HP’nin eski CEO’su hayatını kaybetti

0

Teknoloji dünyasının önemli isimlerinden ve HP’nin eski CEO’larından Mark Hurd, 62 yaşında hayatını kaybetti.

Şirketin değerini katlamıştı

Mark Hud, 2005 ve 2010 yılları arasında HP’nin CEO’su olarak görev yapmış ve bu sırada PALM’i de satın alarak HP’ye katmıştı.

Son olarak Oracle’ın eş CEO’su olarak görev yapan Mark Hud, daha çok HP yıllarındaki başarısıyla anılıyor.

Görev yaptığı sürede HP’nin piyasa değerini iki katına çıkaran Hurd, hakkındaki cinsel taciz iddiaları nedeniye görevinden ayrılmaya zorlanmıştı. Ancak olayın cinsel taciz olmadığı da anlaşılmıştı.

 

 

Mobil uygulama fuarı Mobilefest başlıyor

0

Etkinlik 21-24 Kasım’da Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde düzenlenecek

Dünyanın ilk mobil uygulama fuarı Mobilefest, 21-24 Kasım 2019 tarihlerinde Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek. Dijital pazarlama profesyonelleri, mobil uygulama dünyası ve teknoloji meraklılarını bir araya getirecek etkinlikte ExpoHIS imzası var.

Mobil uygulamanın tüm bileşenleri buluşuyor

Facebook ve Google gibi dünya teknoloji devlerinin sponsorlar arasında yer aldığı Mobilefest, kamu, özel sektör ve girişimlerin dahil olduğu, Türkiye’deki mobil uygulama ekosisteminin tüm bileşenlerini bir araya getirecek. Mobilefest’te yer alacak firmalar, profesyonel markalarla birlikte anılmanın yanı sıra, bu markalarla bire bir etkileşime geçme şansını da yakalayacak. 

Bu kapsamda hem iş dünyasına hem de son kullanıcılara yönelik seminer, atölye çalışmaları ve etkinlikleri içerecek olan Mobilefest, fuar alanında ise katılımcılara festival niteliğinde bir etkinlik yaşatacak. Mobilefest’te, 2 binin üzerinde sektör profesyoneli ve 50 bini aşkın ziyaretçinin ağırlanması hedefleniyor.

Türkiye’deki mobil uygulama fırsatları masaya yatırılacak

Organizasyon, MMA Innovate Summit, fuar alanı ve festival olmak üzere üç ana bileşenden oluşuyor. Imagine the Future, Innovate Istanbul sloganıyla düzenlenen MMA Innovate Summit kapsamında, mobil uygulama gündemindeki konular ve yeni teknolojiler tartışılarak sektörel öngörüler paylaşılacak.

MMA Innovate Summit kapsamındaki içerikler, mobil pazarlamanın gelişmesi ve yayılması amacıyla dünya çapında 50’den fazla ülkede 800’den fazla üyesiyle faaliyet gösteren bir endüstri girişimi olan MMA (Mobile Marketing Association) tarafından planlanıp hazırlanıyor. Türkiye’deki mobil uygulama fırsatlarını da tüm detaylarıyla masaya yatıracak olan MMA Innovate Summit, 4 gün süren ve her günü ayrı bir konsepte odaklanan oturumlardan oluşuyor.

Mobil uygulamalar alanında çalışan girişimciler, kuluçka firmaları, yatırımcılar ve sektör profesyonellerinin katılımıyla gerçekleşecek olan ikinci günün oturumlarında ise mobil odaklı girişimler ve girişimcilik ekosistemi işlenirken, aynı gün Startup Ödül Töreni ve 5G Paneli gerçekleşecek.

Zirvenin üçüncü gününde, son kullanıcıya ve doğrudan tüketicilere hizmet veren sektör profesyonellerinin pazar dinamiklerini ve mobil dünyadaki en son teknolojik gelişmeleri tartışacakları bir oturumlar dizisi yapılacak. Bu kapsamda, inovasyon ve yeni teknolojiler, yapay zeka, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, nesnelerin interneti ve blockchain teknolojileri tartışılacak.

Dördüncü günde, mobil uygulamalar pazarından en önemli payı almakta olan mobil oyunlar, sektör profesyonelleri, yazılım geliştiriciler ve mobil oyun meraklıları tarafından ele alınacak. Günün başlıkları ise mobil oyunlar, oyunsallaştırma ve e-spor olacak.

Organizasyonla ilgili ayrıntılı bilgi için mobilefest.net adresine bakılabilir.

 

İş Bankası, Workup kapsamındaki girişimcilerini Silikon Vadisi’ne götürüyor

0

Banka, girişimleri dünya çapındaki şirket ve yatırımcılarla buluşturacak

İş Bankası, ana destekçisi olduğu Workup girişimlerini global şirketler ve yatırımcılar ile buluşturmak üzere San Francisco’ya götürüyor. İş Bankası’nın Silikon Vadisi’ndeki inovasyon merkezi Maxitech ve ABD’li danışman firma US Market Access Center (USMAC) işbirliği ile yürütülen yurtdışı programının ilk ayağı, Türkiye’de gerçekleştirildi. Workup’ın 5. dönem girişimleri ve önceki dönem mezunlarına USMAC’in alanında uzman mentorlarından üç gün boyunca ABD’de etkin satış, sunum ve iş geliştirme teknikleri konusunda eğitim ve mentorluk verildi. Eğitimin sonunda programın ABD’de yürütülecek bölümüne katılacak 3 girişim seçildi. Seçilen girişimler Agrovisio, PCI Checklist ve Holonext; uluslararası pazarlara açılma hedefi ile kendi alanlarıyla ilgili iş geliştirebilecekleri global şirketler ve yatırımcılarla buluşmak üzere Ekim ayı sonunda San Francisco’ya gidecek.

Üç girişim Vadi’ye gidiyor

Girişimlerin Türkiye’de yarattıkları değere ek olarak uluslararası pazarlara açılmalarını daima destekleyen Workup Girişimcilik Programı, seçilen 3 girişimin kendi dikeyinde iş geliştirebileceği kişiselleştirilmiş bir yurtdışı programını hayata geçirerek, programın global vizyonunu bir kez daha vurgulamış oldu. Workup’ın yurtdışı programına seçilen şu girişimler Silikon Vadisi’ne gidiyor: Agrovisio, PCI Checklist ve Holonext.  

2017 yılının Mayıs ayından bu yana Kolektif House bünyesinde yürütülen Workup Girişimcilik Programı’na kabul edilen girişimlere, 6 ay süre ile ofis ve mentorluğun yanı sıra yatırım ve iş geliştirme konularında işbirliği desteği sunuluyor. Bugüne kadar 67 girişimin seçildiği ve ilk 4 dönemde toplam 40 mezunun verildiği Workup’ın Aralık ayında sona erecek 5. dönemi 10 girişim ile devam ediyor.

Diğer banka hesapları da İşCep’te

0

 Softtech’in geliştirdiği ve Türkiye’de ticari bankacılıkta bir ilk olan TekCep hizmeti ile Türkiye İş Bankası’nın tüzel kişi firma müşterileri, farklı bankalardaki hesap hareketlerini ve bakiyelerini İşCep üzerinden takip ediyor

İş Bankası müşterisi firmalar, TekCep ile vadeli-vadesiz hesaplarının bulunduğu diğer bankaların dijital kanallarına girmelerine gerek kalmadan veya e-postalarına bakmadan, tek bir ekrandan hesap hareketlerini görebiliyor. Halihazırda tüm bankaların müşterilerine sağladığı, hesap hareketlerinin müşterinin talep ettiği ortama veri olarak aktarıldığı online hesap ekstresi hizmetleri, İş Bankası müşterilerine tek ekran üzerinden sunuluyor. Şu anda sadece İşCep üzerinden kullanılabilen hizmet, ilerleyen dönemde İş Bankası İnternet Şubesi kanalıyla da kullanılabilecek.

