Samsung CES 2025’te yeni nesil monitörlerini tanıtacak!

Samsung Electronics, 7-10 Ocak 2025 tarihleri arasında Las Vegas‘ta düzenlenecek dünyanın en büyük elektronik fuarı CES 2025’te, yapay zeka, 4K, 500Hz ve 3D gibi önde gelen teknolojilerle donatılmış yeni monitörlerini sergilemeye hazırlanıyor. Bu yenilikçi monitörler arasında, yapay zeka destekli 32 inç Smart Monitor M9, sektörün ilk 27 inç 4K 240Hz OLED monitörü Odyssey OLED G8, 500Hz yenileme hızına sahip Odyssey OLED G6, gözlüksüz 3D deneyimi sunan Odyssey 3D ve 37 inç büyük ekranıyla Viewfinity S8 bulunuyor.

2025 Smart Monitor M9

Samsung’un 2025 yılına özel çıkardığı Smart Monitor M9 (M90SF), 32 inç OLED ekranı ve 4K çözünürlüğüyle dikkat çekiyor. 165 Hz yenileme hızı ve AI Picture Optimizer teknolojisi ile monitör, izlenen içeriğe göre görüntü kalitesini otomatik olarak optimize ediyor. Derin öğrenme algoritması kullanarak düşük kaliteli içeriği 4K’ya yükseltme yeteneğine sahip olan bu model, oyun ve video konferans deneyimlerini yeni bir seviyeye taşıyor.

Smart Monitor M9Tizen OS Home sayesinde geniş bir OTT içerik kütüphanesine erişim sağlarken, yerleşik 4K kamerası ile video konferans çözümü sunuyor. Ancak 4K AI Upscaling Pro özelliği, sadece Oyun Merkezi ve PQ Öncelik Modu aracılığıyla etkinleştirilebiliyor.

Odyssey OLED oyun monitörleri: G8, G6 ve Odyssey 3D

Odyssey OLED serisinin dikkat çeken modellerinden biri olan Odyssey OLED G8 (G81SF), 27 inç büyüklükte ve 4K çözünürlükle (3.840 x 2.160) 240 Hz yenileme hızı sunan ilk monitör olma özelliğine sahip. G6 modeli ise QHD çözünürlüklü (2.560 x 1.440) ve 500 Hz yenileme hızı ile sektörde bir ilk. Her iki monitör de NVIDIA G-SYNC Uyumluluğu ve AMD FreeSync Premium Pro desteği ile ekran yırtılmasını minimuma indiriyor.

Samsung’un bir diğer devrim niteliğindeki monitörü Odyssey 3D (G90XF), 27 inç boyutuyla gözlük gerektirmeden 3D deneyimi sunuyor. Mercekli lens ve stereo kameraya sahip olan bu monitör, yapay zeka yardımıyla 2D içeriği 3D’ye dönüştürebiliyor.

Viewfinity S8: yüksek çözünürlük ve ergonomi

Samsung’un üretkenlik odaklı monitörü Viewfinity S8, 37 inç büyüklüğü ve %34 daha fazla ekran alanı sunan tasarımıyla öne çıkıyor. 4K çözünürlüğe sahip bu monitör, TÜV Rheinland tarafından “Ergonomik Çalışma Alanı Monitörü” olarak sertifikalandırıldı. Yükseklik, eğim ve döndürme ayarlarını destekleyen standıyla konforlu bir kullanım sunuyor. Ayrıca, 90W’a kadar şarj desteği sunan USB-C bağlantısı sayesinde çok yönlülülük sağlıyor.

Fiyat ve çıkış tarihi

Samsung, bu yenilikçi monitörlerin fiyat ve çıkış tarihiyle ilgili detayları CES 2025’te paylaşacak. Teknoloji tutkunları, Samsung’un fuarda sunacağı yeni ürünleri sabırsızlıkla bekliyor.

Malezya’dan WeChat ve TikTok’a lisans zorunluluğu!

1 Ocak 2025’te yürürlüğe giren bu yasa, Malezya’da 8 milyondan fazla kullanıcıya sahip WeChat ve TikTok’un yanı sıra mesajlaşma servislerinin de lisans almasını şart koşuyor. Aksi takdirde yasal yaptırımlarla karşılaşmaları söz konusu.

Malezya İletişim ve Multimedya Komisyonu (MCMC), Telegram’ın lisans sürecinin son aşamasında olduğunu, Metanın (Facebook, Instagram ve WhatsApp’ın sahibi) ise başvuru sürecine başladığını belirtti. Ancak X (eski adıyla Twitter), ülkedeki kullanıcı sayısının 8 milyon eşiğini aşmadığını iddia ederek başvuru yapmadı. Bu iddianın doğruluğu MCMC tarafından inceleniyor. YouTube’un sahibi Google ise, video paylaşım özellikleriyle ilgili endişelerini dile getirerek başvuruda bulunmadı.

Sıkı denetim ve siber suçlarla mücadele

Yeni yasayla birlikte Malezya, artan siber suçlarla mücadele etmeyi hedefliyor. 2024 yılında zararlı sosyal medya içeriklerinde keskin bir artış gözlenmiş, bu durum hükümeti platformlara içerik denetimi konusunda baskıyı artırmaya yönlendirmişti.

Zararlı içerikler arasında çevrim içi kumar, dolandırıcılık, çocuk istismarı, siber zorbalık ve özellikle ırk, din ve kraliyetle ilgili hassas konular bulunuyor.

Kullanıcı verileri ve uygulama istatistikleri

Bağımsız verilere göre, WeChat Malezya’da 12 milyon, YouTube 24.1 milyon, TikTok 28.68 milyon, Facebook ise 22.35 milyon kullanıcıya sahip. X platformunun kullanıcı sayısı ise 5.71 milyon olarak tahmin ediliyor.

Yeni düzenlemelerle uyumlu hareket etmeyen platformların ciddi yasal yaptırımlarla karşılaşabileceği belirtilirken, yasa, dijital ortamda kullanıcı güvenliğini sağlamayı amaçlıyor. MCMC, platformların yasalara uyum sağlama sürecini yakından takip edecek.

Spotify, podcast üreticileri için yeni bir iş modeline geçiyor!

Spotify tarafından ABD, İngiltere, Kanada ve Avustralya’da devreye alınan bu uygulama, özellikle video içeriklerden gelir elde etme fırsatı sunarak dikkat çekiyor. Şirket, bu adımıyla podcast ekosistemini güçlendirmeyi ve video içeriklerde YouTube gibi devlerle rekabet etmeyi hedefliyor.

Spotify’ın yeni programı, içerik üreticilerinin video podcast’lerinden doğrudan gelir sağlamasına olanak tanıyor. Şirketin, geçtiğimiz kasım ayında düzenlediği Now Playing etkinliğinde ilk kez duyurduğu bu model, kısa sürede büyük ilgi gördü. Spotify’a göre, programa uygun podcast’lerin %65’i sisteme kaydolmuş durumda. Bu içerik üreticileri arasında Smart Money Happy Hour, The Paranormal Podcast, Girls Rewatch Podcast gibi popüler yapımlar yer alıyor.

