Yılbaşındaki tüketim çılgınlığı otomotiv sektörünü vuracak!

Yedek parça sektöründe 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Motor AŞİN, pandemi ile gündeme gelen ve gün geçtikçe büyüyen çip krizine dair açıklamalarda bulundu. Çip krizi nedeni ile yaklaşık 2 yıldır yaşanan sıfır araç probleminin bir süre daha hayatımızda olması öngörülüyor. Motor AŞİN CEO’su Saim Aşçı, “2022 yılının üçüncü çeyreğinde çip krizinde bir çözüme ulaşılabileceği öngörülüyor. Fakat bu, sektöre hemen bir rahatlama getirmeyecektir. Üreticiler her ne kadar kapasite artırımına gitse de, yeni fabrikalar ve yeni oyuncular ile sektöre girmeye hazırlansalar da bu hemen çözülecek bir sorun değil. İlk olarak salgından beri aksayan durumlar giderilmeye çalışılacak ve geçmişin yaraları sarılacaktır. Sektörde tam olarak rahatlama 2023 yılının ikinci çeyreğine kadar sarkar diye düşünüyoruz. Yılbaşı alışverişlerindeki tüketim çılgınlığı otomotive direkt etki edecek. Sonuç itibariyle kriz otomobillerde bir teknoloji diyetini de mecbur kılıyor.” dedi.

Kriz otomobillerde teknoloji diyetini mecbur kıldı

Otomotiv yedek parça sektörünün başlıca oyuncularından olan Motor AŞİN, salgın ile beraber baş gösteren çip krizine dair açıklamalarda bulundu. Sıfır araç tedarikinde büyük problemler yaratan çip krizinin bir süre daha devam edeceğine, hatta bu krizin daha da büyüyebileceğine değindi. Çözüm bulunsa dahi, bunun sektöre hemen yansımasının mümkün olmadığına, 3 ile 6 ay arasında bir süreye ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekildi. Otomobil üretiminde kullanılan çipin ne kadar önemli ve esas bir girdi olduğu pandemi süreci ile beraber anlaşıldı. Çipsiz bir otomotiv üretiminin olmayacağını söyleyen Motor AŞİN CEO’su Saim Aşçı, “Otomobilin içinde 1400’e yakın çip bulunuyor. Motordan beyine, beyinden araç elektroniğine varan tüm detaylar bu çipler ile sonuca vardırılıyor. Birçok konfor ve birçok opsiyonu da bu çipler sağlıyor. Bazı konfor ve opsiyonlardan vazgeçilirse üretimde daha az adette çip kullanılabilir. Fakat dijitalleşmeye doğru gittiğimiz bu dönemde çipsiz bir otomobil üretimi söz konusu dahi olamaz. Start-stop, navigasyon, şerit takip sistemi, adaptif hız sabitleyici, kör nokta uyarı sistemi gibi yenilikçi donanımlara bir süre veda etmemiz gerekecek gibi görünüyor. Zira kriz otomobillerde teknoloji diyetini mecbur kıldı.” dedi.

Yılbaşındaki tüketim çılgınlığı otomotivi tekrar vuracak

Salgının ilk dönemlerinde, 2020 yılının Mayıs ayında açıklanan verilere göre çip krizi sebebi ile 3 milyondan fazla üretimin karşılık bulmaması ile beraber 110 milyar dolarlık bir zarardan bahsediliyordu. Çip krizinin katlanarak büyümesi ile zararda da görülen artışa vurgu yapan Aşçı, “Yeni açıklanan veriler otomotiv sektöründe 210 milyar doları aşan bir üretim kaybından bahsediyor. Çip krizinin sadece otomobil sektörünü değil, tüketici elektroniğini de etkilediği göz önünde bulundurduğumuzda, küresel ekonomiye maliyetinin 500 milyar dolar civarında bir zarar getirdiği söz konusu. Ne yazık ki tüm iyimser tahminler karşılığını bulmadı. Öte yandan yılbaşının gelmesiyle her sene sonunda olduğu gibi bir tüketim çılgınlığı ile karşılaşacağız. Kasım ve Aralık aylarında tüketici elektroniğine olan talep pik yapacağı için çip üreticileri, üretimini tekrar bu yöne kaydırmak durumunda kalacak, bu üreticilerin ürettiği çiplerin yalnızca yüzde 10'u otomotiv endüstrisi için ve otomotiv üretimi ilk öncelikleri değil. Tüketici elektroniğinden çok daha yüksek kar elde ediyorlar.” ifadelerine yer verdi. Ortaya çıkan bu krizin derinlerinde küresel ısınmanın yattığına dikkat çeken Aşçı, “Uzakdoğu üreticileri Amerika’yı, Amerikalı üreticiler Uzakdoğu’yu suçluyor. Fakat Avrupa'daki araştırmacılar, konunun küresel ısınma ve kuraklıkla da ilintili olduğuna dikkat çekiyorlar. Çip krizi sadece fabrikaların yapılıp, kapasitenin artırılması ile çözülebilecek bir problem değil. Küresel ısınmanın sebep olduğu kuraklık gibi durumlar için de uzun vadede çözümler yaratılması gerekiyor.” dedi.

IFS, iklim değişikliğine karşı çalışmalarını hızlandırdı!

0
Son iki yıldır tüm dünyayı etkileyen pandemi, uzun süredir gezegenimizi tehdit eden iklim değişikliği sorunu ve sürdürülebilirlikle ilgili farkındalığın artmasını sağladı. Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere hükümetler, kamu kurumları, özel sektör, işletmeler ve tüketiciler daha yeşil bir gelecek için ortak noktada buluştu. Sürdürülebilirliğin her zamankinden çok daha fazla önem kazandığı bir döneme girildi. Diğer yandan insanların yoğun yaşadıkları şehirlerde doğal kaynakların hızla ve kontrolsüz bir şekilde tüketilmesi ve çevreye verilen zarar, insanlığın ve gezegenin geleceğini tehdit ediyor yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Yaşam alanlarında sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğine neden olan sera gazlarının iklim sisteminin düzgün bir şekilde işlemesine olanak tanıyacak düzeyde tutulması büyük önem taşıyor.

Dijital dönüşüm sürdürülebilir bir gelecek için büyük önem taşıyor

Dünyanın karşı karşıya kaldığı iklim değişikliği ve hava kirliliği gibi zorlukların üstesinden gelinmesinde dijital dönüşüm büyük önem taşıyor. Dijital dönüşüm alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden biri olan IFS, yürüttüğü çalışmalarla iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilirlik alanlarına öncülük ediyor.
IFS Türkiye CEO Ergin Öztürk
Dünyamızın karşı karşıya kaldığı bu zorluklarla mücadele edecek, dünyayı daha iyi bir geleceğin beklemesine yardımcı olacak çözümlere sahip olduklarını belirten IFS Türkiye CEO’su Ergin Öztürk “Daha sürdürülebilir bir gelecek için açıkladığımız planımıza sadık kalarak, bu alanda büyük ilerlemeler kaydedeceğimize inanıyoruz. Sunduğumuz özellikler ve müşterilerimize yarattığımız değerler ile dijital dönüşümün gücünden faydalanarak daha yeşil bir dünyanın inşa edilmesinde çalışıyor olmaktan memnuniyet duyuyoruz.” dedi.

