Google, yapay zekada vitesi yükseltti! Sonbaharda duyuracak

ChatGPT 2022’de yaygın olarak kullanıma sunulduğunda, gelişen yapay zeka teknolojisini gören ve geride kaldığını anlayan Google’ın “kırmızı kod” ilan ettiği bildirildi. AI sohbet robotu kullanıcı sorgularına kolayca cevaplar sağlarken, şirket arama işini ne kadar etkileyeceğini merak etmeye başladı.

Ancak o zamandan beri Google, hala AI‘ya odaklandığını vurgulamak için birkaç hamle yaptı. Bu yılın başlarında kendi yapay zeka destekli sohbet robotu Bard’ın lansmanını yapan şirket, makine öğrenimi teknolojisini ürünlerine entegre etmeye devam ediyor. Şimdi, yeni bir rapor, Google Brain ve DeepMind’in ekip liderlerinin öncülük ettiği en büyük AI-merkezi ürününün bu sonbaharda piyasaya sürüleceğini öne sürüyor.

Gemini olarak bilinen ürünle ilgili anonim bir kaynak, The Information tarafından bildirildiği üzere yakın zamanda Google’ın planları hakkında yeni ayrıntılar sağladı. Kaynak, çok işlevli bir ürün oluşturmak için büyük dil modellerinin (LLM’ler) metin yeteneklerini ve AI görüntü oluşturmayı birleştirmeye odaklandığını belirtiyor.

Bu, Gemini’nin yalnızca ChatGPT gibi metin oluşturabilmesi yerine bağlamsal görüntüler de oluşturabileceği anlamına geliyor. Ancak Google’ın başka özellikler de eklemeyi araştırdığı bildiriliyor. Örneğin, sonunda bir akış şemasını veya kontrol yazılımını sesinizle analiz etmek için Gemini’yi kullanabilirsiniz.

Geniş yetenekleri göz önüne alındığında, Google, Google Dokümanlar gibi kurumsal uygulamalar da dahil olmak üzere ürün paketini güçlendirmek için muhtemelen Gemini’ye başvuracak. Kaynak, geliştiricilerin Google Cloud sunucu kiralama birimi aracılığıyla Gemini’ye erişim için ödeme yapması gerekeceğini ekliyor. Google, yıl sonuna kadar Gemini’yi uygulama geliştiricilerine açıkladığında daha fazla ayrıntı gelecek, ancak şirket muhtemelen o zamandan önce Gemini tabanlı ürünleri kullanmaya başlayacak.

Watsonx, kurumlara kendi verilerini kullanarak yapay zeka modelleri oluşturmalarına veya mevcut yapay zeka modellerini kendi verilerine uyarlayarak ihtiyaç duydukları çözüme güvenilir bir şekilde ulaşmalarına imkan sunarken, kurumları yapay zeka kullanıcısı olmaktan öteye taşıyor.

Kaynak, Google Brain ve DeepMind ekiplerinin birkaç eski üyesinin şu anda Gemini üzerinde çalıştığını belirtti. Bunlar arasında kıdemli Google araştırmacısı Paul Barham ve Gemini’nin altyapısına odaklanan DeepMind’den Tom Hennigan yer alıyor. Bununla birlikte, belki de en önemli ekip üyesi Google’ın kurucu ortağı Sergey Brin olabilir. 2022’nin sonunda Brin’in Google ofislerine daha sık gelmeye başladığı bildirildi. Google’ın araştırmacıları 2022’nin sonunda OpenAI’ye kaybetmesinin ardından Brin’in Gemini çevresindeki işe alım sürecine odaklandığı düşünülüyordu. Artık kaynak, İkizler modellerinin değerlendirilmesinde ve eğitilmesinde araçsal bir rol oynadığını iddia ediyor.

Diğer makine öğrenimi modellerine benzer şekilde Gemini, kalıpları tanımlamak ve belirli sorulara cevap vermek için metin ve resim sütunlarını analiz eder. Kaynağa göre Google, İkizler’i eğitmek için YouTube video transkriptlerini kullanıyor. Bununla birlikte, şirketin avukatları, telif hakkıyla korunan verileri ihlal etmediğinden emin olmak için eğitim sırasında kullanılan materyalleri yakından takip ediyor.

Anında sanal kart nedir?

0

Sanal kartlar limitli ve güvenli harcama konusunda önemli kolaylık sağlıyor. Peki anında sanal kart nedir ve nasıl alınır?

Sanal banka kartı numarası kullanılarak ödeme yapıldığında, satın alımlar bağlı hesaba yönlendiriliyor ve bakiyeden düşüyor. Sanal kart, uzaktan mal ve hizmet satın almak için kullanılabilen bir kodu ile birlikte rastgele oluşturulmuş 16 basamaklı dizi görevi görüyor. Kart numaralarına internet üzerinden veya telefonla ödeme yapılabiliyor. Bir kart numarası oluşturulduğunda, masraflar orijinal kredi kartı numarasına yönlendiriliyor. Ancak, sanal numara orijinal karta kadar izlenemez ve satın alma işleminden sonra çalışmıyor. Kredi kartları gibi, sanal kredi kartlarıyla yapılan alışverişler de ilgili kartların döner kredi limitlerine ekleniyor ve faiz işletilebiliyor.

Sanal kartlar ile güvenli alışveriş

Ödemeler sanal olarak yapılıyor ve üretilen numaraları çalan bilgisayar korsanları bunları kullanamıyor. Numaralar, tarafınızca ödeme yapmak için kullanıldıktan sonra çalışmıyor. Hesaplarınıza erişime izin vermek veya şirketinize kadar izlenmek için çalışmıyor. Sanal kart ödemeleri faturaları azaltmaya ve ödeme sürecini hızlandırmaya yardımcı olabiliyor. Böylece siz ve tedarikçileriniz arasında iyi niyet oluşuyor.

Sanal kartlar bireysel ve işletmeler için ticari kullanıma uygun şekilde çalışıyor. Forbes’e göre işletmeniz için sanal kartlar, çek düzenleme ihtiyacını ortadan kaldırabiliyor. Sanal ödeme yöntemlerini kullanmak dolandırıcılığı önlemenin yanı sıra zamandan ve paradan tasarruf etmenize de yardımcı olabiliyor.

Çoğu durumda, sanal kredi veya banka kartı numaraları yalnızca bir kez kullanılabiliyor.

Daha sonra, kullanılmadan önce norm halinde belirli bir süre sonra geçerlilikleri sona erebiliyor. Numara bir satın alma işlemi yapmak için kullanıldığında, kalan bakiye, ilk hesabınıza geri yatırılıyor. Kartları klonlamak neredeyse imkansız. Bazı durumlarda, kapatılmadan önce bir dizi işlem için kullanılacak sanal sayılar oluşturmayı seçebilirsiniz. Bazı işletmeler, satın alma işlemi yapmak için bir tedarikçiye sanal bir numara atıyor. Satın alma yapıldığında bu numarayı kapatır.

Kartınızı veren kuruluş veya banka size kolaylık sağlamak amacıyla sanal kredi ve banka kartları sağlayabiliyor. Anında sanal kart sahibi olmak için ise direkt mobil uygulama kullanabilirsiniz. Bankanızın mobil uygulamasında kartlar bölümünden sanal kart oluşturulabiliyor. Bu denli büyüme gösteren sektörde, sanal kartlar yeni bir başlangıçç özelliği taşıyor.

