüleme alanı sunacak. Bu ekran boyutu, kullanıcılara neredeyse iPad düzeyinde bir deneyim sağlamayı hedefliyor ve Apple’ın katlanabilir iPad konsepti üzerinde de çalışmalar yaptığı iddialarını güçlendiriyor.

Katlanabilir iPhone modeli, ekran boyutuyla gündem olacak

Apple’ın, cihazın büyük ekranına uygun olarak oldukça dayanıklı ve karmaşık bir menteşe mekanizması geliştirdiği belirtiliyor. Tayvanlı tedarikçiler tarafından üretilen bu menteşenin yaklaşık 110 dolarlık bir maliyeti olduğu ifade ediliyor. Katlanabilir ekranın ise Samsung tarafından sağlandığı söyleniyor.

Katlanabilir iPhone modeli, ekran boyutuyla dikkat çekecek.

Cihazın arka tarafında çift kameralı bir sistem yer alacakken, ön tarafta Dinamik Ada tasarımının mevcut iPhone modellerine kıyasla biraz daha daraltıldığı bildiriliyor. Batarya kapasitesinin ise çift hücreli bir yapı ile 5000 mAh seviyesine ulaşması bekleniyor, bu da katlanabilir telefonlar arasında oldukça yüksek bir değer olarak öne çıkıyor.

Apple’ın bu modeli 2026’nın sonlarında veya 2027’nin başlarında piyasaya sürmeyi planladığı tahmin ediliyor. Şirketin ilk yıl içinde yaklaşık 30 milyon adet satış hedeflediği belirtilirken, bu modelin Apple’ın ürün gamında önemli bir dönüm noktası olacağı düşünülüyor. Katlanabilir iPhone, hem büyük ekranlı taşınabilir cihazlar hem de premium segmentte Apple’ın rekabet gücünü artıracak bir yenilik olarak değerlendiriliyor.

Intel ve TSMC, ABD’de ortak çip fabrikası kuracak!

0

ABD hükümetinin Intel ve TSMC’yi ortak bir çip fabrikası kurmaya teşvik ettiği yönündeki iddialar gündeme oturdu. Wall Street Journal’a dayandırılan habere göre, ABD yönetimi, Intel’in işlem teknolojilerini TSMC’nin EUV litografi ve yüksek hacimli üretim konusundaki deneyimiyle birleştirmek istiyor. Bu doğrultuda, TSMC’nin Intel’in 3nm ve 2nm üretim tesislerine mühendisler göndereceği ve süreç optimizasyonuna yardımcı olacağı öne sürülüyor. Ayrıca, TSMC’nin yönetiminde olacak şekilde Intel ile ortak bir girişim kurulabileceği ve bu girişimin ABD’nin Çip Yasası fonlarından destek alacağı belirtiliyor.

Intel ve TSMC, ABD’de ortak çip fabrikası kurmaya hazırlanıyor

Bu potansiyel ortaklık, Intel için mali baskıları azaltabilir ve şirketin çip mimarisi ile platform çözümlerine odaklanmasına olanak tanıyabilir. Ayrıca, Intel’in eski CEO’su Pat Gelsinger’ın belirlediği üretim stratejisiyle uyumlu bir hamle olabilir. Öte yandan, operasyonel ve rekabetçi bir çip üretim tesisi oluşturulması, büyük çip tasarımcıları için ABD’de güvenli bir üretim alternatifi sağlayabilir.

Intel ve TSMC, ABD'de ortak çip fabrikası kurmaya hazırlanıyor

Ancak, sürecin önünde çeşitli teknik ve operasyonel zorluklar bulunuyor. TSMC mühendislerinin Intel’in EUV tabanlı üretim süreçlerine tam olarak adapte olması zaman alabilir. Üstelik Intel’in 3nm süreci halihazırda seri üretimdeyken, 18A üretim teknolojisinin de birkaç ay içinde yüksek hacimli üretime girmesi bekleniyor. Bu noktada, Intel’in 18A sürecinin harici mühendisler tarafından fazla müdahale gerektirmediği ifade ediliyor.

Bir diğer teknik engel ise Intel ve TSMC’nin üretim süreçlerindeki temel farklılıklar. Her iki şirket de EUV litografi kullanıyor olsa da, her biri kendine özgü fabrika konfigürasyonlarına, aşındırma tariflerine, biriktirme dizilerine ve adım kontrollerine sahip. ASML’nin litografi makineleri bile her üreticinin sürecine özel kalibrasyon ve modüller içerdiğinden, Intel’in üretim hatlarını TSMC’nin standartlarına uyarlamak karmaşık bir süreç olabilir.

