ABD savunma bakanlığı, yapay zeka pilot teknolojilerine 100 milyon dolar ayırdı

Savunma Bakanlığı, yapay zekâ (AI) teknolojilerini savaş uçağı pilotlarının karar alma süreçlerini hızlandırmak ve hassas hedefleme sağlamak için kullanmayı hedefliyor. ABD savunma bakanlığı, bu kapsamda yeni yapay zekâ projeleri için 100 milyon dolarlık bir bütçe ayırdığını duyurdu.

Ayrılan bütçe, geçtiğimiz yıl üretken yapay zekâ uygulamalarını Savunma Bakanlığı’nın ihtiyaçlarına uygun hale getirmeyi hedefleyen Task Force Lima girişiminin sona erdirilmesiyle, AI Rapid Capabilities Cell (AI Hızlı Yetkinlik Hücresi) adlı yeni bir uygulamanın devreye alınmasının bir parçası olacak. Süreç, ABD savunma bakanlığı tarafından yakından takip ediliyor.

75 Milyon dolar yapay zeka pilotlara

Yapılan açıklamaya göre, bütçenin 75 milyon doları, yapay zekâ pilot projelerine ve Pentagon ile çalışan küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) projelerine ayrılacak. Bu projelerin sonuçları, lojistik, istihbarat ve silah geliştirme gibi farklı alanlara uygulanacak. ABD savunma bakanlığı bu projelerle büyük beklentilere sahip.

Ancak tamamen yapay zekâ pilotlarla donatılmış savaş uçakları henüz gündemde değil. İlk etapta, saldırı sırasında silahların daha hassas hedef seçmesiradarların gelişmiş hassasiyetle çalışması ve uçuş sırasında pilotlara daha hızlı ve etkili veri akışı sağlanması gibi senaryolar üzerinde duruluyor. Bu konular ABD savunma bakanlığı tarafından üzerinde çalışılan önemli konular arasında yer alıyor.

ABD’nin bu yatırımı, savunma sanayisinde yapay zekâ entegrasyonunun artırılmasının yanı sıra, savaş alanında daha hızlı karar alma ve hassas operasyonların gerçekleştirilmesi amacını taşıyor. AI teknolojisinin sınırlarının henüz tam anlamıyla bilinmediğini vurgulayan uzmanlar, bu tür projelerin, yapay zekâ kullanımını yalnızca savunma alanıyla sınırlı tutmayıp diğer sektörlere de örnek olabileceğini belirtiyor.

Denizin altında beton kürelerle enerji depolanacak!

Deniz altı enerji depolama konusunda yeni bir yaklaşım geliştiren Sperra Enerji, beton küreler kullanarak uzun dönem enerji depolamayı hedefliyor. Açık deniz rüzgar türbinlerinden elde edilen enerjiyi ucuz ve etkili bir şekilde depolama gerekliliğine yanıt olarak tasarlanan bu sistem, ABD ve Avrupa’dan önemli finansal destekler aldı. Kaliforniya açıklarında yapılacak denemeler için ABD Enerji Bakanlığı 4 milyon dolarlık bir hibe sağlarken, Almanya da türbin görevi gören çift yönlü pompa için 3,7 milyon Euro katkıda bulundu. Şirketin hedefi, enerjinin fiyatının yüksek olduğu dönemlerde bu depolanmış elektriği satarak kazanç sağlamak.

Denizin altında beton kürelerle enerji depolanıyor

Bu teknolojinin en dikkat çeken avantajı, bilindik pompajlı hidroelektrik sistemlerin maliyetine benzer bir bütçeyle, arsa kullanımı ve doğal yaşam üzerinde minimum etki ile kurulabilmesidir. Ayrıca bu sistemin modüler bir yapıda olması, dev rezervuarların yüksek sermayelerle inşa edilmesine gerek kalmadan esnek bir kullanım olanağı sunuyor. Almanya’da 100 metre derinlikte yapılan ilk küçük ölçekli denemeler başarıyla tamamlanmış durumda. Çalışma mekanizması ise oldukça basit: Basınca dayanıklı bir beton küre, 500 ila 800 metre derinlikte deniz altına yerleştiriliyor. Kürenin içi yüzey basıncında hava ile doldurulurken, alt kısmında yer alan çift yönlü pompa sayesinde sistem elektrik üretebiliyor ve suyun pompalanması ile küre tekrar enerji depolayabiliyor.

Bu inovasyon, mevcut teknolojilerle uyumlu olacak şekilde geliştirildi. Örneğin, kullanılan pompalar hali hazırda petrol çıkarma için kullanılan sistemlere dayanıyor. Beton kürelerin üretimi, liman kenarında kurulan 3D beton yazıcılarla yapılarak nakliye ve üretim maliyetlerini azaltıyor. Girişimin arkasındaki fikir Alman mühendislerden gelse de uygulamayı hayata geçiren Sperra Enerji, ilk etapta 10 metre çapında küreler ile 500 kW güç üretimi ve 600 kWs enerji depolama kapasitesi hedefliyor. Gelecekte ise 30 metre çaplı küreler ile 20 MWs gibi yüksek bir enerji depolama kapasitesine ulaşılması planlanıyor.

Sistem, tam tur verimlilik açısından %70-80 arasında bir başarı sağlıyor. Her ne kadar enerji kaybı gözlemlense de, özellikle rüzgarlı günlerde açık deniz türbinlerinin ürettiği fazla elektriği depolamak, ekonomik ve çevresel açıdan önemli bir çözüm sunuyor. Kimyasal ve sınırlı ömre sahip bataryalar yerine bu mekanik enerji depolama yöntemi, hem maliyet hem de çevresel etki açısından oldukça uygun bir alternatif oluşturuyor. Bu teknoloji, deniz dibi elektrik hatlarının aynı zamanda depolama sistemleriyle entegre olmasını sağlayarak, yüzer rüzgar türbinlerinin yaygınlaşması ile daha fazla kullanılabilir hale gelecek. Özellikle derin denizlere yakın ve beton üretim maliyetlerini düşük tutabilen ülkeler için bu sistemin büyük bir potansiyel sunduğu belirtiliyor.

Intel CEO’su, Snapdragon işlemcili bilgisayarların iade edildiğini öne sürdü!

0

Intel‘in geçici CEO’su Michelle Johnston Holthaus, Qualcomm’un Snapdragon işlemcilerle donatılmış ARM tabanlı dizüstü bilgisayarlarının, piyasada yaşanan uyumluluk sorunları nedeniyle perakendecilerden yüksek iade oranlarıyla karşılaştığını iddia etti. Holthaus, Barclays 22. Yıllık Küresel Teknoloji Konferansı’nda yaptığı açıklamada, ARM tabanlı sistemlerin uyumluluk sorunları nedeniyle kullanıcılar arasında hayal kırıklığı yarattığını vurguladı. CEO, özellikle kurulum sırasında beklenen performansın sergilenememesi ve yazılımın düzgün çalışmamasının, bu iade taleplerinin ardındaki ana nedenler olduğunu ifade etti.

