Son dönemlerde teknoloji ve elektrikli otomobil üretim alanında büyük atılımlar yapan Türkiye; özellikle savunma sanayi, otomobil ve yüksek teknoloji üretiminde liderliğe oynamak istiyor. Bu kapsamda bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HIT-30: Yüksek Teknoloji Yatırım Programı’nı duyurarak, Türkiye’nin geleceğine damga vuracak stratejik bir adım attı. İşte detaylar…
Yerli batarya üretimi için 4.5 milyar dolarlık teşvik verilecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz saatlerde Türkiye’nin gelişen teknoloji alt yapısı ve sanayisi için büyük önem arz eden HIT-30: Yüksek Teknoloji Yatırım Programı’nı duyurdu. Bu paket kapsamında büyük üreticilerin Türkiye’ye fabrika kurmaları ve Ar&Ge alanında önemli çalışmaları ülkemiz içerisinde yapmaları hedefleniyor.
Bir hayalimiz gerçek oluyor! Türkiye'ye çip fabrikası kurulması için en büyük destek duyuruldu. Sadece çip fabrikası değil; elektrikli otomobil, batarya, enerji, sağlık gibi alanlar için yapılan planı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın @mfatihkacir ile sıcağı sıcağına konuştuk. pic.twitter.com/TZ4wmHVwjh
Bu paket kapsamında şüphesiz en çok Türkiye’ye davet edilmek istenen markalar elektrikli otomobil üreticileri oldu. Geçtiğimiz günlerde Manisa’ya yapacağı 1 milyar dolarlık fabrika yatırımı ile gündeme oturan MG’nin arkasından hem Avrupalı hem Asyalı diğer elektrikli otomobil üreticilerinin de Türkiye’ye çekilmesi hedefleniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladığı paket ile birlikte elektrikli otomobil üreticilerine 5 milyar dolarlık teşvikin yanı sıra yerli batarya üretimi için de toplamda 4,5 milyar dolarlık bir teşvik paketi duyurdu. Teşviklerle birlikte yıllık en az 1 milyon dolarlık batarya üretimi ve 2030 yılına kadar 80 GWh’lik kapasite inşa edilerek bölgesel bir üretim üssü olmak isteniyor.
Bu hedef doğrultusunda Türkiye’ye gelecek olan markalar hem ülke ekonomisi için büyük bir döviz kaynağı olacak hem de büyük oranda istihdam sağlanacak. Tüm bunların yanında yerli otomobil markamız Togg ile birlikte diğer üreticiler için rekabet ortamı sağlanacak bu da kullanıcılar için sürekli daha yeni ve daha iyi otomobillere daha uygun fiyatlara ulaşma imkanı sunacak.
Buna ek olarak bir de çip üretimi için verilecek teşvikler açıklandı. Buna göre Türkiye’de çip üretimi yapacak tesisler şu imkanlardan yararlanabilecek;
J.P. Morgan yaptığı açıklamada, Galaxy Digital Holdings için Solana blok zinciri üzerinde bir ABD ticari senedi ihraç ettiğini ve bunun dijital varlıkların kurumsal olarak daha geniş çapta benimsenmesinde önemli bir adım olduğunu belirtti.
J.P. Morgan dijital varlık benimsenmesine odaklanıyor
Kripto para borsası Coinbase Global ve yatırım yönetimi firması Franklin Templeton, kısa vadeli ve teminatsız bir borçlanma aracı olan ticari senedi satın aldı. Bu işlem, geleneksel finansın yeni teknolojiyle kesişmeye başlamasıyla birlikte, blok zinciri teknolojisinin menkul kıymetlerin ihraç ve hizmetinde kullanıldığı en erken işlemlerden biri olup, J.P. Morgan bunu “küresel bir dönüm noktası” olarak nitelendirdi. Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kişiye göre, borçlanma işleminin değeri 50 milyon dolar.
2017 yılında kurulan ve üç yıl sonra ana ağını başlatan Solana gibi blok zinciri platformları, yüksek hızları ve düşük işlem maliyetleri nedeniyle geleneksel finans kurumlarından büyük ilgi görüyor. J.P. Morgan’ın Dijital Varlıklar Piyasaları Başkanı Scott Lucas verdiği röportajda: “Önümüzdeki yılın ilk yarısında, bu yapıyı ve J.P. Morgan’ın bu yapıdaki rolünü, sadece yatırımcı ve ihraççı tabanı açısından değil, aynı zamanda menkul kıymet türü açısından da nasıl genişletebileceğimizi araştırarak bu ivmeyi daha da artırmayı hedefliyoruz. Bu tür bir yeniliğe güçlü bir talep olduğuna inanıyoruz ve ilerlerken müşterilerimizi ve piyasayı desteklemeye kararlıyız” dedi.
J.P. Morgan’ın özel, izinli blok zinciri platformunda daha önce gerçekleştirilen ihraçlar arasında, Nisan 2024’te Quincy Şehri için yapılan bir belediye menkul kıymetleri arzı ve Ağustos 2025’te Oversea Chinese Banking Corporation için yapılan bir ABD ticari kağıt ihracı yer alıyor.
J.P. Morgan, anlaşmada düzenleyici olarak görev aldı ve zincir üzerinde USCP token’ını oluşturdu. Hem ihraç hem de geri alım gelirleri, Circle tarafından çıkarılan bir stablecoin olan USDC cinsinden ödenecek. Stablecoin’ler, genellikle ABD doları olmak üzere, gerçek dünyadaki bir para biriminin değerini takip etmek üzere tasarlanmış kripto para birimleridir.
NAACP yapay zekanın ABD sağlık hizmetlerinde ırksal eşitsizlikleri derinleştirmesini önlemeyi amaçlayan bir planı açıkladı. Hastaneler, teknoloji firmaları ve düzenleyiciler yapay zeka araçlarını benimserken önyargı denetimleri ve “eşitlik öncelikli” standartlar çağrısında bulundu.
75 sayfalık “Daha Sağlıklı Bir Gelecek İnşa Etmek: Sağlıkta Eşitlik İçin Yapay Zeka Tasarımı” başlıklı rapor; tanı, tedavi ve sigorta kararları için kullanılan algoritmaların, girdi ve denetim olmadan oluşturulmaları durumunda önyargıyı ve “kültürel kör noktaları” sürdürme riski taşıdığı konusunda uyarıyor.
Raporda: “NAACP, sağlık yapay zekası geliştirmenin her aşamasına adalet, şeffaflık ve topluluk katılımını yerleştirmek için acil eylem çağrısında bulunuyor” denildi. Önerileri arasında şeffaflık raporları, veri yönetişim konseyleri ve topluluk tabanlı ortaklıklar yer alıyor. Bu, NAACP’nin gelişmekte olan sağlık teknolojilerine eşitliği yerleştirmek için bir yıldır sürdürdüğü çabanın son adımıdır; grup, bu kampanyanın sivil haklar misyonunun ve Siyah Amerikalılar arasındaki eşitsizlik boşluklarını kapatmanın merkezinde olduğunu söylüyor. Örgüt, etik güvenlik önlemlerinin belirlenmesine yardımcı olmak için bilgilendirme toplantıları düzenliyor, eyalet düzeyinde çabaları harekete geçiriyor ve yasal bir girişim stratejisi geliştiriyor.
NAACP ayrıca hastaneler, teknoloji şirketleri ve üniversitelerle birlikte adalet standartlarını pilot uygulamalarla test ediyor ve topluluk okuryazarlığı araç setleri geliştiriyor. NAACP Başkanı Derrick Johnson bir röportajda: “Böylesine güçlü bir araca sahip olduğunuzda ve sağlık sonuçlarına ve sağlık hizmetlerine eriştiğinizde, kötü verilerin topluluklar arasındaki eşitsizlikleri daha da artırmak için kullanılmamasını sağlamak için bu konuşmanın bir parçası olmalıyız” dedi.
