Twitter ‘a 28 gün verildi

0

Avustralya e-Güvenlik Komiseri Julie Inman Grant Twitter için yasal bir uyarı yayınladı. Tesla CEO’su Elon Musk platformu satın aldığından beri sosyal medya devinin çevrimiçi nefret artışıyla mücadele etmek için ne yaptığına dair bir açıklama istiyor. Bildirim, Twitter’ın 28 gün içinde yanıt vermesini veya günlük para cezasına çarptırılmasını gerektiriyor. 

E -Güvenlik Komiseri, çevrimiçi nefretle ilgili birçok şikayet aldı ve tüm bildirimlerin üçte biri Twitter’dan geldi. Nefret söylemi raporlarındaki artış, şirketin içeriği kontrol eden personelini kesmesiyle ortaya çıkıyor. Ayrıca, 1 milyondan fazla takipçisi olan 75 hesap da dahil olmak üzere önceden yasaklanmış veya askıya alınmış binlerce hesabı eski durumuna getirdi. 

Twitter, Ocak ayında görevi nefret söylemini izlemek ve ele almak olan çalışanları işten çıkardı. Gözlemciler, Elon Musk ‘ın göreve gelmesinden bu yana antisemitik tweet’lerde %105’lik bir artış kaydetti. Ayrıca Twitter reklamları için para ödeyen insanlardan gelen nefret dolu yorumların %50 arttığına dikkat çektiler.

Elon Musk ve Twitter güven kaybediyor

Avustralyalı bir politikacı olan Michelle Rowland, Elon Musk’ın platformu devralmasının ardından şirketin Avustralya’daki varlığının sona ermesiyle ilgili endişelerini dile getirdi. Hükümetin şirketin daha fazla düzenlenmesini göz ardı etmediğini söyledi.  Twitter’ın küresel iş gücü, güven ve güvenlik ekiplerinin atılmasıyla birlikte Musk yönetimindeki 8.000 çalışandan 1.500’e düşürüldü ve Twitter, Avustralya’daki tüm kamu politikası personelini görevden aldı.

Fidelity, Twitter hisselerinin değerini tekrar düşürdü

Twitter ‘a gelen sorulardan bazıları

Julie Inman Grant, Twitter ‘a , Twitter ‘ın nefret dolu davranışlarla ilgili politikalarının nasıl uygulandığına ilişkin 36 ayrıntılı soru içeren yasal bir bildirim gönderdi . Bildirim, Twitter’ın tüm sorulara olgusal ve doğru yanıtlar vermesini gerektiriyor. Şirketin yanıt vermesi için yalnızca 28 günü var, ve aksi takdirde gecikmenin her günü için 700.000 Avustralya Doları’na (476.000 ABD Doları) varan bir günlük para cezasıyla karşı karşıya kalabilir . Sorulardan bazıları şunlar:

  • Twitter nefret söylemini nasıl tespit eder ve kaldırır?
  • Tekrarlayan suçlularla nasıl başa çıkıyor?
  • Algoritmalarının nefret söylemini ve diğerlerini büyütmemesini nasıl sağlıyor? 

Bildirim ayrıca Twitter’dan insanlara ırk, etnik köken, cinsiyet ve diğer faktörlere dayalı doğrudan saldırıları yasaklayan Nefret Dolu Davranış politikasını nasıl uyguladığını açıklamasını istiyor. 

Raspberry Pi ile kamyonu yazıcıya dönüştürdü!

0

Raspberry’yi alan hakkında ilgili çoğu kişi sever fakat onunla kumanda edilen kamyon yazıcı yapmak herkesin yapacağı bir şey değil. Fikir YouTube içerik üreticisi Ryder Damen’a ait. Kendisi yönettiği Ryder Calm Down isimli kanalda yapay zeka, devreler gibi birçok farklı proje yapıyor. Raspberry Pi devresiyle araç kullanma fikri ona kolay gelmiş olmalı ki bu sefer de kafasına kamyonu yazıcıya çevirmeyi koydu ve yaptı.

Videoda Damen, fikrin nasıl ortaya çıktığını (yolda kamyonların boya işaretlerini basımını görüp etkilenmesi) ve “yazıcı”nın yapım sürecini ve kullanılan malzemeleri açıklıyor. 

Bir kontrplak ve bir römork bağlantısı teçhizatın çerçevesini oluşturuyor; solenoidler, valfler ve hortumlar daha sonra yazıcı parçaları olarak kullanılmak üzere ahşaba monte ediliyor. Solenoidler valfleri kontrol eder; onlara 12V akım uygulandığında açılıyorlar. Bu sırada hortumlar, su akışını merkezi bir noktadan (bir pompa ve su dolu bir kova) her bir valfe bölüyor.

Kurulumun kontrolü, her valfe bir röle ve solenoidler aracılığıyla bağlanan Raspberry Pi. Damen, cihazda istediğiniz mesajı yazabileceğiniz ve yazdırma işinin hızını seçebileceğiniz bir web sitesi oluşturdu. (Damen videoda yazı tipini de seçebileceğinizi ancak “yalnızca bir yazı tipinin işe yaradığını” söylüyor.) Mesaj daha sonra bir görsele dönüştürülüyor, analiz ediliyor ve ardından kamyondaki valf sayısına göre segmentlere ayrılıyor. Kod, her vananın aydınlık veya karanlık kabul edilen bir alanda olup olmadığını belirliyor: Karanlıksa, vana su fışkırtır. Işık yanıyorsa, valf kapalı kalır.

Kendi yol yazma kamyonunuzu yapmak istiyorsanız, projenin kodu artık GitHub’da mevcut ve Raspberry Pi Vakfı, arzın en sonunda yakında artacağını söylüyor ve bu da bir tane daha elinize geçmenizi mümkün kılıyor. Damen’in projelerini ve kanalındaki diğer videolarını izlemek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

Koç Holding ve Microsoft bilişim sektörünün gelecek yetenekleri için bir arada

0

Koç Holding ve Microsoft Türkiye, ülkemizin bilişim sektöründeki küresel rekabet gücüne katkı sağlamak ve dijital ekonomiyi desteklemek amacıyla Ctrl+ Future programını başlatıyor. Mühendislik son sınıf öğrencileri ile yeni mezun mühendisler, Ctrl+ Future ile yazılım geliştirme ve veri analitiği alanlarında özel eğitimler alacak. Programda başarılı olan gençler, eğitimleri devam ederken Koç Topluluğu şirketlerinde staj imkânı bulacak.

Programa ilişkin görüşlerini paylaşan Koç Holding İnsan Kaynakları Direktörü Umut Günal, “Koç Topluluğu olarak şirketlerimizi ve organizasyonlarımızı geleceğin iş yapış şekillerine ve yönetim anlayışına bugünden hazırlıyor; çalışma arkadaşlarımızın yetkinliklerini artıracak gelişim programları sağlıyoruz. Bu programların yanı sıra, paydaşlarımızla birlikte hayata geçirdiğimiz projelerle, geleceğimiz olan gençlere çağın gereksinimlerine uygun bir şekilde kendilerini geliştirme ve kariyer yolculuklarında ihtiyaç duydukları donanımları kazanma fırsatı sunuyoruz. Bu kapsamda Microsoft Türkiye ile başlattığımız Ctrl+ Future ile ülkemizin küresel rekabet gücünü artırmayı, bilgiye dayalı dijital ekonomiyi beslemeyi, genç yeteneklere yazılım geliştirme ve veri analitiği odaklı bir beceri seti kazandırmayı amaçlıyoruz” dedi.

Microsoft Türkiye Pazarlama ve Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Münir Kundakçı ise, “Misyonumuz gereği teknolojinin her bireye ve her kuruma katkı sağlaması için çalışıyoruz. Bu program ile yazılımcı veya veri analisti olmak isteyen gençlerimizi yoğun bir eğitimle istihdam edilecek seviyeye taşıyarak, kariyerlerine nitelikli bir başlangıç yapmalarına destek olmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Koç Holding, ülkemizin bilişim alanında küresel rekabet gücüne katkı sağlamak amacıyla Microsoft Türkiye ile Ctrl+ Future programını hayata geçiriyor. Programa katılan mühendislik son sınıf öğrencileri ile yeni mezun mühendisler, Microsoft Türkiye’nin programa özel geliştirdiği online eğitimlerle yazılım geliştirme veya veri analitiği alanlarında uzmanlaşarak proje tasarlama imkânına sahip olacak. Programı başarı ile tamamlayan katılımcılar, Koç Topluluğu şirketlerinde staj yapma fırsatı yakalayacak.   

