Apple Vision Pro’yu sipariş vermek için yüz taraması şartı

Teknoloji devi Apple, merakla beklenen karma gerçeklik gözlüğü olan Apple Vision Pro’yu 2 Şubat’ta dünya genelinde kullanıcılara sunmaya hazırlanıyor. Ancak, bu yenilikçi AR/VR başlığını sipariş verenlerin deneyimlerini özelleştirebilmek ve başlığı daha iyi oturtabilmek adına önceden yüz taramasından geçmeleri gerekecek.

Gözlük, kullanıcının yüz hatlarına mükemmel bir uyum sağlamak için çeşitli aksesuarlara ihtiyaç duyan bir tasarıma sahip. Bu nedenle, Apple, kullanıcılara başlığı en iyi şekilde kişiselleştirebilmeleri için Apple Store uygulaması üzerinden yüz taraması yapma olanağı sunacak. Bu özellik, kullanıcılara sipariş sırasında doğru ölçülerle işlem yapma imkanı tanıyarak, başlığın rahat bir şekilde kullanılabilmesini sağlayacak.

Apple, başlığın konforunu artırmak amacıyla farklı boyutlarda kafa bandı ve light seal (yüze oturan yastık) seçenekleri sunacak. Henüz ölçü bilgileri açıklanmamış olsa da, Apple, kutunun içinden çıkacak olan iki farklı bantla kullanıcılara başlığı istedikleri gibi özelleştirebilme imkanı sunacak.

Apple Vision Pro’nun ön siparişleri 19 Ocak’ta başlayacak ve 2 Şubat’ta resmi olarak satışa sunulacak. 256GB depolama alanına sahip olan başlığın fiyatı ise 3500 dolar olarak belirlendi. Teknoloji tutkunları, bu yenilikçi ve heyecan verici ürünü edinmek için heyecanla bekleyişlerini sürdürüyor. Apple’ın Vision Pro ile AR/VR dünyasına getirdiği bu yeni soluk, kullanıcıları büyüleyici bir deneyime taşıyacak gibi görünüyor.

TCL, 115 inçlik Quantum miniLED TV ile sınıfının en büyüğü oldu

TCL, CES 2024 etkinliğinde, 115 inç boyutundaki devasa bir televizyon olan 115QM89’u tanıtarak Quantum Dot teknolojisiyle donatılmış en büyük MiniLED TV’sini duyurdu. Bu adım, TCL’nin uygun fiyatlı televizyonlarıyla bilinen imajını, Samsung, LG ve Sony gibi rakiplerine karşı birinci sınıf bir oyuncu olarak konumlandırma çabasının bir parçası gibi görünüyor.

115QM89, QM8 serisine ait olan 65 ile 98 inç arasındaki birinci sınıf TV’lerin devamı niteliğinde. Yeni televizyon, önceki modellerin bazı özelliklerini taşımanın yanı sıra daha etkileyici bir ev sineması deneyimi sunan 6.2.2 kanallı bir hoparlör sistemiyle donatılmış durumda. Büyük ekran aynı zamanda daha yüksek kaliteli ve canlı görüntüler sunan bir TCL AIPQ ULTRA işlemciye sahip.

Televizyonun öne çıkan özelliklerinden biri de 20 bin karartma bölgesine sahip olması. Bu özellik, kontrastın artmasına ve karanlık ile parlak bölgelerin daha belirgin hale gelmesine katkı sağlayarak izleme deneyimini iyileştiriyor.

TCL ayrıca, parlaklığı %33 arttırılan, 600 nit pik parlaklığa sahip, bölgesel karartma özelliğine sahip premium Q6-Pro serisi TV’leriyle birlikte 50 ile 85 inç arasında değişen boyutlarda yeni ürünlerini tanıttı. QM7 serisi ise daha yüksek işlemci hızı, ekran parlaklığı ve mini LED ekranıyla dikkat çekiyor.

Şirket, orta seviyedeki S serisine de yeni bir ekran sunarak 43 ile 85 inç arasında değişen boyutlarda 4K UHD çözünürlüğe sahip S5’i tanıttı. TCL, bu TV’lerin önceki nesle göre %25 daha parlak olacağını ve yeni TCL AIPQ işlemcisi sayesinde gelişmiş renk gösterimi sunacağını belirtiyor. S5 ayrıca Dolby Vision ve HDR PRO gibi özellikleri içeriyor.

Son olarak, TCL, yeni S ve Q sınıfı soundbar modellerini de tanıttı. Serinin zirvesinde, 2.1 Kanal Dolby Atmos destekli S55H soundbarı ve 7.1.4 Kanal Dolby Atmos ses sunan, arka hoparlörlere kablosuz bağlanabilen Q85H bulunmaktadır.

Samsung, projeksiyon cihazlarını dokunmatik hale getiriyor

Samsung, CES 2024 fuarında sektöre yön veren bir yenilikle karşımıza çıkarak Lightwarp teknolojisi ile donatılmış yeni Premiere projeksiyon cihazlarını tanıttı. Bu teknoloji, projeksiyon cihazlarını herhangi bir yüzeyde dokunmatik hale getirerek interaktif bir kullanım deneyimi sunuyor.

Samsung’un Lightwarp teknolojisi, uzun yıllardır kurumsal projeksiyon uygulamalarında kullanılan bir konsepti tüketici elektroniği dünyasına taşıyor. Standart bir tahta ya da alanı dokunmatik bir yüzeye dönüştüren bu teknoloji, kullanıcıların herhangi bir noktaya dokunarak ilgili komutu çalıştırmasına olanak tanıyor. Örneğin, uygulama simgelerine dokunarak içeriklere erişim sağlamak, hava durumu bilgilerini kontrol etmek veya web sitelerinde gezinmek mümkün.

Samsung

Lightwarp teknolojisi, kullanıcının dokunduğu noktada yüksek çözünürlüklü bir görüntü aktarımı yaparken aynı zamanda dokunma hassasiyetini algılayarak interaktif kullanım sunuyor. Bu özellik, sadece iş ortamlarında değil, aynı zamanda eğitim, eğlence ve diğer çeşitli alanlarda da benzersiz deneyimler sunma potansiyeli taşıyor.

Samsung’un 2024 projeksiyon cihazı serisi, Lightwarp teknolojisini içeriyor ve dikkat çeken modeller arasında 100 inçlik yansıtma alanına sahip Samsung Premiere 5 ile 150 inçlik yansıtma alanı, 100W ses, 8.2.2 kanal Dolby Atmos, 8K görüntü özellikleri sunan Samsung Premiere 8K cihazları bulunuyor.

Bu yeni teknoloji, kullanıcılara herhangi bir yüzeyde interaktif içeriklere erişim sağlama imkanı sunarak projeksiyon cihazları dünyasında Samsung’u bir adım öne çıkarıyor. Lightwarp teknolojisinin getirdiği dokunmatik deneyim, geleneksel projeksiyon kullanımını daha etkileşimli ve kullanıcı dostu hale getirerek teknoloji severlerin ilgisini çekmeye aday.

