Almanya merkezli teknoloji markası Erazer, Türkiye pazarına giriyor!

0

Almanya merkezli oyun bilgisayarı ve aksesuarları markası Erazer, Türkiye pazarına giriş yapacağını duyurdu. Medion’un bir markası olarak, Avrupa’da büyük bir başarıya imza atan Erazer, 2025 yılı Ocak ayında Türkiye’de satışlarına başlayacak. Geniş ürün yelpazesiyle dikkat çeken Erazer, başlangıçta dizüstü bilgisayar modelleriyle kullanıcılarla buluşacak. Türkiye, yalnızca yerel pazara hitap etmekle kalmayıp, aynı zamanda marka için bölgesel merkez olarak da konumlandırılacak. Erazer, bu stratejiyi Körfez ülkeleri, Türk Cumhuriyetleri ve Balkanlar’a açılarak genişlemeyi hedefliyor.

Almanya merkezli teknoloji markası Erazer, Türkiye pazarına girecek

Erazer’ın Türkiye’ye girişi, oyun sektörüne olan ilgisiyle öne çıkan Türkiye için büyük fırsatlar yaratacak. Ülkedeki genç nüfus, yüksek teknoloji kullanım oranı ve artan oyun tutkusunun Erazer için önemli bir pazar sunduğuna dikkat çekilen açıklamada, bu adımla oyun kültürünü daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefledikleri belirtildi. Medion Kuzey ve Güney Avrupa Genel Müdürü Michiel Van Der Vliet, Türkiye’nin jeopolitik konumunun, global stratejiye büyük katkı sağlayacağını vurguladı.

Almanya merkezli teknoloji markası Erazer, Türkiye pazarına girecek.

Medion Türkiye ve Orta Doğu Ülke Müdürü Cem Çerçioğlu, Türkiye oyun ekosisteminin şirket için çok önemli olduğunu belirterek, Erazer’ın Türk oyunculara kaliteli bir deneyim sunma amacını taşıdığını ifade etti. Hedeflerinin, ilk yıl sonunda Türkiye’deki gaming laptop pazarında ilk 5 marka arasına girmek olduğunu belirten Çerçioğlu, şirketin büyüme stratejisinin, kaliteli ürünlerle ve Intel, NVIDIA gibi global iş ortaklıklarıyla destekleneceğini vurguladı. Erazer, yüksek performanslı ürünleriyle Türk oyunseverlerine hitap etmeyi ve piyasada hızla büyümeyi planlıyor.

Türk pazarına sunulacak Erazer ürünleri arasında, performansıyla dikkat çeken Erazer Beast X40, taşınabilirliğiyle öne çıkan Erazer Major X15, geniş ekran ve güçlü özelliklerle tanıtılan Erazer Deputy P60 ile oyunseverlerin tüm ihtiyaçlarına hitap edecek Erazer Deputy P60i bulunacak. Bu modeller, Intel® Core™ i9 işlemciler ve NVIDIA® GeForce RTX™ GPU’lar gibi üst düzey donanımlara sahip olacak ve 240 Hz QHD ekran gibi gelişmiş özellikler sunacak. Erazer, Türkiye’deki oyun pazarında güçlü bir konum elde etmeyi hedefliyor.

Dijital sadakat yönetim platformu Prevego, 140 bin euro yatırım alıyor!

0

Estonya merkezli dijital sadakat yönetim platformu Prevego, Kayacan Ventures liderliğinde gerçekleşen yatırım turunda 140 bin euro yatırım alarak 1,5 milyon euro değerlemeye ulaştı. Prevego, işletme ve markaların çekiliş süreçlerini dijitalleştirme ve kullanıcı deneyimini iyileştirme hedefiyle geliştirdiği hizmetler sayesinde kısa sürede dikkat çeken bir başarı elde etti. Platform, yüz binlerce ödülün dağıtılmasına aracılık etmiş olmasıyla hem müşteri hem de markalar açısından sadakat yönetiminde etkili bir çözüm olarak öne çıkıyor.

Dijital sadakat yönetim platformu Prevego, 140 bin euro yatırım aldı

2025 yılının ilk aylarında mobil uygulamasını piyasaya sürmeyi planlayan Prevego, “QR ile Çekiliş Sonuçlandırma” gibi yenilikçi özellikleriyle sadakat sürecine farklı bir boyut katıyor. Bu özellik sayesinde işletmeler, çekilişlerini hızlandırıp hem dijital hem de fiziksel ortamda müşterileriyle doğrudan etkileşim kurabiliyor. İşletmelerin QR kod üzerinden bildirim ve kampanya gönderebilmesi, müşteri sadakatini güçlendirmenin pratik bir yolu olarak dikkat çekiyor.

Dijital sadakat yönetim platformu Prevego, 140 bin euro yatırım aldı.

Kayacan Ventures liderliğindeki yatırım turunda, Kayacan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ulaş Kayacan, Prevego’nun küresel pazarda hızla yükseleceğini ve sunduğu çözümlerin dijital dönüşüm açısından büyük bir önem taşıdığını belirtti. Kayacan, çekilişler ve kazanma hissinin dijitalleşerek evrim geçirdiğini, Prevego’nun bu süreci dijital ve fiziksel platformlarla etkili bir şekilde birleştirerek sektöre taze bir soluk getirdiğini ifade etti.

Prevego Kurucusu Berkan Pekyen ise QR kod çekilişlerinin işletmeler için değerli bir araç olduğunu vurguladı. İşletmelerin sosyal medya ve fiziki ortamlar aracılığıyla çekiliş süreçlerini kolayca yönetmelerine olanak tanıyan sistemin, hem markalar hem de tüketiciler için güçlü bir sadakat bağını oluşturduğunu belirtti. Pekyen, bu yeni yatırımla global pazarda büyüme stratejilerini hızlandıracaklarını ve yakın zamanda büyük ortaklıklarla bu süreci daha da ileriye taşıyacaklarını açıkladı. Prevego’nun, dijitalleşen müşteri deneyimi anlayışına yenilikçi bir perspektif sunarak sadakat yönetiminde öncü bir rol üstlenmesi bekleniyor.

Galaxy S25 serisinin tanıtım tarihi ortaya çıktı!

0

Samsung, 2025 yılına damgasını vuracak bir etkinlikle yeni amiral gemisi serisi Galaxy S25’i tanıtmaya hazırlanıyor. Etkinliğin tarihi, sızdırılan bilgilere göre 22 Ocak 2025 olarak belirlendi. Unpacked 2025 etkinliği, San Jose’de yapılacak ve yerel saatle 21:00’de başlayacak olan etkinlik, dünyanın dört bir yanındaki izleyiciler için canlı yayınla gerçekleştirilecek. Bu etkinlik, sadece Galaxy S25 serisinin tanıtımını değil, Samsung’un bir dizi yenilikçi teknolojisinin de ön plana çıkmasını sağlayacak.

