NFC uyumlu POS terminali sevkiyatları 290 milyonu geçecek

0

IoT analist firması Berg Insight’ın yeni bir araştırma raporuna göre, NFC’ye hazır POS terminalleri pazarı dünya çapında 75.3 milyon adede ulaşan yıllık sevkiyatlarla güçlü bir ivme gösterdi.

NFC bağlanma oranı, POS terminallerinin yüzde 98’inin NFC özellikli olarak gönderildiği Avrupa ve Kuzey Amerika’da en yüksekti. NFC ayrıca Brezilya, Türkiye ve Çin de dahil olmak üzere dünya çapındaki diğer birçok büyük pazarda çok popüler bir özellikti. Küresel bazda, 2021’de sevk edilen POS terminallerinin yaklaşık yüzde 80’i NFC içeriyordu.

Berg Insight, NFC’ye hazır POS terminallerinin küresel kurulu tabanının, yüzde 11,6 bileşik yıllık büyüme oranı (CAGR) ile 2021’de 168.7 milyon birimden 2026’da 291.9 milyon birime çıkacağını tahmin ediyor.

Berg Insight Baş Analisti Johan Fagerberg: “mPOS terminal pazarı, geleneksel POS terminali segmentiyle yaklaşık aynı oranda büyüyor ve bugün küresel pazarda 70’ten fazla satıcı aktif” dedi.

mPOS, kart kabul eden bir okuyucuya bağlantı yoluyla ödeme kartı işlemlerini kolaylaştırmak için bir satış noktası terminali işlevi gören tabletler ve akıllı telefonlar gibi tüketici odaklı mobil cihazların kullanılmasıdır diyebiliriz. Berg Insight, NFC’ye hazır mPOS terminallerinin küresel sevkiyatının önümüzdeki beş yılda yüzde 11,2’lik bileşik yıllık büyüme oranı (CAGR) ile 2026 yılına kadar 50,1 milyon adede ulaşacağını tahmin ediyor.

Ikea stok sayımı yapan drone filosunu genişletiyor

0

Ikea depolarında stok sayan 100 kişilik bir filo ile otonom envanter sayma insansız hava araçlarının kullanımını genişletiyor.

Dronelar, Ingka’nın iki yıl önce stok doğruluğu ve envanter takibi için otonom dronelar geliştirmek üzere ilk kez işbirliği yaptığı otonom iç mekan drone uzmanı Verity tarafından yapılıyor. Ingka, çözümün “daha ergonomik bir iş yerini desteklediğini çünkü fiziksel olarak yoğun olan paletleri insan işçilerden manuel olarak kontrol etme görevini aldığını söyledi.

Ingka perakende başkanı Tolga Öncu: “Mağazalarımızın müşteri memnuniyetini daha iyi destekleyebilmesi ve çok kanallı perakendecilik için gerçek merkezler haline gelebilmesi için teknolojiye her alanda yatırım yapıyoruz. Drone’ları ve diğer gelişmiş araçları (örneğin malları teslim alan robotlar gibi) tanıtmak herkes için gerçek bir kazan-kazan durumu. İş arkadaşlarımızın refahını artırıyor, işletme maliyetlerini düşürüyor ve müşterilerimiz için daha uygun fiyatlı ve kullanışlı olmamızı sağlıyor” diyor.

Otonom insansız hava araçları ilk olarak 2021’de Ikea İsviçre’de konuşlandırıldı ve şu anda Belçika, Hırvatistan, Slovenya, Almanya, İtalya ve Hollanda’da 16 farklı lokasyonda faaliyet gösteriyor.

Ikea’nın lojistik başkanı Peter Ac: “Yenilikçi ve katma değerli çözümler söz konusu olduğunda ön planda olmak, Ikea mirasının bir parçasıdır. Başkalarından bir şeyler öğrenmeye her zaman meraklıyız ve bu proje, Ikea genelinde nasıl işbirliği yaptığımızın ve harici bir ortakla birlikte hepimizin yararlanacağı bir çözüm ürettiğimizin harika bir örneği” diyor.

Moore Yasası’nın babası hayatını kaybetti

0

Silikon Vadisi öncüsü ve Intel’in kurucu ortağı olan Gordon Moore, 94 yaşında hayatını kaybetti

Intel‘in un kurucu ortağı olan Gordon E. Moore, 94 yaşında Hawaii’deki evinde hayatını kaybetti. Moore, yarı iletken çiplerin tasarım ve üretimindeki yeniliklerle Silikon Vadisi‘nin başlamasına yardımcı oldu ve bilgisayarı modern yaşamın her yerinde bulunan ve tanımlayıcı aracı haline getirdi. 

Gordon Moore
Gordon Moore

Elektronik tarihinin merkezi bir figürü olan Dr. Moore, 1965’te bilgisayar gücünün bir on yıl boyunca her yıl iki katına çıkacağını ünlü bir şekilde öngördü. Tahminini 1970’lerin ortalarında her iki yılda bir olarak güncelledi. Bilgisayar kapasitesinin sürekli artacağını ve maliyetlerin azalacağını öngören bu kehanet, Moore Yasası olarak adlandırıldı ve bilim adamları tarafından yıllarca başarıyla karşılanan standart oldu.

Bilgisayarları daha küçük, daha hızlı ve daha ucuz hale getirmek, devreleri silikon parçalarına daha fazla entegre etmek anlamına geliyordu. Gordon Moore, bu entegre devrelerin “ev bilgisayarlarına veya en azından merkezi bir bilgisayara bağlı terminallere, otomobiller için otomatik kontrollere ve kişisel taşınabilir iletişim ekipmanlarına yol açacağını” hayal etti. Bu, imza tahminini yaptığı 1965 tarihli dergi makalesinde ifade etti.

Moore Yasası, sonraki yarım yüzyıl boyunca bilgisayar teknolojisinin itici gücü oldu.

Fransa’dan sosyal medya yasağı 

Bazı sosyal medya uygulamaları, Fransa’da devlet kurumları tarafından sağlanan cihazlarda artık kullanılmayacak

Fransa, devlet kurumlarının siber güvenliğini temin etmek amacıyla yeni önlemler uygulamaya koydu. Bu karar uyarınca, devlet tarafından sağlanan akıllı telefonlarda TikTok, Twitter ve Instagram gibi “eğlence amaçlı” uygulamaların kullanımı engellendi.

Fransız devlet çalışanları, eğlence amaçlı sosyal medya uygulamaları kullanamayacak

Fransa’nın bu yeni düzenlemesi, özellikle TikTok’un ulusal güvenlik tehdidi oluşturduğu konusundaki son dönemdeki endişelerin ardından geliyor. Daha önceden ABD, Birleşik Krallık, Kanada ve Tayvan gibi ülkeler TikTok kullanımını kısıtlamıştı.

Fransa’nın aldığı bu karar, oldukça kapsamlı görünüyor. Sosyal medya uygulaması TikTok’a ek olarak, Instagram ve Twitter’ın da yasaklanması, bazı soruların ortaya çıkmasına neden oldu. Bununla birlikte, yasağın yalnızca devlet tarafından sağlanan cihazlara yönelik olduğunu belirtmekte fayda var.

TikTok’un sahibi olan ByteDance, Çin hükümeti ile bağlantısı olduğu iddialarını defalarca reddetti ve şirketin %60’ının küresel kurumsal yatırımcılara ait olduğunu ifade etti. Ancak, uygulama tarafından toplanan verilerin büyüklüğü Avrupa ve ABD’deki endişelerin sürmesine neden oluyor.

Çin’in 2017 yılında çıkardığı bir yasa, şirketlerin hükümete ulusal güvenlikle ilgili çeşitli verileri sunmasını zorunlu kılarak bu endişeleri daha da artırmıştı. Buna rağmen, TikTok dünya genelinde 1 milyardan fazla aktif kullanıcıya sahiptir.

