Microsoft Windows 11 başlat menüsünde değişiklikler yapıyor

Microsoft, Windows 11 kullanıcıları için önemli bir değişiklik üzerinde çalışıyor. Yeni Başlat menüsü, özellikle “Önerilenler” bölümü başta olmak üzere sadeleştirilen bir tasarımla yeniden şekilleniyor. Bu değişiklik, kullanıcı geri bildirimlerine dayanarak, Microsoft Windows 11 başlat menüsünün daha düzenli ve kullanıcı dostu olmasını amaçlıyor.

Mevcut Windows 11 Başlat menüsünde üç ana bölüm bulunuyor: sabitlenmiş uygulamalar, önerilen içerikler ve “Tüm Uygulamalar” listesi. Ancak, Microsoft’un üzerinde çalıştığı yeni tasarımda bu üç bölüm tek sayfalık, kaydırılabilir bir düzenle birleştirilecek. Bu sayede Microsoft Windows 11 başlat menüsündeki kullanıcılar, hem sabitlenmiş uygulamalara hem de yüklü tüm uygulamalara tek bir kaydırma paneli üzerinden kolayca ulaşabilecek.

Microsoft Windows 11 başlat

Yeni tasarım, Başlat menüsünü daha geniş ve uzun hale getirerek içeriklerin daha düzenli bir şekilde görüntülenmesini sağlayacak. Ayrıca, kullanıcılar için uzun süredir eleştirilen “Önerilenler” bölümü tamamen devre dışı bırakılabilecek. Ayarlarda eklenen yeni bir seçenek sayesinde, Microsoft Windows 11 başlat menüsündeki önerilen dosya ve uygulamalar tamamen kapatılabiliyor. Bu değişiklik, sadece Başlat menüsünü değil, aynı zamanda Dosya Gezgini’nde gösterilen son dosyalar sekmesini de etkiliyor. Ancak, Microsoft’un final sürümde bu ayarları ayrı birer seçenek olarak sunması bekleniyor.

Yenilenen Başlat menüsünde sadece görsel değil, işlevsellik de artırılacak. “Tüm Uygulamalar” bölümü, ızgara, liste ve kategori gibi üç farklı düzenle sunulacak. Bu yenilik, kullanıcıların Microsoft Windows 11 başlat menüsündeki uygulamalara daha kolay erişimini sağlayacak.

https://twitter.com/phantomofearth/status/1907862062610444340?ref_src=twsrc%5Etfw%7Ctwcamp%5Etweetembed%7Ctwterm%5E1907862062610444340%7Ctwgr%5Efb41766112bb95af81352fdf012c1a651eab73f0%7Ctwcon%5Es1_c10&ref_url=https%3A%2F%2Fwww.donanimhaber.com%2F

Microsoft, henüz yeni Başlat menüsü tasarımını resmi olarak duyurmuş değil. Ancak, test aşamasındaki bu özelliğin 2025 yılının ikinci yarısında kullanıcılarla buluşması bekleniyor. Şu an için test edilen özellikler, final sürümde bazı değişiklikler gösterebilir.

Windows 11 kullanıcıları, Microsoft Windows 11 başlat menüsünün ne zaman kullanıma sunulacağına dair daha fazla bilgi almak için Microsoft’tan gelecek duyuruları takip etmeliler.

Tesla Semi’de yeni gecikme ve fiyat artışı

Elektrikli araç devi Tesla’dan olumsuz haberler gelmeye devam ediyor. Şirketin 2017 yılında duyurduğu elektrikli tır modeli Tesla Semi, uzun süredir yaşadığı gecikmelerin ardından şimdi de ciddi bir fiyat artışıyla gündemde.

Tesla Semi, tanıtıldığı ilk dönemde elektrikli tır segmentinde çığır açması beklenen bir modeldi. CEO Elon Musk2019 yılında üretimin başlayacağını açıklamıştı. Ancak, bu hedef defalarca ertelendi. 2022 sonunda düzenlenen bir etkinlikte üretim versiyonu tanıtılan ve ilk birkaç adedi PepsiCo’ya teslim edilen araç, üzerinden üç yıl geçmiş olmasına rağmen hala seri üretime geçemedi.

Tesla, Nevada’daki fabrikasında düşük hacimli pilot üretim gerçekleştirerek bazı müşterilere sınırlı sayıda teslimat yaptı. 2025 yılı itibarıyla yıllık 50.000 adet üretim hedefi koyan şirket, bu planı da ertelemek zorunda kaldı. Şu anda ise Tesla Semi için yeni bir üretim tesisi inşa edilmekte, fakat projenin geleceğine dair belirsizlikler devam ediyor.

Erken dönem müşterilerden biri olan lojistik devi Ryder, hem gecikmelerin sürdüğünü hem de fiyatlarda “dramatik” artışlar yaşandığını açıkladı. Şirket, bu gelişmeler üzerine projelerini yeniden değerlendirerek 42 tırlık planını 18 tıra düşürdüklerini duyurdu.

Tesla Semi’nin fiyatı ne kadar arttı?

Tesla Semi, ilk tanıtıldığında yaklaşık 480 km menzile sahip versiyonu için 150.000 dolar800 km menzilli versiyoniçinse 180.000 dolar fiyat açıklamıştı. Ayrıca özel bir versiyon olan “Founder’s Series Semi” ise 200.000 dolardansatışa sunulacaktı. Ancak, 2023 yılında üretilen modeller için güncellenmiş resmi bir fiyat açıklaması yapılmadı. Artan üretim maliyetleri ve yaşanan gecikmelerle birlikte fiyatların bu seviyelerin çok üzerine çıktığı iddia ediliyor.

Bugün ABD’deki yeni dizel tırların fiyatı 150.000 ila 220.000 dolar arasında değişiyor. Tesla Semi’nin düşük işletme maliyetleri ve enerji verimliliği gibi avantajlarla pazarda öne çıkması bekleniyordu. Ancak, yaşanan bu dramatik fiyat artışlarıelektrikli tırların ekonomik avantajlarını sorgulatır hale getirdi.

Tesla’nın Semi özelindeki sorunları, şirketin genel anlamda ürün geliştirme ve üretim süreçlerinde karşılaştığı zorlukları da gözler önüne seriyor. Seri üretim süreci bir kez daha ötelenen Tesla Semi’nin geleceğibelirsizliklerle dolu bir döneme girmiş durumda.

ABD başkanı Donald Trump, kritik ismi görevden aldı!

ABD Başkanı Donald Trump’ın bu sürpriz kararı, başta The Washington Post ve The New York Times olmak üzere birçok önemli Amerikan medya kuruluşu tarafından 4 Nisan Cuma günü sabah saatlerinde bildirildi.

General Haugh, Şubat 2024’teki atamasından bu yana yaklaşık bir yıldır hem NSA’yı hem de siber saldırı ve savunma operasyonlarını yöneten Cyber Command’i yönetiyordu. Haugh’un görevden alınması, aşırı sağcı aktivist Laura Loomer’ın Perşembe günü Oval Ofis’te Trump ile yaptığı görüşmede, Haugh dahil bazı ulusal güvenlik yetkililerinin görevden alınmasını talep etmesinin hemen ardından geldi.

