Binlerce yıl çalışan pil geliştirildi!

0

İngiltere’deki Bristol Üniversitesi ve İngiltere Atom Enerjisi Kurumu’ndan (UKAEA) bilim insanları, devrim niteliğinde bir buluşa imza attı. Dünyanın ilk karbon-14 elmas pili geliştirildi. Binlerce yıl boyunca enerji üretebilme kapasitesine sahip olan bu yenilikçi teknoloji, güvenli ve sürdürülebilir bir güç kaynağı olarak dikkat çekiyor.

Karbon-14 elmas pili nasıl çalışıyor?

Karbon-14 elmas pili, radyokarbon tarihlemede kullanılan radyoaktif bir izotop olan karbon-14’ün radyoaktif bozunmasından elektrik üretiyor. Pil, radyoaktif materyali, bilinen en sert malzemelerden biri olan elmasla muhafaza ediyor. Bu elmas kaplama, kısa menzilli radyasyonu emerek güvenli bir ortam sağlarken aynı anda elektrik üretimine olanak tanıyor.

Güneş panellerine benzer şekilde çalışan pil, ışığı elektriğe çevirmek yerine, karbon-14’ün bozunmasından kaynaklanan hızlı hareket eden elektronları enerjiye dönüştürüyorKarbon-14’ün 5.700 yıllık yarı ömrü, bu pillerin binlerce yıl boyunca çalışabileceği anlamına geliyor.

Çeşitli alanlarda kullanım potansiyeli

Karbon-14 elmas pillerin en dikkat çekici özelliklerinden biri çok yönlülüğü. Bu piller, geleneksel enerji kaynaklarının kullanılamadığı birçok farklı ortamda çözüm sunabiliyor:

  • Sağlık SektörüKalp pilleri, işitme cihazları ve göz implantları gibi tıbbi cihazlara onlarca yıl boyunca kesintisiz güç sağlayabilir. Bu, sık değiştirilmesi gereken geleneksel pillerin yerini alarak hastaların hayatını kolaylaştırabilir.
  • Uzay TeknolojisiUydular, uzay araçları ve radyo frekansı (RF) etiketlerine uzun süreli enerji sağlama kapasitesine sahip olan bu teknoloji, maliyetleri düşürürken operasyonel ömürleri uzatabilir.

Karbon-14nükleer reaktörlerin yan ürünü olan grafit bloklarından çıkarılıyor. Bu yöntem, radyoaktif atıkların yeniden kullanımını sağlayarak nükleer atık miktarını azaltma potansiyeli taşıyor. Aynı zamanda, nükleer atıkların güvenli bir şekilde depolanması sorununa da sürdürülebilir bir çözüm sunuyor.

Enerjide devrim niteliğinde bir adım

Bilim insanları, karbon-14 elmas pilin çeşitli uygulamalarda enerji ihtiyacını karşılayarak ekonomik, çevresel ve operasyonel avantajlar sağlayacağına inanıyor. Bu yenilikçi teknoloji, yalnızca enerji üretiminde değil, çevresel sürdürülebilirlikte de yeni bir dönem başlatabilir.

Bu buluş, hem enerji sektöründe hem de farklı endüstrilerde devrim yaratma potansiyeli taşıyorBinlerce yıl dayanabilen bu pil, geleceğin enerji kaynaklarına dair umut verici bir örnek olarak karşımıza çıkıyor.

LC Waikiki’nin yeni teknoloji yatırımı: LCW Digital

Türkiye’nin moda perakendeciliğinde öncü şirketlerinden LC Waikiki, dijital dönüşüm yolculuğunda yeni bir adım atarak teknoloji odaklı bir şirket kuruyor. LC Waikiki’nin %100 iştiraki olarak hayata geçen LCW Digital, moda ve teknoloji dünyasını bir araya getirerek sektörde fark yaratmayı hedefliyor.

800 kişilik güçlü bir BT ekibi bulunan LC Waikiki, 5 kıtada, 60 ülkede bulunan 1300’den fazla mağazası ve 25 lojistik merkezinin tüm BT altyapısını kendi ekipleriyle sürdürüyor. Bununla birlikte yapay zeka, üretken yapay zeka, iş zekası, bulut bilişim ve e-ticaret gibi alanlarda yenilikçi projelere imza atan LC Waikiki, e-ticaret, lojistik, mağazacılık, tedarik zinciri, ERP ve planlama gibi geniş bir yelpazede teknoloji çözümleri sunuyor.

Bu çözümleri Türkiye’de yerleşik 2 veri merkezi ve bunun yanı sırsa iki büyük bulut hizmet sağlayıcı üzerinden sunuyor. LCW Digital’i kurarak dijitalleşme odaklı çalışmalarını ve stratejisini yeni bir seviyeye taşıyan LC Waikiki, teknoloji dünyasında da öncü bir oyuncu olma hedefiyle inovasyon, Ar-Ge ve iş birliği çalışmalarını güçlendirmeyi amaçlıyor. 

Teknoloji ve tekstil sektörüne yeni değerler kazandırılacak

LCW Digital, yalnızca LC Waikiki’ye hizmet sunmakla kalmayıp, Türkiye’nin teknoloji ekosisteminde daha etkin bir rol üstlenmeyi planlıyor. Şirket, üniversitelerle sanayi iş birliklerini güçlendirmeyi, inovasyon kültürünü desteklemeyi ve Ar-Ge projeleriyle sektöre yeni değerler kazandırmayı amaçlıyor.

Ayrıca teknoloji odaklı bu girişimle LC Waikiki’nin sektördeki algısının güçlenmesi hedeflenirken yenilikçi yaklaşımlarla geliştirilecek ürün ve hizmetler, ulusal ve uluslararası pazarda şirketi daha ileri bir konuma taşıyacak. LCW Digital, yapay zeka ve üretken yapay zeka ekseninde veri odaklı, karar alma ve operasyonel süreçleri optimize eden uygulamalar, e-ticaret ekosistemine yenilikçi çözümler sunan projeler, mağazacılık ve müşteri deneyimi üst seviyeye çıkaran çalışmalara imza atacak. 

“Ülkemizin teknoloji geliştirme kapasitesine katkı sağlayacağız” 

LCW Digital’in teknoloj alanındaki global trendleri yakından takip ederek, Ar-Ge ve inovasyon kültürünü destekleyen bir yapı oluşturacağını belirten LC Waikiki Dijital Dönüşüm ve Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Şerafettin Özer, yeni ürün ve hizmetler geliştirmenin, iş birliklerini artırmanın ve yenilikçi projelerle fark yaratmanın öncelikli hedefleri arasında yer aldığını söylüyor:

“LC Waikiki olarak perakende sektöründe ve moda dünyasında öncü bir marka olarak konumlanıyoruz. Şimdi LCW Digital ile bu liderliği teknoloji alanına da taşıyoruz. Halihazırda güçlü teknoloji ekibimizle pek çok yenilikçi projeye imza attık. Ancak artık bunu bir adım ileriye taşıyarak, dijitalleşme ve Ar-Ge odaklı bir yapıya kavuşuyoruz.