Google Asistan’da 17 özellik kaldırılıyor: İşte detaylar

Google, Android telefonlardaki Google Asistan’da bulunan 17 özelliğin kaldırılacağını duyurdu. Şirket, kullanılmayan özelliklerin kaldırılmasının kalite ve güvenilirlik odaklı bir karar olduğunu vurguluyor. 26 Ocak itibariyle kaldırılacak olan bu özelliklerden herhangi birini etkinleştiren kullanıcılar bilgilendirilecek ve çoğu özellik 26 Şubat’ta tamamen kaldırılacak.

Kaldırılan özellikler arasında, Google Play Kitaplar’daki sesli kitapları sesinizle çalma ve kontrol etme, medya alarmları ayarlama, yemek kitabınıza erişmek gibi özellikler bulunuyor. Ayrıca, Google uygulamasında ve Pixel Arama çubuğunda mikrofonun çalışma şeklinde de değişiklikler yapılacak.

Google Asistan’ın daha basit hale getirilmesi, gelecekte daha işlevsel bir asistan sunma hedefini güçlendiriyor. Google, ilerleyen dönemlerde Asistan’a Bard yapay zekasını eklemeyi planlıyor. Ancak, kaldırılan özelliklere doğrudan eşdeğer alternatifler sunulmayacak.

İşte kaldırılan özelliklerden bazıları:

  1. Google Play Kitaplar’daki sesli kitapları sesinizle çalma ve kontrol etme.
  2. Google Asistan özellikli cihazlarda medya alarmları ayarlama.
  3. Yemek kitabınıza erişmek veya yönetmek.
  4. Akıllı Ekranlarda ve Hoparlörlerde kronometreyi yönetme.
  5. Bir cihazı aramak veya Google Aile Grubunuza mesaj yayınlamak için sesinizi kullanma.
  6. E-posta, video veya sesli mesaj göndermek için sesinizi kullanma.
  7. Google Takvim’de bir etkinliği sesinizle yeniden zamanlama.
  8. Mesaj okumak ve göndermek, arama yapmak ve medyayı kontrol etmek için Google Haritalar’da Google Asistan sürüş modunda Uygulama Başlatıcı’yı kullanma.
  9. Önceden planlanmış Family Bell duyurularını planlamayı veya dinlemeyi isteme.
  10. Calm ile meditasyon yapmayı isteme.
  11. Etkinlikler için sesli kontrol artık Fitbit Sense ve Versa 3 cihazlarında kullanılamayacak.
  12. Uyku özetlerinizi görüntülemek yalnızca Google Akıllı Ekranlarda mümkün olacak.
  13. Hoparlörlerden ve Akıllı Ekranlardan yapılan aramalar, Duo kullanmadığınız sürece arayan kimliği ile görünmeyecektir.
  14. Akıllı Ekranlarda ortamdaki “İşe gidip gelme” süresi tahminlerini görüntüleme.
  15. Kişisel seyahat programlarını sesli olarak kontrol etme.
  16. Kişileriniz hakkında bilgi isteme.
  17. Ödeme göndermek, rezervasyon yapmak veya sosyal medyada paylaşım yapmak gibi belirli eylemleri sesli olarak gerçekleştirmeyi isteme.

OpenAI, askeri çalışmalar için kapıyı araladı!

Politika daha önce ürünlerinin “askeri konular ve savaş” amacıyla kullanımını yasaklamış olsa da, bu dil artık ortadan kalktı ve OpenAI artık askeri kullanıma açık olduğunu inkar etmedi.

10 Ocak’ta yayına girmiş gibi görünen değişikliği ilk kez Intercept fark etti.

Kullanımı yöneten ürünler gelişip değiştikçe, teknolojide politika metninde habersiz değişiklikler oldukça sık oluyor ve OpenAI’in de bundan farklı olmadığı açık. Aslında şirketin, kullanıcı tarafından özelleştirilebilir GPT’lerinin, muğlak bir şekilde ifade edilen para kazanma politikasının yanı sıra halka açık hale getirileceğine dair yakın zamanda yaptığı duyuru, muhtemelen bazı değişiklikler gerektirdi.

Ancak “askeriyeye hayır” politikasındaki değişimin bu yeni ürünün bir sonucu olması pek mümkün değil. OpenAI’in güncellemeyle ilgili bir açıklamasında olduğu gibi “askeri konular ve savaş”ın hariç tutulmasının sadece “daha net” veya “daha okunabilir” olduğu da inandırıcı bir şekilde iddia edilemez. Bu, aynı politikanın yeniden ifade edilmesi değil, önemli ve sonuç niteliğindeki bir politika değişikliği.

Açıkçası her şey yeniden yazıldı, ancak daha okunabilir olup olmaması her şeyden çok zevk meselesi. Açıkça izin verilmeyen uygulamaların madde işaretli bir listesinin, bunların değiştirildiği daha genel yönergelerden daha okunaklı olduğunu düşünüyorum. Ancak OpenAI’deki politika yazarları açıkça aksini düşünüyor ve eğer bu onlara şimdiye kadar açıkça izin verilmeyen bir uygulamayı olumlu ya da olumsuz yorumlama konusunda daha fazla serbestlik sağlıyorsa, bu sadece hoş bir yan etki. 

Şirket, açıklamasında “başkalarına zarar verme” ifadesinin “geniş ama kolayca kavranabilir ve birçok bağlamla alakalı olduğunu” belirtti. Aynı zamanda daha esnek.

OpenAI temsilcisi Niko Felix’in açıkladığı gibi, silah geliştirme ve kullanma konusunda hala genel bir yasak var; bunun başlangıçta ve ayrı olarak “askeri konular ve savaş” olarak listelendiğini görebilirsiniz. Sonuçta ordu silah yapmaktan daha fazlasını yapıyor ve silahlar ordudan başkaları tarafından yapılıyor.

OpenAI’in yeni iş fırsatlarını incelediğinin tahmin edildiği yer tam da bu kategorilerin örtüşmediği nokta. Savunma Bakanlığı’nın yaptığı her şey kesinlikle savaşla ilgili değil; her akademisyenin, mühendisin ya da politikacının bildiği gibi askeri kurumlar her türlü temel araştırma, yatırım, küçük işletme fonları ve altyapı desteğiyle derinden ilgilenmekte.

OpenAI’in GPT platformları, örneğin bir bölgenin su altyapısına ilişkin onlarca yıllık belgelemeyi özetlemek isteyen ordu mühendisleri için çok faydalı olabilir. Pek çok şirket için hükümet ve askeri parayla ilişkilerini nasıl tanımlayacakları ve yönlendirecekleri gerçek bir ikilem. 

