Ev güvenlik sistemleri kurulumunda nelere dikkat etmek gerekiyor?

İster yeni bir kamera monte etmek, ister mevcut bir kamerayı taşımak isteyin, ev güvenlik sistemleri performansı artırmak ve sorunlardan kaçınmak için bu ipuçlarını izleyin.

Ev güvenlik sistemleri için ipuçları

Engellerden (gelecekteki engellerden bile) kaçının

Elbette, güvenlik sistemleri için görüşünü engelleyen hiçbir şeyin arkasına bir lens koymayacaksınız. Ancak bazen, ağaçlar ve çalılar gibi zamanla boyutu veya şekli değişen nesneler buna dahil olabilir. Kış aylarında, baharda dallar yeni yapraklarla çiçek açtığında bahçenizin net bir görüntüsü farklı bir hikaye haline gelebilir. Aynısı, en azından gelip giden nesneler söz konusu olduğunda iç mekan görünümleri için de geçerli olabilir.

Pencereler de bir engel olabilir

Sadece iç mekan kameraları dış mekan kameralarından daha ucuzdur, bu yüzden biraz daha ucuza yatırım yapıp körfez manzaralı pencerenizin camına doğrudan bakan bir kamera yerleştirmek isteyebilirsiniz. Güvenlik sistemleri açısından lens bir pencereye sıkıca bastırılmış olsa bile, kaçınılmaz olarak bir parlama sorunuyla karşılaşırsınız.

Gizlilik ve güvenlik

Büyük mavi ötesini gözetlemeyin

Bu incelikli bir konu ve her şey açılar ve gölgeyle ilgili. Gökyüzünün kendisi neredeyse her dış mekanda görülebilir. Ancak minimum ayarlamalarla ev güvenlik sistemleri kameranızın görüşünü iyileştirebilir ve onu UV hasarından koruyabilirsiniz.

Havalandırma delikleri veya ısıtıcıların yakınındaki kameralar risk altındadır

Havalandırma delikleri, lensinizi hızla kapatan ve ayrıca ev güvenlik sistemleri kameralarının hassas elektronik aksamını tehlikeye atan partikül maddeler taşır. Bunlara, tiftik dolu kurutma makinesi havalandırma delikleri, gazlı ısıtma delikleri veya iç mekan alanınızı istenmeyen pislik ve dumanlardan arındırmak için tasarlanmış diğer mekanik sistemler dahildir.

Kör noktalar en savunmasız alanlar değildir

Eviniz ile komşunuzun evi arasındaki dar sokak, normalde o anayoldan kimin veya neyin yaklaştığını göremediğiniz için şüpheli bir alandır. Ancak bu, 7/24 gözetleme için en iyi yer olduğu anlamına gelmez. Güvenlik şirketi ADT’ye göre, ev güvenlik sistemleri için izinsiz girişlerin çoğu bir konutun ön kapısından gerçekleşiyor. Bu istatistiğin hemen arkasında hırsızlar için iki başka zemin kat favorisi daha var: kilitsiz bir pencere ve/veya arka kapı. Bunlar en çok izlemek isteyeceğiniz alanlardır.

Gizlilik ve gözetim zor olabilir

Ev güvenlik sistemleri açısından yapılan araştırmalar, potansiyel holiganların mülkünüze yaklaştığında görebileceği yerlere güvenlik kameraları yerleştirmenin ideal olduğunu gösteriyor.

IBM 5G ve yapay zekayı nasıl birleştiriyor?

IBM’de küresel endüstrilerin müşteri stratejisi ve inovasyon lideri olan Priya Kurien, IBM’in dünya çapındaki müşterileri için C-suite ve kıdemli liderlerle çalışarak, özellikle yapay zeka konusunda IBM’in teknolojisinden yararlanmalarına yardımcı olmak gibi büyüleyici bir işe sahip.

IBM 5G ve yapay zeka planını Priya Kurien aktarıyor

Priya Kurien, telekom ortaklıklarından 5G’ye, yapay zekadan NASA’ya ve hatta Dünya bilimi ve tıbbi inovasyonlara kadar uzanan geniş kapsamlı bir bilgi paylaşımında bulunuyor.  Priya Kurien: “Telekomdaki yolculuğum, operatörlerin sabit hat aramalarından ve çok sınırlı 2G cep telefonlarından internet bağlantısı sağlamaya geçişe uyum sağladığı dönüştürücü bir dönem olan e-ticaret döneminde başladı. O zamandan bu yana, sektörde geleneksel altyapıdan bakırdan fiber tabanlı iletişim ağlarına ve 2G’den 5G’ye geçiş gibi modern yeniliklere kadar birçok değişiklik oldu” diyor. Konuyla ilgili Kurien: “Endüstri gelişmeye devam ettikçe, müşteri değerinin önemi önemli bir farklılaştırıcı haline geldi. Endüstriler arası iş birliğini benimseyerek, ortak müşteri tabanımız için inovasyonu ve büyümeyi yönlendirmek üzere farklı sektörlerde ortaklıklar geliştirebiliyoruz ve telekomünikasyon endüstrisi, dönüştürücü çözümler yaratmak için bu çeşitli boşlukları kapatmaya yardımcı olma yeteneğine sahip” diyor.

Telekom ortaklıkları coğrafi bilgi ve iklim bilimi gibi alanlardaki ilerlemeleri nasıl hızlandırabilir sorusuna ise Kruien: “Dünyanın birçok ülkesinde, telekom operatörleri kritik altyapı olarak kabul edilir ve hükümetleri tarafından düzenlenir. Sonuç olarak, aşırı hava koşullarıyla ilgili koşullarda, telekom operatörleri vatandaşlar için bağlantıyı sürdürmeye odaklanır. Coğrafi bilgi ve iklim bilimi konusunda uzmanlaşmış kuruluşlarla ortaklık kurarak, dahil olan tüm kuruluşlar için daha zengin veri kümeleri oluşturabiliriz. Örneğin, bu işbirlikçi yaklaşım, doğal afetler için erken uyarı sistemlerinin veya gerçek zamanlı iklim izleme sistemlerinin geliştirilmesiyle sonuçlanabilir ve dahil olanların hem ortak ölçekte hem de bireysel kuruluşlar olarak gelişmeye devam etmesini sağlayabilir” diyor.

Ayrıca, telekom operatörlerinin kendilerinin kritik yerinde veri sağlayabilen geniş IoT ve sensör ağlarına sahip olduğunu da biliyoruz. Uydu görüntüleriyle birleştirildiğinde, bu bilgiler bu alanın ilerlemesini iyileştirecek coğrafi bilgi verilerinin kalitesini artırabilir ve toplumsal faydalar sağlama potansiyeline sahip olarak toplulukların iklim zorluklarına hazırlanmasına ve uyum sağlamasına yardımcı olabilir.

