İlluminati siber Dünya’da hortladı!

0

Siber suçlular, yeni uygulama ve taktiklerle internet kullanıcılarının kişisel bilgilerini tehdit etmeye devam ediyor. Bitdefender Antispam Lab araştırmacıları, siber suçluların e-posta aracılığıyla İlluminati tarikatının adını kullanarak internet kullanıcılarını dolandırdığını açığa çıkardı. Sözde “İlluminati Kabalaları” ile bizzat iletişime geçen araştırmacılar, 200 bin dolar maaş ve yeni ev gibi tekliflerle dünya çapında yeni “üyeler” arayan dolandırıcılık kampanyasına karşı kullanıcıları uyarıyor. 

Ana akım kültürde sayısız komplo teorisinden biri olarak ünlenen İlluminati, günümüzde en çok ilgi duyulan konulardan biri haline geldi. Durumu fırsata çeviren siber suçlular, İlluminati’ye ‘’üye’’ toplama adı altında dünya genelindeki birçok internet kullanıcısına spam e-postalar göndermeye başladı. Kendilerini “Büyük Üstatlar’ ve ‘’İlluminati Kabalaları’’ gibi birçok takma isimle tanıtan suçlular, çeşitli manipülasyon teknikleriyle kullanıcıların kişisel bilgilerini ve banka hesaplarını tehdit ediyor. Bu tür taleplere asla yanıt vermemeleri ve mesajları derhal silmeleri için uyaran Bitdefender Antispam Lab araştırmacıları, çete üyeleri ile iletişime geçerek elde ettikleri bulguları paylaşıyor.

Bitdefender Antivirüs Türkiye distribitörü Laykon Bilişim’in Operaasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, kolay yoldan zengin ve ayrıcalıklı olma isteğine yenik düşen insanların bu dolandırıcılığın kurbanı olma eğiliminde olduklarını söylüyor.

200 Bin Dolar maaş ve yeni ev teklif ediliyor

Zenginlik ve lüks yaşam tarzı karşılığında dünyayı kontrol eden organizasyonlarına katılmaya davet eden çete üyeleri, işe alım amacıyla çoğunlukla Gmail ve AOL üzerinden spam e-postalar gönderiyor. Ancak Bitdefender Antispam Lab araştırmacılarının elde ettiği bilgiler doğrultusunda, dolandırıcıların sadece iki hafta içinde kullanıcıları ikna etmek amacıyla WhatsApp işletme hesapları oluşturarak uluslararası telefon numaraları kullandıklarını ortaya koydu. Facebook ve Twitter’dan alıntı sözlerle bağ kurmaya çalışan dolandırıcılar, işe alım karşılığında aylık 200.000 dolar ve üzeri maaş, yeni bir ev, üst düzey ünlülerle randevular, sihirli bir tılsım ve sadece davetle girilebilen elit bir kulübe giriş imkanı sunarak kullanıcıları kandırmaya çalışıyor.

İletişime geçilen dolandırıcılar bir tür üyelik formu doldurarak İlluminati topluluğuna veya İlluminati Kardeşliği’ne katılma imkanı sunuyor. Form, dolandırıcıların kimlik hırsızlığı suçlarını işlemesine olanak tanıyabilecek kişisel olarak tanımlanabilir bilgiler verilmesini istiyor. Bu bilgiler arasında ad soyad, doğum tarihi, adres, telefon numarası, meslek, maaş bilgisi, e-posta adresi, medeni durum, yaş ve güncel bir fotoğraf yer alıyor. Hatta işe alım görevlileri belgenin İlluminati Dağıtım Departmanı’na ya da kısaca DODIS’e gönderileceğini söylüyor.

En çok ABD’deki kullanıcılar hedef alınıyor

Araştırmacılar, WhatsApp’ta iletişime geçtikleri dolandırıcıların çoğunun ana dillerinin İngilizce olmadığını ve iletilen mesajların kopyala-yapıştır metinler olduklarını analiz etti. Bunun üzerine spam e-postaların IP adreslerini inceleyen araştırmacılar şaşırtıcı verilere ulaştı. Araştırmaya göre spam e-postalar Nijerya (%40), Güney Afrika (%16), ABD (%14), Hollanda (%13) ve Arjantin ve Brezilya (her biri %5) üzerinden gönderiliyor. Dolandırıcılar, çoğunlukla ABD’deki alıcıları (%62) hedef alsa da sahte e-postalar Avustralya (%11), İngiltere ve Almanya (%7), Güney Afrika (%6), İrlanda (%2) ve Çek Cumhuriyeti ile Slovakya’daki (her biri %1) kullanıcıların gelen kutularına da ulaşıyor.

Oltamalar Facebook, Instagram ve Twitter’da da başlayabilir

Bitdefender Antispam Lab araştırmacıları, çete üyelerinin sosyal medya platformlarında son derece aktif olduklarını belirtiyor. Dolandırıcıların, direkt mesajlar ile Facebook, Instagram ve Twitter’da binlerce kullanıcıya ulaşabileceklerini belirten Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, büyük üstatlar, İlluminati veya İlluminati’ye bağlı kuruluşlar adına özel işe alım görevlileri tarafından gönderildiğini iddia eden ve bu logoların yer aldığı mesajlara itibar edilmemesi uyarısında bulunuyor.

Meta her gün 100.000 dolar ceza ödeyebilir!

Norveç’in veri koruma düzenleyicisi bugün yaptığı basın açıklamasında, Meta’nın Instagram ve Facebook kullanıcılarını izleme uygulamasının gizliliklerini ihlal ettiğini söyledi. Şirket, düzeltici önlem almazsa, 4 Ağustos’tan 3 Kasım’a kadar günlük bir milyon kron (100.000 $) para cezasına çarptırılacak. Norveç’in gizlilik komisyonu Datatilsynet başkanı Tobias Judin, “Bunun yasa dışı olduğu o kadar açık ki, şimdi ve hemen müdahale etmemiz gerekiyor.” dedi.

Hareket, Meta‘nın reklam için konum, davranış ve daha fazlası gibi kullanıcı verilerini toplamasını yasaklayan bir Avrupa mahkemesi kararının ardından geldi. Datatilsynet, eylemlerini Avrupa’nın Veri Koruma Kurulu’na havale etti ve bu da para cezasını Avrupa genelinde genişletebilir. Judin, amacın Meta‘ya “ek baskı” koymak olduğunu söyledi.

Qualcomm Avrupa

Meta Reuters’e Datatilsynet’in kararını gözden geçirdiğini ve kararın hizmetlerini hemen etkilemeyeceğini söyledi. Bir sözcü, “AB’deki lider düzenleyicimiz olan İrlanda DPC ile kararına uymamızla ilgili olarak yapıcı bir şekilde ilişki kurmaya devam ediyoruz” dedi. “Yasal dayanaklarla ilgili tartışmalar bir süredir devam ediyor ve işletmeler bu alanda düzenleyici kesinlik eksikliğiyle karşı karşıya kalmaya devam ediyor.”

Meta, veri gizliliği eylemleri konusunda Avrupa çapında baskıyla karşı karşıya. Bu ayın başlarında, İrlanda‘nın veri düzenleyicisi (DPC), Meta‘nın davranışsal reklamcılık için kullanıcı verilerini toplayamayacağına karar verdi. Ve Mayıs ayında, AB kullanıcı verilerini ABD’deki sunucularına aktardığı için rekor kıran 1,2 milyar € (1,3 milyar $) para cezasına çarptırıldı.

Ayrıca, Meta‘nın yeni Twitter rakibi Threads, gizlilik endişeleri nedeniyle Avrupa Birliği’nde henüz mevcut değil. Threads piyasaya çıktığında Meta, “GDPR veya AB gizlilik kurallarına tam olarak tabi olmayan Birleşik Krallık dışında bir Avrupa lansmanı için henüz hizmet hazırlamadığını” söyledi. Meta, AB kullanıcılarının yeni sosyal medya sitesine VPN ile erişmesini engelleyecek kadar ileri gidiyor.

Şirketlerin %35’i 10 yıl içinde iflas edebilir!

0

Yetersiz güvenlik önlemleri sebebiyle siber saldırganların hedef alanına giren üreticilerin, yüksek güvenliğe duyduğu ihtiyacı artıyor. Birçok üreticinin dijital dönüşüm girişimlerini benimsemede geride kaldığını gösteren Deloitte Insights raporu, bu dönüşümü benimsemeyen şirketlerin yüzde 35’inin gelecekteki 10 yıl içinde iflas edeceğini veya önemli ölçüde değişeceğini ortaya koyuyor. Üreticilerin operasyonel süreçlerine dahil etmesi gereken bulut depolama hizmetleri, üreticilerin performansını artırmasına olanak tanıyor. Siber koruma alanında küresel bir lider olan Acronis, bulut depolama uygulamaları ile üretim süreçlerinin iyileştirilmesine dair 4 adımı paylaşıyor. 

