BYD, en ucuz modeline otonom sürüş özelliği getirdi!

Çinli otomobil devi BYD, akıllı sürüş teknolojisini daha geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla dikkat çeken bir adım attı. Şirket, en ucuz elektrikli araç modeli Seagull da dahil olmak üzere, 21 modelini ücretsiz bir şekilde akıllı otonom sürüş teknolojisiyle donatmayı duyurdu. Bu yenilik, BYD’nin daha önce yalnızca yüksek fiyatlı araçlarda sunduğu “God Eye” akıllı sürüş sistemini, daha uygun fiyatlı modellere de taşıyor. Seagull, Çin’de yaklaşık 9500 dolar gibi düşük bir fiyatla satılmasına rağmen, bu yeni teknolojiye sahip olabiliyor.

BYD, en ucuz modeli için otonom sürüş özelliği sunuyor

BYD’nin CEO’su Wang Chuanfu, canlı yayınlanan bir etkinlikte, iyi teknolojinin herkes için erişilebilir olması gerektiğini belirtti ve bu teknolojinin tüm kullanıcılar için sunulmasının amacını vurguladı. Etkinlik sırasında, Seagull, Dolphin ve Seal gibi en çok satan elektrikli araçların yanı sıra, Han, Song, Yuan ve Seal 05 DM-i gibi şarj edilebilir hibrit modelleri de bu akıllı sürüş sistemiyle güncellenecek. Bu, BYD’nin müşterilerine büyük bir değer sunmasının yanı sıra, otonom sürüşün daha geniş bir pazara yayılmasını da sağlayacak.

BYD, en ucuz modeli için otonom sürüş özelliği sunuyor.

BYD, akıllı sürüş sistemine farklı teknoloji seviyeleri sunmayı da hedefliyor. Seagull gibi daha uygun fiyatlı araçlarda, “God Eye C” adı verilen DiPilot 100 sistemi kullanılacak. Bu sistem, 12 kamera, 5 dalga radarı ve 12 ultrasonik radar içeriyor. Lüks markası Yangwang ise, daha güçlü DiPilot 600 sistemi ve 3 LiDAR sensörüyle donatılan “God Eye A” paketine sahip olacak. Bu sayede, BYD’nin farklı kullanıcı segmentlerine hitap etmesi sağlanacak.

Daha önce yalnızca 28 bin doları aşan araçlarda sunulan bu otonom sürüş teknolojisi, BYD’nin bu hamlesiyle daha erişilebilir hale geliyor. Örneğin, Tesla Model 3 gibi rakip modellerin fiyatları, Çin’de 32 bin dolardan başlarken, BYD’nin en ucuz modellerinde bile bu teknoloji ücretsiz olarak sunuluyor.

Bu hamle, BYD’nin hızla büyüyen pazar payını daha da artıracağına işaret ediyor. Geçtiğimiz yıl, 4,25 milyon araç satarak Honda ve Nissan gibi büyük otomotiv markalarını geride bırakan BYD, 2025 yılında da büyümeye devam etmeyi hedefliyor. Bu yeni strateji, elektrikli araç pazarında rekabetçi kalabilmek için teknolojiyi daha geniş kitlelere sunma amacı güdüyor.

Katlanabilir iPhone, ekran boyutuyla rekor kırabilir!

0

Apple’ın uzun süredir üzerinde çalıştığı katlanabilir iPhone modeli hakkında yeni sızıntılar, cihazın sektörde rekor kırabilecek bir ekran boyutuna sahip olacağını gösteriyor. Son bilgilere göre Apple, Samsung’un Galaxy Z Fold serisi gibi yatay katlanabilen bir tasarım üzerinde çalışıyor. Ancak bu cihaz, açıldığında 12 inçlik dev bir ekrana ulaşarak mevcut katlanabilir telefonlardan çok daha büyük bir görüntüleme alanı sunacak. Bu ekran boyutu, kullanıcılara neredeyse iPad düzeyinde bir deneyim sağlamayı hedefliyor ve Apple’ın katlanabilir iPad konsepti üzerinde de çalışmalar yaptığı iddialarını güçlendiriyor.

Katlanabilir iPhone modeli, ekran boyutuyla gündem olacak

Apple’ın, cihazın büyük ekranına uygun olarak oldukça dayanıklı ve karmaşık bir menteşe mekanizması geliştirdiği belirtiliyor. Tayvanlı tedarikçiler tarafından üretilen bu menteşenin yaklaşık 110 dolarlık bir maliyeti olduğu ifade ediliyor. Katlanabilir ekranın ise Samsung tarafından sağlandığı söyleniyor.

Katlanabilir iPhone modeli, ekran boyutuyla dikkat çekecek.

Cihazın arka tarafında çift kameralı bir sistem yer alacakken, ön tarafta Dinamik Ada tasarımının mevcut iPhone modellerine kıyasla biraz daha daraltıldığı bildiriliyor. Batarya kapasitesinin ise çift hücreli bir yapı ile 5000 mAh seviyesine ulaşması bekleniyor, bu da katlanabilir telefonlar arasında oldukça yüksek bir değer olarak öne çıkıyor.

Apple’ın bu modeli 2026’nın sonlarında veya 2027’nin başlarında piyasaya sürmeyi planladığı tahmin ediliyor. Şirketin ilk yıl içinde yaklaşık 30 milyon adet satış hedeflediği belirtilirken, bu modelin Apple’ın ürün gamında önemli bir dönüm noktası olacağı düşünülüyor. Katlanabilir iPhone, hem büyük ekranlı taşınabilir cihazlar hem de premium segmentte Apple’ın rekabet gücünü artıracak bir yenilik olarak değerlendiriliyor.

Intel ve TSMC, ABD’de ortak çip fabrikası kuracak!

0

ABD hükümetinin Intel ve TSMC’yi ortak bir çip fabrikası kurmaya teşvik ettiği yönündeki iddialar gündeme oturdu. Wall Street Journal’a dayandırılan habere göre, ABD yönetimi, Intel’in işlem teknolojilerini TSMC’nin EUV litografi ve yüksek hacimli üretim konusundaki deneyimiyle birleştirmek istiyor. Bu doğrultuda, TSMC’nin Intel’in 3nm ve 2nm üretim tesislerine mühendisler göndereceği ve süreç optimizasyonuna yardımcı olacağı öne sürülüyor. Ayrıca, TSMC’nin yönetiminde olacak şekilde Intel ile ortak bir girişim kurulabileceği ve bu girişimin ABD’nin Çip Yasası fonlarından destek alacağı belirtiliyor.

