Apple’ın yapay zeka Haber Özet Bildirimlerine Tepkiler Çığ Gibi!

Apple, yeni yapay zekâ tabanlı haber özet bildirimi özelliği nedeniyle medya kuruluşlarının sert eleştirileriyle karşı karşıya. Apple Intelligence tarafından desteklenen bu özellik, yanlış bilgi yaydığı gerekçesiyle tepki topluyor. Medya dünyasında büyük bir yankı uyandıran bu durum, birçok uzmanın ve gazetecilik kuruluşunun dikkatini çekti.

Yanlış bilgiler krizi büyüyor

Apple’ın yapay zekâsıBBC ve diğer haber kuruluşlarının içeriklerini özetlerken ciddi hatalar yaptı. Öne çıkan yanlış bilgilendirmeler arasında şunlar bulunuyor:

  • Dünya Dart Şampiyonası’nın henüz başlamadan bir oyuncu tarafından kazanıldığı iddiası,
  • İspanyol tenisçi Rafael Nadal hakkında yanlış cinsel yönelim bilgisi,
  • Bir CEO’nun cinayetle suçlandığı asılsız bir haber.

Bu hatalar nedeniyle BBCApple’a resmi şikayette bulunduApple ise özelliğin hâlâ beta aşamasında olduğunu ve kullanıcılardan gelen geri bildirimlerle geliştirileceğini belirtti. Ancak medya kuruluşları, bu açıklamanın yetersizolduğunu savunuyor.

Medya dünyasından tepkiler

Guardian’ın eski editörü Alan Rusbridger, Apple’ın bu özelliği “hazır olmadan piyasaya sürmekle hata yaptığını”ifade etti. Ulusal Gazeteciler Sendikası (NUJ) ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) gibi kuruluşlar, özelliğin bir an önce kullanımdan kaldırılmasını talep ediyor.

NUJ Genel Sekreteri Laura Davison“Doğru haberlere erişimin bu kadar kritik olduğu bir dönemde, halk yanlış bilgilendirilme riskiyle karşı karşıya bırakılmamalı.” diyerek, bu sorunun halkın bilgiye erişim hakkını tehdit ettiğini vurguladı.

Apple’ın geleceği belirsiz

Apple’ın yapay zekâ destekli haber bildirimlerinin geleceği belirsizliğini koruyor. Medya kuruluşları, özelliğin tamamen kaldırılmasını isterken, Apple’ın geliştirme sürecine devam edeceği görülüyor. Şirket, bu krizden nasıl çıkacağı konusunda net bir plan açıklamış değil.

Sonuç olarakdoğru bilgiye erişimin öneminin arttığı bu dönemde, teknoloji şirketlerinin daha hassas bir tutum sergilemesi gerektiği bir kez daha gündeme gelmiş durumda.

Bill Gates, Microsoft’un yaptığı en büyük hatayı açıkladı!

0

Bill Gates, katıldığı bir etkinlikte şimdiye kadarki en büyük hatası olarak nitelendirdiği bir konuyu gündeme taşıyarak dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Microsoft’un mobil işletim sistemleri pazarındaki başarısızlığına değinen Gates, bu durumun şirket için büyük bir kayıp yarattığını belirtti. Venture firması Village Global’in düzenlediği etkinlikte konuşan Gates, yazılım dünyasında platformların genellikle kazananın her şeyi aldığı bir doğaya sahip olduğuna vurgu yaparak, Microsoft’un Android yerine geçme fırsatını değerlendirememesinin en büyük hatası olduğunu dile getirdi.

Bill Gates, Microsoft’un yaptığı en büyük hatayı paylaştı

Gates, bu başarısızlığın yalnızca Microsoft’un değil, kendi kariyerinin de en önemli kırılma noktalarından biri olduğunu ifade etti. Mobil işletim sistemleri pazarına girmekte geç kalmanın şirkete yaklaşık 400 milyar dolarlık bir fırsata mal olduğunu vurguladı. Apple’ın iPhone’u 2007 yılında piyasaya sürmesinin hemen ardından Android’in 2008’de kullanılmaya başladığını, Microsoft’un ise ancak 2010’da Windows Phone 7 ile pazara dahil olduğunu hatırlatan Gates, bu gecikmenin şirketin mobilde yer edinmesinin önündeki en büyük engel olduğunu söyledi. Rakiplerden geri kalmanın ve uygulama ekosistemini oluşturamamanın mobilde tam anlamıyla başarısızlık anlamına geldiğini ekledi.

Bu açıklamalar, Microsoft’un PC dünyasındaki hâkimiyetiyle tamamen çelişen mobil alandaki başarısızlığını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Gates, eğer mobil platformlarda başarılı olabilmiş olsalardı, bugün piyasayı kontrol eden şirketin Microsoft olabileceğini dile getirdi. Windows’un 1990’larda kişisel bilgisayar pazarını domine etmesiyle elde edilen başarıyı mobil pazarda sürdürememelerinin, teknoloji dünyasında farklı bir döneme işaret ettiğini belirtti.

Öte yandan Gates’in bu ifadeleri, Android’in kurucularından Rich Miner tarafından sosyal medyada yanıtlandı. Miner, Microsoft’un PC pazarındaki hâkimiyeti nedeniyle telefonu da kontrol etmesini ve inovasyonu engellemesini önlemek için Android’i geliştirdiğini belirterek, Gates’in şikayetlerini ironik bulduğunu dile getirdi. Bu tür karşılıklı açıklamalar, teknoloji dünyasındaki büyük rekabetin ve geçmişte alınan kararların bugünkü ekosistemdeki etkilerinin ne kadar derin olduğunu bir kez daha gösteriyor.

Elon Musk’ın tweetleri üzerine bahis oynuyorlar!

Dünyanın en zengin insanı olan Elon Musk, sahibi olduğu sosyal medya platformu X’te (eski adıyla Twitter) yaptığı yoğun paylaşımlarla yalnızca tartışmaların odağı olmakla kalmıyor, aynı zamanda milyon dolarlık bahis pazarlarınailham kaynağı oluyor. İnternetin “tahmin piyasaları” arasında dikkat çeken Polymarket adlı platform, Musk’ın haftalık tweet sayısını doğru tahmin edenlere büyük ödüller sunuyor.

Bahis hacmi milyon dolarları aşıyor

Polymarket kullanıcıları, her hafta Musk’ın kaç tweet atacağını tahmin ederek “hisse” satın alıyor ve bu tahminler üzerinden bahis yapıyor. Örneğin, bu hafta “Elon Musk 400’den fazla tweet atar mı?” veya “Tweet sayısı 800’ü aşar mı?” gibi sorular üzerine yapılan bahislerin toplam hacmi 1,9 milyon doları aşmış durumda. Ancak kazanılacak ödül, satın alınan hisse sayısına ve yapılan tahminin doğruluğuna bağlı olarak değişiyor.

