Arbitrum artık BtcTurk PRO’da

Yeni kriptopara birimleriyle hizmet yelpazesini büyütmeye devam eden BtcTurk Pro, Arbitrum (ARB) kripto para birimini listeledi. BtcTurk PRO, böylece 77 kripto para birimine ve 178 işlem çiftine ulaştı.

Ethereum ikinci katman ölçekleme çözümü olan Arbitrum (ARB), Ed Felten, Steven Goldfeder ve Harry Kalodner tarafından kurulan bir ağdır. Ethereum’un güvenliğinden ve uyumluluğundan yararlanan Arbitrum ağı, Ethereum’a göre daha yüksek verimli ve daha düşük ücretli çalışmaktadır.

Arbitrum’un yerel jetonu ARB’dir. ARB, Arbitrum ağının yönetişiminde kullanılır. ARB jetonuna sahip olan kullanıcılar, Arbitrum One ve Arbitrum Nova zincirleri için yönetim önerilerini oylayarak Arbitrum ağını yönetebilmektedir. ARB sahiplerinin, Arbitrum hizmetlerinden yararlanabilmek için jetonlarını harcamalarına gerek yoktur. Arbitrum ağında ARB jetonu stake edilebilir ve ağı güvence altına almak için ücret kazanılabilir.

Donanım cüzdanlarından bakiyeler yönetilebilir

ARB jetonunun toplam arzı 10,000,000,000 adet ile sınırlandırılmıştır. ERC-20 tabanlı bir jeton olduğu için, ERC-20 tabanlı Ethereum varlıklarını destekleyen masaüstü, mobil ve donanım cüzdanları ile ARB bakiyelerini yönetmek mümkündür.

Arbitrum için minimum yatırma tutarı 5 ARB, minimum çekme tutarı 10 ARB olarak uygulanıyor.

Sürücüsüz kamyon teknolojisi ticarileşecek

Aurora tarafından geliştirilen sürücüsüz kamyon teknolojisi ticarileşecek. Aurora, sistemin kullanıma hazır olduğunu duyurdu.

Otonom sürüş uzmanı Aurora Innovation, Aurora Driver teknolojisinin artık hazır olduğunu açıkladı. Şirket, 2024’te otonom kamyonların ticari dağıtımlarını başlatmaya bir adım daha yaklaştırdı.

Kurucu ortak ve CEO Chris Urmson: “Gelecek yıl Dallas ve Houston arasında sürücüsüz gittiğimizde, Aurora Driver‘a yükleri güvenli bir şekilde taşıyabilmesi için neye ihtiyaç duyduğunu öğrettik” dedi.

Aurora Driver; radardan, standart lidardan ve geleneksel Lidar’ın iki katından daha fazla mesafeyi görerek daha yüksek hızlara olanak tanıyan şirketin “FirstLight Lidar”ından oluşan bir sensör paketinden oluşuyor. Sensörler, Aurora’nın güçlü bilgi işlem sistemi ve Aurora Atlas yüksek çözünürlüklü haritalama sistemi ile eşleştirildi.

Ticarileşme planı görüşülüyor

Son 18 ayda Aurora, FedEx, Werner, Schneider ve Uber Freight gibi şirketler için pilot uygulamalardaki altı Beta güncellemesiyle Aurora Driver’ın otonom performansını, güvenliğini ve güvenilirliğini aşamalı olarak iyileştirdi .

Şimdi, “Özellik Tamamlandı” statüsü elde edildiğinde, şirketin Aurora Driver için güvenlik vakasını son bir iyileştirme ve doğrulama aşamasıyla kapatacak. Bundan sonra ise ticarileştirmeye yönelik yol haritasındaki bir sonraki kilometre taşına, yani “Sürücü Hazır” durumuna ulaşılması hedefleniyor.

Dallas-Houston rotasında yıl sonuna aktif kullanıma geçilmesi ve pilot yük sayısının mevcut 40’tan 100’e çıkması bekleniyor. Dallas-Houston rotası acil öncelik olsa da Aurora, lojistik ağının potansiyel kapsamının Amerika Birleşik Devletleri boyunca uzandığını açıkça belirtti.

Tesla hakkında “yok artık!” dedirten iddia!

0

Elektrikli otomobil dünyasının en önemli isimlerinden birisi olan Tesla, hiç kuşkusuz CEO’sundan tasarımına düzenli olarak gündemde kalmaya devam ediyor. Şirket, yazılım hatalarından ilginç kazalarına kadar birçok kez eleştirilmişti. Ancak ortaya atılan son iddia, büyük bir soru işaretini doğurdu. “yok artık” dedirtti.

Tesla çalışanları, arabada kaydedilen hassas görüntüleri paylaştı

Yüksek donanımıyla özellikle geçtiğimiz yıllarda önemli bir yükselişe imza atan Tesla araçları, dünyanın birçok yerinde kullanılmaya devam ediyor. Şirket, her zaman mahremiyeti ilke edindiğini belirtiyor. Ancak Reuters’te yer alan bir iddia, bu durumun tam tersini söylüyor.

Bilindiği üzere Tesla araçlarında, kullanımı kolaylaştırmak ve deneyimi arttırmak için bir araç içi kamera bulunuyor. Yer alan iddiaya göre özellikle 2019 ile 2022 yılları arasında Tesla çalışanları, arabada kaydedilen görüntüleri çeşitli arenalarda paylaşıyor.

Yapılan paylaşımda eski bir çalışanın da sözlerine yer veriliyor. İddiaya göre görüntüler sohbet odalarında da paylaşılıyor. Paylaşılan içeriklerde kaza anlarından kişilerin özel anlarına kadar birçok görüntü mevcut. Bu konuda Tesla henüz bir açıklama yayınlamadı. Ancak “Müşteri Gizliliği Bildirimi“nde kamera kayıtlarının anonim kalacağını ve şirketle bağlantılı olmadığı yazıyor.

Öte yandan şirket, birçok kez otomobilleri geri çağırma hamlesini yaptı. Geçtiğimiz ay ortaya çıkan bir rapora göre şirket, 2018 yılından bu yana 3 milyon 400 bin aracı geri çağırdı. Ek olarak şirket, geçtiğimiz yılın son günlerinde yüzde 60,2’lik bir düşüş yaşamıştı. Yatırımcılar tarafından ise bunun nedeni olarak Musk’ın Twitter’a artan ilgisi ve akabinde Tesla’ya çok vakit ayırmaması gösteriliyor.

Yeni teknolojiler ve moda bir arada tanıtılacak

0

ASUS, “Thincredible” sanal lansmanında sürdürülebilirlik odaklı ultra ince ve hafif tasarıma sahip yeni dizüstü bilgisayar modellerini tanıtacak.

Asus, yüksek performansıyla dikkat çeken OLED ekranlı modellerin tanıtımının yanında yeni tasarımlar için birlikte çalışacağı dünyaca ünlü sokak giyim markasını da açıklayacak. “İnanılmazın Peşinde” sloganıyla yola çıkan ASUS, “Thincredible” sanal lansmanında sürdürülebilirlik ve inovasyonu merkezine alan yeni teknolojilerini görücüye çıkaracak. 21 Nisan tarihinde gerçekleşecek çevrimiçi etkinlikte ultra ince ve hafif tasarımın üstün performansla buluştuğu OLED ekranlı Zenbook ve Vivobook dizüstü bilgisayar modelleri tanıtılacak. ASUS’un hayatı daha pratik yapacak inovasyonlara yer vereceği sanal lansmanda aynı zamanda üst düzey kullanışlılığı ve zahmetsiz taşınabilirliği ile kullanıcısının günlük hayatını kolaylaştıracak bir Zenbook modelinin dünya prömiyeri de yapılacak.

%100 sürdürülebilir vizyon ve yeni teknolojiler

ASUS dizüstü bilgisayarlarının geri dönüştürebilir materyaller kullanılarak ve en üst düzey çevresel standartlara ulaşılarak üretilmeleri, cihazların sürdürülebilirliğinin garantisini veriyor. 2023 yılında ASUS tüketici dizüstü bilgisayarlarının %90’ı, yalnızca çevreye büyük katkı sağlayan ürünlerin almaya hak kazandığı EPEAT ve dünyanın en zorlu enerji verimliliği programı ENERGY STAR® 8.0 standartlarına erişecek. “Thincredible” sanal lansmanında tanıtılacak ince, hafif OLED ekranlı Zenbook ve Vivobook da daha önce görülmemiş kompaktlıktaki tasarımları ve geri dönüştürülebilir materyallerden üretilmeleri sayesinde oldukça sürdürülebilir dizüstü bilgisayarlar.

