YouTube’un reklam engelleyici tespit sistemi yasa dışı olabilir!

YouTube, geçtiğimiz aylarda reklam engelleyicileri engellemeye yönelik bir hamle başlattı. Bu hamle, hem kullanıcılar hem de gizlilik savunucuları tarafından tepkiyle karşılandı. Gizlilik savunucuları, YouTubeun reklam engelleyici algılama sisteminin bir gizlilik ihlali olduğunu ve AB yasalarına göre yasadışı olduğunu savunuyor. Bir gizlilik uzmanı olan Alexander Hanff, YouTube’a karşı İrlanda Veri Koruma Komisyonu’na (DPC) bir şikâyette bulundu.Hanff, yaptığı açıklamada, “AdBlock algılama komut dosyaları casus yazılımlardır, bunları tanımlamanın başka bir yolu yoktur ve bu nedenle izin alınmadan kullanılmaları kabul edilemez” dedi.

YouTube, reklam engelleyicileri tespit etmek için çeşitli yöntemler kullanıyor. Örneğin, sayfadaki herhangi bir şeyin değişip değişmediğini kontrol eden JavaScript kodunu indirerek ya da bir reklamın yüklenmesi için gereken öğelerin engellendiğini tespit ederek reklam engelleyicileri tespit edebiliyor.YouTube, reklam engelleyici kullananlara bir süre sonra video göstermek yerine YouTube’da reklamlara izin vermeye ya da YouTube Premium’a abone olmaya teşvik eden bir istem görüntülüyor.

YouTube, reklam engelleyicilerin platformun hizmet şartlarını ihlal ettiğini ve içerik oluşturucuların reklamlardan gelir elde etmesini engellediğini savunuyor.Ancak, Avrupa Birliği’nin ePrivacy Direktifi, internet kullanıcılarının reklam engelleyicileri kullanma hakkını güvence altına alıyor.

Avrupa Komisyonu, YouTube’un reklam engelleyici tespit sisteminin AB yasalarını ihlal ettiğini tespit ederse, komisyon platforma para cezası verebilir ve bu özelliği değiştirmeye zorlayabilir.Bununla birlikte, alınacak herhangi bir karar Türkiye veya AB dışındaki ülkeler için herhangi bir değişiklikle sonuçlanmayacaktır. Ancak, bu karar, diğer web sitelerinin reklam engelleyicileri engelleme girişimlerini caydırabilir.

YouTube’un reklam engelleyicileri engelleme baskısı, Avrupa’da yasal sorunlar nedeniyle sona erebilir. Bu karar, kullanıcıların gizliliğini korumaya ve reklam engelleyicilerin kullanımını teşvik etmeye yardımcı olabilir.

Teknopark İstanbul girişimciler ve yatırımcıları buluşturdu

Derin teknoloji girişimcileri, Ar-Ge mühendisleri, kurumsal şirketler ve üniversitelere ev sahipliği yapan Teknopark İstanbul, Kuluçka Merkezi Cube Incubation aracılığı ile hem girişimcilerin projelerini hayata geçirmelerine destek veriyor hem de sermaye desteği bulmaları için girişimciler ve yatırımcılar arasında köprü görevi görüyor. Türkiye’nin girişimcilik ekosisteminin en büyük destekçilerinden biri olan Teknopark İstanbul, düzenli olarak gerçekleştirdiği etkinlikler yoluyla girişimcilerin projelerini yatırımcılar ve iş dünyasının önde gelen firmalarıyla buluşturarak; projelerinin satışa dönüşmesi, satışlarının ölçeklenmesi ve yeni projelerin geliştirilmesine katkı sağlıyor. Bu amaçla Kuluçka Merkezi Cube Incubation aracılığıyla geleneksel olarak ‘Açık Kapı: İş Dünyası ile Buluşma’ etkinlikleri düzenleyen Teknopark İstanbul, bu etkinliklerin 12.’sini ‘Görsel ve Sanatsal Teknolojiler’ odağında Cube Beyoğlu’nda gerçekleştirdi.

100’den fazla girişimci sunumu, 1400’den fazla katılımcı

Teknopark İstanbul’un Kuluçka Merkezi Cube Incubation aracılığı ile düzenlenen Açık Kapı Etkinliği, girişimcilerin yenilikçi projelerini tanıttığı ve yatırımcılarla buluştuğu teknoloji ekosisteminin büyümesi ve yeni fikirlerin geliştirilmesi için önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Teknopark İstanbul’un Türkiye’nin kendi tematik alanında ilk uydu kuluçka merkezi olan Cube Beyoğlu’nda 12.’si düzenlenen etkinliğin odağında “Görsel ve Sanatsal Teknolojiler” vardı. 2022 yılından beri düzenli bir şekilde farklı tematik alanlarda 12 kere gerçekleşen Açık Kapı: İş Dünyası ile Buluşma etkinliklerine 1400’den fazla katılımcı katıldı. 100’den fazla girişimci sunumu ile yenilikçi projelerin geniş bir izleyici kitlesine ulaşmasına imkan sağladı.  Teknopark İstanbul’un Kuluçka Merkezi Cube Incubation aracılığı ile düzenlenen Açık Kapı Etkinliğinin 13.’sünün ise “Mikromobilite ve Elektrikli Araçlar” odağında olacak.

‘Açık Kapı: İş Dünyası ile Buluşma’ etkinliğinde projelerini sergileyen Teknopark İstanbul girişimleri şunlar:

  • Base Bros: Artırılmış Gerçeklik (AR), Sanal Gerçeklik (VR), Karma Gerçeklik (MR) ve 3D Teknolojileri üzerine projeler geliştirmektedir.
  • Gazulive: Türkiye’nin ilk Canlı yayın platformu olup seviyeli sohbetlerin ve arkadaşlıkların kurulduğu sosyal medya uygulamasıdır.
  • Misclick Games: Pazar standartlarını yeniden yazmayı vizyon edinmiş, (PC/konsol) üzerine video oyunlar geliştirmektedir.
  • Orbina.ai: Kelimelerle ifade edilen fikirleri gerçekçi görüntülere ve sanatsal içeriklere dönüştüren ve oluşturulan içerikleri sosyal medya taslağına giydirdikten sonra kullanıcılar adına otomatik olarak paylaşan bir yapay zeka ajansıdır.
  • Scalar Vision: 3D ve AR/VR teknolojileri üzerine çalışmalar gerçekleştirmektedir.
  • toruk MAGIC™ Deep Tech: Maliyetlerinizi düşürürken, kazancınızı artıran butik dijital pazarlama yöntemi MAGIC™ ‘in keşif veridir. İnovatif ve progresif, derin teknoloji içeren kiralanabilir yazılım ürünleri geliştirmektedir.

Ofis devi WeWork, iflas başvurusunda bulundu!

ABD merkezli WeWork’ün iflas başvurusu, girişimin yaşadığı büyük finansal zorlukların bir sonucu olarak geldi. WeWork, kurulduğu günden itibaren hızla büyüdü ve dünya genelinde birçok şehirde ofis alanları sunarak iş dünyasında büyük bir etki yarattı. Şirket, bir dönem dünya genelindeki ofis alanlarına büyük bir talep gördü ve bu talebi karşılamak için hızla genişlemeye girişti. Ancak bu hızlı büyüme beraberinde finansal zorlukları getirdi.

WeWork, milyarlarca dolarlık yatırım aldı ve bir ara 47 milyar dolarlık bir değerlemeye ulaştı. Ancak bu hızlı büyüme sırasında şirketin giderleri de arttı, özellikle kira maliyetleri oldukça yüksekti. Ayrıca, COVID-19 döneminde de ofis alanlarına olan talebi azaldı ve şirketin gelirlerini olumsuz etkiledi. Bu zorluklar, WeWork’ü finansal olarak sıkıştırdı.