Polymarket kayıtlarına göre, Musk’ın tweet alışkanlıkları üzerine düzenlenen bu bahis pazarları Haziran ayından bu yana haftalık olarak organize ediliyor. Kullanıcılar ayrıca 25 tweet’lik artışlarla 300’den 550+’ya kadar değişen farklı tweet sayıları üzerine de bahis oynayabiliyor.

Musk’ın tweet alışkanlığı analiz ediliyor

Polymarket kullanıcıları arasında yapılan tartışmalar, bahislerin ne kadar ciddiye alındığını gözler önüne seriyor. Bir kullanıcı, Musk’ın günlük ortalama 50 tweet attığını belirterek, bu sayının Starship test uçuşları gibi etkinliklerle daha da artabileceğini öngörüyor.

Diğer platformlar da yarışta

Polymarket’in ana rakibi Kalshi, Musk üzerine farklı bir bahis stratejisi sunuyor. Kalshi’de Musk’ın gelecekteki net servetiyeni yönetimdeki rolleri veya olası girişim planları üzerine tahminler yapılabiliyor.

Elon Musk’ın sosyal medya alışkanlıkları, yalnızca takipçileri için değil, aynı zamanda yatırımcılar ve bahisçiler için de büyük bir ilgi odağı olmaya devam ediyor. Bu ilginin, gelecekte daha geniş bahis pazarlarının oluşmasına zemin hazırlayabileceği öngörülüyor.

Galaxy S25 serisi görselleri sızdırıldı!

0

Samsung’un Unpacked 2025 etkinliğine sayılı günler kala, Galaxy S25 serisinin tanıtım görselleri ortaya çıktı. Galaxy S25, S25 Plus ve S25 Ultra modellerinin tasarımları netleşirken, resmi tanıtıma yalnızca bir hafta kaldı. Ünlü sızıntı kaynağı Evan Blass tarafından paylaşılan görseller, yeni Galaxy S25 serisi hakkında önemli ipuçları sunuyor.

Yeni mavi renk seçeneği ve yapay zeka detayları

Sızdırılan görsellerde Galaxy S25 serisinin tasarımı net bir şekilde görülüyor. Galaxy S25 ve S25 Plus modelleri lacivert renk seçeneğiyle dikkat çekerken, Galaxy S25 Ultra modeli “Titanyum Gümüş Mavi” olarak adlandırılabilecek bir mavi tonuyla karşımıza çıkıyor. Samsung’un bu yılki modellerinde yapay zeka vurgusunun da öne çıkacağı anlaşılıyor. Özellikle Bixby’nin yeni yapay zeka yetenekleri hakkında tanıtımda detaylı bilgiler verilmesi bekleniyor.

Galaxy S25 Ultra: daha keskin kenarlar ve ince çerçeveler

Tanıtım görsellerinde en çok dikkat çeken cihazlardan biri Galaxy S25 Ultra. Seleflerine kıyasla daha keskin kenarlarıve oldukça ince çerçeveleriyle modern bir tasarım sunan cihaz, premium görünümüyle öne çıkıyor.

Üstün performans: Snapdragon 8 elite işlemci

Samsung Galaxy S25 serisinin tüm modellerinin Snapdragon 8 Elite işlemciyle geleceği bilgisi, serinin performans açısından iddialı olacağını gösteriyor. Yeni işlemci, hem hız hem de enerji verimliliği konularında kullanıcıları memnun edecek yenilikler sunabilir.

Samsung Galaxy S25 serisinin resmi tanıtımı, önümüzdeki hafta gerçekleşecek Unpacked etkinliğinde yapılacak. Yeni serinin özellikleri ve detayları için tanıtım gününü beklemek gerekiyor.

Yapay zeka tabanlı video platformu Synthesia, değerini 2.1 milyar dolara çıkardı!

Şirketin önceki finansman turunda 1 milyar dolar olarak belirlenen değeri, kısa sürede iki katından fazla artmış oldu. Londra merkezli Synthesia, NEA liderliğinde gerçekleşen bu yatırım turuna Atlassian Ventures, World Innovation Lab ve PSP Growth gibi önemli isimlerin katıldığını duyurdu. Şirket, Nvidia gibi teknoloji devlerinin de desteğini alıyor.

Synthesia CEO’su Victor Riparbelli, bu finansmanın ağırlıklı olarak ürün geliştirme, güvenlik ve uyumluluk alanlarına yatırılacağını belirtti. Şirket, yakın zamanda yapay zeka avatarlarının üretimini kolaylaştıran yeni araçlar tanıtarak kullanıcıların laptop ya da telefon kameralarıyla avatar oluşturmasına olanak sağlamıştı. Ayrıca, tam vücut avatarları ve ekran kayıtları gibi özellikler ekleyen platform, özellikle büyük işletmeler arasında artan bir talep görüyor.

Şirketin yıllık gelirinin yarısından fazlası ABD’den gelirken, Avrupa da önemli bir pazar olmaya devam ediyor.

Güvenlik ve yapay zeka etiği ön planda

Riparbelli, Synthesia’nın diğer yapay zeka girişimlerinden farklı olarak kullanışlılık odaklı bir iş modeline sahip olduğunu ve girişimin, yapay zeka güvenliği konusunda ciddi adımlar attığını ifade etti.

Geçtiğimiz yıl, uluslararası denetimlerin bir parçası olarak, platformda deepfake içerik oluşturma veya etik dışı kullanımları önleme testleri gerçekleştirilmişti.

İngiltere’nin yapay zeka liderliği hedefi

Synthesia’nın bu hızlı yükselişi, İngiltere’nin yapay zeka teknolojilerinde küresel liderlik hedeflerine katkı sağlıyor. İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın açıkladığı 50 maddelik AI planına dikkat çeken Teknoloji Bakanı Peter Kyle, Synthesia’nın başarısının, İngiliz teknoloji şirketlerinin küresel ölçekte ne kadar etkili olabileceğini gösterdiğini belirtti.

Synthesia, 400’ü aşkın çalışanı ve yenilikçi teknolojisiyle yapay zeka destekli video üretimi alanında öncü bir rol üstleniyor. Şirketin bu hızlı büyümesinin, sektördeki rekabeti daha da artırması bekleniyor.

Google, 9 yılın en düşük rakamlarıyla karşı karşıya!

Son verilere göre, Google Arama’nın pazar payı son üç aydır %90’ın altına düşerek 2015’ten bu yana en düşük seviyesine ulaştı. Bu veri, milyonlarca web sitesi üzerinden trendleri analiz eden StatCounter tarafından sağlandı.