Bu iddiaların doğruluğu henüz netlik kazanmış değil. Yatırım bankası Baird’in analisti Tristan Gerra, projenin uzun vadeli olabileceğini ve söylentilerin kesinleşmediğini vurguluyor. Ancak, Intel ve TSMC arasında böyle bir iş birliğinin gerçekleşmesi, küresel çip üretiminde ABD’nin konumunu güçlendirebilir ve Asya merkezli üretime bağımlılığı azaltabilir.

T625 GÖKBEY helikopteri, kış testini başarıyla geçti!

TUSAŞ tarafından geliştirilen T625 Gökbey helikopteri, İsveç’in Kiruna bölgesinde gerçekleştirilen zorlu kış testini başarıyla tamamladı. Bu test, Gökbey’in sivil ve askeri sertifikasyon süreci için kritik bir aşama olup, helikopterin soğuk hava koşullarında gösterdiği performans, helikopterin güvenilirliğini ve operasyonel yeteneklerini gözler önüne serdi. Gökbey, özellikle kutup dairesindeki aşırı soğuk hava koşullarında dahi uçuşa uygun olduğunu kanıtlamış oldu.

T625 GÖKBEY helikopteri, kış testini tamamlamayı başardı

İsveç’te yapılan soğuk hava testleri, helikopterin alçak irtifa performansını değerlendiren bir dizi testten oluştu. Testler sırasında, helikopterin iklimlendirme sistemlerinin yanı sıra, itki, döner kanat ve hidrolik sistemlerinin performansları da değerlendirildi. Bu testlerle, helikopterin -30 dereceye varan sıcaklıklarda bile verimli çalıştığı ve kritik bileşenlerinin soğuk havaya dayanıklı olduğu doğrulandı. Ayrıca, bu testler sırasında, helikopterin tüm sistemlerinin güvenli ve verimli çalıştığından emin olunarak, uçuşa uygunlukları tescillendi.

Test sürecinde, Gökbey helikopterinin kontrol edilebilirliği, performansı ve uçuş limitleri gibi faktörler üzerinde titiz testler gerçekleştirildi. Özellikle, helikopterin soğuk hava koşullarında iniş-kalkış yetenekleri ve uçuş limitleri zorlayıcı manevralarla test edildi. Helikopterin limit hızları, yaklaşım açıları gibi faktörler de bu testler kapsamında değerlendirildi. Gökbey, zorlu manevralarda ve uçuş koşullarında kontrolünü kaybetmeden güvenli bir şekilde uçtuğunu kanıtladı. Ayrıca, arıza senaryolarında bile güvenli uçuş kabiliyeti başarıyla test edildi.

Toplamda 600’ün üzerinde test noktası ve 60 sorti gerçekleştirilerek, helikopterin dayanıklılığı ve güvenliği en ince ayrıntısına kadar test edildi. 60 saatlik uçuş süresi boyunca, TUSAŞ’ın deneyimli yer personeli, pilotlar, uçuş test mühendisleri ve tasarım ekibi birlikte çalışarak, testlerin başarıyla tamamlanmasını sağladı. Testlerde, Gökbey’in 176 knot hızında kontrol edilebilirliği de başarılı bir şekilde değerlendirildi.

Bu başarı, TUSAŞ’ın Gökbey helikopterinin dünya çapında rekabet edebilecek ve zorlu hava koşullarında görev yapabilecek bir hava aracı olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Ayrıca, Gökbey’in sertifikasyon süreci için önemli bir adım atılmış oldu. Gökbey helikopterinin bu testle elde ettiği başarı, helikopterin operasyonel yeteneklerini daha geniş bir kullanıcı kitlesine tanıtacak ve özellikle askeri ve sivil alanda kullanımını kolaylaştıracaktır.

Coinbase Hindistan planını yeniliyor

Coinbase, dünyanın en kalabalık ülkesinde faaliyetlerini resmen sonlandırmasının ardından bir yıldan fazla bir süre sonra Hindistan’a yeniden giriş yapmak için çalışıyor. Konuya yakın iki kaynağın verdiği bilgiye göre, Amerikan kripto para borsası, Hindistan’ın finansal işlemleri inceleyen bir hükümet kurumu olan Finansal İstihbarat Birimi (FIU) de dahil olmak üzere çeşitli Hindistan yetkilileriyle görüşüyor. Bu kaynaklar, görüşmelerin devam ettiği ve gizli olduğu için isimlerinin açıklanmasını istemiyor.

Coinbase Hindistan faaliyetini aktif etmek istiyor

Coinbase’in geri dönüşüne yönelik çalışması, Güney Asya pazarındaki çalkantılı bir tarihin ardından geldi. Dünyanın en büyük kripto para borsası olan Binance, yedi aylık bir düzenleyici duraklamanın ardından FIU’ya kaydolduktan sonra geçen Ağustos ayında Hindistan’daki faaliyetlerine yeniden başladı. Bu hareket, Hindistan’da faaliyet göstermeyi amaçlayan yabancı kripto borsaları için bir emsal oluşturdu.

