Avrupalı Birliği, Starlink’e rakip uydu ağı projesini başlatıyor!

Avrupa Birliği, uzay tabanlı iletişimde stratejik bağımsızlığını sağlamak ve Elon Musk’ın Starlink projesine rakip olmak amacıyla yeni bir uydu ağı projesini başlattı. IRIS² (Infrastructure for Resilience, Interconnectivity and Security by Satellite) adı verilen bu proje kapsamında, alçak ve orta dünya yörüngelerine 280’den fazla uydu yerleştirilmesi planlanıyor. Bu girişim, Avrupa’nın uzaydaki yeteneklerini genişletme hedefinin bir parçası olarak Galileo navigasyon sistemi ve Copernicus Dünya gözlem ağının ardından üçüncü büyük uzay yatırımı olma özelliğini taşıyor.

IRIS² projesinin toplam maliyeti 10,6 milyar euroyu buluyor. Bu bütçenin 6 milyar euroluk kısmını Avrupa Birliği karşılayacak. Bunun yanında, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) projeye 550 milyon euroluk bir destek sağlayacak. Özel sektör ise finansmanın 4 milyar euroluk bölümünü üstlenerek sürece katkıda bulunacak. Projenin hayata geçirilmesi, Eutelsat, Hispasat ve SES gibi Avrupa merkezli üç büyük uydu operatörünün ortaklık yaptığı bir konsorsiyum tarafından gerçekleştirilecek. Proje takvimine göre, ilk uydunun fırlatma tarihi 2029 yılı olarak belirlendi.

Avrupalı Birliği, Starlink’e rakip uydu ağı projesini başlattı.

Avrupa Birliği’nin bu projeyle ulaşmak istediği en önemli hedeflerden biri, kıtanın uzay tabanlı iletişimde stratejik özerkliğini sağlamak ve mevcut teknolojilere bağımlılığı azaltmaktır. Günümüzde SpaceX tarafından geliştirilen Starlink ağı, alçak dünya yörüngesinde faaliyet gösteren uyduların neredeyse üçte ikisini oluşturuyor ve büyük bir küresel etkiye sahip durumda. Avrupa’nın uydu üreticileri, Starlink’in geniş ölçekli başarısı karşısında rekabet etmekte zorlanırken, büyük ticari uydulara olan talepte de düşüş yaşanıyor. Bu bağlamda IRIS² projesi, sadece teknik açıdan değil ekonomik ve stratejik açıdan da büyük önem taşıyor.

IRIS² ağı, kıta genelinde geniş bant internet hizmeti sunmanın ötesine geçerek sivil, ticari ve askeri amaçlarla kullanılabilecek güvenilir ve yüksek hızlı iletişim altyapısı oluşturmayı hedefliyor. Proje, dijital dönüşüm sürecinde Avrupa’yı küresel ölçekte daha rekabetçi hale getirmekle birlikte güvenlik odaklı iletişim hizmetlerini de destekleyecek. Özellikle kriz anlarında ve kritik altyapıların güvenliğinde büyük bir rol oynayacak bu sistem, Avrupa Birliği’nin siber güvenlik kapasitesini de güçlendirmeyi amaçlıyor.

Proje kapsamında geliştirilecek uydular, alçak dünya yörüngesinde konumlandırılacak ve böylelikle gecikme süresi oldukça düşük, hızlı ve güvenilir internet hizmeti sağlanabilecek. Öte yandan bu ağ, uydu teknolojilerini bir üst seviyeye taşıyarak Avrupa’nın dijital altyapısını güçlendirecek ve hem kamu hem de özel sektör için yeni fırsatlar yaratacak. IRIS² projesi, teknolojik yeniliklerin yanı sıra ekonomik kalkınma ve istihdam açısından da önemli katkılar sunacak. Böylece Avrupa, uzaydaki rekabet gücünü yeniden kazanarak hem kendi pazarında hem de küresel pazarda daha güçlü bir konum elde etmeyi hedefliyor.

ChatGPT’nin yeni arama özelliği, tüm kullanıcılara sunuldu!

ChatGPT’nin web arama özelliği, bugün itibarıyla tüm kullanıcılara sunulmaya başlandı. OpenAI, Ekim ayında bu özelliği ilk olarak ücretli abonelere tanıtmıştı. Şimdi ise ücretsiz kullanıcılar da hesap oluşturarak ve oturum açarak bu hizmetten faydalanabilecek. OpenAI, web arama özelliğini kademeli olarak önümüzdeki birkaç ay içinde tüm kullanıcılara ulaştırmayı planlıyor.

ChatGPT’nin yeni arama özelliği, tüm kullanıcılara sunuluyor

Yeni arama özelliği, ChatGPT’yi bir adım öteye taşıyarak, platformu Google gibi dev arama motorlarının doğrudan bir rakibi haline getiriyor. OpenAI, arama işlevinin doğruluğunu ve kapsamını artırmak için önde gelen haber ve veri sağlayıcılarıyla iş birliği yaptığını duyurdu. Bu sayede arama sonuçları; hisse senedi değerleri, spor karşılaşmalarının skorları veya hava durumu gibi konularda kullanıcıya detaylı bilgiler sunacak. Ayrıca bu tür bilgiler, widget şeklinde görüntülenerek daha hızlı ve doğrudan erişim sağlıyor.

ChatGPT'nin yeni arama özelliği, tüm kullanıcılara sunuluyor.
ChatGPT’nin yeni arama özelliği, tüm kullanıcılara sunuluyor.

Mobil cihazlar için de bir adım atan şirket, web arama özelliğinin optimize edilmiş bir mobil versiyonunu geliştirdi. Ayrıca gelişmiş ses moduyla arama yapma yeteneği de sunuluyor, ancak bu yenilik şimdilik sadece ücretli kullanıcılar için erişilebilir durumda. Bu sesli arama özelliği, mobil deneyimi daha akıcı hale getirerek kullanıcıların arama işlemlerini kolaylaştıracak.

Web arama özelliği, yerel aramalarda da kullanıcı deneyimini zenginleştiriyor. Örneğin restoranlar veya turistik yerler gibi belirli bir mekân arandığında, ChatGPT yalnızca metin tabanlı bilgi sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda o mekâna ait resimleri, kullanıcı derecelendirmelerini ve çalışma saatlerini de listeliyor. Kullanıcılar bir yere tıkladığında, detaylı bilgilerle birlikte yol tarifi alabilecekleri bir harita ekranına da doğrudan erişim sağlayabiliyorlar.

Bu yeni özellikler, ChatGPT’nin gerçek zamanlı bilgi sunma kabiliyetini güçlendirdiği gibi, onu kullanıcılar için bir bilgi asistanı ve arama motoru olarak daha işlevsel hale getiriyor. OpenAI, kullanıcı ihtiyaçlarına hızlı, kapsamlı ve görsel destekli sonuçlar sunarak Google’ın hakimiyetindeki arama motorları pazarına iddialı bir alternatif olmayı hedefliyor.

Burdur, Wikipedia fotoğraf yarışmasına damgasını vurdu!

