Xiaomi’den akıllı spor ekipmanı: Mijia Smart Dumbbells tanıtıldı!

Xiaomi, yenilikçi ürün yelpazesini genişletmeye devam ediyor. Şirketin Mijia alt markası altında tanıttığı Mijia Smart Dumbbells, evde spor yapmayı seven kullanıcılar için ideal bir çözüm sunuyor. Sadece 14 dolar fiyat etiketiyle satışa sunulan bu akıllı dambıl setiayarlanabilir ağırlıkları ve antrenman verilerini takip eden özellikleriyle dikkat çekiyor.

Mijia Smart Dumbbells’ın öne çıkan özellikleri

Mijia Smart Dumbbellsiki bar ve bu barlara takılabilen dört ayarlanabilir ağırlık plakasıyla geliyor. Setin tasarımında, dambıllardan birinin üzerinde bulunan ekranyakılan kaloriantrenman süresi ve zamanlayıcı gibi verileri gösteriyor.

Dambıl seti, Xiaomi’nin Mi Home uygulaması ile entegre çalışıyor. Uygulama üzerinden geçmiş antrenman verilerine ulaşabilirvücut geliştirme ve aerobik gibi farklı fitness programlarına erişebilir ve kişisel fitness seviyenize uygun egzersiz modları ayarlayabilirsiniz. Kullanıcıları desteklemek için videolu ve sesli rehberler de sunuluyor.

Teknik detaylar ve kullanım

  • Ağırlık Seçenekleri: Her biri 0.5 kg olan plakalarla maksimum 2 kg ağırlık kapasitesi.
  • Enerji Tüketimi: İki adet AA pil ile çalışıyor ve bu pillerle cihaz 177 güne kadar dayanabiliyor.
  • Tasarım: Minimalist bir görünüm sunan beyaz renkli dambıllar, kullanıcı dostu bir tasarım ve basit bir güç düğmesiyle geliyor.

Fiyat ve kullanıcı kitlesi

Mijia Smart Dumbbells, özellikle evde spor yapmaya yeni başlayan ve hafif antrenmanlar yapmak isteyen kullanıcılar için tasarlanmış. Uygun fiyatıyla da dikkat çeken ürün, yalnızca 14 dolarlık fiyatıyla geniş bir kitleye hitap ediyor.

Xiaomi’nin yenilikçi yaklaşımlarını sürdüren bu akıllı dambıl seti, hem pratik kullanımı hem de uygun fiyatıylaspor tutkunlarının ilgisini çekmeyi hedefliyor.

Leapmotor’un yeni sedan modeli B01 kamuflajsız görüntülendi

Çinli elektrikli araç üreticisi Leapmotor‘un yeni modeli B01, kamuflajsız bir şekilde görüntülendi. 2025’in ortasında 100 bin Yuan (yaklaşık 13.650 dolar) başlangıç fiyatıyla satışa sunulması planlanan sedan, yıl sonuna doğru Avrupa pazarında da yerini alacak.

B10 ile aynı platform

Leapmotor B01, geçtiğimiz aylarda tanıtılan SUV modeli B10 ile aynı platformu paylaşıyor. Görsellerde, Leapmotor’un markanın diğer modelleriyle uyumlu bir tasarım anlayışına sahip olduğu dikkat çekiyor. Çıkıntılı burun yapısının üzerinde ince gündüz LED’leri yer alırken, tampon kenarlarında ana aydınlatmalar ve hava girişleri bulunuyor. Yan profilde yüksek omuz çizgisigizli kapı kollarıçok kollu jantlar ve ön çamurluklardaki kameralar göze çarpıyor.

Aracın tavanında bir branda bulunsa da büyük bir panoramik cam tavanın yer alması bekleniyor. Arka bölümde ise boydan boya uzanan ince LED stop lambaları dikkat çekiyor.

Teknik özellikler henüz net değil

Teknik detaylar açıklanmamış olsa da Leapmotor B01’in 4.7 metre uzunluğunda olacağı tahmin ediliyor. B10 ile aynı platformu paylaştığı için 160 kW (204 hp) güç üreten bir elektrik motoru ve 56.2 kWsa kapasiteli lityum demir fosfat batarya kombinasyonuna sahip olması bekleniyor.

Stellantis ile ortaklık

Çin dışındaki operasyonları, geçen yıl Çinli şirketin %20’sini satın alan Stellantis tarafından yürütülüyor. Bu ortaklık doğrultusunda, Stellantis’in %51 payla söz sahibi olduğu Leapmotor International şirketi kurulmuştu. Yeni Leapmotor B01’in Çin dışındaki tüm satış süreçleri bu ortaklık tarafından yönetilecek.

Leapmotor B01uygun fiyatı ve Avrupa pazarına yönelik planlarıyla dikkat çekiyor. Leapmotor’un elektrikli otomobil dünyasında yeni bir soluk olmayı hedefleyen modeli, önümüzdeki dönemde daha fazla detayla karşımıza çıkacak.

OpenAI CEO’su Sam Altman, yapay genel zeka hedeflerini açıkladı

OpenAI CEO’su Sam Altman, yapay genel zekâ (AGI) konusundaki gelecek planlarını ve şirketin bu alandaki vizyonunu açıkladı. Şahsi blogunda yayımladığı yazıda, Altman, AGI’ı geliştirmenin yolunu bildiklerini ve odağını bu süperzekâya çevirmeye başladıklarını ifade etti.

Altman’ın açıklamalarına göre, OpenAI, AGI’ı “ekonomik olarak kıymetli işlerde insanlardan daha iyi performans sergileyecek otonom sistemler” olarak tanımlıyor. Bu tanım, son yıllarda AGI’a dair farklı bakış açılarını yansıtıyor. Örneğin Microsoft, AGI’ı “100 milyar doların üzerinde kâr sağlayacak AI sistemleri” olarak nitelendirirken, Altman ve ekibi, AGI’nın dünyayı değiştirme potansiyeline odaklanıyor.

OpenAI CEO'su

Asıl hedefimiz Süper zeka

Altman, mevcut yapay zekâ ürünlerini beğendiğini, ancak OpenAI’ın asıl amacının daha görkemli bir geleceği inşa etmek olduğunu belirtti. Altman, “Süperzekâ sayesinde bilimsel keşifler ve inovasyonun hızı muazzam ölçüde artacak, bugün kendi başımıza yapabileceklerimizin çok üstüne çıkacağız. Bu da bolluk ve refahın artmasını sağlayacak,” ifadelerini kullandı.

