Yazılımın en iyileriyle tanışın: CodeSprint etkinliği

Yazılım dünyasında kariyer yapmak isteyenler için mükemmel bir fırsat: CodeSprint etkinliği, 25 Aralık’ta gerçekleştirilecek! Türkiye’nin en önemli yazılım şirketlerinin yetkilileri ve sektördeki öncü isimleriyle bir araya gelerek, hem bilgi edinecek hem de profesyonel ağınızı genişleteceksiniz.

Bu etkinlik, yazılım dünyasında geleceğinizi şekillendirebilmeniz için birçok fırsat sunuyor. Kodlama, yapay zeka, makine öğrenimi, veri bilimi, DevOps gibi önemli alanlarda uzmanlarla tanışarak, sektördeki gelişmeleri ve yenilikleri ilk elden öğrenme fırsatına sahip olacaksınız. Hem yazılımın en iyileriyle tanışabilir, hem de iş dünyasına dair önemli ipuçları alabilirsiniz.

Etkinlik detayları:

  • Tarih: 25 Aralık 2024
  • Konu: Yazılım, Yapay Zeka, Veri, Makine Öğrenimi, DevOps
  • Yer: Online (Canlı Yayın)
  • Katılım ücreti: Ücretsiz

Etkinliğin içeriği: CodeSprint, yazılım dünyasının önde gelen profesyonelleriyle tanışma ve bilgi edinme imkanı sunuyor. Etkinlik boyunca şunları öğreneceksiniz:

  • Yeni yazılım teknolojileri: Yazılım dünyasında öne çıkan yeni teknolojiler ve trendler hakkında bilgi sahibi olacaksınız.
  • Kariyer yolu: Etkinlik, yazılım alanında kariyer yapmak isteyenler için rehberlik sunacak. Ünlü yazılım şirketlerinden üst düzey yöneticilerle kariyerinizi nasıl şekillendirebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
  • Sektörel deneyimler: Alanında başarılı profesyonellerin kariyer hikayelerini dinleyerek ilham alabilirsiniz.
  • Ağ kurma fırsatları: Etkinlikteki katılımcılar ve konuşmacılarla tanışarak profesyonel ağınızı genişletebilirsiniz.
  • Pratik bilgiler: Konuşmaların ardından yapılacak soru-cevap oturumlarıyla, sektörle ilgili sorularınızı sorabilirsiniz.

    Kimler katılabilir?

    CodeSprint etkinliği, yazılım sektörüne ilgi duyan herkesin katılabileceği bir organizasyon! Özellikle aşağıdaki gruplar için ideal:
  • Üniversite öğrencileri: Yazılım ve teknoloji alanlarında kariyer yapmak isteyen üniversite öğrencileri, bu etkinlikte sektöre dair önemli bilgiler edinebilir.
  • Mezunlar: Yazılım ve teknoloji alanında kariyer yapmak isteyen mezunlar, bu etkinlik sayesinde iş dünyasındaki profesyonellerle tanışabilir.
  • Stajyerler ve yeni başlayanlar: Sektörde staj yapan veya yazılıma yeni başlamış kişiler, etkinlikte edindikleri bilgilerle kariyerlerini geliştirebilirler.
  • Yazılım geliştiriciler ve profesyoneller: Zaten sektörde çalışan profesyoneller, yeni teknolojiler hakkında bilgi edinerek gelişimlerini sürdürebilirler.

    Etkinlikte hangi konular ele alınacak?

    Etkinlik boyunca, yazılım dünyasındaki en önemli konular ele alınacak. Katılımcılar, sektördeki uzmanlarla şunları tartışabilecekler:
  • Yazılım geliştirme süreçleri: Yeni yazılım projelerinin nasıl geliştirildiği, hangi araçların kullanıldığı ve en iyi uygulamaların neler olduğu hakkında bilgi sahibi olacaksınız.
  • Yapay zeka ve makine öğrenimi: Bu alanlarda yapılan son gelişmeler, yapay zekanın nasıl çalıştığı ve hangi endüstrilere etki ettiği hakkında konuşulacak.
  • Veri bilimi: Verinin analizi, işlenmesi ve nasıl değerli hale getirileceği gibi konular üzerinde durulacak.
  • DevOps: Yazılım geliştirme ve operasyon arasındaki sınırları kaldıran DevOps kültürünün nasıl işlediği ve başarılı DevOps projelerinin nasıl yönetildiği tartışılacak.

    Katılımcı firmalar:

    Etkinlikte, Türkiye’nin en büyük yazılım şirketlerinin ve teknoloji firmalarının üst düzey yöneticileri yer alacak. Katılımcılar, bu firmaların temsilcileriyle tanışarak iş dünyası hakkında daha fazla bilgi edinme fırsatı bulacaklar. Ayrıca, katılımcılara bu firmalarda staj ve iş fırsatları hakkında bilgi verilecek.

    Başvuru ve katılım:

    Etkinliğe katılmak tamamen ücretsizdir ve başvuru yaparak yerinizi ayırtabilirsiniz. Başvurular, 25 Aralık etkinliği için açıldı. Hemen başvuru yapın ve yerinizi garantileyin!

    Etkinlikte neler kazanabilirsiniz?
  • Yazılım alanında derinlemesine bilgi: En yeni yazılım teknolojileri hakkında bilgi sahibi olacak, sektörel yenilikleri takip edebileceksiniz.
  • Kariyer fırsatları: Yazılım alanında kariyerinizi şekillendirmek için iş dünyasındaki profesyonellerle tanışacak, staj ve iş fırsatları hakkında bilgi edineceksiniz.
  • Networking: Etkinlik sırasında sektördeki önemli isimlerle tanışarak, profesyonel ağınızı genişletebileceksiniz.
  • Sertifika: Etkinliğe katılan herkese katılım sertifikası verilecek.

    Yazılım dünyasına adım atmak ya da kariyerini bir üst seviyeye taşımak isteyen herkesi CodeSprint etkinliğine davet ediyoruz! 25 Aralık’ta online olarak gerçekleşecek bu etkinlikte yerinizi almak için başvurunuzu hemen yapın!

Yapay zeka destekli trafik yönetimi için anlaşma sağlandı

0

Platformunu Baltimore’daki beş kavşağa konuşlandırmasından iki aydan kısa bir süre sonra, yapay zeka tabanlı trafik yönetimi girişimi NoTraffic, Maryland eyaletindeki tıkanıklığa meyilli kavşaklara yapay zeka destekli trafik sistemi kurmak için bir sözleşme imzaladı.

Platform, ortaya çıkan tıkanıklıkları azaltmak için “beklenmeyen kesintiler ve yeniden yönlendirmeler” sonrasında 17 Ekim’de Baltimore’da yayına girdi. Tel Aviv merkezli şirket, yapay zeka destekli trafik yönetimi için trafik kontrol ve güvenlik sistemleri entegratörü olan Blackstar Diversified Enterprises’ın yardımıyla Maryland Ulaştırma Bakanlığı’ndan (MDoT) eyalet çapında bir sözleşme aldı.

Yapay zeka destekli trafik yönetimi

Şirkete göre, iki saatten kısa bir sürede kurulabilen sistem, sinyalli kavşakları tamamen otomatik, buluta bağlı bir merkeze dönüştürmek için donanım bileşenleri, yapay zeka ve uç bilişimin bir kombinasyonunu kullanıyor. Özellikle, tak ve çalıştır IoT sensörleri, kavşaklara yaklaşımlarda insan gözü seviyesinde kurulur ve burada makine görüşü ve radarın bir kombinasyonu aracılığıyla AI destekli trafik yönetimi sağlanır. Bu sistem tüm yol kullanıcılarını (arabalar, kamyonlar, bisikletler, toplu taşıma, acil servisler ve yayalar) sınıflandırırlar. Bu veriler işlenir, anonimleştirilir ve ardından şehir şebekesi genelinde koordinasyon için buluta aktarılır.

Şirkete göre, trafik ışığına yerleştirilen bir kontrol ünitesi, tüm yaklaşımlardan gelen verileri analiz etmek ve trafik koşullarını gerçek zamanlı olarak ayarlamak için ışık zamanlamasını optimize etmek için Mobility Operating System adlı bir AI optimizasyon motoru kullanıyor. Bu, AIdestekli trafik sayesinde tıkanıklığı azaltırken güvenliği artırıyor.