Dünyayı şaşırtacak iş birliği

ASUS, yeni ürünlerinin tanıtımından sonra dünyaca ünlü bir sokak giyimi markasıyla olan iş birliğini duyuracak. Bu benzersiz tecrübe için birbirinden farklı dizüstü bilgisayarlarla kişinin kendini ifade etmesini ve modayı kutlayan özel tasarımlar ve aksesuarlar sergilenecek. ASUS’un yeni ürünlerini sergileyeceği ve iş birliğini duyuracağı Thincredible sanal lansmanına https://asus.click/thincredible_pr linkiyle çevrimiçi katılım sağlanabilecek.

Tam otomatik batarya boşaltma tesisi

0

Bosch Grubu şirketi Bosch Rexroth, Avrupa’nın ilk tam otomatik batarya boşaltma tesisini geliştiriyor

Giderek daha fazla sayıda elektrikli otomobil yollara çıkıyor. Bosch, 2030 yılına kadar Avrupa’da yeni tescil edilen tüm binek otomobillerin yaklaşık yüzde 70’ini elektrikli otomobillerin oluşturacağını tahmin ediyor. Bu, bataryalara ve içerdikleri lityum, kobalt ve nikel gibi hammaddelerin geri dönüşümüne olan talebi artırıyor. Bosch bu amaçla özel makine, ekipman ve yazılımlar geliştirdi. Bosch Grubu şirketi Bosch Rexroth, REMONDIS’in Bosch Grubu TSR Recycling ile Rhenus Automotive’in ortak girişimi olan Battery Lifecycle Company’e batarya modüllerinin boşaltılması ve sökülmesi için Avrupa’nın ilk tam otomatik sistemini tedarik ediyor. Bosch Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Stefan Hartung, “Elektromobilite, ancak batarya üretimi için yeterli ham madde mevcutsa uzun vadede kendini kabul ettirebilir. Geri dönüşüm burada önemli bir rol oynuyor ve çıktımızı sürdürülebilir bir temele oturtmaya yardımcı oluyor: kullandığımızı yeniden kullanıyoruz ve hammaddeleri geri kazanıyoruz.” dedi.

Uzmanlar, 2030 yılına kadar Avrupa’nın her yıl 420.000 tona kadar batarya malzemesi için geri dönüşüm kapasitesine ihtiyaç duyacağını tahmin ediyor. Hartung, “Avrupa’da döngüsel bir ekonomi inşa etmek istiyorsak, geri dönüşümü ürün yaşam döngüsüne sıkı bir şekilde entegre etmemiz ve bunu yapmak için gerekli altyapıyı oluşturmamız gerekiyor. Bosch, teknik uzmanlığıyla buna katkıda bulunuyor.” dedi. Bosch, batarya geri dönüşümüne ilişkin endüstriyel teknolojiyi Hannover Messe’de sergileyecek.

Avrupa döngüsel ekonomisinin gelişimi açısından önemli yapı taşları olacak.

Bosch, batarya üretimine yönelik üretim ekipmanı portföyünü, özellikle geri dönüşüm operasyonlarına yönelik donanım ve yazılımı içerecek şekilde genişletti.

Bosch Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Stefan Hartung, “Elektromobilite, ancak batarya üretimi için yeterli ham madde mevcutsa uzun vadede kendini kabul ettirebilir. Geri dönüşüm burada önemli bir rol oynuyor ve çıktımızı sürdürülebilir bir temele oturtmaya yardımcı oluyor: kullandığımızı yeniden kullanıyoruz ve hammaddeleri geri kazanıyoruz.” dedi.

Döngüsel ekonominin yapı taşı olarak verimli geri dönüşüm

Zorluklar; sınırlı kaynaklar ve geri dönüşüm için artan yasal gereklilikler ile birlikte sayıları giderek artış gösteren elektrikli otomobillerle artıyor. Bosch Rexroth CEO’su Steffen Haack, “Bugün yaptıklarımız yarının rotasını belirliyor. Şu anda araçlarda takılı olan bataryalar 10-15 yıl sonra ömürlerinin sonuna gelmiş olacak. Gerekli geri dönüşüm kapasitesini oluşturmak için bu fırsat penceresini kullanmalıyız.” dedi. Fraunhofer Sistem ve İnovasyon Araştırma Enstitüsü’ne göre, geri dönüşüm için gereken teknik sistemler 2040 yılına kadar yalnızca Avrupa’da 6 milyar Euro’dan fazla yatırımı gerekli kılacak (Kaynak: Fraunhofer, 2021). Geri dönüşüm bu zahmete değecek: optimum geri dönüşüm, bir bataryanın kimyasal elementlerinin yüzde 95’e kadarını geri kazanabilir ve bunları batarya üretim sürecine geri dönüştürebilir. Bosch tarafından geliştirilen otomatik boşaltma sistemi yalnızca geri dönüşümü basitleştirmekle kalmaz, aynı zamanda verimliliği ve güvenliği de artırır. Bir modülü tamamen boşaltmak sadece birkaç dakika sürer. Sistem farklı batarya tasarımlarını tanıyarak kısa devre ve yangın gibi riskleri en aza indirir.

Battery Lifecycle Company’de model proje

Battery Lifecycle Company, Magdeburg’daki tesisinde Avrupa’nın ilk tam otomatik fabrikasını kuruyor ve teknolojiyi Bosch Rexroth sağlıyor. Tesis, farklı üreticilerin kullanılmış bataryalarını test edecek, tamamen boşaltacak ve sonraki parçalama işlemi için hazırlayacak. Yeni fabrikanın iş parçası taşıyıcılarının her biri, saniyede 18 metre hızla 150 kilograma kadar olan batarya malzemelerini taşıyacak. Bu, sekiz lityum iyon bataryanın elektrikli otomobillerden otomatik olarak boşalmasının 15 dakikadan daha az süreceği anlamına geliyor. Bosch’un otomatik çözümü, geri dönüşüm hızını büyük ölçüde artıracak. Şu anda kullanılan manuel işlemle, bir bataryanın tamamen boşalması 24 saate kadar sürüyor. Magdeburg’daki model proje, bu patentli Bosch boşaltma çözümünü kullanan ilk proje. Batarya modülleri, güvenilir bir süreçte kimyasal olarak devre dışı bırakılarak, sonraki işlemlerin voltaj olmadan gerçekleştirilebilmesi sağlanıyor. Modüllerdeki artık enerji, geri dönüşüm sistemini çalıştırmak için kullanılabilir. Buna ek olarak tesis, esnek, modüler transfer sistemleri ve ctrlX AUTOMATION kontrol platformu da dahil olmak üzere yerinde batarya üretimi için kanıtlanmış Bosch endüstriyel teknolojisini kullanacak. Battery Lifecycle Company tesisi her yıl 15.000 tona kadar batarya malzemesini geri dönüştürecek. Fabrikanın 2023 yazında faaliyete geçmesi planlanıyor.

Geri dönüşüm için Bosch endüstriyel teknolojisi

Bosch, batarya üretimi için otomasyon ve üretim teknolojisi geliştirme konusunda uzun yıllara dayanan bir deneyime sahip. Tüm saygın Alman otomobil üreticileri ve dünya genelindeki birçok batarya üretim tesisi, Bosch endüstriyel teknolojisini kullanıyor. Bosch, batarya üretimi değer zinciri boyunca portföyünü sürekli olarak genişletiyor. Şirket, çalışanlar ve sistem entegratörleri ile birlikte dünya genelinde pazarlanan batarya geri dönüşümü için özel olarak donanım ve yazılım geliştirdi. Tam otomatik batarya modülü boşaltma istasyonlarına ek olarak, bunlar arasında teknik analiz ve güvenli batarya sökme için ergonomik olarak esnek iş istasyonları, farklı ağırlık sınıflarındaki bataryaları taşımak için taşıma sistemleri ve çeşitli işlem adımlarında çalışanlara rehberlik eden yazılımlar yer alıyor. Bosch ayrıca bataryaların durumu, malzeme menşei ve işleme durumu için bir takip ve izleme çözümü sunuyor.