Fransız ilaç şirketi Sanofi ile ortaklaşa geliştirilen rapor, üç kademeli bir yönetim çerçevesi ortaya koyuyor. Görev gücü başkanı Dr. S. Craig Watkins: “Genel olarak yapay zeka yönetişimiyle kastettiğimiz şey, yapay zekayı geliştirmeye ve uygulamaya başlarken bunu çok bilinçli, çok etik bir şekilde, tarihsel eşitsizlikleri ölçeklendirmeyecek veya tekrarlamayacak şekilde yapmamızı sağlayacak ilkeler, kavramlar ve çerçeveler oluşturmaktır” dedi.
NAACP ayrıca diğer sivil haklar ve sağlık savunuculuğu örgütleriyle de çalışıyor ve NAACP Sağlık Eşitliği Merkezi direktörü Dr. Chris Pernell’e göre, önerilen mevzuatı geliştirmenin çok erken aşamalarında bulunuyor. NAACP, yakında “nadir hastalıklar alanında” yapay zekanın kullanımıyla ilgili bir kongre bilgilendirme toplantısına katılacak.
Yapay zeka destekli BT destek girişimi Serval, Sequoia liderliğinde gerçekleştirilen B Serisi yatırım turunda 75 milyon dolar fon topladı. Çnceki yatırım turundan sadece üç ay sonra 1 milyar dolarlık bir değerlemeye ulaştı.
Bu yeni fonlama, Serval’ın toplamda topladığı sermayeyi 127 milyon dolara çıkardı. PitchBook verilerine göre, San Francisco merkezli şirketin Ağustos ayındaki değeri 232 milyon dolardı. Son üç aydaki değerleme artışı, ServiceNow gibi yerleşik oyunculara meydan okumak ve pazar çekiciliği göstermek için yapay zeka kullanan şirketlere olan yatırımcı ilgisinin gücünü vurguluyor.
AI destekli BT girişimi için yeni yatırım
Serval, Ağustos ayından bu yana gelirlerini %500 oranında artırdığını, ancak ayrıntıları açıklamadığını belirtti. Redpoint, Meritech ve General Catalyst gibi önceki yatırımcılar da son fon toplama turuna katıldı.
2024 yılında kurulan Serval, çalışanlar için bilgisayar sorunlarını gidermek ve yazılım erişimi sağlamak gibi rutin BT görevlerini yerine getirmek üzere yapay zeka destekli bir teknik destek asistanı olarak başladı. İnsan kaynakları, hukuk ve finans departmanlarına da genişledi.
Yeni sermaye ile Serval, pazarlama ve mühendislik ekipleri için işe alımları hızlandırmayı planlıyor. Şu anda 30’dan az çalışanı olan şirket, gelecek yıl 100’den fazla çalışana ulaşmayı hedefliyor. Perplexity ve Together AI gibi yapay zeka girişimleri, yardım masası sorgularını çözme ve çalışanları işe alma gibi görevleri otomatikleştirmek için Serval’ın platformunu kullanıyor. Serval, teknolojisinin müşterileri için BT biletlerinin %50’sinden fazlasını otomatikleştirdiğini belirtti.
Şirketin pazarlama stratejisi, müşterinin mevcut sistemlerini tamamen değiştirmesine veya mevcut sistemlerin üzerine bir “yapay zeka katmanı” olarak hareket etmesine olanak tanıyor; bu yaklaşım, çok yıllık sözleşmelere bağlı müşterileri de kapsıyor.
CEO Jake Stauch, şirketin yapay zeka destekli otomasyonla tam bir BT hizmet yönetimi platformu oluşturduğunu söyledi. Stauch: “Müşteriler mevcut kayıt sistemlerini tamamen değiştirdikçe bu tezin gerçekleştiğini görüyoruz” dedi.
Serval’ın platformu, çalışanların destek taleplerini anlamak için onlarla etkileşim kuran bir yapay zeka ajanı ve yöneticilerin karmaşık otomasyonları doğal dilde tanımlayarak oluşturmalarına olanak tanıyan bir araç da dahil olmak üzere iki parçalı bir yapay zeka sistemi kullanıyor; CEO bu süreci “vibe coding” olarak adlandırıyor. Bu yaklaşım, arka planda kod üreterek geleneksel sürükle-bırak iş akışı oluşturucularından daha fazla esneklik ve güç sağlıyor. Ayrıca, çalışanlarla etkileşim kuran yapay zeka yalnızca yöneticiler tarafından önceden onaylanmış otomasyonları tetikleyebildiği için bir güvenlik önlemi olarak da hizmet veriyor.
2022 yılında tahmini 40 milyar dolar kaybettiren iki dijital para biriminin arkasındaki Güney Koreli kripto para girişimcisi Do Kwon, New York federal mahkemesinde dolandırıcılık ve komplo suçlarından yargılanacak.
Singapur merkezli Terraform Labs’ın kurucu ortağı olan ve TerraUSD ve Luna para birimlerini geliştiren 34 yaşındaki Kwon, daha önce suçunu kabul etmiş ve kripto piyasası oynaklığı dönemlerinde istikrarlı bir fiyatı koruması gereken bir para birimi hakkında yatırımcıları yanılttığını itiraf etmişti.
TerraUSD yaratıcısı Do Kwon için karar verilecek
Kwon, 2022’de dijital token fiyatlarındaki düşüşün bir dizi şirketin çöküşüne yol açmasının ardından federal suçlamalarla karşı karşıya kalan birçok kripto para patronundan biriydi. ABD Bölge Yargıcı Paul A. Engelmayer, Manhattan’daki bir duruşmada cezayı açıklayacak. Savcılar, Kwon’un Terra kripto parasının çöküşünün milyarlarca dolarlık kayıplara yol açtığını ve kripto piyasasında bir dizi krizi tetiklediğini belirterek, en az 12 yıl hapis cezası talep etti. Kwon’un avukatları ise, Güney Kore’ye dönüp cezai suçlamalarla yüzleşebilmesi için en fazla beş yıl hapis cezası verilmesini istedi. Savcılar, Ocak ayında Kwon’u menkul kıymet dolandırıcılığı, elektronik dolandırıcılık, emtia dolandırıcılığı ve kara para aklama komplosu olmak üzere dokuz ayrı suçtan yargıladı.
Kwon, 2021 yılında, 1 dolarlık değerini korumak üzere tasarlanmış sözde stablecoin olan TerraUSD hakkında yatırımcıları yanıltmakla suçlandı. Savcılar, TerraUSD’nin Mayıs 2021’de 1 dolarlık değerinin altına düştüğünde, Kwon’un yatırımcılara “Terra Protokolü” olarak bilinen bir bilgisayar algoritmasının coin’in değerini geri kazandırdığını söylediğini iddia etti. Bunun yerine, iddianameye göre Kwon, yüksek frekanslı bir işlem firmasının gizlice milyonlarca dolarlık token satın almasını ve böylece fiyatını yapay olarak yükseltmesini sağladı.
Kwon, Ağustos ayında dolandırıcılık komplosu ve elektronik dolandırıcılık olmak üzere iki suçtan suçlu olduğunu kabul etti ve mahkemede davranışından dolayı özür diledi. Kwon: “Bir işlem firmasının bu sabitlemeyi yeniden sağlamadaki rolünü açıklamayarak, tokenin neden yeniden sabitlendiği konusunda yanlış ve yanıltıcı ifadelerde bulundum” dedi.
YouTube yaptığı açıklamada, ABD’de YouTube TV için yeni tür bazlı abonelik planlarını gelecek yılın başlarında kullanıma sunacağını ve platformun Amerikan ücretli TV pazarındaki artan etkisini ve spor hayranlarını elde tutma çabasını vurguladığını belirtti.
YouTube TV spor içeriklerine odaklanıyor
Yeni “YouTube TV Planları”, ESPN, FS1 ve NBC Sports Network gibi yayıncıları içeren bir spor planı da dahil olmak üzere 10’dan fazla tür bazlı paket sunacak. Artan rekabet ve kablolu yayın aboneliğinden vazgeçme eğilimi karşısında, spor, yayın platformları için abone ve reklamverenleri çekmek ve elde tutmak için kritik bir mücadele alanı haline geldi.
