Yandex Ads Türkiye’den ajanslara özel yeni program: Ajans Elçisi

0

Yandex Ads Türkiye, dijital pazarlama alanında faaliyet gösteren ajanslara yönelik yeni bir inisiyatifi hayata geçirdi. “Ajans Elçisi Programı” adı verilen bu yeni yapı, yerel pazarlama ajanslarıyla olan iş birliklerini güçlendirmeyi ve ajans profesyonellerinin doğrudan destek alabileceği bir sistem kurmayı hedefleyen bir girişim olarak tanıtıldı.

Program, ajans profesyonelleri için yeni bir iletişim ve iş birliği ağı oluşturuyor. Katılımcılar, Yandex Ads Space platformu ile etkileşim düzeylerine göre çeşitli ayrıcalıklardan faydalanacak. Aynı zamanda bu yapının, ajanslar arasında bilgi paylaşımını teşvik ederek güçlü bir topluluk oluşturması bekleniyor.

Ajans Elçisi Programı sayesinde, Türk dijital pazarlama ajansları doğrudan Yandex Ads ekibiyle iletişime geçebilecek. Katılımcılar özel destek alabilecek, eğitim içeriklerine erişebilecek ve düzenli bilgilendirme akışından yararlanabilecek. Bu süreçte ajanslara özel geliştirilen yeni bir portal da devreye alındı. Portal üzerinden sektör gelişmeleri, ürün duyuruları ve güncel içerikler merkezi bir noktadan sağlanacak.

Katılımcı ajanslar dört ayrı seviyede gruplandırılacak. Seviye geçişleri, ajansların müşteri portföyü ve platformdaki etkinlik düzeyine göre belirlenecek. “Yandex Ads Başlangıç” seviyesi, henüz aktif kampanyası olmayan ajanslara temel kaynakları sunarken, “Yandex Ads Isınma Turu” seviyesine ulaşan katılımcılar en az bir aktif müşteriyle çalışıyor olacak. “Yandex Ads Satış Şampiyonu” seviyesindeki ajanslar daha yüksek bütçeli kampanyaları yönetirken, “Yandex Ads Premier Satış Yöneticisi” seviyesinde yer alanlar, kapsamlı avantajlar ve özel organizasyonlara katılım hakkı elde edecek. Her seviye, markalı hediyeler, özel eğitim içerikleri ve etkinliklere erişim gibi avantajlarla destekleniyor.

Programın, Yandex’in Türkiye pazarına yönelik 400 milyon dolarlık yatırım planı kapsamında hayata geçirildiği açıklandı. Bu adımın, ajanslar ve Yandex Ads arasındaki iş birliğini ileri taşımayı ve pazarlama profesyonellerine uzun vadeli katkı sunmayı amaçladığı belirtildi.

Programa katılım sağlamak isteyen ajansların, resmi başvuru sayfası üzerinden kayıt yapması ve müşteri bilgilerini paylaşarak uygun seviye tespitini tamamlaması gerekiyor. Seviye atamaları her ay güncellenirken, başvuru için son tarih her ayın 10’u olarak belirlendi.

Detaylı bilgi ve başvuru için: https://ads.yandex/aap adresi üzerinden erişim sağlanabiliyor.

ChatGPT PDF halinde rapor üretiyor

0

Şubat ayında piyasaya sürülen OpenAI’nin aracı AI Deep araştırma aracı, web’de arama yapabilir ve 5-30 dakika içinde ayrıntılı bir rapor çıkarabilir, bir kişinin birkaç saatini alacak bir görevi tamamlayabilir. Bu kullanışlı araç daha da kullanışlı hale geldi.

ChatGPT PDF halinde çalışma çıktıları sunuyor

OpenAI kullanıcıların artık Deep Research raporlarını tablolar, resimler, kaynaklar ve bağlantılı alıntılar dahil olmak üzere raporun tüm öğelerini içeren PDF’ler olarak çıktı alabileceğini duyurdu. PDF’yi oluşturmak kolaydır: Kullanıcıların tek yapması gereken, aşağıdaki videoda görüldüğü gibi raporun üst kısmındaki “PDF olarak indir” seçeneğine dokunmak.

Özellik ChatGPT Plus, Team ve Pro abonelerine sunuldu ve yakında Enterprise ve Edu kullanıcılarına da sunulacak. Deep Research’ün tam sürümü yalnızca ücretli aboneler için kullanılabilir. Ancak ücretsiz kullanıcılar daha kısa yanıtlar sunan hafif bir sürüme erişebilir.

Bir ChatGPT Plus kullanıcısı olarak tek yapmanız gereken, istemimi girmek ve arama çubuğundaki Derin Araştırma düğmesine tıklamak. ChatGPT, olağan sürecin bir parçası olarak, raporun içeriğinin tam olarak neyi göstermesini istediğinizi tanımlayan birkaç takip sorusu soruyor. Daha sonra, takip sorularını yanıtladıktan sonra, AI 22 kaynağı ziyaret ediyor ve 99 aramalar yaparak 10 dakika gibi kısa bir sürede rapor çıkarabiliyor. Elbette bu arama sayısı ve rapor çıkarma süresi sizin isteğinizin içeriğine göre değişebiliyor.

Bu özellik ChatGPT için yeni olsa da, diğer bazı AI sohbet robotları zaten aynı veya benzer işlevselliği sunuyor. Örneğin, bir rapor oluşturmak için Google Gemini’nin Derin Araştırma özelliğini kullanabilir ve ardından bu raporu Google Dokümanlar’a aktarabilirsiniz.

ABD yapay zeka çip ihracatı için Trump’tan yeni karar!

0

Başkan Donald Trump’ın yönetimi, selefinin koyduğu son düzenlemelerden birini iptal etti. Ticaret Bakanlığı, eski Başkan Joe Biden tarafından uygulanan ve ABD yapay zeka çiplerinin belirli uluslararası pazarlara ihracatını kısıtlayan bir politika olan AI Yayılım Kuralını iptal etti.

ABD yapay zeka çip ihracatı için daha esnek hareket edilecek

ABD yapay zeka çip ihracatı hakkında kural, Biden’ın yönetimi tarafından Ocak ayında tanıtıldı ve 15 Mayıs’ta yürürlüğe girmesi planlanıyordu. Trump daha önce Biden tarafından Ekim 2023’te göreve başladıktan sonraki ilk yürütme emirleri dalgasının bir parçası olarak kabul edilen daha geniş AI yönergelerini geri çekmişti.

Ticaret Bakanlığı önceki AI Yayılım Kuralını uygulamasa da, Sanayi ve Güvenlik Bürosu daha sonraki bir tarihte bir yedek politika yayınlayacağını söyledi. ABD AI çiplerinin etkileri üzerine bir basın bülteninde BIS’ten üç ek eylem yer aldı:

  • “Huawei Ascend çiplerinin dünyanın herhangi bir yerinde kullanılmasının ABD ihracat kontrollerini ihlal ettiğine dair rehberlik yayınlamak.
  • “Halkın, ABD AI çiplerinin Çin AI modellerinin eğitimi ve çıkarımı için kullanılmasına izin verilmesinin olası sonuçları konusunda uyaran rehberlik yayınlamak.
  • “ABD şirketlerine tedarik zincirlerini yönlendirme taktiklerine karşı nasıl koruyacakları konusunda rehberlik etmek.”