Tiny House köyleri kurulabilir

0

Tiny house’lar üretim süresinin kısalığı ve sağladığı maliyet avantajı ile ilgi çekici bir alternatif haline geliyor

Betonarme yapılardaki konut sayısı üretimi kadar tiny house üretildiğinde toplamda yüzde 25 oranında zaman avantajı elde edilirken yüzde 75 oranında ise maliyet tasarrufu sağlanıyor. Afet bölgesine konteynerden sonra depremzedelere yönelik uygun maliyetli tiny house üretimini başlatan ve öncülük eden Yako Groups Yönetim Kurulu Başkanı Galip Ölmez, bu bölgelere toplu konutların beraberinde modern müstakil tiny house köylerinin kurulmasının daha hızlı, ekonomik ve ergonomik bir seçenek olduğunu vurguladı.

Her 2500 metrekarelik arazide bir modern köy inşa ediyoruz

Modern tiny house köy sistemleri, 2500 metrekarelik arazi üzerinde 150 metrekarelik parsellerle kişilere özel bir yaşam alanı sunmalarının yanı sıra ortak alanlar, sosyal donatılar ve spor alanları ile modern köy yaşantısı da beraberinde getiriyor. Doğa içerisinde yaşamanın getirdiği etki ile kişilerin tarım ve hayvancılıktaki girişimleri de bu sayede hızlanıyor. Yako Groups Yönetim Kurulu Başkanı Galip Ölmez, güvenli yaşam sunmalarının yanı sıra çevre dostu ve sürdürülebilir bir yaşam olanağı da sağladığının altını çizerek “ Ürettiğimiz evler bir evin genel bütün ihtiyaçlarını karşılarken, sadece bunu minimal bir şekilde yapıyorlar.. Bu bağlamda afet bölgesine inşa edilecek toplu konutların yanında tiny house köylerinin de kurulması yeni yaşam düzenine geçişte avantaj sağlayacaktır. Biz tiny house üreticileri olarak; modern köy seferberliği için her türlü çalışmaya açık ve hazırız” ifadelerini kullandı.

Modern ve sosyal donatılar

Ölmez, taşınabilir evlerin insanlara güvenli bir yaşam alanı sunduğunu dile getirerek “Afet sonrası yeni yaşam alışkanlıklarının yenilenmesi gerekiyor. Ülkemizin deprem bölgesi olması ve geniş arazilere sahip olmasından dolayı bu evler modern köy yaşamlarının yaratılması birçok avantaj sağlıyor. Bu yapılar aynı zamanda kişilerin doğa içerisinde güvenli bir şekilde yaşamaları ve deprem sonrası rehabilite sürecinin de hızlanmasına katkı sağlıyor. Tiny house köyleri, sürdürülebilir bir yaşam tarzını teşvik ettiğinden inşaları çevre dostu malzemeler kullanarak yapılıyor ve köyler, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı sürdürülebilir enerji sistemlerini kullanıyor. Bu da doğal kaynakları koruyarak çevre dostu bir yaşam tarzının benimsenmesine olanak sunuyor” dedi. 

Apple Hindistan mağazasını açıyor

Apple Hindistan mağazasını açmak için çalışmalarını hızlandırdı. Bu mağaza ile Apple, ülkedeki ilk perakende mağazasını açmış olacak.

Apple, pazara ilk girişinden 20 yılı aşkın bir süre sonra Hindistan’da ilk perakende mağazasını açmaya hazırlanıyor. Apple BKC adlı mağaza, şu anda milyarder Mukesh Ambani’nin sahibi olduğu Mumbai’deki Jio World Drive Alışveriş Merkezi’nde açılacak. Apple henüz bir açılış tarihi duyurmadı ancak mağazanın “yakında geleceğini” yazdı.

Apple BKC mağazası açılıyor

Açılış, Hindistan’da pazar hakimiyetini korumak için yıllarını harcayan California merkezli şirket için çok önemli bir anı işaret ediyor. Apple daha önce 2021’de bu ülkede mağaza açacağını açıklamıştı. Ancak planlar COVID-19 nedeniyle maalesef istenildiği şekilde uygulanamadı. 2020’de Apple, Hindistan pazarı için bir çevrimiçi perakende mağazası açtı. Ancak ürünler ülkede yıllarca Amazon ve Walmart gibi üçüncü taraf satıcılar aracılığıyla satıldı.

Counterpoint Research’ün verilerine göre , Hindistan akıllı telefon pazarı uzun süredir Apple dışı şirketler tarafından domine ediliyor. 1.3 milyar tüketiciyle Hindistan, dünyanın en büyük teknoloji pazarlarından biri. Son birkaç yıldır Samsung ve Xiaomi- ülke pazarına liderlik ettiler. 2022 sonunda iPhone 13, Hindistan’ın en çok satan birinci sınıf akıllı telefonu oldu.Ancak Samsung en yüksek sevkiyat değeri payını elinde tutmaya devam etti.

2018’den bu yana Apple, ortalama bir telefonun Apple’ın piyasa fiyatlarından daha ucuza mal olduğu Hindistan pazarına girmek için mücadele ediyor. Bununla birlikte son yıllarda şirket, iPhone’larının bir kısmının Tayvanlı üreticiler Foxconn ve Wistron Corp. tarafından monte edilmesiyle ülkedeki üretimi artırıyor.

Çin, ihracat yasağı uygulayacak

Çin ihracat yasağı ile ABD ve Avrupa’ya cevap vermek istiyor. Nadir toprak mıknatıs teknolojisi için gelecek yasak, ürün geliştirme çalışmalarını durdurabilir.

Çin’in elektrikli araçlarda, rüzgar türbini motorlarında ve diğer ürünlerde kullanılan yüksek performanslı nadir toprak mıknatısları üretmek için kullanılan teknolojilerin ihracatını yasaklayacak. Çin ihracat yasağı için gerekçe olarak ulusal güvenliği gösterdi.

Karbonsuzlaştırmaya yönelik küresel eğilimin elektrik motorlarının kullanımına doğru kaymasıyla, Çin’in mıknatıs tedarik zincirinin kontrolünü ele geçirmeye ve gelişen çevre sektöründe hakimiyet kurmaya çalıştığı düşünülüyor.

Nadir toprak mıknatıs teknolojisi için risk söz konusu

Pekin şu anda İhracatı Yasaklanan ve Kısıtlanan Teknolojiler Kataloğu’nu gözden geçirme sürecinde. Ayrıca Aralık ayında kamuoyunun görüşü için revize edilmiş kataloğun bir taslağını yayınlamıştı. Taslakta, ihracat yasağına neodimyum ve samaryum kobalt gibi nadir toprak elementleri kullanılarak yüksek performanslı mıknatıslar için üretim teknolojileri eklendi. Yorumların alınması Ocak ayı sonunda sona erdi ve revizyonların bu yılın başlarında kabul edilmesi bekleniyor.

Nadir toprak mıknatısları, elektrik ve manyetik kuvvet kullanan motorlardaki temel bileşenler arasında yer alıyor. Elektrikli araçlara ek olarak, askeri uçaklar da dahil olmak üzere robotlar, cep telefonları ve klimalar gibi endüstriyel ürünlerde yaygın olarak kullanılıyor. Yarı iletkenler ve depolama hücreleri ile birlikte bu tür mıknatısların kullanımının artması bekleniyor.

Çin’in neodimyum mıknatıslarda küresel pazarın yaklaşık yüzde 84’lük payına ve samaryum kobalt mıknatıslarda yüzde 90’ın üzerinde paya sahip olduğu tahmin ediliyor. Bu arada Japonya, neodimyum mıknatıs pazarının yaklaşık yüzde 15’ine ve samaryum kobalt için bu pazarın yüzde 10’undan daha azına sahip. Çin bu tür teknolojilerin ihracatını yasaklarsa, geleneksel olarak nadir toprak mıknatısları üretmeyen ABD ve Avrupa’nın pazara girmesi zor olacak. Bu ülkeler tamamen Çin’e bağımlı hale gelecek.

Outlook Gmail desteği sunacak

Outlook Gmail hesap desteği başta olmak üzere üçüncü taraf e-posta desteği sunacak. Böylelikle Yahoo, iCloud desteği de Outlook’a eklenecek.