Yalnızca Haugh değil, NSA’nın sivil lideri konumunda olan Başkan Yardımcısı Wendy Noble da görevinden alındı. Bu iki ismin yerine kimin geçeceği ise henüz netlik kazanmış değil.

Kararın kamuoyuna yansımasının ardından, başta Senato ve Temsilciler Meclisi’ndeki istihbarat komiteleri olmak üzere birçok üst düzey isim tepkilerini dile getirdi. Virginia Senatörü ve Senato İstihbarat Komitesi Başkan Yardımcısı Demokrat Mark Warner, yaptığı açıklamada bu görevden almayı “şaşkınlık verici” olarak niteledi. Warner, “General Haugh, 30 yılı aşkın süredir ülkesine şerefiyle hizmet etmiş bir asker. Çin’in yürüttüğü Salt Typhoon siber saldırılarıyla karşı karşıya olduğumuz bir dönemde bu karar Amerikalıları nasıl daha güvende kılacak?” ifadelerini kullandı.

Warner ayrıca Trump yönetimini, Yemen’e yönelik hava saldırılarına dair gizli bilgileri Signal üzerinden paylaşan bazı kabine üyelerine hiçbir yaptırım uygulanmaması nedeniyle de eleştirdi.

Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi Başkanı Demokrat Jim Himes ise, “derinden rahatsız edici” sözleriyle kararı sert bir şekilde eleştirdi.

The Wall Street Journal, Mart ayında Trump kabinesinde Hükûmet Verimliliği Bakanı olarak görev yapan Elon Musk’ın Fort Meade’deki NSA merkezinde General Haugh ile görüştüğünü yazmıştı. Görüşmenin, NSA’nın Trump yönetiminin öncelikleriyle uyumlu hale getirilmesi amacıyla yapıldığı belirtilmişti. Musk, geçmişte NSA için bir reform çağrısı yapmış, ancak bu reformun detaylarına dair açıklama yapmamıştı.

Bu son gelişmeler, Trump yönetiminin istihbarat kurumlarına yönelik artan müdahalesinin yeni bir işareti olarak yorumlanıyor. NSA ve Cyber Command gibi stratejik öneme sahip kurumlarda yapılan bu beklenmedik değişiklikler, hem Washington’da hem de uluslararası güvenlik çevrelerinde ciddi soru işaretlerine yol açmış durumda.

Ulefone Armor 30 Pro tanıtıldı: Dayanıklılıkta teni seviye

Dayanıklı akıllı telefonlarıyla tanınan Ulefone, yeni modeli Armor 30 Pro ile dikkatleri üzerine çekti. Üst düzey donanım özellikleriyle gelen cihaz, aynı zamanda arka kısmında yer alan yardımcı ekranıyla alışılmışın dışında bir kullanıcı deneyimi sunuyor.

Ulefone Armor 30 Pro, 6.95 inçlik Full HD+ ana ekran ve 3.4 inçlik ikinci ekranıyla kullanıcıya çift taraflı kontrol imkanı sağlıyor. Bu yardımcı ekran sayesinde kullanıcılar, temel işlemler için ana ekranı açmadan telefonlarını daha verimli kullanabiliyor.

Ulefone'

Cihazın kalbinde MediaTek Dimensity 7300X 5G yonga seti yer alıyor. Performans tarafında 16GB LPDDR5 RAM ve 512GB UFS 3.1 dahili depolama ile desteklenen Armor 30 Pro, çoklu görevlerde ve oyunlarda yüksek performans vadediyor.

Kamera tarafında da iddialı olan modelde, 50MP çözünürlüğünde bir ana sensör ve 64MP kızılötesi gece görüş kamerası bulunuyor. Bu sayede kullanıcılar karanlık ortamlarda bile net görüntüler elde edebiliyor.

Telefonun bir diğer öne çıkan özelliği ise 12800mAh kapasiteli devasa bataryası66W hızlı şarj desteği sayesinde bu büyük batarya kısa sürede doldurulabiliyor. Ayrıca cihazda 118 desibel ses çıkışıRGB aydınlatma120Hz ekran tazeleme hızı ve askeri standartlarda dayanıklılık gibi detaylar da yer alıyor.

Tüm bu özellikleriyle Ulefone Armor 30 Pro, sadece zorlu koşullara dayanıklı bir telefon değil; aynı zamanda güçlü bir multimedya ve iş cihazı olarak öne çıkıyor. 499 Avro fiyat etiketiyle satışa sunulan cihaz, özellikle macera severler ve outdoor kullanıcılar için ideal bir seçenek olabilir.

Android 15’in yeni güvenlik özelliği kullanıcıları zora soktu

Google’ın Android 15 ile birlikte tanıttığı yeni güvenlik özelliği Hırsızlık Tespit Kilidi, kullanıcılar arasında hem dikkat çekti hem de şaşkınlık yarattı. Android 15’in yeni güvenlik özellikleri kullanıcılarına güven sağlıyor. Hırsızlık durumlarında cihazın güvenliğini artırmayı amaçlayan bu özellik, bazı kullanıcıların aktardıklarına göre olması gerektiği gibi çalışmıyor.

Söz konusu özellik, yapay zeka destekli algoritmalarla telefonun çalınıp çalınmadığını tespit etmeye çalışıyor. Telefonun ani bir şekilde elden alınması ya da sahibinden uzaklaştırılması durumunda, sistem cihazı otomatik olarak kilitliyor. Android 15’in yeni güvenlik sistemi, cihaz çevrimdışıyken bile devreye girebiliyor. Böylece hırsızların genellikle ilk olarak başvurduğu internet bağlantısını kesme girişimi de işe yaramaz hale geliyor.

Ancak, kullanıcı raporlarına göre sistemde ciddi bir hassasiyet sorunu bulunuyor. Pek çok kişi, telefon ellerindeyken ya da cebindeyken bile Hırsızlık Tespit Kilidi özelliğinin devreye girdiğini ve cihazlarını beklenmedik şekilde kilitlediğini bildiriyor. Android 15’in yeni güvenlik sistemi, bu durum, günlük kullanım sırasında cihazlara erişimi zorlaştırıyor ve kullanıcı deneyimini olumsuz etkiliyor.

Google’ın bu sistemde ivmeölçer ve çeşitli hareket algılama sensörlerini kullandığı, ani hız değişimlerini ve yön değişimlerini analiz ederek potansiyel hırsızlık durumlarını belirlemeye çalıştığı biliniyor. Ancak görünüşe göre, algoritmanın aşırı hassas hale getirilmiş olmasıyanlış pozitif bildirimlerin artmasına sebep oluyor.

Şu an için Google cephesinden konuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmış değil. Ancak kullanıcıların artış gösteren şikayetleri, Android 15’in yeni güvenlik sisteminde değişiklikler yapılmasına neden olabilir. Şirketin önümüzdeki günlerde bu özelliğe yönelik bir güncelleme ya da ayarlama yapmasını zorunlu kılabilir.

