Google Drive’a kademeli yükleme ve yeni yapay zeka özellikleri geldi

Yeni güncellemeyle, Google Drive büyük dosyaların yalnızca değişen bölümlerini yükleyerek senkronizasyon süresini önemli ölçüde kısaltıyor. Bu özellik, özellikle büyük boyutlu dosyalarla çalışan kullanıcıların uzun zamandır beklediği bir geliştirme olarak dikkat çekiyor. Kademeli yükleme sayesinde, sık sık güncellenen dosyaların tekrar tekrar tamamen yüklenmesi gerekmeyecek, bu da zaman tasarrufu ve daha verimli bir senkronizasyon anlamına geliyor. Google, bu güncellemeyi tüm kullanıcılarına aşamalı olarak sunmayı planlıyor.

Google Drive Web’e anında video izleme özelliği

Geçtiğimiz ay, Google Drive’ın web sürümüne de kullanıcı deneyimini iyileştiren yeni bir özellik eklendi. Kullanıcılar artık, yükledikleri videoların işlenmesini beklemeden anında izleme imkanına sahip. Bu yenilik, özellikle zaman kaybını önlemeye ve yükleme süreçlerini daha kullanıcı dostu bir hale getirmeye odaklanıyor.

Yapay zeka destekli geliştirmeler: Gemini ile yeni dönem

Google, bu hafta Drive’ın PDF dosyaları için geliştirilmiş önizleme arayüzüne yapay zeka aracı Gemini’yi entegre etti. Bu yenilik sayesinde, kullanıcılar PDF dosyalarını hızlıca özetleyebiliyor, farklı formatlara dönüştürebiliyor ve birden fazla dosya arasında sorunsuz geçiş yapabiliyor. Gemini’nin yapay zeka destekli yan paneli, özellikle iş ve eğitim alanlarında belgelerle çalışan kullanıcılar için önemli bir kolaylık sunuyor.

Gemini’nin bu gelişmiş özellikleri, şu anda yalnızca Gemini BusinessEnterpriseEducation Premium ve Google One AI Premium kullanıcılarının erişimine açık. Ancak, bu tür yeniliklerin ilerleyen dönemde daha geniş bir kullanıcı kitlesine sunulması da bekleniyor.

Google Drive ile kullanıcı deneyimi daha verimli hale geliyor

Google, sunduğu bu güncellemelerle yalnızca hız ve verimlilik odaklı çözümler sunmakla kalmıyor, aynı zamanda yapay zeka entegrasyonuyla modern iş akışlarını destekleyen yenilikçi özellikler de sağlıyor. Drive kullanıcıları, artık hem masaüstünde hem de web ortamında daha hızlı, daha kolay ve daha verimli bir deneyim yaşayabilecek.

Bu gelişmeler, Google Drive’ın yalnızca bir bulut depolama aracı olmaktan çıkarak, iş ve eğitim süreçlerinde önemli bir dijital asistan rolü üstlendiğini gösteriyor.

Apple ve Samsung’un satışları düştü: çinli şirketler zirveye göz kırpıyor

0

Teknoloji dünyasının iki dev ismi Apple ve Samsung, akıllı telefon satışlarında zorlu bir dönemden geçiyor. International Data Corporation (IDC) tarafından açıklanan son çeyrek verilerine göre, her iki şirket de satışlarında düşüş yaşarken, Çinli üreticiler pazar payını artırmayı sürdürüyor.

Apple ve Samsung satışları azaldı

IDC’nin verilerine göre, 2024’ün dördüncü çeyreğinde Apple’ın dünya çapındaki iPhone satışları %4,1 düşüşle 76,9 milyona geriledi. Samsung’un satışları ise %2,7 oranında azalarak 51,7 milyon seviyesine düştü. Bu düşüşler, her iki markanın da küresel pazar payını etkiledi.

Pazar paylarında Apple liderliği ele geçirdi

Dördüncü çeyrek verilerinde Apple%18,7 pazar payı ile zirveye yerleşti. Samsung ise %18 ile ikinci sırada kaldı. Xiaomi%13,6 pazar payıyla üçüncü sırada yer aldı ve yıllık bazda %15,4 büyüme kaydederek dikkat çekti.

Çinli şirketler rekor kırdı

Çinli şirketlerin yükselişi, global pazarın dinamiklerini değiştirmeye devam ediyor. 2024’ün son çeyreğinde satılan akıllı telefonların %56’sının Çinli markalara ait olduğu kaydedildi. Bu, Çin merkezli üreticiler için yeni bir rekor anlamına geliyor.

Özellikle Xiaomi, OPPO ve Huawei gibi markalar, Avrupa ve Afrika pazarlarındaki etkinliklerini artırarak Apple ve Samsung’a ciddi rakip haline geldi. Bu trend, Apple’ın yıllık bazda %0,9Samsung’un ise %1,4 düşüş yaşamasınaneden oldu.

FILE PHOTO: A view of Apple iPhones displayed at an Apple Store at Grand Central Terminal in New York City, New York, U.S., October 16, 2024. REUTERS/Kent J. Edwards/File photo

Gelecek ne gösteriyor?

Çinli şirketlerin sunduğu yenilikçi cihazlar ve uygun fiyat politikaları, Apple ve Samsung’u zorlamaya devam ediyor. Uzmanlar, bu yükselişin devam etmesi durumunda Çinli markaların, sektördeki iki devin tahtını tehdit edebileceğinibelirtiyor.

Pazarın gidişatı ve rekabetin daha da kızışmasıyla, 2025’in akıllı telefon dünyasında nasıl bir denge getireceği merak konusu.

Stanton Chase Türk yöneticiye emanet!

0

Dünyanın önde gelen liderlik ve yönetici araştırma şirketlerinden Stanton Chase, 2025-2028 dönemi Yönetim Kurulu üyelerini duyurdu. Stanton Chase Londra ofisinin Yönetici Ortağı ve İstanbul ofisinin Danışma Kurulu Üyesi Çağrı Alkaya, Stanton Chase Yönetim Kurulu’nun Küresel Başkanı olarak seçildi ve Kristof Reynvoet’in yerini aldı. Alkaya, daha önce Stanton Chase Yönetim Kurulu Bölgelerden Sorumlu Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyordu. Ocak 2025 itibarıyla yeni görevine başlayan Alkaya, bu göreve getirilen ilk Türk yönetici olma özelliğini taşıyor.

Alkaya’nın liderliğinde, Yönetim Kurulu’nun diğer üyeleri ve Küresel Başkan Yardımcıları şu isimlerden oluşuyor: Bernardita Mena Aldunate (İnsan ve İş Mükemmelliği), Ken Nimitz (Finans), Tom Christensen (Uygulama Grupları) ve Panos Manolopoulos (Bölgeler). Mevcut Yönetim Kurulu’ndan üç üyenin görevlerine devam etmesiyle Stanton Chase’in güçlü liderlik temelleri korunurken, bu isimlerin uzmanlıkları ve deneyimleri organizasyon için değerli katkılar sunmaya devam edecek.

