Elon Musk’ın xAI girişimi 6 milyar dolar fon Topladı, değeri 40 milyar doları aştı

Elon Musk’ın yapay zeka girişimi xAI, son yatırım turunda 6 milyar dolar fon toplayarak değerlemesini 40 milyar doların üzerine çıkardı. Elon Musk’ın xAI girişimi bu gelişmeyle, Musk’ın yapay zeka şirketinin büyüme hedefleri doğrultusunda önemli bir kilometre taşı olarak öne çıkıyor.

97 tatırımcıdan 6 milyar dolar

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) yapılan başvuruya göre, bu devasa fonlama 97 farklı yatırımcıdan sağlandı., daha önce Mayıs ayında tamamlanan başka bir yatırım turunda yine 6 milyar dolartoplamış ve o dönemde Elon Musk’ın xAI girişimi şirketin toplam değeri 24 milyar dolar olarak belirlenmişti. Şirketin yatırımcıları arasında Sequoia Capital ve Andreessen Horowitz gibi önde gelen isimler yer alıyor. Bu yatırımcılar aynı zamanda Musk’ın diğer girişimleri olan Tesla ve X projelerine de destek vermiş firmalar arasında bulunuyor.

Yeni süper bilgisayar tesisi: Colossus

Toplanan fonların önemli bir kısmı, Memphis’te açtığı Colossus adlı süper bilgisayar tesisine aktarıldı. Elon xAI girişimi bu yılın başlarında faaliyete geçen Colossus, Memphis tarihinde şimdiye kadar gerçekleştirilmiş en büyük projelerden biriolarak nitelendirildi. Tesisin büyümesiyle birlikte NvidiaDell Technologies ve Super Micro Computer gibi teknoloji devleri de bölgeye artan bir ilgi göstermeye başladı.

xAI’nin vizyonu ve ürünleri

xAI, mevcut yapay zeka projeleri arasında Grok adlı bir sohbet robotuna sahip. Grok, Musk’ın diğer girişimi olan Xplatformunda ücretli kullanıcıların kullanımına sunuluyor. Ancak xAI’nin en büyük zorluğu, belirli bir gelir modeline sahip olmadan yüksek maliyetlerle yapay zeka geliştirme çalışmalarını sürdürmek. Elon Musk’ın xAI girişimi zorluğa rağmen bu vizyonu sürdürmektedir.

Google Arama 2025’te kökten değişecek: Sundar Pichai’den çarpıcı açıklamalar

Google CEO’su Sundar Pichai, New York Times’ın düzenlediği DealBook Zirvesi’nde yaptığı açıklamalarla teknoloji dünyasında büyük yankı uyandırdı. PichaiGoogle Arama’nın (Google Search) 2025 yılında bugünkünden tamamen farklı bir hale geleceğini ifade ederek, bu değişimle kullanıcıları şaşırtmayı hedeflediklerini belirtti.

“2025’te kullanıcılar şaşıracak”

Bence 2025’in başlarında bile, Arama’nın bugün olduğundan çok daha farklı ve gelişmiş bir noktaya ulaşacağını göreceksiniz. Daha karmaşık soruların üstesinden gelebileceğiz,” diyen Pichai, bu dönüşümün ilk aşamalarında olduklarını vurguladı. Ayrıca, gelecekte çok daha fazla yeniliğin hayata geçirileceğini ve bu süreçte en son teknolojilerin kullanılacağını belirtti.

Pichai, Microsoft CEO’su Satya Nadella’nın “Google, yapay zeka yarışında varsayılan kazanan olmalı” yorumuna da yanıt verdi. Google CEO’su, “Microsoft’un kendi modelleri ile bizim modellerimizi yan yana karşılaştırmayı çok isterdim,” diyerek, Microsoft’un OpenAI ile olan ortaklığına dikkat çekti ve “başkasının modellerini kullandıklarını” dile getirdi.

Yapay zeka ile yeni dönem

Google, arama motorunu yapay zeka ile dönüştürmek için büyük adımlar atmaya devam ediyor. Firma, bu yıl yapay zekayı daha derinlemesine entegre eden AI Overviews özelliğini tanıttı ve video tabanlı web aramaları için Lens güncellemesini devreye aldı. Ayrıca, yapay zeka arama motorları Microsoft, OpenAI ve Perplexity ile rekabet edebilmek için kendi geliştirdiği Gemini modelinde büyük bir güncelleme yapmayı planlıyor.

Sundar Pichai’nin açıklamaları, Google Arama’nın sadece bir arama motoru olmaktan öteye geçerek, kullanıcıların daha karmaşık ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir yapıya evrileceğinin sinyallerini veriyor. Video ve görsel odaklı aramaların yanı sıra daha akıllı ve kapsamlı çözümler sunmayı hedefleyen şirket, bu köklü değişimle sektörün geleceğini yeniden şekillendirmeyi amaçlıyor.

2025 yılı, arama motorları dünyasında yeni bir dönemin başlangıcı olacak gibi görünüyor. Kullanıcılar, daha önce hayal bile edilemeyen bir deneyimle karşılaşmaya hazırlanabilir. Google Arama, bu devrimsel değişimin merkezinde yer alacak.

Uber, Türkiye’deki 10. yılını kutluyor!

0

Uber, Türkiye’deki 10. yılını, düzenlenen özel bir etkinlikle kutladı. 2014 yılında faaliyetlerine başlayan şirket, 10 yıl içinde ulaştığı dikkat çekici başarıları kamuoyuyla paylaştı. Uber Türkiye Genel Müdürü Neyran Bahadırlı, bu süreçte 8 milyonun üzerinde tekil kullanıcıya eriştiklerini ve toplamda 21 milyon saatlik hizmet sunduklarını belirtti.

Uber, Türkiye’deki 10. yılını kutladı

Türkiye’nin Uber için hızla büyüyen bir pazar olduğuna dikkat çeken Bahadırlı, bugüne kadar 100 bini aşkın sürücünün Uber platformu aracılığıyla gelir elde ettiğini vurguladı. Şu an için 10 şehirde aktif olduklarını ifade eden Bahadırlı, öncelik büyük şehirler olmak üzere daha fazla lokasyonda hizmet sunmayı hedeflediklerini açıkladı.