Tesla, otonom Sürüş teknolojisinin fiyatını düşürdü!

Tesla, otomobil endüstrisinde önemli bir adım atarak, popüler iki modeli için otonom teknolojisinin daha düşük maliyetli bir versiyonunu tanıttı. Model S sedan ve Model X SUV, standart menzilli versiyonlarıyla 2021 yılından bu yana ilk kez tekrar web sitesinde yer almaya başladı.

Tesla’nın sürdürülebilir ulaşılabilirlik hedefine önemli bir katkı sağlıyor. Standart Menzilli modeller, özellikle daha düşük fiyatları ile dikkat çekiyor. Ancak, bu modellerin menzili, uzun menzilli versiyonlardaki batarya kapasitesinin yazılımla kilitlenmesi ile sınırlı tutuluyor. Buna göre, Model S’in fiyatı 10.000 dolar düşerek 78.490 dolara inerken, menzili tek şarjla 320 mil olarak belirleniyor. Model X ise 10.000 dolarlık bir fiyat indirimi ile 88.490 dolara satışa sunulurken, menzili 269 mil olarak revize ediliyor.

Tesla, bu düşük maliyetli versiyonlarını temel Autopilot paketi ile donatarak, sürücülerin trafikte daha güvende olmalarını sağlıyor. Temel Autopilot, Traffic-Aware Cruise Control ve Autosteer gibi özellikleri içeriyor. Ancak sürücülerin gerektiğinde müdahale etmeye hazır olmaları gerekiyor.

Fiyat indirimlerine rağmen, Tesla, daha gelişmiş sürücü destek teknolojileri için maliyette bir değişiklik yapmayacak. Geliştirilmiş Otopilot, daha fazla özelliği içeren bir seçenek olarak sunulmaya devam edecek. Bu özellikler arasında Navigate on Autopilot ile otomatik şerit değiştirme, Autopark, Summon ve Smart Summon gibi özellikler yer alıyor. Bu gelişmiş seçenek, 6.000 dolar karşılığında alınabilecek.

Ancak, tam Kendi Kendine Sürüş özelliğine yükseltme yapmak isteyen kullanıcılar, 15.000 dolar ödeme yaparak Trafik ve Dur İşareti Kontrolü’nün Beta versiyonunu içeren bir paket satın alabilecekler.

Tesla, yeni Standart Seri modellerinin Eylül ayında teslimatlarını başlatmayı planlıyor. Bu adım, otomobil endüstrisinde sürücü destek teknolojilerinin daha geniş bir kesim tarafından kullanılabilir hale gelmesini sağlamak adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

iPhone 15 Pro serisi Thunderbolt desteğiyle gelecek

0

Apple, sonraki nesil iPhone modelleri için heyecan verici yeniliklerle geliyor gibi görünüyor. İddialara göre, iPhone 15 Pro ve 15 Pro Max modelleri, USB-C portuna sahip olacak ve muhtemelen “Thunderbolt” desteği sunacak. Apple’ın yakın zamanda tanıtacağına inanılan iPhone 15 ailesi, Avrupa Birliği’nin kararı doğrultusunda, geleneksel Lightning portunun yerini USB-C’ye bırakacak.

Son raporlara göre, iPhone 15 serisi içinde önemli farklar bulunabilir. Apple, iPhone 15 Pro ve 15 Pro Max modellerinde yer alacak olan USB-C portunda Thunderbolt desteği sunmayı düşünüyor gibi görünüyor. Thunderbolt, Intel ve Apple tarafından geliştirilen yüksek hızlı bir veri transfer altyapısıdır. Eğer bu iddialar doğruysa, iPhone 15 Pro modelleri 40 Gbps gibi etkileyici veri aktarım hızlarına ulaşabilecek. Diğer taraftan, iPhone 15 ve 15 Plus modelleri 5 Gbps ila 10 Gbps arasında değişen hızlarda veri aktarımı sunacak. Bu, Lightning portlu modellere kıyasla büyük bir hız artışı anlamına geliyor; çünkü Lightning portu sadece 480 Mbps veri aktarım hızı sunabiliyor.

Apple’ın bu yeniliklerle iPhone 15 serisini daha da cazip hale getirmeyi amaçladığı açıkça görülüyor. USB-C portunun benimsenmesi ve potansiyel Thunderbolt desteği, kullanıcılara daha hızlı ve daha verimli veri aktarımı sağlayarak günlük kullanım deneyimini önemli ölçüde geliştirebilir. Bu değişikliklerin, Apple’ın teknoloji dünyasındaki etkisini bir kez daha göstermesi bekleniyor.

Apple’ın iPhone 15 serisini resmi olarak duyurması ve daha fazla ayrıntı paylaşması için sabırsızlıkla bekliyoruz. Detaylar geldikçe, yeni özelliklerin ve gelişmelerin ne tür avantajlar sunabileceğini görmek için merakla beklemeye devam edeceğiz.

YouTube Music’in yeni Samples özelliği ile müziğin yeni tonlarına yolculuk

0

YouTube Müzik, kullanıcıların müzik dünyasını keşfetmek için bir özellik olan Samples’i getirdi. Bu yeni özellik, kişiye özel video içeriklerini keşfetmenin yepyeni bir yolu. Ana sayfa ve Keşfet sekmeleri arasında özenle konumlandırılan Samples, Instagram Reels ve TikTok gibi popüler platformlarda gördüğümüz kısa formatlı videolara benzer şekilde kullanıcının önüne seriyor. Böylece, müziğin ritmini ve enerjisini sadece dinlemekle kalmayıp, görsel olarak da deneyimlemek mümkün hale geliyor. Bu yenilikçi yaklaşım, müzik keşfini daha etkileyici ve eğlenceli bir hale getiriyor.

YouTube Music‘in yeni özelliği Samples, kullanıcıların müzik keşfi yapmasına yardımcı olmayı amaçlayan bir yenilik. Bu özellik, hem ücretsiz kullanıcılara hem de Premium abonelere sunulacak.

Samples özelliği, kullanıcılara sanatçılar tarafından yüklenen video klipler ve diğer içerikleri içerir. Kullanıcılar, bu içerikler arasında dikey olarak kaydırarak geçiş yapabilirler. Her bir içerik yaklaşık 30 saniye kadar kısa bir süre içinde gösterilir, böylece şarkıların en etkileyici ve coşkulu kısımları vurgulanacak.

Samples akışının amacı, müzik keşfini desteklemek ve özellikle ses içeriklerine ilgi duyan kullanıcıların daha önce kaçırmış olabilecekleri performansları keşfetmelerini sağlamaktır. Bu akış, kullanıcının müzik zevkine göre kişiselleştirilir ve diğer sosyal medya platformları gibi viral veya trend içerikleri öne çıkarmak yerine kullanıcının müzik tercihlerine odaklanıyor.

Samples özelliği, YouTube Music’in ana sayfasına entegre edilmiştir ve kullanıcıların yeni müzikler keşfetmelerine yardımcı olmayı amaçlar. Hem Android hem de iOS platformlarında kullanılabilir ve ücretsiz kullanıcılar da bu özelliği reklamsız bir şekilde kullanabilirler.

Samples, kullanıcıların müzik keşfi yaparken daha etkili ve eğlenceli bir deneyim yaşamalarını amaçlayan bir özelliktir ve YouTube Music kullanıcılarının müzik dünyasını keşfetmelerine yardımcı olabilir.