Intel ve TSMC, ABD’de ortak çip fabrikası kurmaya hazırlanıyor

Bu potansiyel ortaklık, Intel için mali baskıları azaltabilir ve şirketin çip mimarisi ile platform çözümlerine odaklanmasına olanak tanıyabilir. Ayrıca, Intel’in eski CEO’su Pat Gelsinger’ın belirlediği üretim stratejisiyle uyumlu bir hamle olabilir. Öte yandan, operasyonel ve rekabetçi bir çip üretim tesisi oluşturulması, büyük çip tasarımcıları için ABD’de güvenli bir üretim alternatifi sağlayabilir.

Intel ve TSMC, ABD'de ortak çip fabrikası kurmaya hazırlanıyor

Ancak, sürecin önünde çeşitli teknik ve operasyonel zorluklar bulunuyor. TSMC mühendislerinin Intel’in EUV tabanlı üretim süreçlerine tam olarak adapte olması zaman alabilir. Üstelik Intel’in 3nm süreci halihazırda seri üretimdeyken, 18A üretim teknolojisinin de birkaç ay içinde yüksek hacimli üretime girmesi bekleniyor. Bu noktada, Intel’in 18A sürecinin harici mühendisler tarafından fazla müdahale gerektirmediği ifade ediliyor.

Bir diğer teknik engel ise Intel ve TSMC’nin üretim süreçlerindeki temel farklılıklar. Her iki şirket de EUV litografi kullanıyor olsa da, her biri kendine özgü fabrika konfigürasyonlarına, aşındırma tariflerine, biriktirme dizilerine ve adım kontrollerine sahip. ASML’nin litografi makineleri bile her üreticinin sürecine özel kalibrasyon ve modüller içerdiğinden, Intel’in üretim hatlarını TSMC’nin standartlarına uyarlamak karmaşık bir süreç olabilir.

Bu iddiaların doğruluğu henüz netlik kazanmış değil. Yatırım bankası Baird’in analisti Tristan Gerra, projenin uzun vadeli olabileceğini ve söylentilerin kesinleşmediğini vurguluyor. Ancak, Intel ve TSMC arasında böyle bir iş birliğinin gerçekleşmesi, küresel çip üretiminde ABD’nin konumunu güçlendirebilir ve Asya merkezli üretime bağımlılığı azaltabilir.

T625 GÖKBEY helikopteri, kış testini başarıyla geçti!

TUSAŞ tarafından geliştirilen T625 Gökbey helikopteri, İsveç’in Kiruna bölgesinde gerçekleştirilen zorlu kış testini başarıyla tamamladı. Bu test, Gökbey’in sivil ve askeri sertifikasyon süreci için kritik bir aşama olup, helikopterin soğuk hava koşullarında gösterdiği performans, helikopterin güvenilirliğini ve operasyonel yeteneklerini gözler önüne serdi. Gökbey, özellikle kutup dairesindeki aşırı soğuk hava koşullarında dahi uçuşa uygun olduğunu kanıtlamış oldu.

T625 GÖKBEY helikopteri, kış testini tamamlamayı başardı

İsveç’te yapılan soğuk hava testleri, helikopterin alçak irtifa performansını değerlendiren bir dizi testten oluştu. Testler sırasında, helikopterin iklimlendirme sistemlerinin yanı sıra, itki, döner kanat ve hidrolik sistemlerinin performansları da değerlendirildi. Bu testlerle, helikopterin -30 dereceye varan sıcaklıklarda bile verimli çalıştığı ve kritik bileşenlerinin soğuk havaya dayanıklı olduğu doğrulandı. Ayrıca, bu testler sırasında, helikopterin tüm sistemlerinin güvenli ve verimli çalıştığından emin olunarak, uçuşa uygunlukları tescillendi.

Test sürecinde, Gökbey helikopterinin kontrol edilebilirliği, performansı ve uçuş limitleri gibi faktörler üzerinde titiz testler gerçekleştirildi. Özellikle, helikopterin soğuk hava koşullarında iniş-kalkış yetenekleri ve uçuş limitleri zorlayıcı manevralarla test edildi. Helikopterin limit hızları, yaklaşım açıları gibi faktörler de bu testler kapsamında değerlendirildi. Gökbey, zorlu manevralarda ve uçuş koşullarında kontrolünü kaybetmeden güvenli bir şekilde uçtuğunu kanıtladı. Ayrıca, arıza senaryolarında bile güvenli uçuş kabiliyeti başarıyla test edildi.

Toplamda 600’ün üzerinde test noktası ve 60 sorti gerçekleştirilerek, helikopterin dayanıklılığı ve güvenliği en ince ayrıntısına kadar test edildi. 60 saatlik uçuş süresi boyunca, TUSAŞ’ın deneyimli yer personeli, pilotlar, uçuş test mühendisleri ve tasarım ekibi birlikte çalışarak, testlerin başarıyla tamamlanmasını sağladı. Testlerde, Gökbey’in 176 knot hızında kontrol edilebilirliği de başarılı bir şekilde değerlendirildi.

Bu başarı, TUSAŞ’ın Gökbey helikopterinin dünya çapında rekabet edebilecek ve zorlu hava koşullarında görev yapabilecek bir hava aracı olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Ayrıca, Gökbey’in sertifikasyon süreci için önemli bir adım atılmış oldu. Gökbey helikopterinin bu testle elde ettiği başarı, helikopterin operasyonel yeteneklerini daha geniş bir kullanıcı kitlesine tanıtacak ve özellikle askeri ve sivil alanda kullanımını kolaylaştıracaktır.

Coinbase Hindistan planını yeniliyor

Coinbase, dünyanın en kalabalık ülkesinde faaliyetlerini resmen sonlandırmasının ardından bir yıldan fazla bir süre sonra Hindistan’a yeniden giriş yapmak için çalışıyor. Konuya yakın iki kaynağın verdiği bilgiye göre, Amerikan kripto para borsası, Hindistan’ın finansal işlemleri inceleyen bir hükümet kurumu olan Finansal İstihbarat Birimi (FIU) de dahil olmak üzere çeşitli Hindistan yetkilileriyle görüşüyor. Bu kaynaklar, görüşmelerin devam ettiği ve gizli olduğu için isimlerinin açıklanmasını istemiyor.

Coinbase Hindistan faaliyetini aktif etmek istiyor

Coinbase’in geri dönüşüne yönelik çalışması, Güney Asya pazarındaki çalkantılı bir tarihin ardından geldi. Dünyanın en büyük kripto para borsası olan Binance, yedi aylık bir düzenleyici duraklamanın ardından FIU’ya kaydolduktan sonra geçen Ağustos ayında Hindistan’daki faaliyetlerine yeniden başladı. Bu hareket, Hindistan’da faaliyet göstermeyi amaçlayan yabancı kripto borsaları için bir emsal oluşturdu.