Intel CEO’su, Snapdragon işlemcili bilgisayarların iade edildiğini söyledi

2024’ün üçüncü çeyreğinde, Qualcomm Snapdragon X Elite işlemcili cihazlar, PC pazarının yalnızca %0,8’ini oluşturdu. ARM tabanlı sistemlerin toplam pazar payı ise %10 civarında seyrederken, bu cihazların büyük çoğunluğu Apple’ın M serisi işlemcili bilgisayarlarından oluşuyor.

Intel CEO'su, Snapdragon işlemcili bilgisayarların iade edildiğini söyledi.
Intel CEO’su, Snapdragon işlemcili bilgisayarların iade edildiğini söyledi.

Qualcomm’un birkaç yıl içinde ARM mimarisine dayalı işlemcilerin, PC pazarının %50’sini oluşturacağına dair iyimser tahminleri şimdilik gerçekçi görünmüyor. Bunun nedeni, Snapdragon X tabanlı bilgisayarların yavaş benimsenmesine yol açan yazılım uyumluluğu eksikliği, düşük oyun performansı ve Intel ile AMD’nin sunduğu daha rekabetçi fiyat seçenekleri olarak gösteriliyor.

Holthaus, ARM tabanlı PC’lerin gelecekte önemli bir pazar payı elde etme şansını sorgularken, artan rekabetin kendileri için dikkat edilmesi gereken bir faktör olduğunu kabul etti. Qualcomm’un iddialı hedefleri ve Apple’ın pazar liderliğine karşın, ARM mimarisine dayalı PC’lerin, yazılım desteği ve performans optimizasyonu konusunda ciddi ilerlemeler kaydetmedikçe yaygınlaşması zor görünüyor. Bu durum, PC kullanıcılarının uyumluluk ve performans açısından güvenilir çözümler sunduğunu düşündükleri Intel ve AMD tabanlı sistemlere yönelmeye devam edeceğine işaret ediyor.

Broadcom’un piyasa değeri, 1 trilyon doları geçti!

0

Broadcom, ABD merkezli önde gelen çip üreticisi olarak, piyasa değerini 1 trilyon doların üzerine çıkararak teknoloji dünyasında tarihi bir başarıya imza attı. Şirketin hisseleri, açıklanan güçlü finansal verilerin ardından %20 oranında değer kazandı ve bu yükseliş, Broadcom’un piyasa değerini 1,03 trilyon dolara taşıdı. Bu gelişme, Broadcom’u dünyanın en değerli 10 şirketi arasına sokarken, özellikle yapay zeka gelirlerinde elde edilen büyük sıçrama, bu başarının temelini oluşturdu.

Broadcom’un piyasa değeri, 1 trilyon doları resmen aştı

Şirketin 4. çeyrek finansal sonuçları, beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşti. Broadcom, toplam gelirini geçen yılın aynı dönemine göre %51 artırarak 14,05 milyar dolara ulaştı. Bu büyük gelir artışında, yapay zeka çiplerine yönelik talebin hızla artması ve Broadcom’un bu alanda kaydettiği stratejik ilerlemeler etkili oldu.

Şirketin net karı ise %23 oranında büyüme kaydederek 4,32 milyar dolara çıktı. Özellikle dikkat çekici olan bir diğer veri ise yapay zeka çiplerinden elde edilen gelirin %220 gibi inanılmaz bir artışla 12,2 milyar dolara yükselmesiydi. Bu sonuçlar, Broadcom’un sadece yapay zeka alanında değil, genel teknoloji sektörü içinde de büyük bir rekabet avantajı elde ettiğini ortaya koyuyor.

Şirketin hisseleri yıl başından bu yana toplamda %60 değer kazanarak, özellikle teknoloji ve finans piyasalarının dikkatini çekti. 15 Aralık 2024 tarihinde ulaşılan bu tarihi kilometre taşı, Broadcom’un gelecekteki büyüme potansiyeline ilişkin olumlu beklentileri de artırdı. Hisselerinin fiyatı 221 dolara ulaşarak tarihi zirvesini görürken, bu başarıda şirketin yapay zeka ürün portföyünü genişletme stratejisi kritik bir rol oynadı. Broadcom, bu etkileyici performansıyla, yalnızca çip üretiminde değil, yapay zeka uygulamalarına özel donanımlar üretme konusundaki lider konumunu da pekiştirdi. Bu tarihi başarının ardından şirketin gelecekteki finansal sonuçları, yapay zeka ve çip teknolojilerindeki inovatif projelerle daha da şekilleneceğe benziyor.

NASA’nın Mars aracı, büyüleyici fotoğraflar çekti!

0

NASA’nın Mars keşif aracı Perseverance, yaklaşık üç buçuk ay süren zorlu bir tırmanışın ardından Jezero Krateri’nin kenarına ulaşarak unutulmaz görüntüler yakalamayı başardı. Aracın bu tırmanışı, yüzde 20 eğim ve kaygan zemine rağmen 500 metre dikey bir yükselişi içeriyordu. NASA’nın Jet İtki Laboratuvarı’ndan Steven Lee, Perseverance’ın bu başarıyı elde etmesi için ekip tarafından yenilikçi yöntemlerin geliştirildiğini ve zorlu koşullara rağmen aracın görevini başarıyla tamamladığını açıkladı.

NASA’nın Mars aracı, büyüleyici fotoğraflar çekiyor

Perseverance, Şubat 2021’de Mars’a iniş yaptığından bu yana Jezero Krateri’nde yaşam izleri aramak ve Dünya’ya gönderilecek örnekleri toplamak üzere çalışıyor. Şimdiye kadar dört bilimsel kampanya yürüten keşif aracı, “Northern Rim” adı verilen yeni bir göreve başlamaya hazırlanıyor.

NASA’nın Mars aracı, büyüleyici fotoğraflar çekiyor.

Bu görevde Mars’ın erken dönemine ait kayaçları inceleyerek hem Kızıl Gezegen’in hem de Dünya’nın oluşum süreçleriyle ilgili kritik bilgiler elde etmeyi hedefliyor. İncelenecek kayaçların, Jezero Krateri’nin yaklaşık 3,9 milyar yıl önce bir göktaşı çarpması sonucu oluştuğu döneme ait olduğu ve Mars’ın derinliklerinden yüzeye fırladığı düşünülüyor.

