Google HTC ile ortaklık kuruyor: 250 milyon dolarlık XR anlaşması

Teknoloji devi Google, artırılmış gerçeklik (XR) alanında stratejik bir adım daha atarak HTC ile yeni bir ortaklık kurdu. Şirket, 250 milyon dolarlık bu anlaşmayla HTC’nin XR işine ortak oldu ve Android XR platformunu büyütmeyi hedeflediğini duyurdu.

Android XR için büyük adım

Google, kısa bir süre önce tanıttığı yeni Android XR işletim sistemi ile artırılmış gerçeklik dünyasında etkisini artırmayı hedeflediğini açıklamıştı. Şimdi ise HTC ile yapılan bu anlaşma, şirketin bu alandaki yatırımlarını güçlendirdiğini gösteriyor. Anlaşma kapsamında Google, HTC’ye 250 milyon dolar ödeme yapacak ve HTC’nin XR teknolojilerinin bir kısmını bünyesine katacak.

HTC’nin mühendisleri Google’a geçiyor

HTC, anlaşma çerçevesinde bazı mühendislik ekiplerinin Google’a transfer olacağını ve fikri mülkiyet haklarının bir kısmının devredileceğini belirtti. Ancak HTC, bu teknolojileri geliştirme ve kullanma haklarını elinde tutmaya devam edecek. Özellikle HTC VIVE mühendislerinin bir kısmının Google’ın XR projelerine destek vermesi bekleniyor.

HTC ve Google’ın ortak tarihi

Bu, Google ve HTC arasındaki ilk büyük iş birliği değil. 2017 yılında Google, HTC’nin akıllı telefon birimini 1,1 milyar dolara satın almış ve Pixel serisinin gelişimine odaklanmıştı. Şimdi ise iki şirket, XR teknolojilerinde güçlerini birleştirerek yeni bir sayfa açıyor.

Google Tayvan’da büyümeyi hedefliyor

Google, bu ortaklığın sadece Android XR platformunu büyütmekle kalmayacağını, aynı zamanda Tayvan’daki varlığını da güçlendireceğini ifade etti. Şirket, Samsung ile birlikte özel bir XR başlığı geliştirme projelerini sürdürürken, akıllı gözlük gibi diğer XR ürünleri üzerinde de çalışıyor.

2025’in İlk çeyreğinde tamamlanması bekleniyor

Anlaşmanın resmi tamamlanma tarihi henüz açıklanmadı. Ancak sürecin 2025’in ilk çeyreğinde sonuçlanması bekleniyor. Bu ortaklık, Google’ın artırılmış gerçeklik alanındaki etkisini artırması açısından kritik bir hamle olarak görülüyor.

Trump, TikTok’u Elon Musk veya Larry Ellison’un almasına sıcak bakıyor!

0

ABD Başkanı Donald Trump, TikTok’un geleceğiyle ilgili yaptığı açıklamalarında, uygulamanın Tesla CEO’su Elon Musk veya Oracle Yönetim Kurulu Başkanı Larry Ellison tarafından satın alınmasını desteklediğini belirtti. Trump, özellikle bir gazetecinin Elon Musk’ın TikTok’u almasına ilişkin sorusuna “Evet, isterim” diyerek yanıt verdi ve Larry Ellison’ın da satın almasına sıcak baktığını söyledi.

Trump, TikTok’u Elon Musk veya Larry Ellison’un almasına izin verecek

Trump, TikTok’un Çin merkezli ByteDance şirketine ait olduğunu hatırlatarak, ABD’deki faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için bir satışın gerekli olduğunu ifade etti. TikTok’un ABD operasyonunun mevcut değerinin yaklaşık 50 milyar dolar olduğunu belirten Trump, uygun bir anlaşma yapılması durumunda bu değerin 1 trilyon dolara çıkabileceğini öne sürdü.

Trump, TikTok’u Elon Musk veya Larry Ellison’un almasına izin verecek.

Elon Musk’ın SpaceX CEO’su ve sosyal medya platformu X’in sahibi olarak küresel ölçekte büyük bir etkiye sahip olduğuna dikkat çeken Trump, Musk’a TikTok’u almayı teklif etmenin faydalı olacağını düşündüğünü belirtti. Musk, Trump’ın kampanyalarına finansal destek veren önemli bir figürken, Larry Ellison ise Trump’a uzun yıllardır destek veren bir iş insanı ve Oracle, TikTok’un ABD’deki bulut altyapısını sağlayan firma konumunda bulunuyor. Trump’ın teklifine yönelik olarak Ellison, “Bana iyi bir anlaşma gibi geldi sayın Başkan” ifadelerini kullandı.

TikTok’un satışı konusunda henüz ByteDance tarafından net bir açıklama yapılmadı ancak Çin hükümetinin Elon Musk’ın TikTok operasyonlarını satın almasıyla ilgili bir plan üzerinde durduğu iddiaları da gündeme gelmiş durumda. Trump’ın TikTok’a yönelik tutumu, başkanlık döneminde önemli değişiklikler gösterdi; 2020’de TikTok’u yasaklamayı planlarken, Biden döneminde uygulamanın üzerindeki baskı arttı ve uygulama yasaklandı. Trump yeniden göreve geldiğinde ise TikTok’a 75 gün ek süre tanımayı önerdi.

Intel, Nova Lake ve Clearwater Forest işlemcilerini görücüye çıkarıyor!

0

Intel, işlemci üretiminde yeni bir dönemi başlatmak üzere önemli adımlar atıyor. Şirket, yakın zamanda Nova Lake ve Clearwater Forest işlemcilerinin test örneklerini sevk etmeye başladı. Sızdırılan belgelere göre, Intel’in bu iki işlemci serisi, 18A üretim süreciyle geliştiriliyor.

Intel, Nova Lake ve Clearwater Forest işlemcilerini dağıtmaya başladı

Clearwater Forest, özellikle sunucu pazarına yönelik tasarlanmış bir işlemci serisi olarak dikkat çekiyor ve 500W A0 numunesiyle gönderiliyor. Bu, serinin sunucu odaklı bir ürün olduğunu doğrularken, Nova Lake’in Ar-Ge amaçlı gönderildiği belirtiliyor. Bu testler, her iki ürünün gelişiminde önemli bir aşamaya gelindiğini ve 18A sürecinin gücünü bu serilerde göreceğimizi işaret ediyor.

Intel, Nova Lake ve Clearwater Forest işlemcilerini dağıtmaya başladı.