Samsung Galaxy S25 serisinin tanıtım tarihi belli oldu

Galaxy S25 serisi, bu etkinliğin başrolünü oynayacak. Samsung, Galaxy S25, S25+ ve S25 Ultra modellerinin yanı sıra, Android XR başlık olarak bilinen “Project Moohan” hakkında da ayrıntılar verecek. Samsung’un bu başlık, Apple’ın Vision Pro’ya rakip olarak geliştirdiği bir teknoloji olarak büyük bir heyecan yaratıyor. Etkinlikte, başlık hakkında pek çok detay gün yüzüne çıkacak; çıkış tarihi, fiyatlandırma bilgisi ve diğer merak edilen özellikler ilk kez bu platformda açıklanacak. Bununla birlikte, Galaxy S25 serisi ile birlikte kullanıcılara sunulacak olan One UI 7 arayüzü de bu etkinlikte resmen tanıtılacak. One UI 7, Samsung’un telefon kullanıcı deneyimini daha da iyileştiren yeni işlevler ve kişiselleştirme seçenekleri sunacak.

Samsung Galaxy S25 Ultra, özellikle dikkat çeken model olacak. Yüksek çözünürlüklü kamera sistemi, geliştirilmiş yapay zeka entegrasyonu, daha güçlü işlemcisi ve gelişmiş pil teknolojisi ile Ultra, teknoloji dünyasında büyük yankı uyandırmaya hazırlanıyor. Bu model, yüksek performans ve fotoğrafçılık yeteneklerini birleştirerek, profesyonel ve günlük kullanıcılara hitap eden yeni bir deneyim sunacak. Özellikle yeni yapay zeka özellikleri, kullanıcıların telefon deneyimlerini daha akıllı hale getirecek, sistem hızını artırarak daha verimli bir kullanım sağlayacak. Ayrıca, etkinlikte Samsung’un yapay zeka alanındaki yeniliklerini tanıtması, önümüzdeki yıllarda bu teknolojilerin telefonlardan öte, tüm dijital yaşamı nasıl etkileyeceğini gösterecek.

Samsung’un Unpacked 2025 etkinliği, yalnızca telefon tanıtımı değil, aynı zamanda şirketin gelecekteki dijital ekosistemine dair daha fazla ipucu verecek bir platform olacak. Yapay zeka, yeni nesil işlemciler ve gelişmiş yazılımlarla donatılan bu cihazlar, Samsung’un 2025 yılı için hedeflediği teknolojik ilerlemelerin anahtarı olacak. Etkinlik, teknoloji dünyasının en dikkatle izlenen organizasyonlarından biri olacak ve Samsung’un inovasyon yolculuğunun ne kadar iddialı bir hal alacağını gözler önüne serecek.

Katı hal bataryalı Honda modelleri 1000 km menzil sunabilir!

Honda, 2030 yılına kadar katı hal bataryalarla donatılmış elektrikli araçlarının tek şarjla 1000 kilometre menzil sunacağını ve bu teknolojinin 2040 itibarıyla menzili 1250 kilometreye kadar çıkarabileceğini duyurdu. Bu gelişme, menzil endişesini tamamen ortadan kaldırma potansiyeli taşıyor ve elektrikli araç kullanıcıları için önemli bir dönüm noktası olabilir. Üstelik bu yeni nesil bataryaların boyutları mevcut sıvı elektrolitli lityum-iyon bataryalara kıyasla %50 daha küçük, ağırlıkları %35 daha hafif ve üretim maliyetleri %25 daha düşük olacak. 2040’ta bu avantajların daha da artması bekleniyor.

Katı hal bataryalı Honda modelleri 1000 km menzil sunacak

Katı elektrolit kullanımı sayesinde bataryaların güvenliği artırılırken, yüksek şarj hızlarına daha iyi uyum sağlanacağı ifade ediliyor. Honda’nın batarya teknolojisi, diğer üreticilerle kıyaslandığında, hem menzil hem de verimlilik açısından rekabetçi bir konumda yer almayı hedefliyor. Örneğin, yakın zamanda Chery, katı hal pillerle 1500 kilometre menzil hedefini açıklamıştı. Görünen o ki, elektrikli araçlar için 1000 kilometrenin üzerinde menzil bir standart haline gelecek.

Ancak bu teknolojiyle ilgili üretim zorlukları mevcut. Şirketin prototip hücreleri henüz ticari olarak uygulanabilir boyutta değil ve tam ölçekli bataryalar için prototiplerin 100 kat büyütülmesi gerekiyor. Ayrıca, seramik ayırıcıların kırılganlığı ve dendrit oluşumunun kısa devre riskine yol açması gibi üretim aşamasında karşılaşılan teknik problemler de çözüm bekleyen önemli konular arasında.

Honda, bu zorlukların üstesinden gelmek için yenilikçi yöntemler geliştiriyor. Rulo presleme ve sürekli karıştırma gibi ileri üretim teknikleri sayesinde elektrolitin eşit bir katman olarak sıkıştırılması ve üretim hızının artırılması planlanıyor. Ayrıca, tesis içindeki nem seviyesinin kontrolü için enerji tasarruflu kapsülleme yöntemleri kullanılacak. Bu, hem üretim maliyetlerini düşürme hem de çevresel etkiyi azaltma potansiyeli taşıyor.

Honda’nın katı hal batarya teknolojisiyle ilgili çalışmalarını hızlandırarak CES 2025 gibi etkinliklerde daha fazla detay paylaşması bekleniyor. Elektrikli araç endüstrisinin geleceğini şekillendirecek bu gelişme, menzil kapasitesinin artırılmasının yanı sıra, daha sürdürülebilir ve maliyet etkin bir üretim süreciyle de dikkat çekiyor.

Yapay zeka girişimi Perciv AI, 2.5 milyon euro tohum yatırımı aldı!

0

Hollanda merkezli derin teknoloji girişimi Perciv AI, radar algılama için yapay zekâ çözümleri geliştirme alanındaki öncü çalışmalarıyla 2.5 milyon euro tohum yatırımı alarak dikkatleri üzerine çekti. Bu yatırım turunda, DayOne Capital ve Keen Venture Partners liderlik yaparken, Türkiye merkezli Vinci Girişim Sermayesi de yatırımcılar arasında yer aldı. Vinci Girişim Sermayesi, otomotiv teknolojileri, Endüstri 4.0 ve enerji yönetimi gibi alanlardaki tecrübelerini yeni yatırımlarla pekiştiriyor. İnci Holding’in stratejik yatırımcısı olduğu Vinci, bu hamlesiyle sürdürülebilir ve yenilikçi çözümleri destekleme misyonunu bir kez daha vurgulamış oldu.