Galaxy S25 serisi, yapay zeka alanında iPhone’u geride bırakabilir!

0

Samsung’un merakla beklenen Galaxy S25 serisi, yapay zeka alanında sunduğu yeniliklerle teknoloji dünyasında büyük bir yankı uyandırmaya hazırlanıyor. Güvenilir kaynaklardan Ice Universe’in iddialarına göre, Galaxy S25 modelleri, özellikle S25 Ultra, Apple’ın Apple Intelligence platformunu geride bırakacak bir dizi gelişmiş yapay zeka özelliğiyle donatılacak. Galaxy Unpacked 2025 etkinliği yaklaşırken, Samsung’un bu alandaki iddialı çıkışı hem kullanıcılar hem de analistler arasında heyecan yaratıyor.

Galaxy S25 serisi, yapay zeka alanında iPhone’u geride bırakabilecek mi?

Samsung, yapay zeka teknolojisinde donanım ve yazılım entegrasyonuna büyük bir önem veriyor. Yeni nesil Bixby asistan, daha gelişmiş bir bağlamsal anlayışa sahip olarak, kullanıcının ihtiyaçlarını daha hızlı ve doğru bir şekilde karşılayabilecek. Bixby’nin bu evrimi, cihaz içi yapay zeka işlemlerini daha bağımsız ve etkili hale getirmekle kalmayacak, aynı zamanda kullanıcıların günlük deneyimlerini önemli ölçüde kolaylaştıracak. S25 Ultra modelinde bu yapay zeka özelliklerinin gelişmiş kamera modülleriyle entegre çalışarak, daha iyi fotoğraf ve video sonuçları sunması bekleniyor.

Apple’ın daha temkinli bir yapay zeka geliştirme stratejisi izlediği bilinirken, Samsung’un bu alandaki hızlı hamleleri dikkat çekiyor. Yazılım ekibinin yoğun çalışmaları sayesinde, sadece donanımsal yeniliklerle değil, yapay zeka destekli akıllı çözümlerle de öne çıkmayı hedefleyen şirket, Galaxy S25 serisini sadece bir akıllı telefon serisi değil, kullanıcı alışkanlıklarını yeniden şekillendirecek bir platform olarak konumlandırıyor.

Tasarım konusunda da dikkat çeken yenilikler içerecek olan Galaxy S25 serisi, özellikle S25 Ultra modelinde daha ergonomik bir form ve yuvarlatılmış kenarlarla karşımıza çıkacak. Bu tasarım değişiklikleri, cihazın elde daha rahat tutulmasını sağlarken, yenilenen kamera modülü estetik ve işlevsellik açısından kullanıcılara daha fazla kolaylık sunacak. Samsung’un Galaxy S25 ile klasik amiral gemisi modellerine ilgiyi tekrar canlandırmayı hedeflediği, katlanabilir telefonlardan sonra gelen bu büyük yeniliklerle açıkça görülüyor.

Pablo Escobar’ın özel jeti, Airbnb’den kiralanabiliyor!

Pablo Escobar’ın bir zamanlar özel jet olarak kullandığı Boeing 727, şimdi İngiltere’nin Bristol kentinde Airbnb üzerinden kiralanmaya başlanmış durumda. 1968 yılında Japan Airlines için üretilen uçak, 1981 yılında Escobar tarafından özel jet olarak kullanılmadan önce birçok kez el değiştirdi ve çeşitli figürlerin de kullanımına sunuldu.

Pablo Escobar’ın özel jeti, Airbnb’den kiralanıyor

2012 yılında hizmet dışı bırakılan jetin kabin kısmı, restore edilerek neredeyse bir otel odasına dönüştürülmüş. Johnny Palmer isimli bir iş insanının vizyonu sayesinde bu uçak, lüks bir konaklama mekanı olarak yeniden hayat bulmuş.

Pablo Escobar’ın özel jeti, Airbnb’den kiralanıyor.

Boeing 727’nin iç mekanında, her biri kendi banyosu ve tuvaleti bulunan iki çift kişilik yatak odası, ceviz ağacından oturma grupları ve deri koltuklarla döşenmiş bir oturma alanı bulunuyor. Uçağın tasarımında lüks ögeler dikkat çekerken, orijinal kokpit gibi detaylar ziyaretçilerine tarihsel bir atmosfer sunuyor. Palmer, uçakla ilgili olarak, konumunun bilinçli bir tercih olduğunu, sanayi bölgesinde yer almasının sıradışı projelere fırsat yarattığını belirtmiş.

Jetin, sanatsal etkinlikler için de kullanılabildiği belirtiliyor. Palmer, uçağın müzik klipleri veya fotoğraf çekimleri gibi etkinlikler için ücretsiz olarak sunulduğunu ifade ediyor. Ayrıca, jetin yanına başka bir uçağın da eklenmesi için ön başvuru yapılmış durumda. Uçakta konaklamanın fiyatları ise sezona göre 250 ila 850 sterlin arasında değişiyor, böylece misafirlere olağanüstü bir deneyim sunuluyor.

Meta, yeni küresel politika şefini Trump’ın partisinden seçti!

0

Meta, küresel ilişkiler ve politika sorumluluğu görevine tanınmış Cumhuriyetçi Joel Kaplan’ı getirerek, şirketin Trump ile olan ilişkilerini iyileştirmeye yönelik önemli bir adım attı. Bu hamle, eski Cumhuriyetçi Başkan Trump’ın başkanlık dönemi ile Meta arasında yaşanan gerilimlerin ardından gelmişti.

Meta, yeni küresel politika şefini Trump’ın partisinden seçiyor

2018 yılından beri Meta’da çeşitli içerik ve politika gruplarına liderlik eden Nick Clegg’in istifasının ardından yapılan bu değişiklik, Meta’nın gelecekteki politikalarını etkileyecek önemli bir gelişme olarak öne çıkıyor. Kaplan, uzun yıllar Cumhuriyetçi Parti’de çeşitli görevlerde bulunduktan sonra, 2011 yılında Meta’ya katılmıştı.

Meta, yeni küresel politika şefini Donald Trump’ın partisinden seçiyor.

Eski Başkan George W. Bush döneminde Beyaz Saray’daki görevini üstlenen Kaplan, aynı zamanda Facebook’un küresel kamu politikası başkan yardımcısı olarak da görev yaptı. Ancak, Kaplan’ın dönemi, bazı çalışanlar tarafından Facebook’un algoritmalarında sağcı grupların lehine değişiklikler yapmak ve partizan bir yaklaşım izlemekle suçlanmıştı.