Keşif aracı, Jezero Krateri’nin kenarındaki “Lookout Hill” noktasına ulaştıktan sonra 450 metre uzaklıktaki “Witch Hazel Hill” adını taşıyan ilginç bir kayaç oluşumuna doğru hareket etti. Ardından, 3,2 kilometre güneyde yer alan ve Jezero Krateri’nin çarpma etkilerinden daha az zarar görmüş olduğu tahmin edilen “Lac de Charmes” bölgesine yönelmesi planlanıyor. NASA yetkilileri, bu bölgenin daha iyi korunmuş jeolojik kalıntılar barındırabileceğini vurguluyor. Perseverance’ın bu yeni bilimsel kampanyası, bir yıl sürecek ve araç, dört farklı jeolojik bölgeyi ziyaret ederek toplam 6,4 kilometrelik bir mesafe kat edecek. Bu süreçte, aracın daha pek çok bilimsel bulguyu ortaya çıkarması bekleniyor.

NVIDIA GeForce RTX 5070 Ti, bu özelliklerle gelecek!

0

Nvidia, GeForce RTX 5070 Ti ekran kartıyla dikkatleri yeniden üzerine çekmeye hazırlanıyor. Blackwell tabanlı Nvidia GeForce RTX 5000 serisinin CES 2025 fuarında tanıtılması beklenirken, serinin öne çıkan modellerinden biri olan GeForce RTX 5070 Ti’ye dair detaylar gün yüzüne çıkmış durumda.

NVIDIA GeForce RTX 5070 Ti, bu özelliklerle geliyor

Bu yeni ekran kartının, selefi GeForce RTX 4070 Ti’ye kıyasla yüzde 25 ila 30 arasında daha yüksek performans ve bant genişliği sunacağı belirtiliyor. Özellikle oyun ve grafik yoğunluklu işlerde büyük bir sıçrama vadeden RTX 5070 Ti, oyuncular ve içerik üreticileri için önemli bir alternatif olacak.

NVIDIA GeForce RTX 5070 Ti, bu özelliklerle geliyor.

Nvidia GeForce RTX 5070 Ti’nin kalbinde yer alan GB203-300 grafik birimi, RTX 5080’in yongasının biraz daha kırpılmış bir versiyonu olarak karşımıza çıkıyor. 8960 çekirdek barındıran bu grafik birimi, 300W enerji tüketimine sahip ve gerektiğinde 350W seviyesine ulaşabiliyor. 256-bit veri yolu üzerinde çalışan 16GB GDDR7 bellek, 28Gbps hızla dikkat çekiyor ve toplamda 896GB/s bant genişliği sağlıyor. Bu güçlü teknik özellikler, yeni nesil oyunlarda yüksek çözünürlük ve kare hızı performansını garanti ediyor.

Şirketin 2025’in ilk yarısında toplam altı farklı RTX 5000 serisi ekran kartını piyasaya sürmeyi planladığı iddia ediliyor. GeForce RTX 5090 serinin zirvesinde yer alırken, onu RTX 5080 ve RTX 5070 Ti takip edecek. Nvidia, geçtiğimiz yıllarda yapay zekâ alanında elde ettiği başarılardan sonra yeniden oyuncu topluluğuna odaklanmış gibi görünüyor. RTX 5070 Ti, performans artışı ve yenilikçi özellikleriyle hem teknolojiseverleri hem de oyuncuları tatmin edecek bir çözüm sunmayı hedefliyor

Tarihin ilk gezegenler arası kaza soruşturması tamamlandı!

NASA’nın Mars yüzeyindeki tarihi helikopteri Ingenuity’nin 18 Ocak 2024’te yaşadığı düşüş, kapsamlı bir soruşturmanın ardından aydınlatıldı. Yaklaşık bir yıl süren analiz sürecinde, Jet Propulsion Laboratory (JPL) tarafından 100 milyon mil öteden yönetilen bu benzersiz inceleme, Mars’taki ilk gezegenler arası kaza olarak kayıtlara geçti. Kazanın nedenleri detaylı bir şekilde ele alınarak, helikopterin navigasyon sisteminin alışılmadık koşullar altında verdiği tepkiler incelendi.

Tarihin ilk gezegenler arası kaza soruşturması sonuçlandı

Başlangıçta yalnızca beş uçuş için tasarlanmış bir teknoloji gösterimi olarak görev yapan Ingenuity, olağanüstü bir performans sergileyerek Mars araştırmalarında çığır açtı. Üç yıl boyunca toplamda 72 başarılı uçuş gerçekleştiren bu küçük helikopter, iki saati aşkın uçuş süresiyle bekleneni katbekat aşarak Mars keşif misyonunda öncü bir role dönüştü. Perseverance gezgini için kritik keşif verileri sağlayan helikopter, bu dönüm noktası niteliğindeki görevleriyle tarihte eşsiz bir iz bıraktı.

Tarihin ilk gezegenler arası kaza soruşturması sonuçlandı.

Soruşturma ekibinin açıkladığı verilere göre, kazanın ana nedeni helikopterin navigasyon sisteminin görsel referans eksikliğinden etkilenmesiydi. Ingenuity, daha önce uçtuğu çakıllı yüzeylerin aksine, son uçuşunda düz ve kumlu bir alanda gerekli referans noktalarını bulamadı. Bu durum, helikopterin iniş hızını doğru bir şekilde hesaplayamamasına ve 40 fit yüksekliğin ardından dramatik bir şekilde yere çakılmasına yol açtı. JPL’nin baş pilotlarından Havard Grip, kumlu yüzeyin sebep olduğu görsel yanılsamanın navigasyon yazılımında ciddi problemlere neden olduğunu ve bunun da helikopterin kontrolsüz bir şekilde düşmesiyle sonuçlandığını açıkladı. Düşme sonucu rotorlar hasar gördü ve helikopterin iletişim sistemleri devre dışı kaldı.

Bu kaza, yalnızca Ingenuity’nin sonunu işaret etmekle kalmadı, aynı zamanda NASA için önemli dersler sundu. Soruşturmanın bulguları, gelecekte Mars ve diğer gezegenler için tasarlanacak uzay araçlarının navigasyon sistemlerinin çok yönlü bir şekilde geliştirilmesi gerektiğini ortaya koydu. NASA, bu bilgileri kullanarak özellikle kumlu ve düz yüzeylerde daha etkili çalışabilecek gelişmiş sistemler üzerinde çalışmalarını sürdürecek. Ingenuity’nin başarısı ve bu kazadan elde edilen dersler, gelecekteki gezegen keşif misyonları için ilham verici bir yol haritası sunmaya devam edecek.

BYD, satışlarda Ford ve Honda’yı geride bırakabilir!