Güçlü sürdürülebilirlik hedefleriyle öne çıkıyor

IFS geçtiğimiz aylarda kendi operasyonlarını iyileştirmek, müşterilerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarını sağlamak ve aynı zamanda çevre duyarlılığını geliştirmek adına endüstride genel anlamda etki yaratmak için bir plan aracılığıyla sürdürülebilirlik hedeflerini açıkladı. IFS, Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda odaklanacağı eğitim, karbon emisyonlarını düşürme, filantropi, çalışanlar ve yönetim olmak üzere birkaç alan belirledi. IFS Eğitim Programı kapsamında şirket, dünya genelinde 80’e yakın üniversite ile birlikte çalışmalar yürütüyor. Öğrencilere burs, hibe ve BT ekipmanları sağlarken staj ve mentörlükler sunarak pratik bilgiler de sağlıyor. IFS Türkiye, ülkemizde Yeditepe Üniversitesiyle uzun yıllardır ortak çalışmalar yürüterek sektörün ihtiyaçlarını karşılarken, öğrencilerin gerçek hayat bilgilerine erişmeleri için çalışıyor. IFS, 2019 yılında başlattığı program dahilinde gayrimenkullerini konsolide ederek ve sahip olduğu mülklerin yeşil bina özelliklerini geliştirerek karbon ayak izini azaltmayı taahhüt ediyor. Şirket, 2019 yılından bu yana dünya genelinde gayrimenkul alanını yüzde 9,5 oranında azaltırken otomobil filosunu yüzde 86 küçülttü. IFS, 2025 yılına kadar karbon nötr bir şirket olmayı taahhüt ediyor. Şirket aynı zamanda çeşitlilik çıtasını sektör paydaşlarına göre oldukça yüksekte tutuyor. Dünya genelinde çalışanlarının yüzde 34’ünü kadınlar oluşturuyor ve bu rakam sektör ortalamasının oldukça üzerinde. Kadın çalışan oranı IFS Türkiye ofisinde ise yüzde 40’in üzerinde seyrediyor.

Müşterilerinin sürdürülebilirliğini geliştirmek için çalışmalar yürütüyor

IFS, geçtiğimiz Mart ayında müşterilerinin en son teknolojilerden faydalanmaları ve modüler bir şekilde şirket içi altyapılarında ya da bulut ortamında kullanıma alabilmelerini ve böylece gereksiz bilgi işlem ve depolama alanı kullanımını azaltmalarını sağlayan IFS Bulut’u kullanıma sundu. IFS Bulut geleneksel veri merkezlerine göre bilgi işlem açısından yüzde 52 ila 79 arasında, depolama açısındansa yüzde 71 ila 79 arasında daha fazla enerji tasarrufu sağlıyor. Ayrıca IFS Bulut kapsamında müşterilerinin kendi sürdürülebilirlik hedeflerini ve taahhütlerini izlemeleri, yönetmeleri raporlamaları için sürdürülebilirliği yönelik bir modül bulunuyor. IFS Bulut’un bağlandığı değer zincirlerinde birçok bilgiyi barındıran bu modül IFS Bulut müşterilerine standart bir özellik olarak sunuluyor.

IFS, Okyanusların Koruyucusu ile güçlerini birleştiriyor

IFS, sadece kendi içinde ya da müşterileri için değil, tüm dünya için sürdürülebilirliğin bir gündem maddesi olmasını istiyor. Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler’in Okyanusların Koruyucusu olarak tanıdığı Lewis Pugh’u IFS Sürdürülebilirlik Elçisi olarak görevlendirdi. Atamanın ardından Pugh konuyla ilgili, “Hükümetlerin, şirketlerin ve bireylerin hepsinin olumlu bir değişim yaratmada rol oynamasına ihtiyaç var. IFS ekibi gibi sürdürülebilirlik konusunu açıkça ciddiye alan bir şirketle çalışmaktan dolayı gurur duyuyorum. Müşterilerinden ve iş ortaklarından oluşan ekosistemleriyle etkileşim kurma becerisine sahip olmak, geniş bir etki yaratma fırsatı sunar. Günümüzde iklim krizi, dünya üzerindeki yaşamı tehdit eden bir noktaya gelmiştir. Şu an herkesin elini taşın altına koyması gerekmektedir.” açıklamasında bulundu.

Tüm kartlarınıza ve kampanyalara tek uygulamadan ulaşın!

Puan Harca ile banka kartlarınıza, marka kartlarınıza ve promosyon kodu ile katılım sağlanan kampanyalara tek uygulamadan ulaşmak ister misiniz? Tüm kartları tek bir uygulamada toplayarak verimlilik sağlayan dijital cüzdan uygulaması Puan Harca, çeşitli kampanyalar ile de alışveriş deneyiminizi bir üst seviyeye taşıyor. Puan Harca sayesinde banka veya anlaşmalı marka kartlarındaki puanlarınızı, bakiyelerinizi tek bir uygulamadan anlık olarak takip edebilirsiniz. Tüm kartları tek uygulamadan takip edebilirken, puanlarınızı birleştirerek hediye kazanma şansı da elde edebilirsiniz. Buna ek olarak kampayalara katılım sağlayabileceğiniz uygulamada Türkiye’nin büyük markalarının kampanyalarına tek bir uygulamadan katılabilirsiniz. Ayrıca elde ettiğiniz hediyeleri de Puan Harca uygulaması ile Anında Cüzdan’da görüntüleyebilirsiniz.

Nasıl kullanılır?

Puan Harca’ya kayıt ol, kartlarını ekle, hediyeler satın al, kampanyalara katıl! Puan Harca’nın tüketiciler için sağladığı faydalar:
  • Banka veya anlaşmalı Marka kartlarındaki puanları/bakiyeleri tek bir uygulamadan takip etmelerini sağlar.
  • Kartlarındaki puanları veya bakiyeleri tek başına ya da birleştirerek, Türkiye’nin en değerli markalarının dijital hediye çeklerini/ürünlerini satın almasını sağlar.
  • Kartlarındaki puanların veya bakiyelerin yetersiz olduğu durumlarda kalan ödemeyi banka kartlarından tamamlamasını sağlar.
  • Türkiye’nin en değerli markalarının kampanyalarına tek bir uygulamadan katılmayı sağlar.
  • Satın aldığı veya kampanyadan kazandığı ödülü anında teslim almasını sağlar.
Puan Harca’nın firmalara sağladığı faydalar:
  • Ciro ve karlılık artışı için yeni bir pazar sağlar.
  • Yeni müşteriler kazandırır.
  • Marka bilinirliliğini artırır.
  • Minimum maliyet ile hızlı kampanya oluşturma olanağı sağlar.
  • Tiko Puan çözümü ile pazarlama giderlerinde ve çalışan ödüllendirmede %39’a yakın vergi avantajı sağlar.
  • Sadakat kart sistemleri sahibi ise; biriken puanların harcanması için avantajlı ve düşük maliyetli bir kanal oluşturur.
Puan Harca hakkında daha detaylı bilgi almak için burayı ziyaret edebilirsiniz.

Jidu Auto elektrikli araç seri üretimine başlıyor

0
Çin’de Baidu’nun Jidu Auto’su elektrikli araç seri üretimine başlıyor. Böylelikle Çin’de üretim konusunda yen bir dönem başlıyor.

Jidu Auto elektrikli araç sektöründe güçleniyor

Baidu CEO’su Robin Li, Jidu Auto’nun 2023’te ilk “robot” elektrikli araçlarının seri üretimine başlayacağını söyledi. Çin’in teknoloji devi Baidu ve Çinli otomobil üreticisi Geely arasındaki bir elektrikli araç girişimi olan Jidu, Baidu’nun Pazartesi günü düzenlediği yıllık geliştiriciler konferansında Li, insan müdahalesine ihtiyaç duymayan otonom Seviye Dört’te elektrikli araçlar yapacağını söyledi. Elektrikli araç konusunda Tesla ve birçok otomotiv devi büyük bir paya sahip olsa da Çin’de bu alanda önemli üreticiler bulunuyor. Jidu Auto da elektrikli araç konusunda seri üretimle birlikte bu alanda canlılık katacak.

