Türk yazılımcıların geliştirdiği XPODA’dan Excel çağrısı!

Günümüzde yazılımcılara olan ihtiyaç her geçen gün artarken, kod yazmadan yazılım geliştirme imkanı sunan servisler hızla büyüyor. Sürükle bırak yöntemi ile mobil uygulama geliştirmenin mümkün olduğu günümüzde, bu hizmeti sunan servislerden birisi de, Türk yazılımcılar tarafından bundan 5 yıl önce geliştirilen Octopod. Octopod, 5. yılında hem Amerika yatırımından sonra Octopod’dan XPODA’ya dönüşümünü, hem de yeni geliştirdiği; Excel dosyası üzerinden birkaç tıklama ile dakikalar içerisinde iş uygulaması oluşturabilme özelliğini açıkladı.

Octopod, bundan sonra XPODA olarak devam edecek

Beş yıl süren Ar-Ge çalışması sonucunda 2016 yılında iş dünyası ile buluşan Octopod, Türkiye’nin genç nüfusunun yeteneklerine ve ilgisine güvenerek 5 yılda Octopod Akademi’de 1500’den fazla kişiye kod yazmadan yazılım geliştirme eğitimi verdi. 3000’den fazla öğrenciyi ise üniversitelerde ve liselerde eğiterek, dünya üzerinde gelişmekte olan No Code pazarına No Code geliştiricisi olarak eğitti. Bundan 5 yıl önce Türk yazılım sektörü için çok çok yeni olan No Code yazılım geliştirmenin artırılarının her geçen yıl daha fazla anlaşıldığına dikkat çeken Octopod Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Balo, Octopod’un 5 yılda aldığı yolu anlattı; “5 yıl önce Türkiye’nin ilk No Code yazılım geliştirme platformu olarak çıktığımız yolda her geçen gün büyüyen gelişen bir platform olarak çalışmaya devam ediyoruz. Kurulduğumuz günden itibaren global bir marka olarak kendimizi konumlandırdık ve yurt dışı fırsatlarını değerlendirmek için çaba sarfettik. 30’dan fazla iş ortağımızda, 200’den fazla müşteriye binlerce yazılım geliştirerek digital dönüşüm yolculuklarında onlara eşlik ettik” 2019 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde XPODA ismi ile yatırım yaparak global pazarda faaliyetlerine başladıklarını hatırlatan Balo, “Globalleşme yolunda uluslararası firmaların ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde No Code yazılım geliştirme platformumuza yeni özellikler ekleyerek bugünlere geldik. Kuruluşumuzun 5. yılında global pazarda daha fazla pay almak, satış ve pazarlama faaliyetlerimizi tek elden yönetmek için Türkiye’deki Octopod markamızı XPODA olarak değiştiriyoruz. Bundan sonra faaliyetlerimize XPODA Türkiye olarak devam edeceğiz” dedi. XPODA ile “Datadan Yazılıma” dönemi  Hayata geçirilen marka isim değişiminin yanı sıra çok daha fazla insanın dünya çapında ‘’Citizen Developer-Kod yazmadan yazılım geliştirici’’ olarak tanımlanmasına, hiç kod yazmadan iş uygulaması geliştirmesine imkan tanıyan yeni özelliğini de açıkladı. XPODA’nın yeni özelliğini anlatan Şenol Balo, “İşletmelerin ihtiyaç duyduğu yazılımlara daha hızlı ulaşmasını sağlayacak bu yeni özelliğimizle birlikte, yazılımsız KOBİ kalmasın istiyor, daha az kod daha çok üretkenlik diyerek yeni bir dönemin açılışını yapıyoruz. Datadan Yazılıma’ mottomuz ile Excel dosyalarından birkaç tıklama ile dakikalar içerisinde iş uygulaması oluşturulabilmesine imkan tanıyan yeni özelliğimiz ile iş dünyasına ve yazılım geliştiricilere ‘Excel’ini al da gel’ diyoruz dedi. 

Güney Kore, robotlara vergi getirmeye hazırlanıyor

0
Robotların insan iş gücünün yerini alacağı endişeleri artık tüm dünyada netçe dile getirilirken, robotlara vergi konulması fikri yüksek sesle ilk kez Bill Gates tarafından dile getirilmişti. Bill Gates’in düşüncesi, insan yerine robot çalıştıracak firmaların, çalıştırdığı robotlar için sigorta ve vergi payını ödemeye devam etmesi ve devletin de bu kaynaktan elde ettiği gelirle işsiz kalan vatandaşlarının sosyal güvencelerini sağlaması hususunu vurguluyordu. Bu mekanizmayı hayata geçirecek ilk devlet Güney Kore olabilir. Ülkede, otomasyon sistemleri kullanan endüstri şirketlerine yönelik önceki hükumetin sağladığı vergi indirimlerinde kesinti yapılması konusu gündeme geldi. Şu anda ki uygulamada bir yatırımcı fabrikasını kurarken belli bir oranda otomasyon sistemleri kurduğunda, yani insan yerine robotlar çalıştırmaya başladığında %3-7 oranında vergi indirimi alıyor.  