Dijital teknolojilerin sunduğu olanakların yanı sıra, bu olanakların ortaya çıkardığı yeni beceri setlerini ve iş kollarını yakından takip ettiklerini söyleyen Koç Holding İnsan Kaynakları Direktörü Umut Günal, “CEO’muz Sayın Levent Çakıroğlu’nun liderliğinde sürdürdüğümüz kültürel dönüşümümüzün en önemli boyutlarından biri olan çevik dönüşüm kapsamında, şirketlerimizi ve organizasyonlarımızı geleceğin iş yapış şekillerine ve yönetim anlayışına bugünden hazırlıyor; çalışma arkadaşlarımızın yetkinliklerini artıracak gelişim programları sağlıyoruz. Bu programların yanı sıra, paydaşlarımızla birlikte hayata geçirdiğimiz projelerle, geleceğimiz olan gençlere çağın gereksinimlerine uygun bir şekilde kendilerini geliştirme ve kariyer yolculuklarında ihtiyaç duydukları donanımları kazanma fırsatı sunuyoruz. Bu kapsamda Microsoft Türkiye iş birliğinde başlattığımız Ctrl+ Future ile ülkemizin küresel rekabet gücünü artırmayı, bilgiye dayalı dijital ekonomiyi beslemeyi, genç yeteneklere yazılım geliştirme ve veri analitiği odaklı bir beceri seti kazandırmayı amaçlıyoruz” dedi.

Koç Holding ile yapılan iş birliğine ve programa ilişkin görüşlerini paylaşan Microsoft Türkiye Pazarlama ve Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Münir Kundakçı ise, “Misyonumuz gereği teknolojinin her bireye ve her kuruma katkı sağlaması için çalışıyoruz. Bu program ile yazılımcı veya veri analisti olmak isteyen gençlerimizi yoğun bir eğitimle istihdam edilecek seviyeye taşıyarak, kariyerlerine nitelikli bir başlangıç yapmalarına destek olmayı hedefliyoruz” dedi. Kundakçı, sözlerine şöyle devam etti: “Dijitalleşen çalışma ortamı, teknoloji temelli iş modellerinin ve iş yapış biçiminin hızla gelişmesine ve çeşitlenmesine de zemin hazırladı.

Ctrl+ Future, Koç Topluluğu şirketlerinde istihdam fırsatı sunuyor

Mayıs ayında pilot uygulaması başlayan programa katılmak isteyen mühendislik son sınıf öğrencileri ve yeni mezun mühendisler,  Kockariyerim.com adresi üzerinden Ctrl+ Future  programına başvuru yapabiliyor. Eğitim aşaması yaklaşık 2 ay sürecek programda yazılım geliştirme alanını seçen katılımcılar, ön yüz ve arka yüz yazılım geliştirme arasından tercihlerini yaptıktan sonra bulut teknolojilerinde yazılım geliştirme çözümleri, programlama dilleri, web geliştirme teknikleri gibi uzmanlık eğitimleri alacak. Veri analitiği alanını seçen katılımcılar ise bulut teknolojilerinde veri analitiği ve analiz programlarını öğrenerek bu alanda uzmanlaşacak. Programda başarılı olan gençler, eğitimlerine devam ederken 10’dan fazla sektörde faaliyet gösteren 100’den fazla Koç Topluluğu şirketinde staj yaparak tecrübe kazanma şansına sahip olacak.  

Samsung Galaxy Enhance-X uygulamasını kullanıma sunuyor

0

Samsung ‘un beta aşamasından genişletilen Galaxy Enhance-X uygulaması artık Galaxy Store aracılığıyla çeşitli premium Galaxy akıllı telefonlar için kullanılabilir durumda.

Bu yeni görüntü düzenleme uygulaması özellikle de istenmeyen bir başıboş gölge, bir lens bozulması veya bir ışık dengesizliği normalde harika olan bir çekimin neredeyse mahvolduğu anlarda; kullanıcıların, fotoğraflarını özgürce özelleştirmelerine ve yeniden düzenlemelerine olanak tanıyor.

AI tarafından desteklenen Galaxy Enhance-X, tek dokunuşla kapsamlı görüntü geliştirmenin yanı sıra HDR ve Moiré efekti dahil olmak üzere belirli özellikleri ayarlama esnekliği sunuyor. Bu esneklik, kullanıcıların tüm fotoğraflarında en iyiyi ortaya çıkarmalarına olanak tanıyor.

Detaylı ve sezgisel düzenleme

Genel, çok yönlü bir iyileştirmeye ihtiyaç hissedildiği zamanlar için, Galaxy Enhance-X’in Magic özelliği, fotoğrafta kapsamlı ve sezgisel iyileştirmeler yapabilen tek duraklı bir çözüm. 

Magic özelliği, yalnızca bir dokunuşla görsel gürültüyü, bulanıklığı ve düşük ayrıntıları otomatik olarak iyileştirmek için derin öğrenmeden ve yapay zekadan yararlanacak ve görüntü kalitesini anında önemli ölçüde artıracak.

Samsung Galaxy telefonlar hakkında bilmeniz gerekenler

Galaxy Enhance-X’in yetenekleri yalnızca son 10 dakika içinde çekilen fotoğraflarla sınırlı değil. Eski Fotoğraf aracı, eski veya hasarlı fotoğrafları eski haline getirmek ve onlara ekstra netlik getirmek için üretici yapay zekadan yararlanıyor. Optimizasyon sırasında Old Photo, ifadeler gibi tüm yüz ayrıntılarını da tam olarak orijinal fotoğrafta olduğu gibi koruduğundan emin, böylece ortaya çıkan çekim daha net ve daha doğru.

Galaxy Enhance-X ile kullanıcılar, yaptıkları kesin değişiklikleri seçme özgürlüğüne sahip oluyor ve bu da yeni özelleştirilebilirlik düzeyleriyle mümkün olan ideal görüntülerle sonuçlanıyor. Ayrıca, uygulamanın güçlü yapay zeka araçları, yerel Galaxy kamera uygulamasıyla çekilenlerin üzerine önceden çekilmiş veya indirilmiş görüntüleri mükemmelleştirebilir.

Apple Vision Pro’nun geliştirici araçları kullanıma sunuldu

Dünyanın ilk uzamsal işletim sistemi olan visionOS’a sahip Vision Pro, kullanıcıların mümkün olan en doğal ve sezgisel girdileri kullanarak fiziksel alanlarında dijital içerikle etkileşim kurmasına olanak tanıyor.

apple vision pro

Artık, Apple’ın küresel geliştirici topluluğu; Vision Pro’daki yeni deneyimler sağlamak için dijital içeriği fiziksel dünyayla sorunsuz bir şekilde harmanlayan yeni bir uzamsal bilgi işlem uygulamaları sınıfı oluşturabilecek.

VisionOS SDK ile geliştiriciler, üretkenlik, tasarım, oyun ve daha fazlası dahil olmak üzere çeşitli kategorilerde yepyeni uygulama deneyimleri tasarlamak için Vision Pro ve visionOS’un özelliklerinden yararlanabilir.

Gelecek ay Apple, geliştiricilere uygulamalarını Apple Vision Pro donanımında test etme ve Apple mühendislerinden destek alma konusunda uygulamalı deneyim sağlamak için Cupertino, Londra, Münih, Şanghay, Singapur ve Tokyo’da geliştirici laboratuvarları açacak

Apple’ın başkan yardımcısı Susan Prescott, teknolojilerinin sunduğu imkanı; “Apple Vision Pro, bir bilgi işlem platformunda nelerin mümkün olduğunu yeniden tanımlıyor. Geliştiriciler, zaten bildikleri güçlü çerçeveleri kullanarak visionOS uygulamaları oluşturmaya başlayabilir ve kullanıcıları için tamamen yeni deneyimler tasarlamak için Reality Composer Pro gibi yeni yenilikçi araçlar ve teknolojilerle geliştirmelerini daha da ileriye taşıyabilirler.” şeklinde açıkladı.

Geliştiricilerin, visionOS uygulamaları ve oyunları için 3B içeriği optimize etmelerine yardımcı olmak üzere, Xcode ile kullanılabilen Reality Composer Pro adlı yepyeni bir araç, Vision Pro’da harika görünmeleri için 3B modelleri, animasyonları, görüntüleri ve sesleri önizlemelerine ve hazırlamalarına olanak tanıyor.

Unity’nin güçlü geliştirme araçlarıyla 3B uygulamalar ve oyunlar geliştiren geliştiriciler, gelecek aydan itibaren Unity uygulamalarını Apple Vision Pro’ya taşıyabilir ve güçlü özelliklerinden tam olarak yararlanabilir.