Bu sektör, Çin ile devam eden tarife müzakereleri ve Orta Doğu’daki olası anlaşmalar dahil olmak üzere ABD’nin uluslararası ilişkileri açısından giderek daha önemli hale gelebilir. ABD yapay zeka çipi üreticisi NVIDIA, mevcut yönetimin AI altyapısının ihracatına yönelik yaklaşımının öncüsü olabilir. Şirket geçen ay, federal hükümetin Çin, Makao, Hong Kong ve ABD Silah Ambargosu kapsamında D:5 olarak belirlenen ülkeler de dahil olmak üzere bazı bölgelere H20 yongalarının ihracatı için lisans talep ettiğini açıkladı.

Google, araç içi deneyimde yeni bir dönem başlatıyor!

Şirket, bu yeni özelliğin önümüzdeki birkaç ay içinde Android Auto destekli tüm araçlara sunulacağını açıkladı. Daha sonra ise Google’ın kendi işletim sistemiyle çalışan araçlarda da yerini alacak. Bu hamle, araç içi teknolojilerde bugüne kadar görülen en büyük dönüşümlerden biri olarak değerlendiriliyor.

Gemini’nin Android Auto üzerindeki etkisi iki temel başlıkta toplanıyor. İlk olarak, bu sistem gelişmiş bir sesli asistan olarak görev yapacak. Sürücüler veya yolcular, Gemini’ye doğal dil kullanarak mesaj göndermesini, müzik çalmasını ya da restoran bulmasını isteyebilecek. Google Asistan’ın yaptığı işleri daha sezgisel ve kullanıcı dostu şekilde gerçekleştirecek olan Gemini, komutlara daha az robotik tepki vererek kullanıcıyı yormayan bir deneyim sunmayı hedefliyor. Ayrıca, kullanıcı tercihlerini hatırlayarak örneğin bir kişiye hangi dilde mesaj gönderileceğini bile otomatik olarak ayarlayabilecek.

İkinci önemli özellik ise Gemini Live olarak adlandırılan sürekli açık sohbet modu. Bu mod sayesinde kullanıcılar, yolculuk fikirlerinden yemek tariflerine, hatta Roma tarihi gibi konulara kadar birçok alanda Gemini ile doğal bir şekilde sohbet edebilecek. Google, bu özelliklerin sürücüleri dikkat dağıtmak yerine, tam aksine görevleri daha kolay yerine getirebilmek adına zihinsel yükü azaltacağını savunuyor.

Şimdilik Gemini, Google’ın bulut altyapısı üzerinden çalışacak. Ancak şirket, otomobil üreticileriyle iş birliği yaparak sistemin doğrudan araç içi donanımda çalışmasını sağlayacak bir edge computing çözümü üzerinde de çalışıyor. Bu sayede hem performans hem de bağlantı güvenilirliği artacak. Hareket halindeki araçların sürekli değişen sinyal kulelerine bağlandığı düşünüldüğünde, bu gelişme büyük önem taşıyor.

Google, araç içi sensörler ve kameraların sunduğu verileri Gemini’nin kullanıp kullanmayacağı konusunda şimdilik net bir açıklama yapmadı. Ancak bu alanda gelecekte oldukça yaratıcı kullanım senaryoları görülebileceğine dikkat çekiliyor.

Gemini, Android Auto ve Google Built-In destekli araçlarda 40’tan fazla dili destekleyecek ve halihazırda Google’ın üretici yapay zekâ modellerinin aktif olduğu ülkelerde kullanıma sunulacak. Google, sürüş deneyimini sadece daha verimli değil, aynı zamanda daha eğlenceli hâle getirmeyi amaçlıyor.

Microsoft 6.000 kişiyi işten çıkarıyor!

0

Microsoft, dünya genelinde yaklaşık 6.000 çalışanını işten çıkarıyor. Bu sayı, şirketin toplam iş gücünün yaklaşık %3’üne denk geliyor. Kararın arkasında ise yapay zeka yatırımlarına daha fazla kaynak ayırma hedefi yatıyor.

Yapay Zeka Yükseliyor, Çalışanlar Gidiyor

Geçtiğimiz yılın verilerine göre Microsoft, dünya çapında 228.000 kişiyi istihdam ediyordu. Bunların 126.000’i Amerika Birleşik Devletleri’nde görev yapıyordu. Yeni işten çıkarmalar ise tüm seviyeleri ve lokasyonları etkileyecek şekilde planlandı.

Şirket, bu kararı açıklarken “stratejik yeniden yapılandırma” ve “operasyonel verimlilik” gibi ifadeler kullandı. Ancak sektör uzmanları bu gelişmeyi, özellikle bulut bilişim ve yapay zeka yatırımları önceliklendirilirken, maliyetlerin azaltılması için alınmış zorunlu bir adım olarak yorumladı.

İşten çıkarmaların detayları henüz tam olarak açıklanmadı. Hangi departmanların veya ülkelerin daha fazla etkileneceği bilinmiyor. Ancak bazı kaynaklara göre, ağırlıklı olarak ürün geliştirme ve destek ekipleri bu dalgadan etkilenebilir.

Bu karar, Microsoft’un yapay zeka teknolojilerindeki liderliğini pekiştirmek için Azure, Copilot ve diğer AI tabanlı hizmetlerine daha fazla kaynak ayırma ihtiyacından doğdu. Şirket, geçtiğimiz aylarda da benzer adımlar atmış, düşük öncelikli bazı projeleri durdurmuştu.

Microsoft, işten çıkarılan çalışanlara “geçiş desteği” sunacağını ve iş bulma süreçlerinde yardımcı olacağını belirtti. Ancak şirket içindeki moral bozukluğu ve belirsizlik dikkat çekiyor.

Bu hamle, yalnızca Microsoft’u değil, genel teknoloji sektörü içindeki dengeyi de etkileyebilir. Uzmanlara göre, bu gelişme diğer büyük şirketlerde de benzer dalgaların öncüsü olabilir.

sahibinden.com, Türkiye Voleybol Milli Takımlar Ana Sponsoru Oldu!

0

Başarılarıyla ülkemizi gururlandıran Filenin Sultanları’nı ve Filenin Efeleri’ni desteklemek üzere Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) ile sponsorluk anlaşmasına imza atan sahibinden.com, Türkiye Voleybol Milli Takımlarının ana sponsoru oldu.

Gerçekleştirilen imza törenine Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, sahibinden.com CEO’su Burak Ertaş’ın yanı sıra A Milli Kadın Voleybol ve A Milli Erkek Voleybol takımlarından oyuncular katılım gösterdi.