Altman daha önce yaptığı bir açıklamada, AGI’nin önümüzdeki üç yıl içinde gerçek olabileceğini söylemişti. Ancak son yazısında bu sürecin daha da hızlandığını ima etti. OpenAI CEO’su, belli başlı görevleri bağımsız olarak yerine getirebilen yapay zekâ sistemlerinin bu yıl içinde birçok şirket tarafından kullanılmaya başlayacağını açıkladı.

Altman’ın AGI konusundaki iyimser yaklaşımı, yapay zekâ dünyasında herkes tarafından paylaşılmıyor. Pek çok bilim insanı ve uzman, süperzekâ sistemlerinin kontrolsüz geliştirilmesinin ciddi riskler barındırdığına dikkat çekiyor. Bu risklerden biri, milyonlarca insanın işsiz kalma ihtimali olarak öne çıkıyor.

Eleştirmenler, Altman’ın “bolluk ve refah” vaadine temkinli yaklaşılması gerektiğini savunuyor. Süperzekâ, insanlığın geleceği için büyük bir potansiyel sunsa da bu teknolojinin yaratacağı etkiler konusunda geniş çaplı bir değerlendirme yapılması gerektiği vurgulanıyor.

OpenAI’ın liderliği

ChatGPT ile yapay zekâ alanında büyük bir çıkış yapan OpenAI, bugün sektörün liderlerinden biri olarak kabul ediliyor. Şirket, yapay zekânın geleceğini şekillendirmek ve AGI’yı bir sonraki büyük adım olarak tanıtmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Sam Altman’ın son açıklamaları, yapay genel zekânın hayatımıza düşündüğümüzden çok daha erken girebileceğini gösteriyor. Ancak bu süreçte, teknolojinin fırsatları kadar risklerini de tartışmak büyük önem taşıyor.

AMD Ryzen AI MAX 300 Strix Halo serisi tanıtıldı: İşte özellikleri ve detaylar

AMDtüketicilere yönelik geliştirdiği en büyük APU olan Ryzen AI MAX 300 “Strix Halo” serisini resmen duyurdu. Zen 5 çekirdekleri ve RDNA 3.5 GPU mimarisini birleştiren bu yeni nesil işlemciler, hem iş dünyasına hem de genel tüketiciye hitap edecek farklı varyantlarla geliyor. İşte Strix Halo serisinin özellikleri ve sunduğu yenilikler:

Ryzen AI MAX 300 serisi ve modeller

Yeni seri, iş odaklı PRO varyantları ve genel tüketiciye yönelik standart modeller olarak iki farklı segmentte sunulacak. Serinin amiral gemisi olan Ryzen AI MAX+ (PRO) 39516 Zen 5 çekirdeği ve 40 RDNA 3.5 grafik birimiyle dikkat çekiyor. İşlemci, 5.1 GHz’e kadar artırılmış saat hızı ve 80 MB önbellek ile performans sınırlarını zorluyor.

Serinin diğer modelleri ise şu şekilde sıralanıyor:

  • Ryzen AI MAX (PRO) 39012 çekirdek32 grafik çekirdeği5.0 GHz artırılmış saat hızı.
  • Ryzen AI MAX (PRO) 3858 çekirdek32 grafik çekirdeği.
  • Ryzen AI MAX PRO 3806 çekirdek16 grafik çekirdeği.

Bu modeller, 45W ile 120W arasında değişen TDP değerleriyle geniş bir kullanım alanına hitap ediyor.

Performans karşılaştırmaları

AMD‘nin iddialarına göre, Ryzen AI MAX+ (PRO) 395:

  • Apple M4 Pro‘ya kıyasla %12 ile %86 arasında daha yüksek performans sunuyor.
  • Intel Core Ultra 9 288V (Lunar Lake) modelinden 1.4 kat daha iyi yapay zeka performansı ve 2.6 kat daha hızlı render yeteneği ile öne çıkıyor.

Grafik tarafında, iki katından fazla performans artışı sağlayan bu APU’lar, oyun deneyiminde de büyük bir sıçrama vaat ediyor.

Teknik detaylar

  • Zen 5 mimarisi sayesinde yüksek verimlilik ve performans.
  • XDNA 2 yapay zeka işlemcisi ile saniyede 50 TOPS işlem kapasitesi.
  • Esnek güç tüketimi aralığı (45W-120W TDP).
  • Yalnızca Zen 5 çekirdeklerine dayalı yenilikçi bir yapı.

Çıkış tarihi

AMD, yeni Strix Halo serisinin 2025’in ilk yarısında piyasaya sürüleceğini açıkladı. Bu işlemciler, özellikle Copilot+ sistemleri ve üst düzey performans arayan kullanıcılar için tasarlandı.

AMDRyzen AI MAX 300 serisi ile yapay zeka destekli işlemcilerde yeni bir dönemin kapısını aralıyorZen 5 ve RDNA 3.5 birleşimiyle hem profesyonel hem de tüketici sınıfında çıtayı yükseltmeye hazırlanıyor.

Windows 11, oyuncular arasında popüler hale geldi!

0

Windows 11, oyuncular arasında giderek daha popüler bir hale geliyor. Aralık 2024 Steam Donanım ve Yazılım Anketi’ne göre, bu işletim sistemi geçtiğimiz bir yıl içinde pazar payını %13’ten fazla artırarak oyunseverlerin favorileri arasına girdi. Verilere bakıldığında, Steam kullanıcılarının %54,96’sı Windows 11 kullanırken, geçtiğimiz ay bu oran %1,98 daha düşüktü. Geçen yılın aynı döneminde ise sadece %41,95’lik bir kullanım oranına sahipti. Buna karşılık, Windows 10 kullananların oranı %42,39’a geriledi. Hâlâ Windows 7 kullanan küçük bir kitle de mevcut, ancak bu oran yalnızca %0,15 düzeyinde.

Windows 11, oyuncular arasında oldukça popüler

Microsoft’un, Windows 11’in özellikle 24H2 sürümüyle ilgili bazı performans ve uyumluluk sorunlarını kabul etmesine rağmen, bu işletim sistemine geçişin artmasındaki en büyük nedenlerden biri, Windows 10 desteğinin yakın gelecekte sona erecek olması olarak görülüyor. Pek çok kullanıcı, bu durum karşısında hazırlık yapmak adına sistemlerini Windows 11’e yükseltiyor. Ayrıca, piyasaya sunulan yeni nesil bilgisayarların çoğunlukla Windows 11 ön yüklü olarak gelmesi de bu artışı destekleyen etkenlerden biri.