”Apple Vision Pro ile Complete HeartX , ventriküler fibrilasyon gibi tıbbi sorunları anlamalarına ve görselleştirmelerine ve bilgilerini hastalara nasıl uygulayacaklarına yardımcı olan hiper-gerçekçi 3B modelleri ve animasyonları kullanarak tıp öğrencilerini klinik uygulamaya hazırlamalarına yardımcı olacak” diyen Elsevier Health’in başkanı Jan Herzhoff; “Apple Vision Pro’da Complete HeartX aracılığıyla öğrenim, tıp eğitimini dönüştürecek ve geleceğin sağlık profesyonellerini uygulamaya hazırlayacak.” dedi. Bu ve bunun gibi sayısız teknoloji de aslında bunun içerisinde ve kullanıcıların yaratıcılığıyla ortaya çıkacak.

VisionOS SDK, güncellenmiş Xcode, Simulator ve Reality Composer Pro, geliştirici.apple.com adresinde Apple Geliştirici Programı üyeleri tarafından kullanılabiliyor. 

Yerli enerji depolama sistemine Avrupa’dan büyük ilgi

YEO Teknoloji, enerji depolama çözümlerini, Avrupa’nın en büyük yenilenebilir enerji sektörü buluşması Intersolar’da tanıttı. YEO’nun iştiraklerinden Reap Batarya Teknolojileri, 100 binden fazla ziyaretçiyle rekor kıran fuarda Avrupa ve dünyadan tüm katılımcılardan büyük ilgi gördü. Reap Batarya, yılda 1 GWh’lık enerji depolama sistemi üretme kapasitesine sahip fabrikasını bu yıl İstanbul’da açmayı planlıyor

Türkiye’nin önde gelen mühendislik ve teknoloji şirketlerinden YEO Teknoloji, enerji depolama çözümlerini, Avrupa’nın en büyük yenilenebilir enerji sektörü buluşması Intersolar Europe’da tanıttı.  YEO’nun iştiraklerinden Reap Batarya Teknolojileri, 100 binden fazla ziyaretçiyle rekor kıran fuarda dünyanın her yerinden gelen tüm katılımcılardan büyük ilgi gördü. Reap Batarya, yılda 1 GWh’lık enerji depolama sistemi üretme kapasitesine sahip fabrikasını bu yıl İstanbul’da açmayı hedefliyor. 

14-15-16 Haziran 2023 tarihlerinde Almanya’nın Münih şehrinde düzenlenen buluşmada dünyanın dört bir yanından gelen yenilenebilir enerji sektörü temsilcileri, yeni iş bağlantıları gerçekleştirme fırsatı buldu. 57 ülkeden yaklaşık 2.500 katılımcı, etkinlikte ürün ve çözümlerini sergiledi. 

Odağına dekarbonizasyon, desantralizasyon ve dijitalizasyonu alarak anahtar teslim yenilenebilir enerji projeleriyle daha temiz ve sürdürülebilir bir dünya için çalışan YEO’nun standı, katılımcı firma temsilcileri ve ziyaretçiler tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Çok sayıda sektör temsilcisine ev sahipliği yapan YEO standında Reap Batarya’nın teknolojik çözümleri de tanıtıldı. 

225 milyar dolarlık pazar

Geçtiğimiz yılın sonunda YEO Teknoloji’nin iştiraki olarak enerji depolama çözümleri geliştirmek ve üretmek üzere kurulan Reap Batarya, bu yılın içinde İstanbul’da üretime başlayacak. Dijital enerji dönüşümünü desteklemek ve Net Sıfır İklim hedeflerine ulaşılmasını sağlamak için yıllık 1 GWh’lik enerji depolama sistemi üretecek tesis için çalışmalar başladı. 

2020 yılı sonunda 10GWh’e ulaşan enerji depolama sistemlerinin dünyadaki kurulu kapasitesinin 2030’da 194GWh’ye çıkması bekleniyor. Uluslararası araştırmalara göre her yıl % 35 oranında büyümesi beklenen enerji depolama sistemi pazar büyüklüğünün 2030 yılında yaklaşık 225 milyar dolara çıkması bekleniyor. YEO’nun enerji üretimi, iletimi ve dağıtımındaki tecrübesi, Reap’in yüksek performanslı, verimli, inovatif, ekonomik ve gelişmiş enerji depolama çözümleri ile birleşerek elektrik şebekeleri, yenilenebilir enerji santralleri, endüstriyel, ticari tesisler ve hanelerin enerji dönüşümünü garanti altına alacak. Reap Batarya, enerji depolama sistemlerinde araştırma ve geliştirme, tasarım ve mühendislik, tedarik ve üretim, işletme ve bakım hizmetlerini tek noktadan sağlayacak. Gelişmiş elektronik ve mekanik tasarım teknikleri, tecrübeli batarya tasarım ekibi ile güvenilir enerji depolama sistemlerini müşteri ihtiyaca yönelik sunacak.

Anahtar teslim proje sunuyor

Intersolar’da enerji ve dijital dönüşüme yönelik sunulan tek noktadan entegre çözümleri dünyaya tanıttıklarını belirten YEO Teknoloji CEO’su Tolunay Yıldız şöyle konuştu: “Bu yıl Intersolar Europe Fuarı’nda faydalı görüşmeler yaparak alanında uzman ekibimizle birlikte dünyanın pek çok ülkesinden gelen ziyaretçilerle yeni iş bağlantıları kurma şansı yakaladık. Özellikle enerji depolama alanında yeni ürün ve teknolojilerle hedefimiz global arenada trendleri belirlemek. Fuarda karşılaştığımız ilgi doğru yolda olduğumuzu kanıtladı. YEO olarak özellikle yenilenebilir enerji alanında EPC olarak konumlanarak uçtan uca çözümlerle anahtar teslim kurulum hizmeti veriyoruz. Oluşturduğumuz aktif global iş geliştirme ağının yanı sıra, finansal alanda yaptığı iş birlikleriyle de yenilenebilir enerji alanındaki yatırımcılara; finans, proje, lisans, mühendislik, inşaat, satın alma, denetim gibi konularda kalıcı çözümler üretiyoruz.” 

‘Bizce Mümkün’ sloganıyla doğal kaynakları korumak ve gelecek nesillere daha temiz bir dünya bırakmak için yenilikçi projeler üreten YEO, dünya çapında enerji sektöründeki rolünü güçlendirerek yoluna devam ediyor.

Google yanlışlıkla yapılan SOS çağrıları önleyecek

0

Google, bir konuda daha düzenlemeye gidiyor. Mobil cihazların acil durum algılamaları ve bunları ağ üzerinden ilgili birimlere aktarabilme kabiliyetleri bu teknoloji var olduğundan beri birçok kişinin hayatını kurtardı.

Fakat aksi gibi bu cihazların yanlış algılamaları da ekiplerin gereksiz olarak uyarılmasına ve hem gereksiz efor harcanmasına hem de gerçekten ihtiyacı olanların mağduriyetine yol açıyor.

Google yapay zeka ile hayatlarımızı kontrol edecek mi?

Google ; 911 çağrılarında yanlış algılamalarda, aramalarda bir artış tespit etti ve bunu önleyecek değişiklikler için kolları sıvadı. Google’ın güncel yatırımları da göz önünde bulundurulduğunda şirketin yapay zeka destekli bir adım atacağı çıkarımı yapılabilir.

Bu hatalar neden kaynaklandı

2021’de Android 12’nin piyasaya sürülmesiyle Google, tüm Android telefonların güç düğmesinden kolayca tetiklenebilen Acil SOS benzeri bir işlevselliğe sahip olmasını zorunlu kıldı. Şimdi, özellik 911’e yanlışlıkla çok sayıda çağrı yapılmasına neden oluyor.

Bu ayın başlarında bir tweet’te, Ontario İl Polisi, iletişim merkezlerinin yanlışlıkla acil durum çağrılarında önemli bir artış gördüğünü açıkladı. Ontario polisi, yanlışlıkla 911 tetikleyicilerinin, Google ‘ın Android 12’de Acil SOS’u zorunlu hale getirmesiyle bağlantılı olabileceğini varsayıyor . Bu, birçok Android üreticisinin özelliği varsayılan olarak etkinleştirdiği için mümkün.

Benzer bir olay, iPhone 14 Eylül 2022’de kilitlenme tespiti ile piyasaya sürüldüğünde meydana geldi. Hayat kurtarma özelliği, kullanıcılar hız trenine binerken yanlışlıkla tetikleniyor ve 911’i arıyordu . Apple, Kasım 2022’de Crash Detection’ı optimize etmek için bir iOS güncellemesi yayınladı, ancak bu güncelleme, özellikle kayakçılardan gelen yanlış 911 çağrılarını tetiklemeye devam ediyor.

OnePlus Fold’dan ilk sızıntı!