Global ölçekte 2009 yılında Silikon Vadisi’nde “tek bir tuşla istediğiniz yere gitme” fikriyle kurulan Uber, bugün 70 ülkede ve 10 binden fazla şehirde faaliyet gösteriyor. Aylık 156 milyon aktif kullanıcısı bulunan şirket, Türkiye’deki 10 yıllık serüveninde 678 milyon kilometre gibi etkileyici bir mesafe kat ederken, milyonlarca yolculuğu mümkün kıldı. Şirketin istatistikleri arasında en yoğun gün olarak 12 Temmuz 2024 dikkat çekerken, bugüne kadarki en uzun yolculuğun 450 kilometre olduğu ifade edildi. En çok kullanılan lokasyonlar arasında İstanbul Havalimanı, Taksim, Sabiha Gökçen Havalimanı ve Ortaköy gibi popüler noktalar yer aldı.

Uber Türkiye’nin geleceğe yönelik hedefleri arasında daha fazla şehirde hizmet sunmak ve ulaşımı herkes için daha erişilebilir hale getirmek bulunuyor. Neyran Bahadırlı, Uber’in teknolojik altyapısını hem sürücüler hem de yolcular için daha modern, kolay ve sürdürülebilir çözümler sağlamak adına geliştirmeye devam edeceklerini belirtti. Şirketin Türkiye’de taksi hizmetlerini daha geniş bir alana yaymak için çalışmalarını hızlandırdığına dikkat çekerek, mobilite alanında yenilikçi bir lider olmayı amaçladıklarını ifade etti.

Hipersonik uçuşta devrim yaratacak motor tasarlandı!

Havacılık teknolojisi, hipersonik uçuşun sınırlarını zorlamak için büyük bir gelişime sahne oluyor ve bu çabanın en yenilikçi meyvelerinden biri Ram-Rotor Detonasyon Motoru (RRDE). Bu yeni motor tasarımı, hipersonik hızlarda daha yüksek güç ve verimlilik sunma potansiyeliyle dikkat çekiyor. Ancak bu teknoloji, hem yapısal sağlamlık hem de işlevsellik açısından zorlu mühendislik sorunlarını aşmayı gerektiriyor. RRDE’nin temel farkı, patlama dalgasını yüksek hızlı bir rotor içerisinde sabitleyerek, motorun içindeki termodinamik verimliliği maksimuma çıkarması. Bu özellik, hipersonik uçuşlarda geleneksel motorların ulaşamayacağı bir performans vadediyor.

Hipersonik uçuşta devrim yaratacak motor görücüye çıktı

Döner Detonasyon Motorları (RDE) teknolojisinin bir devamı olan RRDE, özellikle Tsinghua Üniversitesi’nden Dr. Haocheng Wen ve Prof. Bing Wang liderliğinde geliştirilen çalışmalarla yeni bir seviyeye taşınıyor. RDE’lerin, yakıt moleküllerini parçalayarak patlama dalgaları oluşturma prensibinden esinlenilerek, rotor içinde hassas şekilde şekillendirilmiş bir akış kanalı ile ideal hava-yakıt karışımı sağlanıyor.

Bu yenilik, patlama dalgalarının rotor içinde sabit tutulmasını mümkün kılarak, klasik ramjet motorlarına kıyasla çok daha yüksek termodinamik verimlilik sunuyor. Böylece hem düşük hızlarda hem de Mach 5+ gibi hipersonik hızlarda etkileyici bir performans potansiyeline sahip oluyor. Üstelik bu motor, teorik olarak sadece yakıt tüketimini azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda düşük hızlarda dahi çalışabilir olmasıyla RDE’lerden ayrılıyor.

Ancak RRDE henüz teorik bir aşamada ve yalnızca simülasyon testlerinde başarı gösterdi. Bu teknolojinin pratikte uygulanabilmesi için rotor bıçaklarının hem hipersonik hava akımlarına hem de sürekli patlamalara dayanacak kadar sağlam ve hafif bir şekilde tasarlanması gerekiyor. Çin’in hipersonik teknolojilere yaptığı yatırımlar, bu motorun test aşamasına kısa sürede geçebileceğine dair umutları artırıyor. RRDE’nin tam anlamıyla uygulanabilir hale gelmesi, havacılık dünyasında hem verimlilik hem de hız açısından bir devrim yaratma potansiyeline sahip.

Konsol devri bitti mi?

0

Eski PlayStation yöneticisi Shawn Layden, konsol pazarının geleceğine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Layden, mevcut oyun konsollarının teknik açıdan sınıra yaklaştığını ve artık önceki dönemlerdeki gibi büyük teknolojik sıçramaların mümkün olmadığını ifade etti. Ayrıca, konsol savaşlarının gelecekte içerik rekabetine dönüşeceğine dikkat çekti. Konsol devri gerçekten değişiyor.

PC ve konsol farkı sona erdi

Shawn Layden, Eurogamer’a verdiği röportajda, günümüz oyun konsollarının teknik açıdan oldukça benzer özellikler taşıdığını belirtti. Konsollar arasındaki güç farkının minimal seviyelere indiğini söyleyen Layden, çoğu oyuncunun teknik detaylarla (örneğin teraflop ya da ışın izleme) ilgilenmediğini vurguladı.

Bu durumun bir sonucu olarak, konsol jenerasyonları arasında bir daha önceki kadar büyük sıçramalar yaşanmayacağını öngören Layden, donanımsal gelişmelerin devam edeceğini ancak konsolların artık nihai teknik kapasitesine yaklaştığını söyledi. Konsol devri bu şekilde devam ediyor.

Konsol savaşlarının sonu mu?

Layden, PlayStation ve Xbox’ın benzer AMD tabanlı donanımlarla çalışmasının, teknik rekabeti önemli ölçüde azalttığını belirtti. Bu durumun, geçmişte Sony’nin VHS formatı ve Betamax arasında yaşanan mücadeleyi hatırlattığını ifade eden Layden, sektörün benzer bir şekilde donanım rekabetinden içerik odaklı bir yapıya dönüşebileceğini dile getirdi.