Intel, geçtiğimiz yıl Clearwater Forest’ı tanıtmış ve bu işlemciyi AMD’ye karşı büyük bir rakip olarak konumlandırmıştı. Özellikle, AMD’nin 3D V-Cache teknolojisi ile sunucular için sağladığı performans avantajına karşılık, Intel de benzer bir teknolojiyi geliştirdiğini duyurmuştu. Ancak, Intel’in bu teknolojiyi sadece sunucu işlemcilerine entegre edeceği belirtiliyor. 18A üretim süreci, özellikle PowerVia arka taraf güç dağıtımı ve RibbonFET GAA transistör mimarisi ile performans iyileştirmeleri sağlıyor, bu da Intel’in TSMC’nin 3nm ve 2nm üretim süreçleriyle rekabet etmesine olanak tanıyacak.

2025 yılında ise Intel’in Nova Lake işlemcisi, Panther Lake serisinin yerini alacak ve potansiyel olarak dizüstü bilgisayarlar için de yeni bir seçenek sunacak. Ancak, bu işlemcinin üretim teknolojisi konusunda kesin bir bilgi bulunmuyor; Intel’in 14A sürecini veya TSMC’nin 2nm teknolojisini kullanması muhtemel. Şu ana kadar 18A üretim sürecinin testlerinin başarılı geçmesi, Intel’in üretim sürecinin beklenenden daha iyi bir şekilde ilerlediğini ve bu alandaki liderlik iddialarını güçlendireceğini gösteriyor. Rakipleri TSMC ve Samsung’un gelişen teknolojileriyle rekabet edebilmek için Intel, 18A teknolojisiyle önemli bir pozisyon elde etmeye çalışıyor.

Çin, nükleer füzyon enerjisinde yeni rekor kırdı!

0

Çin, nükleer füzyon alanında önemli bir dönüm noktasına imza attı. Ülkenin “Yapay Güneş” olarak adlandırılan Experimental Advanced Superconducting Tokamak (EAST) reaktörü, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği bir deneyle dünya çapında bir rekor kırarak plazma sıcaklığını 100 milyon santigrat dereceyi 16 dakika boyunca aşık tutmayı başardı. Bu, önceki rekorun neredeyse üç katı bir süreyi temsil ediyor ve nükleer füzyon enerjisinin sürekli ve güvenilir bir enerji kaynağı haline gelmesi için kritik bir eşik olarak kabul ediliyor. EAST’in başarısı, füzyon enerjisinin ticari bir gerçekliğe dönüşmesi yolunda atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Çin, nükleer füzyon alanında yeni bir rekora imza attı

EAST reaktörü, nükleer füzyon araştırmalarının geleceği adına büyük bir öneme sahip. Bu reaktör, Güneş’teki nükleer füzyon sürecini taklit ederek temiz, sürdürülebilir ve sınırsız enerji sağlamayı hedefliyor. Füzyon sürecinde hidrojen atomlarının çok yüksek sıcaklıklarda birleştirilmesi sağlanıyor, bu da inanılmaz derecede büyük bir enerji üretimi anlamına geliyor.

Ancak bu süreç, plazmanın 100 milyon santigrat derecenin üzerinde tutulması, uzun süre kararlı bir şekilde hapsolması ve füzyon reaksiyonunun hassas bir biçimde kontrol edilmesi gibi büyük zorluklarla karşılaşıyor. Bu başarı, sadece elektrik üretimi için değil, aynı zamanda uzay keşifleri için de büyük potansiyele sahip, çünkü bu teknoloji, uzak gezegenlere yapılan yolculuklar için de kullanılabilir.

EAST, daha önce 2023’te 403 saniyelik, 2021’de ise 101 saniyelik sürekli çalıştırma rekorları kırmıştı. Bu son başarı, Çin’in nükleer füzyon alanındaki yeteneklerini dünya çapında bir kez daha kanıtlamış oldu. Ayrıca, EAST’in çalışmaları, Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktör (ITER) programına ve Çin Füzyon Mühendisliği Test Reaktörü (CFETR) projelerine de önemli katkılar sunuyor. EAST projesi, bu büyük füzyon santralleri ve gelecekteki enerji üretim sistemleri için kritik veriler sağlamakta ve giderek gelişen teknolojilerle, sürdürülebilir enerji üretimi konusunda daha büyük adımlar atılması mümkün kılmaktadır. Çalışmaların nihai hedefi, Güneş gibi temiz ve sonsuz bir enerji kaynağını oluşturmak ve bu teknolojiyle uzaya dair keşifler için gerekli altyapıyı sağlamaktır.

Microsoft ve OpenAI ortaklığı yeniden şekillenecek!

OpenAI ve Microsoft arasında yıllardır devam eden stratejik ortaklık, önemli bir dönüşümden geçerek yeni bir aşamaya ulaştı. Yapılan son düzenlemeler, OpenAI’ın hesaplama gücü ihtiyaçlarını karşılamak için Microsoft’un Azure bulut altyapısına bağımlılığını ortadan kaldırıyor. Bu yeni anlaşma, Microsoft’un hâlâ OpenAI’ın ilk tercih sağlayıcısı olmasını garantilerken, OpenAI’ın başka bulut hizmetlerinden de yararlanabilmesine olanak tanıyor. Özellikle, artan yapay zeka uygulamaları için gerekli olan hesaplama kaynaklarının esnek bir şekilde sağlanması, OpenAI’ın gelecekteki büyümesini destekleyecek bir adım olarak öne çıkıyor.

Microsoft ve OpenAI işbirliği yeniden şekilleniyor

Microsoft, bu anlaşmayla OpenAI için ek altyapı projelerine onay verirken, işbirliği modelinin temel unsurlarını korumaya devam ediyor. OpenAI’ın API hizmetleri yalnızca Microsoft Azure platformunda sunulmaya devam ederken, Microsoft’un, OpenAI’ın teknolojilerini ürünlerinde kullanma hakkı da sürüyor. Taraflar arasında gelir paylaşımı modeli ise değişmeden devam ediyor; buna göre Microsoft, OpenAI’ın elde ettiği gelirlerin %20’sini almayı sürdürecek.

Anlaşmadaki bu düzenlemelerin yanı sıra, OpenAI ve Microsoft’un ortaklığını daha ileriye taşıyabilecek yeni bir girişim olan “Stargate Project” duyuruldu. Arm, Nvidia, Oracle ve diğer teknoloji devleriyle ortaklaşa hayata geçirilecek bu girişim, Amerika Birleşik Devletleri’nde 500 milyar dolarlık yapay zeka odaklı bir veri merkezi altyapısı kurmayı hedefliyor. Bu altyapının, OpenAI’ın gelişen yapay zeka teknolojilerine yönelik hesaplama ihtiyaçlarını karşılaması planlanıyor. Ancak bu sistemin diğer şirketlere hizmet sağlayıp sağlamayacağı konusunda henüz kesinleşmiş bir bilgi bulunmuyor.