Trump’a olan yakın duruşu, Meta’nın politikalarını etkileyebilir. 2024 seçimlerinden önce şirket, Trump’ın hesaplarındaki tüm kısıtlamaları kaldırarak Cumhuriyetçilerin eleştirilerine yanıt vermeye çalıştı. Meta, bu stratejiyle Trump ile arasını düzeltmeyi ve seçim dönemindeki olası eleştirileri önlemeyi hedefliyor. Trump’ın geçmişte Meta CEO’su Mark Zuckerberg’i hapse atmakla tehdit etmesine rağmen, Zuckerberg, Trump’ın kampanya fonuna önemli bir bağışta bulunarak şirketteki bu değişiklikteki etkisini gösteriyor. Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yanıtlarınızı aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle kolayca paylaşabilirsiniz.

Tesla, Çin pazarında satış rekoru kırdı!

Tesla, 2024 yılında Çin’deki satışlarını %8,8 oranında artırarak 657.000’i aşan araç teslimatıyla rekor kırdığını açıkladı. Bu önemli gelişme, şirketin global teslimatlarında ilk kez bir düşüş yaşadığı bir dönemde, daha büyük bir kaybı önlemeyi başardığını gösteriyor. Tesla’nın bu başarısını, Çin’in elektrikli araç pazarında yoğun fiyat rekabetinin yaşandığı bir ortamda elde etmesi dikkat çekiyor. Çin, Tesla’nın ABD’den sonra en büyük ikinci pazarı olurken, burada yapılan satışlar 2024 yılında şirketin toplam satışlarının %36,7’sini oluşturdu. Özellikle Aralık ayında satışlar bir önceki aya kıyasla %12,8 artarak 83.000 araca ulaştı. Ancak, Çin’de üretilen Tesla araçlarının Avrupa ve diğer pazarlara ihracatında %24’lük bir düşüş yaşandı, bu da Tesla’nın global teslimatlarının %1,1 oranında gerilemesine neden oldu.

Tesla, Çin pazarındaki satışlarıyla rekor kırmayı başardı

Bu düşüşün temel nedenlerinden biri, Avrupa Komisyonu’nun Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara yönelik sübvansiyon soruşturması ve ardından Ekim ayında getirilen %7,8 oranındaki gümrük vergisi oldu.

Sonuç olarak, Tesla’nın Şangay fabrikasından Avrupa’ya yapılan teslimatlar olumsuz etkilendi. Öte yandan, Tesla’nın 2024 yılı boyunca dünya genelinde 1,79 milyon araç satarak Çinli rakibi BYD’yi az bir farkla geçtiği görülüyor. BYD, elektrikli araç satışlarını %12,1 artırarak 1,76 milyon adede ulaştı. Ayrıca, BYD’nin toplam binek araç satışları %41 oranında yükselirken yurtdışı pazarında %71,9’luk bir artışla 417.204 araca ulaştı. Ancak Avrupa’da %17 oranında uygulanan ek tarifeler BYD’nin büyümesini sınırlayan bir faktör oldu.

Dünya genelindeki elektrikli araç ve hibrit satışlarının %70’ine ev sahipliği yapan Çin, 2024 yılında küresel büyümenin %90’dan fazlasını sağladı. Tesla, Çin’deki fiyat savaşının üçüncü yılına girerken Model Y modeli için 10.000 yuanlık bir kredi indirimi ve seçili Model 3 ile Model Y araçlarına yönelik sıfır faizli beş yıllık finansman fırsatını Ocak sonuna kadar uzattı. BYD ise Dynasty ve Ocean serisi araçlarıyla rekabette güçlü bir pozisyon alarak fiyat avantajını koruyor ve Çin pazarındaki liderliğini sürdürüyor.

Co Print, 200 bin dolar yatırım alıyor!

Co Print, T3 Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’ndan aldığı 200 bin dolarlık yatırımla büyük bir adım attı. Bu yatırım, Türkiye’nin teknoloji odaklı girişimlerini uluslararası alanda daha rekabetçi hale getirmek için önemli bir fırsat sunuyor.

Co Print, 200 bin dolar yatırım aldı

Co Print, 3D yazıcı teknolojilerinde sunduğu yenilikçi çözümlerle sektörde kendine sağlam bir yer edinmiş bir girişim. Tek bir baskı ucu ile çok renkli ve çok malzemeli modeller üretme kabiliyeti, ona sektörde büyük bir rekabet avantajı sağlıyor. Şirket, özellikle Kickstarter gibi platformlarda topladığı büyük meblağlarla dikkat çekmiş ve hızla büyümüştür. Örneğin, kitle fonlaması turunda 1.587 yatırımcıdan 3 milyon TL toplamayı başaran Co Print, ikinci turda ise Baykar Teknoloji CEO’su Haluk Bayraktar’ın desteğiyle sadece 7 dakikada 12 milyon TL yatırım aldı. Bu tür başarılar, şirketin uluslararası pazarlara açılma potansiyelini pekiştiriyor.

Co Print, 200 bin dolar yatırım aldı.

T3 GSYF’nin Co Print’e yaptığı yatırım, yalnızca finansal bir katkı sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda stratejik yönlendirme ve büyüme süreçlerinde de yakın iş birliği yapılacağı bildiriliyor. Bu yatırım, Co Print’in AR-GE faaliyetlerini hızlandırmasına ve yenilikçi ürünlerini global pazarlara sunmasına imkân tanıyacak.

Co Print, T3 GSYF desteğiyle ABD ve Avrupa pazarlarına açılmayı, yeni üretim hatları kurmayı ve küresel çapta bir marka olmayı hedefliyor. Şirket, katıldığı uluslararası teknoloji fuarlarında da büyük ilgi görmeye devam ediyor ve bu ilgi, global rekabette bir avantaj yaratmaya devam ediyor. Bu stratejik hamle, Türkiye’nin küresel teknoloji ekosistemindeki etkisini güçlendirme adına önemli bir adım olarak kabul ediliyor.

Samsung, katlanabilir telefon stratejisini değiştiriyor!

0

Samsung, 2025 yılında piyasaya sürmeyi planladığı Galaxy Z Flip 7 ve Galaxy Z Fold 7 ile katlanabilir telefon serisindeki stratejisinde önemli bir geçiş dönemi yaşayabilir. Bu modeller, önceki nesillere göre daha ince ve dayanıklı tasarımlar sunacak olsa da, kullanıcılar büyük yenilikler beklememeli.