Softtech’in teknolojik gücünün İş Bankası’nın yaygınlığı ve yenilikçi yaklaşımı ile birleştiği TekCep hizmeti, bankacılığın geleceği olan ve günümüzde adımları atılan “açık bankacılık” için Türkiye’de gerçekleştirilen en önemli adımlardan biri olarak değerlendiriliyor.

TekCep ile zaman tasarrufu ve kolaylık sağlanıyor

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Şahismail Şimşek, TekCep’in tanıtıldığı basın toplantısında yaptığı konuşmada, teknolojideki değişim ve dönüşümü kurum içinde uygularken, bir yandan da sağladıkları hizmet ve ürünlerle müşterilerinin dijitalleşme süreçlerine destek olduklarını söyledi. Günümüzde müşterilerin artık daha hızlı, daha kolay ve ergonomik olanı tercih ettiklerini belirten Şimşek, bu hizmetin, Avrupa ve ABD’de bile henüz tam uygulanamayan, kısıtlı örnekleri bulunan açık bankacılık uygulamalarına iyi bir örnek olduğunu vurguladı.

Softtech Genel Müdürü M. Murat Ertem de “Biz, insanların potansiyellerini gerçekleştirmelerine olanak sağlamak için hayata zaman yaratıyoruz. Bu amaç doğrultusunda, teknolojinin yapabileceği hiçbir işi insana yaptırmamak için çalışıyoruz. TekCep, bunun güzel bir örneği. İş Bankası’nın ticari müşterileri, İşCep uygulamalarında yer alan TekCep sayesinde, diğer bankalardaki hesaplarını tek uygulama içinde görüp zaman kazanacaklar” diye konuştu.

Mahkeme kararı: Booking.com haksız rekabete neden oluyor

1

30 aydan fazla süren mahkeme sürecinde yeni gelişmeler var

İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi, booking.com’un haksız rekabete neden olduğu kararına vardı. Türkiye’deki faaliyetleri tedbiren durdurulan booking.com’a Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin (TÜRSAB) açtığı “Haksız rekabetin tespiti” davasında karar çıktı. Karara göre, mahkeme davayı kabul ederek booking.com’un haksız rekabete neden olduğu hükmüne vardı. 

Kararda ayrıca  booking.com’un sözleşmelerdeki aykırılıkları gidermesi,  500 bin TL teminat ödemesi ve “en iyi fiyat” ifadesini silmesi halinde faaliyetlerine devam edebileceği açıklamasına yer verildi.

Mart 2017’de rezervasyonlara kapatılmıştı

Bilndiği gibi, Mart 2017’de booking.com’un Türkiye’de yerleşik otel, konaklama tesislerinin pazarlanması ve pazarlanmasına aracılık edilmesi yönündeki faaliyetin durdurulmasına, bu konuda Bilgi Teknolojileri Kurumu’na yazı yazılmasına karar verilmişti. Bu kararın ardından mahkeme kararı tebliğ edilmiş ve Booking’in haksız rekabete olduğu gerekçesiyle yurtiçindeki otellerde rezervasyon yapması engellemişti. Bununla birlikte kullancılar yurtdışındaki otellere rezervasyon yapmaya devam edebiliyor. Bununla birlikte Rekabet Kurumu, TÜRSAB’ın başvurususnun ardından Booking’e o dönemde haksız rekabet gerekçesiyle 2,5 milyon TL’nin üzerinde ceza vermişti.

Son olarak, sitenin yurtiçi rezervasyonlara kapatıldığı dönemde Türkiye’de 13 binden fazla otel müşterisi bulunduğunu not edelim.

 

Mynet 5 milyon dolar yatırımla oyun stüdyosu kurdu

0

Mynet, küresel oyun pazarında iddiasını ortaya koydu ve 5 milyon dolarlık yatırımla oyun stüdyosu açtı

Oyun dünyasındaki gücünü artırmak için önemli bir hamle yapan Mynet, Türkiye başta olmak üzere tüm dünyadaki mobil oyun yapımcılarının oyunlarını küresel çapta başarıya ulaştırmak hedefiyle hyper-casual 
mobil oyun yayıncı stüdyosu ‘Funpac’i 5 milyon dolar ilk yatırımla kurdu.  

Geçtiğimiz günlerde faaliyete geçen Funpac, ilk etapta ‘hyper-casual’ oyunlarla global pazarlarda iddiasını ortaya koymak istiyor. Bunun için Türkiye ve yurt dışından önde gelen oyun stüdyolarıyla da iş ortaklığı anlaşması imzalayan Funpac, bu ortaklıklarla büyümeye devam edecek. 

Profesyonel ekip, sağlam maddi güç

 Funpac ekibi, yurt dışında mobil oyun sektöründe dünyanın önde gelen firmalarında uzun yıllar çalıştıktan sonra Türkiye’ye dönmüş profesyonel isimlerden oluşuyor.  Daha öncesinde 12 yıldan fazla mobil oyun tecrübesinin yanında 6 yıla yakın Spil Games (Hollanda) Ülke Müdürlüğü yapan Funpac / Mynet Oyun Yayıncılık iş biriminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Aksoy, en büyük artılarının oyun pazarındaki bilgi birikimi ve sağlam bir finansal güç olduğunu söyledi. 

Mobil oyun pazarında, özellikle de hyper-casual oyunlar açısından yoğun bir rekabet yaşandığını belirten Aksoy, yurt dışından da stüdyolarla anlaşmalar yaparak ortak çalışmalar yürüttüklerini kaydetti. Aksoy, “Biz Türk oyun geliştiricilere güveniyor ve dünya pazarına çok önemli oyunlar kazandıracağımıza inanıyoruz” dedi. 

Funpac, oyun yapımcılarının önünü açıyor 

Dünya oyun pazarında rekabetin katbekat fazla olduğunu belirten Aksoy, bir oyunun bu ortamda başarılı olabilmesinin şartlarını şöyle açıkladı: “Öncelikle oyunun tasarımı çok iyi ve dikkat çekici olmalı. Diğer yandan bir oyunun US App Store’da top10’a çıkması için günde en az 50 bin civarında indirme sayısına ulaşması gerekiyor ki, bunun için de çok ciddi bir bütçe aranıyor. Çoğu oyun stüdyosunda bu maddi gücü bulma ve bunu büyümek için etkin şekilde kullanabilme konusunda sıkıntı olabiliyor. Biz Funpac olarak bu işte nasıl başarılı olunacağını göstermek için oyun yapımcılarına koçluk, oyun dizaynı ve pazarlama konusunda her türlü desteği veriyor ve onlarla birlikte gelir paylaşımı modeliyle ilerliyoruz. Oyun yapımcılarının üzerinden yükü alıyoruz, onlara sadece oyunlarına odaklanıp daha da harika hale getirmek kalıyor.”

Dünyanın en iyi 25 şirketi açıklandı

0

Dünyanın En İyi Çok Uluslu İşverenleri araştırmasının sonuçları açıklandı

Great Place to Work’ün Fortune ile ortak gerçekleştirdiği ve 8 binden fazla şirketin analiz edildiği araştırmada Cisco birinciliği elde etti. Hilton ikinci olurken, geçen yılın lideri Salesforce üçüncü sırada yer aldı. 

Araştırmada yer alan şirketler, güvenilirlik, saygı, hakkaniyet, gurur ve takım ruhu boyutlarında analiz edildi. Analiz sonuçları, çalışanların güven kültürünü içselleştirebilen şirketlerde daha mutlu bir şekilde çalıştıklarını gösterdi.