Google’ın meşhur “Maven Projesi” bir adım fazla ileri gitti, ancak çok az kişi milyarlarca dolarlık JEDI bulut sözleşmesinden bu kadar rahatsız görünüyordu. Hava Kuvvetleri Araştırma laboratuvarı bursu alan bir akademik araştırmacının GPT-4’ü kullanması uygun olabilir, ancak AFRL içinde aynı proje üzerinde çalışan bir araştırmacı için uygun olmayabilir. Çizgiyi nerede çiziyorsunuz? Katı bir “askeriyeye hayır” politikasının bile birkaç uzaklaştırma sonrasında sona ermesi gerekiyor.

Bununla birlikte, OpenAI’in yasaklı kullanımlarından “askeri konular ve savaş” kelimelerinin tamamen çıkarılması, şirketin en azından askeri müşterilere hizmet vermeye açık olduğunu gösteriyor. 

Amazfit Helio Ring: terden stres seviyelerini ölçebilen akıllı yüzük

Akıllı teknolojilerin sınırlarını genişleten Amazfit, son dönemde duyurduğu Amazfit Helio Ring ile dikkat çekiyor. Bu akıllı yüzük, kullanıcıların sağlık değerlerini takip ederken sunduğu yenilikçi özelliklerle fark yaratıyor.

Amazfit Helio Ring, titanyum alaşımlı tasarımıyla öne çıkıyor. Bu özel malzeme sayesinde yüzük, 100 metreye kadar su geçirmez özelliğiyle kullanıcılara su altında da kullanım imkanı tanıyor. Bu özellik, özellikle sporcular ve aktif yaşam tarzına sahip kullanıcılar için önemli bir avantaj sunuyor.

Amazfit Helio Ring

Kapsamlı sağlık takibi:

Amazfit akıllı yüzük sağlık takibi konusunda rakiplerine meydan okuyor. Yüzük, nabız, kandaki oksijen seviyeleri, stres düzeyleri ve uyku döngüsünü anlık olarak izleyerek kullanıcıya detaylı bir sağlık analizi sunuyor. Uyku kalitesi ve fiziksel efor analizleriyle vücudun sınırlarını zorlayabileceği zamanları belirleyerek kullanıcıyı bilinçlendiriyor.

Helio Ring, dahili elektrodermal sensörü sayesinde elde oluşan teri analiz ederek yüksek stres seviyelerini ölçebiliyor. Bu özellik, kullanıcının günlük stres seviyelerini anlık olarak takip etmesine olanak tanıyarak yaşam kalitesini artırıyor.

Yüzük, PeakBeat algoritması ile tüketilen oksijen miktarı, antrenman yükü ve antrenman etkisi gibi önemli parametreleri analiz ediyor. Amazfit akıllı saatleri ile entegre çalışabilen Helio Ring, kullanıcılara ücretli abonelik hizmetiyle daha derinlemesine sağlık analizleri sunma imkanı sağlıyor.

Amazfit Helio Ring henüz fiyatı açıklanmamış olsa da, sağlık takibi ve performans analizi konusunda sunduğu özelliklerle dikkat çekiyor. Bu yenilikçi akıllı yüzük, kullanıcılarına günlük yaşamlarında sağlıklı bir denge sağlama konusunda önemli bir araç sunuyor.

Google, deniz altı kablolarla kıtaları birleştirecek!

Google tarafından bildirilen 9.200 mil (14.800 km) uzunluğundaki kablo, Güney Pasifik üzerinden Şili’den Avustralya’ya kadar uzanacak.

Pasifik Okyanusu boyunca Asya ile Kuzey Amerika’yı birbirine bağlayan, Southern Cross Next dahil olmak üzere Hawaiki Nui gibi yeni hatlar da dahil olmak üzere mevcut denizaltı kabloları zaten mevcutDahası, Google’ın ilk özel kablosu Curie gibi hatlar halihazırda Kaliforniya’dan Şili’ye bağlanıyor.

Ancak Google’a göre Humboldt, Ekim ayında açıklanan Güney Pasifik Bağlantısı girişimini oluşturan kabloları birbirine bağlayacak ve Fransız Polinezyası’nı Şili’ye bağlayarak Avustralya’dan Güney Amerika’ya daha doğrudan bir rota oluşturacak.

Desarrollo Pais ve Singapur merkezli BW Digital yan kuruluşu H2 Cable, Ağustos 2022’de kablonun inşası için teklif talebinde bulundu.

Google, gönderisinde “Güney Amerika ile Asya-Pasifik bölgesi arasında doğrudan bir fiber optik ağ bağlantısı, Şili hükümetinin 2016’dan beri bir tutkusuydu ve bu vizyonu gerçeğe dönüştürmek için ortaklık yapıyoruz.” diyor.

Desarollo Pais’e göre, 400 milyon dolarlık kablo “Şili’yi Asya Pasifik’ten veri aktarımı için Latin Amerika’ya açılan kapı olarak konumlandıracak.“.

Fransız Polinezyası Başkanı Moetai Brotherson, Humboldt projesinin “Fransız Polinezyası’nın dijital ekonomisini geliştirmeye devam edeceğini ve Tahiti’yi inovasyonun en ileri noktasında tutacağını” söyledi.

Desarrollo Pais genel müdürü Patricio Rey Sommer, projenin yıllar süren “özverili çalışmanın” ardından artık hayata geçirilme aşamasına girdiğini açıkladı. 2026 yılında tamamlanması planlanıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı projeyle ilgili şu yorumu yaptı: “Humboldt telgrafı Amerika’da daha fazla ekonomik işbirliği potansiyelinin somut bir örneğini temsil ediyor.“.

Siber Uzay ve Dijital Politika Bürosu’nun (CDP), birkaç isimsiz Pasifik Adası ülkesinde “hızlı, güvenli, birlikte çalışabilir ve güvenilir internet bağlantısına erişimi sağlamak için” 15 milyon dolar katkıda bulunmayı planladığını da ekledi.

Bu, ABD hükümetinin sürdürülebilir ve güvenilir internet altyapısının genişletilmesini sağlamak için ABD şirketleriyle işbirliği yapmasının bir yolu.” dedi.

ABD, Google üzerinden Pasifik ülkelerinin altyapı inşa etmelerine yardım etme konusunda bazı rekabetlerle karşı karşıya. Mayıs 2022’de Çin, Güney Pasifik ülkelerinin kendi geliştirdiği teknolojileri kullanarak ağ altyapılarını geliştirmelerine yardımcı olma tekliflerini sundu.

Çin’den gelen yardım bazıları tarafından memnuniyetle karşılanırken, Mikronezya Federal Devletleri’nin eski başkanı gibi diğerleri onsuz yapmayı tercih ediyor.