Donanım tercihleri tarafında ise, Steam kullanıcıları arasında belirgin trendler mevcut. Öne çıkan tercihler arasında %45,07 ile 16 GB RAM, %31,67 ile 6 çekirdekli işlemciler ve %5,88 ile Nvidia GeForce RTX 3060 ekran kartı yer alıyor. Ayrıca, %56,12 oranıyla 1080p çözünürlüğe sahip monitörler de yaygın olarak tercih ediliyor. Ekran kartı pazarına baktığımızda, Nvidia’nın %75,67 ile ezici bir üstünlük sağladığı görülüyor. AMD ise %16,24’lük bir paya sahip.

Statcounter verileri Windows ekosistemi genelinde de ilginç detaylar sunuyor. Windows 10 hâlâ liderliğini %62,73 ile sürdürse de, Windows 11 %34,1 ile önemli bir yere sahip. Daha eski sürümlerden Windows 7 %2,4, Windows 8.1 %0,29 ve Windows XP %0,23 gibi düşük oranlarla temsil ediliyor. Bu veriler, Windows 11’in daha geniş bir kullanıcı kitlesine hızla yayılmaya devam edeceğini işaret ediyor.

AMD’den yeni nesil taşınabilir oyun konsolları için Ryzen Z2 serisi işlemciler!

0

Taşınabilir oyun konsolu pazarında rekabet kızışıyor. AMD, uzun süredir beklenen Ryzen Z2 serisi işlemcilerinibugün resmen tanıttı. AMD’den yeni nesil Ryzen Z2, Z2 Extreme ve Z2 Go modellerinden oluşan seri, taşınabilir konsollar için yüksek performansdaha iyi pil ömrü ve ileri teknolojiler sunmayı hedefliyor.

Ryzen Z2 Serisinin Özellikleri

Ryzen Z2 serisi, AMD’nin en yeni Zen 5 ve Zen 5c çekirdek mimarilerine dayanıyor. Serinin amiral gemisi olan Ryzen Z2 Extreme8 çekirdekli bir yapı (3 Zen 5 + 5 Zen 5c) ve RDNA 3.5 tabanlı Radeon 890M grafik birimiylegeliyor. Grafik birimi16 CU (Hesaplama Birimi) ile 3.2 TFLOPS’luk bir performans sunarak taşınabilir cihazlar için üst düzey oyun deneyimi vadediyor. AMD’den yeni nesil işlemcilerle oyun deneyimi çok daha gelişmiş olacak.

Daha düşük seviyede performans sunan Ryzen Z28 adet Zen 4 çekirdeği ve 12 CU’luk Radeon 780M GPU içeriyor. AMD’den yeni nesil ürünler pil ömrüne de önem veriyor. Pil ömrüne öncelik veren ekonomik model Ryzen Z2 Go ise, 4 adet Zen 3+ çekirdeği ve RDNA 2 tabanlı 12 CU’luk Radeon 680M ile donatılmış.

ModelCPU Çekirdek YapısıGrafik Birimi
Ryzen Z2 Extreme8 Çekirdek (3xZen 5 + 5xZen 5c)16 CU (Radeon 890M)
Ryzen Z28 Çekirdek (8xZen 4)12 CU (Radeon 780M)
Ryzen Z2 Go4 Çekirdek (4xZen 3+)12 CU (Radeon 680M)

Hangi Cihazlarda Kullanılacak?

AMD, Ryzen Z2 serisinin ASUS, Lenovo ve Valve gibi üreticilerin cihazlarında yer alacağını doğruladı. Bu durum, popüler taşınabilir oyun konsolu Steam Deck için bir yenilemenin yolda olduğunu işaret ediyor. AMD’den yeni nesil ürünler bu markalarla buluşacak.

Çıkış Tarihi ve Fiyatlandırma

AMD, Ryzen Z2 serisinin çıkış tarihi ve fiyatlandırmasıyla ilgili henüz ayrıntılı bilgi paylaşmadı. Ancak AMD’den yeni nesil ürünlerin, taşınabilir oyun konsolu pazarındaki rekabeti daha da artırması bekleniyor.

AMD’nin yeni nesil Ryzen Z2 serisi, taşınabilir cihazlarda performans ve enerji verimliliğini bir arada sunarak oyun tutkunlarının ilgisini çekecek gibi görünüyor.

Scout Motors elektrikli araçlar uydu bağlantılı olacak

Volkswagen’in yan kuruluşu Scout Motors, şirketin elektrikli araçlarını çok açık havada kullanmayı planlayanlar için iyi bir haberle önümüzdeki hafta CES 2025’e hızlı bir başlangıç ​​yapıyor Yaklaşan Traveler SUV ve Terra pikap, yerleşik bir uydu bağlantısına sahip olacak.

Scout Motors elektrikli araçlar duyurusu

Scout Motors, uydu bağlantı donanımını nereden temin ettiğini veya servis sağlayıcının kim olacağını söylemiyor. Şu anda söylediği tek şey, araçların “fabrikadan önceden kablolanmış” olacağı ve etkin noktanın sürücülerin ve yolcuların araçlarının içinde ve çevresinde bağlantıda kalmalarına yardımcı olmak için geniş bir erişime sahip olması.

Şirket, ilk iki aracını Ekim ayında tanıttı ve bunlar 2027’den önce çıkmayacak. Bu nedenle Scout Motors’un henüz tüm bilgileri açıklamaya hazır olmaması çok da şaşırtıcı değil. Belki de gelecek haftaki fuarda araçları bizzat gördüğümüzde birkaç ipucu elde edebiliriz. Scout Motors ayrıca “Community UX” kullanıcı arayüzünü de sergilemeyi planlıyor. Bu, Rivian’ın Volkswagen ile ortak girişimi tarafından geliştirilen yazılım üzerine inşa edilecek.

Scout Community UX™ arayüzü, CES’te ilk kez görücüye çıkıyor ve dokunsal deneyimler ile modern teknolojinin doğru karışımını öne çıkarıyor. Böylelikle Amerikan girişimci otomotiv şirketi Scout Motors Inc., Las Vegas, Nevada’daki CES 2025’te ilk kez görücüye çıkıyor. Konsept araçları, Scout® Traveler™ spor amaçlı araç (SUV) ve Scout® Terra™ kamyonu, fuarda ilk kez sergilenecek. Scout Motors’un sergi yeri CP-412 dikkat çekitor.