TikTok CEO’su Shou Zi Chew, geçtiğimiz günlerde Amerikalı senatörlerin önünde beyanatta bulundu. Açıklamasında Chew, Çin hükümeti ile bağlantıları olmadığını ve güvenlik riski oluşturduğu iddialarını da reddetti.

Hackathon’da Tesla araçlarının güvenlik açığı tespit edildi

0

Synacktiv güvenlik araştırmacıları, kısmen Tesla tarafından desteklenen bir hackathon’da Tesla araçlarına dair güvenlik açıkları tespit etti.

Pwn2Own 2023 bilgisayar korsanlığı yarışmasında siber güvenlik firması Synacktiv, Tesla araçlarının yüksek teknolojili yazılım ve sistemlerinin kolaylıkla istismar edildiğini bir kez daha kanıtladı.

Zero Day Initiative’in düzenlediği yarışmada Synacktiv, bir Model 3 arabada hem Tesla’nın bilgi-eğlence sistemini hem de Ağ Geçidi ağlarını başarıyla kırdı.

Yarışmanın “Pwn2Own” adından da anlaşılacağı gibi, araştırmacılar daha sonra aracı ve iki başarı için toplam 350.000 dolar nakit ödül kazandı.

Snyactiv’in beyaz şapkalı bilgisayar korsanları Model 3’ün Ağ Geçidi sistemini ihlal etti. Tesla’nın Ağ Geçidi, aslında Tesla araçları ile şirketin ana şebeke sistemi olan Tesla Powerwalls arasında iletişim kuran bir enerji yönetimi arabirimi görevi görüyor. Axios raporuna göre, güvenlik araştırmacıları gerçek bir araç üzerinde çalışmıyor olsalar da ihlal teorik olarak arabanın kapılarını ve ön kaputunu açmalarına izin verecekti.

Siber güvenlik firmasından paylaşılan bir tweet’e göre, Synactiv ayrıca bir Tesla’da “bilgi-eğlence sisteminden yararlanabildi” ve potansiyel olarak “arabayı devralmak” için yeterince kapsamlı erişim elde edebildi. Zero Day de başarı için artırılmış bir ödül duyuran kendi gönderisinde bu değerlendirmeyi destekledi.

Bu nitelikteki yarışmalarda beklenmedik çıktılar elde edilebiliyor. 2022’de bir genç, 25 farklı Tesla’dan oluşan küresel bir filonun tamamını ihlal ettiğini ve bu araçlar üzerinde uzaktan komutlar çalıştırabildiğini buldu. Geçmişteki ek saldırılar, arabaların anahtarlıklarında ve veri güvenlik sistemlerinde güvenlik açıkları olduğunu gösterdi.

Meta el izleme özelliğini test ediyor

0

Meta, Quest VR başlıklarına için temel yeni bir özellik test ediyor. Bu özellik ile kontrolör gerektirmeden yalnızca ellerinizle sanal öğelere dokunup kaydırabiliyorsunuz.

Buradaki özellikteki temel fikir, bir sayfada yukarı ve aşağı kaydırmak, etkinleştirmek için bir düğmeye basmak veya ekran klavyesinde yazmak gibi akıllı telefonunuzdan zaten aşina olabileceğiniz eylemleri yalnızca parmaklarınızı kullanarak yapabilmek. Yeni deneysel özellik için aslında “Doğrudan Dokunma” diyebiliriz. Özellik, şu anda kullanıma sunulan Quest v50 yazılım güncellemesine dahil edildi.

El takibi açıkken Quest 2, ellerinizi takip etmek için dışa bakan kameralarını kullanıyor ve başlığın içinde onları VR’de el benzeri koyu gölgeler olarak görünüyor. Bu gölgeleri, elinizin önünüzdeki bir menüye veya pencereye ne zaman “dokunacağını” tahmin etmek için kullanabilirsiniz. Doğrudan Dokunma ile, “temas” kurduğunuzda işler kaymaya veya aydınlanmaya başlar.

Dışarıda bu gözlükleri takarken, sadece ellerinizi kullanabilecekken muhtemelen bir veya iki kontrolöre sahip olmak istenmeyecek. Sadece ellerimiz havada Meta cihazlarıyla çalışmıyor olabiliriz; Apple’ın uzun süredir söylentileri dolaşan karma gerçeklik kulaklığı, kullanıcıların ekran klavyelerinde yazı yazmasına izin verebilir. Bu nedenle Apple’ın da bu tür etkileşimleri keşfetmesi mümkün görünüyor.

Bing arama sonuçlarında hikaye göstermeye başladı

0
Microsoft, Bing arama motoruna yapay zeka özellikleri eklemeye devam ediyor. Yayınlanan blog gönderisinde; “Bing artık bazı aramalar için yapay zeka tarafından oluşturulmuş hikayeler oluşturacak ve aradığınız şey hakkında size küçük bir multimedya sunumu sunacak” dedi. Şirket hikayeler benzeri özelliğin, belirli konuları araştırırken ” lokmalık bilgi tüketmenize” izin vermenin bir yolu olduğunu söylüyor. Slaytlarda, aradığınız şeyi açıklayan metinlerin yanı sıra ilgili resimler ve videolar bulunuyor. Ayrıca, bir sesin arka plan müziğiyle birlikte metni size okumasını sağlamak için hikayenin sesini açabilirsiniz. Hikayeler şu an için her aramada görünmüyor. Microsoft yorum içeren aramalarda hikayeleri gösterirken, iphone ve apple gibi standart aramalarda hikaye gösterimi yapmıyor. icrosoft, hikayelerin İngilizce, Fransızca, Japonca, Almanca, İspanyolca, Rusça, Felemenkçe, İtalyanca, Portekizce, Lehçe ve Arapça arama yapan kişiler tarafından kullanılabileceğini söylüyor.

Co-Print ile ilham verici girişimcilik hikayeleri!

0

Co-Print, 2 Türk girişimci Fatih Kazım Duymaz ve Hüseyin Özen tarafından kurulan bir Türk girişimi. 3D yazıcı teknolojilerine odaklanan girişim yeni projesi ile Kickstarter kitle fonlama platformunda boy gösteriyor. Co-Print ile ilham verici girişimcilik hikayelerini konuştuk.

Co-Print ile ilham verici girişimcilik hikayeleri!

Co-Print’e ulaşmak için: https://coprint3d.com/

Co Print projesi, tüm Bowden tipi tüplü 3D yazıcılarla uyumlu olan bir yardımcı modüldür. Bu modül, 1.8 inçlik bir ekranı kullanarak, filament beslemesi ve filament eritme kafasının yerini alır. Projenin en büyük avantajlarından biri, tek renkli veya belirli renkleri destekleyen 3D yazıcılara 7 farklı renk seçeneği sunmasıdır.

Ayrıca, farklı filament malzemelerine de destek vererek daha geniş bir ürün yelpazesi sunmaktadır. Co Print projesi, benzer modüllere göre daha uygun fiyatlı olması ve daha geniş destek sunmasıyla öne çıkmaktadır.

Togg, T10X’in üretim kapasitesini artırıyor! Kaç kişi alabilecek?

0

Türkiye’nin yerli otomobil markası Togg, yakında yollara çıkmaya hazırlanıyor. Markanın ilk modeli ise T10X olarak isimlendirilen C segmenti SUV model olacak. Gelen büyük ilgi üzerine Togg T10X sahiplerinin çekiliş ile belirlenmesine karar verilmişti. Şimdi ise çekiliş süreci ile müjdeli bir haber geldi.

2023 yılı için belirlenen üretim miktarı artırıldı

Togg, mart ayı sonunda kullanıcılarla buluşacak Türkiye’nin otomobili T10X için henüz sürenin sonuna gelinmeden verilen ön siparişin 100 bin adedi geçmesi üzerine, 2023 yılı için çekilişle teslim edilecek akıllı cihaz sayısını 12 binden 20 bine çıkardı.