Öte yandan, OpenAI ile Microsoft arasında AGI (yapay genel zeka) geliştirilmesi durumunda uygulanacak ilginç bir hüküm de dikkat çekiyor. Anlaşmaya göre, OpenAI, 100 milyar dolardan fazla gelir elde eden bir yapay genel zeka sistemini hayata geçirmesi halinde, Microsoft’un bu teknolojilere erişimini engelleme hakkını saklı tutuyor. Bu, her iki tarafın gelecekteki çıkarlarını koruma altına alma çabası olarak değerlendiriliyor.

Son dönemde, iki dev arasındaki ilişkinin zayıfladığına dair spekülasyonlar gündeme gelse de OpenAI CEO’su Sam Altman, bu iddialara net bir şekilde karşı çıktı. Altman, sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımda, Microsoft ile olan ilişkinin oldukça güçlü olduğunu ve uzun yıllar sürecek bir iş birliğine dayandığını vurguladı. Ayrıca Altman, şirketin artan hesaplama gücü ihtiyacını, bu ortaklığın yenilenen dinamikleriyle çözmeyi hedeflediklerini belirtti. Bu açıklamalar, iki teknoloji devinin iş birliğinde esneklik sağlamakla birlikte ilişkilerini sağlam bir zeminde tutmayı başardığını gösteriyor.

İnsanlar ve robotlar, aynı maratonda koşmaya hazırlanıyor!

0

Çin, Nisan ayında Pekin’de gerçekleştireceği bir yarı maratonla dünyada bir ilke imza atmaya hazırlanıyor. 21 kilometrelik bu maraton, insanlar ile insansı robotların birlikte yarışacağı ilk etkinlik olacak. Organizasyon yetkililerinin verdiği bilgilere göre, bu maratona 12 bin insan katılacak ve onlara yarışta, insan formunda tasarlanmış onlarca robot eşlik edecek. Yarış yalnızca teknolojik bir gösteri olmanın ötesinde, 20’den fazla şirketin geliştirdiği robotları sergileyerek bu alandaki en iyi örnekleri bir araya getirecek. Yarışmada dereceye giren ilk üçe, ister insan, ister robot olsun, ödüller verilecek. Bu durum, yarışmanın gerçek bir rekabete sahne olacağını gösteriyor.

İnsanlar ve robotlar, resmen aynı maratonda koşacak

Yarışa katılacak robotların, insan formuna uygun şekilde tasarlanmış olması gerekiyor. Belirlenen kurallara göre, robotların boyları yarım metre ile 2 metre arasında olmalı ve kesinlikle tekerlek gibi mekanizmalar kullanılmamalı. Bu nedenle sadece insansı robotlar maratona katılabilecek.

Geçtiğimiz yıl robotlar, yalnızca yarışın son 100 metresine katılmıştı, ancak bu yıl tüm parkuru tamamlamak zorundalar. Bu durum, robotların dayanıklılıkları açısından önemli bir test olacak. Ayrıca, saatte 10 kilometre hızla koşabilen Tiangong, bu yıl parkuru tamamlayan robotların başında yer alacak ve yarışın favorilerinden biri olacak.

Çin, dünya çapındaki robot üretiminin yüzde 51’ini gerçekleştiriyor ve bu alanda devasa bir pazar büyüklüğüne ulaşmayı hedefliyor. 2030’a kadar bu sektörün pazar büyüklüğünü 400 milyar yuan (yaklaşık 54,6 milyar dolar) seviyelerine çıkarmayı planlayan Çin, robotik spor aktiviteleriyle de bu alandaki gelişimini desteklemeyi amaçlıyor. Pekin’deki bu maraton, robotik sporların sadece başlangıcı; önümüzdeki Ağustos ayında Çin, atletizmden futbola kadar çeşitli disiplinleri kapsayan büyük bir “robo-sporları” turnuvası düzenlemeyi planlıyor.

Toyota, dünyanın en değerli otomobil markası olmayı başardı!

Toyota, Brand Finance’in 2025 raporuna göre, geçtiğimiz yılki sıralamasında büyük bir yükselme kaydederek, marka değerini %23 oranında artırarak dünyanın en değerli otomobil markası oldu. Bu başarı, Toyota’nın marka değerini 64,7 milyar dolara çıkarmasını sağladı. Toyota’nın hemen arkasında ise 53 milyar dolar değerle Mercedes-Benz yer aldı. Hyundai, 2024 sıralamasında olduğu gibi bu yıl da üçüncü sırada kendine yer buldu. Tesla ise iki yıl üst üste marka değerindeki düşüşlerle, 43 milyar dolar değerle dördüncü sıraya geriledi.

Toyota, dünyanın en değerli otomobil markası seçildi

Tesla’nın değer kaybının sebepleri arasında, markanın yaşlanan araç serisinin yanı sıra, Elon Musk’ın politik ve toplumsal görüşlerinin de etkili olduğu ifade ediliyor. Brand Finance, Musk’ın kişiliğinin ve şirketinin dışındaki faaliyetlerinin, elektrikli araç satın almayı düşünen bazı tüketiciler üzerinde olumsuz etkiler yarattığını belirtiyor. Şirket CEO’su David Haigh, Musk’a duyulan takdirin bir kısmının Tesla araçlarını almama kararı üzerinde de etkili olabileceğini vurguluyor.

Toyota, dünyanın en değerli otomobil markası seçildi.

Bununla birlikte, Tesla, hala piyasa değeri açısından açık ara en değerli otomobil şirketi konumunda bulunuyor. Tesla’nın piyasa değeri 1,31 trilyon dolar ile en büyük otomobil şirketi olmasına rağmen, marka değeri açısından en değerli 36. sırada yer alıyor. Bu veriler, marka değerinin yalnızca hisse senedi performansına veya satış rakamlarına dayanmadığını; aynı zamanda marka algısı, müşteri geri bildirimleri ve lisans anlaşmalarının da önemli birer etken olduğunu gösteriyor.

Dünyadaki en değerli markalar genel sıralamasında, Apple 574,5 milyar dolarlık marka değeriyle lider konumda yer alırken, onu 461,1 milyar dolar ile Microsoft ve 413 milyar dolar ile Google takip ediyor. Amazon ise 356,4 milyar dolarlık değeriyle dördüncü sırada bulunuyor. Tesla’nın marka değeri düşüşe geçse de, küresel otomobil endüstrisindeki etkisi ve teknolojik ilerlemeleri dikkat çekici olmaya devam ediyor.

Fransa, elektrik üretimini fosil yakıtlardan arındırıyor!