Amacımız müşterilerimize mükemmelliği sunmak

Çağrı Alkaya, atamayla ilgili olarak şunları söyledi: “Dünyanın önde gelen liderlik danışmanlığı şirketlerinden biri olan Stanton Chase’in Yönetim Kurulu ve Küresel Başkanlığı’na seçilmek benim için büyük bir onur. Son iki yıldaki çalışmaların üzerine inşa ederek, Stanton Chase’i özel kılan insanlara, müşterilerine, adaylarına ve iş birliğine dayalı ruhumuza odaklanmaya devam edeceğiz. Stanton Chase için gerçekten heyecan verici planlarımız var. Müşterilerimize en üst düzeyde hizmet sunmaya; değerlerimizi, amaca yönelik kültürümüzü ve olağanüstü müşteri memnuniyetine olan bağlılığımızı sürdürmeye ve geliştirmeye devam edeceğiz. Hem organik olarak hem de akıllı ortaklıklar yoluyla büyümek istiyoruz, ancak bunu her zaman bir amaç doğrultusunda yapacağız. Bu, müşterilerimiz için mükemmellik sunmak, işimizi ileriye taşımak, hem müşterilerimiz hem de kendi ekibimiz için olağanüstü yetenekler bulmak ve operasyonel mükemmeliyetimizi artırmak için çok çalışmayı gerektiriyor. En önemlisi, bizi özel kılan kültürün üzerine inşa etmeye devam edeceğiz.”

Çağrı Alkaya kimdir?

20 yılı aşkın süredir Liderlik ve Yönetici Araştırma sektöründe bulunan Çağrı Alkaya, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ndeki eğitiminin ardından kariyerine uluslararası danışmanlık şirketi PricewaterhouseCoopers’ın denetim ve danışmanlık bölümlerinde başladı ve Stanton Chase öncesi Antal International, Oxygen Consultancy, Elemental Value şirketlerinde danışmanlık, kurucu ve yönetici ortaklık gibi görevlerde bulundu. Stanton Chase İstanbul ofisinin kurucu ortaklarından olan Çağrı Alkaya, 2017 yılından bu yana Stanton Chase Londra ofisinde çalışıyor ve 2021 yılından beri Yönetici Ortaklık görevini sürdürmekte. Kariyerini Türkiye, Belçika ve Birleşik Krallık’ta geçiren Çağrı Alkaya, bugüne kadar 18 ülkede yönetici danışmanlığı projeleri yürüttü ve Stanton Chase bünyesinde çeşitli bölgesel ve global görevlerde bulundu.

Zoom yöneticilerinden zorunlu hisse satışları: Şirkette kriz mi var?

COVID-19 dönemiyle birlikte milyonlarca insanın hayatına giren Zoom, üst düzey yöneticilerinin gerçekleştirdiği hisse satışlarıyla gündeme geldi. Şirketin Mühendislik ve Ürün Başkanı Velchamy Sankarlingam ile Baş Muhasebe Yetkilisi Crehan Shane, peş peşe yüklü miktarda hisse satışı gerçekleştirdi. Bu gelişme, Zoom cephesinde bir kriz mi var? sorularını gündeme getirdi. Ancak yapılan açıklamalar, farklı bir duruma işaret ediyor.

Yüksek miktarlı satışlar gerçekleşti

10 Ocak tarihinde Velchamy Sankarlingam, toplam 10.817 lot hisse satarak 851.170 dolar gelir elde etti. Ardından Crehan Shane de 1.412 lot hisse satışı gerçekleştirerek 111.104 dolarlık bir işlem gerçekleştirdi. Her iki yöneticinin arka arkaya yaptığı bu işlemler dikkat çekerken, satışların nedenine dair açıklamalar kamuoyuyla paylaşıldı.

Satışlar zorunluluktan kaynaklandı

Şirketten yapılan açıklamalara göre bu satışlar, yöneticilerin vergi kesintisi yükümlülüklerini karşılamak amacıylagerçekleştirildi. Yani hisse satışları, isteğe bağlı bir karar değil, yasal zorunluluklar doğrultusunda yapılmak zorundaydı.

Hala yüklü miktarda hisseleri bulunuyor

Her iki yöneticinin gerçekleştirdiği satışlara rağmen ellerinde hâlâ önemli miktarda hisse bulunuyor. Velchamy Sankarlingam’ın 117.760 lotCrehan Shane’in ise 5.404 lot hisseye sahip olduğu açıklandı.

Zoom cephesinden gelen bu hisse satışları, bazı çevrelerde kriz spekülasyonlarına yol açsa da yapılan açıklamalar, durumun tamamen mali düzenlemelere bağlı olduğunu gösteriyor.

Zoom cephesinden gelen bu hisse satışları, bazı çevrelerde kriz spekülasyonlarına yol açsa da yapılan açıklamalar, durumun tamamen mali düzenlemelere bağlı olduğunu gösteriyor. Şirket yönetiminin bu konuda yaptığı açıklamalar, çalışanlar ve yatırımcılar arasında endişeleri gidermeye yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Ayrıca uzmanlar, bu tür satışların teknoloji sektöründe faaliyet gösteren büyük şirketler arasında yaygın olduğuna dikkat çekiyor. Vergi yükümlülükleri nedeniyle gerçekleştirilen işlemlerin, şirketin genel finansal durumunu ya da büyüme hedeflerini etkileyen bir unsur olmadığı belirtiliyor.

Zoom, pandemi döneminde gösterdiği büyük sıçramanın ardından daha rekabetçi bir teknoloji pazarında yol almaya devam ediyor. Yöneticilerinin ellerindeki hisselerin büyük bir kısmını hâlâ koruyor olması, şirkete olan güvenin sürdüğüne işaret ediyor.

Tesla Model Y Juniper Avrupa’da üretime başladı : Türkiye’ye gelişi yakın!

Tesla, Model Y’nin yenilenen versiyonu olan “Juniper” modelinin üretimine bugün itibarıyla Almanya’daki Gigafactory Berlin’de başladı. Alman Handelsblatt gazetesinin aktardığına göre, fabrika çalışanları araç lansmanı hakkında bilgilendirildi ve montaj süreci 14 Ocak itibarıyla resmen başladı. Tesla Model Y Juniper versiyonu, büyük bir merakla bekleniyordu.

Tesla’nın Avrupa’daki tek üretim merkezi olan bu tesis, geçtiğimiz yıl dünya çapında en çok satan elektrikli araç olan Model Y’yi üretmeye devam ediyor. Ancak, 2024 yılı itibarıyla şirket, küresel teslimat rakamlarında ilk kez düşüş yaşadı. Bu durum, Tesla’nın hız kesmeden yeni modellerle rekabette kalmasını daha da kritik hâle getiriyor. Tesla Model Y Juniper versiyonunun bu düşüşe cevap olarak piyasaya sürüldüğüne inanılıyor.

Özellikle bu gelişmeyi önemli kılan bir diğer husus, Türkiye’ye gelen Model Y’lerin de Gigafactory Berlin’de üretiliyor olması. Bu, yeni Model Y “Juniper” versiyonunun yakında Türkiye’ye gelebileceğini işaret ediyor. Tesla Model Y Juniper, Türk kullanıcılar arasında da büyük bir ilgi uyandıracağa benziyor.

Model Y “Juniper” versiyonunun yenilikleri

Yeni Model Y “Juniper” versiyonunda tasarımda önemli değişiklikler bulunuyor. Araç, yeniden tasarlanmış ön ve arka yüzüyle daha modern bir görünüme kavuşmuş. Ayrıca iç mekânda artan konfor ve kalite dikkat çekiyor; özellikle arka yolcular için yeni bir bilgi-eğlence ekranı eklenmiş.

