Google, yapay zekalı dünya modelleri oluşturacak!

Google DeepMind, “dünya modelleri” adı verilen yeni bir yapay zeka projesiyle önemli bir adım atarak fiziksel çevrelerin simüle edilebileceği bir yapay zeka sistemi geliştirmek üzere çalışmalara başladı. Bu yenilikçi proje, özellikle oyunlar ve robot teknolojileri için gerçekçi ve dinamik ortamlar oluşturmayı hedefliyor. Projenin başında, video üretimi ve dünya simülatörleri konusunda uzman olan Tim Brooks yer alıyor. Brooks, OpenAI’ın Sora projesinde edindiği deneyimlerle projeye liderlik etmek üzere Ekim ayında DeepMind’e katıldı.

Google, yapay zekalı dünya modelleri oluşturuyor

Dünya modelleri, yapay zekanın fiziksel dünyanın dinamiklerini anlaması ve tahmin edebilmesi için geliştirilen içsel temsillerdir. İnsanların çevresel olayları anlamak ve tahmin etmek için zihinlerinde kurduğu modeller gibi, yapay zeka da bu temsilleri kullanarak gerçek dünyanın davranışlarını ve olaylarını simüle edebilir. Bu sayede yapay zeka, nesneler arası etkileşimleri, fizik kurallarını ve olayların gelecekteki akışını anlamlandırabilir. Örneğin, bir futbol maçındaki oyuncunun, bir topu koşan bir oyuncuya atarken mesafeyi, hız farkını ve hedefi hesaba katması gibi karmaşık süreçler, dünya modelleriyle yapay zeka sistemlerine adapte edilebilir.

Google, yapay zekalı dünya modelleri oluşturuyor.

Bu yaklaşım, sadece oyunlar ve robotlar için değil, aynı zamanda görsel akıl yürütme, gerçek zamanlı simülasyonlar ve hatta sinematik içeriklerin üretiminde devrim yaratma potansiyeline sahiptir. Nvidia’nın kısa süre önce tanıttığı Cosmos projesine benzer bir şekilde, dünya modelleri de yapay zeka destekli robotların ve sistemlerin eğitim süreçlerinde, fiziksel dünyanın gerçekçi simülasyonları üzerinden daha etkili şekilde eğitilmesine olanak tanıyacak.

DeepMind, bu projeyle OpenAI ve Nvidia gibi rakiplerini geride bırakarak yapay genel zeka (AGI) geliştirme yolunda öncü olmak istiyor. AGI hedefi, insan seviyesindeki genel zekaya yakın bir yapay zeka geliştirmek olarak tanımlanıyor. Dünya modellerinin, görsel verilerle çok modlu eğitimler, simülasyon tabanlı öğrenme ve planlama süreçlerinde büyük katkı sağlaması bekleniyor. DeepMind, bu doğrultuda dünya modelleri üzerinde çalışacak araştırmacı ve mühendisler için işe alım ilanları da yayımladı.

Projenin oyun endüstrisinde daha gerçekçi ve etkileşimli deneyimler, robotik alanda ise otonom sistemler için daha hassas kontrol mekanizmaları sunabileceği belirtiliyor. Google, bu adımla birlikte AGI vizyonunu gerçekleştirmede önemli bir mesafe kat etmeyi hedeflerken, teknolojinin gelecekte çok daha geniş ölçekli yapay zeka projeleri için bir temel teşkil edeceği düşünülüyor.

ABD en büyük güneş enerjisi sistemini kuracak

Arizona, 180 bin eve güç sağlamak için ABD’deki en büyük güneş enerjisi projesine kavuştu. ABD, ülkenin en büyük güneş enerjisi projelerinden birinin inşasına yönelik planları onayladı.

ABD Arazi Yönetimi Bürosu (BLM), Jove Solar’a Arizona’daki La Paz County’de büyük ölçekli bir güneş enerjisi tesisi geliştirme yetkisi verdi. Tonopah’ın yaklaşık 45 km batısında bulunan proje, 3.495 dönümlük araziyi yenilenebilir enerji sahasına dönüştürecek. 600 MW’lık Jove Solar Projesi’nin her yıl yaklaşık 180 bin evin ihtiyacını karşılayacak kadar temiz enerji üretmesi bekleniyor.

ABD en büyük güneş enerjisi için Arizona’yı seçti

Jove Solar Projesi, Biden yönetiminin bu ay Başkan seçilen Donald Trump’ın göreve başlaması öncesinde onay için önceliklendirdiği federal arazilerde önerilen birçok yenilenebilir enerji girişiminden biri. BLM Yuma Saha Yöneticisi Ray Castro bir açıklamada: “BLM, karbon kirliliğinden arınmış bir enerji sektörüne doğru ilerlemek için ülkemizin kamu arazilerinde temiz enerjinin verimli bir şekilde geliştirilmesini destekliyor. Bu proje inşaata doğru ilerlerken, kabile, federal, eyalet ve yerel yönetimler, yerel topluluklar, paydaş grupları ve endüstriyle etkileşime girmeye devam edeceğiz” dedi.

Jove Solar, isteğe bağlı pil depolama sistemine sahip büyük ölçekli bir güneş enerjisi tesisi inşa etmeyi, işletmeyi ve sonunda devre dışı bırakmayı planlıyor. La Paz Bölgesi’ndeki yaklaşık 3.495 dönümlük kamu arazisi ile 38 dönümlük ilçe arazisini kapsayan proje, 500 kilovoltluk Cielo Azul aktarma istasyonuna ve Ten West Link iletim hattına bağlanacak.

Jove Solar Projesi, Brenda’nın yaklaşık 22 mil doğu-güneydoğusunda ve Tonopah’ın 30 mil batısındaki varyans arazisinde planlanıyor. Varyans arazisi bir güneş enerjisi bölgesi olarak belirlenmemiş olup, Jove Solar’ın inşaat başlamadan önce Arazi Yönetimi Bürosu (BLM), Arizona Oyun ve Balık Departmanı (AZGFD) ve ABD Balık ve Yaban Hayatı Servisi (FWS) gibi kurumlardan onay alması gerekiyor. 30 yıllık geçiş hakkı hibesi, federal düzenlemelere uyulması koşuluyla projenin devam etmesine olanak sağlıyor.

Teslimat robotları girişimi Serve Robotics yatırım aldı

0

Serve Robotics, kaldırım teslimat robotlarını ölçeklendirirken ek 80 milyon dolar topladı. Nvidia ve Uber destekli Serve Robotics, 4.2 milyon adet adi hisse senedinin doğrudan teklifinde 80 milyon dolar topladı. Bu, Serve’in Aralık 2024’te daha önce dosyalanmış bir piyasa tesisi ve opsiyonların kullanımı kombinasyonu yoluyla toplu olarak topladığı 86 milyon dolarlık brüt gelirin üstüne ekleniyor.