Siz müzik dinlemek için hangi uygulamayı kulanıyorsunuz? YouTube Music kullanmayı düşünür müsünüz yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.

Mozilla Firefox’un yenilenen performansı Google Chrome’u geride bıraktı

Mozilla’nın geliştiricileri, son JavaScript kıyaslamalarında Firefox tarayıcısının hız konusunda büyük bir adım attığını açıkladı. Uzun süredir Google Chrome’un gerisinde kalan Firefox, SunSpider JavaScript benchmark testinde Chrome’u geride bırakarak dikkat üstün bir başarı elde etti.

SunSpider, on yıllık bir JavaScript kıyaslaması olarak biliniyor ve AreWeFastYet.com platformu tarafından yayınlanan verilere dayanıyor. Mozilla geliştiricileri, bu kıyaslamada elde ettikleri üstün sonuçları kutlarken, Firefox’un performansını artırmak için yürüttükleri çalışmaların meyvelerini topladıklarını belirtti.

Ancak, yeni ve daha zorlu JetStream 2.0 kıyaslamasında ise Google Chrome’un hala üstünlüğünü sürdürdüğü görülüyor. Bu durum, tarayıcıların hız konusundaki rekabetinin devam ettiğini gösteriyor.

Mozilla’nın Firefox tarayıcısının geliştirme ekibi, kullanıcı deneyimini iyileştirmek ve performansı artırmak için sürekli olarak çaba sarf ediyor. Bu sonuçlar, Firefox’un rekabet gücünün hala devam ettiğini ve tarayıcı dünyasında önemli bir oyuncu olarak varlığını sürdürdüğünü gösteriyor.

Google Chrome ve Mozilla Firefox arasındaki hız yarışı, tarayıcı teknolojilerinin sürekli olarak geliştiğini ve kullanıcıların daha hızlı ve verimli bir internet deneyimi elde etmeye devam ettiğini gösteriyor. Kullanıcılar da bu rekabetin sonuçlarını, daha hızlı ve daha verimli web gezintisi olarak deneyimliyorlar.

Mozilla’nın Firefox tarayıcısı, performans alanında elde ettiği güçlü sonuçlarla dikkat çekiyor ve Google Chrome’a meydan okuyarak rekabeti sürdürüyor. Kullanıcılar, her iki tarayıcı arasındaki hız yarışının, daha iyi web deneyimleri sunma amacıyla devam ettiğini gözlemleyebilirler.

Siz hangi tarayıcıyı kullanıyorsunuz? Mozilla Firefox kullanmayı düşünüyor musunuz? Yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.

Baidu ve Geely, yeni otonom otomobil markasını piyasaya sürüyor!

Baidu ve Geely Holdings, ortakların stratejik ortaklıklarında “önemli bir kilometre taşı” olduğunu söyledikleri yeni bir otonom mobilite markası olan Ji Yue‘nin lansmanını duyurdu. Yeni girişim kapsamında Baidu, akıllı kabinler, otonom sürüş ve AI teknolojileri konusundaki uzmanlığını sağlayacak ve bunları Ji Yue arabalarına entegre edecek.

Amiral gemisi akıllı otomobil Ji Yue 01, bu yılın son çeyreğinde tanıtılacak.

Şirketler yaptıkları açıklamada, ”Amiral gemisi Ji Yue 01 modeli, Çin’deki teknoloji odaklı tüketicilerin otonom mobilite çözümleri tercihlerine hizmet ederek akıllı mobilite kavramını yeniden tanımlamayı amaçlıyor.” dedi.

Şirketler, Ji Yue 01’i geliştirmenin ve pazarlamanın ötesinde, akıllı elektrikli araçlara yönelik artan talebi karşılamak için Çin’de bir şarj ağı kuracaklarını ve geliştireceklerini söylediler.

Bu, Geely ve Baidu arasındaki ilk araç işbirliği değil. Çift, 2021’de bir elektrikli araç girişimi olan Jidu’yu ortaklaşa finanse etti ve Haziran 2022’de bir robot konsept otomobili piyasaya sürdü.

Ses tanıma ile kontrol edilen araba, Baidu’nun metaverse temalı uygulaması Xirang’da düzenlenen çevrimiçi bir basın toplantısında piyasaya sürüldü.

Elektrikli ve otonom araçlara ilgi, her geçen gün artarak devam ediyor. Fakat teknolojisi henüz tam olarak oturtulmuş ve çevre ile uyumlu değil. Bunun neticesinde tüm dünyadan her geçen gün otonom araçlarla ilgili kaza haberleri basına yansıyor ve dünyanın çeşitli yerlerinde insanlar gruplar halinde buna tepki gösteriyor.

Hal böyleyken, şirketlerin ve düzenleyicilerin birlikte tüm dünyada kabul görecek bir standart, düzen oturtması gerekiyor.

Suudi Arabistan yapay zeka yatırımını artırıyor

0

Suudi Arabistan yapay zeka yatırımını Nvidia çipleri ile artırıyor. Bunun için Nvidia H100 GPU satın alımı yapılacak.

Suudi Arabistan en az 3.000 Nvidia H100 GPU satın aldı. Nvidia CEO’su Jensen Huang bunun için üretici yapay zekaya yönelik tasarlanmış ilk çip diyor. 14.592 CUDA çekirdeği, 80 GB HBM3 kapasitesi ve 5.120 bit bellek veri yolu ile 40.000 dolar gibi devasa bir fiyata sahip.

BAE ayrıca binlerce Nvidia yongası satın aldı. Abu Dabi’nin Masdar Şehrindeki devlete ait Teknoloji İnovasyon Enstitüsünde Falcon adlı kendi açık kaynaklı büyük dil modelini geliştirdi. Kaynaklar, Nvidia’nın bu yıl dünya çapında çoğu ABD teknoloji şirketlerine giden yaklaşık 550.000 H100 GPU göndereceğini söylüyor. Suudi Arabistan’ın kamu araştırma kurumu Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, 2023’ün sonuna kadar yaklaşık 120 milyon dolar değerinde 3.000 tane alacak. Karşılaştırma yapmak gerekirse OpenAI, ChatGPT’yi 1.024 A100 çip üzerinde eğitti. Yani BAE bu satın alımlarla yapay zeka özelinde büyük bir projeye imza atacak gibi görünüyor.

Yapay zeka yatırımlarında artış var

Suudi Üniversitesi çipleri kendi süper bilgisayarı Shaheen III’ü oluşturmak için kullanıyor. Bir Grace CPU ile bir H100 Tensor Core GPU’yu birleştiren 700 Grace Hopper süper yongasını paketleyecek. Çipler ayrıca, Amerika’nın varlık listesindeki Çin üniversitelerinden mezun olduktan sonra ABD’de okuyamayan veya çalışamayan Çinli araştırmacılar tarafından geliştirilen bir LLM oluşturmak için kullanılıyor. Bu arada BAE’li Falcon LLM, iki ay boyunca 384 A100 yongası üzerinde eğitildi. Ülke, AI/LLM ile ilgili daha fazla uygulama için yeni bir grup Nvidia yongası satın aldı.