Yeni programın, Spotify’ın video podcast kütüphanesini genişletmesi bekleniyor. Bu girişim, aynı zamanda platformun, YouTube’un hakim olduğu video alanında daha güçlü bir yer edinme stratejisinin bir parçası.

Reklamsız Spotify deneyimi ve tanıtım araçları

Spotify, Premium kullanıcılarına video podcast içeriklerini reklamsız izleme olanağı da sunmaya başladı. Ayrıca, içerik üreticilerinin programlarını tanıtabileceği “Podcast Clips” adlı bir araç geliştirdi.

Bu kısa tanıtım videoları, podcast’lerin keşfedilmesini kolaylaştırırken, Spotify’a göre dinleyici dönüşüm oranını %33 oranında artırıyor. Bu özellik, özellikle Kasım ayında sınırlı bölgelerde başlatıldığından bu yana içerik üreticilerinden büyük ilgi gördü.

Spotify hesap silme

Rekabet gücü ve gelecek hedefleri

Spotify, bu yeniliklerle yalnızca mevcut kullanıcılarına daha iyi hizmet sunmayı değil, aynı zamanda içerik üreticilerini platformuna çekmeyi hedefliyor. Video podcast ekosistemini büyütme stratejisi, Spotify’ın YouTube gibi devlerle rekabetini artırırken, içerik üreticileri için cazip bir ortam yaratıyor.

Spotify’ın yeni girişimleri, platformun sadece bir müzik dinleme uygulaması olmaktan çıkarak, geniş kapsamlı bir medya platformuna dönüşme yolundaki önemli adımlarından biri olarak öne çıkıyor.

Sanayide dijital dönüşüm: DT Cloud, nano ve ACA iş birliği!

Türkiye’nin yerli bulut hizmet sağlayıcısı DT Cloud, yerli ERP ve yapay zeka asistan üreticisi Nano Teknolojik ile ACA liderliğinde, organize sanayi bölgelerine ileri teknoloji altyapısı sunarak KOBİ’lerin dijital dönüşüm sürecini destekleyecek bir stratejik partnerlik sözleşmesi imzaladı. Yerli olarak geliştirilen bulut hizmetleri ile Anadolu’nun üretim ekosistemi, daha güçlü bir rekabet avantajı elde edecek.

DT Cloud CEO’su Tolga Dinçer, imza töreninde yaptığı konuşmada, “Bu protokol sadece bir imza değil, geleceğe yazılmış bir mektuptur. Anadolu’nun potansiyelini dünyanın dört bir yanına duyuracak ve dijital dönüşümü yerli ve milli teknolojilerle gerçekleştireceğiz.” ifadelerini kullandı.

Nano Teknolojik Kurucu Ortağı ve ACA Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Acaroğulları ise şu ifadelere yer verdi: “DT Cloud’un yerli ve milli bulut teknolojisi ile Nano’nun kurumsal yazılım çözümleri, organize sanayi bölgelerine yönelik dijitalleşme stratejilerimizi uygulamaya koymamıza olanak tanıyor. Bu adımla birlikte, KOBİlerimizin uluslararası alanda rekabet gücünü artırmayı amaçlıyoruz.” 

DT Cloud, yerli Ar-Ge ekibi ile geliştirdiği altyapısı ile Anadolu’nun dijital geleceğine yön vermeye devam etmeyi planlıyor. İş birliği protokolü ile birlikte, Batı’nın güvenli limanı Balıkesir’den de başlayarak sanayi bölgelerinin dijital dönüşümünü hızlandırmak, Türkiye’nin üretim kapasitesini yapay zeka ve ileri teknolojilerle büyütmek hedefleniyor.

Ayrıca, her büyükşehire mikro veri merkezleri kurularak, bulutu herkes için kolay erişilebilir hale getirmek, DT Cloud’un misyonları arasında yer alıyor. İmalat sanayine yapay zeka dopingi yaparak, dijital dönüşüm sürecine katkı sağlanması için DT Cloud, tüm yatırımlarına ve ekosistem iş ortaklıklarına son hızla devam etmektedir.

Nvidia ve Qualcomm, 2nm üretim sürecinde Samsung’a yönelebilir!

0

Yarı iletken sektöründe 2nm üretim sürecine geçişle birlikte yeni bir rekabet dalgası yaşanıyor. TSMC, bu alandaki liderliğini sürdürmekle birlikte yüksek üretim maliyetleri nedeniyle bazı büyük müşterilerini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Nvidia ve Qualcomm gibi önemli teknoloji devleri, TSMC’nin aşırı yüksek fiyatlarından etkilenerek alternatif tedarikçiler aramaya başladı. Bu noktada Samsung Foundry, 2nm süreç için bu devlerin ilgisini çeken bir seçenek haline geldi.

Nvidia ve Qualcomm, 2nm üretim sürecinde Samsung’a yönelecek

Apple’ın 2nm işlemci planları, yüksek maliyetler ve sınırlı üretim kapasitesi nedeniyle 2026’ya ertelenmiş durumda. Apple, iPhone 17 serisi için A19 Pro işlemcilerinde 2nm teknolojisini kullanmayı hedefliyordu. Ancak, TSMC’nin plaka başına maliyetinin 30 bin dolar gibi astronomik bir seviyede olması nedeniyle, bu hedefini bir süreliğine askıya aldı. Diğer yandan, TSMC, 2nm düğümünde %60 gibi etkileyici bir verim oranına ulaşsa da üretim kapasitesini artırmakta zorlanıyor. Şirketin aylık yonga üretimini 10 binden 80 bine çıkarma planı var, ancak bu hedefe 2026’dan önce ulaşması pek mümkün görünmüyor.

Nvidia ve Qualcomm’un 2nm teknolojisini test etmek için Samsung Foundry ile iş birliği yapması, dikkat çeken bir gelişme. Bu şirketler, TSMC’nin yüksek fiyatlarına bağımlı kalmamak ve tedarik zincirlerini çeşitlendirmek adına Samsung’un 2nm sürecinde test çalışmaları yürütüyor. Samsung’un diğer çip üreticileriyle çalışması devam etmekle birlikte, AMD, Nvidia ve Qualcomm gibi büyük müşterilere de odaklanması gerekiyor. Ancak bu şirketlerin ilgisini çekmek, Samsung’un 3nm sürecindeki başarısızlıklarından kaynaklanan olumsuz algıyı değiştirmesine bağlı olacak.

Samsung için 2nm süreçte başarı sağlamak kritik önem taşıyor. Şirket, 3nm üretim sürecinde yaşadığı verim sorunları nedeniyle daha önce büyük müşterilerden beklediği siparişleri alamadı. Dolayısıyla 2nm’deki performansı, Samsung’un gelecekteki konumu ve büyük oyuncularla kuracağı ilişkiler açısından belirleyici olacak. Buna rağmen, Nvidia ve Qualcomm gibi şirketlerin Samsung’u aktif olarak değerlendirmesi, yarı iletken pazarında rekabetin yön değiştirdiğini gösteriyor. TSMC’nin pazar liderliğini sürdürüp sürdüremeyeceği ise önümüzdeki yıllarda netleşecek.