Tahtın yeni sahibi Cisco

Dünya genelinde 5 binden fazla çalışana sahip, aynı zamanda 58 ülke veya bölgede Great Place to Work’ün Ulusal En İyi İşverenleri listesinde yer alan şirketlerin bulunduğu listenin analizi sonucunda liderliği Cisco aldı. İkinci sıra Hilton’un olurken, bir önceki yılın lideri Salesforce bu sene üçüncü sırada kendisine yer buldu.

Yüzde 86’sı çalışma arkadaşına güveniyor

“Güven” global çapta gerçekleşen analizde; tüm dünyadaki çalışanların ortak olarak birleştiği değer oldu. Çalışanlar, “harika bir iş yerini” genel olarak liderlerin güvenilirlik, saygı ve hakkaniyet gösterdiği bir yer olarak tanımladı. Dünyanın En İyi İşverenleri’nde çalışanların yüzde 86’sı bu iş yerinde uzun süre kalmak istediklerini, yüzde 88’i ise işlerinde ekstra çaba göstermeye istekli olduklarını belirttiler. Çalışanların yüzde 86’sı iş yerlerindeki çalışma arkadaşlarına güvendiklerini söylediler. Bu sonuç, Great Place to Work’ün 9 yıl önce başladığı araştırmalara kıyasla, Dünyanın En İyi 25 İşverenleri’nde çalışanların “çalışmak için harika bir iş yeri” olarak belirlediği değerlerde yüzde 5 oranında artış olduğunu gösterdi.

Asya’da çalışma saatleri baskı oluşturuyor

Araştırmada Latin Amerika’daki politik ve ekonomik karışıklığın çalışanlar ve kurumların işini zorlaştırdığı, Asya’da haftada 70 saatlik çalışma süresinin çalışanlar üzerinde baskı oluşturduğuna ilişkin sonuçlar elde edildi. Avrupa’da haklar ve sorumluluklarla ilgili endişelerin yaşandığı, Amerika Birleşik Devletleri ile Kanada’da ise sık sık yapılan kurumsal faaliyetlerin çalışanları negatif yönde etkilediği ortaya çıktı.

Avrupa’da adalet, Latin Amerika’da güvenlik ön planda

Bölgesel farklılıklara dikkat çeken Great Place to Work Türkiye Ülke Müdürü Eyüp Toprak, “Great Place to Work’ün gerçekleştirdiği ve 3,4 milyon çalışanın katıldığı ‘İş Yeri Kültürü Araştırması’nda, Amerika ve Kanada’da takım ruhunun hayati önem taşıyor. Latin Amerika’da psikolojik güvenliğin kilit önemde olduğu görüldü. Avrupa ve Asya’da ise çalışanlar adalet ve iş yaşam dengesi konularında hassasiyet gösteriyorlar” dedi.

Dünyanın En İyi Çok Uluslu İşverenleri listesi:

1. Cisco 2. Hilton 3. Salesforce 4. DHL Express 5. Mars Inc 6. SAP SE 7. EY 8. Stryker Corparation 9. SAS 10. WORKDAY 11. The Adecco Group 12. Roche 13. Mercado Libre 14. American Express 15. Adobe 16. AbbVie 17. Intuit Inc. 18. Admiral Group PLC. 19. Belcorp 20. Scotia Bank 21.Atento 22. Natura 23. MCDONALD’S 24. Santander 25. AT&T Latin America

Hepsiburada ve CarrefourSA’dan işbirliği: Hepsiexpress

Hepsiburada, CarrefourSA’nın organize gıda perakendeciliğindeki deneyimi ve uygun fiyatlı geniş ürün gamıyla bir araya getiriyor

Hepsiburada, Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki  CarrefourSA ile müşterilerinin hayatını kolaylaştıracak bir iş birliğine imza attı. Türkiye’de bir ilk olan Hepsiexpress ile, bir evin günlük, haftalık veya aylık ihtiyacı olan geniş seçenekteki market alışverişi, CarrefourSA kalitesiyle gerçekleştirildikten sonra müşterilerin gün içinde seçtikleri zaman dilimine uygun olarak teslim edilecek.

Hepsiexpress’e özel olarak kurulan, soğuk zincire uygun yüzlerce araçtan oluşan dev dağıtım filosu ile CarrefourSA’nın yaş sebze meyveden sağlık ve kozmetiğe, et, balık, tavuktan süt ürünlerine kaliteli, taze ve seçkin ürünleri Hepsiburada müşterilerine  ulaştırılacak. İlk etapta İstanbul’da belirli semtlerde başlayacak hizmetin yeni yılla birlikte Türkiye geneline yaygınlaştırılması planlanıyor. Hepsiexpress operasyonları, satış sonrası destek ve müşteri hizmetleri  Hepsiburada’nın güvencesiyle müşterilere sunulacak.

“Türkiye’de süpermarket alışverişine boyut atlatıyoruz”

Hepsiburada CEO’su Murat Emirdağ, Hepsiburada’nın müşteri ihtiyaç ve beklentilerine göre sürekli kendini yenilediğine vurgu yaparak, ” Amacımız; müşterilerimize aradıkları her şeyi evlerinin konforunda, kolaylıkla bulabilecekleri, uçtan uca eşsiz bir online satın alma deneyimi sunmayı sürdürmek. Fiziksel ve dijital dünyanın birbiriyle iç içe geçtiği günümüzde, tüketici alışkanlık ve eğilimlerini öngörerek; CarrefourSA’nın süpermarket alışverişlerinde en güçlü olduğu yaş meyve sebze, kalite, ürün çeşitliliği gibi avantajlarını bizim 20 senelik teknoloji, online alışveriş tecrübemiz, lojistik ve müşteri hizmetleri alanındaki gücümüzle birleştirdik. Türkiye’ye kazandırdığımız bu yeni modelle süpermarket alışverişine boyut atlatıyoruz.” dedi.

Hepsiexpress, yeni nesil market vizyonumuzun dijital dünyadaki yansımasıdır”

“CarrefourSA olarak güvenilir ve kaliteli ürünlerimizi en uygun fiyat politikasıyla marketlerimizden günde 500 bin kişiye ulaştırıyoruz. Dünya büyük bir hızla dijitalleşirken biz de bu sürece ayak uydurarak yeniliklere imza atıyoruz” diyerek sözlerine başlayan CarrefourSA Genel Müdürü Kutay Kartallıoğlu, şunları söyledi: “Reyonlarımızda yer alan yaklaşık 25 bin ürünü önce carrefoursa.com online marketimize, ardından da CarrefourSA Online Market mobil uygulamamıza taşıdık. Müşteri deneyimleriyle yol haritasını belirleyen bir marka olarak dijital platformlardaki müşteri alışkanlıklarını takip ediyoruz. Müşterinin ihtiyaçlarını birden çok farklı kanaldan giderme arayışını gözlemleyerek farklı kanallarda yer almaya başladık. Bu çerçevede Hepsiexpress ile bir ilke imza atıyor, bir markette yer alan taze gıda, kuru gıda, kişisel bakım ve temizlik ürünleri, kozmetik, ev tekstili vb. binlerce ürünü müşterilerin parmaklarının ucuna getiriyoruz.”

Görsel: Murat Emirdağ (Hepsiburada CEO’su), Kutay Kartallıoğlu (CarrefourSA Genel Müdürü)

Eurasia Blockchain Summit yarın başlıyor

0

Etkinlikte kripto para alanındaki gelişmeler değerlendirilecek

Eurasia Blockhain Summit, 18 Ekim – 19 Ekim tarihleri arasında Wyndham Grand Hotel Levent’te  düzenlenecek. Etkinlikte ülkemizde ve dünyadan teknoloji ve finans alanlarındaki konuşmacılar blockchain ve kripto para teknolojilerinin geleceğini ele alacak. 