Gerçekleşen imza töreninde sahibinden.com CEO’su Burak Ertaş, “25 yıldır değerlerimize sahip çıkarak, toplumun her kesimine katma değer sunma hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Toplumun birleştirici gücü olan sporun gelişimine katkı sağlamak ve Milli Takımlarımızın başarılarını desteklemek bu yaklaşımımızın önemli bir parçası. Bugün farklı spor dallarındaki sponsorluklarımıza bir yenisini ekledik. 60 milyondan fazla kullanıcımız ile başarılarıyla ilham veren Türkiye Voleybol Milli Takımlarının ana sponsoru olduk. Ayrıca, Kadın voleybolunun gururu A Milli Kadın Voleybol Takımımızın formalarında logomuzla yer alacak olmaktan büyük bir gurur duyuyoruz. Onların azmi, disiplini ve takım ruhuyla sahada sergiledikleri mücadeleye ortak olmaktan büyük heyecan duyuyoruz” dedi.

Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, sahibinden.com ile imzalanan anlaşmayla ilgili olarak şunları söyledi: “Türk voleybolu artık sadece sahadaki başarılarıyla değil, kurumsal yapısı, altyapısı ve vizyoner iş birlikleriyle de bir dünya markası haline geldi. Bu başarı yolculuğunda bizimle aynı hayali paylaşan sahibinden.com gibi güçlü bir markayla yol arkadaşlığı yapmaktan büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz. Bu iş birliğinin Türk sporuna ve voleybol camiamıza büyük katkılar sağlayacağına yürekten inanıyorum. sahibinden.com’un desteğiyle daha güzel işler yapacağımıza inanıyoruz. Daha büyük başarılara imza atmak için büyük aile olmak, hayal kurmak, hedef peşinde koşmak ve heyecanı kaybetmemek gerekiyor. Hepimize, Türk sporuna, Türk Voleyboluna ve değerli ortağımız sahibinden.com’a bu imzanın hayırlı olmasını diliyorum.”

Kurumlar en çok hangi yapay zekayı kullanıyor?

0

Fintech firması Ramp’ın işlem verilerine göre OpenAI, işletmelerin AI harcamalarını ele geçirme yarışında rakiplerinin çok önünde görünüyor. OpenAI kurumsal benimseme süreci hızla artarken, Ramp’ın kart ve fatura ödeme verilerinden yararlanarak AI ürünlerinin işletme tarafından benimsenme oranını tahmin eden Ramp AI Endeksi’ne göre, ABD’li işletmelerin %32,4’ü Nisan ayı itibarıyla OpenAI AI modelleri, platformları ve araçlarına abonelik için ödeme yapıyordu. Bu, Ocak ayındaki %18,9 ve Mart ayındaki %28’den fazla.

OpenAI kurumsal benimseme ile fark yarattı

Ramp’ın verileri, rakiplerin benzer bir ilerleme kaydetmekte zorlandığını gösteriyor. İşletmelerin yalnızca %8’i geçen ay Anthropic ürünlerine abone olmuştu. Ocak ayındaki %4,6’ya kıyasla. Bu arada, Google AI abonelikleri Şubat ayındaki %2,3’ten Nisan ayında %0,1’e düştü.

Ramp Ekonomisti Ara Kharzian yayınlanan bir blog yazısında “OpenAI, Ramp platformundaki diğer tüm işletmelerden daha hızlı müşteri eklemeye devam ediyor. Ramp AI Endeksimiz, işletmelerin OpenAI’yi benimsemesinin rakip model şirketlerden daha hızlı büyüdüğünü gösteriyor” dedi.

Açıkçası, Ramp’in AI Endeksi mükemmel bir ölçüm değil. Sadece yaklaşık 30.000 şirketten alınan kurumsal harcama verilerinin bir örneğine bakıyor. Dahası, endeks AI ürünlerini ve hizmetlerini satıcı adı ve satır öğesi ayrıntılarını kullanarak belirlediği için, muhtemelen diğer maliyet merkezlerine dahil edilen harcamaları kaçırıyor.

Yine de, rakamlar OpenAI’nin AI için büyük ve büyüyen kurumsal pazardaki hakimiyetini güçlendirdiğini gösteriyor. Nisan ayında yayınlanan bir raporda, OpenAI’nin 2 milyondan fazla işletme kullanıcısı olduğunu, Eylül ayındaki 1 milyon kullanıcıdan bir artış olduğunu söyledi. Şirket, kurumsal gelirin kârına önemli ölçüde katkıda bulunmasını bekliyor. Bloomberg’e göre, OpenAI bu yıl 12.7 milyar dolar ve 2026’da 29.4 milyar dolar gelir öngörüyor. OpenAI kurumsal benimseme ile bu farkı daha da açacak gibi görünüyor.

Global bir Türk teknoloji devi yaratmayı hedefliyor!

SabancıDx ve Sabancı Topluluğu’nun 2024 yılında çoğunluk hissesini aldığı yerel bulut hizmeti sağlayıcısı Bulutistan’ın önümüzdeki yıllarda bölgeye yayılma stratejisini içeren yol haritası paylaşıldı. İki şirketin ortak strateji ve büyüme hedefleri, bu yılın başından itibaren SabancıDx’in Genel Müdürlüğü görevinin yanı sıra Bulutistan CEO’su olarak görev yapan Tevfik Kor ve Bulutistan Genel Müdürü Gökhan Gençtürk’ün katılımıyla düzenlenen toplantıyla paylaşıldı.

SabancıDx & Bulutistan CEO’su Tevfik Kor, Türkiye yapay zeka ve bulut pazarını değerlendirdi, SabancıDx ve Bulutistan ortaklığı ile geliştirilecek yapay zekâ, hibrit ve çoklu bulut çözümlerini ve yapay zekayı süreçlerine entegre etmek isteyen kurumlara verdikleri destekleri anlattı.

Hedef, bölgede lider olmak

Oluşturdukları güç birliğiyle teknoloji alanında müşterilerin bulut çözümlerinden, yönetilen hizmetlere kadar bütün ihtiyaçlarını tek bir çatı altında sunabilecek bir yapıya dönüştüklerini belirten SabancıDx & Bulutistan CEO’su Tevfik Kor, şunları söyledi: “Türkiye’nin ve bölgenin en hızlı büyüyen bulut bilişim şirketi olan, Turcorn listesinde yer alan, Deloitte Fast 50’ye 2 kere üst üste giren, yeni bir gelişme olarak TOBB Türkiye 100 listesinde yer alan, ‘unicorn’ olma yolunda da hızla ilerleyen Bulutistan’ın hisselerinin satın alınması stratejik, önemli bir karardı. Yeni dönemde; Bulutistan bir alt yapı ve platform şirketi olarak konumlanacak, SabancıDx de platformun yönetilen hizmetlerini veren ve bununla birlikte çoklu ve hibrit yönetilen bulut hizmetleri sunan bir şirket olarak pazarda büyüme yolunda ilerleyecek. Ortaya koyduğumuz güç birliğiyle hem ülkemizde hem de globalde uçtan uca bulut teknolojileri sunacağız. Bu stratejiyle ekosistemi daha da genişletmeyi, yapay zekâ, hibrit ve çoklu bulut çözümleri geliştirmeyi, yönetilen hizmetler yetkinliklerimizi daha yoğun kullanmayı ve bölgede lider olmayı hedefliyoruz.”