Tesla, Dojo süper bilgisayarında HBM4 yongalarını kullanabilir!

Tesla, otonom sürüş teknolojisi için büyük önem taşıyan Dojo süper bilgisayarında kullanmayı planladığı HBM4 yongalarına yönelik dikkatini Güney Kore’ye çevirmiş durumda. Şirketin, Samsung ve SK Hynix tarafından geliştirilen bu yeni nesil yüksek bant genişlikli bellek çiplerini incelediği belirtiliyor. Elektrikli araç üreticisi, otonom sürüş için geliştirilen sinir ağlarını eğitmek üzere tasarlanan yapay zeka sistemi Dojo ile uyumlu bu çiplerden örnek talep etti. Dojo’nun yanında Tesla’nın veri merkezlerinde ve gelecekteki araç modellerinde de HBM4 bellekleri kullanmayı planladığı ifade ediliyor.

Tesla, Dojo süper bilgisayarında HBM4 yongalarını kullanacak

Şirketin şu anda kullandığı Dojo süper bilgisayarında eski nesil HBM2e yongalarının bulunduğu biliniyor. Ancak, Tesla’nın daha yüksek performans ve enerji verimliliği sunan HBM4 bellek teknolojisine geçiş yapmayı hedeflediği kaydediliyor. TrendForce’un verilerine göre, HBM4 teknolojisi, önceki nesillere kıyasla önemli bir performans artışı sağlarken enerji tüketiminde de büyük oranda tasarruf sunuyor. SK Hynix, bu yeni çiplerin HBM3e’ye kıyasla yüzde 30 daha az enerji harcarken 1,4 kat daha yüksek bant genişliği sağlayacağını ve saniyede 1,65 terabaytı aşan veri aktarım hızlarına ulaşacağını belirtiyor. Bu da, Tesla’nın yapay zeka işlem gücünü önemli ölçüde artırabilecek bir gelişme olarak öne çıkıyor.

HBM bellek teknolojisinin, özellikle enerji verimliliği ve yüksek veri çıkışı sunmasıyla, yapay zeka odaklı sistemlerde tercih edilen bir tür olduğu biliniyor. HBM4 çiplerinin, entegre mantık kalıbı sayesinde hız ve güç optimizasyonunda yeni bir seviyeye ulaşması bekleniyor. Bu özelliğiyle, yapay zeka verilerinin işlenmesinde daha üstün bir çözüm sunabilir.

Öte yandan, yüksek bant genişlikli bellek (HBM) pazarı hızla büyümeye devam ediyor. 2027 yılı itibarıyla sektör büyüklüğünün 33 milyar dolara ulaşması beklenirken, Samsung ve SK Hynix arasındaki rekabet de giderek artıyor. Amerikan teknoloji devlerinden Nvidia, Microsoft, Meta ve Google gibi şirketler de bu çiplerin avantajlarından yararlanmayı amaçlıyor. Ancak şu anda HBM4 teknolojisini en erken benimseyen şirketlerden biri olma yolunda ilerleyen SK Hynix, Nvidia’ya mevcut HBM çipleri tedarik ederek lider konumunu sürdürüyor. Samsung ise rekabeti sürdürmek için Tayvanlı TSMC ile iş birliği yaparak 4nm üretim süreçlerine odaklanıyor. Aynı zamanda, Micron da sektördeki rekabete dahil olan önemli bir oyuncu olarak dikkat çekiyor.

Apple, iPhone 18 serisinde Samsung ile işbirliğine gidecek!

0

Apple, iPhone 18 serisinde uzun yıllardır kamera sensörlerinde tedarikçi olarak birlikte çalıştığı Sony yerine Samsung ile işbirliği yaparak radikal bir değişime imza attı. Sony’nin Exmor RS serisiyle tanınan yüksek kalite standardını yakalamayı başaran Samsung, test sürecinde Apple’ın kalite beklentilerini aşmayı başardı ve iPhone serisinde kendine yer buldu.

Apple, iPhone 18 serisinde Samsung ile işbirliğine gidebilir

Apple’ın bu kararı almasının ardında, Samsung’un yeni nesil sensörünün kalite ve performans açısından Sony’yi geride bırakması önemli bir rol oynadı. Bu gelişmenin Apple’ın tedarik zincirini çeşitlendirme ve ürün kalitesini artırma stratejilerinin bir parçası olduğu değerlendiriliyor.

Apple, iPhone 18 serisinde Samsung ile işbirliğine gidebilir.

iPhone 18 serisinde kullanılacak olan Samsung’un yeni sensörü, teknoloji dünyasında dikkat çeken bir inovasyonu temsil ediyor. Bu sensör, “sandviç tasarımı” olarak bilinen üç katmanlı bir yapıya sahip. Üç çipin üst üste yerleştirilmesiyle oluşturulan bu tasarım, piksel verilerinin hareket mesafesini kısaltarak kare yakalama süresini önemli ölçüde düşürüyor. Bu sayede deklanşöre basıldığında sensör, kareyi optimize etme sürecini neredeyse anında tamamlıyor. Böylelikle kullanıcılar çok daha hızlı ve kaliteli çekim deneyimi yaşıyor.

Samsung’un bu ileri seviye sensörü yalnızca Apple için üretileceği iddiaları gündemde olsa da, şirketin Galaxy amiral gemisi serisi için de bir yenilik üzerinde çalıştığı belirtiliyor. 500MP çözünürlüğe kadar çıkabilen ve yine üç katmanlı yapıya sahip bir sensör geliştirme sürecinde olduğu söylentileri, Samsung’un sektördeki yenilikçi duruşunu bir kez daha ortaya koyuyor. Bu hamle, Samsung’un hem Apple ile kurduğu iş birliğini pekiştireceğine hem de kendi ürünlerinde devrim niteliğinde gelişmelere imza atacağına işaret ediyor.

Nvidia, insansı robotlar için bilgisayar üretecek!

Nvidia, 2025 yılına gelindiğinde, insansı robotlar için geliştirdiği kompakt bilgisayarlarla robotik pazarındaki varlığını güçlendirmeyi hedefliyor. Jetson Thor adı verilen bu yeni nesil bilgisayarlar, yapay zeka destekli robotları eğitmek ve çalıştırmak için ihtiyaç duyulan hesaplama gücünü sunacak. Nvidia, bu yeni girişimiyle robotik alanındaki inovasyonu hızlandırmayı planlıyor. Robotik ve yapay zeka teknolojilerinin entegrasyonu, gelecekte endüstriyel üretimden lojistiğe kadar bir dizi sektörde devrim yaratma potansiyeline sahip.

Nvidia, insansı robotlar için bilgisayar geliştirecek

Nvidia’nın şu anda yapay zeka çip üretimi konusunda pazar lideri olması, şirketin robotik alanda da güçlü bir etki yaratmak istemesinin önünü açtı. Şirket, yalnızca çip üretmekle kalmayıp, aynı zamanda bu robotları eğitmek için gerekli tüm yazılım, simülasyon ve donanım çözümleriyle de pazarın geniş alanına hitap etmeyi amaçlıyor. Bu bağlamda Nvidia, temel yapay zeka modelleri geliştirmek için gerekli yazılım altyapısını, robotların eğitimini sağlayacak Omniverse simülasyon platformunu ve robotların beynine yerleştirilebilecek güçlü donanım çözümlerini kullanıcıların erişimine sunacak.