şirketin iflas başvurusuyla borçlarını yeniden yapılandırmayı ve operasyonlarını sürdürmeyi planlıyor. Ancak iflas süreci, şirketin geleceği üzerinde belirsizlik yaratıyor. WeWork’ün hisseleri bu yılın başından itibaren büyük bir düşüş yaşadı ve bu iflas başvurusu, şirketin geleceği için kritik bir dönüm noktası olabilir.

Öte yandan, şirketin Hindistan birimi, şirketin en güçlü birimlerinden biri olarak öne çıkıyor. Embassy Group’a ait olan bu birim, iflastan büyük ölçüde izole bir durumda bulunuyor ve faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor. Hindistan’daki yetkililer, birimin karlı olduğunu ve dış sermayeye ihtiyaç duymadığını belirtiyorlar.

WeWork’ün iflas başvurusu, girişimin finansal zorluklarını aşmaya yönelik bir adım olarak görünse de, şirketin geleceği hala belirsizliklerle dolu. İflasın sonuçları, WeWork’in nasıl bir yol izleyeceği ve operasyonlarını nasıl sürdüreceği konularında merakla bekleniyor.

Dünya’da en çok Bitcoin’i hangi ülke üretiyor?

Kripto para madenciliği için kullanılan yüksek performanslı donanımların çalışma hızını ölçen hash oranı (hash rate) ile ölçülen Bitcoin üretimi oranlarının kıyaslanmasıyla, dünyanın en çok Bitcoin üreten ülkeleri belli oldu. WorldPopulationReview tarafından derlenen verilere göre, aylık hash oranı payı açısından yapılan kıyaslamayla ABD, %37,84’lük oranla dünyanın en çok Bitcoin madenciliği yapan ülkesi olurken, onu Çin ve Kazakistan izledi.

Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Gate.io Küresel Büyüme Direktörü Kafkas Sönmez, “Çin, 2021’de uygulamaya koyduğu kripto madencilik yasağına kadar, %75’lik üretim oranıyla dünyanın en çok Bitcoin üreten ülkesiydi. Çin bu yasakla liderliği ABD’ye kaptırsa da 2. sırada yer alarak ’en’ler listesindeki yerini koruyor” dedi.

ABD’de donanıma erişim kolay, Kazakistan’da kömür ucuz

Bitcoin madenciliğini ülke ekonomisi için bir tehdit olarak gören Çin, 2021’de yasak getirmişti. O güne kadar küresel Bitcoin arzının en önemli kaynağı olan Çin’de üretim kapasitesi, Cambridge Üniversitesi verilerine göre Temmuz-Ağustos 2021 döneminde sıfıra kadar gerilemişti. Ancak Çin’de merdiven altı madencilik faaliyetleri, Eylül 2021 itibarıyla kaldığı yerden devam etti. Cambridge Alternatif Finans Merkezi’nin araştırması, Çin’in toplam Bitcoin madenciliği pazarının %22’sinden fazlasını oluşturduğunu ortaya koydu.
Çin’deki durumun aksine ABD’nin madenciliği yasal bir faaliyet olarak gördüğünü dile getiren Kafkas Sönmez, “ABD’de Bitcoin madenciliği yapan ve borsada işlem gören şirketler mevcut. Bitcoin madenciliğinin gerektirdiği altyapıyı kurmak, ABD’de daha kolay. Ayrıca ülke, madencilere gerekli araç ve destekleri de sunuyor. Öte yandan enerji kapasitesi yüksek oranda fosil yakıtlara bağlı olan Kazakistan’da kömürden üretilen ucuz elektrik, ülkeyi Çin merkezli madenciler için cazip bir konum haline getirdi. Kimi veriler, Kazakistan madencilik sektörünün 19 milyon nüfuslu ülkenin toplam üretim kapasitesinden %7 pay aldığını gösteriyor” diye konuştu.

Bitcoin hâlâ fosil yakıtlarla üretiliyor!

Ülkelerin Bitcoin üretim kapasitelerinin kurulu yenilenebilir enerji güçleriyle kıyaslandığında, Bitcoin’in hâlâ fosil yakıtlara bağlı olduğunun altını çizen Gate.io Küresel Büyüme Direktörü Kafkas Sönmez, “Örneğin İzlanda, Paraguay ve Norveç, neredeyse tüm enerji ihtiyaçlarını yenilenebilir kaynaklardan elde ediyor. Ancak bu ülkelerin toplam Bitcoin arzındaki payı %1,1’i geçmiyor. Bu durum, sürdürülebilirlikle ilgili endişeleri beraberinde getiriyor. Zira tahminler, Bitcoin madenciliğinin her yıl 348 terawatt/saat enerji harcadığını gösteriyor. İklim değişikliğinin etkilerini daha çok konuştuğumuz bu dönemde kripto paraların piyasa değeri açısından en büyüğünün fosil yakıtlara bağlı olması, yeşil ekonomiye geçişte de bir engel teşkil edebilir” ifadelerini kullandı.

2 yıllık görev süresi 11 yıla çıkan Curiosity çalışmaya devam ediyor!

0

Amerika Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) 26 Kasım 2011’de Atlas 5 roketiyle uzaya fırlattığı ve 6 Ağustos 2012’de Mars’a inen Curiosity sınırlarını zorlamaya devam ediyor. Nükleer güçle çalışan keşif aracı 2012 yılında Gale Krateri’ne indiğinden bu yana Mars’ın mikrobik yaşamı destekleyip desteklemediğini belirlemek için Kızıl Gezegen’i inceliyor. Yıllar içinde 39 örnek alan araç, şu anda jeologların Mars’ın ikliminin nasıl değiştiğini gösteren kaya katmanlarına daha yakından bakabilmelerini sağlamak için 5,5km yüksekliğindeki Sharp Dağı’nın tabanına doğru ilerliyor.

Elbette Mars keşif aracı için işler her zaman yolunda gitmedi. Curiosity gezegenin yüzeyinde dolaşarak geçirdiği on küsur yıl boyunca, NASA’nın “toz ve radyasyonla yıkanan son derece soğuk bir ortam” olarak tanımladığı yerde neredeyse 32 km yol kat etti. Curiosity aracının “gözlerinden” birinde  (34 mm odaklı sol kamerası) filtre konumları arasında sıkışmış bir filtre tekerleği var. Gezginin matkap sisteminde ve kol eklemlerinde de aşınma ve yıpranma fark edildi ve elbette tekerlekler Mars üzerinde yuvarlanırken etkileyici bazı hasarlara maruz kaldı. Ancak NASA  “Curiosity güçlü kalmaya devam ediyor” diyor.

Tekerlekler için mühendisler Mars yüzeyinde karşılaşılan koşulları yanlış değerlendirdiklerini kabul ediyorlar. Gözler için plan, filtre tekerleğini nazikçe standart konumuna geri döndürmek. Bu başarısız olursa, araç 100 mm’lik sağ kamera ile görüntü sağlamaya devam edecek ancak Mars görev ekibinee göre, aynı alan için dokuz kat daha fazla sayıda görüntü gerekecek.

Sürekli uzayan görev sürelerine rağmen Mars araçları göz kamaştırıyor

Cuirosity’nin birçok sorunu aslında zaman içinde yazılım güncellemeleriyle çözüldü ya da en azından hafifletildi – örneğin bir çekiş kontrol algoritmasının eklenmesi, keskin kayalardan kaynaklanan tekerleklerdeki aşınma ve yıpranmayı azaltmaya yardımcı oldu. Ancak Curiosity’nin iki yıllık ilk görev süresi çoktan geride kaldı. Aracın güneş panellerine bağlı olan selefi Opportunity’nin etkileyici uzun ömürlülüğüne ulaşması da oldukça zor görünüyor zira Curiosity bir radyoizotop termoelektrik jeneratöründen (RTG) güç alıyor. Buna karşın NASA görev mühendisleri nükleer güç kaynağının gezgini “daha uzun yıllar” çalışır durumda tutmasını bekliyor.