Coinbase’in Hindistan’da hizmet başlatma yönündeki önceki girişimi 2022’de aniden sona erdi. Borsa, o yılın Nisan ayında büyük bir tantanayla başlatıldı. Yaygın olarak kullanılan United Payments Interface (UPI) sistemine destek sunuldu. Şirket, UPI’yi denetleyen Hindistan’ın National Payments Corporation’ın Coinbase’in operasyonlarını kabul etmeyi reddetmesinin ardından sadece üç gün sonra hizmeti askıya almak zorunda kaldı.

Coinbase’in CEO’su Brian Armstrong, daha sonra şirketin Hindistan Merkez Bankası’ndan “gayri resmi baskı” aldığını ve bunun da ticaretin durdurulmasına yol açtığını açıkladı. Kripto para ticareti Hindistan’da yasadışı olmasa da, birçok girişimci, yatırımcı ve diğer yetkiliye göre, borç verenler merkez bankasını kızdırmamak için ülkedeki sanal varlık şirketleriyle iş yapmayı büyük ölçüde reddediyor.

Coinbase’in potansiyel yeniden lansmanının zamanlaması, FIU’dan faaliyet gösterme lisansı da dahil olmak üzere gerekli onayların alınmasının ne kadar sürdüğüne bağlıdır. Ajans daha önce Kraken ve Binance dahil olmak üzere birçok borsanın Hindistan’da “yasadışı” faaliyet gösterdiğine karar vermişti. Şirket sözcüsü yaptığı açıklamada: “Coinbase, Hindistan pazarındaki fırsatlardan heyecan duyuyor ve geçerli düzenleyici gerekliliklere uymayı amaçlıyor” dedi. FIU kaydıyla ilgili herhangi bir güncelleme paylaşmayı reddetti.

Getaround araç paylaşım operasyonlarını durdurdu

0

Getaround, ABD’deki araç paylaşım operasyonlarını aniden sonlandırdı. Araç sahiplerinin arabalarını, kamyonlarını ve SUV’larını diğer akranlarına kiralamalarına yardımcı olan bir şirket olan Getaround, yeniden yapılanma kapsamında Kuzey Amerika iş gücünün yüzde 30’unu kestikten bir yıl sonra ABD operasyonlarını kapatıyor. 2023’te 9,45 milyon dolara satın aldığı HyreCar işletmesi de kapanıyor.

Getaround araç paylaşım operasyonundan vazgeçti

Şirket yaptığı düzenleyici başvuruda ve ABD’li müşterilerine gönderdiği e-postada, şu anda Norveç, İspanya, Fransa, Almanya, Belçika ve Avusturya olmak üzere altı ülkede faaliyet gösterdiği Avrupa işine odaklandığını belirtti. E-postada, müşterilere herhangi bir kapsam boşluğundan kaçınmak için araç kiralamalarını iade etmeleri çağrısında bulunuldu ve “ABD’de artık sorumluluk sigortası kapsamı sağlayamama riskiyle karşı karşıya” denildi.

E-postada: “Bunu yapmazsanız, gerekli sorumluluk sigortası kapsamına sahip olduğundan emin olmaktan kişisel olarak siz sorumlu olabilirsiniz” ifadelerine yer verildi. Getaround, araç koruma programının gün sonuna kadar iade edilmeyen hiçbir araç için artık geçerli olmayacağını, yani müşterilerin herhangi bir hasardan sorumlu olacağı anlamına geldiğini söyledi.

Şirket, 2018’de Softbank Vision Fund liderliğinde düzenlenen bir turda 300 milyon dolar da dahil olmak üzere yüksek profilli yatırımcılardan 750 milyon dolardan fazla para toplayarak bir VC gözdesiydi. Getaround bu parayı diğer şehirlere ve nihayetinde Avrupa’ya açılmak için kullandı ve 2019’da 300 milyon dolara Drivy ve Norveçli araç kiralama şirketi Nabobil’i satın aldı.

Şirket , 2022’de özel amaçlı bir satın alma şirketiyle birleşerek halka açıldı ancak kısa sürede sorunlarla karşılaştı. Halka açıldıktan birkaç ay sonra New York Borsası’ndan borsadan çıkarılma uyarısı aldı. Ayrıca 2023 ve 2024’te işten çıkarmalar yaşadı.

Sağlık uygulamaları neden başarı elde edemiyor?

0

Apple giyilebilir cihazlar tarafından toplanan bilgileri tüm büyük sağlık belirteçleriyle birleştirmeyi amaçlayan bir sonraki sağlık çalışması için planlarını duyurdu. Amaç, kullanıcılar tarafından sağlanan devasa veri yığınının üzerine inşa etmek ve hem sensör hem de yazılım tabanlı sağlıklı yaşam uygulamaları geliştirmek.

Sağlık uygulamaları nelere dikkat etmeli?

Anlamlı bir fayda elde etmememize rağmen sıkça Sağlık uygulamaları çok mu güveniyoruz? Münih Teknik Üniversitesi uzmanları bulgularını bir araştırma makalesinde yayınladılar ve telemedikal ve egzersiz uygulamalarının risk altındaki kişiler üzerindeki olumlu etkisinin asgari düzeyde olduğunu söylüyorlar.

Almanya’daki 11 merkezde yürütülen araştırmanın bir parçası olarak ekip, tip 2 diyabet ve koroner kalp hastalığı olan insanlara odaklandı. Sağlık uygulamaları bu konularda nasıl yardımcı olabilir? Bunların ikisi de ciddi sağlık sorunlarıdır, ancak uygun yaşam tarzı değişiklikleri, egzersiz ve diyetle risk faktörleri sağlıklı bir ölçüde kontrol altına alınabilir. Ancak etki yaratmaya gelince, uygulamalar gibi dijital müdahaleler onları hayal kırıklığına uğrattı. Katılımcıların yaklaşık dörtte biri, uygulamalar aracılığıyla takip etmeleri gereken reçeteli rejime göre antrenmana hiç başlamadı. Katılımcıların neredeyse yarısı, haftada bir kez bile egzersiz hedeflerine ulaşmayı başaramadı.

Alman enstitüsünde Önleyici Spor Hekimliği ve Spor Kardiyolojisi Profesörü olan Martin Halle, “Tıbbi uygulamalar etrafındaki mevcut abartının perspektife oturtulması gerekiyor” diyor. Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü’ne göre koroner kalp hastalığı (KKH), 2022’de Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 0.3 milyon ölümden sorumluydu. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), bunun en yaygın kalp hastalığı türü olduğunu söylüyor, bu da risklerin olabildiğince yüksek olduğu anlamına geliyor. Sağlık uygulamaları bu konuda fark yaratabilir mi?