Dijital sistemlerin ve veri hacminin sürekli artmasıyla üreticiler kritik bilgilerini korumak için güçlü stratejilere ihtiyaç duyuyor. Deloitte Insights raporu, birçok üreticinin dijital dönüşüm girişimlerini benimsemede geride kaldığını gösteriyor. Rapor, bu dönüşümü benimsemeyen şirketlerin yüzde 35’inin gelecekteki 10 yıl içinde iflas edeceğini veya önemli ölçüde değişeceğini ortaya koyuyor. Üretim tesisinin ağında sayısız veri ve cihaz bulunduğundan güvenliğin sağlanması daha güç bir hale geliyor. Bu sebeple üreticiler tüm süreçlerini otomatikleştirme ihtiyacıyla teknolojiye yöneliyor. Endüstriyel Nesnelerin İnterneti (IIoT) ve bulut tabanlı üretim gibi yenilikçi teknolojik uygulamalar daha erişilebilir olduğu takdirde siber güvenlik riskleri minimum seviyeye iniyor. Siber korumaya entegre yaklaşımın bir parçası olarak verileri buluta taşımak; çeviklik, daha düşük maliyet, varlıklara daha fazla erişim ve gelişmiş iş birliği gibi önemli avantajlar sağlıyor. Siber koruma alanında küresel bir lider olan Acronis, bulut depolama uygulamaları ile üretim süreçlerinin iyileştirilmesine dair 4 adımı paylaşıyor.

1. Veri erişilebilirliği ve iş birliği sağlayın. Bulut depolama, her konumdaki yetkili personelin verilere kolayca erişmesine imkan tanıyor. Bu adım üreticilerin ekipler arasında, harici ortaklar ve tedarikçilerle iş birliğini kolaylaştırmasını sağlıyor. Paydaşların verilere güvenli bir şekilde erişip paylaşabilmesi daha verimli karar alma süreçlerini teşvik ederek gerçek zamanlı iş birliğini mümkün kılıyor.

2. Veri analitiği ve içgörüler elde edin. Bulut veri depolama, üreticilerin operasyonel süreçlerinde gelişmiş veri analitiğinden yararlanmalarına olanak tanıyor. Üreticiler, birden fazla kaynaktan gelen verileri entegre ederek ve analitik şekilde uygulayarak üretim süreçleri, kalite kontrol ve tedarik zinciri yönetimi hakkında değerli içgörüler elde ediyor. Bu içgörüler modellerin, anormalliklerin ve iyileştirilecek alanların belirlenmesine yardımcı olarak optimize edilmiş üretim, azaltılmış aksama süreleri ve gelişmiş genel verimliliği sağlıyor.

3. Endüstriyel Nesnelerin İnterneti (Iıot) Uygulamasını Entegre EdinIIoT, gerçek zamanlı veri toplamak için üretim ortamı boyunca cihazları, sensörleri ve ekipmanı birbirine bağlamayı içeriyor. Bulut depolama, bu verileri toplamak, depolamak ve analiz etmek için merkezi bir platform sağlayarak üreticilerin ekipman performansını izlemesine, sorunları tespit etmesine ve bakım ihtiyaçlarını tahmin etmesine olanak tanıyor. Bu sayede beklenmeyen arıza sürelerinin önlenmesi, ekipman çalışma süresinin artırılması ve genel operasyonel verimliliğin iyileştirilmesi sağlanıyor.

4. Makine Öğrenimi ve Tahmine Dayalı Analitik Modellerini Uygulayın: Bulut veri depolama ve işleme gücü, makine öğrenimi algoritmaları ve tahmine dayalı analitik modelleri uygulamak isteyen üreticiler için önemli bir rol oynuyor. Üreticiler, bulutta depolanan büyük veri kümeleri üzerinde makine öğrenimi modelleri eğiterek, üretim süreçlerini ve kaynak tahsisini optimize eden kalite kontrol algoritmaları, talep tahmin modelleri ve diğer uygulamaları geliştiriyor. Bu teknolojiler proaktif karar vermeyi mümkün kılarak az maliyetle ürün kalitesini iyileştiriyor ve müşteri memnuniyetini artırıyor.

Helikopter pilotları sanal gerçeklik gözlükleri ile eğitilecek

ABD havacılık düzenleyicileri, helikopter pilotlarının nasıl eğitildiğini yeniden düşünmek için küçük bir İsviçre teknoloji girişimine yöneliyor.

Şirket Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Federal Havacılık İdaresi‘nin Zürih merkezli Loft Dynamics‘ten sistemlerin teslimini alarak uçuş simülatörlerinde sanal gerçeklik teknolojisini ilk kez değerlendireceğini söyledi.

Teknoloji, VR kulaklıklarını bir helikopterin kontrol panelini ve kokpitini kopyalayan bir çerçeveyle birleştiriyor, ancak geleneksel tam hareketli kurulumlardan önemli ölçüde daha küçük bir ölçekte. FAA’nın Atlantic City, New Jersey’deki Ar-Ge tesisine biri Airbus SE’nin H125 helikopterinde, diğeri Robinson R22 için pilotları eğitmek için iki simülatör kuruldu. Finansal şartlar açıklanmadı.

FAA genellikle havacılıkta yeni teknolojilerin kullanımını araştırır ve çoğu ticari dağıtımlarla sonuçlanmayan kapsamlı geliştirme programlarına sahip. Düzenleyici ilk kez VR kulaklıklarını bir eğitim aracı olarak gözden geçirecek olsa da, dar helikopter pazarı için ve ticari uçaklar için geçerli değil. Ek olarak, Loft Dynamics ile yapılan anlaşma, ABD’deki teknolojisinin sertifikasyonuna eşit değil.

Sistemleri Avrupa Birliği Havacılık Güvenliği Ajansı tarafından sertifikalandırılan az bilinen girişim, Aralık ayından bu yana kurumsal yatırımcılardan 20 milyon dolar topladı. Umudu, teknolojinin birden fazla uçak tipinde pilotları eğitmek için daha düzenli, daha düşük maliyetli bir yöntem sunması ve nihayetinde eğitim okullarının ve eğitmen yoğun programların yerini alması.

Loft Dynamics İcra Kurulu Başkanı Fabian Riesen Pazartesi günü Televizyon röportajında, ”Helikopteri simüle etmek çok daha zor, bu yüzden bunu daha yüksek ölçüt olarak aldık.” dedi. Kubbeli simülatörlerden “Yakında 20 kat daha ucuz”.

Loft Dynamics, şimdiye kadar Avrupa’da her biri düzenleyici onay gerektiren 13 birim sattı ve dağıttı.

R22 için VR kulaklıkları, yeni pilotlar için özel bir yardımcı olacak, çünkü helikopterler geleneksel sabit kanatlı uçaklardan daha pahalı ve daha karmaşık olabiliyor. İki koltuklu R22, geleneksel bir pistonlu motora sahip ve giriş seviyesi bir eğitmen olarak yaygın olarak kullanılıyor. Daha yüksek performanslı Airbus helikopteri bir türbin motoruna sahip ve diğerleri arasında kurumsal operatörler, acil sağlık ekipleri, kolluk kuvvetleri ve ordu tarafından uçurulmakta.

Riesen, Loft Dynamics‘in donanımı üçüncü taraflardan aldığını, ancak “donanımdan bağımsız” olduğunu söyledi. Mevcut kulaklık Helsinki merkezli Varjo Technologies Oy tarafından sağlanıyor.

Findeks notunuz araç kiralamanıza engel olabilir

0

Araç kiralama işlemlerinde kriter olarak kullanılan Findeks Kredi Notu, sürücülerin finansal istikrarını ifade ediyor. 1400 ve üzeri puana sahip sürücülerin araç kiralama taleplerine olumlu yanıt verilirken aksi durumlarda araç tesliminde sorun yaşanabiliyor. Türkiye’nin Lider Seyahat Sitesi Enuygun.com, araç kiralamayı düşünen kişilere rezervasyon yaptırmadan önce Findeks notlarını öğrenmelerini öneriyor. Bu sayede araç tesliminde yaşanabilecek mağduriyetin önüne geçilebilir.

Araç kiralama hizmeti özellikle tatil döneminde konforlu ulaşımın vazgeçilmezlerinden biri olarak tercih ediliyor. Ulaşım maliyetlerinin artması, özellikle kalabalık seyahatlerde araç kiralamayı çok daha uygun hale getirirken yine maliyetler nedeniyle araç almayı erteleyenler de araç kiralama seçeneğini değerlendiriyor. Kişiler araç sahibi bile olsalar uçak yolculuğu sonrasında havalimanından araç kiralayarak seyahatlerine devam etmeyi tercih edebiliyor.

Araç kiralama firmaları ise artan talep karşısında sürücülerin ne kadar güvenilir olduğuna artık daha çok dikkat ediyor ve Findeks Kredi Notu’nu referans alarak değerlendirmede bulunuyor. Kredi Kayıt Bürosu’nun 2015 yılında uygulamaya koyduğu özel müşteri risk değerlendirme sistemi sonucunda oluşturulan Findeks Kredi Notu, araç kiralama süreçlerinde de önemli bir kriter olarak kullanılıyor. Bireysel kredi, kredi kartı ve kredili mevduat hesabı borçları, ödeme düzeni ve kullanım detayları gibi finansal istikrara dair veriler üzerinden izleme sistemiyle 1’den 1900’e dek derecelendirilen bir Findeks Kredi Notu’na ulaşılıyor.