NASA’nın Mars’a gönderdiği araçlar genellikle çok uzun görev süreleri için tasarlanmasa da, son derece dayanıklı olmaları ve uzatılan görev süreleriyle tanınıyor. Örneğin kızıl gezegendeki ilk uçuşunu 19 Nisan 2021 tarihinde gerçekleştiren Mars helikopteri de aslında sadece 5 uçuş yapmak üzere planlanmıştı ancak 62 uçuşu geride bıraktı.

Güneş kavuşumu olarak bilinen bir fenomen olan Mars’ın Dünya açısından Güneş’in arkasında kaybolması nedeniyle Curiosity ile iletişim Kasım ayında duracak. Mühendisler Curiosity ile iletişimin 28 Kasım’dan sonra yeniden başlamasını bekliyor

Singapur’daki lüks kumarhaneye fidye yazılım şoku!

0

Marina Bay Sands’ten (MBS) yapılan açıklamaya göre, fidye yazılım saldırısı 20 Ekim’de keşfedildi ve lüks tatil köyü ve kumarhanenin sadakat programı üyelerine ait bilgiler çalındı. Duyuruda, “Marina Bay Sands, 20 Ekim 2023 tarihinde, 19 ve 20 Ekim 2023 tarihlerinde bazı müşterilerimizin sadakat programı üyelik verilerine yetkisiz üçüncü taraf erişimini içeren bir veri güvenliği olayından haberdar olmuştur” deniliyor.

Şirket yaptığı açıklamada “Yapılan incelemeler sonucunda, bilinmeyen bir üçüncü tarafın kumarhane dışı ödül programı üyesi yaklaşık 665.000 kişinin müşteri verilerine eriştiği tespit edilmiştir” diyor. Fidye yazılım saldırısı ile gerçekleşen veri ihlalinde açığa çıkan bilgiler ise müşteri isimleri, e-posta adresleri, cep telefonu numaraları, ikamet edilen ülke bilgisi ve sadakat programında yer alan üyelik numaraları. Uzmanlar bu verilerin çeşitli dolandırıcılıkların yanı sıra kimlik avı ve sosyal mühendislik saldırılarında kullanılabileceğini söylüyor.  Olayın fark edilmesinin ardından MBS, durumu Singapur ve diğer ilgili ülkelerdeki yetkililere bildirdiğini açıkladı.

Fidye yazılım saldırısı alan Marina Bay Sands, merkezi ABD’de bulunan Las Vegas Sands otel ve kumarhane zincirinin bir parçası. Beş yıldızlı konaklama tesisindeki ihlal, diğer resort-casinolara yönelik iki yüksek profilli fidye yazılım saldırısının hemen ardından geldi: MGM Resorts ve Caesar’s Entertainment saldırıları. Caesars’ın altyapısının kontrolünü yeniden ele geçirmek için 15 milyon dolar fidye ödediği söyleniyor.

Siber risk yönetimi şirketi Specops’ta kıdemli ürün uzmanı olan Darren James, konuyla ilgili verdiği demeçte yüksek profilli konaklama kuruluşlarının siber suçlular için popüler bir hedef olmaya devam edeceğini söylüyor. James “Şu ana kadar yetkisiz erişim elde edilmesi dışında çok fazla ayrıntıya sahip değiliz. Ancak bu vakada henüz doğrulanmamış olsa da bu tür bir ihlal genellikle ele geçirilmiş kimlik bilgileri veya sosyal olarak tasarlanmış bir hizmet masası kullanılarak elde edilir ve hepimiz için kötü parola kullanımının önemini ortaya koymaktadır. Şifrelerdeki iyileştirmelerin yanı sıra, mümkün olan her yerde güçlü bir ikinci faktör kullanılmalı ve hizmet masası, yardım için kendilerini kimin aradığını doğrulamanın bir yolu ile donatılmalıdır” diyor.

Baidu, baskı nedeniyle Nvidia yerine Huawei’nin çiplerini kullanacak!

Çin’in önde gelen teknoloji devlerinden Baidu, ABD teknolojilerinden uzaklaşma kararı alarak yapay zeka çipleri için yeni bir yol haritası çizdi. Şirket, uzun süredir Nvidia’nın müşterisi olan Baidu, bu kez Huawei’nin geliştirdiği yapay zeka çiplerine yönelme kararı aldı.

Baidu’nun 2023 yılı içinde Huawei’den yapay zeka çipleri sipariş ettiği biliniyor. Bu kararın arkasında ise ABD’nin teknoloji kısıtlamaları ve baskısı bulunuyor. Özellikle ekim ayında getirilen kısıtlamalar sonrasında Baidu’nun Nvidia erişimi fiilen sona erdi, bu da şirketi alternatif çözümler aramaya yönlendirdi.

Huawei’nin Ascend AI çipleri, performans açısından Nvidia’nınkilerden geride olsa da, Çin’in mevcut en gelişmiş yerli seçenekleri arasında öne çıkıyor. Baidu’nun 200 sunucu için 1.600 adet Huawei 910B Ascend AI çipi sipariş ettiği ve teslimatın büyük kısmının tamamlandığı belirtiliyor. Toplamda 61.83 milyon dolar değerindeki bu sipariş, Çin’in teknoloji firmalarının yerli çözümlere olan güvenini gösteren önemli bir adım olarak dikkat çekiyor.

Analistler, ABD’nin getirdiği kısıtlamaların Huawei için iç pazarda büyüme fırsatı yaratacağını öngörüyor. Huawei, 2019’dan bu yana ABD’nin ihracat kontrollerine tabi tutuluyor ve bu yeni hamle, şirketin kendi pazarındaki rekabet gücünü artırmaya yönelik bir strateji olarak görülüyor. Çin hükümeti ise yerel yarı iletken endüstrisine yapılan yatırımlarla denizaşırı rakiplerini yakalamayı hedefliyor. Huawei’nin Kirin 9000s çipiyle bu hedefe doğru atılan bir diğer önemli adım olarak öne çıkıyor.

Online çocuk istismarını engellemek için ortak adım!

Çevrimiçi çocuk cinsel sömürüsü ve istismarı (CSEA) ile mücadele için yaklaşımlar ve politikalar geliştiren teknoloji şirketleri grubu The Tech Coalition, sosyal medya platformlarının istismar karşıtı politikalarını ihlal edebilecek faaliyetler ve hesaplar hakkında “sinyaller” paylaşmasını sağlamak üzere tasarlanan Lantern (Fener) adlı yeni bir programın başlatıldığını duyurdu. The Tech Coalition’ın üyeleri ve iş ortakları arasında Amazon’dan Google’a, Apple’dan Microsoft’a ve Discord’tan Sony’e dek 35’in üzerinde ünlü teknoloji firması yer alıyor.

The Tech Coalition’ın açıklamasına göre, Lantern’e katılan platformlar (şu ana kadar Discord, Google, Mega, Meta, Quora, Roblox, Snap ve Twitch) istismar karşıtı politika şartlarını ihlal eden faaliyetler hakkında Lantern’e sinyaller yükleyebilir. Sinyaller, e-posta adresleri ve kullanıcı adları gibi politikaları ihlal eden hesaplarla bağlantılı bilgileri ya da çocuk cinsel istismarı materyali (CSAM) satın almak ve satmak için kullanılan anahtar kelimeleri içerebilir. Diğer katılımcı platformlar daha sonra Lantern’de bulunan bu sinyaller arasından seçim yapabilir, seçilen sinyalleri kendi platformlarında çalıştırabilir, sinyallerin ortaya çıkardığı her türlü etkinliği ve içeriği inceleyebilir ve uygun önlemleri alabilir.