Nvidia’nın robotik başkan yardımcısı Deepu Talla, yapay zeka ve robotikteki teknolojik ilerlemelerin robotik devrimini hızlandıracağını belirterek, bu alandaki değişimin her an gerçekleşebileceğini vurguladı. Özellikle üretken yapay zeka modellerinin hızla gelişmesi ve robotların simüle edilmiş ortamlar üzerinde eğitilebilmesi, sektörün gelişimini hızlandıran iki temel unsur olarak öne çıkıyor. Talla, robotik pazardaki bu değişimin büyük bir dönüm noktasına yaklaşıldığını belirtiyor ve “fiziksel yapay zeka ve robotik için ChatGPT anı yaklaşıyor” şeklinde bir benzetme yaparak bu değişimin önemine dikkat çekiyor.

Nvidia, Tesla gibi büyük robotik üreticileriyle doğrudan rekabet etmeyi amaçlamıyor. Bunun yerine, şirket, dünyadaki yüz binlerce robotik üreticisine OEM (Original Equipment Manufacturer) çözümleri sağlayarak bu pazara giriş yapmayı planlıyor. Bu yaklaşım, Nvidia’nın robotik endüstrisini hızla büyütme amacına hizmet ediyor, çünkü dünya çapında birçok robotik üretici, Nvidia’nın sunduğu donanım ve yazılım çözümlerini kendi ürünlerine entegre ederek daha yüksek verimlilik ve etkinlik sağlayabilecek.

Nvidia’nın, insansı robotlara güç verecek kompakt bilgisayarlar geliştirme hedefi, robotik teknolojileri hızla olgunlaşan ve büyük bir potansiyel taşıyan bir endüstri olarak görmesinden kaynaklanıyor. Jetson Thor bilgisayarları, robotların beynine yerleştirileceği yeni nesil çözümlerle donatılacak ve böylece bu robotlar, çevrelerini daha iyi analiz edebilecek, kararlar alabilecek ve karmaşık görevleri daha etkili şekilde yerine getirebilecek. Bu gelişmelerin, robotik teknolojisinin geleceği için oldukça heyecan verici olduğu söylenebilir.

Xiaomi, 130 bin SU7 teslimatı yapmayı başardı!

Xiaomi, 2024 yılı boyunca elektrikli araç üretimi konusunda önemli bir kilometre taşına imza attı ve SU7 modelinin teslimatlarında büyük bir başarıya ulaştı. Şirket, Mart ayında 29.600 dolardan satışa sunduğu SU7 ile otomotiv endüstrisine güçlü bir giriş yaptı. İlk başta, yıl sonunda 100 bin teslimata ulaşmayı hedefleyen Xiaomi, yüksek talep ve etkili satış stratejileri sayesinde bu hedefini hızla geride bırakmayı başardı. Satışların beklenenden çok daha iyi gitmesiyle birlikte, şirket teslimat hedefini Haziran ayında 120 bine, ardından da Aralık ayında 130 bine yükseltti. Xiaomi, SU7’nin toplamda 130 bin adet teslimatla yıllık hedefini tamamlamış oldu.

Xiaomi, 130 bin adet SU7 teslimatı yaptı

Xiaomi’nin bu başarıyı yalnızca birkaç ayda elde etmesi dikkat çekici çünkü elektrikli araçları satışa sunulmasının ardından sadece 27 dakika içerisinde 50 bin sipariş almayı başarmıştı. Bu yoğun ilgi, Çinli markanın elektrikli araç pazarında nasıl hızla yol alacağını gösteriyor. SU7’nin satış rakamları, Xiaomi’nin stratejilerinin doğru bir şekilde uygulanmasının sonucu olarak değerlendiriliyor. Elektrikli otomobil, satışa sunulduğu ilk ayda 10 bin adet teslimat yaptı, ardından bu sayı hızla artarak 13 Kasım itibarıyla 90 bine çıktı. Aralık ayında ise sadece 16.328 adet teslimat gerçekleştirilmişti. Bu da, Xiaomi’nin yalnızca yılın son çeyreğinde ne denli güçlü bir satış performansı gösterdiğini ortaya koyuyor.

SU7 modelinin fiyatı 29.600 dolar seviyesinden başlıyor ve ürün, özellikle elektrikli araçlarla ilgilenen Çinli tüketiciler arasında büyük bir popülerlik kazandı. Xiaomi’nin hızla artan teslimat sayıları ve güçlü talebi karşılamak için 2025 yılında üretim kapasitesini artırmayı hedeflediği belirtiliyor. Şirket, bunun için fabrikasının ikinci fazını devreye almayı planlıyor. Ayrıca, Xiaomi’nin SU7 ailesine yenilikçi modeller ekleme konusunda da iddialı olduğu görülüyor. Şirket, üç motorlu SU7 Ultra ve YU7 modellerinin üretimine başlayacak ve böylece ürün yelpazelerini genişletecek. Bu yeni araçlar, markanın elektrikli araç pazarındaki gücünü pekiştirmesi ve satışlarını daha da artırması için büyük bir adım olacak.

Xiaomi’nin bu alandaki başarısı, markanın mühendislik yeteneklerinin ve stratejik pazarlama anlayışının bir sonucu olarak ön plana çıkıyor. Elektrikli araçlar, çevreye duyarlı tüketici kitlesinin ve hükümetlerin yeşil dönüşümü destekleme politikalarının etkisiyle giderek daha fazla tercih ediliyor. Xiaomi’nin elektrikli araçları, sadece ulaşım ihtiyacını karşılamakla kalmayıp aynı zamanda sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunma potansiyeline sahip. Su7’nin yüksek teslimat sayıları, Xiaomi’nin bu alandaki kalıcı başarısının işaretlerini veriyor ve markanın otomobil sektöründe de güçlü bir oyuncu haline geldiğini kanıtlıyor.

Akıllı saatler sigara bırakmaya yardımcı olabilir

0

Sigara kullanımı, tüm dünyada önlenebilir hastalıkların ve erken ölümlerin önde gelen nedeni olmaya devam ediyor. Hemen hemen her organı olumsuz etkiliyor, hem yaşam kalitesini hem de yaşam süresini azaltıyor. Yeni bir yılla birlikte, birçok kişi 2025 için daha sağlıklı yaşam tarzlarına yöneliyor.

Akıllı saatler sigara bağımlılığını azaltabilir

Bristol Üniversitesi’nin son araştırması, akıllı saatlerin insanların sigarayı bırakmasına yardımcı olmada önemli bir rol oynayabileceğini öne sürüyor. JMIR Formative Research dergisinde yayınlanan bir araştırma, özellikle sigara içme davranışlarını izlemek için tasarlanmış özel bir akıllı saat uygulamasının, sigarayı bırakmaya çalışanların başarı oranını önemli ölçüde artırabileceğini ortaya koyuyor.

