
Vertiv, RISE’ın iş ortaklığı programına katıldı
İstanbul, Türkiye [18 Ocak, 2022] –Kritik dijital altyapı ve süreklilik çözümlerinin küresel sağlayıcısı Vertiv (NYSE: VRT), önde gelen bir araştırma enstitüsü ve inovasyon ortağı olan İsveç’in RISE Araştırma Enstitüsü ile iş ortaklığı gerçekleştirdi.
Vertiv, veri merkezi sistemleri teknolojileri için platin düzeyinde girdiği bu iş ortaklığı programına dahil olarak; Facebook, Ericsson, Vattenfall, ABB, LTU ve Norrbotten bölgesi gibi kurucu ortaklar arasına katılmış oldu.
İsveç devletine ait olan ve AB fonları tarafından da desteklenen RISE’daki veri merkezi araştırması İsveç’in Luleå kentinde yer alıyor. Üniversiteler, sanayi ve kamu sektörüyle iş birliği yapan RISE, genel olarak endüstrinin rekabet gücünü ve yenilenmesini güçlendirerek sürdürülebilir büyümeyi desteklemek amacıyla endüstriyel araştırma ve inovasyon gerçekleştiriyor.
Vertiv, RISE ile olan iş ortaklığı aracılığıyla; çalışma sonuçlarına ve uzmanlara erişim sağlayan bir veri merkezi test ortamı olan Altyapı ve Bulut Araştırma ve Test Ortamı’nın (ICE) yanı sıra RISE tarafından ortaya konulan yayınları ve uygulamaları destekleyecek, küçük araştırma ve geliştirme çalışmalarına katılacak.
İş birliğinde ortaklara sağlanan en önemli değerlerden biri; veri merkezi modülleri, iklim ve ısı kutuları, rüzgar tünelleri, edge ve sıvı soğutma test yataklarından oluşan büyük ölçekli test ortamı ile simülasyonları ve kavramları; veri toplama ve analiz için uygulanan gösteriler ve testler noktasına götürme yeteneği olarak öne çıkıyor.
Vertiv CTO’su Stephan Liang, konuyla ilgili olarak, “RISE, uygulamalı araştırmalarda teknoloji liderliğini üstleniyor. Bu da onları Vertiv için mükemmel bir iş ortağı yapıyor. Bu iş ortaklığı, endüstriyi sürdürülebilir büyük ölçekli bulut veri merkezleri, kurumsal ve edge uygulamalarda yeni bir çağa yönlendirmemize yardımcı olacak” dedi.
RISE, Avrupa genelinde sürdürülebilirliği sağlamada lider bir rol oynuyor. Vertiv, veri merkezi sektörü ve daha fazlası için ileriye dönük mühendislik çözümleri sağlamak için ideal bir konuma sahip” diyen Vertiv EMEA Başkanı Giordano Albertazzi de sözlerini şöyle sürdürdü: “Veri merkezleri, dijital altyapının kritik bir parçası. Verimlilik ve sürdürülebilirlik, sektör için güçlü bir odak noktası ve giderek da fazla önemli hale geliyor. Yeni teknolojilerin, sistem çözümlerinin ve bileşenlerinin piyasaya çıkmadan önce tasarlanması, geliştirilmesi, test edilmesi ve doğrulanması gerekiyor. RISE ile ortaklığımızın bunun büyük bir parçası olduğunu görüyoruz.
Vertiv, aynı zamanda bölgesel ısıtma için 90-95°C besleme suyu sıcaklığına ulaşmayı hedefleyen son fizibilite çalışmasıyla; un kurdu, dikey tarım, biyokütle kurutma veya bölgesel ısıtma sistemleri gibi çeşitli uygulamalar için veri merkezlerindeki atık ısıyı kullanan çoklu RISE ısı geri kazanım girişimlerini de destekliyor. Vertiv ve RISE’ın üzerinde çalıştığı diğer projelerden bazıları arasında yük dengeleme, veri merkezlerinin ve tüm bileşenlerinin tam yaşam döngüsü değerlendirmeleri, homomorfik şifreleme makine öğrenimi, otonom dijital altyapı ve kendi kendini iyileştiren sistemler, yakıt hücreleri, son kullanıcılar için dijital karbon sayacı, ısının yeniden kullanımı ve döngüsel ekonomiyi destekleyen yeni soğutma yöntemleri ve termal yönetim sistemleri yer alıyor.
RISE ICE Veri Merkezi Direktörü Tor Björn Minde, konuyla ilgili olarak, “Endüstriyel ihtiyaçlara daha yakın olmak istiyoruz ve bir ortaklık kurmak; diyaloga ve doğrudan ikili iş birliği gerçekleştirmeye yardımcı oluyor. Bu şekilde ortaklarımızla birlikte düşünce liderliğimizi geliştirmeye devam edebiliriz” dedi.
RISE ile yapılan iş birliği Vertiv’in sürdürülebilirlik ve daha geniş Çevresel, Sosyal ve Yönetişimsel (ESG) alanda yaptığı bir dizi ilerlemenin en son parçasını oluşturuyor. Vertiv, Sürdürülebilir Dijital Altyapı İttifakı (SDIA) ve Avrupa Veri Merkezi Birliği’nin (EUDCA) bir üyesi ve Avrupa Komisyonu’nun 2030 yılına kadar iklim açısından nötr veri merkezleri hedefine ulaşmak amacıyla İklim Nötr Veri Merkezi Paktı’na katkıda bulunuyor. Vertiv ve RISE, aynı zamanda veri merkezlerine enerji sağlamak için düşük karbonlu yakıt hücresi gelişimine öncülük eden E2P2 Teknoloji Konsorsiyumu’nun üyeleri arasında yer alıyor.