Fransa, 2024 yılında elektrik üretiminde fosil yakıtlardan arındırılmış bir modelle enerji dönüşümünün başarılı bir örneğini sundu. Elektrik üretiminin %95’inin fosil olmayan kaynaklardan sağlanması, karbon emisyonlarını düşürme hedefinde önemli bir dönüm noktası olarak dikkat çekti. Nükleer enerji, toplam üretimin %67’sini karşılayarak kritik bir rol oynadı ve bu sektörde %13’lük bir artış, bakım çalışmalarının etkin yönetimi sayesinde gerçekleşti. Böylece enerji üretiminin istikrarlı fiyatlarla sürdürülmesine de büyük katkı sağladı.

Fransa, elektrik üretimini fosil yakıtlardan arındıracak

Yenilenebilir enerji tarafında ise 2024 oldukça verimli bir yıl oldu. Hidroelektrik üretimi, son yılların en yüksek seviyesine ulaşarak toplam enerji üretimindeki payını artırdı. Güneş enerjisi ise ilk kez doğal gazı geride bırakarak %4,3’lük bir katkıyla dikkat çekti. Ancak rüzgar enerjisinde kısmi bir düşüş gözlemlendi. Yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam katkısı 148 teravatsaat olarak kaydedildi ve ülkenin enerji arzına %28 oranında katkı sağladı.

Fransa, elektrik üretimini fosil yakıtlardan arındıracak.

Fosil yakıt kullanımı ise tarihi seviyelere inerek 1950’lerden bu yana en düşük noktaya geriledi. Doğal gaz, kömür ve fuel oil gibi kaynakların elektrik üretimindeki payı hızla azalırken, çevresel etkilerin hafifletilmesi ve ekonomik tasarruf açısından önemli kazanımlar elde edildi. Fransa’nın enerji fazlası, sınırlı iç talep nedeniyle artarak 89 teravatsaatlik elektrik ihracatına yol açtı ve bu, komşu ülkelere önemli bir destek sağladı.

Bu dönüşüm, Fransa’nın yenilikçi enerji politikalarının bir sonucu olarak, yalnızca enerji güvenliğini artırmakla kalmayıp, düşük karbon hedeflerinde öncü bir rol oynamasını sağladı. Yenilenebilir enerji ve nükleer enerji birleşimiyle ulaşılan bu başarı, diğer ülkeler için güçlü bir örnek teşkil ediyor.

Trump, sosyal medyayı daha özgür hale getiriyor!

Donald Trump, ABD’nin 47. Başkanı olarak yemin töreninin ardından ifade özgürlüğünü güçlendirme ve federal sansürü sona erdirme hedefiyle bir başkanlık kararnamesi imzaladı. Trump’ın bu adımı, tüm devlet kurumları ve çalışanlarını, Amerikan vatandaşlarının ifade özgürlüğünü sınırlandırmak için federal kaynakları kullanmaktan men ediyor. Aynı zamanda, Biden yönetimini yanlış bilgi ve dezenformasyon gerekçesiyle çevrim içi özgürlükleri ihlal etmekle suçluyor. Trump, önceki yönetimin federal baskı yoluyla sosyal medya şirketlerini kullanıcıların belirli konuşmalarını sansürlemeye zorladığını öne sürerken, bu uygulamaların First Amendment haklarını çiğnediğini belirtiyor.

Trump, sosyal medyayı daha özgür hale getirecek

Kararnamede, hükümetin sosyal medya platformlarına yönelik baskılarına dikkat çekiliyor. Örneğin, Meta CEO’su Mark Zuckerberg, 2021 yılında Biden yönetiminin COVID-19 pandemisiyle ilgili paylaşımları sansürlemesi için baskı yaptığını açıklamıştı. Bu tür vakaların, Trump’ın kararının gerekçelerinden biri olarak öne çıktığı görülüyor. Ancak, Haziran ayında ABD Yüksek Mahkemesi, Biden yönetiminin bu tür temaslarının ifade özgürlüğünü ihlal etmediğine hükmetmişti.

Uzmanlar, federal hükümetin vatandaşların ifade özgürlüğüne müdahalesinin zaten yasak olduğunu hatırlatarak, bu tür bir kararın yasal olarak gerekli olmadığını savunuyor. California Üniversitesi’nden Profesör David Kaye, Trump’ın kararını “zaten yasak olan şeyleri durdurma iddiası taşıyan bir halkla ilişkiler manevrası” olarak nitelendirdi.

Trump’ın kararnameyle Adalet Bakanlığı’ndan ve diğer yürütme organlarının liderlerinden, önceki yönetim tarafından ifade özgürlüğünün nasıl ihlal edildiğini soruşturmalarını talep ettiği ifade ediliyor. Buna karşın, bu girişimde sosyal medya platformlarında hızla yayılan yapay zekâ kaynaklı sahte içerikler ve yanlış bilgilere dair somut bir önlem planı yer almıyor. Uzmanlar, bu açığın, ifade özgürlüğü ve bilgi güvenliği arasındaki dengeyi kurma noktasında önemli bir eksiklik oluşturduğuna dikkat çekiyor. Trump’ın kararnamesi, ifade özgürlüğünün savunulması hakkında tartışma yaratmaya devam edecek.

iOS 18.3, iPhone 16 kullanıcıları için iki büyük kamera yeniliği getirecek!

iOS 18.3’le birlikte, iPhone 16 ve 16 Pro kullanıcılarının kamera deneyimi geliştirilecek iki önemli özellik geliyor. Özellikle görsel zekâya eklenen işlevler dikkat çekiyor.

Görsel zekâya gelen yenilikler

iOS 18.2 ile tanıtılan ve Kamera Kontrol düğmesine uzun basılarak aktif hale getirilen görsel zekâ, çevreyle etkileşim kurmayı kolaylaştıran bir özellik olarak dikkat çekmişti. iOS 18.3 ile birlikte bu özellik daha da geliştirilerek iki yeni işlev ekleniyor:

  • Takvime Etkinlik Ekleme: iPhone’unuz poster veya afişlerde bir tarih algıladığında, bu bilgiyi hızlıca Takvim uygulamasına etkinlik olarak ekleyebileceksiniz.
  • Bitki ve Hayvan Tanıma: Yeni güncellemeyle görsel zekâ, farklı bitki ve hayvan türlerini tanıyabiliyor. Bu özellikle, doğa gezilerinde veya bahçe düzenlemelerinde oldukça işlevsel hale gelebilir.