Bu yenilikçi çalışmanın arkasındaki araştırmacılar, akıllı saatlere yerleştirilen hareket sensörlerinden yararlanarak sigara içmeyle ilişkilendirilen tipik el hareketlerini tespit eden bir yazılım geliştirdiler. Uygulama bu hareketleri algıladığında, kullanıcıya, ayartmanın kritik anlarına denk gelecek şekilde, derhal bir nüksetme önleme mesajı gönderiyor. Bu fizibilite çalışması sırasında, sigarayı bırakmak isteyen 18 katılımcı, iki hafta boyunca özel uygulama ile donatılmış standart Android akıllı saatleri taktı.

Geri bildirimler, akıllı saat müdahalesinin sigara içme konusundaki farkındalıklarını artırdığını, alışkanlıklarını gözden geçirmelerini sağladığını ve bırakma motivasyonlarını artırdığını gösterdi. Özellikle, denemeye katılanların üçte ikisi (18 kişiden 12’si) akıllı saat müdahalesinin sigarayı bırakma girişimlerinde uygulanabilir ve faydalı bir araç olduğunu düşünüyor.

Bu, akıllı telefon eşleştirmesi gerektirmeden sigaraya geri dönmeyi önlemek için tasarlanmış, tamamen akıllı saat tabanlı ilk müdahale olması bakımından önemli bir adım teşkil ediyor. Bristol Tütün ve Alkol Araştırma Grubu ve Bütünsel Kanser Epidemiyoloji Programı (ICEP) bünyesinde giyilebilir teknoloji uygulama geliştirme alanında çalışan kıdemli araştırma görevlisi Chris Stone, bu yaklaşımın önemi hakkında yorumda bulundu.

Zamanında müdahaleye odaklanmak önerilen stratejinin merkezinde yer alır. Bireyin dürtüye yenik düşme riski altında olduğu anda yararlı mesajlar ileterek, bu anları nüksetmeler yerine başarı hikayelerine dönüştürme fırsatı vardır. Araştırmanın amacı, kullanıcı yükünü en aza indirirken, katılımı en üst düzeye çıkarmak ve anlamlı davranış değişikliğini kolaylaştırmak için en son müdahale tasarımını kullanmaktır.

BYD, 2024 yılında satış rekoru kırdı!

2024 yılında satış performansında büyük bir sıçrayış gerçekleştiren Çinli otomobil üreticisi BYD, toplamda 4,27 milyon araç satarak rekor kırmayı başardı. Bu rakam, şirketin satışlarının bir önceki yıla kıyasla %41,3 artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Özellikle hibrit araç kategorisinde elde edilen başarı, bu büyümenin temelini oluşturdu. BYD, şarj edilebilir hibrit araç satışlarında %72,8’lik bir artış yakalayarak bu alanda 2,48 milyonluk bir satış adedine ulaştı. Böylelikle hibrit araçlar, markanın toplam satışlarının %58,5’ini oluştururken, tamamen elektrikli araçların oranı %41,3 olarak kaydedildi. Tam elektrikli otomobil satışları ise bir önceki yıla göre %12 artışla 1,76 milyon adede ulaştı.

BYD, 2024 yılında satış rekoru kırmayı başardı

Şirketin odaklanma stratejisi, 2022 yılının Nisan ayında yalnızca içten yanmalı motora sahip araç üretimini tamamen durdurup “yeni enerjili araçlar” olarak tanımlanan elektrikli, fişli hibrit ve hidrojenli araçlara yönelmesiyle başladı. Bu yaklaşım, BYD’nin büyümesindeki en önemli etkenlerden biri oldu. 2024 yılının Aralık ayında, yıllık %49,8’lik artışla 509.440 binek araç satmayı başaran marka, üst üste üçüncü kez aylık 500.000 araç barajını aşarak dikkatleri üzerine çekti. Bu güçlü performans, BYD’nin 2025 yılında da büyüme trendini sürdüreceğine işaret ediyor.

Ayrıca, şirket ihracat rakamlarında da büyük bir artış elde etti. 2024 yılı boyunca toplam 417.000 araç ihraç eden BYD, uluslararası satışlarını %71,9 oranında artırmayı başardı. BYD sadece otomobil üretiminde değil, aynı zamanda batarya üretiminde de etkin bir güç olarak öne çıkıyor. Tesla, Nio ve Toyota gibi global markalara pil tedarik eden şirket, 2024 yılı boyunca %29’luk bir artışla 194,7 GWh pil teslimatı gerçekleştirdi.

Bu sonuç, BYD’yi Çin pazarında CATL’ın ardından ikinci sıraya yerleştirdi. Geliştirdiği Ar-Ge çalışmaları ve teknoloji yatırımlarıyla BYD, otomobil sektöründeki etkisini her geçen yıl daha da artırmaya devam ediyor.

Üzüm Teknoloji, 10 milyon dolar değerleme ile yatırım aldı!

0

E-ticaret entegrasyon çözümleriyle dikkat çeken yerli teknoloji şirketi Üzüm Teknoloji, 10 milyon dolar değerlemeyle yatırım alarak büyüme yolculuğuna önemli bir adım attı. Girişim, Türkiye’nin yenilenmiş ürün sektörünün öncülerinden Senatech’in Yönetim Kurulu Başkanı Abdulhakim Çeliker’den aldığı bu yatırımla 2025 hedeflerine odaklanmayı planlıyor.

Üzüm Teknoloji, 10 milyon dolar değerleme ile yatırım alıyor

Üzüm Teknoloji, 160’tan fazla pazaryeri, kargo, e-fatura altyapısı ve ERP çözümünü tek bir panel üzerinden yönetme imkânı sağlayarak işletmelerin çok kanallı e-ticaret operasyonlarını kolaylaştırıyor. Sipariş yönetimi, stok takibi, sevkiyat optimizasyonu gibi süreçleri tek platformda birleştirerek, zamandan ve maliyetten tasarruf sağlayan yenilikçi çözümler sunuyor.

Şirket, yalnızca yerli pazaryerleriyle sınırlı kalmayarak Amazon, eBay, Etsy ve Ozon gibi uluslararası platformlarda da entegrasyon hizmeti sağlıyor. Böylece müşterilerine tüm sipariş, teslimat ve iade süreçlerini tek bir panelden yönetebilme olanağı sunuyor. Üzüm Teknoloji’nin sunduğu çözümler arasında Depo Yönetim Sistemi (WMS), Sipariş Yönetim Sistemi (OMS) ve e-ticaret bayi yönetim sistemi gibi ek hizmetler de yer alıyor. Denizli Teknokent’teki Ar-Ge merkezinde yürütülen çalışmalarla sürekli yenilik geliştiren şirket, şu anda 1000’den fazla müşteriye hizmet veriyor ve 2024’te 10 milyondan fazla siparişin yönetimini gerçekleştirmiş durumda.