Tesla, sürüş konforunu da artırarak, süspansiyon sistemini elden geçirmiş. Bu sayede araç, daha yumuşak bir sürüş deneyimi sunmayı hedefliyor. Ayrıca vites kolu, direksiyon kolonundan çıkarılarak sürüş kontrolleri daha sade bir hâle getirilmiş. Tesla Model Y Juniper, bu yeniliklerle fark yaratmayı amaçlıyor.

Tesla, 2023 yılında 1,808,581 elektrikli araç teslim ederek bir rekor kırmıştı. Ancak bu rakam, bir önceki yıla göre hafif bir düşüş göstermişti. Şirket, Model Y’nin yenilenen “Juniper” versiyonuyla bu düşüşü tersine çevirmeyi ve pazarın en çok satan elektrikli aracı olma konumunu sürdürmeyi hedefliyor. Tesla Model Y Juniper, bu hedefler doğrultusunda önemli bir adım olarak görülüyor.

Havalimanlarında sürücüsüz servis aracı devri başlıyor!

Zürih Havalimanı, Avrupa’da bir ilke imza atarak tamamen sürücüsüz ticari servis aracını hizmete sunmaya hazırlanıyor. WeRide tarafından geliştirilen dokuz yolcu kapasiteli “Robobus” adını taşıyan bu otonom otobüs, havalimanı personelini taşımak için özel olarak tasarlanmış bir güzergahta çalışacak. Robobus, Seviye 4 otonom sürüş teknolojisine sahip olup, direksiyon ya da sürücü kabini barındırmıyor ve her türlü hava koşulunda çalışabilecek şekilde tasarlandı.

Havalimanlarında sürücüsüz servis aracı devri başlayacak

2025’in ilk çeyreğinde başlayacak olan hizmette, araç Zürih Havalimanı’nın 101 numaralı kapısından personel girişini takiben, 130 numaralı kapıdaki bakım alanına kadar hizmet verecek. Saatte maksimum 38 km hızla seyredecek olan Robobus, 200 kilometrelik bir elektrikli menzile sahip. Üstelik aracın sahip olduğu gelişmiş algılama sistemleri, güvenliği sağlamak amacıyla herhangi bir kör nokta bırakmıyor ve tam V2X uyumluluğu ile çevre ile etkili bir iletişim kurabiliyor.

Robobus, daha önce 2024 Fransa Açık Tenis Turnuvası sırasında Paris’te Renault Group ile ortak bir projede yer almış ve çevreci ulaşım çözümlerini destekleyen başarılı bir model sergilemişti. Şimdi Zürih’teki bu yeni uygulama, havalimanı lojistik süreçlerini dönüştürerek otonom araçların günlük hayatın bir parçası haline gelmesine katkıda bulunacak. WeRide’nin yaptığı açıklamalara göre, bu teknoloji yalnızca havalimanlarıyla sınırlı kalmayacak; kentsel ulaşım ve çeşitli özel alanlarda da yaygın kullanım hedefleniyor.

Zürih Havalimanı İşletmesi’nin yaptığı açıklamalara göre, Robobus’un yasal ve güvenlik gerekliliklerini eksiksiz karşıladığı doğrulandı. Veri koruma konusunda da yüksek standartlara sahip olan araç, modern taşımacılığın sürdürülebilirlik ve teknoloji odaklı geleceğinde önemli bir adımı temsil ediyor.

Microsoft, DirectX’e nöral işleme yetenekleri ekleyecek!

0

Microsoft, oyun ve grafik teknolojilerinde çığır açacak bir hamleyle DirectX API’sine nöral işleme yetenekleri eklemeye hazırlanıyor. Bu yeni teknoloji, yapay zeka destekli grafik işlemlerini standartlaştırarak daha geniş bir kullanıcı tabanına ulaştırmayı hedefliyor. Nöral işleme, makine öğrenimi modellerinden yararlanarak dokuların işlenmesi, ışıklandırma ve görüntü ölçekleme gibi görevleri optimize etmeye odaklanıyor. Bu yaklaşım, Nvidia’nın DLSS ve AMD’nin FSR teknolojileriyle elde edilen başarıları bir adım ileri taşımayı vaat ediyor.

Microsoft, DirectX’e nöral işleme yetenekleri ekliyor

DirectX’in bu güncellemesiyle sunulacak olan en dikkat çekici özelliklerden biri Cooperative Vector desteği olacak. Bu özellik, GPU’daki matris-vektör işlemlerini hızlandırarak yapay zeka tabanlı modellerin shader aşamalarında daha etkili kullanılmasını sağlayacak. Özellikle Nvidia’nın RTX 50 serisi Tensor Core teknolojilerinden güç alarak nöral shader’ları desteklemesi, oyunlarda ışık izleme, geometri optimizasyonu ve fotogerçekçi varlıklar gibi alanlarda büyük yenilikler sunacak. Bu sayede hem görsel doğruluk artırılacak hem de performans kaybı olmadan daha karmaşık grafikler oluşturulabilecek.

Microsoft, DirectX’e nöral işleme yetenekleri ekliyor.

Microsoft, bu yeniliklerin tüm büyük GPU üreticileriyle, özellikle AMD, Intel, Nvidia ve Qualcomm gibi devlerle iş birliği yapılarak geliştirildiğini belirtiyor. Bu teknoloji, farklı donanımlarda istikrarlı bir şekilde çalışmak üzere tasarlandı. Yapay zeka destekli grafiklerin birden fazla platformda kullanımını mümkün kılmayı amaçlayan bu hamle, sektörde yapay zekayı daha merkezi bir konuma taşıyabilir.

Henüz geliştirme aşamasında olan bu yeni nesil DirectX teknolojisi için net bir çıkış tarihi açıklanmış değil. Ancak bu güncelleme, görsel kaliteyi bir üst seviyeye taşırken oyun dünyasında daha güçlü ve erişilebilir grafikler yaratmak için büyük bir adım olarak değerlendiriliyor.

Türk girişimcilerin Amerika çıkartması!

Dünya’nın en büyük tüketici elektroniği fuarı CES 2025 aynı zamanda Dünya’nın en önemli girişimlerinin de sahneye çıktığı bir etkinlik. Türkiye girişimcilik ekosisteminin temsilcileri CES 2025’e, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, İstanbul Kalkınma Ajansı ve İstanbul Ticaret odası katkılarıyla açılan Türkiye standlarında Dünya’nın dört bir yanından gelen ziyaretçiler, girişimciler ve yatırımcılarla buluştu. Sürdürülebilir enerji depolamadan dijital ikizlere, biyoteknolojilerden yapay zekâ destekli yazılım ve robotik çözümlere kadar geniş bir yelpazede yer alan Türk girişimcilere mikrofonumuzu uzattık ve uluslararası platformlardaki performanslarını ve beklentilerini anlatmalarını istedik.

CES 2025’te Dünya sahnesine çıkan girişimler

Rumitech Energy And Technology
Güneş ve rüzgarın gücünü sürdürülebilir bir yaşam kaynağına dönüştürüyor.