Tüyap, Business Connect ile etkin fuar süresini artırıyor
Pandemide dijitalleşme geniş bir yelpazedeki şirketleri dönüştürürken fuarcılık da bundan nasibini alıyor. Dijital araçlar, fiziksel fuarları destekleyerek fijital (fiziksel+dijital) organizasyonları ortaya çıkarıyor. Tüyap’ın firmalara fuar bittikten sonra da belirli bir süreyle yeni bağlantılar kurma ve eşleşme imkanı sağlaması, fuarların sınırlı süreli organizasyonlar olduğu düşünüldüğünde önemli bir inovasyon. Fuarın hizmet kalitesini yükselten uygulama, fuarın işletmeler için etkin süresini de iki haftaya genişletecek.
Tüyap’ın katılımcı firmaları ve ziyaretçileri 24-26 Şubat 2022 tarihlerindeki fuar sırasında online iş ağı platformu Business Connect üzerinden dijital ortamda bir araya gelecek, görüşme ayarlayabilecek ve iletişimlerini buradan sürdürebilecek. Katılımcıların potansiyel müşteriler ve yeni iş ortakları bulmasını sağlayacak bu online araç, İstanbul İplik Fuarı’nın açık olduğu tarihlerle sınırlı kalmayarak 21 Şubat-4 Mart 2022 tarihleri arasında hizmet verecek.
Katılımcılar ve ziyaretçiler, bu platform üzerinde arama ve filtreleme yaparak uygun iş bağlantılarını bulup talep gönderebilecek, mesajlaşabilecek ve toplantı planı yapabilecek. Platformda eşleşen firmalar 24-26 Şubat 2022 tarihleri arasında Business Connect üzerinden online veya yüz yüze toplantı yapabilecek. Fuar sonrası dönemde ise 27 Şubat–4 Mart 2022 tarihleri arasında firmalar yeni bağlantılar kurmaya ve eşleşmeye devam edebilecek. Fuarın sağladığı bu dijital zenginlik sayesinde, iş bağlantıları artık fuar tarihiyle sınırlı kalmayacak.
Tekstil hammaddesi olan iplik konusunda son aylarda iplik üreticileri ve tekstilciler arasında yaşanan sorunlar, sağlanan bu görüşme sürecinin değerini artırıyor. Medyaya yansıyan sorunlar, fiyat kadar tedarik zincirinin yavaşlamasını da kapsıyordu.
Inveo Portföy’den geleceğin teknolojilere yatırım aracı
Teknolojinin yarattığı değer kendi hacminin çok üzerinde. Euler Hermes’in rakamlarıyla 2021’de 550 milyar doların üzerine çıkan elektronik pazarının 2022’de yüzde 9 büyüme ile 600 milyar doların üzerine çıkması bekleniyor. Bunun önünde çeşitli riskler var; sonuçları yıl sonunda göreceğiz. Oysa Apple’ın piyasa değeri 3 Ocak’ta 3 trilyon doların üzerini gördü ve Apple bunu başaran ilk şirket oldu. Ben bu yazıyı yazarken şirketin piyasa değeri, 2,87 trilyon dolardı. Bu rakam, Türkiye gayrisafi yurtiçi hasılasının yaklaşık dört katı.
Bu girizgâhı, Inveo Portföy’ün yeni ürünü Inveo Portföy Teknoloji Değişken Fon için yapıyorum. Ancak Inveo’nun yeni fonu, gelecek için daha fazla katkı sağlayacak sektörlere odaklanıyor. Bilişim listede var ama biyoteknoloji, yenilenebilir enerji, medikal, savunma, havacılık ve uzay teknolojileri bana daha dikkat çekici görünüyor. Bu değerden pay almak için Türkiye’nin bu alanlarda lider şirketler çıkarması gerekiyor.
Dünyadaki teknolojik değişimlere öncülük eden ve uluslararası piyasalarda işlem gören şirketlere yatırım yapma fırsatı sağlayan Inveo Portföy Teknoloji Değişken Fon (IRT), Inveo Portföy’ün 2021 yılında yapılan isim değişikliği sonrası yatırım fon çeşitliliğini arttırmaya adımlarının bir yenisi. Şirket daha önce Gedik Portföy Yönetimi adını taşıyordu.
Yeni fon, global fırsatlarla portföyünü çeşitlendirmek isteyen yatırımcılara başta bilişim, biyoteknoloji, yenilenebilir enerji, medikal, savunma, hava ve uzay teknolojileri sektörlerinden olmak üzere teknolojik ilerleme sağlayan ve yeni teknolojiler geliştiren şirketlerin hisse senetleri, borçlanma araçları gibi sermaye piyasası ürünlerine yatırım yapma kolaylığı sağlıyor. Inveo Portföy tarafından yönetilen fon, birden çok yabancı teknoloji şirketine yatırım yapma fırsatı sunuyor.
TEFAS’ta IRT kodu ile işlem gören Inveo Portföy Teknoloji Değişken Fon’a Gedik Yatırım’ın yanı sıra yatırımcının hesabının olduğu TEFAS’a üye diğer fon dağıtım kuruluşları aracılığı ile de yatırım yapılabiliyor.
Inveo Portföy’ün 2011’den bu yana yönettikleri küresel ekonominin dev şirketlerine yatırım yaptığını söyleyen Inveo Portföy Genel Müdürü Halim Çun, “Teknoloji Değişken Fon deneyimli araştırma kadromuzun desteği ve profesyonel portföy yöneticilerimizin uzmanlığında dünyayı yöneten ve geleceğin ekonomisini şekillendirecek çok sayıda yabancı teknoloji şirketine tek bir fon ile yatırım yapma fırsatı sunuyoruz. “ diyor.