Outlook Gmail ile başlayan üçüncü taraf e-posta desteğini daha da genişletecek. Tam takvim ve iletişim desteği de entegre edilecek. Bu, yalnızca Google e-postasına bağlanabilen mevcut Outlook deneyiminden önemli bir yükseltme olarak değerlendirilebilir. Yahoo ve iCloud desteğinin ise yakında gelmesi bekleniyor.

Outlook hesap desteğini genişletiyor

Üçüncü taraf e-posta desteğinin yanı sıra, uygulama için anketler, gecikmeli gönderme ve sabitlenmiş e-posta gibi yazma ve yönetim araçları da kullanıma sunuluyor. Uygulamanın takvimi ayrıca birden çok paylaşılan takvim, birden çok saat dilimi desteği ve günlük hava durumu bilgisi içeriyor. Yeni Outlook’un iskeletine daha fazla dış katman eklendiğinden, çevrimdışı destek gibi daha fazla özelliğin de gelmesi bekleniyor. Üçüncü taraf hesap desteğiyle birlikte gelecek diğer özellikleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Microsoft Editor tarafından desteklenen zengin düzenleme, yazım ve otomatik tamamlama önerileri
  • Kararların daha hızlı alınmasına yardımcı olmak için anketlerle e-posta gönderme özelliği
  • Bir e-postanın teslimini 10 saniyeye kadar ertertelemen, böylece göndermeyi “geri alma” şansı
  • Doğrudan yeni Windows için Outlook’tan bir Skype veya Teams aramasına katılma yeteneği.
  • Önemli e-postaları gelen kutunuzun en üstüne sabitleme
  • Google takvim desteği
  • Birden fazla paylaşılan takvim ekleme yeteneği
  • Birden fazla zaman dilimini destekleme
  • Takvim görünümünde günlük hava durumu ekleme

ChatGPT ile İlgili Önemli Suçlama: İlk Kez Dava Açıldı

Avustralya’da açılan yeni bir davada ChatGPT belediye başkanının hapse atılmasına yol açan yanlış bilgiler üretmekle suçlanıyor

OpenAI tarafından geliştirilen popüler sohbet botu ChatGPT ile ilgili olarak ilk kez bir dava açıldı. Avustralya’da görülen dava, sohbet botunun bir Belediye Başkanı hakkında yanlış bilgi ürettiği ve dezenformasyona neden olduğunu öne sürüyor. Böylece, yapay zekaya karşı açılan ilk dava da görülmüş oldu.

Avustralya’da ChatGPT’ye Karşı Dezenformasyon Davası Açıldı

OpenAI, Avustralya’da ilginç bir soruşturma ile karşı karşıya kaldı. Avustralya’nın Victoria bölgesinde Belediye Başkanı olan Brian Hood, ChatGPT’nin kendisi hakkında yanlış iddialar yaydığını ifade etti. İddiaya göre, yapay zeka platformu, Hood’un rüşvet aldığı ve hapse atıldığı yönünde bilgi paylaşıyor. Bunun üzerine, OpenAI’a dava açıldı.

Belediye Başkanı Hood’un avukatları, OpenAI‘ya yanlış bilgilerin kaldırılmasını talep eden bir şikayet gönderdi. Avukatlar, şirkete 28 gün süre verildiğini ve bu süre içinde yanlış bilgilerin kaldırılmaması durumunda para cezası uygulanacağını bildirdi. Avustralya’da iftira tazminatları genellikle 200.000 dolar civarında.

Belediye Başkanı Hood, ChatGPT’nin 2000’lerin başında yaşanan bir olayı yanlış aktardığını ve kendisini suçlu olarak gösterdiğini ifade etti. Hood, o dönem rüşvet konusunda yetkililere bilgi sağladığını ve hiçbir zaman suçlamalarla karşı karşıya kalmadığını vurguladı.

Belediye Başkanı Hood’un avukatları, “Bu iftira, yapay zeka uygulamaları açısından potansiyel bir dönüm noktası olabilir” dedi. Dava, henüz sonuçlanmış değil.

SolarEX fuarı kapılarını açtı!

0

Avrasya’nın en büyük, Türkiye’nin ilk ve tek Uluslararası Güneş Enerjisi ve Teknolojileri Fuarı SolarEX İstanbul 15.kez açıldı.

Açılış kurdelesini sektörünün devleri kesti. 06 Nisan’da açılışı gerçekleşen fuar üç gün boyunca 10.00 -18.00 saatleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde ziyaretçilerini ağırlayacak.

Güneş enerjisi sektör tutkunlarının heyecanlı beklediği en büyük buluşma SolarEX İstanbul gerek katılımcılar gerekse kendi enerjisini üretebilmek ve dünya markası firmalarla bir araya gelmek için sabırsızlanan binlerce yatırımcısıyla bir araya gelerek fuarın açılış gününde izdihama yol açtı. T.C. Ticaret Bakanlığı destekleri ile düzenlenen SolarEX 2023‘e özel Alım Heyeti organize edilen fuarda sektör firmaları B&B görüşmeler eşliğinden ticari alımlar ihracata katkı sağlıyor. Solar sektörünün ülkemizde geldiği mevcut konumunun mimarları ve sektörde söz sahibi öncü kuruluşların değerli katılımlarıyla 15. kez solar sektörünü bir araya getiren SolarEX İstanbul, 2023 yılında son teknoloji ürünlerin uluslararası pazarda ilk kez görücüye çıktığı ticari bir fuar olma özelliği taşıyor.

SolarEX İstanbul, her yıl artarak büyüyen ivmesine 15.yılında da devam ederek rekor katılımcı ve ziyaretçi sayısına ulaşarak sınırlarını aştı

Türkiye’nin en büyük fuar organizatörlerinden Voli Fuar’ın her yıl sistemli olarak yürüttüğü çalışmaları ile alanında liderlik seviyesine ulaşan Uluslararası SolarEX İstanbul Fuarı, 6-7 ve 8 Nisan 2023 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde yeni eklenen halleri ile 5 kat daha büyük 45.000 m² alanda sektörün dünya çapındaki profesyonellerini bir araya getirdi.

SolarEX İstanbul; Sektörün büyüklüğü göz önüne alındığında Türkiye pazarına girmek isteyen yabancı katılımcıların da sektöre daha yakından bakmasına ve potansiyel müşterileriyle yüz yüze görüşebilmesine olanak sağlayan ticari platform olma özelliğini korudu.

Fuarla eş zamanlı düzenlenen konferanslarda çevre dostu, sürdürülebilir global çözümler konuşuluyor

Fuarda uluslararası dernek başkanları, sektör profesyonelleri çevre dostu global çözümleri masaya yatırıyor. Fuara ziyaretçi olarak gelemeyen ancak konferans oturumlarını takip etmek isteyen sektör ilgilileri ise fuarın youtube ve instagram sayfasından oturumlara canlı yayın ile erişim sağlayabilir ve enerjinin gündemini takip edebilirler.

SolarEX İstanbul Fuarı Yenilenebilir Enerjiden Güç Alıyor


Temiz, yenilenebilir ve sürekli bir enerji kaynağı olan güneş enerjisinin önemini vurgulayan SolarEX İstanbul Fuarı, çevre dostu çözümlerle, sektörü bir araya getirmeye devam ediyor. 06-07-08 Nisan 2023 tarihlerinde İFM-İstanbul Fuar Merkezi’nde devam edecek fuar, tüm güneş enerjisi sanayisini bilinçlendirmeyi hedefliyor. Sınırsız ve akılcı enerji çözümleri için siz de SolarEX İstanbul fuarını ziyaret edin.

Cisco Rusya pazarından çekiliyor

Cisco Rusya pazarından çekildiğini duyurdu. ABD merkezli teknoloji devi, on milyonlarca dolar yatırımından vazgeçti.

Cisco Systems, on milyonlarca dolar değerindeki ekipman ve bileşenleri imha ederek Rusya pazarını terk etti. Çekilmenin nedeni, ağ ekipmanı geliştiricisinin ülkedeki operasyonlarına devam etme planı olmaması.