Coinbase’in Hindistan’da hizmet başlatma yönündeki önceki girişimi 2022’de aniden sona erdi. Borsa, o yılın Nisan ayında büyük bir tantanayla başlatıldı. Yaygın olarak kullanılan United Payments Interface (UPI) sistemine destek sunuldu. Şirket, UPI’yi denetleyen Hindistan’ın National Payments Corporation’ın Coinbase’in operasyonlarını kabul etmeyi reddetmesinin ardından sadece üç gün sonra hizmeti askıya almak zorunda kaldı.

Coinbase’in CEO’su Brian Armstrong, daha sonra şirketin Hindistan Merkez Bankası’ndan “gayri resmi baskı” aldığını ve bunun da ticaretin durdurulmasına yol açtığını açıkladı. Kripto para ticareti Hindistan’da yasadışı olmasa da, birçok girişimci, yatırımcı ve diğer yetkiliye göre, borç verenler merkez bankasını kızdırmamak için ülkedeki sanal varlık şirketleriyle iş yapmayı büyük ölçüde reddediyor.

Coinbase’in potansiyel yeniden lansmanının zamanlaması, FIU’dan faaliyet gösterme lisansı da dahil olmak üzere gerekli onayların alınmasının ne kadar sürdüğüne bağlıdır. Ajans daha önce Kraken ve Binance dahil olmak üzere birçok borsanın Hindistan’da “yasadışı” faaliyet gösterdiğine karar vermişti. Şirket sözcüsü yaptığı açıklamada: “Coinbase, Hindistan pazarındaki fırsatlardan heyecan duyuyor ve geçerli düzenleyici gerekliliklere uymayı amaçlıyor” dedi. FIU kaydıyla ilgili herhangi bir güncelleme paylaşmayı reddetti.

Getaround araç paylaşım operasyonlarını durdurdu

0

Getaround, ABD’deki araç paylaşım operasyonlarını aniden sonlandırdı. Araç sahiplerinin arabalarını, kamyonlarını ve SUV’larını diğer akranlarına kiralamalarına yardımcı olan bir şirket olan Getaround, yeniden yapılanma kapsamında Kuzey Amerika iş gücünün yüzde 30’unu kestikten bir yıl sonra ABD operasyonlarını kapatıyor. 2023’te 9,45 milyon dolara satın aldığı HyreCar işletmesi de kapanıyor.

Getaround araç paylaşım operasyonundan vazgeçti

Şirket yaptığı düzenleyici başvuruda ve ABD’li müşterilerine gönderdiği e-postada, şu anda Norveç, İspanya, Fransa, Almanya, Belçika ve Avusturya olmak üzere altı ülkede faaliyet gösterdiği Avrupa işine odaklandığını belirtti. E-postada, müşterilere herhangi bir kapsam boşluğundan kaçınmak için araç kiralamalarını iade etmeleri çağrısında bulunuldu ve “ABD’de artık sorumluluk sigortası kapsamı sağlayamama riskiyle karşı karşıya” denildi.

E-postada: “Bunu yapmazsanız, gerekli sorumluluk sigortası kapsamına sahip olduğundan emin olmaktan kişisel olarak siz sorumlu olabilirsiniz” ifadelerine yer verildi. Getaround, araç koruma programının gün sonuna kadar iade edilmeyen hiçbir araç için artık geçerli olmayacağını, yani müşterilerin herhangi bir hasardan sorumlu olacağı anlamına geldiğini söyledi.

Şirket, 2018’de Softbank Vision Fund liderliğinde düzenlenen bir turda 300 milyon dolar da dahil olmak üzere yüksek profilli yatırımcılardan 750 milyon dolardan fazla para toplayarak bir VC gözdesiydi. Getaround bu parayı diğer şehirlere ve nihayetinde Avrupa’ya açılmak için kullandı ve 2019’da 300 milyon dolara Drivy ve Norveçli araç kiralama şirketi Nabobil’i satın aldı.

Şirket , 2022’de özel amaçlı bir satın alma şirketiyle birleşerek halka açıldı ancak kısa sürede sorunlarla karşılaştı. Halka açıldıktan birkaç ay sonra New York Borsası’ndan borsadan çıkarılma uyarısı aldı. Ayrıca 2023 ve 2024’te işten çıkarmalar yaşadı.

Sağlık uygulamaları neden başarı elde edemiyor?