Samsung, katlanabilir telefon stratejisini değiştirecek

Güney Kore kaynaklı raporlara göre, Samsung’un katlanabilir telefon teknolojisindeki büyük değişikliklerin ancak Galaxy Z Flip 8 ve Galaxy Z Fold 8 ile gerçekleşmesi bekleniyor. Bu dönemde Samsung, daha temkinli bir yaklaşım benimsemiş görünüyor ve bu, markanın katlanabilir telefon serisini daha istikrarlı hale getirmek için bir ara model hamlesi olabilir.

Samsung, katlanabilir telefon stratejisini değiştirecek.

Samsung’un bu yaklaşımına yönelik sinyaller, şirketin tedarik zincirinden gelen bilgilerle pekişiyor. Örneğin, Çinli HDI sağlayıcısı Fastprint’in bir yöneticisi, 2025’te satışa çıkacak Galaxy Z Flip 7 ve Galaxy Z Fold 7’nin 6 milyon adet satılmasının beklendiğini, ancak 2026’da tanıtılması planlanan Galaxy Z Flip 8 ve Galaxy Z Fold 8 için hedefin 7 milyon olduğunu belirtiyor. Bu artış, Samsung’un katlanabilir telefon pazarındaki yavaş ancak sağlam büyüme stratejisini işaret ediyor.

Bunun dışında, Samsung’un 2025 yılında 230 milyon akıllı telefon satmayı hedeflemesi, şirketin akıllı telefon pazarındaki mevcut dinamiklerle başa çıkması adına yenilikçi adımlar atması gerektiğini de gösteriyor. Samsung, COVID-19 öncesindeki 300 milyonluk satış hedeflerine oldukça uzak bir seviyede kalmış durumda. Bu durum, şirketin genel akıllı telefon pazarındaki varlığını pekiştirebilmesi için katlanabilir telefonlar gibi inovatif ürünlerle öne çıkması gerektiği anlamına geliyor. Bu stratejiler, Samsung’un gelecekteki daha büyük değişikliklere hazırlıklı olduğunu gösteriyor.

Çin, kritik mineraller için ihracat kısıtlaması uygulayacak!

Çin Ticaret Bakanlığı, lityum ve galyum gibi batarya üretimi ve kritik minerallerin işlenmesinde kullanılan bazı teknolojilere yönelik yeni ihracat kısıtlamaları uygulamayı planladığını duyurdu. Bakanlık tarafından Perşembe günü yayımlanan belgeye göre, bu öneriler şu anda kamuoyunun değerlendirmesine sunulmuş durumda ve 1 Şubat tarihine kadar yorumlar toplanacak. Eğer bu öneriler hayata geçirilirse, Çin’in kritik minerallerdeki küresel liderliğini pekiştirme çabalarının bir parçası olarak değerlendirilecek. Çin, bu alandaki üstünlüğünü korumak adına lityum işleme teknolojisi ve batarya malzemeleri pazarında şimdiden %70’lik bir paya sahip durumda.

Çin, kritik mineraller için ihracat kısıtlaması uyguluyor

Uzmanlar, önerilen bu kısıtlamaların özellikle Çin’in iç piyasasındaki batarya tedarik zincirini korumayı ve güçlendirmeyi hedeflediğini belirtiyor. Benchmark Mineral Intelligence danışmanlık şirketinden Adam Webb, bu adımın Çin’in batarya sektöründe sahip olduğu avantajları güvence altına almak için tasarlandığını ifade etti.

Ancak alınacak bu tedbirlerin yalnızca Batılı şirketleri değil, Çin’in önde gelen batarya üreticileri olan CATL, Gotion ve EVE Energy gibi firmaların yurtdışı büyüme planlarını da etkileyebileceği değerlendiriliyor. Özellikle bu firmaların küresel pazar genişlemesi, önerilen kısıtlamaların yarattığı zorluklar nedeniyle önemli ölçüde sekteye uğrayabilir. Ayrıca, galyum madenciliğinde kullanılan belirli teknolojiler de bu ihracat kısıtlamalarının kapsama alanına dahil edilmiş durumda.

Buna rağmen, önerilen kısıtlamaların tam olarak ne zaman yürürlüğe gireceği konusunda bir netlik bulunmuyor. Kamuoyundan alınacak geri bildirimler doğrultusunda nihai kararın şekilleneceği belirtiliyor. Bu adımın, elektrikli araçlardan enerji depolama sistemlerine kadar pek çok sektörü derinden etkileyebileceği ifade ediliyor. Lityum, elektrikli araçlar ve yenilenebilir enerji sistemlerinde hayati bir role sahipken, galyum yarı iletkenlerden güneş panellerine ve havacılık sanayisine kadar geniş bir kullanım alanına sahip. Çin’in bu kritik hamlesi, global tedarik zincirlerinin geleceğini ve batarya sektöründeki rekabeti yeniden şekillendirebilir.

Türkiye’de yerli çip üretiminde yeni dönem!

2

Fly BVLOS Teknoloji, Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde yerli 30 katmanlı çip üretimine başlıyor. Tayvan’dan yüksek teknoloji transferi yaparak bu alandaki altyapısını güçlendiren şirket, Türk ve Tayvanlı mühendislerin iş birliğiyle seri üretim hazırlıklarını sürdürüyor. Kısa süre içinde tamamlanacak olan üretim hattı hem network cihazları hem de görev bilgisayarları gibi gelişmiş teknolojik ürünlerin temelini oluşturacak.

Türkiye’de 30 katmanlı çip üretimi başlıyor!

Bu yerli çipler, Fly BVLOS Teknoloji tarafından geliştirilen görev bilgisayarlarında kullanılacak. Şirket, bu görev bilgisayarlarının mevcut sistemlerden daha hızlı ve daha gelişmiş özelliklere sahip olduğunu açıkladı.

Üretilecek çipler, insansız hava araçları ve diğer savunma sanayii ürünleri de dahil olmak üzere birçok farklı alanda kullanılacak. Bu adım, Türkiye’nin savunma ve teknoloji sektörlerinde dışa bağımlılığı azaltma yolunda önemli bir ilerleme sağlayacak.

Üretim süreci üç aşamada gerçekleşecek. İlk aşamada montaj hattı kurularak yıllık 144.000 kapasiteyle üretim yapılacak. Ostim Teknik Üniversitesi ile yapılan iş birliği sayesinde PCB laboratuvarı kurulacak ve sektöre nitelikli insan kaynağı kazandırılacak.