Google, Gemini Live’ı daha geniş bir kitleye sunmaya başladı!

Ocak ayında ilk kez Google Pixel 9, Galaxy S24 ve S25 modellerine getirilen bu yenilik, Mart 2025 Özellik Güncellemesi ile Pixel 6 ve üzeri cihazlara da ulaştı. Son güncellemelerle birlikte, artık daha eski Pixel ve Samsung cihazlarda da ücretsiz Gemini aboneliğiyle kullanılabilir hale geldi.

Önceden yalnızca sesli komutları kabul eden Gemini Live, artık görseller, dosyalar ve YouTube videoları üzerinden de etkileşim kurmayı mümkün kılıyor. Kullanıcılar, Galeri’den ya da Kameradan bir fotoğraf yükleyerek, PDF ya da Word gibi dosya formatlarını seçerek ya da bir YouTube videosunu açarak “Talk Live about this” özelliğini aktif hale getirebiliyor. Böylece görsel ya da içerikle doğrudan bağlantılı sorular sorulabiliyor ve yapay zekâdan yanıt alınabiliyor.

Gemini Live ile dosyalar ve videolar üzerine anında geri bildirim

Gemini Live artık yalnızca sesli değil, aynı zamanda bağlamsal içerik üzerinden bilgi sağlayan bir yapay zekâ aracı haline gelmiş durumda. Desteklenen dosya türleri arasında TXT, DOC, DOCX, PDF, RTF ve HWP formatları yer alıyor. Kullanıcılar bu dosyaları Google Files ya da Samsung Notes üzerinden açarak Gemini katmanını aktif hale getirebiliyor.

YouTube entegrasyonu ise özellikle dikkat çekici. Gemini Live, iki saate kadar olan videolarda, altyazılarda geçen tüm bilgileri analiz edebiliyor ve bu içerik üzerinden soruları yanıtlayabiliyor. Video aktifken Gemini katmanı açılarak veya video bağlantısı uygulamaya yapıştırılarak bu özellik kullanılabiliyor.

Bununla birlikte, uygulamanın arayüzünde de bazı güncellemeler mevcut. Artık Gemini Live butonları daha kompakt bir tasarımla karşımıza çıkıyor; metin etiketleri kaldırılmış durumda. Bu sadeleştirme, Google uygulamasının 16.11 sürümünde yer aldı.

Geliştirici tarafında ise Gemini 2.5 Pro sürümü, Google AI Studio’da “halka açık önizleme” olarak yayınlandı. Daha yüksek oran limitleriyle çalışan bu sürüm, yeni nesil yapay zekâ destekli uygulamaların geliştirilmesini kolaylaştırıyor. Gelişmiş sürüm ücretsiz olarak da sunuluyor ancak sınırlı erişimle çalışıyor.

Google’ın yapay zekâ alanındaki yenilikleri, özellikle mobil cihazlarda daha kişiselleştirilmiş ve bağlamsal kullanım senaryolarını mümkün kılarak günlük deneyimi zenginleştiriyor. Gemini Live’ın bu genişletilmiş özellikleri, kullanıcıların belgeler, görseller ve videolarla daha etkili şekilde etkileşime geçmesine olanak sağlıyor.

Trump’ın tarifeleri, teknoloji devlerini vuruyor

ABD Başkanı Donald Trump’ın hayata geçirdiği yeni gümrük tarifeleri, teknoloji devlerinin yatırımlarını sarsmaya başladı. Özellikle veri merkezleri alanında devasa bütçeler ayıran Microsoft, Amazon ve Alphabet gibi şirketlerin harcamalarını yeniden gözden geçirdiği belirtiliyor.

Yüksek vergiler, başta Çin, Tayvan ve Güney Kore olmak üzere teknoloji ekipmanı tedarikçilerini doğrudan etkilerken; Çin’den gelen ürünlerdeki toplam vergi yükü yüzde 54’e ulaştı. ABD’ye yapılan tüm ithalatlara getirilen yüzde 10’luk genel tarife ile birlikte, Çin ürünlerine özel olarak yüzde 34 ek vergi uygulanıyor. Tayvan ve Güney Kore için bu oranlar sırasıyla yüzde 32 ve yüzde 25 olarak belirlendi.

Elektronik ürünler, geçtiğimiz yıl 486 milyar dolarlık hacmiyle ABD’nin en büyük ikinci ithalat kalemini oluşturdu. 2024 yılı itibarıyla, sadece veri işleme makinelerinin ithalatı 200 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu ürünlerin önemli bir bölümü Meksika, Tayvan, Çin ve Vietnam’dan tedarik ediliyor. Uzmanlara göre, bu yeni vergi politikası, teknoloji devlerinin sermaye harcamalarında önemli değişikliklere yol açacak.

Microsoft, sektördeki kaynaklara göre veri merkezi yatırımlarında temkinli bir stratejiye geçiş yapmış durumda. Benzer şekilde Amazon’un da bu yönde adımlar atması bekleniyor. Yüksek maliyetler, yeni veri merkezi inşaatlarını ve yapay zeka altyapısının yaygınlaşmasını yavaşlatabilir.

Bu durum, ABD’nin yapay zeka alanındaki küresel liderlik hedefini de riske atıyor. Trump yönetimi tarafından duyurulan ve OpenAI, Oracle ile SoftBank gibi şirketleri bir araya getiren 500 milyar dolarlık “Stargate” projesi, bu tarifelerden doğrudan etkilenebilir. Stargate kapsamında 20 dev veri merkezi kurulması ve ABD’nin yapay zeka alanında rakiplerinin önüne geçmesi hedefleniyordu.

Yeni tarifeler, ayrıca Alphabet, Microsoft ve Amazon gibi büyük bulut hizmeti sağlayıcılarının da maliyetlerini artırıyor. Zaten yapay zeka yatırımlarının büyüklüğü nedeniyle yatırımcıların baskısı altında olan bu şirketlerin hisse değerleri, açıklanan tarifeler sonrası düşüşe geçti.

Analistler, tarifelerin yarı iletkenleri henüz kapsamasa da yakın gelecekte bu alanda da ek vergiler getirilmesiningündemde olduğunu belirtiyor. Bu gelişmeler, ABD’nin teknoloji yatırımlarındaki ivmeyi sekteye uğratırkenküresel rekabette Çin gibi ülkelerin elini güçlendirebilir.

YouTube Shorts düzenleyicisi TikTok’a alternatif olacak

0

YouTube, Shorts video düzenleyicisini TikTok’a daha iyi bir alternatif olacak şekilde güncelliyor. Klipleri hassas bir şekilde düzenleyebilecek ve hatta görüntüleri bir şarkının zamanlamasına göre otomatik olarak düzenleyebileceksiniz. YouTube Shorts düzenleyicisi, kullanıcılara daha fazla kontrol sağlayacak.