Apple Vision Pro için VR kelimesini yasaklıyor

0

Apple, geliştiricilere Vision Pro hakkında konuşurken “sanal gerçeklik” ifadesini kullanmamalarını söylüyor. Vision Pro Şubat ayında satışa çıkacak. Duyuruya çok az zaman kala Apple’ın, VisionOS (kulaklık üzerinde çalışan işletim sistemi) için uygulama geliştiricilerinden, VisionOS uygulamalarından “AR” veya “VR” olarak bahsetmemelerini talep ettiği ortaya çıktı.

Apple Vision Pro için VR ifadesi kullanılmasını istemiyor

Apple’ın en yeni yeniliğini ilk olarak Haziran 2023’te duyduk; burada dijital içerik ile kullanıcının fiziksel çevresini birleştiren uzamsal bir bilgisayar olarak pazarlanıyordu. Aynı zamanda bazı ciddi Apple grafik özellikleri ve Apple’ın “dünyanın ilk mekansal bilgi işlem sistemi” olarak adlandırdığı VisionOS ile donatıldı.

İlk bakışta Vision Pro kesinlikle mevcut Sanal Gerçeklik (VR) ve Artırılmış Gerçeklik (AR) kulaklıklarına benziyor. Bu nedenle Apple’ın bunlardan biriyle karıştırılmamasını sağlamak için çabalaması ilginç. AR ve VR referanslarına (ayrıca Genişletilmiş Gerçeklik (XR) ve Karma Gerçeklik (MR)) yönelik fiili yasak, Vision Pro’nun duyurulmasından sonra gelen yeni Xcode (Apple’ın geliştirici araçları paketi) güncellemesinin yönergelerinde fark edildi.

Bu öneri, bir geliştiricinin uygulamasını App Store’a gönderilmeye hazırlamak için yapması gerekenleri açıklayan yeni bir Apple Geliştirici sayfasında oldukça açık bir şekilde ortaya kondu. Apple, geliştiricilerin aynı zamanda küçük “v” harfiyle başlayan “visionOS” markasını ve cihazın tam adını “Apple” kullanmaları gerektiği konusunda ısrar ediyor. Ancak bunlar, Apple’ın VR ve AR’den kaçınmaya yönelik daha dikkate değer talimatları kadar beklenmedik değil. Apple’a göre, VisionOS uygulamaları VR, XR veya MR uygulamaları olarak değil “uzaysal bilgi işlem uygulamaları” olarak değerlendirilecek.

Birkaç nedenden dolayı ilginç bir hareket; Yeni bir terim türetmek insanlar için kafa karıştırıcı olabiliyor. Bu da kullanıcıların aşinalık oluşturması ve kalıcı olması için terimi gerçekten kullanması gerektiği anlamına geliyor. Ancak bu aynı zamanda Apple’ın kendisini mevcut AR/VR cihaz paketinden farklılaştırabileceği anlamına da geliyor. Bu aynı zamanda şimdiye kadar artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik gibi mevcut terimlere dayanan mesajlaşmanın da bir dönüm noktası. Apple’ın mevcut pazarlamasının çoğunda Vision Pro’dan “uzamsal bilgi işlem” platformu olarak bahsediliyor. Ancak Apple’ın Apple platform geliştiricilerine yönelik yıllık etkinliği olan 2023’teki Dünya Çapında Geliştiriciler Konferansı’nda (WWDC), Apple CEO’su Tim Cook, Vision Pro’yu “tamamen bir” platform olarak tanıttı.

Google Play Store’da büyük değişiklik!

Google, 2024 yılında uygulama mağazasında gerçek parayla oynanan oyunların sayısını artırmaya karar verdiğini duyurdu. Bu adım, Play Store’da gerçek parayla kumar oynanan uygulamaların çeşitlenmesine olanak tanıyacak. Şirket, belli ülkelerde Play Store’da gerçek para ile oynanan oyunlara izin veriyor ancak bu izin daha önce Günlük Fantezi Spor (DFS) ve Rummy gibi belirli türlerle sınırlıydı. Yeni duyuruyla birlikte, Google, yerel yasalara uygun olarak bu kategoride daha fazla oyun türüne izin vereceğini açıkladı.

Google Play Store‘da gerçek parayla oynanan kumar uygulamaları için pilot programlar birkaç yıldır devam ediyor. Şirket, bu programlardan gelen olumlu geri bildirimler sonrasında mevcut lisanslama çerçevesi dışındaki daha fazla Real Money Gaming (RMG) türünü desteklemeye başlayacağını belirtti. Genişletilmiş destek, Hindistan, Meksika ve Brezilya için Haziran ayında başlayacak. Ancak, Google, bu desteği gelecekte başka ülkelerde de sunmayı planlıyor.

Şu anda Hindistan’da DFS ve Rummy için başlatılan pilot program, 30 Haziran 2024 tarihine kadar devam edecek. Bu tarihten sonra geliştiriciler, yerel yasalara ve Play Store politikalarına uygun olarak diğer RMG uygulama türlerini mağazada sunabilecekler. Meksika’daki pilot program da aynı tarihte sona erecek ve diğer RMG uygulamalarının kullanıcılara sunulmasına olanak tanıyacak. Bu, kullanıcıların çeşitli RMG uygulamaları arasından seçim yapabilecekleri anlamına geliyor.

Google’ın bu adımı, oyun geliştiricilerine ve kullanıcılara daha geniş bir oyun yelpazesi sunarak mobil oyun endüstrisinin çeşitlenmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Bu hamle, şirketin stratejik bir genişleme adımı olarak dikkat çekiyor ve gelecekte daha fazla ülkede benzer desteklerin sunulmasını bekleyebiliriz.

Samsung, Tizen OS’ye kişiselleştirme, ve oyun özellikleri ekliyor

Samsung, 2024 Tizen işletim sistemi sürümünü, CES 2024 etkinliği kapsamında tanıttı. Yeni Tizen OS, Samsung’un akıllı televizyonları, akıllı telefonları ve diğer ekosistem ürünleriyle daha güçlü bir entegrasyon sunarken, bir dizi yenilikçi özellikle kullanıcı deneyimini zenginleştiriyor.

Gelişmiş yapay zeka ve Samsung ürünlerine entegrasyon, Tizen OS 2024’ün öne çıkan özelliklerinden biri. Samsung Hesap Kimliği entegrasyonu, aile üyelerine özel içerikleri sunarak kişiselleştirilmiş bir izleme deneyimi sağlıyor. Bu sayede her kullanıcı, izleme tercihlerine göre öneriler alabiliyor.

Samsung TV Plus’un güncellenmiş sürümü, kullanıcı dostu bir arayüz ve içerik keşfi için yeni kategorilerle birlikte geliyor. Ayrıca, Samsung Gaming Hub için Tasarlandı programı ile sertifikalı aksesuarlar, oyun deneyimini daha da geliştiriyor. Game Bar 4.0 ise oyunla ilgili çeşitli ölçümleri kullanıcıya sunarak oyun performansını artırıyor.