0

Wikipedia topluluğu tarafından her yıl düzenlenen Wiki Loves Earth 2024 fotoğraf yarışmasının sonuçları açıklandı ve Türkiye bu yılki etkinliğe damgasını vurdu. 56 ülkeden 80 binden fazla fotoğrafın katıldığı yarışmada, manzara ve mikro kategorilerinde ülkemizin doğal güzellikleri büyük başarı elde etti. Her katılımcının birden fazla fotoğrafla başvurabildiği yarışmanın final aşamasında, her ülkeden belirlenen 15 yerel finalist arasından manzara ve mikro kategorilerinde en iyi 10 fotoğraf ödüle layık görüldü.

Burdur, Wikipedia fotoğraf yarışmasına damgasını vuruyor

Manzara kategorisinde birincilik, Burdur Gölü’nün büyüleyici kuş bakışı fotoğrafına verildi. Türkiye’den katılım gösteren diğer fotoğraflar da bu kategoride önemli dereceler elde etti. Üçüncülük Kaçkar Dağları’nın etkileyici görüntüsüne giderken, dördüncü sırayı Hürmetçi Sazlığı’nın ön plana çıkardığı Erciyes Dağı fotoğrafı aldı. Sekizinci sırada Karagül Milli Parkı’nın göz alıcı manzarası, onuncu sırada ise Yedigöller Milli Parkı’nın doğayla iç içe görüntüsü ödüle layık görüldü. Böylece, ilk 10’daki 5 manzara fotoğrafı Türkiye’den seçilmiş oldu.

Burdur, Wikipedia fotoğraf yarışmasına damgasını vuruyor.
Burdur, Wikipedia fotoğraf yarışmasına damgasını vuruyor.

Mikro kategoride de Türkiye’den çekilen benzersiz fotoğraflar derecelere adını yazdırdı. Kapıçam Milli Parkı’nda çekilen ve dua eder gibi görünen peygamber develeri fotoğrafı üçüncü sırayı alarak dikkatleri üzerine çekti. Ayrıca, yedinci sırada kendisine yer bulan bukalemun fotoğrafı da mikro kategoride ödüller arasında yerini aldı.

Kazanan fotoğraflar için düzenlenecek ödül töreni, 19 Aralık tarihinde Zoom platformu üzerinden gerçekleştirilecek. Türkiye’den pek çok doğal güzelliği dünyaya tanıtan bu başarı, ülkemizin zengin doğasını bir kez daha gözler önüne serdi. Yarışmada elde edilen sonuçlar, hem Türkiye’nin doğal alanlarının güzelliğini vurguluyor hem de yerli fotoğrafçıların sanatsal yeteneğini bir kez daha kanıtlıyor.

Türkiye’de elektrik sayaçları artık uzaydan okunacak!

0

Türkiye’de enerji sektöründe önemli bir adım atıldı. Özellikle kırsal bölgelerde yaşanan altyapı sorunlarına çözüm sunmak amacıyla geliştirilen yeni bir sistem sayesinde elektrik sayaçları uydu üzerinden okunacak. Bu proje Türkiye’nin teknolojik altyapısının güçlenmesine katkıda bulunurken enerji yönetiminde önemli bir dönüşümün kapılarını aralayacak.

Uzaydan sayaç okuma Aydın, Denizli ve Muğla’da hayata geçiyor!

Yeni sistem, nesnelerin interneti (IoT) altyapısını kullanarak elektrik sayaçlarından alınan verilerin Plan-S’in Connecta IoT Network teknolojisiyle uydu üzerinden iletilmesini sağlıyor. GSM erişiminin sınırlı veya yetersiz olduğu bölgelerde bile güvenilir ve kesintisiz veri aktarımı mümkün hale gelirken, enerji kayıplarının tespiti ve verimlilik analizleri daha etkin bir şekilde gerçekleştirilebilecek.

Uydu bağlantılı teknoloji elektrik sayaçlarından anlık veri akışı sağlayarak kayıp ve kaçak elektrik kullanımının tespitini kolaylaştıracak. Ayrıca saha operasyonlarının verimliliğini artırarak zaman ve maliyet açısından da önemli tasarruflar sunacak. Enerji şirketleri için büyük önem taşıyan bu sistem karbon emisyonlarının azaltılmasına da katkıda bulunacak.

GSM altyapısının zayıf olduğu kırsal alanlarda uzaktan sayaç okuma sistemlerinin etkin kullanılamaması saha çalışmalarında önemli zorluklara neden oluyordu. Yeni uydu tabanlı sistem sayesinde bu sorun aşılırken, enerji verilerinin kesintisiz ve doğru bir şekilde toplanması sağlanacak.

Projenin pilot çalışmaları kapsamında daha önce veri alınamayan bölgelerden başarıyla veri akışı sağlandı. Sistemin 2025 yılı itibarıyla tam kapasiteyle devreye alınması planlanıyor. Bu projeyle birlikte Türkiye,elektrik dağıtımında uydu teknolojisi kullanarak önemli bir ilke imza atmış olacak.

TikTok, içerik denetimlerini maksimuma çıkardı!

TikTok, bu yıl platformdaki moderasyon çabalarını yoğunlaştırarak geniş çaplı bir temizlik operasyonu gerçekleştirdi. Çin ile olan bağlantıları ve kontrolsüz içeriklerin hızla yayılması nedeniyle sık sık eleştirilen TikTok, hükümetlerle sorun yaşamamak adına hem yapay zekâ sistemleri hem de manuel inceleme ekipleriyle çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Paylaşılan son raporlara göre, Ocak ve Temmuz aylarını kapsayan 6 aylık süreçte dünya genelinde 427 milyon hesabın kapatıldığı duyuruldu. Bu hesapların 379 milyonunun sahte hesaplardan oluştuğu, 41 milyonunun 13 yaş altı kullanıcılara ait olduğu ve 7 milyonunun da topluluk kurallarını ihlal ettiği için kapatıldığı belirtildi.

TikTok, içerik denetimlerini maksimum seviyeye çıkardı

Türkiye özelinde yapılan denetimlerde de ciddi adımlar atıldı. Raporda, yılın ilk 6 ayında Türkiye’de 7 milyon 97 bin videonun topluluk kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle platformdan kaldırıldığı açıklandı. İlginç bir detay olarak bu videoların yüzde 98’inin kullanıcılar tarafından hiç görüntülenmeden silindiği, yüzde 88’inin ise 24 saat içerisinde kaldırıldığı belirtildi.

Yapay zekâ destekli moderasyon teknolojilerinin etkinliği dikkat çekerken, otomatik moderasyonla kaldırılan içeriklerin oranının bir önceki yıla göre yüzde 62’den yüzde 80’e yükseldiği görüldü. Buna ek olarak, proaktif tespit oranı yüzde 98,2 ile şimdiye kadarki en yüksek seviyeye ulaşmış durumda. Kural ihlali nedeniyle kaldırılan videoların yeniden yüklenme oranı ise geçen yıla kıyasla yarı yarıya düşüş gösterdi.