Türkiye’de bulut penetrasyonunu artıracak altyapıların kurulması gerekli

Araştırmalara göre global ölçekte bulut pazarı 2024 yılında yüzde 19,2 büyüyerek 596 milyar doları buldu. Pazarın 2025 yılında yüzde 21.5 büyümeyle 724 milyar dolara ulaşması beklenirken, kuruluşların yüzde 90’ının 2027 yılına kadar hibrit bulut yaklaşımını benimseyeceği öngörülüyor. Tevfik Kor, bulut sektöründeki bu ivmeyi şöyle değerlendirdi: “Bulut bilişim dünyada yıldan yıla en hızlı büyüyen alanlarından biri. Pazarın 2025 yılında yaklaşık 750 milyar dolar olacağı öngörülüyor ve yapay zekâ ile beraber de bu katlanarak büyüyecek. Avrupa’da işletmelerin bulut bilişim hizmetleri kullanım oranları yüzde 50’leri bulurken, Türkiye’de yüzde 16’lar seviyesinde. Doğru stratejilerle bu farkı kapatmanın ötesinde çok daha yukarılara taşıyabiliriz. Bu noktada, Türkiye’nin bulut penetrasyonunu arttıracak altyapıların kurulabilmesi çok önemli. Çünkü değer buluttan geliyor.”

Çoklu bulut, şart

SabancıDx & Bulutistan CEO’su Tevfik Kor,“Bugün dünyanın egemen stratejisi, verinin egemenliğini yönetebildiğiniz bir bulut oyunu. Bunu yönetebilmek için birden fazla coğrafyada olmak, ‘çoklu bulut’ oyununu oynayabilmek gerekiyor. Biz de ‘hibrit bulut’, ‘çoklu bulut’ ve ‘yapay zekâ’ stratejimizi buna göre belirliyoruz. Elimizi taşın altına koyup, yatırım yapıyoruz” diye konuştu.

“Coğrafi olarak baktığımızda verinin egemenliği, hibrit bulut ve çoklu bulut başlıkları bizim ana stratejimiz. Şu anda Avrupa, Türki Cumhuriyetleri ve Orta Asya’da hizmet veriyoruz” diyen Tevfik Kor, yurt dışı hedeflerini şöyle açıkladı: “Frankfurt’ta bir şirket kurduk. Avrupa pazarına oradan hizmet veriyoruz.  Azerbaycan ve Özbekistan’da da şirketlerimiz var. Kazakistan’da ikinci yarı yılda şirket açmayı planlıyoruz. Sıradaki planımız Arap Yarımadası. Ciromuzun içindeki Türkiye dışı coğrafyaların payı her yıl yüzde 100 artıyor ve bunu sürdürmek istiyoruz.”

Yol haritalarında hem organik hem inorganik büyümelerin olduğuna değinen Kor, “Türkiye’de ve globalde gerçekleştireceğimiz yeni yatırımlarla yapımızı büyütmeyi hedefliyoruz. SabancıDx ve Bulutistan entegre değer önermesi ile Türkiye’de doğan global bir Türk teknoloji devini yaratmak hedefindeyiz. Ortaya koyduğumuz güç birliğiyle bulut çözümleri, yönetilen hizmetler ve dijital dönüşüm ürünlerimizle 5 bini aşkın şirkete hizmet veriyoruz. Bugüne kadar sürdürdüğümüz büyüme trendini devam ettirerek, bu yılı da Türkiye pazarının büyüme oranının üzerinde bir büyüme ile tamamlamayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Rekabeti demokratikleştirecek

Yapay zekânın şu an diğer ülkelerle yarışmak için bir fırsat olduğunun ve Türkiye’nin bu fırsatı kaçırmaması gerektiğinin altını çizen Bulutistan Genel Müdürü Gökhan Gençtürk ise şunları söyledi: “2025 yılı için en büyük yatırımı da yapay zekâya yapıyor olacağız. Yatırım bütçemizin yüzde 40’ını yapay zekâya ayırmayı planlıyoruz. Artık sadece Bulut Hizmet Sağlayıcısı değil; uçtan uca Yapay Zekâ Bulutu Sağlayıcısı olarak kendimizi konumluyoruz. Türkiye’de GPU makine parkı kurarak, yapay zekâ modellerinin eğitilmesi ve optimize edilmesi konusunda bir altyapı sağladık. Ayrıca kendi küçük dil modelimizi (SLM) geliştirmeye başladık ve ‘public cloud’ altyapımıza GPU sunucularını entegre ederek şirketlere yapay zekâ destekli bulut çözümleri sunuyoruz. Teknoloji yatırımı olmayan ama rekabet etmek isteyen orta ve küçük işletmeler için de bulut teknolojilerini ulaşılabilir kılıyoruz. ‘Kullandığı kadar öde’ modelimizle bu şirketlere hiçbir yatırım yaptırtmadan, teknolojiyi onlara sunarak rekabette demokratikleşme getiriyoruz.”

Suudi Arabistan yapay zeka şirketi kuruyor

Suudi Arabistan’ın veliaht prensi Muhammed bin Selman, krallığı küresel bir yapay zeka merkezi haline getirmek amacıyla Humain adında yeni bir yapay zeka şirketini Salı günü tanıttı. Duyuru, teknoloji devleri Elon Musk, Sam Altman ve Mark Zuckerberg ile ABD Başkanı Donald Trump’ın, yapay zekanın ön planda olacağı bir ABD-Suudi yatırım forumu için Riyad’a gelmesiyle aynı zamana denk geldi.

Modern veri merkezleri kurulacak

Humain, Suudi Arabistan’ın 940 milyar dolarlık Kamu Yatırım Fonu (PIF) tarafından finanse ediliyor ve modern veri merkezleri inşa ederek ülkenin yapay zeka altyapısını güçlendirmeyi hedefliyor. Bu girişim, veliaht prensin, krallığın ekonomisini petrole dayalı gelirlerden uzaklaştırarak çeşitlendirme vizyonunun bir parçası.

Girişimin lansmanı, Suudi Arabistan’ın küresel teknoloji yarışındaki artan etkisini vurguluyor. PIF, Google ve Salesforce gibi Amerikan teknoloji devleriyle son dönemde yapay zeka odaklı projelerde iş birliği yaparak, sermaye arayan şirketler için cazip bir ortak haline geldi. Bugün başlayan yatırım forumu, Suudi Arabistan’ın finansal gücünü yenilikçi teknolojileri çekmek için kullanmayı amaçladığı yeni ortaklıkları gündeme getirecek.