Platform, Kaliforniya, Teksas, Pensilvanya, Colorado, Florida ve Georgia’nın yanı sıra Kanada’nın bazı bölgeleri de dahil olmak üzere 30’dan fazla eyalette faaliyet gösteriyor. NoTraffic’in CEO’su ve kurucu ortağı Tal Kreisler: “Maryland Ulaştırma Bakanlığı’nın bu onayı, yapay zeka destekli trafik yönetimi yoluyla NoTraffic’in trafik yönetimini dönüştürme misyonunda önemli bir kilometre taşıdır. Baltimore’daki devam eden dağıtımlarımız, trafik teknolojisinin sağladığı muazzam avantajları sergiliyor” dedi.

Kreisler: “Yollar, yol çalışmaları, kazalar ve hava koşullarının bozulması gibi artan zorluklarla karşı karşıya kaldıkça, bu onay, uyarlanabilir mobilite platformumuzu ülke çapında ölçeklendirmenin yolunu açıyor ve yapay zeka destekli trafik, her yerdeki toplulukların daha güvenli, daha verimli altyapıdan yararlanmasını sağlıyor” ifadelerini kullandı.

Açık kaynaklı ev asistanı piyasaya çıktı

Akıllı ev otomasyon sistemi Home Assistant, yıllardır yapılan en büyük yükseltmelerden birini alıyor. Platform, Nabu Casa tarafından üretilen yeni bir gizlilik odaklı cihaz olan Home Assistant Voice Preview Edition’ın piyasaya sürülmesiyle ilk kez ses kontrolüne kavuşuyor.

Home Assistant: Açık kaynaklı ev asistanı

Yeni bağımsız sesli asistan, bulut hizmetlerinden veya internet bağlantılarından bağımsız olarak yerel ve özel olarak çalışıyor. Açık kaynaklı sesli asistan donanımı şu anda 59 dolara satışta ve odanın herhangi bir yerinden komutları almaya yardımcı olmak için çift mikrofona ve yanıt vermek için güçlü bir hoparlöre sahip. Home Assistant Voice Preview Edition’da ses kontrolü için LED ışık göstergeli bir kadran ve dinlemediğinde LED’i kırmızıya çeviren yan tarafta bir sessize alma düğmesi bulunuyor.

Home Assistant Voice Preview Edition, Amazon Alexa için bir Echo hoparlörü veya Google Home için bir Google Nest Audio hoparlörü gibidir ancak kullanıcılara ses kontrolü sağlamakla sınırlıdır ve cihazları doğrudan bağlamak için bir merkez olarak çalışmaz. Daha çok HA’ya ses kontrolü sağlamak için bir araçtır.

Kullanıcılar uyandırma sözcükleri olarak “Tamam Nabu”, “Hey Jarvis” veya “Hey Mycroft” diyebilir. HA, topluluğun daha fazla uyandırma sözcüğü oluşturmak için çalışabileceğini gösterdiği için şimdilik özel uyandırma sözcükleri ekleme olanağı sunmuyor. HA, çeşitli aksanları ve ses kayıtlarını işlemek için mevcut uyandırma sözcüklerini mükemmelleştirmeye odaklanmıştır. Yeni uyandırma sözcükleri oluşturmak, modelin yeni bir terimi işlemesi için eğitilmesini gerektirir ve bu da güçlü donanım ve kaynaklar gerektirir.

Home Assistant ve Nabu Casa’nın kurucusu Paulus Schoutsen: “Hepimiz verilerimizi toplamayan ve özellikleri sınırlamayan bir sesli asistanı hak ediyoruz. Bu nedenle ev için açık kaynaklı, gizlilik odaklı sesli asistanımızı hızla geliştiriyoruz. Bu, evinizde harika görünürken odanın diğer ucundan sizi duyabilen yüksek kaliteli donanımlar üretmemize yol açtı. Şu anda her ev için hazır değil, ancak bu daha fazla insanın gelişimine katılmasına ve sesin geleceğini bugünden önizlemelerine yardımcı olacak” dedi.

Kullanıcılar bir Home Assistant Voice Preview Edition cihazı satın alabilir, USB-C güç kaynağına bağlayabilir ve HA’nın kurulum sihirbazıyla kurabilir. Cihazda ayrıca, HA’nın Assist tarafından desteklenen veya evinizdeki cihazları kontrol etmek için HA’da özelleştirilen sesli asistanı tetikleyebilen ortada bir düğme bulunur.

Yapay zeka sözlüğü: Temel terimler ve kavramlar

0

Bu sözlük, yapay zeka giderek karmaşıklaşan manzarasını gizemden arındırmaya yardımcı oluyor. AI gelişmeleriyle güvenle etkileşim kurmanızı sağlıyor. Yapay zeka, teknolojiyi ve endüstrileri genel olarak hızla yeniden şekillendiriyor. Ancak uzmanlaşmış terimleri takip etmeyi zorlaştırabilir. Bu kılavuz, dünyamızı yeniden şekillendiren teknolojiyi anlamak için sağlam bir temel sağlayarak temel kavramları açıklığa kavuşturur.

Yapay zeka gelişmeye devam ederken, temel terminolojisini anlamak, gelişmeleriyle uyumlu olmanızı sağlar. Üretkenliği artırmaktan etik hususları gündeme getirmeye kadar, AI’nın etkisi birçok endüstriyi yeniden şekillendiriyor. İster meraklı ister profesyonel olun, bu terimleri kavramak AI’nın mevcut yeteneklerini ve gelecekteki olasılıklarını anlamanıza yardımcı olacaktır.

Yapay zeka sözlüğü – temel kavramlar

Yapay Zeka (AI): Yapay zeka, problem çözme, dili anlama ve kalıpları tanıma gibi genellikle insan zekası gerektiren görevleri gerçekleştirebilen sistemler oluşturmaya odaklanan bir bilgisayar bilimi dalıdır. Algoritmalar ve veriler aracılığıyla kararlar alabilir, içgörüler üretebilir ve bilişsel işlevleri farklı derecelerde taklit ederek süreçleri otomatikleştirebilir. Yaygın uygulamalar arasında sanal asistanlar, öneri motorları ve otonom araçlar bulunur.

Makine Öğrenimi (ML): Sistemlerin kararlar ve tahminler yapmak için verilerden öğrendiği bir AI türüdür. Geleneksel programlamanın aksine, ML sistemleri daha fazla veriye maruz kaldıkça zamanla gelişir.

Derin Öğrenme: Büyük veri kümelerindeki karmaşık desenleri tanımak için çok katmanlı (dolayısıyla “derin”) sinir ağlarını kullanan bir makine öğrenmesi türüdür. Her katman, verileri aşamalı olarak işler ve bu da karmaşık bilgileri analiz etmek için oldukça etkili olmasını sağlar.

Takviyeli Öğrenme (RL): Ajanların bir ortamda deneme yanılma yoluyla öğrendiği, en iyi sonuçlara yol açan eylemleri pekiştirmek için ödüller veya cezalar aldığı bir makine öğrenme tekniğidir. Amaç, ajanın eylemlerini uyarlayarak zaman içinde ödülleri en üst düzeye çıkarmasıdır.

Taklit Öğrenme: Bir yapay zeka modelinin bir insan veya başka bir model tarafından sağlanan örnekleri gözlemleyerek ve taklit ederek bir görevi gerçekleştirmeyi öğrendiği bir makine öğrenme tekniğidir. Sıfırdan başlamak yerine, model gözlemlediği senaryolardaki eylemleri “taklit eder” ve robotik, sürüş simülasyonları veya oyun gibi gösterilen davranışlardan öğrenmesini sağlar.

Sıfır Atış ve Az Atış Öğrenme (Zero-shot and Few-shot Learning): Yapay zekanın minimum eğitim verisiyle görevleri gerçekleştirmesini sağlayan tekniklerdir. Sıfır atış öğrenmede, model daha önce görmediği görevleri halledebilirken, az atış öğrenmede, sadece bir avuç örnekten hızla öğrenebilir.

Yapay Genel Zeka (AGI): AGI, bir insanın yapabileceği her türlü entelektüel görevi, çok çeşitli alanlarda ve bağlamlarda anlayabilen, öğrenebilen ve gerçekleştirebilen son derece gelişmiş bir AI biçimini ifade eder. Belirli görevlerle sınırlı olan dar AI’nın aksine, AGI insan benzeri uyum sağlama ve problem çözme yetenekleri gösterecektir. OpenAI gibi şirketlerin araştırma çabaları, AGI’nin potansiyelini araştırıyor, ancak bu aşamada hala teorik olarak kalıyor.