Rus hacker’lar ABD nükleer santrallerine saldırdı

0
Ukrayna’da ABD ve Rusya arasındaki dolaylı çatışma, dijital dünyada çok daha doğrudan saldırıyor. ABD güvenlik kurumları, ülkede bir düzine elektrik santraline dijital saldırı düzenlendiğini ve bunların arasında nükleer santrallerin de yer aldığını açıkladı. Saldırıların şimdilik santralleri çökertmek için değil ancak yönetim sistemleri içine yerleşmek üzere sessizce yapıldığının altını çizen FBI ve Enerji Bakanlığı yetkilileri, bunun daha sonra düzenlenecek koordine bir saldırı ile elektrik alt yapısını birden çökertme planının bir parçası olduğundan şüphelendiklerini de belirttiler.

En büyük şüpheli Rusya

Saldırıyı kimin yaptığı konusunda henüz net bir bilgi yok ancak baş şüpheli, Rusya. FBI, daha önce de ABD elektrik şebekelerini çökerten Rus hacker gruplarının yöntemlerine benzeyen ipuçları bulduğunu açıkladı.  Öte yandan nükleer santrallerin yöneticileri, santrallerin internetten çökertilmesinin mümkün olmadığını, kritik güvenlik mekanizmalarının internete bağlı olmadığını vurgulayarak panik yaşanmasının önüne geçtiler.

Kadınlar için özel topluluk fonlama servisi

0
Topluluk fonlama servisleri, video oyunları veya elektronik cihaz projelerinden geçilmiyor. Bu da onları, erkekler için popüler mekanlar haline getiriyor. Çoğu kadın ise topluluk fonlama sitelerini cazip bulmuyor. Ancak, kadın ürünleri geliştirmek isteyenlerin de topluluk fonlama modeline ihtiyaçları oluyor.

Sadece kadın ürünleri için topluluk fonlaması

AOL’den ayrılan Karen Cahn’in girişimi iFundWomen bu alandaki açığı kapatmaya çalışacak. Kadın projelerine yer verecek olan girişimin, Kickstarter’daki erkek projelerinin arasında kaybolan sayısız kadın projesini hayata geçirmesi bekleniyor. iFundWomen aynı zamanda kadın girişimcilere, topluluk fonlaması hakkında eğitim de verecek. Bir proje nasıl yaratılır, nasıl lanse edilir, başarıya ulaşmak için neler gereklidir, önceden eğitimi verilecek. Kadın ürünleri piyasası, çok büyük bir hacime sahipken, Kickstarter gibi servislerde bu alanda önemli projelerin görünmüyor olması da iFundWomen’ı başarıya götürebilecek önemli bir etken. Servise şimdiden 200 kadın projesi başvurmuş durumda. Topluluk fonlama servisi bu projeleri dikkatla seçerek, fonlama aşamasına hazır olanları ana sayfasına taşıyor.

FLO, PHP Developer kampı ile yeni fırsatlar sunuyor!

Türkiye’de ayakkabı denildiğinde ilk akla gelen zincir mağazalardan FLO, PHP Developer Yetiştirme Eğitim Kampı ile gençlere yazılım alanında kendini geliştirme imkanı sunarken, yeni iş kapıları açıyor. 1995 yılından bu yana geliştirilmekte olan PHP halen en çok kullanılan programlama dillerinin başında yer alıyor. Özellikle web geliştirme sürecinin bel kemiği haline gelen PHP için açılan bu kampa katılan öğrenciler, kamp sonrasında gerçekleştirilecek sınav ve mülakatlar ile istihdam edilecek.

FLO, PHP Developer yetiştirmek için kolları sıvadı

Eğitim Kampı sürecinin ardından eğitimde yer alan gençler; yetkinlik ve bilgilerini ölçmek adına yapılacak olan uygulama sınavı ve mülakat sonrası başarı durumları değerlendirilerek FLO ailesinin bir parçası olacak. FLO, bünyesinde ilk defa hayata geçirilen Eğitim Kampı, bir başlangıç olacak ve gelecekte hem bu programın devamı hem de farklı alanlarda programlar organize edilecek. Bunun yanında AR-GE yatırımları ile ilk 100 şirket arasında yer alan FLO; IoT, yapay zeka, RPA gibi yeni nesil teknolojiler üzerinde çalışarak ürün yönetiminden lojistiğe, müşteri deneyiminden tedarikçi yönetimine, bayi portallarından, İK sistemlerine kadar her alanda hayata geçirmeye başladığı dijital dönüşümün projeleri ile perakende sektörüne öncülük etmeyi hedeflemekte. FLO Mağazacılık İnsan Kaynakları Direktörü Hüseyin Çolak konu hakkında yaptığı açıklamada; “Eğitim Kampının ikili bir faydası olduğunu belirterek; “Bu sayede hem FLO ailesine katacağımız genç mezunların eğitimlerine katkı sunuyoruz hem de gençlerin kariyerlerine destek oluyoruz. Aynı zamanda da; inovatif, teknoloji odaklı, perakende sektörünün dijital dönüşümüne öncülük eden yaklaşımımıza uygun, ayakkabı sektörü için pek çok avantaj sunacak bu tür adımları atmayı FLO olarak sorumluluklarımızdan biri olarak görüyoruz. 38 kişi ile başlayan Ar-Ge Merkezi yolculuğumuzda şu anda 80’e yakın çalışma arkadaşımızla her geçen gün büyüyerek devam ediyor. Kısa süre içinde buradaki istihdamımızı 100’e çıkaracağız.  FLO olarak; teknolojik dönüşümünü bütünlüklü olarak bir iş stratejisine dönüştürmeye ve bunu istihdama da yansıtmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Tanzanya drone ile ilaç taşımaya başladı

0

Drone kargoculuğunun öncelikle ABD veya İngiltere’de yaygın kullanıma gireceği beklentisine rağmen bu konuda ilk resmi adımı atan ülke Afrika’nın fakir ülkelerinden Tanzanya oldu.