0

Apple giyilebilir cihazlar tarafından toplanan bilgileri tüm büyük sağlık belirteçleriyle birleştirmeyi amaçlayan bir sonraki sağlık çalışması için planlarını duyurdu. Amaç, kullanıcılar tarafından sağlanan devasa veri yığınının üzerine inşa etmek ve hem sensör hem de yazılım tabanlı sağlıklı yaşam uygulamaları geliştirmek.

Sağlık uygulamaları nelere dikkat etmeli?

Anlamlı bir fayda elde etmememize rağmen sıkça Sağlık uygulamaları çok mu güveniyoruz? Münih Teknik Üniversitesi uzmanları bulgularını bir araştırma makalesinde yayınladılar ve telemedikal ve egzersiz uygulamalarının risk altındaki kişiler üzerindeki olumlu etkisinin asgari düzeyde olduğunu söylüyorlar.

Almanya’daki 11 merkezde yürütülen araştırmanın bir parçası olarak ekip, tip 2 diyabet ve koroner kalp hastalığı olan insanlara odaklandı. Sağlık uygulamaları bu konularda nasıl yardımcı olabilir? Bunların ikisi de ciddi sağlık sorunlarıdır, ancak uygun yaşam tarzı değişiklikleri, egzersiz ve diyetle risk faktörleri sağlıklı bir ölçüde kontrol altına alınabilir. Ancak etki yaratmaya gelince, uygulamalar gibi dijital müdahaleler onları hayal kırıklığına uğrattı. Katılımcıların yaklaşık dörtte biri, uygulamalar aracılığıyla takip etmeleri gereken reçeteli rejime göre antrenmana hiç başlamadı. Katılımcıların neredeyse yarısı, haftada bir kez bile egzersiz hedeflerine ulaşmayı başaramadı.

Alman enstitüsünde Önleyici Spor Hekimliği ve Spor Kardiyolojisi Profesörü olan Martin Halle, “Tıbbi uygulamalar etrafındaki mevcut abartının perspektife oturtulması gerekiyor” diyor. Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü’ne göre koroner kalp hastalığı (KKH), 2022’de Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 0.3 milyon ölümden sorumluydu. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), bunun en yaygın kalp hastalığı türü olduğunu söylüyor, bu da risklerin olabildiğince yüksek olduğu anlamına geliyor. Sağlık uygulamaları bu konuda fark yaratabilir mi?

Öte yandan, tip 2 diyabet orta yaşlı ve yaşlı kişilerde yaygındır. Özellikle obezite ve hareketsiz davranış bu durumun başlıca nedenlerinden ikisidir. Dahası, kalp ile ilgili sorunları kötüleştirdiği bilinmektedir. Ulusal Diyabet Önleme Programını yürüten CDC’ye göre yaşam tarzı değişiklikleri tip 2 diyabetin görülme sıklığını yüzde 71 oranında azaltabilir. Sağlık uygulamaları bu değişiklikleri destekleyebilir. Bu, her ikisi de uygulamalardan destek alabilen egzersizler ve kalori alımının azaltılmasının bir karışımıyla elde edilebilir.

KOSGEB Girişimlerini Seçiyor!

KOSGEB Girişimci Destek Programı seçmeleri İstanbul Ardventure Tekmer’de gerçekleştirildi. Girişimci Destek Programı kapsamı genişletildi ve yeni dönemde seçilen girişimlere daha fazla destek verilecek. Programın ayrıntılarını, verilen destekleri KOSGEB yetkililerinden dinledik ve seçmelere katılan girişimlerle programı değerlendirdik. 

KOSGEB Girişimlerini Seçiyor sloganı ile gerçekleştirilen program çerçevesinde Türkyie’nin farklı noktalarında üç hafta boyunca girişimler dinleniyor, değerlendiriliyor ve KOSGEB desteği verilecek girişimler seçiliyor.

Girişimci Destek Programı nasıl çalışıyor?

Girişimci Destek Programı-İş Geliştirme Desteği kapsamında 3.342 başvuru öncelikle KOSGEB Kurulları tarafından değerlendirildi. Yapılan değerlendirme sonucunda İlk 1.000 ve kendi ilinde ilk 6’ya giren toplam 1.146 girişimci jüri karşısına çıkmaya hak kazandı. Jüri değerlendirmeleri sonucunda ilk 500’e giren ve kendi ilinde ilk 3’e giren girişimciler desteklenmeye hak kazandı.

Bu kapsamda her girişimciye 1 milyon 500 bine kadar destek sağlanıyor. Ayrıca girişimcinin genç, kadın, engelli, gazi veya şehit yakını olması durumunda 150 bin Türk lirası ilave ediliyor ve toplamda 1 milyon 650 bin Türk lirası destek sağlanıyor.