Teslimat robotları girişimi başarılı şekilde ilerliyor

Bu yılın başlarında ters birleşme yoluyla halka açılan kaldırım teslimat robotu şirketi, 80 milyon dolarlık teklifin belirli kapanış koşullarına tabi olarak kapanmasını bekliyor. Serve, brüt geliri özellikle ne için kullanmayı planladığını söylemedi, yalnızca işletme sermayesine gideceğini belirtti.

Aralık ayında toplanan 86 milyon dolar, Serve’in operasyonel pistini 2026 sonuna kadar uzatmak için kullanılacak. Şirket, bu sermayeyi ekipman yatırımlarını kendi kendine finanse etmek için kullanacak, böylece ekipman finansmanı ihtiyacını ve ilgili servis maliyetlerini ortadan kaldırabilecek.

Uber ve Nvidia destekli kaldırım robotu teslimat şirketi Serve Robotics, borsada halka arz edildikten sonra büyümeyi finanse etmek için gereken sermayeye ulaşmak için alternatif bir yol olarak ters birleşme yoluyla halka açılmayı seçen en son girişim oldu. Serve, Ağustos 2023’te çek şirketi Patricia Acquisition Corp. ile ters birleşmesini tamamladı ve aynı zamanda mevcut yatırımcılar Uber, Nvidia ve Wavemaker Partners liderliğindeki bir turda 30 milyon dolar güvence altına aldı. O sırada toplanan toplam tutarı 56 milyon dolara çıkardı.

MobileAction ve Skai güçlerini birleştirdi

0

MobileAction, mobil uygulama geliştiricileri ve pazarlamacılar için önemli bir iş birliğine imza attı. Şirket, reklamcılık teknolojileri alanında faaliyet gösteren Skai’nin Apple Search Ads iş birimini devraldığını duyurdu. Bu gelişme ile MobileAction’ın Apple Search Ads ekosistemindeki gücünü artırırken, sektördeki konumunu daha da sağlamlaştıracak.

MobileAction CEO’su Aykut Karaalioglu bu iş birliğiyle birlikte müşterilere daha yenilikçi çözümler sunmayı ve Apple Search Ads üzerinden büyüme hedefleyen geliştiricilere daha kapsamlı bir destek sağlamayı amaçladıklarını ifade etti. Skai’nin müşterileri ve müşteri başarı ekibini de bünyesine dahil eden MobileAction, bu sayede hem bilgi birikimini hem de hizmet kapasitesini genişletmiş oldu.

Skai’nin dünya çapındaki prestijli markalardan oluşan müşteri portföyü artık MobileAction’ın uzman ekibi tarafından yönetilecek. Şirket, müşterilerin kampanyalarını optimize etmelerine, analizlerini derinleştirmelerine ve sonuçlarını büyütmelerine olanak tanıyacak araçlar ve hizmetler sunmaya hazırlanıyor. MobileAction COO’su Yekta Özcomert, bu birleşmeyle birlikte müşteri deneyimini dönüştürmeyi ve Apple Search Ads kampanyalarında yeni bir standart belirlemeyi hedeflediklerini belirtti.

2013 yılında San Francisco’da kurulan MobileAction, mobil uygulama pazarlama analitiği ve kullanıcı edinimi optimizasyonunda sektörün öncü isimlerinden biri. Apple Search Ads’in resmi iş ortaklarından biri olan şirket geniş bir veri tabanına sahip.

Bu veri tabanı 90 milyonun üzerinde kreatif, 100 binden fazla yayıncı ve 500 bini aşkın reklam vereni içeriyor. MobileAction da bu birleşmeyle birlikte müşterilerine çok daha güçlü çözümler sunmayı ve rekabet gücünü artırmayı planlıyor.

Skai ise veriye dayalı reklam programları sunan çok kanallı bir reklam platformu olarak biliniyor. Büyük markalarla iş birliği yapan şirket yapay zeka destekli karar alma ve optimizasyon çözümleriyle dikkat çekiyor. Skai’nin Apple Search Ads iş biriminin MobileAction’a devredilmesi ise uygulama geliştiricileri ve pazarlamacılar için daha verimli bir çalışma ortamı yaratacak.

Bu birleşme sektördeki rekabeti yeniden şekillendirirken MobileAction’ın müşteri odaklı yaklaşımıyla Apple Search Ads alanında çıtayı yükselteceği söylenebilir. Daha fazla bilgi için MobileAction’ın resmi web sitesinden açıklamalara ulaşılabilir.

Kitle fonlaması tutarı değişti!

0

SPK’nın yayımladığı yeni tebliğ ile 2025 yılı için Kitle Fonlaması Tebliği (III-35/A.2) kapsamında önemli değişiklikler duyuruldu. Bu düzenlemeler, girişimciler ve yatırımcılar için fonlama sürecini daha esnek ve kapsamlı hale getirmeyi hedefliyor. İşte değişikliklerin detayları:

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), kitle fonlaması platformlarının kuruluş ve listeye alınması için gerekli olan asgari sermaye tutarını 15.000.000 TL olarak sabit bıraktı. Böylece, platformların altyapısal yatırımları için minimum sermaye gerekliliği korunmuş oldu.

Nitelikli yatırımcı olmayan gerçek kişilerin kitle fonlama platformlarına yapabilecekleri yatırım sınırları artırıldı. 2024 yılında 250.000 TL olarak belirlenen sınır, 2025 yılı itibarıyla 400.000 TL’ye çıkarıldı. Bu limit, yatırımcının gelir beyanına göre 1.500.000 TL’ye kadar esnetilebilecek. Bu düzenleme, bireysel yatırımcıların fonlama projelerine daha yüksek katkıda bulunabilmelerine olanak tanıyor.

Fon talebi üst limiti ise 75.000.000 TL’den 112.500.000 TL’ye yükseltildi. Bu artış, girişimcilerin projeleri için daha geniş fonlama imkânına sahip olmalarını sağlayacak ve büyük ölçekli projelerin fonlanmasını kolaylaştıracak.

SPK tarafından yapılan bu düzenlemeler, girişimcilik ekosisteminde finansmana erişimi artırmayı ve kitle fonlamasını daha etkin bir hale getirmeyi amaçlıyor. Yatırımcıların ve girişimcilerin dikkatle takip etmesi gereken bu değişiklikler, 2025 yılı boyunca kitle fonlama platformlarının daha verimli çalışmasına olanak sağlayacak.

Türkiye otomotiv pazarı 2024’te rekor kırdı: En çok satan otomobiller belli oldu

Türkiye otomobil ve hafif ticari araç pazarı, 2024 yılında bir kez daha rekor kırdı. Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) tarafından paylaşılan verilere göre, en çok satan otomobiller listesinde de büyük değişiklikler gözlemlendi. Toplam satışlar bir önceki yıla göre %0,5 artarak 1.238.509 adede ulaştı. Bu rakam, Türkiye otomotiv sektörü için yeni bir zirve anlamına geliyor.