Ana planında 100’den fazla kanal sunan YouTube TV, Google’a ait platformun etkileşimi artırma ve reklamverenleri çekme çabalarını derinleştirmesiyle rakiplerine karşı konumunu güçlendirmek için spora yatırım yapıyor. Nielsen’e göre şirket, şu anda ABD’de TV izleme payının en büyük kısmını oluşturuyor ve yayın rakibi Netflix ve Disney gibi geleneksel medya şirketlerinin önünde yer alıyor.
Şirket herhangi bir fiyatlandırma detayı vermedi. YouTube TV, bu hamlenin kullanıcılara genel bir eğlence paketi mi yoksa haber veya aile içeriği gibi niş türlere odaklanan bir paket mi tercih ettiklerine bakılmaksızın izleme seçenekleri üzerinde daha fazla kontrol sağlamayı amaçladığını söyledi.
Ayrı bir güncellemede YouTube, mobil web için Shorts’ta reklam yayınlamaya başlayacağını, formatı web sitesinin ötesine genişleteceğini ve ayrıca uygun Shorts reklamlarına yorum ekleyeceğini belirtti.
Çip tasarım yazılımı sağlayıcısı Synopsys, çip tasarım araçlarına yönelik güçlü talep sayesinde Çarşamba günü dördüncü çeyrek gelir tahminlerini aşarak hisselerinin piyasa kapanışından sonraki işlemlerde %5 yükselmesine neden oldu.
Synopsys çip tasarım tarafında gelişmeye devam ediyor
Yazılımı yarı iletken firmaları tarafından çiplerin tasarımı ve doğrulanması için kullanılan Synopsys, giderek daha karmaşık çip mimarileri gerektiren yapay zeka ve gelişmiş bilgi işlem alanındaki artan yatırımlardan faydalandı. Ayrıca Nvidia, Intel ve Qualcomm ile olan ortaklığından da yararlanıyor.
Nvidia, yapay zeka teknolojisini kullanarak çeşitli sektörlerde ürün tasarlamak için yeni araçlar geliştirmek üzere genişletilmiş çok yıllık bir iş birliğinin parçası olarak çip tasarım yazılımı üreticisine 2 milyar dolar yatırım yaptı. Geçtiğimiz ay, Kaliforniya, Sunnyvale merkezli şirket, yapay zeka odaklı tasarım ve sistem düzeyinde çözümler gibi büyüme alanlarına yeniden yatırım yapmasına olanak sağlayacağını söyleyerek, iş gücünün yaklaşık %10’unu işten çıkarma planlarını açıkladı.
Synopsys ayrıca Temmuz ayında simülasyon yazılımı üreticisi Ansys’i satın alma işlemini tamamladı; bu anlaşma dördüncü çeyrekte 667,7 milyon dolarlık gelir sağladı. Geçen yılın başlarında duyurulan anlaşma, İngiltere de dahil olmak üzere pazarlarda yoğun antitröst incelemesiyle karşı karşıya kaldı.
Şirket, çip üreticilerinin yapay zeka ve yüksek performanslı bilgi işlem işlemcileri üretme yarışına girmesiyle büyümesi beklenen elektronik tasarım otomasyonu pazarında Cadence Design Systems ve Siemens ile rekabet ediyor. LSEG tarafından derlenen verilere göre Synopsys, çeyreklik gelirini 2.26 milyar dolar olarak açıkladı; bu rakam 2.25 milyar dolarlık tahminlerin üzerinde.
Düzeltilmiş bazda, Synopsys hisse başına 2.90 dolar kar açıkladı. Bu da 2,78 dolarlık tahminlerin üzerinde. Şirket, ilk çeyrek için gelir beklentisini 2.36 milyar ila 2.42 milyar dolar aralığında belirlerken, analistlerin tahmini 2.38 milyar dolar.
OpenAI, yeni modellerin ‘yüksek’ siber güvenlik riski oluşturduğu konusunda uyardı. OpenAI, yaptığı açıklamada hızla gelişen yetenekleri nedeniyle yakında piyasaya sürülecek yapay zeka modellerinin “yüksek” bir siber güvenlik riski oluşturabileceği konusunda uyardı.
OpenAI yeni modeller için uyarıyor
ChatGPT üreticisi, bir blog yazısında, yapay zeka modellerinin ya iyi korunan sistemlere karşı çalışan sıfır gün uzaktan saldırıları geliştirebileceğini ya da gerçek dünya etkilerini hedefleyen karmaşık kurumsal veya endüstriyel sızma operasyonlarına yardımcı olabileceğini belirtti.
Yetenekler geliştikçe OpenAI: “savunma amaçlı siber güvenlik görevleri için modelleri güçlendirmeye ve savunmacıların kod denetimi ve güvenlik açıklarını yamalama gibi iş akışlarını daha kolay gerçekleştirmelerini sağlayan araçlar oluşturmaya yatırım yaptığını” söyledi.
Siber güvenlik risklerine karşı koymak için OpenAI, erişim kontrolleri, altyapı güçlendirme, çıkış kontrolleri ve izlemenin bir karışımına güvendiğini belirtti. Microsoft destekli şirket, yakında siber savunma üzerinde çalışan nitelikli kullanıcılara ve müşterilere gelişmiş yeteneklere kademeli erişim sağlamayı araştıracak bir program başlatacağını söyledi.
OpenAI ayrıca, deneyimli siber savunmacıları ve güvenlik uzmanlarını ekipleriyle yakın işbirliğine getirecek olan Sınır Risk Konseyi adlı bir danışma grubu da kuracak. Grup, başlangıçta siber güvenliğe odaklanacak ve gelecekte diğer sınır yetenek alanlarına da genişleyecektir.
Yapay zeka çip girişimi Rivos’un başkanı Intel’in şirketi satın almasını istediğinde, çip devini aramasına gerek yoktu. Çünkü Rivos’un başkanı aynı zamanda Intel’in CEO’su Lip-Bu Tan’dı.
Tan, 2025 yazında Intel yönetim kuruluna Rivos’u satın alma teklifinde bulunmuştu, ancak başarılı olamamıştı. Yeni iddialara göre, yönetim kurulu Tan’a hem Rivos’un hem de Intel’in çıkarlarını temsil etmede çıkar çatışması yaşadığını ve bir anlaşmayı haklı çıkaracak yapay zeka stratejisinin olmadığını söylemişti.
Intel CEO kararı ile tartışmaların ortasında kalıyor
Bu kişiler, Tan’ın Intel’deki yardımcılarından birinden yeni bir yapay zeka planı sunmasını istediğini ve bunun da Rivos ile ortaklık görüşmelerine yol açtığını söyledi. Ancak şimdi bir sorun vardı: Sosyal medya devi Meta, Rivos’u takip ediyordu ve şirket için bir teklif yapmıştı. Meta’nın ilgisi, Intel’i kendi teklifini yapmaya teşvik etti. Meta, daha cazip bir teklifle karşılık verdi. Girişim için yaşanan rekabet, Rivos’un bu yılın başlarında fon toplama sürecinde hedeflediği 2 milyar dolarlık değerlemenin üzerinde bir anlaşmaya ve teşviklere yol açtı. Bazı kaynaklar bu paketi yaklaşık 4 milyar dolar olarak değerlendirdi.
Meta, Eylül ayında Rivos’u satın alma planlarını açıkladı. O zamana kadar, teklif verme süreci, Meta’nın zararına olacak şekilde girişimin getirilerini artırmıştı. Reuters, mali tablolar kamuya açık olmadığı için Intel CEO’sunun Rivos hissedarı olarak kişisel olarak ne kadar kar elde ettiğini belirleyemedi. Ancak Tan’ın girişim sermayesi şirketi Walden Catalyst, web sitesindeki bir blog yazısında, yatırımcıları için “başarılı bir sonuç” elde ettiğini ve Rivos ekibini “olağanüstü başarıları” için tebrik ettiğini belirtti.
İki kaynağa göre, bu olaylar, Intel’in Tan’a mali olarak fayda sağlayan anlaşmaları ya girişimler için teklif vererek ya da Intel’in yatırım kolu Intel Capital aracılığıyla doğrudan yatırım yaparak takip ettiği en az üç örnekten birini gösteriyor.
