Microsoft, Xbox oyunlarına yapay zeka ekliyor

Microsoft, Xbox oyun geliştirme araçları için Inworld AI ile bir ortaklık kurduğunu duyurdu. Bu ortaklık, geliştiricilere yapay zeka destekli karakterler, hikayeler ve görevler oluşturmak için kullanabilecekleri yeni araçlar sunmayı amaçlıyor. Xbox geliştiricileri, ayrıntılı senaryolar, diyalog ağaçları, görev satırları ve daha fazlasını oluşturmak için bir “AI tasarım yardımcısı” sisteminden yararlanacaklar.

Xbox’ta oyun yapay zekası genel müdürü Haiyan Zhang, “Xbox’ta, içerik oluşturucuların daha etkileyici oyunlar yapabilmeleri için daha iyi araçlara sahip olmalarının önemli olduğuna inanıyoruz” diyor. Bu ortaklık sayesinde Microsoft, Inworld AI’nın karakter geliştirme için üretken yapay zeka modellerini kullanacak. Çok platformlu yapay zeka araç seti, senaryolar ve diyaloglar için yapay zeka tasarım yardımcı pilotunu içerecek. Ayrıca oyunlara entegre edilebilen, dinamik hikayeler, görevler ve diyaloglar oluşturmak için kullanılabilecek bir yapay zeka karakter motoru da sunulacak.

Inworld AI, oyunculardan gelen sorulara yanıt veren yapay zeka destekli NPC’ler üzerinde çalışıyor. Bu NPC’ler benzersiz seslerle yanıt verebilir ve oyun içinde karmaşık diyalog ağaçları veya kişiselleştirilmiş dinamik hikayeler oluşturabilirler. Bu, özellikle RPG oyunları için büyük bir inovasyon olabilir.

Microsoft, bu yeni araçları oyun geliştiricileri için isteğe bağlı bir kaynak olarak sunuyor. Ancak, yapay zeka kullanımı oyun tasarımı ve seslendirme gibi yaratıcı alanlarda hala tartışmalı bir konudur. Microsoft, geliştiricilerin yeni deneyler yapmalarını ve oyunlarının sınırlarını zorlamalarını kolaylaştırmayı hedefliyor, aynı şekilde Microsoft 365 ve Windows için Copilot sistemi gibi bir yardım eli olarak sunuyor.

Bu gelişmeler, oyun endüstrisinde yapay zekanın daha fazla kullanımını teşvik edebilir ve oyun deneyimlerini daha zengin ve etkileyici hale getirebilir.

ASML, ABD yaptırımlarına rağmen Çin’e ekipman satışlarını arttırdı

Hollandalı litografi makineleri üreticisi ASML, ABD’nin Çin’e yönelik yaptırımlarına rağmen Çin’e çip üretim ekipmanları satışlarını artırmaya devam ediyor. Bu gelişme, teknoloji sektöründeki uluslararası ilişkilerin ve ticaretin karmaşıklığını ve hassasiyetini bir kez daha gündeme getiriyor.

ASML, Derin Ultraviyole (DUV) litografi makineleri aracılığıyla Çin pazarına hizmet veriyor ve son dönemde büyük bir büyüme göstermiştir. Şirketin Çin’e sağladığı DUV litografi ve metroloji makineleri sayısı 1400’e ulaşmıştır ve 2025’in sonuna kadar 600 DUV ekipmanı daha kurmayı hedeflemekte.

ASML

ASML’nin Çin’deki satışlarına dair çarpıcı veriler, şirketin Çin’e olan taahhütlerini vurguluyor. Bu yılın üçüncü çeyreğinde ASML, Çin’e olan siparişlerini artırarak 5.3 milyar euroluk satışının %46’sını Çin’e gerçekleştirdi. Bu, şirketin Çin pazarındaki etkileyici büyümeyi yansıtıyor. Satış gelirleri bir önceki çeyreğe göre %24 artmış durumda.

ASML’nin başkanı ve CEO’su Peter Wennink, “Olgun ve orta seviyede kritik üretim süreçleri için Çin’e ekipman gönderiyoruz ve elbette ihracat düzenlemelerine uyuyoruz” açıklamasında bulundu. Ancak, Wennink, Çinli müşterilere yönelik talebin çok yüksek olduğunu ve şirketin bu talepleri karşılamak için yoğun bir çaba sarf ettiğini ifade etti. Bu, hem ASML hem de Çinli müşteriler için büyük fırsatlar ve zorluklar içeriyor.

Bu gelişmeler, teknoloji şirketlerinin ABD’nin yaptırımlarına karşın Çin’e ekipman satışlarını artırmak için nasıl stratejiler geliştirdiğini gösteriyor. Ancak, aynı zamanda bu durum, uluslararası ilişkiler, teknoloji ticareti ve güvenlik konularında karmaşık ve hassas bir dengeyi temsil ediyor. Teknoloji şirketleri, hem ticaretlerini genişletmeye hem de uluslararası politika ve düzenlemelere uymaya çalışırken dengeyi sürdürmek zorunda kalıyorlar. Bu durum, gelecekte teknoloji sektörü ve uluslararası ilişkiler alanında daha fazla dikkat çekecek gibi görünüyor.

Mobil uygulamaları yüklerken nelere izin verdiğinizi biliyor musunuz?

Techinside’da teknolojiden ekonomiye iş dünyasından pazarlamaya gündemdeki en sıcak konuların bilişim hukuku cephesindeki yansımalarını konuşacağımız yepyeni bir video serisine başladık. Av. Görkem Gökçe ile 4 Soru 4 Cevap’ın ilk bölümünde Türkiye’nin Yeni Ekonomi Programı, dijital para ile ilgili son gelişmeler, kullanıcı deneyiminin karanlık yüzü “Dark Patttern” ve mobil uygulama ekosisteminin hukuk ile imtihanını konuştuk.

Türkiye’nin ekonomide üç yıllık yol haritasını belirleyen Orta Vadeli Program’ın (OVP) ayrıntıları geçtiğimiz haftalarda açıklanmıştı. Bu program kapsamında dijital dönüşüm süreçlerinden de söz ediliyor. Bu dönüşümlerin Türkiye ekonomisine, özellikle büyüme, istihdam ve finansal istikrar açısından etkileri olacağı konuşuluyor.