Başkan Trump’ın bölge turu kapsamında gerçekleştirdiği ziyaret, ABD-Suudi ilişkilerinin yapay zeka çağındaki stratejik önemini gözler önüne seriyor. Riyad’daki siyasi ve teknoloji liderlerinin buluşması, krallığın teknoloji aracılığıyla küresel sahnedeki rolünü yeniden tanımlama hırsını ortaya koyuyor.

Humain’in ilk adımları, Suudi Arabistan’ın yapay zeka hamlesinin sektörü ve bölgeyi nasıl şekillendireceği konusunda küresel dikkatleri üzerine çekiyor.

ABD ve Çin arasındaki anlaşmayla teknoloji hisseleri uçuşa geçti!

Hafta sonu gerçekleştirilen görüşmeler sonrası ABD ve Çin, karşılıklı olarak uygulamaya konulan tarifelerin büyük kısmını geçici olarak askıya alma kararı aldı. Bu gelişme, özellikle küresel çip ve teknoloji hisselerinde ciddi bir yükselişe neden oldu.

Son aylarda ticaret gerilimleri nedeniyle tedarik zincirleri tehdit altındaydı. ABD’li teknoloji devleri için Çin, üretim ve pazar açısından kritik bir konumda yer alıyor. Bu nedenle karşılıklı uygulanan tarifeler, şirketlerin maliyetlerini artırırken yatırımcı güvenini de sarsmıştı. Ancak gelen haberle birlikte piyasalarda iyimserlik rüzgarları esti.

Çip devleri yükselişe geçti

ABD’de, Çin’e yönelik kısıtlamalardan etkilenen çip üreticisi Nvidia’nın hisseleri yaklaşık %4, AMD’nin hisseleri ise %6 yükseldi. Broadcom ve Qualcomm hisselerinde de yaklaşık %5’lik artışlar görüldü. Tedarik zincirinin diğer önemli aktörlerinden Marvell, geçtiğimiz hafta ertelediği yatırımcı gününe rağmen %7’lik bir sıçrama yaşadı. Dünyanın en büyük çip üreticisi olan Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TSMC), ABD borsasında işlem gören hisselerinde %6’lık artışla dikkat çekti.

Avrupa’da da çip sektöründeki yükseliş hissedildi. Yüksek teknoloji üretim ekipmanları tedarikçisi ASML %4 değer kazandı. Alman yarı iletken üreticisi Infineon da benzer şekilde yükseldi.

Apple, iPhone üretiminin %90’ını Çin’de gerçekleştirmeye devam ederken, tarifelerin bu çeyrekte şirkete yaklaşık 900 milyon dolarlık ek maliyet getirmesi bekleniyor. Buna rağmen Apple hisseleri %6 artış gösterdi. Amazon ise Çin’den ürün tedarik eden çok sayıda satıcıya ev sahipliği yapmasına rağmen %8’lik bir artış yaşadı.

Öte yandan, ABD borsasında işlem gören Çinli teknoloji şirketleri de yükselişe geçti. Alibaba, JD.com ve Baidu gibi devler bu olumlu havadan payını aldı.

Wedbush Securities’ten Daniel Ives, yatırımcılara gönderdiği notta, “ABD-Çin arasında daha kapsamlı bir ticaret anlaşmasının kapıda olduğunu düşünüyoruz. Bu gelişmelerle 2025 yılı için piyasada yeni rekorlar gelebilir.” ifadelerine yer verdi. Ives, bu gelişmeyi boğa piyasası için büyük bir zafer olarak değerlendirdi.

Küresel ekonomi ve teknoloji dünyası için kritik önemde olan bu geçici uzlaşmanın kalıcı bir anlaşmaya dönüşüp dönüşmeyeceği ise önümüzdeki aylarda yapılacak görüşmelerle netlik kazanacak.

Starship, 9’uncu uçuşu için geri sayımı başlattı!

Geliştirilen Starship programının bir sonraki parçası olan bu araç, başarılı olursa Block 2 serisinden ilk suborbital test uçuşunu gerçekleştirecek.

Ship 35, SpaceX’in Teksas’taki Starbase tesislerinde üretildi ve test sürecinde kullanılmak üzere eski Massey’s atış alanına taşındı. Burada iki ayrı statik ateşleme testine tabi tutuldu. İlk test, uzayda gerçekleştirilmesi planlanan tek motorlu ateşleme simülasyonuydu. Bu test, Block 1 araçlarında daha önce planlanmış olmasına rağmen çeşitli nedenlerle iptal edilmiş ve test programından çıkarılmıştı. Uçuş 7 ve Uçuş 8 sırasında da bu test gerçekleştirilmeden görevler sonlandırılmıştı. SpaceX, bu kez testi başarıyla tamamladığını açıkladı.

Ship 35’in ikinci statik ateşleme testi ise tüm Raptor motorlarının aynı anda çalıştırıldığı 30 saniyelik bir ateşlemeydi. Geçmişteki uçuşlardan önce de benzer testler yapılmış; örneğin, Uçuş 8 öncesinde bir dakikalık uzun bir ateşleme uygulanmıştı. Ancak Uçuş 7’deki başarısızlık bu tür testlerin önemini daha da artırmıştı.

Bu son test sırasında ise gözle görülür şekilde daha şiddetli bir ateşleme süreci yaşandı. SpaceX bu testin başarılı olup olmadığına dair herhangi bir açıklama yapmadı. Bu da, bazı çevrelerde testin planlandığı gibi geçmediği yönünde spekülasyonlara yol açtı. Uzmanlara göre bu durumun olası nedenleri şunlar olabilir:

  • Testte herhangi bir sorun yaşanmadı ancak şirket bilgi paylaşımı yapmadı,
  • SpaceX, önceki uçuşlardaki sorunları bilerek yeniden yaratmayı hedefledi,
  • Kapatma sırasında küçük bir aksaklık yaşandı,
  • Yeni ve ciddi bir arıza tespit edildi.

Henüz resmi bir açıklama gelmemiş olsa da, testin beklenen başarıyı getirmemiş olması halinde Uçuş 9’un planlanan uçuş tarihinin ertelenmesi kaçınılmaz olabilir. Şu anda denizcilere ve pilotlara yapılan uyarılarda, fırlatmanın Mayıs ayının ikinci yarısında gerçekleşebileceği belirtiliyor. Ancak bu tarih aralıkları oldukça esnek ve Haziran ayına sarkma ihtimali yüksek.

Fırlatma için kesin tarih verilmeden önce, FAA’nin Uçuş 8 kazasına ilişkin yürüttüğü soruşturmanın tamamlanması, hava sahası ve karayolu kapatmalarının duyurulması ve SpaceX’ten resmi bir açıklama yapılması bekleniyor.

Starship Uçuş 9, yalnızca SpaceX için değil, özel uzay taşımacılığı ve insanlı Mars görevleri için de kritik önemde.

Meksika, Google Haritalar’daki kritik değişiklik hakkında dava açtı!