Findeks notunuz kaç olmalı?

Ülkemizde araç kiralamada Findeks Notu’nun genel olarak 1400 seviyesinde olması talep ediliyor. Bununla birlikte araç kiralama şirketleri farklı uygulamalara gidebiliyor; bazı firmalar daha yüksek kredi notuna sahip tüketicilerin kiralama işlemlerine onay veriyor. İstenen Findeks Notu, kiralanmak istenen aracın model, segment ve fiyatlarına göre de değişkenlik gösterebiliyor.

Findeks notunuzu mutlaka öğrenin

Sürücülerin rezervasyon yaptırmadan önce mutlaka Findeks notlarını öğrenmeleri gerektiğini belirten Enuygun.com Araç Kiralama İş Geliştirme Müdürü Zafer Sağlam, böylece olası olumsuzlukların önüne geçebileceklerini belirtti. Sağlam “Büyük ve güvenilir firmalar araç yatırımlarını koruyabilmek ve hizmetlerine sorunsuz devam edebilmek için kiralamalarda riski minimuma indirmek amacıyla Findeks Notu’ndan yararlanıyor. Sürücüler, özellikle yoğun dönemlerde rezervasyon ve ödeme yapıp sonrasında araçlarını almaya gidiyor. Bu arada puanlamaları da kontrol ediliyor ve eğer not düşükse araç kendilerine teslim edilmeyebiliyor. Bu nedenle araç kiralamak isteyen sürücülerin kredi notlarını mutlaka bilerek başvuruda bulunmalarını tavsiye ediyoruz” dedi.

GMV’nin yeni uzay robotu İspanya’da test edildi

GMV, uzay robotiği projesinin Artan Mesafeler için Sağlam ve Yarı Otonom Platform (RAPID) bir parçası olarak Ay robotları için saha testleri yürütüyor.

Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından yürütülen proje, Mars veya Ay’ın yüzeyinde bulunana benzer topografyaya sahip olması nedeniyle seçilen Colmenar Viejo, Madrid‘de gerçekleşiyor.

RAPID projesi kapsamında GMV, gezegen dışında çalışan otonom robotlar için yeni bir rekor olan, ayın yüzeyinde saniyede ortalama 3,6 fit hızla dolaşabilen otonom bir ay gezgini tasarlıyor.

Geziciye rehberlik, navigasyon ve kontrol (GNC) sistemine görsel navigasyon ipuçları sağlamak için bir dizi kamera takacağı bildiriliyor.

Uzay araştırmaları için planlar artmaya devam ettikçe, yenilikçiler su veya dünya dışı yaşam belirtileri gibi malzemeleri ararken daha fazla mesafe kat etmeye baktıkça daha hızlı robotlara olan talep artıyor.

RAPID sitesi, ” 50 yıllık uzay araştırmalarında, Mars ve Ay‘daki gezicilerin kattığı toplam mesafe yaklaşık 124 mil, yılda ortalama 2 mil.” dedi. “Gelecekteki keşif gezicilerinin tek bir günde bir kat daha fazla seyahat etmesi bekleniyor. Bu, şimdiye kadar inşa edilenlerden özünde daha hızlı olan gezicilerin tasarlanmasını gerektirir…ve bu nedenle radikal yenilik gerektirecektir.”

GMV, hızlı olmasının yanı sıra, yeni geziciyi bir gezegenin yüzeyindeki rotasını tamamen özerk bir şekilde planlayabilecek ve gezinebilecek şekilde tasarladı. Ayrıca sürekli sürüşü sağlamak için yarı özerk bir GNC alt sistemi geliştirdi.

İspanya’daki testler sırasında GMV, gezicinin performansı hakkında bilgi toplayacak ve kaya/toprak toplama görevlerini yerine getirmedeki başarısını izleyecek.

Gelecekteki iPhone’lar “yuvarlanabilir” olabilir

0

Apple, şimdiye kadar rakipleri Samsung ve Motorola gibi katlanabilir bir akıllı telefon piyasaya sürmedi, ancak teknoloji devi ilk olacak yuvarlanabilir bir iPhone üzerinde çalışıyor olabilir.

Apple’ın aldığı bir patent, depolandığında bir eksen etrafında bükülen ince bir ekrana sahip yuvarlanabilir gibi görünen bir cihazı tanımlıyor.

Yuvarlanabilir iPhone, yuvarlanıp açılırken çizilmelerden ve diğer hasarlardan korumak için ekranın üzerinde koruyucu bir cam tabakasına sahip olacak.

Apple, iPhone 15‘ini Eylül ayında piyasaya sürmeye hazırlanıyor, bu nedenle şirket yuvarlanabilir bir akıllı telefon piyasaya sürmeye karar verirse bunun 2024’ten önce gerçekleşmesi mümkün değil.

Ancak Apple, geçmişte de asla gerçek dünya teknolojilerine dönüşmeyen sayısız patent aldı.

‘Bir elektronik cihazın yuvarlanabilir ekranı olabilir. Patent, ekranın düzlemsel olduğu yuvarlanmamış bir durum ile ekranın yuvarlanabilir bir bölümünün depolama için sarıldığı yuvarlanmış bir durum arasında hareket ettirilebilir’ diyor patent.

Patentte, “Bu tür bir düzenlemede, katman, katmandaki nispeten derin çiziklerin cam katmanın dış yüzeyine nüfuz etmesini önlemeye yardımcı olabilirken, katmandan daha sert bir polimerden oluşabilen katman, katman yüzeyini pus veya katmanda diğer görünür değişiklikler yaratabilecek çizilmeye karşı korumaya yardımcı olabilir” diyor. 

Bu, Apple‘ın yuvarlanabilir bir iPhone’u tanımlayan ilk patenti değil, teknoloji devi 2020’de bir tane daha yayınladı.

Belgede, ekranın bir ‘konuttan’ çıkarılmasına ve kullanılmadığında geri yuvarlanmasına olanak tanıyan ‘bir veya daha fazla silindirin etrafına sarılmış’ esnek bir ekran açıklanıyor.

“Esnek ekran yapılarına sahip elektronik cihaz” başlıklı patent, Aralık 2017’de dosyalandı ve ilk olarak AppleInsider tarafından bildirildiği gibi 24 Mart 2020’de yayınlandı.

“Bir cihaz, esnek bir ekranı depolayan ve ek ekran alanı istendiğinde ekranın bir muhafazanın içinden dağıtılmasına yardımcı olan silindirlere sahip olabilir” diyor patent.

Bununla birlikte, Apple’ın 2020 patenti, belgede yuvarlanabilir iPad’lerin de tartışıldığı için tasarımın iPhone‘larla sınırlı olmayacağını gösteriyor.

Tek bir lazerle 100 Gbps veri iletmek mümkün olacak

0

İnternet Değişim operatörleri DE-CIX, LINX, AMS-IX ve BCIX; Frankfurt, Londra, Amsterdam ve Berlin’den başlayarak, platformlarında yeni nesil optik alıcı-verici 100G LR-1 kullanacak.

Mevcut teknoloji olan 100G LR-4, her biri 25 Gbps’lik bir sinyal taşıyan dört lazer kullanırken, yeni 100G LR teknolojisi, veriyi 100 Gbps’de iletmek için yalnızca tek bir lazer ve darbe genlik modülasyonu (PAM4) kullanıyor. Giderek yaygınlaşan 100G LR teknolojisinin alıcı-verici tasarım karmaşıklığının azalması, güç tasarrufunun yanı sıra daha iyi alıcı-verici fiyatlandırmasını da mümkün kılıyor. Bu ilerlemeler yalnızca kısa ve orta vadede avantajlar sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda gelecekte daha da büyük performans ve verimlilik iyileştirmeleri için potansiyel oluşturan yeni alıcı-verici form faktörlerini de ortaya çıkarıyor. 100G LR teknolojisi, tüm büyük tedarikçilerin sağladığı çok
çeşitli uyumlu router’larla birlikte zaten mevcut durumda ve şu anki fiber teknolojisi ile de uyumlu.