2023 yılı teslimatları için yedek listeden asıl listeye geçemeyenler ise 2024 yılı ocak ayı itibarıyla belirlenecek yeni paket ve konfigürasyon seçenekleriyle T10X sipariş edebilecekler. Bu siparişi verenler, 2024 yılı Haziran ayına kadar herhangi bir çekilişe girmeden akıllı cihazlarını teslim alabilecekler. Asıl ve yedek listede yer alamayan kullanıcıların yaptıkları ön ödemeler ise hesaplarına iade edilecek.

Markanın, kullanıcılardan gelen yoğun talep üzerine çekilişle teslim edilecek T10X sayısını 8 bin adet artırması üzerine konuşan Togg CEO’su Gürcan Karakaş, şunları söyledi: 

“Başından beri kullanıcılarımıza kulak verdik, onların isteklerini önemsedik. 2023 yılında teslim edeceğimiz akıllı cihazlarımızın da ağırlıklı olarak kullanıcılarımız tarafından satın alınmasını önemsedik. Bu amaçla 12.000 bin adet olarak belirlediğimiz 2023 teslimatını 8 bin adet artırarak 20 bin adete çıkardık. Bu artışla toplam üretimimiz henüz ilk yılında 28 bin adedi bulacak. Gemlik Teknoloji Kampüsü’müzün insan kaynağı, teknik altyapı ve kapasitesi, mobilite sektörü tedarik zincirini olumsuz etkileyecek beklenmeyen durumlar ortaya çıkmadığı sürece, bu rakamı üretebilecek seviyededir”. 

Togg T10X özellikleri

Motor160 KW/ 320 KW
Beygir gücü218 HP/430 HP
0-100 hızlanma<7.6 sn/ <4.8 sn
Menzil314 km/ 523 km
Otonom sürüş2. seviye
Aks açıklığı2890 mm
Euro NCAP5 yıldız hedefleniyor
Motor seçenekleriArkadan itişli/ Dört çeker
Batarya seçenekleriStandart menzil (52,4 kWh) / Uzun menzil (88,5 kWh)
Elektrik tüketimiWLTP16,7 kWh/100 km – 16,9 kWh/100 km
ŞarjRapid şarj teknolojisi
2023’te
 28 dakikada yüzde 20’den 80 dolum
2025‘te 8 dakikada yüzde 80 dolum

Togg T10X fiyatları:

  • V1 RWD Standart Menzil: 953 bin TL
  • V2 RWD Standart Menzil: 1 milyon 55 bin TL
  • V2 RWD Uzun Menzil: 1 milyon 215 bin TL

Togg, gelen oldukça yüksek talep üzerinde üretim rakamını artırarak daha fazla vatandaşımızın T10X sahibi olmasını sağlayacak. Peki siz Togg T10X üretim rakamlarının artırılması hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.

Startup’lara mutlaka gereken 5 araç (2023)

0

Küresel başarı kazanmak isteyen startup’ların dijital dünyanın araçlarından faydalanması gerekiyor. Projenizin türüne göre mutlaka kullanmanız gereken dijital araçları sizin için derledik. Bunlar 2023 yılı için geçerli öneriler ama bu sene yapay zekadaki gelişmeleri dikkate alarak daha farklı araçlar kullanmaya da başlayabilirsiniz. Biz en çok kullanılan ve en kolay arayüze sahip araçları bu listeye aldık. Bu yazıda yer alan en bilinen uygulamalar müşteri verilerini toplamanızı ve analiz etmenizi sağlayarak işinizin büyümesine yardımcı olabilir.

Bu konudaki tavsiyelerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz.

Veri analizi araçları

Veri analitiği araçları, müşteri verileri toplamaya, analiz etmeye ve görselleştirmeye olanak tanıyor. Müşteri davranışları ve tercihleri ​​hakkında içgörü kazanıp, daha iyi kararlar almak ve ürün ya da hizmetleri buna göre uyarlamak mümkün.

İlk olarak websitenizi Google Analytics’e bağlamanız gerekiyor; bu internet trafiğini takip etmek için gereken en temel araç. Bu ücretsiz araç sayesinde, ziyaretçi sayısı, ziyaret edilen sayfalar ve sitede kalma süreleri hakkında bilgi alıyorsunuz. Siteye gelenlerin en çok hangi sayfadan siteye giriş yaptığının yanı sıra hangi kaynaktan gelerek veya hangi anahtar kelimeyle sitenizi buldukları, internet reklamı stratejinizi oluşturmanız için ipuçları sunuyor.

Bir başka popüler analiz aracı, bir web veya mobil uygulamadaki kullanıcı davranışını izleyen Mixpanel. Startup’ların, kullanıcıların ürünleriyle nasıl etkileşime girdiğini anlamalarına ve iyileştirme alanlarını belirlemelerine yardımcı oluyor. Bu uygulama, yeni başlayanlar için ayda 25.000’e kadar veri noktasına sahip ücretsiz bir plan sunuyor.

Verilerinizi görselleştirmek için Tableau kullanabilirsiniz. Ham verileri etkileşimli tablolara ve grafiklere dönüştürdüğü için sunumlarınızda bunu kullanabilirsiniz. Tableau, yeni başlayanlar için ücretsiz bir deneme sürümüne sahip.

İş yönetimi araçları

Finansal durumunuz, harcamalarınız ve gelirlerinizi takip etmek için kullanabileceğiniz birçok araç var.

QuickBooks, startup’lar için en iyi iş ve yönetim araçlarından biri. Otomatik faturalar, gider takibi, alacak hesapları takibi gibi özellikler sunuyor. Yeni başlayanlar için ücretsiz deneme sürümü bulunuyor.

Wave, yeni başlayanlar için başka bir iş ve yönetim aracı. Faturalama, gider takibi, vergi beyannamesi ve daha fazlası gibi özellikler sunuyor. Xero ve FreshBooks bu konuda kullanılabilecek araçlardan diğerleri. FreshBooks bulut üzerinden çalışıyor.

Türkiye açısından e-fatura kesme zorunluluğu geldiği için bu yurt dışı uygulamalarını fatura kesmek için kullanmanız mümkün değil ama muhasebe takibi için işinize yararlar.

Eleman arayışınız için Indeed kullanabilirsiniz çünkü bu site startup’lara ayda üç iş ilanını ücretsiz yayınlama fırsatı sunuyor ve Türkçe arayüzü mevcut.

Sosyal medya yönetim araçları

Otomatik ya da zamanlanmış paylaşımlar için sosyal medya araçlarından yararlanabilirsiniz. Bu araçların çoğu hangi saatlerde paylaşım yapmanızın daha etkili olacağı konusunda tavsiyeler de sunuyor.

Hootsuite, Türkiye’de reklam sektörünün en çok kullandığı, en eski araçlardan biri. Birden çok hesabı tek bir yerden yönetmenize, farklı platformlarda gönderileri planlamanıza, yorumları izlemenize ve performans ölçüsü yapmanıza imkan sağlıyor. Hootsuite, ücretsiz planında en fazla üç sosyal profili kaydetmenize izin veriyor.

Buffer, zamanlı paylaşımlar yapmanızı sağlayan bir başka sosyal medya yönetim aracı. Bunların haricinde Sprout Social, CoSchedule veya Agorapulse deneyebilirsiniz. Sosyal medya araçlarının çoğu ücretli ve bunlara aylık bütçe ayırmanız gerekiyor. Örneğin Agorapulse’un 50 dolarlık planında 10 hesap kullanmanız mümkün.

