Microsoft, Avrupa’ya para basmaya devam ediyor!

Microsoft başkan yardımcısı Brad Smith, ülkenin yapay zekâ ve bulut altyapısını genişletmek için İspanya’ya 2,1 milyar dolar yatırım yapma planlarını açıkladı. X platformunda (eski adıyla Twitter) bir paylaşımda bulunan Smith, “İspanya’daki yapay zeka ve bulut altyapımızı önümüzdeki iki yıl içinde 2.1 milyar ABD Doları tutarında genişleteceğimizi duyurmaktan heyecan duyuyorum. Yatırımımız sadece veri merkezleri inşa etmenin ötesinde, İspanya’ya, güvenliğine ve hükümetinin, işletmelerinin ve halkının gelişimine ve dijital dönüşümüne olan 37 yıllık bağlılığımızın bir kanıtıdır” dedi.

İspanya Başbakanı Pedro Sánchez de Microsoft Başkan Yardımcısı ile çekilen bir fotoğrafını yine X platformunda paylaşarak “İspanya’da @Microsoft yatırımı dört katına çıkacak ve 1.950 milyon euroya ulaşacak. İspanyol ekonomisine ve kapsayıcı ve güvenli bir dijital dönüşüm için yol haritamıza duyduğu güven için Microsoft başkanına teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca kamu yönetiminde siber güvenliği güçlendirmek ve yapay zekayı teşvik etmek için iş birliği fırsatlarını analiz ettik. Dijital dönüşümün zorluklarıyla başarılı bir şekilde yüzleşmek için kamu-özel sektör işbirliği şarttır” dedi.

Microsoft’un planlarına ilişkin daha fazla ayrıntı açıklanmadı ve şirket henüz resmi bir açıklama yapmadı. Ancak Smith önümüzdeki hafta Barcelona’da düzenlenecek olan Mobile World Congress 2024 (MWC) kapsamında bir açılış konuşması yapacak. Smith’in MWC etkinliği sırasında Microsoft’un yapay zekâ yol haritası ve Avrupa’ya son dönemde ardı ardına yaptıkları yatırımlar hakkında daha fazla detay vermesi bekleniyor.

Microsoft geçtiğimiz hafta, önümüzdeki iki yıl içinde Almanya’daki yapay zekâ ve bulut altyapısını genişletmek için 3,2 milyar Avro (3,5 milyar $) yatırım yapma planını açıklamıştı. Bu kapsamda yazılım devi, yapay zekâ ve bulut çözümlerine yönelik artan talebi karşılamak için altyapı geliştireceğini ve yeni model ve uygulamaları kapsayan 2 milyondan fazla kişiyi eğiteceğini söyledi.

Microsoft daha önce de Kasım ayında Birleşik Krallık’ta yapay zekâ için veri merkezleri inşa etmek üzere 2,5 milyar sterlin yatırım yapmayı planladığını açıklamış ve ülkenin Avrupa’nın önemli bir yapay zekâ merkezi olma iddiasını desteklemişti. Üç yıla yayılacak olan finansman, makine öğrenimi ve yapay zeka modellerinin geliştirilmesi için çok önemli olan 20.000’den fazla gelişmiş Grafik İşlem Birimi’nin (GPU) 2026 yılına kadar Londra, Cardiff ve ‘kuzey İngiltere’ye potansiyel genişleme’ tesislerinde İngiltere’ye getirilmesini içerecek.

Analistler bu hamlelerin hem Microsoft hem de Avrupa adına son derece önemli yatırım taahhütleri olduğunu söylerken, bir yandan da AB Dijital Yasası ve düzenleyiciler nezdindeki rekabet soruşturmaları açısından Microsoft’un bölgede devam eden lobi faaliyetlerinin bir parçası olduğu yorumunda bulunuyorlar.

Web sitelerine sızmak için yapay zekâ kullanılabilir!

Üretken yapay zekâ araçları (GenAI) ve büyük dil modelleri (LLM), günümüzde metin yazarlığından grafik tasarıma, video dublajı ve altyazı oluşturmadan kısa videolar üretmeye dek pek çok alanda başarıyla kullanılabiliyor. Şimdi ise araştırmacılar bu araçları ve dil modellerinin bir web sitesine sızma gibi kötücül amaçlarla da kullanılabileceğini gösterdi.

Illinois Üniversitesi Urbana-Champaign’e (UIUC) bağlı bilgisayar bilimcilerin araştırması özellikle GPT 4’ün diğer sistemlerle otomatik etkileşim sağlayan araçlarla bir araya geldiğinde, kendi başına kötü niyetli ajan olarak hareket edebileceğini gösteriyor. Araştırmacılar, herhangi bir insan yönlendirmesi olmadan savunmasız web sitelerine sızma gerçekleştirmek için birkaç büyük dil modelini (LLM’ler) silah olarak kullanarak bunu gösterdiler. Önceki araştırmalar, güvenlik kontrollerine rağmen LLM’lerin kötü amaçlı yazılımların oluşturulmasına yardımcı olmak için kullanılabileceğini gösteriyordu.

Araştırmacılar Richard Fang, Rohan Bindu, Akul Gupta, Qiusi Zhan ve Daniel Kang LLM destekli ajanların – API’lere erişim, otomatik web taraması ve geri bildirim tabanlı planlama için araçlarla donatılmış LLM’ler – web’de kendi başlarına dolaşabileceğini ve gözetim olmadan açık barındıran web uygulamalarına sızma gerçekleştirebileceğini gösterdi. Araştırmacılar bulgularını “LLM Ajanları Web Sitelerini Otonom Olarak Hackleyebilir” başlıklı bir makalede açıkladılar.

UIUC akademisyenleri makalelerinde, “Bu çalışmada, LLM ajanlarının web sitelerini otonom olarak hackleyebileceğini ve güvenlik açığı hakkında önceden bilgi sahibi olmadan karmaşık görevleri yerine getirebileceğini gösteriyoruz” diyor ve ekliyor: “Örneğin, bu ajanlar, bir veritabanı şemasının çıkarılması, bu şemaya dayalı olarak veritabanından bilgi çıkarılması ve nihai saldırının gerçekleştirilmesi gibi çok adımlı bir süreci (38 eylem) içeren karmaşık SQL birleştirme saldırıları gerçekleştirebilir.”

UIUC’de yardımcı doçent olan Daniel Kang, gerçekleştirdikleri testlerin, hiçbir zarar verilmeyeceğinden ve hiçbir kişisel bilginin tehlikeye atılmayacağından emin olmak için sandbox ortamında gerçek web siteleri üzerinde yapıldığını söyledi. Kang “Sızma testleri için üç ana araç olarak OpenAI Assistants API, LangChain ve Playwright tarayıcı test çerçevesini kullandık. OpenAI Assistants API temel olarak bağlama sahip olmak, işlev çağrısı yapmak ve yüksek performans için gerçekten önemli olan belge alma gibi diğer şeylerin çoğunu yapmak için kullanıldı. LangChain temel olarak hepsini sarmak için kullanıldı. Playwright web tarayıcısı test çerçevesi ise web siteleriyle gerçekten etkileşim kurmak için kullanıldı” diyor.

Araştırmacılar 10 farklı LLM kullanarak aracılar oluşturdu: GPT-4, GPT-3.5, OpenHermes-2.5-Mistral-7B, LLaMA-2 Chat (70B), LLaMA-2 Chat (13B), LLaMA-2 Chat (7B), Mixtral-8x7B Instruct, Mistral (7B) Instruct v0.2, Nous Hermes-2 Yi (34B) ve OpenChat 3.5.

İlk ikisi, GPT-4 ve GPT-3.5, OpenAI tarafından işletilen tescilli modeller iken geri kalan sekizi açık kaynak kodludur. En son yinelemesinde en az GPT-4 kadar yetenekli olduğu söylenen Google’ın Gemini modeli ise testler gerçekleştirildiği ve makale yazıldığı sırada henüz mevcut değildi.

Araştırmacılar, LLM-ajanlarına test web sitelerini SQL enjeksiyonu, siteler arası komut dosyası oluşturma ve siteler arası istek sahteciliği dahil olmak üzere 15 güvenlik açığı için araştırttı. Test edilen açık kaynak modellerinin hepsi başarısız oldu. Ancak OpenAI’nin GPT-4’ü beş geçişle yüzde 73,3 ve tek geçişle yüzde 42,7’lik bir genel başarı oranına sahipti. İkinci sıradaki OpenAI GPT-3.5 ise beş geçişte sadece yüzde 6,7 ve tek geçişte yüzde 2,7’lik bir başarı elde etti.