Teknoloji Koalisyonu bu sinyallerin istismarın kesin kanıtı olmadığına dikkat çekiyor. Bununla birlikte, Lantern üzerindeki sinyaller takip soruşturmaları için ipuçları ve ilgili makamlar ve kolluk kuvvetlerine sunulacak kanıtlar toplamak için önemli birer dayanak olacak. Yani özetle teknoloji devleri, çocuk istismarına karşı adeta ortak bir veritabanı oluşturuyor.  

Lantern’in aslında iki yıldır dışarıdan “uzmanların” düzenli geri bildirimleriyle geliştirilmekte olduğunu duyuran The Tech Coalition, örneğin dosya barındırma hizmeti Mega’nın Meta’daki 10.000’den fazla Facebook profilini ve sayfasını ve Instagram hesabını kaldırmak için kullandığı URL’leri paylaştığını söylüyor. The Tech Coalition, Lantern’in “ilk aşamasındaki” ilk şirket grubunun programı değerlendirmesinin ardından, başka katılımcıların da programa dahil olabileceklerini belirtiyor.

The Tech Coalition bu yeni özelliği duyurduğu blog yazısında “Çocuk cinsel istismarı aslında platformlar arasında yayıldığı için, çoğu durumda herhangi bir şirket bir mağdurun karşı karşıya kaldığı zararın yalnızca bir kısmını görebilir. Resmin tamamını ortaya çıkarmak ve uygun önlemleri almak için şirketlerin birlikte çalışması gerekir,” diyor.

Çevrimiçi mahremiyeti engellemeden CSEA ile nasıl mücadele edileceği konusundaki anlaşmazlıklara rağmen, şu anda çevrimiçi dolaşımda olan çocuk istismarı materyallerinin (gerçek ve deepfake) giderek artması konusunda endişeler var. ABD’de Ulusal Kayıp ve İstismara Uğramış Çocuklar Merkezi 2022 yılında 32 milyondan fazla CSAM bildirimi aldığını açıklamıştı.

Daha önce Microsoft ve Facebook gibi firmalar çocuk cinsel istismarını engellemek için kendi programlarını başlatmışlardı. Dün duyurusu yapılan Lantern girişiminin bu gibi programlara engel olmayacağı, aksine ortak veritabanı benzeri yapı (sinyaller) sayesinde yardımcı olacağı söyleniyor.

ABD, orduya çip üretmesi için Intel’e milyarlar ödeyebilir!

Finansman, Başkan Biden’ın geçen yıl imzalayarak yasalaştırdığı ve ABD yarı iletken üretimi, araştırma ve geliştirmesine yönelik yaklaşık 53 milyar dolarlık yatırımın önünü açan Çipler ve Bilim Yasası‘nın bir parçası olacak.

The Wall Street Journal’ın aktardığı kaynaklara göre anlaşma hâlâ müzakere aşamasında ve henüz hiçbir şey kesinleşmediTicaret Bakanlığı, Ulusal İstihbarat Direktörlüğü Ofisi ve Savunma Bakanlığı‘ndan yetkililer şu anda Intel ile görüşüyor, ancak gelişmelerin şimdiden “rakip çip üreticileri ve bazı kanun yapıcıların” öfkesini artırdığı söyleniyor. Intel’e haksız bir avantaj sağlanabilir.

Önde gelen üç senatör, yaklaşan anlaşmayla ilgili endişelerini dile getirdi ve hükümetin yalnızca orduya yönelik bir çip üretim tesisine bu kadar çok para harcama konusundaki bilgeliğini sorguladı. Senatörler tek bir şirketle yapılan anlaşmanın “çeşitli bir yerli yarı iletken tedarikçi tabanı yaratacak diğer projelerin finansmanını sınırlayabileceği” yönündeki endişeler üzerine bir mektup yazdılar.

Ancak diğer önde gelen politikacılar yatırımı destekliyor. Florida’dan Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio, ABD ordusunun yabancı hükümetler tarafından potansiyel olarak dinlenmesine karşı korunmasına yardımcı olacağı ve yatırımdan son dakikada uzaklaşmanın “ulusal güvenliğimizi baltalayabileceği” için paranın iyi harcanacağına inanıyor.

Anlaşma eninde sonunda gerçekleşirse, yeni üretim tesisi Intel’in Arizona’daki mevcut fabrika kompleksinde kurulabilir ve maliyeti 3 ila 4 milyar dolar arasında olabilir. Fonların, ülkenin ithal donanıma bağımlılığını azaltmak amacıyla yürürlüğe giren Chips Yasası kapsamında üretim hibeleri ve sübvansiyonları olarak ayrılan 39 milyar dolardan gelmesi bekleniyor. ABD askeri uygulamaları için ithal edilen mikroçiplerin büyük çoğunluğu, şu anda Çin tarafından işgal edilme tehdidi altında olan Tayvan’dan geliyor.

Intel ile olası bir anlaşma haberi, Biden yönetiminin Savunma Bakanlığı’nın, yarı iletken endüstrisindeki yenilikçiliği teşvik etmek amacıyla ülke çapında sekiz merkez kurmak için yaklaşık 238 milyon dolar dağıtacağını duyurmasından sadece birkaç hafta sonra geldi.  

Yeni planın savunucularına göre bu plan, onlarca yıldır devam eden ve yaygın iş kayıplarına yol açan ve ABD hükümetini devlet destekli casusluklara karşı potansiyel olarak savunmasız bırakan offshoring’in ardından yerli yarı iletken imalat endüstrisinin yeniden inşasına yardımcı olacak.

Samsung, üretken yapay zeka modelini tanıttı

Samsung, Seul’deki Ar-Ge kampüsünde düzenlediği yapay zeka odaklı etkinliğinde Samsung Gauss adlı kendi üretken yapay zeka modelini tanıttı. Teknoloji devinin yapay zeka modeli adını, yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (ML) teknolojilerinin bel kemiği olarak kabul edilen Normal Dağılım Teorisini (Gaussian) kuran matematikçi Carl Friedrich Gauss’tan alıyor.

Samsung Gauss, Samsung Research tarafından geliştirilen ve firmanın üretken yapay zeka için vizyonunu ve rekabette geride kalmama arzusunu gösteren bir model. Samsung Gauss şu anda şirket çalışanları tarafından dahili olarak kullanılıyor, ancak yakında gelecekteki ürünler aracılığıyla genel halka sunulacak.

Samsung Gauss, üç farklı sistemi bünyesinde barındırıyor:

  • Samsung Gauss Language: İnsan dilini anlayan ve cevaplar üreten bir model olacak. Model, e-posta oluşturma, belgeleri düzenleme ve özetleme, dilleri tercüme etme ve yazma gibi görevlere yardımcı olacak. Bu vesileyle Samsung’un ürünlerine uygulandığında daha akıllı cihaz kontrolleri sunmak için de kullanılabilir. Hem bulut sunucularında hem de uç nokta cihazlarında (telefonlar, tabletler ve PC’ler) çalışabilir.
  • Samsung Gauss Code: Adından da anlaşılacağı kod dilleri konusunda uzmanlaşmış bir model olacak. Samsung tarafından dahili olarak kullanılacak ‘code.i’ adlı bir kod asistanına sahip olduğu belirtiliyor. Etkileşimli bir arayüz aracılığıyla hızlı ve kolay yazılım geliştirme için kullanılacak olan model, kod tanımlama ve test senaryosu oluşturmayı destekliyor.
  • Samsung Gauss Image: Görüntü oluşturmayı ve düzenlemeyi amaçlıyor. Gauss Image, görüntünün stilini değiştirebilir, düşük çözünürlüklü görüntüleri yüksek çözünürlüklü görüntülere dönüştürebilir ve mevcut bir görüntüye yeni sahneler ekleyebilir. Dall-E ve Midjourney gibi sadece küçük bir metin açıklaması ile tamamen yeni görüntüler de oluşturabilir.