Scout Motors Başkanı ve CEO’su Scott Keogh: “Gerçek bir Scout aracı yapmak için tüketicileri dinlememiz ve günümüz için çok yönlü bir araç tasarlamamız gerekiyordu. Müşterilerimizin sürüş ve sahiplik deneyimini keyifli ve rahat hale getirmek için güçlü, son teknoloji yazılım ve araç içi uydu bağlantısını topluluk odaklı bir kullanıcı arayüzüyle birleştiriyoruz” diyor.

Yeni bir Minecraft oyunu mu geliyor?

Minecraft’ın yaratıcısı Markus “Notch” Persson, şaşırtıcı bir açıklama yaparak “Minecraft 2″yi duyurdu. Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda, geliştirdiği yeni oyunun Minecraft’a benzer olabileceğini ve bunun bir “Minecraft ruhani halefi” olabileceğini belirtti. Notch, takipçilerine hangi yolda ilerlemesi gerektiği konusunda anket düzenlemiş ve Minecraft’a daha yakın bir oyun yapma fikrini ortaya atmıştı. Anketin sonucunda, takipçilerin büyük bir kısmı (yüzde 79) Minecraft’a benzer bir oyun yapılmasını desteklemiş. Notch, bu sonuçları ciddiyetle değerlendirerek fikrini değiştirmeyi düşündüğünü ifade etti.

Yeni bir Minecraft oyunu çıkabilir

Notch, yeni yılın başındaki paylaşımında, orijinal projeleri olan birinci şahıs zindan oyunlarına roguelike bir yorum getirme fikrini terk ettiğini ve Minecraft’a daha yakın bir oyun yapmayı düşündüğünü duyurdu. Ancak bu karar, kendisinin retro nostalji zevkini paylaşmayan takipçileriyle daha fazla uyum sağlamayı hedefliyor. Notch’un yeni projeleri, bir yandan eski favori türleri canlandırmayı amaçlasa da, anket sonuçlarına göre büyük çoğunluk, Minecraft’ın benzeri bir oyun istiyor.

Öte yandan, Notch, Minecraft’ın günümüzdeki başarısı ve etkisi konusunda, Microsoft’un ve Mojang ekibinin çalışmalarını takdir ettiğini söyledi. Ancak, Microsoft’un bazı projelere yaklaşımlarını eleştiren ince yorumlar da yapmadan geçmedi. Minecraft’ı 2014’te 2,5 milyar dolara Microsoft’a satmasının ardından, Notch’ın isim hakkının Minecraft’tan kaldırılması ve bazı tartışmalı açıklamaları nedeniyle oluşturduğu negatif hava da dikkat çeken bir diğer konu oldu.

“Minecraft 2” fikri heyecan verici olsa da, Minecraft’ın halefinin bu kadar büyük bir başarıya ulaşması, her zaman için zorlu bir iş olarak görülüyor. Ayrıca, Minecraft’ın ruhani halefi olabilecek pek çok başka başarılı oyun zaten mevcut, örneğin Terraria ve Dragon Quest Builders gibi. Dolayısıyla, Notch’tan somut bir şey görene kadar temkinli yaklaşmak faydalı olacaktır.

Karbon emisyonunda büyük düşüş kaydedildi!

Yenilenebilir enerji yatırımları sayesinde Avrupa, karbon emisyonlarını azaltma konusundaki hedeflerine ulaşmada önemli bir mesafe kat etti. Eurelectric’in 2024 raporuna göre, Avrupa’nın karbon emisyonunda kayda değer bir düşüş yaşandı. Yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye alınması ve fosil yakıt kullanımının hızla azaltılması sayesinde, 1990 seviyelerine kıyasla karbon emisyonları yüzde 59 oranında geriledi. Ayrıca, 2023 yılına kıyasla yüzde 13’lük ek bir düşüş elde edildi. Bu sonuç, yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların somut ve etkileyici bir çıktısı olarak öne çıkıyor.

Karbon emisyonunda büyük bir düşüş yaşandı

2024’te Avrupa Birliği’nde elektrik üretiminin yüzde 48’i yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılandı. Rüzgar enerjisi, bu segmentteki en büyük payı oluştururken, onu güneş enerjisi takip etti. Nükleer enerji ise yüzde 24’lük bir pay ile üçüncü sırada yer aldı. Buna karşın fosil yakıtlardan üretilen enerji oranı yüzde 28’e kadar düştü. Bu değişim, Avrupa’nın fosil yakıt bağımlılığını kırma çabalarının başarılı bir yansıması olarak değerlendiriliyor.

Bu yenilikler yalnızca çevresel etkilerle sınırlı kalmadı; finansal anlamda da Avrupa’ya ciddi bir kazanç sağladı. Elektriğin ortalama maliyeti, 2024 yılında bir önceki yıla kıyasla yüzde 16 azalarak 1 MWs için 82 euroya düştü. Yılın ilk üç çeyreğinde maliyetler 76 euro civarına kadar gerilerken, yılın son çeyreğinde gaz fiyatlarının artması ve yenilenebilir enerji üretimindeki geçici düşüş sebebiyle maliyetler bir miktar yükseldi. Buna rağmen genel olarak enerji maliyetlerindeki düşüş, yenilenebilir enerji yatırımlarının ekonomik açıdan da ne kadar faydalı olduğunu ortaya koydu.

Ancak rapor, bu başarıların yanında dikkat çekici bir uyarı da içeriyor. Avrupa’daki endüstriyel elektrik tüketiminin düşmesi, özellikle Almanya gibi sanayi gücü yüksek ülkelerde kaygı verici bir tablo oluşturdu. Almanya’da sanayinin enerji tüketiminde yaşanan düşüş, Avrupa genelinde ekonomik büyümeyle ilgili soru işaretlerini beraberinde getirdi. Bu durum, yenilenebilir enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve enerji altyapısının daha esnek hale getirilmesi gerektiğini bir kez daha gösteriyor. Eurelectric’in raporu, yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların çevreye, ekonomiye ve enerji arz güvenliğine olan olumlu etkilerini net bir şekilde ortaya koysa da bu kaynakların sürdürülebilirliği için daha dengeli bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğine işaret ediyor.

Pervanesiz deniz motoru görücüye çıktı!