Sony’nin çoklu platform stratejisi

Eski PlayStation patronu, Sony’nin birinci taraf oyunlarını PC’ye taşıma stratejisi hakkında da görüş bildirdi. Layden, “Sony’nin PlayStation özel oyunlarını 18 ay sonra PC’ye taşıması bile kullanıcılar arasında tepkiyle karşılandı. Bu oyunları Xbox’ta yayınlamak ise çok daha büyük bir olumsuzluğa neden olur,” dedi. Bu stratejinin, ticari açıdan zayıf bir karar olacağını düşündüğünü ekledi. Konsol devri değişebilir.

Layden’ın açıklamaları, konsol dünyasında yaşanabilecek köklü değişimlerin ve gelecekte içerik rekabetinin öneminin altını çiziyor. Teknolojik üstünlük yerine, oyuncuların dikkatini çekecek kaliteli içerik üretmek konsol devlerinin yeni odak noktası olabilir. Konsol devri ile ilgili tartışmalar artıyor.

Google arama motoru, büyük bir değişim geçirecek!

0

Google CEO’su Sundar Pichai, New York Times’ın DealBook zirvesinde yaptığı açıklamalarla teknoloji dünyasında büyük yankı uyandırdı. Pichai, şirketin amiral gemisi olan Google Arama’nın 2025 yılı itibarıyla köklü bir dönüşüm geçireceğini belirtti. Bu değişikliklerin boyutunu vurgularken, kullanıcıların arama motorunun yeni yeteneklerini görünce şaşıracaklarını ifade etti. Pichai’ye göre, Google Arama artık çok daha karmaşık soruları yanıtlayabilecek ve bugünkü sınırlarının ötesine geçecek.

Google arama motoru, büyük bir değişim geçirebilir

Pichai’nin bu açıklamaları, Microsoft CEO’su Satya Nadella’nın yılın başlarında Google’ın yapay zeka yarışında “varsayılan kazanan” olması gerektiği yönündeki açıklamalarına dolaylı bir yanıt niteliğindeydi. Pichai, Microsoft’un kendi yapay zeka modelleriyle Google’ın modellerini yan yana karşılaştırmayı istediğini dile getirirken, Microsoft’un OpenAI ile yaptığı ortaklığa dikkat çekerek, bu durumun rekabet açısından farklı bir dinamik yarattığını ifade etti.

Google arama motoru, büyük bir değişim geçirebilir.

Google, yapay zekayı arama motoruna entegre etmek için bu yıl önemli adımlar attı. “AI Overviews” ile aramalara yapay zeka tabanlı özetleme özellikleri eklenirken, görsel arama deneyimini iyileştiren Lens güncellemeleri de kullanıma sunuldu. Şirket, aynı zamanda Microsoft, OpenAI ve Perplexity gibi rakiplerle daha etkili rekabet edebilmek adına, kendi Gemini modeline büyük bir güncelleme hazırlığı içinde. Pichai’nin açıklamaları, yalnızca bir teknoloji vizyonu sunmakla kalmayıp, Google’ın yenilikçi çözümlerle rekabetçi pozisyonunu koruma kararlılığını da gözler önüne seriyor.

Bu köklü değişimle birlikte Google Arama, daha akıllı, daha kişiselleştirilmiş ve kullanıcıların ihtiyaçlarına daha hızlı yanıt veren bir platforma dönüşmeyi hedefliyor. 2025’te sunulacak yenilikler, arama motorlarının geleceği için dönüm noktası olabilir.

Waymo, Miami’ye açılıyor!

Şirket, 2025 yılı itibarıyla Miami yollarında insan güvenlik sürücüleriyle test sürüşlerine başlayacak. Ardından, 2026 yılında Waymo One uygulaması üzerinden robotaksi hizmetini sunmaya başlayacak.

Waymo’nun Miami’ye açılması, şirketin büyük metropol alanlarında ve zorlu hava koşullarında otonom araçlarını işletme konusundaki güveninin arttığını gösteriyor. Şirket, 2019 yılında Miami’de ilk testlerini gerçekleştirmişti. Bu süreç, şirketin araçlarının ıslak ve yağmurlu koşullarda daha verimli çalışabilmesi için önemli bir deneyim sundu. Şirket yetkilileri, bu testlerin Waymo’nun sürüş performansını olumsuz hava koşullarında daha iyi anlayabilmelerine yardımcı olduğunu belirtti.

Şirket, Miami’ye elektrikli Jaguar I-PACE araçlarıyla geri dönecek ve ilk etapta şehir çevresinin bazı bölgelerinde hizmet verecek. Miami metropol alanı, yaklaşık 6 milyon kişilik bir nüfusa sahip.

Waymo, aldığı yatırımlarla hizmet alanını genişletiyor

Waymo’nun genişlemesi, son dönemde aldığı yatırım sayesinde hız kazandı. Ekim ayında 5.6 milyar dolarlık bir fonlama turunu tamamlayan şirket, bu sayede robotaksi hizmetlerini Amerika çapında genişletmeyi planlıyor.

Waymo

Ayrıca Waymo, Uber ile yaptığı anlaşma sayesinde 2025 yılı itibarıyla Austin ve Atlanta’da Uber uygulaması üzerinden robotaksi hizmeti sunacak. Uber, Waymo araçlarının filo yönetimini üstlenecek ve bakım, şarj, temizlik gibi operasyonları yürütecek.

Şirketin robotaksi hizmeti, San Francisco, Phoenix ve Los Angeles gibi büyük şehirlerde her hafta 150.000’den fazla ücretli yolculuk gerçekleştiriyor. Şirket, otonom araçlarla ticari robotaksi hizmeti sunan tek firma olma özelliğini taşıyor. Ancak rakabet ettiği Cruise ve Tesla gibi şirketler de bu alanda çalışmalarını sürdürüyor.

OpenAI ve Anduril ortaklığı, askeri yapay zeka teknolojileri geliştirecek!

Bu ortaklık, OpenAI’in yapay zeka modelleri ile Anduril’in sistemlerini birleştirerek insansız hava saldırılarına karşı savunma kapasitesini artırmayı hedefliyor.

Anlaşma, OpenAI’in yapay zekanın askeri kullanımı konusundaki önceki katı duruşunu yumuşatmasından sonra geldi. Şirketin, 2023’ün başında askeri ve savaş amaçlı kullanım yasağını açıkça belirten politikalarını revize ettiği biliniyor. Bununla birlikte OpenAI, modellerinin silah geliştirmek için kullanılmasına hâlâ izin vermiyor ve bu iş birliğinin yalnızca savunma amaçlı olduğunu vurguluyor.