Samsung Gauss, oldukça zengin bir model olarak görülüyor. Ancak belki de en önemli detayı dahili olarak cihaz üzerinde çalışabilecek olması. Bulut iletişiminden kaynaklanan gecikmenin ortan kalkması istemlerin hızlanmasını sağlarken aynı zamanda hem daha kişisel hem de daha güvenli bir kullanım sağlanacak. Bu nedenlerden dolayı samsungunpay zekasını Galaxy S24 serisinde kullanabilir ve ana satış noktası olarak vurgulayabilir.

Samsung, yapay zeka etiği ilkelerine dayanan bir Yapay Zeka Kırmızı Ekibi oluşturdu. Bu ekip, veri toplamadan sonuç oluşturmaya kadar yapay zekanın çeşitli aşamalarında gizlilik ve güvenlik konularını dahili olarak kontrol ediyor olacak.

Samsung Gauss’un Galaxy S24’te olması bekleniyor

Samsung, Samsung Gauss’u Galaxy S24 serisinde kullanabileceğine dair ipuçları verdi. Şirketin etkinlikte yaptığı açıklamada, “yapay zeka , Galaxy S24 serisinde kullanıcılara yeni ve heyecan verici deneyimler sunmaya yardımcı olacak.” ifadelerine yer verildi.

Samsung Gauss’un Galaxy S24 serisinde olması durumunda, modelin aşağıdaki gibi özellikler sunması bekleniyor:

  • Daha akıllı ve kişiselleştirilmiş cihaz kontrolleri:  yapay zeka, kullanıcıların cihazlarını daha kolay ve daha doğal bir şekilde kontrol etmelerini sağlayacak. Örneğin, kullanıcılar Samsung Gauss’u kullanarak cihazlarına sesli komutlar verebilir, cihaz ayarlarını değiştirebilir veya uygulamaları açabilirler.
  • Daha hızlı ve verimli yazılım geliştirme: Samsung Gauss, yazılım geliştiricilerin daha hızlı ve verimli bir şekilde yazılım geliştirmelerine yardımcı olacak. Örneğin, Samsung Gauss, kodlama hatalarını tespit etmeye yardımcı olabilir, kodlama sürecini otomatikleştirebilir ve yeni özellikler geliştirmeyi kolaylaştırabilir.
  • Daha yaratıcı ve ilgi çekici içerikler: Samsung Gauss, kullanıcıların daha yaratıcı ve ilgi çekici içerikler oluşturmalarına yardımcı olacak. Örneğin, Samsung Gauss, kullanıcılar tarafından çekilen fotoğrafları düzenlemeye yardımcı olabilir, kullanıcıların kendi fotoğraflarını oluşturmalarına yardımcı olabilir veya kullanıcıların videolarını daha ilgi çekici hale getirmelerine yardımcı olabilir.

WhatsApp’tan yeni güvenlik özelliği: IP adresi gizleme

Dünya genelinde milyonlarca kullanıcısı olan WhatsApp, çağrı güvenliğini artırmak ve gizlilik konusunda daha ileri bir adım atmış durumda. Geçtiğimiz haftalarda sızan bilgilerin ardından resmi duyuru yapılan özel bir güvenlik özelliği, WhatsApp kullanıcılarının çağrılardaki IP adreslerini gizlemelerine olanak tanıyor.

Bu özellik, özellikle yurt dışında kullanıcıları için önem taşıyor. WhatsApp üzerinde gerçekleşen birebir çağrılarda, en iyi ses kalitesini sağlamak adına cihazlar arasında IP adresi paylaşımı gerekiyordu. Ancak, bu durum beraberinde gizlilik riskini getiriyordu. Yeni özellik sayesinde, görüşmeler WhatsApp’ın kendi sunucuları üzerinden yönlendirilerek, kullanıcıların IP adresleri tamamen gizlenmiş oluyor. Bununla birlikte, getirilen bu güvenlik önlemiyle biraz artan gecikme ve ses kalitesindeki hafif bir düşüş de kaçınılmaz olmuş durumda. Ancak, bu dezavantajların zamanla optimize edileceği belirtiliyor.

WhatsApp'tan yeni güvenlik özelliği: IP adresi gizleme

Ayrıca, WhatsApp’ın popülerliği her geçen gün artıyor. Mark Zuckerberg ile yapılan bir röportajda paylaşılan bilgilere göre, WhatsApp’ta 1 milyondan fazla takipçisi bulunan 225’ten fazla kanal mevcut. Bu durum, platformun geniş bir kitleye hitap ettiğini ve büyük bir ilgi gördüğünü gösteriyor.

Güvenlik odaklı bu güncelleme ve popülerliğin artması, WhatsApp kullanıcıları arasında olumlu bir geri dönüş alması bekleniyor. Bu yenilikler, platformun kullanıcılarına daha güvenli ve kişisel bir deneyim sunma çabasının bir yansıması olarak öne çıkıyor.

Elon Musk’ın yapay zeka asistanı Tesla’lara geliyor!

Elon Musk’ın liderliğindeki Tesla, inovasyon ve teknolojiye olan bağlılığını bir adım daha ileri taşıyor. Musk’ın yeni girişimi xAI tarafından geliştirilen Grok yapay zeka sistemi, Tesla elektrikli otomobillerine entegre edilecek. Bu hamle, sadece otomotiv sektörünü değil, aynı zamanda yapay zeka ve otomasyon alanlarını da derinden etkileyecek gibi görünüyor.

Grok, sadece sürüş deneyimini geliştirmekle kalmayacak, aynı zamanda kullanıcılarının ihtiyaçlarını önceden tahmin edebilen bir asistan olarak öne çıkacak. Musk’ın daha önce belirttiği gibi, araç sahiplerinin günlük yaşamlarını daha akıllı ve kolay hale getirmeyi hedefleyen Tesla, Grok ile bu hedefine bir adım daha yaklaşıyor.

Grok’un öne çıkan özelliklerinden biri, esprili bir dilde soruları yanıtlayabilme ve gelecekteki soruları tahmin edebilme yeteneği. Bu, kullanıcılara interaktif ve eğlenceli bir deneyim sunmanın ötesinde, Grok’un gerçek bir yapay zeka asistanı olarak öne çıkmasını sağlıyor.

Elon Musk’ın açıklamalarına göre, premium abonelik modeli üzerinden sosyal medya platformlarında sunacak. Bu da, Tesla sahiplerine özel bir hizmetin kapıda olduğu anlamına geliyor. Ancak, Grok’un tam anlamıyla Tesla otomobillerine entegrasyonu için henüz resmi bir zaman çizelgesi belirtilmemiş olsa da, erken erişime açık olduğu ve kullanımın zamanla genişleyeceği belirtiliyor.

Tesla’nın Grok ile attığı bu adım, otomotiv dünyasında teknoloji ve yapay zeka odaklı bir geleceğe doğru atılmış büyük bir adım olarak nitelendirilebilir. Kullanıcılar, Grok’un Tesla otomobillerinde nasıl bir dönüşüm yaratacağını heyecanla bekliyor!

Artık daha gelişmiş durumda: ChatGPT, yeni yeteneklere sahip oldu!

0

Son yıllarda ilerleyen teknoloji ile birlikte yapay zeka araçları da bir hayli yaygınlaşmaya başladı. Bu noktada öne çıkan araçlardan birisi de son aylarda adından sıkça söz ettiren ChatGPT. Pek çok serviste kullanılan ChatGPT, yeni yetenekler kazanmaya devam ediyor.