Tanzanya hükumetinin uygulamaya soktuğu özel drone servisi, ülkede kara yolu ile ulaşımın çok zor olduğu uzak köylere acil ilaç ve tıbbi malzeme ulaştırılması amacını taşıyor.

Tanzanya hükumetinin duyurusuna göre, hizmete girecek 100 drone ile hergün 2000’e yakın acil kargo teslimatı yapılacak. San Francisco çıkışlı robot ve drone teknolojileri geliştiren bir startup olan Zipline’nın alt yapısını kurduğu sistem sayesinde, otonom drone’lar, uzak köylerdne gelen acil ilaç taleplerine cevap vermek için uçacak. İlaçlar, drone’ların yere inmesine gerek kalmadan, belirlenen noktalara paraşütle bırakılacak. Böylece inmek ve havalanmak için zaman ve enerji harcamayacak olan drone’lar da daha uzun menzile ulaşabilecekler.

Zipline ise aslında dev isimler tarafından desteklenen bir startup. Ortakları arasında, Sequoia Capital, Andreessen Horowitz, Google Ventures, Microsoft’un kurucularından Paul Allen ve Yahoo’nun kurucularından Jerry Yang yer alıyor.

Uber verileri şehir planlamasında kullanılacak

0
Araç paylaşım uygulaması Uber, her yıl yüzlerce milyon yolculuğa dair veriyi sunucularına kaydediyor. Şimdiyse bu verilerin şehir planlamasında kullanılması için önemli bir adım attı. Uber’in veriler,i yolculukların nereden başladığını, nerede bittiğini, ne kadar sürdüğünü, aracın ortalama hızı, trafikte durduğu, yavaşladığı noktalar gibi detayları içeriyor. New York valisi daha önce Uber’den bu verileri istemiş ancak Uber, ticari sır olduğunu dile getirerek verileri vermemişti. Uber, şimdi hem New York yönetimiyle hem de dünyadaki diğer şehirlerle barışmak için politikasını değiştirmiş gibi görünüyor.

Trafik verileri için Uber

Dev şirket, dünyada faaliyet gösterdiği tüm şehirlerde kayıt altına aldığı verileri internet üzerinden ücretsiz ve herkese açık olarak yayınlamaya başladı. Bunun için Uber Movement isimli özel bir araç geliştiren şirket bu aracı da ubermovement.com adresinde yayına aldı. Bu verilerin içinde yolcuların kimlik verileri bulunmuyor ancak tüm diğer trafik verileri yer alıyor. Uber bu veriler sayesinde şehir yöneticilerinin çok pahalı olan şehir trafiğini ölçüm sistemlerine, her an şehir içinde dolaşması gereken sensör araçlara gerek kalmaksızın, tüm Uber araçlarının şehir trafiğini ölçen kaydeden birer sensöre dönüştüğünün altını çiziyor. Ayrıca bu veriler sayesinde, şehir yönetimlerinin daha sağlıklı şehir planlaması yapabilmelerinin önünün açılacağını düşünüyor.

Japonya suçu tahmin edecek yapay zekayı tahmin ediyor

0
12Azınlık Raporu filminde veya Person of Interest dizisinde işlenen konu gerçek olabilir. Yapay zekanın ve büyük verinin varlığı ile bu senaryonun artık gerçek olabileceği çağa yaklaştık.

Person of Interest

Person of Interest dizisinde, işlenecek suçları önceden tahmin eden yapay zeka mekanizmasını kurmak mümkün olabilir zira Japonya şu anda tam olarak bu konuyu tartışıyor. Japon hükumeti ve güvenlik uzmanları, ülkedeki büyük veriyi işleyen ve olası suç mekanlarını ve zamanlarını tahmin edebilecek bir yapay zeka sayesinde, polis devriyelerini doğru zamanda doğru lokasyonlara yönlendirerek suç oranını azaltmak mümkün olabilecek. Aslında benzer sistemler Avrupa’da ve ABD’de şu anda hizmet veriyor ancak bu sistemler yapay zekadan çok istastistiklere dayanan sistemi kullanıyor. Japon’ların kurmak istediği sistem ise sosyal medyayı ve büyük veriyi kontrol ederek, yapay zeka sayesinde, olası suç lokasyonlarını tahmin etmek amacıyla kurgulanacak.