KOSGEB Girişimci Destek Programı ile ilgili ayrıntılı bilgiyi buradan alabilirsiniz.

Reddit yapay zeka destekli aramayı genişletecek

0

Reddit, yapay zeka destekli aramanın genişletileceğine dair ipuçları veriyor. Reddit CEO’su Steve Huffman, çevrimiçi forum sitesinin 2025 yılında kullanıcıların sosyal ağda gezinmesine ve “öznel, zor ve ilginç soruları” yanıtlayabilmesine yardımcı olmak için tasarlanmış geliştirilmiş bir arama deneyimi başlatmayı planladığını söyledi.

Reddit yapay zeka stratejisini uygulamaya alıyor

Şirket bunu, ziyaretçilerin sorular sormasına ve platform genelindeki ilgili yanıtların ve konu başlıklarının düzenlenmiş özetlerini almasına olanak tanıyan bir özellik olan Reddit Answers’ı mevcut aramasına entegre ederek başarmayı planlıyor. Huffman: “Reddit sohbetlerinde, 20 yıldır kullanıcılarımız bu kesinlikle muazzam bilgi birikimini bıraktılar, bu yüzden bunu Answers ile açığa çıkarmaya başlıyoruz. Bu ürün üzerinde yineleme yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Reddit CFO’su Drew Vollero, görüşme sırasında şirketin bu yeteneklere odaklanan “küçük bir arama ekibi” kurmak için mühendisler işe aldığını sözlerine ekledi. Reddit büyümek için yapay zekayı benimsedi. Platform geçen yıl yapay zeka destekli çeviriyi düzinelerce yeni bölgeye getirdi ve bu yıl daha fazlasını planladı ve markalar için AI destekli içgörüler yayınladı. Reddit ayrıca farklı Reddit topluluklarındaki içeriği özetleyen ve öneren yapay zeka destekli arama sonuçları sayfalarını test etmeye başladı. Yatırımcılar, kısmen Google’ın arama algoritmasındaki değişikliklerden etkilenen Reddit’in 4. mali çeyrek sonuçlarından hayal kırıklığına uğradı. Reddit’teki günlük aktif benzersiz kullanıcılar, bir önceki yıla göre yüzde 39 artarak 101.7 milyon kullanıcıya ulaştı ve yatırımcıların 103.1 milyon benzersiz tahminini kaçırdı.

Huffman, büyümeyi, elde tutmayı ve nihayetinde geliri artırmak amacıyla Reddit aramasını platform katılım sürecinin bir parçası haline getirmeyi ima etti. Huffman: “Kullanıcının doğrudan Reddit’te arama yapabilmesine, Reddit’teki sorgularını iyileştirebilmesine, sonunda bu tür sorgular için doğrudan Reddit’e gelmesine ve hatta zamanla aramayı katılım gibi bir şeye entegre etmesine yardımcı olmanın gerçekten ilginç şeyler olduğunu düşünüyorum” dedi.

BYD otonom sürüş ile fiyat savaşını tetikleyecek

Çinli otomobil üreticisi BYD, yeni God’s Eye sürücü destek sistemlerini piyasaya sürdü. Bu hareketin otomotiv endüstrisinde büyük yankı uyandırması ve BYD otonom sürüş teknolojisine sahip otomobiller için bir fiyat savaşı başlatması bekleniyor. Tesla’yı geride bırakarak dünyanın en büyük elektrikli araç satıcısı konumuna gelen şirket, planlarını merkezinin bulunduğu Shenzhen şehrinden canlı yayınlanan bir etkinlikle açıkladı.

BYD otonom sürüş teknolojisi ile rekabeti artırıyor

Şirketin bu iddiasının boyutu, Çin’de 21 modelin bu teknolojiden yararlanacağının duyurulmasıyla ortaya çıktı. En ucuzu olan Seagull SUV, 10.000 dolardan daha düşük bir fiyata satışa sunuldu. BYD’nin 10.000 doların altındaki bir modeli böyle bir çözümle donatma yeteneğinin dünya çapındaki rakiplerini endişelendireceğinden eminiz.

BYD otonom sürüş teknolojisine sahip 21 aracın tamamı, etkinliğin hemen ardından Çin’de satışa sunuldu. Bunlar arasında 100.000 yuan (13.688 dolar) üzeri fiyata sahip tüm BYD markalı modeller ve altındaki üç model (Seagull dahil) yer alıyor.  Şimdiye kadar, BYD genellikle 200.000 yuan (27.377 $) ve üzeri fiyatlı otomobillerde akıllı sürüş yardımı sunuyordu.