Ayda 1 milyardan fazla içeriğin paylaşıldığı TikTok, içerik denetimini sağlamak için sadece otomatik sistemlere güvenmekle kalmıyor. Platformda kural ihlali yapan videoları ve hesapları belirlemek amacıyla 40 binden fazla kişiden oluşan global inceleme ekibi de görev yapıyor. Bu kapsamlı ve yoğun denetleme süreçleri, TikTok’un içerik standartlarını yükseltme ve güvenli bir kullanıcı ortamı sağlama hedefini güçlendirdiğini ortaya koyuyor.

Çinli Nio, 60 milyondan fazla batarya değişimi yaptı!

0

Çinli elektrikli otomobil üreticisi Nio, batarya değişim hizmetinde önemli bir kilometre taşına ulaştı. Şirket, 13 Aralık 2024 itibarıyla toplamda 60 milyon batarya değişimi gerçekleştirdiğini duyurdu. Nio’nun batarya değişim ağının hızla büyüdüğü ve dünya genelindeki kullanıcılar için önemli bir hizmet sunduğu görülüyor. Şirket, Çin’de 2.785 batarya değişim istasyonu ve bu istasyonlardan 909’unun otoyollar boyunca konumlandığını açıklarken, Avrupa’da da 51 değişim istasyonu ile hizmet veriyor. Ayrıca, Nio’nun 4.600’den fazla şarj istasyonu bulunduğu bildirildi.

Çinli Nio, 60 milyondan fazla batarya değişimine imza attı

Aralık ayı itibarıyla, Nio’nun değişim istasyonlarında günlük ortalama 80.000 batarya değişimi yapıldığı belirtiliyor. Bu, her 1,08 saniyede bir aracın batarya değiştirmek için bir istasyona geldiği anlamına geliyor. Ağustos ayında 50 milyon batarya değişiminden sonra, yalnızca 5 ay içinde bu rakama 10 milyon daha eklendi. Nio’nun batarya değişim hizmeti, oldukça hızlı bir büyüme göstermiş durumda. Özellikle son iki buçuk yılda, 50 milyon batarya değişimi gerçekleştirilerek büyüme hızının katlandığı ifade ediliyor.

Çinli Nio, 60 milyondan fazla batarya değişimine imza attı.

Nio’nun CEO’su Li Bin, şirketin 2025 yılına kadar Çin’deki 1.200 ilçe düzeyindeki bölgelerde batarya değişim istasyonu kurmayı hedeflediğini ve bu sayıyı aynı yılın sonunda 2.300’e çıkarmayı planladıklarını duyurdu. Şirketin batarya değişimindeki bu hızlanmanın, Onvo markasına ait Onvo L60 SUV modelinin satışlarıyla paralel bir gelişim gösterdiği düşünülüyor. Kasım ayında yalnızca bu modelin 5.082 adet teslim edildiği açıklandı.

Nio, Çin’in yanı sıra Avrupa’da, Norveç, İsveç, Danimarka, Almanya, Hollanda ve Belçika gibi ülkelerde de batarya değişim istasyonları işletiyor. Son dönemde Birleşik Arap Emirlikleri’ne de adım atan şirket, Kasım ayında Abu Dabi’de amiral gemisi bir merkez açarken, 2025 yılına kadar ülkedeki ilk batarya değişim istasyonunu da faaliyete geçirmeyi planlıyor.

İngiltere, İtalya ve Japonya, 6. nesil savaş uçağı geliştiriyor!

İngiltere, İtalya ve Japonya, Küresel Savaş Hava Programı (GCAP) adı altında 6. nesil savaş uçağı geliştirmek için önemli bir ortaklığa imza attı. Bu büyük ölçekli proje kapsamında, yapay zekâ tabanlı hayalet savaş uçağının 2035 yılı itibarıyla hizmete girmesi hedefleniyor. Üç ülkenin önde gelen savunma ve havacılık firmaları, projeyi yönetmek üzere yeni bir ortak girişim oluşturma kararı aldı. İtalya’dan Leonardo, İngiltere’den BAE Systems ve Japonya’dan JAIEC şirketlerinin katılımıyla kurulacak olan bu girişimin 2025’in ortalarında faaliyete başlaması bekleniyor. Ortak girişimin merkezinin İngiltere’de olacağı ve ilk CEO’nun İtalya’dan atanacağı bildirildi. Girişime dahil olan şirketlerin her biri eşit oranda, yani üçte bir oranında pay sahibi olacak.

İngiltere, İtalya ve Japonya, 6. nesil savaş uçağı geliştirecek

Leonardo’nun CEO’su Roberto Cingolani, projeye dair detayları İtalyan basınıyla paylaşırken, geliştirilecek olan savaş uçağını “radara yakalanmayan ve aynı zamanda insansız hava araçlarından oluşan bir filoyu yönetecek uçan bir süper bilgisayar” olarak tanımladı.

İngiltere, İtalya ve Japonya, 6. nesil savaş uçağı geliştirecek.

Cingolani, söz konusu sistemin yalnızca bir uçak geliştirme projesi olmadığını, aynı zamanda yapay zekâ destekli bir hava platformu oluşturulacağını ifade etti. Projenin ilk aşamasında, ana savaş uçağının geliştirilmesi için üç ülke tarafından toplam 45 milyar euro yatırım yapılacak. İkinci aşamada ise yapay zekâ kontrolüne sahip, keşif, saldırı ve önleme amaçlı silahlı insansız hava araçları (SİHA) sisteminin hayata geçirilmesi planlanıyor.

Üç ülke tarafından 2022’de temelleri atılan bu stratejik GCAP projesine, Suudi Arabistan’ın da katılım sağlayabileceği iddia ediliyor. Toplam maliyetin 100 milyar euronun üzerinde olması beklenirken, bu girişimin özellikle askeri hava teknolojileri alanında küresel bir güç dengesini değiştirme potansiyeli taşıdığı düşünülüyor. Üç ülkenin ortak çalışması, teknolojik açıdan bir dönüm noktası olan yapay zekâ temelli hava sistemlerini hayata geçirme konusundaki kararlılıklarını gözler önüne seriyor.

Yazılım hatası programcıyı bir gecede milyoner yaptı!

Teknoloji dünyası bugün şok edici bir olayla sarsıldı. Basit bir yazılım hatası, genç bir programcıyı gece boyunca milyoner yaptı. Siber güvenlik uzmanları olayı incelemek için harekete geçti.

Siber güvenlik ekipleri krizi araştırıyor, şirketler alarma geçti!

Dün gece geç saatlerde bir yazılım geliştiricisi, finans yazılımı üzerinde çalışırken hesabında olağanüstü bir artış fark etti. Sistemdeki hata, şirketin devasa fonlarını yanlışlıkla programcının kişisel hesabına aktardı.

Olayı yaşayan genç programcı, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Ekranda gördüğüm rakamlara inanamadım. Sayfayı defalarca yeniledim ama değişmedi.”

Uzmanlar, hatanın otomatik bir güncelleme sırasında tetiklendiğini belirtti. Finans yazılımı, kontrol mekanizmasını devre dışı bırakarak büyük miktarda parayı yanlış yönlendirdi.