0

OnePlus Fold bir süredir haberlerde yer alıyor. Adının OnePlus V Fold olduğu iddia edilen bu cihazın şirketin ilk katlanabilir akıllı telefonu olması bekleniyor ve bu yılın sonlarında piyasaya sürüleceği söyleniyor . Bugüne kadar bir şey söylemek için elde yeteri kadar argüman yoktu ama sızıntıyla birlikte artık ne ile karşılaşacağımızı öngörmek mümkün.

İşlemeler, gerçek cihaza değil, bir prototipe dayanmaktadır. Bu nedenle, piyasaya çıktığında bazı değişiklikler görebiliriz. Ancak şimdiye kadar, tasarım oldukça ilgi çekici görünüyor. 

Başlangıç ​​olarak, OnePlus’ın yeni gadget’ı, Samsung Galaxy Z Fold’a benzeyen kitap tarzı katlanabilir bir akıllı telefon olacak. OnePlus’ın önemli bir özelliği olan Uyarı Kaydırıcısı, render’ın sol tarafında görülebilir. Vivo X Fold 2’de bu kaydırıcı daha önce bulunsa da , katlanabilir akıllı telefonlar arasında nadir görülen bir özellik olmaya devam ediyor. 

Ses seviyesi rocker’ı, render’ın sağ tarafında da görülebilir. Ancak Güç düğmesini göremedik. Bununla birlikte, bazı çevrimiçi kaynaklar, güç düğmesinin parmak izi tarayıcı ile yan tarafta olduğunu iddia ediyor. Ancak bu bilgi de henüz doğrulanmadı. 

Bir diğer ilgi çekici özellik ise ön kamera.

Görüntü, iç ekranın sol köşesinde bir delikli kesik gösteriyor – kamera kesiklerinin tipik olarak sağ tarafta bulunduğu ve köşeye kadar gelmediği katlanabilir akıllı telefonlarda genellikle gördüğümüzden oldukça farklı.

Arka kameraya geçildiğinde, Hasselblad logosunun yer aldığı ve üç görünür merceğin yer aldığı dairesel bir kesik var. Bunlardan biri periskop lens gibi görünüyor, ancak bu noktada bu tamamen spekülatif.

Bu prototip renderların beklenmedik sızıntısı, OnePlus Fold lansmanı için daha fazla beklememiz gerekmeyebileceğini gösteriyor. Yakın tarihli bir sızıntı, OnePlus’ın katlanabilir cihazının hem ABD’de hem de Hindistan’da Ağustos ayında piyasaya sürüleceğini bile ima etti.

Dark web ChatGPT hesaplarıyla doldu

0

Bilgisayar korsanları kullanıcıların ChatGPT hesaplarını göz dikti. Bu sefer Dark web ChatGPT kullanıcı hesaplarıyla gündemde. ChatGPT hesapları artık bilgisayar korsanları için birincil hedef haline geliyor.

Yakın zamanda yayınlanan yeni bir raporda, siber güvenlik firması Group-IB’deki araştırmacılar, geçen yıl boyunca dark web pazar yerlerinde satılmak üzere 101.000’den fazla güvenliği ihlal edilmiş ChatGPT oturum açma kimlik bilgisi bulduklarını paylaştı.

ChatGPT hesapları tehlikede

ChatGPT, halka açıldıktan sadece aylar sonra, Şubat ayında 100 milyon kullanıcıyı aştı. Ancak, yapay zeka chatbot’un popülaritesi aylar içinde arttıkça, ChatGPT hesapları için çalınan oturum açma kimlik bilgilerinin sayısı da arttı. Group-IB, geçen ay 26.800’den fazla ChatGPT kimlik bilgisi bulduğunu ve verileri izlemeye başladıklarından bu yana zirveye ulaştığını söylüyor.

Group-IB araştırmacıları, çalınan bu ChatGPT kimlik bilgilerinin çoğuna, popüler Raccoon kötü amaçlı yazılımı sayesinde erişildiğini söylüyor. Raccoon, temel kötü amaçlı yazılımın yaptığı gibi çalışıyor ve kullanıcı, genellikle kullanıcının gerçekten istediği bir uygulama veya dosya kılığına giren yazılımı indirdikten sonra hedefin bilgisayarından bilgi çalışıyor. Bununla birlikte, Raccoon’un kullanımı kolay ve güvenilir, sürdürülen bir abonelik hizmeti olarak mevcuttur. Bu da onu bilgisayar korsanları arasında popüler bir seçim haline getiriyor.

ilgisayar korsanları tarafından tehlikeye atılan bir ChatGPT hesabına sahip olmanın kendine özgü bir dizi potansiyel güvenlik sorunu var. Birincisi, OpenAI birkaç ay önce kullanıcının sohbet geçmişini kaydeden bir özellik yayınladı. Google gibi birçok şirket, çalışanlarını ChatGPT’ye hassas bilgiler girmemeleri konusunda uyarıyor çünkü bu veriler yapay zeka dil modellerini eğitmek için kullanılabiliyor. Ancak, çalışanları bu konuda uyarmaları gerektiği gerçeği, bunun olduğu anlamına geliyor. Bir bilgisayar korsanının bir kullanıcının ChatGPT geçmişine erişimi varsa, daha önce ChatGPT’ye girilmiş olan tüm bu hassas bilgileri görebilir.

Group-IB’nin Tehdit İstihbaratı Başkanı Dmitry Shestakov yaptığı açıklamada: “Birçok kuruluş, ChatGPT’yi operasyonel akışlarına entegre ediyor. Çalışanlar gizli yazışmalara giriyor veya özel kodu optimize etmek için botu kullanıyor. ChatGPT’nin standart yapılandırmasının tüm görüşmeleri sakladığı düşünüldüğünde, bu, hesap kimlik bilgilerini ele geçirmeleri halinde tehdit aktörlerine istemeden hassas bir istihbarat hazinesi sunabilir” dedi.

Ayrıca, bir kullanıcı parolasını birden çok farklı platform için yeniden kullanırsa, ChatGPT hesabına erişimi olan bir bilgisayar korsanı kısa süre sonra diğer hesaplarına da erişebilir. Ayrıca, hedef ChatGPT’nin premium planı ChatGPT Plus için ödeme yapıyorsa, farkında olmadan başkalarının da ücretli hizmeti kullanması için ödeme yapıyor olabilir.

Bu nedenle ChatGPT kullanıcıları, hesaplarına yetkisiz erişim konusunda dikkatli olmalı ve hesap şifrelerini başka platformlar için tekrar kullanmamalı.

Hibrit veya uzaktan çalışma baskısı artıyor

0

Çalışanların şirketlere yönelik hibrit veya uzaktan çalışma baskısı artıyor. Çalışanların yüzde 71’i ikisi arasında seçim yapmak istiyor.

Ivanti Neurons otomasyon platformunun sağlayıcısı Ivanti, 2023 Report: Elevating the Future of Everywhere Work raporunun sonuçlarını açıkladı.

Ivanti, “İşin Geleceği” uzmanlarıyla işbirliği yaptı ve geleceğe bakan kuruluşların ve çalışanlarının karşı karşıya olduğu tutumları, beklentileri ve zorlukları anlamak için dünya çapında 8.400 ofis çalışanı, BT uzmanı ve üst düzey yöneticiyle anket yaptı.

Çalışma modellerini kendileri seçmek istiyor

Anket sonuçlarına göre çalıştıkları yer üzerinde kontrol sahibi olmak isteyen çalışanların sayısı, Ivanti’nin yüzde 71 oranında kaldı. Ancak araştırma, işverenlerin ve çalışanların, işin zamanını, yerini ve çalışma biçimini kimin belirleyeceği konusunda bir mücadele içinde kaldığını gösteriyor.

  • Çalışanların yüzde 71’i kendi seçtikleri bir hibrit veya uzak programda çalışmak istiyor.
  • Çalışanların sadece yüzde 43’ü istedikleri yerde çalışabiliyor.
  • Yukarıdaki iki sayı arasındaki fark 28 puanlık bir ‘tercih boşluğu’ yaratıyor.
  • Buna ek olarak rapor, Everywhere Work’ün faydalarının ve esnekliğinin henüz tam olarak demokratikleşmediğini ortaya koyuyor.