0

Denizcilik teknolojisinde köklü bir yenilik olarak karşımıza çıkan pervanesiz deniz motoru, Finx adlı Fransız şirketinin geliştirdiği ileri bir teknolojiye dayanıyor. Geleneksel pervane sistemlerinin getirdiği birçok sorunu ortadan kaldırmayı hedefleyen bu yenilikçi motor, dişli, pervane veya hareketli sert parçalara ihtiyaç duymadan çalışıyor. Manyetik mıknatıslarla titreştirilen elastik bir membran sayesinde itiş gücü sağlayan sistem, hem çevre dostu hem de kullanımı daha güvenli bir alternatif sunuyor. Membran teknolojisi sayesinde su altındaki canlıların zarar görmesi, halat veya plastik gibi nesnelerin motora dolanması sorunları tamamen ortadan kaldırılıyor. Üstelik ses çıkarmadan çalışarak çevresel rahatsızlıkları da minimum seviyeye indiriyor.

Pervanesiz deniz motoru tasarlandı

Şu an için yalnızca küçük ölçekli teknelerde kullanıma uygun olan bu motor, 3 tona kadar olan şişme tekneler için ideal bir çözüm sunuyor. 5 beygirlik mevcut modeli, ilerleyen yıllarda 150 beygir gücüne ulaşabilecek şekilde geliştirilecek. Bu güç artışı, daha büyük tekneler ve hatta yolcu gemileri gibi farklı alanlara hitap etme potansiyeli taşıyor. Gelecekte, bu motorlara hidrojen yakıt hücresi entegrasyonu planlanıyor, bu da sıfır emisyon hedefleri için önemli bir adım olacak.

Pervanesiz motorun bakım maliyetleri de oldukça düşük. Hareketli sert parçaların olmaması nedeniyle arıza riski minimize edilmiş durumda. Bakım yalnızca birkaç yılda bir veya 1000 saatlik kullanım sonrasında membranın değiştirilmesi ile sınırlı. Bu değişim ise oldukça basit bir işlemle gerçekleştirilebiliyor. Kullanım maliyetlerindeki bu avantaj, ürünü hem bireysel hem de ticari kullanıcılar için cazip hale getiriyor.

Fiyat olarak 3000 euro seviyesinde konumlandırılan bu motor, fosil yakıtlı eşdeğerleriyle aynı düzeyde, ancak daha tasarruflu ve çevre dostu olmasıyla rakiplerinden ayrılıyor. Pervaneli elektrikli motorlara kıyasla %30 oranında daha verimli çalıştığı belirtilen bu sistem, enerji maliyetlerini azaltırken daha uzun süreli kullanım sağlıyor. 48V’luk standart bataryalarla çalışan motor, firmanın sunduğu bataryayla son hızda bir saat, verimli modda ise altı saate kadar çalışabiliyor. Geliştirilecek modellerde, batarya sisteminin kapalı bir kutu içinde sunulması planlanıyor, bu da sistemin daha büyük ve dayanıklı bir yapıya kavuşmasını sağlayacak.

Bu teknolojik yenilik, yalnızca denizcilik sektöründe devrim yaratmakla kalmayıp çevre ve enerji verimliliği alanlarında da etkili çözümler sunuyor. Gelecekte daha güçlü ve entegre sistemlerle karşımıza çıkacak bu motorlar, hem bireysel kullanıcılara hem de ticari operatörlere sürdürülebilir bir alternatif sunma potansiyeli taşıyor.

United Airlines, Starlink Wi-Fi testlerine başlıyor!

United Airlines, uçuş deneyimini modernize etmek ve internet erişiminde yeni bir standart oluşturmak amacıyla SpaceX’in uydu internet hizmeti Starlink ile iş birliğini hızlandırmış durumda. Şubat ayında başlayacak testlerle birlikte havayolu, Starlink teknolojisinin ticari uçuşlarda kullanılabilirliğini değerlendirecek. İlk testler Embraer E-175 uçaklarında gerçekleştirilecek ve bu yıl bahar aylarında Starlink internet sunulan ilk ticari uçuş planlanıyor. Şirket, 2025 yılının sonuna kadar filosundaki yaklaşık 1000 uçağı bu ileri teknolojiyle donatmayı hedefliyor.

Starlink’in sunduğu uydu internet hizmeti, yüksek hızlı bağlantılarla yolcuların beklentilerini karşılamayı amaçlıyor. Sistemin indirme hızları terminal başına 40 ila 220 Mbps, yükleme hızları ise 8 ila 25 Mbps arasında değişiyor. United Airlines, bu bağlantı ile yalnızca e-posta ve basit web taramaları değil, oyun, video akışı ve görüntülü konuşma gibi veri yoğun faaliyetlere de olanak sağlayacağını ifade ediyor. Daha da etkileyici olan ise bu hizmetin tüm MileagePlus üyeleri için ücretsiz olarak sunulacak olması.

United Airlines’ın bu hamlesi, uçuş esnasında internet erişiminin önemini yeniden gündeme taşıyor. Ancak, Starlink WiFi’yi benimseyen tek havayolu şirketi United değil. Hawaiian Airlines, geçtiğimiz Eylül ayında Starlink’i Amerika, Asya ve Okyanusya arasında seyahat eden uçaklarında yolculara ücretsiz sunacağını açıklamıştı. Ayrıca JSX adlı yarı özel charter firması da filosundaki 46 uçakta Starlink WiFi hizmetini ücretsiz sağlıyor. Bu gelişmeler, havayolu sektöründe yüksek hızlı internet erişiminin giderek standart bir hizmet haline gelmekte olduğunu gösteriyor.

United Airlines’ın Starlink ile hayata geçireceği bu proje, havayolu seyahatlerinin dijitalleşme sürecine önemli bir katkı sunacak gibi görünüyor. Özellikle iş seyahatleri sırasında internet kullanımına büyük önem veren yolcular, bu gelişmeyi heyecanla bekliyor. Hem hız hem de erişim kalitesi açısından havacılık sektöründe yeni bir dönemin başlangıcı olma potansiyeline sahip bu proje, United Airlines’ın teknolojik yeniliklere açık yaklaşımını da gözler önüne seriyor.

Microsoft, 2025 yılında yapay zekaya rekor yatırım yapacak!

Microsoft, 2025 mali yılında yapay zeka (YZ) ve bulut teknolojilerine olan yatırımlarını büyük ölçüde artırmaya karar verdi. Şirket, bu süreçte YZ destekli veri merkezlerinin geliştirilmesi ve YZ ile bulut uygulamalarının dağıtımı için toplamda 80 milyar dolarlık bir yatırım yapmayı planlıyor.