Ferrari dijital ürünler için Velas ile anlaştı

0
Ferrari dijital ürünler için Velas ile anlaşmayı başardı. Ferrari hayranları dijital içeriklere ulaşabilecek.

Ferrari dijital ürünler alanında Velas ile yürüyecek

Lüks spor otomobil üreticisi yaptığı açıklamada, Ferrari’nin İsviçreli teknoloji şirketi Velas Network ile hayranları için dijital içerik oluşturmak için çok yıllı bir anlaşma imzaladığını söyledi. Dijital ürün ve hizmet tedarikçisi Velas, gelecek sezondan itibaren Ferrari’nin Formula 1 yarış takımıyla ortak olacak. Ayrıca Velas, Ferrari Esports Series’in, Şahlanan At tek marka çevrimiçi serisinin ve katılan tüm takımların yarıştığı resmi dijital şampiyona olan F1 Esports Series’de yarışacak Esports takımının isim sponsoru olacak. Velas, blok zinciri teknolojisinin lider sağlayıcısı ve takas edilemez tokenler (NFT’ler), blok zincirinde depolanan ve onları benzersiz kılan ve bir para satma aracı olarak popülaritesi artan bir kimlik koduna sahip kripto varlıkları içeriyor.

Telefonica Huawei donanımlarını değiştiriyor

0
Telefonica Huawei donanımlarını değiştirmek için Ericsson ile temasını sürdürüyor. Şirketin Ericsson’dan 5G ağ ekipmanı aldığı söylendi.

Telefonica Huawei donanımlarını kaldırmak istiyor

Telefonica’nın İspanya’da piyasaya sürdüğü Huawei donanımlarının bir kısmını değiştirmek için İsveçli üretici Ericsson’dan 5G ağ ekipmanı satın aldığı iddia edildi. Yeni nesil mobil ağ ekipmanının değiştirilmesi, Telefonica’nın 2019’da açıkladığı tedarikçileri çeşitlendirme stratejisinin bir parçası olarak görülüyor. Genişleme, telekomünikasyon şirketinin başlangıçta, alternatif malzemeleri güvenceye almadan önce satın aldığı bazı Huawei ekipmanlarını piyasaya sürdüğünü söyledi. Telefonica’daki kaynak, Telefonica’nın Ericsson’dan ne kadar ekipman aldığını veya satın almanın ne zaman yapıldığını söylemeyi reddetti. Telefonica’nın 2019 kararı, ağ ekipmanlarında küresel pazar lideri Çinli Huawei’nin Washington ve Pekin arasındaki siyasi gerilimlerin merkezine çekildiği bir zamanda geldi.

Didi çalışanları hisse satamayacak

0
Alınan yeni kararla birlikte Didi çalışanları hisse senedi satışı yapamayacak. Bu kararın süresiz şekilde yürürlükte olacağı belirtildi.

Didi çalışanları hisse satışı konusunda kısıtlandı

Çinli araç çağırma devi Didi Global, mevcut ve eski çalışanlarının şirket hisselerini satmasını süresiz olarak yasakladı. Raporda, şirketin halka arzından sonra mevcut ve eski personelin hisse satmasına izin verilmeyen 180 günlük kilitlenme süresinin 27 Aralık’ta sona ermesi gerekiyordu. Ancak yasağın yeni bir bitiş tarihi olmadan uzatıldığı belirtildi. Rapora göre, çalışanlar şirket Hong Kong’da işlem görene kadar hisse satamayacak. Şirket Çin’de, Pekin merkezli araç çağırma devini New York Menkul Kıymetler Borsası’ndan çıkma planlarını açıklamaya ve Hong Kong’da listelenmeye zorlayan düzenleyici bir baskının hedefi oldu.

BYD ve Momenta yeni girişim kuruyor

0
BYD ve Momenta yeni girişim için ortaklık kuruyor. Üçlü ortaklıkla Çin’de otonom sürüş için yeni bir hamle yapılmış olacak.

BYD ve Momenta, yeni girişimle otonom sürüşü hedefliyor

Çin’in BYD ve otonom sürüş girişimi Momenta, otonom sürüş yeteneklerini dağıtmak için üçlü bir ortaklık kurdu. DiPi Intelligent Mobility olarak anılan ve Shenzhen’de bulunan yeni kuruluş, BYD’nin bir otomobil üreticisi olarak yeteneklerini Momenta’nın akıllı sürüş konusundaki uzmanlığıyla birleştiriyor. BYD, işletmeye 60 milyon Yuan yatırım yaparken, Pekin merkezli Momenta 40 milyon Yuan yatırım yapıyor. İddiaları belirten söz konusu kişi, ön çalışma kapsamının, bazı araba manken türlerinde “Seviye 2 artı” otonom sürüş işlevselliğini kullanmayı benimseyeceğini belirtti. Seviye 2 yarı otonom araçlar, direksiyondan hızlanmaya ve frenlemeye kadar neredeyse tüm sürüş noktalarını sürdürebilecek bilgi birikimine sahiptir, ancak sürücü istenirse müdahale edebilmelidir.

Linux ve açık kaynak geliştiricileri güvenliğe odaklanacak

0
Linux ve açık kaynaklı yazılımlar her zamankinden daha popüler olacak. Ancak asıl değişiklikler güvenlik konusunda olacak.

Linux ve açık kaynak geliştiricileri güvenlik üzerine çalışacak

Linux, son dönemde yükselen bir trend haline geldi. En İyi 500 süper bilgisayarın 500’ünün tümü Linux ile çalışıyor. Son verilere göre Linux kullanıcıları yüzde 28 arttığını, Windows kullanıcıları ise yüzde 3 azaldı. Bunda açık kaynaklara olan ilgideki artışın büyük bir rolü var diyebiliriz. Gartner’ın Açık Kaynak Yazılımı için 2021 Hype Döngüsüne göre: “2025’e kadar, işletmelerin yüzde 70’inden fazlası, mevcut BT harcamalarına kıyasla OSS’ye yönelik BT harcamalarını artıracak. Ayrıca, 2025 yılına kadar hizmet olarak yazılım ( SaaS), daha iyi operasyonel basitlik, güvenlik ve ölçeklenebilirlik sağlama yeteneği nedeniyle OSS için tercih edilen tüketim modeli olacak” deniliyor. Gartner, yeni şirket içi uygulamaların yüzde 70’inden fazlasının açık kaynaklı bir veritabanı üzerinde geliştirileceğini tahmin ediyor. Eşzamanlı olarak, mevcut tescilli ilişkisel veritabanı örneklerinin yüzde 50’si dönüştürülmüş veya açık kaynaklı VTYS’lere dönüştürülecektir. Ulusal Güvenlik Açığı Veritabanı (NVD) ölçeğine göre, son derece korkunç olan 10.0 CVSSv3 olarak derecelendirilmiş durumda. Log4j2 sorunları açık kaynak için büyük bir problem oluşturuyor.

Tech Data’dan, Avrupa’daki iş ortaklarına bulut desteği

Tech Data A TD SYNNEX Company’nin Avrupa’daki ortakları için başlattığı güçlendirilmiş bulut destek hizmetleri programı ELITE Bulut Destek Hizmeti (CSS) İş Ortağı Programı, iş ortaklarının müşteri artışına yardımcı olabilecek, iş hedeflerine uygun kȃrlı bulut hizmetleri ve lisans portföyü oluşturmasına olanak tanıyor.