Şirketin finans güvenlik ekipleri, sorunu çözmek için sistemleri acil bakıma aldı. Siber güvenlik şirketleri, hatanın nedenini araştırmak ve benzer olayların önüne geçmek için devreye girdi.

Şirket sözcüsü konuyla ilgili açıklama yaptı: “Bu tür bir hata kabul edilemez. Hemen güvenlik önlemlerini artırdık.”

Otomasyon sistemlerinin finansal riskler barındırıyor

Olay, teknoloji dünyasında büyük yankı uyandırdı. Uzmanlar, otomasyon sistemlerinin finansal riskler barındırdığına dikkat çekti. Yetersiz kontrollerin bu tür krizlere yol açabileceği vurgulandı.

Yetkililer, programcının hesabındaki tüm parayı geçici olarak dondurdu. Hukukçular, olayın sorumluluğunu tartışıyor. Programcının bu hatadan kazanç sağlamaya çalışıp çalışmadığı araştırılıyor.

Bu olay, finans yazılımlarındaki güvenlik açıklarını gözler önüne serdi. Siber suçluların benzer zayıflıkları hedef alabileceği endişesi büyüyor.

Teknoloji şirketleri alarma geçti, finansal sistemler ise bir kez daha gözden geçiriliyor. Hata sonucu milyoner olan programcı ise belirsiz bir sürecin tam ortasında.

Qualcomm, Intel’in iddialarına cevap verdi!

0

Intel’in geçici CEO’su Michelle Johnston Holthaus’un Snapdragon işlemcili Windows dizüstü bilgisayarlarının yüksek iade oranına sahip olduğu iddiasına Qualcomm hızlı bir yanıt vererek cihazların kullanıcılar tarafından “sevildiğini” belirtti. Qualcomm, açıklamasında, Snapdragon X Elite ve Snapdragon X Plus işlemcili dizüstü bilgisayarların müşteri memnuniyeti açısından yüksek puanlar aldığını ve tüketici değerlendirmelerinde 4 yıldızın üzerinde bir ortalama yakaladığını vurguladı. Şirket, bu ürünlerin iade oranlarının sektör standartları dahilinde olduğunu savunsa da net bir oran paylaşmaktan kaçındı.

Qualcomm, Intel’in iddialarına yanıt verdi

Açıklamada, Qualcomm’un Snapdragon işlemcili dizüstü bilgisayarlarının yaklaşık 720.000 birim sevkiyat gerçekleştirdiği ve performans ile pil ömrü açısından Apple Silicon’a önemli bir rakip oluşturduğu belirtildi. Ayrıca ürünlerinin TechRadar, Fast Company gibi önemli yayın kuruluşları tarafından da ödüllendirildiği ifade edildi.

Qualcomm, Intel'in iddialarına yanıt verdi.

Ancak, Snapdragon dizüstü bilgisayarların lansman fiyatlarının yüksek olması nedeniyle bazı kullanıcıların cihazları tercih etmekte tereddüt ettiği, ayrıca zaman zaman yaşanan uyumluluk sorunlarının kullanıcı deneyimini etkilediği iddialar arasında.

Bu açıklamalarla birlikte Qualcomm’un Snapdragon işlemcili dizüstü bilgisayarlarının piyasada nasıl bir konumda olduğu hala tartışma konusu. Kullanıcıların genel olarak ürünlerden memnun göründüğü ve yüksek puanlamalar yaptığı belirtilirken, Intel’in iddiasını destekleyebilecek somut veri eksikliği de dikkat çekiyor. Qualcomm ise cihazlarının gelişmiş performansı, uzun pil ömrü ve kullanıcı deneyimi ile pazarda güçlü bir alternatif sunduğunu savunmaya devam ediyor. Bu karşılıklı açıklamalar, iki dev şirket arasındaki rekabetin ilerleyen dönemlerde daha da kızışacağını gösteriyor.

Vertiv, büyük veri merkezleri için yeni UPS çözümünü tanıttı!

0

Vertiv, dijital altyapı ve süreklilik çözümleri alanında sunduğu yeni kesintisiz güç kaynağı (UPS) sistemi olan Vertiv™ PowerUPS 9000’ı tanıttı. Bu sistem, kompakt tasarımı, yüksek güç yoğunluğu ve enerji verimliliği ile dikkat çekiyor. Özellikle büyük veri merkezleri ve kritik uygulamalar için tasarlanan PowerUPS 9000, birim başına 250 ila 1250 kW kapasite seçenekleri sunarak geleneksel bilgi işlem uygulamalarından yüksek yoğunluklu yapay zeka (AI) ve veri merkezi gereksinimlerine kadar geniş bir yelpazeye hitap ediyor.

Vertiv, büyük veri merkezleri için yeni UPS çözümünü görücüye çıkardı

Vertiv™ PowerUPS 9000, %97.5’e varan çift dönüşüm verimliliği sağlıyor ve hızlı kurulum imkânı sunmak için üstten veya alttan kablo giriş seçenekleriyle tasarlanmış. Ayrıca entegre ters akım koruma ve topraklama kiti gibi ekstra alan veya montaj gereksinimi olmayan özellikleri sayesinde kurulum ve kullanım kolaylığı sağlanmış. Sistem, küresel çapta kullanılabilirliğiyle, tedarik zinciri ve servis sorunlarını minimize ederek operasyonel verimliliği artırıyor.

Vertiv’in Büyük Güç Sistemleri Başkan Yardımcısı Giovanni Zanei, yeni UPS sisteminin güvenilirlik ve verimlilik sağlarken, aynı zamanda veri merkezlerindeki sistem karmaşıklığını ve alan kullanımını minimize etmek üzere tasarlandığını belirtti. Yüksek güç yoğunluğuna sahip modüler yapısıyla Vertiv™ PowerUPS 9000, müşterilere verimli ve güvenilir bir güç çözümü sunuyor.

PowerUPS 9000, önceki nesil modellere kıyasla %32 daha küçük bir alan kaplıyor ve Vertiv’in en verimli UPS çözümü olarak öne çıkıyor. Ayrıca, Vertiv™ EnergyCore lityum pil kabini ile uyumlu olmakla birlikte, kurşun asit ve nikel-çinko gibi diğer batarya teknolojilerini de destekliyor. Ekipmanlar arızalandığında etkilenen modülün izole olmasını sağlayan kontrol sistemleri ile sistemin diğer bölümleri koruyor ve sürekli çalışmayı sağlıyor. Sıcak servis ve değiştirilebilir özellikleri de bakımı ve yükseltmeleri kesintisiz bir şekilde yapmayı mümkün kılıyor.

Ayrıca, Vertiv™ PowerUPS 9000, yapay zeka ve makine öğrenimi algoritmalarını kullanarak, sistemin gerçek zamanlı durumunu izleyen ve sağlık analizleri sunan Vertiv™ Next Predict ile entegre çalışabiliyor. Bu sayede, sistemin performansı ve uzun ömürlülüğü için kapsamlı bir çözüm sağlanıyor. Vertiv, yeni sistemin performansını test etmek amacıyla kapsamlı mühendislik doğrulama testleri, çevresel dayanıklılık, sismik testler ve voltaj dalgalanması gibi testlerden başarıyla geçirdi.