Yapay zeka girişimi Perciv AI, 2.5 milyon euro tohum yatırımı alıyor

Perciv AI’ın geliştirdiği radar ve radar-kamera füzyon teknolojisi, LiDAR teknolojisinin sağladığı yüksek kaliteli algılamayı çok daha düşük maliyetlerle sunarak dikkat çekiyor. Bu yenilik, otomotiv, robotik ve havacılık sektörlerinde her koşulda güvenilir ve ölçeklenebilir algılama imkânı sağlayarak, otonom teknolojilerin benimsenmesini hızlandırmayı hedefliyor. Radar tabanlı algılama sistemleri, özellikle güvenilirlik ve uygun maliyet avantajlarıyla mevcut LiDAR ve kamera tabanlı sistemlere önemli bir alternatif sunuyor.

Perciv AI’ın bu yatırımları, operasyonlarını genişletmesi ve çözümlerini farklı sektörlere yayması için büyük bir itici güç olacak. Şirketin kurucuları Balazs Szekeres, Dr. Andras Palffy ve Srimannarayana Baratam’ın TU Delft’ten gelen akademik uzmanlıkları ve girişimcilik tecrübeleri, bu gelişim sürecinin arkasındaki güçlü bir yapı taşını oluşturuyor. Şirketin CEO’su Balazs, havacılık mühendisliği ve gömülü yazılım geliştirme konularında geniş bilgi birikimine sahipken; CTO Andras, yapay zekâ destekli radar sistemleri konusundaki doktora çalışmaları ve girişimcilik deneyimiyle şirkete stratejik bir vizyon sunuyor. COO Sriman ise bilişsel robotik alanındaki uzmanlığı ve otomotiv sektöründeki teknik-ticari geçmişi ile ekibi tamamlıyor.

Vinci Girişim Sermayesi Yatırım Direktörü Aylin Girgin Özbiliş, Perciv AI’ın radar teknolojisindeki yenilikçi yaklaşımının otonom teknolojiler için dönüştürücü bir potansiyel taşıdığına dikkat çekti. Vinci’nin, sürdürülebilirlik odaklı bakış açısıyla, sadece teknoloji odaklı değil, aynı zamanda çevreye duyarlı çözümleri destekleme taahhüdü de bu yatırımda ön plana çıktı. Bu iş birliğinin, Perciv AI’ın sektördeki etkisini artırması ve daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşması için stratejik bir adım olduğu belirtiliyor.

YouTube TV uygulamasına ebeveyn kodu özelliği geliyor!

0

YouTube, televizyon uygulamasına ebeveyn kodu özelliğini ekleyerek, çocukların platformu daha güvenli bir şekilde kullanmasını mümkün hale getirdi. Google tarafından sunulan bu yeni özellik, özellikle YouTube Kids uygulamasının akıllı televizyonlardan kaldırılmasının ardından ebeveynler için oldukça faydalı bir çözüm sunuyor.

YouTube TV uygulamasına ebeveyn kodu özelliği geldi

YouTube’un sunduğu Kısıtlı Mod gibi mevcut kontrol araçlarına ek olarak geliştirilen ebeveyn kodu, ekstra bir güvenlik katmanı oluşturarak çocukların uygunsuz içeriklere erişim riskini en aza indiriyor.

YouTube TV uygulamasına ebeveyn kodu özelliği geldi.
YouTube TV uygulamasına ebeveyn kodu özelliği geldi.

Uzun süredir ebeveynlerin talep ettiği bu özellik, çocuklarının yanlışlıkla ya da bilinçsizce erişebileceği uygunsuz içeriklerle ilgili endişelerini gidermeyi amaçlıyor. 4 haneli bir PIN kodu olarak işlev gören ebeveyn kodu, çocukların YouTube’daki içeriklere erişimini kontrol etmenin yanı sıra oturum kapalı şekilde izleme, hesaplardan çıkış yapma ya da hesapları kaldırma gibi işlemler sırasında da kullanılacak. Bu sayede, çocukların izleme deneyimleri daha güvenli ve kontrollü bir şekilde düzenlenebilecek.

YouTube ebeveyn kodunu etkinleştirmek isteyen kullanıcıların, uygulamayı akıllı televizyonlarında açarak Ayarlar bölümüne geçmesi gerekiyor. Buradan Ebeveyn Kodu sekmesini seçerek, 4 haneli bir kod oluşturmak ya da mevcut kodu sıfırlamak mümkün. YouTube, bu özelliği kademeli olarak tüm kullanıcıların erişimine sunmayı planlıyor, böylece her aile, çocukları için güvenli bir dijital ortam oluşturma imkanına kavuşacak. Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

OpenAI ChatGPT Projects özelliğini duyurdu!

OpenAI“12 Days of OpenAI” etkinliğinin yedinci gününde kullanıcı deneyimini geliştirecek yeni bir özelliği tanıttı: ChatGPT Projects. Bu özellik, sohbetleri ve dosyaları tek bir platformda organize etmeye olanak tanıyarak, kullanıcıların üretkenliklerini artırmayı hedefliyor.

Projects nedir ve ne Sunuyor?

ChatGPT Projects, sohbetlerinizi ve belgelerinizi düzenlemek için özelleştirilebilir bir arayüz sunuyor. Kullanıcılar, projelerine isim verebilirrenklerini özelleştirebilir ve ilgili belgeleri yükleyerek ya da mevcut sohbetleri taşıyarakprojelerini oluşturabilir. Ayrıca, ChatGPT’nin diğer özellikleriyle tam entegrasyon sayesinde, metin ve kod düzenleme işlemleri aynı pencerede yapılabiliyor.

Özelliğin sunduğu önemli bir avantaj da özelleştirilebilir yanıtlar. Örneğin, bir proje yöneticisi, bir web sitesi oluşturma projesi başlatarak ChatGPT’yi kodlama aracı olarak kullanabilir. Bu süreçte, ChatGPT Canvas özelliğide devreye alınarak projeye özel bir deneyim sunulabiliyor.

Erişim ve kullanılabilirlik

ChatGPT Projects, şu an için Plus, Pro ve Teams abonelerine sunulmuş durumda. ChatGPT Enterprise ve Edu kullanıcıları, bu yeniliğe Ocak ayında erişim sağlayabilecek. Özellik şu an web ve Windows masaüstü uygulamalarıüzerinden kullanılabiliyor. Ancak, mobil ve macOS kullanıcılarının tam erişim için biraz daha beklemesi gerekecek. Ücretsiz kullanıcılar için de bu özelliğin geleceği belirtilse de kesin bir tarih paylaşılmadı.