İnsan hakları ve basın özgürlüğü söz konusu olduğunda her iki Körfez ülkesi de iyi bir itibara sahip değil. Ancak Çin’in aksine Suudi Arabistan ve BAE’ne yapay zeka çip ihracatı konusunda ABD kısıtlamaları yok. Yapay zekayı gözetim gibi amaçlar için kullanmak, birçokları için endişe verici bir olasılıktır ve sistemlerinde Batı sürümlerinde bulunan etik korkuluklar bulunmayabilir.

Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler dünya lideri olma umuduyla sektöre milyonlar akıtıyor. Çin ve Rusya bile bu ödülü hedeflediklerini söylediler, ancak tüm yaptırımlar ve sınırlamalar nedeniyle bu zor olacak. Nvidia, Çin pazarı için en iyi yapay zeka çiplerinin daha az güçlü versiyonlarını yapıyor.

Apple’dan iPhone’u uyurken şarj etme konusunda önemli güvenlik uyarısı

0

Akıllı telefonlar hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelirken, telefonlarımızı gece boyunca şarj etme alışkanlığı hepimizde var. Ancak Apple, iPhone’unuzu gece boyunca şarj etmenin beraberinde getirebileceği risklere dikkat çeken önemli bir uyarı yayınladı. Gece şarjı, tam dolu bir batarya ile güne başlamanın cazibesini taşısa da, aşırı ısınma ve yangın riskleri oluşturmaktadır. Apple, iPhone’unuzu Gece boyunca şarj etmenin getirebileceği riskleri anlatığı raporda konu başlıkları ise:

Aşırı Isınma Riski: Apple’ın uyarısına göre, iPhone’u gece boyunca şarj ederken dikkate alınması gereken önemli bir risk aşırı ısınmadır. Telefonun yastık veya battaniye altında şarj edilmesi, cihazın düzgün şekilde havalandırılamamasına ve aşırı ısınma riskine yol açabilir. Aşırı ısınma sadece telefonun işlevselliğini etkilemekle kalmaz, aynı zamanda ciddi sonuçlara, hatta yangına neden olabilecek risklere yol açabilir.

Cilt Teması ve Uygun Havalandırma: Apple, güvenlik uyarsında cildin şarj kablosu ve konektörle uzun süreli temasından kaçınılması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, telefonun şarj edildiği ortamın iyi havalandırılmasını sağlamanın önemine dikkat çekiyor. Telefonun battaniye, yastık veya vücut altına yerleştirilmesi, aşırı ısınma ve yangın riskini artırabilir.

Üçüncü parti Şarj Cihazları: Apple’ın güvenlik notu, üçüncü taraf şarj cihazlarının kullanılmasının önemli bir risk taşıdığını belirtiyor. Düşük maliyetli alternatifler tercih edilse de, bu tür cihazlar Apple’ın güvenlik standartlarına uymayabilir ve güvenlik sorunlarına yol açabilir. Kullanıcılara, uluslararası güvenlik düzenlemelerine uygun “Made for iPhone” kablolarını tercih etmeleri öneriliyor.

Acil Durumlara Karşı Tetikte Olun: telefonunuzu uyanıkken ve tetikteyken şarj etmek acil durumlar için daha güvenli bir yaklaşım sağlayabilir. Uyku esnasında tehlikenin farkına varmanın zorluğu ve bilinç kaybının hızlı başlaması gibi riskleri minimize edebilirsiniz.

Apple’ın yayınladığı güvenlik uyarısı, gece boyunca iPhone şarj etme alışkanlığının potansiyel risklerine dikkat çekiyor. Aşırı ısınma ve yangın risklerinin önüne geçmek için telefonun şarj edildiği ortamın iyi havalandırılması gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, üçüncü taraf şarj cihazları kullanmak yerine resmi “Made for iPhone” kablolarının tercih edilmesi öneriliyor. Kullanıcılar, bu güvenlik önlemlerine uyarak hem cihazlarının güvenliğini sağlayabilirler hem de olası riskleri minimize edebilirler.

.

Samsung Galaxy S24 Ultra özellikleri ortaya çıktı: işte detaylar

0

Teknoloji devi Samsung’un yaklaşmakta olan amiral gemisi telefonu Galaxy S24 Ultra’nın özellikleri hakkında yeni ayrıntılar ortaya çıktı. Henüz resmi tanıtım tarihi birkaç ay uzakta olsa da, sızan bilgilere göre telefonun donanımı ve özellikleri meraklıları heyecanlandırmaya başladı.

Öne sürülen bilgilere göre Galaxy S24 Ultra, güçlü bir kamera sistemi ile dikkat çekecek. Arka yüzünde yer alacak kamera, 200MP birincil kamera, 12MP ultra geniş kamera, 50MP telefoto kamera (3x optik zoom) ve 10MP periskop lensli kameradan oluşacak. Bu kameraların, daha yüksek çözünürlük ve geliştirilmiş görüntü kalitesi sunması bekleniyor.

Telefonun ön tarafında ise 12MP selfie kamerası bulunacak. İddialara göre, bu kamera Galaxy S23 modeliyle benzerlik gösterecek ancak daha üstün performans sunacak.

Galaxy S24 Ultra’nın işlemci konusunda farklı seçeneklere sahip olacağı söyleniyor. Bazı bölgelerde Exynos 2400 yongası kullanılırken, diğer bölgelerde Snapdragon 8 Gen 3 işlemcisi tercih edilecek. Bu durum, farklı bölgelerdeki kullanıcıların en iyi performansı elde etmelerini sağlayacak.

Batarya tarafında da Galaxy S24 Ultra’nın iddialı bir özellikle geleceği belirtiliyor. 5.000mAh batarya kapasitesine sahip olacak telefon, aynı zamanda 45W hızlı şarj özelliği sunacak. Bu sayede kullanıcılar, daha uzun kullanım süresi ve daha hızlı şarj imkanı elde edecekler.

Ekran konusunda da önemli geliştirmeler yapılacağı söyleniyor. Tüm Galaxy S24 serisi modellerinde LTPO AMOLED ekranların kullanılacağı belirtiliyor. Bu ekranlar, daha verimli enerji tüketimi sağlarken dinamik yenileme hızı desteğiyle daha akıcı bir deneyim sunacak.

Galaxy S24 Ultra’nın özellikleri hakkında sızan bilgiler, Samsung’un bu yeni modeliyle iddialı bir adım attığını gösteriyor. Ancak, kesin bilgileri öğrenmek için resmi tanıtımı beklememiz gerekecek. Gözler, Samsung’un yaklaşan etkinliğine çevrilmiş durumda.

Samsung Galaxy S24 hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlar kısmında bizimle paylaşın.

ABD’de TikTok yasaklanıyor!

0

Montana, ABD’de yeni bir tartışmaya neden olan bir olayla gündemde. TikTok‘un tamamen yasaklanması fikri, eyalet içinde önemli bir hukuki tartışmaya yol açıyor. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) ve Elektronik Sınır Vakfı (EFF) gibi dijital hakları savunan gruplar, Montana’daki TikTok yasağına karşı sert bir tepki veriyorlar.

Montana, TikTok konusundaki kararlı tutumuyla dikkat çekti. Mayıs ayında kabul edilen “anayasaya aykırı yeni kısıtlamalar” yasa tasarısı, 2024’ün başında yürürlüğe girecek. Bu adım, Montana’yı TikTok’u yasaklayan ilk ABD eyaleti yapacak ve TikTok kullanıcılarının erişim sağlamak için VPN gibi araçlara başvurmasını gerektirecek.