Öte yandan, tip 2 diyabet orta yaşlı ve yaşlı kişilerde yaygındır. Özellikle obezite ve hareketsiz davranış bu durumun başlıca nedenlerinden ikisidir. Dahası, kalp ile ilgili sorunları kötüleştirdiği bilinmektedir. Ulusal Diyabet Önleme Programını yürüten CDC’ye göre yaşam tarzı değişiklikleri tip 2 diyabetin görülme sıklığını yüzde 71 oranında azaltabilir. Sağlık uygulamaları bu değişiklikleri destekleyebilir. Bu, her ikisi de uygulamalardan destek alabilen egzersizler ve kalori alımının azaltılmasının bir karışımıyla elde edilebilir.

KOSGEB Girişimlerini Seçiyor!

KOSGEB Girişimci Destek Programı seçmeleri İstanbul Ardventure Tekmer’de gerçekleştirildi. Girişimci Destek Programı kapsamı genişletildi ve yeni dönemde seçilen girişimlere daha fazla destek verilecek. Programın ayrıntılarını, verilen destekleri KOSGEB yetkililerinden dinledik ve seçmelere katılan girişimlerle programı değerlendirdik. 

KOSGEB Girişimlerini Seçiyor sloganı ile gerçekleştirilen program çerçevesinde Türkyie’nin farklı noktalarında üç hafta boyunca girişimler dinleniyor, değerlendiriliyor ve KOSGEB desteği verilecek girişimler seçiliyor.

Girişimci Destek Programı nasıl çalışıyor?

Girişimci Destek Programı-İş Geliştirme Desteği kapsamında 3.342 başvuru öncelikle KOSGEB Kurulları tarafından değerlendirildi. Yapılan değerlendirme sonucunda İlk 1.000 ve kendi ilinde ilk 6’ya giren toplam 1.146 girişimci jüri karşısına çıkmaya hak kazandı. Jüri değerlendirmeleri sonucunda ilk 500’e giren ve kendi ilinde ilk 3’e giren girişimciler desteklenmeye hak kazandı.

Bu kapsamda her girişimciye 1 milyon 500 bine kadar destek sağlanıyor. Ayrıca girişimcinin genç, kadın, engelli, gazi veya şehit yakını olması durumunda 150 bin Türk lirası ilave ediliyor ve toplamda 1 milyon 650 bin Türk lirası destek sağlanıyor.

KOSGEB Girişimci Destek Programı ile ilgili ayrıntılı bilgiyi buradan alabilirsiniz.

Reddit yapay zeka destekli aramayı genişletecek

0

Reddit, yapay zeka destekli aramanın genişletileceğine dair ipuçları veriyor. Reddit CEO’su Steve Huffman, çevrimiçi forum sitesinin 2025 yılında kullanıcıların sosyal ağda gezinmesine ve “öznel, zor ve ilginç soruları” yanıtlayabilmesine yardımcı olmak için tasarlanmış geliştirilmiş bir arama deneyimi başlatmayı planladığını söyledi.

Reddit yapay zeka stratejisini uygulamaya alıyor

Şirket bunu, ziyaretçilerin sorular sormasına ve platform genelindeki ilgili yanıtların ve konu başlıklarının düzenlenmiş özetlerini almasına olanak tanıyan bir özellik olan Reddit Answers’ı mevcut aramasına entegre ederek başarmayı planlıyor. Huffman: “Reddit sohbetlerinde, 20 yıldır kullanıcılarımız bu kesinlikle muazzam bilgi birikimini bıraktılar, bu yüzden bunu Answers ile açığa çıkarmaya başlıyoruz. Bu ürün üzerinde yineleme yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Reddit CFO’su Drew Vollero, görüşme sırasında şirketin bu yeteneklere odaklanan “küçük bir arama ekibi” kurmak için mühendisler işe aldığını sözlerine ekledi. Reddit büyümek için yapay zekayı benimsedi. Platform geçen yıl yapay zeka destekli çeviriyi düzinelerce yeni bölgeye getirdi ve bu yıl daha fazlasını planladı ve markalar için AI destekli içgörüler yayınladı. Reddit ayrıca farklı Reddit topluluklarındaki içeriği özetleyen ve öneren yapay zeka destekli arama sonuçları sayfalarını test etmeye başladı. Yatırımcılar, kısmen Google’ın arama algoritmasındaki değişikliklerden etkilenen Reddit’in 4. mali çeyrek sonuçlarından hayal kırıklığına uğradı. Reddit’teki günlük aktif benzersiz kullanıcılar, bir önceki yıla göre yüzde 39 artarak 101.7 milyon kullanıcıya ulaştı ve yatırımcıların 103.1 milyon benzersiz tahminini kaçırdı.

Huffman, büyümeyi, elde tutmayı ve nihayetinde geliri artırmak amacıyla Reddit aramasını platform katılım sürecinin bir parçası haline getirmeyi ima etti. Huffman: “Kullanıcının doğrudan Reddit’te arama yapabilmesine, Reddit’teki sorgularını iyileştirebilmesine, sonunda bu tür sorgular için doğrudan Reddit’e gelmesine ve hatta zamanla aramayı katılım gibi bir şeye entegre etmesine yardımcı olmanın gerçekten ilginç şeyler olduğunu düşünüyorum” dedi.

BYD otonom sürüş ile fiyat savaşını tetikleyecek

Çinli otomobil üreticisi BYD, yeni God’s Eye sürücü destek sistemlerini piyasaya sürdü. Bu hareketin otomotiv endüstrisinde büyük yankı uyandırması ve BYD otonom sürüş teknolojisine sahip otomobiller için bir fiyat savaşı başlatması bekleniyor. Tesla’yı geride bırakarak dünyanın en büyük elektrikli araç satıcısı konumuna gelen şirket, planlarını merkezinin bulunduğu Shenzhen şehrinden canlı yayınlanan bir etkinlikle açıkladı.

BYD otonom sürüş teknolojisi ile rekabeti artırıyor

Şirketin bu iddiasının boyutu, Çin’de 21 modelin bu teknolojiden yararlanacağının duyurulmasıyla ortaya çıktı. En ucuzu olan Seagull SUV, 10.000 dolardan daha düşük bir fiyata satışa sunuldu. BYD’nin 10.000 doların altındaki bir modeli böyle bir çözümle donatma yeteneğinin dünya çapındaki rakiplerini endişelendireceğinden eminiz.

BYD otonom sürüş teknolojisine sahip 21 aracın tamamı, etkinliğin hemen ardından Çin’de satışa sunuldu. Bunlar arasında 100.000 yuan (13.688 dolar) üzeri fiyata sahip tüm BYD markalı modeller ve altındaki üç model (Seagull dahil) yer alıyor.  Şimdiye kadar, BYD genellikle 200.000 yuan (27.377 $) ve üzeri fiyatlı otomobillerde akıllı sürüş yardımı sunuyordu.

