Samsung Galaxy S25 serisinde büyük yapay zeka atılımı

0

Samsung yılın ilk Unpacked şenliğini Galaxy S25 serisini resmen tanıtmak için kullandı. Galaxy S25 ve S25+ daha fazla RAM (12 GB) ve Qualcomm’un Snapdragon 8 Elite çipinin Samsung merkezli bir versiyonu gibi hoş karşılanan donanım yükseltmeleri getirse de çoğu güncelleme yeni Galaxy AI özellikleri etrafında dönüyor. Bunların çoğu cihazda ve bağlam farkında. Neyse ki, daha fazla ödeme yapmanız gerekmeyecek: Telefonlar S24 öncülleriyle aynı fiyata sahip.

Samsung Galaxy S25 yapay zeka ile ön planda

Samsung’un bu yılki amiral gemileriyle yumurtalarının çoğunu AI sepetine koyması şaşırtıcı değil. Telefonlar, şirketin “yeni bir AI entegre işletim sistemi” tanımladığı kombinasyon olan Android 15’te One UI 7 çalıştırıyor. Samsung, ihtiyaçlarınızın anlayan daha özel AI’ya doğru itmeye çalışıyor.

Galaxy S24 serisinde olduğu gibi, yeni telefonların Galaxy AI özellikleri “2025’e kadar ücretsiz” olacak. Bu oldukça büyük bir ihtimal. Samsung ücretsiz dönemi uzatmaya karar vermediği sürece, gelecek yıldan itibaren işler zor olacak. Özellikle telefonların pazarlanan AI özelliklerinin en azından bir kısmı için ödeme yapmanız gerekecek.

Yapay zeka özelliklerinin uzun listesi, şirketin “doğal dil anlayışında atılım” olarak tanımladığı şeyleri de içeriyor. Örneğin Samsung, telefondan galerinizdeki belirli bir fotoğrafı bulmasını isteyebileceğinizi veya ekranınızın yazı tipi boyutunu ayarlayabileceğinizi söylüyor. Bu sayede eski resimleri elemek veya ayarlar arasında gezinmek gibi zaman alıcı zahmetlerden kurtulmuş oluyorsunuz.

One UI 7, ekranının alt kısmında duran ve Dynamic Island’a benzer Now Bar’ı içerir. Now Bar’ın öne çıkan AI özelliği, proaktif önerilerde bulunan bağlam duyarlı Now Brief. Neyse ki, bunların hepsi Samsung’un Knox Vault’unda cihazda kalıyor. Bu, hassas verileri işletim sisteminden ayıran yonga seti düzeyinde bir güvenlik özelliği..

Yan düğmeye basılı tutmak Google’ın Gemini’sini etkinleştirir — artık Bixby yerine varsayılan asistan. Çok adımlı sorguları işleyebiliyorsunuz ve uygulamalar arasında çalışabiliyorsunuz. Örneğin, tek bir komutla favori takımınızın programını bulmasını ve oyunlarını Samsung Takvim uygulamasına eklemesini isteyebilirsiniz.

Ayrıca yeni bir AI destekli çağrı transkripti ve özetleme özelliği ve Google’ın Circle to Search özelliğinin yükseltilmiş bir sürümü de var. Bu arada, AI Select, Samsung’un eski Smart Select özelliğinin bir uzantısıdır. AI sürümü, izlediğiniz bir YouTube videosundan GIF oluşturmak gibi bağlam duyarlı eylemler önerebilen çok modlu bir araç serisidir. Fikir, birden fazla adımı (birden fazla uygulamadan) tek bir hızlı eylemde birleştirmektir.

Meta yeni VR gözlüğünü duyurdu: İşte tüm özellikleri

0

Meta, Connect 2024 konferansında o kadar çok şey duyurmuştu. Aylar süren sızıntıların ardından Meta sonunda yeni gözlüğünü duyurdu: Quest 3S. Aslında Quest 3S, daha hantal bir tasarıma, daha düşük lens berraklığına ve daha düşük çözünürlüğe sahip daha ucuz bir Quest 3’tür. Quest 3S, Quest 3 ile aynı  Snapdragon XR2 Gen 2 yonga setine  ve renkli geçişli karma gerçeklik yeteneklerine sahip. Ancak Quest 2’den eski fresnel lensleri ve sabit tek paneli kullanarak 300 dolarlık bir başlangıç ​​fiyatına sahip. Meta yeni VR gözlüğü hakkında detaylar bunlar.

Meta yeni VR gözlüğü ile iddialı

Teknoloji devi, Quest 3’ün 128 GB’lık temel modelini üretimden kaldırıyor ve diğer 512 GB modelinin fiyatını 500 dolara düşürüyor. Stok tükenene kadar 128 GB modeli 430 dolara indirimli satışta olacak. Quest 2 ve Quest Pro, stoklar tükendiğinde artık satışa sunulmayacak. Meta yeni VR gözlüğü yenilikleriyle dikkat çekiyor.

Quest 2 ilk ana akım VR başlığıydı ve Quest Pro yenilikçi bir başarısızlıktı. Böylelikle Quest 3S, Meta’nın ürün gamında Quest 2’nin yerini alacak. Ancak Quest Pro’nun doğrudan bir alternatifi yok. O gittiğinde Meta artık göz takibi veya yüz takibi olan bir kulaklık sunmayacak. Meta’nın Quest Pro’nun yerine sunacağı bir özellik ise açık çevre tasarımı olacak. Çünkü Quest 3 için resmi bir Açık Yüz Arayüzü yayınlanıyor.

Bir halo kayışı olmak yerine, resmi Açık Yüz Arayüzü hala yüzünüze bastırır. Ancak arayüz ile başlığın kendisi arasındaki alan boş. Böylelikle gerçek dünyayı görmenizi sağlar. Ayrıca Quest 3S, kendine özel yüz arayüzü aksesuarına kavuşuyor.

Quest 2, Quest Pro ve 128 GB Quest 3 piyasaya sürüldüğünde Meta’nın kulaklık serisi şu şekilde:

  • Quest 3S (128 GB): 300 Dolar
  • Quest 3S (256 GB): 400 Dolar
  • Görev 3 (512 GB): 500 Dolar. Meta yeni VR cihazlar arasında en çok dikkat çekeni Quest 3S olacak gibi duruyor.

Binance’in güvenliği Türk uzmana emanet!

0

Binance Global, finansal suçlar ve blok zincir adli soruşturmaları alanında deneyimli olan Caner Akyürek’in Özel İnceleme Uzmanı olarak atandığını duyurdu. Akyürek, 18 yılı aşkın ulusal ve uluslararası suç soruşturması tecrübesi ile Binance’in küresel güvenlik ve uyum politikalarına katkıda bulunacak.