Çun, Inveo Portföy olarak, G-20 Ülkeleri Yabancı Hisse Senedi Fonu ile yatırımcılarına başarılı bir performans sağladıktan sonra bu tecrübelerini yaygınlaştırmak istediklerini söylüyor. Çun’un “Kurulan yeni fonun teknoloji sektörüne ilgi duyan, portföyünü yurtdışı borsalarda işlem gören sermaye piyasası araçları ile çeşitlendirmek isteyen yatırımcılar tarafından tercih edileceğini öngörüyoruz. Teknoloji Değişken Fon, birikimlerini değerlendirirken orta-uzun vadede küresel teknoloji sektörünün gelişimine ortak olarak getiri elde etmeyi hedefleyen yatırımcıların tercihi olacaktır” şeklindeki sözleri, bu sektörlerdeki Türk şirketlerine de finansman modellerini kurma konusunda yön gösteriyor. Tabii bunun için ileri teknoloji geliştirme konusunda lider olmak gerekiyor.
Buradaki değer denklemini anlamak için olumsuz bir örneğe de göz atmakta yarar var. Daha önce siber güvenlik harcamaları ile siber saldırıların ekonomisi arasındaki ilişki, bahsettiğim dengeyi ortaya koyuyordu. Birkaç yüz milyar dolarlık siber güvenlik yatırımı yapılırken siber saldırıların maliyeti 6 trilyon dolar civarınndaydı. Yatırımlar artarken ekonomi 7 trilyon dolara doğru büyüyor. Bunun benzerinin olumlu tarafta yaşanması, bu tür fonların değerini artırıyor. Inveo Portföy Genel Müdürü Halim Çun’un “Teknolojik değişim ve dijital dönüşümle ilgili alt yapı çalışmalarımızın yanı sıra bir süredir takip ettiğimiz sektörler ve yatırım fırsatlarıyla ilgili de kısa zaman içinde harekete geçmiş olacağız” şeklindeki sözleri, Inveo’nun kendi içinde de teknoloji yatırımı ve teknoloji ile değer yaratmanın ikili sistemin kurma konusunda iyi bir örnek oluşturacağını düşündürüyor. Buna eşlik etmesi planlanan fon çeşitlilliği de yeni dünyanın bir gereği.

Türkiye’de büyümeye odaklanan Rain’e devasa yatırım!
Türkiye’ye kısa bir süre önce giriş yapan Global Lider Kripto Varlık Platformu Rain, 10 Ocak’ta gerçekleşen B serisi finansman turunda 110 milyon dolar yatırım aldı. Paradigm ve Kleiner Perkins’in ortak liderliğinde yürütülen yatırım turuna Coinbase Ventures, GFC, MEVP, Cadenza Ventures ve CMT Digital katıldı.
Rain, kripto varlıklar giderek daha çok benimsenirken bu yatırımını; başta Türkiye olmak üzere faaliyette bulunduğu tüm ülkelerde lisans almak, farklı bölgelere açılmak, teknolojisini geliştirmek ve ekibini büyütmek için kullanacak.
Aldıkları yeni yatırımın, faaliyet gösterdiği tüm pazarlarda kripto varlıklara güvenilir, kaliteli erişim sağlamaya ve bu konu hakkında eğitim sunma odaklı misyonlarını destekleyeceğini belirten Rain ekibi açıklamalarına şöyle devam etti: “Rain olarak kripto paraların finans dünyasını dönüştürme ve iyileştirme anlamında büyük bir potansiyeli olduğuna inanıyoruz. Daha açık ve kapsayıcı bir finansal sistem konusunda bizimle aynı hedefi paylaşan Paradigm, Kleiner Perkins ve Coinbase gibi alanlarının en nitelikli yatırımcılardan bazılarıyla birlikte çalışmaktan heyecan duyuyoruz.”
Bölgesel genişleme planlarının odağına Türkiye’yi alan Rain, blockchain ve yeni nesil finansal hizmetler alanında Türkiye’nin bölgesel merkez olmasına destek olmayı amaçlıyor. 2021’de Türkiye’deki çalışmalarını hızlandıran Rain, öz sermayesini 50 milyon TL’ye yükselterek ülkemizdeki büyümesini sürdürdü.
Globalde alınan yatırımın Rain’e duyulan güvenin göstergesi olduğunu belirten Rain Türkiye Genel Müdürü Mehmet Çamır, şunları söyledi: “Rain olarak bankacılık sektörü temsilcileri ile güçlü ilişkilerimiz ve yasal düzenlemelere tam uyum konusundaki hassasiyetimiz herkesin güvendiği bir yapı inşa etmemizi sağladı. Bunun yansıması olarak da dünyanın çok önemli kurumlarından 110 milyon dolar gibi oldukça büyük bir yatırım aldık.
Bu yatırım sayesinde Türkiye’deki büyüme hedefimize odaklanmaya devam edeceğiz. Türkiye’de kripto alanında regülasyonların konuşulduğu şu günlerde Rain’in önceliği; herkesin kripto varlıklara güvenli şekilde erişmesini sağlamak ve regülasyonlara uyumdur. Rain, konusunda uzman global bir teknoloji kaynağına sahip. Alınan yatırımdan inovasyon ve kullanıcı güvenliğini geliştirmek, ayrıca Rain’in Türkiye pazarındaki büyümesini desteklemek için faydalanılacak.”