OpenAI, ayrıca 2024 yılı içerisinde Google Drive ve Microsoft OneDrive entegrasyonu ile daha fazla dosya türü desteği eklemeyi planlıyor.

Google NotebookLM ile karşılaştırma

Google’ın NotebookLM uygulamasına benzerliğiyle dikkat çeken Projectsaraştırma odaklı bir sistemden çok daha geniş bir kullanım alanına hitap ediyor. NotebookLM’in sesli özetleme gibi özellikleri bulunurken, ChatGPT Projects’in öne çıkan farkıVoice ModeSearch ve Canvas gibi güçlü özellikleriyle entegre çalışması.

AGI detayı dikkat çekti

OpenAI’nin Projects tanıtım videosunda, ilginç bir detay da yer aldı. Projeler arasında görülen “AGI (Don’t show on live…)” başlığıArtificial General Intelligence (Genel Yapay Zeka) çalışmalarına dair ipuçları verdi. AGI, insan zekasına benzer geniş kapsamlı bir yapay zeka olarak, dar yapay zeka sistemlerinden çok daha ileri bir teknoloji hedefliyor.

Rekabet ve gelecek planları

OpenAI, Projects özelliğiyle Anthropic gibi diğer yapay zeka sağlayıcılarıyla olan rekabetini güçlendirmeyi hedefliyor. Özelliğin ChatGPT’nin diğer işlevleriyle tamamen entegre çalışmasıOpenAI’nin daha kapsamlı ve kullanıcı dostu bir deneyim sunma stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

E-ticaret girişimi Projesoft, 52 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı!

0

Projesoft, Türkiye‘nin önde gelen e-ticaret teknolojileri üreticilerinden biri olarak 52 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı. Şirket, bugüne kadar tamamladığı 1500+ proje ve 26 ERP entegrasyonu ile büyük bir başarıya imza attı ve yaklaşık 4 milyar TL’lik bir ciro trafiğini yönetiyor. Yeni yatırımla stratejik bir büyüme adımı atan Projesoft’a, online pazarlarda küresel deneyimi ile tanınan Gökhan Göksel liderliğindeki bir konsorsiyum ortak oldu. Göksel, aynı zamanda Projesoft’un Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlendi, kuruculardan Yüksel Eminoğlu ise CEO olarak görevine devam edecek.

E-ticaret girişimi Projesoft, 52 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım alıyor

Konsorsiyumun yatırımı, Projesoft’un güçlü yurtdışı portföyü, büyüme potansiyeli ve küresel iş birlikleri ağı göz önünde bulundurularak yapıldı. Şirket, Kuzey Amerika merkezli bir bankayla yaptığı anlaşma ve Kanada Borsasında işlem gören bir firmanın altyapı teknolojilerini üstlenmesiyle önemli iş birliklerine imza attı. Ayrıca, 300’ün üzerinde sözleşmeli bayilik ağına sahip olan Projesoft’un 26 farklı ERP ile gerçekleştirdiği iş geliştirmeleri ve B2B platformu üzerinden elde ettiği yüksek ciro, yatırımcıların güvenini pekiştirdi.

E-ticaret girişimi Projesoft, 52 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

Gökhan Göksel yönetiminde Projesoft, Amerika’daki operasyonlarını genişletmek, Avrupa ve Asya pazarlarında daha etkin bir rol almak için aldığı finansmanı kullanacak. Göksel, Walmart’ın Türkiye’deki global entegratörü olduklarını ve Amerika’daki ofisini açma hazırlığında olduklarını belirtti. Türkiye içindeki bayi ağlarını genişletip yerel pazarda da hızlı büyümeyi planladıklarını ifade eden Göksel, Projesoft’un global arenada güçlü bir oyuncu olma yolunda ilerleyeceğini vurguladı. Ayrıca, şirketin yenilikçi teknolojiler ve kreatif projelerle sektördeki beklentileri yükselteceğini söyledi.

Göksel, e-ticaret teknolojileri üretimindeki deneyimlerini B2B ve B2C yazılım geliştirme, altyapı çözümleri ve sınır ötesi ticaret operasyonlarında kullanarak Projesoft’un küresel e-ticaret alanında güvenilir bir Türk markası olmasını hedefliyor. Amerikalı ve Avrupalı projelerin yanı sıra, Çin ve Hong Kong’da da başarılı işler gerçekleştiren şirket, büyüme yolculuğunda yeni yatırımlarıyla global başarılarını pekiştirecek.

WhatsApp’tan büyük kolaylık: Artık telefon rehberine gerek yok!

Popüler mesajlaşma uygulaması WhatsApp, kullanıcı deneyimini geliştiren yeniliklerine bir yenisini daha ekledi. Şirket, iOS ve Android platformları için geliştirdiği “arama çevirici” özelliğiyle, telefon rehberine kayıtlı olmayan numaraları doğrudan uygulama üzerinden aramayı mümkün hale getiriyor.

Yeni özellik beta sürümde test ediliyor

Uygulamanın en son beta sürümlerinde (iOS 24.25.10.76 ve Android 2.24.26.11) kullanıcılara sunulan bu yenilik, daha esnek ve hızlı bir arama deneyimi sağlıyor. Artık kullanıcılar, uygulama içinde herhangi bir telefon numarasını yazarak doğrudan arama yapabilecek.

WhatsApp, aranan numaranın platformda kayıtlı olup olmadığını otomatik olarak kontrol ediyor. Eğer numara doğrulanmış bir işletme hesabına aitse, mavi doğrulama onay işareti de arama ekranında görüntüleniyor.

Hızlı ve kullanışlı iletişim

WhatsApp Bu özellik, özellikle tek seferlik aramalar veya hızlı iletişim kurma gereksinimi duyan kullanıcılar için oldukça faydalı olacak. Numara eklemeden yapılan aramalar, zaman tasarrufu sağlamanın yanı sıra daha kolay bir kullanım sunuyor.

Yeni arama çevirici özelliğinin tüm kullanıcılara ne zaman sunulacağı konusunda henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak test sürecinin başarılı geçmesi durumunda, bu yeniliğin kısa süre içinde genel kullanıma açılması bekleniyor.

WhatsApp’tan daha fazlası geliyor

WhatsApp, sunduğu bu yenilikle kullanıcıların yalnızca mesajlaşma değil, çağrı yapma deneyimini de kolaylaştırmayı hedefliyor. Arama çevirici özelliği, uygulamanın sadece bir mesajlaşma platformu olmanın ötesine geçme stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Windows 11 güncellemesi kullanıcıları mağdur etti! 