Dikkat çeken konuşmacılar

Huobi Group ve Kemer Partners tarafından gerçekleştirelecek olan Eurasia Blockchain Summit’in konuşmacıları arasında Prof. Dr. Göksel Aşan (Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı), Dr. Soner Canko (BKM Genel Müdürü), Chris Lee (Huobi Group CFO’su), Meltem Demirors (Coinshares CSO’su), Burak Aydın (SabancıDx CEO’su), Noah Jessop (Honeyminer CEO’su), Barış Özistek (Boğaziçi Ventures Başkanı) ve Hakan Erkan (Turkcell Dijital İş Servisleri Genel Müdürü). 

Bağlantı dünyasının liderleri DE-CIX İstanbul Zirvesi 2019’da buluştu

0

Bağlantı ekosistemi DE-CIX ev sahipliğinde telekom ve bilişim sektörünü bir araya geldi

16 Ekim’de İstanbul’da gerçekleşen, Microsoft’un Platinum Sponsor olduğu DE-CIX İstanbul Zirvesi’nde uzman isimler, birbirine bağlı ekosistemin genel bir fotoğrafını çekerek, başta bulut olmak üzere bugünün gerekliliklerini, yeni teknolojileri, fırsatları ve geleceğin bağlantı dünyasını masaya yatırdı.  

İstanbul: Birbirine bağlı dünyanın stratejik bağlantı noktası

İnternet Değişim operatörü DE-CIX’in çeyrek asrı aşkın tecrübesi ile 2015 yılında BTK desteği ile kurulan Türkiye’nin tek resmi İnternet Değişim Noktası DE-CIX İstanbul, bu sene dördüncüsünü düzenlediği zirvede, sektöre yön veren isimlerin yanı sıra, saniyede 7.6 Terabit veri trafiği ile dünya rekoru kıran DE-CIX Frankfurt’un uzman kadrosuna da ev sahipliği yaptı. DE-CIX International CEO’su Ivo A. Ivanov, DE-CIX’in “birbirine bağlılık” vizyonunu anlatırken, Asya’dan Amerika’ya uzanan bağlantı hattında İstanbul’un özellikle Asya ve Avrupa arasındaki stratejik konumuna dikkat çekti.  

DE-CIX Türkiye Bölge Direktörü Bülent Şen’in İstanbul adına ev sahipliğini üstlendiği zirvede DE-CIX DirectCLOUD İş Geliştirme Yöneticisi Harald Kriener, bulut bağlantı konusuna odaklanarak Türkiye’de kesintisiz işleyen bir ekosistem yaratmak için bulutun önemine vurgu yaptı. DE-CIX Ürünler ve Araştırma Bölüm Başkanı Dr. Christoph Dietzel ise birbirine bağlı bir ekosistemde geleceği tasarlamak üzere, mevcut ve gelecek teknoloji & hizmetler ışığında kapsamlı bir gelecek öngörüsünde bulundu.

 Birbirine bağlı ekosistemde başrol bulut çözümlerde

DE-CIX İstanbul Zirvesi 2019’a damgasını vuran bulut bağlantı çözümleri, hem Microsoft Azure & Hibrit Bulut Platformları Direktörü Cüneyt Batmaz’ın “Bulut Şimdi Daha Yakın” başlıklı konuşması hem de önde gelen Bulut Hizmet Sağlayıcıları’nın katıldığı bir panelle A’dan Z’ye konuşulan konular arasında yer aldı. Cüneyt Batmaz, Microsoft’un bulut alanında yaptığı yeni yatırımlara odaklanarak, bu yatırımlarla Microsoft kullanıcılarının bulut deneyimlerini nasıl maksimum seviyeye taşıdıklarını anlattı. Amazon Web Services Ülke Müdürü Yinal Özkan, Microsoft MEA (Ortadoğu ve Afrika) Bölgesi Bulut Altyapıları Yöneticisi Mehmet Üner ve IBM Bulut Bilişim Çözümler Müdürü Bora Taşer’in katıldığı panelde ise birbirine bağlı dünyanın bir gerekliliği olarak, kapasiteden güvenliğe, çoklu bağlantılardan hibrit altyapılara kadar Türkiye’de bulut bağlantı çözümleri ile ilgili olmazsa olmazlar masaya yatırıldı.

Telekom sektörünün liderleri internet ve altyapıyı konuştu

DE-CIX İstanbul Zirvesi 2019, Türkiye’de Telekom dünyasının lider isimlerini de bir panelle bir araya getirdi. TurkNet Teknik Operasyon Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Uçar, Turkcell Uluslararası ve Toptansatış Yönetimi Direktörü Emre Erdem, Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin ve Türk Telekom International Fiyatlandırma ve Satın Alma Direktörü Ali Nezih Sözmen’in katıldığı panelde telekom sektörünün dünü, bugünü ve birbirine bağlı dünya ile hızla şekillenen yakın geleceğine dair bir sohbet gerçekleşti. Türkiye’de Telekom altyapısının mevcut durumu, birbirine bağlı dünyaya paralel olarak yaşanan dijital dönüşüm ve bu dönüşüm doğrultusunda atılması gereken adımlara kadar pek çok konu sohbette öne çıktı.

Sovos ve Sovos Foriba regülatif uyum sürecini hızlandırıyor

0

Birleşmenin ardından Sovos Foriba çözümlerinin, Sovos S1 Platformu’na entegrasyon çalışmaları hız kazandı

Modern vergi yazılımları ve raporlama çözümleri şirketi Sovos’un regülasyon teknolojileri alanında Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden Foriba’yı satın almasının ardından iki şirket yetkilileri, gelecek hedeflerine yönelik olarak ilk basın toplantısını düzenledi. Toplantıda dünya ve Türkiye e-Dönüşüm pazarının değerlendirmesini yapan Sovos Avrupa Yönetici Direktörü James Buckley ve Sovos Foriba CEO’su Koray Gültekin Bahar, Sovos-Foriba birleşmesiyle global pazardaki şirketlerin regülatif zorunluluklara uyum süreçlerinin hızlanacağını açıkladı.

Toplantıda söz konusu birleşmenin üç ana bileşeni olduğu belirtilirken, bu unsurlar Sovos’un dijital bir dünya için sunduğu ilk uçtan uca global vergi çözümünün geliştirilmesi, Avrupa ve dünyanın diğer ülkelerindeki şirketlerin yeni vergi zorunluluklarına uyum sağlamalarına destek verilmesi ve büyük ölçekli SAP projelerinin desteklenmesi olarak açıklandı.

Sovos S1 Platformu’na entegrasyon

Sovos Avrupa Yönetici Direktörü James Buckley, birleşmenin ardından öncelikli olarak, Foriba çözümlerini Sovos S1 Platform’una entegre etmek üzere çalışmalara başladıklarını söyledi. Buckley, “Bu entegrasyon tamamlandığında, özellikle çokuluslu şirketlerin uyumluluk operasyonlarını merkezileştirmelerine ve global vergi gerekliliklerini daha kapsamlı bir şekilde yerine getirebilmelerine yardımcı olacağız” dedi. Global e-Dönüşüm pazarına ilişkin bilgiler de veren Buckley, “Ekonomileri katma değerli vergiye dayanan ülkelerde yer alan işletmelerin, 2025 yılına kadar tüm faturalarının yüzde 75’ini elektronik ortama geçirmeleri ve fatura değişimini çok kısa sürelerde ya da gerçek zamanlı olarak gerçekleştirmeleri bekleniyor” şeklinde konuştu.