LCW Digital ile sadece kendi iş süreçlerimizi daha da güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda ülkemizin teknoloji geliştirme kapasitesine katkı sağlayacağız. Bu hamle, moda ve teknolojinin kesişim noktasında nasıl bir fark yaratabileceğimizi gösteren güçlü bir örnek olacak.”

Bitcoin 100 bin doları aştı! kripto para dünyasında tarihi gün

Bitcoin, Donald Trump’ın ABD Başkanı seçilmesi ve kripto paralara yönelik pozitif politikaların açıklanmasınınardından art arda rekorlar kırdı. Tarihinde ilk kez 6 haneli fiyata ulaşan Bitcoin100 bin dolar eşiğini geçti. Haberin hazırlandığı saat 07.45 itibarıyla Bitcoin’in fiyatı 103.200 dolar seviyesinde seyrediyor.

7 Yılda 10 bin dolardan 100 bin dolara

29 Kasım 2017’de ilk kez 10 bin doları aşan Bitcoin, o dönemde yatırımcıların ilgisini çekmişti. Ancak 100 bin dolar seviyesinin görülmesi, tam 7 yıl sürdü. Bugün, Bitcoin için kilometre taşı niteliğinde bir tarih yazıldı.

Bitcoin neden artıyor?

Bitcoin’deki bu büyük yükselişin arkasında, ABD Başkanı Donald Trump’ın kripto paralara yönelik olumlu yaklaşımı yer alıyor. Trump, göreve geldikten sonra sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarda, kripto paralara sıcak bakan Paul Atkins’i ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) başkanlığına aday göstereceğiniduyurdu.

Atkins’in göreve gelmesi halinde kripto paraların yaygınlaştırılması ve daha dostane düzenlemelerin hayata geçirilmesi planlanıyor. Bu vaatler arasında şunlar öne çıkıyor:

  • Kripto dostu düzenlemeler: SEC politikalarının kripto paraları destekleyecek şekilde yeniden şekillendirilmesi.
  • Vergi avantajları: Kripto paralar üzerindeki sermaye kazancı vergisinin kaldırılması veya azaltılması.
  • Bitcoin’in stratejik bir varlık haline getirilmesi: Trump, Bitcoin’i ulusal bir rezerv varlık olarak tanımayı hedefliyor.
  • Madencilik yatırımları: ABD merkezli Bitcoin madenciliğinin artırılması ve merkezi olmayan finans (DeFi) projelerinin desteklenmesi.

Trump’ın seçimiyle yüzde 50’lik artış

Donald Trump’ın başkanlık seçimlerini kazanması ve kripto dostu politikalar açıklaması, Bitcoin fiyatında son bir ayda yüzde 50’ye varan bir artışa yol açtı. Bitcoin, son bir yıl içinde ise yüzde 145’lik değer kazancıyla yatırımcılarını sevindirdi.

Kripto para dünyası, bu tarihi anı kutlarken, piyasaların nasıl bir seyir izleyeceği merak konusu. Ancak uzmanlara göre, ABD’nin kripto paralara yönelik politikalarında atılacak adımlar, Bitcoin’in ve diğer kripto varlıkların geleceği üzerinde belirleyici olacak.

Sosyal medyaya yaş sınırı geliyor!

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medya platformlarına yönelik yeni düzenleme hazırlıkları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Uraloğlu, özellikle çocukların sosyal medya kullanımı ile ilgili alınacak önlemleri değerlendirirken, düzenlemelerin sansür değil, kullanıcıların güvenliği için geliştirildiğini vurguladı.

Sansür değil, güvenlik önlemleri

Bakan Uraloğlu, 13 yaş altındaki çocuklar için sosyal medya erişim yasağı getirilmesi üzerinde çalışıldığını ve 13-16 yaş aralığında aile izninin zorunlu olacağını ifade etti. Konuyla ilgili şunları söyledi:
“Sansür demek istemiyoruz, bu bireye ömür boyu bir yasak değil. Yapay zeka teknolojisi kullanılarak kullanıcının yaşı tahmin edilecek ve yaş uygun değilse erişim engellenecek.”

Uraloğlu, zararlı içeriklere dikkat çekerken, özellikle kumar, cinsel içerik ve zorbalık gibi aktivitelerin çocukları etkilediğini ve bu alanlarda önlem alınmasının önemine değindi.

Gece kullanımı kısıtlanabilir

Bakan Uraloğlu, sosyal medya platformları için belirli saatlerde hizmet verilmemesi gibi bir düzenlemenin de tartışıldığını açıkladı. Gece 23.00 ile sabah 06.00 saatleri arasında çocukların sosyal medya kullanımının sınırlandırılabileceğini belirten Uraloğlu, bu uygulamanın bazı ülkelerde örneklerinin bulunduğunu dile getirdi.
“Platformlara ‘Bu saatlerde hizmet verme’ diyeceğiz. Ülke saatine göre düzenlemeler yapılabilir,” dedi.

Henüz net bir karar yok

Düzenlemenin halen tartışma aşamasında olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, ilgili bakanlıklar ve uzmanlarla görüşmelerin sürdüğünü açıkladı. Düzenlemenin detayları üzerinde çalışıldığını belirten Uraloğlu, tasarının önümüzdeki yıl gündeme gelebileceğini ifade etti.

Yeni düzenlemenin sosyal medya platformlarına yükümlülükler getireceği ve kullanıcıların kişisel bilgilerinin korunmasına yönelik önlemler alacağı da açıklandı.

Hükümetin üzerinde çalıştığı sosyal medya düzenlemeleri, çocukların güvenliği ve zararlı içeriklere karşı korunması için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak, kamuoyunda düzenlemelerin kapsamı ve uygulama şekli hakkında tartışmalar sürüyor.

Apple CEO’su Tim Cook: yapay zeka için geç kalmadık, Apple Intelligence ücretsiz kalacak

Apple CEO’su Tim Cook, yapay zeka konusunda firmanın geri kaldığına dair iddialara yanıt vererek, şirketin bu alandaki geçmişine ve vizyonuna dair önemli açıklamalarda bulundu. Apple CEO’su Tim Cook, yapay zeka ve makine öğreniminin Apple için yeni bir çağ başlattığını belirtirken, firmanın 2017 yılından bu yana ürünlerine Neural Engine teknolojisini entegre ettiğini vurguladı.

“Yapay zekada geç kalmadık”

Cook, Wired ile yaptığı röportajda, Apple CEO’su Tim Cook’un yapay zeka konusundaki stratejisini şu sözlerle savundu:

2017 yılında ürünlerimize bir neural engine yerleştirdik. Yapay zeka ve makine öğreniminin çok büyük olduğu zaten belliydi. Çok sayıda insanı buna yönlendirmemiz gerektiği, bunun ürünlerimiz için yeni bir dönem olacağı aşikârdı.