Makalede belirtilen bir açıklama, GPT-4’ün hedef web sitesinden aldığı yanıta göre eylemlerini açık kaynak modellere göre daha iyi değiştirebildiği yönünde. Kang “GPT-4’ün bu hack’lerden bazılarını gerçekleştirmek için, geri izleme de dahil edilirse, 50’ye kadar eylem yapması gerekiyor ve bu da gerçekten gerçekleştirmek için çok fazla bağlam gerektiriyor. Açık kaynak modellerinin uzun bağlamlar için GPT-4 kadar iyi olmadığını gördük” diyor. Geri izleme, bir modelin bir hatayla karşılaştığında başka bir yaklaşım denemek için önceki durumuna geri dönmesini ifade eder.

Araştırmacılar LLM ajanlarıyla web sitelerine saldırmanın maliyet analizini de yaptılar ve yazılım ajanının bir sızma testi uzmanı kiralamaktan çok daha ekonomik olduğunu buldular. Makalede, “GPT-4’ün maliyetini tahmin etmek için en yetenekli ajanı (belge okuma ve ayrıntılı bilgi istemi) kullanarak beş çalıştırma gerçekleştirdik ve girdi ve çıktı belirteçlerinin toplam maliyetini ölçtük” deniyor. “Bu 5 çalıştırmada ortalama maliyet 4.189 dolardı. Yüzde 42,7’lik bir genel başarı oranıyla, bu web sitesi başına toplam 9,81 dolar eder.”

Araştırmacılar, yıllık 100.000 dolar ya da saati 50 dolar ödenen bir insan güvenlik analistinin bir web sitesini manuel olarak kontrol etmesinin yaklaşık 20 dakika süreceğini varsayarak, canlı bir kalem test cihazının bir LLM ajanının maliyetinin yaklaşık 80 dolar ya da sekiz katına mal olacağını söylüyor. Kang, bu rakamlar oldukça spekülatif olsa da, LLM’lerin önümüzdeki yıllarda sızma testi rejimlerine dahil edilmesini beklediğini söyledi.

Girişimciler için yeni bir fırsat!

The Hood TEKMER yöneticileri diğer TEKMER’lerden farklı olarak The Hood’un teknoloji girişimcileri ve şirketleri için ‘’One Stop Shop’’ olma özelliğinde olduğunu ifade ederek şirket kuruluşundan globalleşmeye, pazar araştırmasından, patent ve hukuka kadar bir çok alanda girişimcilere hizmet ve destek vereceklerini ifade ettiler.

The Hood’un 5746 sayılı kanun kapsamında şirketlere vergi ve SGK muafiyetleri sağladıklarını bunun ile ortaklarının sahip olduğunu Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, yerli ve yabancı yatırım ağları ile girişimlere erken aşama yatırım yapacak.

Girişimciler, The Hood kurucu ortaklarından Sistem Global’in 7 ülkedeki ofisleri ile direk bağlantı halinde olabilecek böylelikle globalleşme potansiyeli olan girişimler için önemli bir fırsat doğmuş olacak. Şu an faaliyette olan ofisler arasında Londra, Singapur, Berlin, Brüksel, Dubai, Amsterdam, Taşkent yer almaktadır.

Girişimler devlet teşviklerinden faydalanacaklar

Girişimciler The Hood TEKMER’de çalışmalarını gerçekleştirirken 5746 sayılı kanun kapsamındaki Ar-Ge teşviklerinden de faydalanabiliyor olacak. Bu teşvikler:

  1. Gelir Vergisi Stopajı Teşviki
  2. Damga Vergisi İstisnası
  3. Sigorta Primi İşveren Payı Desteği
  4. Kurumlar Vergisi İndirimi
  5. Gümrük Vergisi İstisnası

Yeşil Sertifikalı Bina, Ofis ve Çalışma Alanları

Paylaşımlı masa, sabit masa ve kapalı ofis modeli ile çalışan The Hood üyelerinin ihtiyaçlarına yönelik birçok çözümü bir arada sunuyor.

Paylaşımlı masa kullanan üyeler, ortak alanlarda yer alan masalarda, açık havada bulunan terasta ve sosyal alanlarda kendi isteğine göre, sınırlara takılmadan istediği yerde özgürce çalışmalarını gerçekleştirebilirler.

Açık ofiste sabit masa kullanan üyeler, The Hood içerisinde yer alan kendileri için tahsis edilmiş özel çalışma alanlarına konumlanabilirler.

Kapalı ofis kullanan üyeler, ekibi ile birlikte rahat bir şekilde çalışabileceği, esnek yapılı ve farklı metrekarelerde konforlu çalışma alanlarına sahip olabilir.

7/24 kullanım imkanı, toplantı odaları, konferans ve etkinlik salonu, podcast stüdyosu, oyun odası, müzik stüdyosu, dinlenme ve uyku odaları, 800 m2 teras ve sosyal alan, sınırsız çay ve kahve, Maslak 42 içerisinde yer alan AVM, spor salonları, yeme içme alanları ve daha fazlası The Hood’da sizleri bekliyor…

Açılışa özel indirimli fiyatlarla hizmete giren The Hood hakkında daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.

Fintek sektöründe yeni bir oyuncu!

Fuzul Holding’in ödeme hizmetleri alanında faaliyet gösteren şirketi Rubikpara, teknoloji ve müşteri memnuniyetine odaklı yapısıyla fintek sektörünün ilk 5 şirketi içerisinde yer almayı hedefliyor. Teknoloji yatırımları sayesinde birçok hizmeti tek bir noktada sunabilen ve yeniliklere çok hızlı bir şekilde cevap verebilen Rubikpara, mikro mimari üzerine inşa ettiği altyapısı ile para transferi, fatura ödemeleri, QR ile ödeme gibi çözümleri bir arada sunabiliyor. Bireysel finansal çözümlerin yanı sıra işletmelerin ödeme ve tahsilat konusundaki tüm ihtiyaçlarına da çözümler üreten Rubikpara, yakın bir zamanda FizikiPOS, SoftPOS, bayi tahsilatı, ön ödemeli kart ve detaylı raporlama gibi ürün ve hizmetlerini piyasaya sürecek. Rubikpara 2024 yılını 3.5 milyar TL işlem hacmi ve %6-8 pazar payı ile kapatmayı hedefliyor.

Teknoloji ve maliyetlerde avantaj

Rubikpara Yönetim Kurulu Başkanı R. Yusuf Akbal, henüz çok genç olan elektronik para ve ödeme hizmetleri alanında faaliyet gösteren Rubikpara’nın Fuzul Holding’ten doğan bir kurum içi girişimcilik örneği olduğunu ve amaçlarının fintek sektörünü büyütmek, değiştirmek, geliştirmek ve aynı zamanda yeni pazar fırsatları yaratmak olduğunu ifade etti. Teknoloji alanındaki yatırımlarını hızlandırarak fintek sektörüne yeni bir soluk getirmeye hazırlandıklarını ve iş ortaklarına sundukları en büyük katkının teknoloji ile maliyetler konusunda olduğunu belirten Akbal, “Çok detaylı ve uzun bir çalışma sonrasında modüler, entegre ve gelişime açık bir altyapıya sahip olduk. Aynı zamanda işletmelere sağladığımız birçok hizmeti tek noktada toplamamız ve kesintisiz hizmetimiz sayesinde dolaylı olarak maliyetlerinde de avantajlar sağlıyoruz. Bireysel kullanıcılarımız için de 2024 yılında birçok yenilik ve sürpriz hazırlıyoruz. Şu anda e-para, ödeme kuruluşu ve para transfer lisanslarımız ile sahadayız. Açık bankacılık ve diğer noktalarda da 2024 yılında olacağız. Dikkatimizi üç farklı noktaya yoğunlaştırıyoruz. B2B olarak faaliyet gösteren ve ek finansal hizmet ihtiyaçları olan kurumsal kullanıcılar, e-ticaret ve online mecralarda olan aynı zamanda mağazacılık ve saha operasyonları olan kurumsal kullanıcılar odaklanacağımız iki alanı oluşturuyor. Yaklaşık 2,5 yıldır teknolojiye ve altyapıya yatırım yapan bir e-para kuruluşu olarak, Fuzul Holding’ten aldığımız güç ve yatırımla, sektörde ilk 5’te yer almayı, 2024 yılını ise 3.5 milyar TL işlem hacmi ve %6-8 pazar payı ile kapatmayı hedefliyoruz” dedi.