Av. Görkem Gökçe’ye göre özellikle istihdam tarafında programın siber güvenlik, kripto varlıklar, yapay zeka gibi alanlarda etkilerini görebiliriz. Görkem Gökçe, “Hükümetin idari kurumlarının denetimi arttıkça ve bu denetimin alt yapısı güçlendikçe mali tarafta yatırımların artışını görebiliriz. Hatta global taraftan da bu yatırımları bekleyebiliriz. Diğer yandan bu proje ile uçtan uca bir dijital dönüşüm için kapsamlı bir reform beklendiğini de söyleyebiliriz. Proje kapsamında konu edilen adımların tümü atılırsa, dijital dönüşümün maliyetleri daha düşüreceği, inovasyonu artıracağı, dijital mecralara ilişkin yeni istihdam olanakları sağlayacağını görmemiz mümkün.  Eğer uçtan uca ve bütüncül bir yaklaşımla reformlar yapılır ve takip edilirse dijital dönüşüme ilişkin yeni ekosistem çeşitli fırsatları da beraberinde getirecektir” dedi.

Dijital Türk Lirası ile piyasa güvenli bir finansal araca daha kavuşacak

Aslında yeni bir konu olmasa da Dijital Türk Lirası (DTL) projesi ara ara yeniden gündeme taşınıyor ve finansal ekosistemde heyecan yaratıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından başlatılan bir inisiyatif olan DTL, Türk Lirası’nın dijital bir temsilini sağlayan bir proje olarak karşımıza geliyor. DTL ile geleneksel kağıt ve madeni para yerine dijital bir formda Türk Lirası kullanımının teşvik edilmesi amaçlanıyor. Av. Görkem Gökçe, DTL projesi için hükümetin ve idari kurumların adımlar atması elbette bize heyecan veriyor. Ancak bu projenin çığır açacak bir iş olmasını beklemek anlamlı olmaz. Dijital TL üzerinde konuşulan ama şu ana dek çok aşama kaydedemediğimiz konulardan biri. Gerçekleşmesi halinde piyasa güvenli bir finansal araca daha kavuşmuş olacak. Ayrıca finansal piyasalarda verimlilik artırıcı bir etkisinin olacağı da konuşuluyor” dedi.

Karanlık tasarımlar sadece reklam pazarını etkileyen bir sorun değil

Son zamanlarda dijital pazarların yükselişiyle birlikte Reklam Kurulu’nun radarına giren, tüm dünyada “Dark (Commercial) Patterns” adıyla bilinen ve ülkemizde “Karanlık (Ticari) Tasarımlar” olarak anılan ticari uygulamaların, tüketicilerin ekonomik davranış biçimlerini önemli ölçüde etkilediği görülüyor. Bu haliyle mesele hukukun da gündemini giriyor. Av. Görkem Gökçe’ye göre karanlık tasarımlar konusu esasında hukukun birçok alanını aynı anda etkiliyor. Konunun salt bir reklam sorunu olmadığının altını çizen Gökçe şöyle devam ediyor: “Borçlar hukuku bağlamında sözleşme görüşmelerinde dürüstlük ilkemiz var. Keza kişisel verilerin işlenmesinde de dürüstlük ilkesinin gözetilmesi gerekmektedir. Bugüne kadar tüketicileri yanıltan haksız tüketici uygulamalara ilişkin yaptırımlar uygulanıyor, cezalar veriliyordu ancak ilk defa bu uygulamalar Dark Patterns kavramı altında ele alınmaya başlandı. Bu konuda özel bir düzenleme zaten yapılmıştı. Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğine 2022 yılında “İnternet ortamında bir mal veya hizmete ilişkin yönlendirici ara yüz tasarımları, seçenekler ya da ifadeler gibi araçlarla tüketicilerin karar verme veya seçim yapma iradesini olumsuz etkileyen ya da normal şartlar altında vereceği kararda satıcı veya sağlayıcı lehine değişikliklere yol açmayı hedefleyen yöntemler kullanmak.”

Mobil uygulama indirirken ilgili gizlilik sözleşmelerini kabul etmeden önce incelemeliyiz

4 Soru 4 Cevap programının son bölümünde ise konu son yıllarda hızla yükselişini sürdüren mobil uygulama ekosisteminde hem kullanıcılar hem de mobil uygulama programcılarının hukuken dikkat etmesi gereken meseleler oldu. Av. Görkem Gökçe bu konu özelinde şunları aktardı: “Mobil uygulamalar bizim internet ortamında aldığımız herhangi bir hizmetten farklı değil. Her indirdiğimiz uygulama için aslında bir sözleşme akdediyoruz. İşin bu tarafına bakınca kabul ettiğimiz bu sözleşmelerin gizlilik koşullarını iyi incelememiz gerekiyor. Ama hemen hemen hiçbirimiz yapmıyoruz. Evet elbette devlet ve diğer idari kurumlar bu işte de denetim mekanizmanı iyi çalıştırmalı. Ama bizler de; “özdenetim diyelim bunun adına”, kendi kullanacağımız herhangi bir uygulamanın koşullarına bakmalıyız. Masanın diğer tarafında olan mobil uygulama programcıları ise genelde proje olgunlaştıktan hatta kullanıma sunulduktan sonra bir hukukçuya danışmaya karar veriyorlar. Doğrusu bu değil tabii. Bu işi en başından itibaren bir hukukçu ile görüşerek, konuşup tartışarak götürmek gerekiyor.”

Nvidia RTX 40 SUPER ekran kartları CES 2024’te tanıtılacak!

Gelişen teknoloji dünyasının önde gelen donanım üreticilerinden Nvidia, merakla beklenen RTX 40 SUPER ekran kartlarını CES 2024 etkinliğinde tanıtma hazırlığında. Üç farklı modelden oluşan bu yeni SUPER ailesi, bilgisayar oyunları ve grafik tasarım alanındaki talepleri karşılamak için tasarlandı.

Sızıntılarıyla tanınan güvenilir kaynak Kopite7kimi, RTX SUPER serisinin CES 2024’te sahne alacağını doğrulayarak heyecanı artırdı. CES 2024, 9 Ocak’ta ABD Las Vegas’ta düzenlenecek olan Tüketici Elektroniği Fuarı kapsamında canlı olarak gerçekleşecek. Bu etkinliğe tüm büyük PC donanım üreticilerinin katılması bekleniyor.

Nvidia’nın RTX 40 SUPER ailesi, mevcut modellere göre daha fazla güç ve performans sunmayı hedefliyor. İşte beklenen özellikler:

  1. RTX 4080 SUPER: Bu model, 10.240 CUDA çekirdeği ve 16 GB GDDR6X bellek ile donatılmış tam AD103 GPU’yu içerecek. Oyun severler ve grafik tasarımcıları için yüksek performans sunacak.
  2. RTX 4070 Ti SUPER: Orta seviye kullanıcıları hedefleyen bu model, 8448 CUDA çekirdeği ve benzer bellek yapılandırması ile gelecek. Hem SUPER hem de Ti markalarını bir araya getirerek dikkat çekecek.
  3. RTX 4070 SUPER: Serinin en alt modeli, yaklaşık 7168 CUDA çekirdeği ve 12GB bellek kapasitesi ile gelerek daha bütçe dostu bir seçenek sunacak.