Ortaklık kapsamında OpenAI’in GPT-4o ve diğer yapay zeka modelleri, Anduril’in insansız hava araçlarını tespit ve etkisiz hale getirme sistemlerine entegre edilecek. Pentagon, hâlihazırda Anduril’in Roadrunner drone önleyici cihazını satın alarak küçük insansız hava araçlarına karşı savunma kapasitesini güçlendirmişti.

Şirket ayrıca nöbetçi kuleleri, iletişim bozucular, askeri drone’lar ve otonom denizaltılar gibi ürünler de geliştiriyor.

Yapay zekanın stratejik rolü

Anduril CEO’su Brian Schimpf, bu iş birliğinin dünya çapında acil hava savunma ihtiyaçlarını karşılamak için yapay zekanın gücünden yararlanacağını belirtti. Schimpf, OpenAI’in teknolojilerinin yüksek baskı altındaki durumlarda daha hızlı ve doğru kararlar alınmasını sağlayacağını ifade etti.

OpenAI CEO’su Sam Altman ise, “OpenAI, teknolojinin demokratik değerleri desteklemesi için ABD liderliğindeki çabalara katkı sunmaktadır. Anduril ile ortaklığımız, OpenAI teknolojisinin ABD askeri personelini korumasını sağlayacak ve ulusal güvenlik topluluğunun bu teknolojiyi sorumlu bir şekilde kullanmasını mümkün kılacaktır.” dedi.

Anduril ve OpenAI’nin Gelecek Hedefleri

Anduril, Oculus Rift’in mucidi ve Oculus VR’nin kurucu ortağı Palmer Luckey tarafından kuruldu. Luckey’nin savunma teknolojilerine yönelmesi, Anduril’i otonom sistemlerde öncü bir şirket haline getirdi. OpenAI’in uzmanlığı ise bu teknolojilere yapay zeka entegrasyonu konusunda yeni bir boyut katacak.

Bu iş birliği, yapay zekanın askeri alandaki potansiyel kullanımını daha geniş bir perspektifle ele alırken, Çin gibi ülkelerin bu alandaki ilerlemelerine karşı ABD’nin stratejik pozisyonunu güçlendirmeyi amaçlıyor. OpenAI ve Anduril’in bu girişimi, yapay zekanın ulusal güvenlikteki rolünü yeniden şekillendirebilir.

X’in üretken yapay zekası Grok artık ücretsiz!

Dünyanın en popüler mikroblog platformlarından X (eski adıyla Twitter), üretsel yapay zekası Grok’u tüm kullanıcıların erişimine açtığını duyurdu. Daha önce yalnızca X Premium abonelerine sunulan Grok, artık ücretsiz kullanıcılar tarafından da kullanılabilecek. Ancak ücretsiz kullanım için bazı kısıtlamalar getirildi. X’in üretken yapay zekası kullanıcılarına farklı avantajlar sunuyor.

Grok kullanıcılara hangi kısıtlamalarla sunuluyor?

X’in yapay zekâ aracı Grok, ücretsiz kullanıcılar için belirli bir kota ile hizmet verecek. Kullanıcılar, Grok’u ücretsiz olarak kullanmak istediklerinde her 2 saat içinde 10 istem hakkına sahip olacak. Bu sınır aşıldığında, yeni sorgular yapmak için belirli bir süre beklemek gerekecek. Bu kısıtlama, yoğun kullanımı dengelemek ve yapay zekâ kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak adına uygulanıyor. X’in üretken yapay zekası, kullanıcılara verimli bir kullanım deneyimi sunmak adına bu tür önlemler ile destekleniyor.

Buna rağmen, Grok’un sunduğu gelişmiş yetenekler ve esnek kullanım imkânı, ücretsiz kullanıcılar için önemli bir avantaj sunuyor. X’in bu hamlesi, platformun yapay zekâ entegrasyonunu geniş kitlelere ulaştırma vizyonunu destekliyor. Bu bağlamda, X’in üretken yapay zekası Grok’un önemi daha da artıyor.

Grok 2 ile daha gelişmiş ve eğlenceli deneyim

X platformunda ücretsiz olarak erişime açılan Grok, şu an en güncel ve en güçlü modeli olan Grok 2 ile destekleniyor. Grok 2, karmaşık soruları yanıtlama, içerik oluşturma ve öneriler sunma gibi yetenekleriyle dikkat çekiyor. Ayrıca, kullanıcılar Grok’un “Eğlence Modu” özelliğini etkinleştirerek yapay zekânın daha esprili ve eğlenceli yanıtlarvermesini sağlayabiliyor. Bu özellik, özellikle sohbet havasında ve mizahi içerik arayan kullanıcılar için keyifli bir deneyim sunuyor.

Elon Musk’ın X platformunu yapay zekâ özellikleriyle güçlendirme stratejisi kapsamında geliştirilen Grok, platformdaki etkileşimleri daha dinamik ve yaratıcı hâle getirme potansiyeline sahip. Kullanıcılar artık haber alma, bilgiye ulaşma veya eğlenceli sohbetler için bu yapay zekâ aracını rahatlıkla kullanabilecekler. X’in üretken yapay zekası Grok, platforma yeni boyutlar katıyor.

Grok’un ücretsiz erişime açılması, üretsel yapay zekâ teknolojilerini geniş kitlelere ulaştırma yolunda atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. X, bu sayede hem platformun kullanımını artırmayı hem de kullanıcılarına daha etkileşimli bir deneyim sunmayı hedefliyor.

Intel Xe3 Celestial GPU üzerindeki çalışmalara başladı

Intel, Arc GPU serisindeki gelişmelerine hız kesmeden devam ediyor. Şirket, şu anda Arc Battlemage (Xe2) serisi üzerine yoğunlaşmış durumda olsa da, bir sonraki nesil Xe3 Celestial GPU’lar için çalışmalara başladığını duyurdu. Yeni Xe3 Celestial mimarisiultra yüksek performanslı sistemlere yönelik geliştirilecek ve Intel’in GPU alanındaki iddiasını bir üst seviyeye taşıyacak.