Kullanıldıkça ihtiyaca dönüşecek yeni ürün ve hizmetler

2023’ün Rubikpara için teknoloji yılı olduğunun altını çizerek söze başlayan Rubikpara Genel Müdürü İsmail Sevinç, bireysel ve kurumsal tarafta kullanıcıların ihtiyacına yönelik geliştirmelerin yanı sıra kullanıldıkça ihtiyaca dönüşecek yeni ürün ve hizmetlerden oluşan bir ürün yalpazesi sunacaklarını aktardı. Teknoloji yatırımlarımızın odağında yenilikçi ürün ve gelişim olduğunu söyleyen Sevinç, “Fuzul Holding bünyesinde olmamız bir kültürü de beraberinde getiriyor. Sahip olduğumuz bu kültür çerçevesinde 2,5 yıldır Fuzul Holding’in desteğiyle teknolojiye yatırım yapıyor, ekibimizi güçlendiriyor ve ürünlerimizi çeşitlendiriyoruz. Geçtiğimiz yıl, hedeflediğimiz ve ulaştığımız teknolojiyi; B2B çözümlerden bireysel hizmetlere kadar geniş bir yelpazede ürünlerimize entegre etmek ve bunları daha da inovatif olarak farklılaştırmak ile geçti. Mikro mimari üzerine oturmuş ve tümüyle kendine ait bir altyapı ile sahaya çıkıyoruz. İlk etaptaki hedefimiz ise kurumsal ve bireysel müşterilerimizin dijitalleşen finans ile dünyadan beklentilerini bütünleşik olarak sunabilmek ve bunu birçok başarılı proje ile yaygınlaştırmak olacak” diye konuştu.

3D yazıcıda çikolata deneyimi

0

Bir teknoloji yayıncısı çeşitli çikolata kompozisyonlarını Cocoa Press 3D yazıcıda neredeyse 4.000 dolar karşılığında bastı. Bu, net ayrıntılara sahip çikolata tasarımları oluşturmanıza olanak tanıyor. Bu yazıcı bitter, sütlü veya beyaz çikolata içeren kartuşlar kullanıyor.

Cihazın sahibi, çikolatanın baskı konusunda hassas bir malzeme olduğu gerçeğine hazırlıklı olmalı. Her çikolata türü için gereken sıcaklık ayarları tahmin edilemeyebiliyor ve süreç oldukça uzun sürüyor. Gazeteci, yağlı hale getirmek için kakao yağı yerine palm yağı kullanılmasına rağmen, bitter çikolatanın tadının gerçekten de çikolataya benzediğini belirtiyor.

3D yazıcıda çikolata için gerekenler

Açıklamada: “Benim durumumda, yazıcının 65 gramlık çikolata şırıngasının eşit bir sıcaklığa ulaşması bazen saatler alıyordu. Baskıları yavaşlatmadan çok küçük veya sivri bir şey basamayacağınızı hemen fark ettim. Çikolatanın soğuması ve sertleşmesi için zamana ihtiyacı var. yazıcı üstüne başka bir sıcak katman daha yazdırmaya çalışmadan önce. Eşim bitter çikolata hayranı ve kesinlikle tattığımız en iyi şey olmasa da kaliteden memnun kaldı. Ancak aynı şeyi onun için söyleyemem. sütlü veya beyaz çikolatalar, çünkü biraz mumsular ve bana Candy Melts’i hatırlattı. 3D baskı çikolatasının en kötü yanı ısıyı kontrol etmektir” diyor.

Yayıncı çalışmasını şu şekilde açıklıyor: “Yazıcının ekranını taktım, kurulumu tamamladım, kartuşa bir bitter çikolata “kakao çekirdeği” koydum, yıkanabilir bir piston kapağı ekledim, çikolatayı 30 dakika önceden ısıttım, başlat tuşuna bastım ve … hemen püskürtme ucunun silikonunu yemeye çalışmasını izledim. Sorunun Z yüksekliğinden mi yoksa yazdırma kafasının nakliye sırasında biraz mı gevşediğinden emin değilim, ancak her ikisini de ayarladıktan sonra tekrar denedim ve bu inanılmaz 3D baskılı gülü elde ettim. Şahane, kadifemsi ve nefis olduğunu söyleyebilirim. Bu tek baskı için neredeyse bir çubuk çikolatanın tamamı gerekti ama iki dakika sonra kaybolmuştu” diyor.

Böyle bir çalışma için 3D baskıya yeni başlayan birinin, önceden oluşturulmuş bir versiyon için 3.995 dolardan fazla ve 10 hazır çikolata çekirdeği paketi başına 49 dolardan fazla harcaması gerekiyor.

Apple Spotify nedeniyle sorun yaşıyor!

0

Raporlara göre Apple, platformlarındaki müzik akışı rakiplerine erişimi engelleyerek antitröst kurallarını ihlal ettiği iddiaları nedeniyle Avrupa Birliği tarafından 500 milyon Euro para cezasına çarptırılacak.

The Financial Times ve Bloomberg’in Pazar günü konuya aşina kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Avrupa Komisyonu antitröst düzenleyicileri cezayı gelecek ayın başlarında açıklamaya hazırlanıyor. Miktarın Apple üzerinde pek bir etkisi olmayacak olsa da 2.8 trilyon dolarlık piyasa değeriyle bu durum, uygulama geliştiricilerin şirketin App Store kurallarına meydan okumada bir miktar başarı elde etmeye başladıklarının sinyalini veriyor. Bu aynı zamanda Avrupalı ​​düzenleyicilerin devam eden niyetlerinin bir sinyali diyebilriiz.

Apple Spotify için rekabet önleyici tutum sergiledi

Ceza, başlatılan soruşturmayla ilgili bir şikayeti takip etmek İsveçli yayın devi Spotify tarafından 2019’da soruşturuldu. Soruşturma, Apple’ın App Store aracılığıyla müzik akışı uygulamalarının dağıtımındaki hakim konumunu kötüye kullanıp kullanmadığına odaklandı. Raporda, düzenleyicilerin, Apple’ın App Store dışındaki daha ucuz müzik akışı uygulamaları hakkında kullanıcıları bilgilendirmeyerek rekabete aykırı bir ortam yarattığını tespit ettiği belirtildi. Komisyonun ayrıca Apple’ın müzik hizmetlerinin App Store dışındaki kullanıcıların daha ucuz alternatiflere geçmesine izin vermesini engelleme uygulamasını da yasaklaması bekleniyor.

Apple, raporlar hakkında yorum yapmayı reddetti ancak olayla ilgili Şubat 2023’te yayınlanan önceki açıklamasını paylaştı. Açıklamada Apple sözcüsü: “Apple, Avrupalı ​​tüketiciler için rekabeti ve seçeneği teşvik ederken, endişelerini anlamak ve bunlara yanıt vermek için Avrupa Komisyonu ile birlikte çalışmaya devam edecek. App Store, Spotify’ın Avrupa çapında en iyi müzik yayını hizmeti olmasına yardımcı oldu ve Avrupa Komisyonu’nun hiçbir dayanağı olmayan şikayet takibine son vermesini umuyoruz” dedi. 2024’te şu ana kadar yüzde 5’ten fazla düşüş yaşayan hisse senedi için yıla pek de iyi bir başlangıç ​​olmadı. Muhteşem 7 olarak adlandırılanlar arasında yalnızca Tesla daha kötü performans gösterdi.

Küçük bir para cezası Apple’a zarar vermeyecek ancak App Store modelinde yapılacak herhangi bir taviz veya değişikliğin etkisi olabilir.

Google Workspace fiyat değişikliği yaptı!

Google Workspace fiyat değişikliği ile dikkatleri üzerine çekti. Resmi olarak yürürlüğe girecek fiyatlar, kullanıcıları zor durumda bırakacak.

Google Workspace müşterilerine yönelik fiyat değişiklikleri, teknoloji devinin geçen yıl açıkladığı oranlarda yapılan ilk değişikliğin ardından resmi olarak yürürlüğe giriyor.

İşyeri işbirliği yazılımı kullanıcılarının artık tüm aylık faturalandırılan iş katmanı planları için yüzde 20’lik bir fiyat artışıyla karşı karşıya kalması gerekecek. 6 Dolarlık Başlangıç ​​planı 7,20 Dolara, Standart plan 12 Dolardan 14,40 Dolara ve Plus planı 18 Dolardan 21,60 Dolara yükselecek. Ancak fiyat artışı yalnızca aylık faturalı planlardaki kullanıcıları etkileyecek ve yazılıma yıllık olarak ödeme yapanlar muaf tutulacak.