Nvidia’nın bu yeni ekran kartları, oyun dünyası ve grafik tasarım alanındaki beklentileri karşılayacak gibi görünüyor. CES 2024’ü takip ederek, bu yeni modellerin fiyatlarını ve daha fazla detayını öğrenebilirsiniz.

Uşak’ın rüzgâr enerjisi kapasitesi katlandı!

Aydem Yenilenebilir Enerji, Uşak’ta rüzgâr kapasite artışı yatırımları kapsamında 11 yeni türbini üretime dahil etti. Türkiye’de enerji üretimi gerçekleştiren en büyük rüzgâr türbinleri olan bu yatırımla birlikte Aydem, Uşak rüzgar enerjisi santrali kurulu gücünü ikiye katlayarak 61,5 MW’tan 127,5 MW’a yükseltti.

Türkiye’nin en büyük hibrit GES’i olan Uşak Hibrit GES ile birlikte Uşak santralinde toplam kurulu gücü 209,65 MW’a çıktı. Uşak santralinde ulaşılan üretim kapasitesi ile yıllık yaklaşık 300 bin konutun enerji ihtiyacı karşılanacak. Sahada gerçekleştirilecek temiz enerji üretimi ile her yıl absorbe edilecek emisyon miktarı yaklaşık 10 milyon kızılçam ağacının emisyon miktarına eşit.

Haberin ayrıntıları: futureflow.life

Samsung Galaxy S24 serisi: tasarım detayları ortaya çıktı!

0

Yeni yılın başlangıcına yaklaşırken, Samsung’un merakla beklenen Galaxy S24 serisi hakkında heyecan verici detaylar sızıntılarla gün yüzüne çıkıyor. Galaxy S24, S24 Plus ve S24 Ultra modellerinin CAD görüntüleri, telefonların tasarımına dair önemli bilgiler sunuyor. İşte Galaxy S24 serisinin tasarımına dair son bilgiler:

Görüntülerle ortaya çıkan renk seçenekleri

Daha önceki söylentiler, Galaxy S24 serisinin altı farklı renk seçeneği sunacağını işaret ediyordu. Bu renklerin Siyah, Gri, Mor, Sarı, Yeşil, Mavi ve Turuncu olduğu belirtiliyordu. Ayrıca Galaxy S24 Ultra’nın özel bir altın çerçeveli versiyona sahip olabileceği de söyleniyordu. Yayınlanan görüntüler ise, bu renk seçeneklerini en net şekilde gösteriyor. Galaxy S24 Ultra’nın Siyah, Gri, Altın ve Mor renk seçenekleri dikkat çekiyor.

İleri düzey kamera sistemleri

Görüntülerde dikkat çeken bir diğer detay ise telefonların arka bölümündeki dörtlü kamera kurulumu. Samsung, bu yeni serisiyle kamera deneyimini daha da iyileştiriyor gibi görünüyor. Ayrıca ses ve güç tuşlarının çerçevenin sol bölümüne konumlandırıldığı da göze çarpıyor.

Kavisli çerçeve tasarımı devam ediyor

Bir süredir Samsung’un telefonlarında görülen kavisli çerçeve tasarımı, Galaxy S24 serisinde de korunuyor. Bu tasarım, telefonlara modern ve şık bir görünüm katıyor.

Galaxy S24 ve S24 Plus: sarı ve mor seçenekler

Galaxy S24 ve S24 Plus modelleri, Sarı ve Mor renk seçenekleriyle geliyor. Bu telefonlar düz çerçeve ve yuvarlatılmış köşe hatları ile tasarlanmış, şık ve kullanışlı bir görünüme sahip.

Unutmayın ki bu görüntüler resmi veya sızdırılmış görseller değil; yalnızca mevcut bilgilere ve son renk sızıntılarına dayalı tasvirlerdir. Galaxy S24 serisi, 17 Ocak’ta düzenlenecek olan Galaxy Unpacked etkinliğinde resmi olarak tanıtılacak. Lansman tarihi yaklaştıkça, daha fazla detayın ortaya çıkması muhtemel.

Galaxy S24 serisi tasarımı ve özellikleriyle heyecan verici bir yeni yıl hediyesi gibi görünüyor. Samsung’un bu yeni amiral gemisi telefonları, teknoloji tutkunlarını heyecanlandırmaya devam ediyor.

Türkiye’nin yerli otomobili Togg Fransa’da büyük ilgi topladı!

Türkiye’nin milli otomobili olan TOGG, Fransa’nın Strasbourg kentinde düzenlenen Türkiye Fuarı’nda gururla sergileniyor. 3-5 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen bu özel etkinlik, sadece Türk kültürünü ve lezzetlerini tanıtmakla kalmayıp, Anadolu’nun zengin yöresel halk oyunlarını da sunarak katılımcılara unutulmaz bir deneyim sunuyor.

TOGG’un Fransız ve Türk vatandaşları tarafından büyük ilgi gördüğü bu etkinlik, yerli üretimin önemini vurguluyor. TOGG’un renkleri, Türkiye’nin muhteşem coğrafyasından ilham alınarak özenle seçildi. Bu otomobil, Türk mühendisler ve işçiler tarafından geliştirildi ve tamamen elektrikli bir sürüş deneyimi sunuyor.

TOGG’un Fransa’daki sergilenmesi, Türkiye’nin otomotiv sektöründeki yükselen gücünü dünya çapında tanıtmak için büyük bir adım. Bu özel etkinlik, Türk halkının yeteneklerini ve yaratıcılığını kutlamak için bir fırsat sunarken aynı zamanda çevre dostu bir taşıt olan TOGG’un sürdürülebilirliğe olan katkısını da vurguluyor.

Türkiye Fuarı, sadece Türk kültürünü ve otomotiv endüstrisinin başarı hikayesini kutlayan bir etkinlik değil, aynı zamanda iki ülke arasındaki kültürel ve ekonomik ilişkileri güçlendirmek için bir köprü görevi görüyor. TOGG, yerli üretim ve sürdürülebilirlik konularında bir ilham kaynağı olarak Fransız ve Türk ziyaretçilere ilham veriyor. Bu etkinlik, Türkiye’nin gurur kaynağı olan TOGG’un uluslararası alanda tanıtımına önemli bir katkı sağlıyor.

Rosatom’dan ödüllü nükleer yarışma!