Samsung Tizen OS

Tizen’in yeni sürümü, Samsung Health ile daha iyi entegrasyon sağlayarak fitness içeriği ve egzersiz takibini artırıyor. Dr.Tail entegrasyonu sayesinde evcil hayvan sahipleri, gerçek zamanlı video danışmanlığı hizmetinden faydalanabiliyor.

Mobile Smart Connect özelliği, akıllı telefonları kullanarak TV uygulamalarını kontrol etmeyi sağlıyor. Ayrıca, Vibrary ve 360 Ses gibi yeni özelliklerle kullanıcılar sanatçı resimlerini yüksek kalitede görüntüleyebilir ve uzamsal ses deneyimine sahip olabilirler.

Tizen OS 2024, Samsung’un yeni TV’lerine eklenen üç yeni erişilebilirlik özelliği ile dikkat çekiyor: Ses Altyazısı, Relumino Birlikte Modu ve Engelsiz Uzaktan Kumanda. Bu özellikler, görme ve işitme sorunu olan kullanıcılar için daha iyi bir izleme deneyimi sunmayı amaçlıyor.

The Frame TV’de enerji tüketimini %10 azaltan değişken yenileme hızı ve Q-Symphony’nin 2024 sürümü gibi özelliklerle, Tizen OS 2024, kullanıcılara daha gelişmiş ve enerji verimli bir televizyon deneyimi sunuyor. Ancak, yeni sürümün eski televizyonlara ne zaman geleceği henüz net değil.

Tesla Megapack, Hawaii’nin son kömür santralinin yerine geçti!

Tesla’nın enerji depolama sistemleri olan Megapack’ler, dünya genelinde hızla yaygınlaşmaya devam ediyor. Son olarak, Hawaii’de faaliyete geçen yeni bir Tesla Megapack tesisi, kapatılan son kömür santralinin boşluğunu dolduruyor.

Hawaii, 2022 yılının başlarında Tesla’nın öncülüğünde yeni bir enerji depolama projesine başladı. Kapolei Energy Storage adını taşıyan bu proje, Oahu’nun endüstriyel batı yakasında konumlanmış ve 185MW/565MWh’lık devasa bir Tesla Megapack sisteminden oluşuyor.

1 Eylül 2022’de Hawaii, Oahu’daki son kömür santralini kapatmış ve böylece 180 megavatlık fosil yakıtlı enerjiyi şebekeden çıkarmıştı. Plus Power firması, biraz gecikmeyle de olsa, enerji depolama projesinin artık çevrimiçi olduğunu duyurdu. Firma, bu batarya sisteminin dünyadaki en gelişmiş şebeke ölçekli batarya enerji depolama sistemi olduğunu iddia ediyor.

Tesla Megapack sistemi, 158 adet lityum demir fosfat (LFP) pil hücresiyle donatılmış ve Hawaii Elektrik şebekesinde yük kaydırma ve hızlı frekans yanıt hizmetleri sağlamak üzere tasarlanmıştır. Bu sayede eyaletin artan yenilenebilir enerjisinin daha etkili bir şekilde kullanılması hedeflenmektedir. 565 megawatt-saat depolama kapasitesine sahip olan bu batarya, kömür santralinin üretimini doğrudan ikame edemese de, adanın dinamik güneş enerjisi sektörüyle birlikte çalışarak şebekede denge sağlayacak.

Hawaii, 2045 yılına kadar yüzde 100 yeşil enerji hedefine ulaşmayı planlıyor. Bu hedef doğrultusunda inşa edilen tesis, adım adım bu önemli hedefe doğru ilerlemenin bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Tesla Megapack, temiz enerji ve sürdürülebilir gelecek vizyonuna katkı sağlayarak, Hawaii’nin enerji dönüşüm sürecine öncülük ediyor.

Evcil hayvan kapıları yapay zeka ile akılanıyor!

0

Evlerimizdeki sevimli dostlarımızın getirdiği ölü fareler veya kemik artıklarıyla başa çıkmak artık daha kolay ve zahmetsiz. İsviçreli teknoloji firması Flappie, bu konuda devrim niteliğinde bir çözüm sunarak, CES 2024 fuarında büyük bir heyecan yarattı. Flappie’nin akıllı evcil hayvan kapıları, sadece evcil hayvanlarınızın özgürce giriş çıkış yapmasını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda getirdikleri istenmeyen nesneleri de etkili bir şekilde kontrol altına alıyor.

Genellikle bahçeli evlerde tercih edilen evcil hayvan kapıları, köpek veya kedilerin kapıyı açmaya ihtiyaç duymadan eve giriş çıkış yapmalarına olanak tanır. Ancak, bu özgürlük beraberinde evcil dostlarımızın getirdiği potansiyel sorunları da getirebilir. İşte tam burada Flappie devreye giriyor. Akıllı kapı, gelişmiş hareket sensörleri ve gece görüş kamerasıyla donatılmış, yılların birikimiyle oluşturulmuş veri setlerini kullanarak yüzde 90 doğruluk seviyesinde algılama yapabiliyor.

Evcil hayvan

Bu sayede, evcil hayvanlarınızın getirdiği fare, kuş ya da kemik gibi istenmeyen nesneler kolayca tespit edilebiliyor. Hem kullanıcı dostu bir uygulama üzerinden hem de fiziksel tuşlar aracılığıyla kontrol edilebilen akıllı kapı, evcil dostlarınıza istenmeyen cisimlerle eve girmeyi öğretiyor. Ayrıca, çipli hayvanlar için özel bir filtre seçeneği de bulunuyor.

Flappie’nin akıllı kapısı, bahar aylarında satışa sunulacak ve evcil hayvan sahiplerine modern bir çözüm sunmanın ötesinde, teknolojiyle entegre bir yaşam tarzı vaat ediyor. Bu inovasyon, Flappie AI’ın CES 2024 fuarındaki çıkışını büyük bir heyecanla kutlamamıza neden oldu. Artık yapay zekâ, evcil hayvanlarımızın günlük yaşantısına dahi dokunarak hayatımızı daha konforlu ve güvenli hale getiriyor.

Yapay zekalı gözlükler 2024’e damga vuracak!

Apple’ın pahalı Vision Pro artırılmış gerçeklik platformunun 2024’ün ilk çeyreğinde piyasaya sürülmesi bekleniyor. Ancak yıl sonuna kadar yılın platformunun yapay zeka gözlükleri konusunda önemli gelişmelere yol açacağı bekleniyor. Yapay zeka (AI) ile yüzünüzün rahatlığında etkileşime girmenizi sağlayan gözlükler yılın en popüler ürünü olacak. Aslında pazar lideri Meta’nın etrafındaki heyecan çoktan başladı.