CRM sistemleri

CRM kullandığınızda müşteri verilerinizi yönetmeniz, müşteri etkileşimlerini izlemeniz ve bu sayede satışlarınızı artırmanız mümkün. İletişim yönetimi (iletişim izni alma), e-posta pazarlaması, olası satış takibi ve analitik gibi özellikler sağlıyorlar. Türkiye şartlarında kişisel verileri koruma kanununu dikkate almayı ihmal etmeyin ve müşterilerinize e-posta bültenlerinizden çıkma fırsatı sunma seçeneğini mutlaka ayarlayın.

Salesforce, startup’lar için önerilen bir CRM sistemi. Otomatik iş akışları, hesap segmentasyonu, olası satış takibi gibi çeşitli özellikleri ücretsiz deneme fırsatıyla sunuyor.

Zoho CRM, iletişim yönetimi, potansiyel müşteri takibi ve satış raporları gibi özellikler içeriyor. Diğer CRM sistemleri arasında HubSpot, Infusionsoft ve Pipedrive startup’lar için öneriliyor.

Proje yönetimi araçları

Bir startup kurduysanız zaten halihazırda bir proje yönetimi aracı kullanıyor olabilirsiniz. Grup çalışması yapılan projelerde iş takibini bir araçla yürütmek en sağlıklı yöntem. Asana adlı araç, görev listeleri oluşturma, son tarihler işaretleme, kilometre taşları belirleme ve hatırlatıcılar gibi özelliklere sahip. 15’e kadar ekip üyesiyle kullanılabiliyor ve ücretsiz versiyonu mevcut.

Trello, bir başka popüler proje yönetim aracı. İş birliği panoları, görev listeleri ve dosya ekleri paylaşmayı sağlıyor. Ücretsiz planında özellikleri sınırlı. Diğer proje yönetimi araçları arasında Airtable ve Basecamp’ı dikkate alabilirsiniz.

Bunların haricinde, yakın zamanda kurumsal hesapların kullanımına açılan Microsoft Loop, startup aşamasında iş takibi yapmanız için ihtiyaç duyabileceğiniz pek çok özelliği sunuyor. Loop’u web üzerinden normal Microsoft hesabınızla deneyebilirsiniz. Loop maksimum 12 kişiyle birlikte kullanılabiliyor.

Otonom inşaat robotu IronBOT artık şantiyede!

0

Pensilvanya merkezli Advanced Construction Robotics (ACR), şantiyelerde inşaat demiri taşımak için tasarlanmış en yeni robotunu tanıttı. IronBOT olarak adlandırılan sistem, 2,5 tona kadar kadar yatay ve dikey inşaat demiri demetlerini kaldırıp taşıyabiliyor ve bunları yerleştirebiliyor.

Firmanın verdiği bilgiye göre bu robotik sistem ön programlama, ön haritalama, kalibrasyon veya BIM (yapı bilgisi modelleme) girişi gerektirmiyor. Bunun yerine boşluk gereksinimlerine göre donatı yerleştirmeyi otomatikleştiriyor. Bu sistem bir şantiyede 4 ila 8 saat içinde kullanıma hazır hale geliyor ve gece gündüz, her türlü hava koşulunda kesintisiz çalışması mümkün.

İnşaat sektörünün ilk robotu değil

Yük taşıma ihtiyacı ve tekrarlayan işler açısından inşaat sektörü robot teknolojisinden en fazla yararlanabilecek sektör. Geçen yıl itibariyle inşaatlarda kullanılabilen 3 robot mevcuttu. Bunlardan Dusty adlı robot inşaat yüzeylerine yerleşim planı basıyordu. Normalde bu iş tebeşirle yapıldığından, Dusty’nin insanlardan 5 kat hızlı çalışması söz konusu. İkinci robot Canvas ise ince işlerde uzmanlaştı. Alçıpan bitirme işini yapan bu robot San Francisco Uluslararası Havalimanı ve Chase ofis kulelerinde kullanıldı.

İnşaat sektörünün üçüncü robotu TyBOT ise aslında IronBOT’un akrabası.

Firmanın ikinci robotu

IronBOT’un piyasaya süren Advanced Construction Robotics, altı yıl önce çelik takviye çubuklarını birbirine bağlayabilen otonom bir sistem olan TyBOT’u çıkarmıştı. Hem IronBOT hem de TyBOT kullanan bir şantiyede inşaat demiri montaj süresinin %50 oranında azaldığı hesaplanıyor.

İlk projesi bir köprü oldu

Geçen ay, Florida’daki Port St Lucie West Boulevard Köprüsü’nün inşaatı için konuşlandırılan bu sistemle IronBOT ilk projesini tamamladı. IronBOT 73,5 ton ağırlıkta inşaat demiri yerleştirirken, TyBOT 58.000’den fazla bağlantıyı tamamladı. Projenin yüklenicisi Shelby Erectors, sistemin inşaat demiri montaj süresinin %50 az olduğunu ve işi tamamlama süresinin 14 günden 7 güne indiğini hesaplıyor.

Robot cephesinde rekabet kızışıyor

IronBOT haberleri, San Francisco merkezli Built Robotics’in dünyanın ilk tam otonom güneş paneli kazığı döşeme robotunu piyasaya sürmesinden bir hafta sonra geldi. Geçen ay ise Boston Dynamics insansı robotu Atlas’ın sahte bir şantiyede işlere yardım ettiği yeni bir videosunu yayınladı.

TyBOT ve IronBOT’un birlikte nasıl kullanıldığı konusundaki videoyu YouTube’dan izleyebilirsiniz.

Duolingo müzik işine mi giriyor?

0

Pittsburgh merkezli teknoloji firması Duolingo’nun yayınladığı yeni bir iş ilanında “hem teorik hem de uygulamalı öğrenme alanında deneyim sahibi müzik uzmanı” arandığı bilgisi bulunuyor. Dil öğrenme uygulamasıyla 500 milyondan fazla kullanıcısı olan şirketin müzik uygulaması geliştirmeye başladığı tahmin ediliyor. Özellikle pandemi sırasında büyüyen şirketin geliri 2022’de kayda değer bir artış göstererek 369 milyon dolara ulaştı.

Şirket ayrıca, serbest müzik bestesi ve müfredat danışmanı bulmak için de iş ilanı yayınladı. Sadece bu ilanlara bakarak firmanın nasıl bir uygulama geliştireceğini anlamak mümkün değil. Müzik öğretme veya beste yapma amacıyla bir uygulama olabileceği gibi, ileri seviyede müzik bilenlerin kullanacağı bir iş üzerinde çalışıyor olabilir.

Duolingo karakterleri

Duolingo aslında Guatemala kökenli!

2009’da Pittsburgh’da ortaya çıkan firmanın kurucuları Carnegie Mellon Üniversitesi profesörü Luis von Ahn ile İsviçre kökenli doktora sonrası araştırmacısı Severin Hacker.

Profesör Luis von Ahn, internette form doldururken bot saldırılarından korunmak için “robot olmadığınızı kanıtlayın” açıklamasıyla gelen CAPTCHA sistemini üreten reCAPTCHA’nın kurucularından biri. 2007’de kurulan reCAPTCHA’yı 2009’da Google satın aldı. reCAPTCHA’nın kurucuları kenara çekilmiş olsa da Google bu sistemi halen kullanmaya devam ediyor. Şu anda günde 100 milyon CAPTCHA görseli üretildiği tahmin ediliyor.

Duolingo ise Profesör Von Ahn’ın kendi ülkesi Guatemala’da gözlemlediği negatif bir durum yüzünden ortaya çıkmış bir fikir. Bu ülkede İngilizce eğitiminin ne kadar pahalı olduğunu bilen profesör, sıradan insanlara dil öğretecek eğlenceli bir uygulama yapmaya karar verince ortaya 500 milyon üyeli bu uygulama çıktı.