Otomobil satışları arttı, hafif ticari araçlar geriledi

2024 yılı genelinde otomobil satışları %1,3 oranında artışla 980.341 adet olarak kaydedildi. Buna karşın, hafif ticari araç satışları %2,7 düşüş göstererek 258.168 adette kaldı.

Aralık ayı ise otomotiv sektörü açısından büyük bir başarıyla tamamlandı. Satışlar, bir önceki yılın aynı ayına göre %7,3 artışla 170.249 adede ulaştı. Aralık ayında otomobil satışı 134.811 adet olurken, hafif ticari araç pazarı %9,9 artarak 35.438 adet olarak kayıtlara geçti.

SUV’lar ve Benzinli Motorlar lider

Satışlar gövde tipine göre incelendiğinde, SUV’lar %56,8 pazar payı ile liderliğini sürdürüyor. Motor tipine göre ise benzinli otomobiller %60,1 pay ve 588.914 adetle ilk sırada yer alıyor. Hibrit otomobiller‘in payı %20’lere yaklaşırken, elektrikli otomobiller %10,1 pazar payına ulaşarak dizel otomobilleri geride bıraktı.

2024 Yılında en çok otomobil satan markalar:

SıraMarkaAdet
1Renault117.919
2Fiat87.126
3Volkswagen74.533
4Hyundai58.499
5Chery57.047
6Peugeot53.886
7Toyota51.936
8Opel45.212
9Skoda43.972
10Citroen43.219

Aralık 2024’te de Renault zirvede

Aralık 2024 ayında 16.218 adet satışla Renault, ayın lideri oldu. Volkswagen ise 11.064 adet satışla ikinci sırada yer alırken, Fiat 9.995 adetle üçüncü sırada kaldı. Hyundai dördüncü olurken, Çinli BYD de 6.194 adetlik performansıyla sekizinci sıradan listeye giriş yaptı.

Aralık 2024’te en çok otomobil satan markalar:

SıraMarkaAdet
1Renault16.218
2Volkswagen11.064
3Fiat9.995
4Hyundai8.211
5Toyota7.730
6Peugeot7.706
7Skoda6.210
8BYD6.194
9Citroen6.053
10Opel5.872

2024 yılı, otomotiv sektöründe elektrikli ve hibrit araçların öne çıktığı bir dönem olarak öne çıktı. SUV segmentinin hakimiyeti devam ederken, çevre dostu motor seçeneklerine olan talep de dikkat çekti.

iPhone SE 4 ve yeni iPad modelleri nisan ayında tanıtılabilir!

Apple’ın uzun süredir merakla beklenen iPhone SE 4 ve yeni iPad modelleri, 2025 yılında kullanıcılarla buluşmaya hazırlanıyor. Bloomberg’den Mark Gurman, cihazların piyasaya çıkış tarihine dair yeni detaylar paylaştı.

iPhone SE 4: bahar aylarında tanıtılabilir

Mark Gurman’ın raporuna göre, iPhone modeli bu yılın ilerleyen aylarında tanıtılacak. Yeni cihaz, şu anda iOS 18.3 sürümü ile test ediliyor. Gurman’a göre, iPhone SE 4’ün iOS 18.4 yayınlanmadan önce piyasaya sürülmesi bekleniyor. Apple, genellikle iOS x.3 güncellemelerini Ocak ayının sonunda yayınladığı için, cihazın Nisan ayına kadartanıtılabileceği öngörülüyor.

iPhone SE 4: teknik detaylar ve fiyat

iPhone SE 4, tasarım açısından iPhone 14’e benzer bir görünüme sahip olacak. Öne çıkan özellikler arasında:

  • Ekran: 6.1 inç Super Retina XDR OLED
  • Kimlik Doğrulama: Face ID desteği
  • Çipset: Apple A18
  • RAM: 8 GB
  • Arka Kamera: 48 MP
  • Ön Kamera: 12 MP
  • Başlangıç Fiyatı: 499 Dolar

Ayrıca, Apple Intelligence desteği sayesinde cihazın yapay zeka konusunda önemli yenilikler sunması bekleniyor.

Yeni iPad modelleri de geliyor

Apple, yalnızca iPhone ile değil, yeni iPad modelleriyle de dikkatleri üzerine çekmeyi hedefliyor. Standart iPad, güncellenmiş bir çipset ve Apple Intelligence desteğiyle geleceği ifade ediliyor. Bunun yanı sıra, yeni bir iPad Air modelinin de bu duyurular arasında yer alacağı belirtiliyor.

Apple’ın hem bütçe dostu iPhone modeli hem de yeni iPad modelleriyle, 2025 yılında teknoloji dünyasına hızlı bir giriş yapması bekleniyor. Daha fazla detayın önümüzdeki aylarda netleşmesi öngörülüyor.

Nvidia CEO’su RTX 5090’ın 2000 dolarlık fiyatını savundu: “En iyisini isteyen en iyisini seçer”

Dünya teknoloji devlerinden Nvidia, CES 2025 fuarında merakla beklenen Blackwell tabanlı ekran kartlarını tanıttı. GeForce RTX 5090, RTX 5080, RTX 5070 Ti ve RTX 5070 modelleri ile piyasaya damga vurmaya hazırlanan Nvidia, amiral gemisi modeli RTX 5090’ı 2.000 dolarlık fiyat etiketiyle kullanıcılarla buluşturdu. Bu, Nvidia’nın tüketici sınıfı masaüstü ekran kartları arasında şu ana kadarki en pahalı modeli oldu.

Huang: “En iyiyi seçmek isteyenler fiyatı düşünmez”

Nvidia’nın CEO’su Jensen Huang, CES 2025 kapsamında düzenlenen bir soru-cevap etkinliğinde, RTX 5090’ın fiyatıyla ilgili eleştirilere yanıt verdi. Huang, “Birisi en iyisine sahip olmak istediğinde, sadece en iyisini seçer. 2.000 dolar büyük bir miktar, ancak pek çok müşteri kesinlikle en iyisini istiyor,” ifadelerini kullandı. Huang, RTX 5090’ın Nvidia’nın ürün yelpazesinde radikal bir fiyat sıçraması anlamına geldiğini kabul ederek, Nvidia CEO’su RTX 5090 stratejisinin bilinçli bir tercih olduğunu belirtti.

Amiral gemisi model olan RTX 5090’ın yanında, seride bir alt segmentte yer alan RTX 5080 ise 1.000 dolarlık fiyatıyla dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra RTX 5070 Ti ve RTX 5070 modelleri ise sırasıyla 750 dolar ve 550 dolarlık fiyatlarla sunuluyor. Özellikle RTX 5080 ve altı modellerin fiyat-performans odaklı stratejiye uygun şekilde konumlandığı görülüyor. Elbette, Nvidia CEO’su RTX 5090 ile bu fiyat stratejisini destekliyor.