Microsoft, 2025 yılında yapay zekaya rekor yatırım yapıyor

Bu yatırımların büyük bir kısmı, ABD’deki altyapı çalışmalarına odaklanacak. Microsoft’un YZ altyapısını güçlendirmeyi hedefleyen bu stratejik adım, aynı zamanda yapay zekanın kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla yapılan büyük yatırımların da bir parçası. Özellikle OpenAI’nin büyük bir yatırımcı olarak Microsoft’un bu stratejisiyle işbirliği içinde olması, bu alandaki inovasyonları hızlandırmaya yönelik adımların atıldığını gösteriyor.

Microsoft, 2025 yılında yapay zekaya rekor yatırım yapıyor.

Yapay zeka teknolojisinin hızla gelişmesiyle birlikte, pek çok farklı sektör, YZ’yi ürün ve hizmetlerine entegre ederek müşteri deneyimlerini iyileştirmeye ve hizmetlerini optimize etmeye çalışıyor. 2022’de OpenAI tarafından piyasaya sürülen ChatGPT, yapay zeka yatırımındaki artışı tetikleyen unsurlardan biri oldu ve birçok şirketin bu alandaki yatırımlarını genişletmesine zemin hazırladı.

Brad Smith, Microsoft’un yatırım kararlarına dair yaptığı açıklamada, ABD’nin bu alandaki küresel liderliğine vurgu yaptı. Özellikle, Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan yatırımlar sayesinde her büyüklükteki Amerikan şirketinin YZ teknolojilerinde büyük ilerlemeler kaydettiği belirtiliyor. Microsoft’un bu yeni adımla, ABD’yi küresel yapay zeka yarışında daha da güçlendirmeyi hedeflediği ifade ediliyor. Bu yatırımlar, ABD ekonomisine önemli bir katkı sağlaması beklenen, teknolojinin öncüsü bir adım olacak.

Amazon ofise dönüş ile trafiğe neden olacak

0

Amazon, tüm çalışanlarının haftada beş gün tam zamanlı olarak ofise dönmesini talep etti. Şimdi, bu çalışanlar ofise dönerken, şirketin Seattle’daki ana üssündeki yetkililer, politikanın yerel trafik rotalarını tıkayabileceği konusunda uyarıyor.

Amazon ofise dönüş kararını açıklamıştı

Yerel haber kuruluşu Fox 13 yakın zamanda politikanın trafik akışını etkileyeceğini söyleyen bir toplu taşıma görevlisiyle röportaj yaptı. Amazon’un sadece Seattle şehrinde yaklaşık 50.000 çalışanı var ve bu kişilerin hepsi işe gidip gelmek zorunda. Washington Eyalet Ulaştırma Bakanlığı’ndan Aisha Dayal: “Yollarda daha fazla insan olacak,” dedi. Dayal, yerel sürücülerin işe gitmek için kendilerine ekstra zaman vermeleri gerektiğini ve onları eyaletin ücretsiz trafik izleme araçlarını kullanmaya teşvik etti. Dayal, “Web sitemizde çok sayıda kaynağımız var,” dedi ve eyaletin “insanlara gerçek zamanlı trafik bilgisi” sunan ücretsiz bir uygulaması olduğunu belirtti.

Başka bir yerel haber sitesi olan K5, Washington Üniversitesi’ndeki Washington Eyalet Ulaşım Merkezi’nin müdür yardımcısı Ryan Avery’nin Amazon’un politikalarının “trafik için zorlayıcı” olacağını düşündüğünü söylediğini aktarıyor.

Fox 13 ayrıca Amazon’un ofise dönüş politikalarının Seattle bölgesinde bölgesel trafik yavaşlamalarına yol açtığını iddia eden daha önce yayınlanmış bir çalışmaya atıfta bulunuyor. Analitik firması INRIX tarafından hazırlanan bu raporda, Amazon’un ilk Ofise Dönüş politikasının bazı yerel rotalarda %35 daha yavaş trafiğe yol açtığı iddia ediliyor. Raporda: “Seattle’ın durumu, dünyadaki birçok şehir ve Merkezi İş Bölgesi’nden farklı değil. İnsanları ofise geri getirmek isteyen işverenler VMT’yi artıracak, park etme konusunda baskı yaratacak ve nihayetinde işe gidip gelme hızlarını azaltacak. Hızlar düştükçe sürücüler trafik sıkışıklığında oturuyor, sıkışıklığa zaman, para ve yakıt kaybediyor” ifadeleri yer alıyor.

Yorum için ulaşıldığında Amazon, çalışanlarına ofis yolculukları için çeşitli işe gidip gelme avantajları ve hizmetleri sağladığını belirtti. Ayrıca Seattle’daki çalışanlarının haftada üç gün ofise gelmek zorunda olduğunun altını çizen şirket, tam zamanlı RTO politikasının işe gidip gelenlerde benzeri görülmemiş bir artışa yol açmayacağını savundu.

Kemik hastalıklarının tedavisi için hidrojel geliştirildi!

0

Kemik hastalıkları ve eksiklikleri, tıbbi alanda önemli bir sorun olarak kalmaya devam ederken, POSTECH Üniversitesi tarafından geliştirilen yeni bir hidrojel teknolojisi, bu alanda devrim yaratma potansiyeli taşıyor. Geleneksel kemik tedavisi yöntemleri, genellikle invaziv ve ağrılı olabiliyor, ancak bu yeni hidrojel, kemik dokusunun doğal yenilenmesini destekleyerek daha az invaziv ve etkili bir çözüm sunuyor. Görünür ışıkla sertleşen bu hidrojel, enjekte edildikten sonra zararsız bir ışık kaynağı ile uyarıldığında polimer zincirlerinin çapraz bağlanarak gözenekli bir katı hale dönüşmesini sağlıyor.

Kemik hastalıklarının tedavisi için hidrojel tasarlandı

Bu işlem, malzemenin biyolojik olarak kolayca parçalanmasını ve vücudun kemik hücrelerini çekerek yeni kemik oluşumunu hızlandırmasını mümkün kılıyor. Hidrojelin içeriğinde alglerden elde edilen aljinat, midye yapıştırıcı proteini, kalsiyum iyonları ve fotoreaktif bileşenler bulunuyor, bunlar da malzemenin mekanik dayanıklılığını ve biyolojik uyumunu güçlendiriyor.

Kemik hastalıklarının tedavisi için hidrojel tasarlandı.
Kemik hastalıklarının tedavisi için hidrojel tasarlandı.