Tech Data, bulut altyapılarını güçlendirdi

Tech Data A TD SYNNEX Company Türkiye Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı, şu an itibariyle bu servis ve hizmetlerin Türkiye’de de yurtdışı kaynaklı olarak verilebildiğini belirtiyor. Yumrukçallı, “Verilecek servis ve hizmetlerin kalitesinin en üst düzeyde olması için, alanında uzman teknik kadrolar bölge bağımsız oluşturuldu. Bu durum, tüm Avrupa ile aynı anda Türkiye’de de bu servis ve hizmetlerin alınmasına olanak sağlıyor” diyor. Ortak markalı veya kendi markaları ile temel ve genişletilmiş ELITE CSS Ortak Programı seçenekleri arasında seçim yapabilme olanağı sunan program, ortakların müşteriye özel bir hizmet paketleri oluşturmasını sağlayan esnek bir yapıya ve kullanıma göre faturalandırma özelliğine sahip. Garantili ilk yanıt süresi SLA’leri, hizmet kalitesine dayanan rekabet gücü sağlama veya regülasyonun getirdiği zorunlulukları karşılama noktasında önem taşıyor. Tech Data Avrupa Bulut ve Yazılım Başkan Yardımcısı Denis Fouquet, programın bütünü hakkında “ELITE CSS programı, iş ortaklarının Tech Data'nın ölçeğinden ve bulut uzmanlığından yararlanarak bulut hizmetleri yeteneklerini nispeten düşük bir yatırımla dönüştürmelerini sağlıyor. Bulut hizmetleri için yeni bir çağın habercisi olan bu program, iş ortağının sayısız eklenti ve kendi markalarıyla çözüm sunma seçeneklerini karıştırıp eşleştirerek gerçekten özelleştirilmiş hizmet teklifleri geliştirmesini mümkün kılıyor. Bunun, iş ortaklarımız ve onların son müşterileri için hızla olmazsa olmaz hale gelecek müşteri odaklı bulut hizmetleri için yeni bir standart oluşturduğuna inanıyoruz” değerlendirmesini yapıyor.

Tech Data, NVIDIA ile Avrupa Anlaşmasını imzaladı!

0
Bir TD SYNNEX (NYSE: SNX) şirketi olan Tech Data, bugün, hızlandırılmış bilgi işlemde dünya lideri NVIDIA ile bir Avrupa dağıtım anlaşması yaptığını duyurdu. Bu gelişme, Tech Data’nın bölge genelinde NVIDIA Ağ Çözümleri sunduğu mevcut anlaşmayı genişletmesi anlamına geliyor. Ayrıca artık NVIDIA donanımını, NVIDIA AI Enterprise (Kurumsal Yapay Zeka) yazılım paketini ve NVIDIA DGX™ sistemlerini ve NVIDIA Omniverse™ Enterprise platformunu da içeriyor.

Tech Data ve NVIDIA el sıkıştı

NVIDIA AI Enterprise, NVIDIA-Certified Systems™ ile VMware vSphere üzerinde çalışmak üzere optimize edilen, onaylanan ve desteklenen, uçtan uca, bulutta yerel bir AI ve veri analizi yazılımı paketi. 3D tasarım işbirliğinin yanı sıra gerçek zamanlı ve fiziksel olarak doğru simülasyon için oluşturulmuş, genişletilebilir, açık bir platform bir platform olan NVIDIA Omniverse Enterprise, kullanıcıların büyük 3D tasarım araçlarını, varlıklarını ve insanları paylaşılan bir sanal alanda birbirine bağlamasını sağlıyor. Anlaşmaya ayrıca NVIDIA DGX sistemleri eklenerek, kurumların yapay zeka geliştirmeyi kurumsal amaca yönelik çözümlerle ölçeklendirmesine olanak tanıyor. Tech Data, NVIDIA hizmetlerini kapsamlı bir profesyonel ve yönetilen hizmet yelpazesiyle güçlendirecek ve çeşitli dikey kullanım durumları için temelde NVIDIA ürünleriyle özelleştirilmiş çözümler geliştirmek için kendi Çözüm Fabrikası metodolojisinden yararlanacak. Ayrıca Tech Data, Practice Builder (Uygulama Oluşturucu) programları aracılığıyla ortaklarına uzmanlıklarını ve iş hazırlıklarını hızlandırma fırsatı sunacak. Practice Builder, iş olgunluk değerlendirmesi, eğitim ve çözüm geliştirme dahil olmak üzere, iş ortaklarının kendi yeni nesil çözüm uygulamalarını geliştirmelerini sağlamak için yapılandırılmış bir yol oluşturuyor ve bilgi ve beceri geliştirme kaynaklarına erişim sunuyor. Bu programlar çevrimiçi etkinleştirme yolları olarak sunuluyor ve çözüm uygulama danışmanları tarafından desteklenen sanal strateji geliştirme atölyeleri gibi çeşitli unsurları içeriyor. Tech Data Avrupa Gelişmiş ve Özel Çözümler kıdemli başkan yardımcısı Miriam Murphy şunları söyledi: “NVIDIA anlaşmamızı tüm çözümleri kapsayacak şekilde genişletmek ve NVIDIA’nın en son Yapay Zeka ve Omniverse simülasyon teknolojisini ekosistem ortaklarımız için geliştirdiğimiz çözümlerle bir araya getirebilecek olmak son derece heyecan verici. Yapay Zeka, verimliliği artırmak, daha iyi kararlar almak ve dünyayı daha güvenli hale getirmek için verilerden yararlanma yarışında işletmeler, hükümetler ve diğer kamu kurumları için hızla hayati bir bileşen haline geliyor. Bu arada, dijital ikizleri ve Omniverse Enterprise gibi sanal dünyaları mümkün kılan platformlar, toplumların etkileşim kurma, işbirliği yapma ve yaratma şeklini temelden dönüştürmeye hazırlanıyor. Ortaklarımızın teknoloji için bu büyüme alanına girmeleri için daha doğru bir zaman olamaz.” Tech Data Avrupa Küresel Bilgi İşlem Bileşenleri başkan yardımcısı Hugo Graça ise görüşlerini şöyle belirtti: “NVIDIA’nın NVIDIA DGX sistemleri gibi öncü ürünleri, masadan veri merkezine ve buluta giden araçlarla desteklenen kurumsal sistemler içeren uçtan uca bir portföy ile çığır açıyor, Yapay Zeka ile süper bilgi işlem performansı ve daha hızlı içgörüler sunuyor. Böylece derin öğrenme ve analitik talebini karşılıyor. Tech Data’nın kapsamlı tamamlayıcı hazır bileşenler portföyü, satış öncesi mühendislik ekipleri, çözüm fabrikası ve entegrasyon hizmetleri ile NVIDIA’nın erişimini kanal ekosistemimiz genelinde genişletmeyi ve ortakların pazara sunma sürelerini iyileştirmelerine yardımcı olmayı dört gözle bekliyoruz.” NVIDIA Channel Business EMEA başkan yardımcısı Alfred Manhart, “Tech Data, NVIDIA ürün yelpazesinin EMEA bölgesi genelinde kapsamlı dağıtımını etkin bir şekilde destekleyecektir” dedi ve şöyle ekledi: “Güçlü satış öncesi becerilere, teknik desteğe ve kavram kanıtlama olanaklarına sahip olan Tech Data, kapsamlı ekosistem ortağı ağıyla NVIDIA AI Enterprise ve Omniverse Enterprise çözümlerini yürütmek için ideal bir konumdadır.” NVIDIA ürünleri ve hizmetleri artık Birleşik Krallık, İrlanda, Fransa, Hollanda, Belçika, Almanya, Avusturya, İsviçre, İtalya, İspanya, Portekiz, Polonya, Çekya, İsveç, Danimarka, Finlandiya, Norveç, Baltıklar ve GüneydoğuAvrupa’daki Tech Data ortakları tarafından kullanılabiliyor.

İTÜ Çekirdek girişimleri 478 Milyon TL’nin üzerinde yatırım aldı!

0

Türkiye’nin girişimcilik ve inovasyon üssü İTÜ ARI Teknokent’in Kuluçka Merkezi İTÜ Çekirdek girişimlerine her yıl olduğu gibi bu yıl da yatırım yağdı. 2021’de 50 İTÜ Çekirdek girişimi toplamda 2,5 milyar TL değerlemeyle 478 milyon TL yatırım aldı. 2020’de İTÜ Çekirdek girişimlerine yapılan yatırım tutarı 107 milyon TL iken, bu yıl yapılan yatırımlar geçen yıla göre 5 katına yaklaştı.