Bu açıklama, Apple CEO’su Cook’un yapay zekada geri kaldığına dair eleştirilere bir yanıt niteliği taşıyor. Cook ayrıca, Apple Intelligence platformunun, firmanın yenilikçi mirasının bir devamı olduğunu ifade ederek, bu teknolojiyi “akıllı telefon devrimi” ve “modern tableti mümkün kılan multitouch teknolojisi” ile eşdeğer gördüklerini belirtti.

Apple Intelligence ücretli olacak mı?

Tim Cook, Apple Intelligence’ın ücretli olup olmayacağı konusundaki tartışmalara da açıklık getirdi. Cook, şu an için böyle bir planlarının olmadığını söyleyerek, “Ücretlendirme hakkında hiç konuşmadık” dedi. Apple CEO’su Tim Cook, Apple Intelligence, halihazırda iPhone 15 ProiPhone 15 Pro MaxiPhone 16 serisi ve M serisi çip ile donatılmış iPad ve Mac cihazlarında ücretsiz olarak kullanıma sunulmuş durumda.

Ancak daha önce bazı söylentiler, Apple Intelligence’ın 2027 sonrası abonelik tabanlı bir modele geçebileceğini öne sürmüştü. Cook’un bu iddiaları reddetmesine rağmen, gelecekte Apple’ın bu teknolojiden gelir elde etme yollarını göz ardı etmediği belirtiliyor.

Gelecek güncellemelerle daha yetkin

Apple’ın yapay zeka platformu Apple IntelligenceiOSiPadOS ve macOS platformlarına gelecek güncellemelerle yeni yetenekler kazanacak. Şirket, bu teknolojiyi kullanıcı deneyimini iyileştirmek ve daha ileri seviyelere taşımak için geliştirmeyi sürdürüyor.

Apple CEO’su Tim Cook’un ifadeleri, Apple’ın yapay zeka sahnesinde önemli bir oyuncu olmayı hedeflediğini gösteriyor. Apple’ın bu konudaki stratejisi, şirketin uzun vadeli hedeflerine dair önemli ipuçları veriyor.

Dünyanın ilk karbon yakalama tesisi kuruldu!

SLB Capturi, Heidelberg Materials’in Norveç’teki çimento fabrikasında dünyanın ilk endüstriyel ölçekli karbon yakalama tesisini hayata geçirerek önemli bir dönüm noktasına imza attı. Bu öncü tesisin inşaatı tamamlanırken, artık test ve devreye alma aşamalarına geçileceği açıklandı.

Dünyanın ilk karbon yakalama tesisi inşa edildi

Her yıl yaklaşık 400.000 metrik ton karbondioksit emisyonunu yakalayacak olan bu tesis, çimento üretim süreçlerini daha sürdürülebilir hale getirme hedefiyle tasarlandı. Gelişmiş karbon yakalama teknolojilerini sıkıştırma, ısı kullanımı, depolama ve yükleme gibi modern yöntemlerle birleştiren tesis, ürün kalitesinden ödün vermeden net sıfır karbonlu çimento üretmeyi amaçlıyor. 100 metre yüksekliğindeki bu yapı, genişleyen bir çimento fabrikasından çıkan karbondioksiti milimetrik bir hassasiyetle hapsedebilecek şekilde inşa edildi.

Dünyanın ilk karbon yakalama tesisi resmen inşa edildi.

Bu tesis, aynı zamanda Avrupa’nın ilk tam değer zincirli karbon yakalama ve depolama projesi olan Longship CCS girişiminin bir parçası olarak dikkat çekiyor. Longship projesi, sanayi kaynaklı karbon emisyonlarının yakalanması, taşınması ve depolanması için devrim niteliğinde bir çözüm sunmayı hedefliyor.

Çimento üretimi, küresel karbon emisyonlarının yaklaşık %8’ini oluştururken, bu sektördeki emisyonların mevcut üretim seviyeleriyle devam etmesi durumunda yıllık 3,8 milyar tona ulaşabileceği belirtiliyor. Heidelberg Materials’in bu tesisi, sektörün karbon ayak izini önemli ölçüde azaltma potansiyeli taşıyor ve 2025 yılında tam operasyonel hale gelmesi planlanıyor. Bu çığır açan girişimin, çimento sektöründe sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak isteyen diğer aktörlere de ilham kaynağı olması bekleniyor.

AMD Radeon RX 8000 ekran kartları geliyor!

0

AMD’nin RDNA4 tabanlı Radeon RX 8000 serisi ekran kartlarıyla ilgili detaylar netleşmeye başlıyor. Şirketin yeni GPU’larına dair önemli bir gelişme, AMD’nin açık kaynak platformu ROCm kütüphanesinde yapılan bir güncellemeyle ortaya çıktı. Bu güncellemeyle Radeon RX 8600 ve RX 8800 modellerinin varlığı doğrulandı. Görünüşe göre, Radeon RX 8000 serisi iki temel GPU olan Navi 48 ve Navi 44 mimarisi üzerine inşa edilecek. Navi 48’in, RX 8800 gibi üst düzey modelleri hedeflemesi beklenirken, Navi 44 ise RX 8600 gibi orta segment kartlara güç verecek.

AMD Radeon RX 8000, ekran kartları gelecek

Sızıntılarda, RX 8800 modelinin Navi 48’in kırpılmış bir versiyonunu içerdiği ve yaklaşık 3.584 çekirdeğe sahip olacağı belirtiliyor. Ancak bu detayların AMD tarafından henüz resmi olarak onaylanmadığını unutmamak gerekiyor. İlginç bir şekilde, serinin en üst modeli olması beklenen RX 8900 ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmuyor. Ayrıca Navi 48, 256-bit veya 192-bit bellek veri yoluna sahip olacak şekilde tasarlanırken, Navi 44’ün 128-bit bellek veri yolu arayüzüne sahip olacağı öne sürülüyor.

AMD Radeon RX 8000, ekran kartları gelecek.
AMD Radeon RX 8000, ekran kartları gelecek.

Bu yapıların farklı bellek hızları ve yapılandırmalar sunması muhtemel görünüyor. Örneğin, 256-bit konfigürasyonda 18 veya 20 Gbps modüller kullanılabilir ve bu da sırasıyla 640 GB/s ve 576 GB/s bant genişliği sağlayabilir.

RDNA4 mimarisi üzerine kurulu RX 8000 serisinin, NVIDIA’nın Ada Lovelace ve Hopper tabanlı ekran kartlarına karşı nasıl bir performans göstereceği merakla bekleniyor. AMD’nin bu yeni seriyi gelecek yılın başlarında tanıtması planlanıyor. Ancak daha fazla ayrıntının ortaya çıkması için bir süre daha beklemek gerekecek. Bu yeni serinin oyun dünyasında ve grafik teknolojilerinde nasıl bir etki yaratacağı büyük bir heyecanla takip ediliyor.

Çinli otomobil üreticileri AB tarifelerinden hibrit araçlarla sıyrılacak!

Hibrit araçların mevcut tarifelerden muaf olması, Çinli markalara AB pazarında büyümeye devam etme fırsatı sunuyor.