Cisco lisansları yenilememişti

Cisco Systems, Mart 2022’de Rusya pazarında satışları durduracağını duyurdu. Üç ay sonra şirket lisanslarını yenilemeyi reddetti. Aynı zamanda Amerikalı üretici Rusya ve Beyaz Rusya’dan çekildiğini de duyurdu. Bilindiği gibi Cisco Systems; yedek parçaları, ürün tanıtımlarını, ekipmanları ve hatta mobilyaları fiziksel olarak imha etmeye karar verdi. Yok edilen stoğun değerinin 23.42 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Şirket ayrıca 12.600 dolar değerinde sabit varlık elden çıkardı.

2022’nin sonunda Cisco Systems, iş gücünü önemli ölçüde azalttı. Şirket, geri kalanlarla olan sözleşmelerini 2022’nin ortalarında feshetti ve onlara toplam 2.4 milyon dolar ödedi.

Rsuya’ya yönelik teknoloji şirketlerinden yaptırımlarından en büyüğü böylelikle Cisco’dan gelmiş oldu. Cisco’nun genel olarak yaptırımlarına devam etmesi beklenirken, doğrudan çekilme kararı vermesi de sürpriz oldu. Rusya’ya yönelik uluslararası yaptırımlar, ülkenin teknoloji sektörünü sert bir şekilde vurdu. Çok sayıda BT uzmanı ülkeyi terk etti ve bu da Moskova’nın teknoloji çalışanları ve BT firmaları için özel vergi avantajları sunmasına yol açtı. Ancak bazı kuruluşlar yasaklı teknolojiyi satın almak yerine bulutlardan ve hizmet sağlayıcılardan kiralıyor. Yaptırım rejimlerine belirsiz bir meydan okuma sunuyor.

Siber güvenlik iş hacmi ve gelir artışında büyük rol oynuyor!

0

Dünya genelinde 250’nin üzerinde şirkette 2500’ün üzerinde karar vericiyle gerçekleştirilen Risky Rewards başlıklı araştırma, alanı teknoloji olmayan üst düzey yöneticilerin siber güvenliğe olan bakış açılarını net bir şekilde ortaya koyuyor.

Trend Micro‘nun dünya genelinde yürüttüğü son araştırması, yönetim kurullarının siber güvenliğin rolünü hala hafife aldığını ancak iş hacmi ve gelir artışında büyük rol oynadığını ortaya koyuyor. Dünyanın önde gelen siber güvenlik şirketlerinden Trend Micro, dünya genelinde kuruluşların 2023 yılında siber güvenlik bütçelerini artırmayı planladığını ancak yöneticilerin siber güvenlikle ilgili çelişkili görüşlere sahip olduğunu ortaya koyan yeni çalışmasının sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı.

Trend Micro Ülke Müdürü Hasan Gültekin, “Trend Micro tarafından dünya genelinde 250’nin üzerinde şirkette 2500’ün üzerinde karar vericiyle gerçekleştirilen Risky Rewards başlıklı araştırma, alanı teknoloji olmayan üst düzey yöneticilerin siber güvenliğe olan bakış açılarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Kuruluşların siber güvenliğin iş süreçlerinin ayrılmaz bir parçası olduğunu kabul etmeleri büyük önem taşıyor” dedi. İş dünyasındaki karar vericilerin (BDM) yaklaşık üçte ikisi (yüzde 64) 2023 yılında güvenlik yatırımlarını artırmayı planladıklarını belirtiyor. Ancak araştırma, karar vericilerin siber güvenlik ile kurumun diğer bölümleri arasındaki ilişkiye dair anlayışlarında kritik eksiklikler olduğunu da ortaya koyuyor.

Diğer yandan, şirketlerin yarısı siber güvenliğin gerekli bir maliyet olduğunu ancak gelire katkıda bulunmadığını iddia ederken, benzer bir oran da değerinin saldırı/tehdit önleme ile sınırlı olduğunu savunuyor. Hatta neredeyse beşte biri (yüzde 38) siber güvenliği bir iş kolaylaştırıcıdan ziyade bir engel olarak görüyor.

Öte yandan, yüzde 81’i siber güvenlik konusundaki eksikliklerin yeni iş kazanma becerilerini etkileyebileceğinden endişe duyuyor ve beşte biri (yüzde 19) bunun zaten olduğunu kabul ediyor. Bu durum, karar vericilerin neredeyse dörtte üçünün (yüzde 71) potansiyel müşteriler ve tedarikçilerle yapılan görüşmelerde kendilerine siber güvenlik duruşu hakkında sorular sorulduğunu kabul etmesiyle ortaya çıkıyor. yüzde 78’i ise bu bilgi taleplerinin sıklığının arttığını söylüyor.

Tutumlardaki bu bariz çelişki, bir başka bulgu tarafından ortaya konuyor. Müşteri adayları ve tedarikçilerin pazarlıklarda güvenliğe açıkça öncelik vermelerine rağmen, karar vericilerin yalnızca yüzde 57’si siber güvenlik ve müşteri kazanımı/memnuniyeti arasında güçlü veya çok güçlü bir bağlantı olduğunu düşünüyor. 

Vasıflı çalışan kazanımı, karar vericilerin siber güvenlik ile işin geri kalanı arasındaki bağlantıya ilişkin anlayışlarında açık boşlukların olduğu bir başka alan olarak öne çıkıyor. Katılımcıların neredeyse dörtte üçü (yüzde 71), her yerden çalışabilme becerisinin yetenekleri kazanma ve elde tutma mücadelesinde hayati önem taşıdığını belirtiyor. Yine de yalnızca yaklaşık beşte ikisi siber güvenlik ile çalışanları elde tutma (yüzde 42) ve yetenekleri cezbetme (yüzde 43) arasındaki güçlü bağlantıyı anlıyor.

Katılımcılar, siber güvenliğin çalışan deneyimi üzerindeki etkisini kabul etmelerine rağmen şu görüşlere sahip:

  • Yüzde 83’ü mevcut güvenlik politikalarının uzaktan çalışanların işlerini yapma becerilerini etkilediğini ifade ediyor (örneğin, ağ ve bilgi erişim sorunları ve çalışma hızının yavaşlaması)
  • Yüzde 43’ü mevcut güvenlik politikalarının çalışanların her yerden çalışabilmesine kısıtlama getirdiğini belirtiyor 
  • Yüzde 54’ü mevcut politikaların çalışanların kullanmayı seçebileceği cihazları/platformları kısıtladığını düşünüyor

* Trend Micro, 26 ülkede 250’den fazla çalışanı olan şirketlerde 2718 karar verici ile anket yapmak üzere Sapio Research’ü görevlendirdi.

Google, işten çıkarma politikasıyla protesto ediliyor

0

Google işten çıkarma politikasıyla Londra’daki işçiler tarafından protesto ediliyor. Düzenlenen grevde Google’ın sendika anlaşmasını bozduğu iddia ediliyor.

Google çalışanları, planlanan işten çıkarmaları protesto etmek için teknoloji devinin Londra ofisinde grev düzenledi.

Unite sendikası tarafından düzenlenen grev, Google’ın Ocak ayında küresel operasyonlarında yaklaşık 12.000 işçiyi işten çıkarmayı planladığını duyurmasının ardından geldi. Google, Birleşik Krallık’ta 5.000’den fazla personel istihdam ediyor ve bu iş gücünün önemli bir bölümünün kesintilerden etkilenebileceği bekleniyor.

Unite sendikası greve devam ediyor

Google’daki en büyük sendika olan ve İngiltere’deki yüzlerce personeli temsil eden Unite, üst düzey yönetimin “seçilmiş Unite işyeri temsilcileri tarafından kendilerine yöneltilen endişelerin çoğunu defalarca görmezden geldiğini” iddia ediyor. Sendika, şirketin işçilerle bire bir istişarelerde bulunduğunu ve toplantılarda “sendika temsilcilerinin bulunmasına izin vermediğini” söyledi.

Sendika grevden önce yaptığı açıklamada: “Google, işten çıkarma süreciyle ilgili olarak bireyler tarafından ileri sürülen şikayetleri duymayı reddedecek kadar ileri gitti” dedi. Unite tarafından sosyal medyada dolaşan görüntüler, düzinelerce işçinin Google’ın Londra ofis sitelerinin dışında protesto gösterisini gösteriyor.