CEO Sadık Önal, Üzüm Teknoloji’nin 2025 hedeflerini açıklarken, Türkiye’de e-ticaret entegrasyonu alanında ilk üç firma arasına girmeyi amaçladıklarını ve geliştirdikleri Fulfillment çözümünü ABD’de pazara sunmayı planladıklarını belirtti. Şirket, Türkiye’deki mevcut başarılarını Avrupa ve ABD pazarlarına taşıma stratejisiyle uluslararası pazarlarda da adından söz ettirmeyi hedefliyor. Bu kapsamda ABD ve Birleşik Krallık’ta iş ortaklıkları görüşmelerini sürdürüyor. Türkiye’de hızla büyüyen e-ticaret sektöründe entegre çözümleriyle öne çıkan Üzüm Teknoloji, aldığı yatırım sayesinde global bir oyuncu olma yolunda kararlı bir şekilde ilerliyor.

Çin, otomobil çiplerinde dışa bağımlı olmayı sürdürüyor!

Son yıllarda otomotiv endüstrisinde önemli bir büyüme kaydeden Çin, özellikle elektrikli araçlar alanında liderlik pozisyonunu güçlendiriyor. Ancak bu büyük başarıya rağmen, ülke otomotiv çiplerinde ciddi bir dışa bağımlılık sorunuyla karşı karşıya. Çin Halk Cumhuriyeti Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı (MIIT) yetkililerine göre, Çin’in otomotiv çipleri alanında kendi kendine yeterlilik oranı yüzde 10’un altında. Üstelik, kritik bileşenlerden olan kontrol ve hesaplama çiplerinde bu oran yüzde 1’in dahi altına düşmüş durumda. Güç ve bellek çiplerinde ise yerlilik oranı yalnızca yüzde 8 seviyesinde kalıyor.

Çin, otomobil çiplerinde dışa bağımlı olmaya devam ediyor

Elektrikli araç üretimindeki artış, çip talebini daha da artırarak ülkenin kapasitesini zorlamaya devam ediyor. 2024 yılının Kasım ayı itibariyle Çin’de elektrikli araç üretimi bir önceki yıla göre yüzde 37,5 artarak 11,49 milyona ulaştı ve bu araçlar toplam otomobil üretiminin yüzde 40,8’ini oluşturdu. Elektrikli araçlarda kullanılan çip sayısı, içten yanmalı araçlarda kullanılanların katbekat üzerinde; ortalama 1.600 olan bu sayı, gelişmiş akıllı araçlarda 3.000’e kadar çıkıyor. Ancak, ABD’nin uyguladığı teknoloji kısıtlamaları nedeniyle Çinli üreticiler, son teknoloji çipleri üretmek için gerekli olan ileri üretim süreçlerinden mahrum kalıyor ve daha eski teknolojilere yönelmek zorunda kalıyor.

Çin, otomobil çiplerinde dışa bağımlı olmaya devam ediyor.

Küresel otomotiv çipi pazarında Infineon, NXP, STMicroelectronics, Texas Instruments ve Renesas gibi şirketler halen hakim durumda. Nvidia ve Tesla, akıllı sürüş sistemleri için yüksek teknoloji kontrol çiplerinde Çin pazarında lider konumlarını koruyor. Buna karşılık, Nio ve Xpeng gibi Çinli elektrikli araç üreticileri, kendi akıllı sürüş çiplerini geliştirme çalışmalarını hızlandırmış ve bu yıl kendi tasarımlarını tamamladıklarını duyurdu. Yine de, Çin’in otomotiv çiplerindeki bu yapısal bağımlılığı kısa vadede çözmesi zor görünüyor.

Ülke, 2025 yılı sonuna kadar otomotiv çiplerindeki yerlilik oranını yüzde 25’e çıkarmayı hedeflese de uzmanlar, bu hedefe ulaşmanın mevcut koşullarda gerçekçi olmadığını ifade ediyor. Çin’in bu alandaki üretim açığını kapatması, hem tedarik zinciri altyapısının güçlenmesi hem de teknoloji kısıtlamalarının etkisinin hafiflemesiyle mümkün olacak.

Lojistiği dijitalleştiren Lojimod, 12 milyon TL yatırım alıyor!

Türkiye’de lojistik sektörüne yönelik dijital çözümler geliştiren yenilikçi SaaS platformu Lojimod, Letven Capital PREO Girişim Sermayesi Yatırım Fonu liderliğinde aldığı 12 milyon TL yatırımla sektördeki dijital dönüşümü hızlandırmayı ve global pazarlarda etkin bir oyuncu olmayı hedefliyor. Kurucu Ortak ve CEO Yusuf Yıldız, şirketin 55 lojistik işletmesine ve 20’den fazla gönderici müşteriye sunduğu yenilikçi çözümlerle maliyetleri düşürüp lojistik operasyonlarını optimize ettiğini vurguladı.

Lojistiği dijitalleştiren Lojimod, 12 milyon TL yatırım aldı

Yeni yatırımla, daha ileri teknolojilere odaklanarak global ölçekte lojistik çözümleri sunmayı hedeflediklerini belirtti. Riyad, Dubai gibi MENA bölgesinin yanı sıra Türk Cumhuriyetleri’nde de çalışmalara başladıklarını ve 2025 yılında bu bölgelere açılmayı planladıklarını ifade etti.

Lojistiği dijitalleştiren Lojimod, 12 milyon TL yatırım aldı.

Lojimod, gerçek zamanlı takip, yapay zekâ destekli raporlama, rota optimizasyonu ve entegre sistem yönetimi gibi modüler özellikleriyle lojistik sürecini daha verimli ve kullanıcı dostu hale getiriyor. Şirket, göndericiler için üstün rotalama algoritmaları ve teslimat optimizasyonu sunarken, dağıtıcılar için ise filo yönetimi ve elektrikli mobilite çözümleri gibi teknoloji odaklı ürünler geliştiriyor. Lojimod COO’su Boğaçhan Korkusuz, aldıkları yatırımla yazılım ekibini genişletip, yapay zekâ tabanlı raporlama ve lojistik optimizasyon sistemlerini geliştireceklerini, böylece rekabet gücünü artıracaklarını belirtti.

Dijital araçlara erişimi sınırlı olan KOBİ’lere araç takibi, rota planlama ve görev atama gibi hizmetlerle destek veren platform, ayrıca geleneksel lojistik firmalarından farklı olarak dijitalleşmiş alt yükleniciler ve göndericiler arasında doğrudan iş birliği sağlayan bir pazaryeri modeli sunuyor. Türkiye’nin en yenilikçi lojistik teknoloji şirketlerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Lojimod, aldığı yatırımla hem yerel hem uluslararası pazarlarda lojistik sektörünün dönüşümünde öncü olmayı hedefliyor.

Erken uyarı uçağı KJ-3000 radar alanını genişletecek!

Çin, radar teknolojisini ve gözetleme menzilini artırmak için KJ-3000 erken uyarı uçağını tanıttı. Radomun altındaki kalın çizgi, KJ-3000 uçağında tam kapsama alanı sağlamak için iki adet dönen AESA radarının bulunduğunu gösteriyor.