Açılan davanın gerekçesi, Google Haritalar uygulamasında Gulf of Mexico (Meksika Körfezi) adının, ABD’deki kullanıcılara “Gulf of America” (Amerika Körfezi) olarak gösterilmesi.

Sheinbaum, Google tarafından yapılan bu adlandırmanın yalnızca ABD sularını kapsayabileceğini, körfezin tamamı için kullanılmasının uluslararası isimlendirme ilkelerine aykırı olduğunu belirtiyor

Google Haritalar’da şu an ABD kullanıcıları körfezi Gulf of America olarak görüyor. Meksika’da ise Gulf of Mexico adı korunuyor. Diğer ülkelerde ise karma bir ifade kullanılıyor: Gulf of Mexico (Gulf of America). Bu değişikliğin arkasında ise eski ABD Başkanı Donald Trump var. Başkanlık görevine ikinci kez başladığı ilk gün, körfezin ismini değiştiren bir başkanlık kararnamesine imza attı. Google ve Apple ise, bu değişiklik ABD’nin coğrafi veri sistemi GNIS’te resmi olarak yer aldıktan sonra uygulamalarını buna göre güncelledi.

Sheinbaum, geçtiğimiz haftalarda düzenlediği basın toplantısında, “ABD kendi sınırları içindeki bölgeyi istediği gibi adlandırabilir. Ama körfezin Meksika’ya ya da Küba’ya ait olan kısmı üzerinde bu hakkı yok.” dedi. Ayrıca, “Google’ın ABD’nin kararlarına uymasına bir itirazımız yok. Ancak bu kararın sadece ABD topraklarıyla sınırlı kalması gerekir.” açıklamasında bulundu.

Meksika lideri, şubat ayında bu isim değişikliğine dava açma tehdidinde bulunmuştu. Şimdi ise bu tehdidi hayata geçirdiğini duyurdu; ancak davanın tam metni henüz kamuoyuyla paylaşılmadı.

Öte yandan, geçtiğimiz hafta ABD Temsilciler Meclisi, körfezin adının resmi olarak “Gulf of America” şeklinde kodlanması için bir yasa tasarısını onayladı. Trump yönetimi ayrıca yılın başlarında, “Gulf of Mexico” adını kullanmaya devam eden Associated Press muhabirlerini Beyaz Saray etkinliklerinden men etmişti. Mahkeme bu kararı iptal etti ve gazetecilerin haklarını geri verdi.

Bu gelişme, dijital platformlardaki coğrafi adlandırmaların yalnızca teknik değil, aynı zamanda diplomatik bir konu haline geldiğini gösteriyor.

Google, biyometrik veri toplama davasında 1.3 milyar dolar ceza ödeyecek!

Google tarafından uzlaşma ile belirlenen bu ceza tutarı, şimdiye kadar şirkete karşı gizlilik ihlalleri konusunda açılmış davalar arasında en yüksek tazminat miktarını temsil ediyor.

2022 yılında 40 eyaletin birlikte açtığı benzer bir dava sonucunda Google, toplamda 391 milyon dolar ödemişti. Teksas davası ise daha büyük bir başarı olarak kayıtlara geçti.

Davaya göre, Google özellikle Google Fotoğraflar uygulaması üzerinden kullanıcıların yüz tanıma verilerini izinsiz şekilde işledi. Uygulama, yüklenen her görseldeki yüzleri analiz ediyor ve bu analiz, sadece görseldeki kişilere değil, arka planda görünen diğer bireylere de uygulanıyor.

Teksas Başsavcısı Ken Paxton’un ofisi, bunun 2009 yılında Teksas’ta yürürlüğe giren biyometrik gizlilik yasasına aykırı olduğunu savundu. Dava ayrıca Nest Hub Max cihazlarındaki Face Match ve Voice Match özellikleriyle yapılan veri toplama işlemlerine de dikkat çekti.

Google uzaktan çalışanları

Google, yıllar süren yoğun hukuki mücadele sonrasında anlaşmaya varmayı kabul etti. Şirketten yapılan açıklamada, “Bu anlaşma, eskiye dayalı ve büyük ölçüde başka yerlerde zaten çözüme kavuşmuş iddiaları kapsamaktadır. Bahsi geçen ürün politikaları uzun zaman önce değiştirilmiştir.” denildi.

Paxton ise bu anlaşmayı “Teksaslılar için büyük bir zafer” olarak nitelendirdi.

Henüz bu fonun nasıl kullanılacağına dair net bir açıklama yapılmadı. Ancak benzer bir örnekte, Pennsylvania eyaletinin aldığı 20 milyon dolarlık tazminat doğrudan eyalet hazinesine aktarılmıştı. Teksas’ın bu dev tazminatı nasıl değerlendireceği merak konusu.

ABD ve Çin arasındaki anlaşma, Apple hisselerini uçuşa geçirdi!

Piyasa açılışında Apple hisseleri yaklaşık %6 artarak 211 dolar seviyesine kadar çıktı ve gün içinde 207 dolar civarında dengelendi. Bu, şirketin Cuma günü kapanış fiyatı olan 198,53 dolardan yaklaşık %5’lik bir yükseliş anlamına geliyor.

Yeni anlaşmayla birlikte, iki ülke arasındaki karşılıklı tarifeler %125’ten %10’a çekildi. Ancak bu düzenlemenin süresi şimdilik 90 günle sınırlı. Taraflar bu süre içinde daha uzun vadeli bir çözüm için müzakerelerine devam edecek.

Apple için bu gelişme oldukça kritik. Zira şirketin gelirlerinin yarısından fazlasını oluşturan iPhone üretiminin büyük bölümü Çin’de gerçekleşiyor. Dolayısıyla Çin’e uygulanan yüksek gümrük tarifeleri doğrudan Apple’ın kâr marjlarını etkiliyor. CEO Tim Cook, geçtiğimiz çeyrek raporunda mevcut tarife politikalarının Haziran dönemi için şirkete yaklaşık 900 milyon dolarlık ek maliyet getireceğini açıklamıştı.

Apple, iPhone fiyatlarında değişikliğe gidecek mi?

Apple’ın sonbaharda tanıtmayı planladığı iPhone 17 serisi öncesinde, üretim maliyetlerindeki bu düşüş hem şirket hem de tüketiciler açısından önemli bir gelişme. Ancak Wall Street Journal’ın haberine göre Apple, tarife baskılarını dengelemek adına yeni iPhone’larda fiyat artışı seçeneğini de değerlendiriyor. Eğer mevcut geçici anlaşma kalıcı hale gelirse, bu tür fiyat artışları yeniden gözden geçirilebilir.