Vertiv™ PowerUPS 9000 hakkında daha fazla bilgiye, şirketin resmi web sitesinden ulaşılabiliyor.

2024’ün en çok indirilen App Store uygulamaları açıklandı!

0

Apple, 2024 yılına dair en çok indirilen uygulama ve oyunları içeren detaylı bir listeyi paylaştı. Türkiye’deki kullanıcılar arasında, iPhone, iPad ve Apple Arcade platformlarında en popüler ve en fazla indirilen uygulamalar ve oyunlar açıklandı. İşte 2024’ün öne çıkan uygulamaları ve oyunları:

2024’ün en çok indirilen App Store uygulamaları belli oldu

2024’ün en çok indirilen iPhone uygulaması, “Temu” oldu. Temu, online alışveriş uygulamaları arasında en fazla tercih edilen isimlerden biri haline geldi. Onu “Trendyolmilla” takip etti, özellikle Türk kullanıcılarının sıklıkla tercih ettiği alışveriş platformu olarak öne çıkıyor. Ayrıca, VPN uygulamaları arasından “VPN – Super Unlimited” üçüncü sırada yer alırken, popüler sosyal medya platformları “WhatsApp Messenger” ve “Instagram” da yüksek indirilme sayılarına sahip. “YouTube” ve “Google” gibi günlük yaşamda sıklıkla kullanılan uygulamalar da listenin üst sıralarında yer aldı. Ayrıca, “TikTok,” “Trendyol Go” ve “Google Haritalar” gibi uygulamalar, sosyal etkileşim ve harita navigasyonu alanlarındaki büyük talebi yansıtıyor.

2024'ün en çok indirilen App Store uygulamaları açıklandı.

En popüler iPhone oyunları arasında birinci sırada “Brawl Stars” yer aldı. Supercell’in bu çok oyunculu savaş arenası oyunu, Türk kullanıcılarının favori oyunlarından biri olmaya devam etti. Diğer popüler oyunlar arasında “PUBG Mobile” ikinci sırada bulunurken, “Subway Surfers” ve “101 Yüzbir Okey Plus” gibi klasikleşmiş oyunlar da üst sıralarda yer aldı. “Words of Wonders” gibi kelime oyunları, mantık ve strateji oyunlarıyla birlikte, farklı yaş gruplarındaki oyuncuların ilgisini çekiyor. Listeye “Whiteout Survival,” “Royal Match,” “Candy Crush Saga,” “TopTop” gibi sürekli güncellenen oyunlar da dahil olmuş durumda. Ayrıca, “eFootball” futbol oyunu, spor tutkunlarının tercihi oldu.

iPad kullanıcıları için popüler uygulamalara bakıldığında, “YouTube” ve “Netflix” gibi multimedya içerik sağlayıcıları ilk sıralarda yer alıyor. Eğitim ve not alma uygulamaları arasında ise “ChatGPT,” “Goodnotes 6,” ve “Notability” dikkat çekiyor. “Spotify” müzik uygulaması ve “Google Chrome” web tarayıcısı gibi ihtiyaca dayalı araçlar da büyük ilgi görmeye devam ediyor. Popüler sosyal medya platformu “TikTok” ve internet üzerinden sanal özel ağ (VPN) uygulaması olan “VPN – Super Unlimited Proxy” de iPad’te en çok indirilenler arasında bulunuyor.

iPad oyunları tarafında, “Brawl Stars” yine en çok indirilen oyun oldu. Bunun yanı sıra, “Squad Busters,” “PUBG Mobile” ve “Subway Surfers” gibi çok oyunculu oyunlar oldukça popüler. “Magic Tiles 3” ve “2 3 4 Kişilik Oyunlar” gibi oyunlar, ailelerin ve arkadaş gruplarının keyifle oynadığı grup oyunları arasında öne çıkarken, “İyi Pizza, Güzel Pizza” ve “Otobüs Simulator: Ultimate” gibi simülasyon oyunları da en çok indirilen iPad oyunları arasında yer aldı. “eFootball” futbol oyunu da mobil oyun severler arasında beğenilmeye devam eden bir seçenek olarak sıralama içinde bulunuyor.

Apple Arcade için paylaşılan listede, “Football Manager 2024” ve “NBA 2K24” gibi spor temalı oyunlar, oyuncuların dikkatini çekiyor. “Getting Over It+” ve “Snake.io+” gibi eğlenceli ve zorlayıcı oyunlar da Arcade üyeleri tarafından beğenilerek oynanmaya devam ediyor. Ayrıca, “Stardew Valley+” gibi çiftlik simülasyonu oyunları, “Hello Kitty Island Adventure” gibi çocuklar için uygun oyunlar da arcade oyunları arasında yer alıyor. Oyun severler için “Turmoil+” ve “Sneaky Sasquatch” gibi eğlenceli ve dinlendirici içeriklerin yanı sıra, aksiyon severlere hitap eden “Asphalt 8: Airborne+” ve “Bridge Constructor+” gibi oyunlar da Arcade’in popüler seçeneklerinden oldu.

Apple’ın 2024 yılında App Store Türkiye’de en çok indirilen uygulama ve oyunlara dair bu listeler, kullanıcıların teknoloji ve eğlence alanındaki tercihlerinin nasıl şekillendiğini gözler önüne seriyor.

BYD Avrupa’da üretim hattını genişletiyor

Çinli elektrikli araç üreticisi BYD, Avrupa’daki ilk üretim tesisi olacak Macaristan fabrikasında üretime başlamaya hazırlanıyor. BYD Avrupa Başkanı Stella Li, fabrikanın 2025 yılının sonunda faaliyete geçeceğini ve burada üretilecek ilk modellerin Dolphin ve Atto 3 olacağını açıkladı.

Macaristan fabrikası, BYD’nin Avrupa’daki üretim hedeflerine ulaşmasında önemli bir adım olarak görülüyor. %100 elektrikli modellerin üretileceği tesiste, üçüncü model olarak Atto 2’nin üretimi planlanıyor. Atto 2, daha önce Çin’de Yuan Up adıyla tanıtılan ve Atto 3’ten daha küçük bir SUV olarak öne çıkıyor. Araç, 70 ve 130 kW’lık motor seçenekleriyle, 32 kWsa’lik bataryasıyla 300 km, 45 kWsa’lik bataryasıyla ise 400 km menzil sunuyor.

BYD, Macaristan fabrikasında üretim sırasına dahil olacak dördüncü modelin ise Seagull olacağını duyurdu. Ancak, Avrupa Birliği’nin Çin menşeli elektrikli araçlara yönelik ek vergileri, Seagull’un üretim takviminde değişikliğe yol açtı.