Yeni görevinde, Türkiye, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgelerindeki kolluk kuvvetlerinden gelen adli talepleri değerlendirecek ve platformdaki yasa dışı faaliyetlerin tespit edilmesini sağlayacak. Aynı zamanda suç unsuru içeren hesapların tespiti, gerekli tedbirlerin uygulanması ve sistemden çıkarılması süreçlerinde görev alacak. Finansal suç mağdurlarının kayıplarının telafisi için de soruşturma birimleriyle iş birliği yapacak.

Kariyerine 2006 yılında Türk Emniyet Teşkilatı’nda yönetici olarak başlayan Akyürek, uluslararası suç soruşturmalarında görev aldı. Europol’de Türkiye’yi temsil eden Akyürek, narkotik, finansal ve organize suçlarla mücadelede aktif olarak çalıştı. Bu süreçte blok zincir analizleri, dijital varlık takibi ve yasa dışı kripto işlemlerinin tespiti konularında uzmanlık kazandı.

Akyürek, kripto varlıkların finansal suçlarda kötüye kullanım potansiyelini gördüğünü ve bu alanda daha fazla odaklanmaya karar verdiğini belirtti. Europol’de görev yaptığı dönemde blok zincirde suç varlıklarının izlenmesi, analiz edilmesi ve tespit edilmesi konusunda önemli deneyimler edindiğini ifade etti. Finansal suçlarla mücadelede teknolojinin önemine dikkat çeken Akyürek, kripto varlık soruşturmalarının güvenlik açısından kritik bir alan olduğunu ve bu alanda edindiği bilgileri paylaşarak sektör güvenliğini artırmayı amaçladığını söyledi.

Blok zincir analizi konusunda TRM Forensic, Chainalysis, Elliptic, CipherTrace ve AnChain.ai gibi ileri seviye araçlarda uzmanlığa sahip olan Akyürek, dijital varlık soruşturmaları, akıllı sözleşmeler ve uyumluluk konularında uluslararası konferans ve çalıştaylara katıldı. Binance Global’deki yeni rolüyle, kripto ekosisteminde güvenliği artırmaya yönelik projelerde görev almaya devam edecek.

Windows 12 kullanıcılara neler sunacak?

Windows 12 bu yıl piyasaya çıkmayacak gibi görünüyor.  Microsoft, CES’te 2025’in “Windows 11 yenileme yılı” olacağını söyleyen bir blog yazısı yayınladı. Şirket Windows 12’yi geliştirip geliştirmediği konusunda resmi bir yorum yapmadı. Ancak önümüzdeki birkaç yıl içinde bir noktada piyasaya sürüleceğini tahmin ediyoruz.

Windows 12 hangi yeniliklerle gelecek?

Ekim 2021’de Windows 10 ve Windows 11’in piyasaya sürülmesinden bu yana altı yıl geçti. Windows 10’dan önce, en azından Windows Vista’dan itibaren her üç yılda bir büyük sürümler geliyordu. Ancak sözde “Windows’un son sürümü” olan Windows 10 bir değişime işaret ediyordu. Bundan sonra hangi ritmi göreceğiz? Windows 12’nin gelişimi konusunda bu bir spekülasyon meselesi.

Microsoft masaüstü işletim sistemi için yıllık özellik güncellemesi ritmine geçtiğinden, Windows 12’nin bir sonraki mantıksal çıkış tarihi Eylül veya Ekim 2025 civarı olacak. Bu da Windows 10’un ömrünün sonuna denk geliyor. Ancak yukarıda belirtilen blog yazısı göz önüne alındığında, bu artık pek olası görünmüyor. Windows 10’un ömrüyle bir paralellik kurarsak, Windows 12’yi 2027’de alırız.

Yeni bir ana sürüm numarası almamasına rağmen, Windows 11’in 24H2 Güncelleştirmesi , Germanium bir platforma dayanıyor. Eylül 2023’teki bir röportajda Intel’in finans müdürü, 2024’te “Windows yenilemesi” nedeniyle PC satışlarında artış olacağını öngördü . Qualcomm da 2024’te Windows 12’ye işaret eden açıklamalar yayınladı. Ancak geriye dönüp bakıldığında, bunlar Windows 11 24H2’nin Copilot+ sürümüne atıfta bulunmuş olmalı.

Windows 11’in geçen Ekim ayındaki 23H2 güncellemesi, Windows Copilot biçiminde güçlü yeni AI araçları getirdi ve 24H2 güncellemesi, özellikle Copilot+ PC’ler için daha fazlasını ekledi. Garip bir şekilde, bu ikinci güncelleme Windows 12’de PC’nizi kontrol etme yeteneğinizi kaldırdı. Windows 12 belki de bu işlevselliğin bir kısmını geri kazanır. Kullanıcıya yönelik tahmin edici ve yardımcı araçlar da görmemiz muhtemel. AI teknolojisi ayrıca kod kararlılığı, güvenlik ve güncelleme teslimi gibi arka uç şeyleri de iyileştirebilir.

Copilot’tan önce, Windows’un Arama paneli ve varsayılan Edge web tarayıcısı, AI tarafından desteklenen yeni ve konuşma tabanlı aramayı içeriyordu. Bir Windows Insider blog yazısı, Dosya Gezgini’nde açmak isteyebileceğiniz dosya ve klasörleri öneren bir Önerilen bölümünden bahsetmişti. Bu özellik, Active Directory hesaplarında oturum açmış kullanıcılar içindir, ancak OneDrive oturumu olan herkese gelebileceğini görebiliyorum.

Meta, denizaltı kablosu ile 5 kıtayı birbirine bağlayacak!

0

Meta, dünya çapında internet altyapısını büyük ölçüde güçlendirmeyi amaçlayan devasa bir denizaltı kablosu projesi olan Project Waterworth’ı duyurdu. Bu proje, Meta’nın yapay zeka inovasyonunu desteklemek ve küresel internet bağlantısını iyileştirmek amacıyla gerçekleştirilecek. Waterworth projesi tamamlandığında, toplamda 50.000 kilometreden fazla uzunluğunda olacak ve beş farklı kıtayı birbirine bağlayacak. Bu, şimdiye kadar yapılmış en uzun denizaltı kablosu olma özelliğini taşıyacak.

Meta, denizaltı kablosu ile 5 kıtayı birbirine bağlamaya hazırlanıyor

Projenin kapsamı oldukça geniş; Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika gibi stratejik bölgeler arasındaki internet bağlantısını artırmayı hedefliyor. Meta, bu proje ile dünya çapındaki denizaltı altyapılarının güvenilirliğini güçlendirmeyi ve okyanuslarda yeni koridorlar açarak internetin daha hızlı ve verimli bir şekilde kullanılmasını sağlamayı amaçlıyor. Waterworth, yapay zeka teknolojisinin ihtiyaç duyduğu yüksek hızlı bağlantıyı sağlamak için kritik bir altyapı oluşturacak.