Proje bu yıl, Rusça, İngilizce, Ermenice, Bengalce, Macarca, İspanyolca, Kazakça, Portekizce, Türkçe, Özbekçe, Arapça, Vietnamca ve Afrikanca olmak üzere 13 dilde gerçekleştirilecek. Katılımcılar, benzersiz ödülleri kazanmanın yanı sıra yapay zekâ (AI) ile de yarışma fırsatı yakalayacak. Yarışma kapsamında ilk kez yapay sinir ağları (YSA) kullanılarak hazırlanan bazı sorular da testte yer alacak. Bu yıl yarışmada, çevrimiçi formatın yanı sıra dünyanın farklı şehirlerinde yüz yüze etkinlikler de düzenlenecek.
Rosatom tarafından düzenlenen bu uluslararası girişime katılım için 10 Kasım‘da quiz.atomforyou.com adresini ziyaret edilebilecek. Katılımcıların farklı konularda ve zorluk derecelerindeki 20 soruyu yanıtlamak için 24 saati olacak.

Tüm katılımcılar sertifika alacak

Global Atomic Quiz 2023’ün tüm katılımcıları, cihazlarına kaydedebilecekleri dijital bir sertifika alacak ve bu sertifikayı sosyal medyada arkadaşlarıyla da paylaşabilecekler. Ayrıca, en iyi sonuçları elde eden 100 kazanan atomik amblemli orijinal bir sweatshirt ve atom baskılı bir alışveriş çantası olmak üzere benzersiz ödüllerin sahibi olacak. Kazananların listesi 17 Kasım’a kadar projenin web sitesinde yayınlanacak.

Global Atomic Quiz sadece popüler bir bilim yarışması değil, nükleer fiziğin temellerini açıklayan, nükleer teknolojilerin günlük yaşamdaki önemini gösteren ve nükleerin kırılgan gezegenimizi korumada oynadığı rolü vurgulayan gerçek anlamda küresel bir eğitim girişimi olma özelliği taşıyor. Rosatom tarafından geliştirilen Global Atomic Quiz, düzenlenmeye başladığı 2020’den bu yana geçen üç yıl içinde 11’den fazla dilde gerçekleştirildi ve 70’ten fazla ülkeden 30 binden fazla meraklıya ulaştı.

Global Atomic Quiz 2023 yılında coğrafyasını genişleterek Brezilya’dan Bangladeş’e kadar dünyanın dört bir yanında 13 dilde çevrimiçi ve yüz yüze gerçekleşmiş olacak.

YouTube reklam engelleyicileri yasaklamaya başladı

Dijital dünyanın devi YouTube, reklam engelleyici yazılımların yaygın kullanımına karşı bir mücadele yürütmekte ve kullanıcılar ise bu savaşın etkilerini hissetmeye başladılar. YouTube ekibi, reklam engelleyici uzantılar kullanan kullanıcıların video izleme deneyimlerini kısıtlamak amacıyla önlemler almıştı. Bu önlemler, video izleme süreçlerinde reklamları engelleyen uzantıları devre dışı bırakmayı hedefliyor.

AdGuard tarafından sunulan verilere göre, YouTube’un bu uygulamaları, özellikle 18 Ekim tarihinde 52.000 kaldırma işlemiyle dikkat çekici bir sonuç verdi. Normal şartlarda günde 6.000 civarı kaldırma işlemi gerçekleşirken, bu artış reklam engelleyici geliştiricileri için bir uyarı niteliği taşıyor. Ancak unutulmamalıdır ki milyonlarca AdGuard kullanıcısı bulunuyor ve bu durum, reklam engelleyici geliştiricileri için hala kritik bir noktada değil.

Kullanıcılar, video izleme deneyimlerini reklamlardan arındırmak için yeni yollar arayışındalar. Bu nedenle farklı yardımcı programlar ve uzantılar kullanarak YouTube’un algoritmalarını aşmayı hedefliyorlar. Bu durum, reklam engelleyici yazılımların geliştiricileri için yeni bir mücadele alanı yaratıyor.

YouTube’un reklam engelleyicilere karşı aldığı önlemler ve kullanıcıların bu önlemlere nasıl tepki verdiği, dijital reklamcılık ve kullanıcı deneyimi konularında gelecekte ne gibi değişikliklere yol açacağını gösteriyor. Kullanıcılar, reklamlarla başa çıkmanın yollarını aramaya devam ederken, reklamcılık sektörü de bu değişen dinamiklere uyum sağlamaya çalışacak gibi görünüyor.

Apple’ın yeni gözlüğü Vision Pro, başarılı olmayabilir!

Apple, gelirlerini artırmak ve yeni bir büyüme yollarını bulmak için çeşitli stratejileri gözden geçiriyor. Şirket, son birkaç çeyrekte gelirlerdeki durgunluğu tersine çevirmenin yollarını arıyor, ancak bazı zorluklarla karşılaşıyor.

Son mali raporunda Apple, beklentileri karşılayamayacak gibi görünüyor. Analistler, tatil döneminde satışların artacağını tahmin etmişlerdi, ancak Apple, bu yılın tatil döneminin geçen yıla benzer olacağını açıkladı. Bu, beşinci durgun çeyrek olarak dikkat çekiyor.

Apple’ın zayıflığını açıklamak için kur dalgalanmaları ve takvimdeki özel bir durumu öne sürdü, ancak aynı zamanda iPad ve Giyilebilir Cihazlar, Ev ve Aksesuarlar segmentlerindeki gelirin düşeceği uyarısında bulundu. Şirket, yeni iPad’ler ve AirPods modellerini piyasaya sürme planları yapsa da, bu ürünler henüz hazır değil.

Apple, hizmetlerinde ücret artışlarına giderek gelirlerini artırma yolunda adımlar attı. Ancak şirketin gerçek bir canlanma yaşayabilmesi için büyük bir yeniliğe ihtiyacı var gibi görünüyor. Bu noktada karma gerçeklik ve elektrikli araç pazarlarına yönelme planları önem kazanıyor. Ancak elektrikli araçlar için daha uzun vadeli bir hedef olduğu ve karma gerçeklik ürünlerinin de yavaş bir satış yaklaşımı benimseneceği belirtiliyor.

Apple’ın önümüzdeki dönemde piyasaya sürmeyi planladığı Vision Pro kulaklık, bu büyüme stratejisinin bir parçası olarak öne çıkıyor. Ancak bu ürünün satılması, Apple’ın önceki ürünlerine göre daha fazla çaba ve zaman gerektirebilir. Vision Pro’nun karmaşık yapısı, müşterileri ikna etmek için dikkatli bir satış stratejisinin gerekliliğini ortaya koyuyor.

Vision Pro kulaklık, ABD’de piyasaya sürüldükten sonra İngiltere ve Kanada gibi diğer ülkelerde de satışa sunulacak. Ancak Apple’ın beklentilerine göre, bu ürünün büyük bir satıcı haline gelmesi için daha fazla zaman gerekebilir.