Teknolojinin giriş seviyesi versiyonu, God’s Eye C olarak biliniyor ve üç ön görüş kamerası, beş panoramik kamera ve dört çevre görüş kamerası, ayrıca beş mm dalga radarı ve 12 ultrasonik radar kullanıyor. Ayrıca saniyede 100 trilyon işlemlik (100 TOPS) bir tepe gücüne sahip DiPilot 100 hesaplama platformuna sahip.

BYD otonom sürüş teknolojisinin bir versiyonu olan God’s Eye C, markanın Xuanji mimarisini de içeren ve esasen arabaların beyni ve sinir ağı olarak işlev gören BYD markalı araçlarda kullanılıyor. Bundan sonra, bu, arabaların AI yeteneklerini geliştirmek için DeepSeek R1 Large Model’e bağlanacak. Bir seviye yukarı çıkıldığında, God’s Eye B, bir lidar sensörü ve 300 TOPS gücü sunan DiPilot 300 platformunun kullanımıyla çıtayı yükseltiyor. Teknolojinin bu versiyonu, amiral gemisi BYD rozetli arabalara ve ayrıca Fang Cheng Bao ve Denza markaları altında satılan modellere takılıyor.

Ocak’ta küresel elektrikli araç satışları %18 arttı!

Ocak 2025’te küresel elektrikli araç (EV) satışları, geçen yılın aynı ayına göre %18 oranında bir artış göstererek 1,3 milyon adete ulaşmış durumda. Bu artış, şarj edilebilir hibrit araçlar da dahil olmak üzere elektrikli araçların küresel satışlarının arttığını gösteriyor. Ancak, Aralık 2024’e kıyasla satışlarda %35’lik bir düşüş yaşandığı belirtiliyor, bu durumun mevsimsel bir dalgalanma olarak değerlendirildiği ifade ediliyor.

Ocak’ta küresel elektrikli araç satışları %18 oranında artış gösterdi

Bölgesel olarak bakıldığında, Çin’de elektrikli araç satışlarının artış hızında bir yavaşlama gözlemlenirken, Avrupa ve ABD daha hızlı bir büyüme sergileyerek Çin’in gerisinde kalmadı. Özellikle dünyanın diğer bölgelerinde elektrikli araç satışları %50 oranında bir artış gösterdi. Çin’deki satışlar, 0,7 milyon adetle %12’lik bir artış sağlarken, Avrupa Birliği, EFTA ve İngiltere pazarlarında satışlar %21 oranında bir artışla 0,25 milyon adete ulaştı. ABD ve Kanada’da ise satışlar %22 oranında artarak 0,13 milyon adete çıkarken, diğer bölgelerdeki satışlar %50 oranında arttı.

Ocak'ta küresel elektrikli araç satışları %18 oranında artış gösterdi.

Çin’deki büyüme hızındaki düşüşün, Çin Yeni Yılı’ndaki tatillerin etkisiyle Aralık 2024’e kıyasla %43 oranında bir düşüş yaşanmasından kaynaklandığı belirtiliyor. Öte yandan, ABD’deki elektrikli araç satışlarını olumlu etkileyen faktörlerden biri, 7500 dolara kadar sağlanan federal vergi kredilerinin hala geçerli olması.

Ancak, eski Başkan Trump’ın bu kredileri kaldırma planı, önümüzdeki aylarda ABD’deki elektrikli araç satışlarını yavaşlatabilir. Avrupa ise yeni CO2 emisyon hedefleriyle birlikte 2025 yılına güçlü bir başlangıç yaparak önemli bir büyüme gösterdi.

Galaxy S25 Ultra, tamir edilebilirlik konusunda öne çıktı!

0

Samsung’un Galaxy S25 Ultra modeli, teknoloji dünyasında bir dizi yenilik ve gelişmeyle dikkat çekiyor. Ancak, son zamanlarda kullanıcıların en çok ilgisini çeken özelliklerden biri, telefonun tamir edilebilirlik açısından sergilediği performans. iFixit ekibinin yaptığı incelemeye göre, Galaxy S25 Ultra, son on yılın en yüksek tamir puanını alarak bu alanda önemli bir adım atıyor. Özellikle batarya değişimi, önceki modellere kıyasla çok daha kolay hale getirilmiş. Samsung, bataryanın çıkarılmasını basitleştirmek amacıyla yapıştırıcı kullanmayı bırakıp, bataryanın sökülmesini sağlayan dört adet çekme şeridi eklemiş. Bu değişiklik, kullanıcıların bataryayı pratik bir şekilde değiştirmesini sağlıyor.

Galaxy S25 Ultra, tamir edilebilirlik konusunda adından söz ettiriyor

Ancak, ekran değişimi hâlâ zorlu bir süreç olarak öne çıkıyor. iFixit testlerine göre, ekranın sökülmesi için cihazın 150°C’ye kadar ısıtılması gerekiyor. Buna rağmen, birçok tamir işlemi ekranı bozmadan gerçekleştirilebiliyor, bu da kullanıcılar için büyük bir avantaj yaratıyor. Kamera lensleriyle ilgili olarak da bir yenilik var. Artık lens camlarını değiştirmek için arka kapağın sökülmesine gerek kalmıyor. Bu küçük ama etkili değişiklik, hem kullanıcılar hem de teknik servisler için işleri büyük ölçüde kolaylaştırıyor.

Galaxy S25 Ultra’nın genel performansı, pil ömrü ve kamera kalitesi gibi konularda kademeli iyileştirmeler sunduğu belirtiliyor, ancak büyük yenilikler bekleyen kullanıcılar için bu modelde ciddi bir sıçrama yaşanmıyor. Bununla birlikte, Samsung’un gelecek yıl silikon-karbon bazlı bataryalar kullanacağına dair söylentiler, cihazın pil kapasitesini artırma potansiyeli ve daha yüksek enerji yoğunluğu sunma vaadiyle bazı kullanıcıları heyecanlandırabilir. Bu bataryalar, cihaz boyutunu büyütmeden kapasiteyi artırma olanağı sağlayabilir, bu da özellikle pil ömrüne önem veren kullanıcılar için cazip bir özellik olacak.

Sonuç olarak, Galaxy S25 Ultra, özellikle tamir edilebilirlik açısından önemli yenilikler sunuyor ve daha kolay tamir edilebilirlik sağlayan tasarımıyla kullanıcı dostu bir yaklaşım sergiliyor. Ancak, büyük tasarım ve teknoloji değişiklikleri bekleyenler için bir yıl daha beklemek daha mantıklı olabilir.

Kia, yeni nesil elektrikli araçlarıyla geliyor!