Meta, denizaltı kabloları konusunda uzun bir geçmişe sahip. Son on yılda 20’den fazla denizaltı kablosu projesi gerçekleştiren şirket, her biri 24 fiber optik hat içeren kablolarla ağ kapasitesini artırdı. Waterworth projesinde de aynı teknolojiyi kullanarak, 24 fiber optik hat içeren kablolarla büyük bir veri kapasitesi hedefleniyor. Geleneksel denizaltı kablolarında genellikle 8 ila 16 fiber optik hat kullanıldığını düşündüğümüzde, Meta’nın bu projedeki yaklaşımı oldukça yenilikçi. Ayrıca, bu yeni kablolar denizin 7.000 metreye kadar derinliklerine inebilecek şekilde tasarlanacak. Kıyı bölgelerindeki sığ sularda ise kablolar, gemi çapaları gibi tehlikelerden korunabilmesi için özel gömme teknikleriyle güvence altına alınacak.

Meta’nın bu devasa projeye yaptığı yatırım, sadece internet altyapısının güçlendirilmesini değil, aynı zamanda küresel ölçekte yapay zeka yeniliklerini desteklemeyi de amaçlıyor. Bu, Meta’nın gelecekteki yapay zeka uygulamaları ve küresel dijitalleşme hedefleri için önemli bir adım olarak öne çıkıyor.

Apple M3 ultra işlemci performans testlerinde rekor kırdı

0

Apple M4 Pro, 16 inçlik bir MacBook Pro gibi görünen cihazla ilk kez görücüye çıkmıştı. Bu özel varyant, 14 çekirdekli CPU, 20 çekirdekli GPU ve 48 GB RAM’e sahip belirtilen model. Hem CPU hem de GPU performansında M3 Pro’ya göre nesilden nesile olağanüstü bir yükseltme sağlıyor.

Apple M3 ultra işlemci testleri

Geekbench’in tek ve çok çekirdekli testlerinde sırasıyla 3.925 ve 22.669 puan alıyor. Bu, Apple M3 Pro’ya kıyasla yüzde 25 tek çekirdekli. Ayrıca yüzde 46 çok çekirdekli performans artışı anlamına geliyor. Elbette, ekstra CPU çekirdekleri göz önüne alındığında çok çekirdekli performanstaki artış bekleniyordu. Ancak tek çekirdekli artış, muhtemelen Apple M4 Pro’nun M3 Pro’daki 4,06 GHz’e kıyasla 4,51 GHz’e çıkması nedeniyle olağanüstü. Aslında, Apple M4 Pro’nun çok çekirdekli performansı, geçen yılki kıyaslamada 21.253 puan alan 16 çekirdekli M3 Max’ten bile daha yüksek.Apple M3 ultra işlemci testlerinde oldukça başarılı sonuçlar gösteriyor.

Ayrıca Geekbench’in OpenCL kıyaslaması sayesinde Apple M4 Pro’nun 20 çekirdekli GPU’sunu çalışırken görüyoruz. Apple M3 Pro’ya (50.373) göre yüzde 38’lik bir performans artışı temsil eden 69.867 puan alıyor. Burada M3 Max’in devasa 40 çekirdekli GPU’suna yetişemese de, çekirdeklerin yarısıyla yüzde 31 daha yavaş. Apple’ın en güçlü M4 Max’inin MacBook kullanıcıları için ne sakladığını görmek ilginç olacak.Apple M3 ultra işlemci, OpenCL kıyaslamalarında üstün performans sergiliyor.

Bununla birlikte Apple M3 Max 30 Çekirdekli GPU, Apple M3 SoC’de 40 çekirdekten 30’unu sunuyor. Apple’a göre GPU yeni bir mimari kullanıyor. Artık dinamik önbelleğe alma, ağ gölgelendirme ve ışın izleme hızlandırması sağlıyor. Apple’ın yeni mimarisi, Apple M3 ultra işlemci ile daha verimli hale geldi.

Ekran kartı, 512 bit bellek veri yolu üzerinden 96 GB’a kadar LPDDR5-6400 birleşik belleğe erişebiliyor. Dinamik önbelleğe alma sayesinde GPU yalnızca ihtiyaç duyulduğu kadar bellek ayırabiliyor.

AI Pin’in geliştiricisi Humane, HP’ye satılıyor!

Telefonların yerini alacağı iddiasıyla piyasaya sürülen ancak beklenen başarıyı yakalayamayan Humane AI Pin’in sonu resmen geldi. HP, Humane’in önemli varlıklarını satın alsa da cihazın kendisine yatırım yapmama kararı aldı. AI Pin’in sunucuları 28 Şubat 2025 itibarıyla kapatılacak ve cihaz tamamen kullanılamaz hale gelecek.

AI Pin’in geliştiricisi Humane, resmen HP’ye satılacak

Humane, bir süredir yatırımcı desteğini kaybetmesi nedeniyle bir alıcı arıyordu. Başlangıçta 750 milyon ila 1 milyar dolar arasında bir satış hedefleyen şirket, sonunda HP ile 116 milyon dolarlık bir anlaşma sağladı. Ancak bu anlaşma, Humane AI Pin’in geleceğini kapsamıyor. HP, Humane’e ait yaklaşık 300 patenti ve çalışanların büyük bir bölümünü bünyesine katarken, cihazı tamamen rafa kaldırma kararı aldı. Bu durum, AI Pin kullanıcıları için kötü haber anlamına geliyor. Humane’in paylaştığı bilgilere göre, kullanıcıların 28 Şubat 2025’e kadar Wi-Fi bağlantısı aracılığıyla saklanan fotoğraf, video ve notlarını indirmemesi halinde tüm veriler kalıcı olarak silinecek.

AI Pin'in geliştiricisi Humane, resmen HP'ye satılacak.

Satın alım anlaşmasının bir parçası olarak Humane’in kurucuları Imran Chaudhri ve Bethany Bongiorno da HP’ye katılıyor. İkili, HP bünyesinde yapay zekâ odaklı yeni bir birimin başına geçecek. Bu yeni ekip, HP’nin PC ve yazıcı ekosistemine AI özellikleri eklemeye odaklanacak. Aynı zamanda Humane’den birçok mühendis ve çalışan da bu yeni oluşumda görev alacak.

Öte yandan, AI Pin sahipleri için belirli iade seçenekleri sunuluyor. Cihazlarını geri gönderen kullanıcılar, belirli koşullar çerçevesinde para iadesi alabilecek. Ayrıca, zorunlu abonelik sistemine ödeme yapanlar, kullanılmayan süreye göre geri ödeme talep edebilecek. Ancak cihazın tamamen devre dışı bırakılması nedeniyle bu iadelerin kapsamı oldukça sınırlı olacak.