2021’de 50 girişim 478 milyon TL’nin üzerinde yatırım aldı!

Yatırımlarla ilgili konuşan İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş, “İTÜ ARI Teknokent olarak her yıl gelişerek, evirilerek, dikey alan ve paydaşlarımızla büyümeye devam ediyoruz. Dünyada ilk 5’te yer alan Kuluçka Merkezimiz İTÜ Çekirdek girişimlerine ne mutlu ki bu yıl da yatırımcıların ilgisi çok büyüktü. 2020’deki yatırımları yaklaşık beşe katladığımız 2021 yılında da “yol arkanı” olduğumuz girişimlerin gelişmelerine katkı sunmanın ve Türkiye’den dünyaya açılan teknolojilerin merkezi olmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

Küresel yenilikçi girişimci merkezi: İTÜ Seed

Başarı hikayelerinin yarattığı motivasyonla, her geçen gün daha fazlası için çabaladıklarını belirten Prof. Dr. Attila Dikbaş, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “İTÜ Çekirdek artık yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın bir kuluçka merkezi haline geldi. Bu bakış açısıyla 2022 yılında global faaliyetlerimizi, iş birliklerimizi artırarak İTÜ Seed’i hayata geçireceğiz.

Bu program ile ülkemizin ve bölgemizin yabancı girişimciler için bir hub/odak noktası olması için çalışacağız; yerli yabancı tüm start-upları hem ekosistemimizde büyütmek hem de dünyaya açmak için tüm kaynaklarımızı seferber edeceğiz.”

Başarı hikayeleri katlanarak devam ediyor

İTÜ Çekirdek’te başlangıç aşamasındaki girişimlerden; faturasını kesen, müşterileri olan girişimlere kadar birçok farklı aşamadaki girişimciye destek olunuyor. Bugüne kadar İTÜ Çekirdek’e gelerek; aldığı eğitimler, mentorluklar, katıldığı yatırımcı görüşmeleri ve müşteri buluşmaları, gittiği uluslararası fuarlar gibi faydalarla işini ticarileştirmiş, ekibini büyütmüş ve hatta globale ihracat yapan birçok girişimin başarı hikayesi bulunuyor.

İTÜ Çekirdek, Türkiye’ye teknoloji girişimciliğini yayma, girişimcilere destek olmak ve hayata dokunacak teknolojilerin üretilmesine katkı sunmak hedefleriyle çalışmalarını Türkiye’den ve dünyadan binlerce girişim, yüzlerce kurum, mentor ve yatırımcıyla birlikte sürdürmeye devam ediyor.

Yatırımın kalbi İTÜ Çekirdek’in birinci eğitim dönemine başvuru için son tarih: 3 Ocak 2022

Bir teknoloji girişimcisinin ihtiyacı olan her imkânı sunan İTÜ Çekirdek’te 2022’nin ilk girişimcilerinden olmak isteyenler için başvurular 3 Ocak 2022 tarihine kadar açık. Diğer dönemler için başvurular 2022 yılı boyunca devam edecek. Detaylı bilgi ve başvuru formuna www.itucekirdek.com  adresinden ulaşılabiliyor.

Log4j ve açık kaynaklı yazılımın büyük dönüşümü

Yazılım geliştirici Volkan Öztürk, Log4j için “Log4j, Apache Software Foundation ın geliştirmiş olduğu bir loglama kütüphanesidir. (logging framework)” tanımlamasını yapıyor. Google’da ilk kapsamlı sonuç olarak karşınıza çıkan bu ifade üzerinden uzun bir tanımlama yapmak mümkün. Benim açımdan, açık kaynaklı yazılımın ilk konuşulmaya başlandığı döneme ait bir altyapı bugün riske açık hale gelmiş durumda. Buna devam edeceğim ancak, Tech Inside olarak bizim için Log4j, şimdiden Türkiye’de en az 20 şirketi etkilemiş olan bir açık. Siber güvenlik dünyasının duayenlerinden Trend Micro Türkiye Genel Müdürü Hasan Gültekin, şirket adı vermemekle birlikte 22 Aralık itibariyle rakamı bu şekilde telaffuz ediyor.

Açık kaynaklı yazılımın büyük dönüşümü

Sorunun büyüklüğü ve çözülmesi konusunda zaten çok şey yazıldı ve yazılıyor. Bizim için önemli olan, açık kaynaklı yazılım ekosistemindeki gelişim ve bu tür sorunların yinelenmemesi için neler yapılması gerektiği. Açık kaynaklı yazılım tartışması ilk ortaya çıktığında, bu seçenek, lisanslı yazılım karşısında mucizeler yaratacak bir unsur olarak görülüyordu. “Free software” daha fazla kullanılan bir terimdi ancak bunun “özgür yazılım” mı yoksa “ücretsiz yazılım” mı anlamına geldiğini anlamıyorduk. Bugünün Log4j sorunu, o zamanlar DNS sunucularının güvenliği sorunu olarak karşımıza çıkıyordu. İnternetin özgürlüğü taviz verilemeyecek bir konuydu ancak bu DNS sunucularının bakımı ve güvenliğinin sağlanması için bütçe ve sorumluluk konusunu ortada bırakıyordu. Bu sunucular, basitçe anlatmak gerekirse, sizin www.birseyler.com diye yazdığınız adı, bu adın adresi olan xxx.yyy.zz.aa bilgisine çeviriyor ve sizi oraya ulaştırıyordu. Bu sisteme zeval gelmesinin sonucu, adres bilgilerinin bozulması, kaybolması ya da tümüyle ortadan kalkması olacaktı. Bugün akıllı telefonunuzdaki rehberde bir ismituşladığınızda telefonun başka birini aradığını düşünün. Bunu istemezsiniz. Bugün Log4j ile yaşanan sorun, bunun biraz güncellenmiş hali ama çok farklı değil. Yine vakıf mantığı ile, ücretsiz bir modelle soruna çözüm aranması da çok farklı değil. Tek fark, aradan geçen sürede açık kaynaklı yazılım konusunda farklı bir iş modelinin ortaya çıkmış olması. Red Hat adının çok açıklayıcı hale getirdiği bu model, yazılımın ücretsiz servisin ücretli olması şeklinde özetlenebilir. Başlangıçta IBM açık kaynaklı yazılım yani Linux’u yaygınlaştırmak için ciddi miktarda para yakarken bu yazılımı donanım ile birleştiren HP (bugünkü HPE) gelir elde eden taraf oldu. Zamanla kodu açık tutup servis kalitesi ile para kazanan Red Hat, bütün oyunu değiştirdi. IBM, Temmuz 2019’da tamamladığı Red Hat satın almasında bir yandan 34 milyar dolar gibi yazılım dünyası için rekor bir bedel ödeyerek diğer yandan da Red Hat’in yönetimine ve iş modeline dokunmayarak bu yaklaşımı tescil etti. Red Hat Türkiye Genel Müdürü Haluk Tekin, bütün yazılımların açık kaynaklı olamayacağını belirterek bu dünyanın ezbere yol alınabilecek  bir yer olmadığına işaret ediyor. Bugünden geriye bakarsak DNS sunucularının kaybedilmediğini söyleyebiliriz, yoksa interneti kullanamazdık. Bugünkü Log4j sorunu da bir biçimde çözülecektir. Kendimizi gelecekte daha karmaşıklaşan alan adları ve metaverse ile birlikte oluşan yeni dijital dünyada daha sağlam ya da İngilizcesiyle resilient bir sistemi nasıl kurabileceğimizi düşünmemiz gerekiyor. Biz Tech Inside’da bu tür konuları ele alıyor olacağız.