Çalışanlar yeni çalışma biçimleri için tepki gösteriyorlar. Kişisel zamanı korumak ve iş hayatının en külfetli kısımlarını en aza indirmek istiyorlar: uzun yolculuklar, aileden uzakta geçirilen zaman ve sağlık ve esenlik üzerindeki olumsuz etkiler. Şimdiye kadar işverenler, sanal çalışmayı henüz tersine çevrilebilecek bir deney olarak görmeye devam ederek, yavaş yavaş ilerlemeye çalışıyor. Aslında araştırma, bilgi çalışanları arasında, özellikle de genç çalışanlar arasında yaygın bir tükenmişlik ve kopukluk olduğunu ortaya koyuyor:

  • 40 yaşın altındaki her üç ofis çalışanından biri “sessizce işi bıraktığını” itiraf ediyor.
  • 40 yaşın altındaki her dört ofis çalışanından birden fazlası önümüzdeki altı ay içinde işini bırakmayı düşünüyor.
  • Yürümeye hazır zihniyetin en önemli nedenleri iş yükünden kaynaklanan tükenmişlik (yüzde 35) ve akıl sağlığı sorunları (yüzde 35), daha iyi ücret yüzde 33 ile üçüncü sırada yer alıyor.
  • Ofis çalışanlarının yüzde 66’sı hibrit/sanal çalışmadan herhangi bir olumsuz yan etki yaşamadıklarını söylüyor.
  • Ofis çalışanlarının yalnızca yüzde 2’si hibrit çalışma nedeniyle bir terfi alamadıklarını düşünüyor.
  • Ofis çalışanları, uzaktan çalışabilmek için 2022’deki yüzde 5’lik artışla yüzde 8,9’luk bir maaş kesintisi yapmaya razı olduklarını belirtiyor.

Microsoft, Excel ve Outlook sürümlerinde güvenlik sorunlarını düzeltti

Microsoft , işletim sistemlerine yönelik güvenlik düzeltmelerinin yanı sıra hem 32 bit hem de 64 bit olmak üzere Office 2016 ve 2013 sürümleri için güncellemeler yayınladı. Microsoft sadece bunlara değil SharePoint’in sunucularına da güvenlik yamaları sundu.

Kyndryl ve Microsoft

Fidyeci hackerlar, Excel ve nadir dosyaları kötüye kullanıyor

Microsoft’un Excel gibi bazı yazılımları hacker faaliyetlerinde hedef alınmasıyla gündemde yer ediniyordu. Bireysel kullanımların yanı sıra işletmelerin ve özellikle de yüksek sermayeli kuruluşların raporlamalarında kullandığı bu tarz uygulamalardaki zafiyet eğer kuruluşun sağlam bir alt yapısı yoksa olumsuz sonuçlara davetiye çıkarabiliyordu.

Pegasus yazılımı

Güncellemeler, güvenlik yamaları ile ilgili notları aşağıdan inceleyebilirsiniz.

Excel 2016:

Excel 2016 güvenlik güncelleştirmesinin açıklaması: 13 Haziran 2023 (KB5002405)

Bu güvenlik güncelleştirmesi, bir Microsoft Excel uzaktan kod yürütme güvenlik açığını giderir. Güvenlik açığı hakkında daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki güvenlik danışma belgelerine bakın:

Microsoft Ortak Güvenlik Açıkları ve Etkilenmeler CVE-2023-32029
Microsoft Ortak Güvenlik Açıkları ve Riskler CVE-2023-33133
Microsoft Ortak Güvenlik Açıkları ve Riskler CVE-2023-33137

Görünüm 2016:

Outlook 2016 güvenlik güncelleştirmesinin açıklaması: 13 Haziran 2023 (KB5002387)

Bu güvenlik güncelleştirmesi, bir Microsoft Outlook uzaktan kod yürütme güvenlik açığını giderir. Güvenlik açığı hakkında daha fazla bilgi edinmek için bkz. Microsoft Ortak Güvenlik Açıkları ve Etkilenmeler CVE-2023-33131.

Excel 2013:

Excel 2013 güvenlik güncelleştirmesinin açıklaması: 13 Haziran 2023 (KB5002414)

Bu güvenlik güncelleştirmesi, bir Microsoft Excel uzaktan kod yürütme güvenlik açığını giderir. Güvenlik açığı hakkında daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki güvenlik danışma belgelerine bakın:

Microsoft Ortak Güvenlik Açıkları ve Etkilenmeler CVE-2023-32029
Microsoft Ortak Güvenlik Açıkları ve Riskler CVE-2023-33133
Microsoft Ortak Güvenlik Açıkları ve Riskler CVE-2023-33137

Görünüm 2013:

Outlook 2013 güvenlik güncelleştirmesinin açıklaması: 13 Haziran 2023 (KB5002382)

Bu güvenlik güncelleştirmesi, bir Microsoft Outlook uzaktan kod yürütme güvenlik açığını giderir. Güvenlik açığı hakkında daha fazla bilgi edinmek için bkz. Microsoft Ortak Güvenlik Açıkları ve Etkilenmeler CVE-2023-33131.

Yapay zeka ve robotik teknolojileri için yüksek lisans programı

0

Lisans eğitiminin geleneksel alanlara odaklanması sonucu öğrencilerin aldığı eğitim de sınırlı kalıyor. Bu noktada devreye belirli bir uzmanlığa hitap eden yüksek lisans eğitimleri giriyor.

En nitelikli yetenekleri bünyesine katmak isteyen şirketler, adayların belirli bir uzmanlığa hitap eden yüksek lisans programlarını bitirmesi gibi kriterler arıyor. Bahçeşehir Üniversitesi,  AKINSOFT ve AKINROBOTICS ile gerçekleştirdiği iş birliği ile yapay zekâ ve robotik teknolojileri alanında yenilikçi vizyonları benimseyen, kendini geliştirmek isteyen ve bu alanda kariyerinde zirve yapmak isteyen yetişkinler için Akınrobotics ve Bahçeşehir Üniversitesi “Yapay Zekâ ve Robotik Teknolojileri” Yüksek Lisans Programını sunuyor.

Müfredat sektör ile uyumlu hazırladı

İş birliği kapsamında Bahçeşehir Üniversitesi bünyesinde açılacak olan yüksek lisans programı tezli ve İngilizce olacak. Ders içerikleri, sorumlu müfredat ve AKINROBOTICS mühendisleri tarafından bu alanda faaliyet gösteren sektörlerle uyumlu olacak şekilde hazırlandı.

Programa kayıt olan öğrenciler, yapay zekâ ve robotik teknolojilerin ana damarları olan ileri robotik, yapay zekâ veri öğrenim bilgisi, mekaniksel üretim metotları, arayüz yazılım becerileri ve gömülü yazılımlar alanlarında en nitelikli eğitimi alacaklar. Program sonunda, Türkiye’nin robotik ve yapay zekâ alanında lider markası olan AKINROBOTICS ailesinde çalışma şansı elde edebilecekleri gibi ayrıca sektördeki hizmet veren diğer seçkin paydaşlarla da çalışabilecekler.

Mezunlarımız istihdam edilebilirliklerine katkı sunan yetkinliklerle donanacak

Bahçeşehir Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Fatma Elif Çetin iş birliğine ilişkin şunları dile getirdi: “Lisansüstü Eğitim Enstitüsü olarak biz de Akınsoft – Akınrobotics ile iş birliği yapmaktan memnuniyet duyuyoruz. Enstitüsü olarak stratejik hedeflerimizden biri de iş dünyasının, endüstrinin beklediği bilgi, beceri ve yetkinliklerle donatılmış mezunlar vermek üzere, uzmanlık alanlarında sunduğumuz programları sektöründe öncü ve büyük markalarla yakın iş birliği içinde birlikte yürütmek ve geliştirmektir. Programının en önemli çıktılarından biri de mezunlarımızı istihdam edilebilirliklerine katkı sağlayacak yetkinliklerle yetiştirmek. Bu anlamda AKINSOFT ve AKINROBOTICS iş birliğiyle hayata geçireceğimiz bu yüksek lisans programını, bir ilk olması sebebiyle çok önemsiyoruz. Özellikle programdaki çoğu dersin sektör-üniversite iş birliğiyle tasarlanacak ve işlenecek olması, sektörel knowhow içermesi, tamamen uygulamalı, kıymetli hocalarımız ile birlikte sektör profesyonelleri tarafından verilecek olması, tez çalışmasının sektörün ihtiyacına yönelik bir tasarım, ürün, hizmet veya fonksiyon içermesi, bu sürecin hem akademiden hem de sektörden bir eş danışmanla yürütülmesi ve nihai çalışmanın sektörde karşılığı olacak şekilde uygulanabilir, bir soruna çözüm getirecek olması program mezunlarının istihdam edilebilirliğini daha da arttıracak. Lisansüstü Eğitim Enstitüsü adına memnuniyetimi ve heyecanımı ifade ederken, genç ve dinamik bir ekiple bu işi yapmaktan keyif duyduğumu da ayrıca belirtmek isterim.”