Apple, gelecekteki büyüme motorlarını keşfetmek için çeşitli adımlar atmaya devam ederken, tüketicilerin merakla beklediği sıradaki büyük inovasyonu sağlayıp sağlayamayacağını görmek için sabırsızlıkla bekliyoruz.

Poddy, 85 milyon TL değerlemeyle yatırım aldı!

0

Podcast’e ilgi küresel anlamda artmaya devam ediyor. Hem dinleyicilerin hem de üreticilerin podcaste ilişkin birçok sorununa çözüm getiren ve bu özellikleri ile podcast alanında dünyada ilk ve tek “sosyal podcast platformu” olan Poddy, herkese sesini duyurma fırsatı verme vizyonuyla ekosistemi büyütmeye devam ediyor: Bu yatırımın ardından Poddy’de üreticiler Podcast’ten gelir elde edebilecek!

Podcast dinleyicilerine seslerini duyurabilme ve podcast üretenlerin dinleyicileriyle etkileşime geçebilmesini sağlamak amacıyla Türk girişimciler tarafından Londra’da temelleri atılan sosyal podcast platformu Poddy, 2024 yılının ilk yarısında gerçekleştirmeyi planladığı global tohum öncesi yatırım turu öncesinde friends & family ve melek yatırımcılardan 85 milyon TL köprü tur değerlemesi ile ilk yatırımını aldı. Podcast dinleyicilerine yenilikçi deneyimler sunan ve yayına alındığı tarihten bu yana kullanıcı kitlesi artmaya devam eden Poddy, sunduğu ayrıcalıklı özelliklerle dünyada tek olma özelliği taşıyor.



Poddy’nin yatırımla birlikte ana hedefi bugüne kadar reklam ve sponsorlu içerik haricinde gelir elde edemeyen podcast üreticisine sadece dinlenme üzerinden gelir elde edebileceği bir gelir modeli sunmak ve üreticinin ürettiği nitelikli içeriğe karşılık hakkını almasını sağlamak olacak. Bu sayede Poddy, tıpkı YouTube gibi sponsor olmadan sadece dinlenme başına üreticilerin gelir elde edecekleri ve kendi kitlesinden üretimini devam ettirebileceği bir modeli hızlıca hayata geçiriyor. Artık Poddy ile üreticiler, sponsor olmadan gelir elde edebilirken, dilerse Poddy’nin sunduğu medya araçları ile de daha geniş kitleleri ulaşma imkânı yakalayabilecek.

Poddy CEO’su Cüneyt Göktürk bu gelişmeden duyduğu memnuniyeti belirtirken konu ile ilgili olarak şunları söyledi: “Türkiye’yi pilot bölge olarak ele almıştık. Bu aksiyonla birlikte ilk günden beri söylediğimiz gibi esas hedef pazarımıza yani başta Kaliforniya olmak üzere Amerika pazarına penetrasyonumuzu hızlandırıyoruz. Uygulamanın hayata geçmesindeki temel amaç podcast dünyasının problemlerine çözüm olmaktı. Dinleyicilerin üreticilerle bağ kurmasını sağlamak, içerik keşfetmeyi kolaylaştırmak, podcast dinleyicisine sosyal medyada alışık oldukları deneyimi sunmak, podcast kaydetmeyi çok basit hale getirmek ve reklam verene podcast medyası üzerinden yeni mecralar sunmak bugüne kadar ekosisteme sunduğumuz çözümlerden sadece birkaçı.”

Ekim ayında tamamlanan yatırım turunda Nurettin Şendoğan liderliğindeki yatırımcılar arasında Deniz Dülgeroğlu, Özbeyen Atalay ve bir grup melek yatırımcı yer alıyor. 

Bir siber saldırı kaça mal oluyor?

Siber güvenlik, günümüzde hem kamu kuruluşları hem de özel sektör için büyük önem arz ediyor. Dijital dünya, sunduğu avantajların yanında, birçok tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Brandefense CEO’su Hakan Uzun, dijital ortamdaki tehlikelere karşı koruma sağlamak ve olası krizleri engellemek için siber güvenlik tatbikatlarının olmazsa olmaz olduğuna dikkat çekiyor.

Gittikçe dijitalleşen dünyada, dijital bilgilerin korunması ve güvende tutulması her türlü kurum ve kuruluş için hayati bir gereklilik haline gelmeye devam ediyor. Bu kapsamda dijital verilerin korunması için kullanılan siber güvenlik uygulamaları; bilgisayarlar, sunucular, kritik sistemler, mobil cihazlar, elektronik sistemler ve veriler gibi dijital varlıkları koruma altına almayı sağlıyor. Siber güvenlik sistemleri, gizliliği ve veri bütünlüğünü sağlamanın yanı sıra, iş sürekliliğini ve itibarı koruma açısından büyük bir rol oynuyor. Siber güvenlik tatbikatlarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Brandefense CEO’su Hakan Uzun, şunları aktardı:

“Siber güvenlik sistemlerinin sağlıklı bir biçimde işlemesi için düzenli olarak gerçekleştirilen siber güvenlik tatbikatları, organizasyonların güvenlik duvarlarını test etmek ve siber saldırı yollarını açan potansiyel açıkları tespit etmek için önemli bir fırsat sunuyor. Ayrıca, siber saldırılar ve güvenlik ihlalleri durumunda nasıl hareket edileceğini uygulamalı olarak görmeyi sağlıyor. Bu tatbikatlar, güvenlik açıklarını gidermek ve savunma önlemlerini iyileştirmek için de kullanılabiliyor. Siber güvenlik tatbikatlarının güncel saldırı türlerini dikkate alarak hazırlanması, gerçeğe daha yakın bir deneyim yaratmayı sağlıyor. Bu sayede kuruluşlar, gerçek bir kriz anında nasıl hareket edeceklerini pratiğe dökerek kriz yönetimi yeteneklerini güçlendiriyor.

Başarılı bir siber saldırı ortalama 4,24 milyon dolarlık zarara sebep oluyor

Siber güvenlik tatbikatlarının tüm kuruluşlarda yaşanabilecek kriz anları için bir ön hazırlık görevi gördüğünü düşünüyorum. Bu tatbikatlar, verilerin korunması konusunda hayati bir rol oynuyor. İhlalleri tespit etmek büyük bir çalışma gerektiriyor. Bir ihlali tespit etmek için ortalama 212 güne ihtiyaç duyulurken, ihlale müdahale edilmesi 286 gün sürebiliyor. Bu ihlaller kuruluşlar için ortalama 4,24 milyon dolar zarara sebep olabiliyor. Siber güvenlik tatbikatları sayesinde, kuruluşların varlığını tehdit eden ve büyük zarara sebep olabilecek tehlikelere karşı önlem alınabiliyor. Böylece kuruluşlar dijital dünyada güvenlik sağlama hedefine bir adım daha yaklaşarak siber saldırıları büyük bir tehdit olarak görmekten uzaklaşıyor.”