Microsoft’un Windows 11 için yayımladığı en son Windows 11 güncellemesi, KB5048667, kullanıcılardan yoğun şikayetler alıyor. 24H2 sürümüne yönelik bu Windows 11 güncellemesi, bazı sistemlerde performans düşüşü ve hata kodlarına neden oluyor.

Bazı kullanıcılar, güncellemeyi yüklemeye çalıştıklarında 0x800f081f hata kodu ile karşılaştıklarını belirtiyor. Windows 11 güncellemesi sürecinin uzun sürmesi ve “İndiriliyor – %0” ekranının uzun bir süre boyunca görünmesi de yaygın şikayetler arasında. Bu durum, bazı kullanıcılarda güncelleme dosyalarının eksik ya da bozuk olduğu şeklinde bir izlenim oluşturuyor. Sorunun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, başlatılan güncelleme işleminde bir uyumluluk sorunu yaşandığı düşünülüyor.

Performans düşüşü ve oyunlarda yavaşlama

Güncellemeyi başarıyla yükleyen kullanıcılar ise Windows 11 24H2 sürümünde performans sorunları yaşadıklarını bildiriyor. Sistem ilk başta normal çalışırken, bir süre sonra CPU kullanımının yavaşladığı ifade ediliyor. Bilgisayar üzerinde yürütülen rutin işlemler bile eskisine göre daha uzun sürebiliyor. Tarayıcıların sayfa yükleme hızlarında ve uygulamalar arası geçişlerde belirgin gecikmeler yaşandığı bildiriliyor.

Özellikle RobloxLeague of Legends ve diğer popüler oyunlarda ciddi performans düşüşleri gözlemleniyor. Kullanıcılar, oyunlarda FPS düşüşleri ve donmalar yaşadıklarını belirtiyor. Bilgisayarda yeniden başlatma sorunu geçici olarak çözüyor ancak performans düşüşü bir süre sonra yeniden ortaya çıkıyor. Bu durum, oyun oynayan ve yoğun iş yükü olan kullanıcılar için büyük bir sorun haline gelmiş durumda.

Bazı kullanıcılar, Windows 11‘in, sistemin kullanılmayan uygulamaların ve oyunların performansını otomatik olarak azaltan bir özellik aldığını düşünüyor. Ancak bu özelliğin doğru çalışmaması nedeniyle sorunlar yaşandığı belirtiliyor. Bu özelliğin kullanıcılar tarafından manuel olarak devre dışı bırakılamaması da ayrı bir endişe konusu.

Microsoft’tan Hâlâ bir açıklama yok

MicrosoftKB5048667 güncellemesiyle ilgili henüz resmi bir açıklama yapmadı. Kullanıcılar ise sorunun çözümü için Windows 11 güncellemesini kaldırıp Windows 11‘in önceki bir sürümünü kullanmayı öneriyor. Ancak bu, güncellemeyi yüklemeyi başarabilmiş olanlar için bir çözüm olabilirken, güncellemeyi hiç yükleyemeyen kullanıcılar için bir fayda sağlamıyor.

Microsoft‘un bu Windows 11 güncellemesi sorunlarıyla ilgili nasıl bir yol izleyeceği ve düzeltme güncellemesinin ne zaman yayınlanacağı merak konusu. Kullanıcılar, şirketin en kısa sürede bir açıklama yapmasını ve sorunları giderecek bir güncelleme sunmasını bekliyor. Özellikle profesyonel iş kullanımında olanlar ve oyun severler, bu performans sorunlarının günlük deneyimlerini ciddi şekilde etkilediğini dile getiriyor.

Jüpiter’in volkanik uydusu Io’nun sırrı çözüldü!

NASA’nın Juno uzay aracı, Jüpiter’in uydusu Io’nun volkanik aktivitelerine dair yıllardır süren bir gizemi aydınlattı. Yapılan araştırma, Io’nun neden Güneş Sistemi’nin en volkanik cismi olduğunu ortaya koydu. Nature dergisinde yayımlanan ve Amerikan Jeofizik Birliği’nin yıllık toplantısında açıklanan çalışmaya göre, Io’nun volkanları, tek bir magma okyanusundan değil, her bir volkanın altında bulunan lokal magma haznelerinden besleniyor. Bu keşif, volkanik yapının kökenine dair 44 yıllık bir sırrı çözdü.

Io: bir volkanik fenomen

Dünya’nın uydusu Ay ile benzer boyutlara sahip olan Io, yaklaşık 400 aktif volkana ev sahipliği yapıyor. Sürekli püsküren lavlar ve duman bulutları, uydunun yüzeyinde karakteristik bir katman oluşturuyor. Io’nun volkanik faaliyetleri ilk kez 1979 yılında Voyager 1 uzay aracı tarafından kaydedilen görüntülerde fark edildi. Ancak bu püskürmelerin kaynağı, 2016’da Jüpiter’e ulaşan Juno’nun son verilerine kadar tam olarak anlaşılamamıştı.

JunoAralık 2023 ve Şubat 2024 tarihlerinde Io’nun yüzeyine sadece 1.500 kilometre kadar yaklaşarak kritik ölçümler yaptı. NASA’nın Derin Uzay Ağı ile toplanan bu veriler, Io’nun volkanik aktivitelerinin temelini oluşturan gelgitsel esneme etkisini detaylı bir şekilde ortaya koydu.

Volkanların sırrı lokal magma haznelerinde

Io’nun eliptik yörüngesi, Jüpiter’in güçlü yerçekimsel etkisi nedeniyle uydunun sürekli sıkışıp genişlemesine yol açıyor. Bu durum, uydunun iç kısmında muazzam bir sürtünme ve ısınma yaratıyor. Ancak yeni bulgular, Io’nun yüzeyinin altında bir magma okyanusu yerine, her bir volkanın lokal magma hazneleriyle beslendiğini gösteriyor.

Bu keşif, yalnızca Io’nun iç yapısını anlamakla kalmıyor; aynı zamanda Satürn’ün Enceladus ve Jüpiter’in Europauyduları gibi diğer gök cisimlerinin ve hatta ötegezegenlerin oluşum ve evrimine dair yeni ipuçları sunuyor.

Io’nun volkanik sırlarının çözülmesi, Güneş Sistemi’ndeki ekstrem çevreler ve bu koşulların diğer gezegenlerdeki yaşam potansiyeli üzerindeki etkilerini anlamamızı sağlıyor. Juno’nun bu kritik verileri, bilim dünyasında heyecan yaratırken, Io’nun büyüleyici yapısını daha yakından tanımamıza olanak tanıyor.