Yapay zeka ve robotik teknolojiler zirve yapmak isteyenlere yönelik olacak

Düzenlenen imza töreninde konuşan AKINSOFT ve AKINROBOTICS Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Özgür Akın: “2023 vizyonlarımız arasında AKINROBOTICS Yüksek Teknoloji Enstitüsü açmak vardı. Cumhuriyetimizin 100.yılında bu vizyonumuzu Bahçeşehir Üniversitesi iş birliğiyle gerçekleştiriyoruz. Yapay zeka ve robotik teknolojiler alanında yenilikçi vizyonları benimseyen, bu alanlarda kendini geliştirmek ve kariyerlerinde zirve yapmak isteyen öğrencilerimiz için AKINROBOTICS – BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ Yapay Zeka ve Robotik Teknolojileri alanında yüksek lisans programımızı bugün itibariyle açmış bulunuyoruz. Programa kayıt olan öğrencilerimiz, yapay zeka ve robotik teknolojilerin ana damarları olan ileri robotik, yapay zeka veri öğrenim bilgisi, mekaniksel üretim metotları, arayüz yazılım becerileri ve gömülü yazılımlar alanlarında piyasanın talep ve isteklerini en doğru şekilde karşılayacak eğitimleri alıyor olacaklar. Eğitim İş birlikteliklerimiz önümüzdeki dönemde Büyük Veri ve Veri Madenciliği, Blockchain Mühendisliği, Metaverse Mühendisliği, Siber Güvenlik Mühendisliği, Metalurji ve Malzeme Bilimi, Uzay Bilimleri ve Teknolojileri ana bilim dallarında devam edecek.” dedi.

Operation Triangulation saldırısında ne kullanıldı

0

Kaspersky uzmanları, iOS cihazlarını hedef alan Operation Triangulation saldırısı hakkındaki raporun ardından, saldırılar sırasında kullanılan casus yazılım implantının ayrıntılarına ışık tuttu. TriangleDB olarak adlandırılan implant, saldırganlara gizlice gözetleme yetenekleri kazandırıyor. Yalnızca bellekte çalışan implant, cihaz yeniden başlatıldığında tüm kanıtların silinmesini sağlıyor.

Kaspersky, kısa süre önce iMessage üzerinden özellikle iOS cihazlarını hedef alan yeni mobil Gelişmiş Kalıcı Tehdit (APT) kampanyası hakkındaki yeni detayları paylaştı. Kaspersky araştırmacıları altı aylık araştırmanın ardından istismar zincirinin derinlemesine analizini yayınladı ve casus yazılımın sistemlere nasıl yerleştiğinin ayrıntılarını ortaya çıkardı. TriangleDB olarak adlandırılan implant, hedeflenen iOS cihazında temel ayrıcalıkları elde etmek için çekirdekteki bir güvenlik açığından yararlanılarak dağıtılıyor.

Tehdit bir kez yerleştirildikten sonra yalnızca cihazın belleğinde çalışıyor, dolayısıyla yeniden başlatıldığında bulaşmanın izleri kayboluyor. Sonuç olarak kurban cihazını yeniden başlatırsa, saldırganın kötü niyetli bir ek içeren başka bir iMessage göndererek yeniden bulaştırması ve tüm istismar sürecini bir kez daha baştan başlatması gerekiyor. Yeniden başlatma gerçekleşmezse, saldırganlar süreyi uzatmadığı sürece implant 30 gün sonra kendini otomatik olarak kaldırıyor. Karmaşık bir casus yazılım tekniğiyle çalışan TriangleDB, son derece çeşitli veri toplama ve izleme yeteneklerine sahip.

İmplant toplamda farklı işlevlere sahip 24 komut içeriyor. Bu komutlar cihazın dosya sistemiyle etkileşimi (dosya oluşturma, değiştirme, dışarı sızma ve kaldırma dahil), süreçleri yönetme (listeleme ve sonlandırma), kurbanın kimlik bilgilerini toplamak için anahtarlık öğelerini çıkarma ve diğerlerinin yanı sıra kurbanın coğrafi konumunu izleme gibi çeşitli amaçlara hizmet ediyor.

Kaspersky uzmanları, TriangleDB’yi analiz ederken CRConfig sınıfı populateWithFieldsMacOSOnly adında kullanılmayan bir yöntem içerdiğini keşfetti. Her ne kadar iOS implantında kullanılmamış olsa da bu metodun varlığı benzer bir implant ile macOS cihazlarının hedeflenebileceğini gösteriyor.

Kaspersky Global Araştırma ve Analiz Ekibi (GReAT) Güvenlik Uzmanı Georgy Kucherin, şunları söyledi: “Saldırıyı derinlemesine incelediğimizde çok sayıda ilgi çekici tuhaflık sergileyen sofistike bir iOS implantı keşfettik. Kampanyayı analiz etmeye devam ediyoruz. Bu karmaşık saldırıya ilişkin daha fazla bilgi ile herkesi güncel tutacağız. Siber güvenlik topluluğunu, tehditler hakkında daha net bir görünüm elde etmek için birleşmeye, bilgi paylaşmaya ve iş birliği yapmaya çağırıyoruz.”

Kaspersky araştırmacıları, kötü amaçlı yazılımların bulaşmasını otomatik olarak arayan özel bir ‘triangle check’ yardımcı programı yayınladı. Cihazınızı nasıl kontrol edeceğinize dair ayrıntılı bir kılavuz için blog yazısını okuyabilirsiniz.

Kaspersky araştırmacıları, bilinen veya bilinmeyen tehdit aktörlerinin hedefli saldırılarının kurbanı olmamak için aşağıdaki önlemleri almanızı öneriyor:

  • Uç nokta düzeyinde tespit, araştırma ve olayların zamanında düzeltilmesi için Kaspersky Unified Monitoring and Analysis Platform (KUMA) gibi işletmeler için güvenilir bir güvenlik çözümü kullanın. 
  • Microsoft Windows işletim sistemini ve diğer üçüncü taraf yazılımları mümkün olan en kısa sürede güncelleyin ve bunu düzenli olarak yapın. 
  • SOC ekibinizin en son tehdit istihbaratına (TI) erişimini sağlayın. Kaspersky Threat Intelligence, şirketin tehdit istihbaratına erişim noktasıdır ve Kaspersky tarafından 20 yılı aşkın süredir toplanan siber saldırı verilerini ve içgörüleri sağlar. 
  • GReAT uzmanları tarafından geliştirilen Kaspersky çevrimiçi eğitimi ile siber güvenlik ekibinizin yeteneklerini en son hedefli tehditlerle mücadele edecek şekilde geliştirin. 
  • Hedefli saldırıların çoğu kimlik avı veya diğer sosyal mühendislik teknikleriyle başladığından, güvenlik farkındalığı eğitimi verin ve ekibinize pratik beceriler öğretin. Bunu Kaspersky Automated Security Awareness Platform aracılığıyla yapabilirsiniz.

Google , albümdeki yedeklemediğiniz fotoğrafları silecek

0

Google, tarihinin en büyük sunucu ayıklama işlemlerinden birini sürdürüyor ve aktif kalma bedelini karşılayamayan e posta hesaplarını kaldırdığı gibi şimdi de fotoğraf albümlerinden birini kaldırdığını duyurdu.

Gmail Go

Google, uyarı e postalarını gönderdi

Google , 19 Temmuz’da ‘Albüm Arşivi’nin sona erdiği konusunda bir e-posta uyarısı göndermeye başladı ve görüntüleri sonsuza kadar kaybolmadan önce yedeklemek için bazı önlemler önerdi.

Google’dan gelen ve bu aracın kapatıldığını bildiren e-postada “Bu e-postayı, yakın zamanda Albüm Arşivini görüntülediğiniz için aldınız veya Albüm Arşivinde bazı içerikler görünüyor olabilir” yazıyordu .

“19 Temmuz 2023 itibarıyla Albüm Arşivi artık kullanılamayacak. Bu tarihten önce Albüm Arşivi verilerinizin bir kopyasını indirmek için Google Paket Servisi ‘ni kullanmanızı öneririz .”

Google , kullanıcılar için değerli olabilecek veya İnternet’te bir yere sahip olduklarını artık hatırlamayabilecekleri fotoğrafları kaybetmemek için Google Paket Servisi aracılığıyla bu verilerin bir kopyasını oluşturmanızı öneriyor.

Bu şekilde, Albüm Arşivi artık mevcut olmadığında, içeriğin bir kısmını doğrudan görüntülemek ve yönetmek için bu ürünleri kullanmaya devam edebilirsiniz.

 

Google yapay zeka araçları

Google‘ın kullanıcıların sunduğu büyük nimetlerden biri olan Google Takeout diğer ismi ile Google Paket Servisi, kullanıcıların Google ürünleri üzerinde bulunan hesaplarındaki tüm verileri arşivlemeye yarayan bir servis. Bir nevi Google ürünlerini yedekleme hizmeti olan Google Paket Servisi, arşivleri 1 haftalık periyotlar halinde korumaya alıyor.