Intel yetkilisi Tom Petersen, The Full Nerd Podcast’te yaptığı açıklamada Xe3 GPU mimarisi için donanım tasarım sürecinin tamamlandığını belirtti. Petersen, “Şu anda bir sonraki GPU’muz olan Xe3 üzerinde çalışıyoruz. Mimari anlamda bu proje tamamlandı, yani işin donanım kısmı büyük ölçüde bitmiş durumda. Ancak yazılım tarafında hâlâ yapacak çok işimiz var,” ifadelerini kullandı. Şirketin yazılım ekiplerinin performans optimizasyonu ve yeni özellikler geliştirmek için çalışmalarını sürdürdüğünü de sözlerine ekledi.

Intel’in GPU yol haritası

Intel’in Arc GPU yol haritasında belirttiği gibi, Arc Battlemage (Xe2) serisi Aralık 2024’te tanıtılacakEnthusiast segmentine yönelik olan bu seri, orta ve üst segment oyuncu bilgisayarlarında rekabeti artırmayı hedefliyor. Xe3 Celestial ise ultra yüksek performans gerektiren sistemler için geliştirilmekte ve lansmanının 2026 yılında gerçekleştirilmesi planlanıyor.

Intel’in şimdiye kadarki GPU mimarileri şu şekilde sıralanıyor:

  • Xe HPG Alchemist (2022): Intel’in ilk bağımsız GPU mimarisi, giriş ve orta segmentte yer aldı.
  • Xe2 HPG Battlemage (2024): Orta ve üst segmentteki oyuncu bilgisayarlarını hedefliyor.
  • Xe3 HPG Celestial (2026): Ultra yüksek performanslı sistemlere hitap edecek.

Yeni bir dönemin başlangıcı

Intel’in GPU alanındaki bu ilerlemeleri, sektör için büyük bir rekabet ortamı yaratabilir. Xe3 Celestial mimarisiultra yüksek performans kategorisinde Intel için yeni bir dönemin kapılarını aralayacak gibi görünüyor. Ancak bu başarının temelini, Aralık 2024’te tanıtılması planlanan Battlemage serisinin performansı ve kullanıcı tepkileri belirleyecek.

Intel’in uzun vadeli GPU planları, sektörde güçlü bir yer edinme hedefini açıkça ortaya koyuyor. GPU lansmanlarının bir yıldan uzun bir döngüye sahip olacağı açıklaması, şirketin yenilikçi mimarilere ne kadar önem verdiğini gösteriyor.

BYD Changzhou, Avrupa’ya 5 bin elektrikli araç taşıyor!

BYD’nin ikinci Ro-Ro gemisi olan BYD Changzhou, teslim alınmasının ardından hızla taşımacılık operasyonlarına başladı ve Avrupa’ya 5 bin elektrikli araç taşıyor. Çin’in Jiangsu bölgesindeki limanlardan yola çıkan bu dev gemi, BYD’nin Avrupa gibi denizaşırı pazarlara daha hızlı ve etkin bir şekilde araç teslimatlarını gerçekleştirme stratejisinin bir parçası olarak dikkat çekiyor.

BYD Changzhou, Avrupa’ya 5 bin elektrikli araç taşıyacak

Yaklaşık 200 metre uzunluğunda ve 7 bin araç taşıma kapasitesine sahip olan BYD Changzhou, Ekim 2024’te denize indirilmiş, Kasım ayında deniz denemelerinden geçirilmiş ve 29 Kasım’da resmi olarak BYD’ye teslim edilmişti.

BYD Changzhou, Avrupa'ya 5 bin elektrikli araç taşıyacak.

2024 yılı itibarıyla toplamda 3,76 milyon araç satışı gerçekleştiren BYD, bu rakamın sadece 31 binini denizaşırı pazarlarda elde edebildi. Bu satışların büyük çoğunluğu, yani 28 bini, Çin’den ihraç edilen araçlardan oluşuyor. Küresel büyüme hedefleri doğrultusunda çalışmalarını hızlandıran şirket, önümüzdeki süreçte 7 yeni Ro-Ro gemisini daha hizmete almayı planlıyor. İlk iki gemi olan BYD Hefei ve BYD Changzhou, isimlerini şirketin Hefei ve Changzhou fabrikalarından alırken, bu üretim tesislerinin yanı sıra Türkiye, Macaristan ve Brezilya gibi ülkelerde devam eden fabrika inşaatlarıyla üretim kapasitesini daha da artırmayı hedefliyor.

BYD’nin bu geniş çaplı girişimleri, özellikle Avrupa pazarındaki yeni enerjili araç talebine hızlı yanıt vermeyi ve küresel pazardaki etkisini artırmayı amaçlıyor. İlerleyen süreçte denizaşırı teslimat kapasitesinin artması, şirketin global satış rakamlarını önemli ölçüde yükselteceği öngörülüyor.

Vodafone-Three birleşmesi gereken onayı aldı!

Ancak birleşmenin, bazı şartların yerine getirilmesi koşuluyla gerçekleşmesine karar verildi. Birleşme, İngiltere genelinde birleşik bir 5G ağı kurmak için büyük yatırımlar yapılacağı taahhüdüyle kabul edildi.

CMA, her iki şirketin de birleşme için İngiltere’de 5G altyapısı oluşturmak amacıyla milyarlarca sterlinlik yatırım yapacaklarına dair bağlayıcı taahhütlerde bulunacaklarını belirtti. Ayrıca, birleşen şirketin belirli mobil tarifeleri sınırlaması ve mobil sanal ağ işletmecilerine (MVNO) sabit fiyatlar ve sözleşme şartları sunması gerektiği ifade edildi.

Vodafone ve Three’nin sahibi CK Hutchison, birleşmeyi geçen yıl duyurmuştu. Birleşme, Vodafonea %51 oranında bir kontrol payı verirken, CK Hutchison’a ise azınlık hissesi bırakacak. Bu birleşme, Birleşik Krallık mobil pazarında önemli bir değişime yol açarak, yaklaşık 29 milyon müşteriye ulaşacak.

CMA, bu birleşmenin, ülkedeki ana telekomünikasyon ağ oyuncusu sayısını dörtten üçe indirerek fiyat artışlarına ve hizmet kalitesinde azalmaya neden olabileceğinden endişeliydi. Ancak belirlenen düzenlemeler ve taahhütlerle bu endişeler hafifletildi.