RTX 50 serisi: ğerformans ve yapay zeka desteği

Huang, RTX 50 serisinin sadece yeni bir nesil donanım olmadığını, Nvidia’nın yapay zeka destekli DLSS 4 teknolojisiyle performans devrimi yarattığını vurguladı. “Yapay zeka olmadan, Tensor çekirdekleri ve DLSS 4 etrafındaki tüm yenilikler olmadan bu yetenekler mümkün olmazdı,” diyen Huang, DLSS 4’teki çoklu kare oluşturma (“multi-frame generation”) teknolojisinin oyun deneyimini iki katına çıkardığını belirtti. Bu teknoloji sayesinde GPU, fiziksel olarak sadece her dört kareden birini işliyor, geri kalan kareler ise yapay zeka tarafından oluşturuluyor.

DLSS 4 ve yapay zeka destekli teknolojilerle, Nvidia CEO’su RTX 5090’ı maksimum performans sağlamak için tanıttı. Nvidia’ya göre bu yenilikler, RTX 50 serisinin performansını önceki nesillere kıyasla iki katına çıkarıyor.

Daha uygun fiyatlı modeller yolda

RTX 5090’ın 2.000 dolarlık fiyatı kamuoyunda tartışma yaratmış olsa da, Nvidia’nın fiyat segmentasyonu stratejisi daha uygun fiyatlı modelleri de kapsıyor. Huang, RTX 5060 ve daha alt modellerin de yakın gelecekte duyurulacağını ima etti ve Nvidia CEO’su RTX 5090’ın yanı sıra daha uygun fiyatlı çözümlerle de kullanıcılarına hitap edeceğini belirtti.

RTX 50 serisinin önceki nesle göre iki kat daha fazla performans sunduğu belirtiliyor. Nvidia, bu performans artışının büyük ölçüde DLSS 4 teknolojisinden kaynaklandığını vurgularken, RTX 5070 ve RTX 5070 Ti modellerinin de 50 dolarlık fiyat indirimleriyle dikkat çektiğine işaret ediyor.

Nvidia’nın CES 2025’te tanıttığı yeni ekran kartı serisi, grafik teknolojilerinde yeni bir çağ açarken, Nvidia CEO’su RTX 5090 ile fiyat-performans dengesinde de farklı seçenekler sunmayı hedefliyor.

Toyota ve NVIDIA’dan dev iş birliği!

Dünyanın önde gelen otomobil üreticilerinden ToyotaCES 2025 etkinliklerinde teknoloji devi NVIDIA ile stratejik bir ortaklık kurduğunu duyurdu. Bu ortaklık, Toyota’nın gelecekteki araçlarını NVIDIA’nın yenilikçi teknolojileriyle donatarak otonom sürüş deneyimini bir üst seviyeye taşıyacak.

Toyota’nın açıklamasına göre, şirketin yeni nesil otomobilleri, NVIDIA’nın özel olarak araçlar için tasarladığı “Drive AGX Orin” süper bilgisayarı ve güvenlik odaklı işletim sistemi “DriveOS” ile donatılacak. Bu gelişmiş teknolojiler, otonom sürüşgerçek zamanlı yapay zekâ veri işlemesi ve gelişmiş sürüş özelliklerini mümkün kılarak otomobil sektörüne yön vermeyi hedefliyor.

Drive AGX Orin: otomobillerin süper beyni

NVIDIA’nın Drive AGX Orin süper bilgisayarı, sensörlerden gelen verileri anlık olarak işleme kapasitesine sahip. Bu teknoloji, daha güvenli bir otonom sürüş deneyimi sunarken, otomobilin çevresini algılamasını ve buna uygun tepkiler vermesini sağlıyor. Ayrıca, DriveOS işletim sistemi ile gelişmiş sürüşyapay zekâ ve kokpit özellikleri entegre edilerek, araç kullanıcılarına eşsiz bir deneyim vaat ediliyor.

Detaylar henüz netleşmedi

Her ne kadar duyuru büyük bir heyecan yaratsa da, bu iş birliğinin tam olarak ne zaman sonuç vereceği konusunda herhangi bir bilgi paylaşılmadı. Toyota ve NVIDIA, Drive AGX Orin ve DriveOS teknolojilerinin hangi modellerde ilk olarak kullanılacağına dair bir açıklama yapmadı.

Toyota ve NVIDIA’nın ortaklık geçmişi

Toyota ile NVIDIA arasında bu tür iş birlikleri aslında yeni değil. 2019 yılında, iki şirket otonom araçların geliştirilmesi için bir anlaşma yapmıştı. Bugün açıklanan ortaklık, bu sürecin bir devamı olarak değerlendiriliyor.

Otomotiv ve teknoloji dünyası, bu ortaklığın sektöre getireceği yenilikleri heyecanla bekliyor. Toyota ve NVIDIA, bu iş birliği ile yeni bir dönemin kapılarını aralıyor gibi görünüyor.

Omuzdan ateşlemeli ROKETSAN Karaok, testlerde göz dolduruyor!

ROKETSAN‘ın geliştirdiği Karaok, Türk savunma sanayiinin önemli yeniliklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Bu omuzdan atılan kısa menzilli tanksavar füzesi, gece ve gündüz görev yapabilme yeteneğiyle oldukça güçlü bir performans sergiliyor. Yeni yapılan test atışlarında gösterdiği üstün başarı ile göz dolduran Karaok, hedefe üstten dalış yaparak vuruş gerçekleştirme yeteneğiyle öne çıkıyor. Bu özelliği sayesinde füze, 50-60 metre gibi kısa mesafelerde bile oldukça etkili olabiliyor.

Omuzdan ateşlemeli ROKETSAN Karaok, testlerde göz doldurdu

Karaok’un menzili 2,5 kilometre olup, 125 mm çap ve 16 kg’dan daha hafif bir yapıya sahip. Füze, zırh delici tandem harp başlığı taşıyor ve doğrudan vuruş ya da üstten vuruş yapabiliyor. Bu özellikleri, Karaok’u Javelin ve Raybolt gibi yabancı rakipleriyle karşılaştırıldığında oldukça cazip kılıyor.

Omuzdan ateşlemeli ROKETSAN Karaok, testlerde göz doldurdu.
Omuzdan ateşlemeli ROKETSAN Karaok, testlerde göz doldurdu.

ROKETSAN, Karaok projesini geliştirirken, önceden elde ettiği bilgi birikimi ve deneyimi UMTAS ve OMTAS gibi diğer tanksavar füzeleriyle artırdı. Karaok, tek bir personel tarafından omuz üzerinden atılabiliyor, bu da kullanım kolaylığını önemli ölçüde artırıyor.

Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Karaok’un başarılı testlerinin, Türkiye’nin güvenlik ve caydırıcılık gücünü artırdığını belirterek, projenin Türk savunma sanayinin kapasitesine önemli bir katkı sağladığını vurguladı. Karaok’un yakında envantere girmesi bekleniyor ve bu yenilikçi çözüm, bağımsız ve güçlü bir Türkiye için önemli bir adım olarak görülüyor.