YouTube Shorts düzenleyicisi için yenilikler

YouTube, TikTok ve Instagram Reels gibi platformlarla daha iyi rekabet edebilmek için Shorts video düzenleyicisini güncelliyor ve bu yılın ilerleyen dönemlerinde YouTube’u öne çıkarabilecek yapay zeka destekli bazı özelliklerin ipuçlarını veriyor. YouTube Shorts düzenleyicisi, kullanıcıların yaratıcı süreçlerini daha da kolaylaştırmayı hedefliyor.

Yeni ve geliştirilmiş düzenleyici, kullanıcıların “yakınlaştırma ve yakalama ile her klibin zamanlamasında hassas ayarlamalar ve düzenlemeler yapmalarına” olanak tanıyacak ve görüntülerinizi yeniden düzenleme ve silme seçeneği sunacak. YouTube ayrıca müzik ve zamanlanmış metin ekleyebileceğinizi ve düzenleme yaparken videonuzu istediğiniz zaman önizleyebileceğinizi söylüyor. Bu şekilde, YouTube Shorts düzenleyicisi kullanıcılarına kapsamlı bir düzenleme deneyimi sunacak.

Gelecekte bir noktada, editör klipleri bir şarkıyla otomatik olarak senkronize etme yeteneğine kavuşacak. Ve YouTube, “bu baharın ilerleyen zamanlarında” editörün resim galerinizdeki fotoğraflardan veya yerleşik bir AI resim oluşturucusuyla çıkartmalar oluşturabileceğini söylüyor. Bu güncellemenin bir parçası olarak, şablonları kullanma süreci de basitleştiriliyor. Şablonların yaratıcıları artık çalışmalarını kullanan herkes tarafından otomatik olarak anılacak ve şablonların kendileri artık resim katmanları ve filtre efektleri gibi şeyler içerebilecek. Bu gelişmeler YouTube Shorts düzenleyicisi için büyük bir adımdır.

YouTube, TikTok ve Instagram tarafından sunulan yaratıcı araçlarla bir tür eşitliğe ulaşmaya çalışıyor. TikTok’un düzenleme araçları ve bağımsız CapCut video düzenleyicisi, telefonunuzda video oluşturmak için uzun zamandır altın standart oldu. ABD’de TikTok’un belirsiz geleceği göz önüne alındığında, YouTube Shorts’u daha çekici bir alternatif haline getirmek mantıklı. Ayrıca YouTube’un TikTok’tan ilham alması ilk kez değil. YouTube, 2024’te Shorts’a, TikTok’un popüler versiyonundan açıkça esinlenen robotik, metinden sese anlatım özelliği ekledi.

Gemini 2.5 Pro, Google’ın şimdiye kadarki en pahalı modeli oldu!

Geliştiriciler için yayınlanan fiyatlandırma, Gemini 2.5 Pro’nun sağladığı yüksek işlem gücünün ciddi bir maliyetle geldiğini ortaya koyuyor.

Gemini 2.5 Pro, 200.000 token’a kadar olan girişlerde milyon token başına 1,25 dolar, çıkışlarda ise 10 dolar olarak fiyatlandırılıyor. Daha büyük veri setleri için bu rakamlar sırasıyla 2,50 ve 15 dolara çıkıyor.

Bu da onu, yalnızca Google’ın önceki modellerine değil, aynı zamanda sektördeki pek çok rakibine göre daha pahalı hale getiriyor. Örneğin OpenAI’nın o3-mini modeli ya da DeepSeek’in R1’i çok daha düşük fiyatlarla geliştiricilere sunuluyor. Yine de bazı üst düzey rakip modellerle kıyaslandığında Gemini 2.5 Pro’nun daha ulaşılabilir bir fiyat politikası sunduğu da söylenebilir. OpenAI’nın GPT-4.5’i gibi modeller, yüz milyonlarca token için çok daha yüksek ücretler talep ediyor.

Fiyatların yükselmesindeki en önemli etkenlerden biri, talebin hızla artması. Google CEO’su Sundar Pichai, Gemini 2.5 Pro’nun şirketin bugüne kadarki en yoğun ilgi gören yapay zekâ modeli olduğunu açıkladı. Mart ayı boyunca Gemini API ve AI Studio kullanımının %80 oranında arttığı bilgisi paylaşıldı. Bu da, modelin hem bireysel geliştiriciler hem de şirketler tarafından ciddi biçimde benimsendiğini gösteriyor.

Modelin teknik üstünlüğü kadar, işlevselliği de dikkat çekiyor. Çok büyük metinleri işleyebilme kapasitesi, daha isabetli ve bağlama uygun yanıtlar üretebilmesi, onu özellikle profesyonel kullanım için cazip kılıyor. Bununla birlikte, Google modelin ücretsiz kullanımını da tamamen ortadan kaldırmış değil. Belirli oranlarda ve sınırlı hızda, Gemini 2.5 Pro’ya ücretsiz erişim hâlâ mümkün. Ancak daha geniş kullanım ve ticari amaçlı projeler için ciddi bir bütçe ayrılması gerekiyor.

Yapay zekâ sektöründe genel bir fiyat artışı eğilimi dikkat çekerken, Google’ın bu adımı aslında yalnızca bir başlangıç olabilir. Talep ve işlem gücü arttıkça, benzer modellerin de maliyetleri yukarı yönlü seyretmeye devam edecek gibi görünüyor. Şimdilik soru şu: Gemini 2.5 Pro’nun sunduğu yüksek performans, geliştiriciler için bu fiyatı gerçekten hak ediyor mu? Yanıt, kullanım amacına ve beklentilere göre değişebilir.

Microsoft dev veri merkezi yatırımlarında frene masıyor

Microsoft’un Ocak ayında duyurduğu 80 milyar dolarlık dev veri merkezi yatırımı planı, revizyona uğruyor. Bloomberg’in konuya yakın kaynaklara dayandırdığı haberine göre, şirket Endonezya, Birleşik Krallık, Avustralya ile ABD’nin Illinois, Kuzey Dakota ve Wisconsin eyaletlerindeki veri merkezi projelerini ya yavaşlattı ya da tamamen askıya aldı. Bazı bölgelerde yürütülen görüşmelerden tamamen çekilen Microsoft, diğerlerinde ise inşaat başlangıçlarını ileri bir tarihe erteledi.

Microsoft temkinli adımlar atıyor

Bu veri merkezleri, şirketin yapay zeka alanında genişlemeyi hedeflediği büyük stratejinin temel taşları arasında yer alıyor. Ancak Microsoft, küresel ekonomik belirsizlikler ve politik gelişmeler doğrultusunda yatırım planlarını yeniden şekillendiriyor.

Öte yandan, Microsoft’un resmi açıklaması farklı bir tablo çiziyor. Şirket, Bloomberg’e yaptığı açıklamada, 2025 mali yılı içinde veri merkezlerine yönelik 80 milyar dolarlık yatırım hedefinden geri adım atmadığını belirtti. Bu rakam, Başkan Yardımcısı ve Başkan Brad Smith imzasıyla yayımlanan bir blog yazısında da vurgulanmıştı. Söz konusu yazıda, Microsoft’un ABD’deki yapay zeka politikalarının şekillenmesine katkı sağlamaktan duyduğu heyecan da dikkat çeken ifadelerle dile getirilmişti.