Microsoft Teams yeni özelliklerle hibrit çalışmayı kolaylaştırıyor

0

Microsoft’un son araştırmasına göre, verimsiz toplantılar üretkenliğin önündeki bir numaralı engel yetersiz odaklanma. Çalışanların yüzde 68’i iş günü boyunca yeterli kesintisiz odaklanma zamanına sahip olmadıklarını söylüyor. Dahası, araştırmalar toplantıların üçte birinin gereksiz olduğunu gösteriyor. Microsoft Teams hibrit çalışma modelinde bu sorunları azaltmak için kullanılıyor. Bu sorun üretkenliği ve katılımı olumsuz etkiliyor ve maliyetinin yüz milyarlarca dolar olduğu tahmin ediliyor.

Microsoft Teams yeni özelliklerle hibrit çalışmayı destekliyor

Toplantı verimsizliği pandemi öncesinde de kesinlikle bir sorun oldu. Ancak sanal iş birliğine ani geçişin sorunu daha da kötüleştirmesi şaşırtıcı olmamalı. Ancak bu geçişin faydalı bir yan etkisi oldu: sanal toplantılar veri üretiyor. Günümüz ölçeğinde bu veriler anlamlı içgörüler içeriyor. Ayrıca çeşitli faydalı şekillerde uygulanabilyoir. Toplantı kültürlerini iyileştirmek isteyen kuruluşlar için iş birliği verileri değerli. Ancak büyük ölçüde kullanılmayan bir kaynaktır.

Microsoft Teams, Microsoft 365 evrensel araç setinde hibrit iş birliğini, ekip çalışmasını, üretkenliği değiştirdi. Destek ekiplerimizin birçoğu artık Teams içinde destek olaylarını yönetiyor. İlgili verilerle gerçek zamanlı panoları sabitleyebiliyor, izleme sistemlerinden gelen uyarıları entegre edebiliyor. Ayrıca yeni katılımcıları sorunlar konusunda hızla bilgilendirebiliyorlar. Teams şirket genelinde bilindik olduğundan, bu işlevleri kullanmak hızlı ve akıcı. Kurulumu düşük genel giderlere sahip ve olaylar daha hızlı çözülebiliyor.

Teams ayrıca Word, Excel, PowerPoint, OneNote, SharePoint, Planner görev yönetimi uygulaması, Stream video portalı ve hatta Power BI ile entegre olur; böylece çalışanlar ihtiyaç duydukları bilgilere ve araçlara sahip olur. Ekip üyeleri ayrıca çalışma alanlarına ekip ve organizasyon için başka uygulamalar ve hizmetler de ekleyebilir. Mühendislik ekipleri sıklıkla Visual Studio projeleri ve kanalları arasında entegrasyon içerir, böylece iş öğeleri Visual Studio kullanmayan kişilerle kolayca tartışılabilir.

Teams, çalışma alanlarını özelleştirme olanağı sağlar.  Teams çalışma alanlarını sekmeler, bağlayıcılar ve botlarla özelleştirebiliriz. Geliştirici topluluğumuz için Teams, yüksek performanslı ekipleri desteklemek için zengin bir yetenek setine sahip uygulamalar oluşturmak için genişletilebilir bir platforma sahiptir.

OpenText’ten Türkiye’ye Stratejik Yatırım!

OpenText, “OpenText Summit Türkiye 2025” etkinliğinde yeni nesil yapay zeka çözümü “Aviator”u tanıttı. Aviator, şirketlerin veri yönetimini çağın gerekliliklerine uygun hale getirerek maliyetleri azaltmalarına, stratejik kararlar almalarına ve gerçek zamanlı analizler yapmalarına olanak tanıyor. OpenText Türkiye Genel Müdürü Zafer Akın, “Bilgiyi yapay zeka ile yeniden tasarlamaya kararlıyız” diyerek şirketin vizyonunu vurguladı.

Dünyanın en büyük 10 yazılım firmasından biri olan OpenText, 180 ülkede faaliyet gösteriyor. Türkiye’de ofis bulunduran en büyük yazılım firmalarından biri olarak, bölgedeki etkinliğini güçlendirmeye devam ediyor. Akın, “Micro Focus’un şirketimize katılmasıyla Türkiye’deki varlığımızı daha da büyüttük. Hedefimiz her yıl en az iki kat büyümek” ifadelerini kullandı.

Veri Yığını Değil, Stratejik Bilgi Sunuyor

OpenText, “Aviator” ile IT yönetimi, siber güvenlik ve bilgi yönetimi gibi alanlarda yenilikçi çözümler sunuyor. Akın, “Müşterilerimiz hangi alanda çalışıyorsa, onlara uygun yapay zeka desteği sağlıyoruz. Veri yığını yerine karar verdirecek stratejik bilgiyi sunarak rakiplerimizden farklılaşıyoruz” dedi.

2025’te Otomasyon ve Yapay Zeka Öne Çıkacak

OpenText Türkiye Genel Müdürü Zafer Akın
OpenText Türkiye Genel Müdürü Zafer Akın

Şirketlerin 2025’te daha kontrollü hareket edeceğini belirten Akın, bu dönemde yapay zeka ve otomasyonun çok daha kritik olacağını söyledi. “Veriyi bilgiye dönüştürmek ve doğru kararlar almak için yapay zekanın stratejik bir unsur olması şart” diyen Akın, OpenText’in bu alandaki öncü rolünü sürdüreceğini vurguladı.

Etkinliğin C-Suite panelinde Turkcell, Yapı Kredi Teknoloji, Sahibinden.com ve Karaca International gibi şirketlerin yöneticileri, yapay zekanın perakende, bankacılık, telekomünikasyon ve e-ticaret üzerindeki etkilerini anlattı. Öğleden sonraki oturumlarda siber güvenlik, bilgi yönetimi ve analitik gibi konularda 20’den fazla müşteri OpenText’in sunduğu faydaları paylaştı.

Akın, “OpenText olarak, bilgiyi yeniden tasarlıyor, kullanılabilir hale getiriyoruz. Yetmiyor, bunu siber güvenlik ile koruyor ve hem on-prem hem de bulut çözümleriyle destekliyoruz” dedi. Yapay zeka ve bulut teknolojileriyle, şirketlerin verimliliğini arttırmayı amaçlayan OpenText, Türkiye pazarındaki büyük oyuncular arasındaki yerini korumakta kararlı.

Bozankaya, Çek Cumhuriyeti için troleybüs üretmeye hazırlanıyor!

Elektrikli toplu taşıma sistemleri alanında faaliyet gösteren Bozankaya, Avrupa’daki varlığını güçlendirecek yeni bir anlaşmaya imza attı. Şirket, Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da kullanılmak üzere özel olarak tasarlanmış 12 metrelik troleybüsler üretecek. Kentin mevcut toplu taşıma ağına entegre edilecek olan bu araçlar, daha verimli bir ulaşım sistemine katkı sağlayacak.

Bozankaya, Çek Cumhuriyeti için resmen troleybüs üretecek

Alçak tabanlı yapıları sayesinde özellikle yaşlılar, çocuklar ve engelli yolcular için konforlu bir kullanım sunacak troleybüsler, tamamen elektrikli motorlarıyla sıfır emisyon hedeflerine uygun olarak üretilecek. Bu sayede hava kirliliğini azaltırken, şehir içi taşımacılıkta sessiz ve düşük işletme maliyetine sahip bir alternatif sunacak.