AB, yerel otomobil endüstrisini koruma amacıyla Çin menşeli elektrikli araçlara %45,3’e kadar varan tarifeler uygulamaya başladı. Ancak bu uygulama hibrit araçları kapsamıyor. BYD gibi büyük Çinli markalar bu boşluktan faydalanarak hibrit modelleri AB’ye ihraç etmeye hazırlanıyor. Uzmanlar, Çin’in hibrit ihracatının bu yıl %20 oranında artmasını, önümüzdeki yıl ise daha da hızlanmasını bekliyor.

Elektrikli araçlar için belirlenen tarifeler, üreticiye göre değişiklik gösteriyor. BYD için %17, Geely için %18,8 ve devlet destekli SAIC için %35,3 ek gümrük vergisi uygulanırken, AB’nin standart %10’luk ithalat vergisi de dahil ediliyor. Buna karşın, hibrit araçlar bu düzenlemelerin dışında bırakılıyor ve bu durum Çinli üreticilere önemli bir avantaj sağlıyor.

AB tarafındaki tepki ve endişeler

AB yetkilileri, Çinli üreticilerin devlet teşviklerinden yararlanarak düşük maliyetli araçlarla rekabet avantajı kazandığını ve bu durumun AB’deki yerel istihdamı tehdit ettiğini savunuyor. Çin’in yıllık 3 milyon EV’lik üretim kapasitesinin AB pazarının iki katı büyüklüğünde olması, endişeleri artırıyor.

Çin’den AB’ye hibrit araç ithalatı, Temmuz ve Ekim ayları arasında geçen yılın aynı dönemine göre üç kattan fazla artarak 65.800 adede ulaştı. Hibrit araçlar, Çin’in AB’ye toplam araç satışlarının %18’ini oluştururken, elektrikli araç satışlarının %58 düşmesi dikkat çekiyor.

Fiyat rekabeti ve gelecekteki tarifeler

BYD‘nin Avrupa’da tanıttığı ilk plug-in hibrit modeli Seal U DM-I, 35.900 Euro’dan satışa sunuluyor. Bu fiyat, Volkswagen’in popüler hibrit modeli Tiguan’dan 700 Euro daha düşük, Toyota’nın C-HR modelinden ise %10 daha ucuz. Ayrıca, BYD’nin Macaristan’da hem elektrikli hem de hibrit araç üretimi için bir fabrika kurmayı planladığı belirtiliyor.

AB’nin hibrit araçları da kapsayacak şekilde tarifelerini genişletmesi gündeme gelebilir. Ancak mevcut durumda, Çinli üreticiler Avrupa hibrit pazarını Japon ve Avrupa markalarına göre daha ekonomik ve yakıt verimliliği yüksek modellerle sarsabilir.

Çinli markaların stratejik hamleleri, Avrupa otomotiv pazarında yeni bir rekabet dönemini başlatıyor. AB’nin bu duruma karşı nasıl bir yol izleyeceği merakla bekleniyor.

Tesla araçlarını daha akıllı hale getiriyor

Tesla, 2024 yılına damga vuracak yeni tatil güncellemesini duyurdu. Model 3, Model Y, Model S, Model X ve Cybertruck sahiplerini kapsayan bu güncelleme, araçların sürüş deneyimini iyileştirecek önemli özellikler içeriyor. Hem HW3 hem de HW4 donanımlı araçlar için sunulan 2024.44.25.2 güncellemesi, yeniliklerle dikkat çekiyor. Özellikle, “Bakım Özeti” (Maintenance Summary) adı verilen yeni bir özellik, Tesla’nın araç bakım süreçlerinde çığır açmasını sağlıyor.

Bakım özeti özelliği: geçmiş ve gelecek bir arada

“Bakım Özeti” özelliği, Tesla araçlarının ne zaman bakım gerektirdiğini sürücülere bildiren bir sistem sunuyor. Bu özellikle, bakım işlemlerinin en son ne zaman yapıldığı ve bir sonraki bakımın hangi parça üzerinde ne zaman gerçekleştirileceği kolaylıkla takip edilebiliyor.

Sistem, aracın geçmiş ve gelecekteki tüm bakım işlemlerini kayıt altında tutarken, özellikle ikinci el araç piyasası için önemli bir avantaj sağlıyor. Araç sıfırlansa dahi bu bilgiler kaybolmuyor ve kullanıcıya güvenilir bir veri kaynağı sunuyor.

Tesla, bakım maliyetlerinde lider

Consumer Reports‘un 2023’teki analizine göre, Tesla10 yıllık bakım ve onarım maliyetleri açısından rakiplerinden oldukça önde. Ortalama maliyet yalnızca 4.035 dolar olarak belirlenirken, Buick ve Toyota gibi rakipler 4.900 dolarseviyelerinde kaldı. Tesla’yı, Lincoln (5.040 dolar) ve Ford (5.400 dolar) takip ediyor.

Tesla’nın 2024 güncellemesiyle gelen yenilikler

Tesla’nın bu yılki tatil güncellemesiyle sürüş deneyimini ve kullanıcı konforunu artıracak çok sayıda özellik araçlara ekleniyor:

  • Apple Watch Entegrasyonu: Apple Watch, artık Tesla araçlar için dijital anahtar olarak kullanılabilecek.
  • Dashcam ve Sentry Mod: Videolar doğrudan telefona kaydedilebilecek.
  • Hedef Enerji Yönetimi: Hedefe varışta tahmini enerji seviyesini daha hassas ayarlayabilme.
  • Navigasyon Geliştirmeleri: Kapalı yolları otomatik algılayarak dinamik rota oluşturma ve trafiği gösterme(Premium bağlantı gerekmiyor).
  • Arka Çapraz Trafik Uyarısı: Geri giderken güvenliği artıran yeni bir özellik.
  • Cybertruck Yenilikleri:
    • Özel kaplamalar ve plaka özelleştirme
    • Arka kamera iyileştirmeleri
    • Noel Modu ve Arka Arcade
  • Süper şarj cihazlarının durum bildirimleri
  • Müzik sesinin otomatik olarak düşmesi (geri giderken)
  • Yakındaki park yerlerini bulma özelliği
  • Tesla uygulamasından ışık gösterisi planlama
  • Boomerang Fu adlı yeni oyun

Tesla’nın kullanıcı odaklı bu yenilikleri, hem sürüş deneyimini hem de araç bakımını yeni bir seviyeye taşıyor. Güncellemeler, kablosuz olarak tüm Tesla araç sahiplerine kademeli olarak sunulacak.

Samsung’un AR gözlüğü yakında tanıtılıyor!

Artırılmış gerçeklik (AR) teknolojisinde yaşanan gelişmeler hız kesmeden devam ediyor. Apple Vision Pro ve Meta Quest gibi dikkat çeken cihazların ardından Samsung’un da kendi AR gözlüğünü piyasaya sürmeye hazırlandığına dair yeni bilgiler ortaya çıktı. Şirketin uzun süredir üzerinde çalıştığı artırılmış gerçeklik gözlüğü için tanıtım tarihisızdırıldı.