Intel, Tan’ı Mart ayında kısmen girişim sermayecisi olarak deneyimi ve uzun süredir teknoloji şirketlerine yatırım yapan biri olarak sahip olduğu benzersiz sektör bağlantıları nedeniyle işe aldı. Bu bağlantılar, Intel’in Nvidia’dan 5 milyar dolarlık ve SoftBank’tan 2 milyar dolarlık yatırım almasına yardımcı oldu.
Kripto paralar bu hafta sert düşüş yaşadı ve Bitcoin, yapay zeka karlarına ilişkin yeni endişelerin teknoloji hisseleri üzerinde baskı oluşturmasıyla piyasadaki tedirginliğin yeniden bir işareti olarak 90.000 dolar eşiğinin altına geriledi.
Bitcoin düşüşü devam ediyor
ABD’li bulut şirketi Oracle’ın kar ve gelir beklentilerinin altında kalması ve yöneticilerin daha yüksek harcamalara işaret etmesi, risk iştahını olumsuz etkiledi; bu da yapay zeka altyapı harcamalarının yatırımcıların umduğu kadar hızlı kâr getirmediğinin bir işareti.
Bitcoin son olarak %2,5 düşüşle 90.056,24 dolarda, Ether ise %4,3 düşüşle 3.196,62 dolarda işlem gördü ve son iki gündeki kazançlarını sildi. Bu düşüş, Çarşamba günü ABD işlem seansında Federal Rezerv’in faiz oranlarını düşürmesinin ardından başlayan zayıflığı daha da artırdı. Asya’daki hisse senetleri düştü ve vadeli işlemler Avrupa ve ABD’de daha düşük açılışlara işaret etti.
Sydney’deki IG’de piyasa analisti Tony Sycamore, “Dün gece gördüğümüz şey, riskli varlıklar iyi performans gösterse bile, kripto paraların bundan pek de haberdar olmak istememesiydi” dedi. “Kripto piyasasının, 10 Ekim’deki satış dalgasından sonra gördüğümüz düşüşün tamamlandığına dair daha ikna edici kanıtlara ihtiyacı var ve şu anda bu kanıtlar mevcut gibi görünmüyor.”
Standard Chartered, Bitcoin’in 2025 sonuna kadar 200.000 dolara ulaşacağı beklentisini düşürerek, tahminini 100.000 dolara indirdi. Standard Chartered’ın küresel dijital varlık araştırmaları başkanı Geoff Kendrick: “Bitcoin dijital varlık hazine şirketlerinin alımlarının muhtemelen sona erdiğini düşünüyoruz. Sonuç olarak, gelecekteki Bitcoin fiyat artışlarının etkili bir şekilde yalnızca tek bir unsur tarafından yönlendirileceğini düşünüyoruz: ETF alımları” dedi.
Walt Disney, OpenAI’a 1 milyar dolar yatırım yapıyor ve girişimin Star Wars, Pixar ve Marvel serilerinden karakterleri Sora yapay zeka video üreticisinde kullanmasına izin verecek. Bu, Hollywood’un içerik üretme biçimini yeniden şekillendirebilecek önemli bir anlaşma.
Üç yıllık ortaklık, Hollywood’un üretken yapay zekayı benimsemesinde önemli bir adım olup, sektörün yapay zekanın yaratıcı işler ve fikri mülkiyet hakları üzerindeki etkisiyle ilgili endişelerini bir kenara bırakıyor. Lisans anlaşmasının bir parçası olarak, Sora ve ChatGPT Images, gelecek yılın başlarından itibaren Mickey Mouse, Cinderella ve Mufasa gibi lisanslı Disney karakterlerini kullanarak videolar üretmeye başlayacak. Anlaşma, herhangi bir yetenek benzerliğini veya sesini kapsamıyor.
Disney OpenAI için yatırım duyurusu yaptı
Disney CEO’su Bob Iger: “OpenAI ile bu iş birliği sayesinde, yaratıcıları ve eserlerini saygı duyarak ve koruyarak, üretken yapay zeka aracılığıyla hikaye anlatımımızın erişimini düşünceli ve sorumlu bir şekilde genişleteceğiz” dedi.
Görüşmeler hakkında bilgi sahibi bir kişinin söylediğine göre, OpenAI, ortak arayışında geçen yıl boyunca Disney ve Hollywood’daki diğer şirketlerle görüşmelerde bulundu. Bu hamle, Disney’in yapay zekaya yaklaşımında büyük bir değişimi işaret ediyor; şirket, OpenAI’nin telif hakkı politikasıyla ilgili olarak şirketlerle görüşmeler yaptığı sırada, karakterlerini Sora uygulamasından uzak tutmaya karar vermişti.
Disney ve Comcast’in Universal stüdyosu, Haziran ayında, stüdyoların en bilinen karakterlerini kullandığı gerekçesiyle yapay zeka fotoğraf oluşturma firması Midjourney’e karşı telif hakkı davası açmıştı. OpenAI ile yapılan anlaşmanın bir parçası olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan videoların bir kısmı Disney+’ta yayınlanmak üzere sunulacak ve bu da yayın platformunun kısa formatlı video içeriğine yönelik artan ilgiden yararlanmasını sağlayacak.
Şirketler, Disney+ aboneleri de dahil olmak üzere yeni ürünler ve müşteri deneyimleri oluşturmak için OpenAI’nin modellerini kullanacak, Disney ise ChatGPT’yi çalışanları için kullanıma sunacak. Bu ortaklık, Hollywood’un önde gelen yetenek ajansının Disney’in şu anda benimsediği aynı teknolojiyi sert bir şekilde eleştirmesinden aylar sonra gerçekleşti.
Avustralyalı içerik üreticileri, sosyal medya yasağı nedeniyle genç hayranlarını kaybetmenin acısını hissediyor. Avustralyalı içerik üreticileri, ülkenin gençlere yönelik kapsamlı sosyal medya yasağını uygulamaya koymasından bir gün sonra takipçi ve izlenme sayılarında düşüşler bildiriyor. Bu durum gelirler için risk oluşturuyor ve içerik stratejilerini yeniden gözden geçirmeye zorluyor.
Sosyal medya yasağı içerik üreticiler için sorun oluşturdu
29 yaşındaki Josh Partington, Avustralya’daki günlük yaşam hakkında komedi skeçleri yaptığı TikTok videolarında genellikle 100.000 izlenme alıyor. Ancak yasağın başlamasından bu yana ilk videosu bunun onda birine bile ulaşamadı.
Partington: “Dünkü hem TikTok hem de Instagram videolarım oldukça düşük performans gösterdi,” dedi. “İkisi de 10.000’in altında izlenme aldı ki bu benim için çok alışılmadık bir durum” dedi. Avustralya, TikTok, Meta’nın Instagram’ı ve Alphabet’in YouTube’u da dahil olmak üzere en büyük 10 platforma, 16 yaşın altındaki yaklaşık bir milyon kullanıcının erişimini engelleme veya ağır para cezalarıyla karşı karşıya kalma emri verdi. Birçok genç sosyal medya olmadan yeni bir gerçeklikle boğuşurken, takipçi kitlelerini yıllarca geliştiren içerik üreticileri de en aktif izleyicilerini kaybetmenin etkilerini hissediyor.
İçerik üreticileri, özellikle Instagram’daki takipçi sayılarının düştüğünü, beğeni, yorum ve izlenme gibi etkileşim kalıplarının da değiştiğini söyledi. Bu trend devam ederse metriklerin marka anlaşmalarından ve reklamverenlerden elde edilen gelirin en önemli belirleyicisi olduğu bir sektörde sorun yaratabilir. Bazıları da henüz yasak kapsamına girmeyen alternatif platformlarda hesaplar oluşturdu veya genç takipçileriyle iletişimde kalmak için e-posta listeleri kurdu. TikTok ve Instagram’da toplam 100.000 takipçisi olan Partington, yasağın yaklaşık 1.500 Instagram takipçisini sildiğini söyledi. TikTok’un da aynı yolu izlemesi durumunda, “bu kesinlikle biraz korkutucu” dedi.