0

Çin’in en büyük elektrikli araç üreticisi BYD, küresel pazarda büyük bir yükselişe geçiyor ve 2024 yılı itibarıyla Ford ve Honda gibi otomotiv devlerini geride bırakma yolunda ilerliyor. Kasım ayı satış verileri, BYD’nin hedeflediği yıllık 4 milyon araç satışını aşacağını ve 2025 yılı için belirlediği 5-6 milyon araç üretim hedefine doğru hızla ilerlediğini gösteriyor.

BYD, satışlarda Ford ve Honda’yı geride bırakacak

2003 yılında kurulan BYD, hızlı bir büyüme süreci geçirdi ve Tesla’nın ardından sektörde lider konumuna yükseldi. 2024 yılı itibarıyla 3,76 milyon araç teslim eden şirket, Kasım ayında ise 506.804 araç satmayı başardı. Bu, firmanın Aralık ayında hedefinin de üzerinde bir performans göstereceğini işaret ediyor.

BYD, satışlarda Ford ve Honda'yı geride bırakacak.

BYD, özellikle plug-in hibrit teknolojisine sahip yeni nesil modelleriyle Çin pazarındaki liderliğini güçlendirirken, Çin Binek Araçlar Birliği (CPCA) verilerine göre pazar payını 2023 yılındaki yüzde 12,5’ten yüzde 16,2’ye yükseltti. Volkswagen’in Çin pazarındaki payı ise aynı dönemde yüzde 14,2’den yüzde 12,5’e geriledi. Şirketin bu hızla büyümesini sürdürmesi halinde, önümüzdeki 12 ayda 6 milyon araç satması ve General Motors, Stellantis gibi devlerle aynı ligde yer alması bekleniyor.

BYD, büyüme stratejilerini hızlandırmak için üretim kapasitesine 200.000 birim daha ekleyerek ve 200.000 yeni çalışan alarak kapasitesini artırdı. 2023 yılı sonunda yaklaşık 703.500 çalışanı bulunan şirket, Eylül 2024 itibarıyla çalışan sayısını 1 milyona çıkarmayı hedefliyor. Çin’deki rekabetçi fiyat savaşı ve ölçek ekonomisinden yararlanan BYD, maliyetlerini düşürüp tedarikçilerinden fiyat indirimleri talep ederek avantaj sağladı. Bu strateji, birçok yabancı otomobil üreticisinin Çin pazarındaki zorluklarını daha da derinleştiriyor. Örneğin, General Motors, Çin operasyonlarında yaşadığı zorluklar nedeniyle 5 milyar dolardan fazla zarar açıkladı.

Tesla Cybercab, %50 daha az parça ile üretilecek!

Tesla’nın tamamen sürücüsüz elektrikli aracı Cybercab, minimalist tasarımı ve verimlilik odaklı yaklaşımıyla dikkat çekmeye devam ediyor. İki kişilik kompakt bir robotaksi olarak tasarlanan bu araç, Tesla Model 3’e kıyasla %50 daha az parça ile üretilecek şekilde optimize edilmiş.

Tesla Cybercab, %50 daha az parça ile üretiliyor

Tesla’nın Cybercab Baş Mühendisi Eric E., bu tasarımın, dünya genelinde yolculukların %82’sinin iki veya daha az yolcu ile yapıldığını dikkate alarak geliştirildiğini ifade ediyor. İki koltuklu yapı, aracın yalnızca daha aerodinamik olmasını değil, aynı zamanda üretim maliyetlerinin düşürülmesini ve verimliliğin artırılmasını sağlıyor.

Tesla Cybercab, %50 daha az parça ile üretiliyor.

Cybercab’in yenilikçi tasarımı, iç mekân düzenlemesiyle temizlik ve bakım süreçlerini de kolaylaştırıyor. TesAli tarafından yayımlanan bir videoya göre, Cybercab’in gövde yapısı, Tesla Model Y’deki 200 parçaya kıyasla yalnızca 80 parçadan oluşuyor. Bu özellik, hem üretim sürecini sadeleştiriyor hem de aracın dayanıklılığını artırıyor. Kompakt boyutlarına rağmen, Cybercab’in bagaj kapasitesi oldukça geniş. İki büyük valiz, iki kabin boy valiz ve birkaç golf çantasını aynı anda taşıyabilecek kadar geniş bir alan sunuyor. Ayrıca bazı bisiklet modelleri ve katlanabilir tekerlekli sandalyeler de bagaja kolayca sığabiliyor.

Cybercab için Tesla henüz resmi bir çıkış tarihi açıklamasa da, CEO Elon Musk, aracın 2026 yılına kadar 30 bin dolar ile 45 bin dolar arasında bir fiyatla piyasaya sürülmesinin planlandığını belirtti. Bu özellikleriyle Cybercab, verimlilik ve çevre dostu taşımacılık alanında önemli bir kilometre taşı olmaya aday.

Wuling Hongguang mini EV’nin ikinci nesli tanıtıldı!

Çin pazarında büyük bir başarı elde eden elektrikli mini otomobil Wuling Hongguang Mini EV’nin ikinci nesli resmen tanıtıldı. SAIC, General Motors ve Guangxi’nin ortak girişimi olan Wuling, yeni nesil Hongguang Mini EV için rezervasyonların başladığını duyurdu. Yeni model, dört kapılı seçeneğinin yanı sıra iki kapılı versiyonla da satışa sunulacak.

Büyük satış başarısı

2020 yılında tanıtılan ilk nesil Hongguang Mini EV, bugüne kadar 1,4 milyondan fazla satış rakamına ulaşarak dikkat çekmişti. Bu büyük başarının ardından çeşitli versiyonlar çıkarılsa da, yeni nesil Hongguang Mini EV önemli bir yenileme sürecinden geçerek kullanıcıların beğenisine sunuluyor.

Büyüyen boyutlar ve yenilikler

Adından da anlaşılacağı üzere mini bir otomobil olan Hongguang Mini EV, yeni nesilde daha büyük boyutlara sahip. Araç, 3256 mm uzunluk1510 mm genişlik1578 mm yükseklik ve 2190 mm dingil mesafesi ile geliyor. Bu boyutlar, aracın daha geniş bir iç mekan sunmasını sağlıyor.

Yeni nesil Hongguang Mini EV’nin iç tasarımında da önemli değişiklikler bulunuyor. Artık sürücü gösterge ekranının yanında ortada bir multimedya ekranı da yer alıyor. Dış tasarımda ise önceki neslin köşeli hatları ve dikdörtgen far tasarımı yerine, daha yumuşak hatlar ve yuvarlak farlar tercih edilmiş.

Performans ve menzil

Hongguang Mini EV’ye 30 kW gücünde bir elektrik motoru eşlik ediyor. Maksimum hızı önceki nesilde olduğu gibi 100 km/s ile sınırlı. Araç, 16,2 kWh lityum demir fosfat (LFP) batarya ile donatılmış durumda ve CLTC ölçümlerine göre 205 km menzil sunuyor. Farklı batarya seçeneklerinin de ilerleyen dönemlerde sunulması bekleniyor.