ABD, yapay zekalı pilotlar için dev bütçe ayırdı!

ABD Savunma Bakanlığı, yapay zeka teknolojilerinin savaş uçağı pilotlarının görev verimliliğini artırma potansiyelini değerlendirmek amacıyla 100 milyon dolarlık bir bütçe ayırmış durumda. Bu bütçe, savaş sırasında pilotların daha hızlı ve isabetli kararlar alabilmesi, hedef tespiti konusunda daha yüksek hassasiyetle hareket edebilmesi gibi konuları kapsayacak projelerin geliştirilmesine yönlendirilecek. Yapay zekanın çeşitli sektörlerde nasıl bir dönüşüm yaratabileceği henüz tam anlamıyla kestirilemiyor, ancak hemen her alan bu teknolojiyi sistemlerine entegre ederek daha hızlı ve verimli bir işleyiş sağlamayı hedefliyor.

ABD, yapay zekalı pilotlar için dev bütçe ayırıyor

Yapılan açıklamalara göre, bu kapsamda yapay zekâ pilot teknolojilerinin geliştirilmesi, gerçek zamanlı veri iletimi ve taktiksel çevrelerin test edilmesine yönelik yeni projeler planlanıyor.

Pentagon’un ihtiyaçlarına yanıt verecek şekilde oluşturulan bu strateji doğrultusunda, geçtiğimiz yıldan bu yana üretken yapay zeka uygulamalarını değerlendiren Task Force Lima görevini tamamladı ve yerine AI Rapid Capabilities Cell uygulama süreci devreye alındı. Ayrılan bütçenin 75 milyon dolarlık kısmı, yapay zekâ pilot projelerinin yanı sıra Pentagon adına çalışan küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) geliştirdiği projelere tahsis edildi.

Buna rağmen, tamamen yapay zeka pilotlara bırakılan bir savaş uçağı sistemi henüz gündemde değil. Bunun yerine, bu projeler daha hassas hedefleme yapabilen silahlar, daha gelişmiş radar sistemleri ve uçuş sırasında pilotlara anlık ve hayati veri akışı sağlama gibi senaryoları hayata geçirmeyi amaçlıyor. Yapay zekanın lojistik, istihbarat ve silah geliştirme gibi birçok alanda yaratacağı etki şimdiden dikkatle takip ediliyor.

OpenAI ordu ile ortaklık kuruyor!

0

ChatGPT, Facebook ve Claude’un hepsinin ortak noktası nedir? Hepsi, başlangıçta yapmayacaklarını söyleseler bile, yapay zeka teknolojilerini yakın zamanda ABD ordusuna ve onun dostlarına ödünç veren megacorp teknoloji devleridir.

OpenAI, 4 Aralık 2024’te askeri uygulamalara karşı uzun süredir uyguladığı politikanın tersine dönerek, otonom mühimmatlar ve keşif dronları, roket motorları ve çeşitli insansız hava araçları (İHA) ve su altı mürettebatsız araçlar (UUV) konusunda uzmanlaşmış bir savunma teknolojisi şirketi olan Anduril Industries ile ortaklık kurduğunu duyurdu.

OpenAI ordu ile stratejik ortaklık kurdu

Anduril’in internet sitesinde yayınlanan Lattice Komuta ve Kontrol yazılımının sloganı, “Lattice, makineden makineye görevleri insan kapasitesinin ötesinde ölçeklerde ve hızlarda düzenleyerek karmaşık öldürme zincirlerini hızlandırır” şeklindedir.

Anduril, dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir sığınaktan bir joystick’in dürtmesiyle ve bir düğmeye basarak cehennem ateşi yağdırabilen oldukça etkileyici bir makine portföyüne sahiptir. Anduril ayrıca, futbol maçları veya turistik turistik alanlar üzerinde uçarken göreceğiniz hobi amaçlı DJI drone’larına çok benzeyen 12 lb (5,4 kg) ağırlığındaki Bolt-M’yi tasarladı ve üretti. Ancak Bolt-M’deki “M” harfi “mühimmat” anlamına gelir ve ciddi yıkıma yol açabilen 3 lb (1,4 kg) ağırlığında anti-personel/anti-malzeme yükü taşır.16 Mayıs 2023’te, Senato Yargı gözetim duruşması sırasında Sam Altman, yapay zeka teknolojisinin tehlikeleri konusunda uyardı. Altman: “Bu teknoloji yanlış giderse, çok yanlış gidebilir. Ayrıca dünyaya önemli zararlar verebilir” dedi. Altman ayrıca “GPT-4’ün benzer yeteneklere sahip diğer yaygın olarak kullanılan modellerden daha yardımsever ve doğru yanıt verme ve zararlı talepleri reddetme olasılığı daha yüksektir” dedi.

OpenAI’nin 2024’teki gelirinin 3.7 milyar ABD doları olması öngörülürken, operasyonel maliyetler önemli ve şirketin bu yıl yaklaşık 5 milyar ABD doları kaybetmesi bekleniyor. Yapay zeka model eğitimi bu maliyetin önemli bir kısmını oluşturuyor. Hükümet ve savunma ile ilgili sözleşmeler bu kayıpları telafi etmenin potansiyel olarak cazip bir yolu gibi görünüyor.

Stellantis ve CATL, İspanya’da LFP batarya fabrikası kuruyor!

Stellantis ve Çinli batarya devi CATL, Avrupa’da elektrikli araçlara yönelik lityum demir fosfat (LFP) bataryaların üretimini artırmak amacıyla İspanya’nın Zaragoza kentinde büyük bir yatırım başlatıyor. İki şirket, bu yeni fabrikaya 4,3 milyar dolara kadar bir bütçe ayırmayı planlıyor ve fabrikanın 2026 yılının sonuna doğru faaliyete geçmesi hedefleniyor. Bu tesisin, yılda 50 GWh kapasiteyle üretim yaparak, Stellantis bünyesindeki markalar için uzun ömürlü ve uygun maliyetli bataryalar sağlaması öngörülüyor.

Stellantis ve CATL, İspanya’da LFP batarya fabrikası kuracak

Fabrikanın kontrolü %50 oranında CATL’ye ait olacakken, Stellantis’in payı %40 STLA İspanya ve %10 STLA Fransa olarak bölünmüş durumda. Bu proje, Avrupa’da elektrikli araç pazarının büyümesine katkı sağlayacak önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Özellikle Peugeot, Citroën, Opel ve Fiat gibi markaların daha erişilebilir fiyatlara sahip B ve C segmenti elektrikli otomobiller sunabilmesi için gerekli olan maliyet etkin ve dayanıklı bataryaların temini bu ortaklık sayesinde mümkün olacak.