Google’ın Pazar Payı Neden Düşüyor?

Google’ın pazar payındaki bu düşüşün arkasında birçok neden bulunuyor:

1. Artan rekabet

Yapay zeka tabanlı teknolojilerin yükselişi, kullanıcıların arama yapma alışkanlıklarını değiştiriyor. OpenAI’in ChatGPT ve Perplexity gibi yeni nesil arama araçları, kullanıcılara daha interaktif ve farklı bir deneyim sunuyor. Bu durum, Google’ın karşısına güçlü rakipler çıkarıyor.

2. Gizlilik endişeleri

Kullanıcıların çevrim içi gizliliğe olan ilgisi arttıkça DuckDuckGo gibi gizliliğe önem veren alternatif arama motorları da popülerlik kazandı. Bu durum, Google’ın kullanıcı tabanını genişletmesini zorlaştırıyor.

3. Yeni platformların yükselişi

Özellikle genç kullanıcılar arasında TikTok, bir bilgi kaynağı olarak giderek daha popüler hale geliyor. Kullanıcılar, restoran önerileri, seyahat planları veya alışveriş ipuçları gibi konularda TikTok videolarına yöneliyor. Hatta TikTok, 2024’te uygulamasında Google Arama’ya bağlantı sunmayı denedi.

4. Kullanıcı memnuniyeti sorunları

Google’ın arama sonuçlarında reklamların fazlalığı ve organik içeriklerin geri planda kalması, kullanıcıların memnuniyetini azaltan etkenlerden biri olarak öne çıkıyor.

alternatif arama motorları

Rakipler yükseliyor

Google hala arama motorları arasında açık ara lider konumunda olsa da, Bing, Yahoo ve Yandex gibi alternatifler küçük de olsa büyüme gösteriyor. StatCounter verilerine göre bu platformların pazar payındaki dalgalanmalar, kullanıcıların yeni seçeneklere daha açık hale geldiğini ortaya koyuyor.

Bu düşüş, Google için bir uyarı niteliğinde. Şirketin, kullanıcı memnuniyetini artıracak ve yeni nesil teknolojilere daha hızlı adapte olacak adımlar atması gerekiyor. Rekabetin giderek kızıştığı bu alanda, Google’ın eski hakimiyetini sürdürmesi artık daha zor görünüyor.

Arama motorları alanındaki bu değişim, rekabetin artmasıyla birlikte kullanıcıların lehine bir döneme işaret ediyor. Yeniliklere açık olan ve kullanıcı odaklı stratejiler geliştiren şirketler, bu dönüşümden kârlı çıkacak gibi görünüyor.

Tesla Model Y, Çin pazarında en çok satan otomobil oldu!

Tesla, 2024 yılında Çin otomotiv pazarında önemli bir başarıya imza attı ve Model Y, 480.309 adetlik satış hacmi ile yıl boyunca Çin’in en çok satan otomobili oldu. Bu, Tesla’nın ülkedeki pazar payını artırarak elektrikli araç segmentindeki gücünü pekiştirmesine katkı sağladı. İlginç bir şekilde, Çin’deki Model Y satışları diğer ülkelerdeki satışların aksine artış gösterdi; 2023 yılına kıyasla satışlar %5,24 oranında arttı ve 2024’teki toplam satış, önceki yıla göre ciddi bir yükseliş kaydetti. Özellikle Aralık ayında elde edilen 61.881 adetlik satış, bu başarıyı pekiştiren önemli bir kilometre taşı oldu.

Tesla Model Y, Çin pazarında en çok satan otomobil olmayı başardı

Tesla’nın bu başarısı, Çin’deki pazarlama stratejilerinin yanı sıra aracın güvenilirliğine dayanan bir başka güçlü faktöre de bağlı. Tesla’nın Çin’deki üst düzey yöneticisi Grace Tao, firmanın son altı yılda herhangi bir geri çağırma yaşamamış olmasını, güvenilirlik açısından büyük bir avantaj olarak değerlendirdi. Model Y’nin bu başarıyla 2024 yılı boyunca en çok satan araç olmasının yanında, BYD Qin Plus sedanı sadece 284 araç farkla ikinci sırada kalabildi. Tesla’nın Aralık ayındaki güçlü satış performansı, yılın başındaki liderliği değiştirdi.

Model Y’nin başarısının ardından Tesla, 2025 yılına yeni bir başlangıç yaparak, Çin’de yenilenen Model Y “Juniper” modelini satışa sundu. Juniper modelinin aerodinamik tasarımı, sürtünme katsayısını 0,22 Cd’ye indirerek daha verimli hale geldi ve arka koltuklar katlandığında 100 litre daha geniş bir bagaj alanı sunuyor. Fiyatı 39.950 dolar ile 41.400 dolar arasında değişen Model Y “Juniper”, ilk gününde 50.000 sipariş alarak büyük bir ilgi gördü ve talebin devam etmesi bekleniyor.

Bununla birlikte, Tesla Model Y’nin global satışları, bazı pazarlarda düşüş yaşadı. Norveç, İzlanda ve Lüksemburg gibi bazı pazarlarda yaşanan %27 ile %87 arasında değişen düşüşler, modelin yaşanan tasarım algısı nedeniyle olabileceği öne sürüldü. Bu, özellikle modelin ilk çıkışının 2019 yılına dayanıyor olması ile ilişkilendiriliyor.

2025’de temiz enerji yatırımları fosil yakıtları geride bırakacak

S&P Global Commodity Insights raporuna göre, temiz enerjiye yapılan küresel yatırımlar 2025 yılında ilk kez fosil yakıtlara harcanan bütçeyi aşacak. Bu gelişme, enerji sektöründe tarihi bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

Rapora göre, 2025 yılı itibarıyla temiz enerjiye yapılan yatırımların toplamda 670 milyar dolara ulaşmasıbekleniyor. Bu yatırımların büyük bir kısmını güneş enerjisi oluşturacak. Güneş fotovoltaik sistemlerinin sektöre yön vermeye devam ettiği belirtilirken, bu büyümenin küresel iklim hedefleri için yeterli olmayabileceği konusunda uyarılar yapılıyor.

S&P Global Enerji Dönüşümü ve Sürdürülebilirlik Araştırma Başkanı Eduard Sala de Vedruna, 2025 yılının temiz enerji sektöründe devrim niteliğinde gelişmelere sahne olacağını belirtti. Vedruna, “Kurumsal temiz enerji tedarikinde önemli ilerlemeler yaşanırken, yapay zekanın enerji yönetimine entegrasyonu da sektör için büyük fırsatlar sunuyor” dedi.