BIMCRONE TECHNOLOGY
Türkiye’nin ilk ve tek BIM uyumlu proje yönetim platformu. Sahadan teknik ofise, müteahhitten işverene kadar tüm kullanıcılar proje bilgilerine anlık olarak ulaşabiliyor.


ALGBIO
Yeni bir petrol alternatifi! Biyokütleyi hasat edip kimyasal veya ulaşım yakıtına dönüştürülebilen benzin veya ‘kara kömür’e dönüştürüyor.


REMORA
İnsansız su altı robotik sistemler. Uzaktan kontrol edilebilen yüzey temizleme robotu Remora RT-01 Farklı boyutlardaki yüzer araçlarda, yat ve tekne gövdelerinde, kekamoz ve lezden oluşan tabakayı temizliyor.


Pardon AI
Müşteri davranışı analizi yaparak satışları artırmayı hedefleyen, restoran kafe ve diğer noktalarda kullanılabilen yapay zekâ destekli yönetim yazılımı


VALVEN
Mühendislik ekiplerinin ve bireylerin iş kararlarında daha iyi bir uyumla performansı iyileştirmeleri için yazılım süreçlerini optimize ediyor.


YES.TOOLS
Yapay zeka ve yazılım teknolojilerinde uzmanlaşıyor, müşterilerimizin iş süreçlerini optimize etmek ve yenilikçi çözümler sunmak için her projede müşteri odaklı bir yaklaşım benimsiyor ve ihtiyaçlarına özel çözümler geliştiriyor.


STOCKIMG AI
Yapay zeka destekli görsel ve sosyal medya çözümlerimizle dijital içerik oluşturmayı kolaylaştırıyor.


LTC İnovasyon
Yapay zeka destekli robotik çözümleri

Starlink, Afrika’daki çoğu internet sağlayıcısından daha ucuz!

Elon Musk’ın SpaceX şirketi tarafından başlatılan Starlink, Afrika kıtasında internet erişimini dönüştürmeye yönelik büyük bir etki yarattı. Starlink’in uydu tabanlı internet hizmetleri, özellikle altyapının zayıf olduğu bölgelerde, geleneksel sabit internet sağlayıcılarına kıyasla daha uygun maliyetler sunuyor. Örneğin, Starlink’in Gana, Kenya, Zimbabve, Mozambik ve Cape Verde’deki fiyatlarının lider internet servis sağlayıcılarının (İSS) fiyatlarından düşük olduğu görülüyor. Gana’da, Starlink’in abonelik ücretleri popüler İSS’lerin neredeyse yarı fiyatına denk geliyor. Ancak, Botsvana ve Zambiya gibi ülkelerde Starlink’in fiyatlarının yerel sağlayıcılara göre biraz daha yüksek olduğu belirtiliyor.

Starlink’in avantajları yalnızca aylık abonelik ücretleriyle sınırlı değil; sunulan donanım maliyetleri de Afrika piyasası için ulaşılabilir fiyatlarla başlıyor. Örneğin, bu donanımların fiyatları Kenya’da 178 dolardan, Nijerya’da ise 381 dolara kadar uzanıyor. Starlink’in temel farkı ise fiber optik ve baz istasyonları gibi geleneksel altyapılar gerektirmemesi. Sadece gökyüzüne erişimi olan bir bölgede uydu bağlantısıyla hızlı internet sunabiliyor ve bu, Afrika’nın kırsal ve erişimsiz bölgeleri için kritik bir çözüm sağlıyor.

Kenya’da, Temmuz 2023’te hizmete giren Starlink, yerel internet sektöründe köklü değişimlere yol açtı. Aylık 10 dolar gibi rekabetçi bir fiyatla hizmet sunması, kullanıcılar arasında hızlı bir benimseme oranını beraberinde getirdi. Starlink, Haziran 2024 itibarıyla Kenya’da 8.000 aboneye ulaştı ve bu sayı hızla artıyor. Bununla birlikte, Safaricom ve Jamii gibi lider sağlayıcılar hâlâ büyük bir kullanıcı tabanını ellerinde bulunduruyor. Ancak, bu yerel sağlayıcılar da Starlink’in rekabetine yanıt olarak fiyatlarını düşürmeye ve hızlarını artırmaya başlamış durumda.

Statlink’in indirme hızları 60 Mbps ila 300 Mbps arasında değişirken, veri indirme sınırı olmaması da hizmetin cazibesini artırıyor. Afrika’da, internet erişimine sahip nüfus oranı hâlâ yalnızca yüzde 38 seviyesinde. Bu oran, Avrupa’nın yüzde 91’lik oranına kıyasla oldukça düşük. Starlink gibi uydu internet sağlayıcıları, bu dijital uçurumu kapatma ve Afrika’da internet kullanımını artırma hedefinde stratejik bir rol üstleniyor. Geleneksel sağlayıcılar ise yeni ortaklıklarla bu rekabet avantajını dengelemeye çalışıyor; örneğin, Vodacom’un AST SpaceMobile ile yaptığı ortaklık, uydu internetinin Avrupa ve Afrika’ya genişletilmesi yönünde önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Nvidia, ABD hükümetinin yapay zeka politikasını eleştirdi!

Nvidia, ABD’nin yapay zeka (AI) alanındaki ihracat sınırlamalarını hedef alan politikalarının sektör üzerindeki olası etkilerini sert bir dille eleştiriyor. Biden yönetiminin yürürlüğe koyduğu bu yasalar, AI çiplerinin yurt dışına ihracını daha sıkı bir devlet onayına bağlayarak Çin gibi ülkelerin bu çiplere erişimini sınırlamayı hedefliyor. Ancak Nvidia’ya göre bu yaklaşım, Amerika’nın yapay zeka ve yarı iletken sektöründeki liderliğini ciddi bir risk altına sokabilir.

Nvidia, ABD hükümetinin yapay zeka politikasını beğenmiyor

Nvidia’nın Hükûmetle İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ned Finkle, yaptığı açıklamada bu düzenlemenin hem inovasyonun önünü tıkayacağını hem de küresel ekonomik büyüme üzerinde olumsuz bir etki yaratacağını belirtti. Finkle, bu hamlenin yalnızca teknolojik rekabeti engellemekle kalmayıp ABD’li şirketlerin küresel pazarda liderlik pozisyonlarını kaybetmesine yol açabileceğini savundu. Ayrıca, ABD’nin AI çipi üretimi ve tasarımı gibi alanlarda dünyanın öncüsü konumundaki avantajını korumak yerine, ticari başarısını bürokratik engellerle baltaladığını ifade etti.

Nvidia, ABD hükümetinin yapay zeka politikasını beğenmiyor

Bu yeni düzenlemelerin temel gerekçesi, Çin’in bu çipleri askeri uygulamalar için kullanmasını önlemek olarak açıklanıyor. ABD hükümeti, yapay zeka teknolojilerinin stratejik önemini artırmasıyla birlikte bu teknolojileri bir tür “yeni nesil silahlanma” aracı olarak değerlendiriyor. Biden yönetimi tarafından başlatılan bu politika, kısa vadede AI çiplerinin ihracatına kısıtlamalar getirirken, Trump yönetimi sırasında da devam etme olasılığı yüksek görünüyor. Zira Donald Trump, Çin ile ticareti daha da kısıtlamayı planladığını birçok kez ifade etmişti.