ACLU ve EFF gibi önemli dijital hak savunucuları, bu davanın önemini çokça dile getiriyor. Özellikle gençler arasında popüler olan TikTok’un iletişim aracı olarak önemli bir rol oynadığının vurguluyor Montana’nın yasak kararı, insanların TikTok ile iletişim kurma ve ifade özgürlüğünü kullanma haklarını ciddi şekilde tehlikeye atabileceğini idda ediyor.Dijital hak savunucuları, genel yasakların dijital hakları sınırlayabileceğine ve insanları çevrimiçi platformlarda ifade özgürlüğünden mahrum bırakabileceğine dikkat çekiyorlar.

Montana Valisi Gianforte mayıs ayındaki açıklamasında , Montanalıların kişisel verilerini Çin Komünist Partisi’nden korumak için TikTok’u yasaklıcağını. Vali, “Çin Komünist Partisi, Amerikalıları gözetlemek ve kişisel bilgilerini toplamak için TikTok’u kullanıyor” ifadelerini kullanmıştı.

Bu dava, dijital hakların korunması adına yapılan bir mücadeleyi yansıtıyor. Teknoloji devleri ve sivil toplum grupları arasındaki bu çekişme, dijital dünyanın geleceğini şekillendirebilecek önemli bir adım olarak görülüyor.

TikTok Sözcüsü Brooke Oberwetter, geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamada kararı yasa dışı olarak nitelendirdirmişti. Oberwetter, “Montanalılara kendilerini ifade etmek için TikTok’u kullanmaya devam edebilecekleri konusunda güvence vermek istiyoruz. Hem Montana içindeki hem de dışındaki kullanıcılarımızın haklarını savunmak için çalışmaya devam ediyoruz” dedi. Ayrıca, ABD Başkanı Joe Biden geçtiğimiz yıl federal kurumlara ait cihazlarda TikTok kullanılmasını yasaklamıştı.

AMD Radeon RX 7900 mobil ekran kartı geliyor

0

Geçtiğimiz haftalarda AMD, RDNA 3 mimarisi temelinde geliştirdiği güçlü ekran kartı serisi RX 7900’ü duyurdu. Bu serinin öncüsü olan Radeon RX 7900 GRE sürümü, dizüstü bilgisayarlara gelebilir ve rekabeti daha da kızıştırabilir. İşte AMD’nin yeni diz üstü ekran kartıyla ilgili bilinenler.

RX 7900 GRE: Küçük Boyut, Büyük Performans

Radeon RX 7900 GRE, RX 7900 XT’nin daha küçük form faktörlü bir versiyonu olarak karşımıza çıkıyor. Bu yeni ekran kartı, Navi 31 yongasının kırpılmış bir sürümünü kullanıyor ve 5120 akış işlemcisi, 80 RDNA 3 işlem birimi, 256-bit veri yolu ve 18 Gbps hızında 16GB GDDR6 bellek kapasitesine sahip. Bu bileşenler, yüksek performansı daha kompakt bir tasarımda sunmayı amaçlıyor.

Mobil Uyum: RX 7900 GRE’nin Dizüstü Macerası

RX 7900 GRE’nin daha küçük boyutu, mobil pazarda da boy gösterebileceğine dair spekülasyonları güçlendiriyor. AMD’nin daha önce meraklı sınıfı yeni RX 7000 serisi ekran kartlarını duyurduğunu hatırlatmak önemlidir. Ancak RX 7900 GRE’nin “aşırı meraklı” olarak nitelendirilmesi, tam olarak hangi modellerin mobil platformda yer alacağı konusunda belirsizlik yaratıyor. AMD, bu yeni kartı dizüstü bilgisayarlarda kullanma konusundaki niyetini açıklamasa da, rekabeti artırabileceği bir gerçek.

Rekabetin Yeniden Şekillenmesi

Mobil pazarda Nvidia’nın baskın olduğu bir gerçek. AMD, RX 7600M XT, RX 7600M, 7700X ve 7600S modelleriyle pazara giriş yapmış olsa da, Nvidia’nın neredeyse RTX 4090 mobile kadar geniş bir destek sunması göz önünde bulundurulmalıdır. Bu noktada RX 7900 GRE’nin gelmesi, AMD’nin mobil alandaki varlığını güçlendirmesine yardımcı olabilir ve rekabet dengesini yeniden şekillendirebilir.

Sonuç olarak, AMD’nin RX 7900 GRE ekran kartının dizüstü bilgisayarlarda yer alıp almayacağı henüz net değil. Ancak bu yeni kartın getireceği potansiyel, mobil ekran kartı pazarındaki rekabeti artırabilir ve AMD’nin Nvidia’ya karşı daha güçlü bir konumda olmasına olanak tanıyabilir.

OpenAI’nin GPT-4 modeli içerik denetiminde devrim yaratıyor!

0

internetin yaygınlaşmasıyla birlikte içerik denetimi, dijital dünyanın en karmaşık ve sıkıntılı meselelerinden biri haline gelmiştir. Farklı platformlarda hangi içeriğin onaylanması gerektiği konusundaki öznel kararlar, içerik moderasyon süreçlerini oldukça zorlu bir hâle getirmiştir. Ancak OpenAI‘nin öncü yapay zeka modeli GPT-4, içerik denetimi alanında devrim niteliğinde bir adım atmış görünüyor. Yeni teknoloji sayesinde içerik moderasyonunun daha etkin, ölçeklenebilir ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi hedefleniyor.

GPT-4 ve İçerik Denetimi: OpenAI, GPT-4 tabanlı bir yapay zeka aracıyla içerik denetimi süreçlerini dönüştürmeyi amaçlıyor. Bu model, içerik moderasyon kararlarında yardımcı olmanın yanı sıra içerik politikalarını geliştirme sürecini de destekliyor. GPT-4’ün esnekliği ve özelleştirilebilirliği, içerik politikalarında hızlı ve hassas değişiklikler yapılmasını sağlayarak, aylar süren çalışmaları sadece birkaç saate indirebiliyor.

Tutarlılık ve Ölçeklenebilirlik: GPT-4’ün içerik moderasyonunda sağladığı tutarlılık ve ölçeklenebilirlik, içeriğin daha tutarlı bir şekilde etiketlenmesini ve yönetilmesini mümkün kılıyor. Bu özellikle sosyal medya devleri gibi büyük platformlar için içerik denetim süreçlerini tamamen otomatikleştirme potansiyelini ortaya koyuyor.

İnsan Katılımının Önemi: Ancak, yapay zeka modellerinin mükemmel olmadığını unutmamak önemli. GPT-4 gibi sistemler hala hatalı kararlara eğilimli olabilirler. Bu nedenle, insanların sürecin bir parçası olarak devam etmesi gerekmektedir. Özellikle duygusal veya nüans gerektiren içeriklerde insan moderatörlerin gözetimi ve değerlendirmesi hâlâ büyük bir öneme sahiptir.

GPT-4 ve benzeri yapay zeka modelleri, içerik denetimi süreçlerini kökten değiştirme potansiyeline sahiptir. Bu teknoloji, içerik moderasyonunun hızlı, ölçeklenebilir ve tutarlı bir şekilde yapılmasını sağlayarak, insan moderatörlerin üzerindeki yükü hafifletebilir. Ancak, yanıltıcı kararlar konusunda dikkatli olunmalı ve insan faktörünün sürece dahil edilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

10 dakika şarjla 400 km menzil sunan bataryalar geliyor

0

Çin’in önde gelen elektrikli araç bataryası üreticilerinden biri olan CATL, elektrikli araçların şarj ve menzil sınırlamalarını aşmayı hedefleyen yeni bir pil duyurdu. CATL’nin e-araba bölümünün baş teknoloji sorumlusu Gao Han, Çarşamba günü düzenlenen lansman etkinliğinde, “Shenxing” olarak adlandırılan yeni bataryanın 10 dakikada 400 kilometreye kadar menzil ekleyebildiğini açıkladı.