Çin’in liderliği tehlikede

Çin, güneş panelleri, rüzgar türbinleri ve batarya hücreleri üretiminde küresel liderliğini koruyor. Ancak rapor, 2030 yılına kadar Çin’in güneş paneli pazar payının %65’e, batarya hücrelerindeki payının ise %61’e düşebileceğiniöngörüyor.

Uzmanlar, Çin’den gelen arz fazlasının yıllardır fiyatların düşmesini sağladığını, ancak 2025 itibarıyla bu düşüşlerin sona erebileceğini belirtiyor. Çin ekonomisindeki yavaşlama, devasa tedarik zincirlerini sürdürmeyi zorlaştırabilir.

Batarya sistemleri ve yapay zeka öne çıkıyor

Batarya enerji depolama sistemleri, yenilenebilir enerji projelerinin ekonomik sürdürülebilirliğini artırmada kritik bir rol oynuyor. Özellikle güneş ve rüzgar enerjisi projelerinde, fazla enerjinin depolanıp fiyatların yüksek olduğu zamanlarda piyasaya sunulmasını sağlayan bu sistemlerin kullanımının artması bekleniyor.

Raporda ayrıca yapay zekanın, temiz enerji sektöründe kuralları değiştiren bir unsur olarak öne çıktığı belirtiliyor. Yapay zeka destekli enerji üretimi tahminleri, sektördeki belirsizlikleri büyük ölçüde azaltarak önemli avantajlar sağlıyor.

Veri merkezleri yenilenebilir enerjiyle güçleniyor

Yapay zeka uygulamalarının barındığı veri merkezlerinin, yenilenebilir enerji tüketimini hızla artırdığı da raporda yer aldı. 2030 yılı itibarıyla veri merkezlerinin yıllık 300 teravat-saat (TWh) yenilenebilir enerji tüketeceği tahmin ediliyor. Bu miktar, mevcut 200 TWh seviyesine göre %60’lık bir artışı ifade ediyor. Büyümenin büyük kısmının Kuzey Amerika’da gerçekleşmesi bekleniyor.

Enerji sektöründeki bu dönüşüm, iklim hedeflerine ulaşmada ve küresel temiz enerji sistemine geçişte umut verici bir adım olarak değerlendiriliyor.

Meta, kod yazmada yapay zeka kullanmaya başlıyor!

Son yıllarda hızla gelişen yapay zeka teknolojileri, iş dünyasında köklü değişimlere yol açmaya başladı. Artık bu değişimlerin yazılım dünyasında etkisini göstermesi kaçınılmaz bir hale geldi. Meta CEO’su Mark Zuckerberg’in yaptığı açıklama, bu dönüşümün hız kazandığının bir kanıtı niteliğinde. Zuckerberg, Meta’nın belirli kodlama süreçlerini otomatikleştirerek yapay zekanın devreye alınacağını duyurdu. Hatta Silikon Vadisi’ndeki diğer büyük şirketlerin de benzer planlar yaptığını belirten Zuckerberg, orta düzey bir mühendis gibi kod yazabilen AI sistemlerinin bu yıl içerisinde kullanıma başlanacağını öngörüyor.

Meta, kod yazmada yapay zeka kullanacak

Bugün Meta’da bir mühendis yılda yaklaşık 500 bin dolar gibi ciddi bir maaş alırken, bu görevlerin yapay zekaya devredilmesi, yazılım sektöründe büyük iş kayıplarının habercisi olabilir. Zuckerberg, başlangıçta AI sistemlerinin işletme maliyetlerinin yüksek olacağını kabul etse de zamanla bu teknolojinin daha verimli bir hale geleceğini ve uygulamalarda kullanılan kodların büyük çoğunluğunun insanlar yerine AI mühendisleri tarafından yazılacağını belirtiyor. Ancak, bu açıklama pek çok yazılımcı için ciddi bir iş güvencesi kaygısı yaratıyor.

Meta, kod yazmada yapay zeka kullanacak

Bu dönüşümde Meta yalnız değil. Google, Salesforce, Kiarna gibi dev teknoloji şirketleri de benzer adımlar atmayı planlıyor. Salesforce CEO’su Marc Benioff, şirketin 2025’ten itibaren yeni yazılımcı almayı durduracağını açıkladı. Benzer şekilde, Kiarna personelinin yüzde 22’sini yapay zeka teknolojilerinin adaptasyonu nedeniyle işten çıkardı. Bu örnekler, yapay zekanın yaygınlaşmasıyla iş gücü piyasasında nasıl bir dalgalanma yaşanacağının sadece başlangıcı.

Öte yandan, Zuckerberg bu dönüşümün yaratıcı potansiyel açısından olumlu sonuçlar doğurabileceğine inanıyor. İnsanların yapay zekanın yükünü devralmasıyla daha yaratıcı projelere odaklanacağı bir geleceğin mümkün olduğunu ifade ediyor. Ancak, ekonomik gerçekler ve kitlesel iş kayıplarının sosyal etkileri göz önünde bulundurulduğunda, Zuckerberg’in öngördüğü bu ütopik tablo tartışmaya açık. Görünen o ki, AI odaklı otomasyon, teknoloji sektöründe iş yapma biçimlerini tamamen değiştirmekle kalmayacak, aynı zamanda küresel iş gücü dinamiklerini de yeniden şekillendirecek.

Samsung, ABD’de 2nm teknolojisiyle çip üretimi yapacak!

0

Samsung, ABD’nin Teksas eyaletinde gelişmiş bir yarı iletken çip fabrikası kurmayı planlıyor. Bu tesis, 2026 yılında üretime başlamayı hedefliyor ve 2nm ile 3nm üretim teknolojilerine sahip çipler üretecek. Samsung’un, bu fabrika için aldığı 4,74 milyar dolarlık hükümet desteği, ABD hükümetinin yarı iletken sektöründeki üretim kapasitesini artırmaya yönelik çabalarının bir parçası. Şirket, çip üretiminde önemli bir teknoloji şirketi olan TSMC ile rekabet edebilmek amacıyla bu stratejik yatırımını yapacak.

Samsung, ABD’de 2nm teknolojisiyle çip üretmeye başlıyor

Yeni tesisin, Samsung Foundry’ye ait olduğu ve bu fabrikada özellikle gelişmiş teknolojilerle üretim yapılacağı bildiriliyor. Şirket, 2nm ve 3nm üretim süreçlerinde kullanacağı Gate All Around (GAA) teknolojisini uygulayacak. TSMC ise 3nm için EUV (Extreme Ultraviolet) teknolojisini ve 2nm için yine GAA teknolojisini kullanmayı planlıyor. Ancak, Samsung’un 2nm çip üretiminde kullanacağı GAA teknolojisi, piyasadaki diğer rakiplerle önemli bir fark yaratabilir.