Bozankaya, Çek Cumhuriyeti için resmen troleybüs üretecek.
Bozankaya, Çek Cumhuriyeti için resmen troleybüs üretecek.

Bozankaya Yönetim Kurulu Başkanı Aytunç Günay, Prag projesinin şirketin ihracat portföyüne önemli bir katkı sağlayacağını ve küresel pazardaki rekabet gücünü artıracağını belirtti. AR-GE ve ÜR-GE yatırımları sayesinde uluslararası alanda tercih edilen bir marka haline geldiklerini vurgulayan Günay, bu anlaşmanın Bozankaya’nın elektrikli toplu taşıma alanındaki uzmanlığını pekiştireceğini ifade etti.

Ayrıca, bu projenin Prag’ın çevresel hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunacağını belirten Günay, enerji verimliliği yüksek, sıfır emisyonlu ve ileri teknolojiye sahip troleybüslerin kentin sürdürülebilir ulaşım stratejilerine önemli bir destek sunacağını söyledi. Şirket, bu projeyle çevre dostu kentsel mobilite çözümleri geliştirme misyonunu bir adım daha ileriye taşımayı hedefliyor. Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen Sektörleri Açıklandı!

Türkiye’de e-ticaret sektörü hızla büyümeye devam ediyor. 2024 yılı itibarıyla, en hızlı büyüyen sektörler arasında Cep Telefonu ve Aksesuarları açık ara lider konumda yer aldı. Elde edilen verilere göre, bu alan e-ticaret hacmini en çok artıran sektör olarak öne çıkıyor. Takı ve Mücevherat, Elektrik Malzemeleri ve Temel Gıda Ürünleri de en çok büyüyen sektörler arasında bulunuyor.

Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen Sektörü Cep Telefonu ve Aksesuarları

Akıllı telefonlar ve bağlantılı aksesuarlar, tüketicilerin hayatında vazgeçilmez bir konuma ulaştı. Kullanıcıların kablosuz kulaklık, akıllı saat ve şarj cihazları gibi ürünlere olan ilgisi, e-ticaret rakamlarını yukarı çekti. Teknoloji ürünlerine olan talep her yıl katlanarak artıyor.

IdeaSoft’un KOBİ E-Ticaret Raporu, Büyümenin Gerçek Nedenlerini Ortaya Koydu
Rapor, farklı sektörlerin sipariş artışlarını gözler önüne serdi. Cep Telefonu ve Aksesuarları zirvede yer alırken, Hediyelik Eşya, Market ve Süpermarket Ürünleri, Tarım ve Organik Ürünler ile Motosiklet ve Ekipmanları da büyük yükseliş gösterdi.

Tüketicilerin Alışkanlıkları Değişiyor!

Çevre dostu ürünlere ve organik gıdalara olan ilgi de hızla artıyor. Doğal tarım ürünleri ve sürdürülebilir hediyelik eşyalar, Türkiye’deki tüketicilerin yeni favorisi haline geldi. Aynı zamanda, motosiklet ekipmanlarına olan talep de gözle görülür şekilde yükseldi.

Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen 10 E-Ticaret Sektörü:
1️⃣ Cep Telefonu ve Aksesuarları
2️⃣ Takı ve Mücevherat
3️⃣ Elektrik Malzemeleri
4️⃣ Temel Gıda Ürünleri
5️⃣ Genel Ürün Çeşitleri
6️⃣ Hediyelik Eşya
7️⃣ Market ve Süpermarket Ürünleri
8️⃣ Tarım ve Organik Ürünler
9️⃣ Ofis ve Kırtasiye Malzemeleri
🔟 Motosiklet ve Ekipmanları

IdeaSoft CEO’su Seyhun Özkara
IdeaSoft CEO’su Seyhun Özkara

IdeaSoft CEO’su ve TOBB E-Ticaret Meclis Üyesi Seyhun Özkara, raporla ilgili önemli verileri paylaştı:

  • E-ticaret hacmi, 2023 yılına kıyasla %59 artış gösterdi ve 24 milyar TL’yi geçti.
  • Toplam 130 milyon ürün satıldı.
  • Ortalama sepet değeri 3.673,62 TL’ye ulaştı.
    Özkara, teknoloji ürünleri ve çevre dostu ürünlerin 2025’te de yükselmeye devam edeceğini ve yeni pazarlara açılmak isteyen işletmeler için büyük fırsatlar sunduğunu vurguladı.

BYD, dünyanın en büyük enerji depolama sistemini kuracak!

BYD, dünyanın en büyük batarya enerji depolama sistemi (BESS) projesini Suudi Arabistan’da kurmak üzere önemli bir anlaşmaya imza attı. Şirket, Suudi Elektrik Şirketi (SEC) ile yapılan tedarik anlaşması kapsamında, 12,5 GWh kapasiteye sahip bir enerji depolama sistemi kuracak. Bu proje, mevcut 2,6 GWh’lık projeyle birleştirildiğinde, toplamda 15,1 GWh kapasiteye ulaşacak ve dünya çapında en büyük şebeke ölçekli enerji depolama projesi olacak.

BYD, dünyanın en büyük enerji depolama sistemini kurmaya hazırlanıyor

BYD, bu dev projeyi Suudi Arabistan’ın farklı beş noktasında hayata geçirecek. Proje, BYD’nin MC Cube-T enerji depolama sistemini ve Cell-to-System (CTS) teknolojisini kullanacak. CTS teknolojisi, hücre hacminin sistem hacmine oranının yüzde 33’ün üzerine çıkmasını sağlıyor, bu da sistemin verimliliğini önemli ölçüde artırıyor. Bu projelerin, Suudi Arabistan’ın elektrik iletim ağına entegre edilerek yenilenebilir enerji yönetimi ve talep dengeleme süreçlerinde kritik bir rol üstleneceği belirtiliyor.

BYD, dünyanın en büyük enerji depolama sistemini kurmaya hazırlanıyor.

Bu dev yatırım, Suudi Arabistan’ın Vision 2030 enerji dönüşüm planının önemli bir parçası olarak görülüyor. Bu plan, ülkenin enerji karmasının yüzde 50’sini yenilenebilir kaynaklardan sağlamayı hedefliyor. BYD’nin enerji depolama projeleri, güneş ve rüzgar enerjisinin şebekeye entegrasyonunu destekleyerek, ülkenin enerji altyapısının stabilitesini artıracak. Bu gelişmeler, BYD’nin küresel batarya pazarındaki etkisini pekiştiriyor ve Orta Doğu’da en büyük enerji depolama tedarikçisi konumunu yeniden kazanmasını sağlıyor.