YouTube, Drive ve Picasa gibi servislerin bulunduğu, Google Paket Servisi ürün ağını genişleterek kadrosuna Blogger ve Google Plus sayfalarını da dahil etti. Bu sayede Paket Servisi sayesinde artık Blogger üzerindeki blogların tüm içerikleri kolayca yedeklenip, bilgisayarlara indirilebilecek. Google Plus‘ın da servise eklenmesi ile birlikte, Plus Akış, Plus Sayfaları ve Plus Çevreleri de kolayca arşive alınabilecek.

Google Gmail

Google, Gmail hesaplarını silmeye başlıyor! 

Google, her yıl milyonlarca yeni kullanıcı kazandığı için bir o kadar da kullanılmayan hesap silmek zorunda kalıyor. Bu hesapların büyük çoğunluğu tek bir kullanım için oluşturulmuş ve ardından unutulmuş hesaplar.

Bu durum, hizmetten faydalananlar arasında endişelere yol açtı. Google, bu kararı sunucularında alan açmak ve kullanıcıların güvenliğini daha da güçlendirmek amacıyla aldığını söylüyor.

Şirkete göre, terk edilmiş bir hesap, dolandırıcılar ve hackerlar için kolay bir hedef oluşturuyor. İkinci neden ise depolama problemi, her bir kullanılmayan hesap silindiğinde, yeni bir hesap için kullanım alanı doğacak.

Domino’s ilk havadan pizza teslimatını gerçekleştirdi

Domino’s Pizza, Elton John’un “Rocket Man” şarkısından ilham aldı ve ilk kez jet kıyafeti kullanarak hava yoluyla bir pizza teslim etti. Alandakiler için izlemesi zevkliydi ama Dominos‘u büyük bir ceza bekliyor.

Geçtiğimiz günlerde İngiltere’de Elton John’un yer aldığı büyük bir festival vardı. Birçok ziyaretçi aç kaldı, ancak Domino’s Pizza yoğun trafik sıkışıklığı ve araçların festival alanlarına girmesine yönelik yasak nedeniyle yiyeceklerini teslim edemedi.

Böylece şirket, fütüristik bir yemek dağıtım yöntemi denemeye karar verdi.

Domino’s, robotla teslimat çalışması da başlatmıştı

Gravity Industries, teslimatçının uçmasına izin veren, onu güvende tutan ve aynı zamanda pizzayı sıcak tutan bir jet kıyafeti tasarladı. Davanın maliyeti açıklanmadı, ancak yüzbinlerce poundda olduğu düşünülüyor.

Dijital İmza Platformu, 2023’te dünyaya açılacak

0

Dijital İmza Platformu, 2023’te global pazara açılmaya hazırlanıyor. İki boyutlu imzanın global pazarda geçerli olması için AB eIDAS mevzuatına uyumluluğu tamamlayan platform, yıl sonuna kadar Tap&Sign adıyla İngiltere ve Azerbaycan’da ofis açacak.

Dijital dönüşüm alanında gelişmiş ürün ve hizmetler sunan DDTECH’in çatı şirketleri arasında yer alan Dijital İmza Platformu (DİP) yurt dışına açılıyor. DDTECH Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Kulu, platformun Tap&Sign markasıyla yurt dışına açılması için çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. Bu kapsamda iki boyutlu imzanın yurtdışında geçerli bir imza yöntemi olarak kullanılması için gerekli olan AB eIDAS EUTL (Avrupa Birliği Güvenirlik Listesi) entegrasyonunu gerçekleştirdiklerinin altını çizen Kulu, “2023 içerisinde Tap&Sign geliştirilmelerini tamamlayarak yurtdışında pazarlama faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz. İlk etapta İngiltere ve Azerbaycan ofislerimizi hayata geçireceğiz” diye konuştu.

İlk olarak 2015’te yurtdışındaki bir etkinlikte tanıştıkları biyometrik imza uygulamasını Türkiye’de 2016 yılında Şeker Yatırım’la hayata geçirdiklerini kaydeden Kulu, uygulamanın 2017 yılında Turkcell İletişim Merkezlerinde kullanılmaya başlandığını belirtti.

Yine 2017’de kendi kaynaklarıyla yerli biyometrik imza uygulamalarını geliştirdiklerini ifade eden DDTECH Yönetim Kurulu Üyesi, aynı yıl yerli versiyonun Turkcell Güvenli Dijital İmza (GDI) markası ile Turkcell müşterilerinin kullanımına sunulduğunu söyledi.

2018’de Turkcell ile birlikte ilk biyometrik imza satışını İGDAŞ’a yaptıklarını belirten Kulu, “İGDAŞ, tüm abonelik merkezlerinde Turkcell GDI ile abonelik sözleşmelerini dijitalleştirdi” dedi. Kulu ardından Kuveyt Türk’ün tüm şubelerinde işlem dekontları, kasa kira sözleşmeleri ve çek defteri dokümanlarının Turkcell GDI ile imzalanmaya başlandığını hatırlattı.

Tüm imza türleri tek platformda

Biyometrik imza özelinde çok farklı sektörlerden birçok referansları bulunduğunu vurgulayan Kulu, 2019’da dijitalimza.com.tr adresi üzerinden tüm imza türlerini kapsayan, bulut tabanlı platformlarını hayata geçirdiklerini söyledi.

2020’de İngilizce desteğin eklenmesiyle DİP’in Mitsubishi gibi yurt dışı merkezli firmalara da hizmet vermeye başladığının altını çizen Kulu, 2022 yılında da biyometrik imzanın yeni sürümünü kullanıma sunduklarını ve DİP ile DİP Mobil’in yüzde 100 entegre çalışır hale getirildiğini kaydetti.

İmzalar 5070 sayılı kanunla koruma altında

Doküman imzalama işleminin dijital ortamda güvenli şekilde gerçekleşmesini sağlayan Dijital İmza Platformu’nda imzalanan tüm evraklar 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nda belirtildiği şekilde zaman damgası ile korunuyor. DİP ile biyometrik imzaya ek olarak 5070 sayılı kanunda yer alan e-imza, mobil imza, ve her ne kadar yasal geçerliği olmasa da şirket içi süreçlerin dijitalleşerek hız kazanmasında önemli rol oynayan iki boyutlu imza ve tek tıkla onay hayata geçirilmiş oldu.

Dijital İmza Platformu’na, 2021 yılında BTK’nın yayınladığı mevzuatta belirtilen yeni çipli T.C. kimlik kartları ile abonelik sözleşmelerinin imzalanması kapsamında Standart Kart Okuyucu cihazlar ile yeni çipli T.C. Kimlik kartları ile imza atma yeteneği de eklendi. Bu bağlamda tüm Turkcell TİM ve Vodafone Shop’larda abonelik sözleşmelerinin DİP SKO eklentisi ile DİP üzerinden imzalanması sağlandı.

Kriminal incelemelere DİP desteği

Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı Haziran 2022’de kendi biyometrik imza analiz yazılımını geliştirdi. Böylece daha önce biyometrik imza ile imzalanmış dokümanlarla ilgili mahkemelerde bilir kişi incelemelerinde yaşanan sıkıntıların ortadan kalkması yönünde önemli bir adım atıldı. Dijital İmza Platformu, 2023’te Jandarma Kriminal’e ek olarak farklı adli makamların da biyometrik imza analizi yapabilmeleri için gerekli yazılım ve alt yapının hazırlanması amacıyla çalıştaylar düzenlemek üzere hazırlıklarına başladı.

Dijital imzanın avantajları

Hızla dijitalleşen dünyada Dijital İmza Platformu’nun sunduğu dijital imza çözümleri kurumlara birçok avantaj sağlıyor:

  • İmza süreçlerinin yüzde 62’si 15 dakikadan kısa sürede tamamlanıyor.
  • Dijital imza ile imzalanan her dokümana, TÜBİTAK Kamu SM zaman damgası basılıyor. Biyometrik imzada ayrıca imzanın coğrafi koordinatları da kaydediliyor. Tüm dijital imza yöntemlerinde imza dokümandan ayrıştırılması mümkün olmayacak şekilde saklanıyor ve ISO-32000-1 sertifikasyonu kapsamında değiştirilemez şekilde kilitleniyor.
  • Kâğıt, toner, donanım, arşiv, kargo gibi operasyonel maliyetleri yüzde 90 azalıyor. Ayrıca alınan servis büro hizmetlerini de ortadan kaldırıyor.
  • Geleneksel sözleşme süreçlerinde yaşanan eksik / hatalı imza, eksik evrak gibi sorunlar tümüyle ortadan kalkıyor.
  • Dokümanların güvenli şekilde imzalanmasını ve gerektiğinde ispatlanabilirliğini sağlıyor.
  • Aktivasyon / hizmet başlangıcı gibi süreçleri hızlandırdığı için gelir dönüşü hızlanıyor.