Galaxy Unpacked 2025’te tanıtılacak

Gelen sızıntılara göre Samsung, ilk AR gözlüğünü Galaxy Unpacked 2025 etkinliğinde tanıtmayı planlıyor. Samsung’un AR gözlüğü piyasa tarihi beklenenden daha geç olacağı ifade ediliyor. Henüz sınırlı bilgiye sahip olduğumuz gözlüğün, Meta’nın Ray-Ban modeli gibi hafif ve kullanışlı bir tasarıma sahip olacağı belirtiliyor. Yaklaşık 50 gramağırlığındaki gözlük, bu alanda rekabeti artırmayı hedefliyor.

Teknik detaylar ve özellikler

Samsung’un AR gözlüğü, güçlü donanım özellikleriyle dikkat çekiyor. Sızdırılan bilgilere göre cihazda:

  • 155mAh pil kapasitesi
  • Sony 12MP IMX681 kamera
  • Qualcomm AR1 işlemci
    bulunacak. Cihazın Samsung’un AR çözümleri piyasasında sunduğu ilk işlemci olarak rekabet gücü yüksek olacak.

Ayrıca Google’ın Gemini yapay zekasının da cihazın AI özelliklerini destekleyeceği söyleniyor. Bu yapay zeka ile hareket algılamayüz tanıma ve entegre ödeme gibi gelişmiş özellikler sunulacak. Ancak daha fazla detay için resmi tanıtımı beklemek gerekiyor.

Apple Vision Pro’da durum ne?

Apple’ın karma gerçeklik başlığı Vision Pro, ilk duyurulduğunda büyük bir ilgi görmüş olsa da, cihazın uzun vadeli başarısı beklentilerin altında kaldı. Kullanıcılar, cihazın uzun süreli kullanımdaki konfor eksikliği ve içerik yetersizliğinden şikayetçi. Bu durum satışları olumsuz etkiledi.

Samsung’un AR teknolojisi, sektördeki rekabeti nasıl şekillendirecek ve kullanıcıların beklentilerini karşılayabilecek mi? Tüm bu soruların yanıtı için Galaxy Unpacked 2025 etkinliğine odaklanıyoruz.

Sosyal medya platformları, yakında nükleer enerjiyle çalışabilir!

0

Meta, Facebook, WhatsApp, Instagram ve Messenger gibi dünyanın en popüler sosyal medya platformlarını işleten teknoloji devi olarak, 2030’ların başından itibaren veri merkezlerinin enerji ihtiyacını karşılamak için gigavat ölçekli nükleer enerji kullanmayı planladığını duyurdu.

Sosyal medya platformları, resmen nükleer enerji ile çalışacak

Şirket, bu hedef doğrultusunda Küçük Modüler Reaktörler (Small Modular Reactors – SMR) gibi yenilikçi nükleer teknolojilere yönelerek hem enerji güvenliğini artırmayı hem de çevresel etkileri azaltmayı amaçlıyor. Meta’nın vizyonuna göre nükleer enerji, veri merkezlerini desteklemekle kalmayıp çevresindeki topluluklara da enerji sağlayarak ekonomik büyümeye katkıda bulunacak.

Sosyal medya platformları, resmen nükleer enerji ile çalışacak.

Meta’nın platformlarının toplam günlük kullanıcı sayısı 3.29 milyarı aşarken, bu kadar büyük bir kullanıcı kitlesine hizmet eden veri merkezleri yoğun enerji tüketimiyle dikkat çekiyor. Şirket, bu altyapıyı geleceğin teknolojileriyle uyumlu hale getirmek ve yapay zeka ile daha verimli bir şekilde çalışmasını sağlamak için nükleer enerjiyi ideal bir çözüm olarak görüyor. Coğrafi sınırlamalar olmaksızın, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve baz yük gücü sağlanması konusunda iş ortaklarıyla iş birliğine açık olduğunu belirten Meta, yenilikçi enerji politikalarıyla karbon ayak izini minimize etmeyi hedefliyor.

Meta’nın yanı sıra Google, Microsoft ve Amazon gibi teknoloji devleri de benzer enerji stratejileri geliştiriyor. Google, 500 megawatt kapasiteye sahip birden fazla reaktör inşa etmeyi planlarken, Microsoft, ABD’deki Three Mile Island nükleer santralini yeniden devreye almayı hedefliyor. Amazon ise operasyonlarını desteklemek için nükleer enerji kullanımını gündemine aldı. Bu durum, teknoloji sektörünün yalnızca dijital inovasyonla değil, enerji altyapısında da sürdürülebilir çözümler geliştirmeye odaklandığını gösteriyor. Bu yeni yönelim, enerji verimliliğini artırırken, yenilikçi teknolojilerin hem ekonomik büyümeyi hem de çevresel sürdürülebilirliği desteklemesini amaçlıyor.

TSK, yerli bulut teknolojisi kullanacak!

Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri için veri güvenliğini ve bilişim altyapısını güçlendirmeyi hedefleyen TSK Bulut Bilişim Sistemi Projesi kapsamında önemli bir adım atarak, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ile iş birliği protokolü imzaladı. Bu projeyle, TSK’nın kritik verileri yerli ve milli teknolojilerle geliştirilen özel bir bulut sistemi üzerinde güvenli bir şekilde saklanacak ve ihtiyaç duyulan verilere hızlı, kesintisiz bir erişim sağlanacak. Sistemin altyapısı, yerli savunma sanayinin önde gelen firmaları olan HAVELSAN, ASELSAN, Türk Telekom, MilSOFT ve DT Cloud tarafından desteklenecek. Bu sayede, yalnızca askeri alanda değil, aynı zamanda yerli şirketlerin teknoloji geliştirme kapasitelerinde de önemli bir artış hedefleniyor.

TSK, yakında yerli bulut teknolojisi kullanacak

TSK Bulut Bilişim Sistemi, Çelik Kubbe gibi TSK’nın mevcut savunma sistemlerine entegre bir şekilde çalışarak, operasyonel verimliliği artırmayı ve harp sahasında esneklik sağlamayı amaçlıyor. Sistemin, yüksek güvenlik standartları ile donatılmış olması, verilerin siber tehditlere karşı korunmasını garanti altına alıyor. Ayrıca bu altyapı, bilgi akışında kesintisizlik ve yedekleme kabiliyeti sunarak, veri kaybını en aza indirmeyi hedefliyor. Halihazırda kullanılmakta olan yerli yapay zeka uygulamaları ve bulut tabanlı çözümler, proje kapsamında daha da geliştirilecek ve TSK’nın dijital dönüşüm sürecine hız kazandıracak.

TSK, yakında yerli bulut teknolojisi kullanacak.
TSK, yakında yerli bulut teknolojisi kullanacak.

SSB Başkanı Haluk Görgün, bu projeyi Türkiye’nin savunma sanayinde şimdiye kadar gerçekleştirdiği en kapsamlı bulut altyapı sistemlerinden biri olarak nitelendirdi. Görgün, projenin sivil alanda da geniş bir kullanım potansiyeline sahip olacağını ve yerli şirketlere ekonomik fırsatlar sunacağını belirtti.