Teknolojinin giriş seviyesi versiyonu, God’s Eye C olarak biliniyor ve üç ön görüş kamerası, beş panoramik kamera ve dört çevre görüş kamerası, ayrıca beş mm dalga radarı ve 12 ultrasonik radar kullanıyor. Ayrıca saniyede 100 trilyon işlemlik (100 TOPS) bir tepe gücüne sahip DiPilot 100 hesaplama platformuna sahip.

BYD otonom sürüş teknolojisinin bir versiyonu olan God’s Eye C, markanın Xuanji mimarisini de içeren ve esasen arabaların beyni ve sinir ağı olarak işlev gören BYD markalı araçlarda kullanılıyor. Bundan sonra, bu, arabaların AI yeteneklerini geliştirmek için DeepSeek R1 Large Model’e bağlanacak. Bir seviye yukarı çıkıldığında, God’s Eye B, bir lidar sensörü ve 300 TOPS gücü sunan DiPilot 300 platformunun kullanımıyla çıtayı yükseltiyor. Teknolojinin bu versiyonu, amiral gemisi BYD rozetli arabalara ve ayrıca Fang Cheng Bao ve Denza markaları altında satılan modellere takılıyor.

Ocak’ta küresel elektrikli araç satışları %18 arttı!

Ocak 2025’te küresel elektrikli araç (EV) satışları, geçen yılın aynı ayına göre %18 oranında bir artış göstererek 1,3 milyon adete ulaşmış durumda. Bu artış, şarj edilebilir hibrit araçlar da dahil olmak üzere elektrikli araçların küresel satışlarının arttığını gösteriyor. Ancak, Aralık 2024’e kıyasla satışlarda %35’lik bir düşüş yaşandığı belirtiliyor, bu durumun mevsimsel bir dalgalanma olarak değerlendirildiği ifade ediliyor.

Ocak’ta küresel elektrikli araç satışları %18 oranında artış gösterdi

Bölgesel olarak bakıldığında, Çin’de elektrikli araç satışlarının artış hızında bir yavaşlama gözlemlenirken, Avrupa ve ABD daha hızlı bir büyüme sergileyerek Çin’in gerisinde kalmadı. Özellikle dünyanın diğer bölgelerinde elektrikli araç satışları %50 oranında bir artış gösterdi. Çin’deki satışlar, 0,7 milyon adetle %12’lik bir artış sağlarken, Avrupa Birliği, EFTA ve İngiltere pazarlarında satışlar %21 oranında bir artışla 0,25 milyon adete ulaştı. ABD ve Kanada’da ise satışlar %22 oranında artarak 0,13 milyon adete çıkarken, diğer bölgelerdeki satışlar %50 oranında arttı.

Ocak'ta küresel elektrikli araç satışları %18 oranında artış gösterdi.

Çin’deki büyüme hızındaki düşüşün, Çin Yeni Yılı’ndaki tatillerin etkisiyle Aralık 2024’e kıyasla %43 oranında bir düşüş yaşanmasından kaynaklandığı belirtiliyor. Öte yandan, ABD’deki elektrikli araç satışlarını olumlu etkileyen faktörlerden biri, 7500 dolara kadar sağlanan federal vergi kredilerinin hala geçerli olması.

Ancak, eski Başkan Trump’ın bu kredileri kaldırma planı, önümüzdeki aylarda ABD’deki elektrikli araç satışlarını yavaşlatabilir. Avrupa ise yeni CO2 emisyon hedefleriyle birlikte 2025 yılına güçlü bir başlangıç yaparak önemli bir büyüme gösterdi.

Galaxy S25 Ultra, tamir edilebilirlik konusunda öne çıktı!

0

Samsung’un Galaxy S25 Ultra modeli, teknoloji dünyasında bir dizi yenilik ve gelişmeyle dikkat çekiyor. Ancak, son zamanlarda kullanıcıların en çok ilgisini çeken özelliklerden biri, telefonun tamir edilebilirlik açısından sergilediği performans. iFixit ekibinin yaptığı incelemeye göre, Galaxy S25 Ultra, son on yılın en yüksek tamir puanını alarak bu alanda önemli bir adım atıyor. Özellikle batarya değişimi, önceki modellere kıyasla çok daha kolay hale getirilmiş. Samsung, bataryanın çıkarılmasını basitleştirmek amacıyla yapıştırıcı kullanmayı bırakıp, bataryanın sökülmesini sağlayan dört adet çekme şeridi eklemiş. Bu değişiklik, kullanıcıların bataryayı pratik bir şekilde değiştirmesini sağlıyor.