Akıllı telefonlar POS cihazına dönüşüyor

Sovos Foriba CEO’su Koray Gültekin Bahar ise toplantıda Türkiye e-Dönüşüm pazarına ilişkin değerlendirmeler yaptıktan sonra sunacakları yeni hizmetin müjdesini verdi. Güvenli mobil ödeme ve elektronik belge yönetim sistemi uygulamasının 1 Eylül itibariyla devreye girdiğini ve artık akıllı telefonların POS cihazına dönüşeceğini hatırlatan Bahar, Sovos Foriba olarak Türkiye’de bu konuda hizmet sunan  şirketlerden biri olacaklarını belirtti. Bahar, “Gelir İdaresi Başkanlığınca devreye alınan uygulamayla kayıt dışılığın yoğun olduğu sektörlerde e-Fatura, e-Arşiv, e-İrsaliye, yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar gibi elektronik uygulamalar hayata geçirilecek. Bu konuda tüm hazırlıklarımızı tamamladık. 5 farklı ödeme firması ile anlaşma yaptık” dedi.

 

Dünya Rekabet Forumu, Küresel Rekabet Raporu 2019’u açıkladı

0

Raporda, Küresel Rekabetçilik Endeksi 4.0’ın temel amacının, bir yandan 2008 krizinin, bir yandan da 4. Sanayi Devriminin harekete geçirdiği uzun dönemli dinamikleri rekabet gücü tanımına katmak ve böylece ekonomi politikaları için yeni bir kıyaslama aracı yaratmak olduğu vurgulanıyor

TÜSİAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF), İsviçre’de yerleşik olan Dünya Ekonomik Forumu (DEF) tarafından hazırlanan 2019 Küresel Rekabetçilik Raporunu (KRR) Türkiye kamuoyu ile paylaştı. Raporda ülkelerin rekabet gücü sıralamalarında ilk kez geçen yıl yayınlanan yeni bir endeks temel alınıyor. Çalışmada, Küresel Rekabetçilik Endeksi 4.0 (Global Competitiveness Index 4.0) adı verilen bu endeksin temel amacının, bir yandan 2008 krizinin, bir yandan da 4. Sanayi Devriminin harekete geçirdiği uzun dönemli dinamikleri rekabet gücü tanımına katmak ve böylece ekonomi politikaları için yeni bir kıyaslama aracı yaratmak olduğu vurgulanıyor.

4. Sanayi Devrimi’nin dört ana kavramı olan esneklik (resilience), çeviklik (agility), inovasyon ekosistemleri (innovation ecosystems) ve insan odaklı yaklaşım (human centric approach) kavramları doğrultusunda 12 yeni bileşen kullanılmış.

Raporda Türkiye’nin yeri

Türkiye ile ilgili değerlendirmeye gelince, raporda Türkiye’nin 2019 itibariyle, kişi başına düşen 9 bin 346,2 ABD dolarlık bir gelire, Türkiye’nin GSYİH’sinin dünya toplamında yüzde 1,70’lik bir paya sahip olduğu hatırlatılıyor.

2019 dönemi Küresel Rekabetçilik Endeksi hesaplamalarına göre, Türkiye 141 ülke arasından 2018’de olduğu gibi 61. sırada yerini korumuş. Göreceli olarak Türkiye’nin iyi performans gösterdiği bileşenler Bilgi ve İletişim Teknolojileri (57,8 puan), altyapı (74,3 puan), İşgücü Piyasası (52,9 puan). Türkiye, 12 bileşenin 11’inde Avrupa ve Kuzey Amerika ortalamasının gerisinde yer alıyor. İleri olduğu bileşen ise 13. sırada olduğu pazar büyüklüğü bileşeni.

İşgücü Piyasasına bileşeninde küçük ancak önemli iyileşmeler olduğu vurgulanıyor: Yabancı işçi çalıştırma kolaylığı (63. sırada), işçi hakları (109. sırada), kadınların işgücü piyasasına katılımı (112. sırada) bileşenleri gibi.

Türkiye’nin makroekonomik ortam bileşeninde 61.3 puanla 129. sırada olup ciddi bir düşüş yaşadığı görülüyor.

Aşağıdaki tablo, Küresel Rekabetçilik Endeksi’nin hesaplanmasında kullanılan ana bileşenlerde Türkiye’nin yerini gösteriyor. 

KÜRESEL REKABETÇİLİK ENDEKSİ 4.0 BİLEŞENİ

141 ÜLKE ARASINDA TÜRKİYE’NİN SIRALAMASI (2019)

140 ÜLKE ARASINDA TÜRKİYE’NİN SIRALAMASI (2018)

Kurumsal Yapılanma

71

71

Altyapı

49

50

Bilgi ve İletişim Teknolojileri

69

71

Makroekonomik Ortam

129

116

Sağlık

42

48

Beceriler

78

77

Mal Piyasası

78

76

İşgücü Piyasası

109

111

Mali Sistem

68

65

Pazar Büyüklüğü

13

13

İş Dünyasının Dinamizmi

75

76

İnovasyon Kabiliyeti

49

47

2019 Küresel Rekabetçilik Raporu’nun rekabet gücü sıralamasında yer alan 141 ülke arasında ilk üç sırayı bu sene Singapur, ABD ve Hong Kong aldı. Rekabet gücü sıralamasındaki ilk 10 ülke ise aşağıdaki gibi: 

İlk 10 Ülke

Küresel Rekabetçilik Endeksi 4.0’a Göre 2019 Sıralaması

Küresel Rekabetçilik Endeksi 4.0’aGöre 2018 Sıralaması

Singapur

1

2

A.B.D

2

1

Hong Kong

3

7

Hollanda

4

6

İsviçre

5

4

Japonya

6

5

Almanya

7

3

İsveç

8

9

İngiltere

9

8

Danimarka

10

10

 

Türkiye’de en çok maruz kalınan dolandırıcılık türü veri hırsızlığı

0

Rapora göre Türkiye’de veri hırsızlığı, kimlik hırsızlığı/sosyal mühendislik, hesap ele geçirme ve dijital kanallarda sahte başvuru en yaygın karşılaşılan dolandırıcılık türleri arasında yer alıyor

Experian ve Forrester Consulting iş ortaklığında Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgelerinde yaklaşık 1000 şirketle görüşülerek hazırlanan ‘2019 Yılı EMEA Bölgesi Dolandırıcılık Raporu’ yayımlandı. 

Türkiye’de şirketlerin yüzde 67’si en çok maruz kalınan dolandırıcılık türünün veri hırsızlığı olduğunu düşünüyor

Rapora göre; günümüzde en yaygın üç dolandırıcılık türü, veri hırsızlığı, kimlik hırsızlığı/sosyal mühendislik ve dijital kanallara sahte başvuru. Bu dolandırıcılık türünde tüm ülkelerin ortalaması yüzde 58 iken Türkiye’de yüzde 67 gibi çok yüksek bir oranda görülmesi dikkat çekiyor.

Şirketler dolandırıcılık risklerini etkili şekilde yönetemediklerinin farkında

Bulgular dolandırıcılığı önleme kabiliyetlerini ve süreçlerini iyileştirme firmaların yüzde 85 gibi büyük çoğunluğu için öncelikli olduğunu gösteriyor. Her beş kişiden ikisi (yüzde 40) dolandırıcılığın işletmelerinde değerlendirildiğini ve anlaşıldığını söylüyor. Ama buna karşılık, firmaların sadece yedide biri, yani yüzde yüzde 14’ü dolandırıcılığı önleme yeteneklerinin gerçekten iyi bir şekilde optimize edildiğine inanıyor. Türkiye’de bu oran yüzde 18 seviyesinde. 

Türkiye dolandırıcılık yönetim teknolojilerine yatırım yapmayı en çok isteyen ülke

Rapora göre dolandırıcılığın karmaşıklığı, hızla değişimi ve ortaya çıkan zorluklar çoğu şirket için sorun olmaya devam edecek. Raporda, çoğu şirketin önümüzdeki üç yıl içerisinde otomasyona, makine öğrenimine ve öngörüsel analizlere ciddi ölçüde yatırım yapacağı belirtiliyor. Türk özel sektörü, yüzde 73 ile “dolandırıcılık yönetimi teknolojilerine” yatırım yapmayı diğer ülkelere göre en çok isteyen ülke konumunda. Türkiye’yi yüzde 72 ile Danimarka, yüzde 70 ile Polonya izliyor.