Eylül ayında duyurulan ve Ekim ayında sevk edilen Ray-Ban Meta gözlüklerinin gelişi, başlangıçta şaşkınlıkla karşılandı. Bunların Snap Spectacles gibi kamera gözlükleri veya Amazon’un Echo Frames gibi sanal asistan gözlükleri olduğu varsayıldı. Bu konuda, Meta’dan Ray-Ban Stories’den küçük bir yükseltme geldi. Ancak Gözlükler, Yankı Çerçeveleri ve Ray-Ban Hikayeleri gadget’ları seven halkı heyecanlandırmada başarısız oldu.

Yapay zekalı gözlükler 2024’te çok ses getirecek

Herkesin 299 dolardan başlayan Ray-Ban Meta gözlüklerinin bu sönük aygıtlardan kat kat daha iyi ve daha güçlü olduğunu öğrenmesi biraz zaman aldı. Çok daha iyi bir kamera, süper yüksek kaliteli ses, sosyal medyaya canlı yayın yapma yeteneği ve inanılmaz derecede iyi bir yapay zeka asistanı sunuyordu. Yetersiz lansmana rağmen Ray-Ban Meta gözlükleri Aralık ayında üç şeyin meydana gelmesiyle internette patlamaya başladı.

İlk olarak Meta, “multimodal” özelliğinin bir tür kapalı beta sürümünü duyurdu. Kullanıcılar “Hey, Meta” komutunu kullanarak istedikleri zaman Meta Assistant’ı canlandırabilirken, “multimodal” özelliği, gözlüğün kamerasından çekilen bir resmi işlenmek ve analiz edilmek üzere Meta Assistant’a gönderen bir “bak” komutu ekliyor. Bardaklarınıza, malzemeler ve çeşnilerle dolu bir masaya bakmasını ve bu öğeleri kullanmak için size bir tarif vermesini söyleyebilirsiniz. Örneğin, tamamen eller serbest. Hem sözlü hem de görsel etkileşimin Meta’nın güçlü yapay zekasıyla birleşimi akıllara durgunluk veriyor ve bariz bir şekilde dünyayı değiştiriyor.

İkincisi, teknoloji gazetecileri Ray-Ban Meta gözlüklerinin aslında dönüştürücü olduğu konusunda fikir birliğine varmaya başladı.

Aslında tüm bu giyilebilir cihazların yapay zeka arayüz cihazları olarak kabul görmemesinin nedeni, gözlük form faktörünün açıkça üstün olması. Bu gözlüğün sap kısmı veya kolu, kullanıcıya harika ses veren ve yakındaki diğer kişiler için neredeyse sessiz olan yüksek kaliteli sesi kulaklara ulaştıracak şekilde mükemmel bir şekilde konumlandı. Ayrıca pilleri, antenleri ve diğer elektronik bileşenleri taşıyacak kadar büyük. Ray-Ban Meta gözlüklerin kanıtladığı gibi gözlükler, fotoğraf veya video çekerken başkalarına göstermek için yüksek kaliteli bir kamera ve ışık tutarken aynı zamanda şık görünebiliyor. Ray-Ban Meta gözlükleri, mevcut rakiplerinden çok daha yüksek kaliteye sahip oldukları ve Meta tarafından desteklenmesi gereken bir fiyata sahip oldukları için yapay zeka gözlük pazarına hükmediyor. Aslında hiçbir elektronik donanımı olmayan düzinelerce Ray-Ban gözlüğü, Ray-Ban Meta gözlüklerinden daha pahalı.

No-Code & Low-Code ile nasıl yazılım geliştirilir?

Yazılım geliştirme sürecinde işletmelerin ihtiyaçlarının değiştiğini, bu nedenle de başarısız ve etkin olamayan projelerin şirketlere büyük maliyet çıkardığını belirten Xpoda CEO’su Şenol Balo, “No Code ve Low Code özellikleri içerisinde barındıran bir platform olarak, yazılım geliştirme süreçlerini 20 kat daha artırarak, işletmelerin dijital dönüşüm yolculuğunu hızlandırıyoruz. İşletmelerin değişen ihtiyaçlarına anında yanıt verirken, organik olarak yazılımların gelişmesi ve büyümesini sağlıyoruz” dedi.

“Dijital dönüşümün tek çözümü, No-Code & Low-Code platformlar”

Dijital dönüşümün bir zorunluluk haline gelmesi de yazılım sektörünün mesaisini artırıyor. Yazılım üretiminde kaynakların oldukça kısıtlı, buna karşın talebin bir o kadar yüksek olduğunu söyleyen Şenol Balo, konuya şu sözlerle açıklık getirdi: “Araştırmalar nitelikli yazılımcı ihtiyacının ancak %20’sini karşılayabildiğimizi gösteriyor. Bu da yazılım geliştirme maliyetini artırıyor. Hem yazılım geliştiricilerin azlığı hem de geliştirme sürelerinin uzunluğu, kurumların dijital dönüşüm süreçlerini ertelemelerine sebep oluyor. Kaynakları güçlü olan işletmeler ise ihtiyaç duydukları yazılımlara daha geç ulaşıyor. Bir yazılımcı, 4 yıllık üniversite eğitimi ve 3 yıllık iş tecrübesi ile yetişebiliyor. No-Code & Low-Code bilen bir yazılımcının 1 ay gibi kısa bir sürede 20 kat daha hızlı uygulama geliştirebildiğini düşünürsek, dijital dönüşümün tek çözümünün No-Code & Low-Code platformlar olduğunu söyleyebiliriz.”

KOBİ’ler, büyük ölçekli kurumlar ve start-up’lara yönelik farklı avantajlar sunuyor

KOBİ’ler, büyük ölçekli kurumlar ve start-up’lara yönelik farklı avantajlar sunduklarına dikkat çeken Şenol Balo, “KOBİ’ler özel yazılım ihtiyaçlarını bir Xpoda iş ortağından talep ediyor. İhtiyaçlarıyla %100 örtüşen özel yazılımlar, hızlı ve maliyet etkin bir şekilde Xpoda iş ortakları tarafından geliştiriliyor. Büyük ölçekli kurumlar ise kodlama yapmak yerine IT ekiplerine veya yeni çalışanlarına yönelik Xpoda eğitimleri talep ediyor, yıllar sürecek dönüşüm projelerini aylar içerisinde tamamlayarak kullanıma alıyor. Bu süreçte zamana zaman iş ortakları ile ortak proje geliştirmeleri de mümkün oluyor. Kendi girişimini kurmak isteyen start-up’lar da Xpoda’nın hızlı geliştirme platformu sayesinde fikirlerini hızla yazılıma çevirip piyasaya sunabiliyor, aynı zamanda Xpoda iş ortağı olarak firmaların özel yazılım ihtiyaçlarına da cevap verebiliyor” ifadelerinde bulundu.