Vodafone İtalya

Vodafone CEO’su Margherita Della Valle, bu kararın Birleşik Krallık’ın telekomünikasyon altyapısının güçlendirilmesine yardımcı olacağını belirtti. Birleşmenin 2025 yılı ilk yarısında tamamlanması planlanıyor. Yeni şirket, sekiz yıl içinde 5G ağını kuracak ve belirli tarifeleri üç yıl boyunca sabit tutacak. Bu şartlar, CMA ve iletişim düzenleyicisi Ofcom tarafından denetlenecek.

Analistler, birleşmenin faydalarının yıllar içinde netleşeceğini ve bu süreçte zor kararların alınacağını belirtiyor. PP Foresight’in kurucusu Paolo Pescatore, kararın hemen etkilerini görmek zor olsa da uzun vadede telekom pazarında önemli gelişmeler yaşanacağına dikkat çekti.

Apple, Endonezya’ya 1 milyar dolar yatırım yapacak!

Bu anlaşma, Ekim ayında Endonezya hükümetinin iPhone 16’nın satışını yasaklamasının ardından yapılan görüşmelerin bir sonucu olarak gündeme geldi. Hükümet, Apple’ın ülke ekonomisine yeterince yatırım yapmadığını belirterek iPhone 16 satışını durdurmuştu.

İlk başta Apple, Endonezya’daki bir geliştirici akademisine 109 milyon dolar yatırım yapmayı teklif etmiş, ancak hükümet yalnızca 95 milyon dolar harcandığını belirtmişti. Bunun üzerine Apple, yatırımı 100 milyon dolara çıkarma teklifinde bulunmuştu. Ancak hükümet, bu miktarın yeterli olmadığını belirtmiş ve Apple’dan 1 milyar dolarlık bir yatırım talep etti.

Endonezya Yatırım Bakanı Rosan Roeslani, Appleın bu talebi kabul ettiğini ve 1 milyar dolarlık yatırımın akıllı telefonlar ve diğer ürünler için bileşen üreten bir fabrikada kullanılacağını açıkladı. Bakan, yatırımın ayrıntılarının hâlâ görüşülmekte olduğunu, ancak Apple’dan yazılı bir taahhüt almayı beklediklerini belirtti. Apple henüz resmi bir açıklama yapmamış olsa da, yatırımla ilgili gelişmelerin kısa süre içinde duyurulması bekleniyor.

Apple’ın Endonezya’ya yapacağı 1 milyar dolarlık yatırım, yalnızca şirketin üretim kapasitesini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda Endonezya’nın teknoloji sektörünü de güçlendirecek.

iPhone 16'

Endonezya hükümeti, bu yatırımın ülke ekonomisini desteklemeyi, yeni iş fırsatları yaratmayı ve yerel üretimi artırmayı hedefliyor. Eğer anlaşma resmileşirse, Apple’ın Endonezya’daki üretim yatırımı, bölgedeki teknoloji yatırımlarının geleceği için önemli bir adım olacak.

Endonezya, düşük maliyetli üretim ve güçlü iş gücü potansiyeliyle dikkat çekerken, Apple’ın bölgedeki varlığı, Asya’daki pazar payını artırma hedefiyle uyumlu. Ayrıca, bu adım, Apple’ın tedarik zinciri çeşitlendirmesine katkı sağlayacak.

CEO arayışındaki Intel, yönetim kuruluna iki önemli isim kattı!

Eski ASML CEO’su Eric Meurice ve Microchip Technology geçici CEO’su Steve Sanghi, bu kapsamda Intel Yönetim Kurulu’na katılacak.

Bu atamalar, şirketin yönetim kurulunda, Cadence Design Systems Başkanı Lip-Bu Tan’ın Ağustos ayında görevden ayrılmasının ardından kaybolan yarım kalmış yaratıcılığı yeniden inşa etmeyi amaçlıyor.

Intel, yeni yönetim kurulu üyelerinin hangi komitelere katılacağına ve CEO arayışının detaylarına dair herhangi bir açıklama yapmadı. Ancak, konuyla ilgili bilgi sahibi kaynaklara göre, Intel’in yönetim kurulu Gelsinger’ın görevden alınmasından önce de yeni yönetim kurulu üyeleri için arayışa başlamıştı.

Meurice, sekiz yıl boyunca ASML’yi yönetti. ASML, çip üretimi için ileri teknoloji makineleri üreten şirketlerden biri ve Meurice’in liderliğinde şirketin hisse fiyatı beş kat arttı. Sanghi ise, 1991 ile 2016 yılları arasında Microchip Technology’nin CEO’su olarak görev yaptıktan sonra, Kasım ayında şirketin geçici CEO’su olarak görev yapmaya başladı. Sanghi, Intel’de daha önce de yönetici olarak çalışmıştı.

Intel CFOsu David Zinsner ve ürün başkanı MJ Holthaus, şirketin geçici CEO’ları olarak görevlerini sürdürürken, yeni yönetim kurulu üyeleri bu kritik dönemde görev yapmaya başlıyor. Intel’in piyasa değeri hala 100 milyar doları altında ve şirket, yoğun bir maliyet azaltma sürecini sürdürüyor.

Intel, yeni yönetim kurulu üyeleriyle birlikte yönetimsel yapısını güçlendirerek CEO arayışında önemli bir adım attı. Meurice ve Sanghi’nin sektördeki geniş deneyimleri, şirket için kritik bir dönemde faydalı olabilir.

Şirket, piyasa değerini artırmak ve maliyetleri düşürmek amacıyla yoğun bir şekilde stratejik adımlar atarken, CEO değişikliği süreci de hızla devam ediyor.

GM Çin’de büyük darbe alıyor: 5 milyar dolarlık kayıp kapıda

0

General Motors (GM), Çin otomobil pazarındaki payını hızla kaybederken, BYD gibi düşük maliyetli Çinli rakipleriyle rekabet etmekte zorlanıyor. Şirket, Çin’deki operasyonlarında bu yıl 5 milyar dolar gelir kaybı bekliyor.

GM’nin Çin’deki ortak girişimi olan SAIC-GM, 2024’ün dördüncü çeyreğinde gelirlerde 2.6 milyar dolar ila 2,9 milyar dolar arasında bir düşüş öngördü. Ayrıca, şirket 2,7 milyar dolarlık yeniden yapılandırma masrafı bekliyor. GM, bu önlemlerle birlikte fabrika kapatmaları ve portföy optimizasyonlarına gidecek, ancak hangi tesislerin kapatılacağına dair henüz bir açıklama yapılmadı.