CyberArts ve Türk Hava Yolları’ndan önemli iş birliği

0
Küresel siber tehditlere karşı CyberArts, kamu ve özel sektörle önemli projeleri hayata geçirmeye devam ediyor. Birçok kuruluşun bilgi güvenliğini emanet ettiği CyberArts, Türkiye’nin küresel gururu Türk Hava Yolları ile siber olay müdahale süreçlerinde iş birliği yapıyor. Pandemi ile hızlanan dijital dönüşüm, fırsatlar kadar siber tehditleri de beraberinde getirirken, bilgi güvenliği alanında adından çokça bahsettiren CyberArts, sektöründe lider kurum ve kuruluşlarla stratejik projeleri hayata geçirmeye devam ediyor. Bugüne kadar birçok kamu ve özel sektör kurumunun bilgi güvenliğini emanet ettiği CyberArts, dünyanın en fazla ülkesine uçan ve Türkiye’nin üst üste en değerli markası seçilen Türk Hava Yolları ile iş birliği yapıyor. Bu proje ile Türk Hava Yolları siber olay müdahale süreçlerinde, CyberArts’ın yönettiği proje ile Türk mühendisler tarafından geliştirilen Binalyze AIR çözümünü de portföyüne ekleyerek hissedilir oranda verimlilik ve etkinlik artışı elde etti. Bu önemli projenin duyurulduğu basın toplantısı, CyberArts Kurucusu ve Genel Müdürü Sn. Erdem Eriş’in ev sahipliğinde, Savunma Sanayii Başkanlığı ve Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı’nın himayelerinde faaliyetlerini yürüten Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi Genel Koordinatörü Sn.Alpaslan Kesici, Türk Hava Yolları Bilgi Teknolojileri Güvenlik Başkanı Sn. Kadir Yıldız, Türk Hava Yolları Siber Savunma Merkezi Yöneticisi Sn. Emir Erdoğan‘ın katılımıyla 6 Ekim 2021 tarihinde Renaissance Istanbul Polat Bosphorus Otel’de gerçekleştirildi.

Küresel çözüm üreten yerli firmalarla çalışmak istiyoruz

Toplantıda konuşan Türk Hava Yolları Bilgi Teknolojileri Güvenlik Başkanı Sn.Kadir Yıldız, işbirliğine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “CyberArts ile projenin planlanması, hayata geçirilmesi ve sürdürülmesi başlıklarında imzaladığımız sözleşme kapsamında devreye aldığımız siber olay müdahale çözümü ile hızlı ve etkin müdahale yeteneklerimizi artırdık. Bu süreçte Türkiye Siber Kümelenmesi’ne üye iki yerli firmayla çalışma şansı bulmamızı hem güven hem de gurur kaynağı olarak görüyoruz.  Tek bir araçla hatta tek bir arayüzler siber saldırıları çok daha hızlı analiz edip, siber saldırılara çok daha hızlı tepki verilmesine ve sonrasında raporlamasına imkan veren böyle bir uygulamanın yerli olması bizi sevindiriyor. Gelecekte CyberArts ve Binalyze gibi Türk mühendislerin kurduğu ve küresel gelişmeleri yakından takip ederek küresel çözümler üretebilen yerli firmalarla yakından çalışmaya devam etmeyi istiyoruz.”

Siber dünyada sanat yapmaya devam ediyoruz

Basın toplantısında konuşan CyberArts Kurucusu ve Genel Müdürü Sn. Erdem Eriş, dijital dönüşümün, birçok avantaj sunarken, riskleri de beraberinde getirdiğine işaret etti. Eriş, Türkiye ve dünyada yaşanan siber saldırılarla ilgili şu bilgileri verdi: “Küresel siber tehdit, her yıl sayısı artan ve niteliği değişen veri ihlalleri ile CEO’ların ajandalarında ilk 3 başlık arasına girmiş durumda. Dünya üzerinde her 15 milisaniyede bir zararlı üretiliyor ve her 39 saniyede bir siber saldırı gerçekleşiyor. Bu sayı her sene 2 katından fazla büyüyerek artmaya devam ediyor. Siber saldırıların ekonomilere maliyeti 6 trilyon dolara ulaşıyor. Türkiye ise 2020 yılında en fazla siber saldırıya maruz kalan ülke durumunda. Siber saldırı yaşandığında, olay müdahale süreçlerindeki etkinlik en önemli parametredir. Pandeminin tetiklediği uzaktan çalışma kurgusuyla daha da yaygınlaşan siber olaylar, tüm kurumsal yapıları gün be gün daha fazla tehdit ediyor. Bir siber olay yaşandığında SOC ekiplerinin olayın kaynağını ve etki alanını belirlemesi, adli süreçlerde kullanabilecek nitelikte delilleri hızlı bir şekilde toplaması, bu delilleri analiz etmesi, raporlaması ve gerekli önlemleri alması, hele ki büyük kurumlarda en yetkin personeller çalışmasına rağmen günler alabiliyor. Diğer taraftan KVKK gibi 72 saat içerisinde kişisel veri sızıntılarını bildirme yükümlülüğü getiren regülasyonlar hızlı ve doğru analizi zorunlu hale getiriyor.” Artan ve sürekli şekil değiştiren küresel siber tehditlere karşı Eriş, sözlerini şöyle sürdürdü: “CyberArts, sunduğu siber güvenlik hizmetleri ve projelerinde kullandığı yeni nesil teknolojiler ile siber dünyada sanat yapmaya devam ediyor.”