Bu özellikler, daha önce Apple tarafından tanıtılmış olsa da, ilk kez iOS 18.3 ile kullanıcıların hizmetine sunuluyor. Kamera Kontrol’ün Apple uygulamalarıyla entegrasyonu, günlük hayatta bu özelliğin daha fazla kullanım alanı bulmasını sağlıyor.

Görsel zekânın, Haritalar ve Takvim gibi Apple uygulamalarıyla entegre çalışması, iPhone kullanıcılarının işlerini kolaylaştırıyor. Örneğin, bir işletmeyi kamerayla işaretlediğinizde, Haritalar üzerinden konum bilgisine erişebilirken, artık etkinlik tarihlerini de doğrudan Takvim’e ekleyebiliyorsunuz.

Bu güncelleme sadece Kamera Kontrol özelliklerini geliştirmekle kalmıyor; aynı zamanda iOS 18.3, Apple’ın Akıllı Bildirim özetlerinde değişiklikler yapıyor ve bazı hata düzeltmeleri içeriyor. Özellikle Hesap Makinesi uygulamasındaki sıkça rapor edilen bir hata da bu güncellemeyle gideriliyor.

Samsung yeni tablet modelleriyle güçlü duruşunu sürdürmek istiyor

Teknoloji dünyasında tablet pazarındaki rekabet her geçen gün artarken, Samsung da bu alandaki liderliğini korumak için yeni ürünler geliştirmeye devam ediyor. Güney Koreli teknoloji devi, hem amiral gemisi telefon serisi Galaxy S25üzerinde çalışıyor hem de yeni tablet modellerini kullanıcılarla buluşturmaya hazırlanıyor. Yakında tanıtılması beklenen cihazlar arasında Galaxy Tab S10 FE serisi ve dayanıklı yapısıyla dikkat çeken Galaxy Tab Active 5 Pro yer alıyor.

Galaxy Tab S10 FE: geniş kitlelere hitap ediyor

Fan Edition serisinin en yeni üyelerinden biri olacak Galaxy Tab S10 FE ve büyük ekranlı S10 FE Plus modellerinin kodları ortaya çıktı. Bu cihazların, önceki Galaxy Tab S9 FE serisinin yerini alması bekleniyor. Her iki modelin de Exynos 1580 işlemcisiyle güçlendirileceği ve Wi-Fi ile 5G seçenekleriyle satışa sunulacağı belirtiliyor.

Galaxy Tab Active 5 Pro: dayanıklılık ve güç bir arada

Dayanıklı tablet kategorisinde ise Samsung, Galaxy Tab Active 5 Pro ile profesyonel kullanıcılara hitap etmeyi hedefliyor. Geçtiğimiz yıl tanıtılan Galaxy Tab Active 5 modelinin gelişmiş bir versiyonu olarak gelecek cihazın, aynı zamanda duyurulması beklenen Galaxy XCover 7 Pro ile benzer şekilde Snapdragon 7s Gen 3 işlemcisini kullanacağı ifade ediliyor. Dayanıklılığıyla öne çıkan bu tabletin hem Wi-Fi hem de 5G destekli iki farklı sürümü piyasaya sürülecek.

Lansman tarihi hala belirsiz

Samsung’un yeni tablet modelleri için henüz resmi bir tanıtım tarihi açıklanmış değil. Ancak hem dayanıklılığıyla profesyonel kullanıcıları hedefleyen Galaxy Tab Active 5 Pro hem de geniş bir kullanıcı kitlesine hitap eden Galaxy Tab S10 FE serisi, teknoloji dünyasında büyük bir merakla bekleniyor.

Samsung’un bu adımı, şirketin hem dayanıklı tablet pazarında hem de daha geniş kitlelere yönelik cihaz kategorisinde güçlü bir konum elde etme stratejisini sürdüreceğinin bir göstergesi.

Zeekr’den Avrupa’ya özel station Wagon: 007 GT geliyor

Çin merkezli elektrikli araç üreticisi Zeekr, Avrupa pazarında satışa sunacağı yeni station wagon modeli Zeekr 007 GT‘nin görsellerini paylaştı. Model, Avrupa’da Zeekr 7 GT adıyla tanıtılacak ve bu yılın ikinci çeyreğinde piyasaya sürülmesi planlanıyor. Zeekr, bu hamlesiyle Avrupa’da elektrikli station wagon segmentinde rekabet gücünü artırmayıhedefliyor.

Teknik özellikler

Henüz tüm detaylar açıklanmasa da Zeekr 7 GT‘nin sedan modeliyle benzer ölçülere ve güç aktarma sistemine sahip olması bekleniyor. Sedan model, yaklaşık 4.9 metre uzunluk ve 2.93 metre aks mesafesi ile dikkat çekiyor. Güç aktarma sisteminde ise:

  • Uzun menzilli versiyon:
    • 100 kWsa NMC batarya
    • 870 km’ye kadar menzil (CLTC)
  • Çift motorlu versiyon:
    • 475 kW maksimum güç
    • 710 Nm tork
    • 0-100 km/s hızlanma: 2.8 saniye

Aracın batarya sistemi, Geely’nin geliştirdiği Golden Battery teknolojisine dayanıyor. 800V mimarisi sayesinde, sadece 15 dakikalık şarjla 500 km’ye kadar sürüş menzili sunabiliyor.

Avrupa’da rekabet

Zeekr 7 GT, Avrupa’da Nio ET5 Touring ve Neta S gibi diğer elektrikli station wagon modelleriyle rekabet edecek. Station wagon segmenti Çin’de çok talep görmese de Avrupa pazarındaki popülerlik, Zeekr’ın bu alana yönelmesindeki en büyük etken.

Marka performansı ve hedefler

Zeekr, 2024 yılı itibarıyla Avrupa’da Hollanda, Norveç ve İsveç pazarlarında aktif durumda. 2024’te küresel satışlarını %87 artırarak 220 bin adedin üzerine çıkarmayı başaran şirket, 2025 yılında yeni pazarlara açılarak büyümeyihedefliyor.

Tanıtım ve lansman

Zeekr 7 GT’nin, Nisan ayında düzenlenecek olan Şanghay Otomobil Fuarı’nda sergilenmesi bekleniyor. Model, yılın ikinci çeyreğinde satışa sunularak Avrupa pazarındaki yerini alacak.

Elektrikli araçlar alanında iddialı adımlar atan Zeekr, yeni modeliyle Avrupa pazarında dikkat çekmeyi hedefliyor.

Dijital platformlar, televizyon ekranlarını ele geçiriyor!