Yeni gümrük tarifeleri yatırımları zorlaştırıyor

Ancak perde arkasında bazı ciddi etkenlerin devrede olduğu belirtiliyor. Başkan Donald Trump’ın bu hafta resmen devreye aldığı yeni gümrük tarifeleri, büyük altyapı yatırımlarını maliyet açısından zorlaştırmış durumda. Bu durum, Microsoft’un neden bazı projeleri yavaşlattığını ya da iptal ettiğini açıklayabilir. Şirketin bütçeyi koruyarak daha az sayıda projeyi hayata geçirme yoluna gidebileceği konuşuluyor.

Microsoft’un veri merkezi yatırımlarında nasıl bir strateji izleyeceği merakla beklenirken, şirketin yapay zeka odaklı büyüme planlarının nasıl etkileneceği de sektör tarafından yakından takip ediliyor.

Microsoft Copilot, büyük bir güncelleme alıyor!

Artık Copilot, internette gezinebiliyor, rezervasyon yapabiliyor ve çeşitli görevleri kullanıcı adına gerçekleştirebiliyor. Ayrıca, OpenAI’nın ChatGPT’sine benzer şekilde, kullanıcıların tercihlerine dair hatırlamalar yapabiliyor ve gerçek zamanlı video analiz edebiliyor.

Microsoft’un OpenAI teknolojisiyle desteklediği Copilot, rakipleri ChatGPT ve Google Gemini’nin sunduğu yeni nesil özelliklerin gerisinde kalmamak için kapsamlı bir güncelleme alıyor. Şirket, gelecekte Copilot’un daha fazla kendi bünyesindeki yapay zekâ modelleriyle çalışabileceğini de belirtiyor.

Microsoft’un açıklamalarına göre, Copilot artık birçok popüler internet sitesinde doğrudan işlem yapabiliyor. Örneğin, 1-800-Flowers, Booking.com, Expedia, Kayak, OpenTable, Priceline, Tripadvisor, Skyscanner, Viator ve Vrbo gibi platformlarla entegre olarak otel rezervasyonu yapabiliyor, çiçek siparişi verebiliyor ya da restoran ayırtabiliyor. Kullanıcılar, “Eşime bir buket çiçek gönder.” gibi basit bir komut verdiğinde, Copilot bu işlemi doğrudan gerçekleştirebilecek.

Ayrıca, yeni güncellemeyle Copilot, internetteki fiyat düşüşlerini ve kampanyaları takip edebiliyor. Kullanıcı belirli bir ürün için fiyat takibi yapmasını istediğinde, Copilot indirim gerçekleştiğinde bildirim göndererek doğrudan satın alma bağlantısını sunuyor.

Ancak bu yeni özelliklerin tam olarak ne kadar etkili olduğu belirsiz. Microsoft, aracın bazı görevlerde insan müdahalesine ihtiyaç duyabileceğini belirtmediği gibi, web sitelerinin Copilot’un bu işlemleri yapmasını engelleyip engelleyemeyeceği de merak konusu. Daha önce OpenAI’nın Operator aracı benzer nedenlerle bazı siteler tarafından engellenmişti.

Copilot tarafından sunulan yeni özellikler, oldukça beğenildi

Copilot artık bir web sitesini veya akademik makaleyi analiz ederek, Google’ın NotebookLM sistemine benzer bir şekilde podcast tarzı içerik oluşturabiliyor. İki yapay zekâ destekli sunucu, belirli bir konu hakkında diyalog kurarak içeriği özetleyebiliyor. Kullanıcılar bu diyaloga dahil olup sorular sorabiliyor.

Mobil cihazlarda ise, telefon kamerasını kullanarak nesneleri tanıyabiliyor. Örneğin, kullanıcı bir çiçek fotoğrafı çektiğinde, “Bu çiçek nedir?” diye sorarak yanıt alabiliyor. Windows tarafında ise, Copilot ekranınızdaki içerikleri okuyarak dosyaları organize edebiliyor, sistem ayarlarını değiştirebiliyor ve arama yapabiliyor. Ancak, Microsoft’un özel dosyaların korunması için nasıl bir güvenlik önlemi aldığı belirsiz.

Kişisel hafıza ve derin araştırma özelliği

Copilot artık kullanıcıların tercihlerini hatırlayarak daha kişiselleştirilmiş çözümler sunuyor. Kullanıcılar, Copilot’un kendileri hakkında öğrendiği bilgileri yönetebiliyor, belirli hatıraları silebiliyor ya da bu özelliği tamamen devre dışı bırakabiliyorlar.

Buna ek olarak, Derin Araştırma (Deep Research) özelliği, karmaşık sorulara daha kapsamlı yanıtlar sunmak için internetteki verileri, belgeleri ve görselleri analiz ediyor. Bu, OpenAI’nın ChatGPT Deep Research ve Google Gemini’nin benzer özellikleriyle doğrudan rekabet edebilir konumda.

Microsoft’un yeni AI stratejisi

Microsoft, Copilot’u daha akıllı ve fonksiyonel hâle getirerek Google Gemini ve ChatGPT ile rekabet etmek istiyor. Bunun için yapay zekâ modelini geliştirmeye devam ediyor ve OpenAI teknolojisi yerine kendi AI çözümlerine daha fazla yatırım yapmayı planlıyor.

Yeni özellikler, önümüzdeki hafta Windows Insiders programındaki kullanıcılara sunulacak. Genel kullanıma ne zaman açılacağı konusunda kesin bir tarih verilmiş değil. Ancak, Microsoft’un bu büyük güncellemesi, yapay zekâ destekli asistanların internet kullanımında devrim yaratma potansiyelini artırıyor.

Tesla’ya Trump darbesi: Yeni gümrük vergileri enerji depolama büyümesini tehdit ediyor

ABD Başkanı Donald Trump‘ın dünya genelinde ve özellikle Çin‘e karşı uygulamaya koyduğu yeni gümrük vergileriTesla‘nın enerji depolama işini olumsuz etkiliyor. Elektrikli araç teslimatları 2025 yılının birinci çeyreğinde 336.000 birimle beklentilerin altında kaldı. Ancak buna rağmen Teslaenerji depolama alanında yeni bir rekor kırarak 10 GWh’lik kapasiteyi devreye aldı. Ne var ki, Trump‘ın çelikten elektroniğe kadar geniş bir yelpazeye yayılan yeni tarifeleriTesla’nın büyüyen bu işkolu için büyük bir tehdit oluşturuyor.