Çin’in Y-20 platformuna dayalı yeni bir erken uyarı ve kontrol uçağını, bildirildiğine göre KJ-3000’i test ettiği görüldü. Çin haber kaynaklarına göre, geliştirme, özellikle Güney Çin Denizi ve Batı Pasifik’te Halk Kurtuluş Ordusu’nun (PLA) gözetleme ve operasyonel menzilini artıracak.

Erken uyarı uçağı KJ-3000 radar alanını artıracak

Uzmanlar, radar teknolojisinin KJ-500 ve KJ-2000 dahil olmak üzere Çin’in mevcut erken uyarı uçaklarına göre önemli bir ilerlemeyi temsil ettiğine inanıyor. Uçağın tanıtımı, Çin’in ilk altıncı nesil savaş uçaklarının yakın zamanda ortaya çıkmasının ardından geldi ve ülkenin askeri kabiliyetlerinde önemli ilerlemeler kaydedildiğini gösteriyor.Erken uyarı uçakları esas olarak gözetleme ve tespit için kullanılır ancak aynı zamanda havadan komuta merkezleri olarak da işlev görebilir.

Dört Shenyang WS-20 yüksek baypaslı turbofanının yeni uçağa güç verdiği ve Y-20 gibi önceki nesillerde bulunan eski Soloviev D-30KP-2 motorlarından daha fazla verimlilik sağladığı söyleniyor. Bu motorlar ayrıca Y-20B nakliye uçağına da güç veriyor ve bu da gelişmiş performans ve güvenilirliğe doğru bir kayma olduğunu gösteriyor.

FlightGlobal’a göre, öne çıkan bir özellik, iki aktif elektronik taramalı dizi (AESA) radarının varlığını ima eden, tepeye monte edilmiş radomun alt tarafındaki kalın çizgidir. Bu radarlar muhtemelen tam kapsama sağlamak için döner.

Spekülasyonlar ayrıca uçağın gövdesinde KJ-700’dekine benzer yan monteli AESA radarları bulunduğunu da gösteriyor. KJ-700, Shaanxi Y-9’dan türetilen ve PLA Hava Kuvvetleri tarafından sınırlı sayıda sahaya sürülen gelişmiş bir havadan erken uyarı ve kontrol (AEW&C) platformudur. KJ-3000, faaliyete geçtiğinde KJ-2000’in ardından PLA Hava Kuvvetleri’nin ikinci jet motorlu AEW&C platformu olacak. FlightGlobal’in haberine göre, Ilyushin Il-76’ya dayanan KJ-2000, dönmeyen, üç taraflı bir AESA dizisine sahiptir ve şu anda PLAAF’ın en yetenekli AEW&C sistemidir.

3000’in sonunda sınırlı KJ-2000 filosunun yerini alması ve PLA Hava Kuvvetleri’nin genişleyen operasyonel ihtiyaçlarını desteklemek için gelişmiş teknoloji ve artırılmış kullanılabilirlikle yetenek boşluklarını gidermesi bekleniyor.

DoubleU Games, Türk oyun şirketi Paxie Games’in yüzde 60 hissesini satın alıyor!

Güney Kore merkezli mobil oyun şirketi DoubleU Games, Türk oyun şirketi Paxie Games’in yüzde 60 hissesini 27 milyon dolara satın alma kararı aldı. Merge Studio: Fashion Makeover oyununun geliştiricisi olan Paxie Games, bu oyunu sayesinde 25 milyondan fazla kullanıcıya ulaşarak hızlı bir büyüme gösterdi.

DoubleU Games, Türk oyun şirketi Paxie Games’in yüzde 60 hissesini satın alacak

Satın almanın kalan kısmında ise, Paxie Games’in %40’lık hissesinin alımı, şirketin belirli finansal hedeflere ulaşması durumunda gerçekleşecek ve bu süreç toplamda 67 milyon dolara kadar çıkabilecek. Satın alma işleminin 2025 yılı ilk çeyreği içinde tamamlanması bekleniyor.

DoubleU Games, Türk oyun şirketi Paxie Games’in yüzde 60 hissesini 27 milyon dolar karşılığında satın alacak.

DoubleU Games, bu anlaşma ile Merge-2 puzzle pazarına stratejik bir giriş yapmayı planlıyor ve ilk kez oyunlarını Güney Kore pazarına sunarak uluslararası alanda önemli bir adım atmış olacak. DoubleU Games, mobil oyun sektöründe yenilikçi değerler sunan Paxie Games’in bağımlılık yaratan puzzle mekaniklerini ve LiveOps etkinliklerini portföyüne dahil ederek büyümesini hızlandırmayı hedefliyor. Paxie Games, Merge Studio ile global çapta büyük bir başarı yakalayarak, DoubleU Games’le iş birliği sayesinde portföyünü genişletmeyi ve yeni oyunlarla daha geniş bir oyuncu kitlesine ulaşmayı hedefliyor.

DoubleU Games, 2012’de kuruldu ve 2019’da KOSPI’ye halka arz edildi. Şirketin son 12 aylık cirosu 400 milyon doların üzerinde ve globaldeki operasyonlarıyla mobil oyun pazarında önemli bir yer edinmiş bulunuyor. DoubleU Games’in iştiraki olan DoubleDown Interactive ise NASDAQ borsasında halka açık durumda.

Snowflake veri ihlali şüphelisi yakalandı!

ABD’de bir asker çalıntı telefon kayıtlarını satmak ve dağıtmak için bir bilgisayar korsanlığı planının parçası olmakla suçlandı ve tutuklandı. Bir iddianamede, 20 yaşındaki Cameron John Wagenius’un geçen Kasım ayında çevrimiçi forumlar ve diğer iletişim platformları üzerinden bilerek “gizli telefon kayıtları” sattığı iddia ediliyor.

Snowflake veri ihlali şüphelisi için yeni iddialar

İddianamede hacklenen materyale dair ayrıntı verilmiyor ancak KrebsOnSecurity, Wagenius’un “Kiberphant0m” adlı çevrimiçi takma adla bağlantılı bir dizi yüksek profilli veri ihlaliyle bağlantılı gibi göründüğünü bildiriyor. Kiberphant0m, 15 telekomünikasyon şirketine saldırı düzenlediğini ve çalınan bilgileri satmak için Snowflake veri ihlallerinin arkasındaki kişiyle birlikte çalıştığını iddia etti.

Kasım ayında Kiberphant0m, Başkan seçilen Donald Trump ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris için AT&T çağrı kayıtları olduğunu iddia ettiklerini yayınladı. Verilerin gerçek olup olmadığı belli değil ancak AT&T geçen yıl Snowflake hesap ihlallerinin bir parçası olarak büyük bir müşteri verisi hırsızlığı yaşadı. Krebs’e göre, 2023’te hacker’ın “büyük bir ABD savunma yüklenicisi için uzaktan erişim kimlik bilgilerini” sattığı da iddia ediliyor.

Krebs, Wagenius’un Güney Kore’deki bir Ordu üssünde iletişimler üzerinde çalıştığını bildiriyor. Trump ve Harris verilerinin iddia edilen sızdırılmasının ardından Krebs , Kiberphant0m’un çevrimiçi iletişimlerini derinlemesine inceledi ve bunların muhtemelen bir ABD askeri olduğunu tespit etti. Bu son raporda Krebs , Wagenius’un annesiyle konuştu ve annesi, onun Snowflake hacker’ı olduğu iddia edilen kişiyle bağlantısını doğruladı.