Google Workspace fiyat artışına gitti

Yeni ödemeler bu haftadan sonraki ilk faturalandırma döngüsüne yansıtılacak ve raporlarda planlanan tarihler olarak 14, 15 ve 16 Şubat tarihleri ​​öne sürülüyor. Etkilenecek olan yalnızca iş platformu platformu da değil. Google ayrıca Enterprise Standard planının fiyatlarını da artırıyor.  Google Workspace web sitesinde yapılan bir ürün duyurusunda Google, Kurumsal planının fiyatını artırma kararının “sürüme kattığımız değeri yansıtmayı” amaçladığını açıkladı.

Bu değer, büyük kuruluşlar için tasarlanan yeni güvenlik kontrolleri ve yönetim özellikleriyle tanımlanıyor. Google ayrıca, uluslararası kullanımlar için fiyatları yerel para birimindeki fiyatlandırmaya dayalı olarak ayarlamayı planladığını ve şirketin “ABD doları döviz kurlarıyla uyumu korumak için periyodik olarak değerlendirdiği bir taktik” olduğunu söyledi.

Bu değişikliklerin Google Workspace kullanıcılarına ek yük getirmesi muhtemel olsa da diğer iş yazılımı kullanıcıları da bu durumdan zarar görmeden kurtulamadı. Microsoft’un Office 365’i, 2021’deki orijinal duyurunun ardından 2022’de bir fiyat artışı gördü. Etkilenen ürünler arasında Microsoft 365 Business Basic ve Microsoft 365 Business Premium da vardı. Bu ürünlerin fiyatları sırasıyla ayda 1 dolar ve 2 dolar arttı. Microsoft’un kurumsal odaklı ürünlerinden bazıları biraz daha büyük artışlar kaydetti. Office 365 E3, Office 365 E5 ve Microsoft 365 E3’ün tümü sırasıyla 3, 3 ve 4 dolar arttı. Daha yakın bir zamanda Microsoft, bulut hizmetlerinin fiyatını Nisan 2023’te yürürlüğe giren bir kararla  %9 GBP artıracağını duyurdu. Döviz bazlı yaşanan bu artış, muhtemelej TL bazındaki fiyatları da etkileyecek.

Yapay zeka ödül kazandırdı!

Ankara Bilim Üniversitesi tarafından düzenlenen 6’ncı Verimlilik ve Teknoloji Fuarı 8-10 Şubat tarihleri arasında ATO Congresium’da vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleşti. Türkiye’de verimliliğin artmasına katkı sağlayan yerli teknoloji ürünlerinin sergilendiği fuarda yapay zeka, oyun ve web3 alanlarında faaliyet gösteren teknoloji şirketi Cerebrum Tech’in geliştirdiği 3 boyutlu avatara sahip yapay zeka asistanı Cere, ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. Cerebrum Tech standını ziyaret edenler, yapay zekaya merak ettikleri konularda sorular sordu, sohbet etti, hatıra fotoğrafları çektirdi. Cere 3 gün boyunca ziyaretçilerin 5 binden fazla sorusuna yanıt verdi ve yazılan komutlarla yaklaşık bin tane görsel üretti.

Görseller saniyeler içinde hazırlanıyor  

Cerebrum Tech, geçen mart ayında piyasaya sürdüğü ve mobil uygulama ya da internet sitesi üzerinden kullanılabilen yapay zeka asistanı Cere’ye yeni bir güncellemeyle görsel üretme özelliği de ekledi. Üç günlük fuar süresince düzenlenen yarışmada ziyaretçiler Cere ile ürettikleri görselleri sosyal medya hesaplarında paylaştılar. Fuar süresince görsel üretip paylaşım yapan 5 kişiye yerli telefon markası MİPO desteğiyle ödül olarak belirlenen akıllı telefonlar hediye edildi.  

Cerebrum Tech Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erdem Erkul, bu yıl “gelecek için teknolojiler” sloganıyla düzenlenen fuarda özellikle öğrenci ya da çalışan gençlerin yapay zekaya olan ilgisini görmekten mutluluk duyduğunu ifade etti. Yapay zeka alanında Cere ve Cere Insight olarak iki ürün geliştirdiklerini kaydeden Erkul şunları söyledi:

“Cere, 7’den 77’ye her yaştan bireysel kullanıcı için günlük rutin işlerine hız kazandıran bir kişisel asistan. Örneğin sesli ya da yazılı olarak Cere’den dilediğiniz tarzda müzik ya da film önerileri alabilir, seyahat planlaması yapabilir, yemek tarifleri alabilirsiniz. Cere akla gelebilecek hemen her konuda yanıt üretip, sohbet edebileceğiniz bir uygulama. Öte yandan kurumsal şirketlerde verimliliği ve üretkenliği artırmak için de Cere’nin yanı sıra Cere Insight uygulamasını geliştirdik. Türkiye’den ve global olarak önemli şirketlerle örnek iş birliği uygulamalarına imza atıyoruz.  Yapay zekanın olanaklarını iş akışına entegre çalışanlar ve kurumlar önümüzdeki yıllarda öne çıkacak.”

Apple Arcade uzaysal oyun deneyimi sunuyor!

0

Apple Vision Pro için Apple Arcade, büyüleyici netlikte keyfini çıkarabileceğiniz 12 benzersiz uzaysal oyun ve 250’den fazla başlıkla oyuncuları yeni bir boyuta taşıyor.

​Apple Arcade, insanların çalışma, işbirliği yapma, bağlantı kurma, anıları yeniden yaşama ve eğlenceden keyif alma şeklini değiştiren devrim niteliğinde yeni bir uzamsal bilgisayar olan Apple Vision Pro’da oyuncuların keyfini çıkarabileceği olağanüstü bir oyun kataloğu sunuyor. Apple Vision Pro’da Arcade için özel olarak geliştirilen uzamsal oyunlar, dijital içeriği fiziksel dünyayla harmanlayarak muhteşem yeni oyun fırsatlarının kilidini açıyor. VisionOS, yepyeni üç boyutlu kullanıcı arayüzü ve tamamen kullanıcının gözleri, elleri ve sesiyle kontrol edilen giriş sistemiyle güçlü mekansal deneyimler sunuyor.

Apple Arcade uzaysal oyun deneyimi

Apple’ın Apple Arcade kıdemli direktörü Alex Rofman: “Oyuncuların büyüleyici oyun dünyalarına kendilerini tamamen kaptırdıkları ve fiziksel ortamlarındaki oyunlarla inanılmaz yeni yollarla etkileşime girdikleri bu, oyun dünyasında yeni bir dönemin sadece başlangıcı. Oyunculara Apple Arcade’de yalnızca Apple Vision Pro’da mümkün olan benzersiz uzamsal oyunlar sunma konusunda öncülük ediyoruz ve yakında müşterilerimize daha da büyülü uzamsal oyun deneyimleri sunacağımız için heyecanlıyız” dedi.

Çözünürlük Games’in CEO’su ve kurucusu Tommy Palm: “Game Room’u, gerçek dünyadaki emsallerinden neredeyse ayırt edilemeyecek oyun deneyimleri ile bugüne kadarki en özgün dijital oyun gecesini sunmak için tasarladık. Oyuncuların oyun kartlarından piyonlara kadar yeni yöntemlerle etkileşime geçebileceği klasik oyun parçalarını yeniden üreterek, Apple Vision Pro’nun gerçek dünya ortamlarında gerçekçi bir sürükleyicilik sunma konusundaki inanılmaz yeteneğini sergileyebildiğimiz için heyecan duyuyoruz” dedi.

Oyuncular meyveleri elleriyle keserken, ninja yıldızları fırlatırken, ters bombalar fırlatırken ve güçlü meyve suyu jitsu sanatında antrenman yaparken meyve dilimleme eğlencesinin yeni dünyasına dalacaklar. Oyuncunun etrafındaki alanı retro-fütüristik bir dünyaya dönüştüren, yeniden tasarlanan bu hit mekansal ritim oyunu, oyunculara elleriyle nota yakalamalarını, raylarda sürmelerini ve özel dinamik görsellere sahip oyunun yepyeni sese duyarlı mekansal ortamında engellerden kaçmalarını sağlayacak. Büyülü bir dokunuşa sahip bu rahat yaşam ve çiftçilik simülasyonunda oyuncular, dost canlısı Fairhaven kasabasını ve büyüleyici sesli karakter kadrosunu keşfetmenin yanı sıra bahçeleriyle ilgilenebilir ve oturma odalarında büyü yapabiliyor.