Bilgi üretiminin giderek arttığı günümüzde, bu tür projelerin yalnızca askeri alanda değil, sivil sektörde de stratejik önem taşıdığını vurgulayan Görgün, projeyle esnek ve rekabetçi bir yapının temelinin atıldığını ifade etti. TSK Bulut Bilişim Sistemi, yalnızca ulusal savunma kabiliyetini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda Türk savunma sanayisini dünya genelinde daha rekabetçi hale getirecek bir adım olarak görülüyor.

Walmart, reklam gücünü artırmak için 2,3 milyar dolarlık alım yaptı!

Bu stratejik satın alma, Walmart yönetiminin reklamcılık sektöründe daha güçlü bir konum elde etme hedefinin bir parçası. İlk olarak Şubat ayında duyurulan anlaşma, federal düzenlemeler nedeniyle birkaç ay sonra tamamlanabildi.

Walmart, bu satın alma ile bağlı televizyon reklamcılığında lider bir konuma ulaşmayı hedefliyor. Vizio’nun Walmart Connect reklam platformuna entegre edilmesiyle şirket, Amazon, Google ve Roku gibi büyük rakiplerle daha etkin bir şekilde rekabet edebilecek.

Bu entegrasyon sayesinde şirket, televizyon donanımlarıyla perakende operasyonlarını birleştirerek müşteri davranışlarını ve alışveriş tercihlerini daha yakından analiz edebilecek. Elde edilen veriler, kişiselleştirilmiş reklamlar ve gelişmiş ürün teklifleri sunmak için kullanılacak.

Bu, Walmart’ın reklam platformunu daha hedefe yönelik hale getirirken, Vizio televizyonlarında Walmart ürünlerine ait daha fazla reklam görünmesine yol açacak.

Vizio’nun WatchFree+ platformu Walmart kontrolünde

Anlaşma kapsamında Walmart, Vizio’nun ücretsiz yayın hizmeti WatchFree+ üzerinde de kontrol sahibi olacak. Bu platform, Walmart’a yalnızca reklamcılık değil, aynı zamanda dijital yayın alanında daha geniş bir erişim sağlama potansiyeli sunuyor.

Walmart’ın bu hamlesi, perakende ve dijital reklamcılığı bir araya getiren yenilikçi bir iş modeli olarak dikkat çekiyor. Televizyon üreticisinin müşterilerden topladığı veriler ve Walmart’ın geniş ürün yelpazesi, daha hedefli reklamlar ve kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimleri sunma konusunda önemli bir avantaj sağlayacak.

Bu adım, Walmart’ın sadece perakende sektöründe değil, dijital reklamcılık alanında da büyük bir oyuncu haline gelme hedefini vurguluyor. Rakiplerle mücadelede bu satın almanın etkisi, Walmart’ın reklam gelirlerini artırma ve daha geniş bir dijital pazar payı elde etme çabalarını hızlandıracak gibi görünüyor.

Starlink, akıllı telefonlara doğrudan hücresel bağlantı getirecek!

SpaceX, Starlink projesiyle akıllı telefonlara doğrudan hücresel bağlantı sunma hedefi doğrultusunda önemli bir aşama kaydetti. Şirket, DTC (Direct to Cell) olarak adlandırılan ve doğrudan cep telefonlarına hizmet verebilen uyduların ilk yörünge kurulumunu tamamladı. 4 Aralık’ta Vandenberg Uzay Kuvvetleri Üssü’nden gerçekleştirilen fırlatma ile alçak Dünya yörüngesine başarıyla yerleştirilen 20 Starlink uydusundan 13’ü, bu özellikteydi. Böylece, SpaceX’in DTC özellikli ilk takımyıldızı tamamlanmış oldu.

SpaceX CEO’su Elon Musk, X platformunda yaptığı açıklamada, tamamlanan bu sistemin, modifiye edilmemiş cep telefonlarının dahi uzak bölgelerde internet bağlantısı kurabilmesini sağlayacağını belirtti.

Starlink, akıllı telefonlara doğrudan hücresel bağlantı getiriyor.

Şu anki sistemin yaklaşık 10 Mb/sn bant genişliği sunduğunu ifade eden Musk, gelecekteki genişletmelerle bu kapasitenin çok daha fazla artacağını vurguladı. Bu yenilik, özellikle erişimin zor olduğu bölgelerde iletişim olanaklarını geliştirmeyi hedefliyor.

Halihazırda yörüngede bulunan 2.600’den fazla ikinci nesil (Gen2) Starlink uydusundan 330’u, temel olarak metin mesajları gibi iletişim hizmetleri sunabilecek DTC özelliklerine sahip. SpaceX’in Starlink projesi, 2024 yılı boyunca 80’den fazla başarılı görevle toplam uydu sayısını 6.800’e yaklaştırdı. Avrupa’da bazı büyük şirketlerin Starlink’e rakip bir uydu sistemi kurmayı planladıkları bilinse de, SpaceX bu alanda ciddi bir rekabet avantajını şimdiden elde etmiş görünüyor. Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizce SpaceX bu projesinde başarılı olabilecek mi?

Veeam, ikincil hisse satışında 2 milyar dolar topladı!

Insight Partners’ın desteklediği Veeam, 2 milyar dolarlık ikincil hisse satışı gerçekleştirerek erken yatırımcılarına ve çalışanlarına likidite sağladı. Bu önemli adım, şirketin gelecekteki halka arz planlarına zemin hazırlıyor.

TPG’nin liderlik ettiği bu yatırım turuna Temasek ve Neuberger Berman Capital Solutions gibi üst düzey yatırımcılar katıldı. Satışın 2025’in ilk çeyreğinde tamamlanması planlanıyor. CEO Anand Eswaran, yeni fonların Ar-Ge ekibini güçlendirmek ve stratejik satın almalar yapmak için kullanılacağını açıkladı.

Eswaran, Veeam’in yapay zeka teknolojileri, daha önce yer almadığı iş yüklerine odaklanan veri dayanıklılığı şirketleri ve tamamlayıcı teknoloji sağlayan firmaları radarında tuttuğunu belirtti.

Bu, Veeam’in halihazırda 150’den fazla iş yükünü kapsayan teknoloji portföyünü genişletme stratejisiyle uyumlu bir hamle.

Rekabet ve pazar liderliği

Veeam, Shell, Deloitte ve New Orleans gibi büyük şirket ve devlet kuruluşlarına hizmet sunarak veri dayanıklılığı sektöründe lider bir platform haline geldi.

Sektördeki diğer oyuncular arasında, yakın zamanda halka arz edilen Rubrik (5.6 milyar dolar değerlemeye sahip) ve büyük yatırımlar alan Cohesity ve Druva gibi şirketler bulunuyor. Veeam, 18 yıllık deneyimiyle bu rekabetin kendisini daha ileri taşımak için bir fırsat olduğunu düşünüyor.