Nvidia’ya göre, bu tür sert politikalar, AI sektöründe küresel düzeyde iş birliğini zorlaştıracak ve ABD’nin yenilikçi şirketlerinin esnekliğini azaltarak hem ekonomik hem de teknolojik rekabette Çin gibi ülkelerin gerisinde kalmasına neden olabilir. Sektördeki diğer oyuncuların ve uzmanların da benzer endişeleri paylaşması, Biden yönetiminin bu alandaki kararlarını yeniden gözden geçirmesini gerekli kılabilir. ABD’nin yapay zeka ve yarı iletken sektöründe zirvede kalmaya devam edebilmesi, hem akıllıca oluşturulmuş regülasyonlara hem de inovasyonu teşvik eden bir yaklaşımı benimsemesine bağlı olacak.

Alibaba bulut hizmetleri Türkiye’ye geliyor!

Gerçekleştirdikleri stratejik iş birliğiyle Türkiye’de bulut bilişim dönüşümünü hızlandırmayı hedefleyen ATP Yazılım ve Teknoloji A.Ş. ile Alibaba Cloud, 14 Ocak’ta düzenlenen ATP Alibaba Cloud Zirvesi’nde Türkiye’nin dijital dönüşüm potansiyelini, ENS (Edge Node Service) hizmetini ve bulut çözümlerinin sektörel etkilerini ele aldı ve Alibaba Cloud’un Türkiye’deki ENS (Edge Node Service) yatırımının lansmanını gerçekleştirdi.

ATP Alibaba Cloud Zirvesi’nde Alibaba Cloud’un ENS hizmetinin tanıtımı yapılırken, Türkiye’deki bulut bilişim ve dijital dönüşüm çözümleri detaylı olarak ele alındı. ATP CEO’su Ümit Cinali ve Alibaba Cloud BAE & Türkiye Genel Müdürü James Wang’ın açılış konuşmalarıyla başlayan zirvede, dijital dönüşüm alanındaki örnek projeler de paylaşıldı.

ATP CEO’su Ümit Cinali ile Türkiye’ye gelen Alibaba Bulut hizmetlerini, dijital dönüşümde bulut sistemlerinin itici gücünü ve dünya bulut pazarında Türkiye’nin konumunu değerlendirdik.  

Türk şirketlerinin rekabet gücünü artırmayı hedefliyoruz

Türkiye bulut pazarının çok hızlı büyüdüğüne ve pazarın geçen yıl 800 milyon dolara ulaştığına dikkat çeken ATP CEO’su Ümit Cinali, önümüzdeki üç yıllık dönemde IDC verilerine göre pazarın 3 milyar dolara erişmesinin beklendiğinin altını çizdi. Dünyanın sayılı bulut tedarikçilerinden biri olan Alibaba Cloud ile yaptıkları bu iş birliği ile pazardaki büyümeyi hızlandırmayı, Türk şirketlerinin rekabet gücünü artırmayı hedeflediklerini söyleyen Cinali, “Buluta sadece hizmet olarak bakmıyor, çözümlerimizle entegre ederek kısa bir sürede müşterilerimize sunmayı hedefliyoruz. Türkiye’de hızlı bir şekilde yayılarak, iş ortakları yoluyla müşterilere ulaşacağız. Bu çerçevede ekosistem geliştirme çalışmaları, eğitim programları ve kanal yatırımlarımızla öncelikle iş ortaklarımızın yetkinliklerini geliştirmeyi amaçlıyoruz.” dedi.

Türkiye’nin Doğu ile Batı’nın geçiş noktası olduğuna da değinen Cinali, eskiden İpekyolu ile ticaret yapılan bu yolun şimdi teknoloji üretiminin yoluna dönüştüğünü ifade etti. Türkiye çevresindeki ülkelerin de büyük bir potansiyel barındırdığını belirten Cinali, Alibaba Cloud ile yaptıkları bu iş birliğiyle ülkeler arasında e-köprüler kuracaklarını söyledi.

Alibaba’nın Türkiye yatırımları sürecek

Türkiye’nin en stratejik ve önemli pazarlardan biri olduğunu belirten Alibaba Cloud UAE & Türkiye Genel Müdürü James Wang, ise şunları söyledi: “Türkiye ekonomisi hızla büyüyor, biz de ürün ve hizmetlerimizle bu büyümeye katkı sağlamak istiyoruz. Bulut servislerimizi globalde yaygınlaştırmak, aynı zamanda yerel ihtiyaçları da karşılamak stratejimiz doğrultusunda Türkiye’deki altyapı ve teknoloji yatırımlarımıza devam etmeye kararlıyız. Bu sayede müşterilerimiz Türkiye’deki ve tüm kıtalardaki, küresel altyapımız ve servislerimizden daha etkin bir şekilde faydalanma imkanına sahip olacaklar. Yerel depolama, bilgi işlem ve ağ olanaklarını kullanarak yerel düzenlemelere uyum sağlamak ve aynı zamanda küresel bulut servislerinden yararlanmak mümkün olacak. Bu şekilde, yerel müşterilerimizin Avrupa, Amerika, Çin, Mısır, İngiltere gibi birçok bölgedeki pazarlara erişmelerini ve büyümelerini destekleyebiliriz.  ENS lansmanının bir başlangıç olduğunu belirtmek istiyorum. Bu iş birliğiyle daha yüksek erişilebilirlikle bir yerel bir bulut ağı oluşturmaya devam edeceğiz.”

Alibaba Cloud Türkiye’de kanal yapısı ve iş ortakları ile büyüyecek

Bulut dönüşümünün stratejik olarak çok iyi planlanması gereken bir süreç olduğunu söyleyen ATP Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı (CMO) Dr. Murat Aras, sözlerini şöyle sürdürdü: “Alibaba Cloud, AI ve bulut teknolojileri konusunda çok ileride. ATP olarak biz de BT ve dijital dönüşüm konularında kendimize çok güveniyoruz. Çin’de Alibaba Cloud konusunda deneyimli bir BT organizasyonumuz var. Uygulamalı yetkinliklere sahibiz. Fakat müşterilerimize gerçekten faydalı olacak hatta paradigmaları değiştirecek bir bulut dönüşümünü hayata geçirebilmek için ne teknoloji ne de yetkinlikler tek başına yeterli değil: müşterilerin problemlerini de çok iyi anlamak gerekiyor. Bu noktada Alibaba Cloud ile yerel pazardaki büyüme stratejimizi tamamen kanal yapımız ve iş ortaklarımız üzerine kurduk. İş ortaklarımız müşterilerini ve problemlerini bizden çok daha iyi tanıyor. Nasıl çözümlere ihtiyaç duyduğunu bizden daha iyi biliyor. Stratejik olarak bu bilgiden, ATP’nin gücünden ve Alibaba Cloud’un ileri teknolojilerinden faydalanarak bulut dönüşümünü iş ortaklarımızla birlikte gerçekleştireceğiz.”

TSMC, 2nm teknolojisini resmen ABD’ye taşıyor!