Türk savunma sanayisi, insansız araçlarda çığır açan bir başarıya imza attı!

Türk savunma sanayisi, insansız sistemlerin geliştirilmesi ve kullanımı konusunda yeni bir başarıya imza attı. HAVELSAN, insansız otonom kara aracı BARKAN 2’yi Türk güvenlik güçlerinin kullanımına sunarak, dolanan mühimmat yeteneklerini bu araca entegre etti.

Bu yıl içerisinde, ROKETSAN tarafından üretilen güdümlenebilir mini füze METE ile BARKAN 1 aracından başarılı atışlar gerçekleştirildi. Şimdi ise BARKAN 2, kamikaze mühimmat atışı yapabilme yeteneği ile dikkat çekiyor.

BARKAN 2, dolanan mühimmat entegrasyonu ile sınıfında bir ilki gerçekleştirerek “kamikaze insansız hava aracı (İHA)” olarak kabul ediliyor. Bu başarı, Türk savunma sanayisinin insansız sistemlerdeki gelişmeye olan katkısını gösteriyor.

BARKAN 2, 15 kilometre yarıçaplı bir bölgede görev ve faaliyetler icra edebilirken, tek bir kuleye bağlı olarak aynı anda atış yapabilen hidrojen destekli iki lançerli sistemden (bir lançer lazer güdümlü sistem, bir lançer dolanan mühimmat) ile Gürbağ Savunma’ya ait keşif gözetleme ve kamikaze amaçlı dolanan mühimmatın atışı başarıyla gerçekleştirildi. Bu, uluslararası arenada bir ilk olarak kabul ediliyor.

Atılan kamikaze mühimmat, elektrikli tahrik sistemi, 3000 metre uçuş irtifa yüksekliği ve 40 dakika havada kalma süresi ile 15 kilometre menzile ulaşabilme kapasitesine sahip.

Geçen aylarda Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine giren BARKAN, modüler yapısı sayesinde farklı faydalı yüklerin hızlı bir şekilde entegre edilmesine olanak tanıyor.

HAVELSAN Ürün Geliştirme ve Üretim Direktörü Veysel Ataoğlu, bu başarının Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edilen BARKAN insansız kara araçlarıyla elde edildiğini belirtti ve seri üretim taleplerinin beklendiğini ifade etti.

BARKAN 2 aracının hareket kabiliyetinin artırıldığını ve farklı faydalı yüklerin entegre edildiğini açıklayan Ataoğlu, aynı zamanda insansız kara aracının otonom kabiliyetinin geliştirildiğini ve geleceğin muharebe sahasına hazırlık için çalışmaların devam ettiğini vurguladı.

Ataoğlu, “Karma Sürü Operasyon Merkezi”ni oluşturarak farklı firmaların ürünlerini değerlendirdiklerini ve bu sistemlerin entegrasyonunu tamamladıklarını belirtti. Ayrıca, bu başarıların Türk Silahlı Kuvvetlerinin gücünü artıracağını ve gelecekteki muharebe sahalarında kullanılacağını söyledi.

Son olarak, BARKAN 2’nin aynı anda farklı silah sistemlerini kullanabilme yeteneği üzerine çalıştıklarını belirten Ataoğlu, bu sayede çok çeşitli görevlerin yerine getirilebileceğini ve gelecek taleplere uygun çözümlerin sunulacağını ifade etti.

Bosch Türkiye’de atama!

0

İstanbul – Türkiye’nin önde gelen hizmet ve teknoloji tedarikçilerinden Bosch Türkiye’de Kurumsal İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörlüğü görevine Burcu Coşkun atandı. Coşkun yeni görevinde, Türkiye ve Orta Doğu bölgesinde 17 ülkede, Bosch markalarının kurumsal itibar yönetimi ve tüm kurumsal iletişim süreçlerinin yanı sıra kamu, sektörel dernek ve sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkilerden sorumlu olacak.

Burcu Coşkun kimdir?

2003 yılında Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezun olan Burcu Coşkun, Boğaziçi Üniversite’sinden ve European University College Brussels’dan Avrupa İşletme Yüksek Lisans derecelerine sahiptir.

İş hayatına Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nda başlayan Coşkun, 12 yıl boyunca görev yaptığı Coca-Cola İçecek’in faaliyet gösterdiği 10 ülkede Grup Kurumsal İlişkiler ve Sürdürülebilirlik Müdürü olarak şirketin kamu ilişkileri ve sürdürülebilirlik süreçlerine liderlik etti. 2019-2021 yılları arasında Meşrubatçılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, 2016-2021 yılları arasında Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO) ve DEİK Türkiye – Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan İş Konseyleri Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan Coşkun, 2021 yılından bu yana PwC Türkiye’de Kurumsal İlişkiler Direktörü olarak görev yapıyordu. Burcu Coşkun, Ağustos ayı itibarıyla Bosch Türkiye ve Orta Doğu Kurumsal İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü olarak atandı.

Tesla, Almanya’da uygun fiyatlı elektrikli otomobil üretecek!

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak Pazartesi günü yaptığı açıklamada, otomobillerini kitlesel olarak satın almak için elektrikli araç üreticisi için uzun süredir beklenen bir gelişme olduğunu söyledi. İsmini vermek istemeyen kaynak, üretimin ne zaman olduğunu söylemedi. Tesla ise yorum yapmaktan kaçındı.

İcra Kurulu Başkanı Elon Musk, İngiltere’deki bir yapay zeka zirvesine katıldıktan sonra Cuma günü Gruenheide’deki fabrikayı ziyaret etti ve kişisel sıkı çalışmaları için teşekkür etti. Kaynak, Tesla’nın Almanya ile ilgili hedeflerini burada açıkladığını iddia ediyor.

Almanya’daki tesis şu anda Avrupa’nın en çok satan elektrikli aracı Model Y‘yi üretiyor.

Musk, uzun süredir daha uygun fiyata bir elektrikli otomobil yapmayı planladığını ancak 2022 yılında henüz teknolojinin hakim olmadığını ve planın rafa kaldırıldığını söyledi.

Yine de kaynaklar Eylül ayında otomobil üreticisinin, EV‘nin alt deposunun neredeyse tamamını tek parça halinde kalıplamasının mümkün olduğunu ve bir yeniliğe yaklaştığını söyledi; bu, üretimi hızlandıracak ve maliyetleri düşürecek bir atılım.

Tesla 5 milyonuncu elektrikli otomobilini üretti

Kitlesel pazara açılmak, Tesla’nın araç teslimatlarını 2030 yılına kadar 20 milyona çıkarma hedefine ulaşmak için kritik öneme sahip.