0

Dijital platformlar, özellikle Netflix, YouTube ve Disney+ gibi hizmetlerle, televizyon ekranlarında hakimiyet kurmaya devam ediyor. Artık TV başında geçirilen zamanın neredeyse yarısı, bu dijital platformlardaki içeriklere ayrılmakta. Nielsen’in 2024 Aralık ayına ilişkin verilerine göre, Amerika’da insanlar, dijital yayın yapan platformlardaki içeriklere, geleneksel televizyon kanallarının içeriklerinden daha fazla zaman ayırıyor. Bu dönemde dijital platformların, toplam TV izleme süresindeki payı yüzde 43.3’e yükseldi; bu oran bir yıl önce yüzde 35.9 civarındaydı. Böyle devam ederse, çok geçmeden televizyon izleyicilerinin, dijital platformlardaki içeriklere daha fazla vakit ayıracağı bekleniyor.

Dijital platformlar, televizyon ekranlarını ele geçirmeyi sürdürüyor

Özellikle YouTube, TV izleyicilerinin harcadığı zamanın giderek daha büyük bir kısmını almaya başladı. YouTube, Aralık ayında TV ekranında geçirilen zamanın yüzde 11.1’ini kendine ayırmayı başardı ve bu platform için yeni bir rekor oldu. Amazon Prime Video da izlenme oranını yüzde 4’e çıkararak şimdiye kadar gördüğü en yüksek payı elde etti. Bu artışlar, Şükran Günü ve Noel gibi tatil dönemi izlemelerinin de etkisiyle daha da belirginleşti.

Dijital platformlar, televizyon ekranlarını ele geçirmeyi sürdürüyor.

Netflix ise bu dönemde kendi izlenme oranını daha önce gördüğü seviyelere çekti; Aralık ayında toplam TV izleme süresinin yüzde 8.5’ini elde etti. Özellikle “Squid Game” gibi popüler yapımların etkisiyle bu artış dikkat çekiciydi.

Öte yandan, en büyük sıçramayı Max (eski adıyla HBO Max) platformu gerçekleştirdi. Bu platform, önceki aylarla kıyaslandığında izlenme süresini yüzde 18 oranında artırmayı başardı. Ancak Max, hâlâ Netflix ve Amazon Prime Video gibi büyük platformların gerisinde kalmakta. Dijital platformların izlenme oranlarındaki artış, geleneksel televizyon kanallarının popülaritesinin daha da düşmesine işaret ediyor.

Avrupa pazarında, elektrikli araç satışları düşüyor!

2024 yılında Avrupa Birliği’nde otomobil sektörü, genel satış artışıyla dikkat çekerken, elektrikli araç satışlarında beklenmedik bir düşüş yaşandı. Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) verilerine göre, yıl boyunca otomobil satışları %0,8 artışla 10,63 milyon adede ulaştı. Ancak, elektrikli araç satışları %5,9, şarj edilebilir hibrit araçlar ise %6,8 oranında düşüş kaydetti.

Avrupa pazarında, elektrikli araç satışları düşmeye devam ediyor

Benzinli otomobiller %33,3’lük pazar payıyla en çok tercih edilen araçlar arasında yer alırken, hibrit modellerin %30,9’luk bir dilimi kapsaması dikkat çekti. Elektrikli araçlar toplam satışların yalnızca %13,6’sını oluştururken, dizel araçlar %11,9 ve şarj edilebilir hibritler %7,1’lik pay aldı. Kalan %3,1 ise diğer alternatif yakıt türleri kullanan otomobillerden oluştu. Elektrikli araç satışlarındaki düşüş, bazı tüketicilerin fiyat duyarlılığı, altyapı eksiklikleri ve ekonomik belirsizliklerden etkilenmesiyle açıklanabilir. Ayrıca, daha yüksek menzil ve hızlı şarj özellikleri sunan yeni modellerin piyasaya çıkmasının beklenmesi de talebi erteleyen faktörler arasında yer aldı.

Avrupa pazarında, elektrikli araç satışları düşmeye devam ediyor.

Ülkelere bakıldığında, Almanya 2,82 milyon adetle en yüksek otomobil satışına ulaşırken, onu Fransa (1,72 milyon), İtalya (1,56 milyon) ve İspanya (1,02 milyon) takip etti. Üreticiler bazında liderliği elinde tutan Volkswagen Grubu, toplamda 2,84 milyon araç satarak pazar payını güçlendirdi. Peugeot, Fiat ve Citroen gibi markaları bünyesinde barındıran Stellantis Grubu 1,74 milyon araç satışıyla ikinci sırada yer alırken, Renault Grubu 1,15 milyon adetle üçüncü oldu.

Bu sonuçlar, özellikle AB genelindeki çevreci politikalara rağmen, tüketici alışkanlıkları ve mevcut piyasa koşulları ışığında elektrikli araç geçişinin tahmin edilenden daha yavaş gerçekleştiğini ortaya koyuyor.

Instagram, TikTok’taki içerik üreticilerini kapmaya çalışıyor!

0

TikTok’un ABD’deki yasak nedeniyle karşılaştığı kriz, sosyal medya dünyasında dengeleri yeniden şekillendirebilir. Uygulamanın App Store ve Play Store’dan kaldırılması, Meta’nın liderliğini yaptığı rakip şirketlere, bu boşluğu doldurmak için büyük bir fırsat sundu. Özellikle genç kitle arasında yaygın olan TikTok’un popüler içerik üreticilerini Instagram platformuna çekmek isteyen Meta, oldukça cömert tekliflerle dikkat çekiyor.

Instagram, TikTok’taki içerik üreticilerini kapmak istiyor

Meta, Reels üzerinden üretilecek özel içerikler için TikTok’tan tanınmış influencer’lara ayda 10 bin ila 50 bin dolar arasında değişen ödemeler teklif ediyor. Bu strateji, yalnızca TikTok’un izleyici kitlesini değil, aynı zamanda yaratıcı topluluğunu da Instagram’a çekmeyi amaçlıyor. Bu teklifin şartlarından biri, içerik üreticilerinin videolarını ilk olarak Instagram’da paylaşması ve belirli bir süre sonra diğer platformlara yüklemelerine izin verilmesi.

Instagram, TikTok'taki içerik üreticilerini kapmak istiyor.

Meta’nın sadece mali teşviklerle sınırlı kalmayan hamleleri, platformu daha kullanıcı dostu ve yaratıcı içerik üretimine uygun hale getirmek üzere tasarlanıyor. Son güncellemelerle birlikte, Instagram’daki profil düzeni TikTok’a benzer şekilde kare yerine dikdörtgen formatına geçiş yaparken, Reels videolarının süresi üç dakikaya çıkarıldı. Ayrıca, TikTok’un CapCut uygulamasına doğrudan rakip olacak “Edits” adında yeni bir video düzenleme aracı tanıtıldı.