0

Dünyanın önde gelen yarı iletken üreticisi TSMC, 2nm teknolojisiyle birlikte üretim kapasitesini ABD’ye taşıma yolunda önemli bir adım attı. Tayvan hükümetinden alınan son onayla birlikte, TSMC’nin Arizona’daki üçüncü fabrikasında 2nm çip üretimi gerçekleştireceği netleşmiş görünüyor. Daha önce 3nm çip üretiminde tam kapasiteye ulaşan ve ABD hükümetinden 6,6 milyar dolarlık fon desteği alan TSMC, 2025 itibarıyla bu fabrikada 4nm üretime başlayacak. Ancak 2nm süreci için yapılması planlanan altyapı çalışmalarının yaklaşık 30 milyar dolarlık bir yatırım gerektirdiği belirtiliyor.

TSMC, 2nm teknolojisini resmi olarak ABD’ye taşıyacak

Tayvan Ekonomi Bakanı J.W. Kuo, hükümetin çip üretim politikalarını yeniden gözden geçirdiğini, TSMC’ye teknolojik yatırımlar konusunda daha fazla esneklik tanındığını vurguladı. Daha önce Tayvan’daki tesislerin yurt dışındaki fabrikalardan bir veya iki nesil önde olması şartı konmuşken, bu politikanın değişmesi, TSMC’nin yurt dışındaki yüksek teknoloji yatırımlarına hız kazandırdı. Bakan Kuo ayrıca, ABD gibi ülkelerde çip üretiminin maliyetinin çok yüksek olduğuna, ancak bu yatırımların stratejik bir önem taşıdığına dikkat çekti.

Bilim ve Teknoloji Bakanı Wu Cheng-wen ise Tayvan’ın çip üretimindeki küresel liderliğinin korunacağına dair güvence verdi. Wu, TSMC’nin tüm Ar-Ge çalışmalarının Tayvan’da kalacağını ve Tayvan’ın küresel yarı iletken ekosisteminde kritik bir konumda olmaya devam edeceğini ifade etti. Bununla birlikte, Amerika’nın çip tasarımı ve fikri mülkiyet konularında lider bir rol üstlenmesinin, bu ortaklık ve üretim stratejileri açısından önemli bir avantaj sağladığını ekledi.

TSMC’nin bu adımı, yalnızca şirketin değil, Tayvan’ın yarı iletken pazarındaki liderliğini pekiştirmekle kalmayacak, aynı zamanda ABD ile Tayvan arasındaki teknolojik iş birliğini de derinleştirecek. Üretimin 2025 sonrası devreye alınması beklenirken, 2nm teknolojisinin sektöre getireceği yenilikler de merakla bekleniyor.

Apple 2025’de yeni Vision Pro duyurmayacak

0

Applekarma gerçeklik başlığı Vision Pro ile ilgili yenilik planlarını erteleme kararı aldı. Bloomberg‘den Mark Gurman tarafından paylaşılan bilgilere göre, teknoloji devi2025 yılında yeni bir Vision Pro modeli duyurmayacak. Bunun yerine, Apple 2025’de şirketin odağı uygun fiyatlı bir kablosuz kulaklık geliştirmeye kaymış durumda.

Vision Pro hayali şimdilik rafa kalktı

Geçtiğimiz yıllarda piyasaya sürülen Vision Pro, başlangıçta büyük bir ilgi toplasa da kısa süre içinde tüketicilerin dikkatini kaybetti. Hatta geçtiğimiz haftalarda, Vision Pro’nun üretiminin durdurulduğu haberleri gündeme gelmişti. Yeni açıklamalara göre, Apple 2025’de ikinci nesil Vision Pro‘nun piyasaya çıkışı en erken 2026 yılı olarak planlanıyor.

Mark GurmanApple’ın bu kararı almasındaki temel sebebin, daha geniş bir kullanıcı kitlesine hitap edebilecek uygun fiyatlı bir AirPods modeli geliştirmek olduğunu belirtti. Gurman, Apple’ın bu hamlesinin stratejik bir kararolduğuna dikkat çekti. Apple 2025’de uygun fiyatlı kablosuz kulaklık hedefliyor.

Yeni AirPods hakkında detaylar belirsiz

Apple’ın önceliği olan uygun fiyatlı kablosuz kulaklık, tüketiciler için heyecan yaratırken, Apple 2025’de bu ürünün teknik detaylarıveya fiyatı hakkında henüz bilgi bulunmuyor. Ancak, Apple’ın bu adımı, daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşma stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Vision Pro kullanıcıları ellerini çabuk tutmalı

Vision Pro’nun üretiminin durması ve yeni bir modelin 2026’ya kadar gelmeyecek olması, bu cihazı edinmek isteyenlerin ellerini çabuk tutmaları gerektiği anlamına geliyor. Stokların tükenmesi halinde, Vision Pro’ya erişim mümkün olmayabilir.

Apple’ın bu stratejik değişikliği, daha geniş kitlelere hitap eden ürünler üzerinde yoğunlaşmaya başladığını gösteriyor. Yeni AirPods’un piyasaya çıkış tarihi ve özellikleri merakla bekleniyor. Apple 2025’de bu ürünle ilgili daha fazla bilgi verecek.

Baykar bunu da yaptı! Fergani uzaya çıktı

0

Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar’ın liderliğinde kurulan Fergani Uzay, Türkiye’nin uzay yarışındaki iddiasını güçlendiren bir adımla ilk milli uydusunu başarıyla uzaya gönderdi. FGN-100-d1 isimli uydu, 14 Ocak 2025’te Türkiye saatiyle 22.09’da ABD’nin Vandenberg Uzay Kuvvetleri Üssü’nden fırlatılarak yörüngesine başarıyla yerleşti.

Yerli uydu Fergani FGN-100-d1 uzayda!

Fergani Uzay, Bayraktar ailesinin öncülüğünde kurulan T3 Vakfı’nın vizyonuyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın desteğiyle Türkiye’nin teknoloji altyapısını geliştirme hedefinin bir parçası olarak doğdu.

Selçuk Bayraktar’ın Teknofest 2024’te yaptığı açıklamaya göre, Fergani’nin amacı, uzay ve havacılık teknolojilerinde SpaceX gibi küresel devlerle rekabet edebilmek ve bu alanda Türkiye’yi öncü ülkeler arasına taşımak. Şirketin adı ise 9. yüzyılda yaşamış İslam âlimi ve astronom Ahmed el-Fergani’den ilhamla seçildi.

Fergani ilk aşamada alçak dünya yörüngesi (LEO) sistemleri üzerinde çalışarak, küçük boyutlu uyduların taşınması ve konumlandırılması alanına odaklanıyor. Şirketin uzun vadeli hedefleri arasında ise uzay teknolojilerinde tekrar kullanılabilir sistemler geliştirmek ve bu sayede maliyetleri düşürerek sektörde sürdürülebilir çözümler sunmak yer alıyor.

Bugün uzaya gönderilen FGN-100-d1 ise 102 kilogram ağırlığıyla Türkiye’nin özel sektör tarafından üretilen en büyük uydusu. SpaceX’in Rideshare Programı kapsamında Transporter-12 göreviyle uzaya taşınan uydu, fırlatmadan 62 dakika sonra yörüngesine yerleşerek ilk telemetri verilerini başarıyla iletti.