Yerli siber güvenlik ekosistemi açısından örnek bir proje

Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi Genel Koordinatörü Sn. Alpaslan Kesici proje ve kümelenme faaliyetleri hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi, 2017 yılında ilgili tüm kamu kurum/kuruluşlar, özel sektör ve akademi temsilcilerinin katılımlarıyla ortaya çıkan, Savunma Sanayii Başkanlığı ve Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı tarafından desteklenen ve SSTEK A.Ş. tarafından yürütülen bir projedir. Türkiye’deki siber güvenlik ekosisteminin ihtiyaçlarının belirlenmesi ve yenilikçi yöntemlerle karşılanması için en üst düzey iş birliği ve eşgüdümü ve sağlıklı rekabet koşullarını sağlayarak ekosistemi geliştirmek ve bunun sürekliliğini sağlayacak mekanizmaları oluşturmak kümelenmemizin ana hedefidir. Bu doğrultuda, kümelenmemizin kurucu üyelerinden olan CyberArts ve Binalyze firmalarının iş birliği ile, ülkemizin en değerli markalarından biri olan Türk Hava Yolları için kritik öneme sahip, siber olay müdahale projesinin başarı ile hayata geçirilmesinden biz de son derece memnunuz. Tüm kurumlara örnek teşkil edecek bir proje olduğunu düşünüyoruz. Kümelenme faaliyetlerimizin böyle başarılı meyveler vermesinden ayrıca kıvanç duyuyoruz.”

İş birliği ile elde edilen faydalar

  • Anında ve uzaktan delil toplanabilmesi sayesinde uzaktaki uç noktalardan delil toplamak için fiziksel olarak uç noktanın bulunduğu yere seyahat etme gereksinimi ortadan kalktı.
  • Gelişmiş arayüz ve risk analiz özellikleri sayesinde, olay müdahale süreçlerinde, analiz sonuçlarını daha sade ve anlaşılır hale getirilerek analiz sürecine katkı sağladı.
  • Toplanan delillerin bütünlüğü ve değişmemiş olması kriterleri tam olarak karşılanmış oldu. Böylece siber olaylar ile alakalı resmi süreçlerde kullanılacak delillerin her zaman kurumun elinde hazır olması sağlandı.
  • Tüm uç noktalarda sürekli risk analizi yapılarak, risklerin kritiklik seviyesine göre kategorize edilerek raporlanması süreçlerine katkı sağlandı.

Suya dayanıklı ve kompakt bir kablosuz hoparlör: Sony SRS-XB13 Extra Bass

0
Sony SRS-XB13 Extra Bass taşınabilir kablosuz hoparlör, rahatlıkla taşınabilir boyutuyla oldukça dikkat çekiyor. Küçük yapısıyla dilediğiniz yere götürebileceğiniz cihaz, ses potansiyeli bakımından da büyük bir performans vadediyor. Tasarımı ve özellikleri ile ilgi odağı haline gelen SRS-XB13, IP67 sertifikası sayesinde suya ve toza karşı da dayanıklılık gösteriyor. Böylelikle en hareketli anlarınızda bile, yağmur ya da diğer faktörlerin, müziğinizin önüne geçmesine izin vermiyor.

SRS-XB13 özellikleri

  • Hoparlör ünitesinin çapı (mono hoparlör): 46 mm
  • Boyutu: Yaklaşık 76 mm çap×95 mm
  • Ağırlık: 253 gram
  • Bluetooth işletim sistemi: Sürüm 4.2
  • Maksimum iletişim aralığı: 10 metre
  • Uyumlu profiller: A2DP/AVRCP/HFP/HSP
  • Desteklenen codecler: SBC, AAC
  • Frekans iletim aralığı: 20 Hz – 20.000 Hz (Örnekleme frekansı 44,1 kHz)
  • Pil: Yaklaşık 16 saat
76 mm çap×95 mm boyutlarında ve 253 gram ağırlığında olan SRS-XB13, standart bir kablosuz hoparlörde görmeye alıştığımız tuşların yanı sıra telefon konuşmaları ve sesli asistan hizmetleri için ayrılmış bir mikrofon tuşu da yer alıyor. Android ve iOS desteği bulunan hoparlör, Google Asistan ve Siri servislerini çalıştırıyor. Bluetooth 4.2 ile çalışan kablosuz hoparlör, A2DP/AVRCP/HFP/HSP profillerine izin verdiği gibi SBC ve AAC codec desteği de taşıyor. Yaklaşık 16 saat pil ömrüyle cihaz, şu renk seçeneklerini sunuyor:
  • Mercan pembesi
  • Limon sarısı
  • Açık mavi
  • Kahverengimsi gri
  • Siyah
  • Barut mavisi

SRS-XB13 fiyatı

Sony SRS-XB13 Extra Bass taşınabilir kablosuz hoparlör, 449 TL’den başlayan fiyatlarla alıcı karşısına çıkıyor. Cihazın tüm satış noktalarını buraya tıklayarak görüntüleyebilirsiniz.

Daha iyi bir iş istasyonu oluşturmak için 5 neden

Günümüzde bilgi işlem bazlı iş yükleri, firmalarda yapılan işler açısından çok daha kritik ve çeşitli hale gelmeye başladı. Her benzersiz iş yükünün farklı performans gereksinimleri olduğu için bu durum iş istasyonu seçim sürecini de karmaşıklaştırmaya başladı. Buna ek olarak işletme genelinde yüksek profilli, yüksek maliyetli ISV iş yüklerini desteklemek için tek bir iş istasyonu platformu tercih edildiğinden, iş yükü çeşitliliği yenileme sürecini etkiliyor. Günümüz uygulamaları sağlam gereksinimler gerektirdiğinden ötürü, hataya çok az yer bırakıyor. Haliyle eski donanımlar buna pek ayak uyduramıyor.