Rain, daha önce Ocak 2021’de MEVP liderliğinde yürütülen A serisi turunda Coinbase Ventures’ın katılımıyla 6 milyon dolar yatırım almıştı. 2021 yılında 1.9 milyar doların üzerinde işlem yaparken, aktif kullanıcı sayısı 185 bini aştı. B serisi turu, olağanüstü başarılı bir yıl geçiren şirket için yeni bir kilometre taşı oldu. 400’den fazla çalışanı bulunan Rain, 2022 yılında iki kat büyüme hedefiyle ekibini genişletmeye devam edecek.
Rain, bölgesel genişlemeyi odağında tutarken kripto para almak, satmak ve saklamak için güvenli ve emniyetli bir alan sunmanın yanı sıra; kripto paralar hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenlere düzenli eğitimler sunmayı da amaçlıyor.
Rain, 110 milyon dolar yatırım aldı
Rain kurucu ortakları tarafından yayınlanan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi: “Bu finansman turu bizi çok heyecanlandırıyor. Büyümeye odaklandığımız Türkiye’de, regülasyon odağındaki çalışmalarımıza büyük bir hızla devam ediyoruz. Bu yatırım bir yandan bu yöndeki tüm çalışmalarımızı hızlandırıyor, bir yandan da kripto paraların faydaları ve potansiyellerine yönelik ilgili paydaşlarla bilgi paylaşımının sürdürülebilmesine imkân sağlıyor.”
E-Ticaret İşveren Sendikası’ından KOBİ’lere destek
Türkiye’nin e-ticaret alanında kurulan ilk sendikası olan E-Ticaret İşveren Sendikası, KOBİ’lere verdiği eğitimler, mali ve hukuki destekler, devlet teşvikleri danışmanlıkları ve anlaşmalı kurumlardan indirimlerle e-ticaret firmalarının en büyük destekçisi oluyor.
E-TİS ayrıca yurtdışına açılarak e-ihracat alanında çalışmalar yapmak isteyen firmalara da çeşitli desteklerde bulunuyor. Türkiye’de E-TİS üyesi olan küçük ve orta ölçekli firmaların satışlarını artırmak için uluslararası pazar yerlerinde e-ihracat kanalları oluşturmasına yardımcı oluyor. Çin, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Azerbaycan’ın da aralarında bulunduğu 7 farklı ülkede e-ticaret temsilcileri bulunan E-TİS, bu temsilcilerle yapılan iş birlikleri sayesinde Türkiye menşeli e-ticaret firmalarının adını dünyada duyurmasına katkıda bulunuyor.
Sundukları desteklerle küçük ve orta ölçekli e-ticaret firmalarının sektörel farkındalıklarını artırmayı amaçladıklarını belirten E-Ticaret İşveren Sendikası Genel Başkanı Erdem Yanık, “Amacımız e-ticaret sektöründeki KOBİ’lerin ulusal ve uluslararası pazarda her türlü donanıma sahip karlılığı yüksek işletmeler haline gelmesine yardımcı olmak. Önümüzdeki yıllarda Türkiye ekonomisinde daha da önemli bir yere sahip olacağını düşündüğümüz e-ticaret sektörünün, donanımlı ve güncel bilgiye sahip firmalar tarafından temsil edilmesi için çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
E-Ticaret İşveren Sendikası, KOBİ’lere destek olmaya devam ediyor
E-ticaret sektöründe yer almak isteyen KOBİ’lere, kadın ve genç girişimcilere sektörel eğitim desteği sağlayan E-TİS bunun yanı sıra özel işveren havuz sistemi sayesinde işverenle iş arayanları bir araya getiriyor. Kurye, sanal ofis, eğitim, marka patent, web tasarım gibi alanlarda hizmet veren kurumlarla yaptığı özel anlaşmalarla KOBİ’lerin bu anlaşmalı kurumlardan indirimli hizmet almalarını sağlıyor. Üyelerine sunduğu mali ve hukuki danışmanlık desteğinin yanı sıra devlet teşvikleri konusunda da danışmanlık hizmeti veriyor.
KVKK kararlarına hızlıca ulaştıran internet sitesi!
OD Privacy ekibi Av. Dr. Aydın Orhan, Av. Burak Özdemir, Av. Yağız Soymen ve Av. Seray Apak tarafından, Kişisel Verilerin Korunması Kanununa hızlı bir şekilde ulaşılmasını sağlayan ve bu kararların sektörlere, etiketlere, kanun maddelerine ve karar tarihlerine göre filtrelenebildiği kvkkarar.com kuruldu.
Platformla; hem veri koruma mevzuatı üzerine çalışan paydaşlara fayda sağlamak hem de Türkiye’de veri koruma mevzuatına erişimi biraz olsun kolaylaştırarak bu alanda farkındalık seviyesini artırmak amaçlanıyor.
Sistem nasıl çalışıyor?
KVKKarar.com, veri koruma mevzuatının en dinamik tarafı olan Kişisel Verileri Koruma Kurulunun aldığı kararlara; sektörlere, etiketlere, kanun maddelerine ve karar tarihlerine göre filtreleme yaparak kolayca ulaşma imkânı sunuyor ve bu sayede kararları ararken oluşan zahmeti ve zaman kaybını ortadan kaldırmayı amaçlıyor.
Platform hakkında açıklama yapan Av. Burak Özdemir, “KVKKarar’ı OD Privacy ekibi olarak hukuk, teknoloji, tasarım ve süreç yönetimi disiplinlerini bir araya getirerek yürütmekte olduğumuz veri danışmanlığı faaliyetleri süresince, kendi kullanımımız için hazırladığımız dokümanlardan yola çıkarak hazırladık.