Üretken AI (Generative AI): Eğitim verilerine dayalı olarak metin, resim, kod ve ses gibi yeni içerikler oluşturabilen AI sistemlerini ifade eder. Örnekler arasında ChatGPT ve DALL-E gibi görüntü oluşturucular bulunur.

Eğitim ve Parametreler

Yapay zeka Eğitim ve Parametreler

Eğitim: AI eğitimi, modellerin kalıpları, ilişkileri öğrenmelerine ve doğru tahminler yapmalarına yardımcı olmak için büyük veri kümelerini beslemeyi içerir. Bu süreç, modelin zamanla rafine edildiği ve iyileştirildiği döngüler halinde yapılır. Eğitim, insan dilini “anlayan” ve tutarlı bir şekilde yanıt veren LLM’ler gibi modeller geliştirmek için esastır.

Parametreler: Girdi verilerini yorumlamaya ve işlemeye yardımcı olan AI modellerindeki dahili değişkenlerdir. Eğitim sırasında ayarlanan bu parametreler, modelin yanıtlarını şekillendirir ve şirketler tarafından genellikle bir modelin karmaşıklığını ve yeteneklerini göstermek için alıntılanır.

Çıkarım: Çıkarım, bir AI modelinin eğitim sırasında öğrendiklerini bir kullanıcının isteğine yanıt olarak çıktılar üretmek için uyguladığı aşamadır, örneğin bir soruyu yanıtlamak veya bir görüntü oluşturmak. Modelin önceki eğitime dayanarak bir yanıtı “çıkarımladığı” gerçek zamanlı süreçtir.

Teknik AI Bileşenleri

Yapay zeka Sinir Ağları

Sinir Ağları: Sinir ağları, insan beyninin yapısına göre modellenmiş AI sistemleridir. Verileri diziler halinde işleyen ve ağın karmaşık veri desenlerinden öğrenmesini sağlayan birbirine bağlı düğümlerden (veya “nöronlardan”) oluşan katmanlardan oluşurlar. Sinir ağları, üretken AI ve diğer birçok gelişmiş uygulama için temeldir.

Dönüştürücüler: Dönüştürücüler, veri dizilerini verimli bir şekilde işlemek için tasarlanmış güçlü bir sinir ağı mimarisi türüdür. Veri noktaları arasındaki ilişkilere odaklanarak dönüştürücüler bağlamı yorumlayabilir ve doğru yanıtlar üretebilir. Dönüştürücüler “gözle görünenin ötesinde”dir, çünkü bu mimari AI modellerinde büyük ölçekli bilgileri işlemenin anahtarıdır.

Token’lar: Token’lar, dil modellerinin ayrı ayrı işlediği metin parçalarıdır (örneğin kelimeler, kelime parçaları veya noktalama işaretleri). Büyük Dil Modelleri (LLM’ler), metni parçalamak ve yorumlamak için jetonları kullanır. Daha büyük “bağlam pencerelerine” sahip modeller, daha iyi anlayış ve daha doğru yanıtlar sağlayarak aynı anda daha fazla jetonu işleyebilir.

Veri İşleme

Geri Alma-Artırılmış Üretim (RAG): RAG, yanıt oluşturma sırasında yapay zeka modellerinin harici veri kaynaklarından ilgili bilgileri almasını sağlayan bir tekniktir. RAG, veri alma ile yanıt oluşturmayı birleştirerek yapay zeka çıktılarının doğruluğunu ve alakalılığını artırabilir.

Doğal Dil İşleme (NLP): NLP, yapay zekanın insan dilinde yorumlamasını, anlamasını ve yanıt vermesini sağlar. OpenAI’nin ChatGPT ve Google Translate gibi araçlar, metin oluşturmak, soruları yanıtlamak ve dili doğru bir şekilde çevirmek için NLP kullanır.

Edge AI: Edge AI, bulut sunucularına güvenmek yerine akıllı telefonlar veya IoT cihazları gibi cihazlarda yerel olarak gerçekleşen AI işlemeyi ifade eder. Bu, verilerin ağın “ucunda”, veri üretim kaynağına yakın bir yerde analiz edildiği ve işlendiği anlamına gelir.

Önde gelen platformlar

OpenAI / ChatGPT: 2022’de ChatGPT’nin piyasaya sürülmesi, gelişmiş dil modellerinin yeteneklerini göstererek yapay zekaya yönelik önemli bir kamu ilgisi yarattı. OpenAI’nin ChatGPT’si, soruları yanıtlamaktan yaratıcı yazmaya kadar çeşitli görevlerde kullanıcılara yardımcı olarak, konuşma AI için en popüler araçlardan biri olmaya devam ediyor.

Microsoft / Copilot: Microsoft, OpenAI ile ortaklık kurarak, Word, Excel ve Teams gibi araçları akıllı otomasyon ve yardımla geliştirerek, Copilot aracılığıyla ürünlerine yapay zeka yerleştirdi.

Perplexity: Yapay zeka destekli arama motoruyla bilinen Perplexity, yanıtlarında kaynakları gösteren ilk şirketlerden biriydi ve kullanıcılara daha fazla şeffaflık sağlıyordu. Bu yaklaşım onu ​​diğer birçok konuşma AI aracından ayırdı ve veri toplama uygulamalarının incelenmesine yol açtı.

Google / Gemini: Google, arama, dil çevirisi ve sesli yardım gibi hizmetleri iyileştirmek için tasarlanmış gelişmiş dil modelleri koleksiyonu olan Gemini aracılığıyla ekosistemine AI yerleştiriyor.

Anthropic / Claude: Amazon ve Google tarafından desteklenen Anthropic, güvenlik ve insan değerleriyle uyuma güçlü bir vurgu yapan bir AI modeli olan Claude’u geliştirdi.

Meta / Llama: Meta’nın açık kaynaklı AI modeli Llama, halkın teknolojisine erişmesine ve üzerine inşa etmesine olanak tanıyarak iş birliğine dayalı bir geliştirme ortamını teşvik etmesi bakımından benzersizdir.

Apple / Apple Intelligence: Apple, Siri, ChatGPT ve cihaz içi fotoğraf işleme (örneğin, gerçek zamanlı nesne ve yüz tanıma) gibi araçlar için cihaz tabanlı işleme odaklanarak gizliliğe öncelik vererek AI destekli özellikleri Apple Intelligence bayrağı altında entegre ediyor.

xAI / Grok: Elon Musk tarafından kurulan xAI, yakın zamanda Twitter (X) ile benzersiz bir sosyal medya asistanı olarak entegre edilen bir konuşma AI modeli olan Grok’u yarattı. Şu anda Grok, yalnızca X Premium abonelerine açıktır. Bilgilendirici yanıtları konuşma tonuyla birleştirerek, Musk’ın ilgi çekici ve kişilik odaklı bir AI deneyimi vizyonuyla uyumludur.

Hugging Face: Hugging Face, geliştiricilerin ve araştırmacıların AI modellerini, veri kümelerini ve araçlarını paylaştığı, onu AI topluluğunda değerli bir kaynak haline getiren iş birlikçi bir platformdur.

GitHub / GitHub Copilot: Microsoft’a ait olan GitHub, geliştiricilerin iş birliği yapması ve kod paylaşması için yaygın olarak kullanılan bir platform sağlar. Yapay zeka destekli aracı GitHub Copilot, OpenAI’nin Codex modeli tarafından desteklenen gerçek zamanlı kod önererek geliştiricilere yardımcı olur.

Not: Yapay zeka sözlüğü sürekli güncelleniyor. Takipte kalın…

Google Chrome, yapay zekayla güvenliği artırıyor!

Google Chrome, kullanıcılarını çevrimiçi dolandırıcılık ve kötü niyetli etkinliklerden koruma hedefiyle yeni bir yapay zeka tabanlı özelliği test ediyor. Bu yeni özellik, tarayıcının web sayfalarını analiz etmesine ve potansiyel dolandırıcılık içeren içerikleri tespit ederek kullanıcıları uyarmasına olanak tanıyor.

Google Chrome, yapay zekayla güvenliği artıracak

Chrome’un bu girişimi, yapay zeka ve cihaz üzerinde çalışan büyük dil modellerinden yararlanarak çalışıyor. Bu sistem, ziyaret edilen bir web sitesindeki dili, kullanılan markaları, sahte aciliyet içeren ifadeleri veya şüpheli alan adlarını analiz ederek dolandırıcılık yöntemlerini tanımlayabiliyor.

Google Chrome, yapay zekayla güvenliği artıracak.