Apple’ın hisse değerlemesi, özellikle üretimle doğrudan ilgili olması nedeniyle diğer büyük teknoloji şirketlerine göre ticaret politikalarından daha fazla etkileniyor. Yazılım ve servis gelirlerine daha çok dayanan Google ve Microsoft gibi rakiplerine kıyasla, Apple’ın donanım merkezli yapısı onu bu tür değişimlere daha duyarlı hale getiriyor.

iPhone 17 Air ve iPhone 17 Pro Max

Şirketin güncel piyasa değeri 3.1 trilyon doları bulmuş durumda. Microsoft ise yaklaşık 3.3 trilyon dolarla hâlâ dünyanın en değerli halka açık şirketi konumunda.

Küresel ticaret politikalarındaki dalgalanmalar göz önüne alındığında, bu anlaşmanın kalıcı hale gelip gelmeyeceği belirsizliğini koruyor. Ancak yatırımcılar şimdilik olumlu bir gelişme yaşandığı görüşünde ve Apple’ın yükselişi bu beklentiyi yansıtıyor.

Önümüzdeki haftalarda yapılacak görüşmeler, sadece Apple için değil, genel olarak küresel teknoloji sektörü için de belirleyici olacak gibi görünüyor.

IBM Hindistan’da kuantum bilgisayarı inşa edecek!

0

IBM, dijital dönüşüm şirketi Tata Consultancy Services ile yeni bir iş birliği yaparak Hindistan’daki en güçlü kuantum bilgisayarını kurma planlarını duyurdu. Girişim, Andhra Pradesh’in başkenti Amaravati’deki yaklaşan Quantum Valley Tech Park’ta gerçekleşecek. IBM, burada 156-kübitlik Heron kuantum işlemcisine sahip Quantum System Two’yu kuracak.

IBM Hindistan kuantum bilgisayarı için hazır

Proje, Hindistan’ın küresel kuantum hesaplama ortamındaki rolünü ilerletmede önemli bir adım olarak konumlandırılıyor. TCS yaptığı açıklamada, IBM’in Quantum System Two’sunun “Hindistan endüstrisinin ve akademisinin ülkenin en karmaşık zorluklarından bazılarını çözmesine yardımcı olmak” için algoritmalar ve sistemlerin geliştirilmesini destekleyeceğini söyledi.

TCS’nin baş teknoloji sorumlusu Harrick Vin’e göre proje, yaşam bilimleri, kriptografi, enerji ve üretim dahil olmak üzere kritik sektörlerde gelişmiş kuantum çözümleri geliştirmeyi hedefleyecek. IBM ve TCS arasındaki ortaklık ayrıca IBM’in bulut tabanlı kuantum hesaplama platformlarına bölgesel erişimi de içeriyor. Şirketler bunun yerel araştırmacıların, geliştiricilerin ve mühendislerin yeni kuantum uygulamaları oluşturmasını ve alandaki araştırmaları hızlandırmasını sağlayacağını söylüyor.

Andhra Pradesh hükümeti, araştırma altyapısı, eğitim programları ve endüstri katılımı da dahil olmak üzere Quantum Valley Tech Park çevresinde daha geniş bir ekosistem oluşturmayı planladığını söyledi. Başbakan N Chandrababu Naidu: “Hindistan’ın Ulusal Kuantum Misyonu, ülkeyi kuantum inovasyonu ve ekonomik büyüme için küresel bir merkez olarak öngörüyor. IBM ve TCS gibi endüstri liderleri tarafından desteklenen Quantum Valley Tech Park, bu vizyonu gerçekleştirmeye yönelik önemli bir adımı temsil ediyor” dedi.

IBM Quantum’un başkan yardımcısı Jay Gambetta, projenin Hindistan’ın kuantum hedefleri için bir katalizör görevi göreceğini söyledi. Gambetta: “TCS ile yaptığımız çalışma, kuantum araçlarına erişimi genişletmek ve pratik uygulamaların geliştirilmesini sağlamak için tasarlandı” dedi.

Girişim, ülkeyi ve özellikle Andhra Pradesh’i kuantum teknolojileri için bir merkez olarak konumlandırmak için başlatılan Hindistan’ın daha geniş Ulusal Kuantum Misyonu’nu destekliyor. Hükümet, yeni proje kapsamında uluslararası yatırım çekmeyi, akademi-sanayi iş birliğini teşvik etmeyi ve yeni ortaya çıkan kuantum sektöründe yüksek değerli işler yaratmayı umuyor.

Trump telif hakları yöneticisini kovdu

0

Başkan Donald Trump, ABD Telif Hakları Ofisi’ni yöneten Shira Perlmutter’ı kovdu. Kovulma haberi CBS News ve Politico tarafından duyuruldu. Temsilciler Meclisi İdare Komitesi’ndeki en üst düzey Demokrat olan Temsilci Joe Morelle’in yaptığı bir açıklamayla doğrulandı.

Trump telif hakları tarafında işten çıkarma yaptı

Morelle: “Donald Trump’ın Telif Hakları Sicilini feshetmesi, Shira Perlmutter, hiçbir yasal dayanağı olmayan küstahça, benzeri görülmemiş bir güç ele geçirme girişimidir. Elon Musk’ın yapay zeka modellerini eğitmek için telif hakkıyla korunan eserlerden oluşan hazineleri çıkarma çabalarını onaylamayı reddetmesinden bir günden kısa bir süre sonra harekete geçmesi kesinlikle tesadüf değil” dedi.

Perlmutter, 2020’de ilk Trump yönetimi sırasında Telif Hakları Ofisi’ni devraldı. Trump’ın bu hafta kovduğu Kongre Kütüphanecisi Carla Hayden tarafından atandı. Trump, sosyal ağı Truth Social’da avukat Mike Davis’in CBS News makalesine bağlantı veren bir gönderisini “Yeniden Doğrulayarak” habere atıfta bulundu.

Bunun Musk ve yapay zeka ile nasıl bağlantılı olduğuna gelince, Morelle bu hafta yayınlanan ve telif hakkı ve yapay zekaya odaklanan bir ABD Telif Hakkı Ofisi raporunun yayın öncesi versiyonuna bağlantı verdi. Telif Hakkı Ofisi, bireysel davaların sonucunu “önceden yargılamanın mümkün olmadığını” söylerken, yapay zeka şirketlerinin modellerini telif hakkıyla korunan içerik üzerinde eğittiklerinde bir savunma olarak “adil kullanım”a ne kadar güvenebilecekleri konusunda sınırlamalar olduğunu söylüyor. Örneğin, raporda araştırma ve analize muhtemelen izin verileceği söyleniyor.

Gemma AI modelleri indirme sayısıyla başarıyı yakaladı

0

Google’ın Gemma AI modelleri 150 milyon indirmeyi geçti. Google’ın herkese açık Gemma AI modelleri koleksiyonu bir dönüm noktasına ulaştı: 150 milyondan fazla indirme. Google DeepMind’da geliştirici ilişkileri mühendisi olan Omar Sanseviero, hafta sonu X’teki rakamı duyurdu ve ayrıca geliştiricilerin AI geliştirme platformu Hugging Face’te Gemma’nın 70.000’den fazla çeşidini oluşturduğunu ortaya koydu.