100G LR-1 yeni nesil alıcı-verici teknolojisinin yolunu açacak

DE-CIX CTO’su Dr. Thomas King konuyla ilgili “Yeni 100G LR teknolojisi ile, önümüzdeki yıllarda pazara hakim olacak yeni nesil alıcı-verici teknolojisinin yolunu açıyoruz. DE-CIX birbiribe bağlantı platformumuzun gelecekteki tasarımı, yalnızca daha iyi programlanabilirlik ve daha yüksek ölçeklenebilirlik, ticari esneklik ve daha geniş coğrafi erişim sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda basitleştirilmiş teknik süreçler aracılığıyla müşterilerimiz için birbiribe bağlantıyı daha da kolaylaştıracak.” açıklamasını yaptı. LINX CTO’su Richard Petrie, “LINX için, çözümü laboratuvarımızda onayladıktan sonra ilk olarak Londra lokasyonlarımızı etkinleştireceğiz. Talep arttıkça ve LINX üyelerinin gelişmiş optiğe geçişte desteğe ihtiyacı olduğunu gördükçe kullanıma sunacağız. Bu, gerek bizim ve gerekse LINX üye tabanı için hem maliyet hem de güç açısından fayda sağlayacak.” ifadelerini kullandı. AMS-IX CTO’su Ruben van den Brink, “100G LR tenolojisini sunmak hem AMS-IX hem de müşterileri için son derece mantıklı. Laboratuvar testleri, yeni optiğin şu anda Amsterdam PoP’lerimizde kullanılan tüm anahtarlar için kullanılabileceğini kanıtladı. Bu yeni standart konusundaki gayretimiz konusunda ortaklarımızla iş birliği yapabildiğimiz için çok memnunum. İnternet Değişim Noktalarının çabaları birleştirdiğinde, bundan yararlanan müşteriler olur; bu nedenle umarım daha birçok değişim noktası yakında 100G LR’yi sunmaya başlar.” dedi.

BCIX CTO’su André Grüneberg ise “100G LR ve diğer 100G tek lambda standartlarını laboratuvarımızda test ettikten sonra, bu yeni teknolojiyi şimdiden üretim ağımıza dahil ettik. Bunu yaparak, aynı kampüsteki veri merkezleri arasında çok uygun maliyetli bir birbirine bağlantı kurmuş olduk. Dolayısıyla sıradaki mantıklı adım, benzer avantajları paydaşlarımıza sunmak olacaktır.” yorumunu yaptı.

Oyun içerikleri TikTok’ta izlenme rekoru kırdı!

0

TikTok yıllık paylaştığı What’s Next(Sırada Ne Var) Report serisinin oyun sektörü özelinde bir uzantısı olan Oyun Trendleri Raporu’nu açıkladı. Oyun kültüründeki yeni tüketici davranışlarını derinlemesine inceleyen rapora göre, geçtiğimiz yıl platformda oyun içerikleri 3 trilyondan fazla görüntülenme aldı. 

METAP (Orta Doğu, Türkiye, Afrika ve Pakistan) Bölgesi için özel veri ve içgörüleri içeren rapor; ayrıca markaların toplulukla nasıl etkileşim kurabileceklerini ve platformda başarılı oyun içeriği oluşturabileceklerini anlamalarına yardımcı olmak amacıyla hazırlandı. 

TikTok verilerine göre, Türkiye’deki oyuncularda kadınların oranı %53 

28 milyon yetişkin oyuncunun yer aldığı Türkiye’deki sonuçlar da oldukça dikkat çekici. Son 12 ay içinde oyun oynamaya yeni başlayanların yüzde 73’ü kadınlardan oluşuyor. Dijital içerikleri tüketiminin yüksek olduğu Türkiye’de; oyun incelemeleri ve özetleri sırasıyla, yüzde 71’i ve yüzde 68 oranla en çok tüketilen içerikler olarak öne çıkıyor. 

Türkiye’deki TikTok oyuncuları, sosyal medya deneyimleri ve oyun oynama alışkanlıklarına ilişkin tüm tüketici memnuniyeti kriterlerinde büyük farklarla listenin başında yer alıyor: 

  • Oyuncuların yüzde 60’ı sosyal medyadaki reklamlardan sonra oyunları indiriyor.
  • Yüzde 59’u sosyal medyada önerilen oyunlar için harcama yapabiliyor.
  • Yüzde 66’sı da oyun topluluğuyla bağlantı kurmak için sosyal medyayı kullanıyor.

TikTok Orta Doğu, Türkiye, Afrika, Pakistan ve Doğu Avrupa Oyun Sektörü Başkanı Sezer Değirmenbaşı şunları söyledi: “What’s Next: Oyun Trendleri Raporu da bize gösteriyor ki, TikTok gerçekten de oyun kültürü ve eğlencenin kesiştiği bir yer haline geldi ve bize hayatın her kesiminden oyunculara topluluklarını bulma, heyecan verici yeni yollarla keşfetme, bağlantı kurma ve yaratma fırsatı sunduğunu gösterdi. Biz de küresel oyun topluluğumuzun gücünü sergilemekten ve markaların yeni kitlelere ulaşmak için platformumuzdaki etkileşimden nasıl yararlanabileceğini göstermekten heyecan duyuyoruz”

İşletmelerin TikTok’ta büyümesi için ihtiyaç duydukları araçlarla donatmayı, verilerle destekleyerek eyleme geçirilebilir çıkarımlar ve trend analizleri sunan raporda, METAP Bölgesi’ni kapsayan başlıca sonuçlar şunlar:

  • ·Her 3 kullanıcıdan biri, içerik üreticisinin paylaştığı içeriği izledikten sonra ürün ya da marka hakkında daha fazla bilgi için araştırdıklarını söylüyor.
  • ·Kullanıcıların yüzde 36’sının içerik tüketirken keyif aldıkları zamanlarda, satın alma motivasyonları da artıyor.
  • ·Kullanıcıların yüzde 80‘i markaların challenge ya da akım başlattıkları veya trend ya da mem gibi viral olabilecek içerik çıkarmalarından memnun oluyor.
  • ·Bir içerik üreticisinin sponsorlu videosunu izleyen TikTok kullanıcılarının satın alma motivasyonunda, mizahın önemi 1,7 kat daha fazla.

Hacker’lara özel yapay zeka geliyor!

WormGPT, yaratıcısı tarafından da ilan edildiği gibi, 2021’de yayınlanan GPT-J dil modeline dayanan, tek amacı siyah şapkalı kodlama ve araçları yazmak ve dağıtmak amacıyla eğitilmiş ve geliştirilmiş yeni bir konuşma aracı.

Kullanıcılarının daha önce gerekli olan maliyetin ve bilginin çok daha altında üst düzey kötü amaçlı yazılım geliştirmelerine izin vereceği iddiasını taşıyor. Araç, bir blog gönderisinde “kötü niyetli aktörlerin artık ChatGPT’ye benzer kendi özel modüllerini oluşturdukları, ancak hain amaçlar için kullanımı daha kolay” olması konusunda uyaran siber güvenlik ekibi SlashNext tarafından test edildi. Hizmete, “uygun” bir aylık abonelile sahip olunabilir: ayda 60 avro veya yılda 550 avro. Görünüşe göre herkes, bilgisayar korsanları bile bu hizmetten memnun.

İlk gerçek siber suç dizisi hacker:HUNTER’ın son sezonu, bilgisayar korsanlığını en sevdiği oyun olarak gören çocukların hikayelerini anlatıyor.

WormGPT geliştiricisine göre, “Bu proje, her türlü yasa dışı şeyi yapmanıza ve gelecekte kolayca çevrimiçi olarak satmanıza olanak sağlayan ChatGPT’ye bir alternatif sunmayı amaçlıyor. Aklınıza gelen blackhat ile ilgili her şey WormGPT ile yapılabilir ve herkesin evlerinin konforundan hiç çıkmadan kötü niyetli faaliyetlere erişmesine izin verir.”

Yaratıcı tarafından yayınlanan ekran görüntülerine göre, WormGPT esasen ChatGPT‘nin korumasız bir sürümü gibi çalışıyor, ancak konuşmaları risk altında aktif olarak engellemeye çalışmayan bir sürüm. WormGPT, görünüşe göre Python ile yazılmış kötü amaçlı yazılımlar üretebilir ve kötü amaçlı yazılımın dağıtımıyla ilgili sorunlara ipuçları, stratejiler ve çözümler sağlayacak.

SlashNext’in araç üzerindeki analizi rahatsız ediciydi. Temsilciye, bir kurbanı hileli bir fatura ödemesi için baskı yapmayı amaçlayan bir e-posta oluşturma talimatını verdikten sonra, sonuçlar rahatsız ediciydi: “WormGPT, yalnızca son derece ikna edici değil, aynı zamanda stratejik olarak kurnaz olan ve sofistike kimlik avı ve BEC (İş E-postası Uzlaşması) saldırıları potansiyelini gösteren bir e-posta üretti.”

WormGPT, bu popülerliğe ulaşan bu tür ilk sistem olabilir, ancak kesinlikle son olmayacak. Yapay zekayı geliştirirken bu tür olasılıkları önlemi de alınmalı.

Dijitalleşme ile 1 yılda 1,4 milyar TL tasarruf

0

Vodafone Red müşterileri, dijitalleşmeye dayalı kullanım alışkanlıkları ve özel Vodafone Red faydaları ile son 1 yılda toplam 1,4 milyar TL’lik ayrıcalıktan yararlandı. Bu süreçte Red’liler, tarifelerinde bulunan sınırsız uygulamalar sayesinde en popüler uygulamalarda toplam 652 milyon GB interneti ek ücret ödemeden kullandı. Ayrıcalıklarla dolu dünyasını her geçen gün genişleten Vodafone Red, müşterilerine eğlence, marka işbirlikleri ve yurtdışı gibi alanlarda faydalar sunmayı sürdürecek.