Kia, 27 Şubat 2025 tarihinde İspanya’nın Tarragona kentinde düzenleyeceği EV Day etkinliğinde, elektrikli araç serisini tanıtacak. Etkinlikte, üç yeni model olan EV2, EV4 ve PV5 tanıtılacak. Bu modellerin her biri, Kia’nın küresel elektrikli araç stratejisinin bir parçası olarak farklı segmentlere hitap edecek. İlk olarak EV2, konsept haliyle görücüye çıkacakken, EV4 ve PV5 ise seri üretim versiyonlarıyla tanıtılacak.

Kia, yeni nesil elektrikli araçlarıyla karşımıza çıkacak

Kia EV4, daha önce konsept olarak tanıtılmıştı ve bu tanıtımdan sonra yollarda test edilen prototipleri sıklıkla gözlemlenmişti. Küresel pazarda sedan ve hatchback versiyonlarıyla satışa sunulması planlanan EV4, Kia’nın son dönemdeki tasarım anlayışını yansıtan “Opposites United” tasarım dilini kullanıyor. Teknik detaylar henüz tam olarak açıklanmamış olsa da, EV4’te EV3 modelinde olduğu gibi 58.3 kWsa ve 81.4 kWsa kapasiteli bataryalarla birlikte, 150 kW güç ve 286 Nm tork üreten elektrik motoru kullanılması bekleniyor.

Diğer bir tanıtılacak model olan PV5, daha önce konsept olarak gösterilmişti ve şimdi seri üretim versiyonu tanıtılacak. Bu model, ülkemizde de satılan Volkswagen ID.Buzz’a rakip olarak konumlandırılabilir. PV5, geniş ve esnek bir yaşam alanı sunmasıyla öne çıkıyor. Bu model, Kia’nın yeni PBV (Platform Beyond Vehicle) iş stratejisi kapsamında geliştirilen kaykay şasi üzerine inşa edilecek. Şirket, etkinlikte PV5’in kaykay şasisinin detaylarını da açıklayacak.

Kia’nın tanıtacağı üçüncü model olan EV2, konsept olarak sergilenecek ve paylaşılan ipuçlarına göre kompakt bir crossover olarak tasarlanacak. Çamurluklar ve eteklerde kullanılan siyah plastik eklentiler ve gri koruma plakaları, bu aracın crossover esintileri taşıdığını gösteriyor. Ayrıca, gövde rengiyle kontrast oluşturan siyah tavan, EV2’nin tasarımındaki dikkat çeken bir diğer özellik olarak öne çıkıyor. Bu araç, Kia’nın yeni elektrikli model ailesine dinamik bir giriş yapacak gibi görünüyor.

En güçlü yapay zeka çipleri, Amerika’da üretilecek!

ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Paris’teki Yapay Zeka Eylem Zirvesi’nde yaptığı açıklamada, ABD’nin en güçlü yapay zeka çiplerinin kendi topraklarında tasarlanıp üretileceğini vurguladı. Vance, bu adımın, ABD’nin küresel yapay zeka liderliğini sürdürme çabalarının bir parçası olduğunu belirterek, Amerika’nın bu alanda güçlü bir altyapıya sahip olduğunu ifade etti.

En güçlü yapay zeka çipleri, Amerika’da üretilebilir

Vance’in açıklamaları, özellikle Trump yönetiminin çip üretimiyle ilgili yaklaşımını gözler önüne seriyor. Daha önce, Trump’ın CHIPS ve Bilim Yasası’na karşı çıktığı biliniyor, ancak şu anki yönetim, çip üretimini destekleyecek adımlar atmayı planlıyor. ABD’nin, özellikle çip tasarımcıları ve üreticilerine avantajlı krediler sağlamayı hedefleyen bir yasa tasarısı da Kongre’de görüşülüyor.

Vance’in açıklamaları sonrasında, Intel hisseleri hızlı bir şekilde yükselişe geçti. Şirket, hem çip tasarımı yapabilen hem de üretimi kendi topraklarında gerçekleştirebilen nadir firmalardan biri olarak, Batı dünyasında önemli bir yere sahip. Ancak, Intel’in bu yükselişi, Tayvanlı TSMC’nin dış kaynak olarak kullanılması nedeniyle bazı soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Intel, 18A üretim süreci üzerinde çalışıyor ve bu süreç, Panther Lake işlemcilerinin üretimi için kullanılacak.

Ancak, bu sürecin nasıl bir performans sergileyeceği, Intel’in geleceği için kritik bir öneme sahip olacak. Aynı zamanda, Samsung ve TSMC gibi diğer üreticilerin de ABD’deki üretim tesisleri inşa etmeye devam ettiği belirtiliyor, ancak bu tesislerin, ana üretim üslerinin gerisinde kalması bekleniyor.

BMW, büyük bataryalı elektrikli araç üretmeyecek!

BMW’nin geliştirme patronu Frank Weber, elektrikli araçların batarya kapasitesinin büyütülmesinin çevresel açıdan verimsiz olduğunu belirtiyor. Weber, daha büyük bataryaların karbon ayak izinin artmasına yol açacağını vurgularken, bunun yerine verimlilik ve yüksek şarj hızı üzerinde odaklanmanın çok daha önemli olduğunu ifade etti. Elektrikli araçların menzilini artırmak için bataryaların büyütülmesi genellikle ilk çözüm olarak görülse de, Tesla ve diğer otomobil üreticileri de verimlilik artışının batarya kapasitesine paralel şekilde önemli olduğunu göstermiştir. BMW, bu yaklaşımı benimsiyor ve özellikle i4 modeli ve yakın zamanda piyasaya süreceği Neue Klasse temelli modellerle verimliliğe öncelik veriyor.

BMW, büyük bataryalı elektrikli araç üretmeyi planlamıyor

Weber, otomobil endüstrisinde 1000 km menzil sunabilen elektrikli araçlardan bahsedilse de, bu tür araçların üretiminin gereksiz karbon ayak izine yol açacağını belirtti. Bunun yerine, verimli araçlar üretmeye odaklanmanın çok daha anlamlı olduğunu söyledi. Ayrıca, BMW’nin verilerinden yola çıkarak, elektrikli araç kullanıcılarının günlük kullanımda 400-500 km arasında menzil sunabilen araçlarla tatmin oldukları ifade ediliyor. BMW’nin mevcut modelleri bu menzil aralığını sunarken, yaklaşan Neue Klasse modellerinin daha verimli bataryalarla mevcut modellere kıyasla yüzde 30 daha fazla gerçek dünya menzili sağlayacağı belirtiliyor.

BMW, büyük bataryalı elektrikli araç üretmeyi planlamıyor.