Fiyat beklentisi

Yeni nesil Hongguang Mini EV’nin fiyatları henüz resmen açıklanmadı. Ancak ilk neslin 4.500 dolar ile 14.000 dolararasında bir fiyat etiketiyle satıldığını hatırlatalım. Yeni modelin de benzer fiyat aralığında olması bekleniyor.

Elektrikli mini otomobil segmentinde popülerliğini koruyan Hongguang Mini EV, yenilenen tasarımı ve dört kapılı versiyonuyla daha geniş bir kitleye hitap etmeyi hedefliyor.

Masaüstü Snapdragon X Elite 2 işlemciler yakında çıkıyor!

0

Qualcomm, masaüstü işlemci pazarına yönelik stratejileriyle dikkatleri üzerine çekmeye hazırlanıyor. Snapdragon X Elite serisiyle mobil cihazlarda başarılı bir giriş yapan şirket, bu kez masaüstü rekabetine doğrudan dahil olmak için kolları sıvadı. 2025 yılında tanıtılması beklenen Snapdragon X Elite 2 serisi, sektördeki mevcut dengeleri değiştirebilecek potansiyeliyle gündeme oturdu.

Masaüstü Snapdragon X Elite 2 işlemciler yakında çıkabilir

Kod adı “SC8480XP” olan işlemciler üzerinde çalışıldığı ve test süreçlerinin sıvı soğutma sistemleriyle gerçekleştirildiği öne sürülüyor. Şu an için teknik detaylar sınırlı olsa da, Qualcomm’un bu yeni işlemcilerinde x86 mimarisine yer vereceği ve böylece doğrudan Intel ve AMD ile rekabete gireceği ifade ediliyor.

Masaüstü işlemci segmentine giriş, Qualcomm için dizüstü bilgisayar pazarındaki mücadeleye kıyasla daha zorlu bir meydan okuma olacak. Şirketin yalnızca iki büyük oyuncuyla rekabet etmekle kalmayıp, aynı zamanda araştırma-geliştirme yatırımlarını ve üretim kapasitesini de ciddi şekilde artırması gerekecek. Tüm bu iddiaların henüz resmi bir açıklamayla doğrulanmadığını da hatırlatmak önemli. Ancak sızıntılar, Qualcomm’un bu hedef için agresif bir strateji izlediğini gösteriyor.

Snapdragon X Elite 2 serisinin başarısı, şirketin masaüstü pazarındaki etkisini belirleyecek kritik bir adım olabilir. Ancak ARM tabanlı işlemcilerin masaüstü bilgisayarlarda geniş bir kullanıcı kitlesine hitap edebilmesi, sadece yüksek performansla değil, aynı zamanda yazılım uyumluluğu ve kullanıcı deneyimi gibi faktörlerle mümkün olacak. Qualcomm’un sektöre neler katacağını ve bu mücadelede nasıl bir yol izleyeceğini önümüzdeki yıllarda hep birlikte göreceğiz.

Ticarileşmeye çalışan OpenAI, yeni engellerle karşılaştı!

0

ChatGPT geliştiricisi OpenAI, kâr amacı gütmeyen bir yapıdan, tamamen ticari bir organizasyona dönüşme yönünde aldığı kararla büyük bir tartışmanın kapısını araladı. Bu değişim, teknoloji dünyasında üretken yapay zekânın öncüsü olarak görülen ChatGPT’yi daha önce benzeri görülmemiş bir eleştiri odağı haline getirdi. Kuruluşundan itibaren kâr amacı gütmeyen bir organizasyon olarak faaliyet gösteren OpenAI, bünyesindeki ticari faaliyetleri yöneten kolunu ana şirket konumuna getirmeyi ve kâr amacı gütmeyen bölümünün payını azaltmayı hedefliyor. Bu adım, organizasyonun ticari bir yapıya dönüşümünü tamamlamayı planladığını ortaya koyuyor.

Ticarileşmeye çalışan OpenAI, yeni engellerle karşılaşıyor

Elon Musk, bu radikal dönüşüm fikrine ilk karşı çıkan isimlerden biri oldu. OpenAI’nin kuruluşunda yer alan Musk, başlangıçta organizasyonun şirketleşmesini önerirken, şimdi bu yaklaşımın yapay zekâ sektörüne ciddi zarar vereceği gerekçesiyle yasal itirazda bulundu.

Ticarileşmeye çalışan OpenAI, yeni engellerle karşılaşıyor.
Ticarileşmeye çalışan OpenAI, yeni engellerle karşılaşıyor.

Meta ise Kaliforniya Savcılığı’na sunduğu bir dilekçede, OpenAI’nin bu değişimiyle sektördeki rekabeti haksız bir şekilde şekillendireceğini belirtiyor. Meta’ya göre, bu dönüşüm milyarlarca dolarlık yatırım alan büyük kuruluşların, önce vakıf sonra ticari şirket olma stratejisiyle sektöre yön vermesine zemin hazırlayabilir. Bu durumun, daha küçük çaplı girişimlerin rekabet edebilme imkanlarını sınırlayacağı iddia ediliyor.

OpenAI cephesinden gelen açıklamalarda ise bu eleştirilerin yersiz olduğu savunuluyor. Kâr amacı gütmeyen bölümün, kuruluşun misyonunu gerçekleştirmede her zamankinden daha güçlü bir rol oynayacağını ifade eden OpenAI, değerlerinin ve hedeflerinin bu dönüşüm sürecinde korunacağının altını çiziyor. Ancak sektördeki büyük oyuncuların ve kamuoyunun tepkisi, bu değişim kararının önümüzdeki süreçte daha fazla yasal ve etik tartışmaya yol açabileceğini gösteriyor.

Prag şehri, metro tünelleri sayesinde ısınacak!

0

Çekya’nın başkenti Prag, metro tünellerini yenilikçi bir şekilde enerji yönetimine entegre ederek çevreci bir ısıtma ve soğutma sistemi hayata geçirmeye hazırlanıyor. Nové Dvory metro istasyonu çevresinde inşa edilecek 17 binada ve toplamda 200.000 metrekarelik bir alanda toprak temelli ısı pompası kullanılacak. Bu sistem sayesinde kışın binalar jeotermal enerjiyle ısıtılacak, yazın ise serinletilecek. Bu sürdürülebilir çözüm, hem enerji tasarrufu sağlamayı hem de doğalgaz kullanımını azaltarak karbon salımını düşürmeyi hedefliyor.