İkinci aşamada, PCB üretim tesisleri devreye alınarak yerli anakartların üretimine başlanacak ve üretim kapasitesi iki katına çıkarılacak. Son aşamada ise 3 nanometre teknolojisiyle aylık 5.000 adet çip üretilecek laboratuvar faaliyete geçecek.

Bu projede kullanılan yüksek teknoloji ve yapılan milyon dolarlık yabancı yatırımlar, Türkiye’nin teknoloji alanında uluslararası alanda güçlü bir konuma gelmesine katkı sağlayacak. Fly BVLOS Teknoloji’nin yerli çip üretimi ile ilgili daha fazla bilgi ve detay, önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacak.

Mars’ta yaşam arayışında ilerleme kaydedildi!

Mars’ta yaşam arayışında bilim insanları, yıllardır yüzeyi ve atmosferi inceleyerek önemli bulgular elde ettiler. Özellikle metan gazının keşfi, gezegende biyolojik aktiviteler olabileceği ihtimalini gündeme getirdi. Mars yüzeyinde mevsimsel olarak metan gazı değişimleri kaydedilmişken, yörüngedeki uyduların bu molekülün varlığını teyit edememesi, yaşam izlerine dair tartışmaları artırdı. Ancak araştırmacılar artık bu sorunun cevabını bulabilecekleri en olası yerlerin neresi olduğunu belirlemiş durumda: Acidalia Planitia gibi bölgelerin derinlikleri.

Mars’ta yaşam arayışında yeni gelişme yaşandı

Mars yüzeyinin yaşam için oldukça elverişsiz olduğu kabul ediliyor. Donma noktasının altındaki sıcaklıklar, ince atmosfer ve sürekli kozmik ışınım, yüzeyde bilinen yaşam formlarının varlığını neredeyse imkânsız kılıyor. Bununla birlikte, bilim insanları Dünya’da metan üreten mikroorganizmaların en zorlu çevrelerde bile hayatta kalabildiğini gözlemledi. Metanojenler adı verilen bu organizmalar, enerji kaynağı olarak hidrojen kullanarak atık olarak metan üretir. Mars’taki metan gözlemleri bu organizmaların varlığını düşündürüyor.

Araştırmacılar, Mars’a benzer koşulların Dünya üzerindeki karşılıklarını incelemek üzere, oksijensiz ve yüksek tuzluluk seviyelerine sahip yerleri, buzulların altındaki tatlı su göllerini ve yer altındaki mikroskobik çatlakları analiz etti. Bu çalışmalarda, metan üreten mikroorganizmaların yaşayabileceği sıcaklık, pH ve tuzluluk aralıkları belirlenerek, Mars’taki benzer ortamlar değerlendirildi. Özellikle Acidalia Planitia, sıvı su izleri ve derinliklerde yaşamı destekleyebilecek koşullar sunması nedeniyle dikkat çekiyor. Bölgedeki potansiyel sıvı suyun 4,3 ila 8,8 kilometre derinliklerde olabileceği tahmin ediliyor.

Mars’taki bu tür yaşam arayışlarının başarıya ulaşması, yalnızca Kızıl Gezegen’de biyolojik bir geçmişin varlığını kanıtlamakla kalmayacak, aynı zamanda evren genelinde yaşamın nerelerde ve nasıl var olabileceğine dair çığır açıcı bilgiler sunacak. Acidalia Planitia’nın belirli bölgelerinde yoğunlaşacak olan bu keşif çalışmaları, insanlığın Mars’a ve ötesine dair anlayışını kökten değiştirebilir.

Dünyanın ilk MagSafe uyumlu kulaklığı görücüye çıktı!

0

Dünyanın ilk MagSafe uyumlu kulaklığı olan Komutr, Artronic Design tarafından tanıtılarak CES 2025 öncesinde dikkat çeken bir yenilik olarak öne çıktı. Bu kulaklık, MagSafe uyumlu telefonların arkasına doğrudan yerleştirilebilen ince bir şarj kutusuyla, özellikle iPhone kullanıcılarına yönelik benzersiz bir kullanım deneyimi sunuyor. Şarj kutusu, yalnızca 1,19 cm kalınlığında olup telefonun taşınabilirliğini etkilemeden konforlu bir kullanım sağlıyor.

Dünyanın ilk MagSafe uyumlu kulaklığı resmen tanıtıldı

Komutr, 8 mm sürücüleriyle üstün ses kalitesi sunarken, aktif gürültü önleme (ANC) ve çevresel gürültü azaltma (EC) teknolojileri sayesinde daha net bir dinleme ve arama deneyimi vadediyor. Kullanıcı dostu dokunmatik kontrolleri ve kulak içi algılama özelliğiyle, ergonomik bir tasarıma sahip olan bu kulaklık, uzun süreli kullanım için oldukça ideal. Tek şarjla 10 saate kadar çalışabilirken, MagSafe uyumlu şarj kutusuyla birlikte bu süre toplamda 30 saate kadar çıkıyor. Ayrıca, 20 dakikalık hızlı şarj ile 3 saat müzik dinleme imkanı sunarak kullanışlılığını artırıyor.

MagSafe uyumlu bu kulaklık, yalnızca iPhone’larla değil, MagSafe özelliği olmayan Android ve iPhone cihazlarla da kullanılabiliyor. Şarj kutusunda bulunan entegre bir stand, pratik bir ek işlevsellik sağlıyor. Bununla birlikte, USB-C hızlı şarj desteği, kablosuz yazılım güncelleme ve üç farklı silikon uç seçeneği, kullanıcıya farklı ihtiyaçlarına uygun bir kulaklık sunuyor.

15 Ocak’ta ön siparişe açılacak olan Komutr, 129 dolar fiyat etiketiyle piyasaya sunulacak. Artronic Design’ın CEO’sunun açıklamasına göre bu ürün, yalnızca teknik olarak üstün değil, kullanıcıların yaşam tarzlarını da mükemmel şekilde tamamlayan bir cihaz olarak giyilebilir teknolojilerde yeni bir dönemi temsil ediyor. Kulaklık, modern bir yaşam tarzını benimseyen kullanıcılar için ergonomi, kalite ve teknolojiyi bir araya getiren şık bir çözüm sunuyor.

Nvidia RTX 50 “Blackwell” serisi hakkında yeni detaylar ortaya çıktı

Nvidia’nın yeni nesil ekran kartı serisi RTX 50 “Blackwell” hakkındaki detaylar CES 2025 öncesinde netleşmeye devam ediyor. Son sızıntılarla birlikte, GeForce RTX 5080 modeli için lansman tarihi ve teknik özellikler hakkında heyecan verici bilgiler ortaya çıktı.