HDMI 2.2 teknolojisi, iki kat bant genişliği sunuyor!

0

HDMI Forum, CES 2025 fuarında HDMI 2.2 standardını duyurdu. Bu yeni sürüm, önceki HDMI sürümünün iki katı olan 96 Gbps bant genişliği sunuyor. Yüksek bant genişliği sayesinde, daha yüksek çözünürlük ve daha yüksek yenileme hızları artık mümkün olacak. HDMI 2.2’nin bu özelliğine erişebilmek için “Ultra96” sertifikalı kablolar kullanılması gerekecek.

HDMI 2.2 teknolojisi, iki kat bant genişliği sunacak

HDMI 2.2, 4K çözünürlükte 480 Hz, 8K çözünürlükte 240 Hz, hatta 10K çözünürlükte 120 Hz yenileme hızlarını destekleyebiliyor. Mevcut HDMI sürümleri ve kablolar şu an 4K 120 Hz desteği sağlıyor olsa da, HDMI 2.2, gelecekteki daha yüksek çözünürlük ve yenileme hızlarına yönelik altyapıyı şimdiden oluşturmuş oluyor. Bu da, gelişmiş medya deneyimleri ve daha akıcı görüntü geçişleri vaat ediyor.

HDMI 2.2 teknolojisi, iki kat bant genişliği sunacak

Yeni HDMI 2.2 standardı, özellikle birden fazla cihazın bağlı olduğu sistemlerde, ses ve görüntü senkronizasyonunu geliştirmek amacıyla Latency Indication Protocol (LIP) özelliğini de içeriyor. Bu sayede, bazı sistemlerde meydana gelen ses ve görüntü uyumsuzluğu problemleri giderilerek, kullanıcı deneyimi iyileştirilecek.

HDMI 2.2, bu yılın ilk yarısında piyasaya sürülecek ve önceki sürümlerle geriye dönük uyumlu olacak. Ancak, bant genişliğini tam olarak kullanabilmek için, hem cihazların hem de televizyonların HDMI 2.2 desteğine sahip olması gerektiği unutulmamalı. Bu yeni standardın sağladığı yüksek performans, gelecekteki görüntü teknolojileri ile uyumluluk için önemli bir adım olacak.

Samsung, CES 2025’te yapay zeka destekli güzellik aynasını tanıttı

Samsung, Las Vegas’ta düzenlenen CES 2025 fuarında dikkat çeken yenilikçi bir ürüne imza attı. Şirket, Micro LED teknolojisiyle geliştirdiği “Beauty Mirror” adını verdiği akıllı güzellik aynasını duyurdu. Yapay zekâ destekli bu ayna, cilt analizi yaparak kişiselleştirilmiş bakım önerileri sunabiliyor. Ayrıca, kullanıcılar bu ürünü yapay zeka destekli güzellik aynasını olarak tanıyorlar.

Yapay zeka ile cilt analizi

Kore’nin önde gelen kozmetik markası Amorepacific ile iş birliği içinde geliştirilen Beauty Mirrorfarklı cilt tiplerini analiz edebiliyor. Kullanıcılar, aynaya yaklaşık 30 saniye boyunca baktığındacilt kırışıklıkları, gözenekler, pigmentasyon ve kızarıklık gibi özellikler detaylı bir şekilde inceleniyor. Bu özellikler, yapay zeka destekli güzellik aynasını kullanırken büyük avantaj sağlıyor.

Amorepacific’in 20.000’den fazla klinik etiketli cilt teşhisi verisine dayanan algoritması sayesinde, aynanın %85’in üzerinde doğrulukla analiz yapabildiği belirtiliyor. Kullanıcıların cilt durumuna göre önerilen bakım ürünleri de bu analizlere dayanarak sunuluyor.

Gelişmiş teknik özellikler

Beauty Mirror, yalnızca akıllı yetenekleriyle değil, aynı zamanda teknik yapısıyla da dikkat çekiyor. Samsung’un yenilikçi Micro LED teknolojisialüminyum ve niyobyum mikro desen yapısına sahip. Bu sayede, hem gerçeğe yakın bir ayna deneyimi hem de üstün yansıtma ve geçirgenlik performansı sağlanıyor. Panel, %80’den fazla yansıtma ve %90’dan fazla ışık geçirgenliği sunabiliyor. Kullanıcılar, yapay zeka destekli güzellik aynasını kullanarak cilt bakımlarını optimize edebiliyorlar.

Ayrıca, sıradan bir ekran ya da selfie kamerasından öte bir teknolojiye sahip olan Beauty Mirrorestetik tasarımıyla da fark yaratıyor.

Piyasaya çıkış tarihi belirsiz

Samsung Micro LED Beauty Mirror, şimdilik bir konsept ürün olarak tanıtıldı. Ancak ürünün ne zaman piyasaya sürüleceği konusunda henüz bir bilgi paylaşılmadı. Teknoloji ve güzellik sektörlerini bir araya getiren bu inovasyonun, gelecekte geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından ilgi görmesi bekleniyor.

CES 2025’in en dikkat çekici ürünlerinden biri olan Samsung Beauty Mirror, hem teknoloji hem de güzellik dünyası için yenilikçi bir adım olarak değerlendiriliyor. Yapay zeka destekli güzellik aynasını kullanarak günlük cilt bakımınızı akıllı hale getirebilirsiniz.

Xpeng ve Volkswagen Çin’de dev şarj ağı oluşturuyor

Volkswagen ve Xpeng, Çin’deki elektrikli araç kullanıcılarına önemli bir kolaylık sunacak yeni bir iş birliğine imza attı. İki şirket, hızlı şarj istasyonu ağlarını karşılıklı olarak birbirlerinin kullanımına açtıklarını duyurdu. Bu iş birliği, 420 şehri kapsayan ve toplamda 20 binden fazla soketten oluşan bir şarj istasyonu ağı yaratacak.

Ortak marka kurulacak

Volkswagen ve Xpeng, sadece mevcut istasyonları paylaşmakla kalmayacak, aynı zamanda ilerleyen süreçte yeni şarj istasyonları kurmak üzere bir ortak marka oluşturmayı planlıyor. Bu adım, iki şirketin elektrikli araç sektöründeki güçlerini birleştirerek Çin pazarındaki etkilerini artırmalarını hedefliyor.

İş birliğinin kökenleri

Volkswagen ve Xpeng arasındaki iş birliği 2023 yılına dayanıyor. Temmuz 2023’te Volkswagen, 700 milyon dolar yatırım yaparak Xpeng’in %5’lik hissesini satın alacağını duyurmuştu. Şubat 2024’te ise iki şirket, maliyetleri düşürmek amacıyla ortak parça kullanımını içeren bir anlaşmaya varmıştı. Bu anlaşma kapsamında Volkswagen’in, Xpeng’in E/E platformunu kullanarak iki yeni model üreteceği açıklanmıştı. 2025’in ilk günlerinde duyurulan bu yeni şarj ağı iş birliği ise ilişkilerin ne kadar derinleştiğini ortaya koyuyor.