Tesla’ya gümrük vergisi darbesi

Tesla‘nın elektrikli araç işi 2024’ten bu yana gerilerken, enerji depolama işkolu ise sürekli büyümekteydi. Bu büyümeyi özellikle Powerwall 3 ve Megapack sistemleri desteklerken, bu ürünlerin temelinde Çin’den ithal edilen LFP batarya hücreleri bulunuyor. Trump yönetiminin Çin’den yapılan ithalata %54 oranında vergi getirmesi, Tesla‘nın bu alandaki maliyetlerini ciddi şekilde artıracaktırArtan fiyatların da tüketici talebini olumsuz etkilemesi bekleniyor.

Daha önce Biden yönetimi2026 yılı itibariyle Çin’den ithal edilen enerji depolama bataryalarına %25’lik bir tarifegetireceğini duyurmuştu. Ancak Trump‘ın bu vergiyi ani bir hamleyle %54’e çıkarmasıTesla‘nın maliyetlerini öngörülenin çok ötesine taşıyacak.

Tesla ve Çin bağımlılığı

Tesla‘nın enerji depolama ürünleri, çoğunlukla Çinli CATL firmasının LFP batarya hücreleri ile çalışıyor. Geçtiğimiz yıllarda Tesla ve CATL arasında ABD’de bir LFP batarya üretim tesisi kurma planları gündeme gelmişti ancak bu planlar henüz somutlaşmadı.

TeslaÇin’deki yeni Megafactory fabrikasında Megapack üretimine başlamış durumda. Bu fabrikada üretilecek batarya sistemlerinin ABD dışındaki pazarlara gönderilmesi planlanıyor. Ancak Teslabatarya tedarikçileri CATL ve BYD’nin kendi enerji depolama çözümlerini geliştirmesiyle artan bir rekabetle karşı karşıya.

TeslaABD’de daha fazla Megapack üretmek için ikinci bir Megafactory kurmayı planlıyor ancak yeni tarifelerin bu planları nasıl etkileyeceği şimdilik belirsizliğini koruyor.

Intel ve TSMC’den çip üretiminde sürpriz ortaklık

Çip üretiminde tarihi bir ortaklık müjdesi geldi: Intel ve TSMCABD’deki Intel üretim tesislerinde faaliyet gösterecek yeni bir ortak girişim kurma konusunda anlaşmaya vardı. Bu adım, küresel yarı iletken endüstrisinde büyük bir etki yaratacak gibi görünüyor.

Ortaklık detayları ve beklentiler

Reuters’ın, The Information kaynaklı haberine göre, anlaşma henüz resmiyet kazanmasa da, TSMC’nin ortak girişimde yüzde 20‘lik bir paya sahip olması bekleniyor. Geriye kalan yüzde 80’lik hisse payının ise kimlere ait olacağı henüz netleşmedi. Ancak, TSMC’nin yılın başlarında AMDBroadcomNvidia ve Qualcomm gibi ABD merkezli çip tasarım şirketleriyle yatırım görüşmeleri yaptığı iddia ediliyordu. Bu görüşmelerin, yatırımcılar ve endüstri uzmanları tarafından büyük bir ilgiyle takip edildiği belirtildi.

Bu ortaklık, sadece Intel ve TSMC’nin iş birliği olarak görülmemeli. Aynı zamanda ABD‘nin, çip üretiminde yeniden küresel liderliğini elinde tutma hedefinin de somut bir yansıması olarak değerlendiriliyor.

ABD hükümetinin rolü

Ortaklığın arka planında, ABD hükümetinin aktif bir rol üstlendiği belirtiliyor. Beyaz Saray ve Ticaret BakanlığıIntel’in son yıllarda karşılaştığı üretim ve operasyonel zorlukları aşmak amacıyla bu iş birliğini teşvik ettiği aktarılıyor. ABD yönetimiIntel’in üretim tesislerini tamamen yabancı bir şirkete, özellikle de TSMC’ye satılmasına sıcak bakmıyor. Bu nedenle, en olası çözümün bir ortaklık olması gerektiği ifade ediliyor.

Intel ve TSMC’nin iş birliği

Intel’in IDM 2.0 (Integrated Device Manufacturing) stratejisi, bugüne dek şirketin üretim süreçlerinde büyük bir başarı sağlayamadı. Intel’in üretim tesislerinde, Intel 3 ve Intel 4 üretim süreçleri destekleniyor, fakat sadece bir veya iki tesiste Intel’in ileri düzey 18A üretim teknolojisi kullanılabiliyor. Bu noktada, TSMC’nin ABD‘deki Intel tesislerinde hangi düzeyde yer alacağı, iş birliğinin nasıl işleyeceği hala belirsizliğini koruyor.

Bu gelişme, finansal piyasalarda büyük bir hareketliliğe neden oldu. Intel hisseleri yaklaşık %7 oranında yükseldi ve geçtiğimiz haftalarda uygulanan yeni ithalat tarifelerinin yarattığı kayıpları telafi etti. Öte yandan, ABD borsasında işlem gören TSMC hisseleri %6 oranında geriledi. Ancak, henüz Intel veya TSMC tarafından bu gelişme hakkında herhangi bir yorum yapılmış değil.

Intel ve TSMC arasındaki bu sürpriz ortaklık, yarı iletken endüstrisinde yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Ortak girişimin nasıl şekilleneceği ve bu stratejinin ABD çip üretim sektörüne ne gibi katkılar sağlayacağı, önümüzdeki dönemde netleşecek.

Samsung’dan uygun fiyatlı telefonlara yapay zeka desteği

Samsung, yapay zekâ teknolojilerini sadece üst segment değil, daha geniş kullanıcı kitlesine de ulaştırmak amacıyla önemli bir adım attı. Şirket, “Awesome Intelligence” adını verdiği yeni yapay zekâ paketini resmi olarak tanıttı. Bu paket, Samsung’un popüler Galaxy A serisi gibi uygun fiyatlı ve orta seviye akıllı telefonlarını hedef alıyor.

Amiral gemisinden A serisine yapay zeka geçişi

Daha önce 2021 ve sonrası amiral gemisi Galaxy modellerinde sunulan Galaxy AI özellikleri, kullanıcılar tarafından oldukça beğenilmişti. Ancak bu özellikler, genellikle üst segment cihazlarla sınırlıydı. Samsung, bu durumu değiştirmek ve yapay zekâ teknolojilerini daha erişilebilir hale getirmek için Awesome Intelligence paketini geliştirdi. Yeni paket, Galaxy AI kadar kapsamlı olmasa da, kullanıcı deneyimini iyileştirecek birçok işlevi bünyesinde barındırıyor.

Hangi özellikler var?

Awesome Intelligence paketi, günlük kullanımı kolaylaştıracak ve kullanıcıya zaman kazandıracak çeşitli yapay zekâ tabanlı özelliklerle geliyor. Bu özellikler arasında:

  • Circle to Search: Nesneleri ya da metinleri ekranda daire içine alarak hızlı arama yapılmasını sağlayan bu özellik, yeni pakette daha verimli çalışacak şekilde optimize edildi.
  • Yüksek Sesle Okuma: Ekrandaki metinleri sesli olarak okuma özelliği, özellikle görme konusunda hassasiyeti olan kullanıcılar için büyük kolaylık sağlıyor.
  • Nesne Silme: Fotoğraflarda istenmeyen objeleri yapay zekâ yardımıyla silme özelliği, kolay düzenleme imkânı sunuyor.
  • Düzenleme Önerileri: Fotoğrafların daha iyi görünmesi için sistem tarafından otomatik düzenleme önerileri sunuluyor.
  • Otomatik Video Kırpma: Videolar üzerinde yapılan düzenlemelerde, içeriğin ana odağını koruyarak videoyu otomatik şekilde kırpma özelliği yer alıyor.