Samsung, ABD'de 2nm teknolojisiyle çip üretmeye başlıyor.

Samsung’un bu çipleri, yapay zeka (AI) uygulamaları ve yüksek performanslı işlemciler için özel olarak tasarlanmış çipler olacak. Şirket, tedarikçilerin üretim sürecindeki adımları daha verimli hale getirmek için “anahtar teslim” hizmetler sunmayı hedefliyor. Bu sayede, fabrikasız şirketlerin üretime geçme sürelerini %20 oranında kısaltmak mümkün olacak. Ancak, bu alandaki en büyük rakibi TSMC’nin geçen yıl Arizona’da benzer teknolojileri kullanmaya başladığını ve 2nm çipleri de üretim aşamasına getirdiğini göz önünde bulundurursak, Samsung’un bu geçişi başarılı bir şekilde yapıp yapamayacağı, yalnızca teknolojiyle değil, aynı zamanda stratejiyle de ilgili olacak.

Samsung’un hedefi, 2030 yılına kadar yarı iletken üretiminde lider olmak. Ancak bu yolculuk, çeşitli zorluklarla karşı karşıya. Teknolojik ve stratejik başarısızlıklar ile politik durumlar nedeniyle bazı engellerle mücadele eden Samsung, çip üretimi sektöründe liderlik pozisyonunu elde etmek adına 2026 yılı itibarıyla atacağı adımları oldukça önemli kılacak.

Yapay zeka destekli ASUS ExpertBook B3 serisi tanıtıldı!

0

ASUS, iş dünyasına yönelik yeni ExpertBook B3 serisini tanıttı. Yeni seri, iş ihtiyaçlarını desteklemek için özelleştirilebilir yapay zeka özellikleri ve yüksek performans sunuyor. Yeni dizüstü bilgisayarlar, Intel Core Ultra 7 işlemci, Intel vPro teknolojisi ve Intel Arc grafiklerle donatılıyor. Yapay zeka destekli ASUS AI ExpertMeet, Microsoft Copilot ve gürültü engelleme teknolojileri ile kullanıcıların üretkenliğini artırmayı hedefliyor.

ExpertBook B3 serisi 1,4 kg ağırlığındaki hafif yapısı, 180° açılabilen menteşesi ve askeri sınıf dayanıklılığı ile taşınabilirlik sağlıyor. Uzun pil ömrü, sürdürülebilir malzemelerden üretilmiş tasarımı ve çevre dostu yapısı dikkat çekiyor. Cihazlar ayrıca, kolay tamir edilebilir bir pil düzeni ve enerji verimliliği sunan gelişmiş soğutma sistemiyle pratik bir kullanım vadediyor.

Yapay zeka motoru ve gelişmiş işlemci özellikleriyle performans açısından iddialı olan B3 serisi, toplantı yönetimi ve çeviri gibi işlevler için yapay zeka araçlarını etkin bir şekilde kullanıyor. 14 ve 16 inç ekran seçenekleriyle gelen cihaz, göz yorgunluğunu azaltan özelliklere ve WiFi 6E, 5G LTE bağlantı desteğine sahip.

Cihazın güvenlik tarafında, TPM 2.0 desteği, fiziksel kamera kalkanı, parmak izi sensörü ve akıllı kart okuyucu gibi donanımlar mevcut. Ayrıca, McAfee AI destekli tehdit algılama teknolojisiyle gerçek zamanlı siber güvenlik sağlıyor.

ExpertBook B3 serisi, Türkiye’de yılın ikinci çeyreğinde satışa sunulacak.

ÖzellikDetaylar
İşlemciIntel® Core™ Ultra 7 (Seri 2), Intel vPro®, Intel AI Boost NPU
Grafik İşlemciIntel Arc™ grafik
Bellek64 GB’a kadar
DepolamaGeniş depolama seçenekleri
Ekran Boyutları14 inç (B3405) ve 16 inç (B3605)
Ekran Oranı16:10
Ekran ÖzellikleriTÜV Rheinland sertifikalı, parlama önleyici panel, NanoEdge tasarım
BağlantıWiFi 6E, 5G LTE
Ağırlık1,4 kg kadar hafif
Menteşe Tasarımı180° düz menteşe
GüvenlikTPM 2.0, fiziksel web kamerası kalkanı, parmak izi sensörü, akıllı kart okuyucu
Yapay Zeka ÖzellikleriASUS AI ExpertMeet, Microsoft Copilot, AI gürültü engelleme
DayanıklılıkAskeri sınıf dayanıklılık
PilUzun pil ömrü, iki pil yükseltme seçeneği
SoğutmaASUS ExpertCool termal çözüm
Ses TeknolojisiDirac® ses teknolojisi, çift dizili mikrofon
İşletim SistemiWindows 11 Secured-core PC
RenkYumuşak gri
Çevre Dostu Tasarım%25+ tüketici sonrası geri dönüştürülmüş malzeme
KlavyeYüksek konforlu, tam boyutlu tuş başlıkları
Sesli İletişimAI çeviri, konuşmacı kimliği, AI toplantı tutanakları

Nvidia’nın Blackwell sunucuları ısınma sorunu yaşıyor!

0

Nvidia’nın Blackwell yapay zeka sunucularıyla ilgili yaşanan problemler, şu an için oldukça ciddi bir endişe kaynağı olmuş durumda. Blackwell mimarisi, Nvidia tarafından yapay zeka ve derin öğrenme alanlarında devrim yapması beklenen bir teknoloji olarak duyurulmuştu. Ancak, bu sunucularda son zamanlarda ciddi ısınma ve donma sorunları rapor ediliyor. Bu sorunlar, hem donanım tasarımı hem de üretim süreçleriyle bağlantılı olabilir ve şimdiden büyük bir müşteri kaybına yol açmış durumda.

Nvidia’nın Blackwell sunucuları ısınma sorunları yaşadı

Blackwell mimarisinin çıkışı, Nvidia’nın yonga üretiminde karşılaştığı bazı aksaklıklar nedeniyle gecikti. Geçen yıl, Nvidia, Blackwell için geliştirdiği GB100 yongasının teknik problemler yaşaması üzerine bu yonga modelini iptal ederek yerini GB200 yongasına bıraktı. Ancak, bu yeni yonga ile ilgili de tasarım sorunları devam etmiş gibi görünüyor. Birinci parti Nvidia GB200 yongaları, aşırı ısınma ve donma problemi yaşıyor. Bu tür bir problem, yüksek kapasiteli yapay zeka hesaplamaları yapacak sunucular için oldukça kritik, çünkü ısınma, performans kaybına, hatta cihazların çalışmamasına yol açabiliyor.