Xpeng’in hızlı şarj teknolojisi öne çıkıyor

Xpeng, Çin’de 9 binden fazla soketle hizmet veren 1790 şarj istasyonuna sahip. Şirketin S4 isimli hızlı şarj cihazları480 kW maksimum güce (670A) ulaşıyor ve yalnızca 5 dakikalık şarjla 200 km menzil sunabiliyor. Ayrıca XpengEylül 2024’te S5 isimli yeni hızlı şarj cihazlarının kurulumuna başladı. Bu cihazlar, 800 kW maksimum güce (800A)sahip ve uyumlu araçlar için saniyede 1 km menzil sağlayabiliyor.

Elektrikli araçkKullanıcılarına büyük avantaj

Yapılan anlaşma ile iki firmanın müşterileri, toplamda 20 binden fazla soketten oluşan şarj ağına erişim sağlayabilecek. Bu gelişme, Çin’de elektrikli araç kullanıcıları için önemli bir avantaj sunarken, aynı zamanda Volkswagen ve Xpeng’in elektrikli araç ekosistemindeki konumlarını güçlendirmesi açısından kritik bir adımolarak değerlendiriliyor.

Elon Musk’tan NASA’nın Artemis programına sert eleştiri: “doğrudan Mars’a gidiyoruz”

SpaceX’in kurucusu Elon Musk, NASA’nın Ay’a insanlı görevler düzenlemeyi amaçlayan Artemis programını hedef alarak çarpıcı açıklamalarda bulundu. Elon Musk’tan NASA planları hakkında çokça eleştiri geldi. Musk, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, “Doğrudan Mars’a gidiyoruz. Ay bir dikkat dağıtıcı,” ifadelerini kullanarak NASA’nın Ay merkezli planlarını eleştirdi.

Artemis mimarisi verimsiz”

Musk, Artemis programını eleştirirken, programın sonuçlara değil, iş yüküne odaklandığını belirtti. Elon Musk’tan NASA programlarına yeni eleştiri geldi. “Artemis mimarisi son derece verimsiz, çünkü sonuçları maksimize eden bir program değil, işleri maksimize eden bir program. Tamamen yeni bir şeye ihtiyaç var,” diyen Musk, Ay’a yönelik projeleri ileriye dönük bir hedef olarak görmediğini açıkça dile getirdi.

NASA, Artemis programıyla bu on yılın sonuna kadar Ay’ın güney kutbunda sürdürülebilir bir üs kurmayı ve bir dizi insanlı görev düzenlemeyi hedefliyor. Ancak Musk, bu hedeflerin yeterince vizyoner olmadığını düşünüyor ve Ay’ın Mars’a ulaşma yolunda gereksiz bir durak olduğunu savunuyor. Elon Musk’tan NASA hedeflerinin vizyoner olmadığı yönünde eleştiriler geldi.

Musk’ın uzay politikalarındaki rolü

Musk’ın bu çıkışları yalnızca bireysel görüşlerinden ibaret değil. SpaceX’in kurucusu, Donald Trump’ın geçtiğimiz yıl yeniden ABD Başkanı seçilmesinde etkili bir rol oynamış ve şu anda yeni yönetimde uzay politikaları konusunda önemli bir danışman pozisyonuna gelmiş durumda. Bu nedenle Elon Musk’tan NASA hakkında yöneltilen eleştirilerin,  Artemis programının geleceği üzerinde etkili olabileceği yorumları yapılıyor.

NASA ve Uluslararası ortaklıklar ne durumda?

NASA ve ortakları, Artemis programını desteklemeye devam etse de Musk’ın eleştirileri, Elon Musk’tan NASA iş birliği konusunda soru işaretleri doğdu. programın mimarisinde değişikliklere yol açabilecek baskılar oluşturuyor. Amerikan ticari uzay sektörü, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve diğer uluslararası aktörler, Ay’a dönüş hedeflerini sürdürürken, SpaceX ve Blue Origin gibi şirketlerin geliştirdiği araçlar, NASA’nın Uzay Fırlatma Sistemi’ni (SLS) bypass edebilir.

Öte yandan, Artemis programı ABD’nin Ay yüzeyindeki etkisini artırma ve Çin ile rekabet etme amacı taşıyor. Ancak Musk’ın doğrudan Mars’a gitme hedefi, NASA’nın hem Ay’a hem de Mars’a yönelik girişimlerini birleştiren yeni bir strateji geliştirmesine yol açabilir.

SpaceX ve Mars hedefi

Musk’ın açıklamaları, Elon Musk’tan NASA’nın Mars hedeflerine yönelik eleştiriler geldi. SpaceX’in NASA iş birliğiyle Mars’a odaklanacağı şeklinde yorumlanıyor. Şirketin geliştirdiği Starship aracı, bu hedefin temel unsurlarından biri olarak görülüyor. Musk, uzun vadede Mars’ta sürdürülebilir bir şehir kurmayı amaçlıyor ve bu vizyonu, NASA’nın mevcut Ay projelerine karşı bir alternatif olarak sunuyor.

NASA’nın Artemis programı devam ederken, Musk’ın bu açıklamaları programın geleceğini şekillendirebilecek önemli bir etki yaratmış durumda.

Yapay zeka girişimi Jentic, 4 milyon euro yatırım alıyor!

İrlandalı yapay zeka girişimi Jentic, Elkstone liderliğinde düzenlenen tohum öncesi yatırım turunda 4 milyon euro fon sağladı. Sure Valley Ventures, TechOperators, Shuttle ve bir grup melek yatırımcının da katıldığı bu yatırım turu, Jentic’in gelişen teknolojisine ve piyasadaki iddiasına güçlü bir destek verdi.

Yapay zeka girişimi Jentic, 4 milyon euro yatırım aldı

2024 yılında kurulan Jentic, yapay zeka geliştiricilerine daha güvenli ve pratik bir entegrasyon sağlamak için evrensel bir yapay zeka temel entegrasyon katmanı sunuyor. Bu altyapı sayesinde şirketler, yapay zeka sistemlerini farklı platformlarla kolayca eşleştirebiliyor, iletişimlerini optimize edebiliyor ve dağıtım süreçlerini daha etkin bir şekilde kontrol edebiliyor.