Dolandırıcılığa karşı yatırım hedefleri ülkeler bazında farklılık gösteriyor

Türkiye “dolandırıcılık yönetimi danışmanları ve üçüncü taraf hizmetlerine en çok yatırım yapmak isteyen ülkeler arasında yüzde 55 oranıyla ikinci sırada. Türkiye ikinci sırayı Polonya ile paylaşıyor. Burada birinci sırada yüzde 56 ile Danimarka, üçüncü sırada ise yüzde 47 ile Birleşik Krallık yer alıyor.

Dolandırıcılık yönetimi dış kaynak kullanımı konusunda da yine Türkiye ön sıralarda yer alıyor. Yüzde 57 ile Türkiye, yüzde 53 ile ilk sırada olan Polonya’yı ikinci sıradan takip ediyor. Yüzde 47 ile üçüncü sırada yine Birleşik Krallık bulunuyor.

Aynı şekilde “Dolandırıcılık yönetimi çalışan eğitimi ve farkındalık” yatırımları konusunda da ilk sırada yüzde 68 oranıyla Polonya yer alırken, Türkiye yüzde 63 ile ikinci sırada yer alıyor. Birleşik Krallık ve İspanya yüzde 62 ile üçüncü sırayı paylaşıyor. Türk özel sektörü genel dolandırıcılık yönetim bütçesini artırma konusunda da yüzde 62 ile ilk sırada yer alıyor.

Görsel: Serter Baltacı, Experian Türkiye ve Orta Doğu Genel Müdürü 

 

Türkiye mültecilere yönelik yenilikçi çözümlere öncülük ediyor

0

Türkiye, mültecilere yönelik yenilikçi çözümleri hızlandırarak SKA’lara ulaşmayı hedefleyen uluslararası kamu-özel sektör ortaklığına öncülük ediyor

New York’ta BM Genel Kurulu’nun 74’üncü oturumu esnasında Türk hükümeti ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) 23 Eylül’de ortaklaşa düzenlediği yüksek düzeyli yan etkinlikte, Türkiye’de mültecilerin hayatını kolaylaştıracak yenilikçi çözümler sunuldu. Etkinliğin ev sahipliğini  Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve UNDP Başkan Yardımcısı Mourad Wahba yaptı. Katar Kalkınma Fonu (QFfD) Genel Direktörü Khalifa bin Jassim Al-Kuwari, SKA Etki Hızlandırıcı’nın ortağı olmaya karar verdiklerini açıkladı. Etkinlikte, Bill ve Melinda Gates Vakfı Küresel Politika Direktör Yardımcısı Hassan Damluji ve Avrupa Komisyonu Uluslararası İşbirliği ve Kalkınma Genel Müdürlüğü Direktörü Stefano Manservisi’nin yanı sıra LİMAK Holding ve Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’nın (WFP) temsilcileri de yer aldılar.

Temmuz’da İstanbul’da tanıtımı yapılan SKA Etki Hızlandırıcı (SDG Impact Accelerator) programı sayesinde girişimciler, mültecilerin Dijital Kimlik sistemleri yoluyla geçim imkânlarına, yeniden tasarlanmış tuvaletler yoluyla taşınabilir atıksız sanitasyon sistemlerine erişebilmesini sağlayacak çözümler geliştirdiler. SKA Etki Hızlandırıcı, mültecilerin günlük yaşamlarında karşılaştıkları zorlukları gidermeye yönelik, sektörler ve disiplinler arası iş birliğini yönlendiren ve girişimcilik, inovasyon ve teknolojinin gücünden yararlanan yenilikçi ve çok paydaşlı bir plaformu temsil ediyor.

İki kategoride mültecilere yönelik çözümler

13 Eylül’de tamamlanan ilk ayağında SKA Etki Hızlandırıcı, 14 ülkeden 25 girişimci ekibin katılımına sahne oldu. Startup’lardan ikisi, etkinlikte deneyim ve çözümlerini sundular:

  • Dijital Kimlik kategorisi: Paris ve Nairobi’de yerleşik Gravity Earth, güvenli blokzincir dijital cüzdanda güvenilir dijital kimlik verilerini herkesin alabileceği, saklayabileceği ve yönetebileceği bulut platformu sunuyor. Gravity, İstanbul’dan Sertifier ve Washington DC’den Mark Labs ile iş birliği yaparak, yenilikçi çözümlerini Türkiye’de mülteciler için uygulayacak.
  • Taşınabilir sanitasyon kategorisi: Cambridge’de yerleşik change:WATER Labs, günlük atığın yüzde 90-95’ini yerinde buharlaştıran taşınabilir, atık küçültücü tuvalet geliştiriyor, böylelikle yerelleşmiş sanitasyon hizmeti daha ölçeklenebilir ve sürdürülebilir hale geliyor.

Çalışanların yükünü hafifletecek sanal robotlar iş başında

0

Yeni nesil otomasyon şirketlerinden biri olan Robusta, yapılanmasını hızlandırdı. Şirket Robusta RPA isimli ürünü ile finanstan insan kaynaklarına, müşteri ilişkilerinden satın almaya kadar tüm iş akışlarını yazılım robotları aracılığıyla hızla otomasyona geçiren projelere imza atıyor. Sanal robotlar göreve başlıyor diyebiliriz.

Robusta RPA ile sanal robotlar iş başında

Tanıtımı yapılan Robusta RPA, manuel süreçleri yapay zeka destekli ürünlerle birlikte otomatik hale getiriyor. Gelişmiş sanal robotlar standart iş süreçlerini de böylece otomatikleştiriyor. 

Konu ile ilgili açıklama yapan Robusta Genel Müdürü Murat Dayanıklı, ““Ofis çalışanlarının gün içerisinde zaman ayırdıkları pek çok rutin, tekrar eden ve öngörülebilir görevleri bulunuyor. Bu görevler şirketlerin iş yükünü artırmanın yanı sıra çalışanların daha katmadeğerli işlere odaklanmalarını zorlaştırıyor. Çalışan davranışını taklit edebilen otomasyon teknolojileri yardımıyla işleri hızlandıran, iş süreçlerinin kalitesini ve tutarlılığını artıran, işlerin ölçeklenebilmesini destekleyen ve maliyet avantajı sağlayan çözümümüz RPA şirketlere verimlilik kazandırıyor. Tekrarlı işleri çalışanların üzerinden alan sanal robotlar ile firmalar artık işlerinin ana fonksiyonlarına odaklanabiliyor.” dedi.

Ayrıca Robusta Ürün Geliştirme Direktörü Mustafa Orakçı da yapay zekanın iş dünyasının bir parçası haline geldiğine değindi. Yeni ürün ile şirketlerin verimliliklerinin 5 kata kadar artacağının altını çizdi.

Wi-Fi’ın 20 yıllık serüveninden 20 dönüm noktası

0

1999’dan bu yana hayatımızda olan Wi-Fi’ın 20 yıllık macerasından notlar...

Bir dizi teknoloji şirketi, 1999‘da Kablosuz Ethernet Uyumluluk İttifakı’nı (WECA) kurdu. 30 Eylül 1999’da da 802.11b kablosuz LAN standardı ticari ürünlerde kullanıma sunuldu. Bu tarih, bugün Wi-Fi olarak bilinen kablosuz ağların başlangıcı kabul edilir. Cisco da Wi-Fi’ın 20’nci yılında, bu teknolojinin evrimini ve yakın geleceğini özetleyen 20 kritik gelişmeyi derledi.

Wi-Fi tarihi

  • 1. 1971-Wi-Fi’ın ilk adımları: Hawaii Üniversitesi’nde ALOHAnet adı verilen bir ağ sistemi oluşturuldu. Kablosuz iletişimin daha da geliştirilmesi ve ilerleyen zamanlarda Wi-Fi ağlarının ortaya çıkması için gerekli temel atılmış oldu.