Startup olarak doğdu

Projeye başlarken araştırma fonu alabilmek için STK olma seçeneği masadaydı ama reCAPTCHA  sayesinde piyasa deneyimi kazanan Profesör Luis von Ahn, Duolingo’yu şirket statüsüyle startup olarak kurmayı tercih etti. 2011’de A serisinde 3,3 milyon dolar yatırım alan bu girişim, daha açılmadan bekleme listesine kaydolan 300 bin üyeye ulaştı. Haziran 2012’de uygulama açıldığında 500 bin üyesi vardı.

Eylül 2012’de B serisinden gelen yatırım 15 milyon dolardı. Önce iOS ardından Android uygulamaları 2012 sonu ile 2013 başında açıldı. Temmuz 2013’te uygulamanın abone sayısı 5 milyona ulaşmıştı ve Google Play Store’da bedava eğitim uygulamaları arasında liste başıydı.

2019’da F serisine kadar peş peşe yatırım alan Duolingo’nun bugün Seattle, New York ve Pekin’de ofisleri bulunuyor.

Uygulamanın en sevilen yönlerinden biri sadece para kazanmaya odaklanmayıp Navajo dili gibi “ölmek üzere olan” dillere de sahip çıkması. Firmanın kurucuları “ücretsiz eğitimin dünyayı değiştireceğine” inanıyorlar.

Çocuklar için 2 uygulaması daha var

Duolingo ABC çocuklara okuma yazma öğretmeyi hedeflerken Duolingo Math basit matematik için yardımcı oluyor.

Firmanın müzik uzmanları aradığı dikkate alınırsa, yeni projesinde çocuklara müzik öğretmeyi amaçladığı tahmin edilebilir.

SAP ve Red Hat’ten iş birliği

SAP ve Red Hat, RISE with SAP çözümünün dağıtımlarına erişecek yeni müşteriler için Red Hat Enterprise Linux’ta SAP çözümü desteğini artırdı

SAP, hibrit bulut inovasyonunu desteklemek ve müşterilerinin daha fazla değere sahip olabilmesini sağlamak için hizmet olarak yazılım uygulamalarına yönelik standart işletim sistemlerinden biri olarak belirlediği dünyanın öncü kurumsal Linux platformunda bulut altyapısının sürekli artan bir bölümünü çalıştırarak dahili BT ortamını güçlendiriyor. 

SAP ve Red Hat, RISE with SAP çözümünün dağıtımlarına erişecek yeni müşteriler için tercih edilen işletim sistemi olan Red Hat Enterprise Linux’ta RISE with SAP çözümü desteğini genişletiyor. 

İki şirketin uzun süren iş birlikleri kapsamında SAP, dahili BT yapısının bir kısmını ve SAP® Enterprise Cloud Services portföyünü Red Hat Enterprise Linux’un standart temeli üzerine taşıyor ve böylece gelişen kurumsal ve BT ihtiyaçlarını daha iyi karşılamayı planlıyor. Bu geçiş için belirlenen yol haritası kapsamında SAP, RISE with SAP çözümüne verdiği desteği çözümün dağıtımlarına erişecek yeni müşteriler için tercih edilen işletim sistemi olarak belirlenen Red Hat Enterprise Linux’u kullanarak artırıyor. 

Hibrit bulut inovasyonu için güçlendirilmiş ve üretime hazır Linux işletim sistemi olan Red Hat Enterprise Linux, dünya çapında farklı sektörlerde faaliyet gösteren küresel firmaların güvenine sahip. Platform da bu güvenden güç alarak SAP yazılım dağıtımları için tutarlı ve güvenilir bir temel sunuyor ve bu sayede hibrit ve çoklu bulut ortamlarında SAP müşterilerini desteklemek için standart bir Linux temeli sağlıyor. 

Red Hat Enterprise Linux’u kullanan SAP’nin dahili BT ortamları ve SAP Enterprise Cloud Services, modern ve geleceğin teknolojik ihtiyaçlarını karşılayacak daha fazla esnekliğe sahip olabiliyor. RISE with SAP çözümüyle bir araya geldiğinde Red Hat Enterprise Linux, RISE with SAP çözümünün bulut ortamlarındaki dağıtımlarını destekleyecek iyileştirilmiş performansa sahip olabiliyor ve bu sayede yeni BT inovasyonlarını planlayan müşterilerin için bulutu benimsemesini ve dönüştürmesini kolaylaştırıyor. Red Hat ve SAP, ilerleyen yıllarda Red Hat Enterprise Linux üzerinde çalışan RISE with SAP çözümünün iş yükleri için desteği artırmak ve SAP’nin Red Hat Enterprise Linux’u daha geniş çapta kullanmasını hızlandırmak için birlikte çalışacak. 

Red Hat Enterprise Linux’u daha geniş çapta kullanan SAP’yi desteklemek için Red Hat, Red Hat Enterprise Linux’un standart haline gelmesine ve SAP ile Red Hat çözümlerinin birlikte çalışabilmesine yardımcı olmak için SAP mühendislik ve teknik ekiplerine özel ürün mühendisleri ve şirket içinde kaynaklar sağlıyor. SAP’nin iş ortakları, Red Hat Learning Subscription Premium’da bulunan sanal ve eğitmenlerin katılımıyla gerçekleşen Red Hat eğitim kursları ve uygulamalı lablarıyla Red Hat’in hibrit bulut teknolojilerine yönelik kritik teknik beceriler geliştirebiliyor ve bilgi birikimlerini artırabiliyor. 

Red Hat Enterprise Linux üstündeki SAP yazılım iş yüklerini artıran bu iş birliğiyle şirketler, SAP müşterilerinin Red Hat’in ölçeklenebilir, esnek ve açık hibrit bulut altyapısını kullanarak daha fazla kurumsal çeviklik elde etmesine, bulut hizmete alımlarını hızlandırmasına ve kurumsal inovasyona güç verilmesine yardımcı olmayı hedefliyor. Kullanıcılar artık temelinde Red Hat Enterprise Linux tabanlı RISE with SAP çözümü olan SAP S/4HANA® gibi SAP yazılımını temel alan bulut dönüşüm projelerini daha kolay bir şekilde iyileştirebiliyor. 

SAP Kıdemli Yöneticisi ve SAP Enterprise Cloud Services CTO’su Lalit Patil, konuyla ilgili şunları söylüyor: “Red Hat Enterprise Linux, SAP yazılım hizmete alımlarını desteklemek için çevik ve açık bir altyapı sunuyor. Böylece hibrit bulut iş yükleri için tutarlı bir temel sağlıyor. Bulut ortamlarında müşterilerimize daha fazla esneklik ve dayanıklılık sağlamak için Red Hat ile birlikte inovasyon mirasımızı geliştirecek olmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi.

Mart 2023’te lansman yapan yapay zeka projeleri

0

Son birkaç haftada her yerden yepyeni yapay zeka haberleri yağdı. Herkes sözleşmiş gibi yeni projelerini peş peşe duyurdu. Bill Gates’in “yapay zeka devrimi” olarak tanımladığı bu gelişmelere özet olarak göz atalım ve yapay zekanın bizi nasıl bir dünyaya doğru götürdüğünü görmeye çalışalım. Yapay zeka bizim gibi sıradan ölümlülerin günlük yaşamını değiştirmeye başlayacak mı? Yoksa daha bu aşamaya henüz gelmedik mi?

GPT – 4

13 Mart 2023’te OpenAI, şirketin en son ve en gelişmiş dil modeli ChatGPT-4’ün piyasaya sürüldüğünü resmen duyurdu. Şu anda ücretli ChatGPT Plus aboneliğinin bir parçası olarak ve geliştiriciler için bir API olarak sunuluyor.

Sadece dakikalar içinde oyun oluşturma, karmaşık kod yazma ve bir seferde 25.000 kelimeye kadar işleme yeteneği ile GPT-4, yapay zeka sistemlerinin önceki sınırlamalarını aştı ve daha önce imkansız görülen görevleri başardı. GPT-4’ün yaratıcılık, görsel girdi ve daha uzun bağlam açısından daha gelişmiş durumda olduğu belirtiliyor.