ChatGPT’nin yeni yetenekleri: Browse with Bing, Advanced Data Analysis ve DALL-E 3

OpenAI, ihtiyaçlar doğrultusunda ChatGPT’ye yeni yetenekler kazandırmaya devam ediyor. Bu özelliklerin çoğu, ChatGPT+ planına abone olarak erişilebilen GPT-4 seçeneğine ekleniyor. En son eklenen üç yetenek de bunlar arasında yer alıyor. İşte söz konusu yeni özellikler…

ChatGPT, üç yeteneğe daha sahip oldu!
  • Browse with Bing

Bu yetenek, ChatGPT’nin Microsoft‘a ait olan Bing arama motoru üzerinden güncel bilgi getirmesini mümkün kılıyor. Bildiğiniz üzere GPT-4 ile zaten internet üzerinden güncel bilgi sağlanabiliyor. Bu yeni seçenek de bir diğer yöntem olarak karşımıza çıktı.

  • Advanced Data Analysis

Özellikle yazılımcılar için bir hayli katkı sunacak bu yetenek, Python programlama dili ile yazılan kodların çalıştırılmasını (compile etmek) sağlıyor. Akabinde kodu yazma ve düzenleme konusunda da yardımcı oluyor.

  • DALL-E 3

OpenAI tarafından geliştirilen ve son dönemlerde popüler hale gelen DALL-E, girilen yazıyı görsele çeviren bir yapay zeka aracı. Bu aracın yeni sürümü olan DALL-E 3, önemli gelişmelerle yakın zamanda duyuruldu. Şimdi ise ChatGPT‘ye entegre edildi.

Bu yetenekle ilgili örnek vermek gerekirse, ChatGPT’ye bir logo tasarımı yaptırabilirsiniz. Bununla beraber “Türkiye, 2100 yılında nasıl olurdu?” şeklinde sorular sorarak ilginç görseller de oluşturabilmek mümkün.

Nasıl kullanılır?

ChatGPT‘nin tüm bu yeteneklerini kullanabilmek için ChatGPT+ planına abone olmanız gerekiyor. ChatGPT+ seçeneğinin aylık fiyatı ise 20 dolar. Ne yazık ki Türkiye’ye özel bir fiyatlandırma mevcut değil.

Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki Yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

WhatsApp’a reklamlar geliyor!

0

Dünyanın en popüler anlık mesajlaşma uygulaması WhatsApp, uygulama içi reklamlara hazırlanıyor. WhatsApp Başkanı Will Cathcart, geçtiğimiz günlerde verdiği bir röportajda, platformun Durum ve Kanallar hizmetlerinde reklamların yayınlanabileceğini söyledi.

Cathcart, WhatsApp reklamlarının yeni Kanallar özelliği ve durumlar da dahil olmak üzere uygulama içinde farklı yerlerde gösterilebileceğini söylüyor ancak değişiklik için herhangi bir tarih verilmemiş değil. Ancak Cathcart bir konuda kesin: Reklamlar, gelen kutusunda ya da “mesajlaşma deneyiminde” olmayacak. Reklamlara geçiş konusunda kullanıcıların tepkilerinden çekiniyor. Bu nedenle, reklamların ilk olarak Durum ve Kanallar gibi daha az tartışmalı yerlerde gösterilmesi planlanıyor. Durum, WhatsApp’ın Hikayeler benzeri özelliğidir. Kanallar ise işletmelerin ve kuruluşların içerik yayınlayabileceği bir özellik.

WhatsApp

WhatsApp, reklamlara geçiş için ilk kez 2018 yılında plan yapmıştı. Ancak, gizlilik odaklı kullanıcıların tepkilerinden çekinildiği için bu plan 2020 yılında ertelenmişti.Dünya genelinde 2 milyardan fazla kişi tarafından kullanılan, şimdiye kadar gelir için Facebook gibi diğer platformlardaki ticari mesajlaşma ve tıklama reklamlarına güveniyordu. Ancak, reklamlara geçiş yaparak gelir kaynaklarını çeşitlendirmeyi hedefliyor.

Reklamlar ne zaman gelecek?

WhatsApp’ın reklamlar konusundaki planları henüz net değil. Ancak, Cathcart’ın açıklamaları, reklamların 2024 yılından önce kullanıma sunulmayacağını gösteriyor.

Reklamların ne zaman ve nasıl uygulanacağı, kullanıcıların tepkileri ve pazar araştırmaları gibi faktörlere bağlı olacak.

Kullanıcıların tepkisi ne olacak?

WhatsApp’ın reklamlara geçişi, kullanıcılar tarafından nasıl karşılanacağı merak konusu., gizlilik konusundaki hassasiyeti ile bilinen bir uygulama. Bu nedenle, kullanıcılar uygulamada reklamların gösterilmesini istemeyebilirler.

YouTube’a yapay zeka temelli sohbet botu geliyor

YouTube, yapay zeka teknolojilerine verdiği önemi bir kez daha gösteriyor. Video platformu, kullanıcılarına mobil uygulamaları üzerinden yeni bir sohbet botu sunmayı planlıyor. Şirket, büyük bir dil modelinden güç alan bu üretken yapay zeka temelli sohbet botunu, video pencerelerinin altına eklenen “Sor” butonu aracılığıyla erişilebilir kılacak. Kullanıcılar, bu bot aracılığıyla farklı sorular sorabilecekler.

Örneğin,YouTube’a kullanıcılar videonun özetini çıkarmasını isteyebilecek, videonun içeriği hakkında daha fazla bilgi alabilirler ya da benzer video önerileri talep edebilirler. Bu yenilik, YouTube kullanıcılarının içerikleri daha kolay bir şekilde keşfetmelerini ve daha verimli bir şekilde bilgiye ulaşmalarını sağlayacak.

Şu an için YouTube’a bu üretken yapay zeka temelli sohbet botu belirli bir kullanıcı kitlesi üzerinde test ediliyor ve geniş kullanıma ne zaman açılacağı henüz açıklanmış değil.

Bu gelişmelerin yanı sıra, YouTube ayrıca büyümekte olan yorumlar bölümünde de yapay zeka teknolojisini kullanıyor. Yorum özetleyici olarak adlandırılan bu altyapı, özellikle büyük YouTuber’ların videolarındaki yorumları düzenlemelerini ve takip etmelerini kolaylaştırıyor. Bu sistem de şu an için sınırlı bir kullanıcı kitlesi üzerinde test ediliyor.

Google, bu yeni özellikle ilgili olarak şunları söylüyor: “Yapay zeka ile yorumların özetlerini okuyun. Bu deneysel çalışmada, çok sayıda yorum alan videolardaki yorumlar yapay zeka aracılığıyla özetlenir. YouTube Android ve iOS uygulamalarında, yorum bölümünü açın ve konulara göre sıralama yapın. Üç nokta menüsüne dokunarak geri bildirimlerinizi paylaşabilirsiniz.”

Bu özellik şu an yalnızca İngilizce videolarda kullanılabilir ve tüm videolarda kullanılamayabilir. Özelliklerin kalitesi ve doğruluğu, geliştirilmeye açık. Kullanıcılar, geri bildirimde bulunarak bu özelliğin iyileştirilmesine katkı sağlayabilirler. YouTube, yapay zeka teknolojisi ile kullanıcı deneyimini geliştirmeye yönelik bu adımlarla platformunu daha da çekici hale getirmeyi hedefliyor.

Yeni Bumble CEO’su yapay zeka ile neler planlıyor?

Şu anda işyeri mesajlaşma platformu Slack’in CEO’su olan Lidiane Jones, 2 Ocak’tan itibaren Wolfe Herd‘ün yerini alacak.