Stellantis ve CATL, İspanya'da LFP batarya fabrikası kuracak.

İnşaat sürecinin dört yıl sürmesi planlanırken, fabrikanın ilk fazı 2026 yılında tamamlanacak. Projenin ilerleyebilmesi için hem Çin hem de İspanya hükümetlerinden gerekli izinlerin alınması gerekiyor.

Bunun yanı sıra AB ve yerel yetkililerin sağlayacağı destekler de fabrikanın başarıya ulaşmasında kritik bir rol oynayacak. Stellantis’in bu yatırım hamlesi, grubun Avrupa’daki elektrikli araç rekabetinde güçlü bir konum elde etme hedefinin bir parçası olarak dikkat çekiyor.

Intel Panther Lake işlemciler, 18A üretim sürecinden geçecek!

0

Intel, Panther Lake işlemcilerinde kullanılacak olan 18A üretim sürecinin resmen onaylandığını duyurdu. Şirket, bu yeni üretim sürecini ilk defa kendisi için uygulayacak ve Intel’in uzun süredir üzerinde çalıştığı 1.8 nm sınıfındaki bu teknolojiyi Panther Lake ile hayata geçireceği doğrulandı. Barclays’in düzenlediği Küresel Teknoloji Konferansı’nda, geçici eş CEO’lar Michelle Johnston Holthaus ve David Zinsner, Panther Lake işlemcilerinin ilk mühendislik örneği olan ES0 çipinin başarılı bir şekilde çalıştırıldığını açıkladı. Bunun yanı sıra, sekiz müşterinin ES0 örneklerini test ettiği ve bu durumun silikonun sağlıklı olduğuna dair güçlü bir gösterge olduğu vurgulandı.

Intel Panther Lake işlemciler, 18A üretim sürecinden geçiyor

Panther Lake, Intel Core Ultra 200S Arrow Lake-H işlemcilerinin doğrudan halefi olarak tasarlanıyor ve performansı daha da ileri taşıyacak teknik detaylar içeriyor. İşlemcinin 6 performans çekirdeği, 8 verimlilik çekirdeği ve 4 düşük güçlü çekirdekten oluşan 18 çekirdekli bir yapı ile geleceği ifade edildi.

Intel Panther Lake işlemciler, 18A üretim sürecinden geçiyor.

Performans çekirdeklerinde “Cougar Cove” mimarisi kullanılacak ve bu yeni yapı, “Lion Cove” mimarisine oranla daha yüksek IPC sağlayacak. Verimlilik çekirdekleri ise mevcut Skymont yapısını koruyacak. Ayrıca, düşük güçlü LP çekirdekler daha güncel bir süreç ile üretilecek ve bu sayede Neural Processing Unit (NPU) performansı geliştirilecek.

Panther Lake, Intel’in grafik tarafında da yenilikler sunacak. iGPU biriminde Xe3 “Celestial” mimarisi kullanılacak ve grafik performansı önceki nesillere göre bir üst seviyeye taşınacak. Ancak, Arrow Lake işlemcilerinin 2025’in başlarında piyasaya sürüleceği bilinirken, Panther Lake-H ailesinin piyasaya çıkış tarihi 2026 olarak öngörülüyor. Tüm bu gelişmeler, Intel’in 18A üretim sürecindeki ilerlemesinin beklentileri karşıladığını ve 18A’nın sağladığı avantajlarla birlikte Panther Lake’in dikkat çekici bir performans sunacağını gösteriyor.

Nvidia RTX 50 serisinin çıkış tarihi belli oldu mu?

0

Nvidia, yeni nesil ekran kartları olan RTX 50 serisi için heyecan verici gelişmeler duyurdu. Şirket, bu seriyi 2025’in Ocak ayında gerçekleşecek CES etkinliği öncesinde duyurmayı planlıyor. RTX 50 serisinin tanıtılacağı ana etkinlik “GeForce Greats” adıyla gerçekleştirilecek ve CES 2025’te Nvidia CEO’su Jensen Huang’ın sunumuyla gündeme gelecek. Ancak, serinin lansmanına kadar “GeForce LAN 50” isimli bir etkinlik de düzenlenecek; bu etkinlik 4 Ocak’ta başlayacak ve 50 saat sürecek bir oyun maratonuna sahne olacak.

Nvidia RTX 50 serisinin çıkış tarihi belirlenmiş olabilir

RTX 50 serisinin ilk iki modelinin, RTX 5080 ve RTX 5090’ın CES 2025 kapsamında tanıtılması bekleniyor. Bu etkinlik, Nvidia’nın tarihi GeForce 256 ekran kartının 25. yıl dönümüyle aynı tarihlerde olacak, bu da serinin tanıtımı için sembolik bir anlam taşıyor.

Daha önce, Inno3D temsilcisinin canlı yayın sırasında RTX 5090’ın tanıtımının üç hafta içinde olacağına dair yaptığı açıklama da bu durumu doğruluyor, fakat bu açıklama sonradan düzeltilerek, doğru tarih olan Ocak 2025’teki CES etkinliği vurgulandı.

RTX 50 serisinin sahip olacağı yeni özellikler arasında Blackwell tabanlı yüksek TGP değerleri, DLSS 4.0 desteği ve yeni PCB teknolojisi bulunuyor. Bu sayede, VRAM ile GPU arasındaki sinyal bütünlüğü artırılacak. Nvidia, masaüstü kullanıcılarının yanı sıra dizüstü bilgisayarlar için de RTX 50 serisi ekran kartlarını tanıtmayı planlıyor. Ancak dizüstü modellerinin çıkış tarihi henüz açıklanmış değil.

Apple’ın yapay zekası yanlış haber yaydı!

ABD merkezli teknoloji devi Apple, yapay zekâ destekli yeni özelliği Apple Intelligence ile gündemde. Geçtiğimiz hafta İngiltere’de kullanıma sunulan akıllı bildirim özeti özelliği, hatalı bilgi yayılımıyla teknoloji dünyasında tartışmalara neden oldu.

Yanlış bilgi krizi: BBC haberi uyduruldu

Apple Intelligence, kullanıcılara gelen bildirimleri gruplandırıp özetleyerek daha verimli bir deneyim sunmayı hedefliyor. Ancak bu özellik, geçtiğimiz günlerde ciddi bir hata yaptı. BBC uygulamasından gelen bir bildirimi özetleyen yapay zekâgerçek dışı bir bilgiyle kullanıcıları yanılttı.