Gemma AI modelleri ilgi görüyor

Google, Gemma’yı Şubat 2024’te piyasaya sürerek Meta’nın Llama’sı gibi diğer “açık” model aileleriyle rekabet etmeyi amaçladı. En son Gemma sürümleri çok modludur, yani metinlerin yanı sıra görsellerle de çalışabilir ve 100’den fazla dili destekleyebilir. Google ayrıca, ilaç keşfi gibi belirli uygulamalar için ince ayarlanmış Gemma sürümleri oluşturdu. Google, daha önce New York’ta sağlık odaklı bir etkinlikte, TxGemma adı verilen ilaç keşfi için “açık” yapay zeka modelleri koleksiyonu geliştirdiğini duyurmuştu.

Bununla birlikte Meta, Mart ortasında “açık” AI model ailesi Llama’nın Aralık 2024 başındaki 650 milyon indirmeden 1 milyar indirmeye ulaştığını söyledi. Meta, ilk LlamaCon geliştirici konferansında bu rakamın 1.2 milyar indirmeye ulaştığını açıkladı.

Yaklaşık bir yılda 140 milyon indirme dikkat çekici bir ölçüt olsa da Gemma, belki de en büyük rakibi olan ve Nisan ayı sonlarında 1,2 milyar indirmeyi geçen Llama’nın çok gerisinde kalıyor. Gemma’nın da Llama gibi özel, standart dışı lisanslama koşulları nedeniyle eleştirildiğini ve bazı geliştiricilerin bu koşulların modelleri ticari olarak kullanmayı riskli hale getirdiğini söylediğini belirtmekte fayda var.

Uçan araç sertifikası kabul aldı

0

Çin hükümeti, XPeng Aeroht’un Kara Uçak Gemisi uçan aracı için üretim sertifikası başvurusunu kabul ediyor. Çin Güney Merkez Bölge İdaresi Sivil Havacılık İdaresi’nden alınan bir üretim sertifikası, şirketin uçan araç için üretim sistemini sertifikalandırma sürecinde kritik bir adımdır. Tip sertifikası şu anda uyumluluk belirleme aşamasında.

Uçan araç sertifikası için önemli gelişme

Üretim tesisi %70 oranında tamamlanmış olup dördüncü çeyrekte tamamlanması planlanmakta. Bu yılın başlarında, XPeng Aeroht, şirketin çift amaçlı aracın uçan bileşenini sergilediği CES’te büyük kalabalıklar çekti. XPeng Aeroht geçen yıl, uçan bileşeni içinde taşıyan ana gemi olarak bilinen altı tekerlekli, üç akslı bir kara aracı olan Kara Uçak Gemisi’ni tanıttı. Arka bagaj, uçan bileşeni yarı saydam bir cam tasarımıyla saklar, böylece uçan araç görülebilir.

Uçmak için aracın o kısmı tamamen ayrılıp alçak irtifa uçuşları için bağımsız bir elektrikli dikey kalkış ve iniş aracı haline geliyor ve bu da kamuoyuna gösterildi. Hava modülü tamamen elektrikli, altı pervane ve panoramik bir kokpite sahip ve manuel ve otomatik uçuşu destekliyor. Ayırma ve yeniden bağlanma mekanizmaları otomatik ve ayrıldıktan sonra hava aracının altı kolu ve pervanesi açılıyor. Geçtiğimiz yıl CES’te XPeng, katlanabilir kanatlara sahip gelecekteki uçan arabasını tanıttı ve bu, CES 2024’te büyük ilgi gördü.

CES 2025’te XPeng, sürüş aracının arkasından çıkan uçan araca vurgu yaparak ana gemi versiyonunu tanıttı. Şirket, uçan araba için 2.000’den fazla sipariş aldığını ve alıcıların yaklaşık %80’inin girişimciler, CEO’lar, ünlüler ve uçuş meraklıları olduğunu söyledi. Uçan araba, geçen yılın sonlarında Guangzhou Otomobil Fuarı’nda medya ve katılımcıların önünde ilk halka açık uçuşunu gerçekleştirdi.

ABD-Çin anlaştı: 90 günlük gümrük barışı piyasaları coşturdu!

0

ABD ve Çin, küresel ticaret savaşını hafifletmek için tarihi bir adım attı. İki dev ülke, karşılıklı uyguladıkları yüksek gümrük vergilerini 90 gün boyunca önemli ölçüde azaltmaya karar verdi. Bu beklenmedik gelişme, dünya genelindeki finansal piyasalarda büyük bir coşku yarattı.

ABD ve Çin, Ticaret Savaşını Geçici Olarak Sonlandırdı

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, ABD’nin Çin’den ithal edilen ürünlere uyguladığı gümrük vergilerini yüzde 145’ten yüzde 30’a düşüreceğini duyurdu. Karşılık olarak Çin ise, ABD ürünlerine uyguladığı yüzde 125’lik vergi oranını yüzde 10 seviyesine indirecek. Karar, Cenevre’deki üst düzey görüşmelerin ardından geldi.

Cenevre’de gerçekleşen müzakerelere ABD adına Hazine Bakanı Scott Bessent ve Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer katıldı. Çin heyetine ise Başbakan Yardımcısı He Lifeng başkanlık etti.

Anlaşma, sadece gümrük vergilerini değil, ticaret ilişkilerini kapsayan bir diyalog mekanizmasının kurulmasını da içeriyor. Taraflar, gelecekte çıkabilecek anlaşmazlıkları çözmek için düzenli görüşmeler yapma konusunda anlaştı.

Borsalardan olumlu tepki

Anlaşmanın etkileri piyasalarda hızlıca hissedildi. S&P 500 vadeli işlemleri yüzde 3’ten fazla yükseldi. Dow Jones ve Nasdaq endeksleri benzer oranlarda artış gösterdi. Ayrıca Asya ve Avrupa borsalarında da olumlu gelişmeler izlendi.

Uzmanlar, anlaşmanın küresel ekonomik büyümeye olumlu katkıda bulunacağını belirtiyor. Ancak, 90 günlük sürenin sonunda tarafların kalıcı bir çözüm bulması gerektiğine vurgu yapıyor.

Bu geçici anlaşma, son yıllarda artan ticaret gerilimini azaltmak için atılan en somut adım olarak görülüyor. ABD ve Çin yetkilileri, ekonomik ilişkileri daha istikrarlı hale getirme amacını paylaştıklarını ifade etti.

Gelecek günlerde anlaşmanın detaylarının netleşmesi bekleniyor. Bu süreçte küresel piyasalardaki olumlu atmosferin sürmesi tahmin ediliyor. Ekonomistler, uzun vadeli etkilerin ise tarafların kalıcı anlaşmaya varıp varamayacağına bağlı olduğunu dile getiriyor.

Bu tarihi anlaşmanın sonuçları, küresel ticaretin geleceği açısından kritik bir önem taşıyor. Yatırımcılar ve şirketler, iki ülke arasındaki ilişkilerin seyrini dikkatle izleyecek.