Avrupa pazarı hızlanıyor

Avrupa’da kompakt elektrikli otomobil pazarında rekabetin artması bekleniyor. Volkswagen Grubu2026’da piyasaya süreceği 25 bin euro altındaki modellerle, elektrikli otomobillerin daha geniş bir kullanıcı kitlesine hitap edeceğini duyurdu.

BYD, Çin pazarında lider olsa da Avrupa’da yavaş ilerliyor. Örneğin, Almanya’da Ekim 2024 itibarıyla sadece 2.157 araç satıldı. Stella Li, bu durumu değiştirmek için Avrupa’daki satış yapılandırmalarını yeniden ele alacaklarını ve önümüzdeki yıllarda üretimi kademeli olarak artıracaklarını ifade etti.

Hibrit araçlar Avrupa’ya geliyor

Stella Li, Avrupa’da tamamen elektrikli araçlara olan talebin düşmeye başladığını belirtti. BYD, bu duruma çözüm olarak şarj edilebilir hibrit araçlar (PHEV) üretimine yönelmeyi planlıyor. Hibrit araçlar, tüketiciler için tamamen elektrikli sürüşe geçişte bir köprü görevi görecek. Türkiye’de açılması planlanan fabrikada ilk etapta bu tür araçların üretileceği bildirildi.

Avrupa’da üretim stratejisini uzun vadeli bir planla sürdüren BYD, bölgede 3-4 yıl içinde 12 modeli aynı anda üretebilir hale gelmeyi ve Çin’den araç ithalatına son vermeyi hedefliyor. Şirketin bu adımları, Avrupa elektrikli araç pazarındaki rekabeti daha da kızıştıracak gibi görünüyor.

Almanya, uçan taksiler için test rotaları oluşturuyor!

Almanya, uçan taksilerin ve elektrikli dikey kalkış-iniş araçlarının (eVTOL) gelecekte ulaşım sistemine entegre edilmesi için kapsamlı bir plan hazırladı. Federal Dijital İletişim ve Ulaştırma Bakanlığı’nın (BMDV) önderliğinde geliştirilen ve dört aşamalı olarak 2032’ye kadar uygulanacak bu plan, Almanya’yı bu teknolojinin öncü merkezlerinden biri yapmayı amaçlıyor. İlk aşama kapsamında, 2026 yılına kadar uçan taksiler için test rotalarının oluşturulması hedefleniyor. Bunu takip eden süreçte, 2028 yılına kadar belirli bölgelerde coğrafi olarak sınırlandırılmış Gelişmiş Hava Hareketliliği (Advanced Air Mobility) alanları tanımlanacak. 2030 itibarıyla, bu alanlar genişletilerek bölgesel taşımacılığı kapsayacak, nihayetinde ise 2032’ye kadar ülke çapında uçan taksi operasyonlarına başlanacak.

Almanya, uçan taksiler için test rotaları oluşturacak

Bu strateji çerçevesinde, eVTOL ve drone teknolojilerinin işleyişine uygun özel vertiportların inşası da planlanıyor. Pilotlar için yeterlilik programları, kapsamlı güvenlik düzenlemeleri ve yeni rota konseptleri bu altyapının bir parçası olacak. Almanya, bu projeyle sadece ulaşımı dönüştürmeyi değil, aynı zamanda eVTOL geliştiricileri ve havacılık sektörünü teşvik ederek teknoloji alanında lider bir merkez olmayı da hedefliyor. Araştırma projeleri için fonlar sağlanırken, sanayi ve akademi arasındaki iş birlikleri de artırılacak.

İleri Hava Hareketliliği’nin somut uygulamalarını test etmek için gelecek yıl laboratuvarlar kurulacak. Bu tesisler, eVTOL ve insansız hava araçlarının (UAS) mevcut ulaşım sistemlerine entegrasyonunun sağlanması, operasyonel altyapının geliştirilmesi ve entegre güvenlik sistemlerinin tasarlanması gibi kritik konuları ele alacak.

Ayrıca, teknolojinin yalnızca elit bir kesime değil, tüm topluma fayda sağlayacak şekilde yaygınlaştırılması planlanıyor. Özellikle, bu yenilikçi araçlar, geleneksel ulaşımın erişiminin sınırlı olduğu kırsal veya uzak bölgelerde devreye girerek mevcut altyapıyı tamamlayacak şekilde kullanılacak. Federal Ulaştırma Bakanı Volker Wissing, bu projeyi yalnızca bir ulaşım modeli değil, toplumun her kesimine fayda sağlayacak bir teknoloji olarak görüyor.

ABD savunma bakanlığı, yapay zeka pilot teknolojilerine 100 milyon dolar ayırdı

Savunma Bakanlığı, yapay zekâ (AI) teknolojilerini savaş uçağı pilotlarının karar alma süreçlerini hızlandırmak ve hassas hedefleme sağlamak için kullanmayı hedefliyor. ABD savunma bakanlığı, bu kapsamda yeni yapay zekâ projeleri için 100 milyon dolarlık bir bütçe ayırdığını duyurdu.

Ayrılan bütçe, geçtiğimiz yıl üretken yapay zekâ uygulamalarını Savunma Bakanlığı’nın ihtiyaçlarına uygun hale getirmeyi hedefleyen Task Force Lima girişiminin sona erdirilmesiyle, AI Rapid Capabilities Cell (AI Hızlı Yetkinlik Hücresi) adlı yeni bir uygulamanın devreye alınmasının bir parçası olacak. Süreç, ABD savunma bakanlığı tarafından yakından takip ediliyor.

75 Milyon dolar yapay zeka pilotlara

Yapılan açıklamaya göre, bütçenin 75 milyon doları, yapay zekâ pilot projelerine ve Pentagon ile çalışan küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) projelerine ayrılacak. Bu projelerin sonuçları, lojistik, istihbarat ve silah geliştirme gibi farklı alanlara uygulanacak. ABD savunma bakanlığı bu projelerle büyük beklentilere sahip.

Ancak tamamen yapay zekâ pilotlarla donatılmış savaş uçakları henüz gündemde değil. İlk etapta, saldırı sırasında silahların daha hassas hedef seçmesiradarların gelişmiş hassasiyetle çalışması ve uçuş sırasında pilotlara daha hızlı ve etkili veri akışı sağlanması gibi senaryolar üzerinde duruluyor. Bu konular ABD savunma bakanlığı tarafından üzerinde çalışılan önemli konular arasında yer alıyor.

ABD’nin bu yatırımı, savunma sanayisinde yapay zekâ entegrasyonunun artırılmasının yanı sıra, savaş alanında daha hızlı karar alma ve hassas operasyonların gerçekleştirilmesi amacını taşıyor. AI teknolojisinin sınırlarının henüz tam anlamıyla bilinmediğini vurgulayan uzmanlar, bu tür projelerin, yapay zekâ kullanımını yalnızca savunma alanıyla sınırlı tutmayıp diğer sektörlere de örnek olabileceğini belirtiyor.

Denizin altında beton kürelerle enerji depolanacak!