RTX 5080’in çıkış tarihi sızdırıldı

Hong Kong merkezli medya kuruluşu HKEPC’nin haberine göre, Nvidia GeForce RTX 5080’in piyasaya çıkış tarihi 21 Ocak 2025 olarak belirlendi. Ancak bu tarih yalnızca RTX 5080 modeli için geçerli. Serideki diğer modeller olan RTX 5090 ve 5070 Ti’ın daha sonraki tarihlerde piyasaya sürülmesi bekleniyor. Önceki sızıntılar da bu bilgilere paralel olarak, ilk piyasaya sürülecek modelin RTX 5080 olacağını işaret ediyordu.

GeForce RTX 5080’in teknik özellikleri

Yeni sızıntılara göre GeForce RTX 5080GB203-400 GPU kalıbını temel alıyor ve 84 SM ile birlikte 10.752 CUDA çekirdeği barındırıyor. Nvidia, bu seride bellek modüllerini GDDR7 teknolojisine yükselterek önemli bir performans artışı sunuyor. Yeni bellek modülleri, 30 ila 32 Gbps arasında hızlarda çalışacak ve alt sürümler ise 28 Gbpsseviyelerinde performans sergileyecek. Bellek veri yolu ise 256-bit olarak korunacak.

Ayrıca, perakende platformlarında yayınlanan kısa süreli bir ürün sayfası, RTX 5080 ve 5070 Ti modellerinin bellek kapasitelerini doğruladı. Her iki ekran kartı da 16 GB GDDR7 bellek ile donatılı olacak. Bu kapasite, önceki nesil RTX 4080 modeliyle aynı seviyede.

RTX 50 serisinin tanıtım tarihi ve rakipleri

Nvidia’nın yeni nesil RTX 50 “Blackwell” ekran kartlarının, 6 Ocak 2025 tarihinde düzenlenecek CES 2025etkinliğinde resmi olarak tanıtılması bekleniyor. Aynı etkinlikte, Nvidia’nın rakipleri Intel Arc B570 ve AMD Radeon RX 9070 XT gibi yeni nesil ekran kartlarını da tanıtacak. Bu durum, grafik teknolojileri alanında rekabetin daha da kızışacak bir döneme işaret ediyor.

Beklentiler yüksek

RTX 50 serisi, Nvidia’nın önceki nesillerine göre önemli performans iyileşmeleri ve yeniliklerle gelmesi bekleniyor. Özellikle GDDR7 bellek teknolojisi ve artırılmış CUDA çekirdeği sayısı, kullanıcıların dikkatini çeken başlıca özellikler arasında yer alıyor. Nvidia’nın CES 2025 etkinliğindeki duyuruları şimdiden heyecanla bekleniyor.

Telegram hesap doğrulama özelliği ekledi

Telegram, yılın ilk güncellemesini yayınladı; üçüncü taraflarca desteklenen yeni bir hesap doğrulama yöntemi, yeni mesaj arama filtreleri ve hediyeleri NFT’lere dönüştürme özelliği eklendi.

Telegram hesap doğrulama özelliği

Sohbet uygulaması, platformdaki kamu figürlerini ve kuruluşları doğrulamak için zaten bir programa sahipti ve şimdi gıda kalitesi düzenleyicileri veya eğitim konsorsiyumları gibi önceden doğrulanmış üçüncü taraf yetkililerin bir hesabı doğrulamasına izin vermek için yeni bir proje başlattı. Üçüncü bir tarafça doğrulanan hesapların adlarının yanında mavi onay işareti yerine yeni bir logo yer alacak.

Telegram, bir blog yazısında, “Ek doğrulama için bu merkezi olmayan platform, sosyal platformlar için yeni bir güvenlik standardı belirleyen benzersiz proaktif bir çözümle dolandırıcılıkları önlemeye ve yanlış bilgileri azaltmaya yardımcı olacak” dedi.

Kimliği doğrulanmak isteyen kişiler veya kuruluşlar, doğrulanmış işareti almaya hak kazanmak için önce doğrulamadan geçmeli ve bir başvuruyu tamamlamalıdır. Telegram, kuruluşların doğrulamayı atamak veya kaldırmak için Bot API’sini kullanabileceğini söyledi; bu, kuruluşların X’te doğrulama satın alıp bağlı hesaplarını doğrulamalarına benzer. Bu bağlı hesaplar, doğrulandıktan sonra profillerinde kuruluşun logosuna sahip olacak.

Telegram ayrıca hediyeleri özel arka planlar ve simgelerle NFT’lere dönüştürmenin bir yolunu başlattı. Kullanıcılar, uygulama üzerinden veya TON kripto cüzdanlarını bağlayarak Fragment sitesi üzerinden satın alabileceğiniz Telegram Yıldızları harcayarak hediye gönderebilirler.

Telegram, kullanıcıların bu NFT’leri farklı platformlarda takas edebileceğini söyledi. Özellikle Telegram, blockchain işlem maliyetlerini karşılamak için kullanıcıların hediyelerini koleksiyonluk ürünlere yükseltmeleri için ücret talep ediyor.

Telegram, kripto paraları içerik üreticilerinin para kazanmasının yanı sıra platformdaki oyunlar ve mini uygulamalar için yapılan ödemelerde de kullanıyor. Şirket ayrıca, birinin bir gruba katılması gibi servis mesajları için bir emoji tepki özelliği ve özel sohbetler, grup sohbetleri ve kanallar için yeni arama filtreleri de kullanıma sundu.

Netflix patent savaşında Broadcom’la karşı karşıya!

0

Netflix, Broadcom ile uzun süredir devam eden patent savaşında bir karşı saldırı başlattı ve şirketin VMware yan kuruluşuna karşı sanallaştırma teknolojileri konusunda dava açtı. 23 Aralık 2024’te Kaliforniya Kuzey Bölgesi’nde dosyalanan yayın şirketinin şikayeti, beş patenti (aslen HP tarafından geliştirilmiş) ileri sürerek Netflix’in tipik olarak savunmacı IP stratejisinde agresif bir değişimi işaret ediyor.

Netflix patent savaşını kazanacak mı?

Netflix, COVID-19 salgınının erken aşamalarında Mart 2020’de başlayan Broadcom tarafından yaklaşık beş yıl süren patent davasına katlandı. Broadcom’un ilk davası, Netflix’in yayın hizmetlerinin, yayın hizmetleri önem kazandıkça azalmaya devam eden bir pazar segmenti olan set üstü kutular için yarı iletken işine onarılamaz şekilde zarar verdiğini iddia etti.