Shenxing pil donatılmış araçlar, sadece 10 dakikalık hızlı bir şarj sonrasında bile New York’tan Boston’a (yaklaşık 215 mil) kadar yol gidebilecek. Bu inovasyonun seri üretiminin 2023 yılının sonuna kadar başlaması ve ürünlerin 2024 yılında tüketiciye ulaşması planlanıyor.

Shenxing, kendisini “dünyanın ilk 4C süper hızlı şarjlı LFP pili” olarak nitelendiriyor. LFP, Tesla’nın daha kısa menzilli araçlar için kullandığı ve 2021 yılında nikel-kobalt-alüminyum yerine tercih ettiği bir pil kimyası türü olan lityum demir fosfatın kısaltmasıdır.

Araştırma şirketi SNE’ye göre, Çin, CATL’nin öncülük ettiği LFP teknolojisi sayesinde elektrikli araç akü pazarının küresel olarak ilk çeyrekte %35’lik bir pazar payı elde etti. LFP bataryalar, uygun fiyatları ve kimyasal stabiliteleri ile bilinirken, diğer batarya kimyası türlerine göre daha düşük enerji yoğunluğuna sahip olmaları, elektrikli araçların menzilini olumsuz etkileyebiliyor.

CATL’nin hızlı büyümesi, son birkaç yıldır Çin’de yaşanan elektrikli araç devrimi ile destekleniyor. Ancak hükümetin sübvansiyonları azaltması ve COVID-19 sonrası ekonomik zorluklar nedeniyle elektrikli araç endüstrisi yavaşlama gösteriyor. Aynı dönemde, Fujian merkezli batarya üreticileri, kendi bataryalarını üreten Çinli elektrikli araç devi BYD’nin rekabetiyle karşı karşıya. İlk çeyrekte, BYD, küresel elektrikli araç akü pazarında %16,2’lik bir pazar payı ile CATL’nin ardından ikinci sırada yer aldı.

Apple Watch X geliyor! iPhone’lardaki gibi büyük değişimler bekleniyor

0

Bloomberg’den Mark Gurman’a göre Apple, cihazın onuncu yıldönümü için Apple Watch’un tamamen yenilenmesini planlıyor.

“Power On” bülteninin son sayısında Gurman, iPhone’un on yılını kutlayan 2017’nin iPhone X’ine benzer şekilde elden geçirilmiş cihazı “Apple Watch X” olarak adlandırıyor. Orijinal Apple Watch 2014’te tanıtıldığından ve 2015’te piyasaya sürüldüğünden, Gurman, X’in 2024’te mi yoksa 2025’te mi piyasaya sürüleceğinden emin değil.

Görünüşe göre Apple, X için daha ince bir kasa ve kayışların cihaza takılması için farklı yollar üzerinde çalışıyor. Kayışları Apple Watch’un kasasına bağlama mekanizması, cihazın piyasaya sürülmesinden bu yana aynı kaldı ve kayışların Apple Watch’un farklı nesillerinde uyumlu olmasını sağladı.

Yeni modellerin geliştirilmesinde yer alan bireyler, Gurman’a mevcut kayış sisteminin daha büyük piller veya diğer dahili bileşenler için daha iyi kullanılabilecek büyük miktarda alan kapladığını söyledi. Bu nedenle, Apple şimdi bir manyetik bant bağlantı sistemi düşünüyor, ancak şu anda X’te hazır mı yoksa mevcut mu olacağı belli değil.

Apple Watch X, Apple’ın mevcut OLED ekranların rengini ve netliğini aşan microLED ekran teknolojisini piyasaya sürülmesiyle de çakışabilir. Ayrıca tansiyon izleme özelliğine sahip ilk Apple Watch olabilir.

Gurman, Apple Watch Series 9’un, cihazın son yıllarda aldığı artımlı güncellemelere benzer şekilde yalnızca “küçük bir yenileme” olacağını da sözlerine ekledi. Yeni cihazların daha hızlı işlemciler ve yeni renk seçenekleri alması bekleniyor, ancak aksi takdirde mevcut modellerle büyük ölçüde aynı olacak. Gurman, bunun “tartışmalı olarak ürünün tarihindeki en küçük yükseltme” olduğunu söylüyor.

Sonuç olarak, Gurman, Apple’ın son zamanlarda daha az sıklıkta daha önemli güncellemeler sunmak için Apple Watch’u yıllık yükseltme döngüsünden uzaklaştırmayı düşündüğünü söylüyor. iPad’in yıllık bir yükseltme döngüsüyle başladığını, ancak bunun her 18 ayda bir yenilemeye yavaşladığını belirtti.

Migros ve Aksa Elektrik’ten güneş enerjisi yatırımı

0

Migros ve Aksa Elektrik, 16 MWp gücünde arazi tipi güneş enerjisi santralini hayata geçirmek üzere iş birliği yaptı. Böylece, Migros’un Çanakkale’den Artvin’e 13 ildeki 300’ü aşkın mağazasının elektrik ihtiyacı 2024 başı itibarıyla tamamen temiz enerji ile karşılanacak. 

Sürdürülebilirliği tüm faaliyetlerinin odağına alan ve sektörüne bu alanda da öncülük eden Migros, BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde Türkiye’nin ilk 25 firması arasında yer alıyor.  Türkiye’nin temiz enerji ihtiyaçlarına yönelik çözüm sağlayan ve Aksa Elektrik Grubu markalarından biri olan Aksa Solar ile Migros önemli bir iş birliği yaptı. Bu iş birliği kapsamında, iki şirket Enerji Performans Sözleşmesi (EPS) İş Modeli ile yaklaşık 16 MWp kurulu güce sahip Güneş Enerji Santrali kuruyor. 

Malatya’da 170 bin metrekare alanda yaklaşık 29 bin adet güneş panelinden oluşacak santralde yıllık ortalama 27 milyon kWh üretim öngörülüyor. Enerji Performans Sözleşmesi (EPS) İş Modeli ile anahtar teslim olarak yaklaşık 6 ayda kurulumu öngörülen güneş enerjisi santrali kapsamında proje yatırım desteği ve tüm izin, tasarım, kurulum, proje süresi boyunca işletme ve bakım süreçleri Aksa Solar tarafından üstlenilecek. Bu güneş enerjisi santrali ile 2024 başı itibarıyla Çanakkale’den Artvin’e 13 ilde 300’ü aşkın Migros mağazasının elektrik tüketimi tamamen temiz enerji ile karşılanacak. Santral ile ayrıca yıllık yarım milyon ağacın atmosferden çektiği karbona denk yaklaşık 12 bin ton karbon emisyonu engellenecek. 