Takipçi kaybının markalarla yaptığı çalışmaları ve gelirini etkileyebileceğini ancak henüz panik yapmadığını söyledi.
Türkiye’de 30 yılı aşkın süredir, Kurumsal Hizmetler pazarına öncülük eden marka, yeni yapısını, hizmet modelini ve gelecek hedeflerini düzenlediği bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Tepe Kurumsal Yönetim Kurulu Başkanı Levent Güler ve Tepe Kurumsal İcra Kurulu Başkanı Murat Altıkardeşler’in sözcülüğünde gerçekleştirilen toplantıda teknolojinin ve dijitalleşmenin baş döndüren hızına uyum sağlayabilen, yeni teknolojileri kullanan bütünleşmiş bir modelin kurumlara sağladığı verimliliğin altı çizildi.
Yeni yapılanma ile Tepe Güvenlik, Tepe Tesis Yönetimi, Tepe Gurme, Tepe ONE, Tepe İSG ve Tepe PRO markaları Tepe Kurumsal çatı markası altında, tek organizasyon olarak faaliyet göstermeye devam edecek. Böylece fiziki güvenlikten elektronik güvenlik teknolojilerine, entegre tesis yönetiminden profesyonel temizlik ve teknik bakıma; kurumsal yemek hizmetlerinden iş sağlığı ve güvenliği çözümlerine, endüstriyel hijyen tedarikine kadar tüm hizmetler tek merkezden, bütünleşik bir mimari ile sunulacak.
“Teknolojiyi arkamıza alarak 1 milyar dolarlık ciro hedefliyoruz”
Tepe Kurumsal Yönetim Kurulu Başkanı Levent Güler, Tepe Kurumsal’ın Bilkent Holding bünyesinde yer aldığını ve yüzde 100 Türk sermayesiyle kurularak birçok iş kolunda faaliyet gösterdiğini söyledi. 1986 yılında Bilkent Üniversitesi tarafından kurulan Bilkent Holding’in yurtiçi ve yurtdışında inşaat, mobilya, perakende, savunma sanayi, güvenlik, sigorta, turizm, enerji ve gayrimenkul gibi birçok sektörde faaliyet gösterdiğini, TAV ve İDO gibi iştirakleriyle havalimanı ve deniz otobüsleri işletmeciliğinde de etkin olarak yer aldığını belirtti.
Levent Güler sözlerine şöyle devam etti, “Bilkent Holding bünyesinde yer alan Tepe Kurumsal olarak 81 ilde, Türkiye’nin ilk 500’ünde yer alan birçok büyük markaya, hastanelere, kamu kurumlarına, limanlara, bankalara hizmet veriyoruz ve istikrarlı büyümemizi sürdürüyoruz. Biz, sürdürülebilir bir büyüme için yerli sermayenin gücüne inanıyor ve bu doğrultuda ülke ekonomisine katkıda bulunmak için çalışıyoruz. Geçtiğimiz her gün, iş dünyasının tek noktadan erişilebilen, teknolojik ve sürdürülebilir çözümlere olan ihtiyacı artıyor. Biz de bu ihtiyaca daha güçlü yanıt verebilmek için hizmetlerimizin entegre yapısını yeni bir kurumsal mimari altında daha bütüncül bir modele taşıdık. Önümüzdeki dönemde veriye dayalı yönetim ve süreç verimliliği odağında müşterilerimize daha fazla değer sunmaya devam edeceğiz” dedi.
Levent Güler sözlerine şöyle devam etti: “Teknoloji ve dijitalleşme, artık her sektörde olduğu gibi bizim de en kritik odak alanlarımızdan biri haline geldi. Bu alandaki yatırımlarımızın gücüyle, hizmet sunduğumuz tüm sektörlerde operasyonel mükemmeliyeti bambaşka bir seviyeye taşıyoruz. Entegre yapımız ve stratejik hedeflerimiz doğrultusunda, önümüzdeki dönemde 1 milyar dolarlık ciro büyüklüğüne ulaşmayı hedefliyoruz.”
3 çizginin olduğu her yerde, tüm hizmetler tek merkezden ve tek standartla sunuluyor
Toplantıda şirketin yenilenen yapılanmasını, büyüme vizyonunu ve 2026 hedeflerini paylaşan Tepe Kurumsal İcra Kurulu Başkanı Murat Altıkardeşler, geçtiğimiz yıl itibarıyla tüm hizmet süreçlerini yeniden ele aldıklarını ve teknoloji odaklı yeni bir yapıya geçtiklerini söyledi. Altıkardeşler, altı markanın tek bir çatı altında birleştirilmesinin müşteriye daha sade ve öngörülebilir bir hizmet modeli sunduğunu, operasyonları ise daha verimli bir yapıya taşıdığını vurgulayarak, “Türkiye’nin dört bir yanındaki güvenlik, temizlik, yemek, teknik bakım, İSG ve tesis yönetimi süreçlerini artık ortak bir akıl ve ortak standartla yönetiyoruz. Bugün duyurduğumuz yeni model, iş yükünü azaltmayı, süreçleri sadeleştirmeyi, zaman kazandırmayı ve böylece verimliliği artırmayı hedefliyor” dedi. Tepe Kurumsal’ın dönüşümünü “Tepe yenileniyor” sözleriyle özetleyen Altıkardeşler, “Artık sahada üç çizgimizi gördüğünüz her yerde tüm hizmet ihtiyaçlarınız tek merkezden, tek standartla ve eksiksiz şekilde çözülüyor. Bu sadece bir iş modeli değil; yerli, milli ve sorumluluk duygusuyla kurulmuş bütünleşik bir hizmet ekosistemidir” dedi.
“400 Milyar TL büyüklüğünde bir pazardayız ve şirketler hizmetlerde entegrasyon bekliyor”
Murat Altıkardeşler konuşmasında sektörün büyüklüğüne de dikkat çekerek şunları söyledi: “Bugün entegre tesis yönetimi, güvenlik, yemek ve İSG hizmetlerini kapsayan pazarın büyüklüğü yaklaşık 400 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Şirketlerin artık çok net bir beklentisi var: entegrasyon ve tek noktadan hizmet. Bizim ortaya koyduğumuz yeni model tam olarak bu ihtiyaca cevap veriyor. Tüm hizmetlerin tek elden yönetimi, tek fatura, tek muhatap ve tek takip sistemiyle sunulması işverenler için ciddi bir zaman tasarrufu sağlıyor. İSG’den sarf malzeme tedarikine kadar uzanan tüm operasyonların aynı merkezden yönetilmesi ise şirketlerin kendi ana işine odaklanmasını çok daha kolay hale getiriyor.”
Tepe Kurumsal, 2026’da yurt dışı açılımını hedefleri arasına aldı
Tepe Kurumsal, dijitalleşme ve entegre hizmet mimarisi üzerine kurduğu yeni yapıyı yalnızca Türkiye ile sınırlı görmüyor. Şirket 2026’da hizmet modelini bölgesel bir marka haline getirme hedefiyle yurt dışı açılım planlarını da devreye alıyor. Avrupa başta olmak üzere farklı coğrafyalarda uygulanabilir bir operasyon mimarisi oluşturmayı amaçlayan Tepe Kurumsal, teknoloji odaklı hizmet yaklaşımını global ölçekte konumlandırmayı hedefliyor.
Yeni kurumsal kimliğin temeli: Müşteri, Çalışan ve Sürdürülebilir Gelecek
Yeni kurumsal kimliğin temelinin üç önemli odaktan oluştuğunu belirten Murat Altıkardeşler şöyle konuştu: “Müşteri, Çalışan ve Sürdürülebilir Gelecek… Bu üç başlık, yalnızca yeni kimliğimizin değil, aynı zamanda yürüttüğümüz tüm dönüşüm projelerinin ortak referans noktası. Artık bütün hizmet modelimizi bu üç eksen üzerinde şekillendiriyoruz. Müşteri odağında oldukça güçlü bir konumdayız. Türkiye’de yerli pazarın yaklaşık yüzde 10’una hitap ediyoruz. Bugün 2.000’den fazla müşterimize, 10.000’in üzerinde projede hizmet sunuyoruz. Sadece 2025 yılında 200 yeni markayı bünyemize kattık. Çoklu hizmet satışlarında bu yıl yüzde 20 büyüdük, gelecek yıl için ise yüzde 50 artış hedefliyoruz. Her yıl yüzde 10 seviyesinde organik büyüme gösteriyoruz.” dedi.