Aynı zamanda Tinder‘ın da kurucu ortağı olan Wolfe Herd, halefiyle birlikte yaptığı bir röportajda, “Son on yıl benim için bir insan olarak tamamen dönüşümsel bir deneyim oldu.” dedi. Kurucu; büyüyen sancılar, arkadaşlık eşleştirme ve profesyonel ağ kurma gibi yeni alanlara genişleme, COVID-19 salgını, 2021’deki ilk halka arz ve Match Group‘un şiddetli rekabeti boyunca Bumble‘a yol gösterdi.

Bumble‘ın hisseleri Pazartesi sabahı itibarıyla 13 doların altında işlem görüyor: Bu, hisse senedinin ilk çıkışında hisse başına 70 doların üzerinde işlem gördüğü dönemle tam bir tezat oluşturuyor. Match Group ayrıca geçen hafta 2023’ün dördüncü çeyreği için beklenenden düşük gelir beklediği konusunda uyardı. Bumble, Salı günü kazançlarını açıklayacak.

Wolfe Herd, “Bu ortaklığı bu kadar özel kılan şey, birbirimizin kopyası olmamamızdır.” dedi. Yönetim kurulu başkanı olarak Wolfe Herd, kamu politikası ve sosyal etki gibi alanlar da dahil olmak üzere markanın 10 yıllık stratejisine odaklanmayı beklediğini söyledi. Jones ise yapay zeka ve küresel ekipleri yönetme konusunda çok önemli deneyime sahip; konuyla ilgili “Ben baştan sona bir ürün lideriyim.” açıklamasını yaptı.

Wolfe Herd, 2014 yılında kadınların ilk hamleyi yapmalarını sağlama ilkesi üzerine kurduğu Bumble fikrini “kadın interneti“nin temel taşı olarak uzun süredir savunuyor. Bumble o zamandan beri daha geniş bir uygulama portföyüne dönüştü.

Jones’un rolü, özellikle yapay zekanın merkezde olduğu bir dönemde Bumble’ı bir sonraki bölüme taşımak. Wolfe Herd, uzun süredir teknoloji alanında deneyimli olan Jones’u yeni ürünler ve yeni ürünler üzerinde uygulama becerisi nedeniyle övdü. Wolfe Herd, “Yapay zekanın bizi bir sonraki seviyeye taşıyacağını anlıyor.” dedi.

Jones, “mükemmel eşleşmeyi artırmaya devam etmek, aynı zamanda üyelerin eşleşmelerini keşfetmesi için daha doğal deneyimler yaratmak” için yapay zekayı kullanmanın yollarını aramayı planladığını söyledi. Yapay zekanın, Bumble’ın kullanıcı güvenliğine uzun süredir verdiği önemi destekleyebileceğini belirtti. 

Wolfe Herd da yapay zekayı “daha alakalı bağlantılar kurmak, onları daha güvenli hale getirmek ve buluşma fırsatını kısaltmak” için kullanma fırsatını görüyor. Jones’un “bunun anlamlı ve başarılı bir şekilde gerçekleşmesini sağlayacak benzersiz bir konumda olduğunu” söyledi.

Jones, Slack’te ayrıca yapay zekanın ürünlere kusursuz ve etkili bir şekilde nasıl dahil edilebileceği konusuna da odaklandı. Eylül ayında yapılan bir röportajda Slack’in yapay zekaya yaklaşımına yön veren ilkeleri özetledi. Slack’teki tüm yeni AI yeteneklerinin, kullanıcı verilerinin duvarlarla çevrili bir bahçeyle korunacağı şekilde “güvene dayanması” gerektiğini ve “anlamlı bir sorunu çözmeleri” gerektiğini söyledi.

Michigan Üniversitesi’ne burslu olarak katılan Brezilya doğumlu Jones, Bumble’a uluslararası bir bakış açısı da getiriyor. “Sadece farklı bir ülkeden gelip farklı diller konuşmuyorum, aynı zamanda küresel çapta işlere liderlik ediyorum.” dedi. “Üyeliğimizi dünya çapında genişletmek için muazzam bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

Bumble’ın hisseleri Wolfe Herd’ün geçiş haberi üzerine düştü ve %6,5’ten fazla düşüş yaşadı. Evercore analistleri, çıkışa göre bir notta, “Whitney’nin ayrılışını ticari operasyonlar için orta vadede bir olumsuzluk ve genel şirket morali için olumsuz bir gelişme olarak görüyoruz.” dedi. Haberi ilk olarak Wall Street Journal bildirdi.

Yönetim kurulu başkanı Ann Mather, yaptığı açıklamada şirketin ve Wolfe Herd’ün uzun süredir “düşünceli ve kasıtlı bir halefiyet planı” üzerinde düşündüğünü söyledi. Wolfe Herd, yeni görevi kapsamında şirket operasyonlarında yer almaya devam edecek. Wolfe Herd, “Bu gerçekten güzel bir ortaklık olacak.” dedi.

Jones, “Beni Bumble’a çeken şey Whitney’i tanımaktı ve şirketin ilk günden itibaren üstlendiği misyon gerçekten ‘nazik bağlantılar’a odaklanmaktı.” dedi. “Ve Whitney’in yönetim kurulu başkanı olarak öne çıkması, Bumble’ı bir sonraki seviyeye taşımak için kolektif gücümüzü ortaya koymamız açısından inanılmaz bir fırsat.

Filmdi gerçek oldu: Güney Kore’de bir robot, insan öldürdü!

0

Son dönemlerde fabrika gibi üretim sahalarından en basit işletmelere kadar birçok alanda robotlaşma hareketleri görüyoruz. İşleri insan gücü yerine robot gücü ile çözmeye yoğunlaştığımız bugünlerde robotların güvenliklerini sorgulatacak elim kazalar da yaşanmıyor değil. Bunlardan biri Güney Kore’de meydana geldi. Talihsiz adam amiri olduğu robot tarafından öldürüldü. İşte bir robot insan öldürdü haberi ve detayları…

Güney Kore’de robot cinayeti: Amirini öldürdü!

Güney Kore haber ajansı Yonhap’a göre bir fabrikada kolileri kaldırıp taşıma bandına yüklemekle görevli olan robot bir amir tarafından kontrol ediliyordu. Buna görevi kolileri alıp gerekli yerlere nakil edilmesi için banda yüklemek olan robot amirini koli zannetti ve öldürdü.

Robot adamı koli sanarak tuttu ve banda doğru götürdü o esnada yaşanan talihsiz olayın ardından hemen sağlık ekipleri çağırıldı. Talihsiz adam hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılamadı. Konuyla ilgili gelen açıklamaysa amirin robotun sensörlerini denetlemek için o esnada yakınında olduğunu ve robotun bir anda çalışarak amirini koli sanarak aldığı yönünde.

Polis kaynaklarından gelen bilgilere göreyse ismi açıklanmayan talihsiz adamı öldüren robot kolunun aslında 6 Kasım tarihinde test edileceğini fakat robotun arızalı olması sebebiyle testin ertelendiği belirtildi. Bahsi geçen kişi gece yarısında sensörleri tamir etmek isterken olay meydana geliyor. Robot kolu üreten firmaya da ayrı bir soruşturma açıldı.

Söz konusu üretim tesisinin sahibi olan Donggoseong Tarımsal İhracat Kompleksi’nden yetkililer, hassas ve güvenli sistemler kurulması için çağrıda bulundu. Bu olayın hemen öncesinde yaşanan ve yine Güney Kore’de meydana gelen bir olayda 50’li yaşlarındaki bir adam otomobil parçaları üreten bir fabrikada çalışırken orada kullanılan bir robot tarafından sıkıştırılmıştı. Neyseki adam ölmemiş ufak yaralar alarak olayı atlatmıştı.