Unite bölge sorumlusu Matt Whaley, Google’ın son davranışını “sendika anlaşmasını bozma” olarak nitelendirdi. Google Avrupa ve Google Afrika başkanı Matt Brittin’in sendikayla ilişki kurmayı reddettiğini iddia etti. Londra protestosu, son haftalarda Google’ın işten çıkarılmasıyla ilgili olarak Avrupalı ​​personelden gelen benzer bir komisyonun ardından geldi. Üst düzey yönetim, birçok Avrupa tesisinde işten çıkarmalar konusunda istişarelerde bulunmuştur.

Yazılım sektörü için ilk Entegre Faaliyet Raporu yayınladı

Logo Yazılım, Türkiye’de tüm sektörlerde az örneği görülen ve yazılım sektöründe bir ilk olan Entegre Faaliyet Raporu’nu yayınladı.

Logo Yazılım’ın yayınladığı Entegre Faaliyet Raporu, Türkiye’de yazılım sektöründe bir ilk olma özelliği taşıyor. Entegre düşünce yaklaşımıyla 6 alana odaklanan raporla birlikte marka, sektörde lider konumunu pekiştiriyor.

Logo Yazılım, Türkiye’de tüm sektörlerde az örneği görülen ve yazılım sektöründe bir ilk olan Entegre Faaliyet Raporu’nu yayınladı. 2022 yılı Entegre Faaliyet Raporu stratejik odağın yanı sıra, gelecekte yaratılacak değeri, paydaşlarla ilişkileri ve öncelikli konuları öne çıkartıyor. Bu raporla Logo Yazılım, kurumsal raporlama anlamında küreselde en iyi uygulamalara hizalanmış oluyor. 

Türkiye’de yazılım sektörünün ilk Entegre Faaliyet Raporu’nu yayınlamanın önemini vurgulayan Logo Grup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO’su M. Buğra Koyuncu, “Logo Yazılım olarak müşterilerimiz, iş ortaklarımız, çalışanlarımız, hissedarlarımız ve toplumu da içine alan çok geniş bir paydaş ekosistemine etki ediyoruz. Faaliyetlerimiz sonucu ekosistemimizde yarattığımız değer ve toplumsal yatırımlarımızla Birlemiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na katkı sağlıyoruz. Bu amaçlara ulaşmak için rehber ve araç niteliğinde olan BM Küresel İlkeler Sözleşmesi (UNGC) ve Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensipleri’nin (UNWEPs) imzacısı olarak aksiyonlarımızı bu ilkeler doğrultusunda şekillendiriyoruz. Çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim boyutlarını strateji ve operasyonlarımızın ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Entegre Faaliyet Raporu, yarattığımız değeri tüm paydaşlarımıza daha iyi anlatabilmemize yardımcı olurken, bu alanda küreselde en iyi uygulamalara hizalanmamızı sağlıyor. Önümüzdeki dönemde de Ar-Ge faaliyetlerimizle inovatif, sorumlu, verimliliği yüksek çözüm ve hizmetler geliştirerek pazardaki rekabet gücümüzü artırmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Logo Yazılım entegre düşünce yaklaşımıyla 6 alana odaklandı

Logo Yazılım, sorumlu iş yapış anlayışı ve benimsediği entegre düşünce yapısı ile gelişime ve yeniliğe ışık tutuyor. Faaliyetlerinin tamamında kısa, orta ve uzun vadeli dönemlerde tüm paydaşları için katma değer yaratmayı hedeflerken, bilişim ekosistemine ve ekonominin dijitalleşmesine katkı sağlıyor. Marka, iş modelini ve yarattığı değeri yayınladığı raporda entegre yaklaşımla oluşturulan 6 odak alanı üzerinden tanımlıyor. 

Logo Yazılım 2022 yılı performansı ile ekosistem olarak yarattığı değerin yanı sıra, paydaşlarına yönelik etki ve katkısını daha iyi anlatabilmek üzere kurumsal raporlamasını bu yıl en yüksek standarda taşıdı. Marka; finansal ve operasyonel sonuçlarını, Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetim (ÇSY) performansını, geleceğe yönelik öngörülerini ve entegre düşünceyi temel alan çalışmalarını 6 sermaye öğesine işaret ederek bu raporda aktarıyor. Böylece hissedarları ve tüm paydaşları için şeffaf, karşılaştırılabilir ve nitelikli bilgi sunma misyonunu geliştirerek sürdürüyor.

Finansal performans ve kurumsal yönetim: Finansal sermayeyi tanımlayan bu başlık altında 2022 yılı sonuçlarını açıklayan Logo Yazılım’ın söz konusu dönemde konsolide gelir artışı TL bazında %101 ve ABD doları bazında %8 olarak gerçekleşti. Şirketin ABD doları bazında 10 yıllık bileşik büyüme oranı %14’e ulaştı. Aynı dönemde FAVÖK marjı %32 ve kurumsal yönetim notu 9,4/10,0 oldu. 

İnovasyon: Fikri sermayeyi yansıtan bu odak altında açıklanan verilere göre Logo Yazılım’ın Ar-Ge harcaması/Faturalanan gelir oranı %29 olurken, bulut tabanlı mikroservis sayısı 32 ve sunulan 473 yeni sürümde 4.011 yeni özellik yer alıyor. 

Müşteri deneyimi ve ekosistem: Logo Yazılım’ın üretilen sermaye altında tanımladığı verilere göre müşteri sayısı 180 binin, iş ortağı sayısı ise 900’ün üzerine çıktı.

Çalışan deneyimi: 6 odaktan biri olarak belirlenen insan sermayesinde ise çalışan sayısı 1.500’ü aştı ve kadın çalışan oranı %47 oldu. Çalışan başına eğitim ise 32,3 saate ulaştı. 

Sosyal etki: Sosyal sermaye boyutunda “Hayallerini Kodlayanlar” projesi çerçevesinde Türkiye’nin çeşitli illerinde gerçekleştirilen robotik kodlama atölyelerinde ulaşılan öğrenci sayısı 2.500’ü geçti. Logo çözümleriyle ders veren üniversite ve meslek yüksek okulu sayısı ise 133’e ulaştı. 

Çevresel etki: Sera gazı yoğunluğundaki azalış %29, enerji yoğunluğundaki azalış %25 ve geri dönüştürülen tehlikeli ve tehlikesiz atık miktarı da %90 oldu. 

Logo Yazılım sunduğu çözümler, müşterilerinin işinde verimlilik ve çeviklik sağlayarak onları operasyonel olarak güçlendirirken, karbon ayak izinden doğal kaynak tüketimine çevresel etkiyi azaltmalarına katkı sağlıyor. Logo iş yazılımlarını kullanan şirketlerde, verinin tek noktadan girişi, kaynaklarını ve süreçlerini daha etkin kontrol etmelerine ve yönetmelerine olanak tanıyor. Yenilenebilir enerji kaynağı kapsamında ise markanın Gebze yerleşkesinde bulunan 20 kWh kapasiteli güneş panelleriyle enerji üretimi yapılıyor.  2009’dan bu yana BIST Kurumsal Yönetim Endeksi üyesi olan Logo Yazılım, 2017’den bu yana da BIST Sürdürülebilirlik Endeksine üye. 

Biotrend Enerji’ye Yeni CEO’su belli oldu

0

Biotrend Enerji’de üst düzey bir atama gerçekleşti; Özgür Umut Eroğlu CEO unvanıyla yeni görevine başladı. Osman Nuri Vardı, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görevine devam edecek.

Biotrend Enerji’de gerçekleşen üst düzey atamaya göre; Özgür Umut Eroğlu CEO olarak atandı. 

Özgür Umut Eroğlu, lisans ve yüksek lisans eğitimini Orta Doğu Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Fakültesi’nde tamamladı. Enerji sektöründe 20 yılı aşkın tecrübeye sahip olan Eroğlu, kariyerinde Avrupa, Afrika, Orta Doğu, Türkiye, Rusya ve BDT ülkelerinde anahtar teslimi enerji santrali inşaatı başta olmak üzere, enerji ve ilgili yatırım projelerinde yaklaşık 6 milyar USD değerinde ve 25.000 MW’dan fazla enerji üretim projesinin geliştirilmesinde, yatırımında ve anahtar teslim yapımında rol aldı. 