Prag şehri, metro tünelleri sayesinde ısınıyor

Toprak kaynaklı ısı pompaları, toprak sıcaklığının yaz ve kış mevsimlerine göre sabit kalmasından faydalanır. Kışın toprağın hava koşullarına kıyasla daha sıcak olması ısıtma için avantaj sağlarken, yazın daha serin olması soğutma verimliliğini artırır. Ancak bu sistemin en büyük dezavantajı, yüksek maliyetli sondaj çalışmaları gerektirmesidir. Metro tünelinin enerji sistemine entegre edilmesiyle Prag, sondaj maliyetlerini sıfıra indirerek bu engeli aşmayı başardı.

Prag şehri, metro tünelleri sayesinde ısınıyor.

Tünellerin duvarlarına sıvı geçiren borular yerleştirilecek ve bu borular, toprakla ısı alışverişini sağlayarak sistemi etkin bir şekilde çalıştıracak. Ayrıca toprağın yüksek ısıl iletkenliği sayesinde sıcaklık yıl boyunca dengede tutulacak, böylece performans kaybı yaşanmayacak.

Bu çözüm, yıllık 10.000 MWh ısıtma ve 15.000 MWh soğutma kapasitesiyle doğrudan çevreci bir alternatif sunuyor. Üstelik düşük enerji tüketimiyle çalışması, fosil yakıtlara olan bağımlılığı büyük ölçüde azaltıyor. Prag, bu projeyle şehir planlamasında enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik adına önemli bir adım atarken, metro tünellerinin gelecekte şehirlerin enerji altyapısında nasıl değerlendirilebileceğine dair diğer metropollere ilham veriyor.

Yapay zeka güncellemesi, iPhone’larda ısınma sorununa yol açtı!

0

Apple’ın iOS 18.2 güncellemesi, kullanıcılara yapay zekâ tabanlı yeni özellikler getirerek cihazların yeteneklerini bir adım öteye taşırken, aynı zamanda önemli performans sorunlarına yol açmış durumda. Güncellemeyle birlikte tanıtılan Image Playground ve Genmoji gibi uygulamalar, cihaz üzerinde yerel yapay zekâ işlemleri yaparak kullanıcı gizliliğini korumayı hedefliyor. Ancak, özellikle görsel üretimi gibi yoğun işlem gücü gerektiren işlemler, iPhone’ların işlemci ve grafik birimlerini zorlayarak aşırı ısınma problemlerine neden oldu. Bu durum, soğuk bir şaka konusu haline gelmiş olsa da, birçok kullanıcı için ciddi bir deneyim sorunu teşkil ediyor.

Yapay zeka güncellemesi, iPhone’larda ısınma sorununa yol açıyor

Reddit gibi platformlarda kullanıcılar, yeni özelliklerin özellikle iPhone 16 Pro gibi modellerde dikkate değer bir şekilde cihazı ısıttığını ve bunun günlük kullanımı rahatsız edici bir hale getirdiğini dile getiriyor. Aşırı ısınma sorununun yanı sıra, güncellemenin pil performansını da olumsuz etkilediği belirtiliyor. Cihazlarını aktif olarak kullanan bazı kullanıcılar, bataryanın fark edilir derecede daha hızlı tükendiğini ifade ederken, bu durumun en çok yapay zekâ özellikleriyle ilişkili uygulamalarda ortaya çıktığını aktarıyor. Özellikle FaceTime ve Fotoğraflar gibi popüler uygulamalar da yeni güncellemenin getirdiği yükten etkilenmiş durumda.

Yapay zeka güncellemesi, iPhone'larda ısınma sorununa yol açıyor.

Beta test sürecinde bildirilen sorunların, son sürümle giderilmeden yayınlanmış olması kullanıcılar arasında hayal kırıklığı yaratırken, bir diğer kesim ise bu tür problemleri yaşamadıklarını, sadece cihazlarının hafif bir şekilde ısındığını dile getiriyor. Görünüşe göre sorun her kullanıcıda aynı derecede hissedilmiyor ve cihaz modeline ya da kullanım yoğunluğuna bağlı olarak farklılık gösterebiliyor.

Apple’ın, bu beklenmedik aksaklıkları gidermek için işlemci ve grafik birimlerindeki yükü azaltacak ve enerji tüketimini optimize edecek bir düzeltme güncellemesi üzerinde çalıştığı tahmin ediliyor. Sorun yaşayan kullanıcılar ise cihazlarının performansının ve pil ömrünün eski haline dönmesi için şirketten hızlı bir çözüm bekliyor.

Almanya merkezli teknoloji markası Erazer, Türkiye pazarına giriyor!

0

Almanya merkezli oyun bilgisayarı ve aksesuarları markası Erazer, Türkiye pazarına giriş yapacağını duyurdu. Medion’un bir markası olarak, Avrupa’da büyük bir başarıya imza atan Erazer, 2025 yılı Ocak ayında Türkiye’de satışlarına başlayacak. Geniş ürün yelpazesiyle dikkat çeken Erazer, başlangıçta dizüstü bilgisayar modelleriyle kullanıcılarla buluşacak. Türkiye, yalnızca yerel pazara hitap etmekle kalmayıp, aynı zamanda marka için bölgesel merkez olarak da konumlandırılacak. Erazer, bu stratejiyi Körfez ülkeleri, Türk Cumhuriyetleri ve Balkanlar’a açılarak genişlemeyi hedefliyor.

Almanya merkezli teknoloji markası Erazer, Türkiye pazarına girecek

Erazer’ın Türkiye’ye girişi, oyun sektörüne olan ilgisiyle öne çıkan Türkiye için büyük fırsatlar yaratacak. Ülkedeki genç nüfus, yüksek teknoloji kullanım oranı ve artan oyun tutkusunun Erazer için önemli bir pazar sunduğuna dikkat çekilen açıklamada, bu adımla oyun kültürünü daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefledikleri belirtildi. Medion Kuzey ve Güney Avrupa Genel Müdürü Michiel Van Der Vliet, Türkiye’nin jeopolitik konumunun, global stratejiye büyük katkı sağlayacağını vurguladı.

Almanya merkezli teknoloji markası Erazer, Türkiye pazarına girecek.

Medion Türkiye ve Orta Doğu Ülke Müdürü Cem Çerçioğlu, Türkiye oyun ekosisteminin şirket için çok önemli olduğunu belirterek, Erazer’ın Türk oyunculara kaliteli bir deneyim sunma amacını taşıdığını ifade etti. Hedeflerinin, ilk yıl sonunda Türkiye’deki gaming laptop pazarında ilk 5 marka arasına girmek olduğunu belirten Çerçioğlu, şirketin büyüme stratejisinin, kaliteli ürünlerle ve Intel, NVIDIA gibi global iş ortaklıklarıyla destekleneceğini vurguladı. Erazer, yüksek performanslı ürünleriyle Türk oyunseverlerine hitap etmeyi ve piyasada hızla büyümeyi planlıyor.