İlk testler, bu hidrojelin sıçanlarda femoral kemik eksiklikleri üzerinde başarılı bir şekilde kullanıldığını gösterdi. Geleneksel yöntemlere kıyasla, bu teknoloji daha az invaziv ve potansiyel olarak daha hızlı bir iyileşme süreci sunuyor. Prof. Hyung Joon Cha, bu hidrojel teknolojisinin kemik rejenerasyonu alanında büyük bir devrim yaratabileceğine dikkat çekiyor ve geleneksel tedavi yöntemlerinin yerine geçebileceği vurguluyor.

Bu teknoloji, kemik tedavisinde gelecekte önemli bir alternatif olabilir ve dünya çapında daha etkili tedavi yöntemlerinin gelişimine katkı sağlayabilir.

Dainese motosiklet kaskı geri dönüşümü yapacak

Motosikletle ilgili atıklar ciddi bir sorun. Görünüşe göre motosiklet ekipmanlarından, makinenin kendisinden daha fazla atık çıkıyor. Özellikle Dainese motosiklet kaskı gibi kasklar bu atıkların başında geliyor. AGV Helmets’in sahibi olan şirket Dainese, çığır açan bir kask geri dönüşüm stratejisi başlattı. Dainese, bunu motosiklet kapaklarını geri dönüştürmenin endüstriyel ölçekte bir yöntemi olarak görüyor.

Dainese motosiklet kaskı geri dönüşümü için fabrika kuracak

Daha önce, atılan kasklar büyük olasılıkla yakma fırınına veya çöplüğe giderdi. Amaç, kullanım ömrü dolmuş Dainese motosiklet kaskı gibi ekipmanların işlenme biçimini yeniden düşünmek, kask yapımında kullanılan plastikleri ayırma ve geri dönüştürmenin sürdürülebilir ve etkili bir yöntemini oluşturarak gereksiz atıkları önlemek. Dainese Group’un Ar-Ge Direktörü Massimo Varese, bu süreçte güvenliğin feda edilmeyeceğini vurguluyor.

Varese: “Hayat kurtarmak hedefimiz olmaya devam ediyor. Üretilen kasklar, yeni plastiklerle üretilen kasklarla aynı güvenlik özelliklerine ve standartlarına sahip olacak. Her şey mümkün olduğunca malzemeleri yeniden kullanmakla ilgili. Örneğin, vizörü yapan polikarbonat – eğer bu orijinal amacı için kullanılamıyorsa, bunun yerine yeni spoiler yapmak için kullanılabilir.” diyor.

Girişim için Dainese şu anda yeni bir fabrika inşa etme sürecinde. Şirket bu girişimle iki zorluğun üstesinden gelmeyi umuyor: mevcut kapaklardaki plastiklerin geri dönüştürülmesi ve gelecekte geri dönüştürülmesini kolaylaştırmak için yenilerinin tasarlanması. Bu fabrika, toplanan kullanım ömrü dolmuş kaskları işleyerek çeşitli plastikleri (ABS, EPS ve PC) ayıracak ve bunlar yepyeni Dainese motosiklet kaskı için bileşenlere dönüştürülecek. İlk hedef 5.000 kaskı geri dönüştürmek.

Kompozit spor ekipmanlarının geri dönüşümü için son teknoloji konusunda uzmanlaşmış bir Bologna Üniversitesi yan kuruluşu olan Re-Sport, Dainese motosiklet kaskı teknolojisi konusunda iş birliği yaptığı dört İtalyan grubundan biridir. Ters lojistik şirketi Innovando; turunçgil meyvesi atıklarından türetilen biyo-bazlı çözücüler tedarikçisi Misitano & Stracuzzi; ve Bologna Üniversitesi diğer üç gruptur.

Tesla satışları, 2024’te ilk kez düşüş yaşadı!

Tesla, 2024 yılı üretim ve satış verilerini açıklarken tarihinde ilk kez seneden seneye bir düşüş yaşandığını duyurdu. Şirketin verilerine göre, 2024 yılında toplamda 1,77 milyon araç üretilirken bu, bir önceki yıla kıyasla %4 daha düşük bir üretim rakamına işaret ediyor. Tesla’nın araç teslimatları ise %1’lik bir düşüşle 1,79 milyon adette kaldı.

Tesla satışları, 2024’te ilk kez düşüş gösterdi

Yılın son çeyreğinde Tesla, 495.570 araç teslim ederek kendi rekorunu kırmış olsa da bu performans, yıllık satış düşüşünü engelleyemedi. Model 3 ve Model Y, 459.445 adetlik teslimatla bu başarının büyük kısmını oluşturdu. Yine de yıl sonunda piyasaya sürülen ve yoğun ilgi gören Cybertruck bile şirketin genel satış rakamlarını yukarı çekmeye yetmedi. Böylece Tesla, tarihindeki ilk yıllık satış düşüşünü kaydetmiş oldu.

Tesla satışları, 2024'te ilk kez düşüş gösterdi.

Enerji depolama alanında ise şirketin yüzü güldü. Son çeyrekte 11 GWh enerji depolama sistemi kurulumu gerçekleştiren Tesla, yıl genelinde toplamda 31,4 GWh kuruluma ulaştı. Bu, şirketin enerji iş kolundaki büyüme başarısını gözler önüne seriyor.

Wall Street’in 504.800 araç teslimatı beklentisinin altında kalan şirket, özellikle dördüncü çeyrek performansı sonrasında hisselerinde %5’lik bir değer kaybı yaşadı. Tesla, 2025 yılına daha uygun fiyatlı bir model ve yenilenen Tesla Model Y Juniper ile güçlü bir giriş yapmayı planlıyor. Ancak Donald Trump’ın 7500 dolarlık vergi teşvikini kaldırma planı ve Çin merkezli üreticilerin artan rekabeti, bu yıl Tesla’nın büyüme hedeflerini zorlayabilir.

Trump teknoloji liderlerinden destek topluyor

0

Apple CEO’su Tim Cook, Axios’a göre Başkan seçilen Donald Trump’ın göreve başlama komitesine 1 milyon dolar bağışlayan bir sonraki teknoloji yöneticisi oldu. Cook’un bağışı, OpenAI CEO’su Sam Altman, Amazon’un kurucusu Jeff Bezos ve Meta’nın, Büyük Teknoloji şirketleri ve yöneticilerinin yeni yönetimle yakınlık kurmak için çalışırken yaptığı benzer taahhütleri takip ediyor.

Trump teknoloji liderleriyle görüşüyor

Cook, ilk döneminde Trump ile diğer teknoloji CEO’larının taklit etmeye çalıştığı kişisel bir ilişki kurmuştu. Seçim Günü zaferinin ardından Trump’ı tebrik eden birçok kişiden biriydi ve Axios, Cook’un Trump Tower’da ve Florida’daki Mar-a-Lago tatil köyünde Trump ile görüştüğünü bildiriyor.