Özgür Umut Eroğlu / Biotrend Enerji CEO
Özgür Umut Eroğlu / Biotrend Enerji CEO

Biotrend Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Nuri Vardı, CEO’luk görevini Özgür Umut Eroğlu’na devrederken üst düzey pozisyonları güçlendirerek yola devam ettiklerini ve Özgür Bey’in birikim ve tecrübesiyle şirketimizin kurumsallaşma süreçlerini daha ileri noktalara taşıyacağına olan inanç ve desteğinin tam olduğunu belirtti.

Biotrend Enerji Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Doğan: “Şirketimizin kurumsallaşma çalışmaları hızla devam ediyor. “

Biotrend Enerji’de gerçekleşen üst düzey atamayla ilgili açıklama yapan Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Doğan, şirketin kurumsallaşmaya verdiği öneme işaret ederek, gerçekleşen atamanın önemini vurguladı. “Şirketimizin ayrılmaz bir parçası olan kurumsal sürdürülebilirlik kapsamında, Özgür Umut Eroğlu’nun Biotrend Enerji’ye uzun ömürlü ve önemli katkılarda bulunacağına inanıyorum; kendisine hoş geldiniz diyorum.” şeklinde konuşan Doğan, Osman Nuri Vardı’nın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevine devam edeceğini vurgulayarak, “Yoğun emekleri ve desteğiyle firmamızın bugünlere gelmesindeki önemli isimlerden biri olan değerli çalışma arkadaşım Osman Nuri Vardı’ya sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.

Deepfake gerçeklik algısını nasıl çarpıtıyor?

0

Deepfake gerçeklik algısını manipüle ederek kullanıcıları yanlış yönlendiriyor. WITNESS deepfake içerikleri hem tehlike hem de teknoloji aracı olarak görüyor.

Bilgisayarlar gerçekliği simüle etmede giderek daha iyi hale geliyor. Yapay zeka tarafından üretilen medya içerikleri artık manşetlere konu oluyor. Özellikle birini taklit etmek için tasarlanmış videolar, sanki yapmadıkları bir şeyi söylüyor veya yapıyormuş gibi gösteriyor.

Bir Twitch yayıncısı, akranlarının yapay zeka tarafından oluşturulmuş pornografisini yaptığı bilinen bir web sitesinde yakalandı. Bir grup New Yorklu öğrenci, müdürlerinin ırkçı sözler söylediği ve öğrencileri tehdit ettiği bir video çekti. Venezuela’da oluşturulan videolar siyasi propaganda yapmak için kullanıldı. Bu ve bunlar gibi sayısız örnek deepfake ile yapılıyor. Oluşturulan sahte içeriklerle deepfake gerçeklik algısında değişiklik yaratıyor.

Her üç durumda da yapay zeka tarafından oluşturulan video, sizi birinin aslında hiç yapmadığı bir şeyi yaptığına ikna etmek amacıyla kullanılıyor. Bu tür içerikler Deepfake olarak isimlendiriliyor.

Deepfake’ler nasıl oluşturulur?

Deepfake oluşturmak için birkaç yöntem var. Ancak en yaygın olanı, yüz değiştirme tekniği kullanan derin sinir ağlarının kullanımına dayanıyor. Deepfake’in temeli olarak kullanmak için önce bir hedef videoya, ardından hedefe eklemek istediğiniz kişinin video kliplerinden oluşan bir koleksiyona ihtiyacınız var.  Videolar tamamen ilgisiz olabilir. Örneğin bir Hollywood filminden bir klip olabilir ve filme eklemek istediğiniz kişinin videoları, YouTube’dan indirilen rastgele klipler olabilir.

Program, bir kişinin çeşitli açılardan ve koşullardan nasıl göründüğünü tahmin eder ve ardından ortak özellikleri bularak o kişiyi hedef videodaki diğer kişiyle eşler.

Süreç karmaşık olsa da, yazılıma oldukça erişilebilir. Çin uygulaması Zao, DeepFace Lab, FakeApp ve Face Swap gibi çeşitli uygulamalar yeni başlayanlar için bile deepfake oluşturmayı kolaylaştırıyor. Ayrıca açık kaynak geliştirme topluluğu olan GitHub’da çok sayıda deepfake yazılımı bulunuyor.

İnsan haklarını savunmak için medya kullanımına odaklanan bir kuruluş olan WITNESS, dijital tehditleri kabul ediyor. Ancak bu şekilde kullanıldığında teknoloji konusunda iyimser olduğunu ifade ediyor.

WITNESS medya teknoloji uzmanı Shirin Anlen: “Çalışmamızın bir kısmı, insanları videodaki aktivistler gibi korumaktan, savunuculuk yaklaşımları benimsemeye ve siyasi hiciv yapmaya kadar bu teknolojinin olumlu kullanımını gerçekten araştırıyor” dedi. Anlen ve WITNESS için teknoloji tamamen korkulacak bir şey değil. Bunun yerine, bir araç olarak görülmeli.

Deepfake’ler nasıl tespit edilir?

Deepfake içerikleri tespit edebilmek için aşağıdaki soruları cevaplamamız gerekmektedir.

  • Ayrıntılar bulanık veya belirsiz mi görünüyor?
  • Aydınlatma doğal görünmüyor mu?
  • Kelimeler veya sesler görsellerle uyuşmuyor mu?
  • Kaynak güvenilir görünüyor mu?

Yöneticiler siber güvenlik terimlerini bilmiyor!

0

Yeni bir araştırma üst düzey yöneticilerin üçte birinin DDoS, botnet ve APT gibi terimleri bilmediğini ortaya koydu. 

Türkiye’deki birçok şirketin üst düzey yöneticisi, siber güvenlik konularını tartışırken bu konudaki anlayış eksikliğini kabul etmemeyi tercih ediyor. Yakın zamanda yapılan bir Kaspersky araştırması, üst düzey yöneticilerin üçte birinin DDoS, botnet ve APT gibi terimleri bilmediğini ortaya koyuyor. Türkiye’deki yöneticilerin %42’si, BT ve BT güvenliği ile bir yapılan toplantılardan bir şeyi anlamadıkları belirtmekten çekineceklerini söylerken, %43’ü bu konudaki kafa karışıklıklarını gizlemeyi tercih ediyor. 

İşin her aşamasına yön veren kararlarda siber güvenliği göz önünde bulundurmak günümüzde bir norm haline gelmiş olsa da, birçok yönetici siber güvenlik harcamalarının kurumlarının karşı karşıya olduğu en önemli risklere karşı koyabilecek şekilde yönlendirildiğinden emin olamıyor. Kaspersky, BT ve üst düzey yöneticilerin bu konuda ortak bir zeminde buluşmasına yardımcı olmak ve yanlış anlamaların nedenlerini keşfetmek için özel bir araştırma gerçekleştirdi.

Kaspersky anketi, C seviyesi yöneticilerin bazı durumlarda BT güvenliğine dair konuları anlamakta zorlanmakla birlikte bu konudaki kafa karışıklığını itiraf etmeye her zaman hazır olmadığını gösteriyor. Türkiye’deki yöneticilerin %42’si, BT ve BT güvenliği ile bir yapılan toplantılardan bir şeyi anlamadıkları durumda bunu belirtmekten çekineceklerini söylüyor. %43’ü bu konudaki kafa karışıklıklarını gizliyor ve her şeyi toplantıdan sonra kendi çabalarıyla açıklığa kavuşturmayı tercih ediyor, %42’si ise BT alanındaki meslektaşlarının bunu basit bir şekilde açıklayabileceğine inanmadıkları için ek soru sormuyor. Türkiye’den araştırmaya katılanların yarısından fazlası (%53) konuyu anlamadıklarını ifade etmekten çekiniyor ve %47’si bunu BT’den anlayan meslektaşlarının önünde bilgisiz görüntüsü vermemek için yapıyor.

DDoS, botnet ve APT gibi terimler tam olarak bilinmiyor

Ayrıca ankete katılan tüm üst düzey yöneticiler güvenlikle ilgili konuları BT güvenlik yöneticileriyle düzenli olarak konuşsa da, %33’ü botnet’in, %32’si APT’nin ve %37’si DDoS saldırısının ne olduğunu tam olarak açıklayamıyor. Bununla birlikte Spyware, Malware, Trojan ve Phishing gibi kavramlar üst düzey yöneticilerin kulağına daha tanıdık geliyor.