Türkiye’nin reshoring fırsatı 2022’de devam edecek

Alacak sigortası şirketi Eurler Hermes’in açıkladığı Küresel Ticaret Raporu’nda küresel tedarik zinciri aksaklıklarının süreceğine yaptığı atıf, Türkiye’nin reshoring fırsatının 2022’nin ilk yarısında süreceğini gösteriyor. Reshoring, yurt veya bölge dışındaki hayli uzak noktalarından hammadde, ara mamul ve/veya nihai mamul tedarik eden bir ülke ya da birliğin, bunları daha yakından sağlamaya yönelmesi anlamına geliyor. Özellikle Avrupa Birliği (AB) nezdinde bir yakın bölge (near-shore) ülkesi olan Türkiye, tedarik zincirinin bu sorunlar nedeniyle yeniden yapılanması sürecinde uzak kıyı (off-shore) ülkelere göre kalıcı avantaj sağlama fırsatı elde ediyor.

Tedarik zincirindeki kriz zirveyi görecek

Lojistik darboğazlar, Çin ithalatına bağımlılık, limanların durumu, COVID-19’un etkileri gibi ticarete etki eden pek çok etken, Türkiye’nin bu şansını besliyor. Ancak Euler Hermes’in raporunda 2022’nin ikinci çeyreğinden sonrası için kullanılan “COVID-19 pandemisinin tetiklediği küresel arz-talep ve nakliye kapasitesindeki uyumsuzluklardan kaynaklanan tedarik zinciri aksaklıklarının zirveyi görmesinin ardından bundan sonraki dönemde düşüşe geçmesi bekleniyor” ifadesi, Türkiye’nin hızlı hareket etmesi gerektiğini gösteriyor. Türkiye şimdiden Çin kökenli akıllı telefon üreticileri Vivo ve Tecno Mobile’ın ardından Singapurlu teknoloji devi Omix’i üretim için Türkiye’ye çekmeyi başardı. Singapur merkezli OMIX, Tuzla Organize Sanayi Bölgesinde yerli telefon üretimine başlayan OMIX, X300 ve X500 akıllı telefon modellerini Türkiye’de üretiyor. Çinli Viomi ile Türkiye’de üretim için 14 Aralık’ta el sıkışan yerli teknoloji üreticisi Sunny Elektronik, Xiaomi’nin de üreticisi olan Viomi’nin akıllı robot süpürgelerini Türkiye’de iç pazarın yanısıra Avrupa’ya ihracat için üretecek. Global beyaz eşya lideri Haier de Avrupa ve Rusya pazarlarına daha iyi hitap edebilmek için Eskişehir’e yatırım yaptı.Bu gelişmeler, Türkiye’nin lojistik sektörü kadar telekomünikasyon ve bilgi işlem sektörleri için de fırsatlar yaratıyor. Türkiye’nin bir near-shore ülkesi ve bir merkez olarak özelllikle Avrupa Birliği ile ilişkilerini geliştirmesi, Türkiye’nin veri konusunda da bir bölgesel merkez haline gelmesine hizmet edebilir.  Küresel tedarik zinciri aksaklıklarının COVID-19’un etkileri ve Çin Yeni Yılının talep ve lojistik kanadında yaratacağı oynaklık nedeniyle 2022’nin ikinci yarısına kadar yüksek kalması bekleyen Euler Hermes’in, küresel ticaret hacminin 2022’de yüzde 5,4 ve 2023’te yüzde 4 büyümesi ile ilgili öngörüsü bu fırsatı destekleyen olumlu bir gelişmeye işaret ediyor. Raporda, 2020 yılının ikinci yarısından bu yana güçlü bir performans gösteren küresel mal ticaretinin 2021’in üçüncü çeyreğinde daraldığı, bu daralmanın yüzde 75'inin üretim açıklarından, kalan kısmının ise lojistik darboğazlarından kaynaklandığı vurgulanıyor. 2022’de enerji, elektronik, makine ve teçhizat sektörlerinin ihracatını güçlü bir biçimde sürdürmesi beklenirken 2023’de ihracatın kazananının otomotiv sektörü olacağı belirtiliyor.

PayTR’den yüz yüze ödemeyi kolaylaştıran çözüm

0
Ödeme Kuruluşu PayTR, NFC özellikli Android işletim sistemine sahip telefon veya tabletler üzerinden temassız özellikli kartlar ve cihazlarla ödeme almayı mümkün kılıyor. Çözüm özellikle yüz yüze satışlarda ihtiyaç duyulan ödeme alma ihtiyacını karşılıyor olacak.

PayTR, NFC ile ödeme kabul edecek

Türk mühendislerinin geliştirdiği, yenilikçi ürün ve çözümler sunan PayTR, Mastercard ve Propay ile önemli bir iş birliği başlattı. Buna göre PayTR’ın hem 55 binden fazla üye iş yeri hem de PayTR çözümlerinden yararlanacak yeni işletmeler; Mastercard Tap on Phone platformu (Mastercard Acceptance Gateway) üzerinde çalışan mobil ödeme alma özelliği sayesinde, Android işletim sistemine sahip akıllı telefon veya tabletlerden, POS cihazlardan ödeme alır gibi, temassız ödeme alabilecek. PayTR üye iş yerleri, Google Play’den indirebilecekleri PayTR Mağaza uygulaması içinde bulunan mobil ödeme alma özelliği sayesinde, NFC özellikli Android işletim sistemine sahip akıllı telefon ya da tabletlerini bir POS cihazı gibi kullanabiliyor. Böylece, kullanıcıların temassız kartlar ya da cihazlar ile yapmak istedikleri ödemeleri kabul edebiliyorlar. Temassız işlem limiti üzerindeki işlemlerde ise kart şifresi girilerek ödeme tamamlanabilirken, üye iş yerleri için herhangi bir POS maliyeti de bulunmuyor. PayTR CEO’su Tarık Tombul, “İşletmelerimizin en temel ihtiyaçlarından olan yüz yüze satışlarda da PayTR üzerinden ödeme alma beklentisini yeni ürünümüzle karşılamış olmaktan dolayı mutluyuz. Çok yönlü bir Fintek şirketi olma stratejimiz doğrultusunda bu alanda yeni çözümlerimizi de yakın bir zamanda işletmelerin kullanımına sunacağız” diyor.

ING, müşteri etkileşiminde yapay zekayı nasıl kullanıyor?

ING, müşterileri ile etkileşiminde yapay zekayı kullanıyor. Yapay zekanın önceliklendirdiği çağrıları yapma uygulamalarının olduğunu ve yine yapay zekanın müşteriyi hangi numaradan aramak gerektiğini söylediğini belirten ING Operasyon Genel Müdür Yardımcısı Yücel Ölçer, “Ancak yapay zekanın doğrudan arayıp insan sesiyle konuştuğu bir iletişim modelien geçmedik” diyor. ING’nin uygulamasında robotlar, müşterinin sesini anlamlandırıp sürecin ilerlemesini sağlayacak biçimde kullanılmaya başlanmış durumda. Veri bilimcilerin yapay zeka modellerini geliştirmesine ve mühendislerin veriyi anlamlandırıp veri yapısını kurmasına dayanan geliştirme modelinde ilerlemenin hız kazanmasını sağlayan, teknoloji ile iş modeli tarafının hizalanması oluyor.