Dijital altyapısını SAP ile güçlendirdi!

Türkiye’nin yenilikçi lojistik şirketlerinden Sarp Intermodal, uluslararası operasyonlarında verimliliği artırmak ve sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek için SAP’ye geçiş yaptı. Bu geçiş, şirketin iş süreçlerini optimize etmesine, maliyetlerini düşürmesine ve uluslararası rekabet gücünü artırmasına yardımcı olacak. Sarp Intermodal’in Finanstan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Keskin, “SAP’nin güçlü finans ve muhasebe modülleri ile birlikte kapsamlı konsolide raporlama yetenekleri, gelecek stratejimizi oluşturmamızda önemli bir rol oynadı.” dedi.

Geçen yılı 900 milyon TL tutarında rekor bir yatırımla kapatan Sarp Intermodal, altyapısı için de önemli bir yatırıma imza attı. Şirket dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik, verimlilik ve operasyonel mükemmellik hedefleri kapsamında SAP kullanmaya başladı.

Sarp Intermodal’in Finanstan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Keskin, iş süreçlerini daha verimli yönetme ve küresel ölçekte rekabet avantajı elde etme hedefleriyle uyumlu olarak SAP’ye geçiş yaptıklarını belirtti.

Keskin, “SAP’nin güçlü finans ve muhasebe modülleri ile birlikte kapsamlı konsolide raporlama yetenekleri, gelecek stratejimizi oluşturmamızda önemli bir rol oynadı. Türkiye’de, SAP’nin en güncel versiyonu S/4HANA Cloud’u gerçek zamanlı olarak kullanabilen ilk lojistik şirketi olmanın gururunu yaşıyoruz.” dedi.

SAP avantajlarını müşterilerine yansıtacak

Sarp Intermodal Finanstan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Keskin
Sarp Intermodal Finanstan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Keskin

SAP’nin güçlü entegrasyon yetenekleri sayesinde iş süreçlerini daha da optimize etmelerine imkân tanıdığını aktaran Keskin, “SAP finans, muhasebe, Hazine, üretim, insan kaynakları ve diğer birçok iş sürecini bir araya getirerek, iş yapma şeklimizi daha da güçlendiriyor.” diye konuştu.

Lojistik operasyon tarafında kendi geliştirdikleri ERP yazılımı ile SAP’ye entegre çalışmaya başladıklarını dile getiren Keskin, “Bu sayede daha etkili envanter yönetimi, planlama süreçlerinin iyileştirilmesi ve gerçek zamanlı izleme imkanına kavuşacağız. Bu değişikliklerin avantajlarını müşteri memnuniyeti, hız ve maliyet kontrolü üzerinden ölçümleyerek sürekli iyileştirme sağlamayı planlıyoruz.” bilgilerini paylaştı.

İş kültürü ve operasyonel süreçlerde yenilikçi dönüşüm

SAP’ye geçiş süreçlerinin yalnızca teknolojik bir dönüşümü ifade etmediğine dikkati çeken Keskin, aynı zamanda iş kültürlerinde ve operasyonel süreçlerinde bir evrimi simgelediğini vurguladı. Keskin, “Bu dönemde, çalışanlarımızın bu yenilikçi dönüşüme olan adaptasyonunu ve katkılarını büyük bir memnuniyetle gözlemledik. İnovasyona olan bağlılığımız, sürdürülebilir rekabet avantajlarını elde etme stratejimizle bütünleşiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Operasyonel mükemmelliği ve sürdürülebilir büyümeyi yakalamak için dijital dönüşüm yatırımlarına devam edeceklerini vurgulayan Keskin, bu sayede büyüme hedeflerine daha hızlı ulaşabileceklerini de sözlerine ekledi.

Ortak, 7,5 milyon TL fon talebiyle ikinci yatırım turunu başlattı!

0

Teknoloji şirketi Porte bünyesinde kurulan Ortak; bireylere kullanmadıkları ürünleri kiraya vererek pasif gelir imkanı sağlarken, kurumsal markalar için de ürünlerini kiralama yoluyla kullanıcılara ulaştırabilecekleri güvenilir bir pazarlama ve satış kanalı sunuyor. 2022 yılı sonunda çıktığı ilk kitle fonlama turunu 26 saatlik sürede tamamlayarak 4 milyon 680 bin TL fona ulaşan Ortak, yeni yatırım turunda şirket paylarının yüzde 6’sının yatırımcılara arzıyla 7,5 milyon TL fon talep ediyor.

Global pazarda 2 milyar dolar üzerinde finansman hacminin yakalandığı kiralama pazarı Türkiye’de de son yıllarda hareketlenmeye başladı. Uluslararası ve ulusal pazarda girişim yönetme, yatırım alma ve exit süreçlerinde tecrübeli bir ekip tarafından yönetilen teknoloji şirketi Porte bünyesinde 2022 yılında kurulan Ortak, geniş ürün yelpazesi, pazaryeri seçeneği, kurumsal kiralama kanalı gibi özellikleri ile yerli bir girişim olarak öne çıkıyor. Girişim şirketi, bireylere kullanmadıkları ürünleri kiraya vererek pasif gelir imkanı sağlarken, kurumsal markalar için de ürünlerini kiralama yoluyla kullanıcılara ulaştırabilecekleri güvenilir bir pazarlama ve satış kanalı, alternatif bir gelir modeli sunuyor. İş modelini başarılı yönetsel becerilerle sahada doğrulamış durumda olan girişim şirketi, Ocak 2023’ten Ocak 2024’e kadar ziyaretçi sayısında 36 kat, üye sayısında 13 kat, uygulama indirme sayısında 28 kat, rezervasyon talebi sayısında 20 kat ve toplam ciroda 46 kat büyüdü.

2022 yılının sonlarında çıktığı ilk kitle fonlama yatırım turunu yatırımcıların yoğun ilgisiyle 26 saat gibi kısa bir sürede tamamlayan Ortak, yüzde 17,28 hisse karşılığı 4 milyon 680 bin TL fon toplamıştı. Yerel pazarın lideri olmak ve global pazarda kendine yer edinebilmek hedefiyle fonbulucu platformunda ikinci yatırım turunu başlatan girişim, bu kez şirket paylarının yüzde 6’sının yatırımcılara arzıyla 7,5 milyon TL fon talep ediyor. 10 Nisan 2024’e kadar devam etmesi planlanan yatırım turunda minimum yatırım tutarı 1.000 TL.

İlk 15 günde yatırım yapan yatırımcılara bedelsiz pay verilecek

Girişim şirketi yatırım turunun başladığı tarihi olan 20 Şubat saat 10.00 itibariyle ilk 15 gün içerisinde; 1.000 – 9.999,99 TL aralığında yatırım yapan yatırımcıların yatırım tutarlarına verilecek paylara ek olarak yüzde 10, 10.000 – 49.999,99 TL aralığında yatırım yapan yatırımcıların yatırım tutarlarına verilecek paylara ek olarak yüzde 15, 50.000 TL ve üzeri yatırım yapan yatırımcıların yatırım tutarlarına verilecek paylara ek olarak yüzde 20 bedelsiz pay hediye edecek. Ayrıca 10.000 TL ve üzeri yatırım yapan ve Ortak’a üye olarak profil doğrulama sürecini tamamlayan yatırımcılar Playstation, VR gözlük, oyun direksiyonu, oyun bilgisayarı ürünlerinden biri için bir haftalık ücretsiz kiralama deneyimini yaşayacak.