Weber, çoğu kullanıcının günlük yaşamda birkaç yüz kilometreden fazla yol almadığını, dolayısıyla verimli ve hızlı şarj olan araçların ön planda olması gerektiğini vurguladı. BMW’nin Neue Klasse modelleri, şirkete ait yeni silindirik hücrelerle güçlendirilecek ve bu hücreler mevcut teknolojilere göre yüzde 30 daha hızlı şarj imkanı sunacak.

Şirket, bu yeni hücrelerle sadece 10 dakikalık şarjla yaklaşık 300 km menzil elde edilebileceğini belirtiyor. Weber, katı hal pillerinin ise en az on yıl sonra kullanılabilecek bir teknoloji olduğunu ve bu pillerin birkaç nesil sonraki araçlarda görülebileceğini belirtti.

Çin, robotik sektörüne rekor yatırım yaptı!

Çin, teknolojinin hızla gelişen ve rekabetin yoğun olduğu alanlarından biri olan robotik sektöründe önemli bir atağa geçti. Ülke, özellikle son yıllarda devlet destekli yatırımlarla bu sektörde büyük bir atılım yaptı ve bunun sonucunda robotik alanda faaliyet gösteren şirket sayısı 2024 itibarıyla 451.700’e ulaşarak rekor seviyeye çıktı. Bu şirketlerin toplam sermayesi ise yaklaşık 884 milyar dolara kadar yükseldi. Çin’in robotik sektörüne olan ilgisi, 2020 yılına kıyasla şirket sayısındaki yüzde 206’lık devasa bir artışla somutlaştı. Geçen yıl ile karşılaştırıldığında ise bu artış yüzde 19.39 civarında oldu. Bu büyüme, Çin’in robotik sektörüne yönelik sağladığı güçlü finansal desteklerin bir yansıması olarak görülüyor.

Çin, robotik sektörüne rekor yatırımda bulundu

Çin, robotik sektöründe yalnızca üretimle sınırlı kalmıyor; aynı zamanda araştırma, geliştirme, satış, pazarlama ve teknik hizmetler gibi birçok alanda da faaliyet gösteren şirketlerin sayısında büyük bir artış yaşanıyor. Bu şirketlerin büyük kısmı, özellikle Çin’in ekonomik olarak güçlü ve gelişmiş bölgeleri olarak bilinen doğu bölgelerinde konumlanıyor. Bu bölgelerdeki şirketler, Çin’in robotik sektöründeki merkezi güç haline gelirken, ülke genelinde de sektöre yönelik ciddi bir altyapı oluşmuş durumda.

Çin’in robotik sektöründeki özellikle insansı robot teknolojilerine odaklanması dikkat çekiyor. Ülke, son yıllarda insansı robotlar geliştirme konusunda önemli yatırımlar yapmaya başladı ve 2024 yılı itibarıyla bu alanda toplamda 1.5 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirilmiş durumda. Bu yatırımlar, yalnızca Çin’in robotik teknolojilerinde daha ileri gitmesini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bu teknolojilerin üretimi ve ticarileştirilmesi noktasında önemli bir itici güç oluşturuyor. Çinli otomotiv devi BYD ve Geely gibi büyük firmalar, insansı robot üretimine adım atarak bu alandaki liderliklerini pekiştirmeye çalışıyorlar.

Çin hükümeti, robotik sektörünü geleceğin stratejik sektörlerinden biri olarak görmekte ve bu doğrultuda çeşitli finansal teşvikler ve destekler sağlamaktadır. Ayrıca, hükümetin belirlediği politika çerçevesi, robotik sektördeki girişimcilere yönelik önemli avantajlar sunuyor. Bu politikalar, insansı robotlar gibi yüksek teknoloji ürünlerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması konusunda Çin’in küresel pazarda güçlü bir oyuncu haline gelmesine zemin hazırlıyor. Çin’in robotik sektörü, bu hızlı gelişimle birlikte sadece iç pazarda değil, dünya çapında da büyük bir rekabet gücüne sahip olma yolunda ilerliyor.

Dört büyüklerin stadına 5G kurulması planlanıyor!

0

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’deki dört büyük futbol kulübüne ait stadyumlarda 5G şebekesinin kurulacağını ve bu altyapının halka açık denemelere tabi tutulacağını duyurdu. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’un stadyumlarında yapılacak olan bu denemeler, 5G teknolojisinin kalabalık ortamlarda nasıl çalıştığını gözler önüne serecek. Stadyum gibi yoğun nüfus barındıran yerlerde, çok sayıda cihazın aynı anda internet erişimine ihtiyaç duyduğu senaryolarda 4G LTE teknolojisinin yetersiz kalabildiği sıkça gözlemleniyor. Bu nedenle, 5G’nin bu tür yoğun veri akışı gerektiren durumlar karşısında ne kadar verimli olacağı merak ediliyordu. Bakan Uraloğlu, bu stadyumlarda yapılacak testlerle binlerce cihazın eş zamanlı olarak 5G bağlantısını kullanarak performans analizlerinin yapılacağını ve bu sonuçların, teknolojinin pratikteki gücünü gözler önüne sereceğini belirtti.

Dört büyüklerin stadına resmen 5G kurulacak

5G teknolojisi, özellikle kalabalık ortamlarda internet hızının düşmesini engellemeyi, daha fazla cihazın aynı anda yüksek hızda veri kullanabilmesini sağlamayı vaat ediyor. Bu, stadyum gibi geniş alanlarda, etkinlikler sırasında büyük kalabalıkların akıllı telefonlarından aynı anda veri akışı sağlanması gereken durumlarda oldukça önemli bir avantaj sunuyor. Bu testler sayesinde, 5G’nin yoğun veri trafiği ile başa çıkma kapasitesinin yanı sıra, sistemin hız ve gecikme süreleri de değerlendirilecek.

Dört büyüklerin stadına resmen 5G kurulacak.

Bakan Uraloğlu, Türkiye’de 5G hizmeti için geri sayımın başladığını, 2025 yılında 5G ihalesinin yapılacağını ve ilk sinyallerin 2026 yılı itibariyle verileceğini açıkladı. Şu an için İstanbul Havalimanı gibi 34 farklı noktada, operatörler tarafından yapılan 5G denemeleriyle kullanıcılar bu yeni teknolojiyle tanışmaya başladı. Bu noktalar, aynı zamanda 5G’nin altyapısının geliştirilmesi adına önemli test alanları olarak hizmet ediyor. 5G hizmetinin yaygınlaştırılması ile birlikte, internet hızları, bağlantı stabilitesi ve cihazların şarj süreleri gibi alanlarda önemli gelişmeler yaşanması bekleniyor.