Öte yandan, TikTok’un geleceğine dair belirsizlik devam ediyor. Trump yönetimi, TikTok’a ek süre tanımış olsa da uygulama tekrar kapatılma riskiyle karşı karşıya. Bu durum, özellikle platforma bağlı içerik üreticilerinde endişe yaratıyor ve Meta gibi rakip şirketlerin avantajlı bir konuma geçmesini sağlıyor. Instagram’ın bu agresif stratejileri, platformun TikTok’un bıraktığı boşluğu doldurarak, sosyal medya pazarındaki konumunu güçlendirebileceğini gösteriyor.

Volkswagen yönetimi, Trump’ın alacağı kararlardan çekiniyor!

Volkswagen, ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni tarifeler getirme planları nedeniyle ciddi endişeler taşıyor. Trump’ın Meksika’dan ABD’ye ithalata %25 oranında tarife getirme önerisi, Volkswagen’in Meksika’da bulunan Puebla tesisinde üretilen araçların ekonomik olarak rekabet edebilirliğini tehlikeye atabilir. Yıllık yaklaşık 350.000 araç üretimiyle şirketin Meksika’daki en büyük fabrikası, bu araçların tamamını ABD’ye ihraç ediyor ve bu yeni tarifelerin hayata geçirilmesi durumunda ciddi bir mali yükle karşı karşıya kalabilir.

Volkswagen yönetimi, Trump’ın alacağı kararlardan endişeli

Volkswagen’in bir sözcüsü, Reuters’a yaptığı açıklamada, bu gümrük tarifelerinin yalnızca ABD’li tüketicilerin maliyetlerini artıracağını ve aynı zamanda uluslararası otomotiv endüstrisine büyük zararlar vereceğini belirtti. Trump, görevinin ikinci döneminde ABD ekonomisini yabancı ithalattan korumak amacıyla daha önce verdiği tarifeleri artırma sözlerini tekrarladı ve 1 Şubat itibarıyla tarifelerin yürürlüğe girmesi planlanıyor.

Yeni gümrük politikası, ABD, Kanada ve Meksika arasında Trump’ın ilk görev döneminde imzalanmış olan serbest ticaret anlaşmasına rağmen masaya gelmiş olmasıyla dikkat çekiyor. Ancak bu vergilerin ekonomik fayda sağlayıp sağlamayacağı tartışmalı bir konu olmaya devam ediyor. Uzmanlar, yeni tarifelerin tüketici fiyatlarını yükselteceğini ve Amerikan ekonomisi üzerinde öngörülen olumlu etkinin sınırlı kalabileceğini düşünüyor.

Volkswagen, ABD satışlarının büyük bir kısmını Meksika’dan ithalatla gerçekleştirdiği için bu tarifelerin şirketin kâr marjlarını daraltabileceği ve uzun vadede markanın ABD pazarındaki pozisyonunu olumsuz etkileyebileceği konusunda endişelerini dile getirdi. Global pazarda artan rekabetle birlikte, bu tür engellerin şirketlerin üretim ve ticaret politikalarını yeniden gözden geçirmelerine yol açabileceği ifade ediliyor.

Volkswagen, ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni tarifeler getirme planları nedeniyle ciddi endişeler taşıyor. Trump’ın Meksika’dan ABD’ye ithalata %25 oranında tarife getirme önerisi, Volkswagen’in Meksika’da bulunan Puebla tesisinde üretilen araçların ekonomik olarak rekabet edebilirliğini tehlikeye atabilir. Yıllık yaklaşık 350.000 araç üretimiyle şirketin Meksika’daki en büyük fabrikası, bu araçların tamamını ABD’ye ihraç ediyor ve bu yeni tarifelerin hayata geçirilmesi durumunda ciddi bir mali yükle karşı karşıya kalabilir.

Volkswagen’in bir sözcüsü, Reuters’a yaptığı açıklamada, bu gümrük tarifelerinin yalnızca ABD’li tüketicilerin maliyetlerini artıracağını ve aynı zamanda uluslararası otomotiv endüstrisine büyük zararlar vereceğini belirtti. Trump, görevinin ikinci döneminde ABD ekonomisini yabancı ithalattan korumak amacıyla daha önce verdiği tarifeleri artırma sözlerini tekrarladı ve 1 Şubat itibarıyla tarifelerin yürürlüğe girmesi planlanıyor.

Yeni gümrük politikası, ABD, Kanada ve Meksika arasında Trump’ın ilk görev döneminde imzalanmış olan serbest ticaret anlaşmasına rağmen masaya gelmiş olmasıyla dikkat çekiyor. Ancak bu vergilerin ekonomik fayda sağlayıp sağlamayacağı tartışmalı bir konu olmaya devam ediyor. Uzmanlar, yeni tarifelerin tüketici fiyatlarını yükselteceğini ve Amerikan ekonomisi üzerinde öngörülen olumlu etkinin sınırlı kalabileceğini düşünüyor.

Volkswagen, ABD satışlarının büyük bir kısmını Meksika’dan ithalatla gerçekleştirdiği için bu tarifelerin şirketin kâr marjlarını daraltabileceği ve uzun vadede markanın ABD pazarındaki pozisyonunu olumsuz etkileyebileceği konusunda endişelerini dile getirdi. Global pazarda artan rekabetle birlikte, bu tür engellerin şirketlerin üretim ve ticaret politikalarını yeniden gözden geçirmelerine yol açabileceği ifade ediliyor.

Enerji endüstrisi, sorumluluğu tüketicilere mi yüklüyor?

Enerji sektörü, iklim değişikliğiyle mücadele için bireysel eylemleri ön plana çıkaran “net sıfır kahramanı” kavramını benimseyerek, küresel emisyonlarla ilgili sorumluluğu tüketicilere yükleme eğilimi gösteriyor. Sydney Üniversitesi’nden yapılan yeni bir araştırma, bu yaklaşımın sektörel sorumlulukları göz ardı etmeye yönelik bir strateji olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmacılar, 2015-2022 yılları arasında Avustralya enerji sektörüne ait yüzlerce kamu raporunu ve basın açıklamasını inceledi. Bu inceleme sonucunda, tüketicilere enerji tasarrufu sağlamak adına bireysel “kahramanca” adımlar atmalarının önerildiği yaygın bir anlatı keşfedildi.

