Güney Kore’nin teknoloji devi Samsung, Android 14 güncellemesi ile ortadan kaldırılan ekran yanığı koruma özelliğini tekrar getirme kararı aldı.
Kullanıcıların telefonlarda ekran yanığı sorunu yaşamaması için sunduğu koruma özelliği, One UI 6 güncellemesiyle birlikte Android 14 güncellemesiyle birlikte kaldırılmıştı. Bu durum, özellikle Galaxy S23 serisi dahil bazı cihazlarda ekran yanığı sorunu yaşayan kullanıcıların tepkisine neden olmuştu.
OLED ekran yanması, günümüzde birçok akıllı telefon kullanıcısının karşılaştığı yaygın bir sorundur. Samsung, kendi cihazlarında bu sorunu engellemek amacıyla ekran yanığı koruması özelliği sunmaktadır. Ancak, Android 14 güncellemesi ile birlikte bu özellik kaldırılmış, bu da kullanıcıların mağduriyetine neden olmuştu.
Samsung, konuyla ilgili kullanıcı tepkilerini dikkate alarak, ekran yanığı koruma özelliğini tekrar getirmeyi planlıyor. Şirket, bu sorunu çözmek adına üzerinde çalışıyor ancak güncellemenin ne zaman yayınlanacağına dair kesin bir tarih vermiş değil.
Tahminlere göre, çoğu Galaxy telefon ve tabletin Ocak veya Şubat ayında söz konusu güncellemeyi alması bekleniyor. Ayrıca, Samsung’un One UI 6.1 güncellemesi üzerinde çalıştığı ve 17 Ocak 2024’te tanıtılacak Galaxy S24 serisiyle birlikte geleceği belirtiliyor. Yeni One UI sürümü, yapay zeka odaklı özelliklerle kullanıcı deneyimini daha da geliştirmeyi hedefliyor.
Bu gelişmelerle birlikte Samsung, kullanıcılarının yaşadığı sorunlara karşı daha duyarlı bir yaklaşım sergilemeye devam ediyor. Güncellemeyle birlikte ekran yanığı sorunlarına karşı daha etkili bir koruma sunulması bekleniyor.
Geçtiğimiz yıl, teknoloji devi Microsoft, kendi markası altında klavye, mouse, kulaklık ve diğer çevre birimlerini üretmeyeceği yönündeki kararını duyurmuştu. Ancak, bu ürünlerin artık Incase markası altında tüketicilere sunulacağı müjdesi verildi. Dizüstü bilgisayar çantaları ve kılıfları konusunda uzmanlaşmış olan Incase, 2024 yılında Microsoft’un çevre birimlerini kendi markası altında piyasaya sürerek dikkatleri üzerine çekecek.
Microsoft ve Incase arasında gerçekleşen işbirliği, çevre birimlerinin “Incase Designed by Microsoft” markası altında üretilmesini içeriyor. Bu kapsamda, Microsoft’un mevcut mouse, klavye, kulaklık ve hoparlör serisindeki ürünlerin satışına devam edilecek, ancak bu ürünler artık Incase logosu ile anılacak.
Incase, bu stratejik anlaşma ile birlikte 20’den fazla Microsoft ürününü üretme lisansına sahip olacak. Özellikle ergonomik klavye kullanıcıları için bu gelişme, geniş bir ürün yelpazesi ile karşılaşma şansını artırıyor. Tüketiciler, güvenilir Microsoft ürünlerine erişmeye devam ederken, Incase, yeni cihazlar geliştirme masrafı olmadan ürün portföyünü zenginleştirebilecek.
Bu iş birliği, her iki şirket için de bir kazan-kazan durumu oluşturuyor. Tüketiciler, uygun fiyatlı ve kaliteli çevre birimleri ile tanıdıkları Microsoft deneyimini sürdürebilecekler. Aynı zamanda, Incase, Microsoft’un ürünlerini kendi markası altında sunarak pazardaki varlığını güçlendirebilecek ve yeni müşterilere ulaşabilecek. Önümüzdeki dönemde, Microsoft’un mağazalarını yüksek fiyatlı Surface marka aksesuarlar ve çevre birimleri ile doldurması bekleniyor.
Bu duruma da Clicks adı veriliyor; 139 $ fiyatla satışa sunuluyor ve iPhone 14 Pro sürümü 1 Şubat’ta gönderilmeye başlanacak.15 Pro modeli ise Mart ortasında çıkıyor.
Şirket ayrıca web sitesinde “ilkbaharın başlarında” gelecek olan 159 dolarlık iPhone 15 Pro Max modeli için önden sipariş topluyor. Michael Fisher ve Kevin Michaluk (diğer adıyla MrMobile ve CrackBerry Kevin) tarafından başlatılan Clicks, durumu önümüzdeki hafta CES’te gösterecek.
Elbette iPhone için başka fiziksel klavye kılıfları da vardı. Ancak bunun akla getirdiği ilk şey, Ryan Seacrest tarafından finanse edilen, BlackBerry klavyesini bariz bir şekilde kopyalayan ve BlackBerry tarafından ortadan kaldırılan kötü klavye kılıfı olan Typo.
Ancak o, eski bir telefonun sıkıcı bir taklidiyken; bu, modern, neşeli ve çok daha kasıtlı tasarlanmış gibi görünüyor.
Telefonunuza bir Omurga denetleyicisi gibi bağlanıyor. Telefonu içeri kaydırın, telefonun güç bağlantı noktasını USB-C veya Lightning konektörü iç kenardan dışarı çıkacak şekilde dikkatlice hizalayın ve kasayı üst taraftan oturtun. Clicks, Bluetooth kullanmaz ve pil içermez; bunun yerine gücü doğrudan telefondan alır. Clicks’in sitesine göre kılıf, iPhone 15 Pro’da doğrudan hızlı şarjı destekliyor.
Fisher yeni vakayla ilgili videosunda bazı dezavantajlara değindi. En bariz olanı boyut. Clicks, iPhone TV’ye uzaktan kumanda benzeri oranlar verecek ve bu muhtemelen ilk başta oldukça garip gelecek.
Ayrıca kasada yerleşik bir mıknatıs bulunmadığını, dolayısıyla şarj cihazları ve cüzdanlar gibi MagSafe aksesuarlarının kasaya pek iyi yapışmayacağını söyledi. Ancak kablosuz şarj hala çalışacak.