Ücretsiz versiyonunda internet erişimine sahip değil ve bu versiyonunu eğitmek de mümkün değil.

Stanford Alpaca 7B

Mart 2023’te Stanford İnsan Merkezli Yapay Zeka Enstitüsü (HAI), Stanford Alpaca 7B adlı yeni bir yapay zeka modeli yayınladı. Bu model, Meta AI LLaMA 7B’ye dayalı bir talimat takip sistemi.

Enstitüdeki araştırmacılar, bu yapay zeka modelini geliştirmek için OpenAI’nin GPT 3.5’ini kullanarak 52.000 talimat takibi gösterimi oluşturdu. Bu talimatlar 7B modelini eğitmek ve öğretmek için kullanıldı. Stanford Alpaca 7B’nin sadece akademik araştırma amaçlı.  Modelin her türlü ticari kullanımı yasak.

Claude

San Francisco merkezli bir yapay zeka girişimi olan Anthropic, Claude adında bilgileri özetleyebilen, soruları yanıtlayabilen, yazmaya yardımcı olan ve hatta kod üretebilen gelişmiş bir sohbet robotu geliştirdi. İlginç bir şekilde Claude, OpenAI’nin ChatGPT’si ile pek çok benzerliği paylaşıyor, ancak kişiselleştirilmiş bir deneyim için tonunu, kişiliğini ve davranışını özelleştirme yeteneği gibi ek özelliklere sahip. Müşterilerden gelen erken geri bildirimler, Claude’un zararlı çıktılar üretme olasılığının düşük olduğunu ve şu anda mevcut olan diğer sohbet robotlarından daha kullanıcı dostu olduğunu gösteriyor.

Microsoft 365 Copilot

Bizim gibi sıradan insanların hayatını değiştirme potansiyeli olan tek gelişme Microsoft’tan geldi. Copilot adlı yapay zeka asistanı 365 uygulamalarına eklendi.

OpenAI’nin gelişmiş GPT-4 teknolojisi tarafından desteklenen bu yenilikçi özellik, kullanıcıların çeşitli belge türlerini, e-postaları, sunumları ve diğer görevleri kolaylıkla oluşturmasına yardımcı olmak için tasarlandı. Copilot, Office uygulamalarının kenar çubuğunda görünen bir sohbet robotu olarak sunulacak.

Microsoft daha önce de bu türden asistan özellikleri sunmuştu. Belki hatırlarsınız: Ataç şeklindeki eski asistanı Clippy, “nasıl yapılır” sorularına yanıt bulurdu ama külüstür bilgisayarlarımızı yavaşlattığı için kullanmazdık. Neyse ki Copilot bulut üzerinden çalışacağı için bu sefer asistan kullanmak işimize yarayabilir.

PaLM API

Google, metin oluşturma ve düzenleme yeteneğinin yanı sıra konuşma botu işlevi açısından OpenAI’nin GPT’si ile rekabet etmeyi amaçlayan yeni bir AI sistemi olan PaLM’i (Pathways Language Model) piyasaya sürdüğünü duyurdu. Google’a göre PaLM, çeşitli zorlu görevlerde etkileyici yetenekler sergiledi. İşletmelerin doğal dil istemlerini kullanarak metin, fotoğraf, kod, video ve ses dahil olmak üzere çeşitli içerik biçimleri oluşturmasına yardımcı olabilir.

Google, Genai’yi Workspace’e ekleyecek

Üretken yapay zeka entegre edilen Workspace, sadece test kullanıcılarına sunuldu. Dokümanlar’da belge yazma ve düzenleme, E-Tablolar’da formül oluşturma, Meet’te not alma ve Slaytlar’da metin, resim, ses ve video dahil olmak üzere içerik oluşturma konusunda yardımcı olacak.

Google’ın bu yapay zeka hamleleri, şimdilik bizim gibi sıradan kullanıcıların işine yaramıyor.

PyTorch 2.0

Mart ayındaki yapay zeka PR yarışında geri kalmayan bir başka proje PyTorch 2.0.

15 Mart 2023’te duyurulan bu model, açık kaynaklı bir makine öğrenimi (ML) eğitim projesi ve herkes buna erişebiliyor. PyTorch ilk versiyonu 2018’de çıkmıştı. Son versiyonu ise 428 farklı kullanıcı tarafından geliştirildi. Hızlandırılmış Transformatörler adı verilen yeni bir özelliği sayesinde performansının iyileştirildiği belirtiliyor.

(Ozan Sihay; Midjourney)

Midjourney V5

Yapay zeka sanat üretmekten elbette geri kalmıyor. İngiltere’den bağımsız bir araştırma laboratuvarı olan Midjourney, kullanıcının komutuna göre çeşitli sanat eserleri ve görüntüler yaratan yapay zeka destekli sanat aracı Midjourney V5’i yayınladı. Geleneksel fotogerçekçi görüntü oluşturucuların aksine, bu platform daha iddialı. Artık daha hızlı görüntü üreten bu versiyonda yüz özellikleri ve eller gibi ayrıntıları üretme kabiliyetinin düzeltildiği belirtiliyor. Daha yüksek çözünürlükte görsel üretilmesi imkanı da geldi.

Yapay zeka ile görsel üretme giderek yaygınlaşıyor ama bu uygulamalarda, yazdığınız komuta göre yapay zekanın ürettiği görsellerin telif hakkının size ait olduğunu sakın sanmayın. ABD Telif Hakları Bürosu komutla üretilmiş görsellerde insanların telif hakkının bulunmadığını düşünüyor.

Ormanları teknoloji koruyacak

Ormanlarımız ve ağaçlarımız, bize ihtiyaç duyduğumuz oksijeni sağlayan ve bizim akciğerlerimiz sayılabilecek en değerli varlığımız. Dünyanın yaşanabilir atmosferini oluşturan oksijen dengesinin sağlanmasında aktif olarak görev alan ve kirlenen havayı temizleyerek tüm canlılar için yaşanabilir bir alan oluşturan ormanlarımız, yangınlar, farklı kullanım amaçları ile yapılan kesimler ve tarım alanları açılması gibi etkilerle her gecen gün azalıyor, yok oluyor. Bunun önüne geçmek, ormanları korumak ve yaşam alanlarını daha temiz tutmak içinse son yıllarda giderek artan oranda yeni teknolojilerin gücünden faydalanılıyor.

Ormanları koruyan termal ısı sensörleri

Ormanların korunmasında etkili ve sıkça kullanılan teknolojilerin başında termal görev üstlenen ve bulundukları bölgenin sıcaklığını sürekli olarak kontrol eden ısı sensörleri geliyor. Ormanların farklı bölgelerine yerleştirilen ve uzaktan sürekli olarak kontrol edilen bu sensörler, normalin dışındaki ısı artışlarını anında bildirerek yangınların yayılmasının önüne geçebiliyor. Yetkili kurumlara raporlama yapılarak yangınlara hızla müdahale edilmesini ve yangın ekiplerinin bölgeye erkenden ulaşmasını sağlıyorlar. Ek olarak bulundukları bölgedeki ısı değişimlerini kaydederek ormanlar hakkında da genel veri sağlayabiliyorlar.

Küresel uydu teknolojileri

Ormanları ve ağaçları koruyan en önemli teknolojiler arasında, birçok farklı alanda da kullanılan ve geniş bir gözlem alanı sunmasıyla büyük avantajlar sağlayan uydular yer alıyor. Orman yangınları ile mücadele konusunda büyük faydalar sağlayan görüntüleme, önceden haber verme ve uyarı-ikaz sistemleri ile tercih edilen uydu teknolojileri, termal kameralar ile dünyanın hemen her coğrafyasını kontrol altında tutabiliyor. Özellikle son yıllarda geliştirilen nesnelerin interneti (IoT) ve yapay zeka uygulamaları ile etkileri artırılan uydular, ormanların korunmasında da aktif rol alıyorlar.