Yapay zekâ, BBC’nin bir haberinde olmayan bir olayı varmış gibi gösterdi. Özet bildirimde, “Luigi Mangione” adında bir kişinin kendini vurduğu belirtiliyordu. Ancak böyle bir olay gerçekte hiç yaşanmadı. Yapay zekâ, haberi tamamen “uydurmuştu”.

BBC ve Apple’dan sessizlik

Olayın ardından BBC, yaşanan durumla ilgili bir açıklama yaptı. BBC yetkilileri, kurumun “dünyadaki en güvenilir haber kaynaklarından biri” olduğunu vurgulayarak bu tür bir yanlışlığın kabul edilemez olduğunu ifade etti. Ayrıca, konuyla ilgili olarak Apple ile iletişime geçildiğini belirttiler.

Apple cephesi ise henüz konuyla ilgili bir açıklama yapmadı. Ancak yaşanan bu olay, yapay zekâ teknolojilerinin güvenilirliği konusunda yeniden soru işaretleri oluşturdu.

Yapay Zeka hatalarına karşı önlem şart

Apple Intelligence’ın bu hatası, yapay zekâ algoritmalarının henüz mükemmel olmadığını ve insan gözetiminin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Şirketin, bu olaydan sonra yapay zekâ özelliklerini geliştirmek için hangi adımları atacağı merakla bekleniyor.

Apple Intelligence, her ne kadar kullanıcı deneyimini iyileştirmeyi hedeflese de bu skandal, teknolojinin potansiyel risklerine dikkat çekti. Yapay zekânın geleceği, bu tür hataların nasıl ele alınacağına bağlı gibi görünüyor.

Sony FromSoftware’in ana şirketi Kadokawa’yı satın alıyor!

SonyDark Souls ve Elden Ring gibi popüler oyunların geliştiricisi FromSoftware’in bağlı olduğu Kadokawa Group’u satın alma niyetini resmen doğruladı. Japon teknoloji devi, Kadokawa ile görüşmelerini sürdürüyor. Sony‘nin bu hamlesi, oyun dünyasında büyük yankı uyandırdı.

Sony, Yahoo Japan’a yaptığı açıklamada, “İlk niyet beyanında bulunduğumuz doğrudur. Ancak, şu aşamada daha fazla yorum yapmaktan kaçınmamızı anlayışla karşılamanızı rica ederiz” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, satın alma sürecinin henüz başlangıç aşamasında olduğunu ortaya koydu. Kadokawa ise geçtiğimiz ay Sony’den bir niyet mektubu aldıklarını doğruladı ancak şu ana kadar resmi bir karar almadıklarını belirtti.

Kadokawa çalışanları üzgün

Japonya’nın tanınmış haber platformlarından Bunshun’un haberine göre, Kadokawa çalışanları arasında bu gelişmeye yönelik farklı görüşler mevcut. Bazı çalışanlar, Sony gibi büyük bir şirketin bünyelerine katılma ihtimalini heyecanla karşılarken, bazıları ise mevcut CEO Takeshi Natsuno yönetiminden duydukları memnuniyetsizlik nedeniyle bu gelişmeyi olumlu değerlendiriyor. Ancak satın alma planına şüpheyle yaklaşanların sayısı da az değil. Bazı analistler, Kadokawa’nın Sony çatısı altına girdikten sonra bağımsız yapısını kaybedip daha katı bir yönetim anlayışı benimseyebileceğini öne sürüyor.

Sony ve Kadokawa’nın mevcut ilişkisi

Sony, halihazırda Kadokawa Group’un %2 oranında hissesine sahip. Ayrıca FromSoftware’de de %15 civarında bir azınlık hissesi bulunuyor. Eğer satın alma gerçekleşirse, Sony, oyun dünyasındaki etkisini daha da artırabilir ve PlayStation ekosistemini ciddi şekilde güçlendirebilir.

Olası satın alım, oyun ve medya sektöründe Sony’nin pozisyonunu bir adım öteye taşıyabilecek bir hamle olarak değerlendiriliyor. Sürecin nasıl ilerleyeceği ise şimdilik belirsizliğini koruyor.

Dünyanın en büyük rüzgar türbininin kanatları kırıldı!

Çin’in Hainan bölgesinde Ağustos ayında kurulan dünyanın en büyük kapasiteli rüzgar türbini MySE18.X-20MW’nin kanatları kırıldı. Çinli rüzgar türbini üreticisi Mingyang Smart Energy tarafından geliştirilen ve 20 MW gücündeki bu dev açık deniz rüzgar türbini, tayfunlara dayanıklı olmasıyla dikkat çekiyordu. Ancak yaşanan olay, bu dayanıklılık iddiasını tartışmaya açtı.

Dev kanat parçaları yere düştü

Recaharge News’in haberine göre, türbinin dönerken dev kanat parçaları koparak yere düştü. Kanat kırılmasının neden gerçekleştiği henüz açıklığa kavuşmadı. Olayın, türbinin dayanıklılığıyla ilgili soru işaretlerine yol açtığı belirtiliyor.

Süper tayfundan sağ kurtulmuştu

İlginç bir şekilde, MySE18.X-20MW açık deniz türbini, Eylül ayında Asya’yı etkisi altına alan süper tayfun Yagi’den zarar görmeden çıkmayı başarmıştı. Aynı bölgede bulunan başka bir rüzgar çiftliği ciddi hasar alırken, MySE18.X-20MW’nin herhangi bir sorunla karşılaşmadığı bildirilmişti.

Mingyang’dan açıklama

Mingyang Smart Energy kazayla ilgili yaptığı açıklamada, türbinin hala prototip aşamasında olduğunu ve aşırı, anormal koşullar altında test edildiğini belirtti. Şirket, yaşanan bu sorunun kendilerine yeni modeli geliştirirken değerli bilgiler sunduğunu vurguladı.

Yüksek kapasiteli türbinin özellikleri

28 Ağustos’ta kurulan MySE18.X-20MW açık deniz türbini260-292 metrelik rotor çapına ve modüler, hafif bir tasarıma sahip. Ortalama 8,5 m/s rüzgar hızında, yılda 80 milyon kWh enerji üreterek yaklaşık 96.000 kişinin elektrik ihtiyacını karşılayabiliyor.

Daha büyük bir türbin yolda

Mingyang Smart Energy22 MW gücünde daha büyük bir türbin üzerinde çalışıyor. Yeni türbinin 310 metre rotor çapına ve karbon fiber kanatlara sahip olacağı belirtiliyor. Bu proje, rüzgar enerjisinde teknolojik yeniliklerin sınırlarını zorlamayı hedefliyor.

Yaşanan bu olay, yenilikçi türbinlerin prototip aşamasında karşılaşabileceği zorlukları ve enerji sektöründeki gelişim sürecini bir kez daha gözler önüne serdi.