Clicks, yakında Apple App Store’a gelecek tamamlayıcı uygulamanın “zaman içinde klavyeye yeni işlevler kazandırmaya devam edeceğini” söylüyor. Kasa ilk etapta iki renkte satışa sunulacak; yaban arısı (sarı) ve Londra gökyüzü (grimsi mavi).
Şirketin duyurusuna göre Clicks’i oluşturan ekipte Apple, BlackBerry ve Google’ın eski çalışanları yer alıyor. Clicks, yaratıcılar için klavyeyi oluşturduğunu söylüyor; Fisher, yaratıcıların dizüstü bilgisayarlarında ve diğer cihazlarında klavye kullanması göz önüne alındığında, akıllı telefonlardaki donanım tuşlarının terk edilmesini “biraz tuhaf” olarak nitelendiriyor.
Fisher şöyle konuştu: “Clicks, fiziksel bir klavyenin dokunsallığını ve hassasiyetini iPhone’a getiriyor, böylece insanlar yalnızca gerçek düğmelerin sağlayabileceği tatmin edici geri bildirimleri oluşturmak veya bu geri bildirimlerle iletişim kurmak için masalarına dönene kadar beklemek zorunda kalmıyorlar.“
Ayrıca, bilgisayar klavyelerinin arkadan aydınlatma dahil bazı benzer özellikleri de var. Örneğin, iPhone’lar için bir CMD anahtarı. Neden bir CMD anahtarı var? Elbette iOS klavye kısayollarını kullanmak için. iPhone’da ana ekrana gitmek için CMD+H yazabileceğinizi veya aramayı açmak için CMD+boşluk tuşuna basabileceğinizi biliyor muydunuz?
Şirketin basın açıklamasına göre Clicks, çok daha özel bir ayrıcalık da sunuyor; şirkete göre akıllı telefon klavyeleri ekranda çok fazla yer kaplıyor, bu nedenle fiziksel tuşların kullanılması bu içeriği geri vererek kullanıcıların “kendilerini uygulamalara ve içeriğe kaptırmalarına” olanak tanıyor.
Bazen ses deepfake’leri olarak da adlandırılan; kullanımı kolay ses klonlama olanakları sunan çevrimiçi yapay zeka hizmetlerinin sayısı, üretken yapay zeka araçlarının ana akım haline gelmesinden bu yana hızla arttı ve siber saldırılarda kötüye kullanım potansiyeline ilişkin endişeleri artırdı.
Örneğin, CEO’ların seslerini kopyalayarak onları taklit eden bir yapay zeka; finans departmanına bir saldırganın hesabına para aktarma talimatı verebilir. Bu, oldukça büyük bir tehdit. Arkadaşlar ve aileler de sevdiklerine para göndermeleri için kullanılabilir ve teknoloji gelişmeye devam ederse sanatçıların geçim kaynakları tehlikeye girebilir.
İlgilenen tarafların, esas olarak teknolojinin önlenmesi, izlenmesi ve değerlendirilmesine odaklanarak, yapay zeka tabanlı ses klonlama dolandırıcılığının ele alınmasına yardımcı olacak fikirlerini 12 Ocak’a kadar sunmaları gerekiyor.
FTC, “Bu çaba; tüketicileri, yaratıcı profesyonelleri ve küçük işletmeleri, zarar tüketiciye ulaşmadan önce ses klonlamanın zararlarına karşı koruyarak yukarı yöndeki riskleri azaltmaya yönelik fikirlerin öne çıkarılmasına yardımcı olabilir.” dedi.
“Aynı zamanda tüketici düzeyinde riskleri azaltmaya yönelik fikirlerin geliştirilmesine de yardımcı olabilir. Ve eğer uygulanabilir fikirler ortaya çıkmazsa, bu, politika yapıcılara, önümüzdeki dönemdeki zorluklar göz önüne alındığında, bu teknolojinin kullanımına yönelik daha sıkı sınırlamalar getirmeleri gerektiği yönünde kritik ve erken bir uyarı gönderecektir. Piyasadaki uygulamaların zararlı gelişiminin önlenmesi.“
Başvurular, diğer tedbirlerin yanı sıra, yürütme ve idarenin ne kadar mümkün olabileceği; teknolojik değişikliklere ne kadar dayanıklı olduğu ve şirketlere sorumluluk ve sorumluluğun nasıl yükleneceğini ne kadar dikkatli değerlendirdikleri temel alınarak değerlendirilecek.
Sunulan en büyük ödül 25.000$ ve ustaca bir çözümün sahip olabileceği potansiyel geniş uygulamalar göz önüne alındığında bu bir altın madeni gibi görünmüyor.
İkincilere 4.000 dolar, üç mansiyonun her birine ise 2.000 dolar verilecek ve 10 veya daha fazla kişiden oluşan kuruluşlara nakitsiz tanınma ödülü verilecek.
Yapay zeka ses istismarı iş başında
Yapay zeka ses klonlamanın etkinliği geçtiğimiz yıl tekrarlanan vakalarda kanıtlandı. Slovak güvenlik mağazası ESET’teki uzmanlar, yukarıda bahsedilen sahte CEO örneğinin nasıl çözülebileceğini gösterdi.
Aslında bu, üretken yapay zekanın ortalama bir insanın eline geçmesinden önce de yıllardır bir sorundu. İngiltere’deki bir enerji şirketinin CEO’suna Macar bir tedarikçiye büyük miktarda para gönderme talimatı verilmesinin ardından 2019 yılında 243.000 dolar elinden alındı.
Yine önceki 12 aya ait bir New York Times raporu, finans sektörünü başarılı bir şekilde hedef alan ve bankaları gerçek müşteri olduğuna inandıkları kişilerden para aktarmaya kandıran bir dizi vakayı ayrıntılarıyla anlattı.
En kötü örnekler ise annelerin, kız çocuklarını kaçırdığını iddia eden şahıslar tarafından sözde rehine karşılığında fidye talep eden telefon çağrıları.
Ses klonlama, bir yapay zeka modeline bir kişinin; sesini, ses tonunu, temposunu, tonunu ve diğer nüanslarını anlayacak kadar eğitim verisi sağlamasıyla mümkün oluyor. Ünlülerin ve diğer kamuoyuna mal olmuş kişilerin, çevrimiçi ortamda bulunan ses kayıtlarının sayısı göz önüne alındığında, bu saldırılara karşı ciddi risk altında oldukları düşünülüyor.