Yüksek çarpanlı exit hedefiyle ilerliyor

Hedefleri hakkında konuşan Ortak Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Enes Güren, “Ortak’ı yayınladığımız ve kullanıcılarımızla buluştuğumuz ikinci ayda gerçekleştirdiğimiz ilk yatırım turu ile hayata geçirdiğimiz uygulama ve iş modeli sahada doğrulandı ve hızlıca ölçeklenebileceğini ispatladı. İlk yatırım turu sonrası faaliyetlerimiz ile yüksek karlılıkla tüm dünyada kiralama yapabilen bir pazaryeri platformu olabileceğimizi kanıtladık. Bu yatırım turunda başarılı olduğumuz taktirde de 4-6 yıllık iş planımızla 20 katın üzerinde değerleme artışı öngörüyoruz. Ayrıca global rakiplerin exit ve yatırım süreçleri, kurucu ekibimizin girişim kurma, yatırım alma ve exit tecrübeleri, ilk yılımızda önemli büyüme rakamlarına ulaşmamız gibi unsurların etkisiyle içinde bulunduğumuz pazarın liderlerine exit olma potansiyeli taşımaktayız. İlk yılımızda yakaladığımız büyüme ivmesi sonrası B2B sektörünün önemli oyuncularının kiralama pazarına ilgisi ve uzun dönemli planları üzerine görüşmeler gerçekleştirmiştik. Büyüme ivmemizi koruyarak olası exit edilebilir şirketler ile iletişimimizi sürdüreceğiz. Kısacası yerel pazarın lideri olma, gelişmiş global pazarda kendimize yer edinme ve yüksek çarpanlı exit hedefiyle ilerleme vizyonumuzla yatırımcılarımıza büyük bir fırsat sunuyoruz” dedi.

Kampanyaya https://fnb.lc/ortak2 adresinden ulaşabilirsiniz.

OpenAI Sora ürettiği videolarla şaşırtıyor!

0

Şimdiye kadar dünyanın en etkili yapay zeka araçlarından ikisini ChatGPT ve Dall-E’de kullanıma sunmakla yetinmeyen OpenAI , Sora adlı yeni modeliyle dikkatleri topladı. Halen büyük sorular olsa da, bu soruların en etkileyicisi bile olabilir.

Sora, altmış saniyeye kadar uzunlukta her türlü videoyu oluşturabilen bir metinden videoya dönüştürme aracı. Henüz denemeye açık değil ancak OpenAI tarafından yayınlanan bir dizi örnek video, bunun mümkün olan en kısa sürede gerçekleşmesi yönünde bir dalga yarattı. Bu ilk örnekler, Sora’nın şu ana kadar gördüğümüz en etkileyici metinden videoya dönüştürme aracı olduğunu gösteriyor. Aslında Google Imagen ve Runway Gen-2 gibi şirketler, nVidia’nın geçen yıl kendi etkileyici demolarını yayınlamasıyla temelleri attı . Ancak Sora birkaç yeni şey yapma becerisine sahip olduğundan hepsine üstünlük sağlıyor gibi görünüyor.

OpenAI Sora ile birkaç adım önde

Yapay zeka tarafından oluşturulan ilk videolarda tutarsızlık, çarpıklık ve yanılsamayı anında bozan diğer tuhaflıklar vardı. Ancak OpenAI’nin blog yazısında da açıklandığı gibi Sora, yalnızca “birden fazla karakter içeren karmaşık sahneler” yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda “fiziksel dünyayı hareket halinde simüle edebiliyor” ve nesnelerin bu dünyada nasıl var olması gerektiğini anlıyor. Sora mükemmel olmaktan çok uzak ve pek çok soru cevapsız kalıyor. OpenAI, “karmaşık bir sahnenin fiziğini doğru bir şekilde simüle etme”, “etki nedeninin belirli örneklerini” anlama ve ayrıca “bir istemin mekansal ayrıntılarını karıştırma” konusunda zorluk yaşayabileceğini kabul ediyor.

Ayrıca Sora’yı oluşturmak için hangi GPT modelinin kullanıldığını, hangi veriler üzerinde eğitildiğini, OpenAI’nin ilk test kullanıcılarının ötesinde piyasaya sürülmeye ne zaman hazır olacağını ve ne kadara mal olacağını da bilmiyoruz. Ancak yine de Sora’nın ilk örneklerinin bazılarının kalitesi ve bunun video, kameralar, filmler, oyunlar ve en önemlisi gifler için ne anlama gelebileceği karşısında şaşkınlığa uğramamak elde değil.

  • İkna edici bilim kurgu fragmanları yapılabiliyor.
  • Yapay zeka tarafından üretilen insanlar fotogerçekçi görünüyor.
  • Pixar tarzı animasyonlu kısa filmler de yapılabiliyor.
  • Drone’unuzun yerini alabiliyor.
  • Sizi yapay zekanın yarattığı bir geçmişe taşıyabiliyor.
  • İnce detay düzeyi olağanüstü seviyeye taşıyor.
  • Yeni bir kişiselleştirilmiş oyun türü sunabiliyor.

Uydu girişimi Skylo yatırım aldı!

Doğrudan cihaza uydu bağlantısı girişimi olan Skylo Technologies; BMW, Samsung ve Intel’in kurumsal girişim kollarından gelen yatırımlarla son finansman turunda 37 milyon dolar topladı.

Son tur, SoftBank ve DCM’nin önceki yatırımlarıyla birlikte Skylo’nun toplam finansmanını 153 milyon dolara çıkardı. Skylo, finansmanın genişleme planlarında “büyük bir adım” olduğunu söyledi.  Fonlar, ölçeğini ve operasyonlarını genişletmek ve karasal olmayan ağları tüketici, otomotiv, tarım, enerji ve ulaşım gibi sektörlerdeki işletmeler için daha erişilebilir hale getirme misyonunu ilerletmek için kullanılacak.

Uydu girişimi Skylo ile yeni dönem

Skylo CEO’su Parth Trivedi: “İnanılmaz bir yatırımcı konsorsiyumu tarafından desteklenen, doğrudan cihaza uydu bağlantısında bu yeni bölüme liderlik etmekten son derece gurur duyuyoruz. Bu tur, taşıyıcı ortaklıklarımızı hızlandırıyor ve tüm önde gelen cihaz üreticilerinin bu teknolojiyi benimsemesini destekliyor. standartlara dayalı çözümümüz” dedi.

Doğrudan cihaza ağ oluşturmak için yeni uydular oluşturmak yerine Skylo’nun modeli, akıllı telefonlar, giyilebilir cihazlar ve bağlantılı arabalar dahil olmak üzere IoT cihazlarını mevcut uydu altyapısına bağlayarak çalışıyor.  Böylelikle mobil operatörler, ekosisteminin tamamen elden geçirilmesine gerek kalmadan hizmetten yararlanabiliyor.

Skylo, aralarında Qualcomm, Samsung, MediaTek ve Sony’nin de bulunduğu büyük yonga seti üreticileriyle iş birliği yaparak ABD, Kanada ve Avrupa’da halihazırda bir başlangıç ​​hizmetini başlattı. Skylo ve Samsung S.LSI’nin ayrıca Skylo hizmetini Samsung’un amiral gemisi 5G modemlerine taşımak için devam eden bir ortaklığı var.

BMW Ventures’ın yönetici ortağı Kasper Sage: “Skylo’nun otomotiv endüstrisi için ‘her zaman açık, her zaman bağlantılı’ iletişimi mümkün kılan küresel bağlantı çözümünden etkilendik. Skylo, uydu bağlantısını yeni nesil araçlar için yeni bir standart haline getirecek, aynı zamanda insanları güvende tutacak ve gittikleri her yerde deneyimlerini kusursuz hale getirecek kanıtlanmış bir çözüme ve ekibe sahip” dedi.

Mobil uygulama dolandırıcılıkları önleme yöntemleri

Günümüzün dijital çağında mobil uygulamalar günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bankacılık ve alışverişten sosyal ağ ve eğlenceye kadar her şey için bir uygulama var gibi görünüyor. Ancak mobil uygulamaların popülaritesinin artmasıyla birlikte, şüphelenmeyen kullanıcıları hedef alan dolandırıcılık ve dolandırıcılık etkinlikleri de artıyor. Mobil uygulama dolandırıcılıkları mali kayba, kimlik hırsızlığına ve hassas bilgilerin ele geçirilmesine yol açabiliyor. Bu kapsamlı kılavuzda sahte uygulamalar, kimlik avı girişimleri ve kimlik hırsızlığı planları da dahil olmak üzere çeşitli mobil uygulama dolandırıcılık türlerini ayrıntılı olarak ele alacağız.

Mobil uygulama dolandırıcılıkları için dikkat edilmesi gerekenler

Sahte uygulamalar

En yaygın mobil uygulama dolandırıcılığı türlerinden biri, meşru uygulamaların kimliğine bürünen sahte veya taklit uygulamaları içeriyor. Bu sahte uygulamalar genellikle popüler markaları veya hizmetleri taklit ederek kullanıcıları bunları resmi olmayan uygulama mağazalarından veya kimlik avı web sitelerinden indirmeye yönlendiriyor.