Startup yatırım

Veeam, halka arz için henüz net bir zaman çizelgesi belirlememiş olsa da, yeni gelen yatırımcıların uzun vadeli stratejik ortaklar olmasını önemsiyor. Eswaran, bu tür “mavi çip” yatırımcıların halka arz sonrasında hisselerini elinde tutma olasılığının daha yüksek olduğunu ve bu durumun Veeam’in istikrarını artıracağını ifade etti.

Şirketin 2024’ün Eylül sonu itibarıyla kaydettiği yıllık tekrarlayan gelir 1.7 milyar dolara ulaştı ve bu oran yıllık %18 büyümeyle artmaya devam ediyor. Veeam, inovasyona yaptığı yatırımlar ve pazar liderliğini koruma çabalarıyla, veri dayanıklılığı sektöründe güçlü bir konumda ilerlemeye devam ediyor.

Axiado tarafından üretilen güvenlik çipi, saldırılara karşı kapsamlı bir koruma sağlıyor!

Axiado, cihazların açılış işlemlerinden çalışma anındaki güvenliğine kadar kapsamlı bir koruma sunan yenilikçi güvenlik çipleri geliştiriyor.

2017 yılında kurulan Axiado, veri merkezlerinden 5G baz istasyonlarına kadar geniş bir yelpazede kullanılan cihazları korumak için tasarlanan çipler üretiyor. Şirketin CEO’su Gopi Sirineni, bu çiplerin cihazların açılış sırasındaki (boot) saldırılara karşı özel olarak tasarlandığını vurguluyor.

Birçok cihazın açılış süreci, bu sırada yapılan müdahalelere karşı savunmasızdır. Axiado’nun çipleri, bu sürecin doğruluğunu düzenli olarak kontrol ederek ve güncellemeleri doğrulayarak güvenliği sağlıyor. Ayrıca çalışma anındaki yazılım ve uygulamaları korumak için de güvenlik çözümleri sunuyor.

Şirketin bu teknolojisi, Microsoft’un Pluton’u ve Google’ın Titan’ı gibi mevcut çözümlerle benzerlik gösterse de, siber tehditlere karşı bir adım daha ileri giderek AI destekli analiz sistemleri ile potansiyel kötü niyetli aktiviteleri tespit ediyor.

Çeşitli kullanım alanları ve büyüme stratejisi

Axiado, yalnızca güvenlik çözümleriyle sınırlı kalmayıp veri merkezlerinde enerji tasarrufu sağlayan sistemler de geliştiriyor. Şirket, çiplerini kullanarak veri merkezlerinin soğutma sistemlerini otomatik olarak düzenleyip enerji maliyetlerini düşürüyor. Bu girişim, çevre dostu operasyonlara odaklanan şirketler için cazip bir çözüm sunuyor.

Son dönemde Axiado, üretim ortağı Jabil ile sunucu siber güvenlik çözümleri geliştirme konusunda iş birliği yaptı. Ayrıca Samsung Catalyst Fund ve Maverick Silicon gibi büyük yatırımcılardan aldığı 60 milyon dolarlık C Serisi fon ile toplam yatırımını 140 milyon dolara çıkardı. Bu finansman, ürünlerini seri üretime geçirme ve 2025’te gelir elde etme hedeflerine katkı sağlayacak.

Axiado, dijital güvenlikte yeni standartlar belirlemek ve pazardaki varlığını genişletmek için yenilikçi çözümler sunmaya devam ediyor. Şirketin teknoloji odaklı yaklaşımı, siber güvenliğin geleceği açısından umut vadediyor.

Yerli yapay zeka girişimi Datapad, 500 bin dolar yatırım aldı!

Yapay zeka ile şirket verilerini analiz eden yerli girişim Datapad, geçtiğimiz günlerde 500 bin dolarlık bir yatırım almayı başardı. İstanbul merkezli bu yenilikçi girişim, geleneksel veri analitiği gösterge tablolarına alternatif olarak tasarlanan proaktif ve sürekli KPI izleme odaklı bir yapay zeka analist yazılımı geliştirmiştir. Şirket, bu alandaki çalışmalarını küresel ölçekte büyütmek için önemli bir adım atmış oldu.

Yerli yapay zeka girişimi Datapad, 500 bin dolar yatırım alıyor

Yatırım turuna liderlik eden Belçika merkezli girişim sermayesi şirketi Pitchdrive’ın yanı sıra e2vc, Startupist Ventures gibi tanınmış yatırımcılar ve birçok melek yatırımcı da sürece dahil oldu. Datapad, Cem Ruso ve Orkun Soylu gibi alanında deneyimli isimler tarafından kuruldu. Cem Ruso, Blutv’den Time Warner’a geçiş sürecindeki deneyimlerinden; Orkun Soylu ise Insider’daki geçmişinden edindiği bilgilerle, karmaşık analitik çözümlerin şirketlerde KPI görünürlüğü sağlamadaki zorluklarını yakından gözlemleme fırsatı bulmuştu.

Ruso, günümüzde verilerin büyüklüğü ve karmaşıklığının hızla artmasının, işletmelerin etkin iş analitiği yetenekleri geliştirmesini oldukça maliyetli, zaman alıcı ve zor bir hale getirdiğini belirtti. Bu doğrultuda, Datapad’in geliştirdiği otonom yapay zeka ajanlarıyla süreci büyük ölçüde kolaylaştırmayı ve otomatikleştirmeyi hedeflediklerini dile getirdi. Şirketin temel amacı, kullanıcıların verilerini analiz edip hangi stratejilerin başarılı olduğunu anlamalarına yardımcı olmaktır.

Datapad, insan veri analistlerini ve karar vericileri desteklemek için tasarlanmış bir yazılımdır. Şirketleri insandan uzaklaştırmak yerine, mevcut uzmanların yeteneklerini daha da güçlendirmeyi hedefler. Örneğin, bir startup CEO’su, bu yazılım sayesinde geçici sorular sorabilir ya da belirli konularla ilgili periyodik analizler hazırlama görevini atayabilir. Bu dijital asistan, yalnızca şirket geçmişini değil, aynı zamanda yerel tatiller, rakip etkinlikleri ve sektör kıyaslamaları gibi dış faktörleri de hesaba katarak kapsamlı bir analiz sunabilir.

Orkun Soylu, yeni nesil üretkenlik yazılımlarının giderek daha etkileşimli hale geldiğini vurguladı. Datapad’in, kullanıcıların verdiği kısa bilgilere göre hareket eden ve bu doğrultuda detaylı analizler sunan asistanlar geliştirdiğini ifade etti. Örneğin, bir CEO yazılıma bir görev atadığında, yalnızca dakikalar içinde e-posta kutusunda derinlemesine bir analiz bulabilir.