Amacımız Türkiye’de veri koruma mevzuatına erişimi kolaylaştırmak ve tüm paydaşların yaşadığı zahmetli zaman kaybını azaltmak.” dedi.

Makswin, 8 milyon TL yatırım aldı
Dünyada bir ilk olarak Koç Holding şirketler grubu ve Koç Holding şirketler grubu dışından oluşan bir danışma kuruluna sahip Q Angels ile ağında farklı sektörlerde uzun yıllardır faaliyet gösteren tecrübeli iş insanları bulunduran bir ekiple erken aşama teknoloji girişimlerine akıllı sermaye sunan LEAP Investment ve ayrıca beraberindeki melek yatırımcılar Makswin‘e yatırım gerçekleştirdi.
Q Angels yatırımcıları arasında Q Angels Kurucu Üyelerinden Ayşe İnal, Kenan Yılmaz, Nesim Mizrahitokatlı ve Emre Yılmaz yer aldı. Q Angels ve LEAP Investment’ın yanı sıra, melek yatırıcımlar Burak Dayıoğlu ve Murat Tora da yatırımcılar arasında.
Türk girişimciler Emre Kaya, Can Atuf Kansu ve Kerem Can Kaya tarafından 2017 yılında kurulan Makswin, Türkiye’de ve Amerika’da bulunan şirketleri aracılığıyla gayrimenkul sektörüne özel ürünler üretiyor. Makine öğrenmesi ve yapay zekaya dayalı uygulamaları sayesinde Makswin; emlak ofisleri, gayrimenkul danışmanları, banka ve sigorta şirketleri gibi kurumsal yapılara gelişmiş veri çözümleri sağlıyor.
Türkiye, Portekiz, İspanya ve İtalya pazarında gayrimenkul paydaşlarına rekabet avantajı sağlayan Makswin, 2022 yılında Avrupa pazarında yaptığı çalışmaları büyüterek Almanya ve Fransa pazarına da açılmayı planlıyor.
Makswin yatırımı hakkında açıklama yapan Q Angels Kurucu Başkanı Ayşe İnal, şunları söyledi: Ekim 2021’de kurduğumuz Q Angels’ın ilk yatırımını gerçekleştirmiş olmasından dolayı çok mutluyuz. 2022’de en az 6 yatırım yaparak başarılı girişimleri desteklemeyi hedefliyoruz. Makswin’in kurucu ekibi ve güçlü market potansiyeli bizim yatırım kararı almamızda oldukça etkili oldu.
Teknolojinin gayrimenkul sektöründe ortaya çıkardığı yeni tanım Proptech sektörünün önümüzdeki dönemde hızla büyüyecek bir alan olduğuna ve Makswin’in bunu pazarda başarılı bir şekilde gerçekleştireceğine inanıyoruz.
2021 yılında kurulan LEAP Investment’ın ilk yatırımı olduğunu vurgulayan LEAP Investment CEO’su İmran Gürakan: “Dijitalleşmeyi her alanda görmeye başladığımız günümüzde, gayrimenkul sektöründe yüksek teknoloji çözümler sunan Makswin’in tecrübeli ekibinin aldığı bu yatırımla birlikte halihazırda sürdürdüğü başarısını daha hızlı ve dinamik bir şekilde artırarak globalde ölçeklendireceğine inanıyoruz. Ekosisteme ve ekonomiye katma değer sağlayacak yatırımlarımıza devam edeceğiz” dedi.

Veri ihlalinde birim maliyet yükseliyor; yapay zeka geliyor
2021’de ortalama veri ihlali (data breach) maliyeti 4,24 milyon dolara yükselirken son 17 yılın rekorunu kırdı. Veri miktarındaki muazzam artışın sürmesine paralel yaşanan gelişmeye işaret eden IBM raporunda uzaktan çalışmanın neden olduğu veri ihlallerindeki kaybın, diğerlerine göre 1,07 milyon dolar daha yüksek olduğu ifade edildi. Bu, pandemi sürecinin yarattığı değişimin somut bir göstergesini oluşturuyor.
IBM’in 500’den fazla veri ihlalini ele alarak hazırladığı rapor, Türkiye’ye özel olmasa da önemli ayrıntıları gözler önüne sererek konuya ışık tutuyor. 17 ülke ve bölgede 17 sektörün incelenmesi ile ortaya çıkan sonuçların kapsamlı bir gösterge oluştururken, yedi yıllık geçmişi olan rapor, değişimi anlamaya da yardımcı oluyor.