Nvidia'nın Blackwell sunucuları ısınma sorunları yaşadı.

Sektör kaynaklarına göre, bu sorunlar genellikle yongaları birbirine bağlayan aktarım hatlarında meydana geliyor. Bu tür aktarım hatları, sunucularda veri iletimini sağlar ve bu hattın düzgün çalışmaması, tüm sistemi etkileyebilir. Microsoft, Meta, Google ve Amazon gibi dev teknoloji firmalarının, söz konusu ısınma ve donma sorunları yüzünden büyük siparişleri iptal etmeye başladığı belirtiliyor. Bu siparişlerin toplam değeri 10 milyar doları geçtiği ifade ediliyor. Bu, Blackwell mimarisinin piyasada başarılı olma şansını zora sokuyor çünkü bu şirketler, sorunun kalıcı olabileceği endişesiyle şimdilik önceki mimari olan Hopper’a yönelmeyi tercih ettiler.

Nvidia’nın karşılaştığı bu sorunların kaynağı ise, özellikle Tayvan merkezli yonga üreticisi TSMC’nin bantlarındaki gelişmiş paketleme süreçlerinde ortaya çıkmış olabilir. Bu sürecin, Blackwell yongalarının paketlenmesi ve yerleştirilmesi esnasında bir hata oluşmasına neden olduğu söyleniyor. Ancak şu an için Nvidia’dan bu konuda resmi bir açıklama yapılmadı. Eğer sorunlar çözülmezse, bu yıl boyunca Blackwell mimarisinin başarısı ciddi şekilde olumsuz etkilenebilir.

Visa ve Mastercard’a veda: TROY kart kullanmak zorunlu oldu!

0

Türkiye’de kamu ödemelerinde köklü bir değişikliğe gidiliyor: Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan 2025/1 sayılı Genelge ile birlikte, kamu bankaları ve devlet destekli ödemelerde yerli ödeme sistemi TROY zorunlu hale getirildi. Banka kartları, kredi kartları ve ön ödemeli kartlarda artık Türkiye’de yerleşik ve faaliyet izni olan kartlı sistem kuruluşlarının çıkardığı kartların kullanılması zorunlu olacak.

TROY kart zorunluluğu hangi ödemeleri kapsıyor?

Yeni düzenlemeyle birlikte, kamu idareleri ve kamu bankaları tarafından gerçekleştirilecek ödemelerde artık Visa ve Mastercard yerine TROY kullanılacak. TROY kartın kullanılması zorunlu olan ödemeler oldukça geniş bir skalada listelenmiş durumda.

TROY’un zorunlu olduğu ödemeler şu şekilde sıralandı:

  • Kamu personeline yapılacak maaş ve özlük hakları ödemeleri
  • Emekli maaşları ve ikramiyeler
  • Avans ödemeleri
  • Sosyal yardım ödemeleri
  • Öğrencilere yapılan burs ve kredi ödemeleri
  • Çiftçi, esnaf ve meslek gruplarına yönelik teşvik ve destek ödemeleri
  • Toplu taşıma, yemek, kimlik ve öğrenci kartlarına yapılan ödemeler
  • Banka protokolleri kapsamında yapılan diğer ödemeler.

Yeni düzenlemeyle birlikte kamu çalışanları, emekliler ve devlet desteklerinden yararlanan vatandaşlar için TROY kart kullanımı zorunlu hale geliyor. Banka protokollerinin ilk kez yapılması veya kart yenileme süreçlerinde, kullanıcı tarafından aksi talep edilmedikçe, bankalar doğrudan TROY kart verecek.

Yeni düzenleme, kamu ödemelerinde Visa ve Mastercard kullanımını tamamen devre dışı bırakırken, bireysel tüketiciler için herhangi bir zorunluluk getirmiyor. Özel bankalar ve bireysel müşteriler, Visa ve Mastercard kullanmaya devam edebilecek. Ancak, devlet destekli ödemeler ve kamuya ait banka kartları artık yalnızca TROY ile çalışacak.

Peki sizce Türkiye’nin yerli ödeme sistemine geçişi, finans dünyasında nasıl bir etki yaratacak? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz!

Samsung, Bixby hizmetine yapay zeka desteği veriyor!

Samsung, Bixby’nin yeni nesil yapay zeka destekli sürümünü duyurarak bu alandaki rekabeti güçlendiriyor. Şirket, yıllardır üzerinde çalıştığı asistanının AI yeteneklerini güncelleyerek, daha sofistike ve çok yönlü bir deneyim sunmayı hedefliyor. Şu ana kadar, Bixby’nin yeni yapay zeka entegrasyonu Çin’de Galaxy W25 serisiyle tanıtılmıştı, ancak 22 Ocak’ta düzenlenecek olan Galaxy Unpacked etkinliğiyle dünya genelinde tanıtılması bekleniyor. Yeni sürümde Bixby, Galaxy S25 serisi (S25, S25+ ve S25 Ultra) ile birlikte piyasaya sürülecek.

Samsung, Bixby hizmetine yapay zeka desteği verecek

Samsung’un paylaştığı 17 saniyelik video, yeni nesil Bixby’nin bazı temel özelliklerini ortaya koyuyor. Video, bir kadının cihazına verdiği komutlarla Bixby’nin doğal dilde daha iyi yanıt verdiğini ve birden fazla görevi eşzamanlı olarak yerine getirebildiğini gösteriyor. Kullanıcı, örneğin açık havada oturulabilecek, kedi dostu bir İtalyan restoranı bulmasını ve ardından bu bilgiyi arkadaşına göndermesini ve takvimine eklemesini istiyor. Bixby, yalnızca komutu doğru anlayarak gereken işlemleri yerine getirmekle kalmıyor, aynı zamanda uygulama entegrasyonunu geliştirmiş görünüyor; örneğin restoran rezervasyonu yapabiliyor ve bunu takvime kaydedebiliyor.

Samsung, Bixby hizmetine yapay zeka desteği verecek.

Yeni nesil Bixby’nin sunduğu bazı diğer özellikler, web’den metin ve video içeriği alabilme, web sayfalarını tercüme edebilme ve Microsoft Office formatlarına içerik kaydedebilme gibi gelişmiş işlevler de içeriyor. Samsung ayrıca, yapay zeka asistanının kullanıcı arayüzünde de önemli değişiklikler yaparak minimalist bir tasarım ve tam ekran modunda, alt kısımda metin alanı ve beyaz bir arka plan sunmayı planlıyor. Ayrıca, pop-up pencere moduyla herhangi bir uygulama üzerinde çalışabilir hale gelen Bixby, kullanıcı deneyimini daha da geliştirmeyi amaçlıyor.