Yangın söndürme robotları

Teknolojinin birçok alanda sağladığı faydalardan itfaiye ekipleri de yararlanmaya devam ediyor. Bu amaçla geliştirilen yangın söndürme robotları, gelişen teknolojinin sunduğu diğer faydalardan biri olarak öne çıkıyor. Yangın söndürme ekiplerinin yüksek ısı ya da arazi şartları nedeniyle giremediği yerlere müdahale edebilen bu robotlar, yangınlara hızlı ve etkili şekilde yardımcı olabiliyor. Özellikle kara müdahalesinin önemli olduğu noktalarda aktif görevler alabiliyorlar.

İngiltere’de bazı bankalardan kriptoya kısıtlama

Nationwide, HSBC ve Santander’in ardından NatWest, müşterilerin kripto para birimlerine yaptığı harcamalara karşı önlem alan en son İngiliz bankası oldu. Günde 1.000 sterlin veya 30 günlük bir süre boyunca 5.000 sterlin olarak getirilen sınırlama, çoğu tüketicinin kripto paraya harcayacağı seviyenin çok üzerinde.

İngiltere’de bazı bankalardan kriptoya kısıtlama

Müşterilerin korunmaya ihtiyacı mı var?

NatWest, tüketicilerin geçen yıl kripto dolandırıcılıklarına 300 milyon sterlinin üzerinde zarar vermesiyle artan müşteri korumasının gerekli olduğuna inanıyor. Kripto platformu Gemini‘nin 2021 tarihli bir raporuna göre, İngiliz kripto sahiplerinden yaklaşık beşte dördü (%78) toplamda 5.000 sterlinden az paraya sahipken, beşte ikisi (%40) 1.000 sterlinden daha azına sahip.

Banka ayrıca, yaşam maliyeti krizinin ortasında savunmasız tüketicilerin çaresizliğinden faydalanarak yüksek getiri vaadi yapanlar yüzünden riskin arttığını savunuyor. NatWest, kripto korumalarını sıkılaştırma sebebini bu şekilde açıklıyor.

NatWest Dolandırıcılıktan Korunma Başkanı Stuart Skinner, “Kripto para borsalarını kullanan dolandırıcılık sayısında bir artış gördük ve müşterilerimizi korumak için harekete geçiyoruz” diyor.

35 yaş üzeri erkekler dolandırıcılığa maruz kalmaya daha yatkın

Banka uzmanlarına göre, riskli yatırım kararları konusunda 35 yaşın üzerindeki erkekler en büyük risk grubunu oluşturuyor.  İngiltere’de Finansal Yürütme Kurulu (FCA) adlı kurumun gözetiminin olmaması sebebiyle bir yatırımın aldatmaca olduğu ortaya çıktığında tüketiciler korunamıyor. Birleşik Krallık’taki FCA, 58.000 finans firmasını ve piyasayı düzenleme yetkisine sahip ve 18.000’den fazla kuruluş için uyarı düzenleyicisi olarak hareket ediyor.

İngiliz bankalarının bu kararı hoş karşılanmadı

Stratejik danışmanlık hizmeti veren uzmanlar, İngiliz bankalarının bu tedbirinin aşırı ve gereksiz olduğu görüşünde. Uzmanlara göre kripto içeren dolandırıcılıkların yaşandığı gerçeği, bankalara müşterilerinin kripto borsalarına erişimini en uygun gördükleri şekilde sınırlama hakkını vermemeli.

Bankalar ATM’lerden nakit çekmenin riskleri konusunda müşterilerini nasıl uyarıyorsa, değişken varlıklara yatırım yapmanın içerdiği riskler hakkında da müşterileri uyarmaları gerektiğini savunuyorlar. Uzmanlara göre yatırım kararları konusundaki sorumluluk müşterilere ait olduğundan bankalar buna müdahale etmemeli.

Bazı uzmanlar, bankaların kripto ekosisteminden tedirgin olduklarını ve bu yüzden kısıtlama yolunu seçtiklerini düşünüyor. Bank of England, dijital para çıkarma hazırlığı yapmaktayken şimdi kısıtlama getirmeyi büyük bir çelişki olarak görüyorlar. Diğer uzmanlar ise bankaların dolandırıcılıklara karşı bu şekilde önlem alma çabasının müşteri kaybetmeleriyle sonuçlanabileceği uyarısını yapıyor.

Kraken’den Blair Halliday, LinkedIn’den yaptığı açıklamada, ““Kripto kırılma noktasına ulaştı ve artık burada kalacak. Uyumlu şirketlerle çalışmanın verimli yollarını bulmak için kaynakları ayırmak artık öncelik olmalı” diyor. Halliday, kısıtlamaların yaygınlaşması durumunda sadece bazı bankaların “kripto dostu” olarak algılanacağına dikkati çekiyor.

Toshiba satılıyor!

0

Toshiba yönetim kurulunun, özel sermaye şirketi statüsüne sahip yatırım fonu Japon Endüstriyel Ortakları (JIP) adlı konsorsiyumdan gelen satın alma teklifini kabul ettiği bildirildi. Bu satın alım, piyasalarda itibarını kaybeden holding için yeni bir başlangıç olabilir. Japon Endüstriyel Ortakları geçen ay, başlıca bankalardan 10,6 milyar dolar finansman taahhüdü alarak satın alım teklif sunmuştu. Bu teklif firmanın Perşembe günkü kapanış fiyatına göre yaklaşık yüzde 9,7 daha yüksek gerçekleşti.

Dünyanın üçüncü en büyük M&A anlaşması olabilir

15 milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen satın alım anlaşması, şirketin özelleşmesini ve yerel çıkarlar tarafından sıkı bir şekilde kontrol edilmesini sağlayacak. Bu sayede Toshiba‘nın aktivist hissedarlarla uzun süredir devam eden gerilimlerinin son bulması bekleniyor. Ancak şirketin yaklaşık dörtte birine sahip olan aktivist fonların anlaşmanın şartlarını kabul edip etmeyeceği henüz belirsiz. Orix, Rohm ve Chubu Electric Power’ın aralarında bulunduğu bir grup Japon firması, Toshiba’nın satın alınmasına katkıda bulunacak. Tamamlandığı durumda bu anlaşma, bu yıl dünyanın üçüncü en büyük birleşme ve satın alma (M&A) anlaşması olacak.

Toshiba’nın Geçen yılki kaybı %12 oldu

Şirket 2015’ten beri muhasebe skandalları, ağır kayıplar ve kurumsal yönetişim tartışmalarıyla hırpalanmış durumdaydı ve Toshiba’nın hisseleri geçen yıl %12 düşmüştü. Yeni satın alım anlaşmasının şirketin durumunu düzeltip düzeltmeyeceği zamanla anlaşılacak. Anlaşma sonuçlandığında Toshiba yerel kontrol altında özel bir varlık haline gelecek.

Bu anlaşma, Japonya’nın kurumsal yönetim ekosistemini etkileyebilir. Toshiba’nın mülkiyet değişimi, çapraz hissedarlık geleneğinden özel sermaye şirketlerinin daha aktif mülkiyetine doğru büyük bir değişim anlamına geliyor. Anlaşmanın başarılı olması durumunda Japon şirketlerinde daha fazla özel sermaye yatırımının teşvik edilmesi ve bu sayede potansiyel olarak daha verimli ve karlı operasyonların gündeme gelmesi bekleniyor.

Daha önce şirketin üçe bölüneceği duyurulmuştu

Geçen yıl yapılan duyurularda Toshiba’nın üçe bölünmesi planından söz ediliyordu. Üç birimden birinin altyapı hizmetlerine, diğerinin ise güç yarı iletkenleri gibi elektronik cihazlara odaklanacağı söyleniyordu.