Türk pazarına sunulacak Erazer ürünleri arasında, performansıyla dikkat çeken Erazer Beast X40, taşınabilirliğiyle öne çıkan Erazer Major X15, geniş ekran ve güçlü özelliklerle tanıtılan Erazer Deputy P60 ile oyunseverlerin tüm ihtiyaçlarına hitap edecek Erazer Deputy P60i bulunacak. Bu modeller, Intel® Core™ i9 işlemciler ve NVIDIA® GeForce RTX™ GPU’lar gibi üst düzey donanımlara sahip olacak ve 240 Hz QHD ekran gibi gelişmiş özellikler sunacak. Erazer, Türkiye’deki oyun pazarında güçlü bir konum elde etmeyi hedefliyor.

Dijital sadakat yönetim platformu Prevego, 140 bin euro yatırım alıyor!

0

Estonya merkezli dijital sadakat yönetim platformu Prevego, Kayacan Ventures liderliğinde gerçekleşen yatırım turunda 140 bin euro yatırım alarak 1,5 milyon euro değerlemeye ulaştı. Prevego, işletme ve markaların çekiliş süreçlerini dijitalleştirme ve kullanıcı deneyimini iyileştirme hedefiyle geliştirdiği hizmetler sayesinde kısa sürede dikkat çeken bir başarı elde etti. Platform, yüz binlerce ödülün dağıtılmasına aracılık etmiş olmasıyla hem müşteri hem de markalar açısından sadakat yönetiminde etkili bir çözüm olarak öne çıkıyor.

Dijital sadakat yönetim platformu Prevego, 140 bin euro yatırım aldı

2025 yılının ilk aylarında mobil uygulamasını piyasaya sürmeyi planlayan Prevego, “QR ile Çekiliş Sonuçlandırma” gibi yenilikçi özellikleriyle sadakat sürecine farklı bir boyut katıyor. Bu özellik sayesinde işletmeler, çekilişlerini hızlandırıp hem dijital hem de fiziksel ortamda müşterileriyle doğrudan etkileşim kurabiliyor. İşletmelerin QR kod üzerinden bildirim ve kampanya gönderebilmesi, müşteri sadakatini güçlendirmenin pratik bir yolu olarak dikkat çekiyor.

Dijital sadakat yönetim platformu Prevego, 140 bin euro yatırım aldı.

Kayacan Ventures liderliğindeki yatırım turunda, Kayacan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ulaş Kayacan, Prevego’nun küresel pazarda hızla yükseleceğini ve sunduğu çözümlerin dijital dönüşüm açısından büyük bir önem taşıdığını belirtti. Kayacan, çekilişler ve kazanma hissinin dijitalleşerek evrim geçirdiğini, Prevego’nun bu süreci dijital ve fiziksel platformlarla etkili bir şekilde birleştirerek sektöre taze bir soluk getirdiğini ifade etti.

Prevego Kurucusu Berkan Pekyen ise QR kod çekilişlerinin işletmeler için değerli bir araç olduğunu vurguladı. İşletmelerin sosyal medya ve fiziki ortamlar aracılığıyla çekiliş süreçlerini kolayca yönetmelerine olanak tanıyan sistemin, hem markalar hem de tüketiciler için güçlü bir sadakat bağını oluşturduğunu belirtti. Pekyen, bu yeni yatırımla global pazarda büyüme stratejilerini hızlandıracaklarını ve yakın zamanda büyük ortaklıklarla bu süreci daha da ileriye taşıyacaklarını açıkladı. Prevego’nun, dijitalleşen müşteri deneyimi anlayışına yenilikçi bir perspektif sunarak sadakat yönetiminde öncü bir rol üstlenmesi bekleniyor.

Galaxy S25 serisinin tanıtım tarihi ortaya çıktı!

0

Samsung, 2025 yılına damgasını vuracak bir etkinlikle yeni amiral gemisi serisi Galaxy S25’i tanıtmaya hazırlanıyor. Etkinliğin tarihi, sızdırılan bilgilere göre 22 Ocak 2025 olarak belirlendi. Unpacked 2025 etkinliği, San Jose’de yapılacak ve yerel saatle 21:00’de başlayacak olan etkinlik, dünyanın dört bir yanındaki izleyiciler için canlı yayınla gerçekleştirilecek. Bu etkinlik, sadece Galaxy S25 serisinin tanıtımını değil, Samsung’un bir dizi yenilikçi teknolojisinin de ön plana çıkmasını sağlayacak.

Samsung Galaxy S25 serisinin tanıtım tarihi belli oldu

Galaxy S25 serisi, bu etkinliğin başrolünü oynayacak. Samsung, Galaxy S25, S25+ ve S25 Ultra modellerinin yanı sıra, Android XR başlık olarak bilinen “Project Moohan” hakkında da ayrıntılar verecek. Samsung’un bu başlık, Apple’ın Vision Pro’ya rakip olarak geliştirdiği bir teknoloji olarak büyük bir heyecan yaratıyor. Etkinlikte, başlık hakkında pek çok detay gün yüzüne çıkacak; çıkış tarihi, fiyatlandırma bilgisi ve diğer merak edilen özellikler ilk kez bu platformda açıklanacak. Bununla birlikte, Galaxy S25 serisi ile birlikte kullanıcılara sunulacak olan One UI 7 arayüzü de bu etkinlikte resmen tanıtılacak. One UI 7, Samsung’un telefon kullanıcı deneyimini daha da iyileştiren yeni işlevler ve kişiselleştirme seçenekleri sunacak.

Samsung Galaxy S25 Ultra, özellikle dikkat çeken model olacak. Yüksek çözünürlüklü kamera sistemi, geliştirilmiş yapay zeka entegrasyonu, daha güçlü işlemcisi ve gelişmiş pil teknolojisi ile Ultra, teknoloji dünyasında büyük yankı uyandırmaya hazırlanıyor. Bu model, yüksek performans ve fotoğrafçılık yeteneklerini birleştirerek, profesyonel ve günlük kullanıcılara hitap eden yeni bir deneyim sunacak. Özellikle yeni yapay zeka özellikleri, kullanıcıların telefon deneyimlerini daha akıllı hale getirecek, sistem hızını artırarak daha verimli bir kullanım sağlayacak. Ayrıca, etkinlikte Samsung’un yapay zeka alanındaki yeniliklerini tanıtması, önümüzdeki yıllarda bu teknolojilerin telefonlardan öte, tüm dijital yaşamı nasıl etkileyeceğini gösterecek.