Yaşanan son olayla birlikte akıllara “robot işçiler ne kadar güvenli” sorusu gelmeye başladı. Peki siz “bir robot insan öldürdü” haberi hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında belirtmeyi unutmayın…

İndeks Bilgisayar’dan ciro rekoru!

200’den fazla dünya teknoloji devinin distribütörlüğünü yapan Index Grup şirketlerinden İndeks Bilgisayar, böylelikle 35 yıla yakın kurumsal yolculuğunun ilk dokuz aylık dönemlerine ait tarihinin en yüksek cirosuna ulaştı. Şirketin açıkladığı konsolide mali sonuçlarına göre net kâr yüzde 52 artış ile 405,7 milyon TL’den 614,9 milyon TL’ye, yüzde 66 artan ciro ise 16 milyar 886 milyon TL’den 28 milyar 55 milyon TL’ye yükselerek şirketin bu dönemdeki en yüksek cirosu oldu.

İndeks Bilgisayar’ın Ocak – Eylül 2023 konsolide mali sonuçlarına göre şirketin cirosu bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 66 artışla 16 milyar 886 milyon TL’den 28 milyar 55 milyon TL’ye yükseldi. Aynı dönemde net kâr ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 52 artış ile 405,7 milyon TL’den 614,9 milyon TL’ye, konsolide brüt kâr yüzde 113 artışla 784 milyon TL’den 1 milyar 670 milyon TL’ye yükseldi.

Haziran 2004’te halka arzı gerçekleşen İndeks Bilgisayar’ın (INDES) 2023 yılı ilk dokuz ay konsolide mali sonuçları şöyle:

Konsolide net satış gelirleri: 28 milyar 55 milyon TL

Konsolide brüt kârı: 1 milyar 670 milyon TL

Konsolide net kârı: 614,9 milyon TL

Bireysel ve kurumsal tüketici talebinde artış devam ediyor

n Index Grup Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik
n Index Grup Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Index Grup Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik üçüncü çeyrekte tüm ürün gruplarında adetsel büyümeler yaşandığı bilgisini vererek, “Dijitalleşmedeki hızlanmayla beraber bireysel ve kurumsal tüketici talebinde artış devam ediyor. Bu durum ürün gruplarımızdaki adetsel büyümelerde de kendini gösteriyor. 35 yıla yakın kurumsal yolculuğumuzun ilk dokuz aylık dönemlerine ait en yüksek ciromuzu güçlü bir bilanço ile açıklamaktan son derece mutluyuz. Sektörde 2000 yılından bu yana pazar liderliği konumumuzu koruyoruz. Üçüncü çeyrekte de tüm markalarımızda en yüksek pazar payına sahip olduk. Bununla beraber ülkemizdeki dev kurumsal projelerin teknoloji sağlayıcısı konumundayız. Uzun yıllardır tüm segmentlerde iş ortaklarımızın ana tedarik merkeziyiz. Tüm bunların ilk dokuz ayda sergilediğimiz performanstaki rolü çok büyük. İlk dokuz aydan aldığımız güçle lojistik, e-ticaret, büyük IT entegrasyon projeleri alanlarında yatırımlarımıza devam ederken yılın kalanını da ABD doları bazında çift haneli büyüme ile tamamlamayı hedefliyoruz. Ayrıca Index Grup olarak sadece finansal büyümeyi değil, sürdürülebilir geleceği de son derece önemsiyoruz. Bu kapsamda yenilenebilir enerji ve sürdürülebilir ürünlerle ilgili çalışmalarımıza devam ediyoruz.” dedi.

Hummingdrone 1,5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı!

Hummingdrone Otonom drone ve yazılımlarını kullanarak güneş enerjisi sektörünün verimli bir şekilde büyümesine katkı sağlayan analiz çözümleri geliştiriyor. Termal ve yüksek çözünürlüklü kameralarla donatılmış dronelar, güneş enerjisi tesislerinin yönetimini hassas denetleme ile yenilikçi bir seviyeye taşıyor. İnsansız hava araçları geliştiren Hummingdrone, hem de bu araçların verimli kullanılmasını sağlayacak yazılım sistemlerini de geliştiriyor.

2019 yılının mayıs ayında iki ortak Orkun Aşa ve İpek Görgeç tarafınca kurulan şirket, son bir senede üretim kaybı nedeniyle oluşabilecek yaklaşık 300 bin dolar kaybın önüne geçti.

Uçtan uca denetim ve raporlama

Hummingdrone kurucu ortağı Orkun Aşa
Hummingdrone kurucu ortağı Orkun Aşa

2017 Eylül ayından beri drone’un alt sistemlerinin geliştirilmesi için çalıştıklarını belirten Aşa ve Görgeç, “2020 yılının Mayıs ayından bu yana da görüntü kıymetlendirme platformumuzu geliştiriyoruz. Hummingdrone, endüstriyel ihtiyaçlar için otonom drone ve analiz çözümleri sunar.  Geliştirdiği otonom drone’lar ile enerji sektöründe hızlı, güvenli, doğru veri toplama sorunlarını çözer. Yapay zeka temelli görüntü kıymetlendirme platformu INSPECT, varlıkların dijital ikizini çıkararak, otomatik raporlar üretir. Hummingdrone, geliştirdiği çözümler ile enerji sektöründe denetim süreçlerini hızlandırır ve kolaylaştırır. Şu anda güneş enerjisine odaklıyız. Güneş enerjisi santrallerinin (GES) denetimini drone ile yapıyoruz. GES’lerin dijital ikizini çıkararak arızalı ve bakıma ihtiyaç duyan sistemleri yapay zeka ile tespit ederek otomatik olarak raporluyoruz. Yaptığımız denetimler sayesinde, bakım süreçlerini hızlandırıyor ve üretim kayıplarının önüne geçiyoruz. GES yatırımcıları ve EPC firmaları için uçtan uca denetim ve raporlama hizmeti sunuyoruz.” dedi.

Hedef 50 milyon dolarlık kaybın önüne geçmek

Hummingdrone’nun 20’ye yakın firma ile çalışarak, kentsel haritalamadan, afet yönetimine, tarımdan, enerji nakil hatlarının denetimine çok çeşitli alanlarda havadan değerli içgörüleri sunarak problemlerin çözümüne katkı sunduğunu da vurgulayan Aşa, “Dünyada GES’lerdeki üretimin yaklaşık %5’i arızalar ve bakımsızlık sebebiyle kaybediliyor. Bu oran Türkiye’de ortalama %7.5 civarında. Geliştirdiğimiz teknoloji sayesinde güneş enerjisi santrallerindeki üretim kayıplarının önüne geçerek yenilenebilir enerji kaynağı olan güneş enerjisi yatırımlarına güç katmak istiyoruz. Keiretsu Forum Türkiye melek yatırımcılarından 1,5 milyon dolar değerleme üzerinden aldığımız yatırımla hedefimiz 2025 sonuna kadar 50 milyon dolarlık kaybın önüne geçerek, güneş enerjisi yatırımlarını güçlendirmek.

Dünyada bu alanda öncü 3 girişimden biri

Dünyanın birçok bölgesinde otonom endüstriyel insansız hava aracı geliştiren girişimler var. Biz verilerin yapay zeka ile toplanmasını sağlayarak daha kaliteli ve daha doğru veri toplanmasını sağlıyoruz. Ayrıca geliştirdiğimiz state-of-the-art görüntü kıymetlendirme platformu sayesinde, rakiplerimizin manuel olarak incelediği verileri biz yapay zeka sistemlerimiz sayesinde otomatik olarak inceleyip sonuçları raporlayabiliyoruz. Bu alanda dünyada öncü 3 girişimden biriyiz.” şeklinde konuştu.