Hangi modellerde sunulacak?

Samsung’un açıklamasına göre Awesome Intelligence paketi ilk olarak Galaxy A56Galaxy A35 ve Galaxy A26modellerine sunulacak. Bu modellerde yerleşik olarak bulunacak paket, kullanıcılara amiral gemisi deneyimine yakın bir yapay zekâ desteği vaat ediyor. Şirket, şu an için daha eski A serisi modellerin bu özellikleri alıp almayacağına dair bir bilgi paylaşmadı. Ancak ilerleyen dönemde güncelleme yoluyla bu cihazlara da gelmesi olası.

Samsung’un bu hamlesi, yapay zekânın gelecekteki mobil deneyimlerde ne kadar merkezi bir rol oynayacağının da altını çiziyor. Uygun fiyatlı modellerde bile yapay zekâ özelliklerine yer verilmesi, özellikle genç kullanıcılar ve gelişmekte olan pazarlardaki tüketiciler için büyük bir avantaj olacak. Böylece Samsung, hem rekabet gücünü artırıyor hem de kullanıcı deneyimini her segmentte bir üst seviyeye taşıyor.

Ay tozundan güneş pili üretilecek

Ay tozundan üretilen güneş pilleri gelecekteki uzay araştırmalarına güç sağlayacak. Astronotların botlarına yapışan kir, bir enerji üretimi için kullanılabilir. Device dergisinde yayınlanan bir çalışmada, araştırmacılar simüle edilmiş ay tozundan yapılmış güneş hücreleri yarattılar. Hücreler güneş ışığını verimli bir şekilde enerjiye dönüştürüyor, radyasyon hasarına dayanıyor ve ağır malzemeleri uzaya taşıma ihtiyacını azaltıyor, uzay araştırmalarının en büyük zorluklarından biri olan güvenilir enerji kaynaklarına potansiyel bir çözüm sunuyor.

Ay tozundan güneş pili üretimi enerji sektöründe kullanılacak

Almanya’daki Potsdam Üniversitesi’nden baş araştırmacı Felix Lang: “Uzayda kullanılan güneş hücreleri şu anda inanılmaz, %30 ila %40’a varan verimliliklere ulaşıyor, ancak bu verimliliğin bir bedeli var. Çok pahalılar ve nispeten ağırlar çünkü kaplama olarak cam veya kalın folyo kullanıyorlar. Tüm bu hücreleri uzaya kaldırmayı haklı çıkarmak zor” diyor.

Lang’ın ekibi, güneş hücrelerini Dünya’dan taşımak yerine, Ay’ın kendisinde bulunan malzemelere bakıyor. Dünya yapımı camı, Ay’ın gevşek, kayalık yüzey kalıntıları olan Ay regolitinden üretilen camla değiştirmeyi amaçlıyorlar. Bu değişiklik tek başına bir uzay aracının fırlatma kütlesini %99,4 oranında azaltabilir, taşıma maliyetlerini %99 oranında düşürebilir ve uzun vadeli Ay yerleşimlerini daha uygulanabilir hale getirebilir.

Fikri test etmek için araştırmacılar, ay tozunu simüle etmek için tasarlanmış bir maddeyi ay camına erittiler ve bunu yeni bir tür güneş hücresi inşa etmek için kullandılar. Hücreleri, ay camını perovskit ile eşleştirerek hazırladılar; perovskit daha ucuz, yapımı daha kolay ve güneş ışığını elektriğe dönüştürmede çok etkili bir kristal sınıfıdır. Uzaya gönderilen her bir gram malzeme için, yeni paneller geleneksel güneş panellerinden 100 kata kadar daha fazla enerji üretiyor.

Lang: “Ağırlığı %99 oranında azaltırsanız, ultra verimli %30 güneş hücrelerine ihtiyacınız kalmaz, sadece ayda daha fazlasını üretirsiniz. Ayrıca, hücrelerimiz radyasyona karşı daha kararlıdır, diğerleri ise zamanla bozulur” diyor.

Kırsal fiber internet projesi risk altında

0

Trump yönetiminin elindeki fonlarla kırsal fiber internetin yaygınlaşması risk altına girdi. Fiber internet sağlayıcıları, kırsal alanlara güvenilir internet hizmeti getirecek Biden dönemi girişimi kapsamında vaat edilen fonları göremeyeceklerinden endişe ediyor. Louisiana fiber internet sağlayıcısı Cajun Broadband’a planın bir parçası olarak 33 milyon dolar hibe verildi. Ancak “para akmıyor” ve yeni yönetimin Elon Musk’ın Starlink’i gibi uydu internet hizmetlerine öncelik verip vermeyeceği konusunda endişeler artıyor.

Biden yönetiminin Geniş Bant Eşitliği, Erişim ve Dağıtım (BEAD) programı, çoğunlukla fiber geniş bant aracılığıyla, yetersiz hizmet alan bölgelerdeki internet hizmetini güçlendirmek için 42.4 milyar dolar ayırdı. Ancak, BEAD direktörü Evan Feinman geçen ay Ticaret Bakanlığı’ndan ayrıldı. Trump tarafından atanan Ticaret Bakanlığı Sekreteri Howard Lutnick, “uyanık zorunluluklar, belirli teknolojilere yönelik kayırmacılık” gerekçesiyle programı elden geçirmeyi planlıyor.

BEAD’den gelen fonlara güvenen birçok şirket fiber genişlemesine önemli miktarda para yatırdı ve birkaç eyalet de planları harekete geçirmeye başladı. Yirmi dört eyalet proje başvuru penceresini kapattı, Louisiana, Delaware ve Nevada ise “projelere para ayırmaya başlamak için yalnızca Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü’nden onay bekliyor” diye bildiriyor.

Sadece bu değil, uyduya doğru olası bir geçiş, insanların fiberle ilişkilendirilen hız ve güvenilirlikten faydalanmayacağı anlamına geliyor. Eyaletlerin insanları uydu üzerinden birbirine bağlaması daha hızlı ve daha ucuz olsa da zamanla sakinlere daha fazla maliyet çıkarabilir. Bir eyalet yetkilisi, Bloomberg verilerine göre uydu hizmetinin müşterilere 30 yıllık bir süre zarfında yüzde 53 daha fazla maliyet çıkardığını ve bakım ücretlerinin fiberin iki katından fazla olduğunu gösterdi. Musk, geçen yıl BEAD’i “vergi mükelleflerinin parasının fahiş bir israfı” olarak nitelemişti. Starlink program kapsamında herhangi bir fon almadı, ancak Ulusal Telekomünikasyon ve Bilgi İdaresi planlarını değiştirdikçe bu durum değişebilir.