Sosyal medya ve video içeriği oluşturma kültürünün yükselişiyle birlikte, ünlü olmayan birçok kişi ve hatta çocuklar da bir modeli etkili bir şekilde eğitmek için yeterli çevrimiçi materyale sahip.
Kaspersky araştırmacıları geçen yıl yapay zeka ses klonlamasındaki artışı incelediler ve yapay zeka teknolojisini kullanarak klonlanmış sesler oluşturabilen, ücretsiz olarak kullanılabilen çok çeşitli, açık kaynaklı araçlar keşfettiler. Ancak ikna edici bir klonu çalışır hale getirmek için biraz Python bilgisi ve klonlayıcının biraz müdahale etmesi gerektiğini ileri sürdüler.
Ancak ücretli teklifler çok daha etkili olma eğiliminde. Araştırmacılar, Microsoft’un, eğitim verileri olarak kullanılan yalnızca üç saniyelik ses sesiyle düzgün bir klon oluşturabileceği varsayılan VALL-E modeline dikkat çekti.
Ücretsiz olanlardan daha iyi çalışan başka ücretli çözümler de mevcut ancak bunlar henüz geliştirme aşamasında, dolayısıyla bu modellerin doğruluğunun ve etkililiğinin zaman içinde artmasını bekleyebiliriz.
VinFast, somut bir zaman çerçevesi vermeden; Tamil Nadu eyalet hükümetiyle Cumartesi günü açıklanan mutabakat zaptı kapsamında 2 milyar dolara kadar yatırım öngördüğünü söyledi.
Thoothukudi’de yıllık 150.000 adet kapasiteye sahip olacak tesisin inşaatına bu yıl başlanması hedefleniyor. 3.000-3.5000 istihdam olanağı yaratması bekleniyor.
Hindistan’ın güney eyaleti; BMW, Hyundai ve Renault-Nissan gibi önde gelen şirketlerin üretim tesislerinin yanı sıra elektrikli araç üretiminde uzmanlaşmış Çin’li BYD, Hindistan merkezli Ather Energy ve Ola Electric gibi elektrikli araç üreticileriyle otomobil üretimi için önemli bir merkez.
Tamil Hükümeti Sanayi Bakanı Dr. Thalkotai Raju Balu Rajaa Nadu, yaptığı bir açıklamada “VinFast’ın entegre EV tesisini kurmak için Tamil Nadu’ya yatırım yapmayı seçmesinden memnunuz. Sağlam yeteneklere ve sürdürülebilir bir geleceğe yönelik sarsılmaz bağlılığa sahip olan VinFast’ın güvenilir bir ekonomik ortak olarak ortaya çıkacağına ve Tamil Nadu’nun uzun vadeli kalkınmasına önemli katkılarda bulunacağına inanıyorum.” dedi.
Otomobil üreticisi, üretim tesisine ek olarak dünyanın üçüncü büyük dört tekerlekli araç pazarı Hindistan’daki tüketicilere hitap edecek bir bayilik ağı da geliştirmeyi planlıyor.
VinFast Global Satış ve Pazarlamadan Sorumlu CEO Yardımcısı Tran Mai Hoa, “MoU, VinFast’ın sürdürülebilir kalkınmaya ve sıfır emisyonlu ulaşım geleceği vizyonuna olan güçlü bağlılığını gösteriyor. Tamil Nadu’ya yatırım yapmanın yalnızca her iki tarafa da önemli ekonomik faydalar getireceğine değil, aynı zamanda Hindistan ve bölgede yeşil enerji geçişini hızlandırmaya da yardımcı olacağına inanıyoruz.” dedi.
2017 yılında kurulan VinFast, 2021’den bu yana elektrikli araçlar üretiyor ve Vietnam’daki yerel pazarının yanı sıra ABD ve Kanada gibi pazarlarda da faaliyet gösteriyor. Çoğunlukla Tesla ile karşılaştırılan şirket, Ağustos ayında Black Spade ile yaptığı SPAC anlaşmasıyla Nasdaq’ta listelendi ve Ekim ayında Hindistan’a girme planını duyurdu.
VinFast, Hindistan’a dolar yatırımı yaparak pazarını genişletmeyi hedeflerken, şirket mevcut pazarlarında mali zorluklarla karşı karşıya. Geçen yıl ABD ve Kanada’da işten çıkarmalar yapıldı; VF8 EV kalite ve güvenlik sorunları nedeniyle eleştirilere maruz kaldı. VinFast’ın hisse fiyatı ilk halka arzından bu yana %81’den fazla düşerek 7,02 dolara düştü.
Bununla birlikte; Hindistan, 2030 yılına kadar yüzde 30 elektrifikasyona sahip olmayı hedeflediği için küresel EV oyuncuları için çekici bir pazar oldu. Yerli otomobil üreticisi Tata Motors şu ana kadar ülkedeki hakim EV otomobil üreticisi olurken, Çinli oyuncular BYD ve MG Motors da elektrifikasyona ilgi gösteriyor.
Benzer şekilde, Güney Koreli Hyundai Motor da artan talebi karşılamak için elektrikli araçlarını Hindistan pazarına getirmeye başladı. Tesla da, batıdaki Gujarat eyaletinde bir fabrika kurarak pazara girmek için aktif olarak çalışıyor.
Hükümetin Vahan portalında yer alan verilere göre Hindistan pazarındaki mevcut elektrikli otomobil penetrasyonu, 51 milyonu aşan toplam otomobil satışının yalnızca %0,25’ini oluşturuyor. Ancak hükümet, EV otomobil pazarını büyütmek için teşvikler ve sübvansiyonlar teklif etti.
Hindistan’daki anlaşma duyurusu, VinFast’ın Cumartesi günü erken saatlerde kurucusu ve en büyük destekçisi Pham Nhat Voung’u CEO olarak atamasının ardından geldi.
OpenAI’ın CEO’su Sam Altman, Gazze’deki savaşın etkilerine atıfta bulunarak, teknoloji sektöründeki Müslüman ve Arap topluluk üyelerinin son zamanlarda yaşadıkları deneyimler hakkında konuşmaktan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Sam Altman, eski adı Twitter olan sosyal medya ağı X’te yaptığı açıklamada, özellikle Filistinli meslektaşlarının misilleme korkusu ve kariyer beklentilerinin zarar görmesi nedeniyle konuşmaktan çekindiklerini belirtti.