Örneğin, sahte bir Microsoft teknik destek sayfasına yönlendirilmeniz durumunda, yapay zeka bu sayfanın içerik ve dil analizini yaparak sizi uyarabilir. Kişisel bilgilerinizi paylaşmaktan kaçınmanız ya da sahte bir numarayı aramamanız gerektiği konusunda sizi bilgilendiren bir uyarı ekranı görüntülenebilir. Bu özellik, özellikle sahte web sitelerine karşı önleyici bir güvenlik aracı olarak önemli bir potansiyel taşıyor.

Yeni yapay zeka koruma özelliği, şu anda Google’ın deneysel tarayıcı sürümü Chrome Canary üzerinde test ediliyor. Kullanıcılar bu özelliği tarayıcının ayarları aracılığıyla etkinleştirebiliyor. Bunun için adres çubuğuna “chrome://flags” yazılarak “client-side-detection-brand-and-page-intent” veya “scam” anahtar kelimeleri aranarak, ilgili özelliğin “Enabled” seçeneği ile aktif hale getirilmesi yeterli. Tarayıcının yeniden başlatılmasının ardından özellik kullanılabilir hale geliyor. Ancak, bu sistemin nihai kullanımında ne kadar etkili olacağı test sonuçlarına bağlı olarak netleşecek. Bu girişim, çevrimiçi güvenliği artırmada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Tesla, 700 bin aracını geri çağırdı! Peki neden?

0

Tesla, yaklaşık 700.000 elektrikli aracı geri çağırma kararı alarak, lastik basıncı izleme sistemiyle ilgili bir sorun nedeniyle güvenlik önlemi aldı. ABD Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi’nin (NHTSA) açıklamasına göre, bu sorun 2024 model Cybertruck, 2017-2025 Model 3 ve 2020-2025 Model Y araçlarını etkiliyor.

Tesla, 700 bin aracını geri çağırıyor

Araçlarda, lastik basıncı izleme sisteminin (TPMS) sürüşler arasında uyarı ışığının yanık kalmaması nedeniyle meydana gelen arıza, sürüş güvenliği açısından risk oluşturuyor. Tesla, bu problemi çözmek için ücretsiz bir yazılım güncellemesi sunacak. Etkilenen araçların sahiplerine ise 15 Şubat 2025’ten itibaren bilgilendirme yapılacağı duyuruldu. Araç sahiplerinin bu bildirim ve e-postalarını takip etmeleri gerektiği vurgulandı.

Tesla, 700 bin aracını geri çağırıyor.
Tesla, 700 bin aracını resmen geri çağırıyor.

Son dönemde Tesla, geri çağırmalarla dikkat çeken bir yıl geçiriyor. Şirketin daha önce Cybertruck modellerinde geri görüş kamerası, hatalı silecekler ve gevşek bagaj kapakları gibi farklı nedenlerle yedi kez geri çağırma gerçekleştirdiği bildirildi. Ayrıca Haziran 2024’te, 1.8 milyon aracı kapsayan büyük bir yazılım güncellemesi yayınlanmıştı.

Bu güncelleme, 2021-2024 Model 3, S ve X ile 2020-2024 Model Y araçlarının kaputlarının düzgün kapanmaması sebebiyle oluşabilecek riskleri gidermeyi amaçlıyordu. Tesla’nın yazılım tabanlı çözümleri, geniş çaplı geri çağırmalarda hızlı müdahale imkanı sağlasa da, bu tür operasyonların sıklaşması, markanın kalite kontrol süreçlerine yönelik eleştirileri de beraberinde getiriyor.

Google, bölünmemek için taviz verecek!

0

Google, reklam ve arama motoru alanındaki tekelcilik suçlamalarından kaynaklı bir bölünme ihtimalini engellemek için tavizler vermeye hazırlanıyor. ABD Adalet Bakanlığı ile süren mahkeme davası kapsamında, Virginia Bölge Mahkemesi’nde beklenen karar öncesinde Google, savunmasını güçlendirmek adına yeni bir itiraz dosyasını mahkemeye sundu. Özellikle Chrome tarayıcısının ayrı bir şirket olarak ayrılması gerektiğini öne süren önerilere karşı çıkan şirket, hukuki mücadelesini sürdürüyor.

Google, bölünmemek için taviz vermeye hazırlanıyor

Ağustos ayında Kolombiya Mahkemesi’nin Google’ın tekelleştiği yönünde karar vererek bölünmeyi tavsiye etmesi, Google’ı üst mahkemeye temyiz başvurusunda bulunmaya yöneltti. Nisan 2025’te alınacak nihai karar öncesi şirket, Mart ayında gözden geçirilmiş savunmasını sunacak. Bu süre zarfında, bölünmeyi önlemek amacıyla çeşitli politikalar geliştirdiği görülüyor. Google’ın Kurumsal İletişim Sorumlusu Lee-Anne Mulholland’ın yaptığı açıklamalarda, şirketin müşterilere yönelik esneklik sağlayan değişiklikler sunduğu belirtiliyor.

Google, bölünmemek için taviz vermeye hazırlanıyor.

Örneğin, Apple ile yapılan anlaşma kapsamında, Safari tarayıcısında varsayılan olarak Google Arama Motoru kullanılsa da iPad veya Mac kullanıcılarına alternatif bir arama motorunu tercih etme seçeneği sunulacak. Bunun yanı sıra, her 12 ayda bir tarayıcıların varsayılan arama motoru seçiminde değişiklik yapılabilmesi ve Google’ın uygulama paketiyle gelen Chrome veya Google Arama uygulamalarında kullanıcı tercihine imkan verilmesi gibi adımlar da gündeme getiriliyor.

Tekelcilik suçlamalarına karşı savunmasını güçlendirmek isteyen Google’ın bu hamleleri, şirketin bölünme riskini ortadan kaldırma ve regülatörlerin dikkatini yatıştırma hedefini yansıtıyor. Ancak dava süreci sonuçlanana kadar, bu politikaların şirketin tekel pozisyonu üzerindeki etkisi ve yetkililer tarafından nasıl değerlendirileceği netlik kazanmayacak gibi görünüyor.

Qualcomm ile ARM arasındaki davada karar çıktı!

0

Qualcomm, yıl sona ermeden ARM ile süregelen davadan sevindirici bir haber aldı. Teknoloji dünyasında geniş yankılar uyandıran bu hukuki süreç, ARM’nin Qualcomm’un mevcut lisans sözleşmesini sorgulamasıyla başlamıştı. Ancak mahkeme, Qualcomm’un savunmasını haklı bularak kararını açıkladı. Jüri, Qualcomm’un ARM ile halihazırda geçerli olan lisans sözleşmesinin devam etmesi gerektiğine hükmetti ve ARM’nin sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedemeyeceğine karar verdi. Böylece Qualcomm, Nuvia mimarisini temel alan Snapdragon X yonga setlerinin satışını sürdürme hakkını korumuş oldu.

Qualcomm ile ARM arasındaki davada karar belli oldu

ARM ve Qualcomm, uzun yıllar boyunca sektörde uyum içinde çalışmış olsalar da, Apple’dan ayrılan mühendislerin kurduğu Nuvia girişimi, bu dostluğu farklı bir boyuta taşıdı. ARM mimarisine dayalı yenilikçi bir yonga mimarisi geliştiren Nuvia, Qualcomm tarafından satın alınarak sektörde önemli bir adım atılmıştı. Ancak ARM, bu satın almayı takiben Nuvia’nın devraldığı lisansların geçersiz olduğunu öne sürerek, yeniden bir lisans anlaşması yapılmasını talep etti. Qualcomm ise mevcut sözleşmenin geçerliliğinde ısrar ederek anlaşmazlığı mahkemeye taşıdı.

Qualcomm ile ARM arasındaki davada karar belli oldu.

Mahkemenin Qualcomm lehine sonuçlanması, ARM’nin mevcut lisans ortakları üzerinde doğrudan bir etki yaratabilir. Bu karar sonrası Qualcomm hisselerinde artış yaşanırken, ARM lisans ortakları da benzer davalarla hak talebinde bulunmak için cesaret kazanmış olabilir. Öte yandan, mahkeme Nuvia’nın ARM patentlerini ihlal edip etmediği konusundaki davada net bir sonuca ulaşmadı.

Bu konuda her iki tarafın uzlaşma sağlaması gerektiğini belirten mahkeme, yeni bir dava açılmasının önüne geçilmesini tavsiye etti. Qualcomm’un bu zaferi, şirketin sektör üzerindeki gücünü pekiştirirken, ARM ile ilişkilere dair yeni bir dönemin de kapısını araladı.