İhlali fark edip sorunu giderme süresi ortalama 287 gün
Açıklanan ihlal maliyetleri 2021’de 2020’ye oranla yüzde 10 artarken IBM anketine katılanların bir ihlali tespit etmek ve çözüm oluşturması için geçen ortalama süre 287 gün olarak ifade ediliyor. Bu, 2021’de gerçekleşen birçok ihlalin hala fark edilmediği ya da çözüm üretilemediği anlamına geliyor. Maliyetin en yüksek olduğu ülke, 9,05 milyon dolar ile ABD. Sektör olarak bakıldığında ise, sağlık 9,23 milyon dolar ile liderliği elinde tutuyor. Kullanıcı adı ve şifrenin kaptırılması en önemli yüzde 20 ile veri ihlalleri içinde en yaygın kaynağı oluşturuyor. Buradaki ortalama mali hasar ise, 4,37 milyon dolar. Teknoloji tarafında ise, IBM’in raporun tanıtımında evden çalışmanın yanı sıra sıfır güven yaklaşımı ile buluta dayalı iş modeli ve bulut geçişini kritik faktörler olarak belirtmesi gelecek stratejisini belirlemek için önemli bir yardımcı.Geleceği sıfır güven, bulut ve yapay zeka belirliyor
IBM anketi, sıfır güven yaklaşımını olgunlaştırmış şirketlerin ortalama maliyetlerinin bunu yapmamış olanlara oranla 1,76 milyon dolar daha düşük olduğunu gösteriyor. Bulut teknolojisine geçiş konusunda ileride olan şirketler ise, bu yenilenme sürecinin başında olanlara oranla veri ihlalini ortalama 77 gün daha erken tespit etmeleriyle ayrışıyor. Teknoloji tarafında önemli bir ezber bozucu olarak yapay zeka da bu alana adımını atmış ve etkisi ile ilgili tatmin edici örnekler oluşturmuş durumda. IBM anketi, tamamiyle devreye alınmış otomasyon ve güvenlik yapay zeka sistemlerine sahip şirketlerin bunlara sahip olmayanlara oranla 3,81 milyon dolar daha düşük kayba uğradığını ortaya koyuyor. Türkiye’deki tabloya işaret eden Veri Kurtarma Hizmetleri Genel Müdürü Serap Günal, veri ihlali nedenleri arasında yüzde 50 ile insan hatalarının başı çektiğine dikkat çekiyor. Yanlışlıkla silinen dosyalar, cihazı düşürme, üzerine sıvı dökme veya bir yere çarpma sonucu oluşan hasarlar ve daha birçoğunun veri kaybına yol açan insan hatalarından olduğunu belirten Günal, donanımsal arızalardan kaynaklanan veri kayıplarının da yüzde 35 oranında olduğunu belirtiyor. “Bir veri ihlalini tespit etmek ortalama 206 gün ve sorunu çözmek ise 73 gün sürüyor ve her geçen gün maliyetlerin daha çok artmasına neden oluyor” diyen Günal, veri yedeklemenin bu konuda önemli fayda sağladığını ifade ediyor.Elektrikli araç girişimi Bollinger üretimini erteledi
Elektrikli araç girişimi Bollinger üretimini ertelediğini duyurdu. Şirket odak noktasını teslimat araçlarına yönlendirdiğini belirtti.
Elektrikli araç girişimi Bollinger üretimini bir kez daha erteledi
Michigan merkezli bir girişim olan Bollinger, bugün ticari teslimat araçlarına odaklanmak için elektrikli kamyon üretme planlarını ertelediğini duyurdu. Bollinger birkaç yıl önce bir çift sağlam elektrikli kamyon prototipi ile sahneye çıktı. Dört kapılı B1 (bir Jeep Wrangler şeklinde) ve B2 (daha uzun ve bir pikap yatağına sahip) iki model oldukça dikkat çekmişti. Bollinger her iki aracı da erteledi. Kamyonların başlangıçta 2020’de üretime geçmesi planlanmıştı, ancak bu tarih, 2022’nin başlarında birkaç bin adet olması beklentisiyle 2021’in sonlarına kaydırıldı. Şimdi ise Bollinger CEO’su Robert Bollinger yaptığı açıklamada, şirketin odağını bir elektrikli dağıtım minibüsüne kaydırdığı için araçların “süresiz olarak erteleneceğini” söyledi.Apple COVID-19 aşı takvimine uyulmasını istiyor
Apple COVID-19 aşı takvimine tüm çalışanların uymasını istiyor. Aksi taktirde negatif test sonucu göstermeleri talep ediliyor.
Apple COVID-19 aşı takvimi için bilgi notu yayınladı
Bir Apple çalışanı takviye aşısı almaya hak kazandığında, buna uymak için dört haftası olacak. Aksi takdirde 15 Şubat’tan itibaren bir perakende mağazasına, ortak mağazaya veya Apple ofisine girmek için sık sık testlere girmeleri gerekecek. Apple, hem kurumsal hem de perakende çalışanları için geçerli olup olmadığı açık olmasa da, aşılanmamış çalışanların veya henüz aşı kanıtı sunmamış olanların 24 Ocak’tan itibaren işyerine girmeden önce negatif COVID-19 hızlı antijen testleri sağlamasını isteyecek. Apple çalışanları için “Birincil COVID-19 aşıları serisinin azalan etkinliği ve Omicron gibi son derece bulaşıcı varyantların ortaya çıkması nedeniyle, ciddi hastalıklara karşı korunmak için artık bir takviye aşısı COVID-19 aşınızla güncel kalmanın bir parçasıdır” notunu yayınladı.Hollanda’da Apple ödeme seçeneklerini artırıyor
Hollanda’da Apple ödeme seçeneklerini yürürlüğe giren karara uygun şekilde artırıyor. Apple’ın tekelci bir tutum sergilememesi isteniyor.