Bankacılıkta hızlı çözümün önemi artıyor

Bankacılık, pandeminin çok hızlandırdığı dijitalleşme, müşterilerin çok daha fazla kullandığı mobil bankacılık ve müşterilerin başvurdukları anda hizmeti alıp süreci tamamlama şeklindeki üç trend üzerinden yeniden tanımlanıyor. Ölçer, bu trendlerin kendilerini etkileyen sıralamasını, “ING olarak birinci trendimiz, mobilin çok ilgi görmesi. İkincisi, inanılmaz büyük verilerimiz olmaya başladı. Belki de 10 sene önce düşünemeyeceğimiz kadar veriye sahibiz ve bu sadece bankanın verisi değil; finansal verilerle birlikte müşterilerimizin kullanmamıza izin verdiği ve kamuya ait veriler de var. Ve son olarak, her kurumun olduğu gibi, bankanın da bir stratejisi var. Biz, ING olarak, müşterilerimizin hep bir adım önde olmasını istiyoruz. Bu, özel hayatlarında ya da iş hayatlarında olabilir. Bu üç trendi ortaklaşa olarak bir yere getirdiğimizde, teknolojik olarak, yapay zeka, analitik modeller, veri bilimciliği ve robot teknolojileri nasıl kullanacağımıza karar verebiliyoruz” diyor. Ancak bankacılık sektörünün kritik başarı faktörleri düşünüldüğünde, teknoloji trendleri ile müşterilerin talepleri arasında bir denge kurmanın gereği dikkat çekiyor. ING, her sene yenilediği, Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması ile bu dengeyi kurmaya çalışıyor. Ölçer’in işaret ettiği, 2021’in birinci çeyreğindeki araştırma sonuçları, optimum noktanın hızlı teknoloji geçişi olmadığını gösteriyor. Ölçer, “2021’in ilk çeyreğinde yaptığımız araştırma, danışmanlık almak isteyen müşterilerimizin yüzde 78’i bir insandan danışmanlık almak istediğini söylüyordu. Bu finans sektörünün de ortalamasıdır. Yapay zeka çok akıllı olabilir, robotlar çok doğru işler yapıyor olabilir ancak müşterilerimizin dörtte üçünden fazlası bir insandan danışmanlık alma isteğini sürdürüyor” şeklinde konuşuyor. Pandemide, insandan danışmanlık almanın yan yana ya da yüz yüze olmaktan çıkıp uzaktan iletişim araçlarının gelişmesine neden olduğunu görüyoruz. Hız ihtiyacının arttığı dönemde yapay zekanın finans sektöründe daha fazla yer bulmaması için neden yok.

e-ticaret sitelerinin satışlarını artıracak 7 madde!

Yılbaşında satış artırmak her e-ticaret firmasının ve internet satıcısının hedefleri arasında bulunur. Genellikle bu dönemde insanlar sevdiklerine veya yeni yıl hediyesi olarak kendilerine bir şeyler almaktan mutlu olurlar. Bu tür dönemlerin daha çok duygularla ilintili olduğunu göz önünde bulundurarak, agresif reklamlar yerine pozitif ve olumlu hisler bırakacak türden kampanyalara yönelmek gerektiğini belirten TOBB E-ticaret Meclis Üyesi, Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, yılbaşı hareketliliğinden faydalanmak isteyen internet satıcıları için 7 maddelik kampanya rehberi hazırladı.

Cenk Çiğdemli’ye e-ticaret sitelerinin uygulaması gerekenler

ALAKALI ÜRÜNLER EKLEYİN

1-Yılbaşı hareketliliğinden faydalanmak istiyorsanız, ürün gamınıza yılbaşıyla alakalı ürün veya hizmetler eklemeniz gerekir. Yılbaşına yönelik herhangi bir ürün satışınız olup olmaması önemli değil. Herhangi bir ürün veya hizmeti ‘yılbaşına özel kampanya’ gibi banner’lar hazırlayarak bu özel kampanya dönemine siz de dahil olabilirsiniz. Özellikle belirli ürün gruplarını paket haline getirerek ‘yılbaşı sepeti’ konseptiyle birden fazla ürünü aynı anda satabilirsiniz.

YILBAŞI RENKLERİYLE GİYDİRİN

2-Web sitenizi yılbaşı renkleriyle giydirmek, yılbaşına özel grafiklerle süslemek de kampanyalarınıza olumlu katkı sağlayacaktır. Yılbaşına özel süslerle bir ataya getirilerek çekilmiş birkaç ürün fotoğrafını ana sayfaya koymanız da ziyaretçinizin havaya girmesine yardımcı olacak, bu da sizin satışlarınıza pozitif katkı sağlayacaktır. Sitenizin ana sayfasına, ziyaretçide güzel duygular uyandıracak pozitif mesajlar da ekleyebilirsiniz. Eğer dozunu ayarlayabileceğinize inanıyorsanız, mizah da kullanabilir ve insanların yüzünde gülümsemeye yol açabilirsiniz. Unutmayın ki, insanların duygularına hitap ettiğiniz ölçüde markanız ön plana çıkacak ve akılda kalıcı olacaktır.

ÇİFTLERİ UNUTMAYIN

3-Yılbaşında satışlarınızı artırmak istiyorsanız göz önünde bulundurmanız gereken en önemli noktalardan biri de çiftler. Genellikle yılbaşı döneminde satılan hediyeler, ya aile bireyleri ya da sevgililerin birbirine aldıkları hediyelerdir. Bu nedenle sizler de ürün skalanıza sevgiliye hediye olarak verilebilecek ürünleri ekleyebilir ve çiftlerin ilgisini çekebilirsiniz. Ürün tanıtımına duygusal, pozitif mesajlar eklemeniz de yararlı olacaktır. Sevgili kombinleri, sevgili kazağı, sevgili şapkası, sevgili eldiveni, sevgili forması gibi birçok ürün seçeneğini kadın ve erkek modeliyle beraber paketleyerek satışa sunmak da işe yarar.

SOSYA MEDYADA DUYURUN

4-Yılbaşı için ne kadar kampanya düzenlerseniz düzenleyin bu kampanyaların duyurusunu yapmadığınız sürece kampanyanızın başarıya ulaşması ve satışlarınızın artması oldukça zordur. Sosyal medya hesaplarınızda bu dönemde aktif olarak paylaşımlar yapmanız, Google ve sosyal medya reklamları vermeniz, e-posta pazarlama, Sms pazarlama gibi tanıtım modellerinden faydalanmanız gerekecektir.

KAMPANYALAR YAPIN

5-Bu dönemde indirim çekleri, bedava kargo, 3 al 2 öde, 100 TL üzeri alışverişe yılbaşı bbardağı hediye, şu üründen alana şu ürün yüzde 20 indirimli, sepette yüzde 10 indirim gibi kampanya modelleri de sitenize olan ilgiyi oldukça artıracaktır.

ÇAPRAZ SATIŞ STRATEJİSİ KULLANIN

6-Çapraz satış, tüketicilerin ihtiyacını analiz ederek satın almak istedikleri ürüne benzer ve bu ürünle ilişkili ürünlerin satıldığı bir stratejidir. Genellikle yılbaşında en çok satılan ürünler arasında yer alan birçok ürün çeşidinin çapraz satış yöntemi ile satışları arttırılabilmekte. Belirlediğiniz ürünlerden satın alanlara bir başka ürün için indirim kazandığına ilişkin yönlendirmelerle satışlarınızı yükseltebilirsiniz.

KASA ÖNÜ FIRSATLARI

7-Kasa önü fırsatları, e-ticaret firmalarının müşterilerine sepet sayfasında indirimli ürünler sunarak bu ürünleri sepetlerine eklemelerini sağlayan bir özelliktir. Genellikle kasa önü fırsatları sayesinde e-ticaret firmaları hem ortalama sepet tutarını hem de ürün satışlarını artırma imkanı yakalayabilmektedir. Bu dönemde sizler de sitenizden alışveriş yapan tüketicilere özel kasa önü fırsatları sunmaya özen göstermelisiniz.

Co Print, 3 milyon TL hedefle yatırım turuna çıktı!

0
Kickstarter’da 148 bin 500 pound ön satış yapan Co Print, fonbulucu platformunda 3 milyon lira hedefiyle yatırım turuna çıktı. Ankara Kalkınma Ajansı, fonbulucu Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF) ve fonbulucu platformundan beş melek yatırımcının eş finansman modeli ile toplam 425 bin lira yatırım kararı aldığı Co Print girişimi, fonbulucu platformunda paya dayalı kitle fonlaması kampanyası başlattı. Geçtiğimiz günlerde tamamlanan Kickstarter kampanyasında 30 günde 64 farklı ülkeye 450 adet ve 148 bin 500 pound değerinde ön satış gerçekleştiren, Kickstarter’ın seçili projelere verdiği “Project We Love” rozetini alan ilk Türk girişimi olan Co Print, yatırım turunda şirket paylarının yüzde 12’sini yatırımcılara arz ederek 3 milyon lira fona ulaşmaya çalışacak.