  • 2. 1997-802.11 geliyor: 2Mbps’ye varan hızlara imkân veren 802.11 standardının ilk sürümü tanıtıldı.

  • 3. 1999-WECA’nın doğuşu: Yarım düzine teknoloji şirketi Kablosuz Ethernet Uyumluluk İttifakı’nı (WECA) oluşturdu. 2002‘de WECA adını Wi-Fi Alliance olarak değiştirdi.

  • 4. 1999-802.11b-İlk ‘Wi-Fi’ standardı: ‘Wi-Fi’ adı altında ortaya çıkan ilk standart olan 802.11b duyuruldu. Kullanılabilirlik ve hız açısından 802.11’den üstün olan 802.11b’nin, Wi-Fi devriminin ilk başlangıç noktası olarak kabul edilir.

  • 5. 1999/2000-İlk ticari 802.11b cihazlar görücüye çıkıyor: Wi-Fi popüler dizüstü bilgisayar da dahil olmak üzere ticari cihazlarda boy göstermeye başlar. Artık bilgisayarınız sizinle seyahat edebilecektir. Wi-Fi ticari anlamda giderek daha popüler hale gelir.

  • 6. 2004-Wi-Fi gökyüzünde: Yolculara Wi-Fi erişimi sunan ilk ticari uçuş gerçekleşti.

  • 7. 2005-Wi-Fi sözlükteki en yeni kelime: Wi-Fi terimi Merriam-Webster’ın sözlüğüne eklendi.

  • 8. 2009-802.11n sektörü kökünden değiştiriyor: Yeni 802.11n (Wi-Fi 4) standardı tanıtıldı. 802.11n, MIMO teknolojisi sayesinde iletim hızlarının artırılmasını sağladı, bu da daha fazla antenin daha fazla veri akışı oluşturmasına imkân verdi. Maksimum aktarım hızı da neredeyse 9 katına çıktı. (54 Mbps vs. 450 Mbps)

  • 9. 2010-Yeni inovasyon dalgası: Cisco CleanAir teknolojisi, Aironet 3500 Access Point serisine monte edildi. 

  • 10. 2011-Yeni trend ‘Hotspotlar’: Dünya çapındaki “Wi-Fi hotspot”larının (kamusal alanda kablosuz yerel ağdan internete erişim sağlayan bölge) sayısı 1 milyonu aştı.

  • 11. 2012-Wi-Fi artık evlerimizde: Yeryüzünde her 4 haneden biri Wi-Fi’ya bağlı hale geldi.

  • 12. 2013-802.11ac ile daha yüksek hız: 1 Gbps’in üzerine çıkan 802.11ac standardı tanıtıldı.

  • 13. 2015-Wi-Fi artık yaşamın vazgeçilmez bir parçası: International Data Corporation’ın araştırmasında, Wi-Fi gıdadan sonra insanların mahrum kalmak istemedikleri ikinci şey çıktı. Hatta katılımcıların yüzde 18’i Wi-Fi’yı ilk sıraya koydu.

  • 14. 2018-Wi-Fi majör bir ekonomik etkene evriliyor: Wi-Fi teknolojisinin küresel ekonomik değeri 2 trilyon dolara ulaştı.

  • 15. 2018-13 milyar Wi-Fi cihazı: Dünya çapındaki Wi-Fi cihazlarının sayısı 13 milyara ulaştı. Bu da kişi başına neredeyse 2 Wi-Fi cihazı düşmesi anlamına geliyordu.

  • 16. 2019-Ve Wi-Fi 6 doğuyor: 5 Gbps hızlara ulaşan Wi-Fi 6 kullanıma sunuldu. 5G ağları ile aynı temel üzerine inşa edilen ve tamamlayıcı teknolojiler olarak nitelenen Wi-Fi 6, daha öngörülebilir bir kullanıcı deneyimi sunmakla kalmıyor internet bağlantılı cihazların pillerini de daha az yıpratıyor. 

  • 17. 2021-Hotspot sayısı 10 yılda 500’e katlanacak: Araştırmalarına göre, global hotspot sayısı 2 yıl içinde 500 milyonu geçecek. Bu rakam, 10 yıl öncesine göre 500 kat daha fazla.

  • 18. 2022-Ortalama hız artmaya devam ediyor: 2017’de 24.4 Mbps olan ortalama bağlantı hızının, 2022 itibariyle 54.2 Mbps’e çıkması öngörülüyor.

  • 19. 2022-Wi-Fi geleceğin internetinin lokomotifi olur: Wi-Fi, internet erişiminde en öncelikli kaynak haline gelecek. Cisco’nun VNI araştırmasına göre, global internet trafiğinin yüzde 59’u Wi-Fi üzerinden gerçekleşecek.

Türkiye mobil oyun araştırması açıklandı

0

Türkiye’de her 5 kişiden 2’sinin zihnini tazelemek için başvurduğu dostu, avuçlarının içindeki mobil oyunlar, gün geçtikçe bilinirliğini sürdürüyor

 AdColony ve Nielsen Sports’un uzman bakış açısıyla gerçekleştirdikleri “Mobil Oyun Araştırması” Türkiye’deki mobil oyun oynama alışkanlıklarına ilişkin verileri gözler önüne serdi 2017 yılından sonra 2019 yılında yenisi gerçekleştirilen araştırma, mobil oyunların modasının her geçen gün arttığına dair  bilgiler içeriyor. 

Kullanıcıların yüzde 74’ü reklam izlemeye gönüllü

Sanılanın aksine, kullanıcılar reklamları yüzde 74 gibi çok yüksek bir oranla kendi istekleri ile izliyor. Bunun yanı sıra, diğer bir şaşırtan bilgi ise, 2017 yılında kullanıcıların  yüzde 22’si mobil reklamların ilgilerini çektiğini belirtirken 2019 yılındaki araştırmaya göre mobil oyuncuların yüzde 64’ünün bu reklamları ilgi çekici bulması.  Katılımcıların yüzde 57’si merak edip reklama tıklarken yüzde 34’ü reklamda gördükleri ürün ile ilgili internette araştırma yapıyor. Yüzde 8’i ilgili ürün/hizmeti internetten ya da mağazadan satın alırken, yüzde 12’si arkadaşına bahsediyor. Böylelikle kullanıcılara her anlarında ulaşabilmek adına markalar için mobil oyunlardaki reklamlar bulunmaz birer fırsat haline geliyor.

Mobil kullanıcıların yüzde  94’ü haftada en az bir kere mobilde oyun oynuyor

2017 yılında yapılan araştırmada mobil oyuncuların yüzde 79’u haftada bir kere veya daha fazla oyun oynarken, 2019’da yapılan araştırmada bu oran yüzde 94’e çıkmış durumda. Telefonlarında 1 ile 3 oyun bulunduranların oranı yüzde 53’ten yüzde 66’ya tırmanmış. 

Mobilde oyun oynamak için yer zaman mekân ayırımı yapmıyor

Mobil oyuncuların gündelik hayattan sıyrılmak ve keyif almak için kendilerine ayırdıkları bu oyun zamanı, 2017’de oyuncuların yüzde 44’ü için, 2019’da ise oyuncuların yüzde 61’i için 0-30 dakikalık bir dinlenme molası olarak karşımıza çıkıyor.

 Oyun oynamaya ayıracak bu kadar zamanı nereden buluyorlar?

 2017 yılında olduğu gibi kullanıcıların mobil oyunlar oynamaya en çok adadıkları zaman dilimi akşam saatleri. 2019 yılındaki araştırmamız da gösteriyor ki kullanıcıların yüzde 49’u 20.00-23.00 saat diliminde yani prime time’da TV karşısında dinlenme zamanlarını mobil oyunlar ile taçlandırıyorlar.