Etkinlik için düzenlenen canlı yayını tekrar izlemek için aşağıdaki bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

Microsoft Windows 11’e geçişi kolaylaştırmak için düğmeye bastı

MicrosoftWindows 10 kullanıcılarını Windows 11‘e geçmeye teşvik etmek amacıyla kapsamlı bir strateji uygulamaya başladı. Şirket, özellikle oyunseverlere hitap eden yeni oyun özelliklerini ön plana çıkarırken, 2024 yılının başlarında yayımladığı bir makale ile Windows 11’e geçişle ilgili yanlış anlamalar ve mitleri ele aldı. Ayrıca, Windows 10’un destek süresinin sona yaklaştığını vurgulayan uyarılar, Microsoft’un web sitesinde sıkça yer buluyor. Microsoft Windows 11’e geçiş yapmayı öneriyor ve kullanıcıları bilgilendiriyor.

Destek sayfası güncellendi

Microsoft’un dikkat çeken bir diğer adımı, “Windows 11’e geçebilir miyim?” başlıklı destek sayfasının güncellenmesioldu. Bu sayfa, kullanıcıların cihazlarının Windows 11’e uygunluğunu kontrol etmelerini kolaylaştıracak şekilde yeniden düzenlendi. Güncellenen sayfa, sistem gereksinimlerine dair daha net bilgiler sunarken, kullanıcılara doğrudan Windows Update ayarlarına yönlendiren bir kısa yol ekledi. Önceki sürümlerde daha genel bilgiler yer alırken, yeni düzenleme, uyumlu bir Windows 10 sürümü çalıştırmanın önemine dikkat çekiyor. Kullanıcılar, cihazlarının uyumluluğunu kontrol etmek için PC Sağlık Kontrolü uygulamasını indirip çalıştırabilir veya Windows Update üzerinden kontrol sağlayabilir. Microsoft Windows 11 ile ilgili bu sayfalardır güncellenmiştir.

Yeni cihaz önerisi ve alternatifler

Microsoft, cihazları Windows 11 ile uyumlu olmayan kullanıcılar için yeni bir bilgisayar almayı öneriyor. Bununla birlikte, teknik bilgisi olan kullanıcılara Linux gibi alternatif işletim sistemleri sunulsa da, bu seçeneklerin teknolojiyle fazla ilgisi olmayan kullanıcılar için uygunluğu tartışmalı bir konu olarak öne çıkıyor. Microsoft Windows 11’e geçiş için yeni bilgisayar öneriyor.

Windows 11’e geçişi kolaylaştırma çabası

Bu adımlar, Windows 10’un desteğinin sona ermesinden önce kullanıcıları Windows 11’e geçişe yönlendirmeçabasının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Güncellenen destek sayfası, özellikle teknoloji konusunda deneyimsiz kullanıcılar için daha anlaşılır bir rehber sunmayı amaçlıyor. Microsoft’un bu yenilikleri, Windows 11’e geçiş konusunda kararsız kalan kullanıcıları cesaretlendirmeyi hedefliyor. Microsoft Windows 11’e geçişi teşvik etmeye çalışıyor.

Microsoft’un uyguladığı bu strateji, Windows 10 desteği sona ermeden kullanıcıların daha modern bir platforma geçiş yapmasını sağlamayı hedefliyor. Şirketin, kullanıcı dostu rehberler ve net bilgilerle süreci kolaylaştırmaya çalışmasıWindows 11’in benimsenme oranlarını artırmayı amaçlıyor. Microsoft Windows 11 için daha fazla kullanıcı kazanmayı hedefliyor.

Zuckerberg’den Apple’a sert eleştiriler: “Yenilik yapmayı unuttular!

Meta CEO’su Mark Zuckerberg, katıldığı bir podcast programında teknoloji dünyasında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Joe Rogan’ın podcast programına konuk olan Zuckerberg, Apple’a yönelik sert eleştirilerde bulunarak, şirketin yenilik yapmayı unuttuğunu ve tüketicilerle geliştiriciler üzerinde baskı oluşturduğunu savundu.

“Jobs’ın icadı üzerinde oturuyorlar”

Zuckerberg, Apple’ın uzun zamandır büyük bir yenilik gerçekleştirmediğini iddia ederek şu ifadeleri kullandı:
“Steve Jobs iPhone’u icat etti ve 20 yıl sonra hala onun üzerinde oturuyor gibiler. iPhone, herkesin bir telefonu olmasını sağlayarak harika bir şey başardı. Ancak bu platformu, keyfi gibi görünen birçok kural koymak için kullandılar ve gerçekten büyük bir yenilik yapmadıklarını düşünüyorum.”

Meta ile Apple arasındaki gerilim, özellikle Apple’ın uygulama içi satın alma işlemlerinden aldığı %30’luk kesintinedeniyle yıllardır devam ediyor. Zuckerberg, bu kesintiyi “keyfi bir vergi” olarak nitelendirerek, Apple’ın bu politikalarının geliştiricilere ve tüketicilere zarar verdiğini ifade etti.

“İnsanları sıkıştırıyorlar”

Zuckerberg, Apple’ın tüketiciler ve geliştiriciler üzerindeki mali yükü artırdığını vurgulayarak şu eleştirilerde bulundu:
“Bir şirket olarak nasıl daha fazla para kazanıyorlar? İnsanları sıkıştırarak. Geliştiricilere %30 vergi uyguluyorlar, daha fazla çevre birimi satın almanızı sağlıyorlar ve ekosistemlerini korumak için başka şirketlerin aynı şekilde bağlanabilen ürünler üretmesini engelliyorlar.”

Apple’ın kendi ürün ekosistemini koruma politikasına da dikkat çeken Zuckerberg, şirketin güvenlik ve gizlilik iddialarını “rakipleri engellemek için bir bahane” olarak nitelendirdi. Meta’nın yeni Ray-Ban akıllı gözlüklerinin iPhone’larla entegrasyonunda yaşanan zorluklara değinen Zuckerberg, Apple’ın “rastgele kuralları” olmadan Meta’nın kârlılığını ikiye katlayabileceğini söyledi.

Vision Pro hakkında görüşler

Mark, Apple’ın uzun yıllar sonra piyasaya sürdüğü yeni ürün kategorisi Vision Pro hakkında da konuştu. Ürünün film izlemek için iyi bir deneyim sunduğunu duyduğunu belirten Zuckerberg, Apple’ın inovasyonda başarısız olan herhangi bir şirket gibi “yenilme” riskiyle karşı karşıya olduğunu dile getirdi.

Meta’nın Meta Quest serisi ile artırılmış gerçeklik başlıkları alanında lider olmayı hedeflediğini ifade eden Zuckerberg, bu alandaki rekabetin teknoloji dünyasında daha fazla yeniliği teşvik etmesi gerektiğini belirtti.

Apple ve Meta arasındaki rekabet, teknoloji dünyasında dengeleri değiştirecek gibi görünüyor. Zuckerberg’in bu sert açıklamaları, iki dev arasındaki gerilimin daha da artacağına işaret ediyor.

Intel Core i9-14900KS işlemci, hız rekoru kırdı!

0

Intel’in en yeni işlemci modellerinden biri olan Intel Core i9-14900KS, hız aşırtma rekorunda önemli bir eşiği geçti. Raptor Lake Refresh serisinin amiral gemisi olan bu işlemci, hız aşırtma uzmanı “Wytiwx” tarafından 9.121,61 MHz’e ulaştırıldı. Bu sonuç, 9.117,75 MHz ile önceki rekoru geride bırakarak 10 GHz seviyesine bir adım daha yaklaşılmasını sağladı.