Galaxy S25 Ultra, tamir edilebilirlik konusunda adından söz ettiriyor

Ancak, ekran değişimi hâlâ zorlu bir süreç olarak öne çıkıyor. iFixit testlerine göre, ekranın sökülmesi için cihazın 150°C’ye kadar ısıtılması gerekiyor. Buna rağmen, birçok tamir işlemi ekranı bozmadan gerçekleştirilebiliyor, bu da kullanıcılar için büyük bir avantaj yaratıyor. Kamera lensleriyle ilgili olarak da bir yenilik var. Artık lens camlarını değiştirmek için arka kapağın sökülmesine gerek kalmıyor. Bu küçük ama etkili değişiklik, hem kullanıcılar hem de teknik servisler için işleri büyük ölçüde kolaylaştırıyor.

Galaxy S25 Ultra’nın genel performansı, pil ömrü ve kamera kalitesi gibi konularda kademeli iyileştirmeler sunduğu belirtiliyor, ancak büyük yenilikler bekleyen kullanıcılar için bu modelde ciddi bir sıçrama yaşanmıyor. Bununla birlikte, Samsung’un gelecek yıl silikon-karbon bazlı bataryalar kullanacağına dair söylentiler, cihazın pil kapasitesini artırma potansiyeli ve daha yüksek enerji yoğunluğu sunma vaadiyle bazı kullanıcıları heyecanlandırabilir. Bu bataryalar, cihaz boyutunu büyütmeden kapasiteyi artırma olanağı sağlayabilir, bu da özellikle pil ömrüne önem veren kullanıcılar için cazip bir özellik olacak.

Sonuç olarak, Galaxy S25 Ultra, özellikle tamir edilebilirlik açısından önemli yenilikler sunuyor ve daha kolay tamir edilebilirlik sağlayan tasarımıyla kullanıcı dostu bir yaklaşım sergiliyor. Ancak, büyük tasarım ve teknoloji değişiklikleri bekleyenler için bir yıl daha beklemek daha mantıklı olabilir.

Kia, yeni nesil elektrikli araçlarıyla geliyor!

Kia, 27 Şubat 2025 tarihinde İspanya’nın Tarragona kentinde düzenleyeceği EV Day etkinliğinde, elektrikli araç serisini tanıtacak. Etkinlikte, üç yeni model olan EV2, EV4 ve PV5 tanıtılacak. Bu modellerin her biri, Kia’nın küresel elektrikli araç stratejisinin bir parçası olarak farklı segmentlere hitap edecek. İlk olarak EV2, konsept haliyle görücüye çıkacakken, EV4 ve PV5 ise seri üretim versiyonlarıyla tanıtılacak.

Kia, yeni nesil elektrikli araçlarıyla karşımıza çıkacak

Kia EV4, daha önce konsept olarak tanıtılmıştı ve bu tanıtımdan sonra yollarda test edilen prototipleri sıklıkla gözlemlenmişti. Küresel pazarda sedan ve hatchback versiyonlarıyla satışa sunulması planlanan EV4, Kia’nın son dönemdeki tasarım anlayışını yansıtan “Opposites United” tasarım dilini kullanıyor. Teknik detaylar henüz tam olarak açıklanmamış olsa da, EV4’te EV3 modelinde olduğu gibi 58.3 kWsa ve 81.4 kWsa kapasiteli bataryalarla birlikte, 150 kW güç ve 286 Nm tork üreten elektrik motoru kullanılması bekleniyor.

Diğer bir tanıtılacak model olan PV5, daha önce konsept olarak gösterilmişti ve şimdi seri üretim versiyonu tanıtılacak. Bu model, ülkemizde de satılan Volkswagen ID.Buzz’a rakip olarak konumlandırılabilir. PV5, geniş ve esnek bir yaşam alanı sunmasıyla öne çıkıyor. Bu model, Kia’nın yeni PBV (Platform Beyond Vehicle) iş stratejisi kapsamında geliştirilen kaykay şasi üzerine inşa edilecek. Şirket, etkinlikte PV5’in kaykay şasisinin detaylarını da açıklayacak.

Kia’nın tanıtacağı üçüncü model olan EV2, konsept olarak sergilenecek ve paylaşılan ipuçlarına göre kompakt bir crossover olarak tasarlanacak. Çamurluklar ve eteklerde kullanılan siyah plastik eklentiler ve gri koruma plakaları, bu aracın crossover esintileri taşıdığını gösteriyor. Ayrıca, gövde rengiyle kontrast oluşturan siyah tavan, EV2’nin tasarımındaki dikkat çeken bir diğer özellik olarak öne çıkıyor. Bu araç, Kia’nın yeni elektrikli model ailesine dinamik bir giriş yapacak gibi görünüyor.

En güçlü yapay zeka çipleri, Amerika’da üretilecek!

ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Paris’teki Yapay Zeka Eylem Zirvesi’nde yaptığı açıklamada, ABD’nin en güçlü yapay zeka çiplerinin kendi topraklarında tasarlanıp üretileceğini vurguladı. Vance, bu adımın, ABD’nin küresel yapay zeka liderliğini sürdürme çabalarının bir parçası olduğunu belirterek, Amerika’nın bu alanda güçlü bir altyapıya sahip olduğunu ifade etti.

En güçlü yapay zeka çipleri, Amerika’da üretilebilir

Vance’in açıklamaları, özellikle Trump yönetiminin çip üretimiyle ilgili yaklaşımını gözler önüne seriyor. Daha önce, Trump’ın CHIPS ve Bilim Yasası’na karşı çıktığı biliniyor, ancak şu anki yönetim, çip üretimini destekleyecek adımlar atmayı planlıyor. ABD’nin, özellikle çip tasarımcıları ve üreticilerine avantajlı krediler sağlamayı hedefleyen bir yasa tasarısı da Kongre’de görüşülüyor.

Vance’in açıklamaları sonrasında, Intel hisseleri hızlı bir şekilde yükselişe geçti. Şirket, hem çip tasarımı yapabilen hem de üretimi kendi topraklarında gerçekleştirebilen nadir firmalardan biri olarak, Batı dünyasında önemli bir yere sahip. Ancak, Intel’in bu yükselişi, Tayvanlı TSMC’nin dış kaynak olarak kullanılması nedeniyle bazı soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Intel, 18A üretim süreci üzerinde çalışıyor ve bu süreç, Panther Lake işlemcilerinin üretimi için kullanılacak.

Ancak, bu sürecin nasıl bir performans sergileyeceği, Intel’in geleceği için kritik bir öneme sahip olacak. Aynı zamanda, Samsung ve TSMC gibi diğer üreticilerin de ABD’deki üretim tesisleri inşa etmeye devam ettiği belirtiliyor, ancak bu tesislerin, ana üretim üslerinin gerisinde kalması bekleniyor.

BMW, büyük bataryalı elektrikli araç üretmeyecek!

BMW’nin geliştirme patronu Frank Weber, elektrikli araçların batarya kapasitesinin büyütülmesinin çevresel açıdan verimsiz olduğunu belirtiyor. Weber, daha büyük bataryaların karbon ayak izinin artmasına yol açacağını vurgularken, bunun yerine verimlilik ve yüksek şarj hızı üzerinde odaklanmanın çok daha önemli olduğunu ifade etti. Elektrikli araçların menzilini artırmak için bataryaların büyütülmesi genellikle ilk çözüm olarak görülse de, Tesla ve diğer otomobil üreticileri de verimlilik artışının batarya kapasitesine paralel şekilde önemli olduğunu göstermiştir. BMW, bu yaklaşımı benimsiyor ve özellikle i4 modeli ve yakın zamanda piyasaya süreceği Neue Klasse temelli modellerle verimliliğe öncelik veriyor.

BMW, büyük bataryalı elektrikli araç üretmeyi planlamıyor

Weber, otomobil endüstrisinde 1000 km menzil sunabilen elektrikli araçlardan bahsedilse de, bu tür araçların üretiminin gereksiz karbon ayak izine yol açacağını belirtti. Bunun yerine, verimli araçlar üretmeye odaklanmanın çok daha anlamlı olduğunu söyledi. Ayrıca, BMW’nin verilerinden yola çıkarak, elektrikli araç kullanıcılarının günlük kullanımda 400-500 km arasında menzil sunabilen araçlarla tatmin oldukları ifade ediliyor. BMW’nin mevcut modelleri bu menzil aralığını sunarken, yaklaşan Neue Klasse modellerinin daha verimli bataryalarla mevcut modellere kıyasla yüzde 30 daha fazla gerçek dünya menzili sağlayacağı belirtiliyor.

BMW, büyük bataryalı elektrikli araç üretmeyi planlamıyor.

Weber, çoğu kullanıcının günlük yaşamda birkaç yüz kilometreden fazla yol almadığını, dolayısıyla verimli ve hızlı şarj olan araçların ön planda olması gerektiğini vurguladı. BMW’nin Neue Klasse modelleri, şirkete ait yeni silindirik hücrelerle güçlendirilecek ve bu hücreler mevcut teknolojilere göre yüzde 30 daha hızlı şarj imkanı sunacak.

Şirket, bu yeni hücrelerle sadece 10 dakikalık şarjla yaklaşık 300 km menzil elde edilebileceğini belirtiyor. Weber, katı hal pillerinin ise en az on yıl sonra kullanılabilecek bir teknoloji olduğunu ve bu pillerin birkaç nesil sonraki araçlarda görülebileceğini belirtti.