Bu yıl üç çeyrek üst üste zarar eden GM, Çin pazarındaki kaybını 350 milyon dolar olarak öngörüyor. Şirketin satışları, 2024’ün ilk dokuz ayında yaklaşık %20 oranında düştü. GM’nin Çin’deki pazar payı, son on yıl içinde neredeyse yarı yarıya azalarak %8,6’ya geriledi.

GM, kısa vadede Çin’deki operasyonlarının toparlanmasını beklemediğini ve sermaye verimliliği ve maliyet disipliniüzerine odaklandığını açıkladı. Şirket, 2025 yılı sonuçlarının yıllık bazda iyileşme göstermesini öngörüyor.

Çinli rakipler pazarın hakimi oluyor

GM gibi geleneksel otomobil üreticileri, Çin’de düşük maliyetli elektrikli araç üreticileriyle, özellikle de BYD ile rekabet etmekte zorlanıyor. Kasım ayında BYD506.804 araç satarak rekor kırdı ve yılın ilk 11 ayında 3,7 milyonun üzerinde elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araç satışı gerçekleştirdi.

BYD, geçtiğimiz yıl Volkswagen’i geride bırakarak Çin’in en çok satan otomobil markası oldu ve Alman üreticisinin 40 yıllık liderliğini sonlandırdı. Şirket, küresel pazarda da genişlemeyi hedefliyor ve yıl sonunda Ford’u geçerek altıncı büyük otomobil üreticisi olma yolunda ilerliyor.

ABD’deki Başarı GM’nin Yüzünü Güldürüyor

Öte yandan GM, ABD pazarında başarılı bir performans sergiliyor. Şirket, üçüncü çeyrekte bir önceki yıla göre %60 artışla 32.095 adet elektrikli araç satışı gerçekleştirerek rekor kırdı. GM, Ford ve Hyundai’yi geride bırakarak Kuzey Amerika’da Tesla’dan sonra en çok elektrikli araç satan ikinci üretici oldu.

GM, Çin pazarındaki zorluklarla mücadele ederken, Amerika’daki başarılarıyla küresel stratejisindeki dengeyi sağlamaya çalışıyor.

Meta, İngiltere’de 2.7 milyar dolarlık bir davayla karşı karşıya!

Dava, Meta’nın sosyal medya pazarındaki baskın konumunu göz önünde bulundurarak, şirketin kullanıcı verilerini adil olmayan bir anlaşma ile topladığı iddialarına dayanıyor.

Davayı açan rekabet hukuku uzmanı Dr. Liza Lovdahl Gormsen, Facebook, Instagram ve WhatsApp gibi Meta şirketlerinin, İngiltere kullanıcılarının kişisel verilerini adil olmayan şekilde topladığını ve bunları şirketin reklam gelirleri için işlediğini öne sürüyor.

Davada, kullanıcıların Meta’nın veri toplama ve işleme uygulamalarına karşı gerçek bir alternatifinin olmadığı, çünkü şirketin pazar hakimiyetinin buna zorladığı savunuluyor. Dr. Lovdahl Gormsen, bu uygulamaların adil olmayan ticaret koşullarına yol açtığını ve kullanıcılar üzerinde aşırı yüksek bir fiyat oluşturduğunu iddia ediyor.

Davaya dahil edilen yaklaşık 46 milyon İngiliz Facebook kullanıcısının, 14 Şubat 2016 ile 6 Ekim 2023 arasındaki dönemi kapsayan verileri üzerinden Meta’ya karşı açılan bu toplu dava, üç yıldan uzun süredir devam etmekte.

Gizlilik ihlalleri ve kullanıcı verilerinin değeri

Davaya, Dr. Lovdahl Gormsen adına tüm İngiltere’deki Facebook kullanıcıları katılabiliyor. Kullanıcılar, davaya otomatik olarak dahil ediliyor ve katılmamak isteyenlerin bu durumu reddetmesi gerekiyor.

Bu dava, kişisel verilerin değerini somutlaştırıyor ve özellikle sosyal medya platformlarının kullanıcı verilerini nasıl işlediğine dair tartışmaları yeniden gündeme getiriyor.

Facebook kullanıcı verileri

Eğer dava başarılı olursa, bu durum, rekabet hukukunun veri sömürüsü bağlamında nasıl uygulanacağına dair önemli bir emsal oluşturabilir. Ayrıca, teknoloji devlerine karşı açılabilecek benzer toplu dava türleri için de bir yol haritası çizebilir.

Meta, bu dava hakkında yorum yapmadı ancak davanın sonucunun teknoloji dünyasında büyük yankı uyandırması bekleniyor.

Apple’dan Firefox kullanıcılarına müjde

Apple, Mac kullanıcıları için önemli bir yenilik sunarak Firefox tarayıcısı için iCloud Parolalar eklentisini yayınladı. Bu yenilik, kullanıcıların iCloud Keychain veya Parolalar uygulamasında sakladıkları parolalara kolay ve güvenli bir şekilde erişmelerini sağlıyor. Apple’dan Firefox tarayıcısı için böyle yenilikler önemli.

iCloud Parolalar eklentisi, Firefox tarayıcısında web sitelerine giriş yaparken iCloud Keychain’de saklanan parolaları otomatik olarak dolduruyor. Ayrıca, Firefox’ta oluşturulan yeni parolalar da iCloud Keychain’e kaydedilerek farklı cihazlar arasında kolayca senkronize edilebiliyor. Apple’dan Firefox için bu eklentiler ile parolalarınızı yönetebilirsiniz.

Sadece Mac kullanıcılarına özel

Bu eklenti şu an için yalnızca macOS kullanıcılarına sunuluyor. Windows kullanıcıları, iCloud Parolalar özelliğini Chrome ve Edge tarayıcıları üzerinden kullanabiliyor. Ayrıca, Windows için iCloud programı da mevcut durumda. Apple’dan Firefox kullanıcılarına sunduğu bu yenilik, çok cihazlı kullanımda kolaylık sağlıyor.