Günümüzün büyük bir çoğunluğunda bize eşlik eden mobil oyunları kullanıcıların yüzde 45’i toplu taşımada yolculuk ederken, yüzde 22’si bir kafede arkadaşını beklerken, hatta yüzde 27’si ofiste işlere biraz ara verip kafa dağıtmak ve yeniden odaklanmak için tercih ediyorlar.

Adcolony ve Nielsen işbirlği ile gerçekleştirilen ”Mobil Oyuncular Araştırması” kapsamında İstanbul, Ankara, İzmir’de yaşayan, 3 ayda bir ve daha sık mobil oyun oynayan 15-55 yaş arası mobil oyuncular ile bilgisayar destekli internet anketi yöntemiyle yürütüldü. 

Görsel: Volkan Biçer, AdColony EMEA & LATAM Genel Müdürü 

Turkcell ikinci el telefon satışına başlıyor

0

Turkcell, ikinci el telefon alış ve satış hizmeti vererek doğa dostu hizmetlerine bir yenisini ekliyor

Turkcell Bireysel Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kadri Özdal bireysel müşteri tarafında sunulan yeni hizmetler ve uygulamalarla ilgili bilgi verdi.

Geçtiğimiz hafta düzenlenen basın toplantısında paylaşılan uygulamalardan biri de, yenilenmiş ikinci el telefonların satışa sunulması oldu. Hayata geçirilen yeni proje ile hem kullanılmış cihazları Turkcell’in internet sitesi üzerinden satmak mümkün hale geliyor hem de yetkili teknik servis testinden geçirilip orijinal parçalarla yenilenmiş ürünler bir yıl garantili olarak alınabiliyor. Bu sayede seçkin cihazlara ekonomik seçeneklerle ulaşmak mümkün hale geldiği gibi, ikinci el pazarındaki değişken standartlardan kaynaklanan müşteri memnuniyetsizliği de azaltılıyor. Kayıt dışı ekonominin önüne geçilirken, yenilenmiş cihaz tercih eden müşterilere yasal olarak güvenli bir alışveriş platformu sunuluyor. Kullanılmış cihazlar atıl şekilde durmak yerine bu şekilde ekonomiye kazandırılıyor. Aynı zamanda sıfır cihaz talepleri azalacağı için cari açığa sebep olan ithalat oranındaki azalma sayesinde ülke ekonomisine katkı sağlanıyor.

Kadri Özdal: “Çevre duyarlılığı bilincini artırdığımız projelerimizi sürdüreceğiz”

 Çevreye karşı sorumluluğu ve etki alanlarını tüm iş süreçlerinde değerlendiren bir şirket olduklarını vurgulayan Turkcell Bireysel Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kadri Özdal, şöyle konuştu: “Pazar araştırmalarına göre son bir yıl içinde ikinci el cep telefonu alma eğilimi yüzde 7’den yüzde 11’e çıktı. Artık Turkcell online mağazamızdan ikinci el telefon alım ve satım işlemleri gerçekleştireceğiz. Teknolojik değişimlere ve trendlere ayak uydurmak için tüketiciler sıklıkla telefonlarını yeniliyorlar. Birleşmiş Milletler Küresel E-atık İzleme Raporu’nun verilerine göre ortalama bir akıllı telefon iki yıl kullanılıyor ve ardından yenisi ile değiştiriliyor. Bunun da etkisiyle, dünyada günde yaklaşık 100 bin ton elektronik atık oluşuyor. Cep telefonlarının yeniden kullanılması doğal kaynakları koruma ve elbette enerji tasarrufu anlamında çevreyi korumaya yardımcı oluyor. Türkiye’de bir kişinin yıllık elektronik atık oranı 7,9 kilogram. Toplamda bir yılda ülkemizde 600 bin ton elektronik atık oluşuyor. Eğer ülkemizdeki elektronik atıkların tamamı geri dönüştürülebilseydi 800 milyon euro’dan fazla gelir elde edilirdi. Dünya Ekonomik Forumu ‘Elektronikte Yeni Bir Dairesel Vizyon’ raporuna göre, küresel elektronik atık üretiminin yıllık değeri 62 milyar dolar. Elektronik atıkların büyük kısmını cep telefonları oluşturuyor. Biz bu yeni uygulamamız ile bu oranı azaltmayı hedefliyoruz. Tekrar kullanılabilir materyallerin katı atık depolama sahalarından uzak tutulmasına katkı sağlayacağız. Aynı zamanda kayıt dışı cep telefonu satışında bir fark yaratacağız.”

Telefonlar nasıl satılacak?

İkinci el cihazını satmak isteyen tüm operatör müşterileri; turkcell.com.tr üzerinden online formu doldurarak bu işlemi yapabilecek. Teklifi kabul ettikleri takdirde, cihazları gelip alınacak ve ücreti hesaplarına nakit olarak yatırılacak. Cihaz satışı gerçekleştirenler ayrıca dönemsel olarak, farklı seçeneklerde sunulan hediye çeklerine sahip olacaklar.

 

KVKK’dan izinsiz fotoğraf ve görüntüye kokartlı önlem

0

KVKK, düzenlediği konferans, toplantı ve seminerlerde sunduğu kokart tercihleriyle, katılımcıların görüntü ve fotoğrafının izinsiz çekilmesinin önüne geçiyor

Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK), toplantı, seminer, konferans gibi etkinliklerde izinsiz görüntü ve fotoğraf alınmasını engelleyen bir uygulama başlattı. Kurumun öncülük ettiği uygulama sayesinde, artık bu tarz etkinliklerde, ilgili kişinin izni olmadan, kişisel veri olarak kabul edilen fotoğrafı çekilemeyecek, görüntüsü alınamayacak.

Kurumun uygulaması kapsamında, etkinliklerde fotoğraf çekimi yetkili personel tarafından yapılabiliyor. Kişisel veri ihlalinin önüne geçilebilmesi amacıyla fotoğrafının çekilmesine izin veren ve vermeyenlerin anlaşılması için de bu kişilere kırmızı ve yeşil renkli kokartlar dağıtılıyor. Katılımcılar salona girmeden önce tercihlerine göre kırmızı ya da yeşil renkli kokartlardan birini yakasına takıyor. Salonda yeşil renk etiket takılan koltuklara oturan ve yeşil kokart takan ziyaretçilerin fotoğrafı çekilebiliyor. Kırmızı etiketli koltuklara oturan ve kırmızı kokart takan konukların fotoğrafı ise çekilemiyor.

Kişisel verilerin korunmasına yönelik ilgi gün geçtikçe artıyor

Kurumda konferans salonunun girişine konulan, dikkat çekecek boyutlardaki aydınlatma metinlerinde, toplantıya gelen katılımcılara, kişisel verilerinin ne amaçla ve nasıl işleneceği de açıkça izah edilerek, ayrıntılı bilgilendirme yapılıyor.

Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Faruk Bilir, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kurumdaki hassasiyetin, tüm veri sorumlularına örnek olması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

“Kişisel Verileri Koruma Kurumuna gelen ziyaretçilere fotoğraf, görüntü ve kimlik bilgileri gibi verilerin nasıl ve ne amaçla işlendiğini açıkça anlatıyoruz. Bu konuda farkındalık oluşturmak amacıyla kokart uygulamasını hayata geçirdik. İlgili kişilerden aldığımız olumlu geri bildirimler de bu uygulamanın faydalı ve yerinde olduğunu gösterdi. Veri koruma kültürünün yaygınlaşması adına aynı hassasiyetin, çeşitli etkinliklerin düzenlendiği kurum ve kuruluşlarda da olmasını temenni ediyorum. Kurum olarak sergilediğimiz bu öncü yaklaşımla, toplumda kişisel verilerin korunmasına yönelik ilginin daha da artacağına inanıyorum.”