Ancak zayıf ekonomi ve yüksek faiz oranları elektrikli araçlara olan talebi vurarak elektrikli araç üreticilerinin son aylarda satışlarını artırmak amacıyla fiyatları düşürmesine neden oldu.

Tesla ayrıca Cuma günü işçilere, tüm Kasım aylarından itibaren %4’lük bir ücret artışı olacağını ve üretim üretiminin Şubat 2024’ten itibaren yıllık ek 2.500 avro alacağını bildirdi.

Uber ve Lyft, mağdurlarına 328 milyon dolar dağıtacak!

James, anlaşmaların, maliyetlerin müşteriler tarafından ödenmesi gerekirken sürücülerden satış vergileri ve diğer ücretleri uygunsuz bir şekilde tahsil eden Uber ve Lyft‘e yönelik soruşturmaları çözdüğünü söyledi.

Uber 290 milyon dolar, Lyft ise 38 milyon dolar ödeyecek. Paranın mevcut ve eski sürücülere dağıtılacağını söylendi. Şirketler ayrıca New York City dışındaki sürücülere ücretli hastalık izni ve saat başına 26 dolar asgari ücret sağlamayı da kabul etti.

James yaptığı açıklamada, “Araç paylaşımı sürücüleri, insanları gitmeleri gereken yere götürmek için gece gündüz her saat çalışıyor.” dedi. “Yıllar boyunca Uber ve Lyft, zorlu koşullarda uzun saatler çalıştıkları sırada sürücülerini yüz milyonlarca dolarlık ücret ve sosyal haklardan sistematik olarak aldattı.

Uber’in baş hukuk sorumlusu Tony West, anlaşmanın “New York’taki sınıflandırma sorununu gidermeye yardımcı olduğunu ve insanların giderek daha fazla çalışmayı tercih etme şeklini yansıtan bir modelle bizi ileriye taşıdığını” söyledi.

Lyft’in baş politika sorumlusu Jeremy Bird, yaptığı açıklamada, “Bu, sürücüler için bir kazanç ve New York Başsavcılığı ile bunu başarmaktan gurur duyuyoruz.” dedi.

Uber ve Lyft, son birkaç yılda New York’ta her yerde bulunur hale geldi; kullanımı kolay araç çağırma uygulamaları, şehrin ikonik sarı taksilerinin yerini büyük ölçüde aldı. Şirketler, New York gibi şehirlerdeki taksi hizmetlerini düzenleyen düzenlemelere uyum sağlamakta yavaş davrandı ve sürücülere temel iş koruması ve sosyal yardımlar sağlama konusunda tereddüt etti.

New York, sözde esnek ekonomide fiilen bağımsız yükleniciler olarak sınıflandırılan uygulama tabanlı sürücüler için asgari ücreti belirleyen ilk şehir oldu. Şehir ayrıca Uber Eats gibi uygulama tabanlı yemek dağıtım hizmetleri için de asgari ücret uygulamasına geçti.

Kaliforniya’da Mart ayında bir mahkeme, Uber ve Lyft gibi araç çağırma ve teslimat şirketlerinin Kaliforniya’daki sürücülerine bağımsız yükleniciler olarak davranmaya devam edebileceklerine, yani ücretli hastalık izni ve işsizlik sigortası gibi yardımlardan yararlanamayacaklarına karar verdi.

Bitcoin Halving nedir?

Bitcoin blok zincirindeki en önemli olaylardan biri, madencilik ödülünün yarıya indirildiği yarılanma. 2020’den bu yana, işlemleri doğrulayan ağ katılımcılarına başarıyla çıkarılan her blok için 6,25 Bitcoin veriliyor. Bir sonraki yarılanmanın, blok ödülünün 3.125’e düşeceği tahmin ediliyor. Ayrıca bu, 2024 yılının başından ortasına kadar gerçekleşecek. Zamanla blok ödülü bir satoshiye yaklaştıkça her yarılanmanın etkisi azalacak.

Bitcoin yarılanması olayı, Bitcoin madenciliği işlemlerinin ödülü yarıya indirildiğinde meydana geliyor. Yarılanmalar, yeni madeni paraların yaratılma hızını azaltır ve böylece mevcut yeni arz miktarını azaltıyor. Bitcoin en son 11 Mayıs 2020’de yarıya indi ve 6,25 BTC’lik blok ödülü sağladı. Nihai yarılanma, dolaşımdaki Bitcoin sayısının teorik maksimum arz olan 21 milyona ulaşacağı 2140 civarında gerçekleşecek.

Bitcoin Halving ne anlama geliyor?

Bitcoin yarılanmasını anlamak için öncelikle Bitcoin ağının nasıl çalıştığını bilmelisiniz. Bitcoin’in temelindeki teknoloji olan blockchain, Bitcoin’in yazılımını çalıştıran ve ağında meydana gelen işlemlerin kısmi veya tam geçmişini içeren bir bilgisayar ağından oluşuyor. Her tam düğüm, Bitcoin ağındaki bir işlemin onaylanmasından veya reddedilmesinden sorumlu. Bunu yapmak için düğüm, işlemin geçerli olduğundan emin olmak için bir kontrol gerçekleştiriyor. Bunlar, işlemin doğru doğrulama parametrelerini içermesini ve gereken uzunluğu aşmamasını sağlamayı içeriyor.

Her işlem ayrı ayrı onaylanmakta. Bunun ancak bir blokta yer alan tüm işlemler onaylandıktan sonra gerçekleşeceği söyleniyor. Onaylandıktan sonra işlem mevcut blok zincirine eklenir ve diğer düğümlere yayınlanıyor.

Blok zincirine daha fazla bilgisayar (veya düğüm) eklemek, blok zincirinin istikrarını ve güvenliğini artırıyor. 1 Kasım 2023 itibarıyla Bitcoin kodunu çalıştırdığı tahmin edilen 16.902 düğüm var. Herkes, tüm blok zincirini ve işlem geçmişini indirmek için yeterli depolama alanına sahip olduğu sürece Bitcoin ağına bir düğüm olarak katılabilse de, bunların hepsi madenci değil. Ağ, yaklaşık dört yılda bir, 210.000 blok kazdıktan sonra, Bitcoin madencilerine işlemleri gerçekleştirmeleri için verilen blok ödülü yarı yarıya azalıyor. Bu olaya yarılanma adı veriliyor çünkü yeni bitcoinlerin dolaşıma çıkma hızını yarı yarıya azaltıyor. Bu ödül sistemi , önerilen 21 milyon jeton sınırına ulaşıldığı 2140 yılına kadar devam edecek. Bu noktada madenciler, ağ kullanıcılarının ödeyeceği işlemlerin işlenmesi için ücretlerle ödüllendirilecek. Bu ücretler, madencilerin hâlâ katılmaya ve ağa devam etmeye teşvik edilmesini sağlıyor.