Yeni parolalar uygulaması ile entegre

AppleiOS 18, iPadOS 18 ve macOS 15 ile birlikte, tüm parolaları, oturum açma bilgilerini ve doğrulama kodlarını bir araya getiren ve bunların yönetimini kolaylaştıran yeni bir Parolalar uygulaması tanıttı. Firefox için geliştirilen iCloud Parolalar uzantısımacOS Sequoia’daki Parolalar uygulamasıyla çalışıyor, ancak macOS Sonoma ve daha yeni sürümlerle de tamamen uyumlu.

Apple’ın bu hamlesi, farklı tarayıcılar ve platformlar arasında parola yönetimini daha da kolaylaştırmayı hedefliyor. macOS kullanıcıları, Firefox tarayıcısında artık daha güvenli ve sorunsuz bir şekilde iCloud üzerinden parolalarına erişebilecek. Apple’dan Firefox tarayıcısına sunduğu bu özellikler, kullanıcı deneyimini iyileştiriyor.

OpenAI 12 Gün sürecek Shipmas etkinliğine başladı!

Yapay zeka alanında devrim yaratan teknolojilere imza atan OpenAI, 12 gün boyunca sürecek ve her gün yeni duyurularla dolu özel bir etkinlik olan **”Shipmas”**ı duyurdu. Bu etkinlik, OpenAI 12 Gün olarak da biliniyor. OpenAI CEO’su Sam Altman, etkinliği New York Times DealBook konferansında resmen açıkladı. Altman, etkinlik boyunca hem büyük çaplı hem de küçük ölçekli yeniliklerin tanıtılacağını belirtti. Ancak bu duyuruların detaylarına dair herhangi bir ipucu vermemesi, teknoloji dünyasında büyük bir merak uyandırdı.

Sora: etkinliğin yıldızı olabilir

Etkinlikte yapılması beklenen duyurular arasında en dikkat çekeni, OpenAI’ın uzun süredir üzerinde çalıştığı üretken yapay zeka video modeli Sora. OpenAI 12 Gün etkinliği kapsamında tanıtılması beklenen bu model, bu yılın başlarında tanıtılan ve sınırlı bir kullanıcı kitlesiyle test edilen Sora, o dönemde büyük yankı uyandırmıştı. Ancak, aradan geçen süre zarfında sektörde benzer veya daha gelişmiş yapay zeka modellerinin ortaya çıkması, OpenAI’ın yeni versiyonunun daha yetenekli olmasını kaçınılmaz hale getiriyor.

OpenAISora’nın lansmanını detaylı incelemeler, güvenlik önlemleri ve kullanıcı deneyimlerini optimize etme gerekçeleriyle birkaç kez ertelemişti. Ancak şimdi, OpenAI 12 Gün kapsamında modelin daha gelişmiş özelliklerle kullanıma sunulabileceği konuşuluyor.

Yapay zeka bayramı” başlıyor

“Shipmas” etkinliğiOpenAI’ın yapay zeka teknolojilerinde yeni bir dönemi başlatabileceğine dair beklentileri artırıyor. OpenAI 12 Gün boyunca açıklanacak olan yenilikler, hem bireysel kullanıcılar hem de işletmeler için önemli bir fark yaratma potansiyeli taşıyor.

Yapay zeka dünyasının liderlerinden biri olan OpenAI’ın bu etkinlikte tanıtacağı teknolojiler, sektörün geleceğinişekillendirecek önemli adımlardan biri olabilir. OpenAI 12 Gün etkinliğindeki Sora’nın resmi lansmanıyla birlikte üretken yapay zeka alanında yeni bir dönemin kapıları açılabilir.

Ford, Endonezya’da elektrikli araç fabrikası kuracak!

Amerikan otomotiv devi Ford, 4.5 milyar dolarlık nikel işleme projesinin bulunduğu Endonezya’da bir EV fabrikası kurmayı planlıyor. Bu hamle, şirketin Çin ve Avrupa’da kaybettiği pazar payını geri kazanma çabasının bir parçası.

Ford, 2022 yılında altı yıllık bir aranın ardından Tayland merkezli RMA Group ile ortaklaşa Endonezya pazarına geri dönmüştü. Şirket, şu anda Tayland’da üretilen Ranger ve Everest modellerini satıyor. Ancak yeni fabrika, Endonezya’nın geniş nikel rezervlerinden yararlanarak EV üretimini hızlandırmayı amaçlıyor. Ülke, küresel nikel üretiminin %20,6’sını karşılıyor ve bu, EV bataryalarının kritik bir bileşeni olan nikel açısından büyük bir avantaj sağlıyor.

Endonezya hükümeti, elektrikli araç yatırımları için yabancı otomobil üreticilerini çekmeye çalışıyor. Genç nüfusun iş gücüne katılımını artırmayı ve düşük araç sahipliği oranını fırsata çevirmeyi hedefleyen ülke, Ford ve Volkswagen gibi büyük markalarla temaslarını sürdürüyor.

Dev yatırımlar ve üretim hedefleri

Ford, geçen yıl Çinli Zhejiang Huayou Cobalt Company ve madencilik devi Vale ile birlikte Sulawesi Adası’nda 4.5 milyar dolarlık bir nikel işleme projesine yatırım yaptı. Bu proje, EV bataryalarının katotları için yılda 120.000 ton nikel ara ürün üretmeyi hedefliyor. Operasyonların 2026 yılında başlaması planlanıyor.

Endonezya hükümeti, 2026 yılına kadar yerel üretim oranını %40’a, 2030 itibarıyla ise %80’e çıkarmayı hedefliyor. Sanayi Bakan Yardımcısı Faisol Riza, Ford’un 2024 yılına kadar fabrika yatırımını gerçekleştireceğini belirtti. Riza, bu yatırımların sosyal ve ekonomik açıdan büyük etkileri olacağını, özellikle iş gücü yaratımında önemli bir rol oynayacağını ifade etti.

Ford’un bu hamlesi, Asya pazarındaki varlığını güçlendirme çabalarının bir parçası. Endonezya’nın zengin doğal kaynakları ve stratejik konumu, şirketin gelecekteki EV planları için kritik bir üs olmasını sağlayabilir.

Bu gelişmeler, Endonezya’nın elektrikli araç üretiminde bir merkez haline gelme hedefini desteklerken, Ford gibi devlerin bölgede yeniden etkin rol oynamasına zemin hazırlıyor.