Bu yenilikler, Samsung’un yapay zeka tabanlı asistanını daha etkin ve verimli hale getirecek gibi görünüyor, bu da şirketin dijital asistanlar arenasındaki rekabetçi konumunu güçlendirebilir.

Apple, iPhone 17 serisinde fiyat artışına gidecek!

0

Apple’ın, yaklaşan iPhone 17 serisiyle birlikte fiyat politikalarında bir değişikliğe giderek artış yapabileceği belirtiliyor. Bu konuda iki temel faktör dikkat çekiyor. Öncelikle, Pro modellerinin büyük bir satış başarısına ulaşması Apple’a bu segmentte fiyat artışı yapabilme esnekliği sağlıyor. Counterpoint araştırma şirketine göre, Pro modellerine olan talebin artışı, genel iPhone satışlarındaki düşüşü büyük ölçüde dengelemiş durumda. Bu talep dinamiği, Apple’ın premium segmentte daha yüksek fiyatlandırmayı düşünmesine zemin hazırlıyor.

Apple, iPhone 17 serisinde fiyat artışına gidiyor

İkinci faktör ise Apple’ın yeni iPhone 17 Air modeliyle ürün yelpazesine önemli bir yenilik katması. Air modeli, Plus’ın yerini alacak ve ultra ince kasa tasarımıyla dikkat çekecek. Gelen bilgilere göre, bu model Plus’tan daha yüksek bir başlangıç fiyatına sahip olacak. Her ne kadar Air, Pro modellerine kıyasla daha düşük konumlandırılmış bir ürün olsa da, yenilikçi tasarımı ve özellikleriyle bu artışı haklı gösterecek bir yer edinecek.

Bu iki etken, Apple’ın genel fiyatlandırma stratejisini yukarı yönlü değiştirme ihtimalini artırıyor. Özellikle Pro modellerde ve yeni Air modelinde 100 dolarlık bir artış gündeme gelebilirken, temel iPhone 17 modelinde bu artışın 50 dolarla sınırlı kalabileceği düşünülüyor. Öte yandan, iPhone SE 4 modelinin güçlü özelliklerle piyasaya çıkması temel model için bir tehdit oluşturabilir. Ancak Apple’ın iPhone 17 serisinde 120 Hz ekran yenileme hızını temel modele dahil etmesi, fiyat artışı beklentisini destekleyen önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Mevcut durumda, ABD’de iPhone 16 serisinin başlangıç fiyatları şu şekilde: iPhone 16 için 799 dolar, 16 Plus için 899 dolar, 16 Pro için 999 dolar ve 16 Pro Max için 1.199 dolar. Tahminlere göre iPhone 17 fiyatlarının 799 veya 849 dolardan başlayarak, iPhone 17 Air için 999 dolar, 17 Pro için 1.099 dolar ve 17 Pro Max için 1.299 dolara kadar çıkabileceği öngörülüyor. Apple’ın son yıllarda iPhone fiyatlarını nispeten sabit tuttuğu göz önüne alındığında, bu yıl yapılacak artışlar markanın fiyat politikalarında önemli bir dönüm noktası olabilir.

Nintendo Switch 2 bu hafta geliyor!

Nintendo’nun uzun süredir beklenen yeni nesil oyun konsolu Switch 2, bu hafta tanıtılabilir. Güvenilir kaynaklar, tanıtımın 16 Ocak Perşembe günü gerçekleşeceğini öne sürerken, video oyun dünyasında heyecan dorukta.

Podcast Nate the Hate adlı popüler bir kaynağa göre, Nintendo Switch 2, bu tarihte yayımlanacak donanım odaklı bir fragmanla resmen duyurulacak. Ancak bu ilk tanıtımda, konsolun oyun özellikleri veya yazılım detaylarına çok fazla yer verilmesi beklenmiyor.

Donanım tanıtımı bekleniyor

Sızan bilgilere göre tanıtım videosunda, Switch 2’nin donanım özellikleri öne çıkacak. Fragmanda konsol üzerinde çalışan bir oyun sahnesi gösterilebilir. Öte yandan, yazılıma dair kapsamlı bilgilerin Şubat sonu veya Mart başındayapılacak bir tanıtımla paylaşılacağı tahmin ediliyor.

Bu yaklaşım, Nintendo’nun orijinal Switch konsolu için izlediği stratejiyi hatırlatıyor. 2016 yılında donanım odaklı bir fragmanla duyurulan Switch, daha sonra oyunlar ve çıkış tarihine ilişkin detaylı bir etkinlikle tamamlanmıştı.

Çıkış tarihi ve oyunlar

Switch 2’nin Mayıs veya Haziran 2025 döneminde piyasaya sürüleceği iddia ediliyor. Lansman döneminde yeni bir Mario Kart oyununun yer alacağı, yıl sonunda ise bir 3D Mario oyununun oyuncularla buluşacağı söyleniyor. Ayrıca, Final Fantasy 7 RemakeAssassin’s Creed Mirage ve Metal Gear Solid Delta gibi üçüncü parti yapımların konsola geleceği konuşuluyor.

Yeni donanım özellikleri

CES 2025’te ortaya çıkan bazı bilgiler, Switch 2’nin Joy-Con kontrollerinin biraz daha büyük olacağını ve manyetik bağlantı sistemi sunacağını gösteriyor. Bunun yanı sıra, konsolun Nvidia destekli güçlü bir donanımla geleceği iddialar arasında yer alıyor.

16 Ocak’ta gerçekleşmesi beklenen bu tanıtım, Switch 2’ye dair pek çok soruya ışık tutabilir. Oyun dünyası, Nintendo’nun yeni nesil konsolu için artık geri sayıma geçti!

TBMM Yapay Zeka Komisyonu kuruldu!

0

Yapay zeka teknolojilerinin hızla gelişimiyle birlikte, bu alandaki düzenlemeler de büyük bir önem kazanıyor. Türkiye, yapay zeka teknolojilerinin sunduğu potansiyeli değerlendirirken, olası riskleri de bertaraf etmeyi amaçlıyor. Bu doğrultuda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM), yapay zeka için Meclis Araştırma Komisyonu kurdu.

TBMM, Yapay Zeka komisyonu için harekete geçti

Resmi Gazete’de yayımlanan kararla birlikte, komisyonun başkanlığına AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez seçildi. Ankara Milletvekili Jülide Sarıeroğlu başkanvekilliği görevini üstlenirken, İstanbul Milletvekili Büşra Peker komisyon sözcüsü, Mersin Milletvekili Levent Uysal ise komisyon katibi olarak belirlendi.