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin ile Vodafone’un sunduğu dijitalleşme hizmetlerini ve bunların getirdiği katkıları konuştuk.

Vodafone Red maliyet avantajıyla ülke ekonomisine katkı sağlıyor

Müşterilerine tarifenin ötesinde bir dünya sunan Vodafone Red, yenilikçi ürün ve hizmetleriyle abonelerinin hayatını ekonomik ve sosyal yönden kolaylaştırırken, sağladığı maliyet avantajıyla ülke ekonomisine de katkıda bulunmaya devam ediyor. Dijital hayatın keyfini benzersiz bir deneyimle çıkaran Red’lilere, son 1 yılda 1,4 milyar TL’lik ayrıcalık sağlandı. Bu süreçte Red’liler, tarifelerinde bulunan sınırsız uygulamalar sayesinde en popüler uygulamalarda toplam 652 milyon GB interneti özgürce ve ek ücret ödemeden kullandı.

Gerek Vodafone abone bazında gerekse Türkiye genelinde dijitalleşmenin öncüleri haline gelen Vodafone Red’liler, son 1 yılda yaklaşık 2,5 milyar GB mobil internet kullandı, 56 milyar dakika konuştu, 2,5 milyar SMS attı. Mobil internet kullanımı 1 yıl öncesine göre %25 artan Vodafone Red’liler, normal bir faturalı tarife kullanıcısına göre 4 kat daha fazla internet kullandı. Red’lilerin aylık ortalama data kullanımı 25 GB’ı aştı.

Vodafone Red’in son bir yılının değerlendirildiği toplantıda konuşan Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, şunları söyledi:  “Geleceğin dijital servislerde olduğunu düşünüyoruz. Bu düşüncemizin bir sonucu olarak, yeni nesil bağlantı ve dijital servisler şirketi olma hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hedefimize ulaşmak için müşteri deneyiminde de dijitalleşmenin nimetlerinden faydalanmaya ve her müşterimize kişiselleştirilmiş ve tutarlı deneyim sunmaya önem veriyoruz. Bireylerin dijitalleşmesinde Vodafone Red markamız önemli rol oynuyor. Vodafone Red, sadece tarifelerden oluşan bir dünya değil. Müşterilerimizin uçtan uca iletişim ihtiyaçlarını karşılarken, onlara seyahatten ulaşıma, eğlenceden yeme içmeye kadar pek çok alanda birçok ayrıcalık sunuyoruz. Bu ayrıcalıklarla ülke ekonomisine de önemli katkı sağlıyoruz. Vodafone Red müşterilerimize son 1 yılda yaklaşık 1,4 milyar TL’lik ayrıcalık sağladık. Sunduğumuz ayrıcalıklarla Vodafone Red’lilerin dijital hayatın keyfini benzersiz bir deneyimle çıkardıklarını görmekten mutluluk duyuyoruz. Yaptığımız araştırmalara göre, müşteriler kendilerini daha değerli hissetmek ve kullandıkları markanın yanlarında olduğunu bilmek istiyor. Diğer yandan, akıllı harcama yaptığını bilmek de müşterilerimiz için çok önemli.

Dijitalleşmede lider segment

Son 1 yılda, Vodafone Red müşterilerinin %86’sı aktif olarak her ay Vodafone Yanımda’yı ziyaret ederek işlemlerini bu uygulama üzerinden dijital bir şekilde gerçekleştirdi. Red’liler ayda 3 kez Vodafone Yanımda’yı ziyaret ederek, ortalama 10 günde bir uygulama ile etkileşime girdi. Red müşterileri dijital asistan TOBi’yi diğer müşterilere oranla 2 kat daha fazla ziyaret ederek işlemlerini dijital ve interaktif olarak gerçekleştirdi. Diğer yandan, Red satışlarının %35’i dijital kanallardan geldi. Red’liler, online’a özel indirimli tarifeler sayesinde 1 yılda 25 milyon TL’ye yakın tasarruf etti.

Vodafone Red ile sınırsız uygulamalar ayrıcalığı

Tarifelerinde sınırsız uygulamalar olan Red’liler, olmayanlara göre ortalama 4 kat daha fazla internet tüketerek sınırsızlığın tadını çıkardı. Red’liler, bir yılda, internetinden yemeden sosyal medyada 50 milyon gün vakit geçirdi, mesajlaşma uygulamalarında yaklaşık 600 milyar mesaj attı, müzik uygulamalarında 1 milyar şarkı dinledi, YouTube’da 3 milyon video izledi, eğlence uygulamalarında 2 milyon bölüm dizi izledi.Bununla birlikte, 2021 sonundan beri yeni gelen Red’lilere sunulan 3 ve 6 aylık hediye Netflix ve Amazon Prime Video üyeliğinden yaklaşık 48 bin abone yararlanarak toplam 5,5 milyon TL fayda elde etti. 

Red’liler yurtdışını ararken tasarruf etti

Vodafone Red

Vodafone Red’lilere yurtdışında da çeşitli ayrıcalıklar sunuluyor. Seçili tarifelerde olan Red’liler, 65 ülkede 4 gün boyunca ek ücret ödemiyor ve yurtiçi tarifelerini kullanır gibi seyahat edebiliyor. Son 1 yılda toplam 70 bini aşkın Red’li tarifedeki dakikalarıyla 23 Vodafone ülkesini tıpkı Türkiye’yi arar gibi arayarak 7,2 milyon dakika ücretsiz konuştu. Red’lilerin en çok aradığı ülkeler Almanya, Kıbrıs, Fransa , Hollanda ve ABD oldu. Diğer yandan, tarifelerdeki ses, internet ve SMS haklarını 131 ülkede Türkiye’deki gibi özgürce kullanma imkânı sunan “Her Şey Dahil Pasaport – Dünya” hizmetini son 1 yılda 366 bin kişi kullandı. Vodafone Red’liler hem yurtdışında kullanım hem de yurtdışındaki yakınlarıyla iletişim için sunulan ayrıcalıklarla toplam 1,3 milyar TL tasarruf etti.

Yeni gelen Red’lilere özel ayrıcalıklar 

Vodafone Red “Dolu Dolu” çatısı altında sunduğu yeni ayrıcalık ve faydalarla bu yıl da müşterilerinin hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor. Buna göre, Red Video Sınırsız 25 GB, Red Sosyal Sınırsız 30 GB ve Red Eğlence Sınırsız 40 GB paketlerinden satın alan müşteriler, sınırsız iletişim, müzik, sosyal medya ve YouTube’a ek olarak, aylık 29,99 TL değerindeki YouTube Premium üyeliğine de ilk 3 ay ücretsiz sahip oluyor. Bu sürenin bitiminde Red’liler üyelik ücretlerini faturalarına yansıtarak kolayca ödeme yapabiliyor. Diğer yandan, Red’e yeni gelen müşterilere Starbucks’ta her ay 1 küçük boy sıcak ya da soğuk kahve, Opet’te ise akaryakıt alışverişlerinde geçerli her ay 100 TL hediye ediliyor.

Yurtdışı ayrıcalıkları

Vodafone Red

Red’lilere yurtdışı seyahatlerinde önemli roaming (dolaşım) ayrıcalıkları sağlanıyor. Tüm Red müşterileri, yurtdışında Her Şey Dahil Pasaport paketleri ile Red tarifelerindeki her yöne internet, dakika ve SMS haklarını yurtiçindeymiş gibi rahatça kullanabiliyor. Avrupa dahil toplam 65 ülkede geçerli Her Şey Dahil Pasaport Red paketi günlük 172,55 TL, dünyanın her yerinden bir önceki paketten farklı 66 ülke içeren Her Şey Dahil Pasaport Dünya Red paketi ise günlük 233,49 TL’den sunuluyor. Red’liler, toplam 131 ülkede tarifelerini avantajlı yurtdışı aşım paketiyle kullanabiliyor. Red Eğlence Sınırsız 40 GB tarifesine yeni gelen müşterilere ise 65 ülkede geçerli Her Şey Dahil Pasaport Red paketi her ay 4 gün ücretsiz sunuluyor.

FBI kaçırılan çocuğu Nintendo Switch ile buldu

0

Virginia’da kaçırılan bir çocuk, Nintendo ve FBI arasındaki ortak çalışmanın yanı sıra Hear Their Voices‘tan gönüllüler sayesinde artık evinde ve güvende. Çocuk, FBI ve Tolleson polisi konumunu tam olarak belirlemeden ve kaçıranının Arizona‘daki dairesini bulmadan önce 11 gün boyunca kayıptı.

Hikaye doğal olarak Virginia‘da başlıyor. 14 yaşındaki çocuğun kaybolmasından kısa bir süre sonra, kar amacı gütmeyen kuruluş Hear Their Voices‘tan gönüllüler yardım etmeye geldi. Ertesi gün el ilanları yayınladılar ve yakındaki mahalleleri günden güne daha geniş daireler halinde taradılar. Ancak, kızın zaten 2.000 milden daha uzaktaki bir otobüse binildiğini bilmiyorlardı.