Tepe Kurumsal’ın hedefi: EFQM 5 Yıldız Yetkinlik Belgesi
EFQM Mükemmellik Modeli’nde 2026 yılı için ödül başvurusu hazırlıklarını yürüttüklerini söyleyen Murat Altıkardeşler, şöyle konuştu: “Altı şirketimizin katılımıyla kapsamlı bir özdeğerlendirme süreci yürüttük ve EFQM Mükemmellik Modeli’nde 2026 yılı için ödül başvurusu hazırlıklarımıza başladık. Kurumsal dönüşüm programımızın merkezine EFQM modelini yerleştirdik ve bu yaklaşımı hem mavi yaka hem de beyaz yaka çalışanlarımıza yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Modelin tüm yedi kriteri kapsamında çalışmalarımızı tamamlayarak özdeğerlendirme sürecini sonuçlandırdık. Odak grup çalışmaları, eğitimler ve farkındalık programlarıyla gelişim yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Bu süreçte EFQM 5 Yıldız Yetkinlik Belgesi için başvurumuzu hazırlıyor ve yıl içerisinde Yetkinlik Ödülü almayı hedefliyoruz.”
Tepe Kurumsal’ın “sürdürülebilir gelecek” vizyonunu anlatan Altıkardeşler, kendilerini yalnızca temizlik, güvenlik veya yemek hizmeti sunan bir grup değil; veriye dayalı, dijitalleşmiş ve sürdürülebilirlik odaklı bir hizmet platformu olarak konumlandırdıklarını söyledi. HR, CRM, mobil uygulama ve bulut teknolojilerini kapsayan dört temel üzerinden 100’ün üzerinde dijital sürecin yeniden yapılandırıldığını; insansız temizlik araçları, IoT uygulamaları, veri odaklı yönetim sistemleri ve otomasyon yatırımlarının hızla büyüdüğünü belirtti. “Bugün bir AVM’de güvenliği sağlayan ekipten, aynı kampüste yemeği yapan ve tesis yönetimini yürüten ekibe kadar tüm operasyon Tepe Kurumsal çatısı altında birleşiyor. Odaklandığımız ve hayata geçirmek üzere olduğumuz operasyonların tek ekrandan izlenebildiği, risklerin önceden tahmin edildiği ve enerjinin optimize edildiği bir yapı hedefliyoruz. Bizim için 2030 sadece ‘entegre hizmet’ değil, aynı zamanda ‘entegre veri’ demek” sözleriyle geleceğe ilişkin yol haritasını paylaştı.
Tepe Kurumsal Türkiye’nin istihdam sıralamasında 9. Sırada
Konuşmasının sonunda çalışan odağı kapsamında Bilkent Holding çatısı altında yaklaşık 40.000 kişinin bulunduğunu, bunun 30.000’inin Tepe Kurumsal çatısı altında görev yaptığını söyleyen Altıkardeşler, şirketin Türkiye’nin istihdam sıralamasında 9. sırada yer aldığını ve kadın istihdamını artırmaya yönelik çalışmaların sürdüğünü aktardı. Tepe Akademi aracılığıyla yılda 1 milyonun üzerinde eğitim verildiğini, çalışan bağlılığını güçlendiren sadakat programlarının devrede olduğunu, Tepe Hayat yapısıyla deprem, yangın ve acil durumlara yönelik profesyonel eylem planları oluşturulduğunu dile getirdi.
Çinli telekomünikasyon ekipman üreticisi ZTE Corp, yıllar öncesine dayanan yabancı rüşvet iddialarını çözmek için ABD hükümetine 1 milyar dolardan fazla ödeme yapabilir. Başkan Donald Trump’ın ilk döneminde ihracat ihlalleri nedeniyle ABD yetkililerine yaklaşık 2 milyar dolar ceza ödeyen ZTE, yıllardır dünyanın dört bir yanındaki yetkililer tarafından soruşturma altında bulunuyor ve telekomünikasyon sözleşmeleri elde etmek için rüşvet iddialarına ilişkin yeni bir soruşturma başlatıyor.
ZTE rüşvet iddiaları için cevap verme hazırlığında
Adalet Bakanlığı bu yıl ZTE hakkında Güney Amerika ve diğer bölgelerde Yabancı Yolsuzluk Uygulamaları Yasası’nı (FCPA) ihlal ettiği iddiasıyla bir ABD soruşturması başlattı. Bu yasa, iş almak için yabancı yetkililere ödeme yapılmasını veya herhangi bir değer verilmesini yasaklıyor.
ABD yetkilileri, ZTE’nin 1 milyar dolardan fazla ödeme yapmasını sağlayabilecek bir çözüm üzerinde çalışıyor; bu ödeme kısmen yolsuz sözleşmelerden elde edildiği iddia edilen kazançlara dayanıyor. ZTE’nin Hong Kong borsasında işlem gören hisseleri %12’den fazla düşerken, Shenzhen borsasındaki hisseleri de günlük limit olan %10’a kadar geriledi.
ZTE, Hong Kong borsasına yaptığı açıklamada, soruşturmayla ilgili olarak Adalet Bakanlığı ile “sürekli iletişim halinde” olduğunu belirtti. ZTE: “Şirket, uyumluluk sistemini kapsamlı bir şekilde güçlendirmeye ve sektör lideri bir uyumluluk çerçevesi oluşturmaya sürekli olarak kendini adamıştır. Şirket, her türlü yolsuzluğa karşıdır ve bu tür faaliyetlere karışmış olabilecek herhangi bir kişiye karşı sıfır tolerans politikası izlemektedir” dedi.
Bir anlaşmaya ne zaman varılabileceği belirsizliğini koruyor. Kaynaklar, ABD ile yapılacak bir anlaşmanın Çin hükümetinin onayını gerektireceğini söyledi. Washington’daki Çin Büyükelçiliği sözcüsü Liu Pengyu, ZTE meselesinin ayrıntılarından haberdar olmadığını, ancak “Çin’in her zaman Çinli şirketlerin yurt dışında yasalara uygun şekilde faaliyet göstermelerini ve yerel yasa ve düzenlemelere uymalarını şart koştuğunu” sözlerine ekledi.
FCPA davaları genellikle suistimalden yıllar sonra ortaya çıkıyor ve Adalet Bakanlığı soruşturması, ZTE ile ilgili en son rüşvet olayının 2018’de gerçekleştiğini ortaya koydu, kaynaklardan biri bunu belirtti. Diğer kaynak ise olası suçlamaları rüşvet vermek için suç ortaklığı olarak tanımladı.
Her iki kaynak da ZTE’nin Güney Amerika’da Adalet Bakanlığı’nın rüşvet içerdiğinden şüphelendiği iş anlaşmaları yaptığını, kaynaklardan birinin ise Venezuela’yı işaret ettiğini söyledi. Aynı dönemde yapılan bir Ticaret Bakanlığı anlaşması, olası bir uzlaşmayı karmaşıklaştırıyor.
ABD’nin Samsung’un ana merkezi Vietnam’dan yaptığı telefon ithalatı 2020’den bu yana en düşük seviyesine indi. Resmi Vietnam verilerine göre, ABD’nin en büyük tedarikçilerinden biri olan Vietnam’dan telefon ve parça ithalatı, Samsung Electronics öncülüğündeki ihracatçıların ticaret belirsizlikleri ve yavaşlayan tüketici talebiyle karşı karşıya kalması nedeniyle Kasım ayında beş yıldan fazla bir süredir en düşük seviyesine geriledi.