AMD işlemci sektöründe Intel’i domine ediyor

Daha iyi bir iş istasyonu kurmak için nedenler neler?

Her biri benzersiz performans gereksinimlerine sahip olan iş yükleri, belirli bilgi işlem darboğazını gidermek için optimize edilmiş daha özel yapılandırmalar gerektiriyor. İşte bu durum kullanılan iş istasyonlarının güncellenmesini ve daha iyi bir iş istasyonu kurmanın gerekliliğini ortaya çıkarıyor. Bu bağlamda AMD inovasyonu, beklentileri karşılayabilen ve çoğu durumda beklentileri aşan yeni nesil iş istasyonlarına olanak sağlıyor. AMD Ryzen Threadripper’a geçiş yalnızca kademeli bir yükseltme değil, yeni bir tür iş istasyonu platformunu temsil ediyor. Daha iyi bir iş istasyonu kurmak için ise birçok neden bulunuyor. İşte bu nedenlerden 5 tanesi: 1- Hızlandırılmış tek iş parçacıklı performans Tek iş parçacıklı performansı karşılaştırırken frekans veya saat hızı önem teşkil ediyor. İşlemci kapasitesinin tam bir ölçüsü olmasa da daha yüksek frekans, 3B modelleme ve tasarım araçlarında yaygın olarak bulduğumuz gibi paralelleştirilemeyen görevlerin daha hızlı işlenmesini sağlıyor. Bu durumun ise uygulama görünümlerinde ve sanal gerçeklikte daha yüksek kare hızı sağlayabildiği belirtiliyor. Aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi, mevcut AMD Ryzen Threadripper PRO 3945WX modelinin, rakip iş istasyonu işlemcisinden kabaca yüzde 35’e kadar daha hızlı olduğu ifade ediliyor. 2- Çok iş parçacıklı performans kazanımları Yeni nesil iş istasyonu işlemcileri, iyi fikirleri hayata geçirmek için çok önemli olan çok çekirdekli hiper iş parçacıklı iş yüklerinin sınırlarını da zorluyor. Görsel geliştirme, son işleme, VFX simülasyonu, üretken tasarım veya takım yolu optimizasyonu gibi görevler için daha fazla çekirdek, daha fazla yineleme hızı anlamına geliyor. Aşağıdaki şekilde gördüğünüz gibi 64 çekirdekli AMD Ryzen Threadripper PRO 3995WX modeli, popüler V-Ray işleme karşılaştırmasında en üst düzey rakip iki işlemciyi geride bırakıyor. 3- Güçlü genişletilebilirlik ve özelleştirme Profesyonel yazılım uygulama performansı genellikle diğer önemli iş istasyonu bileşenlerinden etkileniyor. AMD Ryzen Threadripper işlemciler daha yüksek saat hızına, 64 çekirdeğe ve 2 TB’a kadar bellek kapasitesine ek olarak, birden fazla GPU’yu, yüksek hızlı depolamayı ve diğerlerini desteklemek için çeşitli gelişmiş yapılandırmalara olanak tanıyan 128 PCIe 4 yoluna sahip. Tüm bunları ele aldığımızda, AMD Ryzen Threadripper işlemciler, özel uygulamalarınız ve iş akışınız için mükemmel şekilde uygun bir iş istasyonu oluşturmanıza olanak sağlıyor. 4- Büyük bellek bant genişliği İş akışı görevlerinin boyutu ve karmaşıklığı arttıkça bellek gereksinimleri hızla ölçekleniyor. Birçok profesyonel uygulamanın, kapasite ve bant genişliği açısından iş istasyonunun belleğinin performansına bağlı olduğu belirtiliyor. AMD Ryzen Threadripper PRO işlemciler, 2 TB’a kadar sistem belleğini destekliyor ve bu durum çok büyük veri kümeleri veya sahne dosyalarıyla çalışırken işlemek üzere büyük miktarda bilgiyi hızla CPU’ya ulaştırmak için kullanışlılık sergiliyor. 5- Gelişmiş güvenlik ve yönetilebilirlik özellikleri Modern iş istasyonlarının artık modern işyerlerine uygun bir şekilde modernize edilmesi gerektiğinin önemine dikkat çekiliyor. Bu dağıtılmış iş birliği, merkezi veya basitleştirilmiş BT yönetimi ve özellikle ultra değerli fikri mülkiyetin oluşturduğu veya kullanıldığı yerlerde her zamankinden daha sıkı bilgi güvenliği anlamına geliyor. AMD PRO teknolojileri ise kuruluşların diğer Bilişim Teknolojileri yatırımlarıyla iyi bir şekilde entegre olmasını, son teknoloji uzaktan yönetim ve güvenlik araçlarına erişmesine de olanak sağlıyor.

Kripto para okuryazarlığı turnesi başladı!

Günümüzde insanların günlük hayattaki harcamalarını yöneterek gelecekte sorun yaşamamaları ve doğru yatırımlar ile daha fazla kazanç elde etmeleri için finansal okuryazarlık becerisine sahip olması şart. Kripto paraların en çok tercih edilen yatırım araçlarından birisi haline geldiği bu dönemde, kripto para okuryazarlığı ve yatırımcı davranışları konularında geliştirmeyi amaçlayan Ali Perşembe ile Teknik Analiz ve Trading Konuşmaları etkinliğinin ilki Avantgarde Levent Otel’de gerçekleşti.