Hollanda’da Apple ödeme seçenekleri sunacak
Apple yaptığı açıklamada Hollanda’daki flört uygulamaları geliştiricilerinin, ülkenin piyasa düzenleyicisinin 15 Ocak’a kadar kullanıcılarına Apple dışı ödeme seçenekleri sunmalarına izin vereceğini veya para cezasıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. Ülkenin Tüketiciler ve Pazarlar Kurumu 24 Aralık’ta yayınlanan bir kararda, Apple’ın Tinder sahibi Match Group Inc dahil olmak üzere flört uygulaması geliştiricilerinin yalnızca Apple’ın uygulama içi ödeme sistemini kullanmasını zorunlu kılarak pazardaki konumunu kötüye kullandığını tespit etti. Apple’ın geliştiricilerin sistemini kullanmasını ve dijital ürün satın alımlarında yüzde 15-30 komisyon ödemesini zorunlu kılması, dünyanın dört bir yanındaki düzenleyiciler ve kanun koyucular tarafından inceleme altına alındı. Ancak Hollanda kararı yalnızca Hollanda’da ve yalnızca flört uygulamaları için geçerli. Apple, karara uyacağını ve “kullanıcılar için ek ödeme işleme seçenekleri sağlayan Hollanda App Store’daki flört uygulamaları için özel olarak geçerli olan iki isteğe bağlı yeni yetki” sunacağını söyledi. Bununla birlikte, geliştiricilerin Apple dışı araçları kullanmalarının gerekmediğini kaydetti.Cybertruck üretimi ertelendi
Tesla’nın Cybertruck üretimi bir kez daha ertelendi. Web sitesindeki bilgilerin kaldırılmasıyla, üretimin 2023’e ertelendiği belirtiliyor.
Tesla Cybertruck üretiminde sorunlar yaşıyor
Tesla, Cybertruck’ın piyasaya sürülmesini bir kez daha erteledi. Otomobil üreticisinin elektrikli kamyonun üretimine bu yıl yerine 2023’ün ilk çeyreğinin sonunda başlayacağı bildirildil. Tesla gecikmeyi henüz resmi olarak duyurmasa da Cybertruck’ın sipariş sayfası, 2022’deki üretime ilişkin önceki bir referansı kaldırdı. Sayfanın tasarım bölümünde daha önce “2022’de üretim yaklaştıkça yapılandırmanızı tamamlayabileceksiniz” yazıyordu. Şimdi, cümle “yaklaşıyor” olarak değiştirildi. Kasım ayında Twitter’da bir kişi, Elon Musk’tan Cybertruck hakkında bir güncelleme istedi. Musk, Tesla’nın bir “tedarik zinciri kabusu” ile boğuştuğunu ve şirketin 26 Ocak’ta yapılması planlanan bir sonraki kazanç çağrısı sırasında daha fazla güncelleme sağlayacağını söyledi. Tesla Cybertruck’ı 2019’da büyük bir etkinlikte tanıttı ve Musk, üretimin 2021’in sonlarında başlamasının planlandığını söyledi. Şirketin Ocak 2021 kazanç çağrısı sırasında, Tesla’nın 2021’de yalnızca birkaç teslimat beklediğini ve hacimli üretimin başlamasını beklediğini söyledi.Google Kaliforniya yasalarını ihlal etti mi?
Google Kaliforniya yasalarını ihlal ettiği iddiasıyla mahkemelik olmuştu. Mahkeme kararıyla Google’ın stratejisini değiştirmesi gerekecek.
Google Kaliforniya yasaları ile zor durumda
Kaliforniya Yüksek Mahkemesi yargıcı, Google’ın çalışan gizlilik sözleşmelerinin eyalet iş kanunlarını ihlal ettiğine karar verdi. Hakim, çalışanın işini potansiyel işverenlerle tartışmasını yasaklayan şartların rekabet etmeme maddesi oluşturduğunu ve bu nedenle eyalette yasa dışı olduğunu söyledi. Google başlangıçta bir yargıcı, federal yasanın Kaliforniya yasalarını geçersiz kıldığı inancıyla işçinin iddialarının çoğunu reddetmeye ikna etti. Ancak temyiz mahkemesi, eyalet yasalarının iş deneyimi de dahil olmak üzere ifade özgürlüğü haklarını korumak için daha fazlasını yaptığına dikkat çekerek bu kararı bozdu. Google, karar veya temyiz planları hakkında yorum yapmayı reddetti. Kaliforniya mevzuatı, mağdurların olaylar hakkında konuşmasını engelleyen ifşa etmeme anlaşmalarını zaten ele almış olsa da, cinsel saldırı ve taciz mağdurlarına bir şirketten ayrılma nedenlerini tartışmaları için daha fazla fırsat sağlayabilir.Kuzey Kore’de kripto para hırsızlığı arttı
2021 yılında Kuzey Kore’de kripto para hırsızlığı büyük bir yükseliş gösterdi. Elde edilen tutarda yüzde 40’lık bir artış yaşandı.
Kuzey Kore’de kripto para hırsızlığı dikkat çekiyor
Blockchain analiz firması Cainalysis’e göre, Kuzey Koreli bilgisayar korsanları 2021’de en az yedi saldırı yoluyla yaklaşık 400 milyon dolar değerinde kripto para çaldı. Bunların çoğu Bitcoin yerine Ether veya ETH oldu. 2021, Kuzey Kore’nin askeri bilgisayar korsanları için rekor bir yıldı. Bunların en ünlüsü; 2014’te Sony Pictures Entertainment’a yapılan yıkıcı silecek saldırısının arkasındaki grup olan Lazarus, 2017’de WannaCry fidye yazılımı oldu. APT 38 olarak da bilinen grup, ülke için gelir elde etmek ve ABD ve BM ekonomik yaptırımlarından kaçınmak için ana araç olarak kripto para hırsızlığına odaklandı. 2018’deki bir BM uzman paneli, kripto para birimi saldırılarının Kuzey Kore’nin balistik füze programlarına katkıda bulunduğu sonucuna vardı. Grup, sosyal mühendislik, kimlik avı ve yazılım açıkları dahil olmak üzere diğer ulus devlet bilgisayar korsanlığı grupları ve siber suçlular tarafından kullanılan ortak taktikleri tercih ediyor. Chainalysis raporunda, “2020’den 2021’e kadar, Kuzey Kore bağlantılı saldırı sayısı dörtten yediye çıktı ve bu saldırılardan elde edilen değer %40 arttı” denildi.Geliştiriciler evden çalışmaktan mutlu
Yapılan yeni bir ankete göre geliştiriciler evden çalışmaktan mutlu. Ankete katılanların çalışanların yüzde 75’i en az üç gün uzaktan çalışıyor.