Axios, Bezos’un Aralık ayında Trump ile birlikte yediği yemeğe katılan Elon Musk’ın Cook’un Mar-a-Lago’daki yemeğinin “bir kısmına” katıldığını söylüyor. New York Times daha önce Cook’un Trump ile Mar-a-Lago’da görüştüğünü bildirmişti.

İsimsiz kaynaklar Axios’a, “Gururlu bir Alabama yerlisi olan Cook, yemin töreninin harika bir Amerikan geleneği olduğuna inanıyor ve birlik ruhuyla yemin törenine bağışta bulunuyor.” dedi. Apple’ın yemin törenine bağışta bulunması “beklenmiyor”. Şirket, yorum talebine hemen yanıt vermedi.

Trump’ın ilk döneminde Cook, diğer teknoloji CEO’larının kopyalamak istediği başkanla doğrudan bir ilişki kurdu. Trump ikinci dönemine hazırlanırken Cook, Apple’ın işini önemli ölçüde etkileyebilecek potansiyel tarifeleri görüşmek istemiş olabilir.

Cook’un ziyareti, Trump’ın dün Google CEO’su Sundar Pichai ve gelecek hafta Amazon kurucusu Jeff Bezos ile yaptığı görüşmeye dair haberlerin ardından gelmişti. Trump Kasım ayında Meta CEO’su Mark Zuckerberg ile bir araya geldi.

HAVELSAN’ın Advent MARTI sistemi sahil güvenlik uçağında!

Yeni nesil hava komuta kontrol sistemi ADVENT MARTI, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın envanterine girdi. Peki, bu yeni sistem deniz güvenliği operasyonlarını nasıl etkileyecek? Cevaplar ve detaylar yazımızda…

Sahil Güvenlik’in yeni gözü: ADVENT MARTI

HAVELSAN tarafından geliştirilen ADVENT MARTI sistemi, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın CASA CN-235MP-100M uçağına başarıyla entegre edildi. Bu entegrasyonla birlikte, Sahil Güvenlik’in deniz güvenliği operasyonlarında etkinliği artırılması hedefleniyor.

Sistem, uçak üzerindeki algılayıcılardan elde ettiği verileri analiz ederek komuta merkezleriyle eş zamanlı paylaşarak operasyonel koordinasyona yeni bir boyut kazandırıyor. Ayrıca ADVENT MARTI, deniz gözetimi, sınır güvenliği, arama kurtarma ve kaçakçılıkla mücadele gibi görevlerde kritik rol oynayacak.

ADVENT MARTI, HAVELSAN’ın ADVENT Savaş Yönetim Sistemi’nin hava platformlarına uyarlanmış bir versiyonu olarak geliştirildi. Sistem, hava, kara ve deniz unsurları arasında gerçek zamanlı veri paylaşımı ve etkili operasyonel koordinasyon sağlayarak, görevlerde yüksek performans sunuyor.

Daha önce deniz platformlarında başarıyla kullanılan ADVENT’in yeteneklerini bünyesinde barındıran ADVENT MARTI, hava platformlarına modern bir görev yönetim altyapısı getiriyor. Sahil Güvenlik envanterindeki diğer CN235 uçaklarına da entegre edilecek olan bu sistem, özel görev uçaklarının yeteneklerini en üst düzeye çıkarıyor.

HAVELSAN tarafından geliştirilen ADVENT MARTI, Türkiye’nin yerli savunma sanayiindeki gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Yerli imkanlarla üretilen bu sistem, milli teknolojinin deniz güvenliği operasyonlarında ne kadar önemli bir rol oynadığını gösteriyor. ADVENT MARTI’nin Sahil Güvenlik envanterine girmesiyle, Mavi Vatan’daki güvenlik operasyonlarının etkinliği önemli ölçüde artacak. Bu gelişme, Türkiye’nin denizlerdeki caydırıcılık gücüne de katkı sağlayacak.

Peki sizce ADVENT MARTI, Sahil Güvenlik operasyonlarına ne gibi katkılar sunacak? Görüşlerinizi yorumlarda bizimle paylaşın.

Rusya, oyun konsolu geliştirme planını askıya aldı!

0

Batı ambargoları sebebiyle AMD, Intel ve Nvidia gibi teknoloji devlerinden yonga tedarik edemeyen Rusya, rekabetçi bir oyun konsolu üretme çabasında başarısız oldu. Ukrayna savaşının ardından ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalan ülke, kendi konsolunu geliştirme fikrini 2024 yılının başlarında gündeme getirdi. Başkan Putin’in talimatıyla, Haziran ayına kadar bir çalışma raporunun hazırlanması bekleniyordu. Ancak son gelişmeler, bu projenin rafa kalktığını gösteriyor.

Rusya, oyun konsolu geliştirme planını rafa kaldırdı

Proje kapsamında Rus mühendisler, biri standart konsol, diğeri bulut oyun altyapısı olmak üzere iki ayrı çözüm üzerine çalışmaya başladı. İlk yaklaşım, tamamen yerli kaynaklardan faydalanarak bir konsol geliştirmekti. Fakat uluslararası pazarda rekabet edebilecek yongalara erişim olmadığından, savunma ve güvenlik sektörü için tasarlanan Elbrus işlemcileri kullanıldı.

Rusya, oyun konsolu geliştirme planını rafa kaldırıyor.

Moscow SPARC tarafından geliştirilen bu işlemciler, oyun konsollarının gerektirdiği performansa erişemedi ve sadece retro oyunlarla sınırlı bir kullanım sundu. Bu durum, projenin rekabetçi bir seviyeye ulaşmasını engelledi ve Duma Başkan Yardımcısı Gorelkin, daha yenilikçi fikirlere ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.

Bulut oyun altyapısına yönelik ikinci çözüm ise telekomünikasyon firması MTS tarafından geliştiriliyordu. Şirket, kendi Fog Play platformunu temel alarak bir bulut oyun sistemi geliştirdi; ancak bu çözüm, global rakiplerin sunduğu akıcılık ve kalite seviyesine henüz ulaşabilmiş değil. Şimdilik Rusya hükümeti, bu projelerin üzerinde çalışmaya devam etmeyi planlıyor. Ancak mevcut koşullar göz önüne alındığında, Rusya’nın kısa vadede uluslararası pazarda rekabetçi bir konsol üretebilmesi oldukça zor görünüyor.