Kaçıranının 28 yaşında bir adam olduğu bildirildi. Mahkeme belgelerine göre, onu kaçırmak için Virginia’ya gitmeden önce kurbanla internette arkadaş oldu.

14 yaşındaki çocuk, Virginia’dan kaçırılırken Nintendo Switch oyun konsolunu getirmesine izin verildi. ABC15, esareti sırasında kurbanın YouTube izlediğini ve bir oyun indirdiğini ve böylece “dijital ekmek kırıntılarını” düşürdüğünü bildirdi. Virginia bölgesindeki bağlı bir Switch oyun arkadaşı sayesinde yetkililer uyarıldı.

Dijital ekmek kırıntıları alındıktan sonra, 10. günde FBI ve Nintendo, kızın Switch konsolunu IP adresi aracılığıyla bulmaya çalıştı. Ertesi gün Roberts‘ın dairesinden serbest bırakıldı ve şimdi Virginia’da.

ABC15, Ethan Roberts’ın “çocuk pornografisi ve reşit olmayan birinin cezai cinsel aktiviteye girme niyetiyle taşınması da dahil olmak üzere suçlamalarla federal mahkemede suçlandığını” söylüyor. Roberts daha sonra bir savunma anlaşması yaptı ve bu Nisan federal hapishanede 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Renk görme bozukluğu olanlara destek

0

Samsung 2023 model TV ve monitör serisinde yer alan TÜV Rheinland’dan ‘Color Vision Accessibility/Renk Görme Erişilebilirliği’ sertifikasına sahip olan SeeColors Modu, renk görme bozukluğuna sahip izleyicilere daha keyifli bir seyir deneyimi yaşatmak için ekranın renk özelliklerini yeniden düzenliyor. 

Samsung Electronics, 2023 model TV ve monitör serisine SeeColors modunu ekledi. Yeni erişilebilirlik özelliği, renk görme bozukluğunun derecesine ve türüne göre farklı renk ayarları yapmaya imkan tanıyan gelişmiş bir seyir deneyimi sunuyor.

SeeColors moduyla, kullanıcıların kendilerine içlerinden en uygun olanı seçebileceği dokuz görüntü ön ayarı sunuluyor. Bu özellik, izleyicilerin renk görme bozukluğu derecesine veya türüne bağlı olarak ekrandaki renkleri kolayca ayırt edebilmesini sağlayan kırmızı, yeşil ve mavi renk seviyelerini ayarlıyor.

Renk görme bozukluğuna sahip izleyicilerin, ekrandaki görüntüleri olması gerektiği gibi görerek içeriklerin keyfini çıkarmasına yardımcı olan SeeColors özelliği, ilk kez 2017’de bir uygulama olarak kullanıma sunulmuştu. Artık bu özellik, TV ve monitörlerin erişilebilirlik menülerine entegre edildi ve kullanımı daha kolay hale getirildi. 2023 model ürün satın almış olan tüketicilerin cihazlarındaki erişilebilirlik menüsüne SeeColors özelliği eklemesi için yeni bir yazılım güncellemesi yayınlanacak.

Samsung, renk görme bozukluğu olanların Samsung ekranlarında izlediği içeriklerden daha fazla keyif almasını sağlayan SeeColors modu için TÜV Rheinland’dan ‘Color Vision Accessibility/Renk Görme Erişilebilirliği’ sertifikası aldı. Bu yetkinlik, Samsung’un ‘Screens Everywhere, Screens for All /Her Yerde Herkes İçin Ekran’ vizyonu kapsamındaki erişilebilirlik taahhüdünün bir adımını oluşturuyor. 

Samsung Electronics Görsel Ekran İş Birimi Başkan Yardımcısı Seokwoo Jason Yong, konuyla ilgili olarak, “Renk körlüğü ya da görme bozukluğu yaşayanlara yardımcı olmak için 2023 model TV ve monitör serimizde, SeeColors ve Relumino Modu da dahil olmak üzere, yeni erişilebilirlik özellikleri sunmaktan heyecan duyuyoruz. ‘Her Yerde Herkes İçin Ekran’ vizyonu altında inovasyonlar yapmaya ve kapsayıcı teknolojileri tüketicilerimize sunmaya devam edeceğiz” dedi.

Stability AI ile eskizler kaliteli görüntülere dönüşüyor

0

Image-generating modeli Stable Diffusion‘ın arkasındaki girişim olan Stability AI, eskizleri görüntülere dönüştüren yeni bir hizmet başlatıyor.

Eskizden görüntüye hizmet olan Stable Doodle, bir taslağın taslağını analiz etmek ve “görsel olarak hoş” bir sanatsal yorum oluşturmak için son Kararlı Difüzyon modelinden yararlanıyor. Bugünden itibaren, eski Googlers tarafından kurulan bir AI girişimi olan Init ML’yi satın alarak Mart ayında satın alınan bir platform olan ClipDrop aracılığıyla kullanılabilir.

Stability AI, bir blog gönderisinde, ”Stable Doodle, AI araçlarına aşinalıklarından bağımsız olarak hem profesyonellere hem de acemilere yöneliktir.” diyor. “Stable Doodle ile, temel çizim becerilerine ve çevrimiçi erişime sahip herkes saniyeler içinde yüksek kaliteli orijinal görüntüler oluşturabilir.”

Açık kaynak projeleri ve reklam destekli uygulamalar da dahil olmak üzere birçok eskizden görüntüye AI aracı var. Ancak Stabilite AI, Stable Doodle’ın görüntü üretimi üzerinde daha “kesin” kontrole izin vermesi bakımından benzersiz olduğunu iddia ediyor.

Kaputun altında, Stable Doodle’a güç sağlamak, Tencent’in Ar-Ge bölümlerinden biri olan Uygulamalı Araştırma Merkezi (ARC) tarafından geliştirilen bir “koşullu kontrol çözümü” ile eşleştirilmiş bir Kararlı Difüzyon modeli sayesinde mümkün oluyor. T2I-Adapter olarak adlandırılan kontrol çözümü, hem Kararlı Diffusion XL’nin eskizleri giriş olarak kabul etmesine izin veriyor hem de çıktı resminin daha iyi ince ayarını sağlamak için modeli yönlendiriyor.

Stability AI blog gönderisinde,” T2I-Adapter, Stable Doodle’ın eskizlerin ana hatlarını anlamasını ve model tarafından tanımlanan ana hatlarla birlikte istemlere dayalı görüntüler oluşturmasını sağlar.” diye açıklıyor.

Bir eskiz için Stable Doodle, “rafis bir sandalye, “izometrik” stil” veya “Kot ceketli kedi, “dijital sanat” tarzı” gibi görüntü oluşturma sürecine rehberlik etmek için bir istem kabul ediyor. Yine de özelleştirmenin bir sınırı var, Stable Doodle şuan için yalnızca 14 sanat stilini destekliyor.

Stability AI, tasarımcılar, illüstratörler ve diğer profesyoneller için çalışmalarında “değerli zamanlarını serbest bırakmaları” ve “verimliliği en üst düzeye çıkarmaları” için bir araç olarak hizmet eden Stable Doodle’ın hizmet etmesini öngörüyor. Aynı zamanda şirket, çıktı görüntülerinin kalitesinin ilk çizimin detayına ve istemin açıklayıcılığına ve tasvir edilen sahnenin karmaşıklığına bağlı olduğu konusunda uyarıyor.

Şirket, ”Eskiz olarak çizilenler, müşteriler için tasarımlar, sunum desteleri ve web siteleri için malzeme oluşturmak ve hatta logolar oluşturmak için çalışmalara hemen uygulanabilir.” diyor. “İleriye doğru hareket eden Stable Doodle, kullanıcıların bir taslağı içe aktarmasını sağlayacaktır. Ayrıca, örneğin gayrimenkul uygulamaları da dahil olmak üzere belirli dikeyler için kullanım durumlarını da dahil edeceğiz.”

Stable Doodle gibi araçlarla Stability AI, ticari çabalarındaki durgunluktan sonra yeni gelir kaynaklarının peşinden koşuyor. (Stable Doodle ücretsiz, ancak sınırlara tabi.)

Geçen ay, Stability AI dönüştürülebilir bir senet (yani öz sermayeye dönüşen borç) yoluyla 25 milyon dolar topladı ve toplamını 125 milyon doların üzerine çıkardı. Ancak yeni finansmanı daha yüksek bir değerlemeyle kapatmadı. Girişimin en son 1 milyar dolar değeri vardı; bildirildiğine göre, Stable önümüzdeki birkaç ay içinde bunu dört katına çıkarmaya çalışıyor.

SOCAR Türkiye mikro yosunlardan jet yakıtı üretecek 

0

SOCAR Türkiye, biyoyakıt pazarı için öncü bir projeye imza atıyor ve deniz suyundaki mikro yosunlardan jet yakıtı üretimine başlıyor. 