TikTok Notes uygulamasını kapatıyor

TikTok, Instagram’a rakip olan fotoğraf paylaşım uygulaması Notes’u kapatıyor. TikTok Notes ekibi, kullanıcılara gönderdiği bir bildirimde uygulamanın 8 Mayıs’tan itibaren çalışmayı durduracağını ve “ilgili tüm özelliklerin artık kullanılamayacağını” söylüyor. TikTok, kullanıcıların bir açıklamayla birlikte fotoğraf paylaşmalarına ve önerilen içeriklerle “Sizin İçin” akışında gezinmelerine olanak tanıyan Notlar’ı ilk olarak geçen yılın Nisan ayında kullanıma sundu. Uygulama başlangıçta sınırlı testler için Avustralya ve Kanada’da kullanıma sunuldu.

TikTok Notes uygulamasından vazgeçti

TikTok’un mesajına göre, uygulamayı kapatma kararı “hafifçe alınmadı”. Ayrıca kullanıcılara TikTok’un ana şirketi ByteDance’e ait bir diğer sosyal platform olan Lemon8’i denemeleri öneriliyor.

Lemon8 kullanıcıların hem fotoğraf hem de video paylaşmasına olanak tanır ve güzellik, yemek, moda, seyahat ve evcil hayvanlar gibi yaşam tarzı konularına odaklanıyor. TikTok, ABD’de kısa bir süre için kapanmasından önceki günlerde kullanıcıları uygulamaya yönlendirmeye başlasa da, Lemon8 de yasak nedeniyle çevrimdışı kaldı.

TikTok sözcüsü: “TikTok deneyimini tamamlayacak ve geliştirecek şekilde tasarlanmış, topluluğumuzun fotoğraf içeriğini paylaşabileceği ve deneyimleyebileceği özel bir alan oluşturmaya devam ederken, TikTok Notları’ndan gelen geri bildirimleri Lemon8’e getirmekten heyecan duyuyoruz” dedi.

Lemon8, 2020’de Japonya’da piyasaya sürüldü ve daha sonra ABD ve Güneydoğu Asya’daki pazarlara genişledi. Uygulama, kullanıcıların slayt gösterileri ve fotoğraf koleksiyonları paylaşmasına ve “Takip Edilenler” ve “Sizin İçin” akışları aracılığıyla içeriklere göz atmasına olanak tanıdığı için Instagram ve Pinterest’e benziyordu. Lemon8, kullanıcılara yaratıcı araçlara, filtrelere, efektlere, çıkartmalara, metin şablonlarına ve daha fazlasına erişim sundu.

Teknofest Girişim Programı’nda 4. dönem heyecanı başladı!

2022 yılında başlatılan program, bugüne kadar 46 girişime toplam 9,6 milyon TL destek sağladı.

Yeni dönemde girişimcileri neler bekliyor?

  • Eğitimden mentörlüğe, ofis imkanlarından yatırımcı görüşmelerine kadar 11 farklı alanda kapsamlı destek
  • Programı başarıyla tamamlayan girişimcilere 800 bin TL’ye kadar hisseye dönüştürülebilir yatırım fırsatı
  • Girişimcilerin uluslararası başarıya ulaşması için T3 Girişim Merkezi’nin güçlü altyapı ve rehberliği

Toplumsal fayda üreten teknolojiler sahnede!
Bu yıl desteklenecek girişimler arasında öne çıkanlar:

Agrovech: Yapay zekâ destekli drone ve IoT sistemleriyle tarım arazilerini akıllı şekilde izliyor

Newky: Otomotiv siber güvenliğinde yeni nesil çözümler sunuyor

Vignetim: Avrupa’daki dijital otoyol geçiş sistemlerini tek platformda topluyor

Wastespresso: Kahve atıklarını geri dönüştürerek karbon salımını %30 azaltan sürdürülebilir malzemeler üretiyor

Yanhak: Şirketlerin yan hak uygulamalarını dijitalleştiren insan kaynakları çözümü sunuyor

Milli Teknoloji Hamlesi ruhuyla büyüyen TEKNOFEST Girişim Programı, genç girişimcilere sadece destek değil, vizyon da kazandırmaya devam ediyor.

Gemini hız nedeniyle şeffaflığı arka plana attı

Google’ın OpenAI’nin ChatGPT’sini yayınlamasıyla hazırlıksız yakalanmasının üzerinden iki yıldan fazla zaman geçmesine rağmen şirket, hızını önemli ölçüde artırdı. Google, Mart ayı sonlarında kodlama ve matematik yeteneklerini ölçen çeşitli ölçütlerde sektöre öncülük eden bir yapay zeka akıl yürütme modeli olan Gemini 2.5 Pro’yu piyasaya sürdü. Bu lansman, teknoloji devinin o dönem için son teknoloji olan başka bir model olan Gemini 2.0 Flash’ı piyasaya sürmesinden sadece üç ay sonra gerçekleşti.

Gemini hız odaklı iyileştirmeler yapıyor

Google’ın Gemini Ürün Yöneticisi ve Yöneticisi Tulsee Doshi verdiği röportajda, şirketin model lansmanlarındaki artan ritmin, hızla gelişen yapay zeka sektörüne ayak uydurmak için sarf edilen ortak bir çabanın parçası olduğunu söyledi. Doshi: “Bu modelleri ortaya koymanın, geri bildirim almanın doğru yolunun ne olduğunu hâlâ anlamaya çalışıyoruz” dedi. Ancak hızlandırılmış yayın zaman çerçevesinin bir maliyeti olduğu anlaşılıyor. Google, Gemini 2.5 Pro ve Gemini 2.0 Flash dahil olmak üzere en son modelleri için henüz güvenlik raporları yayınlamadı ve bu da şirketin şeffaflıktan çok hıza öncelik verdiğine dair endişeleri artırıyor.

Günümüzde, OpenAI, Anthropic ve Meta dahil olmak üzere sınır AI laboratuvarlarının yeni bir model piyasaya sürdükleri her seferinde güvenlik testlerini, performans değerlendirmelerini ve kullanım durumlarını raporlaması oldukça standarttır. Bazen “sistem kartları” veya “model kartları” olarak adlandırılan bu raporlar, yıllar önce endüstri ve akademideki araştırmacılar tarafından önerildi. Google aslında 2019 tarihli bir araştırma makalesinde model kartlarını öneren ilk şirketlerden biriydi ve bunlara “makine öğreniminde sorumlu, şeffaf ve hesap verebilir uygulamalar için bir yaklaşım” adını verdi.

Doshi, şirketin Gemini 2.5 Pro için bir model kartı yayınlamadığını çünkü modeli “deneysel” bir sürüm olarak gördüğünü söyledi. Bu deneysel sürümlerin amacının sınırlı bir şekilde bir AI modeli yayınlamak, geri bildirim almak ve üretim lansmanından önce model üzerinde yineleme yapmak olduğunu söyledi.