EZVIZ, PS600 Taşınabilir Güç İstasyonunu tanıttı

0

Hafif ve az yer kaplayan tasarımı sayesinde mobil kullanım için ideal olan EZVIZ PS600 Taşınabilir Güç İstasyonu evde, seyahatte, kampta kullanılabiliyor. Evde aniden yaşanan enerji kesintileri, kampta telefon ya da bilgisayarın şarj problemi ya da mobil çalışanlar için tüm teknik ekipmanın güç problemi EZVIZ Taşınabilir Güç İstasyonları ile tamamen sıfırlanıyor. İster kamp yapıyor ister ailenizle dışarıda geziyor ister evde enerji kesintisi yaşıyor olun, PS600 temel elektronik cihazlarınızı ve küçük aletlerini USB-C ve diğer bağlantı noktalarıyla hızlı bir şekilde şarj etmeye hazır.

Bir akıllı telefonu 36 kez, kamerayı 30 kez, bilgisayarı 8 kez, dronu 6 kez, mini buzdolabını 10 kez şarj edebilen EZVIZ PS600 Taşınabilir Güç İstasyonu, elektrik kesintileri veya taşınabilir enerji gerektiren her durumda 607 Wh’lik cömert güç kapasitesiyle enerji sağlıyor. İstasyon, cihazları USB-C hızlı şarj seçeneği dahil beş farklı bağlantı noktasıyla şarj edecek şekilde tasarlandı. Seyahatler için ideal olan hafif PS600, az yer kaplayan tasarımıyla kolayca taşınıp saklanabiliyor.

Aynı zamanda ışık kaynağı

Evlerde elektrik kesintisi meydana geldiğinde acil durum güç kaynağı olarak kolayca kullanmak mümkün. Birden fazla cihazı aynı anda şarj etmek gerektiğinde veya aile ve arkadaşlarla güç kaynağını ortak kullanmak istediğinde PS600 bu ihtiyacı karşılayabiliyor. PS600, şarj cihazlarını verimli bir şekilde şarj ederken aşırı gürültü seviyelerini azaltacak şekilde tasarlandı. Ayrıca acil durumlarda veya açık havada ekstra ortam ışığına ihtiyacınız olduğunda el feneri yerine PS600’ün yerleşik LED ışığı tam bir kurtarıcı.

Pony.ai robotaksi lisansı aldı

Pony.ai robotaksi lisansıyla birlikte Shenzen sokaklarında hizmet verecek. Robotaksiler ulaşımda kritik öneme sahip olacak.

Çin’de Shenzen sokaklarında insansız araçlar dolaşmaya başlayacak. Otonom sürüş şirketleri ile yerel makamlar arasında yapılan bir anlaşma, bu tür insansız araçlar için ticari bir pilot projenin başlatılmasının yolunu açtı.

China Daily, sözleşmenin Qianhai’deki Shenzhen-Hong Kong Modern Hizmet Endüstrisi İşbirliği Bölgesi’nin idari organı, seyahat sitesi Ontime ve otonom sürüş hizmeti sağlayıcısı Pony.ai arasında imzalandığını bildirdi.

Pony.ai lisans almayı başardı

Çin’de türünün ilk örneği olacak proje, Çin’in (Guangdong) bir parçası olan Qianhai’de turistik yerler, merkezi iş bölgeleri, sergi merkezleri, havaalanları ve okyanus temalı bir kentsel alan gibi kilit alanları kapsayacak.

Anlaşma, Pony.ai ve Ontime’ın, ticari çok taraflı iş modellerini araştırmak ve yönetim sistemleri, sorumluluk dağılımı ve güvenlik gözetimi açısından insansız araç çağırma araçlarının operasyonel yeteneklerini geliştirmek üzere Qianhai’de yetenekli bir robotaxi operasyon ekibi kurmak için birlikte çalışacağını belirtiyor.

Otonom sürüş projelerinin çoğu, gerektiğinde kontrolleri devralmak için hazırda bekleyen bir sürücüye sahip olmak için kanunen zorunlu. Buna karşılık, girişim, sürücülerin ve ön koltuktaki yolcu güvenlik görevlilerinin işlerini ortadan kaldıracak ve böylece bir kişinin her zaman hazır bulunması gerekliliğini ortadan kaldıracak.

Çin, son yıllarda pek çok eyaletin firmaların tamamen otonom robotaksi hizmetleri sunmaya başlamasını sağlayacak politikalar benimsediğini gördü. Shenzhen, akıllı bağlantılı araç yönetimi yasasının yürürlüğe girmesinin ardından Ağustos 2019’da yollarda tamamen insansız otonom sürüş hizmetlerine izin veren Çin’deki ilk şehir oldu.

Son anlaşma, bir seyahat hizmetleri sağlayıcısının ilk kez Ontime’ın da dahil olduğu bir otonom sürüş projesine aktif olarak yatırım yapmasını sağlayacak. Guangdong eyaletinin Guangzhou şehrinde geçen yıl Ekim ayında insanlı ve otonom araçları işletmeye başlayan şirket, Guangdong-Hong Kong-Makao Büyük Körfez Bölgesinde bu tür robotaksi operasyonlarını gerçekleştiren ilk seyahat platformu oldu.

ABD’de San Francisco, Uber, Lyft ve geleneksel taksilere karşı yarışan tamamen sürücüsüz iki hizmete sahip ilk şehir olmaya hazırlanıyor. General Motors’un bir parçası olan Cruise ve Google’ın bir yan ürünü olan Waymo, yıl sonundan önce hedeflerine ulaşmayı planlıyor.

Yapay zeka telif sorununu gündeme getiriyor

0

Yapay zeka telif konusunda yeni tartışmalara neden oluyor. Yapay zekanın oluşturduğu kodların kime ait olacağı tartışılıyor.

Stanford Üniversitesi’nden yapılan yeni bir araştırmaya göre, geliştiricilerin ve iş adamlarının üretken yapay zekanın yasal sonuçlarını daha iyi anlamaları gerekiyor. Bunun nedeni, bir dava dalgasının yaklaşmakta olması ve yapay zeka aracılığıyla oluşturulan kod, dil ve görüntülerin potansiyel olarak telif hakkıyla korunan materyale dayalı olabilmesi.

Yapay zeka sahiplik konusunda tartışmalara neden oluyor

Generative AI, geliştiricilerin iş kullanıcılarının bir düğmeye basarak kod ve anlatılar oluşturmasını sağlıyor. Kötü haber şu ki, makalenin yazarları “ChatGPT ve DALL-E gibi yapay zeka aracılarının arkasındaki veri kümelerindeki kelimelerin ve resimlerin çoğunun telif hakkıyla korunduğuna” dikkat çekiyor. Mevcut temel modeller, telif hakkıyla korunan materyaller üzerinde eğitilmiştir. Bu modellerin uygulanması, veri oluşturucular uygun nitelik veya tazminat alamadığında hem yasal hem de etik riskler oluşturabilir.

Makalenin ortak yazarlarından Peter Henderson, ilgili bir röportajda yapay zeka ve makine öğrenimi uygulayıcılarının “adil kullanımın nüanslarının farkında olmaları gerekmediğini” belirtiyor. Henderson: “Aynı zamanda mahkemeler, bazı yüksek profilli gerçek dünya örneklerinin adil kullanım korumalı olmadığına karar verdi. Ancak aynı örnekler yapay zekanın ortaya koyduğu şeylere benziyor. Bu alanda davaların nasıl sonuçlanacağı konusunda bir belirsizlik var” ifadelerini kullandı.

Mahkemeler sonunda yapay zekanın adil kullanım kriterlerini karşılamadığına karar verirse, “üretken yapay zekanın eğitilme ve kullanılma biçimini önemli ölçüde azaltabilir. Yapay zeka araçları yetenekler ve ölçek açısından ilerlemeye devam ederken, geleneksel adil kullanım anlayışına meydan okuyor. Hem yetenekleri hem de ölçekleri olan yeni yapay zeka araçları bu tanımı karmaşıklaştırıyor.

Ortak yazarlar, üretici yapay zeka ile telafi edilmeyen kod ve içerik kullanımından kaynaklanan yakında bir dava dalgası öngörüyor. Mahkemeler sonunda yapay zekanın adil kullanım kriterlerini karşılamadığına karar verirse, üretken yapay zekanın eğitilme ve kullanılma biçimini önemli ölçüde azaltabilir. Yapay zeka araçları yetenekler ve ölçek açısından ilerlemeye devam ederken, geleneksel adil kullanım anlayışına meydan okuyacak. Hem yetenekleri hem de ölçekleri olan yeni yapay zeka araçları bu tanımı karmaşıklaştırıyor.