ABD telefon ithalatı Vietnam’da beklentileri karşılamadı
Akıllı telefonlar ABD gümrük vergilerine tabi olmasa da, ticaret belirsizliği bu yıl Vietnam’ın sevkiyatlarını etkiledi. İhracat Ocak ayında zirveye ulaştı ve Trump yönetiminin telefonları ve diğer elektronik ürünleri yüksek gümrük vergilerinden muaf tutmasının ardından Mayıs ayında toparlandı. Muafiyete rağmen, Vietnam mallarına %20 gümrük vergisi uygulanmasının ardından Ağustos ayından itibaren akıllı telefon sevkiyatları keskin bir şekilde düşmeye başladı.
Kasım ayında Vietnam’ın ABD’ye telefon ihracatı 410 milyon doların altına düşerek Mayıs 2020’den bu yana en düşük aylık rakamı kaydetti ve art arda dördüncü aylık düşüşü işaret etti. Kasım ayına kadar güncellenen resmi verilere göre, Vietnam’ın telefon üretimi Ağustos ayından bu yana yıllık bazda düşüş gösteriyor. Son aylardaki sevkiyatlardaki düşüş, yılın ilk yarısında ihracattaki büyük artışla dengelendi. Sonuç olarak, 2025 yılının ilk 11 ayında ihracat, bir önceki yıla göre aynı seviyede kaldı.
Vietnam’ın akıllı telefon ticaret rakamları büyük ölçüde Samsung’un ihracatını yansıtıyor, çünkü Güney Koreli şirket Vietnam’dan yapılan ihracat ve üretimin en büyük payını oluşturuyor. Samsung, büyük üretim tesislerine sahip olduğu Vietnam’dan yaptığı ihracat rakamlarını açıklamıyor. Vietnam’ın ticaret rakamları hakkında yorum yapmayı reddetti.
Samsung’un operasyonlarına aşina olan Vietnam merkezli bir yönetici, şirketin zayıflayan tüketici güvenine tepki olarak ülkedeki üretim ve ihracat hacimlerini ayarladığını söyledi. ABD’ye yapılan akıllı telefon ihracatındaki düşüş, Vietnam’ın toplam ihracatını da düşürdü ve Kasım ayında yaklaşık 4 milyar dolarla Nisan ayından bu yana en düşük seviyeye indi.
Avrupa Yatırım Bankası (EIB) ve STMicroelectronics, Avrupa’nın rekabet gücünü ve stratejik özerkliğini artırmak için 500 milyon Euro’luk bir finansman anlaşması imzaladı. Bu, EIB tarafından STMicroelectronics lehine yakın zamanda onaylanan daha geniş kapsamlı 1 milyar Euro’luk kredi limitinin ilk dilimini temsil ediyor. STMicroelectronics, İtalya, Fransa ve Malta dahil olmak üzere Avrupa’da güçlü bir varlığa sahip ve otomotiv, endüstriyel, kişisel elektronik ve iletişim altyapısı pazarlarına hizmet veren önde gelen bir yarı iletken üreticisidir.
STMicroelectronics Avrupa Yatırım Bankası ile finansman için anlaştı
Banka, 1994 yılından bu yana ST ile dokuz projeyi destekleyerek yaklaşık 4,2 milyar Euro’luk finansman sağladı. Bu yeni işlem, şirketin hem araştırma ve geliştirme hem de yüksek hacimli üretim yaptığı İtalya ve Fransa’daki yenilikçi yarı iletken teknolojileri ve cihazlarına yönelik yatırım programını desteklemeye yardımcı olacak. Anlaşmanın yaklaşık %60’ı, Catania, Agrate ve Crolles’deki önemli tesisler de dahil olmak üzere yüksek hacimli üretim kapasitelerine odaklanırken, kalan %40’ı Ar-Ge’ye odaklanmıştır.
EIB Başkan Yardımcısı Gelsomina Vigliotti: “Avrupa’nın yarı iletken inovasyonunda liderlik etme yeteneği, rekabet gücümüz, dayanıklılığımız ve iklim hedeflerimiz için hayati önem taşıyor. Bu anlaşma, Avrupa Yatırım Bankası’nın (EIB) yeşil ve dijital dönüşümleri mümkün kılan ve Avrupa’nın teknolojik egemenliğini güçlendiren stratejik sektörleri destekleme taahhüdünü yansıtıyor” dedi.
Vigliotti: “ST, Avrupa’nın yarı iletken ekosistemini güçlendirmeye olan bağlılığını sürdürüyor ve EIB’den alınan bu önemli kredi, İtalya ve Fransa’daki tesislerimizde farklılaştırılmış teknolojiler ve yüksek hacimli üretim için Ar-Ge çalışmalarımızı desteklemeyi amaçlıyor,” dedi STMicroelectronics Başkanı ve CEO’su Jean-Marc Chery. “ST’nin EIB ile uzun süredir devam eden iş birliği, küresel yarı iletken pazarında Avrupa teknoloji liderliğini sağlama taahhüdümüzün altını çiziyor.”
Avrupa Yatırım Bankası Başkan Yardımcısı Ambroise Fayolle: “Yarı iletkenler, elektrikli araçlardan dijital altyapıya kadar her şeyi destekleyen modern ekonomilerin kalbinde yer alıyor. ST’nin araştırma ve ileri üretim yatırımlarını finanse ederek, Avrupa’nın kritik teknolojileri güvence altına almasına ve gelecek için yüksek vasıflı işler yaratmasına yardımcı oluyoruz” dedi. Anlaşma, Başkan Yardımcıları Gelsomina Vigliotti ve Ambroise Fayolle başkanlığındaki üst düzey bir Avrupa Yatırım Bankası heyetinin, Avrupa Birliği Bankası’nın finansmanının önemli bir unsurunu temsil eden ve tüm Silisyum Karbür (SiC) değer zincirini kapsayan son teknoloji ürünü bir tesis olan Catania’daki ST tesisine yaptığı ziyaretin ardından geldi.
Türkiye’nin lider fintech konferansı Webrazzi Fintech, bu yıl 14. kez sektör profesyonellerini bir araya getirdi. 10 Aralık’ta Wyndham Grand İstanbul Levent’te gerçekleşen etkinlik, 34 konuşmacı, 18 sponsor ve 1200’ten fazla katılımcıyı ağırladı.
Açılış konuşmasını Webrazzi Kurucu ve CEO’su Arda Kutsal’ın yaptığı etkinlikte, dijital finansın bugünü ve geleceği tüm yönleriyle ele alındı. Kutsal, konuşmasında Webrazzi’nin 20. yılına yaklaşırken, 2026 itibarıyla konferans serisini daha kapsamlı içerikler ve yeni temalarla zenginleştireceklerini duyurdu.
Webrazzi Fintech 2025’te; dijital finans, kişisel finans yönetimi, yatırım dünyasındaki dönüşüm, fintech girişimlerinin büyüme stratejileri, ekosistem bankacılığı ve yapay zekanın finans sektörüne etkisi gibi başlıklar gündeme taşındı. “Finanstan e-ticarete yolculuk”, “2026 Fintech Fırsatları”, “Bankacılığın AI Ajandası” gibi oturumlar yoğun ilgi gördü.
Ana salonun yanı sıra, “Building the Future by Binance TR” adlı özel sahnede blockchain ve Web3 odaklı oturumlar düzenlendi. Web3 teknolojilerinin Türkiye’deki gelişimi, kullanıcı güvenliği, regülasyon sonrası beklentiler ve kripto varlıkların geleceği gibi başlıklar derinlemesine ele alındı.
Etkinlik boyunca networking fırsatları, bilgi dolu sunumlar ve içgörü odaklı oturumlarla katılımcılara hem güncel gelişmeleri takip etme hem de yeni iş birlikleri kurma imkânı sunuldu. Webrazzi Fintech 2025; sektör profesyonelleri için güncel trendlerin konuşulduğu, karar vericilerin buluştuğu ve sektörel dönüşümün detaylarıyla masaya yatırıldığı güçlü bir buluşma oldu.
Türkiye’nin En Kapsamlı AI Konferansı Nisan 2026’da
Yapay zekanın hype dönemini geride bırakıp somut iş sonuçları yarattığına dikkat çeken Kutsal, 2026’da düzenlenecek Webrazzi AI konferansının detaylarını da paylaştı.