Microsoft tarafından desteklenen OpenAI‘ın lideri, teknoloji sektöründeki bu topluluklara empatiyle yaklaşılması gerektiğini vurguladı. Ancak, bir X kullanıcısı Altman’a Yahudi toplumunun deneyimleri hakkında ne düşündüğünü sorduğunda, Altman, “Ben Yahudi’yim. Antisemitizmin dünyada önemli ve büyüyen bir sorun olduğuna inanıyorum ve sektörümüzde beni savunan pek çok insan görüyorum ki bunu çok takdir ediyorum. Müslümanlar için bunu çok daha az görüyorum.” şeklinde yanıt verdi.
İnsan hakları savunucuları, ABD ve diğer yerlerde antisemitizm ve İslamofobi vakalarının, Hamas’ın İsrail’e saldırmasının ardından 7 Ekim’den bu yana hızla arttığını belirtiyor. Bu süre zarfında İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında ise Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre 22.000’den fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği bildirildi. Altman’ın çağrısıyla birlikte, teknoloji sektörünün bu hassas konulara duyarlılıkla yaklaşması ve çeşitli topluluklara destek olması bekleniyor.
2030 yılına dek tamamen elektrikli bir otomobil markası olma hedefi bulunan Volvo, elektrikli otomobil satışlarında da önemli bir artış yaşandı.
2023’ü yeni bir küresel satış rekoru ile kapatan şirket, elektrikli araç pazarında da önemli başarılara imza attı. Volvo, bir önceki yıla kıyasla yüzde 70 yükselişle 113 bin 419 adet tamamen elektrikli otomobil ve yüzde 10 yükselişle 152 bin 561 adet plug-in hibrit otomobil sattı.
Tamamen elektrikli otomobil satışları, 2023 yılında küresel olarak satılan tüm Volvo otomobillerinin yüzde 16’sını oluşturdu. 2022’de 195 bin 338 adet satılan XC60, 2023’te 228 bin 646 adede yükselerek dünya genelinde en çok satan Volvo modeli oldu.
Bu modeli toplam 200 bin 670 otomobil satışıyla XC40 ve 107 bin 549 adetlik satışla XC90 izledi.
Türkiye’de en çok satılan Volvo modeli XC40 oldu
Volvo Türkiye ise 2023’te 11 bin 646 satışa ulaşarak kendi rekoruna imza attı. Aralık 2023 itibariyle de bin 518 satış gerçekleştiren Volvo Türkiye, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde yüzde 47’lik artışa ulaştı.
Volvo’nun premium pazarda kompakt sınıfta yer alan modeli XC40, Türkiye’de 3 bin 127 adet ile 2023 yılında markanın en çok satılan model oldu.
XC40 modelini, 2 bin 920 adet ile XC90 modeli takip etti. XC90 gösterdiği satış performansıyla 2023 yılında E-SUV segmentinde segment lideri oldu.
Bununla beraber, S60 modelinde de 1.006 adetlik satış ile geçen seneye göre yüzde 100 artış elde edildi. 2030 yılına kadar tamamen elektrikli bir otomobil üreticisi olmayı hedefleyen markanın Türkiye satışlarının yüzde 22,36’sı ise tamamen elektrikli ve plug-in hybrid modellerden oluştu.
Ürün yelpeazesinin büyük çoğunluğunu plug-in hybrid model seçeneklerinin oluşturduğu marka, plug-in hybrid satışlarında da sektör liderliğini devam ettiriyor.
Samsung, akıllı telefonları için Android 14 tabanlı One UI 6.0 güncellemelerini hızla yayınlamaya devam ediyor. Bu kez, ülkemizde bir zamanlar popüler olan Galaxy A52’nin 4G versiyonu için güncelleme sunuldu. Daha önce Rusya’da başlatılan güncelleme şimdi diğer ülkelerde de kullanıcılara sunulmaya başladı.
Samsung Galaxy A52 güncelemesi Yaklaşık 2.2 GB boyutundaki Android 14/One UI 6 güncellemesi, telefon kullanıcılarına Ayarlar > Yazılım Güncelleme menüsünden kablosuz olarak indirilebiliyor. Ancak, güncellemenin tüm kullanıcılara ulaşması birkaç hafta sürebilir.
One UI 6.0 ile gelen yenilikler:
Samsung One UI 6.0, bir dizi yenilik ve geliştirmeyi beraberinde getiriyor. Bunlar arasında, yeniden tasarlanmış Hızlı Panel, Galeri için Yapay Zeka özellikleri (Fotoğraf Yeniden Düzenleme, Nesne Silgisi vb.), yeni kamera widget’ları ve Samsung Studio gibi özellikler bulunuyor. Ayrıca, çoklu görev yeteneklerinde yapılan bazı değişiklikler dikkat çekiyor. Örneğin, açılır pencere kullanırken Son Uygulamalar‘a gittiğinizde, pencere artık simge durumuna küçülmeden kullanılmaya devam edebilecek.
Bunun yanı sıra, güncelleme şu özellikleri içeriyor:
Samsung klavyesi için yeni emoji tasarımı
Tabletler için Windows bağlantısı
Yenilenen hızlı ayarlar
Ana ekranda görev çubuğunu otomatik gizleme ve sürükle-bırak desteği
Paylaş panelinde resim ve video önizlemeleri
Daha fazla paylaşma seçeneği
Serbestçe konumlandırılabilen kilit ekranı saati
Ana ekranda basitleştirilmiş uygulama simgesi etiketleri
Galeri için çift elle sürükle bırak desteği
Yeni Hava Durumu araç takımı
Çeşitli kamera iyileştirmeleri
Daha akıllı uçak modu
Samsung İnternet tarayıcıda arka planda video oynatma
Kötü amaçlı uygulamalara karşı ekstra koruma katmanı
Bixby geliştirmeleri
Daha fazla erişilebilirlik özelliği
Samsung Galaxy A52 kullanıcıları, bu güncelleme ile birlikte cihazlarında bir dizi yeni özellik ve iyileştirmenin keyfini çıkarabilirler.
Her yıl düzenli olarak yapılan Tüketici Elektroniği Fuarı-CES bu yıl 9-12 Ocak 2024’te Las Vegas’ta yapılacak. Dünyanın bir çok farklı ülkesinden ziyaretçileri ağırlaması bekleniliyor. Markaların yeni ürünlerini tanıtacağı ve gelecek ile ilgili planlarından bahsedeceği CES 2024’e katılacak markalardan Hyundai Motor Company de yeni teknolojilerini ve hidrojenle ilgili vizyonunu açıklamaya hazırlanıyor.