5G’nin kalabalık ortamlarda kullanılmasıyla ilgili testlerin, bu yeni nesil teknolojinin günlük yaşamda nasıl bir fark yaratacağını ve geniş çaplı kullanımda ne gibi avantajlar sağlayacağını ortaya koyması açısından büyük öneme sahip. Bu denemelerin başarılı olması durumunda, 5G altyapısının daha hızlı yayılması ve daha fazla şehirde erişilebilir hale gelmesi bekleniyor.

Huawei, Çin tablet pazarında liderliğini sürdürdü!

0

Huawei, Çin tablet pazarındaki liderliğini 2024 yılı boyunca koruyarak rakiplerini geride bırakmayı başardı. ABD’nin uzun süredir uyguladığı yaptırımlara rağmen iç pazarda gücünü artıran şirket, Apple gibi güçlü bir rakibe karşı üstünlük sağlamayı sürdürdü. Çin’de yapılan araştırmalara göre, 2024 yılında toplam 29.85 milyon tablet satıldı ve bu rakam, önceki yıla kıyasla yüzde 4.3’lük bir büyümeyi temsil ediyor. Son çeyrekte talepte kısmi bir durgunluk yaşansa da yıl genelindeki satış artışı sektör oyuncularını memnun etti.

Huawei, Çin tablet pazarında liderliğini koruyor

Huawei, 2024 genelinde ve dördüncü çeyrekte zirvedeki yerini koruyarak pazar lideri olmaya devam etti. Şirketin başarısında Huawei MatePad 11.5 2024 ve MatePad Pro 13.2 gibi modellerin büyük payı oldu. Yüksek donanım kalitesi ve HarmonyOS ekosistemine entegre edilen yazılım özellikleri, Huawei’nin tüketiciler arasında daha fazla ilgi görmesini sağladı. Bunun yanı sıra şirket, bireysel kullanıcıların yanı sıra kurumsal pazarda da liderlik koltuğunu elinde tutarak önemli bir avantaj elde etti.

Apple ise Çin pazarında yılı ikinci sırada tamamladı ve düşüş trendini tam olarak durduramasa da kayıplarını sınırlı seviyede tuttu. Özellikle iPad Mini ve iPad Air modelleri, Apple’ın satışlarını destekleyen en önemli ürünler arasında yer aldı. Ancak Çin’deki tüketicilerin yerel markalara olan ilgisinin artması ve Apple ürünlerinin fiyatlarının yüksek kalması, firmanın pazar payını genişletmesini zorlaştırdı.

Çin tablet pazarının en dikkat çeken yükselişlerinden biri ise Xiaomi’ye ait oldu. Şirket, dördüncü çeyrekte yüzde 41 oranında bir büyüme kaydederek üçüncü sıradaki yerini sağlamlaştırdı. Xiaomi’nin uygun fiyatlı ve yüksek performans sunan tabletleri, tüketicilerden büyük ilgi gördü ve firmanın pazardaki konumunu güçlendirmesine katkı sağladı.

Analizlere göre, yapay zekâ entegrasyonu gibi yeni teknolojilerle donatılmış tabletlerin cazibesi, 2025 yılında pazarın büyümesini destekleyecek önemli bir faktör olacak. Ancak döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve küresel ekonomik belirsizlikler nedeniyle firmaların esnek stratejiler benimsemesi gerekecek. Özellikle Huawei ve Xiaomi gibi yerel üreticilerin, rekabetçi fiyatlandırma ve inovatif yazılım çözümleriyle pazar paylarını daha da artırabileceği tahmin ediliyor.

Samsung, 6G teknolojisinde yapay zekayı kullanacak!

0

Samsung, 6G teknolojisinde ağ performansını artırmak, maliyetleri düşürmek ve enerji verimliliğini artırmak için yapay zeka entegrasyonunu planlıyor. Şirketin telekomünikasyon bölümü Samsung Networks, bu stratejiyi gelecekteki mobil iletişim sistemlerinin sürdürülebilirliğini ve kullanıcı deneyimini iyileştirmek amacıyla geliştiriyor. Samsung, 6G ile ilgili ilk teknik raporunu 2020’de yayımlamıştı ve şimdi, yeni bir teknik belge ile yapay zekanın bu yeni nesil mobil teknolojide nasıl bir rol oynayacağını detaylandırıyor.

Samsung, 6G teknolojisinde yapay zekadan faydalanacak

6G’nin hayatımıza getireceği yenilikler arasında sürükleyici artırılmış gerçeklik (XR) deneyimleri, dijital ikiz teknolojisi, kitlesel iletişim sistemleri, yaygın bağlantı çözümleri ve sabit kablosuz internet hizmetleri yer alıyor. XR, eğlence, sağlık ve bilim alanlarında sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojilerinin daha derinlemesine kullanımına olanak tanıyacak. Dijital ikizler, fiziksel varlıkların sanal kopyalarını oluşturarak endüstriyel ve bilimsel araştırmalarda devrim niteliğinde gelişmeler sağlayacak. Kitlesel iletişim, sensörler, makineler ve terminaller arasındaki veri paylaşımını optimize ederek Nesnelerin İnterneti (IoT) cihazlarının daha verimli çalışmasını mümkün kılacak. Yaygın bağlantı ise, karasal ve uydu tabanlı ağların birlikte çalışmasını sağlayarak kesintisiz ve geniş kapsamlı bir iletişim altyapısı oluşturacak. Son olarak, sabit kablosuz internet, 6G ile fiber optik bağlantıya yakın hız ve kararlılık sunarak internet erişiminde önemli bir gelişim sağlayacak.

Samsung, yapay zekanın bu beş temel alanda kullanıcı deneyimini geliştirmekle kalmayıp, aynı zamanda enerji tüketimini optimize ederek işletme maliyetlerini düşüreceğini ve hizmet kapsamını genişleteceğini belirtiyor. 6G’nin sunduğu avantajlar arasında, dinamik ağ yönetimi, gerçek zamanlı veri analizi ve otomatik hata düzeltme sistemleri yer alıyor. Yapay zeka destekli 6G ağları, talebe göre kaynak tahsis edebilecek, olası bağlantı sorunlarını tahmin ederek önleyebilecek ve ağ trafiğini daha etkin yönetebilecek.

Samsung, 6G telekomünikasyon standardının 2030 yılına kadar kesinleşmesini bekliyor. Bu süreçte, hem şirket içinde hem de küresel düzeyde araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin hız kazanacağı tahmin ediliyor. Şirket, 6G’nin sadece mobil cihazlarla sınırlı kalmayıp, endüstriyel otomasyon, akıllı şehirler ve geniş bant hizmetlerinde de önemli bir rol oynayacağını vurguluyor. Yapay zeka ile desteklenen bu yeni nesil ağ altyapısının, kullanıcı deneyimini iyileştirmek ve küresel bağlantı imkanlarını genişletmek adına kritik bir teknoloji olduğu düşünülüyor.