Bu komisyon, yapay zeka alanındaki yasal düzenlemelerin oluşturulmasına rehberlik edecek, toplumun bu teknolojilere olan güvenini artıracak ve Türkiye’nin yapay zeka alanında uluslararası arenada rekabet edebilir bir konuma gelmesine destek olacak.

Resmi Gazete’ye göre kanun taslağı, yapay zeka teknolojilerinin güvenli, etik ve adil bir şekilde kullanılmasını sağlamayı amaçlıyor. Kanun, yapay zekanın toplum yararına kullanılmasını teşvik ederken, bireylerin hak ve özgürlüklerini de korumayı hedefliyor.

Buna göre komisyon, yapay zeka konusunda politika geliştirme sürecinde önemli bir rol oynarken, kanun ise bu politikaların hayata geçirilmesi için gerekli yasal çerçeveyi oluşturacak. Komisyonun çalışmaları, kanunun hazırlanmasına ve güncellenmesine katkı sağlayacak ve yapay zeka teknolojilerinin Türkiye’de güvence altına alınmasında kritik bir rol oynayacak.

Tarihteki en büyük enerji dönüşümü hızla devam ediyor!

2024 yılında enerji sektörü tarihinde önemli bir kilometre taşı aşarak küresel güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesinde rekor bir artış yaşandı. Bu yıl, toplamda 700 GW’lık bir kapasite eklenerek, güneş ve rüzgar enerjisinin dünya çapında hızla yayılmaya devam ettiği bir döneme girildi. Dünya Nükleer Birliği, Uluslararası Enerji Ajansı ve Ember’ın verilerine göre, güneş ve rüzgar enerjisi kapasitelerindeki artış, nükleer enerjinin yeni kapasitesinden çok daha hızlı bir oranda gerçekleşiyor. Güneş ve rüzgar, diğer elektrik üretim kaynaklarının toplam kapasitesinden 5 kat daha hızlı bir şekilde kuruluyor.

Tarihteki en büyük enerji dönüşümü hızla devam edecek

Güneş enerjisinin maliyetinin düşmesi, nükleer enerjiye göre çok daha hızlı bir yaygınlaşmayı mümkün kılıyor. Örneğin, güneş enerjisi kapasitesi katlanarak artarken, nükleer enerji üretimi 2000 yılından itibaren durağan bir seyir izledi. Nükleer santrallerin inşası uzun süren ve maliyetli süreçler olurken, güneş ve rüzgar enerjisi projelerinin daha ucuz ve hızlı şekilde hayata geçirilebiliyor. Güneş ve rüzgar enerjisi üretimi, nükleer enerjiyi hızla geride bırakacak gibi görünüyor.

Tarihteki en büyük enerji dönüşümü hızla devam edecek.

Fosil yakıtla yapılan elektrik üretimi ise 2021’den bu yana azalmaya başladı. 2023 yılındaki zirveye rağmen, bu yıl kömür ve doğalgazla elektrik üretiminde düşüş yaşandı ve 2032’ye kadar güneş ve rüzgar enerjisinin toplam üretim kapasitesinin kömür ve doğalgazı geçmesi bekleniyor. Çin, geçtiğimiz yıl dünya genelindeki güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesinin büyük bir kısmını üstlendi ve bu hızla, 2050 yılına kadar elektrik üretimi 5 katına çıkabilir. Bu değişim, batarya temelli enerji depolama ve pompajlı hidroelektrik santralleri gibi teknolojilerin gelecekte yaygınlaşmasını gerektirecek.

Yavaş yavaş kömür ve doğalgaz santrallerinin de kapanma riski arttı, çünkü güneşli ve rüzgarlı havalarda enerji fiyatları ucuzluyor ve bu durum, mevcut fosil yakıt santrallerini kârsız hale getiriyor. Bu gelişme, güneş ve rüzgar enerjisinin daha fazla alan kazanmasının önünü açabilir, bu da enerji dönüşümünün hız kesmeden devam edeceğini gösteriyor.

Google Workspace’e yapay zeka gücü geliyor!

Google, Workspace kullanıcılarına üretkenliği artırmak ve inovasyonu desteklemek amacıyla yeni yapay zeka özelliklerini tanıttı. Gmail, Dokümanlar, E-Tablolar ve Meet gibi uygulamalara entegre edilen bu özellikler, kullanıcıların iş süreçlerini kolaylaştırmayı hedefliyor. Yeni özelliklerle birlikte, 17 Mart 2025 itibarıyla Google Workspace abonelik fiyatları da güncelleniyor.

Yapay zeka desteğiyle artık Gmail kullanıcıları, uzun e-postaları özetleyebilir, hızlı yanıt taslakları oluşturabilir ve gelen kutularında daha etkin arama yapabilir. Dokümanlar’da mevcut içerikleri analiz etme ve iyileştirme gibi işlemler gerçekleştirilebilirken, E-Tablolar’da formül oluşturma ve özetleme işlemleri daha kolay hale geliyor. Meet uygulamasındaki yeni “Benim için not al” özelliği, toplantı sırasında otomatik olarak not tutarak kullanıcıların sohbete odaklanmasını sağlıyor.

Gemini Advanced yapay zeka desteğiyle kullanıcılar, bilgi arama, beyin fırtınası yapma ve projelerde çözüm üretme gibi işlemleri daha hızlı gerçekleştirebiliyor. Ayrıca NotebookLM Plus özelliği, podcast benzeri sesli özetler, anında analizler ve ekip içi bilgi paylaşımını hızlandıran gelişmiş araçlar sunuyor.

Google Workspace’in yapay zeka özelliklerini destekleyen Gemini eklentisi artık Business Standard planlarına da dahil edildi. Önümüzdeki haftalarda bu özelliklerin tüm kullanıcılara sunulacağı belirtiliyor. Bununla birlikte, abonelik fiyatları yıllık sabit vadeli planlarda kullanıcı başına aylık 14 dolar, esnek planlarda ise 16,80 dolar olarak güncellenecek.

Yeni fiyatlandırma, Google Workspace’in e-imza desteği, gelişmiş randevu planlama özellikleri ve yapay zeka destekli video oluşturma gibi ek hizmetleri de içeriyor. Gmail’in özelleştirilmiş e-posta kampanyaları oluşturma imkanı da bu yenilikler arasında yer alıyor.

Kullanıcıların bu güncellemeler için herhangi bir işlem yapmasına gerek yok. Yapay zeka özellikleri otomatik olarak aktif hale gelirken, fiyat güncellemeleri abonelik türüne bağlı olarak 17 Mart 2025’ten itibaren geçerli olacak. Detaylı bilgi için kullanıcılar Google’ın Yardım Merkezi’ni ziyaret edebilir.