Türkiye otonom araç teknolojisinde yeni bir döneme giriyor!

Türkiye, 1 Aralık 2024’te yürürlüğe giren “Tam Otonom Araçların Otonom Sürüş Sistemine İlişkin Yönetmelik” ile otomotiv sektöründe tarihi bir adım attı. Bu düzenleme, otonom araç teknolojilerinin geliştirilmesi ve uluslararası standartlarla uyum sağlanması açısından büyük bir öneme sahip.

Öyle ki uzmanlar bu düzenlemenin Türkiye’nin otomotiv sanayisi için uluslararası arenada rekabet avantajı yaratacağını belirtiyor. Yönetmelik otonom araçların güvenlik standartları, çevresel etkiler ve veri güvenliği gibi kritik alanlarda önemli gereklilikler sunuyor. Avrupa Birliği standartlarıyla uyumlu olan bu düzenleme Türkiye’nin ihracat potansiyelini de artırabilir.

Avrupa standartlarına uyum sağlayan yeni düzenleme Türkiye’yi nasıl etkileyecek?

Otonom araç teknolojilerinin küresel pazardaki büyüklüğü hızla artarken bu alandaki yatırımlar da dikkat çekiyor. 2023 yılında 30 milyar dolarlık bir hacme ulaşan sektörün 2030 yılına kadar %23,2’lik yıllık bileşik büyüme oranıyla genişlemesi bekleniyor. Çin, ABD ve Almanya gibi ülkeler AR-GE yatırımları ve test merkezleriyle bu alanda liderliklerini pekiştiriyor.

Türkiye de yeni yönetmelik sayesinde uluslararası standartlara uyum sağlayarak bu büyüyen pazarda söz sahibi olabilir. Özellikle Avrupa’da giderek yaygınlaşan otonom otobüs uygulamaları ve Türkiye’nin bu alandaki inovatif çözümleri ekonomiye ve sürdürülebilirliğe katkı sağlayabilir.

Otonom araçların kazaları azaltma ve yaşam kalitesini artırma potansiyeli küçümsenemez. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, trafik kazalarının %95’i insan hatasından kaynaklanıyor ve her yıl 1,35 milyon kişi bu kazalarda hayatını kaybediyor.

Otonom araç teknolojileri insan hatalarını minimize ederek bu oranları düşürebilir. Ayrıca trafik akışını iyileştirme potansiyeli ile yaşam kalitesini artırabilir. Bu dönüşüm sadece ulaşım alanında değil ekonomik ve sosyal alanlarda da olumlu etkiler yaratacaktır.

Yönetmeliğin başarısı için hukuki altyapının oluşturulması ve AR-GE yatırımlarının artırılması kritik öneme sahip. Otonom araçların kullanımında özellikle araç kazalarında sorumluluğun belirlenmesi ve veri güvenliği gibi konularda net yasal çerçevelerin olması gerekiyor.

Hukuki altyapı hem üreticiler hem de kullanıcılar için güvence sağlayarak bu teknolojilerin sürdürülebilir bir şekilde gelişmesine olanak tanıyacak. Türkiye’nin bu süreçte Avrupa standartları doğrultusunda hukukçular ve uzmanlarla çalışarak daha sağlam bir zemin oluşturması gerekiyor.

Otonom araçların geleceği yalnızca mobiliteyi değil çevresel sürdürülebilirlik hedeflerini de etkiliyor. 2030 yılına kadar küresel otonom araçların yüzde 60’ının elektrikli olması bekleniyor.

Türkiye de yenilenebilir enerji entegrasyonu ve şarj altyapısının güçlendirilmesi gibi alanlara odaklanarak çevre dostu teknolojilerde öncülük edebilir. Bu alanda atılacak adımlar Türkiye’yi uluslararası arenada rekabetçi kılarken çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine de önemli katkılar sağlayacaktır.

Türkiye ise otonom araç yönetmeliği ile geleceğin teknolojilerine uyum sağlamaya yönelik önemli bir adım atmış bulunuyor. Yönetmelik sadece otomotiv sektörüne değil Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine de büyük katkılar sunma potansiyeline sahip.

Ancak bu potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilebilmesi için altyapının güçlendirilmesi, yerli üreticilere teşviklerin sağlanması ve AR-GE çalışmalarına daha fazla yatırım yapılması gerekiyor. Bu süreçte doğru stratejiler izlenirse Türkiye’nin geleceğin otomotiv teknolojilerinde lider bir konuma ulaşması mümkün olabilir.

Meta, akıllı gözlük sektörünü domine ediyor!

0

TrendForce’un yayımladığı yeni bir rapor, VR (Sanal Gerçeklik) ve MR (Karma Gerçeklik) pazarlarında Meta’nın hakimiyetini gözler önüne seriyor. Meta, yüzde 73 gibi ezici bir pazar payıyla sektörde lider konumdayken, düşük maliyetli cihazlara odaklanan stratejisi bu başarının temelini oluşturuyor. Şirket, Quest Pro 2 lansmanını erteleyerek 299 dolar fiyat etiketiyle sunulan uygun maliyetli Quest 3S modeline yöneldi. Bu hamle, sevkiyatlarda yıllık yüzde 11’lik bir büyüme sağladı. Öte yandan Sony, yüzde 9’luk pazar payıyla ikinci sırada yer alıyor ve kalan yüzde 13’lük kısmı diğer markalar paylaşıyor. 2024’te VR/MR cihazlarının sevkiyatlarının yüzde 8,8 artışla 9,6 milyon adede ulaşması bekleniyor.

Meta, akıllı gözlük sektörünü domine etti

Apple ise 2024 yılında yüzde 5’lik bir pazar payına sahip Vision Pro ile dikkat çekiyor. 3.499 dolarlık fiyatıyla premium bir ürün olarak konumlanan cihaz, OLED on Silicon (OLEDoS) ekran teknolojisiyle bir ilk olma özelliği taşıyor. Apple’ın stratejisi, Vision Pro’yu yalnızca eğlence amaçlı bir cihaz olmanın ötesine taşımak üzerine kurulu.

Meta, akıllı gözlük sektörünü domine etti.

Belge düzenleme, sanal toplantılar, sağlık hizmetleri ve eğitim gibi işlevsel uygulamalar sunan Vision Pro, kullanıcı deneyiminde paradigmayı değiştiriyor. Rapora göre bu yenilikçi yaklaşım, rakipleri de cihazlarının fonksiyonlarını yeniden değerlendirmeye teşvik ediyor.

Apple, sektör trendlerini belirleyen bir marka olarak öne çıksa da pazar lideri konumuna ulaşma yolunda bazı zorluklarla karşı karşıya. Meta’nın erişilebilir fiyatlarla geniş bir kitleye ulaşma stratejisi, bu alanda önemli bir rekabet avantajı sağlıyor. Buna karşılık, Apple’ın premium pazarı hedeflerken daha uygun fiyatlı ürünler sunmayı planladığı bir çift yönlü strateji geliştirdiği ifade ediliyor. Şirketin 2026 yılı gibi erken bir tarihte yeni nesil daha uygun fiyatlı cihazları tanıtması bekleniyor. Bu adımlar, Apple’ın Meta ile olan rekabetinde önemli bir rol oynayabilir.

Sony, dev oyun şirketinin en büyük hissedarı oluyor!

0

Sony, ünlü Japon medya devi Kadokawa ile kapsamlı bir ortaklık kurarak, şirketin en büyük hissedarı haline geldiğini duyurdu. Kadokawa, yalnızca manga, anime ve filmlerle değil, aynı zamanda FromSoftware’in arkasındaki ana şirket olarak Elden Ring, Dark Souls ve Bloodborne gibi oyun dünyasında efsaneleşmiş yapımlar ile tanınıyor. Yapılan resmi açıklamaya göre, Sony, Kadokawa’nın yüzde 10’luk hissesi için 320 milyon dolarlık bir yatırım yaparak ortaklığa güç kattı. Ancak bu, Kadokawa’nın bağımsızlığını koruyacağı bir iş birliği niteliğinde, tam anlamıyla bir satın alma değil.

Sony, dev oyun şirketinin en büyük hissedarı olacak

Bu stratejik iş birliği, yalnızca video oyunları alanında değil, aynı zamanda anime, dizi ve film sektörlerinde Kadokawa’nın fikri mülkiyetlerini daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyor. Kadokawa’nın zengin IP portföyünü değerlendirmek isteyen Sony, özellikle küresel çapta daha büyük projeler geliştirmek adına sanal prodüksiyon, insan kaynağı geliştirme ve yeni teknolojiler üzerinde çalışmayı planlıyor.