Türkiye’nin en büyük entegre endüstriyel holdingi SOCAR Türkiye, biyoyakıt pazarına öncülük edecek bir teknoloji geliştirerek su bitkilerinden jet yakıtı üretecek. SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon tarafından geliştirilen teknoloji ile deniz suyunda büyüyebilen mikro yosunlar biyoyakıta dönüştürülecek.

SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon ve Technip Energies (T.EN), alglerin biyoyakıt pazarında büyümesini hızlandırmak için güçlerini birleştiriyor.  İş birliği kapsamında SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon ve proje ortağı Technip Energies tarafından yapılan analizler sonucunda yıllık yaklaşık 40.000 ton jet yakıtı (SAF) üretimi hedefleniyor. 

SOCAR Türkiye’den sürdürülebilir enerji yolunda önemli bir adım

Anlaşmanın bir parçası olarak iki şirket aynı zamanda bilgi birikimini bir araya getiriyor. Oluşturulan sinerji kapsamında SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon, PCMR (Plate Catalytic Membrane Reactor) teknolojisinin araştırma ve geliştirme kaynaklarını sağlıyor. T.EN ise süreç ve mühendislik uzmanlığı ile katkıda bulunuyor. Ortak iş birliği anlaşması ile mikro yosunların yakıt üretimi için son işleme gönderilebilecek hidrokarbonlara doğrudan dönüştürülmesi için PCMR teknolojisinin geliştirilmesi ve optimizasyonunu sağlamak hedefleniyor.

Sürdürülebilir enerji yolunda fosil yakıtların yerine kullanılabilecek önemli adaylardan biri olan biyoyakıtlar, yüksek operasyonel maliyetleri aşağı çekerek verimliliği artırıyor, sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor. Bu doğrultuda SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon, deniz suyundaki mikro yosunların biyokütlesini, hasatlama ve susuzlaştırma olmaksızın düşük sıcaklıklarda ve basınçlarda doğrudan ve sürekli olarak biyoyakıtlara ve biyokimyasallara dönüştürerek düşük işletme maliyetine sahip öncü bir teknoloji geliştiriyor.

Bu çalışma, “Yeşil Mutabakat” ilkelerine uygun olarak endüstriyel karbon ayak izinin azaltılması, temiz çevre oluşumu ve endüstride yatırım operasyonlarının finansal maliyetlerine pozitif etki yapacak bilimsel ve teknolojik yenilikleri kapsıyor. Geliştirilen katalizörlerde yenilenebilir, toksik olmayan ve ucuz malzemelerin kullanılması ile sürdürülebilirliğe katkı sağlamakla birlikte emisyonların düşürülmesine yönelik küresel aksiyonlara bilimsel ve teknolojik alt yapıyı sağlayan yerli alternatif yollar üretiliyor.

SOCAR Türkiye’nin sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda hayata geçirilen proje ile jet yakıtı (SAF) üretimi konusunda patentli ve lisanslı bir sürece sahip olunacak.

Çin’in en ıssız bölgesine 5G bağlantısı

China Mobile, ZTE ve Sanjiangyuan Ulusal Parkı, Çin’in en büyük ıssız bölgesi olan Kekexili‘deki Zhuonai Gölü Koruma İstasyonu‘nda bir 5G ağı açtı.

Proje, yeni çevre koruma ve izleme seviyeleri sağlamayı ve bölgenin korunan vahşi yaşamını ve ekosistemlerini korumayı amaçlıyor.

Özellikle, site doğum mevsiminde Tibet antilopuna ev sahipliği yapıyor ve bölgedeki istasyon personeli tarafından düzenli devriyeler gerçekleştiriliyor. Geleneksel olarak, bu devriyeler genellikle bağlantıda düşüşler gören ve personel için güvenlik ve lojistik zorluklar oluşturan uydu telefonlarına güveniyor.

Yeni 5G ağı altı millik bir yarıçapı kapsıyor ve işçilerin devriye gezerken sürekli olarak bağlı kalmalarına izin veriyor.

Sahadaki tüm ağ altyapısının sağlam olması ve sert hava koşullarına dayanabilmesi, sahadaki tüm ekipmanların güneş enerjisi ile desteklenmesi ve kuvvet 11’e ve -58°F’ye kadar düşük sıcaklıklara dayanacak şekilde tasarlanması gerekiyordu.

Ekip, projenin 5G teknolojilerinin çevresel amaçlar için faydalarını gösterdiğini ve “gelecekteki çevre koruma, ekolojik izleme, bilimsel keşifler ve korunan alanların yönetimindeki değişiklikler için olasılıklar” açtığını söyledi.

Sanjiangyuan Ulusal Park İdaresi müdür yardımcısı Sun Lijun’a göre, 5G‘nin konuşlandırılması, milli parkların akıllı yönetimini sağlamak için çok önemli bir adım ve “mili parklarda bilimsel yönetimin verimliliğini önemli ölçüde artıracağını” ve Kekexili’de koruma ve araştırma için daha kapsamlı bir mekanizma oluşturacağını söylüyor.

Ortaklar, izleme ve koruma hizmetleri sağlamak için iletişim teknolojilerinden yararlanarak benzer projeleri diğer dünya mirası alanlarında kullanıma sunmayı planladıklarını söylediler.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi “Yatırım Süreçleri Kılavuzu” yayınladı

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye’de ilk niteliği taşıyan bir çalışma sonucunda ortaya çıkan ‘Yatırım Süreçleri Kılavuzu’nu yayımladı. Çalışma ile şirket kuruluşundan yatırımın faaliyete geçtiği ana kadar tamamlanması gereken tüm bürokratik işlemlerin izin, onay, ruhsat ve lisans süreçleri şematize edildi. Kılavuz, yatırımları ilgilendiren tüm bürokratik süreçler için atılması gereken adımları, başvuru merciini, gerekli belgeleri, yaklaşık işlem süreleri ile işlem ücretlerini gösteriyor. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin web sitesi “invest.gov.tr” adresinde yayımlanan çevrimiçi kılavuz tüm yatırımcılar için bir rehber niteliği taşıyor.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi 8 ana sektörü hedefledi

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi

Hazırlıklarına 2020 yılında başlanan kılavuzlar, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi koordinasyonunda, yatırım süreçlerinde yer alan bakanlıklar ile yakın bir işbirliği ile hayata geçirildi. Yatırım süreçlerinin şeffaf ve kolay anlaşılabilir olmasını sağlamak amacıyla hazırlanan kılavuzlar, doküman formatında hazırlanırken, sonrasında dijital ortama aktarılarak akıllı bir yatırım süreç kılavuzuna dönüştürüldü.

Sekiz ana sektörde yatırımları ilgilendiren tüm bürokratik süreçler için atılması gereken adımlar, başvuru mercii, gerekli belgeler, yaklaşık işlem süreleri ile işlem ücretleri tek bir kılavuzda toplandı. Yatırım süreç kılavuzunun kapsadığı sekiz ana sektör şu şekilde;

• Atık Bertaraf ve Geri Kazanım,
• İmalat,
• Enerji,
• Orman ve Orman Ürünleri,
• Madencilik,
• Lojistik,
• Hizmet,
• Tarım ve Hayvancılık


Yatırım süreç kılavuzu bir yandan yatırımcıların ilgili sektörlerde yatırım süresince izlemesi gereken her bir adımı özetlerken, diğer taraftan Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin koordinasyonunda özel sektörden alınan görüşler doğrultusunda süreçlerin basitleştirilmesi ve sadeleştirilmesi çalışmalarına da alt yapı oluşturuyor. Kılavuz, yatırım mevzuatında yaşanan gelişmeler ışığında sürekli olarak güncellenecek.

Yatırım süreçlerinin takibinin önemine değinen Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu; “Ülkemizin yatırım ortamının uluslararası iş dünyasına tanıtılması ve hedef sektörler özelinde yatırım çekme faaliyetlerinin yürütülmesi ofisimizin temel misyonunu oluşturuyor. Çözüm odaklı bir hizmet anlayışıyla hareket ediyor ve hizmetlerimizin etkinliğini ölçmek amacıyla özel sektör temsilcilerimiz ile işbirliği ve koordinasyon kanallarımızı güçlendirmeye özen gösteriyoruz. Bu amaçla yatırım yapma kararı aşamasında olan yatırımcılarımıza yönelik süreç boyunca her türlü bilgi paylaşımını sağlamak ve gerekli bürokratik desteği sunmak hedefleriyle çalışmalarımızı yürütüyoruz. Ofisimiz, yatırımcı memnuniyetinde lider kamu kurumu olarak dünyanın en önemli yatırım ajanslarından biri olma hedefiyle faaliyetlerini yürütüyor. Bu doğrultuda internet sitemizde kolay ulaşılabilecek bir şekilde, sekiz farklı sektörü kapsayan ve çeşitli diyagramlarla şematize edilerek sade ve anlaşılır bir şekilde yayınlanan Yatırım Süreçleri Kılavuzları bilgilendirme, proje takibi ve yatırım destek süreçlerinde ofisimizin sunduğu hizmetlerin kalitesinin ve kapsamının geliştirilmesi adına büyük önem taşıyor.”