Netflix davası, Netflix’in portföyüne girmeden önce ikincil pazardan geçen beş sanallaştırma patentine odaklanıyor. Daha önce Regional Resources Ltd.’den geçen patentler, VMware tarafından kullanıldığı iddia edilen temel sanallaştırma teknolojileriyle ilgili:

ABD Patenti No. 7,779,424 ve aile patenti 7,797,707, her ikisi de sanal makine ortamlarında CPU kullanımını atfetmeye yönelik sistemleri ele almaktadır,

Sanal makine monitörleri için CPU kullanım atıfını kapsayan ABD Patenti No. 8.799.891,

Sanal makine başlatma ve yük dengelemeyi ayrıntılı olarak açıklayan ABD Patenti No. 8.185.893,

Birden fazla sanal makinenin grafiksel bir arayüz aracılığıyla uzaktan kontrolünü açıklayan ABD Patenti No. 8,863,122.

Şikayette, Broadcom ve VMware’in patentli teknolojileri kullanırken en azından kasıtlı körlük gösterdiklerini öne sürerek kasıtlı ihlal iddia ediliyor. İddia kanıtlanırsa, artırılmış zararlara yol açabilir. Karşı dava, Broadcom’un patent uygulama çabaları için zorlu bir yılı taçlandırıyor. Temmuz 2024’te Alman Federal Patent Mahkemesi’nin (Bundespatentgericht) Broadcom’un EP2575366 akış patenti geçersiz kılmasıyla önemli bir an yaşandı. Karar, Münih I Bölge Mahkemesi tarafından Netflix’e daha önce verilen 7,05 milyon avroluk hakaret cezasını etkili bir şekilde geçersiz kıldı.

ABD’de hemen ardından bir aksilik daha yaşandı. Federal Devre Temyiz Mahkemesi, Patent Yargılama ve Temyiz Kurulu’nun daha önce onayladığı Broadcom patentine yönelik iki Netflix itirazını yeniden gündeme getirerek Broadcom’un konumunu daha da zayıflattı.

Türk girişimi Khenda, 750 bin dolar yatırım aldı!

Türk girişimciler tarafından ABD’de kurulan Khenda, yapay zekâ destekli sürekli iyileştirme çözümleriyle dikkat çekerek Simya VC liderliğindeki yatırım turunda 750 bin dolar yatırım aldı. Bu yatırım, şirketin global ölçekte büyümesini hızlandırma, özellikle Kuzey Amerika pazarındaki satış ve pazarlama faaliyetlerini artırma ve böylece cirosunu genişletme hedeflerine ulaşmasını destekleyecek.

Türk girişimi Khenda, 750 bin dolar yatırım almayı başardı

Geleneksel yöntemlerle elde edilemeyen üretim verilerini yapay zekâ tabanlı görüntü işleme teknolojisiyle toplayan Khenda, mevcut güvenlik kameralarını kullanarak üretim süreçlerindeki darboğazları ve verimlilik problemlerini tespit etme imkânı sunuyor. Topladığı verileri raporlayan platform, mühendislerin üretim süreçlerini optimize etmelerine olanak tanıyor.

Simya VC’nin bu yatırım turunda, teknoloji odaklı girişimlere verdiği desteği sürdürüyor olması dikkat çekerken, DCP’nin katılımıyla Khenda’nın büyüme potansiyeli daha da güçleniyor. Simya VC Yönetici Ortağı Selma Bahçıvanoğlu, Khenda’nın inovatif yapay zekâ teknolojisinin sektörde verimlilik, zaman ve maliyet tasarrufu açısından bir dönüşüm sağladığını ifade ederek, girişimin küresel dijital dönüşümdeki rolüne olan inançlarını dile getirdi. Şirket, 2025 yılında da yenilikçi girişimlere yatırım yapma konusundaki kararlılığını sürdüreceğini belirtti.

Khenda Kurucu Ortakları Çağkan ve Aykan Ekici, yaptıkları açıklamalarda, şirketin Ar-Ge çalışmalarına ve pazardaki konumuna dair detaylar verdi. Çağkan Ekici, görsel dil modelleri üzerinde yapılan Ar-Ge faaliyetleri ve ürünlerine entegre edilen ileri yapay zekâ teknolojileri sayesinde, üretim süreçlerinin verimliliğini artıracak yeni adımlar atmayı hedeflediklerini ifade etti. Aykan Ekici ise Kuzey Amerika’da artan talebe dikkat çekerek, bölgedeki pazar paylarını genişletmek ve küçük ve orta ölçekli işletmeleri de müşteri ağına katmak için Vision-MES adını verdikleri yeni ürünleriyle çalışmalarını hızlandıracaklarını vurguladı. Khenda’nın bu hızlı büyüme süreci, hem teknoloji sektöründeki dönüşümü hem de global üretim endüstrisinde yenilikçi çözümlere olan ihtiyacı gözler önüne seriyor.

Lityum ihtiyacı, batarya geri dönüşümüyle karşılanabilir!

ABD merkezli Union of Concerned Scientists tarafından yapılan analiz, lityum iyon bataryaların geri dönüşümüne yönelik yatırımların artırılması halinde, 2050 yılına gelindiğinde lityum ihtiyacının %60’ının eski bataryalardan karşılanabileceğini ortaya koyuyor.

Lityum ihtiyacı, batarya geri dönüşümüyle karşılanacak

Bu senaryo gerçekleşirse, lityum madenciliğine olan talep önemli ölçüde azalabilir. Özellikle 2035 yılında otomobil satışlarının tamamen elektrikli modellere dönüşeceği ve lityum iyon bataryaların %90 oranında geri dönüştürüldüğü bir tablo çerçevesinde, 2050’deki lityum madenciliği ihtiyacının, 2035 yılı zirve değerinin yarısına düşmesi bekleniyor.

Lityum ihtiyacı, batarya geri dönüşümüyle karşılanacak.

Analiz, lityum talebindeki azalmanın yalnızca geri dönüşüme değil, aynı zamanda elektrikli araçların daha verimli hale getirilmesine dayandığını da gösteriyor. Araç verimliliğinde %20 oranında bir artışın, 2035 yılına kadar lityum ihtiyacını %14, 2050 yılına kadar ise %22 oranında azaltabileceği ifade ediliyor. Bu senaryoya, ortalama araç menzilinin 520 kilometreden 450 kilometreye düşürülmesi gibi eklemeler yapıldığında, yeni lityum talebinin 2035 yılına kadar %12, 2050 yılına kadar ise %20 oranında daha da azalabileceği vurgulanıyor.