Migros İcra Kurulu Üyesi Şevki Tuncer, “BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde ilk 25 firma arasındayız. Yenilenebilir enerji yatırımlarımızla karbon net sıfır hedefine emin adımlarla ilerken enerji maliyetlerimizi de azaltıyoruz. Migros İyi Gelecek Planımız doğrultusunda, sürdürülebilirlik adına her geçen gün kendimize koyduğumuz hedef çıtasını yükselterek sektörümüze öncülük ediyoruz. Aksa Solar ile gerçekleştirdiğimiz Malatya’daki güneş enerjisi santrali projesi sadece çevre dostu bir enerji kaynağı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda enerji tüketimimizi etkili bir şekilde yöneterek karbon ayak izimizi azaltmamıza da yardımcı olacak. Tarımsal üretime uygun olmayan arazilere kurulacak güneş panelleriyle hem enerji üretecek hem de bu bölgeleri verimli bir şekilde kullanacağız. Malatya’da devreye girecek santral ile 2024 başı itibarıyla Çanakkale’den Artvin’e 300’ü aşkın Migros mağazasının elektrik tüketimini tamamen temiz enerji ile karşılayacağız. Bu santral, engellediği karbon emisyonu ile yarım milyon ağacın görevini üstlenecek” dedi. 

Tuncer, şöyle devam etti: “Karbon net sıfır hedefi yolunda somut adımlar attık. Bilime Dayalı Hedefleme (SBT) doğrultusunda, 1,5 ºC senaryosuyla uyumlu olarak karbon emisyonlarımızı 2030 yılına kadar %42 azaltma taahhüdümüz var. Son iki yılda %9’a yakın azaltım sağladık bile. Doğrudan karbon ayak izimizin yarısını oluşturan elektrik tüketimimizi azaltmak için enerji verimliliği konusunda yatırımlar yapıyoruz. Otomasyon teknolojileri ve yeni nesil sistemler kullanarak enerji tasarrufu sağlıyoruz. Kullandığımız elektriği temiz enerjiden elde etmek için de yenilenebilir enerji yatırımlarımızı hız verdik. Yıl sonunda, Dağıtım Merkezi üstü güneş enerji santrallerimizi de 4’e çıkarıyoruz. Aksa Solar iş birliğinde kuracağımız Malatya’daki güneş enerjisi santrali ile bu çabalarımızı genişletmeye devam ediyoruz.”

Aksa Elektrik Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Murat Kirazlı: “Aksa Solar olarak yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılması ve bu yatırımlara katkı sağlamak hedefiyle projelerimize devam ediyoruz.” Aksa Solar’ın anahtar teslim projeleri ile yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji çözümleri sunduğunu belirten Aksa Elektrik Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Murat Kirazlı, “Ülkemizin 2050 sıfır karbon hedefine ulaşması için Aksa Solar olarak yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılması ve bu yatırımlara katkı sağlamak hedefiyle üstlendiğimiz temiz ve yeşil enerji projelerine tüm hızımızla devam ediyoruz. Enerjinin her alanında hizmet veren bir marka olarak iklim krizinin ve emisyon oranlarının küresel gündemde ön planda olmasıyla yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak isteyen şirketlere yerli ve milli kaynakları kullanarak çözüm ortağı oluyoruz. Güneş Enerjisi Santralleri kurulum ve yatırım maliyeti diğer yenilenebilir enerji kaynaklarıyla karşılaştırıldığında daha ekonomik bir çözüm olması sebebiyle son yıllarda şirketler tarafından büyük ilgi görüyor” dedi. 

O hata düzeltildi! Apple, iOS 17 beta sürüm 6’yı duyurdu!

Apple, geliştiricilere ve halka açık beta testçileri için iOS 17 beta sürüm 6’yı piyasaya sürdü. iOS 17’nin resmi sürümüne sadece bir ay kala, Apple mühendisleri muhtemelen resmi sürümden önce büyük hataları düzeltmeye odaklanıyor. Ancak bugünün beta sürümü birçok kullanıcı için iki önemli değişiklikle birlikte geliyor.

Aramayı Sonlandır düğmesi efsanesi kayboldu

Apple’ın iOS 17’nin ilk beta sürümünden bu yana iPhone cihazlardaki Telefon uygulamasında bazı değişiklikler yaptığını hatırlayabilirsiniz. NameDrop ve Contact Poster’e ek olarak, bir telefon görüşmesi sırasında görüntülenen arayüz biraz yeniden tasarlandı. Ve bu arayüz değişikliği bir düğme nedeniyle oldukça tartışmalıydı.

Daha spesifik olarak, Apple “Aramayı Sonlandır” düğmesinin bulunduğu yeri değiştirdi ve bu da bir grup insanın kas hafızasını kandırdı. Daha önce ekranın alt kısmında ortalanmış olan düğme arayüzün sağ alt köşesine taşındı.

Sonuç olarak, insanlar bir aramayı sonlandırmaya çalışırken yanlışlıkla Tuş Takımı düğmesine ve hatta FaceTime’a basıyorlardı. Ama görünüşe göre Apple bu hareketin kötü sonuçlarını duymuş. iOS 17 beta 6 ile “Aramayı Sonlandır” düğmesi ekranın ortasına geri taşındı. Neyse ki, insanlar bir daha yanlış düğmeye basmayacaklar.

iMessage’da fotoğraf gönderme

Diğer önemli değişiklik Mesajlar ile ilgili. iOS 17 ile Mesajlar uygulaması, Canlı Çıkartmalar, sesli mesaj transkripsiyonu ve Yanıtlamak için Kaydır gibi bir dizi yeni özellik alıyor. Apple ayrıca kullanıcıların iMessage uygulamalarıyla etkileşim şeklini yeniden tasarladı.

iMessage uygulama listesi artık dokunduğunuzda genişleyen bir “+” düğmesinin altında gizli. Ancak sorun şu ki, Apple bu menünün altındaki Kamera ve Fotoğraflar düğmesini de gizledi ve daha önce kendi özel kısayollarına sahip olan bu tür özelliklere erişmeyi zorlaştırdı. Sonuç olarak, iMessage’da birine fotoğraf göndermek artık birkaç ekstra dokunuş gerektiriyor.

Arayüz bugünün beta sürümünde aynı kalırken, Apple gizli ama harika bir kısayol ekledi. “+” düğmesini basılı tutarsanız, iMessage otomatik olarak Fotoğraf Seçiciyi gösterecektir. Hala eskisi kadar uygun değil, ama hiç yoktan iyi.

Apple’a göre, tüm yeni yazılımlar bu sonbaharda açıklanacak. Söylentiler, Apple’ın etkinliğinin Eylül ayının üçüncü haftasında gerçekleşeceğini gösteriyor, bu yüzden muhtemelen Apple, iOS 17’nin ne zaman herkesin kullanımına sunacağını da yakında duyurabilir. 

Web siteleri kimlik avı dolandırıcılığı için kullanılıyor!

0

Birçoğu eskiden kalma olan söz konusu siteler, destek ve bakım eksikliği nedeniyle yaygın açıklar yoluyla hacklenmeye karşı savunmasız hale geliyor ve bu durum kimlik avı saldırılarının önünü açıyor. Kaspersky uzmanları, dolandırıcıların özel bilgileri ve bankacılık verilerini toplayan sahte sayfalar oluşturmak için bu gibi web sitelerinden nasıl yararlandığına ve yayın platformları da dahil olmak üzere popüler hizmetler kisvesi altında dolandırıcılığa nasıl yol açtığına ışık tuttu.