Aşağıdaki ifadelerden hangisi aşağıdaki tehditler hakkındaki bilgi ve anlayışınızı en iyi şekilde tanımlamaktadır?

Türkiye’deki bazı üst düzey yöneticiler DevSecOps (%15), ZeroTrust (%13) ve Pentesting (%7) gibi siber güvenlik terimlerini hiç duymadıklarını itiraf ediyor.

Kaspersky Çözüm Mimarı Sergey Zhuykov, şunları söylüyor: “BT harici üst yönetimin karmaşık siber güvenlik terminolojisi ve kavramları konusunda uzman olması gerekmiyor. BT güvenlik yöneticilerinin yönetim kuruluyla iletişim kurarken bu durumu aklında tutması gerekiyor. Sİber güvenlik konusunda etkili bir işbirliği kurmak için CISO, C düzeyi yöneticilerin dikkatini tam olarak anlamlı ayrıntılara odaklayabilmeli ve şirketin siber güvenlik risklerini en aza indirmek için tam olarak ne yaptığını açıkça anlatabilmelidir. Bu yaklaşım, paydaşlara net metrikler iletebilmenin yanı sıra sorun yerine çözüm sunmayı gerektirir.”

Kaspersky, BT güvenliği ile şirket içindeki iş birimleri arasındaki iletişimi kolaylaştırmak için aşağıdakileri öneriyor:

·        BT güvenliği, kurumda büyüme ve inovasyon için bir itici güç olarak konumlandırılmalıdır. Bunu başarmak için BT güvenlik ekibi kısıtlayıcı ve yasaklayıcı taktiklerden uzaklaşmalı ve siber güvenlik risklerini azaltırken işletmenin hedeflerine nasıl ulaşabileceğini açıklamalıdır.

·        CISO’lar operasyonel faaliyetlere aktif olarak katılmalı ve şirketin paydaşlarıyla ilişkiler kurmalıdır. CISO’ların %20’sinden daha azının satış, finans ve pazarlama alanlarındaki kilit yöneticilerle işbirliği yaptığı göz önüne alındığında, işletmenin ihtiyaçlarından haberdar olmaları zordur.

·        Yönetim kuruluyla iletişim kurarken, uzmanlar tarafından tehditlere dair genel bir bakış açısı eşliğinde, şirketinizin saldırıya uğrama durumuna ve bu alandaki en iyi uygulamalara dayanan argümanlara başvurmalısınız.

·        Yönetim kuruluna BT güvenlik ekibinin temel sorumluluklarının neler olduğunu açıklayın. Mümkünse, en önemli BT güvenlik zorlukları hakkında fikir edinmek için onlara bir CISO’nun yerine geçme fırsatı verin.

·        Siber güvenlik yatırımlarınızı etkinliğini ve yatırım getirisini kanıtlanmış araçlara ayırın. Yanlış pozitif seviyesini düşüren, saldırı tespit sürelerini, vaka başına harcanan zamanı ve diğer ölçümleri azaltan araçlar tüm BT güvenlik ekipleri için son derece büyük önem taşır.

Paribu, Afet bölgelerinde spor alanları oluşturuyor

Deprem bölgesindeki çocuk ve gençlerin “sporla iyileşme”sini desteklemeyi hedefleyen Team Paribu, 2023 planlarını açıkladı

Paribu’nun Türkiye’de spor kültürünün geleceğine katkı sağlamak için olimpiyat ruhundan ilham alarak kurduğu Team Paribu, üçüncü yılında da etkisini genişletmeye devam ediyor. Bu yılki hedefleri arasında deprem bölgesindeki çocuk ve gençlerin “sporla iyileşme”sini desteklemeye yer veren Team Paribu, “Team Paribu Seninle Afet Bölgesi Spor Alanları Projesi” başta olmak üzere 2023 planlarını ve takıma yeni katılan sporcularını tanıttı.

Team Paribu ile Türkiye’de bireysel branşlardaki sporcuları desteklemeyi hedeflediklerini belirten Paribu CEO’su Yasin Oral, 2023 planlarını Techinside’a değerlendirdi.

Team Paribu Mentor ve Team Paribu Seninle

Türkiye’nin spor ülkesi olma potansiyeline inancıyla 2021 yılında Team Paribu’yu hayata geçiren Paribu, bu yıl Team Paribu Mentor ve Team Paribu Seninle projelerinin içeriğini zenginleştirmeye ve etki alanını genişletmeye devam ediyor. Takıma katılan iki yeni sporcuyla sekiz kişilik bir kadro olarak yoluna devam eden Team Paribu, deprem bölgesine fayda sağlama hedefiyle yeniden yapılandırdığı 2023 planlarını anlattı.

2023 Team Paribu kadrosu A Milli Kadın Voleybol Takımı Kaptanı Eda Erdem’in kaptanlığında; milli cimnastikçi Ahmet Önder, milli modern pentatlet İlke Özyüksel, milli yüzücü Nida Eliz Üstündağ, milli karateci Dilara Bozan, milli eskrimci Deniz Selin Ünlüdağ ve bu yıl takıma katılan milli güreşçi Kerem Kamal ve milli atlet Ersu Şaşma’dan oluşuyor.

Yasin Oral / Paribu CEO

“Sporun iyileştirici gücünü kullanacağız”

Team Paribu ile Türkiye’de bireysel branşlardaki sporcuları desteklemeyi hedeflediklerini belirten Paribu CEO’su Yasin Oral, 2023 planları için şu açıklamalarda bulundu: “Team Paribu’nun bugün geldiği noktayı görmek bizim için heyecan ve gurur verici. Bu yıl Team Paribu çatısı altında gerçekleştirdiğimiz projeler depremle birlikte yeniden şekillendi. Sporun iyileştirici gücünü kullanarak depremden zarar gören insanlar için neler yapabileceğimize odaklandık. Team Paribu Mentor programında ve İhtiyaç Haritası iş birliğinde gerçekleştirdiğimiz Team Paribu Seninle projesinde bu bakış açısıyla daha geniş kapsamda çalışmalar yürüteceğiz. Bununla birlikte takımımıza katılan yeni sporcularımızın da katkısıyla genç sporcuların yetişmesini ve Türk sporunu desteklemeye devam edeceğiz.”

Team Paribu Proje Yöneticisi Murat Tankut, İhtiyaç Haritası ile hayata geçirilen Team Paribu Seninle projesiyle bugüne kadar Türkiye’nin farklı şehirlerinde bulunan 28 okulda 10 binden fazla öğrenciye ulaştıklarını ve 8.210 spor malzemesi ihtiyacını karşıladıklarını söyledi. Bu yıl hayata geçirilmesi planlanan Team Paribu Seninle Afet Bölgesi Spor Alanları Projesi ile ilgili de şu açıklamalarda bulundu: “Afet bölgelerinde bulunan çocuk ve gençlerin, özellikle deprem sonrasında hayata yeniden bağlanmalarını, sosyal beceriler geliştirmelerini mümkün kılacak aktiviteler organize ederek sporla iyileşmeyi sağlayacağız. Bu bakış açısıyla ilk günden beri bölgede aktif rol oynayan İhtiyaç Haritası ile güçlerimizi birleştirdik. Depremden en çok etkilenen Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman’da inşa edilen yaşam kentlerinde spor alanlarının oluşturulmasını hedefledik.”

Spor psikolojisi bu yıl da Team Paribu’nun odak noktaları arasında

Team Paribu Seninle ile birlikte Team Paribu Mentor projesinin de bu yılki kapsamı genişliyor. Klinik Spor Psikoloğu Berceste Şeber, spor psikolojisinin Team Paribu projelerindeki yerini şu sözlerle anlattı: “Team Paribu Mentor programında bu yıl hem mentee’lere, hem de onların ailelerine yönelik belirli eğitim modülleri uygulayacağız. Ailelerle ‘Sporcu ailesi olmak nedir?’ veya ‘Spor ve okul yönetimi arasındaki dengede ailenin rolü’ gibi farklı konularda yönlendirici çalışmalar yapacağız. Bir yandan Team Paribu Seninle Afet Bölgesi Spor Alanları Projesi’nin de en önemli temalarından biri psikolojik destek olacak. Çocukların negatif duygulardan arınarak anda kalabilecekleri ve kendilerini iyi hissedecekleri rutinler yaratabilmeleri için sporu bir araç olarak kullanacağız.”