Kimlik avı girişimleri

Kimlik avı dolandırıcılıkları, yanıltıcı e-postalar, kısa mesajlar veya saygın kaynaklardan geliyormuş gibi görünen uygulama içi bildirimler aracılığıyla kullanıcıları hedefliyor. Bu mesajlar genellikle kullanıcılardan kötü amaçlı bağlantılara tıklamalarını veya oturum açma kimlik bilgileri, kredi kartı ayrıntıları veya sosyal güvenlik numaraları gibi hassas bilgileri sağlamalarını istiyor.

Kimlik hırsızlığı planları

Kimlik hırsızlığı, dolandırıcıların bir bireyin adı, adresi, doğum tarihi veya sosyal güvenlik numarası gibi kişisel bilgilerini sahtekarlık amacıyla elde etmesi ve kötüye kullanması durumunda ortaya çıkıyor. Aşağıdaki adımlarla güvenliğinizi üst seviyeye taşıyabilirsiniz.

  • Uygulama orijinalliğini doğrulayın
  • Resmi uygulama mağazalarına sadık kalın:
  • İstenmeyen mesajlara karşı dikkatli olun
  • İzinleri ve İncelemeleri kontrol edin:
  • İki faktörlü kimlik doğrulamayı (2FA) etkinleştirin:
  • Yazılımı Güncel Tutun
  • Kendinizi eğitin ve bilgili kalın

Mobil uygulama dolandırıcılıkları, kullanıcıların gizliliği, güvenliği ve finansal refahı için önemli bir tehdit oluşturuyor. Kullanıcılar farklı dolandırıcılık türlerini anlayarak ve proaktif güvenlik önlemlerini benimseyerek dolandırıcılık faaliyetlerinin kurbanı olma riskini azaltıyor. Mobil uygulamaları indirirken ve bunlarla etkileşimde bulunurken her zaman dikkatli olun ve dikkatli olmanın, dijital ortamdaki olası dolandırıcılıklara karşı kendinizi korumanın anahtarı olduğunu unutmayın.

Tim Cook yapay zeka için beklenen açıklamayı yaptı!

0

Apple CEO’su Tim Cook, üretken yapay zekaya yönelik girişiminin yakında başlayacağını duyurdu. Şirketin dördüncü çeyrek kazanç açıklamasının açılışında yaptığı hazırlıklı bir konuşmada, “İleriye baktığımızda, geleceği şekillendirecek bu ve diğer teknolojilere yatırım yapmaya devam edeceğiz” dedi. Cook: “Bu, muazzam miktarda zaman ve çaba harcamaya devam ettiğimiz yapay zekayı da içeriyor. Bu yılın sonlarında bu alanda devam eden çalışmalarımızın ayrıntılarını paylaşmaktan heyecan duyuyoruz” dedi.

Tim Cook yapay zeka müjdesini verdi

Tim Cook’un yorumları, 3.500 dolarlık Vision Pro başlığının piyasaya sürülmesinin ardından, şirketin analistlerin beklentilerini aşan bir çeyreklik rapor etmesiyle geldi. Ancak yatırımcıları şüphesiz en çok heyecanlandıracak şey, Apple’ın üretken yapay zeka çalışmalarını bu yıl açıklamayı planladığının ortaya çıkması oldu.

Yapay zeka, ChatGPT’nin lansmanından bu yana teknoloji sektörüyle ilgili tartışmalara hakim oldu. Hatta S&P Global’e göre, yapay zekadan bahsedilenlerin geçen yıl 10 kat artmasıyla kazanç çağrılarındaki varlığı da arttı. Buna ek olarak, Google ve Meta’dan Microsoft ve Amazon’a kadar Apple’ın Büyük Teknoloji rakiplerinin tümü üretken yapay zeka yeteneklerinden ve bunları verimliliği, üretkenliği ve büyümeyi artırmak için nasıl kullanmayı planladıklarından bahsetti.

Aslında pek çok kişi bundan zaten faydalanıyor. Meta hisseleri , Apple ile aynı tarihte kar açıkladıktan sonra piyasa öncesi işlemlerde yüzde 16 arttı. Artış, Meta’nın ilk temettüsünün yanı sıra Llama, açık kaynaklı yapay zeka modeli ve diğer alanlardaki yapay zeka yatırımını artırma planlarından kaynaklandı. Meta CEO’su Mark Zuckerberg bu haftaki kazanç çağrısında: “İleriye dönük olarak, en popüler ve en gelişmiş AI ürün ve hizmetlerini oluşturmak ana hedefimiz olacak” dedi.

Ocak ayında, yıl sonuna kadar yapay zekaya güç sağlamak için gereken 600.000’e kadar çipi stoklamayı planladığını duyurdu. Bu arada OpenAI destekçisi Microsoft, üç aylık gelirinde yıllık %18 artışla 62 milyar dolara ulaştığını bildirdi. CEO Satya Nadella, bu dönemi şirketin ” Yapay zeka hakkında konuşmaktan yapay zekayı geniş ölçekte uygulamaya geçtiği” bir dönem olarak tanımladı. Apple’ın yapay zeka konusundaki oyununun ne olacağı henüz belli değil.

Android 15 ilk geliştirici önizlemesi yayında!

Google’da Android ekibi mühendislikten sorumlu başkan yardımcısı Dave Burke tarafından Cuma günü yeni bir blog yazısı kalem alındı ve Andorid 15 geliştirici önizleme sürümünün yayınlandığı duyuruldu. Yapılan duyuruya göre yeni sürümde Privacy Sandbox’ın en son sürümünün yer aldığı ve bu sürümün hem “kullanıcı gizliliği” hem de “mobil uygulamalar için etkili, kişiselleştirilmiş reklam deneyimleri” sunduğu belirtildi.

Burke ayrıca  yeni sürümde sağlık ve spor uygulamalarındaki verileri bir araya getiren Health Connect üzerinde de bazı güncellemeler yapıldığını ve Health Connect’in artık “fitness, beslenme ve daha fazlası için yeni veri türlerine destek eklediğini” heyecan duydu. Kısmi ekran paylaşımı da yine bir başka yeni özellik ve tam olarak üzerinde yazanı yapıyor: kullanıcıların tüm ekran yerine bir pencereyi kaydetmesine olanak tanıyor. Burke, tablet ve katlanabilir form faktörlerinde büyük ekranlı Android’lere yönelik artan talepten bahsetti, bu da kısmi ekran paylaşımının neden mantıklı olduğunu kesinlikle açıklıyor.

Android 15’te ayrıca pil performansını iyileştirmek için üçlü bir yükseltme tasarlanmış durumda. Bunlardan ilki, ilişkili iş parçacıklarının performans yerine güç tasarrufunu tercih etmesi gerektiğini gösteren bir güç verimliliği modu ki uzun süre çalışan arka plan iş yükleri için harika bir haber. Diğeri GPU ve CPU çalışma sürelerinin her ikisi de ipucu oturumlarında ayrı ayrı raporlanabilir olacak ve sistemin iş yükü taleplerini en iyi şekilde karşılamak için CPU ve GPU frekanslarını birlikte ayarlamasına olanak tanır. Son olarak termal boşluk payı eşikleri, boşluk payı tahminine dayalı olarak olası termal azaltma durumunu yorumlamak için kullanılacak.

Burke’e göre ayrıca örneğin deklanşörlere odaklanan geliştiriciler, kamera önizlemesinin parlaklığını artıran düşük ışık geliştirmelerinin yanı sıra “görüntü yakalarken hem SINGLE hem de TORCH modlarında flaş yoğunluğunun hassas bir şekilde kontrol edilmesini sağlayan gelişmiş flaş gücü ayarlamaları” elde edecekler.

Burke, geliştirici önizlemesini “Android 15 özelliklerini denemek, uygulamalarınızı test etmek ve bize geri bildirimde bulunmak için ihtiyacınız olan her şeyi” sunmak olarak tanımladı. Burke’ün çağrısına kulak vermek isteyen geliştiricilerin iki seçeneği var: İşletim sistemini Google’ın Pixel 6, 7, 8, Fold veya Tablet cihazlarından birine flash olarak yüklemek ya da önizlemeyi Android Studio’daki Android Emülatörüne yüklemek.