Şirketin kurucu ortağı ve CEO’su Sean Blanchfield, yatırımla ilgili yaptığı açıklamada, Jentic’in amacının yapay zeka teknolojilerinin dünyanın API’larıyla kolay ve güvenli bir şekilde bağlanmasını mümkün kılacak kritik bir altyapı oluşturmak olduğunu belirtti. Blanchfield, yapay zekanın yüksek derecede bağlantılı hale geldiğinde ortaya çıkan güvenlik, karmaşıklık ve güvenilirlik sorunlarını çözmek için bir entegrasyon katmanı tasarlamanın temel ihtiyaç olduğunu vurguladı. Bu yeni fon, şirketin ürün geliştirmesini hızlandırmasına, ekibini büyütmesine ve kullanıcılarına yapay zekayı daha güvenilir bir şekilde uygulama fırsatı sunmasına olanak tanıyacak.

Yatırım turunun lideri Elkstone’dan Girişim Başkanı Niall McEvoy ise Jentic’in vizyonunun, teknolojik yenilikleri teşvik eden Elkstone’un misyonuyla mükemmel bir uyum içinde olduğunu ifade etti. McEvoy, Jentic’in global çapta sunduğu pazar fırsatını değerlendirmekten memnuniyet duyduklarını ve şirketin büyüme sürecini desteklemekten heyecan duyduklarını belirtti. Jentic’in bu yatırımla, yapay zeka teknolojilerinin küresel çapta daha geniş bir uygulama alanı bulmasına katkı sağlayacağı öngörülüyor.

Nadir toprak metalleri e-atık dönüşümünde kullanılıyor

Alta Resource, elektronik cihazların ihtiyaç duyduğu nadir toprak metallerini e-atıklara ayırıyor. Nadir toprak metalleri halk tarafından büyük ölçüde bilinmez, ancak çok çeşitli ürünlerde kullanılıyor. Neodimyum, praesodimiyum ve seryum gibi elementler kendi başlarına nadir değildir. Ancak bunlar dünyanın belirli bölgelerinde yoğunlaşmıştır ve bunları yararlı bir şeye dönüştürmek çok zordur. Benzersiz elektrik ve manyetik özellikleri onları sabit diskler ve kulaklıklar gibi elektronik cihazlar için vazgeçilmez hale getirir ve bazıları MRI ve BT taramaları için kontrast madde olarak kullanılır. Birçoğu metrik ton başına on binlerce dolara satılır.

Nadir toprak metalleri e-atık sorununu çözebilir

Son yıllarda Çin, nadir toprak elementlerinin baskın rafinerisi haline geldi ve Çin Komünist Partisi, bunları ABD ile olan karşılıklı ticaret anlaşmazlıklarında pazarlık kozu olarak kullanıyor. Alta Resource Technologies’in kurucu ortağı ve CEO’su Nathan Ratledge: “Genellikle yılda 330.000 ila 350.000 ton nadir toprak üretiliyor. Tarihsel olarak, bunların neredeyse hiçbiri ABD’de üretilmiyor” diyor. ABD Savunma Bakanlığı, unsurların güvenliğini sağlamayı endüstriyel stratejisinin önemli bir parçası haline getirecek kadar gergin.

Ratledge: “Çin bu kritik mineral tedarikini çok kolay bir şekilde silaha dönüştürebilir,” dedi. Potansiyel sonuçlar savunma uygulamalarının ötesine de uzanıyor. Zaten Nvidia ve Apple gibi birçok gerçek değerli şirket için oldukça kritik olan bazı şeylere ihracat kısıtlamaları koydular” dedi.

ABD’nin şu anda Kaliforniya’da faaliyet gösteren bir nadir toprak madeni var , ancak bu maden inişli çıkışlı bir geçmişe sahip. Ratledge, ülkenin her yıl ürettiği tonlarca e-atıkta gizlenen bir alternatif olduğunu söyledi.

Alta, düşük kaliteli kaynaklardan, düzinelerce adımda uygulanan toksik kimyasallara dayanan mevcut rafine etme tekniklerinden daha verimli bir şekilde nadir toprak elementleri çıkarmanın bir yolunu geliştirdiğini iddia ediyor. Şimdiye kadar gizlice faaliyet gösteren şirket, bunun yerine, ister saf cevherden ister elektronik atıklardan olsun, nadir toprak elementlerine tutunmak üzere özel olarak tasarlanmış bir dizi protein kullanıyor.

Lilium, 200 Milyon Dolarlık yatırımla yeniden hayata dönüyor

Avrupa merkezli elektrikli hava aracı girişimi Lilium, iflasın eşiğinden dönerek 200 milyon dolarlık bir yatırımsayesinde faaliyetlerine yeniden başlıyor. Almanya merkezli şirket, geçtiğimiz haftalarda 10 yıldan fazla süredir devam eden faaliyetlerini durdurduğunu ve yaklaşık 1.000 çalışanını işten çıkardığını duyurmuştu. Ancak bu dramatik gelişmenin ardından şirket, yeni bir finansman desteği ile ayakta kalmayı başardı.

Mobile Uplift Corporation”an kritik destek

20 Aralık’ta iflas başvurusunda bulunan Lilium, sadece dört gün sonra, 24 Aralık’ta Mobile Uplift Corporation liderliğindeki bir yatırımcı grubundan 200 milyon dolar değerinde bir destek alarak “Noel mucizesi” yaşadı. Bu konsorsiyum, ABD merkezli özel sermaye şirketi Fifth Wall, bir Avrupalı finans yatırımcısıbatarya üreticisi CustomCellsLilium’un bazı alacaklıları ve eski hissedarlarından oluşuyor.

Lilium

Yatırımcı grup, Lilium’un yeniden yapılanması ve faaliyetlerine devam edebilmesi için gerekli sermayeyi sağlamaya hazır olduklarını belirtti. Ancak bu finansmanın resmiyet kazanması için Almanya’daki iflas mahkemelerinin onayı ve alacaklılarla yapılacak görüşmeler büyük önem taşıyor.

Hedef: yeniden yapılanma ve sertifikasyon

Yatırımcılar, Lilium’un ilk prototipinin uçuş sertifikasyonu için gerekli bütçenin sağlandığını ifade ediyor. Uzun vadede ise şirketin sadece hava taksileri üretmekle sınırlı kalmayarak teknolojisini acil durum hizmetleri veya helikopterlerin yerine kullanılabilecek çeşitli uygulamalara yönelik geliştirmesi hedefleniyor.

Büyük yatırımlar ve zorlu süreçler

Lilium, tamamen elektrikli jetleriyle havacılıkta çevreci bir devrim yapmayı hedefliyorduSaatte 100 km hıza ulaşabilen bu elektrikli hava aracı prototipleri için şu ana kadar 1.5 milyar dolardan fazla yatırım alındı. Şirket, ilk teslimatlarını 2026 yılında gerçekleştirmeyi planladığını duyurmuştu.

Ancak, eVTOL (elektrikli dikey kalkış ve iniş) sektöründe yaşanan zorlu rekabet ve yüksek sermaye gereksinimlerinedeniyle şirketin işleri planlandığı gibi gitmedi. Ekim ayında ek yatırım arayışına giren Lilium, yeterli finansmanı sağlayamayınca Aralık ayında iflas sürecine girmişti.