Sony, dev oyun şirketinin en büyük hissedarı olacak.

Kadokawa’nın popüler yapımları, Sony’nin küresel dağıtım ağı ve medya uzmanlığıyla daha geniş bir kitleye sunulacak. Bu ortaklık sayesinde hem anime uyarlamaları hem de oyun tabanlı projeler uluslararası pazarda daha geniş yer bulacak.

Kadokawa CEO’su Takeshi Natsuno, bu anlaşmanın Kadokawa’nın fikri mülkiyetlerini daha fazla kullanıcıya ulaştırma ve bu IP’lerin değerini artırma potansiyeline sahip olduğuna vurgu yaparken, Sony Başkanı Hiroki Totoki ise Kadokawa’nın geniş IP ekosistemi ile Sony’nin küresel eğlence vizyonunu birleştirerek büyük bir sinerji yaratacaklarını belirtti. Sony, bu hamlesiyle oyun ve eğlence sektöründeki liderliğini daha da pekiştirirken, Kadokawa ile kurduğu ortaklık aracılığıyla yenilikçi projelerin küresel ölçekte başarısını artırmayı hedefliyor.

TBC Bank Uzbekistan, 37 milyon dolar yatırımla dijital hizmetlerini genişletiyor!

Bu yatırım, Londra merkezli ana şirketi TBC Group tarafından sağlandı ve bankanın yapay zekâ (AI) projeleri ile sigorta ürünlerini de kapsayan dijital hizmetlerini geliştirmeyi hedefliyor.

Yükselen pazar ve dijital dönüşüm

TBC Bank Uzbekistan, 2020 yılında TBC Group’un girişimiyle kuruldu ve bugün kullanıcılarına mobil uygulama üzerinden hesap açma, kredi kullanımı ve mevduat hizmetleri gibi geniş bir hizmet yelpazesi sunuyor.

Banka, özellikle genç ve dijital teknolojilere yatkın nüfusun yoğun olduğu Özbekistan pazarında güçlü bir büyüme fırsatı görüyor. Ülkede internet kullanım oranı %90’a ulaşmış durumda ve nüfusun %60’ı 30 yaşın altında.

TBC Bank, şu anda Özbekistan’ın bankacılık varlıklarının büyük bölümünü elinde bulunduran devlet bankalarının egemenliğine karşı güçlü bir alternatif olarak dikkat çekiyor. Banka, kısa süre önce Visa ve Mastercard ile stratejik iş birliklerine imza atarken, Salom adlı debit kartını ve Osmon adlı kredi kartını piyasaya sürdü. Aynı zamanda küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik dijital bankacılık hizmeti olan TBC Business’ı başlattı.

Yapay zekâ ile yeni nesil bankacılık

TBC Bank Uzbekistan, yapay zekâ yatırımlarıyla bankacılık hizmetlerini dönüştürmeyi hedefliyor.

Banka, ödeme hatırlatma çağrılarının %42’sini gerçekleştiren AI destekli asistanlar geliştirdi ve gelecek yıl için ses tabanlı mobil hizmetler ve satış botları gibi yenilikler planlıyor. TBC Group, bu projeler için Meta’nın Llama dil modeli temel alınarak yerel dillere uygun bir yapay zekâ sistemi geliştirdi.

Grubun Uluslararası İşler Başkanı Oliver Hughes, bu yatırımların büyük bir kısmının yapay zekâ projelerine ayrıldığını, ancak ana odaklarının ürün ve hizmetlerini büyütmek ve ölçeklendirmek olduğunu belirtti. Banka ayrıca kendi sigorta hizmetlerini başlatmayı ve yeni şimdi al, sonra öde çözümleri sunmayı planlıyor.

Genişleyen kullanıcı tabanı ve finansal başarı

2023’ün sonunda 13,2 milyon kullanıcıya sahip olan TBC Uzbekistan, Eylül 2024 itibarıyla bu sayıyı 16,9 milyona çıkardı. Bankanın aktif kullanıcı sayısı 4,9 milyona ulaştı ve yılın ilk dokuz ayında net 27 milyon dolar kâr elde etti. 2025 yılı için 75 milyon dolar net kâr hedefleniyor.

TBC Bank Uzbekistan, inovasyon odaklı stratejisi ve dijital çözümleriyle Özbekistan’ın bankacılık sektöründe liderlik için iddialı bir konumda.

Ülkenin genç ve dijitalleşmeye açık nüfusuyla birleşen bu yatırımlar, bankanın büyüme potansiyelini daha da artırıyor.

Google Aramalar, yapay zeka modu getirebilir!

0

Google, arama motorunda kullanıcı deneyimini dönüştürmeyi hedefleyen yeni bir yapay zeka modu üzerinde çalışıyor. The Information tarafından paylaşılan bilgilere göre bu yenilik, Google’ın mevcut arama işlevselliğine yapay zeka destekli bir sohbet özelliği ekleyecek. Sistem, Google’ın Gemini AI sohbet robotu ile benzerlik göstererek, daha interaktif ve kişiselleştirilmiş bir arama deneyimi sunmayı amaçlıyor. Kullanıcılar, yeni mod sayesinde daha detaylı ve bağlam odaklı yanıtlar almanın yanı sıra, arama süreçlerini daha hızlı ve verimli bir şekilde sürdürebilecekler.

Google Aramalar, yapay zeka modu sunabilir

Yeni yapay zeka modu, arama sonuç sayfasında “Tümü”, “Görseller”, “Videolar” ve “Alışveriş” sekmelerinin sol tarafında kendine yer bulacak. Bu sekme aktif hale getirildiğinde kullanıcı, standart arama sonuçlarından farklı olarak, bağlama duyarlı ve detaylı bir yapay zeka yanıtı alacak. Yanıta ek olarak, bu yanıtı destekleyen ve derinleştiren ilgili web sayfalarına bağlantılar da sağlanacak. Ayrıca kullanıcıların daha fazla bilgi edinmesi veya detaylandırma yapması için ekstra bir arama çubuğu devreye girecek. Bu çubuk, kullanıcıların yapay zeka ile sürekli bir şekilde soru-cevap döngüsü içerisinde kalmasını ve ihtiyaç duydukları bilgiye daha hızlı ulaşmasını mümkün kılacak.

Google’ın bu özellik üzerinde çalışması, yapay zeka destekli arama motorları arasındaki rekabetin iyice kızıştığını gösteriyor. Şirket, Gemini AI’nın yalnızca bir sohbet robotu değil, aynı zamanda güçlü bir bilgi kaynağı olmasını sağlayarak onu kullanıcıların daha fazla dikkatini çekecek şekilde tasarlıyor. Rakiplerinin bu alanda hızla ilerlediği göz önünde bulundurulduğunda, Google da yeniliklerini en kısa sürede kullanıcılarla buluşturmayı amaçlıyor. Nitekim, Microsoft’un Copilot entegrasyonu ve DuckDuckGo’nun gizliliğe odaklanan yapay zeka özetleri gibi özellikleri halihazırda mevcut. Aynı şekilde, OpenAI’nin ChatGPT’sinin web tarama desteği ve yapay zeka tabanlı arama yetenekleri de sektörde önemli bir yer tutuyor.

Yeni yapay zeka modunun sadece bilgiye ulaşmayı kolaylaştırmakla kalmayıp, kullanıcıların daha karmaşık ve çok adımlı sorgularını yanıtlamaya yönelik bir rehberlik sunması bekleniyor. Özellikle arama sonuçlarını daha etkili bir şekilde özetleyen, öneriler sunan ve bağlamsal bağlantılar kurabilen bu mod, standart arama motorlarının çalışma biçiminde bir devrim yaratabilir. Google’ın böylesine kapsamlı bir sistem geliştirmesi, yapay zekanın arama deneyiminin ayrılmaz bir parçası haline geleceğinin en önemli göstergelerinden biri olarak değerlendiriliyor. Bu yenilik sayesinde, kullanıcıların hem bireysel hem de profesyonel bilgi ihtiyaçlarını karşılamak artık çok daha dinamik bir hale gelebilir.

Dünyanın en yüksek rakımlı güneş enerjisi santrali inşa edildi!