Türkiye’deki Regülasyon Teknolojilerine uygun ürün ve hizmetler

0

DDTECH, geliştirdiği ürün ve hizmetlerle Türkiye’deki ‘Regülasyon Teknolojileri’ (RegTech) sektörüne öncülük etmeyi hedefliyor. DDTECH CEO’su Gökhan Tahtacı, grup şirketlerinin geliştirdiği kimlik doğrulama, biyometrik imza, Dijital Kurye gibi servislerin Türkiye’de geçerli olan regülasyonlara özel olarak geliştirildiğini, bu kapsamda müşterilerine güvenli ve hızlı hizmet sunduklarını belirtti.

Dijital dönüşüm alanında kurumsal ve bireysel müşterilerine gelişmiş ürün ve hizmetler sunan DDTECH, dijital dönüşüm, dijital imza doğrulama çözümleri, bilgi teknolojileri, yönetilebilir hizmetler, dijital kimlik / kişi doğrulama (KYC) ve belge yönetimi gibi alanlarda geçerli olan regülasyonlarla uyumlu şekilde geliştirdiği hizmetlerle, ‘Regülasyon Teknolojileri’ alanında öncü rol oynuyor.

DDTECH CEO’su Gökhan Tahtacı

Kişisel verilerin korunmasının önemi, sektör bağımsız olarak kritik seviyeye ulaşırken, siber saldırı ve dolandırıcılığın giderek sofistike bir hal alması, finans ve ticarette risk tespiti ihtiyacının artması karşısında yasal düzenlemeler de karmaşıklaşarak, regülasyon teknolojilerinin gelişmesini beraberinde getirdi. DDTECH, regülasyona tâbi kuruluşların, yasal düzenlemelere uyumlu olarak gerçekleştirmeleri gereken işlemlerde hız ve güvenliği artırırken, maliyetleri düşüren teknoloji çözümleriyle RegTech sektöründe öne çıktı.

DDTECH CEO’su Gökhan Tahtacı, DDTECH ve grup şirketlerinin kuruldukları günden bu yana, BTK, BDDK, MB, SPK’ya tâbi olan kurumların ihtiyaçları ile ilgili tanımlanmış olan regülasyonlara karşı hızla aksiyon alarak çözümler geliştirdiklerini belirtti.

Başta kimlik / kişi doğrulama çözümleri (KYC), biyometrik imza, Dijital Kurye olmak üzere sundukları tüm hizmetlerde Türkiye ve dünya genelindeki regülasyonları yakından takip ederek gerekli düzenlemeleri hızla hayata geçirdiklerini kaydeden Tahtacı, “Bugün geliştirdiğimiz ürün ve hizmetlerimizle hem kurumsal hem de bireysel müşterilerimizin ihtiyaç ve taleplerine, tüm regülasyonlara uygun şekilde cevap veriyoruz” diye konuştu.

Başlı başına yeni bir alan

Son dönemde, özellikle pandeminin etkisiyle dünyanın büyük bir dönüşüm geçirdiğini hatırlatan Tahtacı, “Bu süreçte hız kazanan dijitalleşme karşısında pek çok sektör hızlı bir uyum sürecine girdi. Bu ortamda giderek büyüyen ve önem kazanan RegTech sektöründe çözüm üreten şirketlerin başında DDTECH geliyor” dedi. Birkaç yıl öncesine kadar RegTech çözümlerinin, FinTech evreniyle sınırlı olduğunu belirten Tahtacı, “Günümüzde özellikle banka ve finans kuruluşlarının tâbi olduğu yasal düzenlemeler, kapsamlı denetlemeyi ve takibi gerektiğinden RegTech başlı başına yeni bir alan olarak ortaya çıktı. Teknolojik gelişmeler yeni finansal suç tekniklerini de beraberinde ortaya çıkarıyor. Kimlik sahteciliği, terör finansmanı, kara para aklama gibi finansal suçların hem kurumlara hem de toplumlara büyük zarar verdiğini görüyoruz. RegTech çözümleri, bu tür yasa dışı hareketlerin hızla tespit edilmesine ve önlem alınmasına imkân tanıyor” ifadelerini kullandı.

İşyerinde yapay zeka üretkenliği azaltıyor mu?

0

İşyerinde yapay zeka üretkenlik konusunda endişelere neden oluyor. Yapay zeka ile yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor.

Üretken yapay zeka katlanarak büyürken, bu çözümlerin işyerindeki yasal, etik ve güvenlik etkilerini değerlendirmeye yönelik acil bir ihtiyaç bulunuyor.

Endüstri uzmanları tarafından vurgulanan endişelerden biri, çoğu üretken yapay zeka modelinin üzerinde eğitildiği verilerle ilgili şeffaflığın olmaması. ChatGPT gibi uygulamalara güç veren GPT-4 gibi modellerde kullanılan eğitim verilerinin özellikleri hakkında yeterli bilgi bulunmuyor. Bu netlik eksikliği, bireysel kullanıcılarla etkileşimler sırasında elde edilen bilgilerin depolanmasına kadar uzanarak yasal ve uyumluluk risklerini artırıyor.

Üretken yapay zeka çözümleriyle etkileşimler yoluyla hassas şirket verilerinin veya kodunun sızma potansiyeli önemli bir endişe kaynağı. Oxylabs Risk Yönetimi Başkanı Vaidotas Sedys: “Bireysel çalışanlar, popüler üretken yapay zeka çözümleriyle etkileşim kurarken hassas şirket verilerini veya kodlarını sızdırabilir. ChatGPT’ye veya başka herhangi bir üretken yapay zeka sistemine gönderilen verilerin saklanabileceğine ve diğer insanlarla paylaşılabileceğine dair somut bir kanıt olmasa da yeni ve daha az test edilmiş yazılımların genellikle güvenlik açıkları olması nedeniyle risk hala devam ediyor” dedi.

Yapay zeka çalışma hayatı için tehlike mi?

ChatGPT’nin arkasındaki kuruluş olan OpenAI, kullanıcı verilerinin nasıl işlendiğine ilişkin ayrıntılı bilgiler sağlama konusunda temkinli davranıyor. Bu, gizli kod parçalarının sızdırılması riskini azaltmak isteyen kuruluşlar için zorluklar yaratıyor. Çalışan faaliyetlerinin sürekli olarak izlenmesi ve üretici yapay zeka platformlarının kullanımı için uyarıların uygulanması gerekli hale gelir ve bu da birçok kuruluş için külfetli olabilir.

Sedys: “Diğer riskler arasında, özellikle yapay zeka çıktısının kalitesini genellikle değerlendiremeyen genç uzmanlar söz konusu olduğunda, yanlış veya güncel olmayan bilgilerin kullanılması yer alıyor. Üretken modellerin çoğu, sürekli güncellenmesi gereken büyük ancak sınırlı veri kümelerinde çalışıyor” diyor. Bu modellerin sınırlı bir bağlam penceresi vardır ve yeni bilgilerle uğraşırken zorluklarla karşılaşabilirler. OpenAI , en son çerçevesi olan GPT-4’ün, yanlış bilgilerin yayılmasına yol açabilecek olgusal yanlışlıklardan muzdarip olduğunu kabul etti.

Sonuçlar bireysel şirketlerin ötesine uzanıyor. Örneğin, popüler bir geliştirici topluluğu olan Stack Overflow, ChatGPT ile oluşturulan içeriğin kullanımını, kodlama yanıtları arayan kullanıcıları yanıltabilecek düşük kesinlik oranları nedeniyle geçici olarak yasakladı. Ücretsiz üretken yapay zeka çözümleri kullanılırken yasal riskler de devreye giriyor. GitHub’ın Yardımcı Pilotu, halka açık ve açık kaynak havuzlarından telif hakkıyla korunan kod parçalarını dahil ettiği için şimdiden suçlamalar ve davalarla karşı karşıya kaldı. Sedys: “Yapay zeka tarafından üretilen kod, başka bir şirkete veya kişiye ait özel bilgiler veya ticari sırlar içerebileceğinden, geliştiricileri bu tür kodu kullanan şirket, üçüncü taraf haklarının ihlalinden sorumlu olabilir” diye açıklıyor.

“Ayrıca, telif hakkı yasalarına uyulmaması, keşfedilirse yatırımcıların şirket değerlendirmesini etkileyebilir.”

Kuruluşlar tam bir iş yeri gözetimini mümkün bir şekilde gerçekleştiremese de, bireysel farkındalık ve sorumluluk çok önemlidir. Üretken yapay zeka çözümleriyle ilişkili potansiyel riskler konusunda halkı eğitmek çok önemlidir.

Sektör liderleri, kuruluşlar ve bireyler, iş yerinde üretken yapay zekanın veri gizliliği, doğruluğu ve yasal risklerini ele almak için işbirliği yapmalıdır.