Yeni yatırım ile birlikte Lilium, hem finansal krizden çıkış yapmayı hem de sektördeki yenilikçi hedeflerini yeniden canlandırmayı planlıyor. Şirketin bu süreci başarıyla tamamlaması, sadece Lilium için değil, elektrikli hava aracı sektörü için de kritik bir önem taşıyor.

ChatGPT Pro bekleneni veremedi: OpenAI zarar ediyor

Yapay zeka alanında devrim yaratan OpenAI, geçtiğimiz ayın başlarında tanıttığı ChatGPT Pro abonelik planıyla dikkat çekmişti. Ancak şirketin CEO’su Sam Altman, bu planın şirket için beklenen kârlılığı sağlamadığını ve hatta zarar ettirdiğini açıkladı.

ChatGPT Pro: büyük beklentiler, hayal kırıklığı

OpenAI’nin aylık 200 dolarlık ChatGPT Pro planı, kullanıcılarına gelişmiş yapay zeka modelleri ve özel araçlara sınırsız erişim imkanı sunuyordu. O1, O1-Mini, GPT-4o ve Advanced Voice gibi modellerin yanı sıra video üretiminde kullanılan Sora aracı da bu planın bir parçasıydı. Ancak Altman, planın beklenenden çok daha fazla kullanıldığını ve bu yoğun talebin maliyetleri artırarak zarar oluşturduğunu belirtti.

Altman yaptığı açıklamada, “Bu fiyatlandırmayı kendim seçtim ve başlangıçta kâr etmeyi umuyordum. Ancak planın kullanım yoğunluğu nedeniyle zarar ediyoruz,” dedi.

Maliyetler ve zarar tablosu

OpenAI, kuruluşundan bu yana yaklaşık 20 milyar dolar yatırım almasına rağmen henüz kârlılığa ulaşabilmiş değil. Şirketin 2024 yılı için 3.7 milyar dolar gelir beklediği, ancak 5 milyar dolarlık bir zarar öngördüğü bildiriliyor. Bu büyük giderlerin temel sebepleri arasında personel maaşlarıofis giderleri ve yapay zeka altyapısının yüksek maliyetleri yer alıyor.

ChatGPT’nin işletme maliyetleriyle ilgili net bir bilgi verilmemiş olsa da, daha önceki raporlar hizmetin günde 700 bin dolara mal olduğunu ortaya koymuştu.

Kârlılık için yeniden yapılanma

Sam AltmanOpenAI’nin sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için daha fazla sermayeye ihtiyaç duyduğunu ve şirketin yeniden yapılanmaya gireceğini duyurdu. Ayrıca, abonelik planlarının fiyatlarının artırılmasının da gündemde olduğunu belirtti.

Şirketin uzun vadeli hedefleri arasında ise 2029 yılına kadar yıllık 100 milyar dolar gelir elde etmek bulunuyor. Ancak bu optimist hedefin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ise merak konusu.

OpenAI’nin geleceği, yapay zeka teknolojilerinin gelişimi ve kullanıcı beklentilerinin nasıl şekilleneceği ile doğrudan bağlantılı olacak gibi görünüyor.

Honda, yeni elektrikli araç prototiplerini tanıttı!

Honda, CES 2025 fuarında bataryalı elektrikli araç prototipleri olan Honda Zero serisini tanıttı. Bu yeni seride iki model öne çıkıyor: Honda 0 SUV ve Honda 0 Saloon. Her iki model de, markanın ünlü insansı robotu Asimo’dan ilham alarak geliştirilen Asimo OS işletim sistemiyle donatıldı. Bu sistem, Honda’nın robotik alandaki tecrübesini elektrikli araçlara entegre ederek, sürüş deneyimini tamamen yeni bir boyuta taşıyor. Honda Zero serisi, hem tasarım hem de teknoloji açısından yenilikçi özelliklerle dikkat çekiyor.

Honda, elektrikli araç prototiplerini görücüye çıkardı

Honda 0 SUV, markanın Space-Hub konsepti üzerine inşa edilmiş ve geniş iç hacmi ile pratik kullanımı ön planda tutuyor. Aracın bagajında yer alan iki katlanabilir masa, fonksiyonelliği artırarak günlük kullanıma uygun hale getiriyor. Honda 0 Saloon ise aerodinamik hatlarla tasarlanmış ve nostaljik unsurlarla modern çizgileri harmanlayarak sofistike bir görünüm sunuyor. Her iki modelde de aracın bir ucundan diğerine kadar uzanan büyük bir dijital ekran bulunuyor. Bu ekran tasarımı, Honda’nın Sony ile ortaklaşa geliştirdiği Afeela EV modelini anımsatıyor ve kullanıcı deneyimini dijital bir yenilikle zenginleştiriyor.

Honda’nın Asimo OS işletim sistemi, Seviye 3 otonom sürüş teknolojisini destekliyor ve sürücüler, belirli trafik koşullarında ellerini ve dikkatlerini tamamen yoldan çekebiliyorlar. Şu anda bu teknoloji, Honda’nın Sensing Elite sistemiyle donatılmış Honda Legend sedanında bulunuyor. Asimo OS, yalnızca otonom sürüşü değil, aynı zamanda dijital deneyimlerin “ultra kişisel optimizasyonu”nu da mümkün kılacak. Bu yeni işletim sistemi, araç içi elektronik kontrol ünitelerinin (ECU) yönetimini de entegre edecek, böylece süspansiyon, frenleme ve yol tutuşu gibi işlevlerin daha verimli bir şekilde kontrol edilmesi sağlanacak.

Honda, bu yeni teknolojinin ilerleyen yıllarda geniş bir yelpazede kullanılmasını hedefliyor. Özellikle, Seviye 3 otonom sürüş modunda araçlar, yolculuk esnasında video izleme veya uzaktan toplantılara katılma gibi farklı etkinlikleri de mümkün kılacak. Tüm Zero araçlar bu özelliklerle donatılmış olacak ve kablosuz güncellemelerle sürekli gelişmeye devam edecek. Honda ayrıca, Japon yarı iletken üreticisi Renesas ile ortaklık kurarak araçtaki ECU sayısını azaltıp, işlem gücünü daha verimli bir şekilde yönetmeye yönelik yeni bir çip geliştireceklerini duyurdu. Bu, daha az kablolama ve daha az gecikme ile birlikte daha hızlı ve etkili bir işlem gücü sunmayı amaçlıyor.

Honda’nın elektrikli araçları, özellikle Asimo OS sayesinde gelecekte çok daha interaktif, kişiselleştirilebilir ve otonom hale gelecek. Ayrıca, 2026 yılında üretime girecek olan Honda 0 SUV, özellikle Kuzey Amerika pazarına yönelik olarak dikkat çekiyor. Bu yeni proje, Honda’nın gelecekteki mobilite anlayışını yansıtan önemli bir adım olarak öne çıkıyor.