Çin, yenilenebilir enerji projeleriyle dikkat çekmeye devam ederken, Shannan bölgesinde dünyanın en yüksek rakımlı güneş enerjisi santralini devreye alarak bu alandaki liderliğini bir kez daha ortaya koydu. Devlete ait China Huadian ve PowerChina tarafından inşa edilen bu santral, deniz seviyesinden 5.046 ila 5.228 metre yükseklikte yer alıyor ve toplamda 150 MW’lık bir kapasiteye sahip. Bu projeyi, Ağrı Dağı’nın 5.137 metrelik zirvesiyle kıyaslamak, inşaatın ne denli zorlu koşullarda tamamlandığını anlamak açısından önemli.

Dünyanın en yüksek rakımlı güneş enerjisi santrali kuruldu

Santral iki aşamalı olarak inşa edildi; ilk 50 MW’lık kapasite 2023 yılı sonunda devreye alınmıştı. 100 MW’lik ikinci aşama ise kısa bir süre önce tamamlanarak projenin toplam kapasitesi 150 MW’a yükseldi. Yaklaşık 1,4 kilometrekarelik bir alan üzerine inşa edilen ve 170.000 güneş panelinden oluşan bu santral, 20 MW/80 MWh kapasiteli batarya depolama sistemiyle destekleniyor. Batarya sistemi, yapay zeka destekli termal yönetim ve sıvı soğutma gibi ileri teknolojilerle donatılmış olup, şebeke kararlılığını artırma ve hızlı voltaj düzenleme gibi kritik görevleri yerine getiriyor. Sistem, 50 bin haneye elektrik sağlayacak kapasitede ve yılda 46.700 ton kömür tasarrufu ile 101.800 ton karbondioksit salımını önleyecek.

Projenin başarısındaki en dikkat çekici unsurlardan biri, yüksek rakımlı plato koşullarının tüm zorluklarına rağmen PowerChina’nın yenilikçi inşaat yöntemleri kullanarak projeyi planlanandan 42 gün önce, yalnızca 115 günde tamamlaması oldu. Yerinde montaj hatları ve önceden monte edilmiş sistemler, inşaat verimliliğini %40 oranında artırdı.

Santralin teknik donanımı ise son derece etkileyici. N-tipi çift yüzeyli TOPCon güneş panelleri, yüksek rakımın ve bölgedeki kar örtüsünün avantajlarından yararlanarak enerji üretim verimliliğini %20 artırıyor. Paneller, kar örtüsünün yansıtıcılığı sayesinde güneş ışığını daha etkin bir şekilde toplayabiliyor. Yüksek rakım, bulutluluk oranını düşürerek güneş panellerinin sürekli optimum verimle çalışmasını sağlıyor. Aynı zamanda soğuk hava koşulları, panellerde aşırı ısınmayı önleyerek daha uzun ömürlü ve verimli bir kullanım imkanı sunuyor.

Bu santral, hem Çin’in enerji dönüşümüne olan katkısı hem de dünya yenilenebilir enerji pazarındaki etkisi açısından oldukça stratejik bir öneme sahip. Bölgedeki yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılmasının yanı sıra bu tür projeler, karbon emisyonunu azaltarak sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada kilit rol oynuyor.

Çinli CXMT, DDR5 yongaları üretmeye başlıyor!

0

Çin merkezli ChangXin Memory Technologies (CXMT), DDR5 yongaları üretmeye başlamış olabilir ve bu gelişmenin küresel RAM pazarında önemli etkiler yaratması bekleniyor. Henüz resmi bir açıklama yapılmamış olsa da, CXMT’nin ürettiği yongaları kullanan DDR5 modüllerinin Çin pazarında satışa sunulduğuna dair raporlar artıyor. Özellikle KingBank ve Gloway gibi üreticiler, ‘yerli’ etiketli 32 GB DDR5 modülleriyle dikkat çekiyor. Bu modüllerde kullanılan yongaların CXMT tarafından üretildiği düşünülüyor, çünkü CXMT şu anda Çin’in en gelişmiş DRAM üreticisi konumunda.

Çinli CXMT, DDR5 yongaları üretmeye başlayacak

CXMT’nin DDR5 üretim süreci, 17nm sınıfı DRAM işlem teknolojisini temel alan G3 işlemiyle gerçekleştiriliyor ve üretim verimliliğinin yaklaşık %80 seviyesinde olduğu tahmin ediliyor. İlk raporlar 2022 yılında gündeme gelmişti ve bu yüzden CXMT’nin bu alanda önemli bir ilerleme kaydetmiş olması muhtemel görünüyor. Yine de CXMT’nin mevcut üretim kapasitesi konusunda net bir bilgi bulunmuyor, bu da şirketin pazar üzerindeki potansiyel etkisinin boyutunu belirsiz kılıyor.

Çinli CXMT, DDR5 yongaları üretmeye başlayacak.
Çinli CXMT, DDR5 yongaları üretmeye başlıyor.

Çin’de üretimine başlanan DDR5 yongalarının özellikle ülke içindeki talebi karşılaması bekleniyor. Çin hükümetinin kendi yerli teknolojilerini ve tedarik zincirini güçlendirme çabaları doğrultusunda CXMT’nin ürünlerinin, öncelikli olarak yerel pazar ve hükümet destekli kuruluşlar için kullanılması planlanabilir. Ancak, ABD ve Hollanda gibi ülkelerin uyguladığı yaptırımların, CXMT’nin teknolojik kapasitesini ve üretim süreçlerini sınırlandırdığı da biliniyor.

Eğer CXMT üretim kapasitesini artırabilirse ve küresel pazara açılma şansı bulursa, DDR5 RAM fiyatlarının düşmesine neden olabilir. Çin’in büyük DRAM talebi düşünüldüğünde, Micron, Samsung ve SK hynix gibi büyük oyuncuların bu pazardaki paylarının azalması söz konusu olabilir. Bu durum, söz konusu markaların farklı pazarlara odaklanmasına ve rekabetin artmasıyla birlikte DDR5 RAM fiyatlarının dünya genelinde gerilemesine yol açabilir. Ancak, bu potansiyel değişimler, CXMT’nin üretim kapasitesini artırması ve dış pazarlara erişimini genişletebilmesi gibi kritik faktörlere bağlı olacak.

Akıllı yüzük üreticisi Oura, değerini 5,2 milyar dolara çıkardı!

Yatırım turuna Fidelity Management ve glikoz ölçüm cihazı üreticisi Dexcom gibi önemli isimler katıldı. Oura, bu yeni yatırımı ürün yelpazesini genişletmek, yapay zeka (AI) geliştirmelerine yatırım yapmak ve potansiyel satın alımları keşfetmek için kullanmayı planlıyor.

Bu yatırım, Oura’nın Dexcom ile başlattığı stratejik ortaklıkla aynı döneme denk geliyor. İki şirket, cihazlarının ve uygulamalarının birlikte kullanılabilmesi için çalışmalar yürütüyor. Oura’nın akıllı yüzükleri, ilerleyen dönemde kullanıcıların kan şekeri seviyelerini izlemelerine yardımcı olacak. Dexcom’un bu turda yaptığı 75 milyon dolarlık yatırım da bu iş birliğinin önemini pekiştiriyor.

Oura CEO’su Tom Hale, bu gelişmeyi şu sözlerle değerlendirdi:

“Sağlığı günlük bir alışkanlık haline getirme misyonumuzda büyük ilerleme kaydettik. Yapay zeka merkezli stratejimizle yeni fırsatlar yaratmayı ve inovasyon liderliğimizi sürdürmeyi hedefliyoruz. Oura’nın, ölçekli olarak hayatları değiştirme potansiyeline sahip olduğuna inanıyoruz.”

Büyüyen kullanıcı kitlesi ve yeni iş girişimleri

2024 itibarıyla Oura, ürünlerini Amazon ve Target gibi perakende devlerine taşıyarak satışlarını artırdı. Ayrıca, Amerikan Deniz Kuvvetleri Araştırma Merkezi ve Hava Kuvvetleri ile yaptığı iş birlikleri sayesinde akıllı yüzüklerini askerlerin kullanımına sundu.

Oura Ring

Son bir yılda, Oura’nın üye sayısı ve gelirleri iki katına çıktı ve şimdiye kadar 2,5 milyonun üzerinde yüzük satıldı. Şirket, Ekim ayında sağlık izleme girişimi Sparta Science’ı, Eylül ayında ise metabolik sağlık ürünüyle tanınan Helsinki merkezli Veri’yi satın aldı.