Kaspersky’nin son araştırmasına göre, dolandırıcılar bilinen güvenlik açıklarından yararlanarak kötü niyetli faaliyetlerini WordPress siteleri üzerine odaklıyor. Bazı durumlarda siber suçlular siteleri ele geçirmek için yalnızca yazılım açıklarına güvenmekle de kalmıyor. Bunun yerine zayıf şifrelere veya sızdırılmış kimlik bilgilerine sahip site yöneticilerini hedef alarak kontrol paneline yetkisiz erişim elde etmelerini ve kimlik avı sayfaları yayınlamalarını sağlıyor. Ele geçirilen bu sitelerin ana sayfalarında genellikle işlevsel olmayan düğmeler yer alıyor. Bu sayede saldırganlar orijinal dizinleri kimlik avı içeren aldatıcı dizinlerle değiştiriyor.

Çevrimiçi yayın hizmetlerinin popülaritesindeki artış, bunları söz konusu trendlerden aktif olarak yararlanan siber suçlular için öncelikli hedef haline getirdi. Kaspersky uzmanları sürekli olarak Netflix, HBO Max, Hulu, Disney+ ve diğer tanınmış yayın platformlarını taklit eden kimlik avı sayfaları keşfediyor. Analiz edilen sayfalar arasında bazı eski, saldırıya uğramış web siteleri kullanılarak oluşturulanlar da var.

Bu kimlik avı sayfalarında Netflix’tekilere benzeyen giriş formları bulunuyor ve adres hedeflenen yayın hizmetinin doğru (veya değiştirilmiş) adını içeriyor. Ancak kullanıcının yönlendirildiği web sitesinin gerçek adının taklit etmeye çalıştığı hizmetle hiçbir ilişkisi yok. Bu kasıtlı manipülasyon, durumdan şüphelenmeyen kullanıcıları aldatmayı ve hassas bilgileri ifşa etmek üzere kandırmayı amaçlıyor.

Dijital dünyada dikkatli olmak önemli

Yasal bir servise kaydolmaya çalıştığını düşünen ve durumdan şüphelenmeyen kullanıcılar, hesap giriş bilgileri, bankacılık bilgileri (CVV dahil) dahil olmak üzere kişisel bilgilerini bilmeden dolandırıcılara gönderdiklerinde yalnızca mali kayıpla kalmıyor, aynı zamanda değerli kişisel verilerini tehlikeye atma riskiyle de karşı karşıya kalıyor. Ayrıca tüm bu veriler sitenin kontrol panelinde saklandığı için, bu bilgilere yetkisiz erişimin kolay oluşu kurbanları daha geniş bir saldırı dalgasına karşı savunmasız bırakıyor.

Kaspersky güvenlik uzmanı Olga Svistunova, şunları söylüyor: “Çevrimiçi yayın hizmetleri eğlence alışkanlıklarımızda devrim yaratmış olsa da, dijital dünyada dikkatli olmak çok önemli. Dolandırıcılık kurbanı olma riskini en aza indirmek için aboneliklerin yalnızca yetkili kaynaklardan alınmasını önemle tavsiye ediyoruz. Ayrıca, aboneliklerinizi yönetmek için güvenli ve kullanışlı bir yaklaşım sunan abonelik yöneticisi uygulamalarını kullanabilirsiniz. Bu uygulamalardan yararlanarak aboneliklerinizi güvenle yenileyebilir, hesaplarınız üzerinde kontrol sahibi olabilir ve hassas bilgilerinizi olası tehditlerden koruyabilirsiniz.”

Kaspersky bünyesinde geliştirilen SubsCrub abonelik yönetimi yazılımı, abonelikleri takip etmek, ödeme hatırlatmalarını kolaylaştırmak ve tasarrufa yönelik fırsatları haber vermek için derli toplu bir çözüm sunuyor. Kullanıcı dostu arayüzü ve güçlü özellikleriyle SubsCrab, zahmetsiz abonelik takibi sağlayarak kullanıcıların düzenli ve finansal açıdan ilgili kalmasına yardımcı oluyor. Uygulama Türkçe dilinde mevcut.

Araştırmacılar, virüs ve hastalık tespitinde devrim niteliğinde bir çözümü duyurdu!

Nature Communications’da yayınlanan yeni bir çalışma, virüs ve hastalık tespitini ucuz ve hızlı bir ilişkiye dönüştürebilecek potansiyel olarak devrim niteliğinde bir çözüm olan hızlı genetik tarama için biyoçip teknolojisini anlatıyor. Araştırmacılar, söz konusu teknolojiyi er ya da geç piyasaya sürmek için şimdiden yeni bir şirket (Pumpkinseed Bio) kurdular.

Stanford Üniversitesi’ndeki bilim adamları tarafından Covid-19 virüsüne (SARS-CoV-2) ait gen fragmanlarının hızlı tespiti için geliştirilen teknoloji, mikroskobik silikon kutu dizileri tarafından yapılan “metayüzeyleri” kullanıyor. Bu kutular 500 nanometre yüksekliğinde, 600 nanometre uzunluğunda ve 160 nanometre genişliğindedir ve yakın kızılötesi elektromanyetik radyasyonu yüzeylerinin üzerine odaklayabiliyorlar.

Odaklanmış ışık, optik mikroskopların her kutudan gelen dalga boyundaki değişimi tespit etmesi için daha kolay bir yol sağlıyor; bu, üstte “otuyan” moleküllere bağlı olarak değişebilir. Araştırmacılar, 22 nükleotid içeren gen parçalarını silikon kutulara bağlayarak ve dizileri bir tampon çözeltisine batırarak meta yüzeylerini test ettiler.

Bağlı genetik fragmanlar daha sonra çözeltiye eklenen “tamamlayıcı” DNA parçalarıyla bağlanabildi. Bu DNA iplikleri, her bir silikon kutunun yüzeyindeki elektromanyetik dalga boyunu etkileyerek varlıklarını işaret etti.

Stanford Üniversitesi’nde uygulamalı fizikçi olan Jennifer Dionne, yeni biyoçipinin mikrolitre başına 4.000 kopya kadar az olan hedef genlerin varlığını tespit edebileceğini söyledi. Araştırmacılar, bir burun örneğinde bulunan SARS-CoV-2 virüs fragmanlarının tipik bir konsantrasyonunu tespit edecek kadar hassas olduğu için cihazın kötü şöhretli polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) gibi zaman alıcı çoğaltma tekniklerine ihtiyaç duymadığını belirtti.

Biyoçip, DNA ipliklerini ve proteinleri dakikalar içinde tespit ederek bir enfeksiyonun ne kadar yoğun olduğu hakkında da bilgi sağlayabilir. Araştırmacılar, teknolojinin hem klinik teşhis uygulamaları hem de laboratuvar dışındaki molekülleri izlemek için kullanılabileceğini ve çevre bilimcilerine “oyun değiştiren” bir genetik inceleme çözümü sağladığını söyledi.

Dionne ve meslektaşları, aynı anda birden fazla hastalık biyobelirteçlerini tespit edebilen bir biyoçip oluşturmayı amaçlayan araştırmalarını hızlı bir şekilde ticarileştirmek için Pumpkinseed Bio girişimini kurdular. Moleküler biyolog ve Monterey Bay Akvaryum Araştırma Enstitüsü CEO’su Chris Scholin’e göre, teknoloji çevresel problarda daha büyük bir rol oynayabilirken, klinik teşhiste birkaç rakip çözümle savaşması gerekecek.