Hyundai, CES 2024’te ne yapacak?
Tüketici elektroniği ve otomotiv dünyasını yakından ilgilendiren etkinlikte Hyundai, hidrojen enerjisi ekosistemi için yazılım ve yapay zeka vizyonunu duyuracak. Hyundai’nin hidrojenle çalışan araçların ve yazılım odaklı dönüşümün insanlığa nasıl faydaları olacağı ile ilgili bilgiler sunması bekleniyor.
Hyundai’nin gelecek planı, hidrojeni kullanan bir topluma doğru geçişi hızlandırmak ve Hyundai Motor Grubu’na bağlı şirketlerin çalışmalarını bir araya getirmek. Hidrojen değer zincirini etkili bir şekilde oluşturmak için de modüler hidrojen araç planlarını açıklaması bekleniyor. Hyundai, yazılımla ilgili de önemli adımlar atacak gibi. Şirket, mobilitenin ötesinde insan odaklı yenilikleri teşvik etmek için yazılım alanında yatırımlarını artıracak.
Hyundai’nin CES 2024’te hidrojen enerjisiyle ilgili yapacağı duyurulardan bazıları:
Hidrojenli arabaların daha erişilebilir ve yaygın hale gelmesi için yeni planlar
Mobilitenin ötesindeki yeni teknolojiler ve çözümler
Hidrojenle çalışan kullanan topluma doğru geçişi hızlandırmak için Hyundai Motor Grubu’na bağlı şirketlerin çalışmalarını bir araya getirme
Hidrojen değer zincirini etkili bir şekilde oluşturmak için modüler hidrojen araç planları yapma
Yazılım alanında yatırımları artırmak ve mobilitenin ötesinde insan merkezli yenilikleri teşvik etmek
Hyundai’nin hidrojen enerjisiyle ilgili gelecekteki planları, otomotiv sektörü ve çevre için önemli bir gelişme olarak görülüyor. Şirketin bu alandaki çalışmaları, hidrojenli arabaların daha erişilebilir ve yaygın hale gelmesine yardımcı olabilir.
Hidrojenli araba nedir?
Hidrojenli araçların elektrikli araçlardan temel farkı, elektriğin dışarıdan bir kaynaktan araç içerisindeki bataryaya doldurulması yerine araç içerisinde üretilmesidir. Hidrojenli bir aracın öne çıkan başka bir özelliği, doğaya sadece su damlaları içeren su buharı yaymasıdır.
Buhar, hidrojenin elektriğe dönüşmesini sağlayan tepkime sonucu ortaya çıkar. Dolayısıyla hidrojenli araç modellerinin de tıpkı içten yanmalı araç modellerinde olduğu gibi bir egzoz kısmı bulunur. Fakat bu egzoz kısmından dışarıya sadece su damlaları atılır.
Norveç’teTesla’nın yeni modelleri, ülkedeki sürücü kurslarında yasaklanmaya başladı. Bu yasağın temel nedeni, Tesla’nın geliştirdiği yeni sinyal düğmelerinin güvenlik riski oluşturması.
Norveç’teki birçok sürücü kursu, özellikle Model S ve Model X’te tanıtılan ve sonrasında yeni Model 3’te de yerini alan sinyal düğmelerinin kullanımını yasaklamaya karar verdi. Tesla, otonom sürüş teknolojisi nedeniyle geleneksel sinyal kollarını kaldırarak direksiyonun üstüne entegre ettiği basınca duyarlı sinyal düğmelerini tercih etmişti. Ancak, bu değişiklik kullanıcılar arasında tartışmalara neden oldu.
Norveç’teki Harstad Sürücü Kursu’nun yöneticisi Jåhn Hansen Øyen, yeni Tesla Model 3’ü test ettiği sırada dönel kavşaklarda sinyal vermenin zorluğunu fark etti. Norveç’te sürücülük sınavlarında dönel kavşaklarda sinyal vermenin önemli olduğunu belirten Øyen, bu durumun öğrenciler için ciddi bir risk oluşturabileceğini vurguladı.
Øyen, “Model 3’ü test ettim ve kavşaklarda hem odağımı hem de yönümü kaybettiğimi fark ettim. Doğrudan hayati tehlike oluşturmasa da, özellikle iki şerit olduğunda diğer araçlara karşı risk ortaya çıkıyor.” dedi. Øyen’in deneyimleri, birçok sürücü kursu tarafından da paylaşılarak, Tesla’nın dokunmatik sinyal düğmelerine sahip araçlarını yasaklama kararı alındı.
Norveç Kamu Yolları İdaresi’nin kıdemli danışmanlarından Lars-Inge Haslie, konuyu detaylı bir şekilde inceleyeceğini belirtti. Bu gelişmeler, Tesla’nın tasarım tercihleriyle ilgili güvenlik endişelerini gündeme getirirken, otomotiv sektöründe sürücü deneyimini etkileyen faktörlerin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Teknoloji dünyasının öncü şirketlerinden biri olan Minisforum, şimdiye kadar üretilen taşınabilir sistemleri geride bırakan yepyeni bir ürünle karşımıza çıkıyor: Minisforum V3. Bu melez tablet modeli, dünyanın ilk AMD Ryzen 8040 işlemcisine ev sahipliği yapıyor, bu da Minisforum’un inovasyon ve performans alanındaki liderliğini bir kez daha kanıtlıyor.
V3’ün 14 inçlik muazzam ekranı, kullanıcılara etkileyici bir görsel deneyim sunuyor. İçerisinde barındırdığı Ryzen 7 8840U işlemcisi, 8 adet Zen 4 çekirdeğiyle güçlü bir performans vaat ediyor. Grafik tarafında ise Radeon 780M, oyun tutkunlarına ve grafik tasarımcılarına iddialı bir performans sunuyor.
165Hz tazeleme hızı, 500 nit parlaklık ve 4096 hassasiyet seviyesi, Minisforum V3’ü sadece güçlü değil, aynı zamanda göz alıcı kılıyor. Dayanıklı tasarımı, çift fan ve 4 bakır tüp ile desteklenen etkili soğutma sistemi sayesinde, cihaz uzun süreli kullanımlarda bile optimum performansı garanti ediyor.
Minisforum V3, kullanıcıların ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilen bir bellek ve depolama alanıyla geliyor. 32GB’a kadar RAM ve 2TB’a kadar SSD seçenekleri, kullanıcıların taleplerini karşılamak için geniş bir ölçekte esneklik sunuyor.