Deniz altı enerji depolama konusunda yeni bir yaklaşım geliştiren Sperra Enerji, beton küreler kullanarak uzun dönem enerji depolamayı hedefliyor. Açık deniz rüzgar türbinlerinden elde edilen enerjiyi ucuz ve etkili bir şekilde depolama gerekliliğine yanıt olarak tasarlanan bu sistem, ABD ve Avrupa’dan önemli finansal destekler aldı. Kaliforniya açıklarında yapılacak denemeler için ABD Enerji Bakanlığı 4 milyon dolarlık bir hibe sağlarken, Almanya da türbin görevi gören çift yönlü pompa için 3,7 milyon Euro katkıda bulundu. Şirketin hedefi, enerjinin fiyatının yüksek olduğu dönemlerde bu depolanmış elektriği satarak kazanç sağlamak.

Denizin altında beton kürelerle enerji depolanıyor

Bu teknolojinin en dikkat çeken avantajı, bilindik pompajlı hidroelektrik sistemlerin maliyetine benzer bir bütçeyle, arsa kullanımı ve doğal yaşam üzerinde minimum etki ile kurulabilmesidir. Ayrıca bu sistemin modüler bir yapıda olması, dev rezervuarların yüksek sermayelerle inşa edilmesine gerek kalmadan esnek bir kullanım olanağı sunuyor. Almanya’da 100 metre derinlikte yapılan ilk küçük ölçekli denemeler başarıyla tamamlanmış durumda. Çalışma mekanizması ise oldukça basit: Basınca dayanıklı bir beton küre, 500 ila 800 metre derinlikte deniz altına yerleştiriliyor. Kürenin içi yüzey basıncında hava ile doldurulurken, alt kısmında yer alan çift yönlü pompa sayesinde sistem elektrik üretebiliyor ve suyun pompalanması ile küre tekrar enerji depolayabiliyor.

Bu inovasyon, mevcut teknolojilerle uyumlu olacak şekilde geliştirildi. Örneğin, kullanılan pompalar hali hazırda petrol çıkarma için kullanılan sistemlere dayanıyor. Beton kürelerin üretimi, liman kenarında kurulan 3D beton yazıcılarla yapılarak nakliye ve üretim maliyetlerini azaltıyor. Girişimin arkasındaki fikir Alman mühendislerden gelse de uygulamayı hayata geçiren Sperra Enerji, ilk etapta 10 metre çapında küreler ile 500 kW güç üretimi ve 600 kWs enerji depolama kapasitesi hedefliyor. Gelecekte ise 30 metre çaplı küreler ile 20 MWs gibi yüksek bir enerji depolama kapasitesine ulaşılması planlanıyor.

Sistem, tam tur verimlilik açısından %70-80 arasında bir başarı sağlıyor. Her ne kadar enerji kaybı gözlemlense de, özellikle rüzgarlı günlerde açık deniz türbinlerinin ürettiği fazla elektriği depolamak, ekonomik ve çevresel açıdan önemli bir çözüm sunuyor. Kimyasal ve sınırlı ömre sahip bataryalar yerine bu mekanik enerji depolama yöntemi, hem maliyet hem de çevresel etki açısından oldukça uygun bir alternatif oluşturuyor. Bu teknoloji, deniz dibi elektrik hatlarının aynı zamanda depolama sistemleriyle entegre olmasını sağlayarak, yüzer rüzgar türbinlerinin yaygınlaşması ile daha fazla kullanılabilir hale gelecek. Özellikle derin denizlere yakın ve beton üretim maliyetlerini düşük tutabilen ülkeler için bu sistemin büyük bir potansiyel sunduğu belirtiliyor.

Intel CEO’su, Snapdragon işlemcili bilgisayarların iade edildiğini öne sürdü!

0

Intel‘in geçici CEO’su Michelle Johnston Holthaus, Qualcomm’un Snapdragon işlemcilerle donatılmış ARM tabanlı dizüstü bilgisayarlarının, piyasada yaşanan uyumluluk sorunları nedeniyle perakendecilerden yüksek iade oranlarıyla karşılaştığını iddia etti. Holthaus, Barclays 22. Yıllık Küresel Teknoloji Konferansı’nda yaptığı açıklamada, ARM tabanlı sistemlerin uyumluluk sorunları nedeniyle kullanıcılar arasında hayal kırıklığı yarattığını vurguladı. CEO, özellikle kurulum sırasında beklenen performansın sergilenememesi ve yazılımın düzgün çalışmamasının, bu iade taleplerinin ardındaki ana nedenler olduğunu ifade etti.

Intel CEO’su, Snapdragon işlemcili bilgisayarların iade edildiğini söyledi

2024’ün üçüncü çeyreğinde, Qualcomm Snapdragon X Elite işlemcili cihazlar, PC pazarının yalnızca %0,8’ini oluşturdu. ARM tabanlı sistemlerin toplam pazar payı ise %10 civarında seyrederken, bu cihazların büyük çoğunluğu Apple’ın M serisi işlemcili bilgisayarlarından oluşuyor.

Intel CEO'su, Snapdragon işlemcili bilgisayarların iade edildiğini söyledi.
Intel CEO’su, Snapdragon işlemcili bilgisayarların iade edildiğini söyledi.

Qualcomm’un birkaç yıl içinde ARM mimarisine dayalı işlemcilerin, PC pazarının %50’sini oluşturacağına dair iyimser tahminleri şimdilik gerçekçi görünmüyor. Bunun nedeni, Snapdragon X tabanlı bilgisayarların yavaş benimsenmesine yol açan yazılım uyumluluğu eksikliği, düşük oyun performansı ve Intel ile AMD’nin sunduğu daha rekabetçi fiyat seçenekleri olarak gösteriliyor.

Holthaus, ARM tabanlı PC’lerin gelecekte önemli bir pazar payı elde etme şansını sorgularken, artan rekabetin kendileri için dikkat edilmesi gereken bir faktör olduğunu kabul etti. Qualcomm’un iddialı hedefleri ve Apple’ın pazar liderliğine karşın, ARM mimarisine dayalı PC’lerin, yazılım desteği ve performans optimizasyonu konusunda ciddi ilerlemeler kaydetmedikçe yaygınlaşması zor görünüyor. Bu durum, PC kullanıcılarının uyumluluk ve performans açısından güvenilir çözümler sunduğunu düşündükleri Intel ve AMD tabanlı sistemlere yönelmeye devam edeceğine işaret ediyor.

Broadcom’un piyasa değeri, 1 trilyon doları geçti!

0

Broadcom, ABD merkezli önde gelen çip üreticisi olarak, piyasa değerini 1 trilyon doların üzerine çıkararak teknoloji dünyasında tarihi bir başarıya imza attı. Şirketin hisseleri, açıklanan güçlü finansal verilerin ardından %20 oranında değer kazandı ve bu yükseliş, Broadcom’un piyasa değerini 1,03 trilyon dolara taşıdı. Bu gelişme, Broadcom’u dünyanın en değerli 10 şirketi arasına sokarken, özellikle yapay zeka gelirlerinde elde edilen büyük sıçrama, bu başarının temelini oluşturdu.