Kripto para okuryazarlığı her bölgeye yayılacak

Ankara ve İzmir başta olmak üzere her ay farklı bir şehirde gerçekleştirilecek olan program kripto para yatırımcılarını teknik analiz, trading ve yatırımcı davranışları konusunda bilgilendirmeyi amaçlıyor. 150 kripto para yatırımcısının ve basın temsilcilerinin yer aldığı programda yatırımcıların piyasalarda dikkat etmesi gereken noktalara değinildi. ICRYPEX CEO’su Gökalp İçer konu hakkında yaptığı açıklamada şu ifadeleri yer verdi; “Ülkemizde kripto para ve finansal okuryazarlık noktasında maalesef eksiklikler var. Global anlamda ekonomi bilgisine sahip deneyimli isimlerin kripto para yatırımcılarıyla bir araya gelmesinin büyük önem arz ettiği düşünüyoruz. Doğru analiz ve trade yöntemleri tek başına yeterli olmuyor. Bu noktada, yatırımcı davranışı ve yatırımcı psikolojisini anlamak ve buna uygun işlem yapmak başarılı portföy yönetimi için hayati önem taşıyor. ICRYPEX olarak bizler bu noktada kripto para okuryazarlığını önemsiyoruz. Ülkemizin en deneyimli ekonomi uzmanlarından Ali Perşembe ile bu eğitim turnesini Türkiye’nin her bölgesine götürecek olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu eğitimlerin ve Ali Perşembe’nin deneyimlerinin piyasada bilinçli yatırımcılar doğuracağına inanıyoruz”

Tinder kendi dijital parasını kullanmaya başlıyor

0
Çöpçatan uygulaması Tinder, uygulama içinde kullanılmak üzere kendi dijital parasını hizmete alacağını duyurdu. Bu dijital para ile kullanıcılar birbirine mesaj göndermek, “perk” vermek gibi özellikleri satın alabilecekler. Ayrıca, üyelere uygulamayı kullandıkça, belli oranda ücretsiz coin de verilecek. Böylece uygulamayı daha fazla kullanmaları teşvik edilecek.

Aradığınız aşkı bulmak ucuz değil

Tinder’ın geliştiricisi olan Match.com’un yöneticilerine göre, bu dijital para sayesinde, uygulama içinde kullanıcılar birbirlerine hediyeler gönderebilecek, doğum günü kutlayabilecek, özel yazışmalar yapabilecek veya diğer gelişmiş özellikleri açabilecekler. Bir diğer deyişle, Tinder uygulamasının kullanıcıları adım attıkları için para öder konuma gelirken, bunu gerçek dolarla/parayla yaptıklarını daha az hissetmeleri için uygulama onlara tatlı, sevimli grafiklere sahip küçük coinler sunacak. Öte yandan geliştirilen bu yeni yöntemin şirkete daha fazla para kazandırmasına da kaçınılmaz gözüyle bakılıyor.

Amazon akıllı buzdolabı üretecek

0
Her şeyi satma hedefinde hızla ilerleyen Amazon şimdi içi boşaldığında Amazon bağlantılı market ve manav servislerinden otomatik siparişler verebilecek akıllı bir buzdolabı üzerinde çalışıyor.

Ne bittiyse söyleyelim

Kasiyersiz ve nakitsiz marketleri Amazon GO’da kullandığı sensör teknolojilerini kullanacak olan buzdolabı, içinde saklanan ürünlerin farkında olacak ve bu gıdalar tüketildikçe hem ev sahiplerini bilgilendirecek hem de ev sahibinin komutları doğrultusunda, eve gıda siparişi verecek. Ancak bu teknolojiyi kullanan buzdolaplarına hemen yarın sahip olamayacağız çünkü Amazon GO marketlerindeki teknolojiyi geliştiren mühendisler buzdolabı üzerinde henüz çalışmaya başladılar ve iki seneden önce ürünün pazara inmeyeceğinin altını çiziyorlar.  

Facebook yapay zekası videoları izleyerek gelişecek

0
Facebook, “Learning from Videos” isimli bir projeyle, yapay zekanın sosyal medyada yayınlanan videoları izleyerek kendini geliştirmesini ve yeni ürünler, yeni yöntemler geliştirmesini istiyor.

Her yol yapay zekaya çıkıyor

Bu proje ile, örneğin Reels videolarını izleyecek olan yapay zeka, aynı müziği çala, aynı hareketleri yapan videoları karşılaştırarak kullanıcıların zevkleri, tercihleri gibi alanları tespit etmeye çalışacak, yeterli istatistik oluşturduğunda ise bu kullanıcıların beğenebileceği yeni videoları veya sosyal medya içeriklerini karşısına çıkaracak. Yapay zeka ayrıca bu deneyimle nefret söylemi gibi detaylar hakkında da kendini geliştirecek ve sosyal medyadaki nefret söylemlerini daha kolayca tespit edip kullanıcıları uyarabilecek.

WhatsApp kesintisi ile Telegram kullanıcı kazandı

0
WhatsApp kesintisi ile Telegram önemli bir kullanıcı kitlesi kazandı. 6 saatlik kesintide kullanıcılar Telegram’a yoğunlaştı.