Henüz fiyatı açıklanmamış olan Minisforum V3, önümüzdeki haftalarda piyasaya sürülecek. Bu, 2024 yılında tanıtılacak birçok taşınabilir sistemin önünde yer alacak ilk ürün olma özelliğini taşıyor. Teknoloji severler, Minisforum V3’ün çıkışını büyük bir heyecanla bekliyor. Bu yeni nesil taşınabilir sistem, performans ve estetik konusundaki beklentileri bir üst seviyeye taşımayı vaat ediyor.
Google, internet tarayıcısı Chrome’a eklediği yeni güvenlik ve gizlilik özelliği ile şirketlerin internet kullanıcılarını takip etmesini sınırlıyor. Bu çevrimiçi güvenlik önlemi, çerez tabanlı kötü amaçlı yazılımların ortaya çıkmasının ardından devreye alındı.
Bu yeni özellik, üçüncü parti çerezleri devre dışı bırakarak analiz verileri toplama, çevrimiçi reklamları kişiselleştirme ve kullanıcıların gezinme alışkanlıklarını takip etme amacıyla cihazda depolanan küçük dosyaları engelliyor. Başlangıçta, dünya genelindeki kullanıcıların sadece %1’ine sunulacak olan bu özellik, 30 milyon kullanıcıyı kapsıyor. Google, bu değişikliği şu anda bir test aşamasında olduğunu belirtiyor ve gelecek aylarda çerezleri tamamen ortadan kaldırmayı planlıyor.
Eğer bir web sitesi üçüncü parti çerezlere bağımlıysa ve Chrome kullanıcının bu nedenle sorun yaşadığını tespit ederse, özellik kullanıcıya o site için çerezleri geçici olarak etkinleştirme seçeneği sunacak.
Ancak, Google’ın bu kararı bazı reklamverenler tarafından olumsuz karşılandı. Çünkü çerezler, birçok web sitesi için reklam gelirlerinin kritik bir parçasını oluşturuyor. Çerezler, kullanıcının site üzerindeki etkileşimleri, kullandığı cihaz, ziyaret kaynakları gibi verileri takip etmek için kullanılıyor. Eleştirenler, Google’ın bu çözümünün yalnızca kendi tarayıcısı Chrome’da çalıştığını ve diğer tarayıcılara fayda sağlamayacağını öne sürüyorlar.
Google, İzlenme Koruması özelliğini önümüzdeki birkaç ay içinde tüm Chrome kullanıcılarına sunmayı planlıyor. Ancak, bu özellikle ilgili reklamverenlerin endişeleri nedeniyle bazı eleştirilerle karşılaşabilir. Bu arada, Chrome’a alternatif olarak kullanılan Safari ve Mozilla Firefox gibi tarayıcılarda üçüncü parti çerezleri engelleme seçeneği şu anda mevcut. Google’ın bu adımının sektörde nasıl bir etki yaratacağını zaman gösterecek.
Aralık ayında gerçekleşen büyük veri ihlali, genetik test şirketi 23andMe‘yi bir dizi hukuki sorunla karşı karşıya bıraktı. TechCrunch tarafından elde edilen bir mektuba göre, şirket, suçu mağdurların üzerine atmaya çalışarak sorumluluktan kaçma çabasına girişti.
Mektubu alan mağdurları temsil eden avukatlardan biri olan Hassan Zavareei, 23andMe’nin “veri güvenliği felaketindeki rolünü kabul etmek yerine, görünüşe göre müşterilerini ortada bırakmaya ve olayın ciddiyetini küçümsemeye karar verdiğini” ifade etti.
Şirket, bilgisayar korsanlarının 6,9 milyon kullanıcının genetik ve soy verilerini çaldığını kabul etmişti. Başlangıçta sadece 14.000 kullanıcı hesabının etkilendiği açıklanmış olsa da, daha sonraki incelemelerde 23andMe’nin DNA Akrabaları özelliğini kullanan 6,9 milyon kullanıcının da verilerinin ele geçirildiği ortaya çıktı.
23andMe’nin savunması ise ilginç bir boyut kazandı. Şirket, mağdurlara gönderdiği mektupta, kullanıcıların şifre güvenliğini ihmal ettiğini iddia ederek sorumluluktan kaçmaya çalıştı. Ancak Zavareei, bu suçlamaların “utanmazca” olduğunu ve 23andMe’nin güvenlik önlemlerini yeterince uygulamadığını savundu.
Mektupta ayrıca, 23andMe’nin hizmet şartlarını değiştirerek toplu davaları ve toplu tahkim taleplerini önlemeye çalıştığı belirtiliyor. Bu değişiklikler, mağdurların şirkete karşı birleşmelerini zorlaştırmayı amaçlamaktadır.
23andMe’nin avukatları, çalınan verilerin mağdurlara maddi zarar vermek için kullanılamayacağını savunsa da, bu savunma eleştiriye maruz kaldı. Mağdurlar, şirketin gerçek sorumluluğunu örtbas etmeye yönelik bir girişim olarak değerlendirdiler.
Sonuç olarak, 23andMe’nin veri ihlali mağdurlarını suçlayarak sorumluluktan kaçma çabaları ve hukuki savunmaları, kullanıcı güvenliği ve veri koruma konularında daha fazla eleştiri almaya devam ediyor. Bu durum, genetik test şirketinin itibarı ve müşteri güveni açısından potansiyel etkiler doğurabilir.
Anlaşmaya göre elektronik şirketi Samsung, elektrikli araçlar da dahil olmak üzere Hyundai ve Kia markalı bağlantılı araçları desteklemek için mevcut yerli SmartThings platformunu genişletecek.
Evden arabaya ve arabadan eve sistemler, her iki yönde de uzaktan kontrol sağlamak üzere ev içi uygulamaları araç içi bilgi-eğlence sistemlerine bağlayacak şekilde tasarlanacak.
Uygulama aracılığıyla gerçekleştirilebilecek görevler arasında aracın çalıştırılması, camların açılıp kapatılması ve klimanın etkinleştirilmesi yer alıyor. Kullanıcılar araç içindeyken çeşitli cihazları kontrol edebilecek ve enerji yönetimi görevlerini gerçekleştirebilecek.