Broadcom’un piyasa değeri, 1 trilyon doları resmen aştı

Şirketin 4. çeyrek finansal sonuçları, beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşti. Broadcom, toplam gelirini geçen yılın aynı dönemine göre %51 artırarak 14,05 milyar dolara ulaştı. Bu büyük gelir artışında, yapay zeka çiplerine yönelik talebin hızla artması ve Broadcom’un bu alanda kaydettiği stratejik ilerlemeler etkili oldu.

Şirketin net karı ise %23 oranında büyüme kaydederek 4,32 milyar dolara çıktı. Özellikle dikkat çekici olan bir diğer veri ise yapay zeka çiplerinden elde edilen gelirin %220 gibi inanılmaz bir artışla 12,2 milyar dolara yükselmesiydi. Bu sonuçlar, Broadcom’un sadece yapay zeka alanında değil, genel teknoloji sektörü içinde de büyük bir rekabet avantajı elde ettiğini ortaya koyuyor.

Şirketin hisseleri yıl başından bu yana toplamda %60 değer kazanarak, özellikle teknoloji ve finans piyasalarının dikkatini çekti. 15 Aralık 2024 tarihinde ulaşılan bu tarihi kilometre taşı, Broadcom’un gelecekteki büyüme potansiyeline ilişkin olumlu beklentileri de artırdı. Hisselerinin fiyatı 221 dolara ulaşarak tarihi zirvesini görürken, bu başarıda şirketin yapay zeka ürün portföyünü genişletme stratejisi kritik bir rol oynadı. Broadcom, bu etkileyici performansıyla, yalnızca çip üretiminde değil, yapay zeka uygulamalarına özel donanımlar üretme konusundaki lider konumunu da pekiştirdi. Bu tarihi başarının ardından şirketin gelecekteki finansal sonuçları, yapay zeka ve çip teknolojilerindeki inovatif projelerle daha da şekilleneceğe benziyor.

NASA’nın Mars aracı, büyüleyici fotoğraflar çekti!

0

NASA’nın Mars keşif aracı Perseverance, yaklaşık üç buçuk ay süren zorlu bir tırmanışın ardından Jezero Krateri’nin kenarına ulaşarak unutulmaz görüntüler yakalamayı başardı. Aracın bu tırmanışı, yüzde 20 eğim ve kaygan zemine rağmen 500 metre dikey bir yükselişi içeriyordu. NASA’nın Jet İtki Laboratuvarı’ndan Steven Lee, Perseverance’ın bu başarıyı elde etmesi için ekip tarafından yenilikçi yöntemlerin geliştirildiğini ve zorlu koşullara rağmen aracın görevini başarıyla tamamladığını açıkladı.

NASA’nın Mars aracı, büyüleyici fotoğraflar çekiyor

Perseverance, Şubat 2021’de Mars’a iniş yaptığından bu yana Jezero Krateri’nde yaşam izleri aramak ve Dünya’ya gönderilecek örnekleri toplamak üzere çalışıyor. Şimdiye kadar dört bilimsel kampanya yürüten keşif aracı, “Northern Rim” adı verilen yeni bir göreve başlamaya hazırlanıyor.

NASA’nın Mars aracı, büyüleyici fotoğraflar çekiyor.

Bu görevde Mars’ın erken dönemine ait kayaçları inceleyerek hem Kızıl Gezegen’in hem de Dünya’nın oluşum süreçleriyle ilgili kritik bilgiler elde etmeyi hedefliyor. İncelenecek kayaçların, Jezero Krateri’nin yaklaşık 3,9 milyar yıl önce bir göktaşı çarpması sonucu oluştuğu döneme ait olduğu ve Mars’ın derinliklerinden yüzeye fırladığı düşünülüyor.

Keşif aracı, Jezero Krateri’nin kenarındaki “Lookout Hill” noktasına ulaştıktan sonra 450 metre uzaklıktaki “Witch Hazel Hill” adını taşıyan ilginç bir kayaç oluşumuna doğru hareket etti. Ardından, 3,2 kilometre güneyde yer alan ve Jezero Krateri’nin çarpma etkilerinden daha az zarar görmüş olduğu tahmin edilen “Lac de Charmes” bölgesine yönelmesi planlanıyor. NASA yetkilileri, bu bölgenin daha iyi korunmuş jeolojik kalıntılar barındırabileceğini vurguluyor. Perseverance’ın bu yeni bilimsel kampanyası, bir yıl sürecek ve araç, dört farklı jeolojik bölgeyi ziyaret ederek toplam 6,4 kilometrelik bir mesafe kat edecek. Bu süreçte, aracın daha pek çok bilimsel bulguyu ortaya çıkarması bekleniyor.

NVIDIA GeForce RTX 5070 Ti, bu özelliklerle gelecek!

0

Nvidia, GeForce RTX 5070 Ti ekran kartıyla dikkatleri yeniden üzerine çekmeye hazırlanıyor. Blackwell tabanlı Nvidia GeForce RTX 5000 serisinin CES 2025 fuarında tanıtılması beklenirken, serinin öne çıkan modellerinden biri olan GeForce RTX 5070 Ti’ye dair detaylar gün yüzüne çıkmış durumda.

NVIDIA GeForce RTX 5070 Ti, bu özelliklerle geliyor

Bu yeni ekran kartının, selefi GeForce RTX 4070 Ti’ye kıyasla yüzde 25 ila 30 arasında daha yüksek performans ve bant genişliği sunacağı belirtiliyor. Özellikle oyun ve grafik yoğunluklu işlerde büyük bir sıçrama vadeden RTX 5070 Ti, oyuncular ve içerik üreticileri için önemli bir alternatif olacak.

NVIDIA GeForce RTX 5070 Ti, bu özelliklerle geliyor.

Nvidia GeForce RTX 5070 Ti’nin kalbinde yer alan GB203-300 grafik birimi, RTX 5080’in yongasının biraz daha kırpılmış bir versiyonu olarak karşımıza çıkıyor. 8960 çekirdek barındıran bu grafik birimi, 300W enerji tüketimine sahip ve gerektiğinde 350W seviyesine ulaşabiliyor. 256-bit veri yolu üzerinde çalışan 16GB GDDR7 bellek, 28Gbps hızla dikkat çekiyor ve toplamda 896GB/s bant genişliği sağlıyor. Bu güçlü teknik özellikler, yeni nesil oyunlarda yüksek çözünürlük ve kare hızı performansını garanti ediyor.

Şirketin 2025’in ilk yarısında toplam altı farklı RTX 5000 serisi ekran kartını piyasaya sürmeyi planladığı iddia ediliyor. GeForce RTX 5090 serinin zirvesinde yer alırken, onu RTX 5080 ve RTX 5070 Ti takip edecek. Nvidia, geçtiğimiz yıllarda yapay zekâ alanında elde ettiği başarılardan sonra yeniden oyuncu topluluğuna odaklanmış gibi görünüyor. RTX 5070 Ti, performans artışı ve yenilikçi özellikleriyle hem teknolojiseverleri hem de oyuncuları tatmin edecek bir çözüm sunmayı hedefliyor