Co Print, üretim hattını güçlendirmeyi hedefliyor

Co Print, yatırım turu sonunda elde ettiği fon ile ekibini güçlendirip, üretim hattı da oluşturarak seri üretime geçmeyi planlıyor. 3D yazıcı teknolojileri geliştiren ve geçtiğimiz ay ABD merkezli Kickstarter’da başlattığı kitle fonlaması kampanyasında 30 günde 64 farklı ülkeye 148 bin 500 İngiliz sterlini değerinde rekor satış yapan Co Print girişimi, fonbulucu platformunda yatırım turuna çıktı.   Ankara Kalkınma Ajansı, fonbulucu Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF) ve fonbulucu platformundan beş melek yatırımcının eş finansman modeli ile toplam 425 bin TL yatırım kararı aldığı Co Print girişimi, kamu güvencesiyle tarafları buluşturan dördüncü fonlama kampanyası oldu. Kickstarter’ın seçili projelere verdiği ”Project We Love” rozetini alan ilk Türk girişimi olan Co Print, 3 milyon lira fon hedefiyle 6 Ocak 2022’ye kadar turda kalarak şirket paylarının yüzde 12’sini bireysel ve kurumsal yatırımcılara arz edecek. Girişim, turun başladığı 27 Aralık’tan itibaren ilk 1 hafta içinde EFT veya kredi kartı ile yapılan yatırımlarda yatırımcılara yüzde 25 fazladan pay verecek. Ek paylar, Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) nezdinde yapılacak pay dağıtımı esnasında yatırımcıların hesaplarına aktarılacak. Bedelsiz paylar, şirketin kurucu ortakları Fatih Kazım Duymaz ve Hüseyin Özen’in paylarından eşit oranda dağıtılacak. “Co Print’i dünyanın en çok kullanılan 3D yazıcı ekipmanı haline getirmeyi hedefliyoruz” Şirketle aynı adı taşıyan ürün hakkında bilgi veren Co Print Kurucu Ortağı Fatih Kazım Duymaz, “Co Print, 3D yazıcıların filament ilerletme mekanizmalarını değiştirerek tek baskı ucu ile çok renkli ve malzemeli modeller üretilmesini sağlayan son derece özel bir modül. Yani kullanıcılar ürünümüz ile hem rengarenk modeller üreterek 3D üretimlerine detay verebiliyor hem de 3D yazıcılarında farklı materyaller kullanarak işlevsel üretim yapabiliyorlar. Bunları yaparken de baskı kalitesinden ödün vermiyor ve yüksek maliyetlerle karşılaşmıyorlar. Türkiye’de bu konuda ürün geliştiren firma bulunmamaktayken, dünyada doğrudan sadece 3 firma bu konuda ürün geliştiriyor. Co Print’in piyasadaki rakiplerinin aşırı yüksek maliyetli olma, tüm 3D yazıcılara bağlanamama, bağlantı ile kalibrasyonların zorluğu ve baskı kalitesinden ödün verme gibi kronik problemleri çözerek sektör için aranan bir ürün olacağına inanıyoruz” dedi. “Co Print’in seri üretimine geçerek globalde büyüyeceğiz” Şirketin gelecek planları hakkında bilgi veren Co Print Kurucu Ortağı Hüseyin Özen, “Şu aşamada Co Print’in seri üretimini ve global pazarda büyümesini planlıyoruz. Kickstarter’de yaptığımız ön satışlar bu vizyonumuz için önemli bir adım oldu. fonbulucu’da çıktığımız bu yatırım turu sonunda alacağımız yatırımla da, iyi planlanmış üretim hattımızı oluşturup ekibimizi geliştireceğiz. Bu güçlü temeller ve elde ettiğimiz deneyimler ile daha yüksek satış rakamlarına ulaşıp eş zamanlı olarak gelecek projelerimizin AR-GE faaliyetlerine başlayacağız. Co Print’i dünyada en çok kullanılan 3D yazıcı ekipmanı haline getirmeyi hedefliyoruz. Gelecekte ise AR-GE’sine başladığımız Co Print’in yükseltilmiş ikinci versiyonu ve modüldeki teknolojimizi kompakt birçok renkli-malzemeli 3D yazıcı olarak pazara sunacağız” açıklamasında bulundu. “Co Print girişiminin sürdürülebilir kalkınmada önemli bir rol oynayacağına yönelik inancımız sonsuz” Yatırım turu hakkında konuşan Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Cahit Çelik “Yılın bu son günlerinde fonbulucu GSYF bünyesinde dördüncü yatırımımızı yaparak girişimcilik ekosistemine yeni bir destekte bulunmaktan ötürü son derece memnunuz. Co Print girişiminin yatırım turu sonunda hedeflediği finansmana ulaşarak hem ülkemizde hem de global çapta büyük işlere imza atacağına ve sürdürülebilir kalkınmada önemli bir rol oynayacağına yönelik inancımız sonsuz. Yolları açık olsun” sözlerini kaydetti. fonbulucu GSYF Yatırım Komitesi Üyesi Hakan Yıldız ise, “Co Print ekibinin gençliği, dinamizmi ve işlerine olan tutkusu bizi çok etkiledi. Kickstarter’da elde ettikleri başarıları ise Co Print’in global vizyonu ve gidebileceği hedefleri doğrultusunda bize fazlasıyla umut verdi. fonbulucu GSYF olarak platformumuzda kampanyasını başlatan Co Print’e yatırım yapmaktan dolayı mutluyuz” ifadelerini kullandı.

Down sendromu, yerli yapay zeka ile tespit ediliyor

0
Genetik incelemeler sayesinde pek çok hastalığa tanı koymak, daha kolay bir hal geliyor. Dijital sağlık alanında, sektörde yıllara yayılan bir tecrübeye sahip olan Argenit, geliştirdiği görüntüleme ve analiz sistemleriyle tanınıyor. Türkiye’deki genetik tanıların yüzde 65’ini, geliştirdiği yerli sistemler üzerinden sağlayan Argenit; ülkemizdeki 100’den fazla hastane ve genetik tanı merkezinde, 300’ün üstünde genetik tanı sistemi bulunduruyor. Genetik tanıda yapay zeka sistemi geliştirip kullanarak dünyada tek olan şirket, bu sistemleri başta Türkiye, tüm Türk Cumhuriyetleri ve İran olmak üzere birçok ülkede kullanıyor. Firma, yapay zeka destekli görüntüleme sistemlerini yerli kaynaklar ile üreterek hekimlerin işini kolaylaştırabilecek bir çözüme imza atıyor.

35 yaş üstü doğumlarda down sendromu riski artıyor

Down sendromunda genetik incelemelerin dijitalleştirilmesinin sağlık sektöründe Türkiye’ye boyut atlattığını söyleyen Argenit kurucu ortaklarından Burak Buyrukbilen, konuya ilişkin şunları paylaştı: “Her 800 doğumun birinde down sendromu bulunuyor. Doğum yaşı 35’i aştıkça bu oran 350’de bire çıkıyor. Down sendromu ve kanser türlerinde bulunan hücre çekirdeği içerisindeki kromozomal anomaliler erken teşhis edildiğinde bu tür hastalıkların tanı ve tedavi başarısı artıyor. Geliştirdiğimiz yerli yapay zeka yazılımları ile hastalıkların genetik profillendirmesinde yüzde 99,9 oranında başarı yakaladık. Argenit hayata geçirdiği projeler ile uluslararası düzeyde Türkiye’yi  başarılı bir şekilde temsil ediyor.”