WhatsApp kesintisi Telegram’a yaradı

Telegram kurucusu Pavel Durov yaptığı açıklamada, mesajlaşma uygulaması Telegram’ın Facebook kesintisi sırasında 70 milyondan fazla yeni kullanıcı kazandıklarını söyledi. Facebook kesintisi sonrasında Telegram, en önemli iletişim aracı haline geldi. Facebook, 3,5 milyar kullanıcısının WhatsApp, Instagram ve Messenger gibi hizmetlere erişmesini engelleyen kesintiyi hatalı bir yapılandırma değişikliğine bağladı. Durov, ABD’deki bazı kullanıcıların, milyonlarca kişi aynı anda kaydolmak için koşuştururken yavaş hızlarla karşılaşmış olabileceğini, ancak hizmetin normalde stabil çalıştığını söyledi. AB antitröst başkanı Margrethe Vestager, kesintinin bazı büyük oyunculara güvenmenin yansımalarını gösterdiğini ve daha fazla rakibe duyulan ihtiyacın altını çizdiğini söyledi. WhatsApp tarafındaki yaklaşık 6 saatlik kesinti, kripto para birimlerinden Rus petrol varlıklarının ticaretini etkiledi.

Çip üreticisi Infineon yatırımlarını artıracak

Çip üreticisi Infineon yatırımlarını artırarak küresel çip kıtlığıyla mücadele edecek. 2022’de yatırımın 2.4 milyar Euro olması bekleniyor.

Çip üreticisi Infineon yatırım için kararını açıkladı

Alman çip üreticisi Infineon Technologies yaptığı açıklamada, artan talepten ve yarı iletkenlerdeki küresel kıtlıktan faydalanmak için hisselerini artırarak gelecek yıl yatırımlarında yüzde 50’lik bir artış planladığını söyledi. Infineon bu yıl yaklaşık 1.6 milyar Euro olan yatırımını 2022’de yaklaşık 2.4 milyar euroya yükseltecek. Finans şefi Sven Schneider, başlangıçta mevcut tesislere yatırım yaptıklarını, Infineon’un daha fazla kapasite eklemesi gerekip gerekmediğini düşündüklerini söyledi. Ancak buna karar vermek için ise erken olduğu vurgulandı. Schneider: “Satış büyümesinin ana kısmı kapasite geliştirmeden gelecek, aynı zamanda makul bir kısmını müşterilere ileteceğiz.” dedi. Infineon, yatırımlarını artırarak küresel ölçekte çip tedariki konusunda tercih edilen üreticiler arasında yer almayı planlıyor.

HBO Max Avrupa lansmanı için fiyatları netleştiriyor

0
HBO Max, Avrupa lansmanı için çalışmalarına devam ediyor. Rekabetçi fiyat avantajı sunmak isteyen HBO Max, hizmet ağını da genişletiyor.

HBO Max Avrupa lansmanı için hazırlanıyor

HBO Max, yayın hizmetinin yaklaşmakta olan Avrupa lansmanı için Netflix ve Disney ile fiyat rekabetini artırıyor ve lansman listesine daha fazla ülke ekliyor. AT&T’e ait olan hizmet, 26 Ekim’den itibaren İsveç, Danimarka, Norveç, Finlandiya, İspanya ve Andorra’da, ardından önceki lansman planlarına kıyasla gelecek yıl boyunca 21 ülkede daha kullanıma sunulacak. AT&T Inc(TN)’e ait olan hizmet, başlangıçta 26 Ekim’den itibaren İsveç, Danimarka, Norveç, Finlandiya, İspanya ve Andorra’da, ardından önceki lansman planlarına kıyasla gelecek yıl boyunca 21 ülkede daha kullanıma sunulacak. HBO Max’in EMEA Genel Müdürü Christina Sulebakk verdiği demeçte, “İskandinav bölgesindeki fiyatları yaklaşık %20 oranında düşürüyor ve İspanya’daki fiyatı koruyoruz” dedi. Böylelikle HBO Max, Avrupa lansmanı için fiyatları keskinleştiriyor, hizmet ağına daha fazla ülke ekliyor.

Tesla ırkçılık karşısında sessiz kaldı

Tesla ırkçılık yapılan çalışanını korumak için önlem almadığı gerekçesiyle ceza aldı. Tesla bu ceza ile 112 milyon euro ödemek durumunda kaldı.

Tesla ırkçılık tutumlarına karşı önlem almadı

Wall Street Journal’ın raporlarına göre Kuzey Kaliforniya’daki bir ABD Bölge Mahkemesi, Tesla’nın eski bir çalışanı için 112 milyon euro üzerinde tazminat ödemesine karar verdi. Bu cezanın nedeni olarak ise Tesla’nın eski çalışanının maruz kaldığı ırkçı tutuma karşı önlem almadığı vurgulandı. Owen Diaz, araç üreticisine San Francisco yakınlarındaki Fremont’taki Tesla fabrikasında asansör operatörü olarak çalışırken katlandığı iddia edilen ırkçı taciz nedeniyle dava açmıştı. Diaz, 2015 ve 2016 yıllarında bir fabrikada çalıştı ve bu süre zarfında ırkçı hakaretlere ve saldırgan duvar yazılarına maruz kaldığını söyledi. Rapora göre federal bir jüri, çalışanın ırksal olarak düşmanca bir çalışma ortamına maruz kaldığına ve Tesla’nın Diaz’ın ırksal istismara uğramasını önlemek için yeterli önlemleri almadığına karar verdi.