Dünyanın yazılım ihtiyacını karşılıyor

Xpoda’nın sektördeki öncü rolüyle dünyanın yazılım ihtiyacını karşıladığını kaydeden Şenol Balo, “Yaklaşık 200 şirkete özel geliştirilmiş, binlerce modül, on binlerce ekran ile birçok sektöre çözüm sunuyoruz. İngiltere, Rusya, Azerbaycan, Yunanistan, Dubai, Fas, Hollanda, Amerika gibi ülkelerde müşterilerimiz bulunuyor. Dünya ölçeğinde edindiğimiz deneyimle Türk yazılım sektörünün küresel yolculuğunu hızlandırıyoruz” diye sözlerine ekledi.

Apple CEO’su Tim Cook, milyonlarını kaybetti, ama hala zengin

Teknoloji devi Apple’ın CEO’su Tim Cook‘un 2023 yılındaki kazancı açıklandı, ve geçen yıla kıyasla dikkate değer bir düşüş yaşandığı ortaya çıktı. Apple, ABD Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu’na (SEC) yaptığı bildirimde, Cook’un 2023 yılında toplamda 63 milyon 209 bin 845 dolar kazandığını duyurdu.

Cook, 10 yılı aşkın bir süredir Apple’ın başında bulunan bir lider olarak, önceki yılın kazancı olan 99,4 milyon doların oldukça altında bir gelir elde etti. Bu yılki kazancının 83 milyon dolarlık kısmını hisse senedi, 16,4 milyon dolarlık kısmını ise ek tazminat ödemeleri oluşturmuştu. Ancak, kendi maaşına indirim yapma kararı alan Cook için 2023 yılında işler pek de yolunda gitmedi. Cook’un 2023 kazancı, Apple’ın belirlediği hedefin üzerinde olsa da, geçen yıla göre yüzde 36’lık bir düşüşü temsil ediyor.

Cook’un 2023 yılındaki kazancı şu şekilde detaylandırılmıştır:

  • Maaş: 3 milyon dolar
  • Hisse Senedi Ödülü: 47 milyon dolar
  • İkramiye: 10,7 milyon dolar
  • Katkı Payları ve Sigorta Primleri: 401.000 dolar + 2,5 milyon dolar

Cook, aynı zamanda toplamda 3.280.053 adet Apple hissesine sahiptir. Bu yılki kazancının yüzde 75’i şirketin yıllık performansına bağlı olacak şekilde belirlendi.

Ayrıca, paylaşılan raporda diğer Apple yöneticilerinin de kazançları açıklandı. CFO Luca Maestri, genel sekreter Kate Adams, perakende kıdemli başkan yardımcısı Deirdre O’Brien ve COO Jeff Williams gibi isimlerin toplamda yaklaşık 27 milyon dolar kazandığı, ancak bu gelirin büyük bir kısmının hisse senedi ödemelerinden kaynaklandığı belirtiliyor.

Kızıldeniz krizi Tesla’yı vurdu! Almanya fabrikasında üretim durdu

Tesla Kızıldeniz’deki gerginlikler ve nakliye saldırıları, küresel tedarik zincirlerini olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. Tesla, Almanya’daki fabrikasında üretimi durdurma kararı alarak krizin otomotiv sektörüne olan etkisini gösterdi.

Yemen’deki Husilerin, İsrail’in Gazze Savaşı’na tepki olarak Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik saldırıları, küresel nakliye ağını olumsuz etkilemiş durumda. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın açıklamalarına göre, küresel nakliyenin neredeyse yüzde 20’si aksamış durumda.

Tesla Kızıldeniz krizi için küresel krizin bir sonucu olarak bileşen eksikliği nedeniyle Almanya’daki üretim tesisini 29 Ocak’tan 11 Şubat’a kadar yaklaşık iki hafta süreyle kapatma kararı aldı. Berlin fabrikasında üretilen Model Y’nin Türkiye’de satıldığını belirtelim. Ancak, Model Y tedarikinde yaşanacak sıkıntının ne kadar süreceği şu an için belirsiz.

Tesla

Tesla Kızıldeniz’deki olaylar, diğer ülkelerin de bu krize dahil olmasıyla bir ablukaya dönüşmüş durumda. Kızıldeniz’in stratejik önemi, Süveyş Kanalı üzerinden Asya ve Akdeniz arasında önemli nakliye hatlarına ev sahipliği yapmasıyla ilgili. Süveyş Kanalı, küresel ticaretin yaklaşık sekizde birini ve küresel konteyner trafiğinin üçte birini taşıyor.

Yemen’deki iç savaşın bir sonucu olarak ortaya çıkan Husi saldırıları, gemilerin Aden Körfezi’nden ve Bab al-Mandeb Boğazı’ndan geçmesi gereken rotalarda sıkıntı yaratmış durumda. Husiler, Bab al-Mandeb boğazını abluka altına alarak küresel denizcilik şirketlerini alternatif rotalara yönlendirmiş durumda.

Bu durum, Tesla’nın Berlin’deki fabrikasına araç parçaları tedarikinde önemli gecikmeler yaşamasına neden olacak. Şirket, bu aksamadan dolayı bu ayın sonundan itibaren otomobil üretimini durduracak ve daha fazla araç parçasının gelmesini bekleyecek. Nakliye şirketleri, bu aksaklıkların öngörülebilir gelecekte de devam edeceğini belirtiyor. Dolayısıyla, Tesla sadece bu durumdan etkilenen tek şirket olmayacak.

Togg, yapay zeka destekli akıllı cihaz kamerasını CES’te tanıttı!

Doğuştan elektrikli ikinci akıllı cihazının güncel halini T10F ismiyle dünyanın en büyük teknoloji fuarı CES’te dünya kamuoyuyla paylaşan Togg, akıllı cihazlarına yönelik en yeni uygulaması olan yapay zeka destekli kamerasını da CES’te tanıttı. Dikiz aynasının hemen üzerinde yer alan AI Kamera, kullanıcı deneyimini bir üst seviyeye taşıyor.

Teknolojideki en son yeniliklerin ve ilklerin buluşma noktası olan CES’te ürün, tasarım ve teknolojilerini sergileyen Togg, AI Kamera uygulamasının duyurusunu da yaptı. Togg’un devrim niteliğindeki AI Kamera yeniliği, kullanıcıların yaşam yolculuklarının her anını kaydetmelerine, düzenlemelerine, paylaşmalarına, saklamalarına ve böylece ölümsüz anılar biriktirmelerine olanak tanıyor. Bu uygulama ile en yeni görüntü işleme teknolojilerine, görüntü yönetimi sistemlerine, yapay zeka tabanlı filtrelere ve fotoğraf düzenleme araçlarına doğrudan erişen kullanıcıların içlerindeki sanatçı da ortaya çıkıyor.