8 Nisan’da gerçekleşecek olan Webrazzi AI 2026; bankacılıktan perakendeye, sağlıktan sigortaya, üretimden enerji ve lojistiğe, eğitimden profesyonel hizmetlere kadar birçok sektörde yapay zekanın doğrudan iş süreçlerine etkisini ele alacak. Gerçek kullanım senaryoları, karar vericilere yönelik yol haritaları ve Türkiye’de ilk kez bu kapsamda kurgulanan AI odaklı bir gündem katılımcılarla buluşacak.
Etkinlik; Türkiye İş Bankası, Paycell, Architecht, Garanti BBVA Yatırım, HangiKredi, ING Hubs Türkiye, MetropolCard, Nakitera, Datassist, Fingate.io, GetirFinans, Insha Ventures, Pars VC, Binance TR, BIG Media & Technology, Brandfocus, Karnaval Medya Grubu ve Oksijen’in katkılarıyla gerçekleşti.
Illinois merkezli Argonne Ulusal Laboratuvarı, ABD’nin orta batısındaki ekovoltaik güneş enerjisi tesislerinde kuş ve yarasa aktivitesinde artışı vurgulayan iki çalışma yayınladı. Her iki çalışmada da araştırmacılar, ABD’nin orta batısındaki ekovoltaik güneş enerjisi tesislerinin çevresindeki hayvan davranışlarını incelemek için pasif akustik izleme yöntemini kullandılar.
Fotovoltaik sistemler kuş ve yarasa popülasyonu için artışa neden oluyor
Ekip, 12 ekovoltaik alana ve güneş enerjisi öncesi arazi kullanımını temsil eden 12 yakındaki tarım alanına akustik kayıt cihazları yerleştirdi. Kuş ve yarasa aktiviteleri, hem 2023 hem de 2024 yıllarında, çayır kuşları için en yoğun yuvalama mevsimi ve yarasalar için en yoğun aktif ve yavru büyütme mevsimi olan Mayıs-Eylül ayları arasında izlendi.
Çalışmalarda izlenen fotovoltaik alanlar 7.5 hektar ile 550 hektar arasında değişen büyüklüklerde ve 3.5 MW ile 200 MW arasında değişen kapasitelerdeydi. Tesislerin çoğu tek eksenli takip teknolojisine sahipti ve panellerin altına otlar ve otsu bitkilerden oluşan tohum karışımları ekilmişti.
İngiliz Ekoloji Derneği’nde yayınlanan “Ekovoltaik güneş enerjisi geliştirme, otlak kuş topluluklarını destekleyebilir” başlıklı araştırma makalesi, izleme sezonunun büyük bir bölümünde ekovoltaik alanlardaki otlak kuş türü zenginliğinin, tarımsal referans alanlarına göre neredeyse iki kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.
Çoğu otlak kuş türü de ekovoltaik alanlarda daha yüksek oranda bulunmuştur. Araştırma ekibi, çalışma süresi boyunca güneş enerjisi alanlarında 230’dan fazla kuş yuvası bulmuş olup, bunların çoğu Amerikan Robin, Kırlangıç ve Yaslı Güvercin gibi türlere aittir.
Araştırma makalesinde ekip, kuşların ekovoltaik sistemlere sığınak veya beslenme ve yuvalama için yaşam alanı olarak çekilebileceğini, bazı türlerin ise yuvalarını yırtıcılardan ve aşırı hava koşullarından korumak için fotovoltaik altyapı üzerinde veya içinde yuva yapmayı tercih edebileceğini yazmaktadır.
Araştırmacılar, bu çalışmanın ABD’deki ekovoltaik alanlara kuş topluluklarının verdiği tepkileri ampirik olarak raporlayan ilk çalışma olduğunu ekliyor ve gelecekteki çalışmaların, ekovoltaik güneş enerjisi alanlarında artan kuş yoğunluğunun, yuva başarısı ve çarpışma kaynaklı ölüm riski gibi ölçütler incelenerek, popülasyonun hayatta kalma yeteneğinde ve sürdürülebilirliğinde iyileşmeye yol açıp açmadığını araştırması gerektiğini öne sürüyor.
Taksitli Ticari Kredi, Rotatif Kredi, FigoSkor ve FigoSkor Pro gibi KOBİ’lere yönelik geliştirdiği yenilikçi ürünlerle KOBİ’lerin ve işletmelerin hızlı, kolay ve güvenli finansmana erişmesini sağlayan Figopara, Bu yıl 20’nci kez düzenlenen Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye programı kapsamında ‘Teknoloji Fast 50 Türkiye’ listesinde geçen yıl olduğu gibi 2025 yılında da yerini aldı. Şirket bu başarısını Mastercard PSM Awards 2025’te FigoSkorPro ürünü ile “Yılın Teknoloji Sağlayıcısı” kategorisinde Altın PSM ile de taçlandırdı.
Başarılarımız, geleceğe yönelik kararlılığımızı tescilliyor
Türkiye’nin finansal teknolojiler alanındaki dönüşümüne değer katmaya kararlı olduklarının altını çizen Figopara Kurucu Ortağı ve CEO’su Koray Bahar konuyla ilgili şunları söyledi: “Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye listesinde iki yıl üst üste yer almak bizim için büyük bir gurur kaynağı. Bu istikrar hem teknoloji yatırımlarımızın hem de finansal süreçleri dönüştürmeye yönelik kararlılığımızın somut bir sonucu. Bu başarıyı, fintek sektörünün en prestijli ödüllerinden biri olan Mastercard PSM Awards’ta FigoSkorPro ürünümüzle ‘Yılın Teknoloji Sağlayıcısı’ kategorisinde Altın PSM Ödülü’nü alarak perçinlemekten ayrıca mutluluk duyuyoruz. Bu ödüller, yalnızca bugün yaptıklarımızın değil, geleceğe dönük vizyonumuzun da güçlü bir teyidi niteliğinde. İşletmelerin finansmana erişimini kolaylaştıran, sağlıklı nakit akışını mümkün kılan çözümler geliştirmeye devam edeceğiz.”
Virgosol, başarısını perçinlemeye devam ediyor. Yazılım test ve kalite alanının global liderlerini buluşturan The European Software Testing Awards’da küresel rakiplerini aşarak “En İyi Yazılım Test Otomasyonu Projesi” ödülünü alan şirket, şimdi de Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye programında çifte başarıya imza attı.
Türkiye’nin en hızlı büyüyen teknoloji şirketlerinin seçildiği Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye listesinde art arda üçüncü kez yer bularak hem inovasyondaki kararlılığını hem de sürdürülebilir büyüme gücünü bir kez daha gözler önüne seren Virgosol, program kapsamında verilen ‘Meta Teknolojide Kadın Ödülü’nün de sahibi oldu.
Virgosol Kurucu Ortağı ve Co-CEO’su Özgür Arzu Barbaros, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:“Virgosol olarak hem global sahnede hem yerel pazarda büyümemizi sağlam, sürdürülebilir temellere dayandırıyoruz. Bu yıl bir kez daha Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye listesinde yer almamız, ölçeklenebilir iş modelimizin gücünü ve istikrarını gözler önüne sererken, kazandığımız ‘Meta Teknolojide Kadın Ödülü’nün de gururunu yaşıyoruz. Gelişim yolculuğumuzda, küresel başarılarımızı sürdürülebilir biçimde büyüterek, Türkiye’nin teknoloji alanındaki prestijini yükselteceğiz.”
Virgosol Kurucu Ortağı ve Co-CEO’su Miraç Emektar da şöyle konuştu:“Deloitte Teknoloji Fast 50’de yer almak, finansal büyümemizin yanı sıra teknolojik derinliğimizi ve inovasyon kapasitemizi de ortaya koyuyor. Yapay zekâ temelli ürünlerimiz büyümemizin itici gücünü oluştururken,RabbitQA başta olmak üzere geliştirdiğimiz tüm çözümler yazılım test ve kalite alanında her adımda A’dan Z’ye kontrol sağlıyor. Önümüzdeki dönemde de Ar-Ge yatırımlarımızı derinleştirerek, global arenada Türkiye’yi temsil eden öncü ve etkili bir teknoloji markası olmayı sürdüreceğiz.”