Samsung’un Unpacked 2025 etkinliği, yalnızca telefon tanıtımı değil, aynı zamanda şirketin gelecekteki dijital ekosistemine dair daha fazla ipucu verecek bir platform olacak. Yapay zeka, yeni nesil işlemciler ve gelişmiş yazılımlarla donatılan bu cihazlar, Samsung’un 2025 yılı için hedeflediği teknolojik ilerlemelerin anahtarı olacak. Etkinlik, teknoloji dünyasının en dikkatle izlenen organizasyonlarından biri olacak ve Samsung’un inovasyon yolculuğunun ne kadar iddialı bir hal alacağını gözler önüne serecek.

Katı hal bataryalı Honda modelleri 1000 km menzil sunabilir!

Honda, 2030 yılına kadar katı hal bataryalarla donatılmış elektrikli araçlarının tek şarjla 1000 kilometre menzil sunacağını ve bu teknolojinin 2040 itibarıyla menzili 1250 kilometreye kadar çıkarabileceğini duyurdu. Bu gelişme, menzil endişesini tamamen ortadan kaldırma potansiyeli taşıyor ve elektrikli araç kullanıcıları için önemli bir dönüm noktası olabilir. Üstelik bu yeni nesil bataryaların boyutları mevcut sıvı elektrolitli lityum-iyon bataryalara kıyasla %50 daha küçük, ağırlıkları %35 daha hafif ve üretim maliyetleri %25 daha düşük olacak. 2040’ta bu avantajların daha da artması bekleniyor.

Katı hal bataryalı Honda modelleri 1000 km menzil sunacak

Katı elektrolit kullanımı sayesinde bataryaların güvenliği artırılırken, yüksek şarj hızlarına daha iyi uyum sağlanacağı ifade ediliyor. Honda’nın batarya teknolojisi, diğer üreticilerle kıyaslandığında, hem menzil hem de verimlilik açısından rekabetçi bir konumda yer almayı hedefliyor. Örneğin, yakın zamanda Chery, katı hal pillerle 1500 kilometre menzil hedefini açıklamıştı. Görünen o ki, elektrikli araçlar için 1000 kilometrenin üzerinde menzil bir standart haline gelecek.

Ancak bu teknolojiyle ilgili üretim zorlukları mevcut. Şirketin prototip hücreleri henüz ticari olarak uygulanabilir boyutta değil ve tam ölçekli bataryalar için prototiplerin 100 kat büyütülmesi gerekiyor. Ayrıca, seramik ayırıcıların kırılganlığı ve dendrit oluşumunun kısa devre riskine yol açması gibi üretim aşamasında karşılaşılan teknik problemler de çözüm bekleyen önemli konular arasında.

Honda, bu zorlukların üstesinden gelmek için yenilikçi yöntemler geliştiriyor. Rulo presleme ve sürekli karıştırma gibi ileri üretim teknikleri sayesinde elektrolitin eşit bir katman olarak sıkıştırılması ve üretim hızının artırılması planlanıyor. Ayrıca, tesis içindeki nem seviyesinin kontrolü için enerji tasarruflu kapsülleme yöntemleri kullanılacak. Bu, hem üretim maliyetlerini düşürme hem de çevresel etkiyi azaltma potansiyeli taşıyor.

Honda’nın katı hal batarya teknolojisiyle ilgili çalışmalarını hızlandırarak CES 2025 gibi etkinliklerde daha fazla detay paylaşması bekleniyor. Elektrikli araç endüstrisinin geleceğini şekillendirecek bu gelişme, menzil kapasitesinin artırılmasının yanı sıra, daha sürdürülebilir ve maliyet etkin bir üretim süreciyle de dikkat çekiyor.

Yapay zeka girişimi Perciv AI, 2.5 milyon euro tohum yatırımı aldı!

0

Hollanda merkezli derin teknoloji girişimi Perciv AI, radar algılama için yapay zekâ çözümleri geliştirme alanındaki öncü çalışmalarıyla 2.5 milyon euro tohum yatırımı alarak dikkatleri üzerine çekti. Bu yatırım turunda, DayOne Capital ve Keen Venture Partners liderlik yaparken, Türkiye merkezli Vinci Girişim Sermayesi de yatırımcılar arasında yer aldı. Vinci Girişim Sermayesi, otomotiv teknolojileri, Endüstri 4.0 ve enerji yönetimi gibi alanlardaki tecrübelerini yeni yatırımlarla pekiştiriyor. İnci Holding’in stratejik yatırımcısı olduğu Vinci, bu hamlesiyle sürdürülebilir ve yenilikçi çözümleri destekleme misyonunu bir kez daha vurgulamış oldu.

Yapay zeka girişimi Perciv AI, 2.5 milyon euro tohum yatırımı alıyor

Perciv AI’ın geliştirdiği radar ve radar-kamera füzyon teknolojisi, LiDAR teknolojisinin sağladığı yüksek kaliteli algılamayı çok daha düşük maliyetlerle sunarak dikkat çekiyor. Bu yenilik, otomotiv, robotik ve havacılık sektörlerinde her koşulda güvenilir ve ölçeklenebilir algılama imkânı sağlayarak, otonom teknolojilerin benimsenmesini hızlandırmayı hedefliyor. Radar tabanlı algılama sistemleri, özellikle güvenilirlik ve uygun maliyet avantajlarıyla mevcut LiDAR ve kamera tabanlı sistemlere önemli bir alternatif sunuyor.

Perciv AI’ın bu yatırımları, operasyonlarını genişletmesi ve çözümlerini farklı sektörlere yayması için büyük bir itici güç olacak. Şirketin kurucuları Balazs Szekeres, Dr. Andras Palffy ve Srimannarayana Baratam’ın TU Delft’ten gelen akademik uzmanlıkları ve girişimcilik tecrübeleri, bu gelişim sürecinin arkasındaki güçlü bir yapı taşını oluşturuyor. Şirketin CEO’su Balazs, havacılık mühendisliği ve gömülü yazılım geliştirme konularında geniş bilgi birikimine sahipken; CTO Andras, yapay zekâ destekli radar sistemleri konusundaki doktora çalışmaları ve girişimcilik deneyimiyle şirkete stratejik bir vizyon sunuyor. COO Sriman ise bilişsel robotik alanındaki uzmanlığı ve otomotiv sektöründeki teknik-ticari geçmişi ile ekibi tamamlıyor.

Vinci Girişim Sermayesi Yatırım Direktörü Aylin Girgin Özbiliş, Perciv AI’ın radar teknolojisindeki yenilikçi yaklaşımının otonom teknolojiler için dönüştürücü bir potansiyel taşıdığına dikkat çekti. Vinci’nin, sürdürülebilirlik odaklı bakış açısıyla, sadece teknoloji odaklı değil, aynı zamanda çevreye duyarlı çözümleri destekleme taahhüdü de bu yatırımda ön plana çıktı. Bu iş birliğinin, Perciv AI’ın sektördeki etkisini artırması ve daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşması için stratejik bir adım olduğu belirtiliyor.