Bitcoin korku endeksi nedir?

Korku ve Açgözlülük Endeksi, yatırımcıların ve tüccarların Bitcoin ve Kripto pazarını duyarlılık perspektifinden analiz etmelerine yardımcı olan bir araç. Piyasanın ne ölçüde aşırı korkulu veya aşırı açgözlü hale geldiğini tanımlıyor. Bu nedenle buna Korku ve Açgözlülük Endeksi diyebiliriz.

Buradaki fikir, piyasanın genel olarak aşırı derecede korkulu olduğu durumlarda geçerli. Bitcoin o dönemde ucuz/düşük değerli olduğunu gösteriyor. İyi bir satın alma fırsatı sunuyor.

Bitcoin korku endeksi ne anlama geliyor?

Bunun tersi de geçerli. Yani Korku ve Açgözlülük Endeksi piyasa katılımcılarının son derece açgözlü olduklarının sinyalini verdiğinde, Bitcoin fiyatının gerçek değerinin çok üzerinde olduğunu ve satış yapmak için iyi bir zaman olabileceğini gösterebiliyor.

Endekslerden alınan puanları anlamak, akıllı yatırımcılara piyasa aşırı derecede korkulu olduğunda satın alma ve piyasa aşırı derecede açgözlü olduğunda ise satış yapma fırsatı sunabilir. Böylece potansiyel olarak yatırım kararlarını iyileştirebiliyor. Bu gösterge kırmızı rakamları gösterecek. Böylelikle piyasa duyarlılığının son derece olumsuz olduğu durumlarda ‘aşırı korkuyu’ ifade edecek. Duyarlılık ve piyasa ivmesi son derece olumlu olduğunda yeşil rakamlar ve ‘aşırı açgözlülük’ gösteriliyor.

Korku ve Açgözlülük Endeksi bu nedenle yararlı bir duygusal yönetim aracı olarak hareket edebiliyor. Yatırımcının kendi duygularını piyasanın geri kalanından ayırmasına olanak tanımak ve ani fiyat hareketleri ve piyasa oynaklıklarına karşı mantıksız tepkilerden kaçınmak. Bu durum özellikle piyasadan farklı veri girdileri kullanan ve birçoğunu burada bulabileceğiniz diğer araçlarla birlikte kullanıldığında geçerli.

Korku ve Açgözlülük Endeksi 0’dan 100’e kadar basit bir ölçek. 0’ın kırmızı ve 100’ün yeşil olduğu renk kodlu. Skorun kırmızı ve sıfıra yakın olması aşırı korkuya işaret eder ve birçok Bitcoin (BTC $) ve kripto yatırımcısının fiyatın daha da düşmesi konusunda fazla endişe duyduğunu gösterebiliyor. Bu noktada kripto korkusu yüksek ve yatırımcılar rasyonel düşünemiyor. Skorun yeşil olması ve 100’e yakın olması aşırı açgözlülüğe işaret ediyor. Birçok Bitcoin ve kripto yatırımcısının fiyatların gelecekte daha da artacağı konusunda çok heyecanlı olduyor. Korku ve Açgözlülük Endeksi’nin girdileri her gün birkaç farklı kaynaktan üretiliyor.

Death cross nedir?

0

“Death Cross” son zamanlardaki fiyat zayıflığını yansıtan bir piyasa grafiği modeli. Kısa vadeli hareketli ortalamanı uzun vadeli bir hareketli ortalamanın altına düşmesini ifade ediyor. Borsada en yakından takip edilen hareketli ortalamalar 50 günlük ve 200 günlük.

Ölüm çaprazı, eğer geçiş 50 günlük hareketli ortalama ile yapılırsa, yalnızca fiyat hareketinin iki aydan biraz daha uzun bir süre boyunca kötüleştiğini gösteriyor.

Uğursuz ismine rağmen, ölüm haçı pazarda korkmaya değer bir dönüm noktası değil. Piyasa geçmişi, ortalamanın üzerinde getirilerle kısa vadeli bir toparlanmanın öncesinde gelme eğiliminde olduğunu gösteriyor. Modelin öngörücü gücüne ikna olanlar, death cross’un 1929, 1938, 1974 ve 2008 de dahil olmak üzere geçen yüzyıldaki tüm ciddi ayı piyasalarından önce gerçekleştiğine dikkat çekiyor.

Ölüm çaprazı yani Death cross nedir?

Teknik olarak Death Cross, kısa vadeli hareketli ortalamanın uzun vadeli hareketli ortalamaya negatif şekilde geçiş yapması diyebiliriz. Yatırımlarda Death Cross çizgisini belirlemek için 50 günlük hareketli ortalama (DMA) ve 200 günlük hareketli ortalama dikkate alınıyor. Death Cross’un anahtar noktası çok güçlü bir satış belirtisi göstermesi. Yani Ölüm Kesişimi modelinin ortaya çıkması ciddi satış baskısına yol açabiliyor. Bu durumda ise hisse fiyatı bir aydan bir yıla kadar beklentilerin altında kalabiliyor. Death cross nedir sorusunu en iyi bu şekilde açıklayabiliriz.

Ölüm Kesişimi modeli temel anlamda üç aşamada gerçekleşiyor. İlk olarak yatırım aracının satın alma hızının azalması ve yükseliş trendinin bitmesi gerekiyor. Ardından satış yapan kişi sayısı piyasada üstünlük elde etmeli ve fiyatı düşürmeye başlamalı. İkinci aşama ise kısa süreli ortalamanın uzun vadeli ortalamanın altına düşmesiyle gerçekleşiyor. 50 günlük hareketli ortalama, 200 günlük hareketli ortalamanın altına düşüyor. Böylelikle Death Cross noktasına kadar geriler. 50 günlük ortalamanın bu düşüşü, piyasada uzun vadeli düşüş eğilimi başlatabiliyor. Son aşamada aşağı yönlü fiyat düşüşü hızlanır ve gerçek bir Ölüm Kesişimi’nin meydana geldiği kabul ediliyor. Death Cross’un ortaya çıkmasıyla birlikte yatırım aracının uzun vadeli bir düşüşe gireceği öngörülüyor. Ancak yatırım aracı kısa vadede düşüşü bozar ve yeniden yükselmeye başlarsa Death Cross’un yanıltıcı olabileceği biliniyor.

Ölüm Kesişimi’nin güvenilir olup olmadığını anlamak için işlem hacmine bakmak gerekiyor. Eğer yüksek işlem hacmiyle gerçekleşiyorsa güvenilir olduğunu söyleyebiliriz. Böylelikle Yüksek işlem hacmi, yatırımcıların satış yaptığını gösteriyor.