Siber güvenlik uzmanlarının Kiberphant0m’un kimliğini bulmaya çalıştıkları için tacize uğradıkları bildirildi ve bu durum, çalışmanın bir parçası olan siber güvenlik firması Unit 221B’deki baş araştırmacı Allison Nixon’ın şu inanılmaz alıntısına yol açtı. Nixon, Krebs’e “Başkan ve Başkan Yardımcısı’nı askeriye mensubu olarak anonim olarak gasp etmek kötü bir fikir,” dedi.

Cybertruck patlaması ölümle sonuçlandı!

0

Trump’ın Las Vegas’taki otelinin dışında meydana gelen Cybertruck patlamasında 1 kişi öldü, 7 kişi yaralandı. Las Vegas Metropolitan Polis Departmanı’na göre, Çarşamba sabahı Trump International Hotel Las Vegas’ın hemen dışında patlayan ve alev alan bir Tesla Cybertruck’ta bir kişi öldü, çok sayıda kişi yaralandı.

Cybertruck patlaması nasıl oldu?

Las Vegas Metropolitan Polis Departmanı Şerifi Kevin McMahill, 1 Ocak günü düzenlediği basın brifinginde yedi kişinin hafif yaralandığını söyledi. Cybertruck patlaması sırasında McMahill, öldürülen kişiyi tanımlamadı. Ancak, 1 Ocak günü öğleden sonra geç saatlerde düzenlenen ikinci bir brifingde McMahill, Cybertruck’ın Colorado’da eşler arası kiralama şirketi Turo aracılığıyla kiralandığı ve Las Vegas’a götürüldüğü ve saat 7:30 civarında PT’ye ulaştığı gibi yeni bilgiler verdi. Kişinin, Cybertruck’ı Las Vegas Strip’te sürerek olayın meydana geldiği otele ulaştığını söyledi.

Polis, aracı kiralayan kişinin kimliğini biliyor ve McMahill, o kişiyi incelediklerini söyledi. Cybertruck patlamasını araştırıyorlar. “En azından yakınlarına haber verilene ve %100 bir kimlik tespiti yapana kadar, incelediğimiz kişilerin hiçbirinin adını açıklamaya hazır değilim,” diye ekledi.

Dedektifler kamyonun kasasında benzin bidonları ve büyük havai fişekler buldu. McMahill, Cybertruck’ın yapısının otel girişinin yakınındaki vale alanında meydana gelen Cybertruck patlamasında hasarı “sınırladığını” söyledi. Otel lobisinin içinden yangının videosunu çeken ve bunu X’te yayınlayan bir görgü tanığı, aracın dışarıda durduğunu ve ardından “patladığını” söyledi. Video ve buna benzer diğerleri hızla X’te yayıldı.

McMahill, kolluk kuvvetlerinin bir dizi ipucunu araştırmaya devam ettiğini söyledi. Vali Joe Lombardo, ofisinin LVMPD ve ortak kuruluşlarla koordinasyon içinde olduğunu söyledi. Her iki medya brifinginde de McMahill, Çarşamba sabahı New Orleans’ta gerçekleşen ve en az 15 kişinin ölümüne yol açan ölümcül saldırıya atıfta bulundu. Saldırıyla dolaylı bir bağlantı kurmadı ancak kolluk kuvvetlerinin önlemler aldığını söyledi.

McMahill basın toplantısında: “New Orleans’ta yaşanan olay, oradaki kurban sayısı ve ek IED’ler konusunda çok iyi bilgi sahibiyiz. Bu yüzden tahmin edebileceğiniz gibi, burada ikonik Las Vegas Bulvarı’nda bir Cybertruck patlaması yaşanırken, toplumumuzu güvende tutmak için almamız gereken tüm önlemleri alıyoruz” dedi.

Yeraltındaki hidrojen rezervleri, yüzyıllarca enerji sağlayabilir!

Bilim insanlarının yaptığı yeni bir araştırma, Dünya’nın yüzeyinin altındaki devasa hidrojen rezervlerini ortaya koydu. Bu rezervlerin yaklaşık 6,2 trilyon ton kadar hidrojen içerdiği tahmin ediliyor ve bu miktar, dünyadaki mevcut petrol rezervlerinin 26 katından daha fazla. Bilim insanlarına göre, bu devasa rezervlerin sadece küçük bir bölümü bile, Dünya’nın fosil yakıtlara olan bağımlılığını 200 yıl boyunca ortadan kaldırabilir.

Yeraltındaki hidrojen rezervleri, yüzyıllarca enerji sağlayacak

Bu bulgu, gelecekteki enerji ihtiyaçlarını karşılamak için hidrojenin önemli bir kaynak olabileceği görüşünü güçlendiriyor. Temiz enerji kaynağı olarak hidrojen, otomobillerin yakıt ihtiyacından endüstriyel üretim süreçlerine ve elektrik üretimine kadar geniş bir kullanım alanına sahip. Ayrıca, hidrojenin iklim değişikliğiyle mücadele ve küresel enerji dönüşümünde yüzde 30’a kadar bir paya sahip olması bekleniyor.

ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi’nde görevli Geoffrey Ellis ve ekibi, yer altındaki hidrojen rezervlerini belirlerken üretim oranlarını, kayalarda tutulan miktarı ve atmosferik kaçış gibi faktörleri hesaba kattılar. Ekip, en olası tahmini olarak 6,2 trilyon ton hidrojen rezervi buldu ve bu miktarın yalnızca yüzde 2’sinin, birkaç yüzyıl boyunca net sıfır karbon hedefine ulaşabilmek için gereken hidrojenin tamamını sağlayabileceği vurgulandı. Bu, hidrojenin gelecekteki enerji kaynakları arasında büyük bir rol oynaması için büyük bir potansiyel taşıdığını gösteriyor.

Ancak, hidrojenin çıkarılması ve depolanması konusunda bazı zorluklar da mevcut. Bu rezervler, yerin derinliklerinde veya deniz altında bulunuyor olabilir, bu da erişimlerini zorlaştırıyor. Ayrıca, bazı rezervlerin ekonomik olarak çıkarılması mümkün olmayabilir. Bu durum, hidrojenin üretimiyle ilgili maliyetleri ve zorlukları arttırabilir. Bilim insanları, bu devasa rezervin çıkarılmasının küresel çapta büyük bir çaba gerektireceğini ve yeterli zamanın olmayabileceğini belirtiyor. Ancak yine de doğal hidrojenin çıkarılmasının, “yeşil hidrojen” veya “mavi hidrojen” gibi üretim yöntemlerine göre birçok avantajı bulunuyor. Doğal hidrojen, ek enerji gerektirmez ve yeraltı rezervuarlarında uzun süre saklanabilir. Bu da enerji üretiminin zahmetsiz ve sürdürülebilir bir hale gelmesine olanak tanıyabilir.