BYD, enerji depolama çözümleri konusunda 17 yıllık bir geçmişe sahip ve bugüne kadar 110’dan fazla ülkede 350’den fazla projede toplam 75 GWh’lik BESS ekipmanı sağladı. Bu, şirketin küresel ölçekteki enerji depolama alanındaki liderliğini pekiştiren önemli bir adım olarak öne çıkıyor.

Çin lideri Xi Jinping, teknoloji şirketleriyle bir araya geldi!

0

ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı giderek daha sert bir hâl alırken, Çin Başkanı Xi Jinping, özel sektörün rolünü güçlendirmek amacıyla ülkenin önde gelen teknoloji liderleriyle bir araya geldi. Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı olmasıyla birlikte ticari gerilimlerin daha da artması, özellikle teknoloji sektörünü doğrudan etkileyen yeni gümrük vergileri ve ticari kısıtlamalar getirilmesiyle kendini gösterdi. ABD’nin teknoloji alanındaki üstünlüğünü koruma çabalarına karşılık, Çin son yıllarda yapay zekadan elektrikli araçlara, drone teknolojisinden uzay araştırmalarına kadar pek çok alanda büyük ilerleme kaydetti.

Çin lideri Xi Jinping, teknoloji şirketleriyle toplantı yaptı

Bu rekabette özel sektörün önemi giderek artarken, ABD’nin uzun süredir teknoloji alanında özel girişimcilere dayalı bir model benimsemesi, Çin’in de benzer bir stratejiye yönelmesine neden oldu. Trump’ın başkanlığı süresince Elon Musk, Larry Ellison ve Peter Thiel gibi isimlerle yakın ilişkiler kurarak teknoloji alanında özel sektörü desteklemesi, Çin tarafında da bir karşılık buldu. Bu doğrultuda Xi Jinping, Pekin’de düzenlenen bir toplantıda Alibaba’nın kurucusu Jack Ma, BYD’nin kurucusu Wang Chuanfu, Huawei CEO’su Ren Zhengfei ve yapay zeka şirketi DeepSeek’in kurucusu Liang Wenfeng gibi isimlerle bir araya gelerek, Çin’in teknoloji politikaları konusunda yeni bir döneme girildiğinin sinyallerini verdi.

Özellikle Jack Ma’nın bu toplantıya katılması, Çin’in özel sektöre yönelik tutumunda bir değişim olacağına işaret ediyor. 2020 yılında Alibaba ve diğer büyük teknoloji şirketlerine yönelik baskılar artmış, Jack Ma ise bu süreçte şirketin yönetiminden çekilerek bir süre gözlerden uzak kalmıştı. Ancak Xi Jinping yönetiminin teknoloji sektörüne yönelik daha destekleyici bir yaklaşım benimsemeye başlaması, özel girişimlerin yeniden teşvik edileceğini gösteriyor. Bu yeni politika, Çin’in ABD ile rekabet edebilmesi için özel sektörün önünü açma çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Toplantının ardından Xi Jinping, teknoloji liderlerine hitaben yaptığı konuşmada, karşılaşılan zorlukların geçici olduğunu vurgulayarak ülkenin geleceğine duydukları güveni korumalarını ve küresel rekabette güçlü kalmaya devam etmelerini istedi. Ayrıca, özel sektöre uygulanan cezaların ve harçların kaldırılacağını duyurdu. Bu açıklamayı takiben Çin parlamentosu, özel sektörle ilgili düzenlemeleri yeniden gözden geçirme kararı aldı. Tüm bu gelişmeler, Çin’in ABD ile teknolojik rekabette özel sektörü ön plana çıkararak daha dinamik bir strateji izleyeceğini gösteriyor.

BMW, yeni nesil araç bilgisayarını tanıttı!

BMW, gelecekteki Neue Klasse serisi elektrikli araçlarını güçlendirecek olan “Heart of Joy” isimli yeni merkezi bilgisayarını tanıttı. Vision Driving Experience konsept aracı üzerinde test edilen bu sistem, sürüş dinamiklerini ve enerji verimliliğini önemli ölçüde artırmayı hedefliyor. BMW’ye göre, Heart of Joy, önceki nesillere kıyasla sürüş verilerini 10 kat daha hızlı işleyebiliyor ve aktarma organları, frenleme, şarj, enerji geri kazanımı ve direksiyon sistemlerinden gelen verileri Dinamik Performans Kontrolü yazılımıyla entegre şekilde analiz ediyor.

BMW, yeni nesil araç bilgisayarını görücüye çıkardı

Bu yenilikçi sistem sayesinde araç, daha az fren kullanarak daha yüksek enerji kazanımı sağlayacak ve verimlilikte %25’e varan artış mümkün olacak. BMW ayrıca, rejeneratif frenleme sayesinde fiziksel frenlerin yalnızca acil durumlarda devreye gireceğini belirtiyor.

BMW, yeni nesil araç bilgisayarını görücüye çıkardı.

Vision Driving Experience prototipi, 18.000 Newton metre gibi oldukça yüksek bir tork değerine ulaşabiliyor ve yeni kontrol bilgisayarı sayesinde yüksek güç seviyelerinde dahi hassas çekiş yönetimi ve hızlı tepkiler sunabiliyor. Tesla ve Rivian gibi markaların izinden giden BMW, araç mimarisini basitleştirerek daha merkezi bir sistem kullanmayı amaçlıyor. Heart of Joy, Neue Klasse platformunda temel araç işlevlerini yöneten dört merkezi bilgi işlem biriminden biri olarak görev yapacak.

Diğer üç birim ise otonom sürüş, bilgi-eğlence ve iklimlendirme-aydinlatma sistemlerini yönetecek. Tüm bu sistemler, milisaniyeler içinde iletişim kurarak sürüş deneyimini daha akıcı hale getirecek. BMW’nin bu adımı, elektrikli araçlarda performans ve verimliliği artırmaya yönelik yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor.

NASA, Dünya’ya asteroid çarpma ihtimalini %3,1’e yükseltti!

NASA, geçtiğimiz yıl keşfedilen ve büyük bir şehri yok edebilecek büyüklükte olan 2024 YR4 asteroidinin 2032 yılında Dünya’ya çarpma olasılığını %3,1’e yükseltti. Daha önce %1,2 olarak açıklanan bu ihtimal, NASA’nın 7 Şubat’ta güncellenen verilerine göre önce %2,3’e, ardından %2,6’ya ve son olarak %3,1’e çıktı. NASA’nın Yakın Dünya Nesneleri Çalışmaları Merkezi tarafından paylaşılan bilgilere göre, bu artış, asteroidin yörüngesiyle ilgili daha kesin verilerin elde edilmesiyle ortaya çıktı.