Oura, bu yatırımlarla sadece akıllı yüzüklerle sınırlı kalmayarak, sağlık teknolojisi alanında daha geniş bir ürün ve hizmet portföyü geliştirmeyi hedefliyor. Yapay zeka ve yenilikçi iş birlikleri, şirketin büyüme stratejisinde önemli bir yer tutuyor.

Google arama motoruna AI Modu geliyor!

The Information tarafından yayımlanan bir rapora göre, Google tarafından hazırlanan bu yeni mod, kullanıcıların arama sonuçları sayfasının üst kısmında yer alacak bir sekme aracılığıyla etkinleştirilebilecek.

Mod, Google’ın Gemini AI sohbet botuna benzeyen bir arayüz sunacak.

AI Modu’nun özellikleri

AI Modu sekmesi, Google arama sonuçlarında bulunan Tümü, Görseller, Videolar ve Alışveriş gibi sekmelerin sol tarafında yer alacak.


Bu mod aktif hale geldiğinde, kullanıcılara yanıt olarak yalnızca ilgili web sayfalarına bağlantılar değil, aynı zamanda ek sorular sormaya teşvik eden bir arama çubuğu da gösterilecek. Kullanıcılar bu arama çubuğu aracılığıyla devam niteliğinde sorular sorarak daha derinlemesine bilgi alabilecek.

Son dönemde, Google uygulamasının beta sürümlerinde bu modun test edildiğine dair çeşitli işaretler görülmüştü. Google, bu raporlarla ilgili herhangi bir resmi açıklama yapmadı.

AI rekabetinde yoğunlaşan mücadele

OpenAI’in ChatGPT’sine entegre edilen arama özelliklerinin tüm kullanıcılara açılması, Google üzerinde bir baskı yaratıyor.

Halihazırda Google, bazı aramalarda yapay zekâ destekli özetler sunuyor ve bu özelliği ekim ayında birçok ülkede genişletti. Yeni AI Modu, Google’ın bu rekabetteki konumunu güçlendirmek için attığı bir adım olabilir.

Yapay zekânın arama motorlarına entegrasyonu, kullanıcıların bilgiye ulaşma yöntemlerini yeniden şekillendirme potansiyeline sahip. Google’ın bu yeni modu, teknoloji dünyasında merakla bekleniyor.

Yakın gelecekte, yapay zeka teknolojilerinin kapladığı alanın artması ve daha yaygın bir AI kullanım deneyiminin geliştirilmesi bekleniyor. Şimdilik, Google’ın adımı geleceğe dair geçerli bir önizleme sunuyor.

Apple, abonelikle iPhone satma projesini iptal etti!

0

Apple, 2022 yılında iPhone abonelik modeli üzerine çalışmalar yapmayı planlıyordu. Bu plan, kullanıcıların aylık sabit bir ücret karşılığında iPhone’a sahip olmalarını sağlamak ve aynı zamanda cihazın belirli aralıklarla yeni sürüme yükseltilmesini mümkün kılmayı hedefliyordu. Bu model, kullanıcılar için cihaz değiştirmeyi daha erişilebilir hale getirmeyi ve Apple için ise düzenli bir gelir akışı oluşturmayı amaçlıyordu. Plan, bazı durumlarda kullanıcıların ek ücret ödemeden iPhone’larını daha yeni modellere yükseltmelerine olanak tanıyacak şekilde tasarlanmıştı. Apple, bu abonelik modelinin cihaz satışlarına yeni bir ivme kazandıracağına ve bu sayede şirketin mali gelirlerini artıracağına inanıyordu.

Apple, abonelikle iPhone satma projesini sonlandırdı

Ancak bu plan, sonrasında Apple’ın içindeki bazı endişeler ve dışsal faktörlerin etkisiyle hayata geçmedi. Apple’ın bu fikirden vazgeçmesinin temel nedenlerinden biri, böyle bir ödeme modelinin şirketi bir dizi yasal düzenlemeyle karşı karşıya bırakacak olmasıydı. Özellikle Bloomberg’in haberine göre, aydan aya ödemeler, Apple’ı kredi kartı şirketleriyle aynı düzenleyici denetimlere tabi tutacaktı. Bu denetimler, Apple’ın daha fazla yasal sorumluluk ve yüklü bir regülasyon yükü altına girmesine neden olabilirdi. Şirket, böyle bir yükümlülüğü kabul etmek istemedi ve bunun operasyonel anlamda önemli zorluklar doğuracağından çekindi.

Apple, abonelikle iPhone satma projesini sonlandırdı.
Apple, abonelikle iPhone satma projesini sonlandırdı.

Bir diğer önemli neden ise, abonelik modelinin Apple’ın operatörlerle olan ilişkileri üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği endişesiydi. Apple, bu modelle birlikte operatörlere bağlı satış sistemlerinde karmaşıklıklar yaşayabileceği ve mevcut işbirliklerini riske atabileceği düşüncesine sahipti. Çünkü telefon satışları genellikle operatörlerle olan ortaklıklar üzerinden ilerliyordu ve abonelikli bir satış modeli, bu mevcut sistemin dengelerini değiştirebilirdi. Böyle bir durum, Apple’ın stratejik işbirliklerini de sekteye uğratma riski taşıyordu.

Apple’ın abonelik hizmetinin hayata geçmesini engelleyen bir başka faktör de, cihazın doğrudan abonelikle satılmasının teknik ve finansal altyapıyı zorlamasıydı. Bu tür bir modelin işleyebilmesi için büyük miktarda altyapı yatırımı, ödeme sistemleri yönetimi ve sürekli abonelik takibi yapılması gerektiği göz önünde bulundurulduğunda, şirket bunun daha komplike ve pahalı bir sisteme dönüşeceğini fark etti. Ayrıca, kullanıcılar arasında eski cihazlarını terk edip sürekli yeni modele geçiş yapma kültürünün yerleşmesinin, Apple’ın karlılığını uzun vadede olumsuz etkileyebileceği de değerlendirildi.

Sonuç olarak, planın hayata geçirilmesinden önce, üzerinde çalışan ekip birkaç ay önce dağıtıldı ve proje yeni alanlara yönlendirildi. Apple, abonelikle iPhone satışı fikrinden vazgeçmişken, muhtemelen gelecekte farklı finansal çözümler veya ödeme yöntemleri üzerine çalışmaya devam edecek.

Foxconn, Nissan’ı satın almak istiyor!

0

Foxconn, özellikle iPhone üretimiyle bilinen Tayvanlı teknoloji devi, son dönemde otomotiv sektörüne de girmeye başlamıştı ve şimdi de Nissan’a olan ilgisiyle dikkat çekiyor. Foxconn, dünya çapında tanınmış bir elektronik üreticisi olarak, Nissan ile yatırım yapma amacıyla görüşmelerde bulundu.

Foxconn, Nissan’ı satın almayı hedefliyor

Ancak, Nissan’dan beklediği olumlu yanıtı alamayan Foxconn, bu sefer gözünü Renault’nun Nissan’daki yüzde 36’lık hissesine dikti. Wall Street Journal’a göre, Foxconn’un bu hisseyi devralarak, otomotiv sektöründe daha da sağlam bir yer edinmeyi planladığı belirtiliyor.

Foxconn, Nissan'ı satın almayı hedefliyor.
Foxconn, Nissan’ı satın almayı hedefliyor.

Nissan, son zamanlarda mali sıkıntılarla karşı karşıya kalırken, Honda ile birleşme görüşmeleri yapılıyor ve Mitsubishi’nin de bu ortaklığa katılabileceği konuşuluyor. Foxconn ise, özellikle Nissan’ın elektrikli araç üretimi ve tasarım konusundaki tecrübelerinden faydalanmayı hedefliyor. Foxconn, elektrikli araç bileşenleri üzerine de yatırım yapmaya karar vererek, Vietnam’da bir endüstri parkına 250 milyon dolarlık bir yatırım yapmayı açıkladı.

Ancak, Foxconn’un nihai hedefinin otomobil üreticisi olmak değil, kendisine ait üretim altyapısını kullanarak elektrikli araç üreticilerine sözleşmeli üretim hizmeti sunmak olduğu ifade ediliyor. Foxtron markasıyla elektrikli araçlar tanıtan Foxconn, şasi ve gövde üretiminde sınırlı bir uzmanlığa sahip, ancak Nissan ile yapılacak olası bir ortaklık bu alandaki bilgilerini hızla artırabilir ve Foxconn’un otomotiv endüstrisindeki etkisini güçlendirebilir. Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yanıtlarınızı aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle kolayca paylaşabilirsiniz.