Samsung, birleşik platformun belirli rutinlerin programlanmasına izin verebileceğini iddia etti; örneğin sabah alarmı çaldığında, araba işe gidip gelme öncesinde uygun bir sıcaklığa ayarlanmadan önce evdeki perdeler açılacak ve ışıklar yanacak.
Samsung EVP Chanwoo Park, işbirliğinin “Gelecekteki yaşam tarzları için optimize edilmiş entegre hizmetlere yol açacağını.” belirterek, “Hem evde hem de arabada müşteri deneyimini önemli ölçüde artırabileceğiz.” dedi.
Togg, benzer bir planı çok daha erken gündeme getirmişti
Türkiye’nin yerli elektrikli otomobili Togg da lansmanından bu yana bir otomobil değil, “akıllı cihaz” olarak öne çıkarılıyor. Ve söz konusu özelliklerin birçoğunun ön çalışmaları lansmanda sergilenmişti.
Togg CEO’su Gürcan Karakaş, Nisan 2023’tegerçekleştirdiği bir ropörtajda; “Otomobil artık bir yaşam alanı ve evde, ofiste ne yapıyorsak otomobilde de yapılabilecek. Özellikle otonom sürüşle birlikte, yani otomobili idare etme zorunluluğu ortadan kalktıkça bu trend daha da baskın hale gelecek.
Bence otomotiv dünyasındaki en büyük dönüşüm, otomobilin artık A noktasından B noktasına ulaşmaya yarayan mekanik bir araç olmaktan çıkıp, entegre olan, bizim ifademizle “içinde internet olan değil, internetin içinde olan” bir akıllı cihaza dönüşmesi olacak. Akıllı olan her şeyle entegre olabilen ve sizin yaşam alanınıza değer katan bir akıllı cihaz.” açıklamasını yaptı.
Ayrıca teknolojinin geliştirilmesi aşamaları ile ilgili bir soruya “Aslına bakarsanız bunlar start-up’ların dünyası. Bugüne dek 300’e yakın start-up ile temas ettik. Bunların yaklaşık yüzde 85’i Türkiye’de, geri kalanı yurt dışındaydı. İçlerinden 20’siyle el sıkıştık, 40’ıyla da konseptin onayı (proof-of-concept) konusunda işbirliği yapıyoruz. Yani ekosistem dediğimiz bu yapının çekirdeğini biz ve 40’a yakın start-up birlikte oluşturuyoruz.” yanıtını verdi.
Bu Samsung ve Hyundai’nin son hamlesinden çok daha erken bir tarihte ve start-up’larla ilerlemesi bakımından da oldukça potansiyel vaadediyordu.
Mosqitter mühendisleri, böcek bilimcilerle iş birliği yaparak sivrisinekleri çeken dört insan unsurunu birleştirdiğini belirtiyor: Nefesten gelen CO2, vücudumuzdan gelen ısı izleri, insanlar tarafından yayılan belirli bir dalga boyundaki UV ışığı ve koku.
Teknoloji şirketinin Ar-Ge ekibi, Grand sivrisinek tuzağını geliştirmek ve 2 dönümlük bir alanda sivrisinek popülasyonunu %93 oranında azaltmak için toksik kimyasallar içermeyen akıllı teknolojiden yararlanarak bu dört unsurun çekiciliğini optimize etti.
Mosqitter CEO’su Anastasiia Romanova,“Amacımız, donanım ve yazılımı kusursuz bir şekilde entegre eden, insanların sağlığını koruyacak güvenli ortamlar yaratan akıllı çözümler sunmak.”, “Sivrisinekler ve diğer zararlı böceklerle yeşil bir şekilde mücadele etmek için tasarlanmış çevre dostu ürünler sunarak iklim eylemine tepkimizi sağlıyoruz.” dedi.
Grand’ın büyük konutlarda ve tatil köyleri ve restoranlar gibi işletmelerdeki başarısını temel alan Mosqitter, daha küçük ev alanları için kompakt bir versiyona ihtiyaç duyulduğunu belirledi ve bunun sonucunda Mosqitter Mini geliştirildi.
Grand’a benzer şekilde Mini, sivrisinekleri ve diğer uçan zararlıları toksik kimyasallar olmadan yakalamak için dört çekim unsurunu optimize ederken, kelebekler ve arılar gibi faydalı böceklere zarar vermekten de kaçınıyor. Mini, diğer tuzaklara kıyasla 4 kat daha yüksek verimlilikle çalışıyor ve oldukça sessiz.
Şirket, Mosqitter Mini’nin hem dış hem de iç mekan kullanımına uygun olduğunun altını çiziyor. Son derece verimli ve enerji tasarrufu sağlayan, yalnızca 35 watt tüketen Mini, 2024 Sonbaharında 149,99 dolar satış fiyatıyla satışa sunulacak. Ülkemize gelip gelmeyeceği ve potansiyel fiyatıyla ilgili bir bilgi yok.
Fiyatı 1.999,99 dolar olan Grand ve Mini, 9-12 Ocak 2024’te Mosqitter’in CES standında sergilenecek.
Google Haritalar, kullanıcıların seyahat deneyimini daha da zenginleştirmek adına yeni bir adım atıyor. Android, iOS ve Android Auto platformlarında şu anda test edilen bu özellik, kullanıcılara navigasyon esnasında şehirleri 3D olarak keşfetme imkanı sunuyor.
Bu özellik şu an belirli bir kullanıcı grubuna açık ve Google, bu özelliği aşamalı olarak kullanıcılara sunmaya devam ediyor. Kullanıcılar, 3D görünüm özelliğini etkinleştirmek ve navigasyonu başlatmadan önce haritayı biraz yaklaştırmak suretiyle bu özelliği kullanabiliyorlar.
Uygulama, zaten bazı şehirler için 3 boyutlu binalar özelliği sunuyordu, ancak navigasyon sırasında bu detaylı 3D görünüm otomatik olarak devreye girmiyordu. Yeni güncelleme ile birlikte, kullanıcılar binaların detaylı ve transparan bir şekilde göründüğü bu 3D görünümü navigasyon sırasında deneyimleyebilecekler.
Henüz kısıtlı sayıda kullanıcıya sunulan bu özelliğin ne zaman genel kullanıma açılacağı konusunda net bir bilgi bulunmamakla birlikte, Google’ın kullanıcı geri bildirimlerini dikkate alarak özelliği geliştirmeye ve daha fazla kullanıcıya sunmaya devam etmesi bekleniyor. Bu güncelleme ile birlikte, seyahat ederken çevresel bilgilerin daha etkileyici bir şekilde sunulması kullanıcılar arasında büyük bir beklenti oluşturuyor.