NASA, Dünya’ya asteroid çarpma ihtimalini %3,1 olarak belirledi

2024 YR4 asteroidinin çapının yaklaşık 54 metre olduğu tahmin ediliyor. Uzmanlar, bu gök cisminin insan medeniyetini tamamen sona erdirecek kadar büyük olmadığını ancak çarpması halinde bir şehri yok edebileceğini belirtiyor. Yapılan hesaplamalara göre, çarpma anında yaklaşık 8 megatonluk bir enerji açığa çıkacak ki bu da Hiroşima’ya atılan atom bombasının 500 katına denk geliyor. Bu kadar büyük bir patlama, çarpmanın yaşandığı bölgede devasa bir yıkıma neden olabilir.

NASA, Dünya'ya asteroid çarpma ihtimalini %3,1 olarak belirledi.

Bilim insanları, asteroidin Dünya’yı ıskalama ihtimalinin hâlâ %96,9 olduğunu ve önümüzdeki dönemde yapılacak yeni ölçümlerle çarpma riskinin tamamen ortadan kalkabileceğini vurguluyor. NASA’nın gezegen savunma blogunda paylaşılan bilgilere göre, YR4 şu anda Dünya’ya çarpma olasılığı %1’den fazla olan bilinen tek büyük asteroit konumunda.

Eğer bu gök cismi gezegenimize çarparsa, muhtemel etki noktaları doğu Pasifik Okyanusu, Güney Amerika’nın kuzey bölgeleri, Atlas Okyanusu, Afrika, Arap Denizi ve Güney Asya boyunca uzanan bir risk koridoru olacak. NASA ve diğer uzay ajansları, bu tür tehditleri yakından takip ederek çarpışma riskine karşı önlemler geliştirmeye devam ediyor.

iPhone 17, Samsung’un en gelişmiş OLED ekranıyla geliyor!

0

Apple’ın iPhone 17 serisiyle ilgili yeni bilgiler, şirketin ekran teknolojisinde önemli bir yükseltmeye gideceğini gösteriyor. Gelen raporlara göre, iPhone 17 Air de dahil olmak üzere serideki tüm modeller Samsung’un en gelişmiş OLED paneli olan M14 teknolojisiyle donatılacak. Daha önce yalnızca iPhone 16 Pro ve Pro Max modellerinde kullanılacağı belirtilen bu panelin, Apple tarafından tüm iPhone 17 serisine genişletilmesi, ekran kalitesinde seriler arası farkları azaltan stratejik bir karar olarak değerlendiriliyor.

iPhone 17, Samsung’un en gelişmiş OLED ekranıyla gelecek

Samsung’un M14 OLED panelleri, önceki nesil M13’e kıyasla %20 ila %30 arasında daha yüksek parlaklık sunarken, aynı zamanda daha düşük güç tüketimi ve daha uzun kullanım ömrü gibi avantajlar sağlıyor. Özellikle güneş ışığı altında daha iyi görünürlük sunan bu ekranlar, HDR içeriklerde daha canlı renkler ve daha yüksek kontrast sağlayarak görsel deneyimi üst seviyeye taşıyacak. Apple’ın bu yeni panel teknolojisini kullanarak yalnızca Pro modellerde değil, tüm iPhone 17 serisinde ekran kalitesini artırması, cihazlar arasındaki donanım farklarını önemli ölçüde azaltabilir.

Bunun yanı sıra, iPhone 17 ve iPhone 17 Air’in ilk defa 120 Hz ProMotion desteğine sahip olacağı da iddia ediliyor. Şu an için Apple, yüksek yenileme hızını yalnızca Pro serisine özgü tutarken, standart iPhone modelleri 60 Hz ile sınırlandırılmış durumda. Ancak bu yıl yapılacak değişiklikle birlikte, daha uygun fiyatlı modellerde de akıcı bir ekran deneyimi sunulacak. Bunun hem günlük kullanımda hem de oyun ve animasyon geçişlerinde hissedilir bir fark yaratacağı düşünülüyor.

Öte yandan, Apple’ın en üst düzey ekran teknolojisini kullanacak olması, Samsung’un kendi amiral gemisi serisiyle ilgili ilginç bir detayı da ortaya koyuyor. Raporlara göre, Samsung’un Galaxy S25 serisi M14 OLED paneller yerine daha önceki nesil ekran teknolojisini kullanmaya devam edecek. Şirketin, üretim maliyetlerini düşürmek amacıyla böyle bir karar aldığı belirtilirken, bunun yerine ProScaler adlı yeni bir yazılım teknolojisi ile görüntü kalitesini artırmaya çalıştığı ifade ediliyor. Ancak Apple’ın doğrudan donanımsal bir iyileştirmeye gitmesi, iPhone 17 serisini ekran kalitesi açısından rakiplerine kıyasla bir adım öne taşıyabilir.

Apple’ın ekran teknolojisi konusundaki bu hamlesi, şirketin Pro ve standart modeller arasındaki farkı azaltarak daha geniş bir kullanıcı kitlesine üst seviye özellikler sunma stratejisiyle örtüşüyor. iPhone 17 serisinin, M14 OLED paneller sayesinde daha parlak, daha verimli ve daha uzun ömürlü ekranlara sahip olacağı şimdiden kesinleşmiş gibi görünüyor. Özellikle 120 Hz yenileme hızının standart modellerde de kullanılması, kullanıcı deneyimini büyük ölçüde iyileştirecek en önemli yeniliklerden biri olacak.

Yapay zekalı bilgisayarlar için özel bellek standardı geliyor!

Yapay zeka odaklı bilgisayarların gelişimi, donanım üreticilerini daha verimli ve kompakt bellek çözümleri geliştirmeye yönlendiriyor. Bu doğrultuda Nvidia, SK Hynix, Samsung ve Micron’un, AI sistemleri için optimize edilmiş yeni bir bellek standardı üzerinde çalıştığı bildiriliyor. System On Chip Advanced Memory Module (SOCAMM) adı verilen bu yeni teknoloji, geleneksel DRAM çözümlerine kıyasla önemli avantajlar sunarak AI bilgisayarlarında performansı artırmayı hedefliyor.

Yapay zekalı bilgisayarlar için özel bellek standardı geliştiriliyor

SEDaily’nin haberine göre, Nvidia ve üç büyük bellek üreticisi SOCAMM prototiplerini birbirleriyle paylaşarak kapsamlı testler gerçekleştiriyor. Her şey planlandığı gibi ilerlerse, bu yeni bellek standardının seri üretimine yıl sonuna doğru başlanabileceği belirtiliyor. SOCAMM’in en dikkat çekici özelliklerinden biri, LPDDR5X belleğin doğrudan bir alt katmana (substrate) entegre edilerek güç verimliliğini artırması. Ayrıca, 694 I/O bağlantı noktasına sahip olması sayesinde, 644 bağlantılı LPCAMM ve yalnızca 260 bağlantıya sahip geleneksel DRAM çözümlerine kıyasla büyük bir sıçrama sunduğu ifade ediliyor.

Yapay zekalı bilgisayarlara özel bellek standardı geliştiriliyor.