Datapad’in arkasındaki teknoloji, pazarlama, SEO, dönüşüm oranı optimizasyonu ve iş stratejisi gibi farklı alanlarda uzmanlaşmış yapay zeka temsilcilerinin bir arada çalıştığı bir sistemden oluşur. Kullanıcıların yalnızca bir sohbet ile etkileşime geçtiği bu platform, stratejik önerilere kadar uzanan kapsamlı bir değer sunmayı amaçlar. Şirket, 100’den fazla müşteri veritabanıyla büyüyen küresel müşteri portföyünü, aldığı bu yeni yatırımla daha da genişletmeyi planlıyor.

GM batarya tesisi hissesini sattı

0

Otomobil üreticisi General Motors yaptığı açıklamada, GM batarya tesisi olarak bilinen elektrikli araç batarya tesisindeki hissesini ortağı LG Energy Solutions’a sattığını duyurdu. Michigan, Lansing’deki neredeyse tamamlanmış fabrika, GM ve Güney Koreli LG’nin ortak girişimi olan Ultium Cells LLC tarafından geliştiriliyordu. Bağlayıcı olmayan anlaşmanın ardından LG, tek sahibi olacak ve GM batarya tesisini tamamlayacak. Şirket daha sonra pilleri diğer müşterilere satacak. GM, fabrikaya yatırdığı 1 milyar doları geri alacağını söyledi.

GM batarya tesisi hissesini devrediyor

GM ve LG halihazırda Warren, Ohio ve Spring Hill, Tennessee’deki fabrikalarda Cadillac Lyriq ve Chevy Equinox elektrikli araç için piller üreterek pilleri ortaklaşa geliştiriyorlar. Otomobil üreticisinin ayrıca Indiana, New Carlisle’da Samsung SDI ile ortak mülkiyetinde bir pil fabrikası var. Bugünkü duyurudan sonra, GM’in ABD’de sahip olduğu GM batarya tesisi sayısı üçe düşecek.

GM, elektrikli araç işinde kar elde etmeye yakın olduğunu söylüyor. Kısmen de pilleri yurt içinde seri üretebildiği, tedarik zincirlerini basitleştirdiği ve Biden yönetiminden finansal teşviklere erişim sağladığı için. Ancak Donald Trump, göreve geldiğinde elektrikli araç sübvansiyonlarını iptal edeceğini söyledi. Bu da GM batarya tesisi ve diğer otomobil üreticilerinin benzinli otomobillerin satışı kadar kârlı bir EV işi geliştirme çabalarını rayından çıkarabilir.

GM’in finans direktörü Paul Jacobson bir bildiride, “Elektrikli araç pazarıyla sermaye açısından verimli bir şekilde büyümek için doğru hücre ve üretim kapasitelerine sahip olduğumuza inanıyoruz” dedi. “Bu işlem tamamlandığında, LG Energy Solution’ın çevrimiçi olmaya neredeyse hazır olan kapasiteyi artırarak talebi karşılamasına yardımcı olacak ve GM’i daha da verimli hale getirecek.” 

GM ve LG ayrıca silindirik hücrelerden daha fazla enerji kapasitesi tutabilen dikdörtgen “prizmatik” pil hücreleri geliştirme planlarını duyurdu. GM batarya tesisi kapsamında, prizmatik hücreler, sert kasalarda düz bir şekilde paketlenir ve genellikle üretiminin daha az karmaşık olduğu düşünülür.

Yandex, İTÜ Çekirdek ile işbirliğine gidiyor!

Yandex, Türkiye’deki startup ekosistemini daha da güçlendirmek amacıyla, İTÜ ARI Teknokent’in kuluçka merkezi olan İTÜ Çekirdek ile stratejik bir iş birliğine gitti. Bu ortaklık, İTÜ Çekirdek’teki girişimlere Yandex’in Startup Programı’nın en güncel çözümleriyle kapsamlı destek sunmayı hedefliyor. Yandex, gelişen yerel girişimlerin inovasyon ve büyüme süreçlerine katkı sağlamak ve onları teşvik etmek için, teknolojik altyapısını ve son dönemde dünya çapında takdir toplayan İTÜ Çekirdek’in destek programını bir araya getiriyor. İTÜ Çekirdek, bu iş birliği sayesinde girişimlere, gelişim yolculuklarında stratejik rehberlik, sektör bağlantıları ve derinlemesine mentorluk sağlayarak onlara güç katmayı amaçlıyor.

Yandex, İTÜ Çekirdek ile işbirliğine gidecek

Yandex’in sunduğu Startup Programı, yeni iş kuran firmaların hızlı bir şekilde büyümesini ve küresel pazarlara açılmasını sağlamak için kanıtlanmış pratik çözümler sunuyor. Bu program, iki aşamalı bir yapı sunarak katılımcıların gelişim seviyelerine göre özelleştirilmiş destek veriyor: “Başlangıç” ve “Gelişim” aşamaları. Bu kapsamlı çözüm, girişimcilerin, Yandex’in sunduğu güçlü ve kapsamlı araçlardan faydalanarak işlerini hızla büyütmelerine yardımcı oluyor.

Yandex Startup Programı’nın yöneticisi Şerza Saka, yeni iş birliği hakkında yaptığı açıklamada, İTÜ Çekirdek ile bir araya gelmekten duydukları memnuniyeti dile getirerek, bu ortaklığın Türkiye’nin dijital dönüşümüne büyük bir ivme kazandıracağını belirtti. Yandex, startup’lara sunduğu dört ana hizmetle, girişimcilerin iş fikirlerine odaklanmalarını sağlarken, gelişimlerine hız kazandıracak kurumsal çözümler sunuyor. Bu hizmetler arasında Yandex Maps API, Yandex Cloud, Yandex Weather API ve Yandex Ads bulunuyor. Bu araçlar, girişimlerin altyapılarını hızla kurmalarını, ölçeklendirmelerini ve potansiyel müşteri kitlesine ulaşmalarını mümkün kılıyor.

İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş, Yandex ile yaptıkları iş birliğinin, İTÜ Çekirdek için büyük bir fırsat olduğunu ve Yandex’in güçlü teknolojik altyapısının, girişimcilere sundukları desteği önemli ölçüde güçlendireceğini vurguladı. Dikbaş, girişimcilerin global pazara açılmalarına yönelik sundukları desteği genişletmeye devam ettiklerini ve bu yılki hedeflerinin ülkenin global görünürlüğünü artırmak olduğunu belirtti. İTÜ Çekirdek, bugüne kadar girişimlerine 280 milyon dolardan fazla yatırım sağlandığını ifade ederek, Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin büyüme potansiyelini ortaya koydu.

Bu iş birliği, Yandex ve İTÜ Çekirdek’in girişimcileri destekleme misyonunun bir parçası olarak, 18-19 Aralık tarihlerinde Uniq İstanbul’da düzenlenecek olan Big Bang Startup Challenge etkinliğinde tanıtılacak. Etkinlik, Türk startup’larının başarısına şahit olmak isteyen girişimciler ve sektör profesyonelleri için önemli bir buluşma fırsatı sunacak. Etkinlik hakkında detaylı bilgiye ve kayıt için gerekli verilere, etkinliğin web sitesi üzerinden ulaşılabiliyor.