Intel Core i9-14900KS işlemci, hız rekoruna imza attı

Rekor, ASUS ROG MAXIMUS Z790 APEX anakart ve sıvı azot (LN2) soğutma sistemi kullanılarak gerçekleştirildi. Ayrıca, deneme için geçmiş hız aşırtma rekorlarında sıkça tercih edilen Windows 7 işletim sisteminin kullanıldığı görüldü.

Intel Core i9-14900KS işlemci, hız rekoruna imza attı.

Intel Core i9-14900KS, 8+16 çekirdek yapılandırmasına sahip olup toplamda 16 çekirdek ve 32 iş parçacığı sunuyor. İşlemci, Thermal Velocity Boost teknolojisiyle 6,2 GHz saat hızına ulaşabilse de, bu hız aşırtma denemesi standart limitlerin çok ötesine geçti. Bunun yanı sıra, 36 MB’a kadar Akıllı Önbellek kapasitesi ve 150W TDP değeriyle yüksek performans gerektiren uygulamalar için dikkat çekici bir seçenek olduğunu kanıtlıyor.

Bu rekorla birlikte Intel, AMD ile arasındaki rekabetin yeni bir boyutuna ulaştı. AMD’nin, Intel’in bu süreçlerinden olumlu etkilendiği ve satışlarındaki artışa dikkat çektiği belirtilse de, Intel’in rekabeti hızlandıracak böylesi başarılarla adından söz ettirmesi dikkat çekiyor. Ayrıca, önceki rekorun sahibi olan hız aşırtma uzmanı Elmor, sıralamada hâlâ ikinci ila beşinci sırada yer alarak önemli bir başarıya imza atmış durumda. Yeni hız aşırtma rekorunun, işlemci performansı ve rekabet alanında dengeleri nasıl etkileyeceği merakla bekleniyor.

Blue Origin, New Glenn roketinin fırlatma testini iptal etti!

Jeff Bezos tarafından kurulan ve SpaceX’e ciddi bir rakip olmayı hedefleyen Blue Origin, devasa New Glenn roketinin beklenen ilk fırlatma testini teknik bir sorun nedeniyle iptal etti. Türkiye saatiyle sabah saatlerinde gerçekleştirilmesi planlanan test uçuşu, fırlatma penceresi boyunca birden fazla kez ertelendi. Ancak yaşanan teknik aksaklık, planın tamamen iptal edilmesine yol açtı. Şirket, New Glenn roketi için yeni bir fırlatma tarihini henüz açıklamadı.

Blue Origin, New Glenn roketinin fırlatma testini resmen iptal etti

Blue Origin, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, araç alt sistemlerinde tespit edilen ve fırlatma süresinin uzamasına neden olacak bir sorunu çözmek için denemeyi durdurduklarını belirtti. Ancak, söz konusu sorunla ilgili teknik detaylar paylaşılmadı. İlk başta 10 Ocak Cuma günü yapılması planlanan NG-1 görevi, uygun olmayan hava koşulları nedeniyle ertelenmişti. Şirketin fırlatma penceresi 16 Ocak’a kadar devam ettiğinden, sorun hızlıca çözülebilirse bu hafta içerisinde yeniden bir deneme yapılabilir.

Bu test uçuşunda, Blue Origin’in geliştirdiği Blue Ring adlı uzay aracı platformunun bir prototipi de ilk kez uzaya gönderilecekti. Ayrıca, planlandığı gibi ilerlenmesi halinde New Glenn roketinin yeniden kullanılabilir ilk aşaması, “Jacklyn” adı verilen dron gemiye başarılı bir şekilde indirilecekti. Bu gemi, Jeff Bezos’un annesinin adını taşıyor.

Yaklaşık 10 yıldır geliştirme aşamasında olan New Glenn, Blue Origin’in ilk yörünge sınıfı roketi olma özelliğini taşıyor. Şirketin daha önce yörünge altı uçuşlar için kullanılan yeniden kullanılabilir New Shepard platformu bulunmasına rağmen, henüz herhangi bir uyduyu yörüngeye başarıyla gönderme deneyimi bulunmuyor. Kuruluşunun üzerinden çeyrek asır geçmiş olmasına rağmen Blue Origin’in karşılaştığı bu aksaklıklar, iddialı hedeflerini gerçekleştirme yolunda hâlâ büyük engellerle karşılaştığını gösteriyor.

Snapdragon 8s Elite ile orta segment telefonlar çağ atlayacak

0

Mobil işlemci dünyasının önde gelen isimlerinden Qualcomm, yeni bir orta segment işlemci modeliyle kullanıcıların karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Snapdragon 8s Elite (SM8735) adı verilen bu işlemci, uygun fiyat politikasıyla orta segment cihazları güçlendirmeyi ve premium segmentle arasındaki performans farkını kapatmayı hedefliyor.

Amiral Gemisi performansına yakın skorlar

Sektörün güvenilir kaynaklarından Digital Chat Station’ın paylaştığı bilgilere göre Snapdragon 8s Elite, AnTuTu testinde yaklaşık 2 milyon puan alacak. Bu skor, performans açısından Snapdragon 8 Gen 3 tabanlı cihazlara yakın bir seviyeyi işaret ederken, hafif bir fark olabileceği belirtiliyor.

Snapdragon 8s Elite, Qualcomm’un Oryon çekirdeklerini kullanmayacak. Bunun yerine, Cortex-X4 birinci sınıf çekirdek ve A720 verimlilik çekirdeklerinden oluşan bir mimari tercih edilmiş. Bu yapı, enerji verimliliği açısından avantaj sunarken, grafik işlem performansında Snapdragon 8 Gen 3’e kıyasla ufak bir düşüş olabileceği belirtiliyor.

Hangi modellerde kullanılacak?

Yeni işlemcinin, Xiaomi’nin HyperOS yazılımında daha önce tespit edilmesi dikkat çekti. Bu da Snapdragon 8s Elite’in Redmi Turbo 4 Pro veya Redmi K90 gibi modellerde kullanılabileceği ihtimalini güçlendiriyor. Ayrıca Honor, iQOO ve Oppo gibi markaların fotoğraf odaklı ultra ince telefonlarında da bu işlemciye yer verebileceği ifade ediliyor.

Tanıtım ve çıkış tarihleri

Snapdragon 8s Elite’in resmi tanıtımının mart veya nisan ayında yapılması beklenirken, bu işlemciye sahip cihazların ise nisan ayı itibarıyla piyasaya sürüleceği öngörülüyor.

Orta segmentte rekabet kızışıyor

Qualcomm’un Snapdragon 8s Elite modeliyle stratejisi, orta segmentte güçlü ve dengeli bir performans sunarken, erişilebilir fiyatlarla kullanıcıları memnun etmeyi hedefliyor. Bu hamle, sektördeki rekabeti artırırken, daha güçlü ve özellik bakımından zengin cihazların daha uygun fiyatlarla sunulmasının önünü açabilir.

Snapdragon 8s Eliteyüksek performans ve enerji verimliliğini bir araya getirerek, orta segment cihaz kullanıcıları için cazip bir alternatif oluşturması bekleniyor.