Raporda ayrıca, araç kullanımının azaltılması, bataryaların enerji yoğunluğunun her yıl %1 daha fazla artması ve sodyum iyon gibi lityuma alternatif batarya teknolojilerinin devreye girmesi gibi unsurların, lityum talebini 2050 yılına kadar %25’in üzerinde düşürebileceğine dikkat çekiliyor. Tüm bu veriler, çokça tartışılan lityum kıtlığı probleminin, gelecekte korkulan ölçüde bir sorun olmayabileceğini düşündürüyor. Özellikle alternatif batarya teknolojilerinin devreye girmesi, küresel lityum ihtiyacını daha da dengeli hale getirebilir ve madenciliğe bağımlılığı azaltabilir.

Galaxy S24 serisi, satışlarıyla Samsung’un yüzünü güldürdü!

2

Samsung, 2025 yılına karışık bir tabloyla başlasa da Galaxy S24 serisinin başarılı satış performansı şirketin moralini yükseltmiş durumda. Yarı iletken sektöründeki sorunlar nedeniyle zorlu bir dönem geçiren Samsung, amiral gemisi Galaxy S24 serisinde elde ettiği satış artışıyla güçlü bir yıl geçirme sinyalleri veriyor. Gelen veriler, Galaxy S24 serisinin ilk 11 aylık dönemde 34,66 milyon adetlik satış rakamına ulaştığını ve bir önceki yılın aynı döneminde 29,44 milyon satan Galaxy S23 serisini %18’lik bir artışla geride bıraktığını gösteriyor. Bu, Samsung’un amiral gemisi serisinde müşteri ilgisini başarılı bir şekilde artırdığını kanıtlıyor.

Galaxy S24 serisi, satışlarıyla Samsung’un yüzünü güldürüyor

Galaxy S24 serisi içinde, özellikle Galaxy S24+ modeli dikkat çekiyor. Geçen yılın Galaxy S23+ modeline göre %25,6 oranında bir artışla 6,77 milyon adet satan bu model, büyüme oranı açısından serinin lideri olsa da satış adedi bazında hâlâ serinin en az talep gören modeli olmaya devam ediyor. Serinin zirvesinde ise tahmin edilebileceği gibi Galaxy S24 Ultra bulunuyor. Bu model, 15,8 milyon satışla serinin en çok tercih edilen cihazı oldu ve bir önceki yılki Galaxy S23 Ultra modelini %16,5 oranında geçmeyi başardı. Galaxy S24 modeli ise temel sürüm olarak 12,1 milyon adetle istikrarlı bir satış grafiği çiziyor.

Katlanabilir modeller cephesinde ise tablo daha karmaşık görünüyor. Galaxy Z Flip 6 ve Galaxy Z Fold 6’nın toplam satışları %6 oranında düşerken, model bazında ayrıntılı incelendiğinde, Galaxy Z Fold 6’nın 2,09 milyon satarak selefi Galaxy Z Fold 5’i %9,4 geride bıraktığı görülüyor. Buna karşın Galaxy Z Flip 6’nın satışları, Flip 5’e kıyasla %14,8 oranında gerileyerek 2,81 milyon adede düştü. Katlanabilir cihazlar segmentinde artan rekabetin ve pazar dinamiklerinin Samsung için yeni stratejik planlamalar gerektirdiği açıkça görülüyor.

Toplamda Galaxy S24 serisinin başarısı, Samsung’un 2024 yılını savunmasız bırakmadığını gösterse de katlanabilir cihazların gerileyen satış performansı, şirketin bu alandaki stratejilerini gözden geçirmesini gerektirebilir. Samsung’un önümüzdeki dönemde Galaxy S25 serisiyle aynı ivmeyi sürdürüp sürdüremeyeceği büyük bir merak konusu. Özellikle bu serinin sunacağı yenilikler ve rakiplerle karşılaştırmalı avantajlar, Samsung’un amiral gemisi pazardaki geleceği üzerinde belirleyici olacak.

Micron, ABD’deki yarı iletken üretimini artıracak!

0

ABD merkezli yarı iletken üreticisi Micron, Virginia eyaletinin Manassas şehrindeki tesisini genişletmek için 2,17 milyar dolarlık bir yatırım planını duyurdu. Virginia Valisi Glenn Youngkin’in açıklamalarına göre, bu büyük yatırımın bölgede 340 yeni istihdam yaratması bekleniyor ve ABD’nin yarı iletken üretim kapasitesine önemli bir katkı sunacağı öngörülüyor. Micron’un tesisi, otomotiv, havacılık, savunma ve sanayi gibi farklı sektörlerin özel ihtiyaçlarına yönelik uzun ömürlü DRAM bellek üretimini gerçekleştirecek şekilde modernize edilecek. Bu modernizasyon, tesisin daha verimli ve yüksek teknolojiye uygun bir yapıya kavuşmasını hedefliyor.

Micron, ABD’deki yarı iletken üretimini genişletecek

Micron, daha önce aynı tesis için CHIPS ve Bilim Yasası kapsamında 275 milyon dolarlık bir federal fon desteği almıştı. Yeni yatırımla birlikte, otomotiv sektörüne yönelik DRAM üretiminin Tayvan’dan ABD’ye taşınması planlanıyor. Bununla beraber, şirketin yatırım hedeflerine ulaşması ve belirlenen istihdam koşullarını sağlaması halinde 70 milyon dolara kadar ek bir fon alabileceği belirtiliyor.

ABD’nin yerli yarı iletken üretimini artırmaya yönelik bu tür yatırımlar, ulusal güvenlik ve ekonomik rekabet gücü açısından stratejik bir öneme sahip. Virginia’daki bu tesisin, gelişmiş teknoloji üretim süreçleriyle ABD’nin tedarik zincirine güç katması bekleniyor.

Yatırımın detaylarına dair şu an için sınırlı bilgiler bulunuyor. Ancak, Micron’un bu projede genellikle düşük hacimlerde üretilen uzun ömürlü DRAM bellekler için daha maliyet dostu ekipmanları tercih edeceği tahmin ediliyor. Federal fondan elde edilen kaynaklarla, DUV litografi sistemleri gibi ekipmanlardan geniş bir envanter oluşturulabileceği ifade ediliyor. Micron’un CEO’su Sanjay Mehrotra, şirketin ABD merkezli tek bellek üreticisi olarak bu yatırımı hayata geçirdiğini ve savunma, otomotiv, havacılık gibi sektörlerin gelecekteki bellek ihtiyaçlarını karşılamak adına çalıştıklarını belirtti. Mehrotra, bu süreçte sağladıkları destek nedeniyle Virginia yönetimine ve eyalet yetkililerine minnettarlığını dile getirdi.