19 farklı yapay zeka algoritmasıyla bambaşka dünyalar

togg

Dikiz aynasının hemen üzerinde yer alan AI Kamera’nın geniş lensinin konumu, tüm yolcuların her kareye dahil olmasını mümkün kılıyor. Bu inovasyon sayesinde sahne tanıma, otomatik ışık düzeltme, yüz ve gülümseme algılama, nesne izleme ve otomatik odaklama dahil olmak üzere 19 farklı yapay zeka algoritması kullanılarak en basit görüntüler bile etkileyici görsellere dönüşebiliyor. Yalnızca tek bir tıkla çok sayıda yapay zeka filtresi uygulanarak uzay, kedi temalı ‘patiler’ veya gelecek fantezisi gibi yeni dünyalara erişilebiliyor, epik maceralardan sahneler tekrar tekrar yaşanabiliyor. 

AI Kamera uygulamasına yakında TruStore üzerinden erişebilecek kullanıcılar, görüntüleri çektikten sonra görselleri sosyal medyada arkadaşlarıyla paylaşmadan önce düzenleyebilecek, hatta yolculuk sırasında görsel galerilerini ‘sergi moduna’ alarak herkesi eğlenceye dahil edebilecek. 

Samsung, Pinli monitör serisi The Link’i tanıttı

0

Teknoloji devi Samsung, CES 2024 fuarında sergilediği The Link monitör serisi ile monitör dünyasına yeni bir soluk getiriyor. Bu özel monitör serisi, estetik tasarımı ve yenilikçi bağlantı teknolojisi ile dikkat çekiyor. İnce ekran çerçeveleri ve 32 inçlik 4K panelleri ile The Link monitörler, görsel deneyimi en üst düzeye çıkarmak için tasarlanmış.

The Link Samsung Pinli monitör serisinin en çarpıcı özelliklerinden biri, bir araya getirilebilen çoklu monitör konfigürasyonunu mümkün kılan özel bağlantı pinleri. Bu benzersiz tasarım, kullanıcılara birden fazla monitörü kenetleyerek devasa bir ekran elde etme fırsatı sunuyor. Bu özellik, reklam panolarından ofislerdeki çoklu monitör sistemlerine kadar çeşitli kullanım senaryolarına hitap ediyor.

Samsung Pinli monitör

CES fuarında tanıtılan Samsung Pinli monitör The Link monitör serisi, teknoloji dünyasında büyük bir beğeni topladı ve CES yenilik ödülüne layık görüldü. Ancak, Samsung henüz bu yenilikçi teknolojiye dair detaylı bilgileri paylaşmamıştır. Önümüzdeki haftalarda, The Link serisi ile ilgili daha fazla bilgi ve özellik açıklamalarının gelmesi bekleniyor.

The Link monitörler, sadece görsel estetikleri ile değil, aynı zamanda güçlü performansları ve kullanıcı dostu özellikleri ile de dikkat çekiyor. İnce gövde yapısı, yüksek çözünürlük, hızlı şarj özellikleri ve USB Tip-C ile görüntü aktarımı gibi özellikleri ile kullanıcıların beklentilerini karşılamaya aday. Monitör dünyasındaki bu yenilikleri yakından takip etmeye devam edin, çünkü Samsung’un The Link serisi, modern teknoloji ile estetik tasarımı bir araya getirerek kullanıcılara eşsiz bir deneyim sunuyor.

Girişimcilik ekosistemi 27 Ocak’ta BTM’de buluşuyor!

Girişimcilik ekosistemi, sürekli evrilen ve yenilikçi fikirlerin merkezi haline geldi. Bu dinamik ortamda, girişimcilik ekosistemi kahvaltı buluşmaları adı verilen buluşma etkinlikleri, iş dünyasının kalbinde yer alan önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.

Bu buluşmalar, girişimcilerin projelerini yatırımcılara sunmaları için altın bir fırsat sunuyor. Yatırımcılar, bu etkinliklerde potansiyel yatırım fırsatlarını değerlendirme şansı elde ederken, girişimciler de projelerini doğru kitleye ulaştırma imkanı buluyorlar. Günümüzde bu etkinlikler, yalnızca yerel değil, aynı zamanda küresel bağlantılar kurma fırsatı da sunuyor.

İstanbul’un kalbinde, yenilikçi fikirlerin ve iş dünyasının dinamik bağlantılarının merkezi olacak olan yılın ilk Girişimcilik Ekosistemi Kahvaltı Buluşması, 27 Ocak’ta Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nde gerçekleşiyor. 7. Girişimcilik Ekosistemi Kahvaltı Buluşması, girişimcileri, yatırımcıları ve sektör profesyonellerini bir araya getirerek, yeni işbirlikleri ve sinerjiler yaratma fırsatı sunuyor.

Bu özel etkinlik, girişimcilik dünyasının önemli konularını masaya yatıracak. Katılımcılar, sektörün lider isimlerinden ilham alacak ve değerli bilgiler edinecekler. Girişimcilik trendleri, yatırım stratejileri ve etkili pazarlama taktikleri hakkında önemli içgörüler paylaşılacak.

StartupTeknoloji 7. girişimcilik ekosistemi kahvaltı buluşması 27 Ocak’ta gerçekleşecek

Girişimcilik ekosistemi içindeki buluşma etkinlikleri, iş dünyasının geleceğini şekillendiren kritik unsurlardır. Bu etkinlikler, yenilikçi fikirlerin hayata geçirilmesi, değerli işbirliklerinin kurulması ve global çapta ağların genişletilmesi açısından hayati bir rol oynar. Girişimciler, yatırımcılar ve sektör profesyonelleri için bu etkinlikler, başarı yolculuklarında kaçırılmaması gereken duraklardır.

StartupTeknoloji tarafından düzenlenen Girişimcilik Ekosistemi Kahvaltı Buluşması, girişimciliğe tutkulu olan herkese eşsiz bir ağ oluşturma ve öğrenme deneyimi sunacak. Katılımcılar, deneyimli iş insanları ve girişimcilik alanındaki uzmanlarla doğrudan etkileşim şansı bulacaklar.

İstanbul’un girişimcilik ekosistemi, bu etkinlikle yeni bir boyut kazanacak. Hem yeni başlayan girişimcilere hem de tecrübeli iş insanlarına hitap eden etkinlik, herkesi bu değerli buluşmada yer almaya ve girişimcilik ekosisteminin bir parçası olmaya davet ediyor.

İstanbul’da gerçekleşecek olan bu benzersiz etkinlik, girişimcilik ruhunu canlandırmak ve iş dünyasında yeni bağlantılar kurmak için kaçırılmaması gereken bir fırsat! Sınırlı sayıda kontenjan için ön başvuru formunu hemen doldurun.

Ön başvuru formu: https://forms.gle/vbonGJNg74omQm8QA