Enerji endüstrisi, sorumluluğu tüketicilere yıkmaya çalışıyor

Araştırmanın başında yer alan Doç. Dr. Tom van Laer, bu anlatının bireyler için ilham verici gibi görünse de, asıl sorumluluğun daha geniş sistemsel değişimlerle enerji sektöründe olduğu gerçeğini gölgelediğini savunuyor. Elektrikli araçlar satın almak, güneş panelleri kurmak veya enerji tüketimini takip etmek gibi bireysel çabaların önemini kabul eden van Laer, çözümün yalnızca tüketicilerin üzerine yıkılamayacağını belirtiyor. Van Laer’e göre, enerji sektörünün daha çevre dostu üretim yöntemlerine geçmesi ve tüketicilere bu yönde destek sağlaması, net sıfır emisyona ulaşmada kritik bir rol oynayacak.

Araştırmanın bulgularına göre, Avustralya kişi başına düşen sera gazı emisyonlarında dünyadaki gelişmiş ülkeler arasında en yüksek değere sahip. Ülkedeki kişi başına düşen 14,51 tonluk emisyonun önemli bir kısmı enerji sektöründen kaynaklanıyor. Küresel ölçekte de enerji sektörü, fosil yakıtların üçte birinden fazlasını tüketerek çevre üzerindeki etkilerin başlıca sebeplerinden biri haline geliyor. Ancak sektör, bireyleri “küçük ölçekli enerji tüketicileri” olarak göstererek sorunun çözümüne yönelik asıl sorumluluklarını geri planda bırakıyor.

Van Laer, “net sıfır kahramanı” benzeri söylemlerin tüketici odaklı çözüm önerilerini geçmişte de sıklıkla gördüğümüze dikkat çekiyor. Örneğin, 1970’lerde içecek endüstrisi geri dönüşümü teşvik ederek atık yönetimi sorumluluğunu bireylere yüklemişti. Benzer şekilde, “karbon ayak izi” kavramı da bireyleri suçlayarak, sektörel katkıyı ikinci plana atmaya çalışan bir yaklaşım olarak eleştirilmişti. Bu tür girişimlerin çözüm süreçlerini baltaladığına vurgu yapan uzmanlar, tüketicilerle birlikte enerji sektöründe de köklü değişimlerin kaçınılmaz olduğuna işaret ediyor.

Samsung, yapay zeka özellikli akıllı tahtasını duyurdu!

0

Samsung Electronics, Bett 2025 fuarında son teknoloji yapay zeka destekli akıllı tahtası “Samsung Interactive Display AI 2025″i tanıtarak eğitim teknolojisinde yeni bir dönemi başlatmayı hedefliyor. Üç farklı boyutta sunulan (65 inç, 75 inç ve 86 inç) bu yenilikçi ekran, Android 15 işletim sistemi üzerinde çalışıyor ve yapay zeka destekli özellikleriyle hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlıyor.

Samsung, yapay zeka özellikli akıllı tahtasını tanıttı

Bu akıllı tahta, Samsung AI Asistanı ile donatılmış olup öğretim süreçlerini daha etkili ve ilgi çekici hale getiren araçlar içeriyor. Circle to Search özelliği, öğretmenin bir nesnenin çevresini işaretleyerek ilgili bilgileri anında bulmasını sağlarken, AI Summary sınıfta anlatılanları otomatik olarak özetliyor. Automatic Transcription ise konuşmaları gerçek zamanlı yazıya dönüştürüyor ve bu sayede öğrenim sürecinde büyük kolaylık sağlıyor.

Samsung, yapay zeka özellikli akıllı tahtasını tanıttı.

Google Classroom ve Google Drive gibi popüler Google uygulamalarıyla tam uyumluluk sağlayan EDLA sertifikalı ekran, güçlü bir donanımla dikkat çekiyor. Sekiz çekirdekli işlemcisi ve saniyede 4.8 trilyon işlem gerçekleştiren sinir işleme birimi (NPU) ile yüksek performans sunuyor. Cihazın özellikleri arasında 16 GB RAM, 128 GB SSD depolama alanı, 4K çözünürlüklü görüntülü konferans kamerası, 20 watt hoparlör ve aynı anda 50 farklı dokunma noktasını algılayan dokunmatik ekran yer alıyor.

Samsung Görsel Ekran İş Bölümü Başkan Yardımcısı Hoon Chung, bu teknolojiyle sınıflarda yapay zekanın dönüştürücü gücünden yararlanmayı hedeflediklerini belirterek, Samsung AI Assistant’ın üretken yapay zeka ve gerçek zamanlı transkripsiyon gibi gelişmiş araçlarla öğrenim süreçlerine devrim niteliğinde bir katkı sağladığını vurguluyor. Bu ürün, eğitim sektöründe yapay zeka tabanlı çözümlerin daha yaygın hale gelmesine öncülük etmeyi amaçlıyor.

Kripto para borsası Coinbase, Türkiye piyasasına giriyor!

ABD merkezli kripto para borsası Coinbase, Türkiye piyasasına giriş yapmak için resmi adımlar atmaya hazırlanıyor. Coinbase CEO’su Brian Armstrong, CNBC-E’ye yaptığı açıklamada Türkiye’de hizmet verebilmek için Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) başvuru yapacaklarını duyurdu. Türkiye’de henüz faaliyet göstermediklerini belirten Armstrong, düzenleyici otoritelerden gerekli izinleri aldıktan sonra çalışmalara başlayacaklarını ve bu konuda oldukça istekli olduklarını ifade etti.

Kripto para borsası Coinbase, resmen Türkiye piyasasına girecek

Coinbase’in Türkiye’de ne zaman faaliyete geçeceği ise şu an belirsiz. Armstrong, hizmet başlangıç tarihinin, faaliyet lisansının onaylanmasına bağlı olduğunu ve bu süreç hakkında net bir zaman dilimi öngörülmediğini belirtti.

Kripto para borsası Coinbase, resmen Türkiye piyasasına girecek.

2024 yılı Temmuz ayında Türkiye’de yapılan düzenleme doğrultusunda, ülkede faaliyet göstermek isteyen kripto para borsalarının SPK’dan onay alması zorunlu hale gelmişti. Bu süreçte şirketler, altyapı güvenlik bilgileri, kripto varlık rezervleri ve cüzdan teknolojileri gibi kritik detaylarla ilgili bilgilendirme yapmak zorunda.

SPK, bugüne kadar 87 şirketin faaliyet lisansını onayladı ve süreç, borsaların güvenilirliğini esas alarak ilerliyor. Coinbase’in, dünya çapında kripto para ticaret hacmi açısından en büyük üçüncü platform olması nedeniyle, Türkiye piyasasına girişi sektörde önemli bir hareketlenme yaratabilir. Bu gelişme, hem yerel hem de uluslararası yatırımcılar için yeni fırsatlar doğurabilir. Ancak Coinbase’in SPK sürecinde başarılı olup olmayacağı ve Türkiye pazarında nasıl bir strateji izleyeceği merakla bekleniyor. Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?