Bu yeni bellek standardının, Nvidia’nın CES 2025 etkinliğinde tanıttığı Project Digits AI bilgisayarlarının bir sonraki neslinde kullanılması bekleniyor. Yapay zeka uygulamalarının yüksek bant genişliği ve bellek kapasitesi gereksinimi düşünüldüğünde, Nvidia’nın bu alanda özel bir standart geliştirmesi oldukça mantıklı görünüyor. Ancak SOCAMM’in, JEDEC tarafından onaylanmış resmi bir standart olmaması dikkat çekiyor. Bu durum, Nvidia’nın bellek pazarında daha fazla söz sahibi olma isteğini de gözler önüne seriyor.

Öte yandan SOCAMM’in modüler ve çıkarılabilir bir tasarıma sahip olması, kullanıcıların ilerleyen yıllarda sistemlerini kolayca yükseltebilmesine olanak tanıyabilir. Boyut açısından bakıldığında ise bir yetişkinin orta parmağı kadar küçük olduğu belirtiliyor.

Apple, M5 işlemcisini yakında kullanıma sunacak!

0

Apple, M5 işlemcileriyle ilgili yeni detayları hızla paylaşmaya başladı ve bu işlemciler, özellikle MacBook Pro ve iPad Pro modelleri için büyük bir değişim vaat ediyor. Apple’ın M4 serisi işlemcileri, şirketin donanım stratejisinde dikkat çekici bir adım atmasına olanak sağlarken, M5 işlemcileriyle birlikte daha önemli değişikliklerin geleceği öne sürülüyor. Apple, yeni nesil çipleriyle CPU ve GPU tasarımında ciddi yenilikler yapmayı planlıyor.

Apple, M5 işlemcisini yakında görücüye çıkaracak

Gelen bilgilere göre, Apple M5 işlemcilerini ilk olarak MacBook Pro modellerinde kullanacak. Ancak, tasarımda büyük bir değişiklik beklenmiyor; bunun yerine, M5 işlemcilerinin performans ve güç verimliliği üzerine odaklanılacak. TSMC’nin N3P üretim sürecinden geçecek olan M5 çipleri, önceki nesil N3E işlemcilere kıyasla %5 ila %10 arasında daha az güç tüketecek ve %5’e kadar daha fazla performans sunacak. Bu da, MacBook Pro kullanıcıları için daha verimli ve güçlü cihazlar anlamına geliyor.

Bununla birlikte, iPad Pro güncellemesinin 2026’ya ertelenmesi ihtimali oldukça yüksek. Mark Gurman’ın raporlarına göre, iPad Pro modelleri 2025 yılı boyunca mevcut M4 çipiyle devam edecek ve M5 işlemcili yeni iPad Pro’nun tanıtımı ancak 2026’da gerçekleşebilir. Apple, iPad Pro’nun ultra ince tasarımını geçtiğimiz yıllarda önemli ölçüde değiştirdiği için, donanımsal güncellemelerde stabil bir dönem yaşanabilir. Bu da, iPad Pro’nun tasarımda büyük bir değişiklik yapmadan bir süre daha mevcut donanımını kullanmaya devam etmesine yol açabilir.

M5 serisinin en dikkat çeken yeniliklerinden biri, SoC (System-on-a-Chip) tasarımındaki gelişmeler. Apple, M5 Pro, M5 Max ve M5 Ultra gibi daha güçlü modeller için, TSMC’nin SoIC-MH (System-on-Integrated-Chips-Molding-Horizontal) paketleme teknolojisini kullanmayı planlıyor. Bu yeni paketleme yöntemi, geleneksel SoC tasarımlarına göre %30 ila %50 daha az alan kaplayarak termal verimliliği artıracak. Böylece, çiplerin daha uzun süre yüksek performansla çalışması sağlanacak.

Son olarak, Apple’ın M5 işlemcisini içeren yeni cihazları arasında yenilenmiş Mac mini ve muhtemelen iMac modelleri de bulunuyor. Bu cihazların 2025 yılının son çeyreğinde piyasaya sürülmesi bekleniyor. Bu, Apple’ın masaüstü ürünlerini de güçlendirecek ve kullanıcı deneyimini iyileştirecek önemli bir adım olacak.

Facebook canlı yayınları silmeye başlıyor!

0

Facebook, 19 Şubat itibariyle kullanıcıların canlı yayın kayıtlarını 30 gün sonra silmeye başlıyor. Bu tarihten sonra canlı yayına geçen kullanıcılar, 30 günlük son kullanma tarihleri ​​dolmadan önce silinmelerini önlemek için videoları indirmelidir. Alternatif olarak, kayıtları profilinizde Reels olarak paylaşabilirsiniz, ancak bu, klipleri bu formatın 90 saniyelik zaman sınırına sığdırmak anlamına gelir.

Facebook canlı yayınları kaldıracak

Meta, bu değişikliği yapma sebebinin “canlı video görüntülemelerinin çoğunun yayının ilk birkaç haftasında gerçekleşmesi” ve “depolama politikalarımızı sektör standartlarıyla uyumlu hale getirmek ve Facebook’taki herkes için en güncel canlı video deneyimlerini sağladığımızdan emin olmak” olduğunu söylüyor.

30 günden eski olan daha önce kaydedilmiş tüm canlı videolar da kaldırılacak. Ancak, arşiviniz tamamen silinmeden önce e-posta ve uygulama bildirimleri gönderilecek. Bildirimi aldıktan sonra, videoları indirmek veya aktarmak için 90 gününüz olacak. Facebook, önümüzdeki aylarda eski yayın kayıtlarını dalgalar halinde silmeyi planlıyor.

Facebook’un ayrıca videolarınızı tek tek veya hepsini birden kaydetmenize yardımcı olacak birkaç indirme aracı vardır. Bildirimi aldığınızda, özel bir tarih aralığındaki tüm videolarınızın toplu olarak indirilmesini talep edebilirsiniz. Videoları doğrudan Dropbox veya Google Drive gibi bir bulut hizmetine aktarmayı da seçebilirsiniz.

Etkinlik Günlüğünüze giderek, “Canlı videolarınız” için filtreleme yaparak ve ardından indirebileceğiniz videoları görmek için tarihleri ​​seçerek sizin için önemli olan tek tek videoları kaydedebilirsiniz. Alternatif olarak, profilinizde, Sayfanızda veya Meta Business Suite’te Videolar sekmesine veya Canlı sekmesine gidebilir, istediğiniz videoyu seçebilir, tam ekran oynatabilir ve ardından üç nokta menüsünden videoyu indir’i seçebilirsiniz.

Son olarak, bunlardan herhangi birini yürütmek için zamanınız yoksa, videolarınızı kaydetmek için size altı ay süre tanıyan bir erteleme isteği seçeneği de olacak. Bunu bildirimi açarak, “daha fazla bilgi edinin”e dokunarak ve ardından “ertele”yi seçerek yapın.