Kurumsal belirsizlikler ve gelir kaybına rağmen şirketin ürünlerinin marka değeri kaybolmadı ve tüketiciler açısından güven kaybı söz konusu değil. Örneğin geçen yılki Dünya Kupası’nın resmi sponsorlarından biriydi.

Agility Robotics rakibi Tesla’dan önce davrandı!

0

Agility Robotics’in ürettiği Digit, Tesla’nın Optimus adlı robotunun rakibi. Boston Dynamics ile çalışan şirket üç yıl önce ilk iki ayaklı robotunu tanıtarak endüstriyel robot üretiminde öncü oldu. O günden beri Digit’in özellikleri geliştiriliyor ve firma bu robotu sektöre sunmak üzere hazırlık yapıyor. Bu robotu artık bazı işletmeler kullanabilecek.

Lojistik sektörünün insansı robotu

Şirket, Digit’i depo ve dağıtım merkezi ortamlarında lojistik sektörüne hizmet edecek şekilde programladı.

Agility Robotics’in kurucu ortağı ve CEO’su Damion Shelton, üç yıl önce Digit’in büyük ilgi gördüğünü söylüyor. ABD merkezli firma, o günden beri çok uluslu lojistik şirketlerle görüşüp robottan hangi işleri yapmasının beklendiği konusunda bilgi topluyor.

Digit’in mevcut versiyonu, robotun ikinci nesli.  Bu son model, hassas elektronik aksamları koruyan daha fazla plastik bileşene sahip. Navigasyon için LED “gözlerle” donatılmış durumda. Daha büyük bir kafası var ve ayrıca robotun genel hareketliliğini geliştirmek için tasarlanmış bir dizi teknik yeniliğe sahip.

Tesla’nın Optimus’una benzer şekilde Digit, çevresinde manevra yapmak için çeşitli sensörler kullanıyor. Bununla birlikte, robotun her tarafına stratejik olarak yerleştirilmiş daha kapsamlı bir dizi kamera bulunuyor. Dik durmasını ve amaçlanan hedefine ulaşmasını sağlamak için bu görsel bilgileri ivmeölçer ve jiroskopik verilerle birlikte kullanıyor.

Çıkış noktası lojistik sektöründeki iş kazaları

Agility Robotics, Digit’i sadece partner programına kaydolan işletmelere verecek ve operasyonel ortamdaki durumu incelenip test edilecek. Şu an itibariyle Agility, Digit’in ne zaman dağıtıma uygun olacağını belirtmedi. Digit robot girişiminin başlıca amacı, insanları depo ortamlarındaki robotik görevlerden kurtarmak. Lojistik sektöründe depo işleri hem monoton ve tekrarlayıcı hem de yaralanma oranı yüksek görevleri içeriyor. Bu yüzden lojistik firmalarında çalışan sirkülasyonu çok yüksek.

Henüz tüm firmalara sunulmasa da Digit, Tesla’nın Optimus’undan önce endüstrileşmiş ilk robot olma unvanını kazandı.

Amazon destekli startup

Oregon merkezli Agility, Amazon’un endüstriyel inovasyon fonundan destek alan bir startup. Oregon Devlet Üniversitesi’nden girişimcilerin kurduğu şirket, geçen yıl Amazon’dan B serisi kapsamında 150 milyon dolar yatırım aldı. Sony ve Ford’un da şirkete yatırım yapmak istediği söyleniyor ama bu startup’ın şimdiki önceliği lojistik sektörü için robot üretmek. Şirketin ilk iki ayaklı robotu Cassie adını taşıyordu.

Amazon’un teknoloji şirketlerine yatırım yaptığı inovasyon fonunda 1 milyar dolarlık bütçesi bulunuyor.

Agility’nin 2012’den bugüne kadar iki ayaklı robotlar konusunda kaydettiği ilerlemenin detaylarını YouTube’dan izleyebilirsiniz.

PTZ kameralar için yeni uygulamalar geliyor

0

Canon, PTZ kameralarının işlevlerini iki yeni uygulamayla genişletiyor. Kullanıcıların video prodüksiyonu için yeni işlevler eklemesine olanak tanıyan Otomatik Takip Uygulaması RA-AT001 ve Otomatik Döngü Uygulaması RA-AL001 pazardaki video prodüksiyonları için harici cihaza ihtiyaç olmadan güçlü ve bağımsız çözüm getiriyor.

Canon’un geliştirdiği yeni uygulamalar 4K kamera teknoloji ile birleştirildiğinde yüksek eğitim, kurumsal iş ortamları, canlı etkinlikler, yayıncılık ve ibadethaneler gibi alanlarda çok farklı senaryo için ideal çözüm sunuyor. Öncü iç mekân 4K uzaktan PTZ kamerası olan CR-N700 kamera desteğiyle birlikte kullanıma sunduğu yeni uygulamalar ile Canon, uygulama yelpazesini ve uyumlu uzaktan kamera modelleri serisini genişleteceğini de açıkladı. 

Canon’un PTZ kameralarındaki geliştirilmiş sürücü mekanizmasıyla desteklenen bu yeni Otomatik Takip uygulaması, çekimdeki kişileri otomatik olarak hassas bir şekilde izliyor ve kameraman müdahalesi olmadan öznelerin her zaman kadrajda ve çekim kapsamında kalmalarını sağlıyor. Bu sayede bir kameraman olmadan da hem tek hem de çok kameralı çekimler yapılabiliyor. 

Tüm vücut, gövde, omuzdan yukarısı ve diğer görüş açılarıyla birlikte, yavaştan tempoluya değişen yürüyüş hızlarını takip edebilen görsel analiz sistemiyle de dikkat çekiyor. Kameranın hassasiyeti ve kusursuz sürücüsü, doğrudan kameradan yüksek kaliteli çekim için kaydırma/eğme mekanizmasıyla uyum içinde çalışıyor. Kompozisyon, Takip Hassasiyeti ve Öncelikli Görüntüleme Alanı gibi birçok farklı ayarlama işleviyle CR-N700, canlı prodüksiyon veya kurumsal etkinlikler gibi çok sayıda farklı kullanımı özelleştirilebiliyor. Kameramanlar, kompozisyon özelliğini kullanarak iyi bir kadraj için en uygun konumu ayarlayabilirken, Takip Hassasiyeti işlevi ile on seviyeye kadar ayarlama yapabiliyor. 

Otomatik Döngü Uygulaması

Canon tüm bunların yanı sıra bir kameramanın çekimi manuel olarak değiştirmesine gerek kalmadan kameranın önceden programlanmış, otomatik kaydırma/eğme/zum (pan/tilt/zoom) hareketini takip etmesini sağlayan Otomatik Döngü uygulamasını da hayata geçiriyor. Uygulama; canlı müzik etkinliklerinde çekimin davulcudan soliste, seyirciye ve sonra tekrar davulcuya yöneltilmesi gibi basit ama tekrarlanan kamera hareketlerinin kolaylıkla yapılmasını sağlıyor. Bu sayede yönetmen ve kameramanların iş yükünü hafifletiyor.

Döngü ve ileri-geri hareket düzeni seçeneğiyle her çekim ortamına uygun hareketleri seçmek için daha fazla esneklik sunuyor. Uygulama, çoklu kamera düzeneklerinde çekimin doğal görünmesini sağlamak adına manuel kamera hareketlerini taklit ederek başlatma-durdurma hızlanma/yavaşlama ayarlarının kolayca yapılmasını sağlıyor. Kameramanlar ekrandan pozisyon ve rota ayarlarını uygulayabildiği ve hatta bir ön izleme görebildiği gibi, hareket hızını ve her konumdaki duraklama süresini kontrol edebiliyor.