Son yıllarda dijital eğlence sektöründe önemli bir aktör olan Netflix, oyun platformundaki varlığını güçlendirmeye devam ediyor. Popüler oyunlara ev sahipliği yaparak abone kitlesini genişleten şirket, gelir modelini revize ederek yeni bir strateji izlemeye karar verdi. Bu stratejide öne çıkan noktalar ise uygulama içi satın alımlar ve reklam destekli premium oyunlar.
: Geçtiğimiz bir yıl içinde oyun kitaplığını önemli ölçüde genişleten Netflix, bağımsız yapımlardan AAA oyunlara kadar çeşitli içerikleri abonelerine ücretsiz sunmaktadır. Ancak, Wall Street Journal’ın haberine göre, şirket oyun platformundan elde edilecek geliri artırmak ve sürdürülebilir bir model oluşturmak adına yeni adımlar atıyor.
Uygulama içi satın alımlar, kullanıcılara premium oyunlara daha fazla erişim sağlama imkanı sunacak. Aboneler, belirli oyun içeriklerini daha derinlemesine deneyimlemek için ödeme yapabilecekler. Bununla birlikte, reklam destekli plana abone olan kullanıcılar, oyun kitaplığına erişebilecekler ancak bu abonelere sunulan oyunlar reklam içerecek.
Netflix, daha önceki açıklamalarında oyun platformundaki içeriklere reklam veya başka gelir modellerini eklemek istemediğini belirtmişti. Ancak, son gelişmelerle birlikte şirketin bu tutumunda değişiklik yaşanıyor gibi görünüyor. Bu yeni stratejiler, 2023 yılında Netflix oyunlarının dünya genelinde 81.2 milyon kez indirilmesiyle birlikte daha fazla ilgi çekiyor.
Son olarak, platforma eklenen GTA serisinin üç popüler oyunu, yani GTA San Andreas, GTA Vice City ve GTA III Definitive Edition, Netflix oyunlarını sevenleri heyecanlandırmış durumda. Bu oyunlar, kullanıcıların oyun deneyimini daha da zenginleştirecek ve abone kitlesini artırma konusunda önemli bir rol oynayacak gibi görünüyor.
Netflix, oyun platformunda yeni stratejiler izleyerek hem abone sayısını artırmayı hem de gelir modelini çeşitlendirmeyi hedefliyor. Bu adımların sektörde nasıl bir etki yaratacağını görmek için izleyip görmemiz gerekecek. Ancak, Netflix oyunlarının dünya genelindeki ilgi çekici performansı, şirketin oyun dünyasındaki varlığını daha da güçlendirebileceğini gösteriyor.
Teknoloji devi Sony, kullanıcıların dış dünyayla etkileşimini koruyarak konforlu bir ses deneyimi sunan yeni kablosuz kulaklık modeli “Float Run“u duyurdu. Özellikle kulağın tamamını kapatmayan tasarımıyla dikkat çeken Float Run, kaliteli sesin yanı sıra çevresel seslere de açık bir kulaklık deneyimi vadediyor.
Float Run, 16mm boyutundaki sürücülerini kulağın üst kısmına yerleştirerek kullanıcılara eşsiz bir ses kalitesi sunuyor. Kulak arkası destek sayesinde sürücüler sabit bir konumda tutuluyor, bu da kulaklık kullanımı sırasında rahat bir deneyim sağlıyor. Sadece 33 gram ağırlığındaki kulaklık, su sıçramalarına karşı dayanıklılığıyla da öne çıkıyor (IPX4).
Sony Float Run‘un üzerinde yer alan kontroller, kullanıcıya kolay bir kullanım sağlarken, dahili mikrofon sayesinde görüşmeler de rahatlıkla yapılabiliyor. Tek şarj ile 10 saate kadar kullanım süresi sunan kulaklık, spor yaparken tercih edilen hafif ve konforlu bir tasarıma sahip.
Özellikle kalabalık ortamlarda dış seslere bir miktar açık olan Float Run, daha çok sessiz ortamlarda spor yapmayı seven kullanıcıları hedefliyor. Sony‘nin bu yeni kablosuz kulaklık modeli, sunduğu özelliklerle dikkat çekerken, uygun fiyatıyla da kullanıcılara hitap ediyor. Sony Float Run, 120 dolarlık fiyat etiketiyle satışa sunulacak.
Bu yenilikçi kulaklık modeli, ses kalitesi, konfor ve dayanıklılığı bir araya getirerek kullanıcıların beklentilerini karşılamayı hedefliyor. Sony Float Run, kablosuz kulaklık dünyasına getirdiği yenilikçi tasarım ve teknolojiyle adından söz ettirecek gibi görünüyor.
Samsung’un merakla beklenen yeni amiral gemisi serisi Galaxy S24’ün test sonuçları nihayet gün yüzüne çıktı ve özellikle Exynos 2400 işlemcisinin performansındaki çarpıcı gelişmeler dikkatleri üzerine çekiyor.
Galaxy S24 Ultra, Snapdragon 8 Gen 3 işlemcisi ile yapılan Geekbench testinde tek çekirdekte 2297, çok çekirdekte 7104 puan alarak etkileyici bir performans ortaya koydu. Öte yandan, Exynos 2400 işlemcisini barındıran Galaxy S24 Plus, tek çekirdekte 2193, çok çekirdekte 6895 puan elde ederek önceki testlere göre belirgin bir ilerleme kaydetmiş durumda.
Yapılan optimizasyonlar, özellikle Exynos 2400 işlemcisinde, genel performansa olumlu bir etki sağlamış gibi görünüyor. Snapdragon 8 Gen 3 hala lider konumda olsa da, Exynos 2400’ün gelişen performansıyla aradaki farkın azaldığını söylemek mümkün.
Galaxy S24 serisinin resmi tanıtımı gerçekleştikten sonra, telefonların piyasaya çıkmasıyla birlikte daha kapsamlı testlerle gerçek performansları daha net bir şekilde ortaya çıkacak. Ayrıca, Exynos 2400 işlemcinin pil performansı da merakla beklenen bir diğer önemli detay olarak karşımıza çıkıyor. Teknoloji tutkunlarının heyecanla beklediği bu detaylar, telefonların kullanıcı deneyimine etkisini görmek için sabırsızlanmamıza neden oluyor.