Geliştiricilerle evden çalışma anketi yapıldı
Uzaktan çalışma, birçok geliştirici için ofisin dikkat dağıtıcı durumlarından uzaklaşma anlamına geliyor. Ancak uzaktan çalışan herkesin bildiği gibi, uzun süreli yalnızlık, üretkenlik engelleri ve kariyer gelişimi için görünürlük eksikliği gibi bazı istenmeyen yan etkilere neden olabilir. Uzaktan çalışmanın yazılım geliştiriciler üzerindeki etkisi, yazılım platformu Terminal tarafından 1.000’den fazla mühendisin katıldığı yeni bir raporun konusu oldu. 2022 Uzaktan Mühendislik Durumu Raporu, uzaktan çalışma, tükenmişlik ve üretkenlik, tazminat ve ücret eşitliği dahil olmak üzere mesleği etkileyen çeşitli konularda yazılım geliştiricilerin görüşlerini yakalamayı amaçladı. Kariyerlerinde daha fazla esneklik ve daha iyi bir iş-yaşam dengesi isteyen geliştiriciler arasında uzaktan çalışma iştahının yüksek olduğunu ve yazılım profesyonellerinin iyi ücretli ve ödüllendirici işler için yer değiştirmek zorunda olmadıklarını giderek daha fazla fark ettiğini buldu. Ankete katılan geliştiricilerin dörtte üçü (yüzde 75) haftada en az üç gün uzaktan çalışmak istediklerini söyledi. Yüzde 60’tan fazlası zaten tamamen uzaktan çalışıyor, yüzde 75’i ise haftada üç gün veya daha fazla uzaktan çalışıyor.Block Bitcoin madenciliğini kolaylaştıracak
Jack Dorsey’e ait olan Block Bitcoin madenciliğini kolaylaştırmayı hedefliyor. Bitcoin madenciliğinin açık ve merkezi olmayan olması isteniyor.
Block Bitcoin madenciliğini açık hale getirecek
Jack Dorsey’in ödeme şirketi Block (eski adıyla Square) açık bir Bitcoin madencilik sistemi kurmaya başlayacağını duyurdu. Duyuru, Block’un donanım genel müdürü Thomas Templeton’dan bir dizi tweet’ten geldi. Templeton, şirketin herkesin kolayca bir madencilik teçhizatı satın alabilmesi için bunu yapmaya çalışacağını söyledi. Templeton: “Madenciliği satın almadan kuruluma, bakımdan madenciliğe kadar her yönden daha dağıtık ve verimli hale getirmek istiyoruz. Biz ilgileniyoruz çünkü madencilik, yeni bitcoin yaratmanın çok ötesine geçiyor. Bunu, tamamen merkezi olmayan ve izinsiz bir gelecek için uzun vadeli bir ihtiyaç olarak görüyoruz” dedi. Templeton, Block’un madencilik sürecini daha fazla insan için güvenilir ve erişilebilir hale getirmeye odaklanacağını açıkladı. Buna ek olarak, şirketin daha düşük güç tüketimi ve daha yüksek hash oranları gibi madencilerin istediği diğer faktörleri göz önünde bulundurarak doğru yürütme dengesine sahip performansa odaklanacağını söyledi.AWS Glue hizmetindeki güvenlik açığı düzeltildi
Amazon tarafından AWS Glue hizmetindeki güvenlik açığı düzeltildi. İki kusurun da düzeltildiği bilgisi verildi.
AWS Glue hizmetinde güvenlik kusurları giderildi
Amazon Web Services, AWS Glue ve AWS CloudFormation’ı etkileyen iki kusuru düzeltti. Orca Security’ye göre AWS Glue’daki hata, hizmeti kullanan bir saldırganın kaynaklar oluşturmasına ve diğer AWS Glue müşterilerinin verilerine erişmesine izin verebilir. Orca araştırmacıları, bunun AWS Glue içindeki dahili bir yanlış yapılandırmadan kaynaklandığını ve AWS’nin düzelttiğini onayladığını söyledi. 2017’de piyasaya sürülen Glue, büyük veritabanlarını bağlamak için yönetilen sunucusuz bir veri entegrasyon hizmeti sunuyor. Geliştiricilerin makine öğrenimi işleri için ayıklama, dönüştürme ve yükleme (ETL) yapmasına olanak tanıyor. Orca araştırmacıları, dahili hizmetin uygulama programlama arayüzüne (API) bir saldırı erişimi sağlamak için AWS hizmetinin kendi hesabındaki bir rolün kimlik bilgilerini elde etmek için bir Tutkal özelliğinin kullanılabileceğini keşfetti. Bu erişimi dahili yanlış yapılandırmayla kullanan bir saldırgan, bir hesaptaki ayrıcalıkları yükseltebilir ve tam yönetici ayrıcalıkları elde edebilir.Yenilenebilir enerji güvenlik riskleri ile karşı karşıya
Hızlı bir dönüşüm içinde olmamız nedeniyle yenilenebilir enerji güvenlik riskleri ile karşı karşıya kalıyor. RUSI raporu, siber güvenliğe dikkat çekiyor.