Burke’ün gönderisi, Nisan ayından itibaren aylık betalar gelmeden önce Mart ayında ikinci bir geliştirici önizlemesinin görüneceğini gösteriyor. Platform kararlılığının Haziran ayında geleceği tahmin ediliyor. Buna göre Android 15 için resmi sürüm çıkış tarihi de yaklaşık olarak Temmuz – Ağustos 2024 olarak öngörülüyor. Google’ın yayın zaman çizelgesinde göz atıldığın da sondan ikinci madde Temmuz ayında Beta 4 ve sonuncusu da “AOSP ve ekosisteme Android 15 sürümü” olarak tanımlanan tarihsiz bir etkinlik.

Yapılan tüm açıklamalar içinde en dikkat çekici olan ise 2023 ve şuana dek 2024’ün en sıcak konusundan yani yapay zekâdan hiç bahsedilmemiş olması. Android 15 sürümünün yapay zekâ açısından birçok özellik ve yeniliği desteklemesi beklense de Google ser verip sır vermiyor gibi gözükmekte.

Robotik endüstrisinin baş belası “Tekillikler”

0

2023 yapay zekânın yılı olurken, robot teknolojileri ve mekatronik alanında yaşanılan yenilikler de son derece ilgi çekici gelişmeler. Buna karşın, robotları karıştığı kazalar ve ölümlü vakalar da rapor edilmeye devam ediyor. Peki hızla gelişen bu alanda güvenlik neden tam olarak sağlanamıyor? Uzmanlara göre sorunun asıl kaynağı yazılım geliştirme ve tekilliklerde (singularities) ya da başka bir deyişle anomalilerde yatıyor.

Robot teknolojisinin bir donanım sorunu olduğu kadar bir yazılım sorunu olduğu gerçeğini gözden kaçırmak oldukça kolay çünkü başarılı robot sunumlarında programlama ve yazılım çoğu zaman anlaşılabilir bir şekilde mekatroniğin cazibesinin gölgesinde kalıyor. Ancak gerçekçi olmak gerekirse robot projelerinde uygun yazılım çözümü olmadan elinizde pahalı ve havalı bir kağıt ağırlığından başka bir şey olmaz. Robot teknolojilerinin yaygın olarak benimsenmesine giden yol, gerçek dünyada kullanımı engelleyebilecek beklenmedik sorunlarla doludur. Uzmanlara göre bu sorunların temelinde yatan ise tekillikler yani anomaliler.

Robot dünyasında bu kavram çok daha incelikli ve tam olarak anlaşılması için kategori hakkında gerçek bir bilgi gerektiriyor. Araştırma makaleleri dışında “tekillikler” kavramı nadiren karşılaşılan türden bir terim. Bununla birlikte tekillikler aslında, gerçek dünyada gerçek etkileri olan oldukça ciddi bir konu. Bu alanda çalışan firmalardan birisi olan Jacobi, “Tekillikler endüstriyel robotlar için Aşil’in topuğudur,” diyor ve ekliyor: “Robotun aynı hareketleri tekrar tekrar ve körü körüne takip ettiği tekrarlayan görevlerde, robotlar, robot yollarının haftalarca süren sıkıcı manuel ince ayarıyla tekilliklerden kaçınacak şekilde programlanabilir. Ancak birçok robot uygulamasında, malzemelerdeki küçük değişiklikler veya termal genleşme nedeniyle robot yollarının periyodik olarak değiştirilmesi gerekir.”

Eğer robotik donanıma biraz aşinaysanız, altı ya da yedi serbestlik derecesine sahip bir robot kolu için kullanılan “serbestlik derecesi” terimini duymuşsunuzdur. Bu, sistemin eklemlerini ve bu eklemlerin hareket edebildiği eksenleri ifade eder. Tekillikler ise eksenler boyunca robotun hareket edemediği noktalardır. Bu olduğunda, robot çalışmayı durdurur veya beklenmeyen anomaliler sergilemeye başlar. İleri tekrar yoluna koymak içinse genellikle bir insanın müdahale etmesi gerekir.

UC Berkeley robotik öğrencilerinden ve profesör Ken Goldberg tarafından kurulan Jacobi, seçkin ortaklarla bu konuda pilot çalışmalar yürütüyor. Firma, Python ve C++ gibi programlama dillerinde yazılan hareket kodlarını incelemenin yanı sıra, bu hareketler esnasında karşılaşılabilecek sorunları görmek için yapay zekâdan faydalanıyor. Başarılı bir değerlendirme ve simülasyon sayesinde Jacobi, yaşanılan tekilliklerin 20’de 1 oranına kadar azaltılabildiğini söylüyor.

iPhone 16’nın kamerası sızdırıldı: Apple, rakiplerine fark atacak mı?

0

Teknoloji devi Apple’ın, Eylül ayında piyasaya sürmeyi planladığı iPhone 16 modelinin kamera modülü sızdırıldı. Sızan görseller, cihazın yeni dikey düzenlemesini doğruluyor ve Neural Engine ile güçlendirilmiş ultra hızlı yapay zeka (AI) performansını ortaya koyuyor.

Ana Paragraflar: Apple’ın iPhone 16’sının kamera modülü, güvenilir ihbarcı Majin Bu tarafından Twitter üzerinden paylaşılan görsellerle meraklıların dikkatini çekti. Sızan şemalar, önceki bilgileri doğrulayarak, cihazın dikey düzenlemeye sahip olduğunu gösteriyor. Bu yeni dikey kurulum, I-34 kamera projesini içeriyor ve Uzamsal Video kaydını iPhone 16 ve iPhone 16 Plus modellerine getirebilir.

Apple, bu yılın sonlarına doğru piyasaya sürmeyi planladığı iPhone 16 serisinde kameraya odaklanarak bir dizi yükseltme sunmayı hedefliyor. Yeni kamera modülü, kullanıcılarına daha fazla işlevsellik ve özelliklerle gelişmiş bir fotoğraf ve video deneyimi vaat ediyor.

iPhone 16’nın sızdırılan kamera modülü, Apple hayranlarını heyecanlandırırken, cihazın beklenen özellikleri ve dikey düzenlemesiyle ilgili merak da artıyor. Eylül ayındaki resmi lansmanla birlikte, Apple’ın ne gibi sürprizlerle kullanıcılarını karşılayacağını görmek için sabırsızlıkla bekleniyoruz.

Apple’dan bütçe dostu hamle: iPhone SE 4’ün muhtemel çıkış tarihi ve özellikleri belli oldu!

Teknoloji devi Apple, bir sonraki bütçe dostu iPhone’u olan iPhone SE 4’ün çıkış tarihine dair beklenen bilgileri paylaştı. iPhone SE serisinin dördüncü nesli olarak tanıtılması planlanan model, önceki versiyonlardan farklı olarak OLED ekran ve diğer yenilikleri içerecek.

Geçtiğimiz yıl tanıtılan iPhone SE 3’ün satış beklentilerinin altında kalmasıyla birlikte, tüm gözler Apple’ın bir sonraki hamlesi olan iPhone SE 4’e çevrildi. Yeni modelin öne çıkacak özellikleri arasında 3279 mAh pil, 6,1 inç OLED ekran, Face ID teknolojisi ve çentikli tasarım yer alıyor.

iPhone SE 4'

Son raporlara göre, iPhone SE 4′ ekran maliyetlerini düşürmek adına eski bir modelde kullanılan ekranı yeniden değerlendireceği belirtiliyor. iPhone SE 4’ün muhtemel olarak iPhone 13’te kullanılan 6,1 inçlik OLED ekrana sahip olacağı ifade ediliyor. Bu değişiklik, iPhone SE serisinin LCD teknolojisini kullanan tek model olma özelliğini ortadan kaldırarak seriyi premium modellere daha yaklaştıracak.

Ancak, iPhone SE 4′ hala ekran tedariki konusunda karar vermediği bildiriliyor. Raporlar, Samsung ve BOE‘nin 30$ ila 40$, Çinli üretici Tienma‘nın ise 40$ fiyat teklifinde bulunduğunu belirtiyor. Ancak, Samsung‘un birim başına sunduğu 30$ fiyatla siparişlerin çoğunu alması muhtemel görünüyor. Bu maliyetlerin, iPhone 15’te kullanılan panelden üçte bir oranında daha düşük olduğunu hatırlatmak önemlidir, bu da Apple’a her iPhone SE 4 satışından makul bir gelir sağlayacaktır.

iPhone SE 4’ün çıkış tarihi henüz kesinleşmemiş olsa da, sektör kaynakları 2025 yılını işaret etmekte. Apple kullanıcıları, bu yeni bütçe dostu iPhone’un özelliklerini ve çıkış tarihini merakla beklemeye devam ediyor.